text
stringlengths
7
4.73k
Oksidatif stres, hipoksi ile inflamatuar anjiogenezin uyarılarak VEGF ve fibroblast büyüme faktörü gibi anjiogenik faktörlerin havayolu epitel ve düz kas hücrelerindeki ekspresyonunu ve salınımını indüklediği, bu faktörlerin damarlanma olayında, endotel hücrelerin çoğalıp göç ederek yeni endotelyal kanallar oluşmasını uyardığı bildirilmiştir31.
Dokudaki artan VEGF seviyelerinin akciğer patofizyolojisinde rolü olduğu, pulmoner ödem ve hemoraji gibi birçok yan etkiye yol açtığı tütün ortaya koyulmuştur32.
Çalışmamızda dumanı VEGF kesitlerde ait immünreaktivitesinin anlamlı oranda arttığı ve tütün dumanı kaynaklı artan bu artışın oksidatif stres kaynaklı olabileceği ve bilgilerle uyumlu olarak tütün dumanının dokuda yol açabileceği muhtemel hipoksiye bağlı olarak da VEGF artabileceğini düşünmekteyiz.
Bu bulgular, VEGF etkisi ile bozulan akciğer hastalıklarına yol açabileceğini, tütün dumanı maruziyeti boyunca VEGF’nin aşırı üretiminin pulmoner vasküler remodellenmesine katkı sunduğunu düşündürmektedir.
Tütün dumanı ile oluşan oksidatif stres, çoklu doymamış yağ asitlerinin oksidasyonuna ve reaktivitesinin grubuna alveoler yapının ciddi 304
Çalışmamızda tütün dumanı maruziyetine bağlı olarak artan VEGF’in angiogenezisi uyararak kanser patogenezinde rol alan damarlanma artışı için risk oluşturabileceği, ALA’nın ise antioksidan özelliği ile artan VEGF üretimini baskılayarak yeni damar oluşumunda önleyici rol alabileceği kanaatindeyiz.
Çıkar Çatışması Beyanı: Yazarlar çıkar çatışması olmadığını bildirmişlerdir.
Finansal Destek: Çalışma bütçesinin tamamı Fırat Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi ’ nin TF.16.06 proje no’lu kararı gereğince karşılanmıştır.
Varyant anjina çocuklarda nadir görülen kalp kaynaklı göğüs ağrısı nedenlerinden birisidir.
Varyant anjina erişkinlerde iyi tanımlanmış olmasına rağmen, adölesanlardaki göğüs ağrısının nadir bir nedenidir.
Bu makalede varyant anjina tanısı konulan üç adölesan bildirilmiş olup varyant anjinanın tanısında kardiyak bilgisayarlı tomografinin kullanımı ve tedavisi literatür eşliğinde ayrıntılı olarak tartışılmıştır.
Anahtar kelimeler: Göğüs ağrısı, varyant anjina, adölesan, elektrokardiyografi.
Alp H., Keleş Alp E., Elmacı A. M. GİRİŞ acil ergenlerde çocuklarda perikarditler başlıca Varyant Özellikle servislere başvuruların önde gelen nedenlerinden biri olan göğüs ağrısı çocuklarda sıklıkla kalp dışı nedenlere bağlıdır1.
Çocuklarda kalp ile ilgili göğüs ağrıları arasında ise koroner anomaliler nedenleri ve anjina oluşturmaktadır2.
ve ise adölesanlarda nadir bir kardiyak orijinli göğüs ağrısı nedeni olup akut miyokardiyal iskemiye sekonder olarak gelişir3.
Adölesanlarda varyant anjina ile ilgili sınırlı sayıda bildiri mevcut olup çoğu vaka sunumu şeklindedir39.
Günümüzde, tomografi hastalığın kardiyak bilgisayarlı tanısında da anjiografinin yerine kullanılmaya başlanmıştır.
Bu makalede farklı üç adölesanda tespit edilen varyant anjina kliniği ve bulguları sunulmuş olup, tanıda kardiyak bilgisayarlı tomografinin kullanımı ve hastalığın tedavisi ayrıntılı literatür taraması yapılarak vakalar eşliğinde değerlendirilmiştir.
VAKA 1 ST elevasyon On iki yaşında erkek hasta göğüs ağrısı nedeniyle acil servisimize başvurdu.
Çekilen elektrokardiyografide ve depresyonlarının görülmesi üzerine hastaya sublingualisosorbitdinitrat ve aspirin verilerek çocuk kardiyoloji kliniğimize sevk edildi.
Çocuk kardiyoloji servisimize geldiğinde göğüs ağrısı geçen hastanın öyküsünde daha önceleri de ara ara bu tarz göğüs ağrılarının olduğu öğrenildi.
Özgeçmişinde ve soy geçmişinde özellik yoktu.
Fizik muayenesi normal olan hastanın acil servisimizde çekilen elektrokardiyografisinde; DII, DIII, AVF, V46’da patolojik ST segment yükselmesi; V13’de ise patolojik ST segment çökmesi görüldü .
Ekokardiyografisi ve akciğer filmi normal olan hastanın, Troponin I yüksekliği tespit edildi.
Hastaya çekilen koroner bilgisayarlı tomografide koronerlerin normal olduğu görüldü .
Yatışından 504 bir gün sonra çekilen elektrokardiyografisi normaldi .
Hastanın ikinci gün Troponin I değerleri azalmaya başladı ve bir haftanın sonunda tamamen normale geldi.
Varyant anjina tanısı konulan hastaya yatışının ikinci gününde verapamil ve düşük doz aspirin başlandı.
Yaklaşık 4 takip edilen hastanın yıldır kliniğimizde herhangi bir göğüs ağrısı tekrarı olmadı.
Resim 1a, b, c: 12 derivasyonlu elektrokardiyografide; DII, DIII, AVF, V46’da patolojik ST segment yükselmesi; V13’de ise Koroner çökmesi görülüyor, patolojik ST tomografide normal seyirli koroner arterler bilgisayarlı görülmektedir, 12 derivasyonlu elektrokardiyografide normal sinüs ritmi görülmektedir.segment VAKA 2 On altı yaşında erkek hasta acil servisimize göğüs ağrısı şikâyeti ile başvurdu.
Öyküsünden ağrısının yaklaşık 3 saat önce başladığı, baskı yapar vasıfta olduğu ve bu ağrının yaklaşık bir yıldır tekrarladığı öğrenildi.
Özgeçmişinde ve soy geçmişinde herhangi bir özellik yoktu.
Acil servisimizde çekilen elektrokardiyografide; bradikardiyle birlikte DI, DIII, V56 derivasyonlarda 3 mm ST segment yükselmesi varken aVL, V13 derivasyonlarda ise 3 mm ST çökmesinin olduğu görüldü .
Hastaya acil servisimizde sublingual isosorbit
Öyküsünden ağrısının yaklaşık 2 saat önce başladığı, sıkıştırıcı ve baskı yapar vasıfta olduğu öğrenildi.
Özgeçmişinde ve soy geçmişinde herhangi bir özellik yoktu.
Acil serviste yaklaşık 2 saat kadar takip edilen ve bu süre zarfında ağrısı da devam eden hastanın burada bakılan Troponın I değeri 24 ng/dl gelmesi üzerine 300 mg aspirin ve sublingual isosorbit dinitrat verilerek çocuk kardiyoloji kliniğimize sevk edildi.
Kliniğimizde yapılan fizik muayenede herhangi bir patolojik fizik muayene bulgusu tespit edilmedi ve ağrısı da geçmişti.
Başvuru esnasında çekilen elektrokardiyografide; DI, aVL, V23 derivasyonlarda 2,5 mm ST segment çökmesi varken, DII, DIII, aVF ve V46 derivasyonlarda ise 3 mm ST segment yükselmesinin olduğu görüldü .
Kontrol Troponin I değeri 93 ng/ml olarak rapor edilen hastanın çekilen akciğer ekokardiyografisi de normaldi.
Hastanın kliniğimizde yatışının ikinci gününden itibaren bakılan Troponin I değerleri tedricen azalmaya başladı ve beşinci gün normal sınırlara döndüğü görüldü.
Olası bir koroner anomali açısından çekilen koroner bilgisayarlı tomografi incelemesi normal olarak yorumlandı Hastanın elektrokardiyografisi yatışının üçüncü gününde tamamen normale döndü .
Varyant anjina tanısı konulan hastaya 300 mg asetil salisilik asit devam edilirken yatışının ikinci gününden itibaren 4 mg/kg/gün verapamil tedaviye eklendi.
Altı aydır yapılan takiplerinde tekrar göğüs ağrısı olmayan hasta halen kliniğimizde takip edilmektedir.ve olduğu normal yapılan koroner yapılan de edildi.
Kliniğimizde fizik muayene bulgusu dinitrat ve 300 mg asetil salisilik asit verildi ve ağrısı geçen hasta çocuk kardiyoloji kliniğimize sevk fizik muayenede bradikardi dışında herhangi bir patolojik tespit edilmedi.
Çekilen akciğer grafisi normal olan transtorasik hastanın damar ekokardiyografisinde çıkışlarının görüldü.
Laboratuvar incelemesinde; Troponin I değeri önce 2 ng/ml daha sonra da 0,013 ng/ml'ye gerilediği ve normal sınırlara döndüğü görüldü.
Olası bir koroner anomali açısından çekilen incelemesi koroner bilgisayarlı .normal olarak yorumlandı Hastanın elektrokardiyografisi yatışının 2. gününde tamamen normale döndü .
On sekiz aydır yapılan takiplerinde tekrar göğüs ağrısı olmayan hasta halen kliniğimizde takip edilmektedir.tomografi 12 derivasyonlu elektrokardiyografide; bradikardiyle birlikte atım/dk) DI, DIII, V56 derivasyonlarda 3 mm ST segmentelevasyonu ile aVL, V13 derivasyonlarda ise 3 mm ST çökmesi görülüyor, Koroner bilgisayarlı tomografide normal seyirli koroner arterler görülmektedir, 12 derivasyonlu elektrokardiyografide normal sinüs ritmi görülmektedir.505
Alp H., Keleş Alp E., Elmacı A. M. Resim 3a, b, c: 12 derivasyonlu elektrokardiyografide; DI, aVL, V23 derivasyonlarda 2,5 mm ST segment çökmesi varken, DII, DIII, aVF ve V46 derivasyonlarda ise 3 mm ST segment yükselmesinin olduğu görülüyor, Koroner bilgisayarlı tomografide normal seyirli koroner arterler görülmektedir, 12 derivasyonlu elektrokardiyografide normal sinüs ritmi görülmektedir.
TARTIŞMA ST bağlı spazma istirahat Varyant anjina ilk kez 1959 yılında Prinzmetal ve arkadaşları tarafından tanımlanmış olup sıklıkla esnasında miyokardiyal iskemiye sekonder gelişen göğüs ağrısı olarak tariflenmiştir10.
Miyokardiyal iskemi koroner arterlerdeki olarak Elektrokardiyografideki oluşmaktadır2,3.ve segmentelevasyon karakteristik depresyonlarını içeren bulguların, etkilenen koronerlerdeki vazospazma bağlı total veya subtotal koroner oklüzyon ve sonrasındaki transmural miyokardiyal iskemi veya infaktı gösterdiği düşünülmektedir11.
Benzer şekilde, Parodi ve arkadaşlarının Thallium 210 ile yaptıkları sintigrafik çalışmada, anjiografik olarak koroner damarlarda komplet veya inkomplet esnasında vazospazm myokardiyumun bu alanlara uyan bölgelerinde radyonüklid ajanın tutulumunda defekt olduğu gösterilmiştir12.
Ayrıca, migren veya Raynaud fenomeninin bir komponenti olarak da varyant anjinanın görülebildiği bildirilmiştir13.
Ayırıcı tanıda; perikardit, miyokardit, konjenital kalp hastalıkları ve koroner arter anomalileri 506 Bunlardan perikarditler düşünülmelidir.ekokardiyografide perikardiyal effüzyon veya perikartta kalınlaşma ile birlikte hiperekojen görünüm ile ayırt edilebilirken, miyokarditler fonksiyonlarının dilatasyona sol ventrikül sekonder olarak bozulması ile ejeksiyon fraksiyonu ve fraksiyonel kısalmada azalma ile tanınabilmektedir.
Ancak, varyant anjina da uzun süreli koroner spazma bağlı olarak da ventrikül fonksiyon bozuklukları görülebileceği unutulmamalıdır13.
Ayrıca, her iki hastalıkta da faz reaktanlarında ve/veya Troponin akut değerlerinde de yükselme görülebilmektedir.
Dolayısı ile ekokardiyografide ancak koroner arter çıkışları çeşitli değerlendirilebildiğinden radyografik yöntemlerle yapılan selektif sağ ve sol koroner arter görüntülemeleri koroner arter anatomisini ortaya çıkarmada gereklidir.
Bunun için koroner anjiografi veya koroner bilgisayarlı tomografi kullanılabilmektedir14.
Ancak, noninvaziv olması nedeniyle özellikle çocukluk yaş grubunda kardiyak bilgisayarlı tomografi tercih sebebidir.
Tedavide kalsiyum salisilik asit kanal blokörleri ve asetil kullanılmaktadır314.
I değeri Bizim vakalarımızda, Troponin parametrelerinde dışındaki herhangi bir anormallik saptanmamıştı ve elektrokardiyografide birçok derivasyonlarda ST segment çökmesi ve yükselmesi tespit edilmişti.
Koroner bilgisayarlı tomografi ile koroner arter anatomileri normal olarak raporlanan hastaların kalsiyum kanal blokörü ve asetil salisilik asit başlanması sonrası göğüs elektrokardiyografinin ağrılarının ağrısının ve normale tekrarlamaması tanısını varyant desteklemektedir.göğüs anjina laboratuar dönmesi geçmesi,
olası adölesanlarda SONUÇ Varyant anjina çocuklarda oldukça nadir görülen bir kardiyak orijinli göğüs ağrısı nedenidir.
Varyant anjina koroner arterlerin bilinmeyen nedenlerle fokal spazmı sonucunda oluşan miyokardiyal iskemidir.
Uzun süreli koroner spazmın devam ettiği olgularda ventriküler disfonksiyon da görülebilir.
Göğüs ağrısı ile başvuran ve elektrokardiyografisinde iskemi bulguları tespit edilen çocuklarda ve koroner özellikle anomalilerin yanı sıra varyant anjina da akılda tanısında kardiyak tutulmalıdır.
Hastalığın bilgisayarlı günümüzde tomografi noninvaziv bir görüntüleme tekniği olarak kullanılabilmektedir.
Çıkar Çatışması Beyanı: Yazarlar çıkar çatışması olmadığını bildirmişlerdir.
Finansal Destek: Bu çalışma her hangi bir fon tarafından desteklenmemiştir.
Parkinson Hastalarına Bakım Veren Bireylerde Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi ÖzAmaç: Parkinson hastalarına bakım veren bireylerde yaşam kalitesinin değerlendirilmesi.
Yöntemler: Vaka grubuna 60 idiopatik parkinson hastası ile 60 bakım veren birey ve kontrol grubuna 50 sağlıklı birey dahil edildi.
Hasta grubunda Birleşik Parkinson Hastalığı Derecelendirme Ölçeği skorları ve HoehnYahr evreleri belirlendi.
İPH‘larına bakım verenlerin ve kontrol grubunun depresyon düzeyleri Beck Depresyon Ölçeği ile, ağrı ve yorgunluk düzeyleri Vizüel Analog Skala ile, yaşam kaliteleri shorth form36 ile değerlendirildi.
Bulgular: İPH’ na bakım veren grup ile kontrol grubu karşılaştırıldığında; ağrı, yorgunluk, depresyon düzeyleri, SF36 fiziksel ve mental kompanent skorları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu.
Hasta grubunda UPDRS skorları ile bakım verenlerin BDİ, ağrı ve yorgunluk düzeyleri ile pozitif yönde korelasyon, SF36 mental kompanent skoru ve SF36 fiziksel kompanent skoru ile negatif yönde korelasyon tespit edildi.
Sonuç: İPH; hasta ve bakım verenlerin hayatını önemli ölçüde etkileyen ve yaşam kalitesini anlamlı düzeyde düşüren bir hastalıktır.
Hastalıktan sadece hastalar değil hasta yakınları ve bakım veren bireyler de önemli düzeyde etkilenmektedir.
Bu etkilenme hastalığın ilerlemesi, klinik bulguların artışı ile belirginleşmekte ve hem hastalarda hem de bu hastalara bakım veren bireylerde yaşam kalitesini düşürmektedir.
Anahtar kelimeler: Parkinson hastalığı, bakım veren yükü, depresyon, yaşam kalitesi.
Kahverengi yağ dokusunda karbonik anhidraz III bol miktarda bulunmasına rağmen fonksiyonu tam olarak bilinmemektedir.
Bu çalışmada karbonik anhidraz III enzim mRNA ekspresyonu ve oksidatif stress markırı olan malondialdehit arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlandı.
Ayrıca antioksidan molekül olan Nasetilsisteinin bu ilişkiyi nasıl etkilediği saptanmaya çalışıldı.
Yöntemler: Çalışmamız her grupta altı sıçan bulunan üç grup üzerinde yapıldı.
Deney grupları, grupların özelliklerine göre belirlenmiş yüksek yağlı diyet veya kontrol diyetiyle 85 gün beslendi.
Besleme süresinin sonunda scapula bölgesinden alınan kahverengi yağ dokusunda karbonik anhidraz III mRNA ekspresyonu, total karbonik anhidraz aktivitesi ve malondialdehit seviyesi ölçüldü.
Bulgular: Obez grubunda kontrol grubuna göre karbonik anhidraz III mRNA ekspresyonunun daha yüksek olduğu ve malondialdehit seviyesinin daha düşük olduğu saptandı.
Antioksidan grupta kontrol grubuna göre karbonik anhidraz III mRNA ekspresyon seviyesinin daha yüksek olduğu ve malondialdehit seviyesinin daha düşük olduğu tesbit edildi.
Bunlara ilaveten obez grubunda karbonik anhidraz III mRNA ekspresyonu antioksidan grubuna göre daha yüksek olduğu belirlendi .
Sonuç: Bu çalışma yüksek yağlı diyetle beslenen sıçanların kahverengi yağ dokusunda karbonik anhidraz III mRNA ekspresyonunun arttığını ve malondialdehit seviyesinin azaldığını dolayısıyla oksidatif stresin kısmen baskılandığını gösterdi.
Anahtar kelimeler: Karbonik anhidraz III, kahverengi yağ dokusu, obesite, Nasetilsistein, yüksek yağlı diyet.
Ameliyat sonrası bulantı ve kusma hasta memnuniyetini azaltan, hastaların iyileşme süresini uzatan ve aspirasyon gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilen bir durumdur.
Bu nedenle ameliyat öncesi dönemde ameliyat sonrası bulantı ve kusma açısından riskli hastaların belirlenmesi ve ameliyat sonrası bulantı ve kusma yönetiminde kanıta dayalı farmakolojik ve nonfarmakolojik tedavi yöntemlerinin uygulanması büyük önem arz etmektedir.
Bu derlemede ameliyat sonrası bulantı ve kusma yönetiminde kanıta dayalı uygulamalar yer almaktadır.
Bu uygulamaların cerrahi kliniklerde çalışan hemşireler için ameliyat sonrası bulantı ve kusmanın önlenmesi ve tedavisinde rehber olabileceği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Bulantı ve kusma, Hemşirelik, Kanıta dayalı uygulama Doi: 10.5798/dicletip.sonucu GİRİŞ Bulantı ve kusma gastrointestinal sistem hastalıklarının önemli bir rahatsızlığıdır.
Kusma, mide ve ince barsak üst bölüm içeriğinin diyafragma ve karın kaslarının yolundan dışarı ağız kasılması atılmasıdır.
Kusma öncesinde genellikle bulantı ortaya çıkar ve kusma durumunda da devam eder1.
Bulantı ve kusmanın primer kontrolü, beyinde medulla oblangatanın dorsal kısmında bulunan kusma merkezi tarafından sağlanır.
Kusma merkezini uyaran beş temel afferent yol vardır.