text
stringlengths 7
2.59k
|
---|
Mikrokalsifikasyonların görüntülenmesi için küçük fokal spot gerekir. |
Mammografik x-ışını tüpleri genellikle 0.3/0.1 mm fokal spota sahiptir. |
Fokal spotun genişliğiile birlikte fokal spotun şekli de önemli olup oval fokal spotlar tecih edilmektedir. |
Ancakdikdörtgen şeklindeki fokal spotlar daha yaygındır (86,88).3- Filtrasyon: Mammografide kullanılan x-ışını sistemlerinde, tüpte berilyum (z=4)veya çok ince borosilicate cam penceresi vardır. |
Çoğu mammografi sisteminde yaklaşık 0.1mm Al eşdegeri doğal filtrasyon penceresi bulunur. |
Pencereden başka, x-ışını demetinin22kalınlığı da düzenlenmelidir. |
Total ışın filtrasyonu 0.5 mm Al eşdeğerinin altında olmalıdır(86,88).4- Topuk etkisi: Memenin morfolojik olarak farklı doku kalınlıkları içermesindendolayı mammogram çekilirken x-ışını tüpünün topuk etkisinden faydalanılır. |
Bu amaçla tüpünkatod tarafı, özellikle MLO incelemelerde, memenin yumuşak doku bakımından kısmen dahakalın olan göğüs duvarına doğru çevrilir. |
Ancak bu durumda effektif fokal spot genişliğininartması ile bulanıklık artar. |
Topuk etkisi sonucu imaj reseptörleri arasındaki fokal spotgenişliğindeki farkılılıklar, tüp-imaj reseptörü mesafesi arttırılarak ve kompresyonla önemsizhale getirilebilmektedir (86,88).5- Kompresyon: Sıkıştırılmış meme daha uniform kalınlıkta olup imajın optikdansitesi de uniform olur. |
Kompresyon ile saçılan radyasyon, hareket artefaktları ve hastadozu azalır, düşük kontrastlı lezyonlar ve mikrokalsifikasyonları ortaya çıkarma kapasitesiartar (86,88,89).6- Grid: Memede saçılan radyasyon dokuda oluştuğu için daha dens ve glandüler dokuiçeren memelerde saçılma, ince ve lipomatö memelere oranla daha fazla olmaktadır. |
Saçılanradyasyonun artması ise kontrastı azaltmaktadır. |
Gridler meme ile ekran-film sistemi arasınakonarak saçılan radyasyonu azaltır. |
Günümüz mammografi tekniğinde hareketli gridlerkullanılmaktadır (89). |
Grid frekansı tipik olarak 30-50 çizgi/cm dir. |
Mammografide sıklıkla4:1-5:1 oranındaki lineer gridler kullanılmaktadır. |
4:1 grid oranı gridsiz mammografiye görehasta dozunu yaklaşık iki katına çıkarmaktadır, ancak kontrasttaki artışın önemi göz önünealındığında kabul edilebilir düzeydedir (88). |
Magnifikasyon tekniğinde ise iyi bir kolimasyonile birlikte ‘air-gap’ tekniği kombine edilerek saçılan radyasyon azaltılır (86,88,89).7- Ġmaj reseptörü: Mammografik incelemelerde imaj reseptörü olarak röntgen filmiveya xeroradyogram kullanılmaktadır. |
Film ugulamalarında klasik iki yüzü emülsyonlu ya datek yüzlü emülsiyonlu filmler tercih edilmektedir. |
Tek yüzü emülsyonlu filmin direkt x-ışınıekspojuru veya ekran film kombinasyonu ile pozlandırılması mümkündür. |
Ekran-filmkombinasyonunda yumuşak dokulara yönelik x-ışını dozunu azaltmak amacı ile kaset veiçerisinde ranfonsatör veya ekran adı verilen fosfor tabakası yer almaktadır. |
Günümüzkonvansiyonel mammografi çalışmalarında tek yüzlü emülsiyonlu film tekniğikullanılmaktadır (86).8- Otomatik ekspojur kontrol sistemleri: Tüp akımı (mA) ile ekpojur süresinin (sn)çarpımı seklinde ifade edilen ekspojur (mAxsn = mAs) mammografide iki şekilde yapılabilir:Manuel (Çok küçük ve implantlı memelerde) ve otomatik ekspojur kontrol sistemleri.23Otomatik ekspojur kontrol sistemlerinde amaç, meme kalınlığı ve yoğunluğu ne olursaolsun film üzerinde en iyi dansiteyi sağlamaktır. |
Otomatik ekpojur kontrol sistemi, film veekran içeren kasetin altına yerleştirilen fotosel kullanır. |
Temsili alanda görüntü alıcısınıngerisindeki doz ölçülür. |
Seçilen ortama optik film dansitesi için gereken eşik dozunaulaşıldığında sistem ekspojuru sonlandırılır. |
Otomatik ekspojur kontrolün optimumfonksiyonu için fotosel memenin 1/3 ön segmentine (glandüler dokuyu temsil edecek birbölgeye) yerleştirilmelidir. |
Silikon implantlı veya fotoseli tamamen kaplamayan çok küçükmemelerde problem olabileceği için manuel çekim tercih edilmelidir (88,89). |
Konvansiyonel (ekran-film) mammografinin sınırlılıkları: Mammografinin amacımeme dokusu ve çevre dokudaki lezyonun kontrastını sağlamaktır. |
X-ışınları floresan birekran tarafından absorbe edilir ve ekran tarafından yayılan ışık görüntüyü oluşturmak üzerefotoğrafik film üzerine kaydedilir. |
Bu teknik yaklaşımın pek çok limitasyonu vardır. |
Bulimitasyonların geliştirilmesiyle, tekniğin meme kanseri tanısında duyarlılığı arttırılabilir. |
Bazı limitasyonlar şunlardır:1- Film yanıtının non-lineer olması2- X-ışınlarının floresan ekran tarafında yetersiz absorbe edilmesi3- Film emülsiyonunun granüler yapısı4- Saçılan radyasyonEkran-film mammografide, meme dokusunu geçen x-ışınları ile elde edilen imajınoptik dansite arasındaki ilişki nonlineerdir. |
Konvansiyonel mammografide yeterli kontrastsağlanamazsa, imajı geliştirmenin tek yolu başka bir mammogram incelemesidir. |
Bu dahastayı ek bir radyasyona maruz bıraktığı gibi, zaman ve maliyet tüketimine de yol açar(92,93).1- Beneklenme (Quantum Noise): X-ışınları gelişigüzel absorbe edilirler. |
Memedeki,varyasyonların olduğu belirtilen bu dağılıma ‘quantum noise’ veya beneklenme denir. |
Alternatif olarak sinyal gürültü oranı (SGO), rölatif beneklenmenin tersi olarak tanımlanabilir. |
Bu nedenle imajdaki gürültü azaltılmak istenirse ekran tarafından absorbe edilen radyasyonmiktarı arttırılmalıdır. |
Bu iki yolla sağlanabilir; ekspojur faktörlerini arttırarak veya yüksekkuantum etkileşim etkili ekranlar kullanılarak. |
Kuantum etkileşim etkisi, basit olarak imajreseptörleri ile x-ışınlarının birbirleriyle etkileşimidir. |
Ekran-film görüntülemede buyaklaşımların önemli zorlukları vardır. |
Birincisi x-ışınının karakteristik eğrisi ile ilişkilidir. |
Ekspojurun arttırılması sonucu, sinyallerin bir bölümü eğrinin kısmen düz olan ‘omuz’24bölümünde kaydedilir ki; bu durumda kontrast azalmaktadır. |
Bundan dolayı, gürültüyüazaltarak imaj kalitesini geliştirmeye çalışmak imaj kalitesinin düşmesi ile sonuçlanır. |
Ġkinciolarak yüksek geometrik rezolüsyon için rölatif olarak ince fosfor ekranlar kullanılmalıdır(92).2- Film granülaritesi: Fotoğrafik filmler granüler yapıya sahiptir. |
Bu rastgele dağılangranüller, görüntüye kuantum gürültüsüne ek olarak yüklenmektedir (92).3- Saçılan radyasyon: Mammografide, bazı x-ışınları meme dokusu ile etkileşimegirer, bazıları absorbe edilir, bazıları çevrede veya meme dokusunda saçılır. |
Saçılan bazı x-ışınları görüntüleme sistemine doğru hareket eder (94). |
Saçılan radyasyonun konvansiyonelmammografide önemli etkileri vardır. |
Ġlk olarak filmin yararlı aralığının bir bölümü saçılanradyasyon ile işgal edilmiş olur. |
Ġkinci olarak imaj üzerine bulanıklık yerleşmiş olur ve bilgiiçermeyen saçılan radyasyonun kaydedilmesi SGO’yu azaltır. |
konvansiyonel mammografidedoğrudan imaj reseptörüne giden saçılan radyasyon kısmen gridler ile azaltılabilir (94). |
Görüntü performansının değerlendirilmesi: Görüntüleme sistemleriningeliştirilmesi veya yeni sistemlerin konvansiyonel görüntüleme araçları ilekarşılaştırılabilmesi için performans ölçütlerinin olması gerekmektedir. |
Göz önündebulundurulması gereken önemli görüntüleme parametreleri uzaysal çözünürlük, kontrast,gürültü karakteristiği ve dinamik aralıktır (94).1- Modülasyon transfer fonksiyonu: Uzaysal çözünürlük milimetredeki çizgi çiftisayısı olarak değerlendirilebilir. |
Bu değerlendirme subjektif olup karmaşık görüntülemesistemlerinde yararlı değildir. |
Spasyal rezolüsyonu piksel sayısı ile açıklamaya çalışmaktansamodülasyon transfer fonksiyonu (MTF) ile açıklamaya çalışmak daha doğrudur. |
Tercihedilen ölçüm modülasyon transfer fonksiyonudur. |
MTF; sinyal bilgisinin reprodüksiyonu yada imajın oluşturulma yeteneği olarak ve görüntüleme sistemi veya imaj reseptörü gibi aygıtınne kadar iyi olduğunu tanımlamaktadır. |
Giren sinyalin çıkan sinyale sinüzoidal formdaamplitüd oranıdır. |
Sinüzoid, amplitüd ve frekansı olan, tekrarlayıcı bir fonksiyondur. |
Budurumda frekans, milimetredeki siklus (siklus/mm) olarak tanımlanan uzaysal frekanstır(ġekil 1) (92). |
Düşük uzaysal frekans kaba yapıyı göstermekte olup, yüksek uzaysal frekansince detayları tanımlayabilmektedir. |
Eğer sistemde ne kadar uzaysal frekansın transferolduğunu bilirsek, o zaman sistemin performansını da biliriz. |
Belirli bir uzaysal frekanstaMTF 0 ile 1 arasındadır. |
MTF hem analog, hem de dijital sistemler için geçerli olan birkavramdır. |
MTF değerinin 1 olması durumunda mükemmel sinyal transferinden bahsedilir.25Radyografik sistemlerde MTF, fokal spot, detektör ve ekspojur sırasındaki hasta hareketinebağlı bir üründür. |
Bu sistem, dedektörler tarafından kaydedilen asıl radyasyon yoğunluğununhangi bölümünün performansının sınırlandırdığını belirlemekte yardımcıdır (92,94,95). |
MTF: Modülasyon transfer fonksiyonu.ġekil 1. |
Modülasyon Transfer Fonksiyonu tanımlayan grafik (92).2- Saptanabilir kuantum etkinliği (Detective Quantum Efficiency): SGO, radyolojikgörüntüde kalitenin efektif kantitatif tanımlanmasıdır. |
SGO’dan yola çıkarak görüntülemesisteminin performansı ölçülebilir. |
Görüntüleme sisteminin performansı giriş SGO’yu nekadar sistem çıkışına aktardığı ile anlaşılır. |
Saptanabilir kuantum etkinliği (DQE) olarakbilinen ve sistemin x-ışınındaki bilgiden yararlanabilme yeteneğini formüle eden bu ölçümaşağıdaki gibi formülize edilir (92,95);Saptanabilir kuantum etkinliği (DQE) = SGO ² çıkış / SGO ² girişKusursuz sistemler için ‘DQE=1’ olmalıdır. |
Böyle bir sistemde görünen imajdakiçıkan SGO ile x-ışını imaj alanındaki giren SGO birbirine eşittir. |
Gerçekte kontrast kaybı vedış kaynaklı gürültülerin eklenmesiyle her zaman niteliği bozulur. |
Mammografik sistemlerdeDQE yaklaşık %45’dir ve uzaysal frekans artışı ile düşer (92,95).26Dijital MammografiDijital mammografide, ekran-film sistem dedektörlerle yer değiştirmiştir. |
Dedektörlerin kullanıldığı dijital mammografi karakteristik eğrisi ekran-film mammografi ilekarşılaştırmalı olarak ġekil 2’de (2) gösterilmiştir. |
Konvansiyonel ve dijital x-ışını sistemlerinde karakteristik x-ışını eğrileri (2)Dijital görüntülemede, sinyal ölçümleri matriksteki imaj elementlerindenyapılmaktadır. |
Bu dedektör element boyutu veya ‘del’ olarak tanımlanmaktadır. |
Her birelementin sınırlı boyutu vardır. |
Dedektör element boyutundan daha küçük uzaysalrezolüsyonu olan imajı tanımlamak mümkün değildir. |
Dijital ve analog mammografiarasındaki diğer bir farklılık imaj gürültüsüdür. |
Konvansiyonel mammografide filmin kendigranülaritesi vardır ve görüntüden uzaklaştırılması mümkün değildir. |
Çoğu dijital sistemde aynı dedektör defalarca kullanılır. |
Bundan dolayı bazıyapısal gürültüler kaydedilir ve sonraki görüntülerden sabit gürültünün çıkarılarak ‘düzelticimaske’ olarak kullanılabilir. |
Dijital mammografide, görüntü verileri pikseller üzerinegösterilir. |
Basılmış film (hard copy) veya monitör (soft copy) kullanılabilir. |
Ġmaj göstermeiçin monitör kullanıldığında ise sadece imaj parlaklığı veya kontrastı değil, aynı zamanda imajkeskinliği de ayarlanabilmektedir (92,96).27Dijital görüntü özellikleri:1- Uzaysal çözünürlük: Elde edilen dijital görüntülerin uzaysal rezolüsyonu birkaçfaktör tarafından belirlenmektedir: Dedektör element boyutu, efektif x-ışını fokal spot boyutuve magnifikasyon, dedektörlerde sinyalin dağılımı ve x-ışını kaynağı, meme ve dedektörarasındaki rölatif hareket ve piksel boyutu. |
Her bir faktörün etkisi modülasyon transfer faktörile tanımlanabilir (92).2- Dedektör element boyutu: Dedektörlerin çoğu dedektör element kümesindenoluşmaktadır. |
Herbir dedektör element aktif alan ve bunu çevreleyen, radyasyona duyarsızalandan oluşmaktadır. |
Rölatif olarak duyarlı olan alan doluluk oranı olarak tanımlanır (d²/ p²),kısmen dedektörün geometrik radyasyon etkisini tanımlamaktadır. |
‘Pitch’ (örneklemelerarasındaki mesafe), örnekler arasındaki bilgi kaybını belirlemekte olup görüntü kalitesiniönemli ölçüde etkilemektedir. |
‘Aliasing’ denilen artefakttan kaçınmak için dedektör ‘pitch’i½ Fmax’dan az olmak zorundadır. |
(Fmax=görüntüdeki bilginin en yüksek uzaysal frekansı)(92).3- Dinamik aralık: Kaydedilen intensite aralığı ve doğruluk seviyesi bit derinliği veher ünitedeki x-ışını sayısı ile belirlenmektedir. |
Görüntüleme sistemi artefaktlara nedenolmadan memenin kenar bölgelerinde atenüe olmayan x-ışınlarını yerleştirmek için yeterliaralığa sahip olmalıdır. |
Aynı zamanda sistem daha düşük seviyeli sinyalleri yeterli doğruluktakaydedebilmelidir (92).4- Ne kadar radyasyon gereklidir? |
: Konvansiyonel mammografide meme dokusunuekspoze etmek için kullanılan x-ışınlarının sayısı filmde gerekli optik dansiteyi sağlayanenerji miktarı olarak tanımlanabilir. |
Dijital mammografide memenin en dens ve kalınbölgesinde gerekli SGO ile tanımlanabilir (92). |
Lezyonun neden olduğu güç algılanan sinyaldeğişimlerini ortaya çıkarmak için gerekli doğruluğu sağlamak ve rölatif x-ışını değişimgürültüsünü kabul edilebilir seviyede sınırlamak için, yeterli bit derinliğinin yanı sıra,dedektörler tarafından kaydedilen asıl radyasyon intensitesi yeterince yüksek olmalıdır. |
SGO,dedektörle etkileşen x-ışını miktarının karekökü ile doğru orantılı olarak artar (92).Ġmajdaki gürültüyü azaltmak için radyasyon dozu arttırılabilir veya daha yüksekkuantum etkileşim etkinliği (ŋ) değerine sahip dedektörler kullanılabilir. |
Eğer dedektöryüksek ŋ değerine sahipse, doz artımına gidilmeksizin gürültü azaltılabilir veya tersi olarakgürültü arttırılmadan doz azaltılabilir (92). |
Tümörü saptamada yeterli x-ışını olup olmadığını belirlemek için, tümör bölgesindeve eşdeğer alanı çevreleyen dokudaki x-ışını sayısı ile gürültü oranları karşılaştırılmaktadır.28Buna ‘signal difference to noise ratio’ (SDNR) adı verilmektedir. |
Teorik olarakkonvansiyonel mammografi ile karşılaştırıldığında, dijital mammografide daha düşük doz veSDNR ile tümör saptanabilirliği artmış gibi görünmektedir. |