text
stringlengths
7
4.73k
DOI: 10.5798/dicletip.497879 Yazışma Adresi / Correspondence: Mehmet Gul, Sağlık Bilimleri Universitesi Istanbul Mehmet Akif Ersoy Hastanesi, Istasyon Mah.
Turgut Ozal Bulvarı No:11, KucukcekmeceIstanbul, Turkey email: 369
Satilmisoglu M. H., Gul M., Cakmak H. A., Isiksacan N., Turen S., Kokturk U., Yilmaz E., Karakayalı M., Tosu A. R. Primer perkutan girişim uygulanan akut STEMI hastalarda başvuru D vitamini düzeyinin uzun dönem prognostik değeri Öz Amaç: VitaminD, insan vücudunda özellikle kardiyovasküler sistemin işlevi için çok önemlidir.
Bu çalışmanın amacı, primer perkütan koroner girişim uygulanan akut STsegment yükselmeli miyokard infarktüsünde , hastane başvurusu sırasındaki D vitamini düzeyinin uzun dönem prognostik değerini araştırmaktı.
Yöntemler: Bu prospektif çalışmada, eğitim ve araştırma hastanesine STEMI tanısı ile başvuran ve PPCI uygulanan ardışık 157 hasta alındı.
Çalışma hastaları başvuru vitaminD düzeylerine göre 2 gruba ayrıldı: Yüksek vitaminD grubu ve düşük vitaminD grubu .
Koroner arter hastalığının şiddeti SYNTAX skoru ile hesaplandı.
Bulgular: VitaminD düzeyi ile SYNTAX skoru, serum glikozu ve cinsiyet arasında anlamlı negatif korelasyon vardı, fakat hemoglobin düzeyi ile pozitif korelasyon vardı.
Kardiyovasküler mortalite, düşük vitaminD grubunda, yüksek gruba göre anlamlı olarak daha yüksek bulundu .
Çok değişkenli analizde, düşük vitaminD düzeyinin, diğer risk faktörlerini ayarladıktan sonra uzun vadede kardiyovasküler mortalitenin anlamlı bağımsız bir göstergesi olduğu bulunmuştur.
Sonuç: Düşük başvuru vitamin D düzeyinin koroner arter hastalığı şiddeti ile ilişkili olduğunu gösterdik.
VitaminD eksikliği, PPCI uygulanan akut STEMI'de uzun süreli kardiyovasküler mortalite için bağımsız bir belirleyicidir.
Anahtar kelimeler: D vitamini; Ölüm; SYNTAX puanı.372
Hashimoto tiroiditinin trombositler üzerine sayı, büyüklük ve dağılım açısından etkisi Öz Amaç: Çalışmamızın amacı, Hashimoto tiroiditi olan hastalarda trombosit endekslerinin etkilenip etkilenmediğini araştırmaktır.
Yöntemler: HT'li 11 hasta ve kontrol grubu olarak seçilen nodüler guatrlı 26 kişi çalışmaya dahil edildi.
Tüm olguların tam kan sayımı parametreleri ve ortalama trombosit hacmi ) incelendi.
Bulgular: Hasta grubunda lökosit sayısı, nötrofil sayısı ve yüzdesi, lenfosit yüzdesi, trombosit sayısı, platelet yüzdesi ve MPV değerleri kontrol grubundan istatistiksel olarak farklı değildi.
Lenfosit sayısı ve PDW, HT'li hastalarda kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksekti.
Sonuç: Bulgularımız HT'li hastaların PDW düzeylerinin daha yüksek olduğunu göstermektedir.
HT'de artmış PDW, hastalığın tanısı, takibi ve prognozu açısından anlamlı olabilir.
Yapılan çalışmalarda psöriazis vulgaris hastalarında NLO, TLO, OTH ve CRP ’nin kontrol gurubuna göre daha yüksek olduğu gösterilmiştir.
Çalışmamızda psöriazisli hastaların NLO, TLO, OTH ve CRP düzeyleri ölçüldü ve bu parametrelerin tırnak tutulumu, artrit varlığı, hastalık süresi ve PAŞİ skoru ile ilişkili olup olmadığı araştırıldı.
Yöntemler: Herhangi bir sistemik hastalığı, infeksiyöz hastalığı ve otoimmun hastalığı olmayan 133 psöriazis vulgaris hastası ve 107 sağlıklı kontrol çalışmaya dahil edildi.
Hastalar PAŞİ skoruna göre hafif ve ortaşiddetli olarak 2 gruba ayrıldı.
Bulgular: Hasta grubundaki NLO, OTH ve CRP kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek idi.. Hasta grubundaki TLO değeri, kontrol grubuna kıyasla düşük olmakla beraber aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi.
Psöriazisli hastalar arasında, OTH ve CRP değerleri ortaşiddetli grupta, hafif gruba göre yüksekti ve aradaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı.. OTH ve CRP değerleri ile artrit varlığı, tırnak tutulumu ve hastalık süresi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı.
NLO ve TLO değerleri ile PAŞİ skoru, artrit varlığı, tırnak tutulumu ve hastalık süresi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı.
Sonuç: NLO ve CRP’ nin psöriazis hastalarında inflamasyonu göstermede uygun bir parametre olduğu söylenebilir bununla birlikte NLO’ nun hastalık şiddetiyle korele olmaması klinik kullanımını kısıtlayabilir.
OTH’ nın psöriazis hastalarında kontrollere göre daha yüksek olması ve PAŞİ skoru ile ilişkili olması inflamasyon belirteci olarak kullanılmasının TLO ve NLO’ ya kıyasla daha yararlı bir belirteç olduğunu göstermektedir.
GİRİŞ T hücre aracılı, Psöriazis, eritemli, papüloskuamöz lezyonlarla karakterize, kronik, inflamatuar, sistemik bir hastalıktır.
Hastalığın tam olarak bilinmemektedir1.patogenezi Hastalığın inflamatuar doğası TNF α, IFN γ ve aşırı proinflamatuar çeşitli ekspresyonundan kaynaklanır2.
Son yıllarda nötrofil/lenfosit oranı , , ortalama trombosit/lenfosit oranı reaktif ve hacmi trombosit protein’ nin sistemik inflamasyonun önemli göstergeleri olduğu gösterilmiştir14.
NLO ve TLO’ nun psöriazis patogenezinde görev alan interlökin6 ve TNFalfa ile ilgili olduğu gösterilmiştir1,5.sitokinlerin C Yapılan çalışmalarda psöriazis hastalarında NLO, TLO, OTH ve CRP’ nin kontrol gurubuna göre daha yüksek olduğu gösterilmiştir1,4.
Bu çalışmada psöriazisli hastaların NLO, TLO, OTH ve CRP düzeyleri ölçüldü ve bu parametrelerin tırnak tutulumu, artrit varlığı, hastalık süresi ve PAŞİ skoru ile ilişkili olup olmadığı araştırıldı.
YÖNTEMLER Üniversitemiz Çalışmaya Ocak 2013 ve Eylül 2017 yılları Dermatoloji arasında polikliniğinde takip edilen, 1877 yaş arası, 133 psöriazis vulgaris tanılı hasta ve herhangi bir nedenle polikliniğe başvurmuş, sistemik ve inflamatuar takiplerinde hemogram testi istenmiş olan 107 birey kontrol grubu olarak dahil edildi.olmayan hastalığı bir 328
Hafif ve ortaşiddetli grup arasındaki fark anlamlıydı.
Psöriazisli hastaların lenfosit sayısı 2.62±0.55 x103, kontrollerin lenfosit sayısı 2.42±0.79 x103 olarak saptandı.
İki grup arasındaki fark anlamlı değildi .
Psöriazisli hastaların NLO değeri 2.56±1.75, kontrollerin NLO değeri 1.95±0.81 olarak saptandı.
İki grup arasındaki fark anlamlıydı .
ROC analizine göre NLO değerinin 2.00 olmasının psöriazisi öngörmedeki sensitivitesi %69 spesifitesi %70 idi.
Resim 1: NLO parametresinin ROC analizi NLO ortaşiddetli grupta 2.72±0.62, hafif grupta 2.32±2.64 olarak saptandı.
İki grup arasındaki fark anlamlı değildi .
Psöriazisli hastaların TLO değeri 110.86±65.66 kontrollerin TLO değeri 125.52±59.03 olarak saptandı.
İki grup arasındaki fark anlamlı değildi .
TLO ortaşiddetli grupta 106.8±24.8, hafif grupta 116.6±98.8 olarak saptandı.
İki grup arasındaki fark anlamlı değildi .
Psöriazisli hastaların OTH değeri 7.60±1.28, kontrollerin OTH değeri 7.15±0.94 olarak Hastalar ve kontrol grubunun cinsiyet, yaş, lenfosit sayısı, lökosit sayısı, nötrofil sayısı, trombosit sayısı, CRP, NLO, OTH ve TLO değerleri kaydedildi.
Hastaların kayıtlarından hastalık süresi, tırnak tutulumu, artrit varlığı ve PAŞİ skorları geriye dönük olarak incelendi.
Psöriazisli hastalar PAŞİ skoruna göre hafif ve ortaşiddetli olmak üzere 2 gruba ayrıldı.
Çalışmaya herhangi bir sistemik hastalığı, inflamatuar ve infeksiyöz hastalığı ve herhangi bir organda malignite öyküsü olan hastalar dahil edilmedi.
CRP değeri Beckman Coulter nefelometrik yöntem ile hesaplandı .
Tam kan sayımı CellDyn 3700 aracılığıyla hesaplandı.
TLO değeri trombosit sayısının lenfosit sayısına bölünmesi ile hesaplandı.
NLO değeri ise nötrofil sayısının lenfosit sayısına bölünmesi ile hesaplandı.
İstatistiksek analizler SPSS 21.0 for Windows programı kullanılarak yapıldı.
İstatistiksel olarak p<0.05 anlamlı olarak kabul edildi.
Receiver–operating characteristic curve analiz psöriazis vulgarisi öngörmede NLO, TLO ve OTH eşik değerini saptamak amacıyla kullanıldı.
Inc., Chicago, ort±ss yaş 35.7±14.5) BULGULAR Çalışmamızda cinsiyet oranı ve yaş bakımından psöriazisli hastalarla , kontroller Psöriazisli hastaların ortalama hastalık süresi 11.0±7.9 yıl ve ortalama PAŞİ skoru 12,2±7.3 idi.
Psöriazisli hastaların 50 ’ inde tırnak tutulumu, 20’ inde ise artrit mevcuttu.
Psöriazisli sayısı 6.26±1.59x103, kontrollerin nötrofil sayısı 4.33±1.12x103 olarak saptandı.
Psöriazisli hastaların ve kontrol grubunun nötrofil sayısı arasındaki fark anlamlıydı .hastaların nötrofil 329
An İ., Uçmak D. saptandı.
İki grup arasındaki fark anlamlıydı .
ROC analizine göre OTH değerinin 0,722 olmasının psöriazisi öngörmedeki sensitivitesi %55 spesifitesi %62 idi.
Resim 2: OTH parametresinin ROC analizi OTH ortaşiddetli grupta: 7.82±1.24, hafif grupta 7.29±1.28 olarak saptandı.
İki grup arasındaki fark anlamlıydı .
Psöriazisli hastaların CRP değeri 1.18±1.04, kontrollerin CRP değeri 0.57±0.76 olarak saptandı.
İki grup arasındaki fark anlamlıydı .
ROC analizine göre CRP değerinin 0,505 olmasının psöriazisi öngörmedeki sensitivitesi %61 spesifitesi %80 idi.
Resim 3: CRP parametresinin ROC analizi 330 CRP ortaşiddetli grupta 1.79±0.95, hafif grupta 0.29±0.12 olarak saptandı.
İki grup arasındaki fark anlamlıydı .
NLO, TLO, OTH ve CRP ile hastalık süresi, artrit varlığı ve tırnak tutulumu arasında anlamlı bir ilişki bulunamadı .
Psöriazisli hastalar ve sağlıklı kontrollerin demografik ve klinik özellikleri 1 de belirtilmiştir .
Hastalığın patogenezi tam olarak bilinmemekle birlikte genetik ve çevresel etkenlerin birlikte rol aldığı düşünülmektedir.histolojik incelemesinde T lenfosit ve nötrofilden zengin hücre infiltrasyonu görülür6.
Sistemik inflamasyonda nötrofiller savunmanın ilk basamağını başlatırlar ve aktif nonspesifik ise inflamasyonu Lezyonların gösterirler.
ve koruyucu düzenleyici inflamasyonun bileşenini oluştururlar7.
Yapılan çalışmalarda psöriazisin hem plak lezyonlarında hem de periferik kanda nötrofil aktivasyon ürünlerinin artmış olduğu gösterilmiştir ve bu ürünlerin hastalığın patogenezine katkı sundukları düşünülmektedir6,8.
Psöriaziste potent bir faktör olan CXCL8’in nötrofil kemotaktik plazma artmasından dolayı lökositler ve nötrofiller artmaktadır9.
Lenfosit sayısı ise düşük kontrol ark.bulunmuştur1.çalışmasında psöriazis hastalarında nötrofil sayısınının arttığı belirtilmiştir.
Fakat bu çalışmada farklı olarak aktif ve inaktif psöriazis hastaları da kıyaslanmış ve aktif psöriazisli hastalarda nötrofil sayısının inaktif hastalara göre olduğu olarak anlamlı gösterilmiştir7.yüksek ve Çalışmamızdaki psöriazisli hastaların nötrofil sayısı literatürdeki çalışmalarla benzer şekilde kontrollerin nötrofil sayısına göre yüksekti ve sayısı hafif ortaşiddetli grupta nötrofil gruptaki hastalara göre daha yüksekti.
NLO, toplam nötrofil sayısının lenfosit sayısına bölünmesiyle elde edilir.
Psöriaziste arttığı bilinen TNF α sitokinlerin ve düzeylerinin artmasının NLO’ da yükselmeye neden olduğu gösterilmiştir1.çeşitli ve ark.çalışmasında psöriazis Ünal hastalarındaki kontrol grubundaki NLO değerlerine göre daha yüksek saptanmıştır ve ayrıca NLO ile CRP arasında pozitif korelasyon saptanmıştır1.değerleri NLO Kim ve ark.psöriazisli hastalarda NLO’ nun kontrollere oranla arttığını ve ayrıca NLO ile PAŞİ skoru arasında pozitif bir korelasyon bulunduğunu ayrı çalışmada da benzer şekilde NLO değerleri ve PAŞİ skoru arasında pozitif korelasyon saptanmıştır8,15.göstermişlerdir14.
İki Ataseven ve ark.
NLO değeri ile PAŞİ skorları arasında bir ilişki bulamamıştır.
Bu durumun PAŞİ skoru düşük olan hastaların çalışmaya alınmasından kaynaklandığını belirtmişlerdir16.ve ark.
Çerman çalışmasında psöriazis hastalarında kontrollere göre NLO düzeyleri anlamlı olarak yüksek bulunmuştur.
Ancak hastalar hastalık şiddetine göre ayrıldığında hafif grupla ortaşiddetli grup arasında anlamlı bir fark görülmemiştir17.şekilde çalışmamızda NLO, benzer literatürdeki Bizim çalışmalarla psöriazis hastalarında kontrollere göre belirgin şekilde yüksekti.
NLO ile CRP düzeyi, hastalık süresi, artrit varlığı, PAŞİ skoru ve tırnak tutulumu arasında istatistiksel olarak herhangi bir ilişki saptanmadı.
Trombositler zengin bir inflamatuar sitokin kaynağıdır ve bağışıklık hücreleri üzerinde düzenleyici etkilere sahip olup enflamasyonda Trombosit oynamaktadırlar.aktif aktivasyonunun psöriazis patogenezinde rol oynadığı belirtilmiştir11,12.rol
An İ., Uçmak D. trombosit sayısının Son yıllarda sayısına bölünmesi değerinin kullanılabileceği belirtilmiştir1.inflamasyon lenfosit ile hesaplanan TLO olarak belirteci Asahina ve ark.çalışmasında TLO' nun psöriyazisli hastalarda PAŞİ skoru ile pozitif bir ilişkisi olduğu ve sistemik enflamasyonu yansıttığı gösterilmiştir.
TLO’ nun ayrıca hastalık seyrini izlemek için, özellikle tedaviden sonra sistemik enflamasyonun inhibisyonunu kullanılabileceği için de değerlendirmek belirtilmiştir4.
TLO' Yurtdaş ve ark.18 ve Kim ve ark.13 psöriazisli kontrollerle hastalarda karşılaştırıldığında farklılık göstermediğini belirtmişlerdir.
Fakat Kim ve ark.çalışmasında TLO ve PAŞİ skorları arasında pozitif korelasyon gösterilmiştir13.nun önemli bir TLO, çalışmamızda Bizim literatürdeki verilerden farklı olarak psöriazis hastalarında kontrollere göre düşüktü fakat bu düşüklük istatistiksel olarak anlamlı değildi.
TLO ile artrit varlığı, tırnak tutulumu, hastalık süresi ve hastalık şiddeti arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı.
OTH, trombosit büyüklüğünün en yaygın olarak kullanılan ölçüsüdür ve büyük trombositler metabolik ve enzimatik olarak daha aktif oldukları için, trombosit reaktifliğinin in vivo bir göstergesi olarak kabul edilir.
OTH değerinin artması akut MI, hiperlipidemi ve DM için bağımsız bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir1921.ve ve ark.psöriazisli ve Karabudak ark.
Ünal çalışmalarında hastalarda kontrollere göre OTH değeri daha yüksek bulunmuştur1,3.
Çerman ve ark.ve Saleh ve ark.ise psöriazisli hastalar ve çalışmalarında kontroller arasında OTH düzeyi yönünden anlamlı bir fark saptanmamıştır17,22.
Asahina ve ark.çalışmasında psöriazisli hastalarda OTH ile artrit varlığı arasında negatif korelasyon olduğu belirtilmiştir4.