text
stringlengths
7
4.73k
Psammomatöz menenjioma 1847 yılında Virchow tarafından tariflenmiştir.
Parasagital menenjiomanın ameliyatı ilk olarak 1910 yılında Cushing tarafından yapılmıştır1,4,6,17.
Menenjiomlar, glial tümörler dışında en sık görülen beyin tümörleridir.
bu tespit Ayrıca bölgede bulmaktadır.yaklaşık %2’de içinde yaklaşık %20 bir orana tümörleri sahiptir4,8,18.
Bu oran otopsi çalışmalarında %30’ı otopsi insidental çalışmalarının edilmiştir9,16,17,19.menenjioma Menenjiomaların %90’ı ve intrakranial bununda %90’ı supratentoryal olarak yerleşir.de spinal Menenjiomalar görülebilmektedir20.
Görülme sıklığı yaşla artar.
En sık 40 – 60 yaş arası yetişkinlerde görülmektedir1,8,9.
Kadınlarda yaklaşık 2 kat daha sıktır.
Bizim serimizde, hastaların 47 ’i erkekti.25 Kadın/Erkek oranı: 1.88’dir.
Olguların en küçüğü 19, en büyüğü 78 yaşındadır.42 hasta 3059 yaş grubundadır .hastaların %58,.3’ünü Hastaların olarak saptanmıştır.ortalaması ’i kadın, 44.7 yaş eksojen kadınlarda hormonuna sonrasındaki seviyeleri ve hormon fazla Menapoz sebebi olarak; artmış olan görülmesinin tedavide endojen hormon seviyeleri kullanılan gösterilmiştir10,11,21.
Menenjiomalarla ilişkili olarak radyoizotop yöntemiyle progesteron ve reseptörler araştırılmış ve östrojene ait günümüzde ait steroid reseptörlerine karşı geliştirilmiş olan monoklonal antikorlar hastalarda tespit edilmiştir12viral faktörler 14.
Etyolojik enfeksiyonlar, bazı geçirilmiş malignitelerin predispozisyonu ve radyaterapi öyküsü olarak gösterilmemişse de olgularda 1/3 oranında geçirilmiş ciddi travma öyküsü bulunmaktadır13,8,9.
Risk faktörlerinden en bilineni radyasyona maruz kalmadır.
Radyoterapi alanlarda 4 kat fazla rapor edilmiştir1,8,11.arasında travmalar, bulunmaktadır.menenjioma görüldüğü Kesin Tüm beyin tümörlerinde olduğu gibi klinik lezyonun yerleşim yerine göre bulgular değişmektedir.
Semptom vermeyen ve insidental olarak tanı konulanların çoğu radyolojik görüntülemelerde 2/3 oranında stabildir1,2,8,16.
Büyüme hızı yılda 24 mm ve tümörün ikileme süresi yaklaşık 20 yıl kadardır4,6,9,17.
Yavaş ilerleyen baş görülmektedir.
Meninjiomaların klinik semptomları sıklık sırasına göre %84,8 oranında baş ağrısı, %42,15 bulantı ve kusma, %27,61 epileptik atak, %18,60 motor defisit, %16,86 görme bozuklukları ise prezante asemptomatik olmaktadır1,4,8,22.
Bizim serimizde ise, sıklık sırasına göre başvurma nedenleri ve nörolojik muayene bulguları: Baş ağrısı , bulantıkusma , epilepsi , motor defisit ’dir .
Nörolojik muayenesi normal olan 9 hasta bulunmaktaydı.
Hastaların çoğu, yakınmalar başladıktan 6 ay3 yıl için kliniğimize içinde başvurmuştur.ile ve %10 oranında tıbbi yardım şeklinde 1.
Olguların Semptom ve Muayene Bulguları Baş ağrısı Bulantı Kusma Epilepsi Motor defisit Bilinç değişikliği Duyu defisiti Kişilik değişikliği Görme bozukluğu Papil ödemi 52 27 18 15 13 11 10 9 9 Konuşma bozukluğu 8 Ataksi 5 Kranial sinir tutuluşu 2 İşitme bozukluğu 2 Radyolojik bulgular Kontrastlı BT ve MRG görüntülemeleri teşhis ve tedavilerin planlamasında çok büyük öneme sahiptirler1,2,21.
X ray grafilerde karakteristik bazı Tümöral kalsifikasyonlar, güneş ışığı görüntüsü veren gözlenebilir.bulgular 319
Turan Y., Yılmaz T. sekonder olarak kranium hiperosteozisi, gelişen osteolititik bulgular, genişlemiş orta serebral arter oluğu, posterior klinoidin erozyon göstermesi ve sütürlerdeki separasyon gibi bulgular Xray’de saptanabilir.
En sık gözlenen röntgen belirtisi hiperostozdur1,2,4,8,18.
Yavaş büyüyen menenjiomanın kraniumda meydana getirdiği kronik belirtileri en iyi gösteren radyolojik tetkik BT’dir.
Kalsifikasyon yaklaşık %25 gibi bir oranda görülür ve hiperosteozis gibi BT’de net bir şekilde görüntülenebilir6,9,16,17.
BT kesitlerinde menenjiomalar düzgün sınırlı, %25 izo veya %75 hiperdens olarak görünürler.tümör merkezinde veya periferde Bazen yerleşmiş küçük kistler gözlenebilir.
BT’de genellikle geniş bir dural taban gözlenir.
Kontrastlı BT kesitlerinde sıklıkla yoğun ve homojen kontrast tutulumu yanında dural tail gözlenir2,46,21.
Kontrastsız Ayrıca hipointens görüntülenir.
MRG teşhis ve cerrahi plan için en değerli tanı yöntemidir.
Atipik menenjioma, görüntüsü ile bazen %1015 oranında malign gliom ve metastaz ile karıştırılabilir.
T1ağırlıklı nonkontrast sekanslarda %6090 izointens olarak olarak izlenirken, %1030 görüntülenirler.
T2ağırlıklı sekanslarsa ise %30–40 hiperintens, %50 olgu ise izointens olarak T2ağırlıklı imajlarda %80–90 kadar bir oranda heterojen görünüme sahiptir.
Bu heterojenite tümör vaskülaritesi, kistik yapısı ve tümörün kalsifiye olmasından kaynaklanmaktadır4,23,24.
MRG’de yoğun ve homojen kontrast tutulumu gözlenir.
Menenjiommalarda karakteristik bir özellik olan, ancak spesifisitesi olmayan dural tail bulgusuda gözlenir .
Bu bulgu iyi kontrast tutan ve lezyon sınırından daha ileri uzanmış kalınlaşmış dura görüntüsü şeklinde tariflenir2,4,24,25.
Ayrıca MRG venografi, dural sinüslerin ve büyük kortikal venlerin durumu hakkında bilgi vermektedir.
Buradaki lokalizasyonu, histopatolojik ödemin tümör 320 tipi, vaskülaritesi, tümörün sekretuar olması, venöz yapıların basıya uğraması gibi birçok faktörün etkili olduğu bilinmektedir21,23,25.piki görülebilmektedir.değerlendirebilmek Embolizasyon, Serebral DSA ve 3D BT anjio sıklıkla cerrahi planlamadan önce vasküler yapıların tümörle için ilişkisini kullanılmaktadır.preop için önemli bir hemostazın sağlanabilmesi yöntemdir.
Genişlemiş olan multipl dural arterlerde “sunburst effect” görüntüsü, tümör içi venöz yapılardaki staz sonucu vasküler lekelenmeler görülebilmektedir1,2,18,21.
MRG spektroskopisinde %20 gibi bir oranda kreatin Atipik laktik asit piki menenjiomaların %60’ında olabileceği öne sürülmektedir1,23,24.
Biz serimizde tanı yöntemi olarak Beyin BT 72 , MRG 71 ve lüzum görülmesi halinde serebral DSA 3 , 3D BT Angiografi 15 ve MRG –Venografi 7 olguda kullanıldı.
Sırayla en sık lokalizasyonlar: konveksite 17 yerleştikleri , parasagital 14 , sfenoid kanat 9 , tüberkülum sella 7 ve falks 7 bölgesidir .
Menenjiomaların radyoljik olarak yerleşim yerlerine göre dağılımı Konveksite Parasagittal Sfenoid kanat Tuberkulum sella Falks Olfaktor oluk Tentoryal Foramen magnum Klival İntraventriküler Orta fossa Multipl 17 14 9 7 7 6 3 2 2 1 1 1 Pontoserebellar köşe 2
gibi WHO klasikasyonuna göre menenjiomalar üç ana gruba ayrılmıştır26 .
Histopatolojik tanı aşamasında epitelyal membran antijeni, laminin, vimentin, fibronektin, CEA, S100 ajanlar keratin ve kullanılmaktadır5,18,19,21.
Literatüre bakıldığında en sık görülen histopatolojik tipin meningotelyomatöz tip olduğu görülmektedir.tipin olduğu İkinci olarak transizyonel bildirilmektedir1,21,24.
Bizim serimizde 29 ile en sık meningotelyomatöz, 13 fibröz, 9 transisyonel, 6 oranında psammomatöz tip şeklinde tespit edildi.
Histopatolojik tiplerin görülme sıklığı 4 ile gösterilmektedir.
Histopatolojik tanılar Histolojik Tanı Görülme sıklığı Meningotelyal 29 Fibröz 13 Transizyonel 9 Psammomatöz 6 Angiomatöz 3 Papiller Sekretuar Atipik Malign 2 1 6 3 bağlı sonucuna ile kontrol Tedavi Menenjiommalarda primer tadavi cerrahidir.
Hastanın yaşı, kliniği, preoperatif performans skoru gibi hastaya bağlı faktörler ile; semptom, rezeksiyon, tedavinin amacı gibi tedaviye bağlı faktörler değerlendirilerek cerrahi kararı ona göre verilmelidir.
Total rezeksizyon ile tam olarak kür sağlanır12,22,27,28.
Bu eksizyon derecesi postoperatif ilk 72 saatte kontrastlı BT veya MRG edilebilmektedir.
Tümörün nüks etmesi, eksizyon derecesine ve olarak histopatoloji değişmektedir3,14,27,29.
Cerrahi rezeksiyon için en sık kullanılan dereceleme sistemi Simpson sınıflamasıdır.
Simpson sınıflamasında grade yükseldikçe rekürrens oranıda artmaktadır.
Grade 1 için 10 yıllık rekürrens oranı %9 iken, grade 3 için bu oran %29’a yükselmektedir 1,3,12,30,31.
Bizim serimizde cerrahi tedavideki Simpson rezeksiyonumuzun klasifikasyonuna göre; hastaların 57 ’i grade I, 8 ’i grade II, 2 ’i grade III, 4 ’i grade IV ve 1 ’i grade V olarak değerlendirilmiştir.321
Turan Y., Yılmaz T. 5.
Menenjiomalar için Simpson Sınıflandırma Sisitemi Grade Grade I Rezeksiyon Makroskopik GTR + dura, sinüs ve kemik rezeksiyonu Grade II Makroskopik GTR + dural bağlantının kuagulasyonu 10 yıllık rekurrens oranı %9 %19 %29 %40 yaşlı ; Terapötik hastalarda tümörlere, rekürrensi düzelen enfeksiyon gelişmiştir.5 hastanın nörolojik defisitinde artış olmuştur.
Mortalite oranımız 3 iken, morbidite oranımız 12 ’dir.olanlarda, Radyoterapi subtotal eksizyon yapılmış olanlarda ve atipik veya malign menenjiomaların cerrahi tedavisi sonrasında uygulanmaktadır1113.
Ortalama olarak 5055 Gy median dozda yapılmaktadır.
Stereotaksik olarak yapılan RT sıklıkla < 35 mm küçük olan cerrahiye uygun olmayan vakalarda, başka sistemik hastalığı olan uygulanmaktadır.
Tümörde RT sonrası görülen volüm azalması, kitlenin lokal kontrolü açısından efektif ve aralık %50 güvenlidir10,32,33.
Adjuvan olarak uygulanan RT nüks oranlarında düşüş sağlamaktadır1012,15.
Bizim çalışmamızda da atipik ve malign menenjiom tanısı almış 9 hastamıza, cerrahi sonrasında RT ve cyber veya gammaknife uygulanmıştır.
Hormonoterapi, kemoterapi ve bioterapi son dekatlarda uygulanmakta olan diğer tedavi şekillerindendir.
Kadınlarda fazla görülmesi ve progesteron reseptörünün %70, östrojen reseptörünün ise %30 civarında pozitif olması gibi biyokimya bulguları, bu tümörlerin hormonal büyümeye sahip oldukları hipotezini tedavi desteklemektedir13,15,32,33.
Hormonal rekürrens göstermiş olan tümörlerde ve ayrıca benign de uygulanmaktadır11,14,33.
Tamoksifen ostrojen mifepristone reseptörü progesteron antagonisti olarak ve megestrol menenjiomalar antagonisti, için Grade III Sadece Makroskopik GTR Grade IV Subtotal parsiyel rezeksiyon Grade V Biyopsi total cerrahi Menenjiomaların kararın hem verilmesinde hem de cerrahi sonrası yaşam kalitesi ve sürvi üzerinde etkili olan; hastaların yaşı, preoperatif performans skalası, tümörün lokalizasyonu, büyüklüğü, rezeksiyon derecesi, histopatolojik tanısı gibi birçok prognostik faktör rol oynamaktadır.
Kavernöz sinüs, optik sinir kılıfı, petroklival bölge ve superior sagittal sinüs v.b.ulaşılması zor bölge tümörlerinde subtotal parsiyel rezeksiyon uygulanmaktadır.
Bunun ise total rezeksiyona göre dört kat daha fazla mortalite riski bulunmaktadır5,19,27,29,30.rezeksiyon Ayrıca, bu bölgelerde yapılamazsa,yerine cerrahi dekompresif sonrası radyocerrahinin mortalitesi daha düşüktür7.
Atipik menenjiomalarda da %3878 arasında oranı 5 bulunmaktadır.
Cerrahi semptomatik, tümörde kalsifikasyon infiltrasyon ve genişleme bulunan hastalarda düşünülmelidir.yüksek ameliyat riski olan, yaşlı, kafa tabanı gibi ulaşılması tümörü bulunan hastalarda seri görüntülemelerle yakın takip tercih edilebilir.
Bu takipte ilk MRG 3. ay olmak üzere, ikincisi 6. ay ve sonrasında da yıllık takipler önerilir.
Hasta takiplerinde gerek görülürse, ve büyüme olursa cerrahi ve/veya Menenjiomaların radyocerrahi komplikasyonları; histolopatolojik tipine ve yerleşim yerine göre değişmekle birlikte %230 oranında görülmektedir.
Mortalite oranı ise %114 arası değişmekte iken, yaşlı hastalarda bu oran daha yüksektir3,6,12,28.
Bizim serimizde; postoperatif 3 olguda medikal tedavi ile tedavi genç olan, lokalizasyonlarda Asemptomatik, bulunmayan, rekürrens önerilir.yıllık zor 322
Sol frontopariatal konveksite menenjiomu olan 52 yaşındaki kadın hastamızın; preoperatif axial , sagittal ve coronal kesit kontrastlı kranial MRG görüntüleri .
Aynı hastamızın postoperatif axial , sagittal ve coronal kesit kontrastlı kontrol kranial MRG görüntüleri.
Sekretuvar menenjioma tanısı almış olan 43 yaşındaki kadın hastamızın; tümörü küçük olmasına rağmen peritümöral ödemin fazlalığını gösteren preoperatif axial , sagittal ve coronal kesit kontrastsız T2ağırlıklı kranial MRG görüntüleri.
Aynı hastamızın preoperatif axial , sagittal ve coronal kesit kontrastlı kranial MRG görüntüleri.
Rekombinant interferon alfa tedavisinin, inolan insan menenjiom vitro hücrelerinde engellediği büyümeyi gösterilmiştir12,34.
Yine in vitro olarak ekilmiş hücrelerinde insan indükleyerek hydroxyurea’nin, oral tümör kemoterapötik olduğu gösterilmiştir3,15,35.büyümesini bir engelleyen ajan menenjiom apopitozu Çoklu SONUÇ zor erken konulup, İntrakranial menenjiomalar malign tipleri dışında; genellikle benign özellikte yavaş büyüyen, total tanı çıkarıldığında tam kür sağlanan, rekürrens oranı son derece düşük olan tümörlerdir.
Menenjiomalarda cerrahi kararın verilmesinde survide; hastaların yaşı, preoperatif ve performans skalası, tümörün lokalizasyonu, büyüklüğü, rezeksiyon derecesi, histopatolojik özellikleri gibi birçok faktör rol oynamaktadır.
Asemptomatik, küçük boyutta, ameliyata uygun olmayan, yaşlı, kafa tabanı, kavernöz sinüs gibi ulaşılması lokalizasyonlarda bulunan hastalarda seri görüntülemelerle yakın takip ve gereğinde tercih edilebilir.
Bu takiplerde de ilk MRG 3. ay olmak üzere, ikincisi 6. ay ve sonrasında da yıllık takipler önerilir.
Genç olan ve kalsifikasyonu bulunmayanlarda hızlı büyüme riski nedeniyle cerrahi düşünülmelidir.
Çıkar Çatışması Beyanı: Yazarlar çıkar çatışması olmadığını bildirmişlerdir.
Finansal Destek: Bu çalışma her hangi bir fon tarafından desteklenmemiştir.
Olfaktor oluk menenjiomu olan 48 yaşındaki kadın hastamızın; preoperatif axial , sagittal ve coronal kesit kontrastlı kranial MRG görüntüleri.
Aynı hastamızın postoperatif axial , sagittal ve coronal kesit kontrastlı kontrol kranial MRG görüntüleri.
Falks menenjiomu olan 41 yaşındaki kadın hastamızın; preoperatif axial , sagittal ve coronal kesit kontrastlı kranial MRG görüntüleri.
Aynı hastamızın postoperatif axial , sagittal ve coronal kesit kontrastlı kontrol kranial MRG görüntüleri.
Tentorial yerleşimli menenjiomu olan 72 yaşındaki kadın hastamızın; preoperatif axial , sagittal kesit kontrastlı kranial MRG görüntüleri.
Aynı hastamızın postoperatif axial , sagittal kesit kontrastlı kontrol kranial MRG görüntüleri.
Orta fossada menenjiomu olan 50 yaşındaki kadın hastamızın; preoperatif axial , sagittal ve coronal kesit kontrastlı kranial MRG görüntüleri.
Aynı hastamızın postoperatif axial , sagittal ve coronal kesit kontrastlı kontrol kranial MRG görüntüleri.