text
stringlengths
7
2.59k
Burası vücuttaki total su ve tuzları kontrol eden düzeneğin bulunduğubölgedir.
Distal tübül aynı zamanda tübüldeki idrara hidrojen ve amonyum iyonlarınısalar.
Bu etkinlik kandaki asit–baz dengesinin korunmasında çok önemlidir.
Toplayıcı kanal epiteli arka hipofizden salgılanan antidiüretik hormona (ADH)duyarlıdır.
Su alımı azaldığında, ADH salgılanır ve toplayıcı kanalların epiteli suyageçirgen hale geçer.
Böylece su glomerüler filtrattan emilip kan kapillerlerine aktarılırve sonuçta vücut içinde kalmış olur.
Ortamda ADH bulunduğunda lümenmembranındaki membran içi partiküller suyun emildiği kanalları oluşturacak biçimdebir araya toplanabilir (10).1.5.
Böbrek Hücreli KanserlerBöbrek kanserleri sık görülen ve ölüm oranları yüksek olan önemli ürolojiktümörlerdirler.
Erişkin kanserlerinin yaklaşık %3’ünü oluşturmaktadırlar.
Ürogenitalkanserler içerisinde görülme sıklığı olarak prostat ve mesane kanserinden sonra 3.sırada yer almaktadır.
Erkek kadın oranı yaklaşık 3/2’dir (14).
Görüntüleme yöntemlerindeki gelişmelerle birlikte son yıllarda böbrek kanseriinsidansında artış olduğu görülmektedir (14).
Böbrek kanserlerinin histolojik sınıflaması 2004 yılında Dünya SağlıkÖrgütünün yayınlamış olduğu bir düzenleme ile belirlenmiştir.
Bu düzenlemedehistolojik patern ve hücre morfolojisi esas alınmıştır.
Böbrek kanserlerininsınıflandırılması aşağıda belirtildiği gibidir (15–18).
Böbrek hücreli kanser yetişkin hastalarda böbrek kanserlerinin %90’ındanfazlasını oluşturmaktadır (19).18Ülkeler arasında görülme sıklığı değişmekle endüstriyel–gelişmiş ülkeler olanKuzey Amerika ve Japonya’da daha sık görülür (15–18).
Böbrek hücreli kanser erkeklerde kadınlara göre iki kat fazla görülmektedir.
BHK olan hastaların birinci derece akrabalarında hastalık insidansı 4 kat artmıştır (20).
Renal epitelyal karsinomların sınıflandırılması son 20 yıl içinde çok değişimgöstermiştir.
Bilateral ve multifokal olan böbrek kanserleri, genellikle çeşitli kalıtımsalkanser sendromlarında görülmektedir (19).
Böbrek hücreli kanserin kaynağı böbrek tübül epitelidir (16).
Her yaştagörülmekle birlikte 6. ve 7. dekatlarda pik değerlere çıkar.
EtyolojiBöbrek kanserlerinin gelişmesinde çeşitli faktörler sorumlu tutulmaktadır.1.
Sigara: Sigara kullanımının böbrek kanseriyle yakın ilişkisi olduğubilinmektedir.
Bu risk sigara içen erkeklerde %27–37 ve kadınlarda %10–24arasında değişmektedir.
Son dönemlerde yapılan bir meta–analizde, 24 çalışmaincelenmiş ve sigara kullanımının böbrek kanseri oluşumunda rol aldığıgösterilmiştir (14).2.
Obezite: Genel olarak obezite ve böbrek tümörü ilişkisi kadınlarda dahabelirgin olup, obezitenin derecesiyle doğru orantılıdır.
Vücut kitle indeksi fazlaolanlarda böbrek kanseri riski yaklaşık 2 kat artmıştır (14).3.
Fiziksel Aktivite: Fiziksel aktivite artışı ile birlikte böbrek kanseri riskiazalmaktadır.
Bu önemli bir risk faktörü olan obeziteyi önlemesiyleaçıklanabilmektedir (14).4.
Hipertansiyon: Hipertansiyon ve böbrek kanseri gelişimi arasında pozitif birilişki olduğu bilinmektedir.
Hipertansiyon ile birlikte böbrek kanserine bağlımortalitede artış görülmektedir.
Böbrek kanseriyle hipertansiyon ilişkisininhipertansiyona mı yoksa hipertansiyon için kullanılan ilaçlara mı bağlı olduğutartışmalıdır (14).5.
İlaçlar: Analjeziklerin böbrek kanseriyle ilişkisi tartışmalıdır.
Fenasetin içerenilaçların renal pelviste ürotelyal kanserlere neden olabileceği bilinmekleberaber, bunların böbrek parankim kanserleriyle ilişkisi zayıftır.
Böbrek kanserlerinin histolojik tipleri (WHO, 2004) (16).
Böbrek hücreli tümörlerBerrak hücreli böbrek hücreli kanserMultiloküler berrak hücreli BHKPapiller BHKKromofob BHKBellini’nin Toplayıcı kanal karsinomuBöbrek Medüller KanserXp11 translokasyon kanseriNefroblastomla ilişkili kanserMüsinöz tübüler ve iğsi hücrel kanserBöbrek hücreli kanser,sınıflandırılamamışPapiller adenomOnkositomMetanefrik TümörlerMetanefrik adenomMetanefrik adenofibromMetanefrik stromal tümörNefroblastik TümörlerNefrojenik kalıntılarNefroblastomKistik papiller diferansiasyongösteren nefroblastomMezenkimal TümörlerÇocukluk çağında görülenlerBerrak hücreli sarkomRabdoid tümörKonjenital mezoblastik nefromİnfantların ossifiye böbrek tümörüErişkin çağda görülenlerLeiomyosarkom (renal veni kapsar)AngiosarkomRabdomyosarkomMalign fibröz histiyositomHemanjioperistomOsteosarkomAnjiomyolipomEpiteloid AnjiomyolipomLeiomyomHemanjiomLenfanjiomJukstaglomerüler hücreli tümörRenomedüller interstisyel hücreli tümörSchwannomaSoliter fibröz tümörMikst mezenkimal ve epitelyal tümörlerKistik nefromaMikst epitelyal ve stromal tümörSinovyal sarkomNöroendokrin tümörlerKarsinoidNöroendokrin karsinomPrimitif nöroekdodermal tümörNöroblastomFeokromositomaHematopoietik ve Lenfoid tümörlerLenfomaPlazmasitomaGerm Hücreli TümörlerTeratomKoryokarsinomMetastatik Tümörler6.
Beslenme: Et ve süt ürünlerinin fazla tüketilmesi böbrek kanseri riskiniarttırmaktadır.
Deneysel çalışmalar kırmızı etin kanserle ilişkisi olanheterosiklik aminlerin artışına neden olduğunu göstermektedir (14).7.
Mesleksel Faktörler: Meslek nedeniyle asbest, polisiklik aromatikhidrokarbonlar, organik çözücüler ve petrol ürünlerine maruz kalanlardaböbrek kanseri riski artmaktadır (14).208.
Radyasyon: Ankilozan spondilit ve serviks kanseri sebebiyle iyonizeradyasyon alan hastalarda sekonder olarak böbrek kanseri gelişme riskiyüksektir (14).9.
Böbrek Hastalıkları: Kronik böbrek yetmezliği nedeniyle hemodiyalizuygulanan ve böbreğin kazanılmış kistik hastalığı gelişen hastalarda böbrekkanseri gelişme riski yüksektir.
Üriner sistem infeksiyonu hikâyesi olanlardaböbrek kanseri insidansının 1,9 kat arttığı bildirilmektedir (14).10.
Genetik Faktörler: Böbrek kanserlerinde hem sporadik hem de ailesel formlarmevcuttur.
Özellikle aile hikâyesi olanlarda böbrek hücreli kanser gelişme riski4 kat artmaktadır.
Ailesel sendromlarla görülen böbrek kanserlerinde genetikfaktörler söz konusu olup, her iki böbrekte ve multipl olarak ortayaçıkmaktadır.
Yapılan çalışmalar von Hippel–Lindau (VHL) ve tuberosklerozgibi gen mutasyonları olan hastalıklarda böbrek kanseri gelişme riskininyüksek olduğunu göstermektedir (14).1.5.2.
Bundan dolayı böbrek tümörlerininbüyük çoğunluğu ilerlemiş evrelerde bile semptomsuz seyrederler (21).
Yan ağrısı, makroskopik hematüri ve karında ele gelen kitleden oluşan klasiksemptom üçlüsü ise nadiren görülmektedir (%6–10) (22–23).
Hastalar genellikle ilk olarak kilo kaybı, halsizlik, hatta gastrointestinal venörolojik semptomlar gibi nonspesifik şikâyetlere başvururlar.
Daha nadir başvuruşikâyetleri arasında ateş ya da yeni gelişen sol taraflı varikosel sayılabilir.
Hematüri,hastaların %50’sinden fazlasında görülen en sık bulgudur.
Hastaların üçte birindenfazlasında bulunan yan ağrısı muhtemelen böbrek kapsülünün gerilmesine bağlıdır.(20).
Böbrek hücreli kanserlerdeki klinik prezentasyonlardan biri ise vücudundeğişik bölgelerinde primeri belli olmayan metastatik karsinom şeklinde olabilir.
BHKsık olarak yerel lenf nodlarına, akciğer ve karaciğere, adrenal bez ile beyine metastazyapar (24).1.5.3.
Ancak bu sınıflamanın bazı yetersizlikleri mevcuttur.
En önemliyetersizlik Evre III için gözlenmektedir.
Evre III içinde değerlendirilen grupta prognozçok değişkenlik göstermektedir.
TNM evrelemesiile anatomik sınırlar net belirlenirken, tüm dünyadaki merkezlerin klinik ve patolojikverilerinin kıyaslanabilmesini de sağlamaktadır.
TNM evrelemesi Robsonevrelemesine göre anlamlı şekilde prognozu belirtmekte ve sağkalım ile korelasyongöstermektedir (25).
Böbrek kanserlerinde TNM sınıflaması (27).
Tümör çapı TNM evrelemesinin önemli kriterlerinden olmaklabirlikte sınır değeri konusunda çelişkili sonuçlar yer almaktadır.
Anatomik evre / prognostik gruplar (17).
Nükleer DerecelendirmeBöbrek hücreli kanserin derecelendirilmesinde seneler içerisinde fazlacasınıflama sistemi kullanılmış olmasına rağmen günümüzde Fuhrman nükleerderecelendirme sistemi en yaygın kullanılanı olmuştur.
Bu derecelendirme sistemindetümörler, 4 alt gruba ayrılır (15–18, 26, 29).
Fuhrman derecesi düşük (derece 1 ve 2)ve yüksek (derece 3 ve 4) olarak sınıflandırılır.
Bu, çekirdek boyutu, nükleermembranın düzensizliği ve nükleolar belirginliğe dayanır (28).
10’luk büyütmedekinükleolün görülmesi 2–3.
derece tümörleri ayırt etmede kullanılır (15–18, 26, 29).
FND sisteminin papiller vekromofob BHK (KrBHK)’deki etkisi açık değildir.
Yapılan bir çalışmada papillerBHK (PBHK) ile sağ kalım ve nükleer derece arasında anlamlı bir birliktelikbulunamamıştır.
Benzer şekilde KrBHK’de belirgin nükleer düzensizlik (derece 3)görülmesine rağmen mükemmel yüksek sağkalım oranları izlenmektedir (15).
Böbrek hücreli karsinomlarda Fuhrman derecelendirme sistemi (17).
Evre: Prognostik faktörlerin en önemlisidir.
Derece: Fuhrman nükleer derecelendirme sistemi günümüzde en yaygınolarak kullanılandır.
Histolojik alt tip: Berrak hücreli BHK (BHBHK) en sık görülen histolojikalt tiptir.
5 yıllık sağkalım %76’dır.
PBHK’nin prognozu BHBHK’deniyi, KrBHK’den kötüdür.
5 yıllık sağkalım %86’dır.
BHK’ler içerisindeprognozu en iyi olan KrBHK olup 5 yıllık sağkalım %100’dür.
Toplayıcıduktus karsinomu ender görülen (< %1) prognozu oldukça kötü ve uzakmetastazı sık olan bir karsinomdur (15–18, 29–33).d.
Sarkomatoid değişiklik: Önceleri farklı bir varyant olarak tanımlanansarkomatoid değişiklik kötü prognozla ilişkili olup yüksek dereceliBHK’lerde görülmektedir (15–18, 33).24e.
Cerrahi sınırlar: Prognostik faktörler içerisinde yer alan cerrahi sınırpozitifliğinin önemi henüz bilinmemekle beraber cerrahi sınırpozitifliğinin lokal nüks anlamına gelmeyeceği belirtilmiştir.
Frozeneşliğinde biyopsi alınması ve bu frozen kesitlerinin tümör yatağındanalınmasıyla cerrahi sınır pozitifliğinin azalacağını öngören görüşlerbulunmaktadır (26).f.
Metastaz: BHK’lerde tipik metastaz akciğer, beyin, kemik, karşı tarafböbrek, adrenal gland, abdominal vissera ve bölgesel lenf düğümlerineolur.
En sık görülen lokalizasyon %33 ile akciğerlerdir.
Kemikler vekaraciğere %20 ve beyine %10 oranında metastaz görülür.
Özelliklepelvis bölgesinde olmak üzere kemik metastazları oldukça kötü prognozgöstergesidir (15–18).g.
Mikrovasküler invazyon: Tümör çapı, evre ve derece ile ilişkili olup T1tümörlerde izlenmediği saptanmıştır (26).h.
Tümör çapı: Patolojik evre prognozu etkileyen faktörlerin başında gelir.
Tümör çapı patolojik evreyi belirleyen parametrelerin en önemlilerindenbiridir.
Biyomoleküler faktörler:a. DNA içeriği (26).b.
Nükleer morfometri (25).c.
Proliferasyon belirteçleri (26).d.
Diğer faktörler (26).
Semptomlar: Kansızlık, belirgin kilo kaybı, kötü performans hali kötüprognostik göstergelerdendir (26).2.
Laboratuvar bulguları: Hiperkalsemi, trombositoz, serum alkelen fosfataz,ferritin, CRP, LDH, haptoglobin, sedimentasyon ve α1-antitripsinyüksekliği de kötü prognoz göstergesidir (26).
C. Tedaviyle İlişkili Faktörler25Southwest Oncology Group ve EORTC tarafından yapılan çalışmalardametastatik hastalıkta nefrektominin olumlu etkisi belirtilmektedir (25).
BHK’lerin tedavilerini belirlemede prognostik faktörleri saptamak önemlidir.
Böbreğe sınırlı BHK’de, böbrekle beraber çevre yağ dokusu, adrenal bez ve bölgesellenf düğümlerini içeren radikal nefrektomi standart tedaviyken lokal nüks ve metastazıbulunan olgularda standart tedaviye adjuvan tedavi de eklenir (15-18, 26, 31).1.6.