audio
audioduration (s) 0.12
23.1
| text
stringlengths 1
161
| language
stringclasses 6
values |
---|---|---|
Sadece gözlerinde teşekküre benzeyen bir şey dolaştı. | turkish |
|
Biraz daha yaklaşalım, görürsünüz! | turkish |
|
Burada kalacağım. | turkish |
|
Merak ediyorum da… | turkish |
|
Bazı konularda ise belirsizlik söz konusu. | turkish |
|
Buna inanamıyorum. | turkish |
|
Daha ortalık aydınlanmadan uyandı. | turkish |
|
Salı günü. | turkish |
|
Günün birinde bitişik ormandaki yabani hayvanlar, canavarlar birbirine girdiler. | turkish |
|
İndirim herkes için geçerli olmayacak. | turkish |
|
Böyle zamanlarda Yusuf'un hali pek perişan olurdu. | turkish |
|
Artık Çal uzak değildir diye içim ferahlamıştı. | turkish |
|
Çok komik! | turkish |
|
Daha hızlı nefes alıyordu. | turkish |
|
Türkiye tutuklamaları memnuniyetle karşıladı. | turkish |
|
Doğru anlamış mıyım? | turkish |
|
Göçmenlerden bin ila bin beş yüz avro para alınıyordu. | turkish |
|
Böyle bir durumda Kosova'nın temsil düzeyi ne olur? | turkish |
|
O zaman altı ay çalıştım. | turkish |
|
Bu sırada ölü dışarıda, kahvenin bahçesindeki peykede bir hasırın üstünde yatıyordu. | turkish |
|
Evet ahbap. | turkish |
|
Geber! | turkish |
|
Bir seneden beri halinden şikayeti yoktu. | turkish |
|
Bu iş için hoşuna gideceğimi tahmin etmem! | turkish |
|
Gençliğimde ben bu yakaların en kabadayı, en gözü pek hovardasıydım. | turkish |
|
Al onu! | turkish |
|
Denemeler başarılı geçti. | turkish |
|
Bu yasalara aykırı. | turkish |
|
Zannetmem. | turkish |
|
Açıklama yapmana gerek yok. | turkish |
|
Bakar mısınız? | turkish |
|
Tamam, şimdi! | turkish |
|
Atlamak mı? | turkish |
|
Kimseye arşınına göre bez vermezler. | turkish |
|
Türkiye bir "polis devleti" mi? | turkish |
|
Aptal mı? | turkish |
|
Buyurun efendim. | turkish |
|
İçinde zapt edilmez bir sabırsızlık vardı. | turkish |
|
Pardon efendim. | turkish |
|
Hava soğudu. | turkish |
|
Ben de öyle sanmıştım. | turkish |
|
Bu yapılar güçlü ve işlevsel olmalıdır. | turkish |
|
Bülent'i seviyorum… | turkish |
|
O bunları söylerken Macide kendi kendine: "Allah Allah!" diyordu. | turkish |
|
Ne kalabalık! | turkish |
|
Bunların otuzu hayatını kaybetti. | turkish |
|
Meyhanede konuşulanlar ona anlatılamayacak kadar boş ve soğuk görünüyordu. | turkish |
|
Fakat hiç belli etmeden… | turkish |
|
Açık | turkish |
|
Fren yap! | turkish |
|
Hiç dinlemiyorsun. | turkish |
|
Deneyebilirim. | turkish |
|
Kahramanım benim. | turkish |
|
Bence bu iyi bir fikir. | turkish |
|
Proje on üç milyon avro değerinde. | turkish |
|
Sesindeki bıkkınlık onun ne kastettiğini gösteriyordu. | turkish |
|
Birdenbire ve samimiye çok benzeyen bir infialle söylemeye başladı: | turkish |
|
Arkamda kal. | turkish |
|
Bu kesinlikle… | turkish |
|
Kalkın bakalım. | turkish |
|
Kosteliç efsanesi çok büyük bir efsane. | turkish |
|
Fakat bağırsa sesinin onu uyandırabileceğini düşündü ve geri döndü. | turkish |
|
Yapıyoruz. | turkish |
|
Annesiyle beraber orada kalacaktı… | turkish |
|
Yuma hocam, yuma, kanımız aksın, Dostumuz ağlasın, düşmanlar baksın… | turkish |
|
Bir çok şey yapılabilir. | turkish |
|
Bir köşede kusan kadınlar, ağlayan çocuklar vardı. | turkish |
|
Nerede yaşadığımızın artık bir önemi yok. | turkish |
|
Ancak zanlı savaş suçu işlediğini reddetti. | turkish |
|
Kapanıyor. | turkish |
|
Doğru yere geldin. | turkish |
|
Seni özleyeceğim. | turkish |
|
Yarım saat ancak gitmiştik, birden durduk. | turkish |
|
Anne, baba! | turkish |
|
Nasıl yapıyorsunuz? | turkish |
|
Yeter ki bizim kollarımızı bağlayan daha başka şeyler olmasın. | turkish |
|
Umarım öyledir. | turkish |
|
Ben de seni düşünüyordum. | turkish |
|
Ne yapmam gerektiğini biliyorum. | turkish |
|
Sahip olduğum tek isim bu. | turkish |
|
Sabanın tutağına yapışan el aç kalmaz. | turkish |
|
Odayı birdenbire bir sessizlik kapladı. | turkish |
|
Fakat bir türlü yerleştiremedi ve şaşırıp etrafına bakındı. | turkish |
|
Hiçbir şey yapmadım! | turkish |
|
Tekrar geriye döndü. | turkish |
|
Onu tanımıyorsunuz. | turkish |
|
Dün gibi hatırlıyorum. | turkish |
|
Oradan girdik. | turkish |
|
Çiçek açmış bir erik dalı gibi minimini ve birbirine sokulmuş bulut parçacıkları… | turkish |
|
Bazılar iyi bir neden için koştular. | turkish |
|
Bilirim siz beni çok seversiniz. | turkish |
|
Fonlar iki bin on, iki bin on üç yılları arasında sağlanacak. | turkish |
|
Hedef tespit edildi. | turkish |
|
Ağaç yaprağıyla gürler. | turkish |
|
Paket… | turkish |
|
Hiç gitmedim. | turkish |
|
Armudu sapıyla, üzümü çöpüyle, pekmezi küpüyle. | turkish |
|
Peki bu durumda biz, Avrupa modeline göre hangi noktadayız? | turkish |
|
Güneydoğu Avrupa hükümetleri, kayıtdışı ekonominin boyutları konusunda endişe duymalı mı? | turkish |
|
Şehir mektebini okumuş, bitirmişti; sonra içliydi… | turkish |