text
stringlengths 7
2.59k
|
---|
4. haftanınsonunda, pronefroz tübüler sisteminin tüm belirtileri kaybolur. |
Mezonefroz GelişmesiMezonefroz 4. hafta sonlarında, rudimenter pronefrozun kaudalinde büyük birorgan olarak dikkati çeker. |
Mezonefroz, kalıcı böbrekler ya da metanefroz oluşuncayakadar ara böbrekler olarak işlev görürler. |
Mezonefroz sistemi gelişirken, aramezodermin segmentsiz olan aşağı torasik ve lumbar yöresi segmentli olur ve sölomboşluğuyla ilintisini keser. |
Her segmentten 2–3 ya da daha fazla sayıda mezonefroztübülleri gelişir. |
Kısa sürede uzayarak “S” şeklinde kıvrılırlar. |
Medial uçlarıglomerulus ve bowman kapsülü kazanır ve ilk böbrek cisimciği oluşur. |
Bu kanallar önceleri kloakaya daha sonra da ürogenital sinüseaçılırlar. |
İkinci ayın ortalarında, mezonefroz orta çizginin iki yanında büyük ovalorganlar olarak dikkati çeker. |
Kaudal mezonefroz tübülleri gelişirken, kranialdeki tübüller ve böbrekcisimcikleri, dejeneretif değişikliklere uğrarlar ve ikinci ayın sonunda büyük bir kısmıkaybolur. |
Ancak, erkekte kaudal tübüllerin bir kısmı ve mezonefroz kanalı kalmasınakarşın, dişide çok küçük kalıntılar bırakarak kaybolurlar (12).1.1.3. |
Metanefroz GelişmesiÜçüncü üriner organ olan metanefroz veya kalıcı böbrek, 5. haftada belirir. |
İkiyerden köken alarak gelişir;1. |
Üreter tomurcuğu ya da metanefrik divertikulum2. |
Metanefrik blastem ya da metanefrik mezoderm. |
Metanefrik blastem, nefrojenik kordun segmentsiz kaudal parçasını oluşturur. |
Üreter dalı, mezonefroz kanalının kloakaya girdiği yerin yakınından dorsal birtomurcuk olarak çıkar. |
Metanefrik blastem dokusundan, kalıcı böbreğin işlev görenbirimi olan nefron, üreter dalından ise kalıcı böbreğin toplayıcı tübülleri gelişmektedir. |
5 haftalık embriyonun alt torasikbölgesindeki ürogenital şişkinlikten geçen ve mezonefrik sistemin boşaltım tübülününoluşumunu gösteren transvers kesit. |
B. Gonad ve mezonefroz arasındaki ilişki (11).1.1.4. |
Metanefroz Toplama Borularının GelişmesiÜreter dalı, yakınındaki metanefrik blastem dokusuna doğru uzamaya başlar. |
Uzayan bu parça ileride üreteri oluşturacaktır. |
Bunun uç kısmı, blasteme değdiği anmetanefrik doku içine doğru dallanmaya başlar. |
Üreter dalının metanefrik blastemleindüktif etkileşimi vardır. |
Metanefrik mezoderm hücre yüzeyindeki N-bağlıoligosakkarittir, üreter dalıyla metanefrik blastem arasındaki indüktif etkileşimdensorumludur. |
Eğer üreter dalı, metanefrik blastemle temas etmezse, blastem dokuylaetkileşim ortadan kalktığından, böbrekler oluşamaz, renal agenezi meydana gelir. |
Üreter dalı, metanefrik blastem doku içinde dallanırken, önce dalın distal kısmı birgenişleme yapar ve ilkel renal pelvisi oluşturur. |
Sonra kranial ve kaudal iki dala ayrılır. |
Bu dallar sürekli ikiye ayrılarak 12 ya da daha fazla nesil toplama boruları meydanagelir. |
5. ayın sonunda, periferde pek çok toplama borusu oluşur. |
İlk dört nesil toplamaboruları birleşerek, major kaliksleri yaparlar. |
2. nesil toplama boruları birleşirler ve6minör kaliksleri oluştururlar. |
Diğer nesil toplama boruları uzarlar ve dik açılarlabirleşerek duktus papillarisler olarak minör kalikslere açılırlar. |
Öyleyse, üreter dalı; üreter, renal pelvis, majör ve minörkaliksler ve yaklaşık 1–3 milyon toplama borusunu meydana getirir.1.1.5. |
Nefron GelişmesiMetanefrik blastem dokusu içinde dallanarak yayılan yeni oluşmuş toplamaborularının distal son kısımları, metanefrik blastem dokusu tarafından bir şapkaşeklinde örtülür. |
Kavis yapmış her bir toplama borusunun son kısmı, metanefrikblastem dokusundaki bu şapka yapmış mezoderm hücrelerini uyararak renal ya dametanefrik vezikülleri oluştururlar. |
Önceuzayan bu veziküller ilkel nefronları meydana getirirler. |
Proksimal sonları, kapillaryumağı tarafından invagine olur ve böbrek cisimciğini yapar. |
Böylece, böbrek cisimciğiyle toplama boruları arasında bağlantıkurulmuş olur. |
Nefronun daha sonra uzaması tübüllerinin kıvrılmasıyla ergindekiyapısını kazanır (12).1.1.6. |
Metanefrozun İşlev GörmesiFötal böbrekler, dıştan da görülebilen loblara ayrılmışlardır. |
Lobülasyon fötalperiyodun sonuna doğru azalır ancak yenidoğan bir infantta böbrek lobülleri hala ayırtedilmektedir. |
İnfantların büyümesi sırasında, böbreklerde nefronların artması vebüyümeleri sonucu lobülasyon kaybolur. |
Böbreklerin loblu karakterleri yetişkinlerdegörülmez, bununla birlikte, bazı hayvan türlerinde olduğu gibi (örn. |
sığırlar) yetişkininsanlarda da çok nadir olarak böbrek lobları dıştan seçilebilir. |
Doğumdansonra böbreklerde özellikle interstisyel doku artışı ve proksimal kıvrıntılı tübüllerinuzaması sonucu hacim oldukça artar. |
Doğum zamanında, prematür infantlar hariç,nefron oluşumunun tamamlandığına inanılmaktadır. |
Böbreklerin fonksiyonelolgunlaşması doğumdan sonra gerçekleşmektedir. |
Glomerüler filtrasyon, fötalyaşamın 9. haftasında başlar ve doğumdan sonra filtrasyon oranında artış görülür (10,12).1.2. |
Böbreklerin bu göçü (rölatif yükselişi) embriyonun kaudal vücut kısmının böbrekleredoğru büyümesinden kaynaklanmaktadır. |
Kaudal vücut kısmının bu seviyelerdebüyümesi sonucu, böbrekler aşamalı olarak daha yukarı (kranial) bölgelere yerleşirler. |
Böbrekler, sonunda karın arka duvarında retroperitoneal hale (peritonun dışına veyaarkasına) geçerler. |
Başlangıçta böbreklere damarların ve sinirlerin girip çıktığı yerolan hilus ventrale bakmaktadır ancak böbreklerin yükselmesiyle birlikle hilus medialhatta doğru 90º’lik bir dönüş yapar. |
Dokuzuncu haftayla birlikte, hilus anteromedialhatta yönelmiştir.1.3. |
Böbrek AnatomisiBöbrekler, retroperitoneal olarak yerleşmiş, 11–12 cm uzunluğunda, 5–6 cmgenişliğinde ve ortalama 3 cm kalınlığında fasülye şeklinde organlardır. |
Üst polleri alt pole göre orta hatta 1 cm daha yakındır. |
Sağ böbrekkaraciğer nedeniyle sol böbrekten biraz daha aşağıdadır. |
İç kenarları hafif konkav oluphilus içermektedir. |
Böbrekleri içten dışa doğru fibröz kapsül, adipoz kapsül ve gerotakapsülü (gerota fasyası) adı verilen yapılar çevreler. |
Böbrek yüzeyi ince bir fibrözkapsülle çevrilidir. |
Bu kapsülün dışında perirenal yağ dokusu olarak adlandırılanoldukça kalın adipoz kapsül bulunur. |
Bu yağ dokusu, çevre musküler yapılara göredirek grafide nispeten radyolüsent, bilgisayarlı tomografide (BT) ise hipodensgörünmektedir. |
Bu yağ dokusu dışında, böbreküstü bezini de içine alan renal fasya(gerota fasyası) vardır. |
Anterior ve posterior renal fasya adı verilen iki bölümdenoluşan gerota fasyası, perirenal ve pararenal yağ dokularını birbirinden ayırır. |
Bufasyalar BT’de hiperdens çizgi şeklinde izlenirler. |
Anterior ve posterior renalfasyaların lateralde birleşmesi sonucu “laterokona fasya” oluşur. |
Böbreğin pozisyonunun değişiminin şematik görüntüsü. |
haftalararası): Böbreklerin pelvisten abdomene yükselişleri ve medial rotasyonlarıizlenmektedir. |
A ve B’de mezonefrozların gerilemesi (regresyonu) de görülmektedir. |
Böbreğin lokalizasyonu (10). |
Böbrek parankimi korteks ve medulla olmak üzere ikiye ayrılır. |
Korteksinmedullayı oluşturan piramidler arasına yaptığı uzantılara bertini kolonları adı verilir. |
Böbrek korteksi ortalama 12 mm kalınlıktadır. |
Bu katmanda sayıları 1 milyonunüzerinde glomerül yumakları, proksimal tübüller ve kapiller damarlar bulunmaktadır. |
Glomerüller, bowman kapsülü ile çevrilidir. |
Medulla, sayıları 6 ile 8 arasında değişen9piramidlerden oluşur. |
Tabanı kortekste olan piramidlerin uç kısımlarında sayıları 5–11 arasında değişen papillalar vardır. |
Papillalarıçevreleyen kadeh şeklindeki oluşumlar minör kalikslerdir. |
Kaliksiyel yapı küçük(minör) ve büyük (majör) kalikslerden oluşur. |
Minör kalikslerin papillalarayapıştıkları alanlardaki forniksler normalde keskin görünümdedir. |
Enfeksiyon veobstrüksiyonlarda bu açılar küntleşebilir. |
Minör kalikslerin boyun kısımlarınainfundibulum adı verilir. |
Birkaç minör kaliks birleşerek majör kaliksi olusturur. |
Majörkaliksler de birleşerek renal pelvise açılırlar. |
Kısmen böbrek içinde kısmen de böbrek dışında yer alır. |
Renal anatomi (10).1.3.1. |
Böbreğin Damar ve LenfatikleriBöbrekleri yerinde tutan oluşumlardan biri de renal arterlerdir. |
Böbrekleriaorta abdominalisin lateral dalları olan, renal arterler besler. |
Bu damarlar genellikleL1 ve L2 vertebralar düzeyinde süperior mezenterik arterin hemen altından çıkar. |
Solrenal arter genellikle sağdakinden biraz daha yukarıdan çıkar ve sağ renal arter dahauzundur. |
Budallara segmental arterler adı verilir. |
Segmental arterlerin bir ya da iki tanesi pelvisrenalisin arkasından, diğerleri ise ön tarafından geçer. |
Böbreklerin arteriyel dağılımıtemel alınarak böbrek dokusu segmentlere ayrılabilir. |
Bu segmentlerin her biri her birsegmental arter tarafından beslenir. |
Renal arter ve venin dalları (10). |
Her bir lobar arter renal piramidlere girmeden önce interlober arterlere ayrılırve bu interlober arterler, piramidlerin kenarlarında kortekse doğru uzanır. |
Korteks vemedullanın birleşim yerinde interlober arterler arkuat arter denilen dallarını verirler. |
Arkuat arterler piramidlerin taban kısımlarında bir ark oluşturur ve bu arterlerbirbirleriyle anastomoz yapmaz. |
Arkuat arterlerden çıkan ve kortekste radial yöndeseyreden ince dallara ise interlobuler arterler adı verilir. |
Bu arterlerin uç dallarına iseramus kapsularis denir. |