text
stringlengths 7
4.73k
|
---|
Akrolein, gruplarının modifikasyonu ile hızlı bir şekilde metabolize edilir ve bu mekanizma sonucunda glutatyon ile hücresel oksidatif seviyesindeki azalma stres artışı meydana gelmiş olur17.çalışmalar glutatyon sülfidril Son zamanlarda araştırmacılar, kemoterapi etkilerini antineoplastik ilaçlarının engellemeden normal dokular üzerindeki yan etkilerini en aza indirebilecek ve bağışıklığı 42 |
ile artıracak bitki kökenli bileşikler üzerinde çalışmalar yapmaktadır18. |
Çeşitli çalışmalarda CYP indüklenen hasar üzerine bazı antioksidanların etkileri rapor edilmiştir1921. |
Kemopreventif maddeler arasında, antioksidan özelliği en çok çalışılanlar flavonoidlerdir. |
Güçlü antioksidan özelliği bilinen bileşiklerden birisi de kuersetindir. |
Kuersetin çeşitli meyve ve sebzelerde bolca bulunan antioksidan, antiinflamatuvar etkili flavonoidlerden birisidir22,23.antikanser ve sıra yanı radikalleri Kuersetin, süperoksit ve hidroksil gibi serbest temizler, ksantin oksidaz ve lipid peroksidasyonunu engeller24.antiBunların inflamatuar ve immün sistemi baskılama gibi pek çok farmakolojik aktiviteye de sahiptir25.çalışmalarda kanser hücrelerinin Yapılan çoğalmasını önlediği26,27, in vivo olarak da ilaca bağlı toksisite ve oksidatif stresi azaltıcı etki gösterdiği tespit edilmiştir28,29.antidiabetik, Biz de tüm bu literatür bilgileri doğrultusunda ratlarda CYP ile oluşturulan hepatotoksisite üzerine kuersetinin etkilerini biyokimyasal ve histopatolojik olarak göstermeyi hedefledik. |
YÖNTEMLER Anabilim Bu çalışma, Atatürk Üniversitesi Tıbbi Deneysel Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Biyokimya ve HistolojiEmbriyoloji Dalı Laboratuvarlarında gerçekleştirilmiştir. |
Ayrıca çalışmamız, Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu’nun 2015/90 No’lu kararı ile onaylanmış ve Atatürk Üniversitesi BAP birimi tarafından 2015/62 No’lu Kapsamlı Araştırma Projesi kapsamında desteklenmiştir. |
Deney Hayvanları Çalışmada, ortalama 250300 gr ağırlığında, 1012 haftalık, yetişkin 30 adet Sprague Dawley cinsi erkek rat kullanıldı. |
Grup 2’deki ratlara 7 gün boyunca gavajla mısır yağı verildi ve deneyin 7. günü mısır yağı verildikten sonra tek doz CYP uygulandı. |
Grup 3’teki sıçanlara deney süresince mısır yağında çözünmüş haldeki kuersetin gavaj yoluyla 50 mg/kg oranıyla uygulandı ve 7. gün kuersetin uygulamasından sonra tek doz CYP verildi. |
Grup 4’teki hayvanlara 7 gün boyunca gavajla mısır yağında çözünmüş haldeki kuersetin 100 mg/kg oranıyla uygulandı ve 7. gün kuersetin uygulamasından sonra tek doz CYP uygulandı. |
Grup 5’e ise 7 gün boyunca 100 mg/kg oranında kuersetin mısır yağında çözdürülmüş şekilde gavajla verildi. |
Deneyin 8. günü tüm sıçanlar tiopental sodyum ile anesteziye alındı ve servikal dislokasyon metodu ile sakrifiye edildiler. |
Hayvanlardan alınan kısmı karaciğer dokularının bir biyokimyasal analizler için 80 0C dondurucuya konuldu. |
Karaciğer dokularının bir bölümü ise formaldehit histopatolojik içine alındı.incelemeler için Biyokimyasal Analizler Deney sonunda sakrifiye edilen ratlardan alınan karaciğer dokularında oksidan ve antioksidan parametrelerden malondialdehit superoksit ve glutatyon CAYMAN10009055), |
Gedikli S., Şengül E. parametreleri Elisa kitleri aracılığıyla analiz edildi. |
Histopatolojik Analizler ait kesitler geçirildikten Çalışmanın sonunda anestezi altında sakrifiye edilen sıçanlardan alınan karaciğer dokuları histopatolojik açıdan değerlendirilmek üzere %10'luk nötral tamponlu formaldehit içine konuldu. |
Doku örnekleri ksilol ve alkol serilerinden sonra parafine gömüldü. |
Parafin blokları Leica RM2125RT mikrotomu ile 5 μm kalınlığında kesildi. |
Bütün histopatolojik gruplara için değerlendirmelerinin Crossman’ın modifiye üçlü boyaması ile incelemeler İmmunohistokimyasal boyandı. |
Tüm boyamalara ait lamların ışık mikroskobu altında kesitlerin fotoğrafları çekildi.11684817910 yapılabilmesi incelemesi yapılarak, İstatistiksel Analiz Çalışmanın sonunda elde edilen değerler istatistik veri programı yardımıyla ikiden fazla bağımsız grupların istatistiksel analizinde kullanılan oneway ANOVA sonrası Duncan testi uygulanarak değerlendirildi. |
P<0.05 değeri anlamlı olarak kabul edildi. |
BULGULAR Biyokimyasal Bulgular Karaciğer dokusunda yapılan biyokimyasal analizler sonuçlarına göre CYP grubunda, SOD ve GSH aktivitesinin kontrol grubundan düşük olduğu MDA seviyesinin ise yüksek olduğu istatistiksel olarak belirlendi. |
Q50+CYP grubunda ve Q100+CYP gruplarında SOD ve GSH seviyesi CYP grubuna oranla artış göstermekteydi, ancak Q100+CYP grubundaki artış istatistiksel açıdan anlamlıydı. |
MDA seviyesi ise CYP grubuna oranla kuersetin uygulanan gruplarda azalma göstermekle birlikte Q100+CYP ve Q100 gruplarında anlam içeriyordu. |
Sonuçlar 1’de belirtilmiştir. |
Aynı harf ile gösterilen değerler arasında istatistiksel fark yoktur. |
İstatistiksel analizler SPSS 17.0 programı Oneway Anova metoduyla yapılmıştır.p<0,05 olarak kabul edilmiştir.istatistiksel Histopatolojik Bulgular Kontrol grubuna ait Crossman’ın modifiye üçlü boyaması ile boyanan karaciğer kesitleri incelendiğinde, dokunun normal bir histolojik yapıya ve morfolojiye sahip olduğu gözlendi . |
Ancak CYP grubuna ait karaciğer kesitlerinde dilatasyon, sinüzoidal mononükleer hücre infiltrasyonu, vasküler konjesyon tespit edildi . |
Gözlemlenen bu yapısal hasarlar ise Q50+CYP grubunda ise kontrol azalmış, Q100+CYP grubunda grubuna yapıya dönüşmüştü .histolojik yakın bir için yapılan TUNEL Apoptozisi göstermek boyamada, kontrol grubunda az sayıda hepatositin pozitif olduğu, CYP grubunda ise özellikle periasiner bölgede çok sayıda pozitif hücrenin varlığı tespit edildi . |
Q50+CYP ve Q100+CYP gruplarında ise kuersetin miktarındaki artışa oranla daha fazla düzelmenin olduğu, yani CYP grubuna oranla daha az pozitif hücre sayısının olduğu gözlendi 44 |
Q100 grubundaki immunpozitiflik ise kontrol grubuna yakın düzeydeydi.Şekil 1: A: Kontrol, B: CYP, C: Q50+CYP, D: Q100+CYP, E: Q100 grubu sıçanlara ait karaciğer kesitlerinin ışık mikroskobik görüntüleri.ok başı: sinüzoidal dilatasyon, yıldız: mononükleer hücre infiltrasyonu, Boya: Crossman’ın Üçlü Boyaması, Bar: 20 µm. |
F: Kontrol, G: CYP, H: Q50+CYP, I: Q100+CYP, J: Q100 grubu sıçanlara ait karaciğer kesitlerinde TUNEL yöntemiyle apoptotik hücrelerin gösterilmesi. |
Kesitlere uygulanan Bax boyama sonuçları da Caspase3 paralellik ile sonuçları immünreaktivite . |
Antiapoptotik göstermekteydi Bcl2 proteinler kesitler immünpozitifliği değerlendirildiğinde ise kontrol grubundaki pozitif hücre sayısının başta CYP grubu olmak üzere diğer tüm deney gruplarından fazla olduğu tespit edildi .bakımından ailesinden olan TARTIŞMA Kanser kemoterapisinde kullanılan, alkilleyici bir ajan olan CYP’nin birçok yan etkisi olduğu bilinmektedir. |
Toksik etkiye sahip olması ise, metabolitlerinden biri olan akrolein üretimi ile alakalıdır30,31. |
Akrolein α, βdoymamış bir aldehittir ve oldukça reaktif olan bu bileşik lipid peroksidasyonunun bir göstergesi olarak tanımlanır32. |
CYP tedavisi ile ortaya çıkan serbest hepatotoksisitenin nedeninin radikallerin aşırı üretimi indüklenen ile oksidatif olduğu bildirilmektedir33.stres Vücutta antioksidanlar ve oksidanlar arasında var olan dengenin oksidan sistem lehine bozulması sonucunda oluşan oksidatif streste, lipid peroksidasyonunun meydana gelmesi ve serbest radikallerin açığa çıkması sonucu organizmada oluşur.antioksidan Organizmada karşı mekanizmalar kalırsa, organizmayı hücrelerin aksamalar meydana gelir34.hücresel var oksidatif korumakta fonksiyonlarında strese yetersiz hasar olan |
stresin, Canlı vücudunda oluşan lipid peroksidasyonun, en önemli dolayısıyla oksidatif göstergelerinden malondialdehit biri bileşiğinin oluşumudur3436. |
Akrolein ve lipid peroksidasyonunun bir ürünü olan MDA, çok reaktiftir ve proteinlerin aminoasitleriyle etkileşime girerek enzimlerde hem yapısal hem fonksiyonel değişikliklerin oluşmasına neden olur19. |
Çeşitli ilaçlara ve toksik bileşiklere karşı hücresel duyarlılığın önemli bir göstergesi olan glutatyon miktarındaki artış ise bu toksik bileşiklerin öldürücü etkilerine karşı hücrelerin korunması için gereklidir37. |
Çünkü GSH serbest radikallerin sağlayarak temizlenmesini hücreleri oksidatif strese karşı korumada oynar38. |
Hücrelerdeki GSH önemli rol seviyesindeki hayvan türlerinde tümör gelişimini teşvik edebileceği de bildirilmektedir39. |
Antioksidan enzimlerden biri olan SOD ise canlıda var olan oksidan antioksidan dengesinin devamı için gereklidir ve hücreleri serbest radikalleri temizlemek suretiyle oksidatif stresten korumada hayati bir öneme sahiptir40.azalmanın farklı lipopolisakkarid Çeşitli meyve ve sebzelerde bulunan bir flavonoid olan kuersetin bileşiği, oldukça yararlı bir antioksidandır. |
Bu bileşiğin iskemireperfüzyon hasarında süperoksit süpürücü ile olduğunu, bakteriyel indüklenen oksidatif strese, sekonder biliyer siroza, spontan hipertansiyona karşı koruyucu anjiogenezisi, olduğunu, özelliği bir karsinogenezisi hipertansif ve gastropatiyi inhibe ettiğini gösteren çalışmalar mevcuttur41. |
Ayrıca kuersetinin karaciğer fibrozu ve kronik safra yolları tıkanıklığı gibi çeşitli hastalıklara karşı da terapötik bir potansiyele sahip olduğu gösterilmiştir42.portal serbest olduğu bildirilmiştir43. |
Yine aynı şekilde CYP uygulaması ile farelerin karaciğerinde SOD ve GSH seviyelerinde azalma, MDA seviyesinde ise artma tespit edilmiştir44. |
Yaptığımız çalışmada biyokimyasal sonuçlara göre sıçanlara CYP verilmesinin ardından hayvanlardan alınan doku örneklerinde kontrol grubuna kıyasla seviyesinde artışın, GSH ve SOD MDA seviyelerinde ise azalmanın olduğu görüldü. |
MDA seviyesinde artma, GSH ve SOD seviyelerinde azalma hücresel hasara neden radikallere karşı hücresel olan savunmayı ile çalışmamızda CYP grubunda kontrol grubuna kıyasla SOD ve GSH seviyelerinin azalması, MDA seviyesinin artması literatür bilgisiyle uyumludur. |
CYP uygulamasının neden olduğu hücresel hasarı etmesi beklenen tamir kuersetin verilen gruplarda ise CYP grubuna kıyasla MDA seviyesinde azalma, GSH ve SOD seviyelerinde artma olduğu tespit edildi. |
Bu durum da kuersetin bileşiğinin güçlü bir antioksidan özelliğe sahip olduğunu ortaya koymaktadır.azaltmaktadır. |
Dolayısı histopatolojik Oksidatif stres sonuçlarını takiben, karaciğer dokusunda ve immunohistokimyasal değerlendirmelere geçildi. |
Bunun için dokulara uygulanan Crossman’ın modifiye üçlü boyaması ile genel histolojik değerlendirme yapıldı. |
Yapılan bir çalışmada CYP tedavisi uygulanan ratların karaciğerinde periportal inflamasyon, kanama ve konjesyon gibi patolojik değişiklikler tespit edilmiştir. |
Bu patolojik değişikliklerin CYP'nin serbest radikal oluşumunu indükleme ve antioksidan savunma sistemini yok etme yeteneği olabileceği ile düşünülmüştür33.ilişkisi çalışmada CYP uygulaması Yapılan bir sonucunda MDA, hidrojen peroksit ve nitrit seviyelerinde artışın, GSH seviyesinde ise azalmanın olduğu tespit edilmiştir. |
MDA, hidrojen peroksit ve nitrit seviyelerindeki artışın, GSH seviyesindeki azalmanın CYP ile indüklenen oksidatif strese bağlı bir sonuç Ayrıca CYP’nin akut enflamatuar hücre infiltrasyonuna, kan damarlarının tıkanmasına, fokal nekroz, piknozis ve karyoliz gibi hasarlara neden olduğu da kanıtlanmıştır. |
Bunlara ek olarak CYP uygulamasının hepatositlerde dejenerasyona, yağ birikimine, sitoplazmik vakuolizasyona, deforme olmuş safra kanalları 47 |
Gedikli S., Şengül E. yol açtığı hasarına etrafında hiperproliferasyona, displaziye ve çekirdek da gösterilmiştir45,46. |
Biz de yapmış olduğumuz Crossman’ın modifiye üçlü boyaması ile CYP grubuna ait kesitlerde sinüzoidal dilatasyon, mononükleer hücre infiltrasyonu, vasküler konjesyon gibi değişiklikler tespit ettik. |
Görmüş literatürle olduğumuz uygunluk Kuersetin uygulaması ile de bu hasarlarda düzelme olduğunu tespit ettik.bu göstermekteydi.değişiklikler neden olduğu, apoptozis dokulardaki Caspase3, Bax, Bcl2 ve TUNEL boyamaları ile de ekspresyonu değerlendirildi. |
Apoptozis olayının başlıca düzenleyicileri proapoptotik proteinlerden Bax, antiapoptotik proteinlerden Bcl2’dir. |
Metotreksat indüklenmiş olan ile hepatotoksisite üzerine yapılan bir çalışmada, MTX’in dış mitokondri membranında Bax translokasyonuna bu durumunda mitokondriyal geçirgenlikte dolayısıyla sitosole doğru sitokromc akışında artışa neden olduğu gösterilmiştir47. |
Bu sonuçlar hepatosellüler apoptozis durumunda Bax ve Caspase3 ekspresyonlarında artışın, Bcl2 ekspresyonunda ise azalmanın olacağını göstermektedir48,49.bir çalışmada CYP verilen sıçanlara ait karaciğer kesitlerinde TUNEL pozitif hücre sayısının kontrol grubuna kıyasla artış gösterdiği tespit edilmiştir. |
Bu hücrelerin sayısındaki artışın, CYP uygulaması ile artan serbest radikallerin etkisiyle meydana gelen oksidatif DNA hasarına bağlı olduğu bildirilmiştir50. |
Biz de yapmış olduğumuz uygulayarak hepatotoksisite oluşturduğumuz CYP grubu kesitlerinde kontrol grubuna kıyasla Bax ve Caspase3 ekspresyonlarında artışın olduğunu, Bcl2 ekspresyonunda ise azalmanın olduğunu gözlemledik. |
Yine CYP grubunda TUNEL pozitif hücre sayısında artmanın olduğunu tespit ettik. |
Bu değişikliklerin kuersetin uygulaması ile kontrol grubuna yakın değerlere döndüğünü de gözlemledik.çalışmada Yapılan başka CYP 48 oksidatif kemoterapötiklerin güçlendirerek tersine çevirdiğini Sonuç olarak, mevcut çalışmamızda CYP tedavisinin oksidatif stresle sonuçlandığını ve karaciğerdeki antioksidan sistemi bozduğunu, kuersetin tedavisinin ise antioksidan savunma sistemini stresin etkilerini tespit ettik. |
Dolayısıyla kemoterapiyle birlikte kuersetin karaciğer verilmesinin üzerindeki zararlı etkilerini azaltabileceğini, bu yüzden de birlikte kullanılmalarının faydalı olabileceğini düşünmekteyiz. |
Çıkar Çatışması Beyanı: Yazarlar çıkar çatışması olmadığını bildirmişlerdir. |
Finansal Destek: Bu çalışma Atatürk Üniversitesi BAP Yönetim Birimi tarafından 2015/62 nolu proje ile desteklenmiştir. |
Akdağ M., Akil E. Migrende Transient Otoakustik Emisyon İle Erken Koklear Değişiklikler Öz Amaç: Bu çalışmadaki amacımız migrenin erken döneminde oluşabilecek koklear fonksiyonları incelemektir. |
Yöntemler: Çalışmamız prospektif olup klinik çalışma olarak planlandı ve pure tone odyometrik olarak normal işitme sınırlarında olan migrenli ve migrenli olmayan kişilerin transient otoakustik emisyon ları ölçülerek analiz edildi. |
Bulgular: Migrenli hastaların emisyon amplitüdleri kontrol grubuna göre düşüktü . |
Hastalar ile kontrol grubu arasında yapılan istatiksel analizde sağ tarafta 2.0 Hz frekansında farklılık anlamlı çıkmasına karşın diğer frekanslarda anlamlı bulunamadı . |
Ayrıca cinsiyet ve yaş açısından migren hastaları ile kontrol grupları arasında istatiksel farklılık bulunamadı . |
Sonuç: Migrenin erken dönemlerinde koklear fonksiyonlarda minimal değişiklikler saptanmasına karşın daha büyük hasta grubu ile uzun dönemde işitsel monitörizasyon ihtiyacı gerekebilir. |
DOI: 10.5798/dicletip.497923 Yazışma Adresi / Correspondence: Mehmet Cihan Yavaş, Department of Biophysics, Faculty of Medicine, Kırşehir Ahi Evran University, Kırşehir, Turkey email: 447 |
Aynı zamanda çalışmada, melatonin ve ganoderma lucidum' un koruyucu etkilerinin olup olmadığı da incelenmiştir. |
Yöntemler: Çalışmada, 64 rat sekiz eşit gruba ayrıldı .26 ve 52 gün süren deneylerde, aşağıdaki gruplar kullanıldı: HV, HV+GI, HV+MEL ve kontrol. |
MEL günlük intraperitonal ve GI oral lavaj olarak uygulandı. |
Oldukça düşük frekanslı elektrik ve manyetik alanlar günde sekiz saat süreyle uygulandı. |
Bulgular: Çalışmanın biyokimyasal sonuçlarında, kontrol grubuna göre 26 ve 52 günlük yüksek gerilim gruplarında toplam oksidan durum ve oksidatif stres indeksi düzeyindeki artış ve toplam antioksidan durum düzeyinde bir azalma görülmektedir. |
Yüksek gerilim gruplarında, maruz kalma süresinin artmasıyla nitrik oksit seviyesi artmıştır.26 günlük karşılaştırmalarda testis ağırlığı , TAS, TOS, OSI ve NO bulunmuştur.52 günlük karşılaştırmalarda testis ağırlığı, TAS, TOS, OSI , ve NO bulunmuştur. |
Rutin histopatoloji sonucunda, 26 ve 52 günlük HV grupları üzerinde, spermatik hücrelerde dejenerasyon ve tam yapısal bozulma ve artan hiyalinizasyon gibi etkiler tespit ettik. |
Aynı zamanda 52 günlük test grupları için tubülar alanda ligament hücresinde bir artış tespit ettik. |
Melatonin grubunda PCNApozitif hücreler daha aktif idi. |
TUNEL testi değerlendirmesinde, 26 günlük test grupları arasında anlamlı bir fark olmadığı , ancak 52 günlük test grupları arasında anlamlı bir farklılık olduğu gösterilmiştir . |
Sonuç: Çalışmamızda, yüksek gerilimin neden olduğu oksidatif etkinin, ratların serum biyokimyasında ve testislerin histolojik yapısındaki bir takım dejeneratif bozulmalarda değişikliklere neden olduğunu göstermektedir. |
Ayrıca, yüksek gerilimin oluşturduğu oksidatif etkinin, spermatogonia oluşumu üzerinde olumsuz etkileri olduğu gösterilmiştir. |
GI kısmen bu etkilere karşı korurken, melatonin bu konuda daha etkilidir.to according Diyarbakır, Turkey. |
Spesifik BCRABL protein tirozin kinaz inhibitörü imatinib mesilat klinik uygulamaya girdikten sonra KML tedavisinde yeni bir dönem başlamıştır. |
Bugün KML tedavisinde imatinib mesilat intolerans gelişebilmektedir. |
Bu çalışmamızda TKİ tedavisi verilen KML hastalarında tedavi etkinliğinin ve prognozun değerlendirilmesi amaçlandı. |
Yöntemler: Çalışmamızda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Hastanesi Hematoloji Ünitesinde Kasım 1995 ile Aralık 2009 tarihleri arasında takip edilen 16 yaşından büyük 54 KML hastası çalışmaya dahil edildi. |
Verilere retrospektif olarak hasta dosya kayıtlarından ulaşıldı. |
Hastaların TKİ başlandığı sıradaki hastalık evrelemesi Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre yapıldı. |
Tanı anındaki risk profiliSokal risk skorlamasına göre değerlendirildi. |
Yanıt oranları , relaps oranı , relaps bağımsız sağkalım ve genel sağkalım değerlendirildi. |
Hastaların sağkalım eğrileri Kaplan Meier yöntemi ile değerlendirildi. |