instruction
stringlengths 324
10.1k
| input
stringclasses 1
value | output
stringclasses 5
values |
---|---|---|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
MR'da renkli dönem Hastalıkların teşhisinde son yıllarda gittikçe daha çok kullanılan ''Manyetik Rezonans''(MR) yöntemi, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi... Hastalıkların teşhisinde son yıllarda gittikçe daha çok kullanılan Manyetik Rezonans (MR) yöntemi, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Bülent Bayramın geliştirdiği teknikle renkli hale getirildi. Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Nevzat Gürmen ve Doç. Dr. Zübeyde Alkışın katkılarıyla geliştirdiği yöntem hakkında bilgi veren Yard. Doç. Dr. Bayram, iç organlar ile fonksiyonlarının görüntülenmesi için kullanılan MR tekniğinin dünyada şimdiye kadar siyah-beyaz görüntülerle uygulandığını anlattı. Yard. Doç. Dr. Bayram, 1994 yılında doktora çalışması için gittiği Almanyadaki radyolog arkadaşının bir çocuğun beyin MRının filmini incelemesini istediğini belirterek, şöyle konuştu: Radyolog arkadaşım, filmde bir tümör olduğunu, ancak profesörünün bu tümörü göremediğini söylüyordu. Ben uzaktan algılama ve uydu görüntüleriyle uğraşıyorum. Ona, biz uydu verilerinden dağları, ovaları, ağaçları, suları ayırabiliyoruz. Beyin anatomisi konusunda bana biraz bilgi verebilirsen bunu da herhalde ayırabiliriz dedim. Gerçekten de tümörü bulduk ve o çocuk da ameliyat olarak kurtuldu. MR filmlerine ilgim bu olayla başladı. Türkiyeye döndükten sonra MR cihazları ve tekniği üzerinde araştırma yaptığını, MR filmlerinin nasıl oluştuğunu incelediğini ifade eden Yard. Doç. Dr. Bayram, araştırmasında bu işin çok daha hızlı ve farklı bir biçimde yapılabileceğini fark ettiğini kaydetti. Dünyada henüz bir çalışmanın yapılmadığı bu konu üzerinde yaklaşık 5 yıl önce Prof. Dr. Gürmen ve Doç. Dr. Alkışla birlikte çalışmaya başladıklarını anlatan Yard. Doç. Dr. Bayram, sözlerini şöyle sürdürdü: Biz mühendis olarak görüntü işleme yöntemleriyle MR filmlerini renklendiriyoruz. Bu amaçla bir bilgisayar yazılımı geliştirdik. MR filmini cihazla tarıyorsunuz. Doğrudan dijital görüntü üreten MR cihazları da var. Ama biz onlarla değil, film üzerinde çalıştık. Filmi bilgisayara veriyorsunuz, kısa bir süre sonra renklendirilmiş MRı elde ediyorsunuz. Buradaki yöntem, MRın farklı fazlarda üretilebilmesine dayanıyor. Yani farklı manyetizmalarda görüntüde oluşan bilgi farklılaşıyor. Bu farklı bilgileri biraraya getirerek, tek anlamlı bir bilgi, yani renkli MRı üretiyoruz. Bunu, tamamen sayısal görüntü işleme yöntemleriyle gerçekleştiriyoruz. MR filmlerinin bilgisayar tarafından tamamen otomatik olarak renklendirildiği bu yöntemin, insan gözünün yanılmasını zorlaştırarak rahatsızlıkların daha kolay tespit edilmesini sağlayacağını düşünüyoruz. Çünkü renkli görüntüde daha fazla bilgi var. DPTNİN DESTEĞİ VE PATENT Yard. Doç. Dr. Bayram, Devlet Planlama Teşkilatının desteğiyle geliştirilen yöntem için Türk Patent Enstitüsünden 10 yıllık patent aldıklarını dile getirdi. Yöntemin hayata geçirilmesi amacıyla tıbbi bir çalışma gerçekleştirmeyi planladıklarını da anlatan Yard. Doç. Dr. Bayram, bunun için tanısı zor 100 vakayı ele alarak, renkli MRın tanıyı kolaylaştırıp kolaylaştırmadığının araştırmasını yapacaklarını bildirdi. Çalışmalarının sonraki aşamasının ise tanı veri tabanı oluşturmak olduğunu vurgulayan Yard. Doç. Dr. Bayram, MR filmi üzerinde bilgisayarda tanıyı koyduktan sonra hangi tür tümör veya vaka olduğunu gösterecek bir sistem geliştireceklerini kaydetti. Çalışmamızın üçüncü aşaması da verileri değerlendirmeyi insana bırakmadan, MRda görülen anomalileri yüzde 80-90 doğrulukta bilgisayarın tespit etmesini sağlayacak bir sistem kurmak diyen Yard. Doç. Dr. Bayram, yöntemle ilgili hazırladığı makalenin de yakında uluslararası bir bilim dergisinde yayınlanacağını sözlerine ekledi. | sağlık |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Ağızda peynir, reçel ve bisküvi tadı veren bir simülatör geliştirildi Japon bilim adamları, ağızda peynir, reçel ve bisküvi tadı veren bir simülatör geliştirdiler. Proje başkanı Hiroo Iwate, geliştirilen cihazla geleneksel Japon yemeklerinin bile taklit edilebildiğini söyledi. Simülasyon (benzetim) için önce deneklerin ağzına çeşitli sensörler yerleştiriliyor. Bu sensörler, ısırma şiddeti ve yiyeceklerin tat kimyasını ölçüyor. Sensörler arasında, yeme işlemi sırasında çıkarılan sesleri kaydeden bir mikrofon da bulunuyor. Elde edilen veriler, ağıza sokulacak simülatöre kaydediliyor. Simülatör ağıza alındıktan sonra, içindeki motorlar dişlere yiyeceğin çeşidine göre baskı yaparken, özel tüpler tatlı, ekşi, tuzlu ve acı maddeler salgılıyor. Simülatöre yerleştirilen bir hoparlör de yemek yerken çıkarılan sesleri veriyor. Yiyecek simülatörün bu alanda bir ilk olduğunu belirten Iwate, bu icatla, görme, duyma, dokunma ve koklama duyularından sonra sanal gerçeklik sınırının aşıldığını söyledi. | sağlık |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Peri masallarındaki gibi evlenecek Charlie'nin Melekleri filminin güzel yıldızı Cameron Diaz, peri masallarına yakışır bir düğünle evlenecek. Popçu Justin Timberlake ile hayatını birleştirmeye hazırlanan Diaz, düğün çin Külkedisinin giysilerine benzeyen bir gelinlik diktirecek ve makineyle kar yağdıracak. İnternetteki imdb sitesinin dailystar gazetesine dayanarak verdiği habere göre, Timberlake ile Diaz, bir peri masalının kahramanları olacak. Kar yağmama ihtimalini göz önünde bulundurarak bir kar makinesi kiralamayı da düşünen çift, böylece düğün mekanını harikalar diyarına benzetecek. Diaz, Külkedisinin kıyafetlerini andıran bir gelinlik diktirecek ve bir koro da yeni yıl şarkılarıyla bu büyülü törene renk katacak. Küçük Kadınlar filmindeki gibi davetlilerin paten kayabileceği dondurulmuş bir göl de tasarlayan güzel yıldız, böylece peri masallarına yakışan bir törenle yeni hayatına merhaba diyecek. Diaz'ın bir arkadaşı, oyuncunun her zaman bir kış düğününü hayal ettiğini belirterek, Timberlake'in de bu kadar masrafa rağmen düğün hazırlıklarına büyük hevesle katıldığını söyledi. Yeni yılın Diaz için büyük anlam taşıdığını dile getiren arkadaşı, Bu Cameron'ın fikri. Her zaman büyük, bembeyaz bir kış düğününü düşlerdi. Justin ve Cameron çok beklemek istemiyor. Bu yılbaşını düğün için uygun görüyorlar, ancak düğünün mekanı henüz belli değil açıklamasında bulundu. 32 yaşındaki Cameron Diaz ile 23 yaşındaki Justin Timberlake, yaklaşık 1 yıldır birlikteliklerini sürdürüyor. | magazin |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
100 ünlü Türk çapkını belli oldu Tamer Karadağlının seks şantajı skandalının ardından, Türkiyenin en çok okunan magazin dergisi Haftasonu, ilginç bir araştırma haberini sayfalarına taşıdı. 100 ünlü Türk çapkını başlıklı haberde, sanat, sosyete ve iş dünyasının ünlü çapkınlarından oluşan 100 kişilik bir liste yer alıyor. Çoğu karda yürüyüp izini belli etmese de arada bir patlayan flaşlar, gizlice çalışan kameralar onların maskelerini düşürüverdi. Bu konudaki son kurban Tamer Karadağlı oldu. Peki, son 15 yılda kelle koltukta gece turu atan 100 ünlü Türk çapkınını bilmek ister misiniz şeklindeki giriş yazısıyla başlayan haberde, kimi hálá gündemde olan, kiminin çapkınlıkları unutulmaya yüz tutmuş pek çok isim yer alıyor. Alfabetik olarak hazırlanan 100 ünlü Türk çapkını sıralamasındaki isimler arasında Tamer Karadağlı, Serdar Bilgili, Yılmaz Erdoğan, Süha Özgermi, Mehmet Ali Erbil, Nurettin Hasman, Adnan Şenses, Kamer Genç, Kaya Çilingiroğlu, Beyaz, Kenan Doğulu, Tanju Çolak, Mahsun Kırmızıgül, Tarkan Sualp, Alpay Başaran, Cemal Özgörkey ve İlker Mengi de var. | magazin |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak'ın bütünlüğünün korunması ve etnik temelli oluşumlara karşı Türkiye'nin hassasiyetini ABD gezisinde dile getireceklerini açıkladı. Ulusa Sesleniş programında konuşan Erdoğan, hafta sonu çıkacağı ABD gezisinin iki ülke arasındaki iyi ilişkileri daha da geliştirmek adına önemli kazanımlar getireceğini umduğunu kaydetti. Erdoğan, "Bu ülkede gerçekleştireceğimiz görüşmeler sırasında, Türkiye'nin bölgesinde barışın ve istikrarın en önemli temsilcisi olma konusundaki kararlılığını bir kez daha dile getirme imkanı bulacağız" dedi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Buna bağlı olarak, özellikle Irak'ta barışçı ve Irak halkının tamamını esenliğe kavuşturacak bir çözüme ivedilikle ulaşılması konusundaki hissiyatımızı dile getireceğiz. Irak'ın bütünlüğünün korunması ve etnik temelli oluşumlara karşı Türkiye'nin hassasiyetlerini açıklıkla ortaya koyacağız. Mevcut savaş şartlarından yararlanarak bölgede terörist emeller besleyen oluşumlara mani olunması, bölgede barış ve istikrarı zedeleyecek ihmallere meydan verilmemesi konusundaki beklentilerimizi açıklıkla ifade edeceğiz. İki ülke arasında çok uzun yıllara dayanan dostluk ilişkilerinin bu ziyaretle daha da pekişeceğinden ve Türkiye'nin barışçıl endişelerinin dikkate alınacağından kuşkumuz yoktur." | siyaset |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Hafta Sonu dopdolu Magazin dünyasının en çok okunan dergisi Hafta Sonu, Bodrumdaki eğlencelerden Tarkanın Balide sevgilisiyle geçirdiği tropikal tatile kadar birçok haberi okuyucularına sunuyor. Hafta Sonunda ayrıca önce yarışıp sonra eğlenen mankenlerin Kınalıada keyfi, Adriana Limanın birbirinden çarpıcı fotoğrafları, Pınar Altuğ ile Tony Thedorakisin aşkında son durum ve Seray Severle denizde yapılan sohbet yer alıyor. | magazin |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
İSKİ kendi suyunu içmiyor "Şebeke suyunun kalitesi çok yüksek, vatandaşlar musluktan su içsin" diye çağrıda bulunan İSKİ'nin Genel Müdürlük binasındaki çalışanları Hamidiye suyu içiyor MEHMET DEMİRKAYA İstanbul Şehir şebeke suyunun damacana sularından daha kaliteli olduğunu iddia ederek, vatandaşı musluktan su içmeye çağıran İSKİ'nin Genel Müdürlük binası personeli Hamidiye suyu kullanılıyor. İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur, yapılan çalışmalarla şehir şebeke suyunun, içilebilir sınırın çok üstünde bir kaliteye sahip olduğunu ve bunun bağımsız kuruluşlarca doğrulandığını söylemişti. Çodur, İSKİ'nin şehir şebekesine verdiği suyun damacana sularından daha kaliteli olduğunu da savunmuştu. Mutfak suyu da Hamidiye'den Oysa İSKİ personeli, musluktan akan sudan içmiyor. Bir belediye kuruluşu olan Hamidiye A.Ş.'nin damacana sularını tercih ediyor. Aksaray'daki İSKİ Genel Müdürlük binasının en üst katındaki personel mutfağında da Hamidiye suyu kullanılıyor. Mutfakta görevli bir personel de, mutfaktaki su tanklarına musluk suyu değil, Hamidiye suyu basıldığını doğruluyor. Sadece İSKİ'de değil, Büyükşehir Belediyesi'nin diğer birimlerinde de Hamidiye suları içiliyor. Belediyedeki görevliler, suyun Hamidiye bayiilerinden alındığını ve bedelinin Büyükşehir Belediye Başkanlığı Özel Kalemi'ne fatura edildiğini söyledi. 'İsteyen istediğini içebilir' "Vatandaşa 'musluktan su için' diye çağrıda bulunuyorsunuz ama İSKİ ve belediyede Hamidiye suyu kullanılıyor" hatırlatmamız üzerine Dursun Ali Çodur, şunları söyledi: "Biz İSKİ'nin suyunun daha kaliteli olduğunu söylüyoruz. Bunu bağımsız kuruluşlar da doğruluyor. Ancak isteyen istediği suyu içebilir. Daha az kaliteli damacana suyunu içmek isteyene de karışamayız. Bizim söylediğimiz sadece bizim suyun daha kaliteli olduğudur." | siyaset |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Bayat gıdanın etiketi renk değiştirecek Bilim adamları, gıdanın bozuk olduğu durumda üzerinde renk değişimi meydana gelecek bir gıda etiketi geliştirdiler Gıdaların bozuk ve tüketilmesinde sakınca olduğunun anlaşılmasını sağlayacak plastik plak etiket geliştirildi. New Scientist dergisinde çıkan habere göre, ABDnin Arkansas eyaleti Jefferson kentindeki Ulusal Zehirbilim Merkezinden bilim adamları, gıdanın bozuk olduğu durumda üzerinde renk değişimi meydana gelecek bir gıda etiketi geliştirdiler. Haberde, organik boya içeren polimer plağın, gıda paketinin içine yerleştirileceği ve gıdanın türüne göre belirgin biçimde pembe, mavi ya da sarı renklere dönüşeceği belirtilirken, ilk olarak plak etiketlerin balık ve karideslerin tazeliğinin tespiti için üretileceği kaydedildi. Bilim adamlarının daha sonra da dana, koyun etleri ve sebzeler için etiketler üretmeyi planladıkları belirtilirken, bu tür etiketlerin iki yıl içinde piyasaya sürülebileceği bildirildi. | sağlık |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Anayasa'nın bazı maddelerinde değişiklik öngören yasaların Meclis'te yasalaşmasının hemen ardından 8. Uyum Paketi'ni TBMM'ye göndereceklerini bildirdi. DGM'lerin kaldırılmasıyla dosyalara bakacak mahkemelerin de hemen oluşturulması gerektiğini kaydeden Çiçek, "Bundan sonra terör suçlarını ilgilendiren davalara, bununla ilgili görevlendireceğimiz ağır ceza mahkemeleri bakacak" dedi. Ayaş Açık Cezaevi'ndeki ayakkabı atölyesinin açılış törenine katılan Çiçek, Türkiye Başsavcılığı kurulmasının da gündemlerinde olduğunu belirtti. Çiçek, kapatılan DEP'in cezaevindeki eski milletvekilleri Leyla Zana ve arkadaşları için özel infaz sistemi getirilmesinin yanlış olduğunu savundu. | siyaset |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Ankara El Anbar'a sıcak değil ANKARA Milliyet ABD'nin, Türkiye'nin birinci öncelikli olarak görev almasını istediği Ürdün ve Suriye sınırına komşu olan El Anbar bölgesine Ankara, hudut sorumluluğu nedeniyle sıcak bakmıyor. Görev alınması durumunda, bu iki ülke ile ilişkilerinin bozulabileceği ve iklim koşullarının çöl özelliği göstermesini dikkate alan Ankara, Türk askerinin Bağdat'ın batısında görev alınması durumunda ikmal ve lojistik destek zincirinin de uzayacağını değerlendiriyor. Genelkurmay Başkanlığı da Irak'ta öncelikli olarak Selahaddin eyaletinde görev almak istiyor. Amerikan birliklerine en çok saldırının yapıldığı Selahaddin eyaletinde devrik lider Saddam Hüseyin'in memleketi Tikrit de bulunuyor. Şehir savaşlarının yaşandığı bu bölgede ABD birlikleri, hemen hemen her gün çatışmaya girerek zayiat veriyor. Türkiye bu bölgeye konuşlanmayı, Türkmenlerin üzerine güvenlik şemsiyesini daha etkin kılabilmek için istiyor. Ayrıca bu bölgede, ikmal ve lojistik destek güzergâhı da tehdidi azaltacak şekilde kısalıyor. | siyaset |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Paris'e yerleşiyorlar Libyalı işadamı Tarek Kautini ile Hollandalı top model eşi Lisa Van Goinga'nın arasına kara kedi girmişti! Aralarında Murat Öztarhan'ın da olduğu dostları araya girerek çifti barıştırmayı başardı. Bir süredir Hollanda'da ailesinin yanında kalan Lisa, geçtiğimiz hafta İstanbul'a geldi. Tarek Kautini, İstanbul'a bir türlü alışamadığını söylediği eşi Lisa ile evliliğini devam ettirebilmek için Paris'e yerleşmeye karar verdiklerini söylüyor. Nişantaşı'nda rastladığım çift, The Ritz Carlton Oteli'nin rezidans bölümündeki evlerini boşaltmak için İstanbul'a gelmişler. Çift, artık temelli olarak ülkemizi terk ediyor. | magazin |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Bu sene büyük çerçeveler özellikle moda. Ayrıca Jackie Onasis tarzını, eski model pilot gözlüklerini andıran gözlükleri ve büyük kare çerçeveleri de görüyoruz. Gözlerin yan tarafını da kapatan spor modeller de hala moda, ancak modern görünmek istiyorsanız, mutlaka şu büyük çerçeveli gözlüklerden bir tane edinin. Kendinize henüz bir güneş gözlüğü satın almadıysanız, o zaman doğru yerdesiniz. Zira gözlük alırken en önemli noktalardan biri yüz şeklinize uygun modeli seçmek. Sonuçta her model, her yüz biçiminde aynı derecede şık durmaz. Yüzünüz yuvarlaksa... Yüzünüz yuvarlaksa, ihtiyacınız olan şey köşeli gözlüklerdir; çünkü diğerleri yüzünüzün yuvarlaklığını iyice ortaya koyar. Eğer yüzünüz genişse, o zaman daha maceracı davranıp, büyük kare çerçeveli gözlüklerden deneyebilirsiniz. Yüzünüz kalp şeklindeyse... Yüzünüz Jennifer Annistonınki gibi kalp şeklindeyse, çok geniş gözlüklerden kaçının; çünkü bunlar çenenizi uzun gösterir. Bu yüz şekli için en uygun model pilot gözlükleridir. Bunlardan hoşlanmıyorsanız, renkli camlı ve aynalı modellere de bir göz atabilirsiniz. 70 ve 80lerin tarzı olan uçuş gözlükleri Kate Mossun da tercihleri arasında... Yüzünüz ovalse... Yüzü oval olanlar gözlük açısından en şanslılar, çünkü oval yüze hemen hemen her model yakışır. Şu an en moda olan model büyük kare çerçeveler olduğuna göre, önerimiz bunları denemeniz. Burberrynin reklam kampanyasında Kate Mossun taktığı gözlükler gerçekten de çok şık. Yüzünüz küçükse... Uygun gözlüğü bulmanız biraz zor olabilir. Özellikle de şu büyük çerçeve modasını göz önüne alacak olursak. Bu nedenle dükkanları arşınlamak zorunda kalıp, hemen bir şey satın alamazsanız umutsuzluğa kapılmayın. 80lerde çok moda olan Raybanin Wayfarer modeli oldukça klasik bir modeldir ve şu aralar da tekrar moda olacak gibi görünüyor. Çerçevesiz modeller de size uygun olabilir. Öte yandan yüzünüzün küçük olması, büyük çerçeveli modellerin size kesinlikle yakışmayacağı anlamına da gelmez. Deneyip görmek daha iyi olacaktır. Ancak çok kalın ve koyu renk çerçeveler küçük bir yüzde ağır durabilir. Yüzünüz uzunsa... Yüzünüzün boyuyla enini dengelemeniz için diktörtgen bir çerçeveye ihtiyacınız var. Dieselde bu tarz modellere rastlayabilirsiniz. Yüz şekliniz Liv Tylerınkini andırıyorsa, daha cesur da davranabilirsiniz. Büyük ve renkli çerçeveler sizde hoş durabilir. Retro modellerin en şıklarını YSL ve Pradada bulabilirsiniz. Yüzünüz kareyse... İşte Jackie Onassis tarzı gözlükler için ideal yüz şekli. Ama bu arada köşeli gözlüklerden de kaçının, çünkü bunlar çenenin kare şeklini iyice vurgular. Öte yandan koyu renk camlı yuvarlak çerçeveleri deneyebilirsiniz. Yüzünüz kare ama küçükse, Jackie Onassis modelini gene de kullanabilirsiniz ama daha küçük bir modelini tercih edin. | sağlık |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Başarısız olabilirim ama bu beni yıldırmaz Yeni dizisinin tanıtımında, son günlerde hakkında çıkan olumsuz eleştirilere yanıt veren Özcan Deniz, Albümün satışı çok iyi gidiyor. Konserlerim doluyor. Ama buna rağmen saldırıyorlar. Evet ben başarısız da olabilirim ama bu beni asla yıldırmaz dedi. Yönetmenliğini Andaç Haznedaroğlunun yaptığı, senaryosunu Mahinur Ergunun yazdığı, başrollerini Özcan Deniz, Naz Elmas, Burcu Kara, Nebahat Çehre ve Demir Karahanın üstlendiği Haziran Gecesi adlı yeni dizinin tanıtımı önceki gün Topkapı Sarayının yanındaki eski Darpane binasında yapıldı. Kanal Dnin yeni dizisinin senaryosuna ve kadrosuna çok güvendiğini söyleyen Özcan Deniz, Bu sene bir şey çekmeyi düşünmüyordum. Ama bu proje beni çok heyecanlandırdı. Çok güzel bir ekiple bir araya geldik. Bu projeye hayır demek ya da kayıtsız kalmak imkansızdı dedi. Deniz, son günlerde kendisi hakkında çıkan Boş alanlara konser veriyor tarzındaki eleştirilerin de gerçeği yansıtmadığını söyledi. Deniz, şunları söyledi: Albümüm şu an 420 bin satış rakamına ulaştı. Ben 15 yıldır bu camiadayım, hiçbir albümüm bu kadar kısa bir sürede bu başarıyı yakalayamadı. Geçenlerde Taksimde 20 bin kişiye seslendim, 1000 kişiye konser verdi dediler. Kimileri başarılarımı çekemiyor ve saldırıyorlar. Ben başarısız olabilirim ama bu beni asla yıldırmaz. Yeniden ve yeniden işimin başına dönerim. O yüzden eleştirirken insaflı olmak lazım. ÇEHRE SİNİRLENDİ Özcan Deniz, dizideki rol arkadaşı Burcu Kara ile aşk yaşadığı yönündeki iddiaları reddetti. Basın mensuplarının bu yöndeki ısrarlı soruları ise yıllar sonra setlere dönen Nebahat Çehreyi kızdırdı. Çehre, basın mensuplarından diziyle ilgili soru sormalarını istedi | magazin |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
SPden Tayyipe: Zenci kalacaksın HABER MERKEZİ Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlunun Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Tayyip Erdoğanın üyelikten çıkarılması için yaptığı başvuru SPde, "Önce yapay bir Tayyip rüzgarı yaratılarak FP bölündü. Şimdi AKPye Sen de SP gibi zencisin, zenci kalacaksın beyaz olamazsın mesajı veriliyor" diye değerlendirildi. SP yönetiminde, FPnin kapatılmasının ardından Necmettin Erbakanın da yakın çevresine söylediği, "Tayyip Bey neden acele ediyor. Onun engelini kaldırmazlar" şeklindeki sözleri de gündeme getirildi. Arınç: Kaldı ki Erdoğan değişti Manİsa DHA AK Parti Grup Başkanı Bülent Arınç, Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğanın şok etkisi yaratan eski konuşma kaydı nedeniyle yargılanamayacağını öne sürdü. Arınç, "Bu kaset için yargı takipsizlik kararı verdi. Ayrıca 2000de çıkan afla tüm bu suçlar affedildi. Kaldı ki, Erdoğan da değişti" dedi. Arınç, insanların nefes alamadığı dönemde ortaya çıkan AK Partinin beğeni kazandığını, ancak bazı kesimlerin bu ilgi ve sevgiden korktuğunu iddia etti. Arınç, "Sorgulamaya, yargılamaya kalkan, yok sayan, alaya alan, incitici tutumla eleştiri dozunu aşan hereketlere kimsenin tahammülü yok" diye konuştu. Erdoğanın kaderi raportöre havale ERSAN ATAR Ankara Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlunun tatilini yarıda keserek yaptığı "AK Partinin kuruluşu" incelemesi sonrasında, Anayasa Mahkemesine gönderdiği "AK Partiye ihtar verilmesi ve Tayyip Erdoğanın genel başkanlığına tedbir konulması" başvurusu, Anayasa Mahkemesini tatilde yakaladı. Ancak tatilde olan Mahkeme Başkanı Mustafa Buminin de yarın Ankaraya geleceği öğrenildi. Buminin, Başsavcı Kanadoğlunun başvurusunu değerlendirip, raporunu hazırlaması için başvuru dilekçesini bir raportöre vermesi bekleniyor. Türbanlıları fotoğraf yaktı ANKARA Milliyet Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlunun, AK Partinin türbanlı altı kurucusunun partiden ihracını istemesi, "Başsavcı, SP Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi Gülten Çelik için neden aynı talepte bulunmadı?" sorusunu gündeme getirdi. Bu soru yanıtını, Başsavcılığın partilerin kuruluşunu inceleme yönteminde buldu. Buna göre Kanadoğlu, AK Parti ile ilgili incelemesini, İçişleri Bakanlığından kendisine gönderilen fotoğraflı belgeler üzerinden yaptı. Başsavcı, AK Partili altı kadın kurucunun türbanlı olduğunu tespit ettikten sonra, bu isimlerin partiden ihracını istedi. Meclisteki oda krizi çözüldü ANKARA ANKA TBMMde FPnin kapatılmasından sonra SP ile AK Parti arasında yaşanan "oda sorunu", Tayyip Erdoğanın liderliğindeki AK Partililere başka bir katta oda verilerek çözümleniyor. Yapılacak düzenlemeyle, halen kullandığı odaya yeni ünvanının yer aldığı tabelasını da astıran AKP Grup Başkanı Bülent Arınça, bir alt katta oda verilecek. Arınçın odasına MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır yerleşecek. Birinci katta MHPli Şandırın ile ANAP İdare Amiri Enis Sülünün odaları ve FP döneminde Meclis İdare Amiri olan Ahmet Cemil Tunçun odası da AKPlilere tahsis edilecek. | siyaset |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Yaz başında hem tatil hem de senaryo çalışmaları için Çeşme'de villa kiralayan Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz'la birlikte oynayacakları sinema filmini ertelediklerini açıkladı. "Cem'i de, beni de tatmin edecek bir senaryo istiyoruz" diyen Erdoğan, başka bir filmin hazırlığında olduğunu söyledi. Üzerinde çalıştığı üçüncü sinema filminin senaryosunu tamamladığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: "Yeni filmim, Vizontele serisinden farklı bir proje. İlk defa güncel bir film çekeceğim. 'Kalpsiz Adam' adlı film bir aşk komedisi. Şimdilik tek başrol oyuncusu belli, o da benim. Diğer oyuncuları arıyorum." Eylülde çıkaracağı şiir albümünün çalışmalarını sürdürdüğünü de vurgulayan Erdoğan, "Albümün adı 'Şimdi Sen Gidiyorsun Ya Herkes Sana Benzeyecek' olacak" dedi | magazin |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Azeri itirafı... Azeri vekiller, AKPM'de, Yukarı Karabağ'ın tanınmasına yol açar korkusuyla KKTC'nin temsili oylamasından kaçmış DIŞ HABERLER SERVİSİ Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'ndeki (AKPM) Azerbaycan Heyeti Başkanı Samed Seyidov, AKPM'de 29 Nisan'da yapılan oylamaya, KKTC'li parlamenterlerin Rum heyetinden ayrı olarak temsil edilmeleri yönünde çıkabilecek olumlu bir kararın, Ermenistan'la aralarında sorun olan Yukarı Karabağ'daki ayrılıkçı yönetiminin tanınmasına örnek oluşturmasını istemedikleri için katılmadıklarını söyledi. Azeri Meclisi'nde gündeme gelen "AKPM'de Azerbaycan'ı temsil eden 8 milletvekillerinin, KKTC milletvekillerinin oturumlara katılmalarını sağlayacak rapor oylanırken, salonu terk etmesi" konusunda söz alan Seyidov, AKPM'deki oylamada KKTC temsilcilerinin katılmasıyla ilgili karar çıkmasının, tanınmayan ayrılıkçı yönetimlerin tanınmasına yönelik örnek oluşturabileceğini ileri sürdü. Seyidov, bu nedenle Azeri milletvekillerinin oylamaya "bilerek" katılmadığını ifade etti. Böylece, Azeri yönetiminin Ankara'nın tüm ısrarına rağmen KKTC'ye neden yeterli destek vermediği de açıkça itiraf edilmiş oldu. 'İlk biz tanırız' Bu arada, Türkiye'de bulunan Azerbaycan Devlet Bakanı Yardımcısı Valeh Tofik Hacıyev, "Uluslararası platformda ve Avrupa'da tanınmasıyla ilgili herhangi bir çalışma ya da hareket başlatılması halinde KKTC'yi ilk tanıyacak ülke Azerbaycan'dır" dedi. | siyaset |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Avrupa etabı Masuokanın BU yıl Batı Saharadaki güvenlik koşullarının yetersizliği nedeniyle Fransa ve İspanyadan sonra Tunus, Libya, Mısır rotasını izleyecek olan Dakar Rallisinde yarışmacılar bugün Afrika kıtasına taşınıyor. Genel klasmanda Peterhanselin liderliğin sürdürdüğü yarışta üçüncü etabı Mitsubishiden Hiroshi Masuoka kazandı. Bu arada yarıştaki tek Türk Kemal Merkit de motosiklet kategorisinde mücadelesini sürdürüyor. | spor |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Denktaş, İngiltere aleyhine dava açacak İngiltere'ye, İngiltere'de dava açma hazırlığı içinde olan Denktaş, gerekçesini şöyle özetliyor: '1960 anlaşmalarını ihlal ettiler...' Fikret Bila, New York'taki üç günün hikâyesini yazıyor [3] New York'ta taktik savaşıyla geçen 3 gün boyunca, KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş ve Türk heyetinin en çok destek bulduğu ülke ABD oldu. Özellikle Rum tarafının, Avrupa Birliği'nin Annan'la birlikte hakemlik müessesesine katılmasında gösterdiği direnç, ABD'nin ağırlık koymasıyla kırılabilmişti. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, Rumların, "AB de masaya otursun" önerisini kararlı şekilde geri çevirirken, "Bu yol açılırsa ben de İslam Konferansı'nı çağırırım" diyerek karşılamıştı. 'ABD isterse yapıyor' Denktaş bu direnişinde ilk desteği Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'den gördü. Türk heyetinin talebiyle harekete geçen Gül, ABD'li meslektaşı Powell'ı gece geç saatte bulmuş ve Rum tarafının bu talebinin kabul edilemeyeceğini, bu konuda ısrarın New York sürecini kilitleyeceğini söylemişti. Powell, Gül'e AB'nin hakemliğinin yanlış olduğu görüşüne katıldığını, bu nedenle Weston'ı arayarak Türk heyeti lehine ağırlık koyacaklarını belirtmişti. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, "Gerçekten de öyle yaptılar. Ben de anladım ki, eğer ABD bir şey istiyorsa yapabiliyor, yaptırabiliyor. Bunu New York'ta bir kez daha gördüm" diyor. Powell - Weston hattı etkisini gösteriyor ve Rum tarafının direnci kırılıyor. AB'nin masaya hakem sıfatıyla oturması geri çevriliyor, bunun yerine AB'nin Kıbrıs görüşmelerinde AB hukuku açısından çıkacak tartışmalara teknik yardımda bulunması kabul ediliyor. Garantör devlet sıfatı taşımasına rağmen, ön planda görülmeyen ancak sessiz ve derinden faaliyetlerini yürüten İngiltere'nin konumuna gelince... 'İngiltere de sorumlu' KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, İngiltere'nin en az Yunanistan kadar sorumluluk taşıdığı görüşünde. Kıbrıs anlaşmalarına taraf olan İngiltere'nin İngiliz yasası haline dönüşmüş 1960 anlaşmalarını ihlal ettiğini düşünüyor. O kadar ki, KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, "İngiltere aleyhine İngiltere'de dava açma" hazırlığı içinde. Hem KKTC'de hem de İngiltere'de hukukçulara araştırma yaptırıyor, dava hazırlıkları yürütüyor. Denktaş, İngiltere'yi neden ve nasıl dava edecek? Hukukçuların verdiği bilgiye göre Denktaş'ın dayanağını, 1960 anlaşmalarının ihlali oluşturacak. Bu anlaşmalara taraf olan ve iç hukukuna dahil ederek İngiliz yasası niteliği de kazandıran İngiltere, "Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan'ın aynı anda üye olmadıkları uluslararası kuruluşlara üye olamaz" hükmünü çiğnedi. Güney Kıbrıs'ın, Türkiye'nin üye olmadığı AB'ye üye olması kararına katılarak, bu hükme aykırı davrandı. Hukuki hakları kullanacak Denktaş'ın incelettiği İngiltere'nin bu tutumunun hukuk karşısındaki konumu. Bir yandan Kıbrıs'ta görüşmeler sürerken, bir yandan da dava hazırlıkları sürüyor. İki konuyu birbirinden ayıran Denktaş ve kurmayları, anlaşmalardan doğan hukuki haklarını kullanmaya da kararlı görünüyorlar. 'Biz imtihanı geçtik, sıra Türkiye'de!..' Denktaş, müzakereciliğini bir kez daha gösterdi. Peki alınan sonuç Denktaş'ın istediği sonuç mu? Bu soruya kolayca olumlu yanıt vermiyor. Annan Planı'nın mevcut haliyle ve bu haline yakın biçimde referanduma sunulmasını sakıncalı buluyor. Türk tarafının önerilerinin plana girmesi gerektiğini savunuyor. Bu koşullarda müzakereye gidilmesinin sorumluluğunu daha çok Türkiye'de görüyor. Bu düşüncesi şu sözlerinden de anlaşılıyor: "Türkiye büyük bir imtihana giriyor. Biz kendi açımızdan imtihanımızı geçtik." | siyaset |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Başbakanlık, dini yayında geriledi EZELHAN ÜSTÜNKAYA Ankara Başbakanlık, değişiklik yaparak İslamcı yayınlara fırsat verdiği Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) hazırladığı yönetmelikle ilgili geri adım attı. Başbakanlık tarafından yönetmelik taslağından çıkarılan "Din veya dini duygular, kişisel veya siyasi çıkar ya da nüfuz sağlamak amacıyla kullanılmamalıdır" cümlesi, ilgili bölüm metnine yeniden eklendi. Üst Kurul, dün Başbakanlık'ta bekletilen yönetmelikle ilgili olağanüstü toplandı. RTÜK, "irticai yayınlarla mücadele edileceğini" bildirdi. Yönetmelik, Başbakanlık ve RTÜK arasında görüşme trafiğine neden oldu. Başbakanlık, gönderilen bütün metinlerin gönderen kurumla birlikte Anayasa ve ilgili mevzuatlar çerçevesinde incelendiğini bildirdi. Erbakan'ın adayı TRT için başvurdu Yücel Yener'in istifasıyla boşalan TRT Genel Müdürlüğü için, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı ve Sözcüsü Feyzullah Arslan ile Akbil soruşturmasında adı geçen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi Başkanı Şenol Demiröz de aday oldu. 1996'da Necmettin Erbakan'ın TRT adayı olan Demiröz'ün, Başbakanlık ve RTÜK'te kulis yaptığı ifade edildi. 15 Nisan'da sona erecek olan adaylık için şimdiye kadar 43 kişi başvurdu. ANAP'ın da artık bir milletvekili var HAKAN ŞANLITÜRK Ankara Hakkâri Bağımsız Milletvekili Mustafa Zeydan, ANAP'a katıldı. Zeydan'ın katılımıyla TBMM'de temsil edilen siyasi parti sayısı dörde yükseldi. ANAP Genel Başkanı Ali Talip Özdemir'le birlikte dün partiye gelerek genel başkan yardımcılarıyla tanışan Zeydan, 14 Nisan Pazartesi günü düzenlenecek törenle ANAP'a katılacak. TBMM'de sandalye dağılımı şöyle oldu: AKP 365, CHP 177, DYP 3, ANAP 1, Bağımsız 4. | siyaset |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Böbrek hastalarına müjde! Böbrek yetmezliği çeken hastalar, uykuda da diyaliz makinesine bağlanabilecek Hollanda'nın Utrecht kentindeki diyaliz Merkezi'nde uygulama denenmeye başlandı. Hollanda Böbrek Hastaları Vakfı'ndan yapılan açıklamada, bu yöntemin, Kanada'da geliştirildiği ve başarılı sonuçlar verdiği, uygulamanın, Hollanda'da kısa sürede yaygınlaştırılmasının planlandığı belirtildi. Verilen bilgiye göre, bu yöntemle kanı temizlenecek hastalar, hafta birkaç kez diyalize bağlanacak, ancak diyalize bağlanma ve işlem, hasta için daha kolay olacak. Hasta, makineye bağlı olduğu sürenin büyük bölümünü uykuda geçireceği için daha az ilaç alacak. | sağlık |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
MALEZYA SÜRPRİZİ Renaultun 21 yaşındaki yıldızı Fernando Alonso, Malezya Grand Prixsi öncesi yapılan sıralama turunu ilk sırada tamamladı, Formula 1 tarihine adını yazdırdı 2.cep Sepangın FORMULA 1de yeni sezon, yeni sürprizlerle devam ediyor. Malezya Grand Prixsi öncesi dün yapılan sıralama turlarında ilk iki sırayı Renault pilotları kaptı. Renaultnun 21 yaşındaki yıldızı Fernando Alonso, Formula tarihinde pole pozisyonu alan en genç pilot unvanını elde ederken, takım arkadaşı Jarno Trulli de Sepang pistinde ikinci cebi kaptı. Schumacher üçüncü İLK sıralamanın birincisi Ferrarinin şampiyonu Michael Schumacher ise bu kez ancak üçüncü en iyi zamanı gerçekleştirebildi. Alman pilot böylece Sepangda ilk kez pole pozisyonu alamadı. Avustralyanın galibi MCLarenden David Coulthard 4. olurken, Ferrarinin diğer ismi Barrichello ancak 5. cepte yer buldu. Malezya Grand Prixsi bugün TSİ 09.00da start alacak. | spor |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Faizler dünyada yükselirken Türkiyede düşer mi? DÜNYADA faizler artmaya devam ediyor. Amerika ve İngiltere ekonomilerinin ısınması nedeniyle hissedilen enflasyonist baskıların üzerine petrol fiyatlarının durdurulamayan yükselişi eklendi. Dünyayı enflasyon korkusu sardı. Amerika Merkez Bankası (FED) son bir ay içinde iki kez faizleri artırdı. FED faizleri toplam 0.5 puan arttı. Yıl sonuna kadar FEDin faizleri 1 puana kadar artırması şaşırtıcı olmayacaktır. İngiltere ilkbahar aylarından başlayarak faizleri artırmaya başladı. İngiliz Merkez Bankası (Bank of England) şimdiye kadar dört kez faiz artırımına gitti. Toplam olarak son altı ayda Bank of Englandın faiz artırımı 1 puan oldu. Yıl sonuna kadar İngilterede faizlerin biraz daha artması gündemde. Avrupada işler biraz daha karışık. Tatmin edici bir ekonomik büyümeye geçemeyen Avrupanın büyük ekonomileri bir yandan bütçe açıklarını azaltamazken, diğer yandan Avrupa Merkez Bankasının (AMB) faiz indiriminden fayda ummaya başlamıştı. Petrol fiyatlarının fırlamasıyla bu umut şimdilik öldü diye düşünülebilir. AMBnın kamuoyuna yaptığı son açıklamalar enflasyon tehdidinin kısa dönemde onlar için de önemli olduğunu ve mücadele edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Petrol fiyatlarında kayda değer bir düşme olmadığı taktirde, AMB de yıl sonuna kadar bir ya da birkaç faiz artırımına gidebilir. Siyasetçiler bundan hoşlanmayacaklardır. Aynı durum Japonya için de söz konusudur. Kaldı ki, son dönemlerde Japonyadaki ekonomik büyüme beklentilerin de üzerine çıktı. Japon Merkez Bankası da daha petrol fiyatları bir tehdit oluşturmamışken deflasyon lafını bırakıp enflasyon lafını telaffuz etmeye başlamıştı. Dünyada hal böyleyken, tarım fiyatlarının düşmesinden kaynaklanan mevsimsel hareketlerle Türkiyede haziran ve temmuz aylarında aylık enflasyonun düşük çıkması Merkez Bankasının bir faiz indirimine gidebileceği beklentisini yarattı. Normal şartlarda, böyle bir beklenti gerçekçi olabilirdi. Ama, şimdi iki önemli etken Merkez Bankasının faizler konusundaki kararını etkileyecektir. Dünyada petrol fiyatlarının artması hiç kuşkusuz Türkiye için de önemli bir enflasyonist tehdit oluşturmaktadır. Bu tehdit Türkiye için çok daha ciddidir. Çünkü, Türkiye daha düşük enflasyon ortamına yeni alışmaya çalışmaktadır. Enflasyondaki düşüşün kalıcı olup olmayacağı ekonomik birimlerin kafasında hala büyük bir soru işaretidir. Enflasyonun başını kaldırıyor gibi yapması beklentileri temelden bozabilecektir. Dolayısıyla, Merkez Bankası, enflasyon başını kaldırıyor görüntüsü vermemek için elindeki bütün silahlarla mücadele edecektir. En azından, kendine verilen misyon bunu gerektirir. Merkez Bankasının elindeki en önemli silahlardan biri faizlerdir. Bu aşamada, faizleri indirmek petrol fiyatlarından gelen tehdide aldırmamak olur. Halbuki, Merkez Bankasının açıklamaları bu tehdidi ciddiye aldıklarını göstermektedir. İkinci önemli etken iç talebin önlenemez yükselişidir. İç talep patlaması yalnızca cari açığın büyümesine neden olmuyor, aynı zamanda, enflasyon tehdidini de beraberinde getiriyor. İç talebin kontrol edilmesinin vurgulandığı bir ortamda Merkez Bankasının faiz indirmesi bir anlamda yangına körükle girmek olacaktır. İçinde bulunduğumuz ortam Türkiyede reel faizlerin arzulanandan daha yüksek olmasını gerektirmektedir. Bir anlamda, iç talep büyümesinin ve buna bağlı olarak hızlanan ekonomik büyümenin maliyeti yüksek reel faizlerle ödenmektedir. Bu konuyu hafta içinde daha ayrıntılı inceleyeceğim. Fiyat-miktar politikaları PLANLI ekonomilerde ekonomi politikalarının temeli miktarı kontrol etmektir. Üretim miktarı kontrol edilir. Yatırım miktarı kontrol edilir. Banka krediler planın gerektirdiği biçimde dağıtılır. Ama, miktarlarla beraber aynı zamanda fiyatlar da kontrol edilmeye çalışıldığından, ekonomide bazı mallarda kıtlık, bazı mallarda fazlalık olur. Ekonomi politikalarının değişmez kuralı şudur: Hem fiyatı hem de miktarı kontrol edemezsiniz. Birinden birini seçmek zorundasınız. Serbest piyasa ekonomilerinde ekonomi politikalarının temeli gerektiğinde göreli fiyatları etkilemektir. Fiyatları etkilemeye yönelik politikalar aynı zamanda miktarı da kontrol etmeye çalışmaz. Bu nedenle de, yanlış işler yapılmıyorsa, serbest piyasa ekonomilerinde kıtlık yoktur. Fiyatlar oynaktır. Eskiden kalma içgüdüyle, ekonomi politikalarını oluşturanlar bazen hem miktarı hem de fiyatı etkilemenin yollarını ararlar. Örneğin, tüketim çok arttığı için kamu bankalarına talimat verip tüketici kredilerini kesmeye çalışmak böyle bir içgüdüden kaynaklanmaktadır. Bankalara dönüp aklınızı başınıza alın, çok tüketici kredileri vermeyin gibi moral baskı yaratmaya yönelik mesajlar vermek de aynı içgüdünün sonuçlarıdır. Var olan iştahı yok gibi varsaymak, fiyatın getirdiği olguları fiyatı değiştirmeden ortadan kaldırmaya çalışmak 1950 model ekonomi politikalarıdır. Tüketici kredilerindeki artıştan ekonomi politikaları yapıcıları rahatsızsa, rahatsız olmaları gereken yer faizlerin düşüklüğü olmalıdır. Ama, bir taşla iki kuş vurma dürtüsü bazen en basit iktisadi kuralları dahi insanlara unutturabilmektedir. Bu konuyu da daha sonra daha ayrıntılı bir biçimde ele alacağım. Karar doğru zamanlama yanlış TİCARİ krediler üzerinden alınan yüzde 3 kaynak kullanımı destekleme fonu (KKDF) kesintisinin kaldırılması çok yerinde bir karardır. Bu çeşit ek maliyetler mali piyasalarda aracılık maliyetlerini artırmaktadır. Bankalar 100 liralık fon toplamak için 20 liralık bir maliyete katlanıyorsa, kredi kullananlar 100 liralık bir fon için 40 liralık maliyet ödemektedirler. Fonların bankalara olan maliyetiyle kredi kullananlara olan maliyeti arasındaki fark devletin koyduğu çeşitli vergi ve vergi benzeri yüklerle çok açılmıştır. Ticari kredilerde KKDF kesintisinin kalkması bu farkı kapatacak bir gelişmedir. Doğrudur. İç talep yükselişinin önlenemediği bir ortamda, ticari kredilerin göreli olarak ucuzlatılmış olması ise iç talep artışına üretimin daha kolay tepki vermesini sağlayacak bir gelişme olmuştur. Örneğin, geçmişte KKDF kesintisinden kaçmak için bir yıldan uzun krediler kullanılarak yapılan ithalatlar şimdi normal ticari kredilerle aynı maliyetlerle, hatta daha ucuza yapılabilecek bir duruma gelmiştir. KKDFnin ticari krediler üzerinden alınmasının durdurulması doğru bir kararın yanlış bir zamanda uygulanmasına çok iyi bir örnek olmuştur. Karar IMFnin zorlamasıyla alınmıştır. Bu çeşit konularda IMF de konjonktürü iyi takip etmesi gerekir. Şimdi, ticari kredilerden kaldırılan KKDFnin tüketici kredileri üzerine konması planlanmaktadır. İki yanlışla bir doğru bulunmaya çalışılmaktadır. Serbest piyasa bu çeşit düzenlemelerin arkalarından dolaşmayı iyi bilir. Yerel önlemler işe yaramaz. | ekonomi |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Milli Görüş (5) SAADET Erbakan damgalı Saadet Partisini tanıtan Kutan, yenilikçilere şiirli mesaj gönderdi: Ey oğul sabretmesini bil. Vaktinden önce çiçek açma ABDULLAH KARAKUŞ Ankara Yasaklı lider Necmettin Erbakan, Milli Görüş çizgisinden ödün vermediği yeni partisini dün kurdurdu. Bugüne kadar dört partisi kapatılan Milli Görüş hareketinin 5. partisinin adı Saadet Partisi oldu. Emanetçi Genel Başkan olacak Recai Kutanın dünkü sözleri, yıllardır aynı cümleleri duymaya alışkın Milli Görüş camiasında, "Konuşan Recai Bey değil, hocamız" yorumuna neden oldu. Kutan, dün FP İl Başkanlığı binası olarak kullanılan merkezde kurucularla bir araya gelerek yeni partinin esaslarını açıkladı. Yenilikçi kanada da, Şeyh Edebalinin şiirini okuyarak uyarı gönderdi. Şiirde, "Ey oğul sabretmesini bil. Vaktinden önce çiçek açma. Şunu unutma; insanı yaşat ki devlet yaşasın... Bereket büyüklerle birlikte olmaktır" mısraları yer aldı. Kutan yine emanetçi Partinin dünkü kurucular kurulu toplantısında Kutan, genel başkan seçildi. Yeni oluşturulan Genel İdare Kurulu listesinde 32 milletvekili yer aldı. GİK'de Kutan'ın dünürü olan FP'nin Kadın Kolları Başkanı Gülten Çelik de yer aldı. GİK'in diğer kadın üyesi ise Ankara Milletvekili Oya Akgönenç oldu. Hoca: 51 Tayyip: 54 Erbakan partisini kurarken, Erdoğan da gelenekçilerden milletvekili çalmaya devam ediyor. Önceki gün Kutanın kurucular kurulundan beş milletvekilinin istifa etmesinin ardından, dün de üç milletvekili daha Erdoğanla beraber hareket edeceğini açıkladı. Musa Uzunkaya, Mahmut Göksu ve Şükrü Ünal yenilikçilere katılırken, Azmi Ateş ile Nevzat Yalçıntaşın da yenilikçilere katılacağı öğrenildi. Gelenekçiler 51 milletvekiline düşerken, yenilikçiler 54ü buldu. GEÇİCİ MERKEZE TABELA Atatürk de var, türban da ÜMİT BEKTAŞ Saadet Partisi, dün kurulur kurulmaz tabelasını da astı. RP döneminde ek bina olarak mühürlenen, FP döneminde de Ankara İl Başkanlığı olan Balgattaki bina, tarihe SPnin geçici genel merkezi olarak da geçecek. SP yetkilileri, Balgatta daha büyük bina arayışını sürdürüyor. Bu arada Saadet Partisi programında, diğer Milli Görüş partilerinden farklı olarak ilk defa Atatürk'ün adı geçti. FP'nin kapatılmasında büyük etken olan türban konusu ise programa Erbakan'ın son dakika müdahalesiyle girdi. Erbakan el öptürdü MUSTAFA İSTEMİ Necmettin Erbakan, Erdoğan kararı üzerine tatilini yarım bırakıp döndüğü Ankarada Hamidiye Camiinde cuma namazını kıldı. Bazı partililer ve vatandaşlar Erbakanın elini öpmek için sıraya geçerken, bir grup da "Erbakan nerede biz oradayız" sloganı attı. Saadet uyanığı Aydınlık Türkiye Partisi (ATP) İçel İl Başkan Yardımcısı Aydın Çelik, internette 1.5 ay önce kurduğu "Saadet Partisi" sitesini 1 milyon dolara satılığa çıkardı. Aydın Çelik, FPnin kapanmasıyla birlikte yeni kurulacak olan partiye "Saadet Partisi" adı verileceğini tahmin ederek bu isimle yaklaşık 1.5 ay önce internette site oluşturduğunu söyledi. | siyaset |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Denizli Devlet Hastanesi uzman hekim istihdam ihalesi 5 Ağustos 2004 tarihinde gerçekleştirildi. 4 Aylık süre için ilgili dallarda yapılan ihaleye 2 psikiyatri uzmanı ve 1 eczacı başvurdu. Diğer branşlarda başvuru olmadı. 2 milyar brüt (yaklaşık 1 milyar 170 milyon net) ücret teklif edilen psikiyatri uzmanlığı hizmet alımı işi, ihaleye katılan uzman hekimlerce ücretin düşüklüğü gerekçe gösterilerek sonuçsuz kaldı. İhale ile ilgili kesin sonuçların 1 Eylül 2004 tarihinde açıklanacağı bildirildi. Bu gelişmeler çerçevesinde Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyince 5 Ağustos 2004 tarihinde Sağlık Bakanından acilen randevu talep edildi. 6 Ağustos 2004 günü Sağlık Bakanı ile yapılan görüşmede konu ile ilgili hekimlerin tepkisi dile getirilerek yaşanan sürecin sözleşmeli hekim istihdamının da ötesinde ihaleye giren şirketler üzerinden hekimlerin şirket elemanı olarak çalıştırılacakları, bu istihdam modelinin başta hekimler olmak üzere halk sağlığına, Türkiye tıp ortamına çok ciddi zararlar vereceği, bu uygulamanın bir an önce durdurulması gerektiği vurgulandı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ Denizli Devlet Hastanesi ve Manisa Alaşehir Devlet Hastanesi ihaleleri ile ilgili bilgisi olmadığını, konuyu araştıracağını söyledi. Türk Tabipleri Birliği, Türkiye sağlık ortamını çok yakından ilgilendiren, yaşadığımız tahribatın boyutunu genişletecek olan bu uygulamayı çok yakından takip edeceğini açıkladı. | sağlık |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Kalp hastalığına karşı erken uyarı Elektro Tomografi (EBT) erken koroner ateroskleroz teşhisi ölçümü ve takibini mümkün kılan yeni bir tomografi görüntüleme teknolojisi. (Habersaglık-Istanbul) EBT cihazının fark yaratan etkinliği, çok hızlı kasılmakta olan kalp ve koroner damarların görüntülerini hareketsiz ve net olarak alabilmesi. Bu tetkik hiçbir ön hazırlık gerektirmiyor ve cihaz kapalı bir tünel şeklinde olmadığı için kapalı alan korkusu olanlar rahatlıkla girebiliyor. Kalp hastalıklarının tedavisinde kullanılan balon anjioplasti, stent takibi veya by-pass ameliyatı geçirmiş hastaların düzenli takiplerinde EBT tetkikleri hastalara hiçbir zahmet vermeden uygulanabiliyor. EBT Türkiye'de yaklaşık 3 yıldır kullanılıyor ve bu teknoloji İstanbul ve Ankara olmak üzere sadece iki merkezde bulunuyor. Kimler EBT yaptırmalı? Erkekseniz ve 35 yaşını aştıysanız 35 yaşını aştıysanız Ailenizde kalp hastalığı varsa Sigara içiyorsanız Şeker hastalığınız varsa Kilonuz fazlaysa Hareketsiz ve pasif bir yaşamınız varsa Yüksek tansiyonunuz varsa Stresli bir yaşamınız varsa EBT- Elektron Tomografi ile yapılan birkaç dakikalık Koroner Damar Tarama Testi, bu hastalığı en erken devrede gösteriyor. Ayrıntılı Bilgi İçin; www.testkalp.com.tr | sağlık |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Akne tedavisinde kullanılacak cihaza onay ABD'nin Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), iltihaplı aknenin tedavisinde kullanılacak bir cihaza onay verdi Ağır ve orta şiddetteki akne üzerinde etkili olmayan cihaz, sadece iltihaplı aknenin tedavisinde kullanılabilecek. "Cleart Light Sistemi" olarak adlandırılan cihazın, şiddetli ışın yayarak cildi sivilcelerden temizleyebildiği belirtildi. Cihazın, sivilcelerin içinde bulunan bakterileri öldürerek cildi temizlediği, yaydığı ışının herhangi bir yan etki meydana getirmediği kaydedildi. İsrail'deki Lumanis firmasının ürünü olan cihaz, 48 hasta üzerinde denendi. Haftada iki kez ve her defasında 15'er dakikalık tedavi uygulanan hastaların tamamının tedaviye yanıt vermediği gözlendi. Araştırmacılar, 2 veya 3 seanstan sonra tedaviye yanıt vermeyen hastalarda başarı oranının yüzde 10'a düştüğünü söylediler. Tedavi sonunda, deneklerin yarısının yüzlerindeki sivilceler, yüzde 50 oranında azaldı. | sağlık |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Karamehmet Grubu ile yaptığı anlaşmanın hemen ardından Sümerbank'ın eski hakim ortağı Hayyam Garipoğlu ile de anlaştı. TMSF ile Garipoğlu Grubu arasında dün protokol imzalandı. TMSF'den yapılan açıklamada, TMSF ile 21 Aralık 1999 tarihinde fona devredilen Sümerbank A.Ş'nin hakim ortağı Garipoğlu Grubu arasında, Sümerbank ve diğer fon bankalarına olan borçların yapılandırılmasına yönelik olarak bir süredir devam eden müzakerelerin anlaşma ile sonuçlandığı bildirildi. En optimum ödeme takvimi hazırlandı 31 Aralık 2003 tarihi itibarıyla TMSF'ye 373.7 milyon dolar borcu bulunan Garipoğlu Grubu, 9 yılı anapara, 2 yılı faiz, 1 yılı da dolaylı sorumluluklarından kaynaklanan borçları olmak üzere toplam 12 yılda tüm borçlarını ödemeyi taahhüt etti. TMSF ödeme protokolü hazırlanırken, kanuni takip yoluyla yapılacak tahsilatın hem daha uzun süre alması hem de miktar olarak alacağın çok gerisinde kalması nedeniyle, grubun faal şirketlerinin gelecekte yaratacakları fonlarla borçlarını ödeme imkanı verilmesinin dikkate alındığını açıkladı. TMSF tarafından protokole ilişkin yapılan açıklamada "Bu çerçevede, bağımsız denetim kuruluşlarınca hazırlanan raporlar, faaliyetlerine devam eden şirketlerin nakit akım projeksiyonları, şirketlerin fon yaratma kapasiteleri ve borç ödeme amacıyla elden çıkarılacak varlıkların satışından beklenen en yüksek değerler göz önünde bulundurularak en optimum ödeme takvimi hazırlandı" denildi. 2004'te 5 milyon $ ödeme yapılacak * Garipoğlu 373.7 milyon dolarlık borcunu 9 yılı anapara, 2 yılı faiz 1 yılı da dolaylı sorumluluklardan kaynaklı borçlar olmak üzere 12 yılda ödeyecek. * Protokol süresince borç tutarına yıllık Libor artı yüzde 1 faiz uygulanacak. * Gruba ait gayrimenkul, fabrika ve diğer tesisler üzerindeki mevcut ipoteklere ilaveten 350 milyon dolarlık yeni ipotek tesis edilecek ve Grup firmalarının hisseleri Fon tarafından rehin alınacak. * İmzalanan bu protokole göre ödemeler, bu yıl içinde başlayacak ve yılsonuna kadar 5 milyon dolar ödenmiş olacak | ekonomi |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
İSTANBUL - Geçtiğimiz ay gerçekleşen Avrupa Futbol Şampiyonası ve yakında başlayacak Atina Olimpiyat Oyunları'nın büyük ekran TV'lere ilgiyi artırdığı açıklandı. Profilo Telra Elektronik Grup Başkan Yardımcısı Göksen Körezlioğlu, büyük spor organizasyonlarının özellikle büyük ekran TV satışlarını artırıcı yönde olumlu olarak etki yaptığını, şu anda tüketicilerin gerek fiyat gerekse boyut olarak en çok rağbet ettiği ürünlerinin başında dev ekran Projeksiyon TV'lerin geldiğini belirtti. Türkiye genelinde büyük ekran olarak da bilinen 70 ekran ve üzeri TV'nin üretim payının üç yıl içinde yaklaşık yüzde 25 oranında artışla yüzde 55 seviyesine geldiğine değinen Körezlioğlu, büyük ekran TV pazarında da başta 109 ve 151 cm. ebadında dev ekran projeksiyon TV'ler ve geniş büyük ekran TV gamları ile iddialı olduklarını vurguladı. 10 bin adet TV sattı Büyük spor organizasyonlarına paralel, büyük ekran TV satışlarını artıracak, tüketicilere avantajlar sağlayan güçlü kampanyalar yaptıklarını aktaran Göksen Körezlioğlu, son üç ayda Profilo Telra'nın 10 bin adet dev ekran Projeksiyon TV sattığını ve önümüzdeki aylarda da farklı kampanyaların desteği ile bu satış ivmesinin artarak sürmesini beklediklerini söyledi. | ekonomi |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
DYP 21. yaşını kutladı DYP, dün kuruluşunun 21. yıldönümünü kutladı. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, partisinin kuruluş yıldönümü nedeniyle dün sabah parti yöneticilerinden oluşan bir heyetle Anıtkabir'i ziyaret etti. DYP'liler, akşam da Akay International Oteli'ndeki kuruluş kokteylinde bir araya geldi. | siyaset |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Büyük petrol buhranı gibi Petrolün varili 44.3 doları buldu. Uzmanlar 'Petrol 50 dolara gidiyor' yorumları yapmaya başladı. 50 dolar, dünya ekonomisini krize sürükleyen 73 krizindeki seviyeyi denk geliyor. İşte gerçek turuncu alarm ABD'de 11 Eylül saldırılarının yıldönümü arifesinde terör korkusu petrol fiyatlarında bu güne kadar hiç telafuz edilmeyen 50 dolarları gündeme getirdi. ABD petrolünün varili art arda rekorlarla son 21 yılın zirvesini bir kez daha aştı ve 44.3 doları kırdı. Türkiye'nin ithalatta esas aldığı Londra'da işlem gören Brent tipi petrolün varili ise 42 doları gördü. Petrol fiyatları böylece yıl başından beri yaklaşık yüzde 40 oranında arttı. Brent tipi petrolün daha önceki rekoru 1. Körfez Savaşı'ndaki 41 dolar rakamıydı. Neredeyse enflasyon etkisinden arındırılmış haliyle ABD petrol fiyatları da petrol ambargosuyla kriz yaşandığı 1973 yılında görülen seviyelere yaklaştı. 1970'li yılların ünlü petrol krizine de OPEC ülkelerinin üretimlerini büyük oranda kısmaları oldu. 1973'te 10.47 dolar olan ham petrol varil fiyatı yüzde 270 artarak 38.50 dolara yükseldi. Ancak o dönem 38.5 dolara çıkan petrolün varili bugünkü hesaplarla yaklaşık 52 dolara denk geliyor. Yani uzmanların petrolde tehlike sinyali verdiği rakam 50 dolarların üzerinde. ABD'de aralarında IMF, ve New York Borsası'nın bulunduğu büyük finans kuruluşlarına El-Kaide'nin terör saldırısı düzenleyeceğine yönelik endişeler üzerine Bush yönetimi 'turuncu' alarma geçme kararı aldı. Ancak artan tedirginlik petrolün tırmanışı ile dünya ekonomisinin de 'turuncu' alarma geçmesi gerektiğini ortaya koydu. ÜRETİM ARTIRILAMIYOR Öyleki dünyaca ünlü finans kuruluşları yükselişin 50 doları da aşabileceği uyarısını yapan raporlar yayınlamaya başladı. Nedeni ise bu kez Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'ne (OPEC) üye ülkelerin üretimi artıracak kapasitesinin kalmayışı oldu. Mayıs'ta Ortadoğu'daki gerilimle artan petrol fiyatları OPEC'in üretim artışı ile dizginlenmişti. | ekonomi |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Susuz ve fırçasız diş temizliği Oral-B, diş temizliğinde yeni bir sayfa açtı. Diş fırçası ve su gerekmeden dişlerin temizlenmesini sağlayan yeni bir ürün geliştiren Oral-B, parmağa takılan süngerimsi bu ürün sayesinde dişlerin kolaylıkla temizlenmesini sağlıyor. Oral-B, Brusp-Up isimli bu ürünü su ve diş macunu olmadığı anlarda diş fırçasına alternatif olarak piyasa çıkardı. Tekli ambaljlar halinde satılan bu yeni ürün bir kullanımlık. | ekonomi |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Öğlene kadar süren PARTİ!!! Evliliklerinin üzerinde kara bulutlar dolaşan Sezai Taşkent ile 3,5 yıllık eşi Mine Hanım, bu yazı ayrı geçirmeye karar vermişti. Mine Hanım İstanbul'da kalırken Sezai Bey, Aytek Şavkan'la Bodrum'da kiraladıkları evde kalıyor. İki yakın dostun 6 Ağustos gecesi Bodrum'daki evlerinde çılgın bir parti verdikleri kulağıma geldi. 200 kişinin katıldığı partide yok yokmuş! Yenilmiş, içilmiş ve sabahlara kadar dans edilmiş. Pardon öğlenlere kadar. Çünkü kankaların partisi öğlene kadar sürmüş. Bu kadar enerjiyi nereden buluyorlar anlamadım!!! | magazin |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Cim-Bom ateş hattında : 2-3 Yeşilyurt önünde 2-0 öne geçmesine rağmen bu avantajını koruyamayan ve mağlup olan Galatasaray, bayanlar voleybolda küme düşme tehlikesi yaşıyor SARI - Kırmızılılar, ilk iki seti aldığı maçta Yeşilyurta teslim olarak, düşme hattından çıkamadı. Üçüncü setten itibaren toparlanarak özellikle Elena ve Esranın köşelerden yaptığı hücumlarla sayı üreten Yeşilyurt ise bu kritik galibiyetle ilk dört içinde yer almayı garantiledi. Galatasarayın ligdeki durumu, önümüzdeki hafta oynanacak maçlar sonunda belli olacak. | spor |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Keşke pareolu poz verseydi! Bodrum Yalıkavak'taki Club Flipper'de 'Yaz Aşkları' isimli televizyon dizisinin çekmlerini sürdüren Seray Sever, denize girip çıkarken seksi görüntüler sergiledi. Çekime her ara verildiğinde kendini denize atan Sever'in selülitleri ise görülmeye değerdi! Beyaz bikinisiyle gazetecilere poz veren genç oyuncu, bacaklarındaki portakal kabuklarının halini görseydi pareosunu üstünden çıkartmamayı tercih ederdi | magazin |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Gümüşhane Doğanspor Burada halk Gümüşhane Doğanspor'un gururuyla sorunlarını unutuyor adeta. Yokluklara rağmen statlarını bile yapmışlar. Sıkıntıları ise, hiç umursanmamak Gümüşhane adından da belli olduğu gibi, değerli toprak altı zenginlikleri olan bir kent. Treni, vapuru yok, tek ulaşım imkanı karayolu. Üniversite değil, istedikleri sadece bir eğitim fakültesi. Ne toprağın altında yatan altını işletebiliyorlar ne de eğitim fakültesi istekleri yerine geliyor. Ancak Belediye Başkanı Mustafa Canlı'nın gayreti ve Gümüşhaneli patronumuz Aydın Doğan'ın katkılarıyla 2. Lig A kategorisinde oynama başarısını kazanan bir futbol kulübünü kendi emekleriyle ortaya çıkardılar. 'Takımın posterini basın' Şimdi kentin en büyük gururu bu takım. Statlarının bir kısmını kendi gayretleriyle yaptıklarını yerinde gördüm. Takımın antrenmanını izledim. Çim saha hazır, kapalı tribünün bitimi gün meselesi. Geriye açık tribün kalıyor. Bunu da Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü'den bekliyorlar. Kent olarak devletten çok az yardım gören bu şehre Sayın Ünlü'nün destek vereceğine inanıyorum. Sporu seven gençlerin bazı istekleri var. Önce Gümüşhane Doğanspor'dan medyanın daha çok söz etmesini istiyorlar. Fatih Çağlar, "Üniversitede okuyorum. Arkadaşlarıma takımın başarısını gösterip, gurur duymak istiyorum" diyor. Eski amigo Orhan Gündüz ise Doğan Medya Grubu'ndan, Gümüşhane Doğanspor futbol takımının birinci hamur kağıda posterini bastırmasını talep ediyor. Nedeni ise evinin köşesine asmak. 'Maçları TRT yayınlasın' Yönetim kuruluyla takımın antrenmanını izlediğimde, güçlü, genç ve hırslı futbolculardan kurulu bir ekip gördüm. Yöneticilerden İsmail Akçay, "Aydın Doğan ağabeyimizin sayesinde bu takım ile Gümüşhane'de müthiş bir heyecan doğdu. İnsanları yaşama döndürdü. Sağ olsun, var olsun" dedi. Kulüp Başkanı Canlı'nın bir isteği de İkinci Lig için bir havuz kurulması ve maçların TRT'de yayınlanması. Bana göre de bu TRT'nin temel görevidir. Böylece Türk futboluna büyük hizmet eder. Ayrıca Süper Lig'in altında oynayan İkinci Lig, çok güçlü ekiplerden kurulu. Konuştukça spordaki dertler ortaya çıkıyor. Gümüşhane'de ferdi sporlardan karate, tekvando, judo önde. Bu da Aydın Doğan'ın inşaatını tamamladığı salonda sırayla yapılıyor. Özetle Gümüşhane'nin insanları kendilerine karşı devletin ve hükümetin bu kadar duyarsız olmasını kabul edemiyorlar. Bizden söylemesi... | spor |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kayseri'de, İl Müftüsü Necmettin Nursaça'nın da tanık olarak imzaladığı, 'bir günde 139 temel atma rekoru', Guinness Rekorlar Kitabı'nda "böyle bir dal olmadığı" gerekçesiyle kabul görmedi. Guinness Rekorlar Kitabı Türkiye Temsilcisi Prof. Dr. Orhan Kural, Guiness'in Londra'daki merkezinden gelen yanıtta, "Böyle bir dal olmadığı için bu başvuruyu kabul edemeyeceklerini söylediler. Ancak, böyle bir dal açılması için yeniden görüştüm, incelemeye alacaklarını bildirdiler" dedi. Rekorlar kitabına giren Türkler'e ait son listenin yeni geldiğini belirten Kural, "Türkiye'den 14 rekor, Guinness'e girmiş bulunuyor. Ancak temel atma ile ilgili bir kategori olmadığı için başvuru kabul edilmedi."dedi. Rekor denemesinin "Neden Kayseri İmamı'nın şahitliğinde yapıldığı" yönündeki sorumuz üzerine Kural, Guinness Rekorlar Kitabı için diğer ülkelerde papazların tanıklığının kabul edildiğini belirterek, "Temel atma rekoru için Londra'daki Guiness merkezine imam veya müftünün tanıklık yapıp yapmayacağını sordum. Kabul ettiler. Bunun üzerine Kayseri İl Müftüsü'nden bu konuda tanıklık yapmasını istedik. Önce şaşırdı sonra da kabul edip tanıklık yaptığına dair imzalı bir yazı verdi" dedi. Guinness'teki Türkler Halterci Naim Süleymanoğlu, 'olimpiyatlarda en fazla altın madalya', 'en fazla şampiyonluk ünvanı' ve 'dünyanın en genç halter rekoru' ile yer aldığı Guinness Rekorlar kitabında halterci Halil Mutlu da bir kez yer alıyor. Türklere ait diğer rekorların bazıları ise şöyle: 2000 itibariyle dünyada kişi başına yıllık ekmek tüketiminde (yıllık 199.6 kilo) Türkiye birinci Dünya Kupası'nda en hızlı gol atan futbolcu ünvanına Hakan Şükür sahip. Güney Kore'ye golü 11'inci saniyede atmıştı. Efes'te yapılan deve güreşini 20 bin kişi izledi. Dünyanın en uzun mikrobu (150 mm) Türkiye'de kalkertaşlarında bulundu. Türk Lirası 2003'te dünyanın en değersiz parası seçildi. Dünyanın en uzun burunlu (8.8 cm) adamı Mehmet Özyürek. Kırkpınar dünyanın en eski güreş yarışması (1460'tan beri) Dünyanın en küçük mikrofonu (çapı 40 mikron) Bilkent Üniversitesi'nde. Dünyanın en uzun çamaşır ipi (33 bin 81 metre) Adana'da Güney Rotary Kulüp tarafından asıldı. | ekonomi |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Cennet Türkiye Türkiye artık özellikle televizyon gelirlerinden sonra, yabancılar için dolar cenneti oldu. Özellikle üç büyükler, yaklaşık 7 - 8 yıldır, büyük paralarla transferler yapıyor. Tabii ki, buna olumsuz bakmıyorum. Çünkü, iyi yabancı oyuncuların, Türk Futboluna katkıda bulunacağını düşünüyorum. 10 yıl önceye döndüğümüzde, üç büyükler, maliyetleri en fazla 1 milyon mark olan futbolcular transfer ediyordu. Şimdi ise milyon dolarlar harcanıyor. Galatasaray, UEFA Şampiyonu olduktan sonra, ezeli rakipleri Fenerbahçe ile Beşiktaş da, bu başarıyı elde etmek için büyük paralar harcadı. Hatta, üç büyükler, iç ve dış transferde, Avrupa standartlarının üstüne çıkarak, ciddi rakamlar ödemeye başladı. Sakın yanlış anlaşılmasın. Futbolcuya Allah daha çok kazandırsın... Ancak kulüplerimizin ve taraftarlarımızın yabancılara karşı gösterdiği sıcak ilgi, verilen maddi ve manevi emeklerin karşılığını alamadığımızı görüyoruz. Tabii istisnaları var. Örneklerle açmak istiyorum; ORTEGA... Fenerbahçe taraftarının sevgilisi. Gerçekten de Dünya starı. Fenerbahçe taraftarı, yıllardır bir oyuncuya, bu kadar bağlı kalmamıştı. Aynı düşünceler, Revivo ve Rapajc için de geçerli. Ancak bu bağlılığın geri dönüşümüne baktığımız zaman, istediklerimizi alamamış ve görememişiz. Her futbolcu zaman zaman kötü oynayabilir... Ancak vurdum - duymaz tavırları sıkıntı yaratıyor. Sadece fayda sağlamamaları değil, diğer oyuncuları da olumsuz etkilemeleri kötü. Revivonun durumunu kimse bilmiyor... Ortega, benim hatırladığım en son Bursaspor maçından önce antrenmana çıktı. Arada, bir de Diyarbakır maçı oynadı. Hem de antrenmana çıkmadan... Maçtan sonra da zaten ülkesine gitti. Arkadaşlarından önce tatile çıktı. İşin entresan tarafı; kampa da arkadaşlarından sonra katılacak. Yaptığı tek hazırlık, Arjantinde oynadığı veteranlar maçı. Orteganın "Kampa katılacağım" açıklaması, Fenerbahçe Kulübü yetkililerinde heyecan ve mutluluk yarattı. Olacak iş değil... Zaten sen, takımla beraber olmak zorundasın. Yıldız oyuncu tabii ki, farklı muammele görebilir. Bunu da masada gördü. Saha içine çıktığı zaman da Ortega ve Revivonun, ne Ümit Özattan, ne Tuncaydan, ne de Semihten farkı var. Tabii ki bu, imkanı yaratanların düşüneceği bir konu. Diğer oyuncuların psikolojisini ve özverisini kaybetmemesi için önlem alınması da gerekiyor. FIKRA TEMEL ile Dursun sinemaya gitmişler. Filmi beğenmemişler. Bir sahnede at yarışını görünce, iyi vakit geçirmek için iddiaya girişmişler... Temel: "Bence, bu yarışı bir numaralı at kazanır. Var mısın iddiaya?" Dursun: "O zaman ben de iki numara kazanır diyorum." Filmde yarış başlamış, bir numaralı at kazanmış. Temel on milyonu cebe indirmiş. Ertesi gün olmuş. Daha önceden filmi izleyen Temelin içine sinmemiş ve on milyonu çıkarıp, Dursuna uzatmış, "Ben bu filmi izlemiştim" demiş. Dursundan "Ben de gitmiştim" cevabı gelmiş. Temel şaşırmış, "Neden bir demedin" diye sormuş... Dursun da "Bu sefer sürpriz aradım" demiş. Transfer yanlışları Gündemde, Fenerbahçe ile Galatasarayın, transfer edeceği futbolcuların isimlerini okuyoruz. Şahsen ben, ne Uruguaylı oyuncuyu tanıyorum, ne Arjantinliyi, ne de Insuayı... Tahmin ediyorum, bu oyuncuları benim gibi hiç kimse tanımıyor. Hatta almak isteyenler bile, net olarak bilmiyor. Transfer, yapmak için yapılmaz. Belki de gerçekten çok iyi oyuncular. Ancak bu tip oyuncuları almadan önce, en az 6 ay, kuracağınız bir heyet tarafından izletmeniz lazım. Bana derseniz ki, "Dünya kulübü olacağım" diye, o zaman ben kafamda soru işareti yaratmayacak oyuncu isterim. Örneğin; Bayern Münihten Elber, Borussia Dortmundtan Koller gibi... O yüzden transferlere dikkat. | spor |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Durmuş limitet kaosu! Sağlık Bakanının kurdurduğu şirketin yazılımını kullanan 80i aşkın hastane bütçelerini kontrol edemiyor AYDIN HASAN Ankara Sağlık Bakanı Osman Durmuşun, bürokratına kurdurduğu SB limitedin, devlet hastanelerinin otomasyonuna ilişkin projesi, yeni yazılımın sorunlu olması nedeniyle çok sayıda hastanede kaos ortamının oluşmasına neden oldu. Yazılımı kullanan 80i aşkın hastane, toplam 500 milyon dolarlık bütçelerini kontrol edemiyor, alacaklarını izleyemiyor. Durmuşun yayımladığı genelgeyle başta İzmir Atatürk Eğitim, Bakırköy Devlet, Ankara Hastanesi olmak üzeri birçok hastane kullandıkları programı bırakarak SBnin programına geçti. Yeni yazılımın hizmete girmesinin ardından hastanelerin "rutin işleyişinde" bir dizi sıkıntı olduğu, bürokrasiyi artırdığı belirtildi. Özellikle İzmir Atatürk Eğitim Hastanesinde yazılımdan kaynaklanan ciddi sıkıntılar hastaları bunaltırken , Maliye Bakanlığına bağlı olan hastane saymanları bakanlığa programla işlemleri sağlıklı yapamadıklarını aktardı. Bir yetkili gelişmelerle ilgili şunları söyledi: "SB limitedin yazılımının kurulduğu hastane sayısı 80i aştı. Bu hastanelerin yıllık bütçesi toplam 500 milyon dolar. Saymanlar, program yetersiz olduğu için bütçelerini kontrol edemiyor. Alacaklarını tespit edip takip yapamıyorlar. Çok ciddi kayıplar olmaya başladı. " Yeni programın yarattığı sıkıntı nedeniyle Ankara Hastanesi Başhekimi Nusret Akyürek ile Haydarpaşa Numune Hastanesi Profesör Abdullah Sağlam, görevlerinden istifa etti. | siyaset |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Türkiye'nin en büyük bankası Ziraat, 2001'deki yeniden yapılanmanın ardından ulaştığı yüksek kârlılığı sürdürüyor. Ziraat Bankası bu yılın ilk altı ayında net kârını yüzde 60 artırarak 611 trilyon liraya ulaştırdı. Bankanın Genel Müdürü Can Akın Çağlar, aktif büyüklüklerinin son bir yılda yüzde 30 oranında arttığını belirtti. Çağlar, rakamların verimlilik ilkeleri uyarınca çalıştıklarının göstergesi olduğunu vurguladı. Kamu kağıtlarından elde ettikleri kârla haksız rekabet ettikleri yönündeki eleştirilere de cevap veren Çağlar, "Bugün Ziraat Bankası, normal faaliyet gelirleriyle giderlerini karşılayacak ve kâr elde edebilecek durumdadır" dedi. Çağlar, ilgili kanun çerçevesinde kamu bankalarına idari ve mali özerklik kazandırıldığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugüne kadar hep özel banka mantalitesiyle hareket edildi. Ziraat Bankası'nın hükümetin veya herhangi bir bakanın, bu anlamda, şu firmaların kredilendirilmesi, şu sektöre girilmesi veya girilmemesi anlamında herhangi bir telkinle karşı karşıya kalmadığını net olarak söyleyebilirim." Halka arz 2007'de Ziraat Bankası'nın halka arzıyla ilgili çalışmalara da değinen Genel Müdür Can Akın Çağlar, şunları söyledi: "Ziraat dünyanın 115'inci büyük bankası. Büyüklüğü göz önüne alındığında, bugün için kısa sürede özelleştirilmesi çok mümkün değil. 2007 yılında sermaye piyasalarının derinlik kazanması, yabana yatırımcıların Eğişinin artması bekleniyor. Elimizde bu durumu göz önüne alan bir rapor var. Raporda birkaç aşamadan oluşan halka arz yöntemiyle özelleştirme öngörülüyor. Buna göre hareket ediyoruz. | ekonomi |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
F Tipi, tutuklunun ruh sağlığını bozuyor İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Bakırköy Devlet Hastanesi önünde toplanarak F Tipi cezaevlerinde uygulanan tecriti protesto etti. Hastane önünde basın açıklaması yapan grup, uygulanan tecrit sonucu yüzlerce tutuklunun ruh sağlığını yitirdiğini söyledi. Öğle saatlerinde Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi önünde toplanan İHD üyesi yaklaşık 15 kişi, tecridin kaldırılması için basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada, "Tecrit uygulamasıyla kamuoyunun gündemine gelen F tipi cezaevlerinde son 1 aydır mahpusların ruhsal sağlıklarının bozulmasına ilişkin başvurular artmıştır. Tecridin mahpusların beyinsel ve bedensel bütünlüğü üzerindeki yıpratıcı etkileri üzerinde sivil toplum örgütleri, hekim kuruluşları ve uzmanlar yaşanmış deneyimlerden yola çıkarak bugüne kadar çeşitli saptamalarda bulunmuşlardır. İnsanın var oluş koşullarına aykırı bu uygulamanın ağır sonuçlarını Almanya, İtalya ve dünyanın bir çok tecrit tipi cezaevlerindeki mahpuslar geri dönüşümü mümkün olmayan ruhsal hastalıklara yakalanarak yaşadılar ve bu devam etmektedir. Tecridin kaldırılmasını istiyoruz´´ denildi. | sağlık |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Engellimiz de AİHM'ye gitti Bedensel, görme ve ortopedik engelliler, rahat dolaşamadıklarını, istihdam olanakları sağlanmadığını, erişim ve eşitlik haklarının ihlal edildiğini, ayrımcılık yapıldığını öne sürerek AİHM'ye başvurdu TURAÇ TOP İzmir DHA İzmir'de kurulan Mevlana Özürlüler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyesi 30 kişi, kendilerine ayrımcılık yapıldığı ve eşitlik ilkesinin uygulanmadığı iddiasıyla, Türkiye aleyhine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurdu. Kişi başına 1 milyon euro tazminat isteyen engelliler, geçen yıl bir grup arkadaşlarının aynı gerekçelerle yaptığı başvurunun AİHM'de kabul edilir bulunduğunu hatırlattı. Başvuruları kabul edilmişti Gaziemir'de 3 yıl önce kurulan ve 1992'de Kuzey Irak'taki çatışmalardan sonra malulen emekli olan uzman çavuş Ayhan Tak'ın (44) başkanlığını yaptığı derneğin 30 üyesi, Mayıs 2003'te kendilerine ayrımcılık yapıldığı ve eşitlik ilkesinin uygulanmadığı iddiasıyla AİHM'ye başvurdu. Bedensel, görme ve ortopedik engelli üyeler, diğer vatandaşların sahip olduğu haklardan yararlanamadıklarını, serbestçe dolaşamadıklarını, istihdam olanakları sağlanmadığını, erişim ve eşitlik haklarının ihlal edildiğini öne sürdü. Başvuruyu değerlendiren mahkeme, haziranda şikâyeti kabul edilebilir buldu ve davanın açılması için gerekli evrakın temin edilmesini istedi. Yaşadıkları zorlukların değişmemesi üzerine harekete geçen diğer 30 üye de, aynı gerekçelerle tazminat davası açmak için AİHM'nin yolunu tuttu. Engellilerin toplumsal ve sosyal açıdan Türkiye'de mağdur edildiğini savunan Tak, "Anayasa'da bize tanınan haklara sahip olmadığımızı düşünüyoruz. Çalışamıyoruz, üretimden uzak tutuluyoruz. Her tür saldırıya, insanlık dışı yaşama maruz bırakılıyoruz. Kendi isteğimiz dışında engelli olduğumuz halde, evlerimizde mahkûm hayatı yaşıyoruz. Çevremiz birer mimari engel. Ne adliyede hakkımızı arayabiliyor, ne de serbestçe gezebiliyoruz. Gerekli evrakı ulaştırdık. Şimdi davanın açılmasını bekliyoruz" diye konuştu. | siyaset |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Barışın ağır bedeli Alın dijital alt yapınızı, paralı otobanlarınızı, mega alışveriş merkezlerinizi, verin bizim Türkiyemizi... "Böyük" projeleriniz, çifte anahtarlarınız, papatyalarınız, hortumlarınız, kubbeleriniz, miğferleriniz de sizin olsun. Borçsuz ve özgür, namuslu ve fakir yaşamayı yeğleriz biz. Tersyüz edilmiş palto, pençeli pabuçla. Ama alnı açık ve gururla. Şu anda çoğumuzun yaşam kalitesi bu kadar bile değil... Dibe vurmak bu galiba. Sökün kıyılarımızdaki yabancılara ait lüks otelleri, çekin altımızdan trilyonluk dörtçekerleri... Yolun stadlarımızdaki çimenleri. Çamurda şerefimizle oynayıp kolkola tezahüratlarımızı özledik biz. Yitirdiğimiz ahlakımızı, küçümsediğimiz geleneklerimizi, komşuluğumuzu, selamlaşmamızı, sevecenliğimizi geri istiyoruz. Zaten ulusal gelir kadar iç ve dış borçla yükselen yaşam çıtamızı, kaçımız atlayabiliyoruz? Bohçayı toplarken; hortumcunuzu, hırsızınızı, markalarınızı, İsviçredeki dolarlarınızı da unutmayın. "Devletini en çok soyanların ülkesi" olarak anılmak, karikatürlerde bile olsa Busha gerdan kırmak istemiyoruz artık. Bizi boş hayaller peşinde koşturmayın. Biz, stokçu muyuz, silah tüccarı mıyız, lejyoner miyiz ? Nasıl savaşta kazanır, barışın bedelini çok ağır öderiz? Yoksa ödediğimiz, sizlerin hatalarına biçilen fiyat mı? * * * Kim bilir... Gelelim derbi dertlerimize. "Alem buysa, onun da çaresi var". Eğer musluğun başındaysanız ve aklınıza koyduğunuzu yapmak istiyorsanız çok kolay. Nasıl ki, yarın öbür gün musluğu açıp kapatarak tezkereyi geçirecekseniz; kimsenin açlıktan protesto mitingine gidecek hali bile kalmayacak... İsterseniz aynı teknikle şu derbi maçlarındaki seyirci sorununu da çözebilirsiniz. Şifre kırıldı !.. Bu ülkede artık anahtar kelimenin "para" olduğunu siz daha iyi bilirsiniz. Bir derbide bir takımın taraftarı taşkınlık mı yaptı; o takımın maç biletlerini iki misli yapacaksınız. Biletler, bedeli kadar Mehmetçik Vakfı makbuzuyla birlikte geçerli olacak. Kombineler de aynı makbuzla girecek stada. Olaylar tekrarlandığında; dört katı... Kulübün yaptırımı ise seyircinin azalması. Vergilerden dudağı uçuklayan barışseverler gibi, tribündeki savaşseverlerin de direncini kırabilirsiniz. Diyecekler ki "Bu nasıl adalet, düzgün seyirci de ceza alıyor". Ne yapalım kardeşim, savaşı da biz kışkırtmadık ama, barışın bedeli ağır oluyor! İsimli forma Beşiktaşın Göztepe maçında giydiği 720 isimli forma, benim iki kez hoşuma gitti. Birincisi formanın müthiş tasarımı, ikincisi uzun zamandır ilk kez herkesle aynı fikirde olmamın heyecanı. Neyse... Bu forma beynimde bir ışık yaktı. Keşke sezon başında Fenerbahçe benzer bir uygulamayı yapsaydı. Kimse formayı geri getirmek zorunda kalmaz, gidenlerin adını karalardı. Bir ihtimal daha var! Hesapları, yorumları, istatistikleri alt alta koyup topladığınızda Galatasaray bu derbiye çıkmayıp "hükmen yenilse" daha iyi olacak neredeyse. "Orta saha yok olmuş, moraller yıkılmış, 6 - 0 unutulmamış". Doğru... Ama bir ihtimal daha var!.. "Derbidir bu belli olmaz" gibi sisli puslu laflar etmeyeceğim. Size Malatya maçının ikinci yarısındaki Galatasaray takımını işaret edeceğim. Yani derbiden önceki son 45 dakikayı... Hesap, yorum ve istatistiklerde bu 45 dakika pek dikkate alınmadı. Evet... Galatasaray bu derbiyi kazanacaksa eğer, kaybettiği kupa maçının ikinci yarısındaki kazanımları yüzünden olacak. Neydi o kazanımlar? Hırs, sürat ve istek... Hayli uzun zamandır beklenen Galatasaray formatının minicik bir parlamasını gördük Malatya maçında. Topu yaralayacak kadar hırslıydı futbolcular. Atılan arkadaşına bağırıyor, atılıp da ağırdan alan rakibi arkadan itekliyorlardı. Kaleci taç atışı yapıyor, en sonunda rakip ceza sahasında düşüp penaltı bekliyordu. Bunlar sıradan davranışlar değildi. Belki tükenişin, belki de küllerinden doğan bir Galatasarayın habercileriydi. Galatasaray bu parlamayı alır, Ali Sami Yende yakacağı ateşin altına sokarsa hesaplar, yorumlar fos çıkar biline... Açık teşekkür Seçildiği ilk günden beri kendisini eleştirmek için "hiçbir fırsatı kaçırmadığım" Beşiktaş Kulübü Başkanı Sayın Serdar Bilgili başta olmak üzere tüm yönetim kuruluna açık tebrik ve teşekkürlerimi sunarım. Ne lider oldukları için, ne çeyrek finale çıktıklarından, ne de 100. yılda yakalamış oldukları kucaklayan rüzgardan. İyi hocayı yakalamış olmaları, işi az transferle kotarmaları, Sinan Engin ile idari model yaratmaları, vergilerine "nispeten" sadık kalmaları da değil konu. Bir jestleri var ki, hepsinden daha ulu. Yüz yılın kutlamalarına Anıtkabir ziyareti ile başladı Kartallar. "Ne var bunda, son derece doğal" diyebilirsiniz. Ama Dünya üçüncüsü bir Milli Takımınızı tüm arkasından itelemelere karşın Atanın huzuruna çıkaramamışsanız, bunu gönülden yapanlara tebrik ve teşekkürlerinizi iletmelisiniz. Beşiktaşlılara tebrik, bizi bu hallere düşürenlere teessüfler. Hakem haklı Malatyaspor Teknik Direktörü Ziya Doğan aynı maçta üç futbolcusu kırmızı kart görünce ne dedi: "Hakem doğrusunu yaptı"!.. Neler diyemezdi ki: "Anadolu takımlarının kaderi bu. Adalet istiyoruz. Galatasarayla kupa maçım var. Ben nasıl takım çıkaracağım sahaya" ve daha bir sürü bildik terane. Kimse de sesini çıkaramazdı. Böylece kupadan olası bir elenmeye karşı tüm kişisel risklerini yok eder, kendine mazeretler hazırlardı. Ama öyle yapmadı; ağlamadan sızlamadan, beş eksiğin adını bile anmadan; sadece "Hakem haklı". Ziya Doğan "saf" mıydı?.. Elbette hayır... O Galatasarayı yenmeyi kafasına koymuştu. Hazırlayacağı bahaneler, genç futbolcularının kendilerini değersiz hissetmelerinden başka bir işe yaramazdı. Cezalı futbolcularının takımın omurgası olduğunu deklare etse, Galatasaray maçını nasıl kazanırdı. Evet, hakem haklıydı. Ziya Doğan da. "Hakkımız yeniyor" edebiyatı yapanlar Doğandan ders almalı. | spor |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
'Gümüş Leopar'da Türk rüzgârı esti Locarno Film Festivali'nde Gümüş Leopar'ı, yönetmen Ayşe Polat'ın "En garde"sı kazandı. Pınar Erincin de "En İyi Kadın Oyuncu" seçildi Dünyanın önde gelen "A" grubu film festivallerinden İsviçre'deki Locarno Film Festivali'nde iki Türk kadın büyük bir başarı elde etti. Hamburg'da yaşayan yönetmen Fatih Akın'ın okul arkadaşı olan Ayşe Polat, ikinci; Almanya'ya yerleşmiş iki Türk oyuncunun kızı olan Pınar Erincin ise ilk filmiyle ödül kazandı. Kısa filmleri ve ilk uzun metrajlı filmi "Yurtdışı Turnesi" ülkemizde gösterilmiş olan Ayşe Polat'ın, annesi tarafından terk edilmiş bir Alman kızla Almanya'ya sığınmış Kürt bir mülteci kızın dostluğunu konu alan "En garde" adlı filmi, en iyi ikinci filme denk gelen Gümüş Leopar Ödülü'ne değer görüldü. Filmin başrol oyuncuları Maria Kwiatkowsky ve Kürt mülteci Berivan'ı canlandıran Pınar Erincin, 'En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü paylaştılar. Ödülü kazandığını İstanbul'daki ailesinin yanıda öğrenen Pınar Erincin, ödülünü aldıktan sonra dün İstanbul'a döndü. Genç oyuncu, ayağının tozuyla heyecanını şu sözlerle dile getirdi: "Filmin gösterildiği tarihlerde Locarno'daydım. Festivalin henüz başlangıcı olduğu için filmimizin favori gösterilmesine pek itibar etmedim. İlk filmlerden biriyiz diye düşünüp etki altında kalmak, hayal kırıklığına uğramak istemedim. Ödül kazandığım için çok mutluyum. Beni festival bürosundan aradıklarında önce filmin ödül aldığını bildirdiler, çok sevindim. Sonra En İyi Kadın Oyuncu seçildiğimi öğrenince mutluluğum ikiye katlandı. Ödülü Maria ile paylaştığım için de ayrıca mutluyum. Onunla çok iyi bir ilişkimiz var; üç ay, 24 saat birlikte yaşadık, arkadaş olduk, güzel bir film çıkardık. Çok farklı insanlar olduğumuz halde iyi anlaştık. 'En garde'ı proje olarak beğeniyorum. Berivan karakterini de seviyorum. Ayşe'nin filmi ben oynamasaydım da çok iyi olacaktı. Ayşe beni çok iyi yönlendirdi. Birlikte çok yoğun çalıştık. İki hafta prova yaptık. Daha önce hiç ödül kazanmadım. " | magazin |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Olimpiyat skandalı! Olimpiyat Stadı için istenen 20 milyon dolarlık krediye Bakanlar Kurulundan onay çıkmadı, yapılan bütün işlemler iptal oldu AYŞE YEŞİN Zaman kaybettik OLİMPİK Stadı sonunda elimize - yüzümüze bulaştırdık. Stadın ulaşım, skorbord ve elektronik bilet sisteminin tamamlanması için gerekli olan 20 milyon dolarlık kredi Bakanlar Kurulunda onaylanmayınca, yapılan tüm işlemler iptal oldu. 31 Aralık tarihine kadar Bakanlar Kurulundan kredi onayı çıkmayınca 2002 yılı boyunca yapılan tüm işlemler bir kalemde silindi. Silbaştan yapıldı BU gelişme üzerine stadın hayata geçirilmesi için gerekli olan 20 milyon doların alım prosedürüne, hiçbir işlem yapılmamışçasına, yeniden başlanacak. Bu işlemler ise hükümetin 3 aylık geçici bütçe uygulaması yüzünden ancak Mart ayında start alacak. İşlemlerin tekrarlanmasının ardından Olimpiyat Stadının eksiklerinin tamamlanması ancak 2003 yılı sonunda gerçekleşecek. | spor |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Ali beklerken sıkıldı Bodrum şu günlerde özellikle hafta sonu büyük bir yoğunluk yaşıyor. Özel havayolu şirketlerinin de çoğalmasına rağmen günler öncesinden bile yer bulmak hayal oluyor. Yer bulanları da bu kez havaalanı salonlarında rötar çilesi bekliyor. Tiyatrocu Demet Akbağ da bir hafta sonu İstanbul'a dönebilmek için 2 saat beklemek zorunda kaldı. Çok sıkılan oğlu Ali'yi omuzlarında eğlendirmek de baba Zafer Bey'e düştü | magazin |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Vatanenden üçüncü zafer DAKAR Rallisinde Luxor ile Abu Rish arasında dün koşulan 576 kilometrelik 15. etabını Finlandiyalı Ari Vatanen kazandı. Tecrübeli pilot böylece bu yıl otomobilde üçüncü etap zaferine ulaşırken, dünkü bölümü 6. tamamlayan Fransız Stephane Peterhansel, genel klasmanda 25.50 dakika farkla liderliğini sürdürdü. Motosikletteki temsilcimiz Kemal Merkit, 15. etapta da başarılı bir yarış çıkararak 26. olurken, klasmanda 22.likteki yerini korudu. Bu kategoride, Fransız Sainct zirveyi dün de kaptırmadı. | spor |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Süper Liverpool İNGİLTEREDE Manchester Unitedı 2 - 1 mağlup eden Liverpool, Süper Kupanın sahibi oldu. Cardiffteki Millennium Stadında, yağmur nedeniyle üstü kapatılarak oynanan karşılaşmada Liverpool, McAllisterin 2. dakikada gelen penaltısı ve Michael Owenın 16. dakikadaki golüyle sonuca gitti. Manchester Uniteda ise Ruud van Nistelrooyun ikinci yarıdaki golü yetmedi. | spor |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Lenf sisteminiz suyu, proteinleri, elektrolitleri ve kan hücrelerini vücudunuzun her yanına taşımaktan sorumludur. Aynı zamanda, vücuttaki toksinleri de lenf düğümlerine taşır. Toksinler burada yön değiştirerek kana karışır ya da terleme yolu ile vücuttan atılır. Bedeninizin toksinlerden arınması için, kendine özgü bir sistemi olsa da, zaman zaman yardıma ihtiyaç duyar. Yüze ve bedene yapılan hafif, rahatlatıcı bir masaj lenf düğümlerini uyararak daha verimli çalışmalarını sağlar, böylece ciltteki sıvı ve toksin birikimi ortadan kalkar. Ayrıca, yorgun görünen cildinize ve altları torba torba olan gözlerinize harika bir biçimde enerji kazandırır | sağlık |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
Özel tüketim vergisinde yapılan son düzenlemeler sigaraya zam olarak yansımaya başladı. İlk zam Japan Tobacco International'den (JTI) geldi. Winston marka sigaranın fiyatı yüzde 26.1 ile yüzde 27.3 zamlandı. JTI, geçen hafta özel tüketim vergisi (ÖTV) oranlarında yapılan değişiklik sonrası, orta fiyat kategorisindeki ürünü Winston sigarasının fiyatını artırdı. Edinilen bilgiye göre, 2 milyon 300 bin lira olan Uzun Winston ve Uzun Winston Light sigaralarının fiyatı yüzde 26.1 oranında artışla 2 milyon 900 bin liraya yükseltildi. Kısa Winston'ın, Box, Soft, Light ve Superlight çeşitlerinin fiyatları yüzde 27.3 artışla 2 milyon 200 bin liradan 2 milyon 800 bin liraya çıktı. Paket başına 600 bin lira zam Söz konusu artış, tiryakinin cebinden paket başına fazladan 600 bin lira çıkmasına neden olacak. Sigara üzerinden alınan ÖTV, çıkarılan Vergi Yasası'na paralel şekilde Bakanlar Kurulu kararıyla tütün cinsleri itibariyle yeniden düzenlenirken, oransal vergi yüzde 55.3'ten yüzde 28'e düşürülmüş, paket başına maktu vergiler artırılmıştı. Yüzde 100 Şark tipi tütünle üretilen sigaralardan alınan vergi paket başına 350 bin lira belirlenmişti. Şark tipi tütün miktarına bağlı olarak diğer sigaralara da paket başına 450, 600 bin lira maktu vergi getirilmişti. Yüzde 100 yabancı tütünle üretilenlerde 1 milyon ÖTV uygulanmaya başlanmıştı. 11 Ağustos'ta yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararından sonra sigara üreticileri, bu vergilerin indirim uygulamasını yok edeceğini ve zammın kaçınılmaz olduğunu açıklamışlardı. ÖTV'nin yapısından kaynaklanan avantajı kullanan üreticiler, bazı markalarda indirim yaparak yerli sigaralar karşısında pazar avantajı yakalamıştı. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ise düzenlemeyle, üreticilerin 'Maliye'nin cebinden indirim yapma' olanağını kaldıracağını belirterek, 100 liralık indirimin 70 lirasının vergi gelirlerinden azalmaya yol açtığına vurgu yapmıştı. Düzenleme sonrası, British American Tobacco (BAT) Genel Müdürü Paul Helderman, kararın fiyatları önemli ölçüde artıracağını söylemişti. BAT ürünlerinden Pall Mall ve Viceroy'da 1.5 ay önce indirimlere gitmişti. JTI'ın piyasada rekabet ettiği iki ürüne yaptığı zamlardan sonra, diğer sigara üreticilerinin de fiyatları gözden geçirmesi ve özellikle yüzde 100 yabancı tütünle üretilen sigaralara zam yapmaları bekleniyor. Bu yıl toplanması öngörülen 26.9 katrilyon liralık ÖTV içinde sigara ve alkollü içkilerden gelen miktar yüzde 28 civarında. Bu yılki tahsilat dikkate alındığında bu kalemden sağlanacak vergi miktarı 7.5 katrilyon lira | ekonomi |
|
Aşağıda vereceğim haber yazısının şu 5 kategoriden hangisine en yakın olduğunu belirle: sağlık, spor, ekonomi, siyaset, magazin.
AVRUPA BASKETBOL ŞAMPİYONASINA DOĞRU MİLLİLER TER ATTI Avrupa Şampiyonası finallerine hazırlanan Ay-Yıldızlı ekibimiz, İsrail karşısında zorlandı, ancak yine de rakibini devirdi ve moral kazandı AVRUPA Şampiyonası finallerine hazırlanan Basketbol Milli Takımı, Ankarada düzenlenen 3lü turnuvada İsrail önünde zorlandı. Karşılaşmanın ilk devresinde rakibi karşısında etkili bir oyun sergileyen Ay -Yıldızlı oyuncularımız, özellikle Hidayetin basketleriyle sonuca gittiler ve farkı açtılar. İKİNCİ yarıda ikinci beşin oyuna girmesi ile ve birara uygulanan alan savunmasının İsrailin isabetli şutları karşısında etkili olamadık. Fark üç sayıya kadar indi. Ancak milli takım, Mirsat ve İbrahimin basketleriyle karşılaşmayı kazanmayı bildi. Takımımız bugün Polonya ile karşılaşacak. Maçın karnesi NECMİ KEPÇETUTAN HAKEMLER: Fatih Söylemezoğlu (***), Joseph Alini (***) TÜRKİYE: Kerem (**) 6, Hidayet (***) 19, Mirsat (***) 10, Orhun (**) 3, Asım (**) 9, Harun (**) 4, İbrahim (**) 8, Hüseyin (**) 7, Haluk (*) 2 İSRAİL: Shenfeld (*) 1, Gordon (**) 7, Shark (*) 5, Turgeman (**) 12, Lubin (*) - Papiro (***) 17, Saffar (***) 13, Pelen (*) 3, Misrachi (*) 2 1. PERİYOT: 18 - 13 Türkiye 2. PERİYOT: 40 - 25 Türkiye 3. PERİYOT: 59 - 37 Türkiye MAÇ SKORU: 68 - 60 Türkiye Antalya hazır AVRUPA Şampiyonasının Antalya ayağının yapılacağı salondaki hazırlıklar tamamlandı. Antalya Expo Centerdaki (ANFAŞ) 4 bin koltuklu spor salonunun son düzenlemeleri yapılıyor. Basketbol alanı, skorbord, ışıklandırma, TV yayınlarının yapılacağı alan, kafeteryalar, basın ve protokol tribünü ve soyunma odalarının yapımının bitirildiği açıklandı. Maskotumuz Akdeniz Foku AVRUPA Basketbol Şampiyonasının maskotu "Akdeniz Foku" olarak belirlendi. Dünyanın yok olan çevre kaynaklarına karşı mücadele veren çalışmaları desteklemek amacıyla Eurobasket 2001 Organizasyon Komitesi, maskot olarak Akdeniz Fokunu seçti. Türkiye, Yunanistan ve Batı Akdeniz Kıyılarında sadece 600 kadar Akdeniz Fokunun yaşadığı açıklandı. Stefanov Sienada İTALYADA Ergin Atamanın çalıştırdığı Siena, geçen sezon İbrahim Kutluay ile birlikte Yunan AEKda forma giyen Makedon oyun kurucu Vrbica Stefanovu renklerine bağladı. Bir yıl önce de Pınar Karşıyakada oynayan Stefanov, 300 bin dolara mal oldu. Ataman, "İyi bir transfer yaptık. Stefanovun kariyeri ortada. Bize çok faydalı olacak" dedi. İSRAİL Zorunlu gençleşme İSRAİL Milli Takımı, 2001 Avrupa Şampiyonası öncesi önemli yıldızlarını kaybederken adeta gençleşti. Milli Takımın ve Maccabi Tel Avivin emektar ismi 33 yaşındaki Nadav Henefeld ile birlikte 35lik pivot Tomer Steinhauer de milli formayı gençlere bıraktılar. Katashın da müzmin sakatlığının geçmemesi coach Katzurini sıkıntıya sokarken, Amit Tamir, Yaniv Green, Ido Kosikaro, Lior Lubein gibi genç yıldızlar kadroya alındı. İsrailin 2001deki kozları ABDli guard Derrick Sharp ve yine sakat olan ama şampiyonaya yetişmesi beklenen Gur Shelef. | spor |