text
stringlengths
7
4.73k
Hastaların klinik, demografik ve laboratuar özelliklerine tıbbi kayıtların incelenmesi üzerine yapılmıştır.
Ayrıca, 24 saatlik AKBİ için gerekli cihazın takılması esnasında hastanın cinsiyeti, sigara hikayesi, boy ve kilo bilgileri holter veri tabanına girilmektedir.
Açlık serum glikoz, serum kreatinin seviyeleri, total trigliserit, düşük , yoğunluklu lipoprotein kolesterol ve yüksek yoğunluklu lipoproteinkolestrol düzeyleri standart enzimatik yöntemler kullanılarak ölçülmüştür.
Glomerülerfiltrasyon in kullanılarak hesaplanmıştır19.
Ambulatuvar Kan Basıncı İzleme 24 saatlik AKBİ için, ticari olarak onay almış, noninvaziv bir cihazla gündüz 20 dakika aralıklar ve gece 30 dakika aralıklar ile ölçüm yapılmıştır.
Manşon hastanın pasif koluna bağlanmıştır.
Tüm hastalardan AKBİ sırasında günlük faaliyetlerine devam etmeleri istenmiştir.
Hastaların uyuma ve uyanma zamanları kendi bildirimlerine göre kaydedilmiştir.
Kayıtların analizi yazılımı kullanılmıştır.
KB ölçümü %20 ve daha fazla dışı hastalar başarısız bırakılmıştır.
Her hasta için, 24 saatlik AKBİ ortalama değeri, gündüz ve gece SKB ve DKB saatlik ortalamalarına göre hesaplanmıştır.
Gündüz ve gece sistolik ve diyastolik KB değişimi yüzde olarak 100X formülü ile için, gece değerleri hesaplanmıştır.
SKB ortalaması gündüz değerleri ortalamasından %10 veya daha fazla düşenler dipper HT olarak tariflenirken, daha az düşenler nondipper HT olarak tanımlanmıştır7.
SCORE sistemi ile 10 yıllık kardiyovasküler risk hesabı Ülkemiz, 2016 Avrupa Kardiyoloji Derneği önlenmesi klinik ülkeler kılavuzuna arasındadır.
Bu yüzden hastaların 10 yıllık KV risk hesaplaması, SCORE sistemi yüksek riskli uygulamada KVH’ların bilgisayar sırasında çalışma yüksek riskli göre olan
Bilinen KVH, DM, ailevi hiperkolesterolemi, orta ve ileri KBY hastaları çok yüksek KV riske sahip oldukları için SCORE grafiğine dahil edilmemiştir.
Bu yüzden, bu grup hastalıklara sahip hastalar çalışmaya dahil edilmemiştir.
SCORE sistemine göre yaş, cinsiyet, sigara kullanımı, SKB ve TK gibi risk faktörleri kullanılarak, 10 yıllık ölümcül KV olay riski hesaplanmıştır.
İstatistiksel Analiz Tüm istatistiksel çalışmalar SPSS programı kullanılarak gerçekleştirildi.
Verilerin dağılım özellikleri testi kullanılarak yapıldı.
Normal dağılım gösteren veriler ortalama ± standart sapma olarak, normal dağılmayan ise ortanca olarak verildi.
İki grup arasındaki sürekli değerlerin karşılaştırılması Bağımsız Örneklem T testi ile gerçekleştirildi.
Gruplar arasında normal dağılmayan verilerin analizi Mann WhitneyU testi kullanılarak yapıldı.
Kategorik değişkenler Kikare testi veya kullanılarak karşılaştırıldı.
Sonuçlar yüzde olarak gösterildi.
Korelasyon, Pearson korelasyonu kullanılarak yapıldı.0.05'den düşük p değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
KolmogorovSmirnov veriler Fisher kesin testi BULGULAR 213 erişkin toplam hasta Çalışmada retrospektif olarak değerlendirildi.
Nondipper HT grubuna 110 ve kontrol grubuna da 103 edilme dipper HT’si olan hasta dahil kriterlerine uygun olarak alındı.
Hastaların demografik, klinik özellikleri ve laboratuar sonuçları 1'de özetlenmiştir.
Çalışmaya katılanların çoğu erkekti.
Sigara içme alışkanlığı nondipper HT’li hasta grubunda anlamlı olarak daha yüksek saptandı .
Biyokimyasal 382 fark veriler değerlendirildiğinde total kolestol nondipper HT grubunda anlamlı olarak yüksek bulundu .
Ayrıca 10 yıllık KV ölüm risk tahminini gösteren SCORE oranı nondipper HT grubunda anlamlı olarak yüksek gözlendi.
Diğer demografik, klinik ve laboratuvar parametreler iki grup arasında benzerdi.
Hasta gruplarına göre AKBİ verileri 2’de gösterildi.
İki grup arasında, AKBİ’de gündüz ölçülen sistolik ve diyastolik KB ortalamaları ve ofis sistolik ve diyastolik KB’leri arasında anlamlı izlenmedi.
Nondipper HT grubunda AKBİ’de gece ölçülen ortalam sistolik ve diyastolik KB ve ortalama gecegündüz sistolik ve diyastolik KB anlamlı olarak yüksek saptandı.
Gündüz ve gece ortalama sistolik ve diyastolik KB değerlerine ait değişim oranı ise nondipper HT grubunda anlamlı olarak düşük izlendi.
Korelasyon Analizi Korelasyon Şekil 1’de analizi gösterildi.10 yıllık KV ölüm risk tahminini gösteren SCORE risk oranı ile gece sistolik ve diyastolik KB’leri arasında orta derecede olmasına rağmen anlamlı pozitif korelasyon izlendi .
Yine SCORE risk oranı ile gündüz ve gece ortalama SKB değişim oranı arasında zayıf derecede olmasına rağmen anlamlı negatif korelasyon izlendi .
Gündüz ve gece ortalama DKB değerlerine ait değişim oranı arasında ise orta derecede olmasına rağmen anlamlı negatif korelasyon izlendi.sonuçları
TARTIŞMA ana SCORE bulgusu, Çalışmamızın ile hesaplanan 10 yıllık KV ölüm riskinin dipper HT’li hastalarla karşılaştırıldığında, nondipper HT’li hastalarda anlamlı derecede yüksek olmasıdır.
Ayrıca SCORE risk yüzdesi ile gece KB’leri arasında pozitif korelasyon olduğu gösterilmiştir.
Bilgimiz kadarıyla bu çalışma, SCORE ile hesaplanan 10 yıllık KV ölüm riski ile nondipper HT arasındaki ilişkiyi gösteren ilk çalışmadır.
HT; miyokard enfarktüsü , felç, diğer vasküler ve hedef organ hasarlarında sık görülen kronik bir hastalık ve önemli bir risk faktörüdür.
Geleneksel klinik KB ölçümü ile karşılaştırıldığında, 24 saat AKBİ birçok avantaja sahiptir.
Beyaz önlük HT’sini ayırt etmek, maskeli HT’yi tanımlamak ve HT tanısını netleştirmek için kullanılmaktadır.
Son yıllarda, ile KV olayların klinik araştırmalar, AKBİ yaygınlığı ve şiddeti arasında önemli bir korelasyonun olduğunu gösterilmiştir5,20.tarafından yapılan bir çalışmada, tedavi almayan 1047 hipertansif hasta popülasyonda 24 saatlik SKB düzeyinin hedef organ hasarını geleneksel ölçümlere göre daha doğru tahmin ettiği gösterilmiştir21.
Gün içi KB değişiklerinin; ME, kardiyak arrest, ani kardiyak ölüm gibi KVH’lar ve hemorajik ve iskemik inme gibi serebrovasküler olaylar için tetikleyici olabileceği bir belirteç araştırılmıştır22.
Sirkadiyen KB değişiklikleri dipper ve nondipper olmak üzere ikiye ayrılmıştır.24 saatlik AKBİ dipper ve nondipper bilgi sağlamaktadır.yalnızca başlangıçta saptanan ambulatuvar KB paterni ilk prospektif ilişkisi üzerine ile KVH’nın çalışmayı gerçekleştirmişlerdir.
Ortalama 3.2 izlemin ardından, dipper olmayan yıllık hakkında paterni veya KB 383
hastalarda hipertansif Öksüz F., Yayla Ç. hipertansif hastalarda, dipper hipertansiflere göre yaklaşık üç kat daha fazla advers KV olay tedavi gözlemişlerdir9.
Bu nedenle, SCORE risk değerlendirme sistemi grafikleri yüksek riskli ve düşük riskli Avrupa popülasyonlarında risk tahmininde bulunmak için geliştirilmiştir.
SCORE sistemine göre yaş, cinsiyet, sigara kullanımı, SKB ve TK gibi risk faktörlerine göre 10 yıllık KVH riski hesabı yapılmaktadır.
SCORE risk sistemi içerisinde yaş, KB, sigara kullanımı ve hiperlipidemi önemli parametrelerdir17.
KVH'nın ilişkin mevcut tüm kılavuzlar önlenmesine aterosklerozun genellikle bir risk faktörlerinin sonucu olduğunu belirtmekte ve riskinin hesaplanabileceğini toplam KVH bildirmektedir.
Örneğin KB düşürücü ilaçlarla tedaviyle KV riskinin azaltılması yapılan uygulamada takım çeşitli olabileceği Nondipper HT oluşumunda birçok faktörün etkili çalışmalarda gösterilmiştir.yapmış olduğu bir çalışmada, tedavi edilmiş ve tedavi edilmemiş nonhipertansif dipperpatern ile ilişkili ana faktörlerden biri olarak bulunmuştur25.
Yine, Güngör ve ark.çalışmada, nondipper yaptığı başka bir grubunun yaş ortalaması dipper grubuna göre anlamlı olarak yüksek saptanmıştır26.
Yapılan hastalarda ileri yaş, 384
Hastalara Optik Koherens Tomografi ile RSLT ve makula kalınlık ölçümleri yapıldı.
Gruplar elde edilen veriler açısından Student t testi ile karşılaştırıldı.
Bulgular: İnferior kadran RSLT Parkinson grubunda 133,1±19,3 μm, kontrol grubunda ise 145,1±19,6 μm olarak ölçüldü.
İnferior kadran RSLT’deki bu incelme istatistiksel olarak anlamlı bulundu .
Diğer kadran RSLT ve makula kalınlıklarında gruplar arası fark tespit edilmedi.
Sonuç: Çalışmamızda Parkinson hastalarında inferior kadran RSLT kalınlığında azalma tespit ettik.
Parkinson hastalarında retinadaki dopamin miktarında meydana gelen azalma ganglion hücre kaybına yol açarak RSLT kalınlığında incelmeye neden olabilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Parkinson hastalığı, retina sinir lifi tabakası, makula kalınlığı, optik koherens tomografi.
DOI: 10.5798/dicletipYazışma Adresi / Correspondence: Funda Dikkaya, İstanbul Medipol Üniversitesi, Medipol Mega Hastanesi, Göz hastalıkları Ana Bilim Dalı, 34214, Bağcılar, İstanbul, Türkiye email: .457264335
Dikkaya F.,Özkök A., Delil Ş. GİRİŞ santral hastalığı, substansia nigra’da Parkinson ile dopaminerjik nöronların dejenerasyonu karakterize sisteminin nörodejeneratif bir hastalığıdır.
Dopaminerjik yolaktaki dejenerasyona bağlı olarak motor sistemin yanında motor olmayan sistemlerde de etkilenme görülmektedir.
Vizüel sistem de etkilenen sistemlerden biridir1.sinir rol nörotransmitter Retinada özellikle amakrin ve interpleksiform hücrelerde bulunan dopamin, nöromodülatör ve oynamaktadır.retinada dopamin Parkinson hastalarında miktarında azalma olduğu gösterilmiştir2.
Kontrast duyarlılığında azalma, renkli görme bozuklukları, göz kırpma refleksinde azalma ve kuru göz bu hastalarda bildirilmiş olan vizüel sistem bozukluklarındandır3,4.
Optik koherens tomografi retinanın ve optik sinirin nonkontakt, noninvaziv bir şekilde yüksek çözünürlükte tomografik kesit görüntülerinin elde edilmesini sağlayan bir araçtır.
Aynı zamanda retina tabakalarını ayırt ederek retina sinir kalınlığının ölçülebilmesine olanak sağlar.tabakası lifi optik Alzheimer hastalığı ve Multiple sklerozis gibi nörodejenaratif hastalıklarda sinir etrafındaki RSLT kalınlığında incelme tespit edilmiş olup, RSLT kalınlık ölçümünün bu hastalıkların tanı ve takibinde kullanılabileceği düşünülmüştür5,6.
Parkinson hastalarında RSLT kalınlığını inceleyen çalışmaların bir kısmında incelme tespit edilirken bir kısmında değişiklik olmadığı saptanmıştır714.ve makula Biz de çalışmamızda Parkinson hastalarını yönünden RSLT incelemeyi ve sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırmayı hedefledik.kalınlıkları YÖNTEMLER Çalışmamız kapsamında idiopatik Parkinson tanısı alan 25 hasta ve sistemik hastalık öyküsü bulunmayan 19 hasta prospektif olarak değerlendirildi.
Çalışma için 7 Şubat 2012 tarihli etik kurul toplantısında onay alındı.
Çalışmada Helsinki Deklarasyonu Prensiplerine sadık kalındı ve çalışmaya katılan hastalardan bilgilendirilmiş onam formu alındı.
İdiopatik Parkinson tanısı UK Brain Bank kriterlerine göre konuldu15.
Hem Parkinson hasta grubu hem de kontrol grubu için, glokom, 336
kalınlığı olan, RSLT retinal ve makula dejenerasyonu, üveit, koroidal vasküler hastalık, geçirilmiş retinal cerrahi, oküler travma ya da optik nöropati ölçümünü öyküsü engelleyebilecek optik sinir başı veya retina anomalisi olan kişiler çalışmaya dahil edilmedi.
Hastaların glokom ilacı kullanım öykülerinin olmaması, göz içi basınçlarının 21 mm Hg’yi geçmemesi, tipik glokomatöz optik nöropati bulgularının olmaması tanısı dışlandı.ile glokom Snellen eşeliyle olgularda görme Tüm keskinliği, biyomikroskopik muayene ve dilatasyon sonrası fundoskopik muayenenin yanında Goldmann aplanasyon tonometresi kullanılarak göz içi basınç ölçümleri ve OKT ile RSLT ve makula kalınlık ölçümleri yapıldı.
Retina sinir lifi tabakası kalınlık ölçümleri, OKT cihazıyla yapıldı.
Her olguda peripapiller RSLT kalınlığı ölçümleri için, 3.4 mm çaplı tarama halkası optik disk santralde yerleştirildi.
Peripapiller RSLT ölçümüyle süperior, inferior, nazal ve temporal kadranların kalınlıkları ayrı ayrı, bununla birlikte 4 kadranın ortalama kalınlığı kantitatif olarak saptanarak kaydedildi .şekilde olacak Resim 1.
Retina sinir lifi tabakasının OKT ile ölçümü.
A. RSLT'nin demonstrasyonu B. Peripapiller RSLT kalınlığı ölçümü için 3.4 mm çaplı tarama halkasının gösterimi C. RSLT'nin kalınlık haritası.
Makulanın 9 zon haritası ile gösterilmesi: 1.santral foveal alan 2.
Çalışma kapsamında ortalama değerlendirildi.
Hastalardan alınarak ortalamaları hesaplandı.tüm bu zonlardaki ölçümleri kalınlık ikişer ölçüm retinal İstatistiksel Analiz Verilerin değerlendirilmesi “Statistical Package ile for Social Sciences” programı bilgisayar ortamında yapıldı.
İki grup arasında tanımlayıcı parametreler Kikare Test ile parametrelerin sayısal karşılaştırılırken, karşılaştırılmasında Student ttesti kullanıldı.
Testlerin değerlendirilmesinde “p” değerinin
Dikkaya F.,Özkök A., Delil Ş.0.05’den küçük olması istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
BULGULAR Yaş ortalaması 69,02±8,2 yıl olan 7’si kadın 18’i erkek 25 idiopatik Parkinson hastası ve yaş ortalaması 67,2±7,1 yıl olan 9’u kadın 10’u erkek 19 sağlıklı olgu çalışma kapsamında değerlendirildi.
Gruplar arasında cinsiyet ve yaş açısından istatistiksel olarak anlamlı fark izlenmedi p=0.394).
Parkinson hastalarının ortalama hastalık süresi 7,84±6,04 yıl idi.
Göz içi basınç değerleri Parkinson grubunda ortalama 14,1±2,8 mmHg, kontrol grubunda 13,5±2,5 mmHg olarak bulundu .
Literatürde Parkinson hastalarında RSLT ve makula kalınlığını inceleyen çalışmalarda bulunan sonuçlar değişkenlik göstermektedir714.
Inzelberg ve ark.7 Parkinson hasta grubunda inferior ve temporal kadran RSLT kalınlığında sağlıklı gruba kıyasla istatistiksel olarak anlamlı incelme saptamışlardır.
Bayhan ve ark.8 ise nazal RSLT kalınlığında ve makular ganglion hücre kompleksinde incelme tespit etmişlerdir.
Bu çalışmada aynı zamanda hastalık şiddeti ile ganglion hücre kompleks kalınlığı arasında ters korelasyon saptanırken, RSLT kalınlığı ile korelasyon tespit edilememiştir.