audio
audioduration (s) 0.12
23.1
| text
stringlengths 1
161
| language
stringclasses 6
values |
---|---|---|
Siz buna inanıyor musunuz? | turkish |
|
Fuara kırk beş ülkeden yedi yüz seksen mucit katıldı. | turkish |
|
Herkes bekliyor. | turkish |
|
İrlandalı yayıncı geçtiğimiz yıl olduğu gibi Ulusal final ile temsilcisini seçecek. | turkish |
|
Evi de tarif ettim. | turkish |
|
İşte, al. | turkish |
|
Fakat iş arayanların hepsi ikna olmuş değil. | turkish |
|
Beni öldürür müsün? | turkish |
|
Üstümü değiştireyim. | turkish |
|
Ömer’in boynu bükük sessizliğini görünce elini cüzdanına attı. | turkish |
|
Bekledim de bekledim. | turkish |
|
Bir hata yaptı. | turkish |
|
Tadı nasıldı? | turkish |
|
Bir adamın karısı onun yarısıdır. | turkish |
|
Trenden çıkınca otelde bir banyo almadan, nazik vücudunu dinlendirmeden gelir mi hiç? | turkish |
|
Böyle başın da bana lüzumu yok! | turkish |
|
Neden geciktin? | turkish |
|
Şimdi ne yapıyorum? | turkish |
|
Kız çocukları oğlanlardan daha romantikler. | turkish |
|
İki tarafına ağaç da dikeceklermiş. | turkish |
|
Bunun sorunu ne? | turkish |
|
"Ne diye benim ruhumun ahengini bozdun?" diyen bir taraf bulunacağını biliyordu. | turkish |
|
Düşünüyorum, birleşirsek bu ikimiz için de sahiden azap olacak. | turkish |
|
Galiba kıza da yiyecek gibi baktım. | turkish |
|
Bunu aldım. | turkish |
|
İçeri git. | turkish |
|
Olabilirim. | turkish |
|
Anası ölen hanım olur, babası ölen bey olur. | turkish |
|
Fondiaria teklif veren tek şirketti. | turkish |
|
Çok iğrenç. | turkish |
|
Hüsamettin istememiş, oynarsın, oynamazsın derken Osman, Bursa işi söğüt yaprağını çektiği gibi saplayıvermiş. | turkish |
|
Üç kişi. | turkish |
|
Öldür onları! | turkish |
|
Dört gün. | turkish |
|
Evlilik… | turkish |
|
İnsanlar arasında çeşit çeşit kendini gösteren bütün sevgiler, sempatiler bir nevi aşktı. | turkish |
|
Sür. | turkish |
|
İktidar koalisyonu parlamentodaki salt çoğunluğunu koruyabilecek mi? | turkish |
|
Adamakıllı kemale geldiği görülen bostanlar ve fasulyeler toplanmamıştı. | turkish |
|
Gümrük bunları geri almak için girişimde bulundu, ancak bilinmeyen sayıdaki bir kısmı geri kazanılamadı. | turkish |
|
Bu ev sahipleri için büyük bir sorun. | turkish |
|
Garip garip yüzüne baktım. | turkish |
|
Ona bayılacaksın. | turkish |
|
İşte o. | turkish |
|
Öyle kalsın. | turkish |
|
Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur. | turkish |
|
Operatör Huawei ile beş yıllık sözleşme imzaladı. | turkish |
|
Etkinlik dört Haziran'a kadar sürecek. | turkish |
|
bir | turkish |
|
Alt yapı fiber ise kiralama yapabiliyoruz yani | turkish |
|
Sırbistan, Kosova meclisini feshetti. | turkish |
|
Açılın! | turkish |
|
Görüşmelerden bir sonuç elde etmenin tek yolu bu. | turkish |
|
Kabul etmeliyim. | turkish |
|
Sen burada bekle. | turkish |
|
Bunlara mukabil hiçbir şey istediği yoktu. | turkish |
|
Elbette, anlıyorum. | turkish |
|
Hep aynı yoldan gidecek değil miyiz? | turkish |
|
Bunu duymuştum. | turkish |
|
Allah bilir… | turkish |
|
Ben arkadaşınım. | turkish |
|
Un, su ve tuzu karıştırın. | turkish |
|
Ama ben istemiyorum. | turkish |
|
Siper arkasından görünecek küçük bir leke, hemen kurşunu kendi üzerine çekecekti. | turkish |
|
Lohusa karısına en iyi hediye portakal olacaktı, bu mevsimde. | turkish |
|
Güzellik. | turkish |
|
Bahçe dağılalı bir saat oluyor. | turkish |
|
O bir aptal. | turkish |
|
Hayır, anlıyorum. | turkish |
|
Numara mı? | turkish |
|
Efe nereye gidiyordu? | turkish |
|
Siz dün akşam, gidişinizin sebebini bir türlü bulamadığım bir yerdeydiniz… | turkish |
|
Emirin bu hareketine sinirlenip onu hicveden şiirler yazdı ve Mısır'dan kaçtı. | turkish |
|
Ancak tek faktör bu değil. | turkish |
|
Kız nerede? | turkish |
|
Ekim itibarıyla gerçekleştirecekleriniz arasından iki-üç madde sayabilir misiniz? | turkish |
|
Bir uyarı. | turkish |
|
Kabahat da gizli olmalı, ibadet de. | turkish |
|
Projeyi iki hükümet de finanse edecek. | turkish |
|
Göründüğü gibi değil. | turkish |
|
Bir ricam var. | turkish |
|
Ohri Gölü'nde balık tutan turistler görülüyor. | turkish |
|
Ancak kimileri bu açıklamaya şüpheyle yaklaşıyor. | turkish |
|
Uslu çocuk ol. | turkish |
|
Buna cevap vermeliyim. | turkish |
|
Hayat adil değil. | turkish |
|
Bizi bilgilendirmek zorunda değiller. | turkish |
|
Bok çuvalı! | turkish |
|
Gözlerinde yaş yerine alelacayip bir parıltı vardı. | turkish |
|
Bir şey lazım mı? | turkish |
|
Ailesinin evinde sık sık Jamaika müziği çaldığını söyledi. | turkish |
|
Aynı şeyi mi düşünüyoruz? | turkish |
|
Ömer laf olsun diye yanındaki İsmet Şerif’e sordu: | turkish |
|
Pekala, hazır mısın? | turkish |
|
Devlet sübvansiyonları da azaltılacak. | turkish |
|
Biz de çok okuduk ama, faydası olmadı. | turkish |
|
Steiner, Kosova'ya on yedi ay önce geldi. | turkish |
|
Bu hız onu ancak yarıya kadar çıkarabildi. | turkish |
|
"Ah!" dedim, "Şu mübarek yerin ismini yazmak bile tatlı!" | turkish |
|
Ne demek istediğimi anlıyorsun. | turkish |