instruction
stringlengths
324
10.1k
input
stringclasses
1 value
output
stringclasses
5 values
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Özellikle havaların ısınmasıyla birlikte bir çoğunun zayıflamak için diyete başladığı şu günlerde, uzmanlar, aç kalmanın şişmanlamaya neden olduğu uyarısında bulundular. Diyet denince herkesin aklına 'az yemek yemek' veya 'aç kalmak' geliyor. Diyetin 'sağlıklı beslenme' anlamına geldiğini belirten uzmanlar, "İster şişman, ister şeker ya da kalp hastası, ister çocuk olun; diyetten kasıt sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıklarının kazanılmasıdır. Kişinin enerji ihtiyacının yüzde 55'i karbonhidratlardan, yüzde 15'i proteinlerden, yüzde 25-30'u da yağlardan gelmelidir. Bu dengeyi sağladığınız zaman, beslenme tedavisini halledebilirsiniz. Dolayısıyla, zayıflama diyetleri de bundan ayrı düşünülemez" diye konuştu. Günümüzde dış görünümün neredeyse her şeyden önemli hale gelmesi nedeniyle bu türden estetik kaygılar ve sağlıklı beslenme konularının birer pazar haline geldiğini ifade eden uzmanlar, "Oysa zayıflamak isteyen herkes aslında tıbbi anlamda şişman değil. Bu nedenle zayıflamak isteyen bir kişinin öncelikle şişman olup olmadığının tespit edilmesi gerekiyor. Bunun için de Beden-Kütle Endeksi denilen bir ölçümden yararlanılır. Ölçüm aralıklarına göre şişmanlık tanısı konur. Böylece ideal kilonun ne olması gerektiği belirlenir. Eğer kişi şişmansa, güvenilir bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekir. Şişmanlık, tedavisi zorunlu bir hastalıktır. Tedavi de diyetisyen, hekim ve hatta psikologların ortak çalışmasını gerektirir" şeklinde konuştular. Uzmanlar, sağlıklı kilo vermek isteyenlere şu önerilerde bulundular: "Zayıflamak isteyen herkes, bu işi en kolay, zahmetsiz ve en kısa zamanda halletmek ister. Oysa alınan kilolar bir haftada alınmadığı gibi bir haftada da verilemez. Aç kalmak, şişmanlamanın bir başka yoludur; çünkü bedenimiz açlığa göre değil, sık aralıklarla beslenmeye göre programlanmıştır. Bunun için de öğün disiplinine çok iyi uymak gerekiyor. Yemeklerimizi aralıklı olarak yediğimizde, beden aç kalma tehdidi içinde olduğunu düşünüyor. Böylece yenilen tüm yiyecekleri depolayıp, kıtlık dönemlerinde kullanmak üzere yağa dönüştürüyor. Bunu yaparken de metabolizmayı yavaşlatıyor. Dolayısıyla tek öğünle beslenmek ve öğün atlamak şişmanlığın nedenlerindendir. Tek öğün beslenmenin bir adım ötesi ise 'Bulumia', ya da 'Anoreksia Nervoza' hastalıklarıdır. Bunlar zayıflama takıntısıyla yememe, yediklerini kusma gibi davranışlarla ilerleyip, ölümle sonuçlanabilen ciddi hastalıklardır. Bu hastalığa sahip kişiler, zayıflama takıntıları nedeniyle, kendilerini olduklarından şişman görme eğilimine ve hep daha fazla zayıflama arzusuna sahip oluyorlar. Yapılan en büyük hatalardan biri de su içmemek. Vücudumuzun yüzde 60'ı sudur. Bunun için mutlaka yeterince su almamız gerekiyor. Su aynı zamanda metabolizmayı hızlandırıyor ve toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı oluyor. Çok düşük kalorili diyetlerle, tek besinle beslenmede, gerçekten yağ dokusunu kaybetmek mümkün değildir. Kısa zamanda kilo verdiğinizde, yağ değil, kas ve su kaybı yaşarsınız. Ayrıca bu beslenme şeklini bırakıp, eski beslenme şeklinize döndüğünüz anda, tekrardan kilo almaya da başlarsınız. Üstelik bu kilo alış çok da hızlı olur. Bu tür kilo alıp vermeler metabolizmayı da değiştirip, yavaşlamasına sebep olur. Zayıflamada asıl hedef, beslenme alışkanlıklarımızı değiştirerek bunu hayat biçimine dönüştürmek ve sürekli kılmaktır. İncelmek için türlü çareler öneriliyor. Bunlar arasında yeşil çay içmekten, sıkılaştırıcı kremler sürmeye, keten tohumu yemekten elma sirkesi içmeye kadar pek çok kanıtlanmamış öneri var. Oysa dengeli beslenmeye başlayıp, bununla birlikte egzersiz uyguladığınızda, hem zayıflamanız kesinleşir, hem de kalıcı olur. Egzersizi hayatınıza çeşitli şekillerde katabilirsiniz. Asansör yerine merdivenleri kullanıp, otobüsten bir durak önce inebilir, arabayla gittiğiniz yakın yerlere yürümeyi deneyebilirsiniz. Yeni bir şeyler denemek adına yoga gibi spor dallarına başlayabilir, ya da bir spor salonuna kaydolabilirsiniz. Önemli olansa bunları hayatınızın bir parçası haline getirerek düzenli uygulamaktır".
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Emekliliği film oluyor! Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç'un, içinde tekne ile dünya turunun da olduğu emeklilik günlerini filme aldırdığın duydum. Görevini oğlu Mustafa Koç'a devrettikten sonra, yıllardır hayalini kurduğu tekne ile dünya turuna 16 Eylül'de çıkmaya hazırlanan Rahmi Bey, anlaşılan ileride torunlarına güzel bir hatıra bırakmak istemiş. Monique Benardette'nin, Rahmi Bey'in onuruna Bodrum People'da verdiği veda yemeğine davetli olan bir dostum, bir kameraman ile bir ışıkçının, daveti de görüntülediğini söyledi. Kameraman neredeyse 24 saat Rahmi Bey ile birlikte dolaşıyormuş. Cidden süper bir fikir.
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Yeni tartışma: Sarhoşlar Anayasası Erdoğan'ın, "Arıkan o kadar sarhoştu ki Soysal bile dayanamadı" sözlerini Prof. Soysal yalanladı: "Tayyip Erdoğan karıştırıyor" HABER MERKEZİ AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın 1982 Anayasası'nı "Sarhoşlar Anayasası" olarak nitelemesi ve "Danışma Meclisi üyesi Vural Arıkan o kadar sarhoştu ki, oturumu yöneten Mümtaz Soysal bile dayanamayıp ‘Lütfen yerinize oturun sayın bakan’ demek zorunda kaldı" sözleri yeni tartışma yarattı. 1982 Anayasası'nı hazırlayan Danışma Meclisi'nde bulunmadığını belirten Soysal, "Oturum yöneticisi olmadım. Sanırım, Erdoğan beni başka birisiyle karıştırıyor" dedi. Arıkan'ın sınıf arkadaşı olduğunu ve sarhoş haline tanık olmadığını anımsatan Soysal, "61 Anayasası'nın hazırlanmasında yer aldım. Kendisine sormak gerek. Kimi, neyi kastediyor? Arıkan'ın Meclis'te bulunduğu dönemde ben yoktum." Aldıkaçtı: Alkolik değilim Anayasa Profesörü Orhan Aldıkaçtı ise Erdoğan'ın Kanal D’de yayınlanan kasetteki konuşmasını değerlendirirken, "Erdoğan'la karşılaşsak kendisine selam verir, konuşurdum. Çok nadir alkol alan birisiyim. Şarhoş kelimesi söylenmemesi gereken bir kelimeydi" dedi. Erdoğan’ı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemlerde icraatı nedeniyle beğendiğini belirten Aldıkaçtı, şu görüşleri dile getirdi: "Erdoğan’ın ‘Anayasayı hazırlayan alkolikler’ sözlerini söylediği kişiler arasında ben de vardım. Ben sadece katıldığım kokteyllerde bir kadeh alkol alırım. Sonuç olarak alkolik ya da sürekli içen biri değiliz."
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Çin' de aids kursu Çin'in orta kesimindeki Hubei eyaletindeki tüm tıp ve sağlık personeline AIDS hastalığının önlenmesi ve tedavisi ile ilgili olaral bir yıl süreli kurs verilmeye başlandı. Çin Uluslararası Radyosu'nun haberine göre, Hubei, Çin'in tıp ve sağlık personelinin tümüne AIDS'in önlenmesi ve tedavisi eğitimi verilen ilk eyaleti olacak. Hubei eyaletinin merkezi Wuhan'da başlayan AIDS'in önlenmesi ve tedavisi ile ilgili ilk kursa 60 kişi katılıyor. Kursta, Çin ve ABD'nin AIDS ile mücadele kuruluşlarında görevli personelin ders verdiği öğrenildi.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Sanat dünyasında 5 farklı hayat var Sosyete dünyasındaki kültürel farklılıklar, sanat aleminde de kendini gösteriyor. Bazı ünlüler içe dönük yaşamayı seçerken, kimileri de arabesk bir hayat tarzını benimsiyor. Cemiyet hayatındaki 'sosyetik' ve 'sosyelit' ayrımı gibi, sanat dünyasında da farklı yaşam stilleri sergileniyor. Gittikleri restoranlardan, yedikleri yemeklere ve arkadaşlıklarına kadar farklı seçimler sergilenen ünlüler aleminde 5 farklı tarz gözleniyor. Milyonların sevgilisi haline gelen pek çok sanatçı, medyadan uzak kalmayı seçerken, bazıları da gezmek için özellikle gazetecilerin olduğu mekanları seçiyor. Bakın, yıldızlar aleminde kimler hangi stil yaşamı tercih ediyor:
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Bebeğinize doğmadan dokunabileceksiniz Yeni geliştirilen bir ultrason teknolojisi, anne adayının karnındaki bebeğe ''dokunmasını'' sağlıyor. Yeni teknik, New Mexico'daki bir şirket tarafından, üç boyutlu ultrason teknolojisine, dokunma hissi veren bir unsurun eklenmesiyle geliştirildi. E-Touch adı verilen bilgisayar yazılımı sayesinde, aile fertleri, doğmasını beklemeden bebeklerine dokundukları hissini tadabilecek. Dokunma hissinin, anne karnındaki bebeğin ultrason görüntüsü üzerinde gezinen, pikap iğnesine benzer özel bir iğne vasıtasıyla duyulduğu belirtildi. Dokunma teknolojisinin, ceninin gelişimini izlemek, herhangi bir anormallik olup olmadığını saptamak açısından da çok yararlı olduğu bildirildi.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Hasan'ı alırız" Fenerbahçe Başkanı, Revivo’ya karşılık Galatasaray’dan oyuncu transfer etmek gibi bir düşüncelerinin olmadığını söyledi, "Ancak teknik heyet isterse Hasan Şaş’ı alırız" dedi HÜSEYİN YAVUZ ‘Yanlış yaptılar’ FENERBAHÇE Başkanı Aziz Yıldırım, 11 Altın Adam jüri toplantısında çarpıcı açıklamalar yaptı. Galatasaray’ın Revivo transferini etik açıdan doğru bulmadığını söyleyen Yıldırım, "Canaydın, hem bana açıklama yaptı, hem de medyaya demeçler verdi. Bizle bağlarını koparmadan Revivo ile görüşmeyeceklerini söyledi. Ama bir evde görüştüklerini daha sonra öğrendik" dedi. ‘Gündemde yok BAŞKAN Aziz Yıldırım misilleme olarak Sarı - Kırmızılı kulüpten Hasan Şaş’a talip olup olmayacakları konusundaki bir soruya ise şu yanıtı verdi: "Bizim Hasan Şaş’ı alacağız diye bir arzumuz yok. Ancak teknik heyetimiz istiyorsa, oyuncuya talip olur, almaya çalışır ve alırız. Hasan Şaş’ı almak için yola çıkmıyoruz. Ama ihtiyaç olursa, teknik heyet isterse de alırız." ‘Yine yeneceğiz’ YILDIRIM ilk yarıda 6 - 0 gibi açık bir farkla yendikleri Galatasaray’ı, Ali Sami Yen Stadı’nda yapılacak maçta da yeneceklerini savundu. Fenerbahçe Başkanı bir gazetecinin, "Ali Sami Yen Stadı’nda Galatasaray’ın attığı kaçıncı golden sonra Başkan Canaydın’ın elini sıkacaksınız?" biçimindeki esprili soruya, "Galatasaray’ı orada da yeneceğiz" yanıtını verdi. Geleceğe yatırım FENERBAHÇE’NİN 5 yıl içinde Avrupa kupalarında başarıyı yakalayacağını iddia eden Yıldırım, "Kulüpler önce ekonomik olarak güçlü olmak zorunda. Bunun çalışmalarını yapıyoruz. Önümüzdeki 5 yılın planlarını hazırlıyoruz. Fenerbahçe, 5 yıl içinde Avrupa’da başarıyı yakalayacaktır. Biz Fenerbahçe’nin geleceğine yatırım yaptık. Fenerbahçe’yi iyi günler bekliyor" diye konuştu. Rebrov'da mutlu son Fenerbahçe’nin 1.5 yıllığına Tottenham’dan kiraladığı Ukraynalı futbolcu dün kulüpte beklenen imzayı attı ‘Büyük kulübe geldim’ FENERBAHÇE’DE günlerdir ertelenen Rebrov’un imzası dün nihayet gerçekleşti. Kulüpte düzenlenen törene Ukraynalı futbolcu ve menajerinin yanı sıra Vedat Olcay, Murat Aşık ve Ünal Uzun da katıldı. 1.5 yıllığına kiralanan Ukraynalı futbolcunun sözleşmesine uzatma opsiyonu da koyduruldu. Rebrov, "Büyük bir kulübe geldim. Fenerbahçe’yi yakından tanıyorum" diye konuştu. Sıra Kemal’de YÖNETİCİ Vedat Olcay, Rebrov’un takıma büyük güç katacağını iddia etti. Olcay, Kemal ile de bugün imza atacaklarını dile getirip, "Hocamızın isteği doğrultusunda tüm transferleri gerçekleştirdik. Bu transferlerden sonra takımımızın şampiyonluğa ulaşacağına inanıyoruz. Taraftarlarımıza keyif verecek bir kadro kurduk. Yönetim olarak görevimizi yaptık" dedi. Vladimir’de büyük sorun Rus oyuncunun bonservisini alamayan Fenerbahçe FIFA’ya gitmeye karar verdi. Olay kısa sürede çözülmezse Sarı - Lacivertliler transferden vazgeçecek YALÇIN TÜRK FENERBAHÇE’NİN Spartak Moskova’dan kadrosuna dahil ettiği Vladimir Bes’te bonservis sorunu nedeniyle transferinde pürüz çıktı. Sarı - Lacivertli yöneticiler ısrarla Spartak Moskova Kulübü’nden Rus oyuncunun bonservisini istemelerine rağmen yanıt alamadı. Daha sonra Spartak Moskova yetkilileri Vladimir’in sözleşmesi bulunduğunu ve kulübün izni olmadan bir yere gidemeyeceğini belirttiler. RUS golcü, konu kendisine iletildiğinde önce "Ben imza atmadım" demesine rağmen daha sonra "imzalamış olabilirim" şeklinde görüş değiştirdi. Futbol Şube Sorumlusu Sadettin Saran ise konuyu bugün FIFA’ya ileteceklerini belirtti. Olayın kısa sürede çözümlenmemesi durumunda Fenerbahçe yönetiminin bu transferden vazgeçebileceği öğrenildi. Ortega’dan gol şov FENERBAHÇE, Beşiktaş ile yapacağı derbi maçın hazırlıklarını dün tek antrenmanla sürdürürken Ortega çift kalede attığı beş golle adeta şov yaptı. Arjantinli yıldız neşeli hareketlerinin yanısıra attığı her golden sonra "Goool’’ diyerek yüksek sesle bağırması ile de dikkat çekti. Bu arada Mustafa Doğan ile girdiği bir mücadelede sağ ayağına darbe alan Ceyhun hafif bir sakatlık geçirdi. İbre Aydın’a döndü PAZAR günü oynanacak Fenerbahçe - Beşiktaş derbisinde ibre Ali Aydın’a döndü. Merkez Hakem Kurulu, derbi için gündemine aldığı Ali Aydın, Serdar Tatlı ve Selçuk Dereli arasındaki tercihini büyük bir olasılıkla Aydın’dan yana kullanacak.
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. ASKERİN KAYGILARI Erdoğan'la görüşen Genelkurmay Başkanı Org. Özkök, MGK'da oluşan Kıbrıs politikasıyla gelinen nokta arasındaki farka dikkati çekti Serpil Çevikcan BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kıbrıs müzakeresi için 10 Şubat'ta tarafları New York'a davet eden mektubunun içeriği ve gelinen son nokta Genelkurmay Başkanlığı'nda rahatsızlık yarattı. Askerin çekinceleri dün hükümete en üst düzeyde iletildi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, müzakere öncesi varılan noktadan duydukları "kaygıyı" dile getirerek, MGK'da çizilen devlet politikasının sınırlarına dikkati çekti. Özkök'ün talebi üzerine gerçekleşen ve beklenenden uzun süren 2 saatlik görüşmede, Türk tarafının "masadan kaçan taraf" görüntüsü vermemesi konusunda görüş birliğine varıldı. Kulislere yansıyan bilgilere göre Özkök, Annan'ın mektubunun müzakerelerin hangi zemin üzerinde yapılacağını gösterdiğini, bazı müfhem noktaların resmileştiğini, Türk tarafının temel konulardaki hassasiyetlerini karşılamadığını vurguladı. Özkök "gelinen noktadan kaygı duyduklarını" belirterek, "Metin, Türkiye'nin olmazsa olmaz bazı konulardaki hassasiyetlerini müzakereye kapatmış görünüyor. Bunlar görüşülebilir hale getirilmeli" mesajını verdi. Farklılıklar var Özkök, çok kritik aşamalardan geçildiğine vurgu yaparak, Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı'nın ortak görüşüyle oluşan ve son MGK toplantısında saptanan politika çerçevesinde adım atılmasının önemine de işaret etti. Son dönemde Kıbrıs sorununun çözümü konusundaki "açılımlara dayalı politika"ya dikkati çeken Özkök, Kıbrıs sorununun çözümü için atılan adımlarla, New York öncesi oluşan durum arasındaki farkın Genelkurmay tarafından nasıl algılandığını aktardı. Tehlikeye düşer Mektupta "Türkiye'nin garantörlüğünün teyidi, iki kesimliliğin pekiştirilerek plana yansıtılması ve kademeli olarak azaltılacak Türk askeri varlığıyla hareket serbestisi" olarak sıralanan "olmazsa olmaz konular"ın müzakere edilebilir olmaktan çıkarıldığını vurgulayan Özkök, kaygılarını Erdoğan'la paylaştı. Görüşmede Annan'ın davet mektubunda yer alan "tarafların anlaşmaya varamadıkları konuları kendisinin dolduracağı" önkoşulunun kabul edilmesi talebinden duyulan rahatsızlık da anlatldı. Özkök, bu şartın kabulünün, adadaki Türk askeri varlığını ve Türkiye'nin etkin garantisini tehlikeye düşüreceği görüşünü dile getirdi. Vazgeçilmezleri söyledik Erdoğan da Özkök'e, mektuptaki şartların hafifletilmesine yönelik 2 gündür sürdürülen diplomatik temaslar hakkında bilgi verdi. "Vazgeçilmez" unsurları, hem Annan'la hem de ABD ile görüşmelerinde vurguladıklarını aktaran Erdoğan, önceki gün ABD Başkanı George Bush ve Dışişleri Bakanı Colin Powell'la yapılan görüşmelere değindi. Erdoğan, "askeri varlık ve garantörlüğün etkinliği"nin mutlaka müzakere edilmesi gereken ve Annan'ın doldurmasına izin verilmeyecek 3 başlıktan biri olarak sıralandığını ve bunun için Annan'ın ikna edilmesinin istendiğini de Özkök'e ayrıntılarıyla anlattı.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Vagon fabrikası jean üretim merkezi oluyor TCDD, Malatya'daki Vagon Onarım Fabrikası'nı borçlarının bir kısmına karşılık Maliye'ye devrediyor. Maliye ise ihracat ve yatırım şartı ile Malatyalılara verecek. Hızlandırılmış tren kazası ile kabus günlerini yaşayan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları'nın (TCDD) Malatya'daki Vagon Onarım Fabrikası, jean üretim merkezine dönüşecek. Yaklaşık 20 yıl önce kurulan ve o günden bu yana tek bir vagon dahi onarmayan Malatya'daki tesis, tam 42 bin metre kapalı alana sahip. Bir dönem Tekel'e tütün deposu olarak kiralanan, 76 lojman ve bir o kadar sosyal tesisi olan Vagon Onarım Fabrikası'nı Devlet Demiryolları bugünlerde vergi ve SSK borçlarının bir bölümü karşılığında Maliye'ye devretmeye hazırlanıyor. Maliye ise yıllık 300 milyon Euro ihracat ve 100 milyon Euro'luk yatırım şartı ile tesisleri aralarında Çalık Grubu ve LCW'nin üreticisi Taha Holding'in de bulunduğu bir müteşebbis gruba devretme sözü verdi. Üstelik bu dev Vagon Fabrikası, bir değil tam 30 fabrikayı bünyesinde barındıracak. Projeyi başından beri takip eden ve 10-15 gün içerisinde tüm süreçlerin sonuçlanacağını anlatan Malatya Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Mücahit Fındıklı, "Demiryolları'nın fabrikasını 1.Organize Sanayi Bölgesi'ne katmaya çalışıyoruz. İşlemler bittiğinde dünya çapında bir jean üretim merkezi olacak. Tesisin içinde 30 fabrika, meslek yüksek okulu ve sanat okulu oluşturulacak. 8 bin kişi istihdam edilecek. Binada 30 ayrı fabrika arasında genele koordinasyonu sağlayan bir üst birim oluşturulacak" dedi. 'HÜKÜMETTEN SÖZ ALDIK' Başbakan Tayyip Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'ın ABD'deki ofisinde ekonomi danışmanlığı yaptığı Çalık Holding, LCW'nin sahibi Taha Holding yöneticileri ile altyapının kurulması için çalışma yürüttüklerini ifade eden Fındıklı sözlerine şöyle devam etti: "TCDD'nin Vagon Onarım Fabrikası'nın inşaatı 1978'de başladı. İnşaat bitti, ancak 20 yıldır hiç kullanılmadı. Bir dönem Tekel'e tütün deposu olarak kiraya verildi. O sırada da yangın çıktı. Sonra yine onarıldı. Yıllardır bomboş duruyor. Gördükçe Malatyalıların içi daralıyordu." Hükümetten ve Maliye Bakanlığı'dan devir için söz aldıklarını anlatan Fındıklı, denim kumaşında dünyanın merkezi olmayı hedeflediklerini söyledi.
ekonomi
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Akdeniz kadını olarak, en çok arkamızda sürüklediğimiz popolarımızdan çekiyoruz. Üstelik, yeni teknolojiler, sürekli otomobil kullanımı, televizyon ve bilgisayar kullanımı da, bu konudaki problemlerimizi halletmemize pek yardımcı olmuyor. Ama endişe etmeyin, güzel bir popo için egzersiz ve diyetin yanında da bazı, daha kolay yöntemler var: Selülit bandı Selülit bandı yeni bir ürün. Üstelik de son derece iddialı bir ürün. Üreticileri, 15 bandın, neredeyse 4 cm kadar selülit atılmasına yettiğini söylüyorlar. Selülit bandı, tıpkı nikotin bandı gibi görev görüyor. Çünkü içerdiği maddeler, deriyle sürekli temas halinde. Bantta yer alan ana maddelerden biri bol miktarda iyot içeriyor. Yapılan bazı araştırmalara göre, iyot, dolaşımı hızlandırarak, kan akışını artırıyor ve böylece toksinler vücuttan atılıyor. Bantta bulunan bir diğer madde de kırmızı su yosunu, ki bu da, rodisterol adlı aktif bir element açısından zengin. Bu madde, vücudun yağı enerjiye çevirme işlemini hızlandırıyor. En iyi sonuçlar için, günde iki bant uygulamanız öneriliyor. Zayıflama makinesi Yeni bir tür pasif jimnastik aleti. Üreticilerine bakılırsa, bu aletle çalıştığınızda 400 tane popo egzersizi yapmış kadar oluyorsunuz. Alet, enfraruj ısısı kullanarak, kasların gerilmesini sağlıyor, böylece poponuz forma giriyor. Aslında aletin tek yaptığı poponuzdaki kasları sizin için sıkıca tutmak. Bu da, poponuza bağlanan elektrotlar yardımıyla sağlanıyor. Bu elektrotlar, çok ufak titreşimler yaratak, kasları devinime geçiriyor. Buna göre, spor salonunda kullanabileceğinizden daha çok kası kullandığınız iddia ediliyor. Neden olarak da beyin ve vücudun, ancak kısıtlı sayıdaki kası çalıştırmak için koordine olabilecekleri veriliyor. Ayrıca, kasların gerilmesi, kasları kısaltıyor ki, bu da popoyu sıkılaştırıyor. Makinanın üreticilerine bakılacak olursa, enfraruj ısısı, vücut ısısını 3 derece kadar artıyor, bu da metabolizmanın yüzde 35 hızlanmasına sebep oluyor. Her seans yaklaşık 40 dakika sürüyor ve acı hissedilmiyor. Kasların kasılması, yağ hücrelerini bölüyor. Bu da 10 seansta 7.5 ila 10 cm incelebileceğinizi gösteriyor. Bio-Dermoloji Vakum masajıyla selüliti azaltan bir diğer yöntem de bio-dermoloji. İddia edilen o ki, tek seansta bile selülitlerinizde farkı görebiliyorsunuz. Üstelik popoyu da kaldırdığı söyleniyor. Bio-dermoloji, bir vakum mekanizması sayesinde uygulanan bir sıkıştırma tekniği. Böyelece yağ topakları, sıvılaşacak şekilde kırılıyor ve ya kan tarafından emiliyor, ya da lempatik sisteme geçerek, böbrekler tarafından atılıyor. Daha sonra da bio-dermoloji makinesine bağlı, elle kullanılan bir alet, popo üzerinde gezdiriliyor. Bu işlem, lempatik sistemi sıvıdan arındırıyor ve selülit üzerinde çalışmayı sağlıyor. Böylece kan dolaşımı artıyor, yeni gelen kanla vitamin ve mineraller de popoya hücum ediyor ki, bu da poponuzun daha güzel görünmesini sağlıyor. Bio-dermolojiyi kullananlar, tek bir seansın bile gözle görünür bir fark yarattığını söylüyorlar. Popoyu fırçalama Bu herhalde bilinen en eski yöntemlerden biri. Cildinizi fırçalamak, derideki kılcal damarların kanla dolmasını ve toksinlerin dışarı atılmasını sağlar. Bu da, selüliti azaltır. Önce ayaklardan başlayıp, uzun ve düz bir hareketle fırçalayın. Daha sonra yukarı, kalbe doğru, dairesel hareketlerle çıkın. Bunu yaparken, vücudunuzu öne doğru eğiyor olacaksınız, bu da kanınızdaki oksijeni artırır. Bu yöntemi, sıcak ve soğuk suyla uygulayabilirsiniz. Örneğin önce sıcak suyu açın. Sıcak su, kan cilt yüzeyine hücum etmesini ve damarların genişlemesini sağlar. Bu da kan dolaşımını hızlandırır. Şimdi de soğuk suyu açın. Bu hem, gözeneklerinizi kapanmasını ve dolayısıyla da sıkılaşmayı sağlar, hem de vücudun kendini ısıtmaya çalışmasını sağlar. Bu da metabolizmanızı hızlandırıcı bir etki yaratır.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Erkekçe futbol Haydi, hepimizin görüp de üstünde durmadığı gerçeği ben söyleyeyim: 48 yıl sonra Kore gibi uzak bir diyarda seyirci desteğinden, ayak alışkanlığından kopuk bir organizasyona katılmamız çok da talihli bir olay değil. Avrupa’da olsaydı Dünya Kupası bize çok daha fazla heyecan verirdi. Bir de şu Brezilya. Ulusal kimliğimizle sürekli umut yorumları yaptık. Ama nereden bakarsanız bakın, en çok Dünya şampiyonu olmuş takımla yola çıkmak o kadar kolay değil. Ne var ki Brezilya bizim gruptaki rakibimiz değil. O nasıl olsa çıkar. Biz, Çin ve Kosta Rika’ya kravat kaptırmadan Brezilya ile erkekçe futbol oynayalım. Her türlü sonuç da normaldir.
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. 'Tüketiciyi asla aldatmadık ama karara uyacağız' Türk Telekom'un açıklamasında bugüne kadar tüketicinin kandırılmadığı aksine tüketiciye maksimum bilgi verildiği belirtildi. Türk Telekom, şirketin yeni tarifelerle ilgili reklamlarda tüketiciyi yanıltma gibi bir amacı olmadığını, buna karşın Reklam Kurulu'nun konuya ilişkin aldığı karar uyarınca işlem yapıldığını bildirdi. Türk Telekom'dan yapılan yazılı açıklamada, 1 Ağustos'tan itibaren 5 ayrı tarife paketinin yürürlüğe konulduğu, müşterilere seçim yapabilmeleri amacıyla bilgilendirme ve tarife seçim formları gönderildiği ifade edildi. Yeni tarife sisteminde Avrupa ülkelerinin çoğunluğu ile Amerika aramalarının 1 milyon 200 bin liradan, Şirket Hat'ta 229.299 bin liraya, Standart Hat'ta ise 275 bin 159 liraya indirildiği ifade edilen açıklamada, bugüne kadar yapılan açıklamalarda Türk Telekom'un tüketiciyi yanıltma gibi bir amacı olmadığı, aksine maksimum bilgi ilettiği kaydedildi. KARAR SON REKLAM İÇİN DEĞİL Açıklamada, şöyle denildi: "Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu tarafından Türk Telekom'un yeni tarife kampanyasına yönelik görüşleri istenmiş ancak görüşlerimiz alınmadan, kesin bir karar verilinceye kadar reklamlar ile broşürlerin yayınına ilişkin ihtiyati tedbir niteliğinde durdurma kararı alındığı kamuoyuna açıklanmıştır. Henüz şirketimize bununla ilgili bir tebliğ yapılmamıştır. Türk Telekom da alınan kararı kamuoyu gibi basından öğrenmiştir. Şirketimiz yasalara saygı göstermektedir. Bu çerçevede elimize herhangi bir tebligat ulaşmamış olmasına rağmen kesin karar çıkıncaya kadar basına açıklanan karar doğrultusunda işlem yapılmaktadır. Kaldı ki şirketimiz tarafından yapılan reklamlar tüketiciyi yanıltmayı amaçlamadığı gibi, Reklam Kurulu'nca 10 Ağustos'ta alınan tedbir kararının şu andaki reklamlarımızı kapsamadığı da ifade edilmiştir
ekonomi
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Rahİm ağzı kanseri jinekolojik kanserler içinde en sık görülen kanser türlerinden biridir. Rahim ağzı kanserinin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte kansere yakalanmayı arttıran nedenler; çok eşlilik, cinselliğin 20 yaşından önce yaşanması, viral ve bakteriyal infeksiyonlar, fazla sayıda doğum yapmak, sosyo-ekonomik düzeyin düşük olması, sigara içmek, C vitamini ve A vitamini eksikliği olarak bilinmektedir. Rahim ağzı, rahimin vajinaya açılan boyun kısmıdır. Hastalık burada bulgu vermeye başladığında çoğunlukla ilerlemiş safhadadır. Rahim ağzı kanseri, uzun bir kuluçka dönemine sahiptir. Hücrelerdeki şekil bozukluğunun başlamasından, kanser oluşumuna kadar geçen süre 5-10 yıldır. İleri evrede tedavi şansı çok düşük, erken evrede yakalanıldığında ise tedavi şansı çok yüksektir. Bu nedenle böyle bir rahatsızlığın kendinizde olduğundan şüpheleniyorsanız ya da kontrol amaçlı 6 ayda bir pap smear testi yaptırmanızda fayda var. Bütün kanser çeşitlerinde erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Özellikle rahim ağzı kanserinde erken dönemde teşhis edilebilen vakaların yüzde 95'inden fazlası tedavi edilebiliyor. Erken dönemde yapılan küçük cerrahi işlemler ile bu hastalık tedavi edilebilerek kadının rahmini kaybetmesi engellenir ve ileride çocuk sahibi olamama (kısırlık) problemi de yaşanmaz. Ancak ileriki aşamalarda tedavisi en güç hastalığa dönüşür. Kemoteropi ve ilaçlarla tedavisi zorlaşır ve çok kısa sürede yayılarak ölüme sebep olur. BELİRTİLERİ: Çoğu zaman her hangi bir bulgu vermeyip et suyu renginde hafif kanlı ve kokulu akıntı görülebilir. İleri evrelerde kanamaların süresi uzar, miktarı artar. İlişki sonrası kanama olabilir. Ağrı, ancak ileri evrelerde görülen bir bulgudur. Pap Smaer 1941 yılından beri kullanılan bir kanser tarama testidir. Bugüne kadar geliştirilmiş olan kanser tarama testlerinden en etkili olanıdır. ABD' de kullanımına başlandığından bu yana, rahim ağzı kanserlerinde ölüm oranı %70 oranında azalmıştır. En uygun zaman, iki adet arasında kanamasız dönemdir. Smear alımından önceki 48 saat içinde, cinsel ilişki ve vaginal duş önerilmez. Eğer vajinal bir tablet kullanımı varsa, son tabletin üzerinden en az 5 gün geçmesi önemlidir. Tarama, 18 yaşından itibaren, cinsel aktif her bayana yapılmalıdır.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Üç büyükten Doğu Karadeniz Otoyolu'na 831 milyon $ kredi Akbank'ın Malta Şubesi, Garanti Bankası'nın Lüksemburg Şubesi ve İş Bankası'nın Bahreyn Şubesi'nin oluşturduğu konsorsiyum, Doğu Karadeniz Devlet Yolları projesi için kullanılmak üzere 831 milyon dolarlık finansman sağladı. Finansmanla ilgili kredi sözleşmesi, 13 Ağustos Cuma günü imzalandı. Yapılan açıklamaya göre bankaların eşit olarak 277'şer milyon dolar ile katıldığı 831 milyon dolarlık kredinin, Avrupa'yı Kafkaslara ve Orta Asya'ya bağlayan ve bölge ekonomisi açısından büyük önem taşıyan Doğu Karadeniz Devlet Yolları için kullanılacağı belirtildi. Açıklamaya göre, vadesi 5 yıl olan kredi, sözleşmenin imza tarihinden 42 ay sonra başlamak üzere 4 eşit taksitte geri ödenecek. Söz konusu projeye Garanti-Akbank konsorsiyumu tarafından geçtiğimiz yıl 59.8 milyon dolar, 2002 yılında ise 140 milyon dolar finansman sağlanmıştı.
ekonomi
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Avukat değil, 'suç ortağı' 'Neşter' sanıklarını savunan avukatların DGM'deki bir memurdan rüşvet karşılığı müvekkillerin telefon konuşmaları bulunan CD'leri satın aldıkları ortaya çıktı... GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara SSK'ya fahiş fiyatla malzeme alımıyla ilgili "Neşter Operasyonu" davasında yargılanan ünlü doktor ve firma sahiplerini savunan 10 avukatın DGM'deki bir memurdan rüşvet karşılığı müvekkillerinin telefon konuşmaları bulunan CD'leri satın aldığı ortaya çıktı. CD'leri bir avukatın bürosunda ele geçiren Savcı Ömer Süha Aldan, sanık avukatları ve memur hakkında "rüşvet almak - vermek" suçundan soruşturma başlattı. Ankara 2 No'lu DGM'de geçen hafta görülen davada KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın doktoru Derviş Oral'ın da aralarında bulunduğu sekiz sanık, yaklaşık 17 saat süren duruşmanın ardından 100'er bin dolar kefalet karşılığı tahliye edildi. 7'si doktor, 4'ü SSK bürokratı, 48'i firma yetkilisi 59 sanıklı davayı açan Aldan'ın en önemli kanıtlarını sanıkların birbirleriyle yaptıkları telefon konuşmaları oluşturdu. Yaklaşık bir yıl telefon konuşmalarını kayıt altına aldıran Aldan, operasyonun sürmesi nedeniyle konuşmaların yer aldığı CD'leri DGM Emaneti'ne teslim etti ancak mahkemeye hemen vermedi. Sanık avukatları ise soruşturmaya ilişkin bilgilerin de bulunduğu CD'lere büyük ilgi gösterdi. Aldan'a bir süre önce gelen ihbar ise, müvekkillerinin "rüşvet vermediğini ve almadığını" savunan avukatların rüşvet karşılığı CD'leri ele geçirdiklerini ortaya çıkardı. Aldan'ın ifadesini aldığı T.S. adlı DGM personeli, avukatlara CD'leri 750'şer dolar karşılığı sattığını itiraf etti. CD'LER AVUKAT BÜROSUNDA Aldan ve DGM Savcısı Cengiz Köksal, önceki gece sanıklardan Onmed firmasının sahibi Mehmet Nazif Edin'in avukatı Nurullah Albayrak'ın bürosuna baskın yaptı. Baskında söz konusu CD'ler ele geçirilirken, Albayrak CD'leri para karşılığı almadığını savundu. Aldan, ihbarda ve ifadelerde adı geçen tüm avukatlar hakkında "gizliliği ihlal" suçundan soruşturma başlattı. Mahkemede Neşter'le Örümcek muhabbeti TÜRKER KARAPINAR Ankara Neşter Operasyonu davasında 100'er bin dolar kefaletle serbest kalan ve aralarında Prof. Dr. Derviş Oral'ın da bulunduğu altı sanık, cezaevindeyken dostluk kurdukları Örümcek Ağı Operasyonu davasının bir numaralı sanığı Erol Maks Kohen'e destek vermek için yargılandığı duruşmayı izledi. Kohen de Oral'a el sallamak isterken sanık sandalyesini kırdı. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın dünkü duruşmasına tutuklu Kohen ile tutuksuz yedi sanık katıldı. Mahkemeyi izleyenler arasında Oral'ın yanı sıra Neşter davasının ilk duruşmasında kefaletle tahliye edilen işadamları İbrahim Erdoğan, İsmail Uğur ve eski SSK Genel Müdür Yardımcısı Ertan Rifat Telhan da yer aldı. Mahkeme, işadamı Ahmet Arıkan hakkındaki gıyabi tutuklama kararını vicahiye çevirirken, iki yıldır tutuklu olan Kohen'in tahliye talebini reddederek duruşmayı erteledi.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Güneş çok rahat Ay - Yıldızlı ekibimizin teknik direktörü, Dünya Kupası maratonu başlamadan eksikleri tamamlayacaklarını belirtti, "Resmi maçlara kadar taşlar yerine oturacak" garantisini verdi BİLAL MEŞE Umutlu mesajlar EYLÜL ayında startı verilecek 2006 Dünya Kupası grup eleme maçları için ilk provaya Danimarka önünde çıkan A Milli Takım'ın performansı Şenol Güneş'i memnun etti. Bir değişim yaşadıklarını hatırlatan tecrübeli hoca, "Kazanma istekleri, fizik gücü ve oynama arzuları artı yönleriydi. Beş - altı maç sonra daha iyi olacağız. Umutluyum, sabır göstermek gerek. Resmi maçlara kadar kadro oluşur, taşlar yerine oturur" diye konuştu. 'En iyisini yapacağım' DANİMARKA karşısında yapılan hatalara da değinen Güneş, "Pas hataları ve kanatlardan gelen ataklarda yanlışlarımız oldu. Rakibin güçlü olması, maçın atmosferi ve beklentilerin yüksek oluşu, genç oyuncuların heyecanını artırdı. Pozisyon bulduk, ama atamadık. Kazanabilirdik, ama kaybettik" açıklamasını yaptı. Eksikleri çalışarak kapatacaklarını belirten Şenol Güneş, "Her şeyin en iyisini yapmaya çalışacağım" iddiasında bulundu. 'Hakan'ı kullanacağım' AY- Yıldızlı ekibin çalıştırıcısı, tecrübeli isimlere kapıyı kapatmadıklarını da vurguladı. Şenol Güneş, "Eski ve yeni diye bir şey yok. Bu kadroya tecrübeliler de girecek. Uzun vadeli bir iskelet oluşturuyoruz. Hakan Şükür formda olduğu zaman tabii ki onu kullanacağım. Savunmada Alpay ile Bülent oynamıyor. Yerlerine Servet, Tolga, Deniz ve Orhan var. Hamit Altıntop çok iyiydi, kendine güveni mükemmel" açıklamasını yaptı. 'Güvenimiz arttı' İRFAN KURTULMUŞ Giriş övüldü DANİMARKA basını, milli maçta iki tarafın da mükemmel oynadığını iddia etti. B.T, "Avrupa Klası" başlığı ile verdiği haberde, "Türkiye, denenmemiş, çabuk oynayan teknik, tempolu ama tam organize olamamış bir ülke olarak maça iyi başlayan taraftı" diye yazdı. Jyllands-Posten, ülkemizi Dünya Kupası elemelerindeki en zorlu rakiplerin başında geldiğinin altını çizdi. 'Şanslıydık' GAZETE, "Şenol Güneş'in tamamen gençleştirdiği, Rüştü, Nihat ve Ümit gibi üç eskiye yer verdiği takımda tecrübesizlik zaman ilerledikçe lehimize döndü" yorumunu yaptı. Ekstra Bladet, "Nihat ve Tuncay'ın topunun direğe çarpması şansımızdı" derken, Politiken de, "Türkiye, ilk 10 dakika, teknik, çabuk ve paslı futbolu ile bizi bunalttı" diye yazdı. Erzik'ten tam destek UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik, Milli Takım'daki gençleştirme operasyonunu doğru bulduğunu ve Danimarka önündeki mücadeleyi beğendiğini söyledi. Değişimin kaçınılmaz olduğunu kaydeden Erzik, "Yapılan hamle doğrudur. Hatta biraz geçikmiştir. Gençler çok kısa zamanda fazla sayıda hazırlık maçı yaparak, açıklarını kapatacaklardır. Bir maçta yenilmiş olmak hiçbir şey ifade etmez. Danimarka önünde iyi mücadele ettiler" dedi. Öte yandan İstanbul Üniversitesi Senatosu, Erzik'e "Fahri Doktora" payesi verme kararı aldı. UEFA Asbaşkanı, "Bu olay beni gururlandırdı" dedi. Nihat köprüsü BAM'DAKİ deprem sonrası İran'a yardıma koşan Türk ve İspanyol kurtarma ekipleri arasında Nihat sevgisi dostluk köprüsü oluşturdu. İspanyol kurtarma ekibi DYA, San Sabestian'da Nihat'a ulaşıp, AKUT'un imzaladığı Bam tişörtünü törenle kendisine teslim etti. Gazeteler "Futbol sınır tanımıyor" ifadesini kullandı.
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Bakanlık işkenceye üzüldü NAMIK DURUKAN Diyarbakır Türkiye, gözaltında işkence gördüğü iddiasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuran Abdülbaki Akbay’a 250 bin Fransız Frangı (yaklaşık 50 milyar lira) tazminat ödemeye mahkum oldu. Aranırken, 1995 yılında İstanbul’da yakalanan ve sekiz gün sonra Bitlis’in Tatvan ilçesine gönderilen Akbay’a gözaltında işkence yapıldığı doktor raporuyla belirlenince, avukatı 1996’da AİHM’de dava açtı. Örgüt üyeliğinden 12.5 yıl hapis cezasına çarptırılan ve halen Siirt Cezaevi’nde bulunan Akbay’ın davası, AİHM’de beş yıl sonra sonuçlandı. Avukatı, AİHM’de müvekkilinin İstanbul’da ve Tatvan’da işkenceye maruz kaldığının raporla belgelendiğini belirtti. Türkiye ise mahkumun kendisini yaraladığı şeklinde savunma yaptı. Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü H. Kemal Gür imzasıyla mahkemeye gönderilen açıklamada, "Gözaltında bulunanlara karşı kötü muamelelerden hükümetin üzüntü duyduğu" belirtildi.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Kırık tedavisinde yeni metot Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nihat Tosun'un... Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nihat Tosun'un, böbrek taşı kırma cihazı (ESWL) ile ortopedi hastalarını tedavi ettiği belirtildi. Prof. Dr. Tosun, ortopedi tedavisinde kullanılan cihazı, Almanya'da bir klinikte çalıştığı dönemde gördüğünü ifade ederek, Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ne geldikten sonra böbrek taşı kırma cihazının da aynı amaçla kullanılıp kullanılmayacağını araştırdığını belirtti. Böbrek taşı kırma cihazıyla ilgili çeşitli çalışmalar yapan ve uzmanlık tezi hazırlayan Prof. Dr. Tosun, kırık iyileşmesinin geciktiği durumlarda, topuk dikeni ve tenisçi dirseği hastalıkları ile kas içinde oluşan kireç topaklarının dağıtılmasında bu cihazın kullanılabileceğini tespit etti. Diğer hastanelerde, bu metodun ''bilinmediği için kullanılmadığını'' ifade eden Prof. Dr. Tosun, şunları söyledi: ''Kırık iyileşmesinin geciktiği durumlarda iyileşmeyi hızlandırmak amacıyla, ayrıca ilaç ve iğne tedavisinin etkisiz kaldığı topuk dikeni ve tenisçi dirseği hastalıkları ile kas içinde oluşan kireç topaklarının dağıtılmasında bu cihazı kullanıyoruz.'' Prof. Dr. Tosun, bir elektrottan üretilen ultrason dalgasının, su torbasının içinden ilerleyip hastalıklı bölgeye uygulanarak tedavi yapıldığına dikkati çekerek, ''Ağrılı bir metot olduğu için hastalarımız cihaza girmeden uyuşturuluyor. Van dışında İstanbul, Ankara gibi illerden bize gelen hastalar var. Hastaların sağlık durumlarına göre 2 veya 3 seans uyguluyoruz. Ayda bir yapılan seanslar, yarım saat ile bir saat arasında değişiyor. Şimdiye kadar 50 hastanın tedavisinde kullandığımız bu metottan olumlu sonuçlar aldık'' dedi.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Mesela makyajınızı temizlemeden asla yatağa girmeyin. Cildinizdeki makyajı temizlemediğiniz takdirde, gün içinde biriken yağlar ve kirler bakterilerin üremesine, böylece kara noktaların oluşmasına neden olur. Sonuç olarak, cildiniz daha hızlı yaşlanmaya başlar. Oysa, temizlenen ve nemlendirilen cilt, siz gece uyurken kendini daha iyi tamir eder ve yeniler. Cildiniz aslında kendini sürekli yenileyen bir organdır. Cildinizde pütürlenmeler ya da noktalar görmeye başladıysanız, toksinlerden arınmanızın zamanı gelmiş demektir. Haftada bir kez maske ile cildinizi derinlemesine temizleyin, çünkü hücreleriniz kendini yenilerken, gözenekleriniz yağ ve kirlerle dolmaktadır. Çoğu yüz temizleme maskesinin içinde kil ya da çamur bulunur. Bu maddelerin içindeki negatif yüklü iyonlar pozitif yüklü kirleri çekerler, böylece gözeneklerdeki yağlar ve ölü hücre kalıntıları bir bakıma emilmiş olur.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Hummalı ve muammalı maç Galatasaray-Brugge maçını ekrandan izleyen milyonlardan biri de bendim. "Müsabakayı özetle" deseniz, şunu söylerim: "Topu takip eden kameranın kadrajında, her an Galatasaylıların iki katı Brugge oyuncusu vardı" Nasıl ve nedendi bilemem!.. Bunu isterseniz konuk ekibin katı defans anlayışı önünde Galatasaraylıların gol çabalarına bağlarsınız, isterseniz "nerede eski Galatasaray" diye ağlarsınız. Zaten cümle yorumcuların fikirleri bu kavşakta ayrıldı. Hadi biz stadda değildik; maçı -ne demekse- çıplak gözle izleyemedik... Peki izleyenler neden uzlaşamıyordu? Bu ne menem bir işti ki, bunca yetişmiş kadroya sahip spor yazarlığı müessesesi, bir takımın iyi ya da kötü oynadığı konusunda kanaat birliğine varamıyordu? Çok seslilik, net sorulara net yanıtlar aranırken bile madalyona ters taraftan bakmak mıydı yoksa?.. Ya da kimin ne pozisyon alacağını kestirmeye çalışıp, karşı pozisyonda mı yer almaktı... Ben de maçı ekrandan izleyen milyonlarla birlikte, ikna olunmadan kapattım televizyonu. Futbol gibi somut bir oyunda, neydi acaba bunca muamma?.. Tek nedeni vardı: Mazi kalplerde bir yara idi... Ve Galatasaray, kendi yükselttiği çıtada, çarmıha geriliyordu. Kimi, Ali Sami Yen’de Avrupa’nın devlerini deviren eski Galatasaray’ın nostaljisine kurban ediyordu değerlendirmesini. Kimi kaçan iki puanı hazmedemiyordu. Kiminin kulağını ise geçen haftadan bükmüştü Fatih Terim Hoca... Galatasaray ile Brugge gol atamadı... Medya penaltılara kaldı. Milad Lorant Bizler ve tüm Fenerbahçeliler, aslında tarihe tanıklık ediyoruz da farkında değiliz... Werner Lorant, Fenerbahçe tarihinde bir "milad" olmuştur artık. Hiç temenni etmem ama, bugünden sonra yeni bir "kaza" yaratıp gönderilse de yıllarca anılacaktır; tam tersine Fenerbahçeyi başarılı kılsa da... Hatta, başarılı olursa sadece Fenerbahçe’nin değil dünya futbol tarihinin ilginç rekorlar sayfalarında kendine yer bulacaktır. "Yanlışlıkla başarılı olan adam" diye...öTazminatını almak için takımı kılıktan kılığa soktu, bozduğu takım şampiyon oldu"... Lorant’ın kaderi o kadar belirsiz ki, kadro dışı bıraktığı Rapajiç, Oktay, Yusuf ve Abdullah’ı yönetim bırakmadı. Gitme isteklerini reddetti. "Durun bakalım, belki de sizi kadro dışı bırakan gidecek" demek istedi bence. Bunlar elbette spekülasyon... Durumdan anlam çıkarmak... Çünkü Sayın Aziz Yıldırım’dan başka kimse bilmiyor; Lorant ne kadar kalacak... Ama bildiğimiz bir şey var; Lorant miladdır... Tarihe geçmiştir. Tıpkı deprem gibi; çocuklarımız soracak: "Söylediğin tarih, Lorant’tan önce mi sonra mı?" Mansız’ın "çizgisi" Beşiktaş Başkanı Sayın Serdar Bilgili, üç yazara "tesislere giriş yasağı" koydu ya... Futbolcusu da foto muhabirlerine hayali Vatikan sınırları çiziyordu Ümraniye’de. "Şu çizgiyi geçmeyeceksiniz kardeşim"!.. Kolay değil; Japon hayranlarına imza verirken fotoğrafını çekmişlerdi İlhan Mansız’ın! "Hangi cesaretle bu kadar ileri gittiği bilinemeyen saldırgan gazetecilere" dersini verdi artroskopik yıldızımız. Ne çizgi kalmıştı aşılmadık, ne çizme... Eski İstanbul tulumbacıları gibi, yalınayak efelik ediyordu flaş patlatanlara: "Almayın bunları içeri yaaa"! Geçen yıl geldiği Beşiktaş’ı bu kadar sahiplenmesi çok iyi bir puandı Mansız için... Lakin, ondan beklenen çizgi ihlallerinde badigard gibi davranmak değil, sahada topun kale çizgisini aşmasını sağlamasıydı. Kendine bakmasıydı. Mesleğini yapmasıydı. Ne yazık ki, Başkan ayağını taşa vurunca, futbolcu ameliyat oluyordu; imam ve cemaat örneğindeki gibi. Başkan yazara yasak koyarsa, o da foto muhabirlerine çalınıyordu. Ama Başkan, doğru ya da yanlış kararlarıyla bir Beşiktaşlıydı. İlhan Mansız ise henüz bu konuda başarısızdı. İnsanın mesleği, istediği kadar uluslararası olsun; fizikçi, cerrah, pilot gibi somut üretime dönük değil de popülarite ile yücelen diplomasız bir uğraşsa, tek seçenek efendilik üzerinden yürütmektir. Agresiflerin şöhreti kış güneşi gibidir... Mansız, bize inanmıyorsa Sinan ağabeyinden öğrenebilir. *Pascal Nouma: "Futbolcu olmasaydım. Ya cezaevinde olurdum, ya da gangster." demiş. Fransa’yı bilmem ama; bu "yetenekler" ve popülarite, Türkiye’de birçok partiden liste başı olmak için yeterli... İŞTE "CEZA" Ve Fenerbahçeli futbolculara tarihi ceza: Artık alem malem yok... Gece, en geç 23.00’de evde olacaklar... Otursunlar, gazete okuyup spor programlarını izlesinler de Fenerbahçe seyircisinin çektiklerini anlasınlar!..
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Dokunulmazlıkların kaldırılması ya da sınırlandırılması için kurulması öngörülen Uzlaşma Komisyonu'na CHP'nin üye vermemesi tartışma yarattı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "CHP üye verir, oturup konuşurlar, bir çözüme varırlar" derken, CHP Grup Başkan Vekili Ali Topuz, "Anayasayı değiştirmek istiyorlar. Üye vermeyeceğiz" dedi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek de fezlekelerinin hemen Karma Komisyon'da gündeme gelmesini isterken, dokunulmazlığı sınırlandıracak Anayasa değişikliğine karşı çıktı. "Yolsuzlukların önlenmesi adına dokunulmazlığın sınırlandırılması isteniyorsa, tek başına yolsuzluk işlenemez" diyen Çiçek, "Bunun öbür erklerden iştirakçilerinin olması gerekir. Bir yerde siyasetçiyi 'Bu ülkede yolsuzluğu parlamento mensupları yapıyor' diye haksız bir gölgenin altına oturtmuş olursunuz" diye konuştu. Çiçek, CHP'nin Uzlaşma Komisyonu'na üye vermemesi nedeniyle Anayasa değişikliği yapılamadığını söylerken, "Dokunulmazlık dahil tüm ayrıcalıkları belli bir sınıra çekelim. Önüne gelen siyasetçiye vuruyor. Siyasetçiyi tartışma konusu yaparsak, korkarım bu ülke başka sıkıntılara da gebe kalır" dedi. Ayrıcalıklarda "kantarın topuzunun kaçtığı"nı vurgulayan Çiçek, Yassıada örneğini verirken en çok siyasetçiye dokunulduğunu savundu. Çiçek, çoğu önemsiz suçlardan oluşan 112 dosyanın Anayasa Adalet Karma Komisyonu'nda gündeme gelmesini istedi. Erdoğan da, "Dokunulmazlıkları siyaseti yıpratma malzemesi olarak kullanmak çok çirkin. Programımız neyse onun arkasındayız. Türkiye'nin bir numaralı gündemi bu konu değildir" diye konuştu.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Libya heyeti, 200 bin konut ve 6 milyar dolarlık enerji yatırımı için Türk firmalarını davet etti. Türkiye-Libya işbirliği Toplantısı, Ankara Sheraton Oteli'nde yapıldı. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, 8 yıllık aradan sonra kayıp yılları kazandıracak yeni bir yol planı ortaya koyduklarını belirterek, "2003 yılında Libya ile 1.3 milyar dolarlık ticaret hacmi vardı. 3 yılda bu rakamı 3 milyar dolara çıkaracak bir yol haritası çizdik" dedi. Tüzmen, Libya'nın Barselona sürecine dahil olması yönündeki adımlarının paralelinde Türkiye'nin de Libya ile bir Serbest Ticaret Anlaşması (STA) hedeflediğini kaydetti. Türk firmalarına kolaylık sağlanacak Libya İşgücü, Eğitim ve İşletme Bakanı Matug Muhammed Matug ise bu dönemin ilişkilere hız kazandıracak yeni bir dönem olduğunu kaydederek, Libya'da Türk yatırımcılarının yüzde 100 sermaye veya ortak sermaye ile sanayi, inşaat, turizm, gıda sanayi alanında yatırım yapabileceğini söyledi. Libya Elektrik Bakanı Omran Abu Kra da, Libya'nın elektrik gereksiniminin her yıl yüzde 10 arttığını belirterek, "Libya'da elektrik üretimi ve dağıtımı için Türk firmalarını bekliyoruz. Gerekli kolaylıklar sağlanacak" dedi. Elektrik alanında 6 milyar dolarlık yatırımın söz konusu olduğunu bildiren Kra, bu yatırımla ilgili ihalelerin yapılmaya başlandığını bildirdi. Dış Yatırımlar Başkanı Mohamed Zarrug Rajab da, Libya'daki projelerde Türk şirketleri ve yatırımcıları görmek istediklerini belirterek, Libya'daki yabancı sermaye mevzuatının, firmaların kendi öz sermayesiyle yatırım yapabilmelerine olanak sağladığını kaydetti. Libya heyetinin, 200 bin konut ve 6 milyar dolarlık enerji yatırımı için Türk firmalarını Libya'ya davet ettiği öğrenildi. Müteahhitlerin alacak sorunu Kasım'da çözülecek Devlet Bakanı Tüzmen, Türkiye ve Libya arasında müteahhitlik alanındaki borç alacak konusundaki sorunu ortadan kaldıracak tedbirler aldıklarını açıkladı. Tüzmen, "Bu konuda uzman komite oluşturduk. Eylül başında çalışmalara başlıyorlar. Kasım ayında sonuçları almış olacağız" diye konuştu.
ekonomi
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Güven Tıp Merkezi uyarıyor: Her kan basıncı yüksekliğinde dil altı nifedipine (turuncu kapsüller ) çiğnemek. Dil altı nifedipine sadece acil durumlarda kullanılmalı. Her kan basıncı yükselmesi acil durum sayılmaz. Dil altı nifedipine kan basıncını hızla ve kontrolsüz düşürerek istenmeyen sonuçlara (felç,kalp krizi, ölüm vb.) yol açabilir. Tansiyon düşürücü ilaçları bir süre kullanıp bırakmak. Bir çok hasta, ilaçlarla kan basıncı kontrol altına alınınca ilacını bırakır. Hipertansiyonun büyük olasılıkla ömür boyu hastaya eşlik edeceği unutulmamalı. İlacın bırakılması, hipertansiyonun vücuda zarar vermesine yol açar. Bir çok hastalığı mevcut olan “mevcut ilaca alışır, ilaç yan etki yapar, ilaç bağımlılık yapar” şeklindeki düşünce kesinlikle yanlıştır. Hastaya en büyük zararı kontrolsüz hipertansiyon verir. İlaç kullanan hastaların ilaçsız tedaviyi ihmal etmeleri. İlaçsız tedaviye dikkat edilmez ise antihipertansif ilaçların da etkisi çok azalır veya ortadan kalkar. Hipertansiyon tedavisi ancak sağlıklı bir hasta-hekim ilişkisi ile mümkündür. Hasta sorumluluklarını yerine getirmez ise doktor, doktor dolaşmasının hastaya bir yararı yoktur. Hipertansiyonun çok yaygın bir hastalık olması, kamuoyu ve medyanın da ilgisini çekmiştir. Gerek kamu oyu gerekse medyada hipertansiyon konusu çok konuşulmakta ve bu konuda uzman olmayan kişilerin de fikirleri yansıtılmaktadır. Hastalar, yetkisiz ve bilgisiz kişiler tarafından eksik ve yanlış bilgilendirilebileceklerini unutmamalıdır. Komşu ve arkadaşın tavsiyesi ile ilaç alınması ciddi zararlara yol açabilir. Hastalar kendilerini rahatsız eden baş ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı gibi yakınmalar ortadan kalkınca tedaviyi gevşetebilirler. Tedavide, amacın sadece hastayı o dönemde rahatsız eden baş ağrısı, nefes darlığı çarpıntı gibi yakınmaları gidermek değil aynı zamanda hedef organ hasarını önleyerek veya geri çevirerek kalıcı sakatlık ve ölümleri azaltmak olduğu unutulmamalıdır. Daha önce kullandığı tedavinin etkisiz olması durumunda doktora giden hasta, genellikle ilk ilacın etkisiz diye bırakarak yeni bir ilaç kullanmaya başlar. Tedavinin başarısız olduğu durumlarda, genellikle tedaviye ikinci bir ilaç eklenmelidir bu hatada, hastanın doktorunun da payı olabilir. Kullanılan ilacın ismini hatırlamamak veya doktora giderken ilaç kutusunu yanına almamak. Kan basıncı değerlerinin kaydedildiği formları, doktora giderken yanına almamak. ‘Bünyem, yüksek tansiyona alışmış’ deyip hipertansiyonu ciddiye almamak. Kan basıncı yüksekliğini sadece strese (gerginliğe) bağlayıp tansiyon ilacı kullanmamak. ‘ben tansiyonumun yükseldiğini hissediyorum’ deyip yakınma olmayan zamanlarda kan basıncını ölçtürmemek. Kan basıncı kontrol altına alınan bir hastanın ilacı bırakarak ‘kan basıncı yeniden yükselecek mi’ diye deneme yapması. Antihipertansif ilaçlar bırakılsa bile kan basıncını düşürücü etkileri, bir süre daha devam eder. Hastada geçici, hipertansiyon yok ise, ilaç bırakılınca kan basıncı bir süre sonra kesinlikle yeniden yükselecektir. İlaç kesilmesi ve doz değişikliği kesinlikle doktor tarafından yapılmalıdır. Muayeneye gelen veya tahlil için kan verecek hastanın o gün ilacını almaması. Hipertansiyonu olan hastalar, tahlil için aç kalmak zorunda olsalar bile çoğu zaman çok az su ile tansiyon ilaçlarını alabilirler.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Deniz beni aldatmadı Ünlü çizgi film kahramanı Garfield’ın sinema filminin TV8 sponsorluğunda özel gösterimi Etiler Movieplex sinemasında yapıldı. Gösterime, Garfield’ı Türkçe seslendiren Okan Bayülgen de katıldı. Bayülgen, sponsor firma tarafından kendisine hediye edilen Garfield maskotunu en ön sırada oturan bir kız çocuğuna verdi. Film galasına Faslı sevgilisi Litz Estevez’le birlikte katılan Bayülgen, filmi sevgilisinin yanında değil, ayrı bir koltukta izledi. Bayülgen, Deniz Seki’yle ayrılmasının hemen ardından ünlü şarkıcının Selim Yalın’la birlikte olmasıyla ilgili soruya, ‘Deniz’in benimleyken bir başkasıyla birlikte olmadığını biliyorum. Bugüne kadar çok aldatıldım. Ama Deniz Seki’nin beni aldatmadığnı biliyorum’ yanıtını verdi. Ünlü şovmen, yeni projeleriyle ilgili olarak da şunları söyledi: ‘Kışın ortasında hiçbir senaryoyu kabul etmedim. Çünkü, istediğim tarzda bir şey bulamadım. Yeni dönemde Osman yağmurdereli ile bir diziye başlıyoruz.
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Doğan ve Faralyalı ailelerinin mutlu günü Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan ile Sema Doğan'ın kızı Begüm Doğan, eski Enerji Bakanı Ersin Faralyalı ile Sevinç Eser'in oğlu Ahmet Faralyalı'yla evlendi. Düğün töreni Aydın Doğan'ın Çamlıca'daki evinde yakın çevre ve aile arasında yapıldı. Stratejik danışmanlık Begüm Doğan, London School of Economics'te felsefe ve ekonomi eğitimi yaptı. Eğitimini tamamladıktan sonra bir yıl New York'ta Arthur Andersen şirketinde görev aldı. Ardından Londra'da dünyanın önde gelen stratejik danışmanlık şirketlerinden Monitor and Company'de çalıştı. Daha sonra Türkiye'ye dönerek Doğan Yayın Holding'de kısa süre icra kurulu üyeliği görevinde bulundu. Dört yıllık çalışma hayatından sonra eğitimine devam etme kararı alarak Stanford Üniversitesi'nde işletme masteri (MBA) programına başladı. Begüm Doğan geçen haziran ayında masterini tamamlayarak mezun oldu. Önümüzdeki dönemde Doğan Holding'in yurtdışı yatırımlarıyla ilgilenecek. Kaliforniya Üniversitesi İzmir'de doğan Ahmet Faralyalı ise orta öğrenimini Saint Benoit Lisesi'nde yaptı. Daha sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne giderek, UCLA'da (Kaliforniya Üniversitesi) matematik ve ekonomi eğitimi aldı. Eğitimini izleyen beş yıl boyunca, önce New York'ta Lechman Brothers şirketinde çalıştı, daha sonra Londra'da yatırım bankacılığı ve risk sermayesi yöneticiliği yaptı. Begüm Doğan gibi Ahmet Faralyalı da, beş yıllık iş tecrübesinden sonra Stanford Üniversitesi'ne girerek işletme masteri programına başladı. Ahmet Faralyalı gelecek haziran ayında masterini tamamladıktan sonra finans sektöründe çalışacak.
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Eşimle aram düzeliyor Kaset skandalıyla gündeme gelen Tamer Karadağlı, geçen hafta eşiyle birlikte Amerika’ya gitmişti. Yaraları sarmaya çalışıyoruz diyen Karadağlı telefonla Hürriyet’i aradı ve eşi Arzu Balkan’la arasının düzeldiğini söyledi. Çocuklar Duymasın dizisinin ‘taşfırın erkeği’ Tamer Karadağlı, otelde buluştuğu kadınların ilişkiyi kasede kaydetmesinin ardından patlak veren skandalla birlikte manşetlere çıkmıştı. Eşini sevdiğini ve onun kendisini affetmesi için ne gerekiyorsa yapacağını söyleyen Karadağlı, yaraları sarmak için geçtiğimiz hafta ABD’ye gitmişti. Karadağlı, eşiyle tatil yaptığı Amerika’dan Hürriyet’i aradı ve şunları söyledi: ‘Yaralarımızı sarmaya geldik. Zaman her şeyin ilacıdır. Yaşadığım kötü günleri ve hatalarımı unutmak zor olacak ama eşimi seviyorum’ dedi. Seks kasediyle adından söz ettiren oyuncu Tamer Karadağlı, ‘Şu an kendimizi toparlamaya çalışıyoruz. Eşimle aramız yavaş yavaş düzeliyor. Gazetelerde yazdığı gibi yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Çok hatalı olduğum için bazı şeyleri zamana bırakmak zorundayım. Amerika’da bir ay kalacağız. Eşime yaptığım haksızlık ve saygısızlık beni vicdanen rahatsız ediyor. Kendisiyle burada daha uzun konuşup birbirimizi anlamaya ve moral vermeye çalışıyoruz. Yeni bir TV dizisi düşünüyorum ama gelenler arasında şimdilik beğendiğim çıkmadı. Sinemayla ilgili olarak burada da görüşme yapıyorum. Burada da teklif aldım. Sinema için çalışmak ve kendimi işlerime vermek istiyorum. Benim yaşadıklarım kolay şeyler değil ama bunu atlatacağımdan eminim. Rahat olduğum tek şey var, kişiliğimden hiç ödün vermedim. Hatalarım yüzünden beni mahkum etmek isteyen art niyetli insanların cezasını verdim. Bu bana hayatta unutamayacağım ders oldu. Belki benim gibi aynı duruma düşen insanlara da benim yaşadıklarım ders oldu. Şu an söyleyecek başka şey yok. Burada kendimizi bulmaya, güçlenmeye, yaramızı sarmaya gayret ediyorum. Bir ay sonra Türkiye’ye döneceğim ama daha sağlam ve ayaklarım yere basarak gelmek istiyorum...’
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Kulak cihazı menenjit yapabiliyor İşitme özürlülerin kullandığı, iç kulağa yerleştirilen koklea (kulak salyangozu) cihazının menenjite yol açabildiği bildirildi Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) cihazı kullanan kişilerde 25 menenjit ve 9 ölüm vakasını saptamasından sonra, imalatçı üç firmadan biri olan merkezi California'da bulunan Valencia'nın sözcüsü,cihazı kullananların enfeksiyon riskine karşı aşı olmaları gerektiğini söyledi. FDA uzmanları, cihazı takan doktorların, bu işlemden önce ve sonra hastalara antibiyotik vermeleri gerektiğine dikkat çekti ve doktorlara, hastalarını enfeksiyon açısından yakından izlemelerini salık verdi. Uzmanlar, menenjit vakalarının 24 saatten az bir zamanda ya da 5 yıl gibi uzun bir zaman süreci içinde meydana gelebileceğini söylediler. DÜNYADA 60 BİN KİŞİ KULLANIYOR İşitme engellilere yönelik söz konusu cihaz, dünya genelinde 60 bin kişi tarafından kullanılıyor. Valencia firmasının 1996 yılından beri 10 bin, Avustralya merkezli Cochlear LTD firmasının ise son 20 yılda 40 bin cihaz sattığı bildirildi. Cochlear firmasının ABD'deki temsilcisi, cihazı kullananlar arasında meydana gelen her menenjit vakasından cihazın sorumlu tutulamayacağını öne sürdü. Temsilci, işitme engellilerin ameliyat sırasında başka nedenlerden ötürü de menenjit riski içinde olduklarını, cihazı kullananlarda menenjit riskinin kullanmayanlara göre daha yüksek olmadığını savundu. Cihazı imal eden diğer Avustralya firması MED-EL, henüz konuyla ilgili bir açıklama yapmadı.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Gençlerbirliği kendini yormadı: 2-2 Kupa öncesi prova GENÇLERBİRLİĞİ, Trabzonspor ile oynayacağı Türkiye Kupası Finali öncesinde evinde Malatyaspor ile 2 - 2 berabere kaldı. Konuk takım 15'te Mithat ile öne geçerken, 34'te Ali Öztürk skoru eşitledi. Mkalele 44. dakikada takımını tekrar öne geçirdi. Maçın sonucunu 70. dakikada Youla'nın vuruşu belirlerken, Malatya'dan İlyas ve Muhammed'in vuruşlarında top direkten döndü. Maçın karnesi HAKEMLER: Yunus Yıldırım, A. Turan Ökke, Ömer Altuntaş GENÇLERBİRLİĞİ: Damir (5) - Erkan (5), Ümit (5) (El Saka Dk.28 (5), Deniz (4) - M'Bayo (5) (Ali Tandoğan Dk.57 (5), Ali Öztürk (6) (Nihat Dk.57 (5), Serkan (4), Mustafa Özkan (6), Flip (5) - Youla (6), Veysel (4) YEDEKLER: Gökhan, Baki, Şenol, Orhan MALATYASPOR: Milosevski (6) - Serkan Bensol (6), Serkan Özsoy (5), Mert (6) - Mkalale (6), İlyas (5), Muharrem (6) (Recep Dk.68 (5), Mithat (6), Celalettin (5) - Atilla Birlik (5), Fazlı (5) (Muhammed Hanifi Dk.73 (6) YEDEKLER: Fevzi, Mehmet Öncan, Mehmet Albayrak, Ümit, Niyazi GOLLER: Mithat (Dk.15), Ali Öztürk (Dk.34), Mkalele (Dk.44), Youla (Dk.70)
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Tom Cruise’dan Kidman’a hayır Tom Cruise, eski eşi Nicole Kidman ile yeniden barıştığı yönündeki haberleri yalanladı. Internet’teki haberlere göre, bir televizyon kanalında yayınlanan Diane Sawyer’ın ’Primetime’ adlı programına katılan Cruise, zihinlerdeki soru işaretlerine açıklık getirdi. Tekrar bir araya gelmelerinin ‘herkesi mutlu edeceğini,’ ancak bunun söz konusu olmadığını vurgulayan Cruise, ‘Biz iyi arkadaşız. Çocuklarımız var ve onları birlikte büyütmek durumundayız. Benim çok değer verdiğim bir insan. Ama beraber değiliz’ dedi. Bununla beraber kafasında evlenme düşüncesinin bulunduğunu ifade eden ünlü aktör, ‘Ben bir gün yine evleneceğim. Çünkü evlilik bağı içinde bulunmayı seviyorum’ diyerek eş adaylarına yeşil ışık yaktı
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Sınıf iktidarı istemek yasaldır’ TKP’nin kapatılması için dava açan Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, komünist sözünün Anayasa’ya aykırı olmadığını savunarak kendi açtığı davanın reddini istedi GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) kapatılması istemiyle açtığı davanın reddini talep etti. Partinin adındaki "komünist" sözcüğünün Anayasa’ya aykırı olmadığını savunan Kanadoğlu, Siyasi Partiler Yasası’nın (SPY), bu sözcüğün kullanımını yasaklayan 96. maddesinin de iptalini istedi. Kanadoğlu’nun talebi yerinde görülürse, bundan sonra partilere "faşist, islamcı, nasyonal sosyalist" gibi isimler konabilecek. Adındaki komünist ifadesini çıkarması yönündeki ihtar kararını yerine getirmediği için TKP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açan Kanadoğlu, komünizme ilişkin görüşünü değiştirdi. Kanadoğlu, esas hakkındaki görüşünde şu saptamalarda bulundu: "İktidarların seçimle değişebilirliği kuralına aykırı bir tutum alınmadığı sürece, sınıf iktidarını istemek ya da bu yolda çalışma yapmak yasalara aykırı değildir. Davalı partinin tüzüğünün herhangi bir diktatörlüğü savunur nitelikte olmadığı açıktır. Batı Avrupa komünist partilerinde başlayan Eurokomünizm akımı, Doğu Avrupa ülkeleri ve Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla başlayan demokratikleşme hareketlerinin, dünya komünist hareketi ve partileri üzerinde önemli etkileri olmuştur. Bu, davalı partinin programında ve söylemlerinde açıkça görülmektedir. Komünizmin sürekli değişim içinde olduğu da açıktır." SPY’nin "komünist, anarşist, faşist, teokratik, din, dil, ırk ve mezhep adlarıyla siyasi partiler kurulamaz" şeklindeki 96. maddesinin iptalini isteyen Kanadoğlu, maddenin iptali durumunda davanın yasal dayanaktan yoksun kalacağını, bu nedenle reddedilmesi gerektiğini belirtti. Talep yerinde görülürse, "teokratik, faşist, nasyonal sosyalist, islamcı, anarşist" isimleriyle parti kurulabilecek. Erdoğan siyasi yasaklı durumdan kurtulmasına rağmen, AKP’nin kapatılması ısrarını sürdüren Kanadoğlu’nun, aynı gerekçeyle dava açtığı TKP’nin durumunda hiçbir değişiklik olmamasına rağmen davanın reddini istemesi hukukçular tarafından "çelişkili" bulundu.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Horozlar tur arıyor M.ALİ SABUNCU KENDİ sahasında oynadığı ilk maçta Lorient karşısında iki farklı bir skor yakalayan Denizlispor, rövanşta avantajını korumaya çalışacak. Yeşil - Siyahlı takımın Teknik Direktörü Rıza Çalımbay, rakibin son maçlarını izlediklerini ve taktik kurgularını tamamladıklarını belirterek, "Bu sınavdan yüzümüzün akıyla ayrılacağız. Gurbetçilerimizden de destek bekliyoruz" dedi. RAKİPLERİ karşısında erken gol bulup rahatlamak istediklerini belirten Çalımbay, sakatlıkları süren Serdal ve Ekrem dışında eksikleri olmadığını söyledi. Son çalışmasını dün saat 19.00’da karşılaşmanın oynanacağı Le Moustoir Stadı’nda yapan Denizlispor’da morallerin üst düzeyde olduğu, yönetimin tur primini maçtan sonra belirleyeceği
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Tabii ki damak tadına düşkünlüğüyle tanınan, yediği ekmeği bile memleketi Isparta’dan getirten Demirel’i sağlıklı yaşam programına ikna etmek hiç kolay olmamış. Kendisini Demirel’in “Sağlık Menajeri” olarak niteleyen doktoru Aylin Cesur, en büyük mücadeleyi Türkiye’nin dört bir yanından gelen yemeklere kısıtlama getirmekte vermiş. Demirel’in en önemli sağlık sırrı “Toprak adamı” olması diyen Cesur, uyguladıkları diyetin detaylarını anlattı: Demirel kalori hesabıyla besleniyor ve günde 1800 kalori alıyor. Üç beyazdan uzak duruyor ve yediklerinin protein açısından çok zengin olmamasına özen gösteriyor. Kırmızı eti tamamen kesen Demirel, beyaz eti de kısıtlı alıyor, sebze ve meyveye ağırlık veriyor. Tüm yedikleri kalori hesabı doğrultusunda sınırlı olan 9. Cumhurbaşkanı ara sıra ve çok az olmak kaydıyla rejim dışı yiyeceklerle kendini ödüllendirebiliyor. Demirel rejimini sporla da destekliyor ve haftanın 5 günü sabah erken saatlerde doktoruyla yürüyüş yapıyor. Genelde Ankara sokaklarında ve belli başlı koşu yollarında yürüyen Demirel, soğuk havalarda ise kapalı spor salonlarını tercih ediyor.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Bir fındık 850 milyon dolarlık döviz getirdi Türkiye, hiçbir hammadde ithalatı gerektirmeyen fındıktan 48 haftada 850 milyon dolar kazandı. Bir yıllık sürede bu rakamın 930 milyon dolara çıkacağı öngörülüyor. Türkiye, Fiskobirlik'in 2004-2005 sezonu için açıkladığı 5 milyon 50 bin liralık fındık taban fiyatını tartışadursun, 2003 ürünü ihracatı 849 milyon dolara ulaştı. Akıllı fiyat politikaları sayesinde 48 haftada 205 bin 177 ton fındık ihraç edip 850 milyon dolara yakın gelir elde eden Türkiye'nin, 52 haftalık (1 yıl) dönemde 930 milyon dolara yakın döviz girdisi sağlayacağı belirtildi. Oysa 2002-2003 sezonunda Türkiye 248 bin tonluk ihracata karşılık 574 milyon dolar kazanabilmişti. Zira 2002'de kentali, yani 100 kilosu 226 dolardan satılan standart fındık, bu yıl 397 dolardan işlem gördü. Tarım ürünleri ihracatının en büyük avantajı, hammade sorununun olmaması. Örneğin en büyük ihracat kalemini oluşturan tekstil ve konfeksiyon sektöründe 12 milyar dolarlık ihracat için 7.5 milyar dolarlık ithalat yapılmış. Keza hızlı bir büyüme gösteren otomotiv ve elektrik elektronik sektörlerinde de ithalat oranları da oldukça yüksek. Bu açıdan bakıldığında tek bir üründen fındıktan 900 milyon doların üzerinde döviz girdisi önemli hale geliyor. DÜNYA ÜRETİMİ AZALDI Geçen yıl Türkiye 450 bin tonla toplam dünya üretiminin yüzde 77'sini gerçekleştirmiş. İkinci sıradaki İtalya'nın üretimi 60 bin ton. İtalya'yı 34 bin tonla ABD ve 20 bin tonla İspanya takip ediyor. Gürcistan, Azerbaycan gibi diğer ülkelerin üretiminin toplamı ise 25 bin ton civarında. Bu yıl meydana gelen 'don' sebebiyle Türkiye'nin üretiminde 100 bin tona yakın azalma bekleniyor. Buna karşılık İtalya 40 bin tonluk, İspanya da 10 bin tonluk bir artış bekliyor. ABD ise üretiminde 9 bin tonluk bir azalma öngörmüş. İtalya ve İspanya'nın üretim artışına rağmen toplam dünya üretiminin 538 bin tonla geçen senenin altında gerçekleşecek. Bu rakam 1994 yılından bu yana elde edilen en düşük rakam. Üretimdeki yüzde 8.6'lık azalışa karşılık tüketimin artması da fiyatları yukarıya çekiyor.
ekonomi
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Ankara'da bunlar konuşuluyor Yolsuzlukla mücadeleye basın desteği! Bakanlar Kurulu’nun gözde yemeği hangisi? Hüsamettin Özkan’ın bilinmeyen merakı... Yılmaz doktor da dinlemiyor.. Derviş neyi bekliyor? Serpil Çevikcan Hükümet, yolsuzlukla mücadelede gazetecilerle işbirliği yapacak Hükümet, "Etkin yönetim ve yolsuzluklarla mücadele" konusunda Hazine Müsteşarlığı, Başbakanlık Teftiş Kurulu, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı temsilcilerinin bulunduğu bir Yönlendirme Komitesi ve Çalışma Grubu oluşturdu. Hükümet bu çerçevede, yolsuzluğun boyutları ve alanlarının tespiti, bu alanda uluslararası deneyimlerden yararlanılması ve bundan sonraki çalışmalara yol gösterici olması bakımından Eylül 2001’de "Etkin Yönetim ve Yolsuzlukla Mücadele" konulu bir konferans düzenleyecek. Bu konferans öncesi de, "Türkiye’de Etkin Yönetim ve Yolsuzlukla Mücadele Stratejisinin Geliştirilmesi" amacıyla bir eylem planı hazırlayacak ve bunu konferansa sunacak. Eylem planının oluşturulması aşamasında sivil toplum örgütlerinin ve basının katkılarının da faydalı olacağını düşünen hükümet, bu amaçla altı gazetecinin de Yönlendirme Komitesi toplantısına katılmasını istedi. Hüsamettin Özkan’ın tekne kaçamağı Her zaman Başbakan Ecevit’in yanıbaşında, Bakanlar Kurulu salonunda, Başbakanlık koridorlarında görmeye alıştığımız Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan hiç tatil yapmaz mı? Bugüne kadar tek hobisinin gençliğindeki dans merakının olduğu gazete sütunlarına yansıyan Özkan’ın asıl iki büyük hobisinin daha olduğu ortaya çıktı. Özkan, en yenisi 1967 model çok sayıda antika Amerikan arabası sahibi. İstanbul’da tuttuğu otomobillerini gözü gibi koruyor. Özkan’ın diğer büyük merakı ise tekneleri. Teknelerden biri 1926 model ve 13 metre boyunda. Özkan, teknelerinden birini Göcek’te diğerini İstanbul’da tutuyor. Geçtiğimiz günlerde Ankara’dan kaçarak teknesiyle buluşan Özkan’ın yıllardır kaptanlık lisansı taşıdığı da kulislere yeni yansıdı. Yılmaz sigaradan nasıl uzak duruyor? Kongre telaşıyla hafta sonunu geçiren ANAP lideri Mesut Yılmaz, geçtiğimiz günlerde yakın çevresine Tantan olayından aldığı dersi, şu cümlelerle ifade etmiş: "Bazen parti içinde aşırı demokrasi zararlı oluyor. Bunu Tantan olayında gördük. Bundan sonra yenilen gider" Yılmaz’ın sigarayı bırakması için çevresinden yapılan baskılar kar etmiyor. Hatta sigarayı bırakma gününde kendisinin öncü olması istenmiş ama Yılmaz, onu da reddetmişti. İstanbul Milletvekillerinden biri anlatmış... "Bizim Genel Başkan sigaradan uzak duruyor" deyince çevresindekiler şaşırıp "nasıl" diye sormuşlar. Vekil, yanıtı vermiş; "Doktor sigaradan uzak dur deyince, bizimki 80 santimlik ağızlıkla dolaşmaya başladı..." Derviş nefesini tuttu IMF Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer’ın Türkiye’yi ziyaretinin ardından nispeten rahatlayan ekonomi, Kemal Derviş’i de rahatlatmış görünüyor. Derviş’in Fischer’ın Türkiye’den ayrılmasının ardından yakın çevresine yaptığı değerlendirme de bu yönde. Ancak geçtiğimiz günlerde Ankara kulislerine yansıyan bilgiler, Derviş ve ekibinin nefesini tutarak, aslında bu haftayı beklediğini gösteriyor. Derviş, çalışma arkadaşlarına, "Her şey iyi de, faizlerin düşmesi lazım. Bu hafta faizi de düşürürsek bu iş bitmiştir. Kriz riski taşımayız" demiş. Derviş, bu hafta Merkez Bankası’nın yapacağı faiz operasyonunun sonuçlarını büyük bir heyecanla beklediğini söylemiş. Bakanlar Kurulu’na kuru - pilav Her Bakanlar Kurulu toplantısı bitiminde hükümet üyeleri yemeklerini yiyip toplantıdan ayrılıyor. Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz, kriz öncesi "Arkadaşlar her gün değişik bir yemek yiyeceğimize kuru fasülye, pilav ve ayrana talim edelim. Medyanın her gün Bakanlar Kurulu mönüsü vermesi hoş olmuyor" diye serzenişte bulundu. Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan da Yılmaz’ın bu önerisini esprili bir şekilde destekledi. Ama mönü yine değişmedi. Ta ki krize kadar. Ekonomik kriz ortaya çıkınca Bakanlar Kurulu’nun yemek mönüsü de etkilendi ve Mustafa Yılmaz’ın dediği gerçekleşti. Bakanlar artık kuru fasülye ve pilava talim etmeye başladı.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, rektörlerin "görmediklerini" öne sürdüğü YÖK yasa taslağında geri adım attı. Çelik, Türk Silahlı Kuvvetleri, üniversiteler ve sivil toplum örgütlerinin görüşlerini alacak. Ancak TBMM üç hafta içinde tatile gireceği için, taslağın yasalaşması gelecek yasama yılına kalacak. MEB'le RTÜK arasındaki protokolün imza törenine katılan Çelik, taslağa katkısı istenen ve resmi yazı yazılan 77 rektörün sadece ikisinden yanıt geldiğini kaydetti. YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün "Biz bu işin içinde olmayız. Taslağa karşıyız" dediğini ifade eden Çelik, "Karşı taraf elini uzatmıyorsa yapılacak bir şey yok" dedi. 14 Temmuz'da Bakanlar Kurulu'nda üyelerin görüşlerinin alınacağını kaydeden Çelik, "TBMM'ye gönderilip gönderilmeyeceğine Bakanlar Kurulu karar verecek. Gönderilmeyeceği yönünde karar çıkacağını tahmin ediyorum. Teklifim bu yönde olacak" diye konuştu. Taslağı rektörlere ve Üniversitelerarası Kurul üyelerine göndereceklerini belirten Çelik, "Makul sürede katkı isteyeceğiz. Bazı değişiklikler olabilir. 90 maddelik taslağın komisyonlarda görüşülmesi ve Genel Kurul'a taşınması da uzun zaman alacaktır" şeklinde konuştu. "Üniversitelerde türban yasağı kaldırılacak mı?" sorusuna, "Geçmişte ne varsa bu yasada da onu koruduk" yanıtını veren Çelik, laiklikle ilgili eleştirileri de şöyle değerlendirdi: "Ahmet, Mehmet üniversitenin başındaysa Atatürkçülük ve laiklik problemi yoktur, başkası gelirse problem vardır mantığı yanlıştır. Kimse vazgeçilmez değildir. Mezarlıklar kendisine vazgeçilmez diyenlerle dolu." Rektörler Çankaya'ya çıkıyor Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Tunç Erem, taslakla ilgili pazartesi veya salı günü Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le görüşeceğini açıkladı. Erkan Mumcu'nun bakanlığı döneminde görüşlerini belirten, ancak daha sonra açıklama yapmayan Sezer'in, sessizliğini bozacağı kaydedildi.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Seymen Ağa öldü yaşasın 'Baran'! Özcan Deniz'in senaryosunu yazdığı ve oynadığı "Haziran Gecesi" adlı dizinin çekimleri Sultanahmet'teki eski Darphane'de başladı. Eylülde Kanal D'de ekrana gelecek dizinin başrol oyuncusu Deniz, "Asmalı Konak"taki başarınızı yakalayamamaktan korkuyor musunuz" sorusunu şöyle yanıtladı: "Korkmuyorum. Aynı başarıyı yakalayamayabilirim de ama sanatçılar her işinde başarılı olacak diye bir kural yok." Dizideki isimlerin de anlam taşıdığını belirten Deniz, "Havin Kürtçede yaz, Baran da yağmur anlamına geliyor. İsimler tesadüf değil, böyle bir kurgu var" dedi.
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. AK Parti Grup Başkanı Bülent Arınç, Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın şok etkisi yaratan eski konuşma kaydı nedeniyle yargılanamayacağını belirterek, "Meclis'te, adam öldürmekten hüküm giyip cezaevinde yatmış 18 milletvekili var" dedi. Arınç, Manisa'da düzenlediği basın toplantısında, söz konusu kasetle ilgili yargının takipsizlik kararı verdiğini belirterek, "Ayrıca 2000'de çıkan afla tüm bu suçlar affedildi. Kaldı ki, Erdoğan da değişti" diye konuştu. Arınç, şunları söyledi: "Beraat kararı verilen bir konuda yeniden dava açılırsa bu hukukun katledilmesi demektir. Erdoğan bu kasetten ceza almaz. Sonra, 10 yıl önceki Tayyip Erdoğan da değişti. Hepimiz değiştik. Bugün Erdoğan çıkıp kendi fikirlerini söylüyor. 10 yıl önceki fikirlerini taşımıyor. Bu parlamentoda DSP'nin, ANAP'ın içinde geçmişte Dev - Sol, Dev - Yol örgütleri ile ilişkileri bulunmuş milletvekilleri var. İhtilalcilik yapmış, ihtilal için örgüt kurmuş vekiller var. Sayın Başsavcı tatilini yarıda kesmiş. Demek ki önceden hazırlık yaptı. Savcı, Erdoğan'ın 312. maddeden hüküm giymiş olduğunu, partiye üye veya başkan olmaması gerektiğini söylüyor. Hukukçular da aksini söylüyor."
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Arzu Kaprol defilesinde GEÇEN yıl açılış kurdelesini Naomi Campbell'ın kestiği IF Uluslararası İstanbul Hazır Giyim Fuarı'nın bu yılki modeli Esther Canadas olacak. Beylikdüzü TÜYAP'ta 19 - 21 Ağustos arasında gerçekleşecek fuar için İstanbul'a gelen 27 yaşındaki İspan-yol model Canadas, Arzu Kaprol'un defilesinde podyuma çıkacak. Hem iş hem tatil İTKİB, 4 modelin ajansıyla temasa geçti. İTKİB Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, "Rachel Hunter, Sophie Dahl ve Paris Hilton'un iş takvimi müsait değildi. Tatile Türkiye'ye gelmek isteyen Canadas'ın isteğiyle bizimki örtüşünce, aldığı 65 - 70 bin doların yarısından az bir paraya anlaştık" dedi.
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. MHP’li Bakan: Önce Öcalan Devlet Bakanı Reşat Doğru, "Abdullah Öcalan asılmadan idam cezasının kaldırılmasını istemiyoruz" dedi. Bayram tatilini Tokat’ta geçiren Doğru, dün yaptığı basın toplantısında, terörün, ülkedeki ekonomik krizin en büyük nedenlerinden biri olduğunu savunarak, şunları söyledi: "Şimdiye kadar Türk tarihinde, devletini bölmek isteyen herkese gereken ceza verilmiştir. O adam şu anda cezasını çekiyor ama inşallah önümüzdeki günlerde Türk milletinin istediği doğrultuda cezası verilecektir ve asılması gerekmektedir."
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Yaşasın futbol Fenerbahçe ve Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi elemelerinden "alın akı" ile çıkışları bu zor günlerin Türkiye’sinde öyle hiç de hafife alınacak bir olay değildir... Ülke tüm varlıklarından önemli değerler yitirmenin matemlerini yaşarken, vatandaşın yüzünün bin parçaya bölündüğü apaçık ortadayken, gerek Cim - Bom’un Levski zaferi, gerekse Fenerbahçe’nin Glasgow Rangers’ı muhteşem bir çarpışmadan sonra eleyişi, Türk insanını mutlu kılan çok önemli gelişmeler olmuştur son günlerin içinde... Evet, vaktiyle futbolun insanoğlunu düşünmekten, okumaktan ve gelişmekten alıkoyduğunu iddia edenler, bakıyoruz şimdilerde futbol yazmak için can atmaktadırlar... Bizler için ne büyük mutluluktur bu gelişme... Cazibesi her yıl daha da artan bu oyunun insanlar üstünde yarattığı iyimser hava ve aileleri birleştirici sayısız olumlu kavramları nasıl görmezlikten gelinir ki ?.. Hafta içinde çeşitli işyerlerinde yapılan sevimli rekabet dolu laflı taşlamalar, akşamları işten sonra içilen birkaç kadeh birayla gündeme gelen futbol tekniğine dayalı sohbetler artık sadece ülkelerde değil, kıtalarda ve hatta Dünya’da büyük bir rehabilitasyon unsuru halindedir... Milyarlarca insan iki yılda bir yapılan Avrupa Şampiyonası, Dünya Kupası, olimpiyatlar gibi beynelminel turnuvaların hem elemelerini büyük bir zevkle izlemekte, hem de yarışmaların yapılacağı ülkelere nasıl gidebileceğinin ekonomik hesaplarını yapmaktadır... Bu küçük rakamlar büyük insan sayılarıyla çarpıldığı zaman düşünün ortaya kaç milyar dolarlık bir portföy çıkarmaktadır... Ülkeler arası düşmanca duygular spor ve özellikle futbol sayesinde artık sevgiye dönüşmüştür... Altmış yıldır savaştan uzakta yaşayan Dünyamız’da tabii silahların caydırıcı tekniğe tırmanmaları, ülkeler arası diyalog ile birlikte savaşmanın mantıksızlığının ortaya çıkması, "harplerden uzak bir dünya" yaratılmasının ön etkenleridir... Ama sporun bu konudaki önemi ve insanlar arası yarattığı dostluk ve sevgi alış verişinin rolü de tamamlayıcı bir unsur olarak kabul edilmelidir... Sonuç olarak Fenerbahçe’nin altı yıllık Avrupa rötarını silip atması, ligde şampiyon olması kadar önemli bir sonuçtur bence... Yeter ki Glasgow Rangers zaferini yeni başarılarla süslemeye devam edebilsin Sarı - Lacivertliler... Cim - Bom’a gelince, onlar zaten Türk meşalesini Avrupa’da ilk ateşleyen bir ekiptir ve hakları rekorları kırılmadıkça kolay kolay ödenemez... Ayrıca Fenerbahçe’nin yenilenmesi ve Avrupa’ya doğru attığı mükemmel adımlar dahi iki saygın ekibimizin bence alkışlanacak rekabetinden doğmakta ve büyümektedir... Öyleyse yaşasın Fenerbahçe - Galatasaray rekabeti, "YAŞASIN FUTBOL".
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Bayhan'ın hatasını otobüs affetmedi!.. Türkstar Bayhan, uğruna ev bastığı kuzeniyle Ilgaz'da hatalı sollama sonucu bir otobüse çarptı. Bayhan 4 takla atan araçtan sağ salim çıktı, kuzeni yaralı Türkstar'ın olay adamı Bayhan Gürhan, ev bastığı iddiasıyla gözaltına alındıktan 2 gün sonra da trafik kazası yaptı. Bayhan, klip çalışmalarına mekân seçimi için kiralık bir otomobille İstanbul'dan yola çıktı. Bayhan'la 'asistanım' dediği kuzeni Demet Kendirci'nin bulunduğu otomobil, Çankırı'da, Ilgaz'a 12 kilometre kala, karşı yönden gelen 34 UF 4676 plakalı yolcu otobüsüyle çarpıştı. Şarampole yuvarlanarak 4 takla atan araçtan kurtarılan Bayhan, kazayı şöyle anlattı: "Hatalı sollama sonucu otobüse çarptım. Ayaklarımla ön camı kırdım. Otobüs yolcuları da yardıma geldi. Sadece omzumdan yaralanmam bir mucize. Daha önce de birkaç kez ölümle burun buruna gelmiş bir insanım, ama bu kaza farklı. Allah bizi korudu. Sevenlerimizin duası korudu" dedi. Son günlerde üzerinde kara bulutlar dolaştığını söyleyen Bayhan, "Kendimizi toparlayıp klip için hazırlıklara başlayacağız" diye konuşurken, Dr. Ömer Teber, şarkıcının durumunun iyi olduğunu bildirdi. Boynundan yaralanan Kendirci ise, Çankırı Devlet Hastanesi'nde yapılan müdahalenin ardından Ankara'ya sevk edildi. Pazartesi günü İstanbul'da Kendirci'nin uygunsuz fotoğraflarını çektiğini iddia ettiği Hüseyin Yüce'nin evinin bastığı gerekçesiyle gözaltına alınan Bayhan, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. 'Ben oyumu sana verdim, sen gelip bana çarptın' Gürhan'ın çarptığı otobüsün şoförlerinden Bedri Oruç ise kazayı şöyle anlattı: "Birkaç dakika önce şoför değişimi yapmıştık. Arkaya uyumaya gittiğimde bir anda kaza meydana geldi. Otomobilin ibresi 170 km'de kalmıştı. Sağ kurtulmaları bir mucize. Arabadan çıkanın Bayhan olduğunu görünce, 'Ben sana 170'le git diye mi oy attım? Bula bula gelip beni mi buldun? Az kalsın hepimizi öldürüyordun' dedim
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Pabuç artık pahalı! TBMM'ye sevkedilen yeni şiddet yasasına göre disiplin cezalarına uygulanan 2.5 milyar lira, 500 milyara çıkarıldı, kulüplere yönelik ağır yaptırımlar hazırlandı GÜNSELİ ÖNAL Yeni madde eklendi SPOR müsabakalarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanun tasarısı TBMM Adalet Komisyonu'nda bazı değişikler yapılarak TBMM Genel Kurulu'na gönderildi. Alt komisyon tarafından tasarı metnine alınan ve komisyonca da kabul edilen bir madde ile Futbol Federasyonu Kanunu'nun 25. maddesinde yer alan futbol müsabaka ve çalışmalarında kulüpler ve kişilerce disiplin ve sportmenliğe aykırı fiillere uygulanan cezalarda üst limit 2.5 milyar liradan 500 milyara çıkarıldı. Özel güvenlik tamam KULÜPLERİN kendi güvenlik birimlerini oluşturması maddesi ise "Spor kulüpleri yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla müsabaka ve saha güvenliğini sağlamaya yetecek sayıda ve nitelikte özel güvenlik hizmeti satın alabilecek. Özel güvenlik teşkilatı da kurabilecek. Spor alanlarında görev yapacak özel güvenlik ateşli silah taşıyamayacak" şeklinde kabul edildi. Emniyet Teşkilatı'nın bilgi bankasındaki bilgilerin federasyonlara bildirilmesi süresi ise 6 aydan 3 aya indirildi. Basına men cezası yok YASAYA aykırı davranan basın yayın mensupları hakkında daha önce öngörülen süreli görevden men cezası da paraya çevrildi. Yasaya aykırı davranışta bulunduğu belirlenen basın yayın mensupları hakkında Basın Kanunu hükümleri uygulanacak. Yasaklanan yayınları yapan gerçek ve tüzel kişilere her yayın için 10 milyar lira idari para cezası verilecek. Bu tasarı ile toplanacak idari para cezaları ise engelli sporculara ve amatörlere harcanacak. Neler yasak ? Silah, kesici veya delici alet, sis - ses bombası, yaralayıcı nitelikte sert cisim veya tehlike arz edebilecek diğer maddeler ile alkollü içkiler ve çevreyi kirletecek konfeti ve benzeri cisimler bulundurulması ve satılması. Müsabaka yerinde, ferdi veya toplu, rakip takım ile taraftarlarına, başkan ve yöneticilerine, antrenör ve sporcularına, hakemlere ve federasyona yönelik aşağılayıcı, tahrik ve taciz edici nitelikte slogan atılması. Spor ahlakına aykırı, tahrik edici, aşağılayıcı, dil, din, mezhep, ırk, cinsiyet, etnik ve siyasi ayrımcılığa yönelik söz sarf edilmesi veya bu mahiyette afiş veya pankartların müsabaka alanına asılması. Kulüp tarafından uygun görülen yerler dışında ve bedelinin altında veya üstünde bilet satılması. Başkan veya yöneticilerin, hakemleri, rakipleri veya taraftarları tahrik edici veya aşağılayıcı şekilde yazılı veya görsel medyaya demeç vermesi. Yayın kuruluşlarının, bu yasanın amacına aykırı nitelikteki afiş, pankart, söz, fiil ve davranışları yayınlaması. Canlı yayında yasak söz, fiil ve davranışların, haber amaçlı da olsa birden fazla yayınlanması.
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. HADEP’li başkandan şehitlere karanfil ŞEYHMUS ÇAKAN / DİYARBAKIR, DHA Kara şehitleri Diyarbakır’da yapılan törenlerle anıldı. HADEP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Feridun Çelik, kara şehitleri mezarlarını askerlerle gezip kırmızı karanfil bıraktı. Diyarbakır Şehitlik semtinde bulunan Kara Şehitliği’nde anma töreni yapıldı. Törene, 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Atilla Işık, OHAL Vali Yardımcısı Hakkı Uzun, Diyarbakır Vali Vekili Turgut Selimer, Belediye Başkanı Feridun Çelik ile çok sayıda sivil ve askeri erkân katıldı.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. K.Irak'a 'şimdilik' girmiyoruz Ankara'daki zirvede bölgeye ABD birlikleriyle çalışacak irtibat timlerinin gönderilmesi kararı çıktı ELÇİN ERGÜN Ankara Kuzey Irak'taki Kürt grupların Kerkük ve Musul'a girmesinin ardından Ankara'da yapılan zirvede, Kuzey Irak'a şimdilik asker kaydırılmaması, bunun yerine bölgeye ABD birlikleriyle çalışacak irtibat timlerinin gönderilmesi kararlaştırıldı. Kerkük'te önceki gün yaşanan yağmalama olaylarının ardından sinirlerin gerildiği Ankara'da, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un da katıldığı, askeri ve diplomatik yetkililerle bir zirve gerçekleştirildi. Başbakan Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün de bulunduğu toplantıda, özetle şu kararlar alındı: • Kürt peşmergelerin Kerkük'ten tamamen çıktığı ve Musul'dan çekilmeye başladığının anlaşılması üzerine, şu anda K.Irak'a asker sevkiyatına gerek görülmedi. • ABD önerisiyle, Musul, Kerkük ve Süleymaniye'de görev yapmak üzere, Türk irtibat subaylarının dün saat 16.00 itibariyle bölgeye girerek gelişmeleri yerinde gözlemesi kararlaştırıldı. • K.Irak ve sınırdaki TSK birliklerinin hazırlık durumlarıyla takviye planları ele alındı. Özkök, sınırdaki 40 bin kişilik birliğin "Harekâta hazır ol" durumuna geçtiğini, bu sayının gerektiğinde artabileceğini söyledi. • Kamuoyunun Kerkük ve Musul'daki gelişmeler konusunda taşıdığı hassasiyet göz önüne alınarak, daha çok bilgilendirme yapılması kararı verildi. • Irak'a insani yardımların hızlandırılması için, ilk aşamada 500'ü aşkın gıda ve ilaç taşıyan TIR bölgeye gönderildi. Zirvede, Kerkük ve Musul'daki tapu ve nüfus kayıtlarının tahrip edildiği bilgilerinin doğru olmadığına ilişkin ABD makamlarından gelen yanıt da görüşüldü. ABD'nin "Tahribatların büyük çapta olmadığı, bölgedeki durumun kontrol altında olduğu, etnik ve demokratik yapının asla izin verilmeyeceği" mesajı olumlu karşılandı. İrtibat timinden raporlar geliyor Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, peşmergelerin Kerkük ve Musul'dan çıkarılmasını gözlemlemek üzere bölgeye gönderilen Türk irtibat timlerinden ilk raporların gelmeye başladığını söyledi. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Walter Schwimmer Dışişleri Konutu'nda kabul eden Gül, bir soru üzerine, Kuzey Irak'a giden irtibat timlerinin dün saat 16.00 itibariyle görev yapacakları yerlere ulaştıklarını ve ilk raporların gelmeye başladığını kaydetti. Gül, raporların önce Genelkurmay Başkanlığı, ardından Dışişleri Bakanlığı'nda değerlendirildiğini belirtti.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Vücut içine kamera teknolojisi Japon uzmanların geliştirdiği minik kamera hap gibi yutulduktan sonra vücut içinde gezdiği bölgelerin görüntülerini çekecek. Tıbbi optik cihaz geliştirme konusunda uzman RF System Lab. şirketi, 1 cm genişliğinde, 2.3 cm uzunluğundaki kameranın, hap gibi yutulduktan sonra vücut içinde gezdiği bölgelerin görüntülerini çekeceğini ve yakında güncel endoskopi aygıtlarının yerini alacağını bildirdi. Mini kamera denemeleri, üç aya kadar insan üzerinde yapılmaya başlayacak. Şirket sözcüsü, "Kapsül içindeki kamera, işini bitirdikten sonra vücuttan atılacak. Kamera henüz tek kullanımlık, ancak kullanılmış kameraların yeniden nasıl kullanılabileceğini araştırıyoruz" dedi. Sözcüye göre, kameralı kapsüller 100 dolardan ucuza satılacak, ancak uzaktan kumanda aygıtı ve monitörlerin maliyeti 10 bin doları bulabilecek. Sözcünün verdiği bilgiye göre, pilsiz çalışan kamera vücut içinde mikrodalga sistemiyle hareket ediyor ve kendi ekseninde dönerek bağırsakların panoramik görüntüsünü çekebiliyor.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Yalan futbol Türkiye’de, hergün medya gündemini tutan bir Fenerbahçe, ligde klasmandan kopunca, kaçınılmaz şekilde beliren sıkıntı da, sahada oynanan futbola yansıyordu. Beş futbolcu kadro dışı kalınca, eldekilerle yapılan bir on birin, eski Fenerbahçe’den daha aydınlıklı olması nasıl beklenebilir ki? Bildiğiniz gibi, zayıf takımlar önünde, tesirsiz alanda bol bol pas gösterisi yapan Fenerbahçe, cılız Altay önünde, yine aynı top çemberini çevirip durmaktaydı... Kendi sahasında daha çok adam bulundurarak, defans anlayışını güçlü tutmaya çalışan Altay, kendi deplasman hesaplarında çok haklıydı... Ancak Fenerbahçe’nin rakibi eksiltme çıkışları, yine plansız yavaş bir şablonla dönüp durmaktaydı... Halbuki Ali Güneş, Mustafa Doğan, Erhan Albayrak gibi bu haftaki on bire direkt girmiş isimler, çok da iyi niyetle ve canla - başla koşuşuyorlardı sahada. Ama Fenerbahçe’nin, kazanma bilgileri çok zedelenmiş şablonsuzluğunu kırabilmek mümkün müydü ki? Fenerbahçe’nin yıllardır kaybettiği ve arayıp durduğu önemli faktör; maç kazanma planları ve kendine has futbol stiliydi son yıllarda... Öyle maksat taşımayan yan paslar, "top benden gitsin angaryacılığı"yla yapılan kısa paslar, Fenerbahçe’ye nasıl gol veya goller getirsin ki? Rebrov - Vladimir gibi, Fener’e cankurtaran! gibi transfer edilen uç adamları, asla rakibin son adamlarına yaklaşıp, kendilerine direkt paslar beklemiyorlardı. Sürekli tesirsiz alanlarda dolaşıp, rakibe pres yapıyorlar veya topsuz oyuna iştirak ediyorlardı akıllarınca... Yani Fenerbahçe, kazanmaktan çok "oynamış olmak" için vakit geçiriyordu, adeta Altay önünde. İleride yalnız oynayan Sinan’ın attığı golün yanında, Altay hücuma birkaç çabuk adam daha çıkarabilse, gecenin "En Fenerlisi" Rüştü’nün dahi gelecek gollere çaresiz kalması kaçınılmaz olurdu. Özetlersek; bu Fenerbahçe "yalan futbol" oynuyor. Korkarım gelecek haftalarda da, maksatsız kalmanın acı gerçekleri, Fenerbahçe’deki skorları daha da bir sarıp - sarmalamasın.
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. İki yüzlü Fener! Kritik / YALÇIN TÜRK Fenerbahçe Antalya’da düzenlenen Efes Cup finalinde ligin iddialı takımlarından Trabzonspor’a yenilirken iki farklı görüntü sergiledi. Karşılaşmanın ilk 25 dakikasında temkinli ancak tutuk bir oyun ortaya koyan Sarı - Lacivertliler, bu dakikadan sonra sahada istediklerini yapmaya başladı. Ali Güneş ve Tuncay kanatlarda olumlu işler yaptı. Ceyhun kendine geldi. Göbeği ise Johnson ile Hakan iyi kapattı. Fenerbahçe etkili olduğu bu dakikalarda golü de bularak ilk yarıyı önde bitirdi. İkinci 45 dakikaya tempolu başlayan Fenerbahçe, 55. dakikadan itibaren birden oyundan koptu. Johnson ve Tuncay’ın peş peşe gelen top kayıplarının ardından Sarı - Lacivertliler iki dakika içinde kalelerinde iki gol gördüler. Skor dezavantajından sonra orta alanda ve savunmada inanılmaz açıklar veren Fenerbahçe kalesinde bir çok tehlike yaşadı. Trabzonspor, gol ayakları biraz dikkatli olabilse maç farklı sonuçlanabilirdi. Teknik Direktör Oğuz Çetin’in oyuna son yarım saatte aldığı yeni transferlerden Erhan’ın henüz hazır olmadığı gözükürken, Bes olumlu hareketler yaparak takım için yararlı olabileceğini gösterdi. Kampa geç katılan Ortega’nın ise fizik güç sorunu olduğu her halinden belliydi. Sarı - Lacivertliler Lorant döneminde yaşadıkları sistem sorununu dünkü karşılaşmanın ilk 55 dakikasında atlatmış gözüktüler. Fenerbahçe bu oyun disiplinini 90 dakikaya taşıdığı anda hem oyun hem de skor olarak başarıyı yakalar. Trabzonspor ise ilk yarım saat ile son yarım saatlık bölümlerde Fenerbahçe’ye üstünlük sağladı. Özellikle Aurelio, Gökdeniz ve Erman Özgür başarılı oyunları ile ön plana çıktılar.
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. İşinin kadını oluyor Hülya Avşar'ın kızkardeşi Helin Avşar, uzun süredir hayalini kurduğu butiğini önümüzdeki hafta hayata geçiriyor. Türkiye'nin ünlü takıcılarından Deniz Genç ile ortak olan Helin'in butiğinin ismi ise D&H Collection. Ortaklar, Teşvikiye'deki Göksü Pasajı'nın üstündeki mağazada açacakları butiklerinde iç çamaşırdan takıya, kıyafetten çantaya, deri ceketten kürklere kadar geniş bir yelpazede ürün satacaklar. Aynı zamanda Helin'in ablası Hülya Avşar'ın t-shirt'leri ve eşofmanlarını da D&H Collection'da bulabileceksiniz. Yoğun bir sezonun kendisini beklediğini söyleyen Helin, kendisini tamamen işine verdiğini vurguluyor.
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Nikâh şahidinin evinde kalıyor Fethi Pekin ile evliliğini, kayınpederi Ahmet Pekin yüzünden 24 saat sonra bitiren Hande Ataizi, nikâh şahidinin evine sığındı. Hande, balayına giderken eşiyle kavga etmiş, onu havaalanında bırakıp Süzer Plaza'daki evlerine dönmüştü. Ancak birkaç gün sonra kesin olarak boşanmaya karar verince nikâh şahitliğini yapan yakın arkadaşı İmregül Gencer'in evine taşındı. Bu arada Fethi Pekin'in de The Ritz Carlton'un residence bölümündeki dairesi yerine bir otelde kaldığını duydum. Pekin, Hande ile 1.5 yıl birlikte yaşadıkları dairede, Hande'den izler olduğu için içeri adım atmak istemiyormuş! Bu yüzden ayrılığın ardından dairesinde tadilat başlatan Pekin, evdeki tüm eşyaları da değiştirmiş. Yarın dairesine geçecek olan Pekin, Hande'ye dair tüm izleri hayatından silip atmak istiyormuş. Bu, o kadar kolay mı acaba?
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. UYKUSUZ HER GECE Sambacılar’ın teknik patronu Scolari’yi Türkiye korkusu sardı. Ünlü hoca, gece 03.30’da kalkıp, sabahlara kadar maç kasetlerini izlediğini açıkladı BREZİLYA Teknik Direktörü Luiz Felipe Scolari, Türkiye maçı öncesinde uykusuz geceler geçirdiğini itiraf etti. "Büyük Phil" lakaplı çalıştırıcı, hafta boyunca Ay - Yıldızlı ekibimizle oynayacakları karşılaşma yaklaştıkça gözüne uyku girmediğini belirterek, "Gece saat 03.30’da kalkıp, Türkiye’nin yaptığı son maçların video kasetlerini inceliyorum" dedi. Scolari’nin bu kasetleri futbolcularına da izletip, dikkatli olmalarını istediği ifade edildi. TECRÜBELİ teknik adam, daha önce formsuz olduğunu söylediği Ronaldo’yu, savunmaya yeterince yardım etmediği için yine eleştirdi. Scolari, ünlü yıldızı topa tutmayı sürdürürken, "Savunmasına zaman kazandırmak için rakibine pres yapmıyor. Önemli bir oyuncu ama isminin büyüklüğü onu takıma sokamaz. Kim hak ederse formayı o giyer" diyerek, Ronaldo’ya gözdağı verdi. Scolari’nin, maçta Hakan Şükür ve Hasan Şaş’a karşı da özel önlem alacağı öğrenildi. Emerson şoku BREZİLYA’DA kaptan Emerson’un sakatlığı yeni bir şok yarattı. Son antrenmanda üzerine düştüğü omuzu çıkan Emerson hastaneye kaldırılırken, başarılı oyuncunun Dünya Kupası’nı da kapattığı açıklandı. Takım doktoru Runco, Roma’da forma giyen Emerson’un dört hafta tedavi olacağını söyledi. Teknik Direktör Scolari’nin, Milli Takımımız’a karşı Emerson’un yerine Kleberson’a şans vermesi bekleniyor.
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Erdoğan, kız yurdunda yemek yedi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sosyal Hizmet ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na (SHÇEK) bağlı Gazi Kız Yetiştirme Yurdu'nda kalan çocuklarla nohut, pilav, turşu ve tulumba tatlısından oluşan akşam yemeği yedi. Yurda armağan edilen ve içinde kız çocuklarıyla yurt yetkililerinin bulunduğu minibüsün direksiyonuna geçen Erdoğan, bahçede tur attı. Ziyaret sırasında, Emel Arslan adındaki çocuk Erdoğan'a "Bunu evinizin en güzel yerine koyunuz" diyerek bir gül verdi. Erdoğan da "Evimin en güzel yerine koyacağım" diyerek gülü aldı.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. TBMM'de dün başlayan Anayasa değişikliği görüşmelerine kadınlar lehine "pozitif ayrımcılık" konusu damgasını vurdu. CHP'nin değişikliğe pozitif ayrımcılığı da ekletmek için verdiği iki önerge için AKP'li kadın milletvekilleri de "hayır" oyu kullandı. Önergelere yalnızca İzmir Milletvekili Serpil Yıldız ile İstanbul Milletvekili Lokman Ayva ve Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır "kabul" oyu verdi. Görüşmelerde CHP, kadın milletvekillerinin imzaladığı "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Alınacak geçici önlem ve düzenlemeler ayrım ve imtiyaz sayılmaz" hükmünü içeren önerge verdi. Ancak AKP'den dokuz kadın milletvekilinin katıldığı oylamada, pozitif ayrımcılığı ateşli bir şekilde savunan Adana Milletvekili Ayhan Zeynep Tekin, çark ederek "hayır" oyu verdi. İstanbul Milletvekili İnci Gülser Özdemir, İstanbul Milletvekili Nimet Çubukçu ile Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin de "hayır" dedi. Akşit oylamada dışarı çıktı İlk önergenin oylamasında salondan çıkıp oylama bitince salona giren Devlet Bakanı Güldal Akşit, Halide İncekara, Nükhet Hotar ve Zeynep Karahan Uslu da oy kullanmamayı tercih etti. CHP'liler oylamalar sırasında AKP'li kadınlara elleriyle "evet" deyin işareti yaptı. Bazı CHP'liler de Tekin'e, "Zeynep hanım, haydi, ne duruyorsunuz?" diye seslendi. Önergelerin reddedilmesiyle Anayasa ile devlete, kadın - erkek eşitliğinin yaşama geçmesini sağlama yükümlülüğü getirilmiş oldu. Kadına pozitif ayrımcılık sağlayacak yasaların Anayasa'ya aykırı olup olmadığı konusu da Anayasa Mahkemesi'nin yorumuna bırakıldı. 10. maddede katılım düştü Anayasa'nın kadın - erkek eşitliğine ilişkin 10. maddesinde yapılan değişikliğin oylamasında katılım düştü. Oy kullanan 501 milletvekilinden 485'i kabul, 12'si ret, 2'si çekimser, 2'si boş oy kullandı. Anayasa değişikliği teklifinin tümü üzerindeki görüşmelerin ardından maddelerine geçilmesi için yapılan oylamaya da 526 milletvekili katıldı, 514 "kabul", beş "ret" oyu çıktı. Altı milletvekili çekimser kalırken bir milletvekili boş oy kullandı.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. PETKİM limanını özel sektöre açtı PETKİM Genel Müdürü Kenan Yavuz, Aliağa Tesisleri içindeki limanı özel sektörün kullanımına açtıklarını bildirdi. Sadece petrokimyasal ürünlerin yükleme boşaltmasında kullanılan limanın ''tesisler için tehlike yaratmayacak ürünlerde'' bir ihtisas limanı haline getirilmesini amaçladıklarını ifade eden Yavuz, limanı, sadece belli ürünlerin yükleme boşaltmasının yapıldığı bir konuma getirmek istediklerini belirterek, şöyle devam etti: 'Otomotivden kuru yük ve gıda sektörlerine kadar tüm sektörlere hizmet verecek bir potansiyelimiz var. Limanda kendi romörkörlerimiz var. Kılavuz ve gümrükleme hizmeti de verebiliyoruz. Tesislerimiz içinden geçerken tehlike yaratmayacak tüm ürünlerin yükleme boşaltmasını yapabiliriz. '
ekonomi
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Hükümetten İslamcı yayınlara yeşil ışık... Başbakanlık RTÜK yönetmeliğindeki bir ifadeyi çıkarttı. Böylece yayın yoluyla din propagandasının önü açılmış oldu EZELHAN ÜSTÜNKAYA Ankara AKP iktidarının tartışma yaratacak icraatlarına bir yenisi daha eklendi. Başbakanlık, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) hazırladığı Radyo ve Televizyon Yayınlarının Yayın, Esas ve Usulleri Hakkındaki Yönetmelik'te yer alan "Din veya dini duygular, kişisel veya siyasi çıkar ya da nüfuz sağlamak amacıyla kullanılmamalıdır" ifadesini çıkardı. Değişikliğin kamuoyunda İslamcı olarak bilinen radyo ve televizyonlar lehine yapıldığı iddia edildi. Çıkartılan bölüm Üst Kurul, kuruluş kanununun "yayın ilkelerinin" düzenlendiği 4. maddesi gereği, 1.5 ay önce hazırladığı söz konusu yönetmeliği Başbakanlığa gönderdi. Ancak yönetmelik önceki gün değişik haliyle RTÜK'e geri geldi. Alınan bilgiye göre, yönetmelikten çıkarılan bölümler şöyle: "Yayınlar Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan bireyler arasında ayrımcılığa neden olmamalıdır. Anayasa'nın egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğu ve bu egemenliğin hiçbir kişi, zümre veya sınıfa bırakılamayacağı, devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzeninin kısmen de olsa dil kurallarına dayandırılamayacağı temel kuralı çerçevesinde din veya dini duygular ya da dince kutsal sayılan değerler kişisel veya siyasi çıkar ya da nüfuz sağlamak amacıyla kullanılmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik laik ve hukuk devleti niteliklerini değiştirmesine yönelik yayın yapılmamalıdır." Denetim sürecek Söz konusu bölümlerin çıkartılmasına rağmen RTÜK'ün, "Yayınlar Türkiye Cumhuriyeti'nin varlık ve bağımsızlığını devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı yapılmamalıdır" düzenlemesine göre denetime devam edeceği belirtildi.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. SSK'ya yüksek fiyattan ilaç satışı iddiasına savcılık el koydu Sosyal Sigortalar Kurumu’na piyasa fiyatlarının üzerinde fahiş fiyatlarla ilaç satıldığı iddiaları üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Sosyal Sigortalar Kurumu'nun (SSK) yüksek fiyattan ilaç aldığı iddialarına ilişkin soruşturma açıldı. Roche ilaç şirketinin eski çalışan Veysi Mungan, SSK ilaç alım ihalelerinde "Neorecormon" isimli ilacın piyasa değerinin çok üzerinde satılarak SSK'nın Aralık 2003 fiyatlarıyla 10 milyon doların üzerinde zarara uğratıldığı iddia etmişti. KOMİSYON İNCELEMEDE İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, kansere bağlı anemide kullanılan Neorecormon isimli ilacın SSK'ya satışına ilişkin yaptığı inceleme sonucunda, Veysi Mungan'ın iddialarıyla ilgili olarak hazırlık soruşturması başlatılmasına karar verdi. Soruşturma nedeniyle Roche ilaç şirketinden Neorecormon isimli ilacın alımı sırasında SSK İstanbul Bölge Müdürlüğü İhale Komisyonu'nun kimlerden oluştuğu araştırılıyor. Basında da yer alan iddialar üzerine açılan soruşturma kapsamında ilgili birimlere yazı gönderilerek, ihale komisyonunun kimlerden oluşturulduğu konusunda bilgi istendi. 10 MİLYON DOLAR ZARAR Veysi Mungan'ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği suç duyurusu dilekçesinde, bir ilaç firması ile SSK İhale Komisyonu üyelerinin ortaklaşa hareket ederek devleti zarara uğrattıkları iddia ediliyor. Dilekçede 22 Aralık 2003 tarihinde kanser tedavisinde kullanılan Neorecormon isimli ilaca ilişkin yapılan ihale sonucunda SSK'- nın 10 milyon 700 bin dolar daha fazla para ödediği iddiasına da yer veriliyor. FAHİŞ FİYATLAR İlaç fabrikasının eski çalışanı olan Veysi Mungan'ın suç duyurusu dilekçesinde, 2003 yılından itibaren 6 ay içerisinde Neorecormon isimli ilacın, Antalya Devlet Hastanesi'ne 88 milyon 800 bin lira, Başkent Üniversitesi Hastanesi'ne 173 milyon 209 bin lira, SSK'ya ise 230 milyon 945 bin liraya satıldığı belirtiliyor. İddialar üzerine söz konusu hastanelerde ilaçlarla ilgili muhasebe kayıtları da inceleme altına alındı
ekonomi
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Sevgilisi başucundan ayrılmadı Film çekimleri sırasında rahatsızlanarak Amerikan Hastanesi'ne kaldırılan ve apandisit ameliyatı olan Azra Akın taburcu oldu. Azra, hastanede yatarken sevgilisi Kıvanç Tatlıtuğ'un bir an olsun yanından ayrılmadığını duydum. Hatta Kıvanç'ın annesi Nurten Hanım da müstakbel gelinin başucunda beklemiş. Film çekimlerine ara veren Azra, Akaretler'deki Housez Apartments'daki dairesinde bir hafta istirahat edip ardından da her şeye kaldığı yerden devam edecek. Bu arada Kıvanç ile annesinin Azra'ya şefkati evde de aynen devam ediyor.
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Kısmi görme yeteneği kazandıran protez geliştiriliyor Belçika’da, görme özürlülere kısmi görme yeteneği kazandıran protez takılmasına yönelik bilimsel araştırmaların başarıyla devam ettiği açıklandı. Louvain Katolik Üniversitesi’ne bağlı Saint Luc hastanesinde, tamamen görme özürlü bir kadın üzerinde 1800 gündür devam ettirilen deneyler sonunda, kadının, örneğin, “yan yana duran bir diş macunu tüpü ile bir bıçağın görüntülerini algılayabildiği”, bunları herhangi bir dış yardım olmadan tutabildiği bildirildi. Görme özürlülere “biraz” görme şansı sağlamak için çalıştıklarını ve emeklerinin sonuçlarını almaya başladıklarını belirten bilim adamları, hazırladıkları elektronik göz protezlerinin, “diğer tüm protezler gibi”, yerini aldıkları organın yeteneklerinin tümünü geri getiremediğini, ancak “görme özürlülere yardımcı olacağını” söylediler. Deneye katılan kadının 4 yılı aşkın süredir, haftada iki defa hastaneye gelerek elektronik göz protezini taktığını, henüz laboratuvardan çıkarılamayan bu protezi sürekli yanında taşıyamadığını belirten doktorlar, hastanın sinir sisteminden geçerek, gözlük kenarına yerleştirilen bir mikrokamera ile beyin arasında temas sağladıklarını bildirdiler. AB ve Belçika tarafından maddi destek sağlanan bilimsel deneylerin, bundan sonra başka görme özürlüler üzerinde de sürdürüleceği, gözün ağ tabakasının devre dışı bırakıldığı bu deneylerde, kullanılabilir göz sinirlerinin değerlendirildiği ifade ediliyor. Uzmanlar, tamamen görme özürlü olan deneğin, elektronik göz protezi sayesinde ayrıntıları göremese de cisimleri fark etme ve onlara dokunma, kullanma yeteneği kazandığını bildirdiler. Bugünkü aşamada, cisimlerin gösterilmesi ile görme özürlü denek tarafından algılanması arasında 10 saniye kadar zaman geçtiğini belirten uzmanlar, yüksek teknolojinin bu alanda sürat ve yetenek getireceğine inandıklarını anlattılar ve insan organizmasının, keşfedilen sistemi kabullenmesinin önemi üzerinde durarak, çalışmaların önünün açık olduğunu kaydettiler. Uzmanlar, bundan sonraki deneylerin “haftada iki defa” ve “laboratuvar kısıtlamalı” olmayacağını, “sürekli ve gerçek yaşama uygun” deney aşamasına geçileceğini bildirdiler.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. ZAGO yeni Kartal Beşiktaş’ın Roma’dan aldığı Brezilyalı yıldız dün İstanbul’a geldi, iki yıllık sözleşmeye imza attı ORHAN YILDIRIM Eşiyle İstanbul’da BEŞİKTAŞ günlerdir beklediği Zago’ya dün nihayet kavuştu. Roma ile yollarını ayıran Brezilyalı yıldız, dün eşi Sonya ile birlikte İstanbul’a geldi. Zago’yu havalimanında 30’a yakın Siyah-Beyazlı taraftar tezahüratlarla karşıladı. Omuzlara alınan Sambacı, ilgi karşısında adeta şaşkına döndü. Zago daha sonra Siyah-Beyazlı yöneticilerin gönderdiği araçla Ceylan Oteli’ne geçti ve ardından 2 yıllık sözleşmeye imza attı. ’100. yıl etkiledi’ TÜRKİYE’YE gelmesinde teknik direktör Lucescu’nun önemli bir etken olduğunu açıklayan Zago, "Beşiktaşlı yöneticilerle görüştüğümde ilk sorum; Kaç yıllık bir kulüp olduğuydu. 100. yılını kutlamaya hazırlandığını duymak beni etkiledi. Bu arada Galatasaray aleyhinde herhangi bir açıklama yapmadım, bu İtalyan gazetelerin uydurması. Beşiktaş antrenörü ve yöneticileri şampiyonluk için çok istekli. Aynı istek bende de var" dedi. ‘Savunma benim işim’ ZAGO sözlerini şöyle tamamladı; "İki yıllık anlaşma yaptım. Çok mutluyum. Savunmanın her tarafında oynarım. Ön liberoda da mücadele edebilirim. Tecrübemle Beşiktaş’a çok şey vereceğime inanıyorum. İtalya futbolda üst noktalara gelmiş bir ülke. Türkiye de, hem Avrupa hem de dünyada hızla parlıyor." Öte yandan Brezilyalı futbolcunun bugün sağlık kontrolünden geçeceği açıklandı.
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Halk arasında ‘temriye’ olarak bilinen ve hava sıcaklığının artması ile birlikte kendisini gösteren mantar hastalığının başka hastalıklarla karıştırılmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Aktaş, kulaktan duyma yöntemlerle tedavi edilmemesini istedi. Halk arasında “temriye” olarak bilinen ve hava sıcaklığının artmasıyla birlikte kendisini gösteren mantar hastalığının başka hastalıklarla karıştırılmaması gerektiği belirtildi. Mantar hastalığının başta sedef, egzama, frengi-cüzam lekeleri olmak üzere birçok mikrobik hastalıkla karıştırıldığını belirten Erciyes Üniversitesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Aktaş, mantar hastalığının mikroskobik muayene ve mantar kültürü yapılarak teşhis edildiğini açıkladı. Hastalığın tedavisinde losyonlar, kremler, pomatlar ve ağızdan yutulan tabletlerin kullanıldığını belirten Aktaş, “Hastalık belirtisi görülünce vakit kaybetmeden doktora gidilmeli, çevreden duyulan yanlış bilgilerle tedaviye çalışılırsa tedavisi imkansız sorunlar ortaya çıkabilir." dedi. Parmak araları ve altlarında soyulma, çatlama, beyazlaşma ve şişlik belirtileriyle ortaya çıkan ayak mantarına, bilinçsizce tercih edilen imitasyon ayakkabıları davetiye çıkarıyor. Mantarın nemli ortamlarda oluştuğunu anlatan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Hasan Doğan, ayakkabıyı canlı organizma gibi düşünmemiz gerektiğini hatırlatarak, “Ayakkabı, insan gibi nefes alıp vermelidir.” dedi. İmitasyon deriden yapılan ayakkabının nefes alıp verme özelliğinin olmadığına dikkat çeken Doğan, “İmitasyon ayakkabı kullananlarda ayak mantarı oluşumlarına sıkça rastlanıyor." şeklinde konuştu. Ayağın ihmal edilen organlar arasında yer aldığını, ayağın anatomik gelişiminin sağlıklı olabilmesi ve erişkin çağda ayak deformiteleri (çarpıklık) oluşmaması için ayakkabı alırken dikkat edilmesi gerektiğini hatırlatan Dr. Doğan şunları söyledi: “Ayak arkına uygunluk, topuk kısmının sertliği ve ön kısmının parmakların köklerine destek olması özelliklerine dikkat etmeliyiz.” Mantar hastalığının belirtileri Deride kabarıklık ve çürümüşlük oluşur. Kılların dökülmesine sebep olur. Kaşıntı yapar ve boyun bezlerini şişirir. Sırt ve kol bölgelerinde kepeklenen, sulanan ve kaşınan lekeler görülür. Ayak parmak aralarında kaşıntı ve çatlamalar. Tabanlarda içi su dolu kabarcıklar, kepeklenme ve şiddetli ayak kokusu görülür. Mantardan nasıl korunulur? Ayrı havlu, ayrı saç fırçası kullanılmalı. Çarşaflar haftada iki kez sıcak suda yıkanarak güneşte kurutulmalı. Özel terlik kullanılmalı. Ayakların terlemesine engel olunmalı. Dar pantolon, naylon iç çamaşırları ve çoraplar, mantarın azmasına sebep olacağı için giyilmemeli. Mantar hastalığı olanlar havuz,hamam, spor salonu gibi yerlerden uzak durmalı.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in önceki gün Makedonya’ya yaptığı ziyaretin Manastır bölümü bazı talihsizliklere sahne oldu. Türkiye’nin Fahri Başkonsolosu Mithat Enver Cemal, şehri Cem’e gezdirirken yere yığıldı. Başkonsolosun yardımına Dışişleri’nden iki genç diplomat koştu.İki diplomat soğukkanlı müdahaleleriyle Cemal’i ayağa kaldırmayı başardılar.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Ankara Trafik Vakfı tarafından yayınlanan Trafik Dergisi'nin temmuz-ağustos sayısında, Türkiye Trafik Güvenliği Vakfı Kurucu Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı tarafından, ''Emniyet Kemeri Yaralanmaları'' başlıklı bir yazıya yer verildi. Yazıda, motorlu araç kazalarında emniyet kemerinin kullanılması ve kullanılmaması durumlarında meydana gelebilecek yaralanmalar üzerinde duruldu. Yazıya göre, emniyet kemeri kullanmayan sürücü, kaza sırasında başını arabanın ön paneline, yüzü ve göğsünü direksiyona, vücudunu ise kapılara ya da tavana çarparak yaralanıyor. Kazaların yüzde 25'inde sürücüler araçtan fırlıyor ve bu tür kazalarda emniyet kemeri takanların yaralanma riski önemli ölçüde düşüyor. 95 km' nin altında ölüm olayı yok Saatte 95 kilometreden az süratle giderken meydana gelen çarpışmalarda, kemer kullananlarda ölüm olayına rastlanmıyor. Kemer kullanmayanlarda ise 20 kilometre süratte bile ölümcül yaralanmalar meydana geliyor. Kemerin bilinçli takılması ile ölüm ve ciddi yaralanmalar önemli oranda azalıyor. Emniyet kemeri kullanımı, trafik kazalarında ölüm oranını yüzde 40-50, ciddi yaralanmaları yüzde 35-60, hastane başvurularını ise yüzde 64 oranında azaltıyor. Arka koltukta oturanların kemer takmaları durumunda ise yaralanma oranı yüzde 18 düşüyor. Emniyet Kemeri Sendromu Kemer kullanımı, ölüm ve ağır yaralanma oranlarını azaltmasına rağmen yaralanma riskini tamamen yok edemiyor. Yanlış kullanılmasının yanı sıra bazı durumlarda ise başlı başına yaralanma nedeni olabiliyor. Emniyet kemerinin kucak bölümündeki parça; mide, ince bağırsak, karaciğer, dalak ve bel omurları ya da omurilik yaralanmalarına neden olabiliyor. Bu duruma, ''Emniyet Kemeri Sendromu'' adı veriliyor. En sık karşılaşılan yaralar, karın ve göğüs bölgesinde görülen sıyrıklardan oluşuyor. Ancak, tehlikeli yaralanmalar iç organlarda meydana geliyor. Kemer, yanlış kullanım halinde nadiren de olsa ciddi yaralanmalara sebebiyet verebiliyor. Emniyet kemeri kullanmayanlarda en çok karın yaralanması, karaciğer ve dalak gibi katı organ yırtılmaları görülüyor. Kemer kullanımıyla bunların azalıyor, ancak kalın bağırsak ve ince bağırsak gibi içi boş organlar, kemer ve omurga arasına sıkışarak hasar görebiliyor. Omuz-kucak tipi denilen ve 3 noktadan bağlanan kemerler, çarpma anında etkiyi direkt olarak vücuda veriyor; köprücük, göğüs kemiği boyun ve göğüs omurlarında kırık ile kalp, boyun ve karın damarlarında yaralanmalara ve omuz çıkıklarına neden olabiliyor. Uygunsuz kullanılan kemerler, bazı durumlarda yemek borusunda da yaralanmalara yol açabiliyor. Çocuklara göre kemer üretilmiyor Karayolları Trafik Yönetmeliği'ne göre, 10 yaşından küçükler ön koltuğa oturtulamıyor. Özellikle çocuklarda, yanlış kemer kullanımı sonucunda yaralanma olayları artıyor. Kucak-omuz kemerlerinin dizaynları çocuklara göre yapılmadığından, yolculuk sırasında çocuklar kemerlerin altından kayabiliyor ya da kemerleri koltuk altından geçirmeleri nedeniyle boyun ve yüz yaralanmaları görülüyor, hatta boyun etrafına dolanan kemerler boğulmaya neden olabiliyor. Dikkat edilmesi gerekenler Emniyet kemerinin faydalı olabilmesi için dikkatle takılması gerekiyor. Yetkililere göre, kemer kullanılırken şu noktalara dikkat edilmesi gerekiyor: Kemer araca binildiği anda takılmalı, kontak anahtarı ise daha sonra çevrilmeli. Takılan kemer ile vücut arasında yumruk büyüklüğünde bir boşluk bulunmalı, kemerin dayanıklılığı sürekli kontrol edilmeli, yırtık ve yıpranmış kemerler değiştirilmeli. Yaralanmalara neden olmaması için kemerlerin vücut ölçülerinde ayarlanması ve düzgün bir şekilde takılması gerekiyor. Bu arada, emniyet kemerinin yanı sıra hava yastığı kullanılmasının da yaralanmaları büyük ölçüde azaltacağına işaret edildi.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. MAÇI SİSTEM KAZANDIRMAZ’ Derbiyi, kişiliğini, futbolculara yaklaşımını MİLLİYET’e anlatan Beşiktaş Teknik Direktörü, Şükrü Saracoğlu Stadı’nda kazanmak için çalışacaklarını ifade etti ENGİN VEREL 2 Şubat’taki derbiye birkaç gün kaldı, Fenerbahçe ile Beşiktaş’ı bir telaş aldı. Nefesler tutuldu, adeta kalpler durdu. Sarı - Lacivertliler’in kazanması ligin üst sırasını karıştıracak, Kartal’ın galibiyeti onu şampiyonluğa birkaç adım birden taşıyacak. İşte böyle bir ortamda, Lucescu’nun ağzından merak edilenler... - Derbide kazanan ile kaybedenin farkı ne olur? - Şampiyonluk uzun bir maratondur. Fenerbahçe yenilse bile yarıştan düşmez. Biz de kazanmak isteriz. - Bir röportajda, "Fenerbahçe iyi takım. Ama herkes topu aldığında Ortega’yı arıyor. Bu olumsuz etkiliyor" demiştiniz. Ortega’nın oynaması avantaj mı, dezavantaj mı? - Buna cevap vermek mümkün değil. Çünkü rakibi konuşma hakkımız yok. Ortega sonucu değiştirecek kapasitesi olan bir futbolcu. Benim için Sergen’in durumu da aynı. Ama güçlü bir takım, hiçbir zaman bir futbolcu üzerine oyun kurmaz. - Şükrü Saracoğlu Stadı’nda Galatasaray’ın başında iken kötü anlar yaşadınız. Bu stat sizi korkutuyor mu? - Ben o maçtan sonra, terör estirildi diye söyledim. Çok kötü bir atmosfer oldu. Bu hiçbir zaman Fenerbahçe’ye yakışmaz. Her zaman, rakip Kadıköy’de korkuyor diye bir imaj yaratılıyor. - Fenerbahçe’de bir değişim oldu. Yeni bir takım, yeni bir sistem... Oyuncular aynı olsa da, sistem farklı. Bu avantaj mı, dezavantaj mı? - Sistem değişikliğinde uzun bir zamana ihtiyaç var. Ama Fenerbahçe iyi yolda. İyi motive olan bir takım görüntüsünde. Hırslı, kazanmak için istekli. Sistem hiçbir zaman neticeye etki etmez. Eğer sistem maçları kazandırıyorsa, herkes aynı sistemi uygulardı. Önemli olan futbolcuların kapasitesi ve sisteme uymaları. - Galatasaray’da ağır, hatta hakarete varan eleştiriler alıyordunuz. Şimdi el üstünde tutuluyorsunuz. Bunu neye bağlıyorsunuz? - Galatasaray’da Terim döneminde futbolcular başka bir sisteme, katı disipline alışmış olabilirler. Ben geldikten sonra yumuşak davrandım. Karşılıklı güven olduğu için kısa sürede anlaştık. Şimdi bütün insanlar ve yazarlar metodlarıma alıştı. Bu nedenle eskisi gibi eleştiri almıyorum. - Psikoloji eğitimi de gördünüz mü? Sergen’i kendine getirdiniz. Nouma’yı tekrar futbola kazandırdınız. Ayhan’ı yeniden yıldız yaptınız. - Psikoloji eğitimi almadım, ama 37 yaşıma kadar futbol oynadım ve tecrübem var. Bu nedenle futbolcuların durumu nedir, ihtiyacı nedir iyi bilirim. Bir maç kaybedildiğinde kimseyi tek başına suçlamadım. Sonucunda da benim için sahada her şeyi yapmaya başladılar. Sergen’in durumundaki çok futbolcu benim elimden geçti. - Tümer’in sırtına palto vermeniz çok konuşuldu. Bu hareketinizi, "Kameraları gördüğü için böyle davrandı" diye yorumlayanlar oldu. - Bunu ağabeyler ve babalar da yapar. Futbolcularım da benim gözümde oğlum, kardeşim. Kamerayı görüp böyle davranmak hiç aklıma bile gelmedi. Bu düşünce yalnız Türkiye’de olabilir. - Sizin "1 - 0 olsun benim olsun" düşünceniz var mı? - Benim öyle sağlamcı bir yapım yok. Her zaman kazanmak için oynuyorum. Kazanmak için herşeyi yapmak zorundayım. Çünkü istikrarlı bir çizgi üzerinde gitmek istiyorum. Hakemler dünya çapında - Türk hakemleri size göre dünya futbolunun neresinde? - Bana göre çok iyi. Dünya futbolunun ilk sıralarında yer alır. Her yerde olduğu gibi ufak tefek hatalar yapabilirler. İnsan hata yaptığına göre hakemler de yapar. Maçı kaybettiğimizde, puan kaybettiğimizde stres altında bazı şeyler söylüyoruz. Ama onların çok zor bir mesleği var. Daha takım olamadık - Sergen, "Biz daha tam takım olamadık, bir yenilgi alırsak dağılabiliriz" diyor. Buna katılıyor musunuz? - Katılıyorum. Çünkü bugüne kadar hiçbir şey kazanamadık. Bir takım kupalar kazandığı zaman takım olur. Tam bir takım olmak için bir ligde şampiyon olmak Avrupa’da yüksek performans kazanmak lazım. O zaman tam takım olunur. Rekabeti artırıyoruz - Pancu’da yanılmadınız. Ya Maldaraşanu. O da başarılı olacak mı? - Maldaraşanu çok yetenekli bir futbolcu. Zamana ihtiyacı var. Pancu Türk futboluna çabuk adapte oldu. Ben takım yerleştiği için fazla transfer yapmak istemedim. Bu adam niye geldi diye sorulursa, takımdaki rekabet ortamını zorlaması için. Bizim için en önemli olan şey sevgi ve saygı.
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Baykal'ın derdi aday bulamamak Yerel seçimlerde, İstanbul ve Ankara için aday bulamayan CHP lideri, AKP'nin adaylarını kesinleştirmesini bekliyor EZELHAN ÜSTÜNKAYA Ankara CHP, yerel seçimler yaklaşırken, özellikle İstanbul ve Ankara'da aday bulamamanın, birçok kentte sol oyların bölünmesi ve merkez yoklamaya karşı örgütten gelen tepkilerin yarattığı sıkıntıları gidermeye çalışıyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, siyasi hayatında dönemeç oluşturan seçim öncesi en büyük sorunu özellikle İstanbul ve Ankara'da aday belirleme konusunda yaşıyor. AKP'nin adaylarını kesinleştirmesini bekleyen Baykal, kendi aralarında anlaşmazlık yaşayan kurmaylarıyla da görüş alışverişinde bulunmuyor. Genel Sekreter Önder Sav ile Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem'in grupları arasında, "kendine yakın isimleri aday yapma" mücadelesi yaşanıyor. Genel merkezde İstanbul ve Ankara adaylığı için sürekli aynı isimlerin konuşulması da bir başka sıkıntı konusu oldu. Bugüne kadar İstanbul ve Ankara için Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan, Kocaeli Milletvekili Sefa Sirmen, Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi'nin isimleri telaffuz edildi. Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) takvimine göre, listelerin seçim kurullarına sunulması için tanınan süre 24 Şubat'ta sona erecek.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. İç kanama geçiren insan gözünden anlaşılacak Trafik kazası geçiren kişilerin iç kanama geçirip geçirmediği, gelecekte göze bakılınca anlaşılabilecek. ABD'de geliştirilen bir lazer cihazıyla retinadaki değişiklikler ölçülerek, iç kanama olup olmadığı tespit edilecek. Alman Rheinische Post gazetesinin internet sayfasında yayınlanan habere göre, New Jersey eyaletindeki Sarnoff firması tarafından geliştirilen lazer cihazla, hastanın iç kanama geçirip geçirmediği, daha erken anlaşılacak. ''Retinal Oximeter'' ismi verilen cihazla, retinadaki toplardamarların içindeki kanın oksijen oranı, değişik renklerdeki lazer ışın demetiyle kısa sürede ölçülüyor. İç kanama olduğunda, bu toplardamarlardaki kanın oksijen oranı hızla düşer. Uzmanlar, kaza geçiren birçok insanın hayatının bu yöntemle kurtarılabileceğini belirtti. Cihazı küçültmek için çalışan bilim adamları, klinik deneylerin kısa sürede başlatılacağını açıkladı. Aniden düşen tansiyon ve hızlanan nabız olarak bilinen iç kanama belirtileri, çok güvenli değil. Yoğun kan kaybında büzüşen kan damarları, en önemli organlara kan ulaştırmaya çalışır. Bu durumda tansiyon kan kaybının yüzde 25 ila30'a ulaştığında aniden düşer. Bu kadar kan kaybeden yaralıyı kurtarmaolasılığı da düşüktür. Nabız da yoğun ağrı ya da geçirilen şokun etkisiyle hızlanıyor olabilir.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Şirketler Philips halojen ampullerinin üç yeni çeşidini piyasaya sundu: Krypton 2 Yıl, Twistline ve Halojen Reflektör Krypton 2 Yıl. Çocukların göz yorgunluğunu önleyen Philips ders çalışma ampullerinin gerek çalışma masası lambalarında gerekse odanın genel aydınlatılmasında kullanılması öneriliyor. Pilsa Plastik, Winsa markalı PVC pencere, kapı sistemlerinin "Tüm Sistem Olarak" kalitesinin belgelendirilmesi amacıyla bir süredir yürüttüğü çalışmaları başarıyla sonuçlandırarak Alman RAL Pencereciler Kalite Birliği'nin onayını aldı. Aras Kargo TSE tarafından yapılan değerlendirme sonucunda TS EN ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi almaya hak kazandı. Temmuz 2007 tarihine kadar geçerli olacak belge, kargo taşımacılığı ile ilgili tüm süreç ve destek faaliyetlerini de içine alan sektördeki en geniş kapsamlı kalite belgesi olma özelliğini taşıyor. Lays'in tamamen Türk damak tadını hedefleyerek geliştirdiği yeni ürünü için Türkiye'ye özel bir çalışma yürütüldü. Birçok farklı tadın test edildiği çalışmada Türk tüketicisi patatese en çok zeytin ve kekiği yakıştırdı. Uzman şeflerin dahil olduğu çalışmanın sonucunda Lays Zeytin ve Kekik ortaya çıktı.
ekonomi
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. TECRÜBE KAZANIR Mircea Lucescu, Sarajevolu futbolcuların kendilerini göstermek için aşırı motive olduklarını belirterek, "Bu kez rahatlık yok. Burada cehennemi yaşayacağız" dedi BİLAL MEŞE ‘Stat dolacak’ UEFA Kupası’nda ikinci tur kovalayan Beşiktaş’ın Teknik Direktörü Lucescu 2 - 2’nin rövanşını alacaklarını söyledi. Rumen hoca ilk maçtaki skorun gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Sarajevo genç bir takım. Dışarda oynamaya hevesli birçok oyuncu var. Bu yüzden motive oldular. Rakip olarak bir İtalyan takımını tercih ederdim. Stat dolacak, cehennemi bir gece yaşayacağız, İstanbul’daki atmosferi orada da bulacağız" dedi. ‘Tecrübe kazanır’ TAKIM olarak neyle karşılaşacaklarını bildiklerini dikkati çeken Lucescu, "90 dakika rehavet etmeden oynayacaklardır. Oyunu kendi futbolcularımın tecrübesine ve bireysel değerlere dayandırarak teknik olarak oynayacağız. Fizik olarak savaşa girmeyeceğiz. Şampiyonluk serüveni uzun, Avrupa için ise yalnız bir tek maçımız var. Bu maçı tüm tecrübemizle oynayıp, ne pahasına olursa olsun kazanacağız" diye konuştu. ‘Hakem önemli’ İLK maçta üç penaltılarının verilmediğini de iddia eden Lucescu sözlerini şöyle sürdürdü: "Üstün bir zeka ve agresif bir oyun ortaya koyacağız. Ruhumuzu sahaya yansıtacağız ve gerekirse de savaşı kabul edeceğiz. Burada Macar hakemin daha adil olacağını düşünüyorum. Kale önünde daha kararlı ve bitirici olacağız. Şimdiye kadar rakip kalelerde yaptığımız hataları ortadan kaldıracağız." Tur primi belli SİYAH-BEYAZLI yönetim ilk turun geçilmesi halinde futbolculara beşer bin dolar prim dağıtacak. Lucescu da oyuncularına cebinden 150’şer dolar vereceğini açıkladı. Karşılaşmaya yoğun ilgi olduğu ve biletlerin tükendiği belirtildi. Komşu ülkelerden gelen gurbetçiler karaborsadan 50 dolara bilet satın almak zorunda kaldılar. Yıldızlar kaldı Zor maç öncesinde sakatlıkları nedeniyle Beşiktaş’ta Amaral, Tümer ve Nouma kadroya alınmadı. Grip olan Ali Eren’in tedavisi sürüyor ORHAN YILDIRIM Türbülans korkuttu UEFA Kupası birinci tur rövanşında Sarajevo ile zorlu bir mücadele yapacak olan Beşiktaş dün özel bir uçakla Saraybosna’ya gitti. Karakartal isimli uçağın 10 dakika süre ile türbülansa yakalanması dışında olaysız geçen yolculuk sonrasında, Beşiktaş kafilesi havaalanında çiçeklerle karşılandı. Otele yerleştikten sonra akşam maç saatinde Olimpiyat Stadı’nda bir antrenman yapan Siyah - Beyazlı kafile, şehirdeki savaş izlerinin hâlâ durması nedeniyle duygusal anlar yaşadı. Nouma Cannes’da TEKNİK Direktör Lucescu, sakatlıkları sürdüğü için Tümer ve Amaral’ı kadroya almadığını söyledi. Halen hazır olmadığı belirtilen Nouma ise izin alarak Cannes’e, ailesinin yanına gitti. Grip olan Ali Eren’in hastalıktan başını kaldıramadığı, ancak maç saatine kadar düzelmesinin beklendiği bildirildi. İstanbul Çevik Kuvvetler Emniyet Müdürü Yaşar Şahin ile yardımcısı Behzat Cambazoğlu özel koruma görevi ile takımla birlikte seyahat ettiler. Galiba asiyim Almanya’nın Sport Bild Dergisi’nde iki sayfalık röportajı yayınlanan İlhan Mansız Türkiye’de şampiyon olup, B.Münih’e gitmek istediğini söyledi ZEKİ DOMAÇ ‘5 yılım boşa gitti’ DÜNYA Kupası’yla yıldızı parlayan İlhan Mansız’a Almanya’nın ünlü spor dergisi Sport Bild iki sayfa yer verdi. Söyleyişide ‘Ben biraz asiyim’ diyen milli golcümüz, kariyerinden 5 yılı boşa harcadığını söyledi ve "Babamın zoruyla Gençlerbirliği ile sözleşme imzaladım. Ancak daha önce sadece izin için gittiğim Türkiye’de uyum sağlayamadım. 6 ay sonra da kaçtım" şeklinde konuştu. ‘Sevgilimi öpemiyorum’ TÜRKİYE’DE sokakta gezmesinin bile sorun olduğunu söyleyen genç futbolcu, "Artık fotoğraf çektirmeme gerek kalmıyor. Bir lokantaya gitsem, gittiğim mekan kısa bir süre sonra gazetecilerin akınına uğruyor. Burada yaşam çok farklı. Alman sevgilim Nina da Türkiye’ye gelince buranın kurallarına uymak zorunda. Örneğin, sokakta öpüşemiyoruz. Böyle birşey yapsak skandal olur" dedi. ‘Hayalim Bayern Münih’ İLHAN başarılı bir dünya kupası yaşamasına rağmen bunun yeterli olmadığını söylediği açıklamasında, "Daha çok gol atmalıyım. Bir gün Avrupa’nın büyük takımlarından birinin formasını giyersem, o zaman ünlü golcüler arasında yer alırım. Hayalim bu. Önce Beşiktaş’la şampiyon olup, sonra Avrupa’ya gitmek istiyorum. Rüyalarımın kulübü ise Bayern Münih" diye konuştu.
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Uluslararası Para Fonu (IMF), Türk ekonomisinin makroekonomik koşullarının, onyıllardır görülen en iyi düzeyde olduğunu açıkladı. IMF mevzuatının 4. maddesi çerçevesinde tüm üye ülkelere uygulandığı gibi Türkiye'nin genel ekonomik durumunun IMF İcra Direktörleri Kurulu'nca 30 Temmuz tarihinde ele alınmasının ardından hazırlanan rapor, dün fonun internet sitesinde yayımlandı. Raporda, Türk hükümetinin uyguladığı mali politikalar ve enflasyonun düşürülmesi çabaları övülerek, 2004 yılı sonu için yüzde 12'lik enflasyon hedefine ulaşılmasının ve büyüme oranının yüzde 5'i aşmasının beklendiği vurgulandı. Uygulanmakta olan sıkı mali politikaları sayesinde faiz dışı bütçe fazlası hedefinin aşıldığına dikkat çekilirken, Türkiye'nin güçlenen talebe bağlı olarak cari açık konusunu yakından izlemesi tavsiye edildi. 'Döviz şoku riski var' Raporun borçlara ilişkin bölümünde de "kamu borcunun boyutu, vade süresinin kısalığı ve yüksek döviz oranı Türkiye'yi döviz ve faiz şoklarına açık hale getirmektedir" ifadesi kullanıldı. Raporda, kamu harcamalarında büyük artışa gidilmemesi, sosyal güvenlik ve vergi reformlarının tamamlanması çağrısında bulunuldu. Orta vadede Türk yetkililerin önündeki en zorlu meselenin, sürdürülebilir büyüme ve düşük enflasyon politikalarının uygulanması olduğu ifade edildi. Raporda 2000 ve 2001 yılı krizlerinin yıkıcı etkilerine işaret edildikten sonra, bunların ardından sağlanan güçlü çabalar sayesinde hızlı ve etkili bir toparlanma elde edildiği kaydedilerek, "2003'de yüzde 6'yı aşan yüksek faiz dışı bütçe fazlası, kamu borcunun sürdürülebilir ve azalan bir yönde tutulmasına katkıda bulundu. Borcun GSMH'ya oranı 2003'te yüzde 70'e indi ve piyasalarda Türkiye'nin borcuna ilişkin riskler önemli ölçüde azaldı. Dalgalı kur rejimine bağlı olarak sıkı bir para politikasına bağlı kalınması, Merkez Bankası'nın güvenilirliğinin tesisine yardım etti ve güvenin yeniden sağlanmasıyla birlikte, reel faiz oranlarında dramatik bir düşüş elde edilmesini hızlandırdı" ifadesi kullanıldı. Sağlanan başarıya karşın risklerin sürdüğüne işaret edilen raporda, borç durumunun Türkiye'yi döviz ve faiz şoklarına açık hale getirdiği belirtildi. Raporda, "Ayrıca bugüne kadar elde edilen başarıların sürdürülmesi ve güçlü orta vadeli büyüme sağlanması için mali düzenlemelerin kalitesi ilerletilmeli ve yapısal reform adımları hızlandırılmalı" denildi. 'Faiz dışına dokunmayın' Orta vadeli beklentiler ve politikalara ilişkin olarak da İcra Kurulu raporunda şöyle denildi: "Direktörler, hükümeti, gelecek yılın faiz dışı bütçe fazlası hedeflerinin düşürülmesi yönündeki çağrılara karşı çıkmaya çağırdı. Çünkü bu yolla elde edilecek yararlar, kısa vadede bile daha yüksek reel faiz oranları yüzünden fazlasıyla kaybedilecek ve bu da büyümeyi yavaşlatacak. Öngörülebilir orta vade çerçevesinde yüksek faiz dışı bütçe fazlalarının sürdürülmesi, önümüzdeki yıllarda gelecek önemli miktardaki kamu borcu ödemelerinin sağlanmasına yardım edecek ve piyasa güveninin güçlendirilmesine katkıda bulunacak." Raporda sosyal güvenlik ve vergi alanında da reform gereğine işaret edilirken, "Reformlar, yüksek emeklilik primlerine karşın büyük bir açığa sahip olan sosyal güvenlik sistemini ve vergi kaçırılmasıyla mücadele edecek bir vergi idaresini kapsamalı. Cari harcamalardaki yüksek artışlara karşı çıkılmalı. Bu yolla, kamu yatırımlarının artırılması sağlanabilir" denildi. İcra Direktörleri raporunda, vergi reformunun sistemi basitleştirecek ve vergi tabanını artıracak şekilde yapılması önerildi. Borç konusunda da hükümetin planlarını birkaç yıllık bir borç indirim planı çerçevesinde yapması tavsiye edildi. 'Tarihi fırsat yakalandı' Finans sektöründeki reformlar konusunda birçok başarıya imza atıldığına dikkat çeken IMF İcra Direktörleri, yeni başkan Rodrigo Rato'nun da katılımıyla hazırlanan ilk raporunda, gerçekleştirilecek reformlar arasında yeni bankacılık yasasının kabulünün de önemli yer tuttuğunu belirtti. IMF raporunda, daha fazla doğrudan dış yatırım sağlanması ve yeni işlerin ortaya çıkarılmasına yönelik olarak direktörlerin, hükümetin, yatırım ortamının ilerletilmesine bağlılığını memnuniyetle karşıladığı kaydedildi. Raporun sonunda, "Türkiye tarihi bir fırsatla karşı karşıya. Direktörler, hükümeti, sürdürülebilir büyüme sağlanması ve zafiyetlerin azaltılması yönünde bu eşsiz fırsatı yakalamaya, mali, finansal ve yapısal reformları sürdürmeye ve dolayısıyla Türkiye'yi Avrupa ekonomileriyle tam bir uyum yönünde geri dönülmez bir yola güçlü şekilde koymaya teşvik etti" denildi. -------------------------------------------------------------------------------- Güçlü talep ve büyüyen cari açık için uyarı geldi Cari açık üzerinde önemle durulan IMF raporunda bu konuda şöyle denildi: "Kısa dönemli sınavlara ilişkin olarak İcra Direktörleri, yurtiçi talep büyümesinin olağanüstü güçlü olduğuna ve bunun cari açığın genişlemesine katkıda bulunduğuna işaret etti. Faiz dışı bütçe fazlası hedeflerinin aşılması, belirli tüketici alımlarına yönelik vergi teşviklerinin azaltılması ve devlet bankalarının verdiği kredilerin kısılması sayesinde mali politika sıkı olmaya devam etti. Buna karşın İcra Direktörleri, cari açıktaki artışın dikkatle izlenmesinin sürdürülmesine gerek gördü. Direktörler, yurtiçi talebin güçlü olmayı sürdürmesi durumunda mali politikaları daha da kısmaya hazır olmaya ve en azından cari açığa ilişkin görünümün istikrar kazanmasına kadar, bu yılın mali performans fazlasının tasarruf edilmesini önerdi. Direktörler, hükümeti, yurtiçi talebin güçlü olmaya devam etmesi durumunda mali politikayı daha sıkılaştırmaya hazır olmaya ve en azından cari açığa ilişkin görünümün istikrara kavuşmasına kadar bu yılki mali performans fazlasını tasarruf etmeye davet etti" denildi. Kurul raporunda asgari ücretteki artışlardan üzüntü duyduğunu belirtirken,"Yurtiçi talebin dizginlenmesine yardım edecek şekilde kamu kesimi maaşlarını kontrol altında tutma çabalarından dolayı memnuniyet duyuldu" ifadesini kullandı. -------------------------------------------------------------------------------- 'Seçime 3 yıl olması şansınız' IMF İcra Direktörleri övgüleri yanında Türk ekonomisinin halen bazı risklerle karşı karşıya olduğunu belirterek, raporunda şöyle dedi: "Kamu borçlarının yüksek boyutu, vadelerin kısalığı ve döviz kompozisyonu önemli bir zafiyet kaynağı. Orta vadede hükümetin esas sınavı, sürdürülebilir büyüme ve düşük enflasyona ulaşılmasını sağlayacak politikaların uygulanmasıdır. Hükümetin Meclis'te güçlü bir çoğunluğu olması ve üç yıl daha yeni seçimlere gerek bulunmaması bu başarıya ulaşmak için gereken zorlu yapısal reformların uygulanması için görülmemiş bir fırsat yaratıyor" Raporun, İcra Direktörleri Kurulu'nun değerlendirmesi başlığı altındaki bölümünde de şu ifadelere yer verildi: "Sürdürülebilir ve hızlı bir büyüme sağlanırken, enflasyon da dramatik bir şekilde tek haneli rakamlara indirildi. Yüksek faiz dışı bütçe fazlaları, kamu borcu oranının düşmesine ve piyasa güveninin yükselmesine yardım ederken reel faiz oranlarında büyük bir düşüş de sağlandı. Türk Lirası'nda on yıllardır süren değer kaybı da durduruldu.
ekonomi
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülseren Ağrıdağ, “siesta” olarak bilinen ve yaz aylarında hava sıcaklığının yüksek olduğu ülkelerde öğle saatlerini kapsayan molaların, Türkiye'de de başarılı sonuç vereceğini söyledi. Ağrıdağ, özellikle kalp, damar, tansiyon, diyabet hastaları ile yaşlı ve çocukların yüksek sıcaklardan olumsuz etkilendiğini, beyin kanaması, kalp krizi ve güneş çarpması gibi riskler nedeniyle öğle saatlerinde kapalı mekanlarda olmaları gerektiğini hatırlattı. Çalışma programında yapılacak düzenlemelerin, güneş ışınlarının en dik geldiği saatlerde işyerlerinde yaşanan yoğunluğu azalttığını ifade eden Ağrıdağ, şöyle devam etti: “Siesta, sağlık açısından yararlıdır. Günün en sıcak saatlerini dinlenerek geçiren kişi, arta kalan zamanı daha verimli kullanabilir. Bunun yanında özellikle kamu kurumlarında öğle tatili uygulaması olursa, yoğunluk ve sıcak nedeniyle buralarda yaşanan sıkıntılar, oluşan uzun kuyruklar ve şikayetler ortadan kalkar.” Ağrıdağ, şoförler, temizlik ve inşaat işçileri, kurye dağıtım elemanları gibi fiziksel aktiviteye dayalı işlerde çalışanların sıcaklıklardan daha fazla etkilendiklerini ve riskli durumlarla karşı karşıya olduklarını da kaydetti. Yaz aylarının sıcak geçtiği kentlerde kapalı mekanların klima sistemleri ile soğutulduğunu kaydeden Ağrıdağ, bunun da ekonomiye büyük yük getirdiğini belirtti. Sıcaklığın yüksek olduğu saatlerde kapalı alanları soğutmanın daha zor olduğunu vurgulayan Ağrıdağ, şöyle devam etti: “Sıcaklıkların en yüksek olduğu öğle saatlerinde klimalar nedeniyle elektriğe aşırı yük bindiği, bunun da kesintilere ve yüksek enerji sarfiyatına neden olduğu biliniyor. Eğer bu mekanlar sıcak saatlerde boş olursa, ekonomik açıdan büyük kazanç sağlanır.” Adana, Zaman
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Güle güle Patrick NBA’İN efsanevi isimlerinden Patrick Ewing, faal basketbol yaşantısına son verdiğini açıkladı. NBA’in 50 efsanevi oyuncusu arasına giren, 17 yıldan bu yana Dünya’nın en büyük liginde forma giyen Ewing kariyerine son noktayı koydu. 15 yıl New York Knicks’te oynayan 40 yaşında ve 2.13 boyundaki yıldız oyuncu, son iki sezonunda da Seattle Supersonics ve son olarak Orlando Magic yer almıştı. Ewing dünkü basın toplantısında gözyaşlarını tutamadı. KARİYERİ NBA’in 80’li ve 90’lı yıllara damgasını vuran pivotları arasına giren Jamaika asıllı Patrick Ewing, NBA’de toplam 40 bin 594 dakika ile en uzun süre alan 13. oyuncu oldu. Ewing, 17 yıl boyunca yaptığı 2 bin 894 blokla dördüncü sırayı alırken, 24 bin 815 sayı ile de yine NBA tarihinde 13.sıraya oturmayı başardı. Ewing, 10’u üst üste olmak üzere 11 All - Star maçında forma giydi.
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Bağırsak kanserini önlemede röntgen teknolojisi İngiltere’de geliştirilen ve bağırsaklarda polip gelişimini çok erken tespit edebilen yeni bir röntgen teknolojisi ile bağırsak kanserlerinin büyük ölçüde önlenebileceği açıklandı. Bilim adamları, yeni teknolojinin 55-64 yaş arasındakilere uygulanmasıyla, bu gruptaki ölüm oranının yüzde 40 azaltılabileceğini belirttiler. Bu yaş grubunda yılda yaklaşık 2000 kişi bağırsak kanserinden hayatını kaybediyor. İngiltere’de her yıl 34 bin kişi bağırsak kanserine yakalanıyor ve bunların 16 bini ölüyor. “Sismoidoscopy” adı verilen yeni röntgen tekniğiyle, bağırsakların alt bölümüne yerleştirilen ince bir tüpün ucundaki kameranın, bağırsaklardaki polip oluşumlarını teşhis edebildiği belirtildi.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Tulunay, SSK'nın fahiş fiyatla ilaç aldığı iddialarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Tulunay, bu olayın yalnızca Roche firmasıyla ilgili olmadığını, diğer firmaların da incelenmesi gerektiğini söyleyerek, ''Bunu yapan yalnızca Roche değil, birçok firma yapıyor. Türkiye'deki çarpık fiyatlandırma, çarpık ihale politikası ve bütün kesimlerin etikten yoksun oluşu buna sebep oluyor'' diye konuştu. Sağlık Bakanlığı'nın fiyatlandırma şeklinde de bir karışıklık olduğunu savunan Tulunay, İhale Kanunu'nda değişiklik yapılması gerektiğini ileri sürdü. Diğer firmaların ilaç ihalelerinin de incelenmesini isteyen Tulunay, adını vermek istemediği bir başka ilaç firmasının da SSK Eskişehir Bölge Hastanesi'ne bir antibiyotik ilacını yüzde 18 yüksek fiyatla verdiğinin belirlendiğini savundu. ''Polisiye tedbirlerle bunun önüne geçilemez'' diyen Prof. Dr. Tulunay, konunun bilimsel temellere dayandırılarak masaya yatırılması ve farma-ekonomik bilgilere göre ilaç alınması gerektiğini kaydetti. Konunun açığa çıkmasının Türkiye açısından iyi bir fırsat olduğunu söyleyen Tulunay, iddiaların yalnızca Başbakanlık Teftiş Kurulu'nca incelenmesinin yetmeyeceğini konuyla ilgili TBMM Tahkikat Komisyonu kurulmasını gerektiğini ifade etti. Tulunay, TBMM Tahkikat Komisyonu'nun aynı sorunlarla 1966 yılında kurulduğunu bildirdi. Prof. Dr. Tulunay, akılcı ilaç kullanımı ve yolsuzlukları önleyerek Türkiye'de 2 milyon dolar ilaç tasarrufu sağlanacağını vurguladı. SSK' nın kaybı Tıp Kurumu Genel Sekreteri Ali Rıza Üçer de SSK Eritropoietin ihalesinin, SSK Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü bünyesindeki İstanbul Satın Alma Sigorta Müdürlüğü'nce, Kamu İhale Kanunu'nun 19. maddesinde tanımlanan açık ihale usulüne göre 22 Aralık 2003'te açıldığını anımsattı. İhalede yaklaşık 85 bin kutu ilaç alımı yapılmasının öngörüldüğünü belirten Üçer, ihale kapsamında eritropoietinin yanı sıra antikanser ilaçlar, büyüme hormonu gibi oldukça pahalı ilaç türlerinin de yer aldığını bildirdi. Eritropoietin'in, Roche firmasınca ''NeoRocormon'', Gürel firmasınca da ''Eprex'' adıyla satışa sunulduğunu kaydeden Üçer, ihaleye getirilen şartlar nedeniyle 85 bin kutuluk SSK ihalesinin bazı kalemlerinde yalnızca Roche, bazı kalemlerinde de ise yalnızca Gürel firmasının ihaleye girdiğini belirtti. Bu ihalede, aynı dönemde, Beşer Ecza Deposu'na 89 milyon liraya, Antalya Devlet Hastanesi'ne 92 milyon liraya satılan ''NeoRocormon 2000 IU'' adlı ilacın, SSK'ya 230 milyon liraya satıldığının belirlendiğini söyleyen Üçer, yine aynı dönemde Antalya Devlet Hastanesi'ne 366 milyon liraya fatura edilen ''NeoRocormon 5000 IU/0.3 ml flakon''un da SSK'ya 616 milyon liraya satıldığını öne sürdü. Üçer, bu nedenle SSK'da Roche firmasının NeoRocormon ilacından kaynaklanan kamusal zararın yaklaşık 10 trilyon lira olduğunu savundu. İhalede rekabet koşulları sağlanmadı İlgili ihalenin diğer kalemlerinde de Roche firmasının NeoRocormon ilacının ihale kapsamı dışında kaldığını ve yalnızca Gürel firmasının Eprex adlı ilacının ihaleye girebildiğini söyleyen Üçer, ihalede rekabet koşullarının sağlanmadığını iddia etti. Üçer, ''Bu ihalede, yaklaşık 43 bin kutu Eritropoietin için bir firma, 30 bin kutu Eritropoietin için de diğer firma tanımlanmıştır. Başka bir firma da olmadığı için her firma tek başına ihaleye girmiş gibi olmuştur'' dedi. Üçer, yalnızca Gürel firmasının Eprex adlı ilaçlarının farklı formlarının tanımlandığı bu 30 bin kutu ilaca ilgili ihalede ne fiyat verildiği, aynı firmanın diğer firma ile rekabet ettiği ihalelerle bu ihalede verdiği fiyat arasında bir fark olup olmadığının da titizlikle araştırılmasını istedi. 'İlaçlar, Türkiye' de üretilebilir' Türkiye'nin ilaç harcamalarında dikkat çekici bir yer tutan biyotek ilaçların Türkiye'de üretilebileceğini vurgulayan Üçer, şunları kaydetti: ''Ülkemizde moleküler biyolojiye dayalı biyoteknolojilerin geliştirilmesiyle jenerik biotek ilaç olarak Eritropoietin ve benzeri ilaçları çok ucuza üretmemiz, böylece önemli boyutlarda kamusal tasarruf sağlamamız mümkün olabilecektir. Bir yılda Eritropoietin için harcadığımız kaynağın neredeyse yarısıyla Eritropoietin üretebiliriz.'' Firmanın ilanlı açıklaması Bu arada, Roche Firması yetkilileri, konuyla ilgili 8 Ağustos Pazar günü gazetelere bir ilan verdiklerini anımsatarak, burada dile getirdikleri görüşlerin dışında bir açıklamaları olmadığını bildirdiler. Roche Firması ilan yoluyla yaptığı basın açıklamasında, Kamu İhale Kanunu'nun 2003 yılında yürürlüğe girmesinden sonra, kamunun tıbbi ürün ihtiyacı için düzenlenen ihalelerde zaman zaman fiyat farklılıklarının ortaya çıkabildiğini savunmuştu. Açıklamada, bunun sebebinin SSK ve Devlet Hastaneleri ile Üniversite Hastaneleri tarafından farklı ihale uygulamalarının gerçekleştirilmesi olduğu ifade edilerek, ortaya çıkan durumun, sadece Roche için değil, ihalelere katılan yerli ve yabancı tüm ilaç sektörü için geçerli olduğu iddia edilmişti. Açıklamada, ''Çözüm, devletin ihale uygulamalarının tek bir sistem dahilinde yapılmasından geçmektedir'' denilmişti.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Reeves, mutluluğun sırrını yapacağı evlilikte arayacak "MATRIX" filminin oyuncusu Keanu Reeves (40), aktris Autumn Macintosh'a evlenme teklif etti. Los Angeles'ta bir akşam yemeği sırasında Macintosh'a evlenme teklif eden Reeves'in, 12 yılını acılarla geçirdiğini ve artık mutlu olmak istediğini söylediği belirtildi. DÜŞÜK bütçeli filmlerde küçük roller alan Macintosh'la mutlu bir beraberlik sergileyen Reeves'in, genç oyuncuyla arkadaşlığının zamanla sevgiye dönüştüğü, Macintosh'un bu teklife "evet" yanıtı verdiği ifade edildi. Çiftin sade bir törenle evleneceği bildirildi.
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Günlerdir olumsuz haberler nedeniyle yükselişini sürdüren petrol piyasalarının ateşi, Venezüella ve Suudi Arabistan'dan gelen olumlu haberlerle düşme eğilimine girdi. Bu sabah uluslararası borsalarda petrol fiyatları 46.91 ile yeni bir rekor kırmıştı. Gün içinde New York Ticaret Borsası'nda 46.91 dolarla tarihinin en yüksek değerini gören hafif türü ham petrolün varil fiyatı, Venezüella'daki referandum sonuçlarının açıklanmasının ardından 46.20 dolar seviyesine geriledi. Londra Uluslararası Petrol Borsası'nda işlem gören Brent türü ham petrolün varil fiyatı ise Venezüella'dan gelen haberler sonrasında 43 sent gerileyerek 43.40 dolar seviyesine indi. Venezüella'nın günlük 2.6 milyon varil seviyesinde bulunan petrol arzının Devlet Başkanı Hugo Chavez'in referandumu kaybetmesi halinde yandaş işçilerin eylemleri neticesinde kesintiye uğrayacağı korkusu, uzmanlarca petrol fiyatlarında son günlerde yaşanan rekor yükselişlerin nedeni olarak gösteriliyordu. CHAVEZ'DEN İSTİKRAR SÖZÜ Venezüella'da hafta sonu gerçekleştirilen referandumda zaferini ilan eden Devlet Başkanı Hugo Chavez, zafer konuşmasında petrol piyasasında istikrar sözü verdi. “Hükümetim adına OPEC'e garanti ederim ki dünya petrol piyasasının istikrarı sağlanacak” diyen Chavez, Orta Doğu haricindeki en büyük petrol rezervlerine sahip ülkesiyle ilgili endişelerin azalmasını sağladı. 25-30 DOLAR Başkent Riyad'da yayınlanan bir gazeteye açıklamalarda bulunan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Abdullah ise petrol fiyatlarını 25-30 dolar seviyesine çekmeyi hedeflediklerini kaydetti. “Fiyatları 25-30 dolar seviyesine düşürmek için petrol sahalarının izin verdiği ölçüde maksimum pompalama yapacağız” diyen Veliaht Prens, rekor seviyelerde gezen fiyatların gevşetilmesi adına ülkesinin üzerine düşeni yapmayı sürdüreceğini söyledi. 50 DOLAR BEKLENTİSİ Son gerçekleşen yükselişlerle birlikte ham petrol fiyatları New York Ticaret Borsası'nda, 1 yıl öncesine göre yüzde 50'nin üzerinde değer kazanmış oldu. Venezuella devlet petrol şirketi PDVSA Başkanı Ali Rodriguez ham petrol fiyatlarının bu hafta içinde 47-48 dolarları görebileceğini belirterek, “50 dolar seviyesi bir mıknatıs gibi piyasaları çekiyor. Sanırım bu seviyeye bir deneme olacak” diye konuştu
ekonomi
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Nihayet dağıttılar! İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 150 bin aileye yapacağı erzak yardımı, paketleme işi gecikince bayram sonrasına kaldı. Vatandaşlar da gecikme nedeniyle muhtarları suçladı ŞÜKRAN ÖZÇAKMAK İstanbul Geçen yıllarda 50 bin kişiye kuru gıda ve zeytinyağı yardımı yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yerel seçimler öncesi 'yardıma muhtacım' diyen aile sayısındaki artışı da dikkate alarak 150 bin aileye yardım kararı alınca sıkıntıya düştü. Ramazan ayında yoksul ailelerin eline teslim edilmesi planlanan erzaklar bu yıl bayram sonrasına kaldı. Mahallesindeki yoksulları tek tek tespit edip belediyeye bildiren muhtarlar da, gıda yardımı gecikince yaşanan sıkıntıdan payını aldı. Her Ramazan erzak yardımı almaya alışan vatandaş, gecikme nedeniyle muhtarlığın kapısını aşındırdı, hatta onları "Erzakları bizim adımıza alıp sattınız mı?" diye suçladı. AKP'li vekilin şirketi 150 bin kişiye dağıtılacak erzak için açılan ihaleye 9 şirket katıldı. Açık yöntemle yapılan ihaleyi 5 trilyon 182 milyar lira bedelle AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler'in sahibi olduğu Kiler Alışveriş Hizmetleri Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. kazandı. Kuru gıdaların kolilenmesi de zaman alınca, yardım bayram sonrasına sarktı. Büyükşehir Personel ve Eğitim Daire Başkanı Nurali Kafkas, "Dağıtım konusunda da geçen yıllardan farklı bir yol izledik. Yardımı muhtarlara değil de vatandaşın bizzat kendisine teslim etmeyi uygun gördük. İstanbul'da 800 muhtarlığın olduğunu düşünürsek bu da gecikmeye yol açıyor" dedi. Şehremini Arpaemin Mahallesi Muhtarlığı'nın önünde ise 50 kişi bekliyordu. Erzaklarını alan vatandaşlar, kömür yardımının ne zaman yapılacağını sordu. Muhtar Sıtkı Baştabak, "Vatandaş her gün geciken yardımın hesabını bana sordu. Erzakları sağ salim dağıttık ya, artık rahat uyuyabilirim" dedi.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Moody's: Kredi notunuz hak ettiğinizden düşük değil S&P'nin Türkiye'nin kredi notunu yükseltmesine karşın, not artımını "henüz erken" bulan Moody's'in Başkan Yardımcısı Kristin Lindow, halen B1 olan notun hak edilenin altında olmadığını savundu. Lindow, cari işlemler açığı nedeniyle oluşacak kırılganlıkların Türkiye'de maxi-devalüasyona (yüksek oranlı) yol açabileceği olasılığına da dikkat çekti. ULUSLARARASI kredi derelecelendirme kuruluşu Moddy's, Türkiye'nin döviz cinsinden B1 olan ülke notunu değiştirmeye niyetli olmadığını açıkladı. Kredi derecelendirme kuruluşu S&P'nin (Standard and Poor’s) Türkiye’nin döviz cinsinden notunu B+’dan BB’ye yükseltmesine karşılık, "henüz erken" olduğunu söyleyerek notunu B1'de tutan Moody's'in Başkan Yardımcısı ve Türkiye Analisti Kristin Lindow, "Mevcut durumda Türkiye'nin kredi notu hak ettiğinin altında değil" dedi. Lindow, bu arada artan cari açığın maxi-devalüasyona yol açabileceği uyarısında bulundu. Moody's Başkan Yardımcısı ve Kıdemli Uzmanı Kristin Lindow, makroekonomk alandaki ilerlemeleri ve Avrupa Birliği (AB) reformlarını izlediklerini, bunların ekim ayında yayınlanacak İlerleme Raporu'nun pozitif çıkmasına neden olacabileceğini açıklarken, şu değerlendirmeleri yaptı: MÜZAKERELER ZAMAN ALIR Aralık ayında AB ile tam üyelik müzekarelerinin "2005 yılında bir tarihe bağlanması kararı doğuracağına" inanıyoruz. Ancak bu müzakereler uzun zaman alabilir ve en az 2-3 yıl daha kesin katılım tarihi verilmeyebilir. BORÇLANMA UYARISI Bu arada, sürekli artan cari işlemler açığı nedeniyle oluşan kırılganlıkların, döviz cinsi ve dövize endeksli borcun payının yüksekliği düşünüldüğünde borcun GSYİH'ya oranını yüzde 100'lerin üzerine çıkarabilecek bir maxi-devalüasyona yol açma olasılığını düşünmek mümkün. İHTİYAÇLARINIZ BÜYÜK Türkiye'nin dış finansman ve yeniden yapılanma ihtiyacı, aynı hatta daha düşük kredi notuna sahip ülkelere oranla çok büyük. Bu nedenle karşılaştırmalı analizler Türkiye'nin mevcut durumda kredi notunun hakettiğinin altında olmadığını gösteriyor. NOT BİR KADEME DÜŞÜK Eminim ki kredi notları açısından durumun gerisinde kalmamak için hızlı şekillenen gelişmeleri tartışmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin B1 olan döviz cinsi kredi notu S&P'nin yeni notunun bir kademe altına denk geliyor. Kredi notuna ilişkin olarak yeni yıllık raporu halen hazırlama sürecindeyiz. EĞİTİM SİSTEMİ ZAYIF Uzun vadeli kaygılardan birisi de işsizlikteki büyüme ve sorunun ana nedeni olarak görünen eğitim sistemindeki zayıflık. Hükümetin eğitimin ilerlemesi için finansal ve diğen kaynak sağlamanın gereğini kabul etmesi olumlu olacaktır.
ekonomi
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. İSTANBUL - Halka arz için önceki gün talep toplanmaya başlanan Plastkart'ın hisselerine 30 saniyede arz miktarı kadar talep geldi. Hisselere, halka arzın ilk günü tavan fiyattan talep gelirken satış 3 bin 200 liradan gerçekleşti. Halka arzların başarısız olduğu bir dönemde 2 bin 900 liradan sunulan Plastkart hisseleri ilk gün yüzde 10 değer kazandı. Halka arz yüzde 28.57 veya 4 trilyon TL nominal hisse ile sınırlı tutulurken, Plastkart buradan elde edeceği kaynak ile yeni üretim hatları oluşturarak kapasite artırımına gidecek. Yönetim kurulu başkanlığını Namık Ziyal'in yaptığı Plastkart'ın ortaklık yapısı yüzde 49 Ziyal ailesi, yüzde 45 Anel Grup ve yüzde 6'sı Ali Yıldız olarak belirlenmiş. Plastkart Genel Müdürü Ali Yıldız, borsaya kote olduktan sonra üretimi iki katına çıkaracaklarını söyledi.
ekonomi
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Özel hayatındaki çalkantılar nedeniyle geçen yıl ‘Çocuklar Duymasın’ dizisinden ayrılmak zorunda kalan Pınar Altuğ ile sevgilisi Tony Theodorakis, ara verdikleri tatillerine yine Bodrum’da devam ediyorlar. İkinci kez geldikleri Bodrum’da People Beach’te eğlenen Tony Theodorakis, ‘Evliliği Pınar istese de ben gerçekleştiremem. Çünkü işlerim biraz bozuk, tekstil sektöründe faaliyet gösteriyorum, çoğu kişinin olduğu gibi benim işlerim de biraz durgun. Evliliği yürütmek için bu devirde iş hayatında da başarılı olmak gerekir. O yüzden şu an evlenemem. Hem yaşım da tutmaz, bu devirde 29 yaşında evlilik yapmak bile doğru değil’ dedi. Pınar Altuğ ise, sevgilisinin bu açıklaması karşısında suskun kalmayı tercih etti.
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Dijital kalp pili üretildi Avusturyalı bilim adamları, 6 yıllık bir çalışma sonucu, ''dünyanın ilk dijital kalp pilini'' ürettiklerini açıkladı. Başkent Viyana'da tanıtılan dijital kalp pili, cep telefonlarında kullanılan teknolojiden esinlenerek üretildi. 50, 9x45, 9x71, 5 mm ebatında ve 28,3 gram ağırlığındaki dijital pil, 6 ila 8 yıl değiştirilmeden çalışabiliyor. Graz Eyalet Hastanesi doktorlarından Michael Anelli-Monti, yeni pil sayesinde kalp ritimleri hakkında önemli bilgi toplama fırsatını yakaladıklarını, bugüne kadar 10 dakikada elde edebildikleri bilgileri bu pil sayesinde 8 saniyede okuyabileceklerini söyledi. Kalp ritmini düzenlemek amacıyla bugüne kadar kullanılan analog pillerdeki microchip'lerin aşırı enerji tükettiklerini ve sık sık değiştirilmesi gerektiğini hatırlatan uzmanlar, önümüzdeki haftalarda kalp hastalarında kullanılacak olan dijital pillerin 6 ile 8 yıl arasında dayanabildiğini bildirdiler. Uzmanlar, dijital pilin analog pile oranla çok hızlı ve sessiz çalıştığını, hastanın kalbindeki pilin varlığını çok hafif bir şekilde hissedeceğini kaydettiler. Ömrünü tamamlayacak olan dijital pilin de analog pil de olduğu gibi sorunsuz olarak değiştirildiğini belirten doktorlar, dijital pilin çocuk hastalara da takılabildiğini söylediler.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Ajda Pekkan’ın cuma akşamı Bodrum Antik Tiyatro’da verdiği konserde, gizli tekila servisi yapıldı. Semiramis Pekkan, boşandığı eşi Gulu Lalvani’nin termosla çevresindeki sosyetik arkadaşlarına tekila servisi yaptığını gizlemeye çalıştıysa da bunda başarılı olamadı. Bodrum Antik Tiyatro’da önceki akşam Ajda Pekkan rüzgarı esti. Geçmişten günümüze Türk pop müziğine damgasını vuran eserlerinden derlediği repertuvarıyla izleyici karşısına çıkan süper star, Antik Tiyatro’yu dolduran izleyicilere seslendi. Bodrum tatilinde olan cemiyet hayatının ünlü simalarının da kaçırmadığı konseri izleyenler arasında, sanatçının kız kardeşi Semiramis Pekkan ve boşandığı eşi Gulu Lalvani, Gülin Öngör, Esra-Sinan Gürsoy, Tansa-Can Ekşioğlu, Uğur Ekşioğlu, Yasemin Kamhi, Ayşegül Germir, Neco-Oya Özyılmazel, Celal-Şebnem Çapa, Galip-Berna Gürel ile Selma Türkeş de vardı. Kırmızı kıyafetiyle beğeni toplayan Ajda Pekkan’ın konserinde bir de sıradışı olay yaşandı. Konser sırasında el altından yapılan tekila servisi herkesi şaşırttı! TERMOSLA SERVİS Semiramis Pekkan ile Gulu Lalvani, konseri izlemeye bir grup arkadaşıyla gelmişti. Lalvani’nin elinde bir de termos vardı. Konser başladıktan bir süre sonra termos açıldı, tekila bardakları çıkarıldı ve Gulu Lalvani çevresindekilere tekila servisi yapmaya başladı. Bir yandan şarkıları dinleyip bir yandan kadehleri boşaltan grubun neşesi yerindeydi. Semiramis Pekkan, Bodrum Antik Tiyatro’daki tekila partisini gazetecilere fark ettirmemeye çalıştıysa da, o da elinde kadehle objektiflere yakalanmaktan kurtulamadı
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Dünya kupası notları Fransa gözden kaçıyor 2002 Dünya Kupası’nın açılış maçında Senegal’e 1 - 0 yenilerek büyük sürpriz yapan Fransa Milli Takımı, oluşan baskılar üzerine kapılarını dış Dünya’ya kapadı. Teknik Direktör Roger Lemerre, futbolcular ve teknik kadronun ağır eleştirilere hedef olduğunu belirterek, morallerinin daha fazla bozulmaması için dünkü antrenmanı basına kapalı yaptı. Almanya sevinemedi DÜNYA Kupası’na 8 - 0’lık Suudi Arabistan galibiyetiyle müthiş bir başlangıç yapan Almanya, Sapporo Stadı’nın konforsuzluğu ve Almanya’daki dijital kanallardaki problemler yüzünden bu görkemli zaferi kutlayamadı. Almanya’da Kirch Medya Grubu’nun yayın haklarını dijital kanallara vermemesi nedeniyle bir milyonun üzerinde Alman vatandaşı maçı izleyemedi. Bebeğe bilet engeli ALMANYA’NIN önceki gün Suudi Arabistan’ı 8 - 0 mağlup ettiği karşılaşma öncesinde tribün girişinde yaşanan bebek krizi alay konusu oldu. Maçı izlemek üzere annesi ve babasıyla birlikte stada giden Kanadalı sekiz aylık bir bebek, bileti olmadığı gerekçesiyle stada alınmadı. Anne, şaşırtıcı olay sonrası, "Maça bilet aldığımızda henüz çocuğumuz doğmamıştı bile" dedi. Kanadalı aile, bunun üzerine stada girmeyerek maçı dışarıda dev ekrandan izledi. Tofting temiz çıktı DANİMARKA Milli Takımı’nın defansında görev yapan Stig Tofting’in ayağında kırık olduğu endişesi mutlu sonla noktalandı. Toftig’in ayak filmi çekildi ve yıldız oyuncunun ayağında herhangi bir kırık olmadığı anlaşıldı. Ayağında ezilme tesbit edilen Tofting’in birkaç gün antrenman yapamayacağı ancak 6 Haziran’daki Senegal maçına yetişeceği belirtildi. M’Kademi sakatlandı TUNUS Milli Takımı’nın defansında görev yapan Emir M’Kademi’nin, takımının Rusya ile 5 Haziran’da oynayacağı grup maçında forma giyemeyeceği açıklandı. M’Kademi’nin kasığında çekme olduğu ve bir hafta süreyle tedavi göreceği, 10 Haziran’daki Belçika maçına yetiştirilmeye çalışılacağı belirtildi.
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Öğrenciler hem YÖK'ü hem AKP'yi eleştirdi HALUK ATALAY İstanbul İstanbul Üniversitesi Öğrenci Koordinasyonu üyesi 20 kişilik öğrenci grubu, YÖK protestosu yaptı. Öğrenciler, "İktidar kavgası değil, eşit - parasız eğitim istiyoruz" yazılı pankartla ana çıkış kapısına yürüdü. "YÖK kalkacak, polis gidecek", "Üniversiteler bizimle özgürleşecek" sloganları atan grup adına bir öğrenci, hazırlanan bildiriyi okudu. Bildiride, İmam Hatip'li öğrencilere üniversitelerin kapılarının açılacağını, böylece laiklik ilkesinin zarar göreceğini iddia eden YÖK'le, antidemokratik uygulamaları sona erdireceğini öne süren AKP iktidarının uzlaştığı savunuldu.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Son kullanma tarihi geçtiğinde açılmayan ilaç şişesi geliştirildi İngiliz bilim adamları, içindeki ilacın son kullanma tarihi geçtiğinde açılmayan ''akıllı'' ilaç şişesi geliştirdiler. New Scientist dergisindeki habere göre, Salford Üniversitesi ve Tacit Technology şirketinde görevli bilim adamları tarafından geliştirilen şişenin kapağının takıldığı dişler, son kullanma tarihinde biyolojik olarak parçalandığı için, kapak boşa dönüyor ve açılamıyor. Birçok hastanın yanlışlıkla son kullanma tarihi geçmiş ilaçlar içerek sağlığını tehlikeye attığı kaydedilen haberde, yeni buluşla bu tür vakaların önleneceği belirtildi.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. 'Anlat İstanbul' adlı sinema filminde ilk oyunculuk deneyimini yaşayan 2002 Dünya Güzeli Azra Akın, bazı sahnelerde çok zorlandığını söyledi. Beş yönetmenin çektiği iddialı bir sinema filmiyle oyunculuğa başladığı için çok şanslı olduğunu ifade eden Akın, "Kraliçe olduktan sonra hayli dizi ve sinema filmi teklifi aldım. 'Henüz hazır değilim' deyip hepsini reddettim. Ama 'Anlat İstanbul'daki 'Pamuk Prenses' rolünün bana çok uygun olduğunu düşünüp teklifi kabul ettim. Filmden önce yapılan test çekimleri çok beğenildi. Sonucu çok merak ediyorum. Kendimi beyazperdede görmek için sabırsızlanıyorum" dedi. Akın'a oyunculuk ve Türkçe dersi veren Sibel Eren de, öğrencisinin inanılmaz disiplinli ve yetenekli olduğunu söyledi.
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Stone ile Berry'nin arası açıldı Sinema dünyasının “kedi kadını” Halle Berry ile Sharon Stone arasına “kara kedi” girdi. Berry, ikincisinde kamera karşısına geçmesi teklif edilen “Kedi Kadın-Catwoman” filminde Sharon Stone'un yer almamasını istedi. Internetteki “askmen” ve “mirror” sitelerinin haberine göre, daha önce sayısız kere kaprisleri basına yansıyan Stone ile Berry'nin arası film setinde bozuldu. Filmin tanıtımı ve prömiyeri sırasında basına “can ciğer kuzu sarması” görüntüsü veren ikilinin arasında aslında soğuk rüzgarlar estiği ortaya çıktı. Sharon Stone'un rol arkadaşlarını önemsemediği, kendisinin ön plana çıkmaya çalıştığı da setten sızan haberler arasında yer alırken, sonunda Berry, 46 yaşındaki tecrübeli oyuncuya tavrını koydu. “Kedi Kadın” filminin ikincisi için kamera karşısına geçmesi teklif edilen Berry, Sharon Stone'dan iyice yaka silkmiş olacak ki ünlü yıldızın rol almaması koşuluyla teklifi kabul edeceğini bildirdi. “PRİMADONNA GİBİ DAVRANIYOR” Filmin prömiyeri sırasında oldukça mutlu görünen Stone'un Halle Berry'nin yanı sıra, diğer rol arkadaşlarıyla da arasının açık olduğu ifade edildi. Halle Berry, Benjamin Bratt ve Lambert Wilson'ın Londra'daki sıradan bir otelde kalmayı kabul etmesine rağmen Stone'un geceliği 1800 pound olan lüks bir otelde kalmak için ayak dirediği ve sonunda isteğini kabul ettirdiği ortaya çıktı. Kendisine ait “özel bir alan” olmadığı zaman çalışamadığını belirten Stone'un tüm film ekibinin katıldığı yemeklerde de yer almaması oyuncuları kızdırdı. Filmin Avrupa'daki prömiyerlerine de katılmamak için kapris yapan oyuncunun pahalı mücevherler karşılığında gelmeye karar verdiğini dile getiren rol arkadaşları ve set çalışanları, “Eski bir McDonald's garsonu olan Sharon, şimdi bir primadonna gibi davranıyor” yorumunu yaptı. Film şirketinin sözcüsü de Sharon Stone'un ayrı otelde kaldığını doğrulayarak, “Evet, Sharon daha pahalı bir otelde kaldı. Diğer oyuncular ise ucuz olan otelde ikamet etti. Ama başka bir yorum yapmamızı istiyorsanız yapmayacağız” açıklamasında bulundu.
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. AKP, TÜBİTAK'ta bildiğini okudu TÜBİTAK Başkanı seçimini bekleterek kurulda karar alacak çoğunluğun düşmesini sağladıktan sonra krizi çözme gerekçesiyle tek maddelik yasa çıkaran AKP, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in veto kararını dikkate almadı. Bilim Kurulu üyelerinin başbakan, başkanın da başbakanın önerisiyle cumhurbaşkanı tarafından atanmasına ilişkin yasa Milli Eğitim Komisyonu'nda aynen kabul edildi. Komisyon, kurumun özerkliğine gölge düşeceğini belirten Sezer'in, "Krizin çözülmesi için bir kereliğine sadece başkanın atanması, boş olan altı üyeliğe yeter sayıya ulaşan kurul tarafından seçim yapılması" önerisini dikkate almadı. Toplantıda CHP'liler, AKP'li üyelere "TÜBİTAK'a bomba koymayın" uyarısında bulundu. CHP'de yeniden türban tartışması CHP Genel Başkan Yardımcısı Kemal Derviş'e yakınlığıyla bilinen CHP İstanbul Milletvekili Memduh Hacıoğlu'ndan sonra, İstanbul Milletvekili Zülfü Livaneli'nin de "türban üniversitelerde serbest bırakılabilmeli" şeklindeki açıklaması, CHP'de yeniden türban tartışması başlattı. Merkez Yönetim Kurulu'nda dün ele alınan tartışmaya Genel Başkan Deniz Baykal, sert tepki gösterdi. Baykal, "Bunlar yanlış, din devletine özlem duyanların ekmeğine yağ sürüyorlar" dedi. Livaneli'ye milletvekilleri de tepki gösterdi. Mustafa Özyürek, "Üniversitelerde türbanlı eğitim yapıldığında, başı açık derse katılma imkânı kalmaz" dedi. Kadın Kolları Başkanı Güldal Okuducu ise, "Siyasallaşmış şekilde din görüntülerine izin verilmesi, laik hukuk devletinde uygun görülen davranışlar olamaz" diye konuştu. Dün onların günüydü... Dünya Özürlüler Günü nedeniyle Anıtkabir'i ziyaret eden engelliler Atatürk'ün huzurunda saygı duruşunda bulundu. Mozoleye çıkan merdivenleri tırmananlardan biri de ortopedik engelli Hüseyin Delihasan'dı. Delihasan, Merdivenleri çıkamayan engellilere de askerler yardımcı oldu. Dünyanın birçok ülkesinde de engellilere yalnız olmadıkları mesajı veren aktiviteler düzenlendi. Ukrayna da bu ülkelerden biriydi. Kiev'deki dans şampiyonasının birincileri Boris Baskovskiy ve Olga Teterkina, engelliler arasında düzenlenen güzellik yarışmasında 'zafer dansı' yaptı.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Ağar’dan, İnanır’a ziyaret BARTIN DHA DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Amasra’da çekimleri devam eden ve Kadir İnanır’la Türkân Şoray’ın boşrollerde oynadığı 'Gönderilmemiş Mektuplar’ isimli filmin setini ziyaret etti. Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy’la ziyaretini gerçekleştiren Ağar, daha sonra İnanır ve Şoray’ın davetlisi olarak Canlı Balık Restaurant’ta akşam yemeğine katıldı. Ağar’ın İstanbul Üsküdar Erkek Lisesi’nden sınıf arkadaşı olduğunu söyleyen İnanır, "Sayın Haluk Ulusoy ise devamlı görüştüğümüz bir aile dostum. Kendileri sağolsunlar teklifimizi kabul edip davetimize icabet ettiler. Kendilerine çok teşekkür ediyorum" dedi.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. AB'ye karşı İKÖ resti Rumların, "AB de müzakerelere dahil olsun" önerisi üzerine Dışişleri Bakanı Gül, Powell'ı aradı. Gül, "O zaman İslam Konferansı Örgütü de görüşmelere girer, çözüm tıkanır" dedi Utku Çakırözer Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Rumların, New York'ta üçüncü tur görüşmelerde Avrupa Birliği'nin de (AB) müzakerelere dahil olması önerisi üzerine, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'a, "AB girerse, İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) de girer" uyarısında bulundu. Rumların dün 12 saat süren görüşmede AB'nin 5. taraf olmasında ısrar etmeleri üzerine, Powell'ı arayan Gül, "Rumların önerisi sorunun parametrelerini değiştiriyor. Onlar girerse biz de başkalarının örneğin İKÖ'nün devreye girmesini isteriz. Bu kadar kişi dahil olursa bu iş içinden çıkılmaz bir hal alır. Görüşmelerin esenliği için bu öneri kabul edilemez" diyerek, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'la görüşmesini istedi. Powell da Annan'ı aradı Gül'ü dinleyen Powell da, İKÖ ya da başka uluslararası kurumların da işin içine girmesi durumunda çözümün tıkanacağı görüşüne hak vererek Annan'ı aradı. Diplomatik kaynaklar, açıklanan nihai metinde, Rumların talebine yer verilmemesinin ardında Powell - Annan görüşmesinin yattığını belirterek, ABD'li bakanın Gül'ün kendisine aktardığı "AB girerse, İKÖ de girer, süreç yıkılır" uyarısının Annan'ın son kararında etkili olduğuna inandıklarını söyledi.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Nazan Öncel coşkusu Sahnelere altı yıl ara verdikten sonra Bodrum Kalesi’nde hayranlarıyla buluşan Nazan Öncel, formundan ve performansından hiçbir şey kaybetmediğini gösterdi. Öncel’in konserini yaklaşık 2 bin kişi izledi. Konserine hit olan ‘Hayhay’ şarkısıyla başlayan ve yaklaşık 2.5 saat sahnede kalan sanatçıyı Avustralya’dan gelen oğlu Serkan Öncel de ön sıradan izledi. Öncel, sahnede kaldığı sürece söylediği hareketli şarkılarda göbek atıp izleyenlere keyfili anlar yaşatırken, gitarı eşliğinde seslendirdiği romantik şarkılarla da bol alkış aldı. ‘Hayhay’ şarkısını gençlerin yoğun ısrarı üzerinde 4 kez tekrarladı
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Eşi Shery Shahnavaz'ın ısrarlarıyla mayıs ayında Londra'ya yerleşen Ceyla Shahnavaz, bir süredir kızı Lara ile Bodrum'da tatil yapıyor. Geçen hafta Shery Bey'in de katılmasıyla Shahnavaz Ailesi tamamlanmıştı. Bir haftadır eşi ve kızı ile Bodrum'da tatil yapan Sherry Bey önceki gün Londra'ya geri döndü. Ceyla Hanım'ın da eşi ile birlikte Londra'ya gittiğini duydum. Evinin dekorasyonunun tamamlandığını öğrenen Ceyla Hanım, son kontroller için Londra'ya gitmiş. Hafta sonu tekrar Bodrum'a geri dönecek olan Ceyla Hanım, ağustos sonuna kadar Bodrum tatiline devam edecekmiş
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Ortaklık bitti Akmerkez'in popüler mekânlarından Home Store'un ortakları Levent Penso ile Atilla Aksoy, yıllardan beri süregelen ortaklıklarını sonlandırdı. Yanlış anlaşılmasın, aralarında tatsız bir durum yok; dostlukları hep baki. Zaten Atilla Bey'in uzun süredir hisselerini devredecek birini aradığını duyuyordum. Buna sebep, Atilla Bey'in artık sadece gerçek işi olan matbaacılığa ağırlık vermek istemesi. Ortaklar el sıkışıp, anlaşmış ve Home Store'un tek sahibi Levent Penso olmuş. Herkese hayırlı olsun
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Sociedad’ın rakibi Celta Vigo İSPANYA Ligi’nde liderlik koltuğunda oturan Nihat Kahveci ve Tayfun Korkut’un takımı Real Sociedad bugün evinde Celta Vigo’yu ağırlayacak. Ligde lider durumda bulunan Mavi - Beyazlılar, 21.00’de başlayacak maçta 6. sırada yer alan rakibi önüne galibiyet kovalayacak. Teknik Direktör Denouaix, Nihat’ı yine ilk 11’de sahaya sürecek. Batistuta Inter’de CRESPO’NUN sakatlığıyla sarsılan Inter, 2.5 ay sahalardan uzak kalacak yıldız golcünün boşluğunu Batistuta ile dolduracak. Mavi-Siyahlılar, Arjantinli süperstarın transferi konusunda Roma ile anlaştı. Öte yandan Inter’in Ronaldo’nun transferine karşılık Real Madrid’den istediği Solari ise takımdan ayrılmak istemediğini açıkladı. Hentbolcuların serisi bozuldu 6. Avrupa Erkekler Hentbol Şampiyonası eleme grubu maçında Türkiye, Avusturya’ya 28-24 yenilmesine rağmen grup birincisi olarak Play - Off’a yükseldi. Son oynadıkları 14 maçı da kazanan Ay - Yıldızlılar, 15. karşılaşmasında mağlubiyet gördü. Karşılaşmanın ilk yarısı Türkiye’nin 13-11 üstünlüğüyle tamamlanmıştı. Telekom’a teselli BASKETBOLDA Erkekler Avrupa Şampiyonlar Kupası Güney Konferansı "Dörtlü Final" mücadelesindeki Türk Telekom 2. maçında Yunanistan temsilcisi Peristeri’yi 86-70 yenerek 3. oldu. Başkent ekibi ilk yarıyı da 38-35 önde kapadı. Coach Ercüment Sunter, turnuvaya gelmeden önce lige verilen aranın kendilerini olumsuz etkilediğini söyledi. Ukrayna maçı İzmir’de FUTBOL Federasyonu, A Milli Takım’ın 12 Şubat’ta Ukrayna ile oynayacağı hazırlık maçını İzmir’e verdi. İzmir’deki son özel milli maç, 14 Şubat 1996 tarihinde Atatürk Stadı’nda Beyaz Rusya’yla oynanmış, Ay - Yıldızlı ekibimiz Ertuğrul (2) ve Kemalettin’in golleriyle sahadan 3-2 galip ayrılmıştı. Türkiye - Ukrayna Ümit Milli maçı da 11 Şubat Salı günü İzmir Alsancak Stadı’nda oynanacak. Tuna’dan Türkiye rekoru ENKA’NIN milli atleti Berk Tuna, erkekler 3 adım atlama büyükler kategorisinde salon Türkiye Rekoru kırdı. Berk Tuna, Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenen uluslararası salon atletizm yarışmalarında 16.25 metre atlayarak, büyükler salon Türkiye Rekoru’nun yeni sahibi oldu. Bu dalda eski rekor, 16.05 metreyle Murat Ayaydın’a aitti. Tuna, 16.17 metreyle açık hava Türkiye Rekoru’nu da elinde bulunduruyor. Fener son nefeste TÜRKİYE Bayanlar Basketbol Ligi’nde Fenerbahçe, deplasmanda Arı Koleji’ni 62 - 60 mağlup etti. Büyük bir çekişmeye sahne olan karşılaşmanın ilk yarısını da 31-29 önde kapatan Sarı-Lacivertli takımda 17’şer sayı atan Esmeral ile Branzova galibiyette önemli rol oynadı. Dünya turu YASİR KAYA Bes - cazgır FENERBAHÇE’NİN yeni transferi Bes, yedek kalmaya asla tahammülü olmayan bir oyuncu. Açık sözlülüğüyle ünlü Rus yıldız, 1999 - 2000 sezonunda formasını giydiği İspanya’nın Santander takımında kendisini sürekli yedek bırakan teknik direktörü Gustavo Benitez’le ilgili basına şu inanılmaz açıklamayı yapmıştı; "Bazı maçlarda içten içe rakip takımı destekliyorum. Yenilelim ki, Benitez’i kovsunlar diye bekliyorum". Bu demeç üzerine Bes, Spartak Moskova’nın yolunu tutmuştu. Hakemlere mikrofon FRANSA Ligi’nde çok ilginç bir uygulama başladı. TV’den naklen yayınlanan maçların hakem dörtlüsüne takılan telsiz yaka mikrofonu sayesinde, izleyiciler hakemlerin kendi aralarında ve futbolcularla olan konuşmalarını aynen duyabiliyor. Uygulamanın ilk kez denendiği Marsilya - Bastia maçını yöneten Fransa’nın en tecrübeli hakemi Alain Sars verdiği kararların gerekçelerini oyunculara detaylı bir şekilde açıklamaya özen gösterirken, çıkardığı 5 sarı kartın hiçbirine itiraz olmaması dikkat çekiciydi. 3 saniyede gol EN hızlı gol rekoru kırıldı. America de Minas Gerais takımının genç takımında oynayan Fred isimli Brezilyalı futbolcu başlama vuruşundan sadece 3.53 saniye sonra topu rakip ağlara göndermeyi başardı. Maçta topla temas eden üçüncü futbolcu olan Fred doğrudan kaleye şut attı ve rekor resmi kayıtlara da geçti. Molina kazandı KANSERİ yenen sporcuların listesine Deportivo’nun kalecisi Jose Francisco Molina da eklendi. Yaklaşık üç ay önce testis kanseri teşhisiyle tedavi altına alınan Molina, kemoterapi nedeniyle saçlarını kaybetti, ama inancını asla. Takımıyla çalışmasına da izin verilen başarılı file bekçisi sahalara döneceği günü iple çekiyor. Leeds’e yeni ayıp İNGİLTERE’NİN Leeds kulübü futbolcularının hırçınlıklarıyla her geçen gün adını biraz daha duyuruyor. Woodgate ve Bowyer’ın Asyalı bir genci dövmesi, taraftarların ırkçı eğilimleri, Alan Smith’in saha içi agresiflikleri ve gördüğü kartların sıkıntılarına bir de Erik Bakke’nin alkollü araç kullandığı için tutuklanması eklendi.
spor
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Geçen hafta evlenen Hande Ataizi ile Fethi Pekin, balayına giderken kavga edip ayrıldılar. Göcek'e balayına gitmek için havaalanına doğru yola çıkan çift, yolda büyük bir kavgaya tutuştu. Hande de bavulunu alıp evine döndü. Hande Ataizi, 1,5 yıldır flört ettiği ve "Çok seviyorum" dediği avukat sevgilisi Fethi Pekin'le 4 Ağustos'ta nikâh masasına oturup muradına ermişti. Nikâh, çiftin birlikte oturduğu The Ritz Carlton'un rezidans bölümündeki dairelerinde sesiz sedasız gerçekleşmişti. İlişkilerinin başladığı günden itibaren medya ile çok fazla görüşmeyen, fotoğraf vermeyen çiftin nikâhı da aynı gizlilik içinde olmuştu. Hande Ataizi, düğünden bir süre önce yaptığı bir röportajında, "Fethi işlerinden dolayı çok fazla medyanın gözü önünde olmak istemiyor. Benden de bazı şeylerin aramızda kalmasını, basının duymamasını rica etti. Onun bu ricasına saygı duyuyorum ve çok fazla konuşmak istemiyorum. Herkes gibi sıradan bir şekilde evleneceğim. Abartı hiçbir şey yok" şeklinde konuşmuştu. BABA PEKİN İSTEMEDİ! Ancak sosyete ve sanat çevrelerinde konuşulanlara göre bu gizliliğin asıl nedeni baba Ahmet Pekin'di. İlişkinin çok fazla medyaya yansımasından rahatsız olan baba Ahmet Pekin, nikâhın basına sızmadan gizlilik içinde yapılmasını özellikle istemişti. Bu durum, uzun süredir bu mutlu günü bekleyen ve nikâhında giymek için Christian Dior marka bir de gelinlik alan Hande'yi üzse de sevgilisini kırmayarak bu isteği kabul etmişti. Bir süre önce Mandarin Otelleri ve Orangina'nın sahibi işadamı Jean Pierre Bansard'ın kızının St. Tropez'deki düğün töreninde katılan bir arkadaşımın anlattığına göre, baba Ahmet Pekin ile Hande Ataizi düğünde sıkı bir kavgaya tutuşmuş, araya giren Fethi Pekin ortamı yumuşatmış. Baba Pekin, kesinlikle düğün istemediğini, ancak sade bir nikâhla evlenebileceklerini ilk kez St. Tropez'deki düğünde dile getirmiş. NEDEN, MAL AYRILIĞI SÖZLEŞMESİ Mİ? Çiçeği burnunda evlilerin ayrılmasına neden olarak, baba Ahmet Pekin'in "Evlilikte mal ayrılığı" sözleşmesi istemesinden kaynaklandığı iddia ediliyor. Konuşulanlara göre nikâh günü çiftin dairesine gelen Ahmet Pekin, Hande Ataizi'ne imzalaması için bu sözleşmeyi uzatıyor. Ve bunu imzalamadan evlenemeyeceklerini belirtiyor. Hande ise avukatına göstermeden hiçbir şeyi imzalamayacağını söylüyor. Baba Pekin bu duruma çok kızsa da yine oğlu Fethi araya girip, ortalığı sakinleştiriyor. Ve Hande sözleşmeye imza atmadan, nikâh defterine imzayı atmayı başarıyor! Ancak düğünün ertesi günü, Ali Koç'un Göcek'te demirli olan teknesinde geçirecekleri balayı tatili için havaalanına doğru yola çıkan çift, sohbet ederlerken, laf dönüp dolaşıp bu sözleşmeye geliyor. Ve orada çıngar çıkıyor! Bu yüzden sıkı bir kavgaya tutuşan yeni evliler, havalimanına vardıklarında yollarını ayırıyor. Fethi Pekin Dalaman uçağına binerken, gözü yaşlı Hande de eve geri dönüyor! BARIŞACAKLAR MI, YOKSA... Fethi Pekin ile Hande Ataizi'nin ancak 24 saat süren mutluluklarının akıbetinin ne olacağı tam bir merak konusu. Hande'yi deliler gibi seven ve onunla evlenmek için her türlü fedakarlığı göze alan Fethi Pekin, bakalım Hande'nin gönlünü alıp, barışacak mı? Ya da çift, sadece 24 saat süren evliliklerini bitirip, boşanacaklar mı? Nikâh günü, The Ritz Carlton'un rezidans bölümündeki dairelerini, Hollanda'dan özel olarak getirtilen ve "beraberliğin başlangıcı" anlamına gelen 850 beyaz gülle donatan çiftin mutluluğunun bu kadar kısa sürmesi herkesi şaşkına çevirmiş durumda.
magazin
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 9 Mart 2004'te Aksaray mitinginde yaptığı konuşmada kendisi hakkında "Çorba bu Başbakan" diyerek kişilik haklarına saldırdığı iddiasıyla CHP Genel Başkanı Deniz Baykal aleyhine açtığı 25 milyar liralık manevi tazminat davası reddedildi. Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen dünkü duruşmada Erdoğan'ın avukatı Fatih Şahin, Baykal'ın sözlerinin müvekkilinin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği yönündeki iddialarını yineleyerek davanın kabulünü istedi. Baykal'ın avukatı Ahmet Çörtoğlu ise, konuşmanın Erdoğan'ın kişilik haklarına saldırı içermediğini savundu. Mahkeme hâkimi, gerekçeli kararı daha sonra açıklanmak üzere davanın reddine karar verdi. Baykal, söz konusu konuşmasında, CHP'ye "Kökü bereketsiz" diyen Erdoğan'ı özür dilemeye çağırmış, Erdoğan'ın "Kurnaz tilki erişemediği üzüme koruk dermiş" sözünü hatırlatıp, "Bir defa tilki değil kedi, üzüm değil ciğer, koruk değil mundar. Her şeyi çorba yapıp çıkarmış. Çorba bu Başbakan" diye Erdoğan'ı eleştirmişti.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Bronz bir tene sahip olmak günümüzde arzu edilen bir şey ama bundan yüzyıllar önce durumun hiç de böyle olmadığını biliyor musunuz? 19. yüzyıl ve öncesinde özellikle Avrupa’da beyaz bir tene sahip olmak çok önemliydi. Çünkü beyaz ten asaletin simgesiydi. Bronz tene sahip olanlar çiftçi, balıkçı gibi açık havada çalışan avamdı! Bu yüzden varlıklı ve asil kesim bronzlaşmaktan kaçınıyordu. 20. yüzyılın başında ise bronz ten sağlıklı görünümün ve güzelliğin simgesi oluverdi. Ancak bu yüzyılın sonunda deyim yerindeyse ibre yine geriye döndü. Gelişmiş ülkelerdeki eğitimli, aydın kesim güneşin getirdiği zararları kavrayıp kendilerini güneşten korumaya başladı. Güneş elbetteki başlıca D vitamini kaynağı ve insan sağlığında önemli bir yere sahip. Ancak yeterli D vitamini sentezi için güneş altında çok uzun süre geçirilmesine gerek de yok. Çünkü uzun süre ve korunmasız bir şekilde güneş altında kalındığında cilt kanserinden güneş yanıklarına, lekelerden erken yaşlanmaya kadar pek çok sorun ortaya çıkıyor. Peki güneş ışınları ciltte hangi hastalıklara ya da hasarlara yol açıyor? Bu sorunların oluşmasını engellemek için nasıl bir önlem almak gerekiyor? İşte sorularınızın cevabı Güneş Yanığı Güneş yanığı ultraviyole ışınlarının yol açtığı sorunların başında geliyor. En çok açık tenlileri etkileyen güneş yanığına, çocuklar ve yaşlılar da duyarlı oluyor. Kişinin açık renkli bir cilde sahip olması da yanığın şiddetini artırıyor. Acıbadem Hastanesi Bakırköy’den Dermatoloji Uzmanı Dr. Buket Eskiçırak, özellikle korunmasız olarak güneş altında uzun süre kalındığı zaman 2-4 saat içinde ciltte kızarıklık, 12-24 saat sonra ise su kabarcıkları gelişebildiğini belirtiyor. Kimi güneş yanıkları acıyla birlikte seyrederken, kimilerinde ise bu tür bir sıkıntı yaşanmıyor. Acıbadem Hastanesi’nden Dermatoloji Uzmanı Dr. Sadiye Kuş da, korunmasız ciltte 15 dakika gibi kısa bir sürede bile güneş yanıkları oluşabildiğine dikkat çekiyor. Özellikle çocuklarda gelişen güneş yanıklarına karşı son derece dikkatli olunması gerektiğini belirten Dr. Sadiye Kuş, sözlerine şöyle devam ediyor: “Çocukluk döneminde geçirilen güneş yanıkları ileriki yaşlarda oluşan cilt kanserinin en önemli nedenini oluşturuyor. Güneşli bir günün sonunda derisi hafif pembeleşen bir çocukta ertesi gün tam olarak gelişmiş bir yanık görülebiliyor. Bu nedenle daha fazla hasar oluşmasını önlemek için çocuğun gölgede ya da kapalı bir ortamda kalması sağlanmalı ve güneşe çıkması önlenmeli. Çocuğa güneşten korunma yöntemleri anlatılmalı.” Güneş Alerjisi Güneş alerjisinin nedeni henüz tam olarak bilinmese de bu hastalığın gelişmesine yol açan etkenin UVA ışınları olduğu belirtiliyor. Özellikle açık tenlileri etkisi altına alan güneş alerjisi cildin güneşle temas ettiği ilk gün ortaya çıkıp, sonra kendiliğinden kaybolabiliyor. Ancak bu sorunu, kronik yaşayanlar da oluyor. Güneş alerjisi özellikle dekolte, omuz, üst kol ve baldır gibi güneş temasına maruz kalan bölgelerde, nadiren de güneş görmeyen yerlerde kırmızı döküntüler şeklinde ortaya çıkıyor. UVA ışınlarının tüm yıl görüldüğü için daha önce güneş alerjisi geçiren kişilerin, evde, bulutlu havalarda ve gölgede dahi her zaman güneşten korunmaya dikkat etmeleri gerekiyor. Cilt Kanseri Sanılanın aksine güneş koruyucu sürmek, güneş altında daha uzun süre kalınabileceği anlamına gelmiyor. ‘Güneş koruyucumu sürdüm, daha uzun süre dışarıda kalabilirim’ yanılgısı, cilt kanseri riskini artırıyor. Uzmanlar, cilt kanserleri arasında en az rastlanan ancak en tehlikeli olan türün “malin melanom” olduğunu belirtiyor. Cildinizdeki ben eski hali ile kıyaslanamayacak kadar büyüyorsa, rengi değişiyor, girintili çıkıntılı bir görünüme bürünüyor veya kanıyorsa kanser şüphesi taşıyor. Kırışıklıklar, Lekeler Kırışıklar, lekeler, çiller, ciltte elastikiyet kaybı... Korunmasız bir şekilde ve uzun süre güneş altında kalmak ciltte pek çok soruna adeta davetiye çıkarıyor. Örneğin cildin erken yaşlanmasının en önemli nedenini güneş ışınları oluşturuyor. Herhangi bir koruyucu sürmeden güneşlenmeye başlayan açık tenli bir kişinin cildi, 7-14 dakikada UVA ışınlarına karşı yaşlanma ve kırışma eğilimi gösteriyor.Dr. Buket Eskiçırak, güneş ışınlarının aynı zamanda benlerin üzerinde dejenerasyonun gelişmesine yol açtığını belirtiyor. Güneşe bağlı oluşan ve lentigo olarak adlandırılan açık kahverengi lekelerde , genellikle omuzlarda, boyunda ya da bacaklarda ortaya çıkıyor. Çiller ise daha çok açık tenli kişilerde görülen selim oluşumlar olarak nitelendiriliyor. Çillerin varlığı kişinin özellikle melonom tipi cilt kanserine yatkın olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla çilli cilde sahip olanların güneş ışınlarına karşı daha duyarlı olmaları gerekiyor. Güneş Koruyucular Su yüzeyi, kum, kar ve beton güneş ışınlarını yansıttığı için bu alanların yakınında bulunanlar güneşin zararlı etkilerine daha fazla maruz kalıyor. Dolayısıyla doğrudan güneş altında değil, sadece gölgede bulunulan zamanlarda da güneşten koruyucu ürünler kullanılması büyük önem taşıyor. Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için en az 30 koruma faktörlü ürünlerin tercih edilmesi gerekiyor. Dr. Sadiye Kuş, koruma faktörlerini kullanırken dikkat edilmesi gereken önemli noktaları şöyle anlatıyor: “Güneş koruyucu ürünlerin UVB ışınlarının yanı sıra UVA’ya karşı da koruyucu özelliği bulunmasına dikkat edilmeli. Bu nedenle parsol, mexoryl, titanium dioksid ve çinko oksid gibi maddeler içeren güneşten koruyucular tercih edilmeli.” Koruyucu ürün her 2 saatte bir mutlaka tekrar sürülmeli. Terleme ya da yüzme sonrasında bu süre dikkate alınmadan koruyucu yenilenmeli. ” Peki güneş koruyucusunu yeterli sürüp sürmediğimizden nasıl emin olacağız? Öncelikle yeterli bir koruma sağlayabilmesi için güneş koruyucusunun bir santimetrekare başına 2 mg sürülmesi gerekiyor. Yani yüz, boyun ve tek kol için her bir alana yarım tatlı kaşığı; gövde, ön yüz, arka yüz, tek bacak birer tatlı kaşığı. Güneşlenmeye Ambargo Pek çoğumuz özellikle tatilde bronzlaşmak uğruna saatlerce güneş altında kalıyoruz. Uzmanlar, D vitamini sentezi yapabilmek için haftada 2-3 gün yaklaşık 10’ar dakika kadar güneşte bulunmanın yeterli olduğunu belirterek, “Bu sürenin aşılması çeşitli hastalıklar ve sorunlara yol açtığı için gerekmediği müddetçe güneş altında kalınmasını önermiyoruz. Çünkü bronzlaşma sağlığa değil, ciltte güneş hasarının oluştuğuna işaret ediyor” diyorlar. Uzmanlar tüm cilt tiplerinin güneşten korunmaları gerektiğine dikkat çekiyorlar. Uzmanlara göre; açık tenliler zarara uğrar, esmerler uğramaz diye bir şey yok. Ancak açık tenlilerin koyu tenlilere göre daha fazla korunmaya ihtiyaçları var. Açık tenliler, çocuklar ve yaşlılar özellikle koruma faktörü 30 ve üzeri olan ürünleri kullanmalılar. Buğday tenliler için koruma faktörü 15 - 30 arası yeterli gelirken, çok esmerler 15’e kadar olan koruma faktöründen yararlanabilirler. Her Zaman Korunmalı Çoğumuz sadece deniz kıyısı ve havuz kenarında bulunduğumuz zamanlarda ve yaz mevsiminde güneşten korunmamız gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla sokağa çıkarken güneş koruyucusundan yararlanmayız. Oysa açık havada bulunduğumuz her an ultraviyole ışınlarına maruz kalıyoruz. Örneğin plajlarda şemsiye altında oturmak yeterli korumayı sağlayamıyor. Çünkü denizden, kumdan, sudan ya da betondan yansıyan ışınlar gölgede kalındığında da etkili olabiliyor. Ayrıca bulutlu, serin, rüzgarlı günlerde de ultraviyole ışınları yeryüzüne ulaşabiliyor. Dolayısıyla korunma yöntemlerine sadece yaz aylarında ve güneşlenirken değil, her zaman önem vermek gerekiyor. Nasıl Korunmalı? Ultraviyole ışınlarının en güçlü olduğu 10.00-16.00 saatleri arasında güneşe çıkmamaya ve açık hava aktivitelerini mümkün olduğunca sınırlandırmaya özen gösterin. En az 30 koruma faktörlü bir güneş koruyucu tercih edin. Koruyucunuzu her 2 saatte bir yenileyin. Terleme ya da yüzme sonrasında güneşten koruyucunuzu tekrar sürün. Güneş koruyucularının etkinliği SPF olarak adlandırılan bir faktörle ölçülmektedir. Kullanacağınız güneş koruyucusunun en az 30 faktörlü olmasına dikkat edin. Ancak SPF’nin sadece UVB ışınlarına karşı korumayı ölçtüğü unutulmamalı. Kullanacağınız güneş koruyucusunun deri yaşlanmasında, güneş yanıklarında ve kanser oluşumunda etkili olan UVA’ya karşı da etkili olabilmesi için en az 30 SPF faktörlü olması yanında parsol, mexoryl, titaniumdioksid ve zinc oksid gibi maddeleri içermesi önemli. Suyun verdiği serinlik hissi sizi aldatmasın. Çünkü güneş ışınları zararlı etkilerini su içinde bile gösterebiliyor. Dolayısıyla korunmasız bir şekilde suda bulunmamaya dikkat edin. Açık havada, sıkı dokunmuş, kol ve bacaklarınızı kapatan uzun giysileri tercih edin. Geniş kenarlı, enseyi ve kulaklarınızı da koruyacak özellikteki şapkaları kullanın. Katarakt oluşma riskini azaltmak için UV korumalı güneş gözlüklerinden yararlanın. Güneşin cilt üzerindeki harabiyetin çoğu 18 yaşına kadar geliştiğinden çocuğunuzun cildini korumak için küçük yaşlardan itibaren güneş koruyucu kullanmasına özen gösterin. Kaynak:acibademhastanesi.com
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Garanti Bankası'nın hissedarı Doğuş inşaat ve Ticaret A.Ş portföyünde bulunan 70 trilyon lira nominal değerdeki Garanti hissesini, bir ay içinde potansiyel yatırımcılara satmak üzere CA IB Investmentbank Aktiengesellschaft'ı görevlendirdiğini açıkladı. Banka sermayesinin yaklaşık yüzde 8.51'ini oluşturan hisseler, 1.000 lira nominal bedelli her bir hisse 4 bin 400 liradan az olmamak üzere satılacak. Bu operasyonun ilk ayağı olacak. İkinci ayakta ise Doğuş İnşaat şanstan elde ettiği gelir ile bu kez dönüp Garanti Bankası'nın portföyünde görünen Doğuş Oto nisselerinden 20 milyon 659 bin lot satın alacak. Bu satın alma operasyonunda da fiyatın 5in 500 liradan az olmamak kaydıyla 20 Ağustos'a kadar oluşacak İMKB ağırlıklı ortalaması olması benimsendi. Böylece kendine ait Garanti Bankası hisselerini yabancılara satarak yaklaşık 308 trilyon lira gelir elde eden Doğuş İnşaat bunun 115 trilyon lirasını Garanti Bankası'na ödeyerek Doğuş Oto hissesi alacak. 200 trilyon liraya yakın para ise Doğuş İnşaat'ın operasyonlarında kullanılacak. Piyasa çevreleri Garanti Bankası'nın yüzde 8.51 hissesinin 4 bin 400 liralık fiyattan yabancılara satışının kesinleştiğini belirtiyorlar. Bu arada oluşan bu rakam Garanti'yi satın almak isteyen Intesa'mn önerdiği hisse başına fiyattan da yüzde 10 daha yüksek bir rakamı ifade ediyor. Garanti Bankası'nın sermaye yapısında satış öncesi Doğuş Holding'in yüzde 55.08, Doğuş İnşaat'ın yüzde 9.51 hissesi bulunuyor. Garanti Bankası'nın çoğunluk hisselerinin Banca Intesa tarafından satın alınmasıyla ilgili görüşmeler, prensiplerde anlaşılamaması gerekçesiyle geçtiğimiz günlerde sona erdirilmişti
ekonomi
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Ankara, 'Ercan jesti' bekliyor Hükümet, Türkiye'ye gelecek Başbakan Blair'den, "İngiltere'nin, yasak olan KKTC havalimanlarına yönelik uçuş izni vermesini" talep edecek UTKU ÇAKIRÖZER Ankara Ankara, 14 yıl aradan sonra pazartesi günü Türkiye'ye gelecek olan ilk İngiliz Başbakanı Tony Blair'den, KKTC'ye yönelik ambargoların kaldırılmasında Londra'nın ilk jesti yapması beklentisini dile getirerek, İngiltere'nin "Londra - Lefkoşa" direkt uçuşlara izin vermesini talep edecek. KKTC'ye uygulanan ambargoların kaldırılması için diplomatik atak başlatan Ankara, ilk adımı Londra ve Washington'dan bekliyor. Somut adım Ankara'daki Türkiye-İngiltere zirvesinde, Blair'in Kıbrıs Türkleri için çok olumlu ifadeler kullanmasını bekleyen yetkililer, "Güzel sözlerin somut adımlarla desteklenmesi gerek. İngiltere ve ABD'den ilk beklentimiz, KKTC'nin havalimanlarına yönelik uçuş yasağını 'fiili' olarak kaldıracak adımlara izin vermeleri" dedi. Üst düzey bir Ulaştırma Bakanlığı yetkilisi ise, İngiltere'yle adanın Türk tarafı arasındaki uçuşların, KKTC'nin resmi havalimanı Ercan'ın Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı'nca (ICAO) tanınmaması nedeniyle, Türkiye üzerinden gerçekleştiğini anımsattı. İsterlerse delerler KKTC'ye uçuşların yasal olarak başlatılması için ICAO'nun onayının gerektiğini ve Ankara'nın bu yönde çalışmaları başlattığını da aktaran yetkili, "Çalışma, Rumların engellemesi nedeniyle zaman alabilir. İngiltere ya da ABD gibi güçlü bir ülkenin fiili durum yaratarak uçuşlara izin vermesi, hem kararın çıkışını hızlandırır hem diğer ülkeleri cesaretlendirir. Temaslarımızın sürdüğü iki ülke de konuya sıcak bakıyor" değerlendirmesinde bulundu.
siyaset
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Milli Eğitim ve Sağlık bakanlıklarının işbirliğiyle hazırlanan proje, geçen Haziran ayında 3 ilköğretim okulunda pilot olarak uygulanmıştı. Alınan olumlu veriler sonrasında projenin 100 ilköğretim okulunda daha uygulanmasına karar verildi. 2004-2005 eğitim-öğretim yılında başlatılacak eğitimlerde, “sağlıklı beslenme, sağlıklı çocukluk; sağlıklı çocukluk ise sağlıklı yetişkinlik demektir” sloganı benimsetilecek. Alınan bilgiye göre, Türkiye’de çocuk ve gençlerin büyük ölçüde hatalı beslenme alışkanlığı bulunuyor. “Öğün atlama, şeker, tuz ve yağ içeriği yüksek yiyecek-içecek tüketimi” bu sorunun başında yer alıyor. Çocukluk dönemindeki hatalı beslenme de ileride “kalp, yüksek tansiyon, şişmanlık gibi hastalıklara” yol açıyor. “Boyca kısa ve zayıf kişiler” Yetersiz, dengesiz veya fazla gıda tüketiminin yol açtığı bazı sağlık sorunları şöyle sıralanıyor: Büyüme ve gelişme geri kalır. Bu gerilik, büyüme dönemi bitinceye kadar telafi edilmezse çocuklar boyca kısa, zayıf ve güçsüz birer yetişkin olurlar. Enfeksiyon hastalıkları sık ve ağır seyreder. Ergenlik döneminde kemik yoğunluğu en üst düzeye erişmektedir. Bu dönemde kalsiyumun yetersiz tüketimi, ileri yaşlarda görülen osteoporoz için risk faktörü oluşturmaktadır. Şişmanlık önemli bir sorun olarak ortaya çıkar. Çocukluk döneminde şişmanlık ileri yaşlara yansır ve yüksek tansiyon, kan yağlarında artış, kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı gibi kronik hastalıklara zemin hazırlar. Diş sağlığı olumsuz yönde etkilenir. Özellikle öğün aralarında sık yenilen şekerleme, gofret, çikolata, türü yiyecekler ile gazoz ve kolalı içecekler diş çürümelerine neden olmaktadır. “Bol sıvı tüketin” Bu sakıncalardan kaçınmak için okullarda verilecek eğitimde şu noktalar vurgulanacak: Sabah kahvaltısını mutlaka yapın. Günde en az 2 su bardağı süt içme alışkanlığını edinin. Günde en az 8-10 bardak sıvı tüketin. Günde en az 5 kez sebze ve meyve tüketin. Günde en az 2 kez diş fırçalayın. Yemekleri yavaş ve iyi çiğneyerek yiyin. Sebze ve meyveleri bol su ile yıkamadan yemeyin. Açıkta satılan yiyecekleri satın almayın. Çay ve kahve gibi içecekleri yemekten 1 saat önce veya sonra tüketin. Öğün aralarında şekerli besinler tüketmekten kaçının. Ellerinizi yemek yemeden önce mutlaka yıkayın.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. MB anketinde büyüme tahmini yüzde 6.2'ye çıktı Merkez Bankası'nın Ağustos ayı birinci dönem beklenti anketinde yıl sonu TÜFE beklentisi yüzde 10.9'dan yüzde 10.7'ye geriledi. Hükümetin yıl sonu TÜFE hedefi yüzde 12 düzeyinde bulunuyor. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) tarafından 3 Ağustos'ta açıklanan Temmuz ayı enflasyon verilerine göre yıllık bazda TÜFE yüzde 9.57 artış gösterdi. Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamada ayda iki defa mali ve reel sektör temsilcilerinin katılımıyla hazırlanan anket sonuçlarına göre gelecek 12 aylık TÜFE beklentisi yüzde 10.1'den yüzde 9.7'ye geriledi. Cari ayın TÜFE beklentisi ise yüzde 0.2'den yüzde 0.5'e yükseldi. Ankete göre, yıl sonu büyüme beklentisi ise yüzde 6'dan yüzde 6.2'ye yükseldi. Hükümetin yıl sonu büyüme hedefi yüzde 5 düzeyinde bulunurken, açıklanan ilk çeyrek büyüme ve aylık bazdaki sanayi üretim rakamları bu hedefin aşılacağına işaret ediyor. Yıl sonu dolar kuru beklentisi 1.564.100 liradan 1.569.000 liraya çıkarken, yıl sonu itibariyle 3 aylık bileşik faiz beklentisi yüzde 24.6'dan yüzde 24.5'e geriledi. Yılın ilk beş ayında 8.8 milyar dolarlık gerçekleşme ile hükümetin 7.6 milyar dolar düzeyinde bulunan yıl sonu tahminini aşan cari işlemler açığına dair beklentiler ise Temmuz ikinci dönem anketindeki 10.076 milyar dolardan 10.703 milyar dolara yükseldi.
ekonomi
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, kısa adı SABİM olan hizmeti tanıttı. Tüm Türkiye’den 184 numaralı telefonla ulaşılan hatta 4 hekim ve 40 operatörün 24 saat hizmet verdiğini ifade eden Bakan Akdağ, operatörlerin başvuru sahibini dinleyerek ilk etapta gerekli bilgiyi aktardığını, başvuru konusunun kaydedildiğini ve ileri bir değerlendirme gerekiyorsa Sağlık Bakanlığı’nın ilgili birimlerine internet üzerinden aktarıldığını belirtti. Arayan vatandaşın bıraktığı telefon numarasına başvurusuna ilişkin bilginin aktarıldığını dile getiren Akdağ, hizmetle ilgili olarak, “Bu sistem bizim çocuğumuz. Bebek olarak kucağımıza aldık. Şimdi ergenlik döneminde. Giderek de gelişecek” değerlendirmesinde bulundu. Sağlık Bakanlığı’nın bu hat sayesinde hizmetlerinin iyi işleyip işlemediğini de kontrol ettiğini kaydeden Akdağ, “Biz, sorunları halının altına süpürmek yerine vatandaşımızın en önemli ihtiyacı olan sağlıktaki sorunları görerek çözüm bulmaya çalışıyoruz” dedi. Akdağ, Ağustos 2003’te pilot çalışma niteliğinde başlayan hattın Ocak 2004’ten bu yana hizmet verdiğini ve 1 Ağustos 2003’ten bu yana 60 bine yakın başvuru aldıklarını bildirdi. Akdağ, bu telefonların 45 bininin bilgi alma, 2 bin 500’ünün eleştiri, 6 bin 700’ünün şikayet, 3 bininin talep, 100’ünün teşekkür, 600’ünün ise diğer konularda geldiğini kaydetti. Akdağ, arayan kişinin telefon numarasının göründüğü dijital sistemin sağlanmasıyla birlikte 184’ün ücretsiz olmasının gündeme gelebileceğini ifade etti. Bakan Akdağ, daha sonra basının karşısında SABİM hattını bir vatandaş olarak arayarak operatörden bilgi aldı. Telefondaki operatöre, “Ben SSK’lı bir vatandaşım. İsmim Recep. Ankara’da bir Sağlık Bakanlığı hastanesine doğrudan müracaat etmek istiyorum. Prosedürü nedir?” diye soran Akdağ, doğrudan başvurabileceği, sevk almasına gerek olmadığı, ilaçlarını da buradan sağlayabileceği yanıtını aldı. Bakan Akdağ, ikinci telefonunu da aynı operatöre, “Erzurumlu bir vatandaş” olarak açtı. Yeşil kartının vizesinin bittiğini, bu şekilde hastanenin acil servisine gelip gelemeyeceğini soran Akdağ, acil durumlarda kendisine vizesi bitmesine rağmen yardımcı olunabileceği karşılığını aldı. Akdağ, daha sonra görüştüğü operatörün yanına giderek bir süre sohbet etti.
sağlık
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin. 24 SAAT SÜRE ANKARA, ABD'Yİ UYARDI: Genelkurmay, Musul ve Kerkük'te görev yapacak birliklere "hazır ol" emri verdi. 2. Ordu hazırlıklarını "üst düzeye" çıkardı... ANKARA SERPİL ÇEVİKCAN Peşmergelerin Kerkük'e girişi üzerine çeşitli alternatifleri değerlendiren Genelkurmay Başkanlığı, 2. Ordu'ya Musul ve Kerkük'te görev yapacak birliklerin en kısa sürede görev yerlerine intikal edecek şekilde hazır olmaları emrini verdi. İhtimal hesaplarını daha önceden yapan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), "kırmızı hatlar"dan en önemlisi olarak belirlediği Musul ve Kerkük'te müdahale gerektirecek gelişmelere karşı hangi birliklerin, nerede ve ne şekilde görev yapacaklarını daha önce saptamıştı. Bu plan üzerinden sınır bölgesinde konuşlandırılan 2. Ordu birliklerinden bu görev için tahsis edilenler, dün söz konusu emirle hazırlıklarını "üst düzeye" çıkardı. Bu durum ABD makamlarına da bildirildi. Kürtleri çıkartın Hükümet ve Genelkurmay Başkanlığı, dün yapılan temaslar sonucunda ABD'ye 24 saat süre verdi. Bu süre içinde ABD birliklerinin Kerkük ve Musul'da kontrolü ele almaları, daha önce Ankara'ya verdikleri garanti çerçevesinde Kürt grupların bu kentlerden çıkarılmaları, ABD'den resmen talep edildi. Değerlendirmeler sonunda dün öğleden sonradan başlayarak bugünkü gelişmelerin de izlenmesi ve ortaya çıkan tabloya göre nihai adımın atılması kararlaştırıldı. Askerlerin olası gelişmelere göre harekete geçmek için hükümetin siyasi direktifini beklediği kaydedildi. İlk tercih ABD ile hareket TSK'nın Kuzey Irak'a müdahalesinin gerekmesi halinde bu konudaki ilk tercih, "ABD birlikleriyle müşterek hareket" şeklinde olacak. Bunun sağlanamaması halinde, TSK'nın bağımsız hareket etme hakkı saklı bulunacak. TSK, "kırmızı hat" tanımını da yeniden gözden geçirdi. İşte müdahale nedenleri... • 1 Peşmergelerin Kerkük ve Musul'da yağma ve talan hareketlerini sürdürmeleri. • 2 Kentlerde kalarak yönetimi ele geçirmeye ve hâkimiyeti sürdürmeye çalışmaları. • 3 Türkmenlere saldırarak yok etme ve zorla göç ettirme hareketine girişmeleri. • 4 Silahlı veya silahsız Kürt gruplarının bu kentlerde demografik dengeyi bozmaya çalışmaları.
siyaset