instruction
stringlengths
0
2.7k
input
stringlengths
0
4.47k
output
stringlengths
11
1.71k
(I) Çocuklar için yapılan her şey çok değerlidir. (II) Hem üslüp kurgu itibarıyla çocukları "her konudan bağımsız bir varlık" yerine koyma eğilimi söz konusu kimi zaman. (III) Ne yazık ki klasiklere çok güzel. (IV) Bu yaklaşımi hayretle karşılıyorum. (V) Çocuk klasikleri var, çok güzel. (VI) Ama sadece onlar yok, yeni şeyler de üretilmeli artık. (VII) Onların yanında bu zamana ait kitaplar yazılmalı çocuklar için. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
Çözümü: Bir paragrafta tek bir konu vardır. Yeni konuya geçildiği andan itibaren ikinci paragraf başlar. Çocuklar için yapılan her şeyin değerli olduğu bilgisini vererek destesteyle de devam ettirilmiştir. (V) numaralı cümlede ise çocuk klasikleri konusunda bilgi verilerek yeni bir paragraf başlatılmıştır. Paragraf başlanmış ve yeni konuyla paragrafa tamamlanmıştır.
Nedir şimdi, şu yazarın çağına tanıklık etmesi dedikleri şey. Bir görgü tanığı mıdır o? Suçu işleyen, suça karışan ya da yargıç koltuğunda oturan mı? Yoksa bütün bunların ötesinde mahkeme sonuçlandıktan sonra, gazete haberlerine göz gezdirirken elindeki kahveyle keyifle yorumlarken haberden kurgulayan kuran, o kurguyun doymuşsuz keyfiyle gedikten sonra yazı masasına koyulan Ço'kum Son romanı? "Yazarmın kurgusu mu, hayatın kurgusu mu? Sevinç mi? Hangisi gerçektir? Arada Kalmış Tebessüm'de her hâliyle yükselen yüzü özle olarak çıkar karşımıza ve o keskin ve üzerine pek düşünülmesi hüküm verir. İdraklerimiz karmaşık bir bütündür. Bu parçada sorgulanan düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarın çağına tanıklık etmesi düşüncesinin tam açık olmaması B) Yazarın hangi kalıplar içinde yazması gerektiği C) İnsanların yazara ve eserine bakış açısı D) Yazmanın zorluğunun halk tarafından anlaşılamaması E) Ne tür eser vereceğine henüz karar verilememesi
Cevap A. Çözümü: Parçada, "yazarın çağına tanıklık etmesi" kavramının ne anlama geldiği ele alınmaktadır. Bu konuda çeşitli görüşler olduğu ama ortak bir paydada buluşulamadığı açıklanmaktadır. Parçanın tamamındaki anlam örüntüsüne baktığımızda A seçeneğindeki ifadenin parçada sorgulanan düşünceyi ortaya koyduğunu söyleyebiliriz.
Erenlik çağındaki gençlerde bağımsızlık sinyalleri; kıyafet ve saç şeklini değiştirme, çeşitli takılar kullanma şeklinde kendini gösterir. Onlar, anne babalarından farklı görünmek “Bu benim.” tavrıyla ayrı birey olarak kabul edilmek ister. Bu tutumu reddedilme olarak algılayan anne babalar, oluşabilecek her türlü değişimi engelleme savaşını vermeye başlar, bütün bunların yol açacağı olumsuzlukların korkusunu yaşarlar. Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) Gençler, bazı özelliklerini anne babalarını örnek alarak benimserler. B) Çocuklarının ergenlik dönemlerini, anne babalar açısından en zor yıllardır. C) Gençlerin belli bir dönemdeki farklı tutum ve davranışları, anne babalar tarafından yanlış anlaşıp engellenmeye çalışılır. D) Çoğu anne baba, çocuklarında davrnası farklılıklarının sebeplerini araştırır ve ona göre tutum belirler. E) Gençler, doğumlarından başlayarak anne babalarına duygusal bağlılıklarını sürdürürler.
Cevap C. Çözümü: Parçada ergenlik çağındaki gençlerin bağımsızlıklarını ilan etme adına yaptıkları bazı eylemlerden söz edilmiş ve anne babaların bu konudaki bakışları ele alınmıştır. Anne, babaların çocukları tutumlarını, yanlış anlayıp onları engellemeye çalışmaları parçanın ana konusudur. Bu bağlamda parçanın esas düşüncesinin C seçeneğindeki cümlede ifade edildiğini söyleyebiliriz. Ana düşünce çıkarılacak için parçanın tamamından çıkarılacak genel bir yargının aranması gerekir.
Edebiyat, insanı büyük bir ailenin üyesi yapar. Ne var ki büyük aileler tarihe karışmak üzere. Çekirdek aileden söz ediliyor artık. Gene de dünyada apayrı coğrafyalarda yaşayan birtakım insanlar edebiyat aracılığıyla kimi değerleri paylaşıyorlar. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek bir yargıdır?
A) Farklı bölgelerde farklı sanat ürünlerinin verilmesi doğaldır. B) Edebiyat, insanlar arasında ortak bir dil oluşturur. C) Edebiyata ilgi duyanlar birbirini etkiler. D) Edebiyat yapıtlarında insanların önemsediği konulara yer verilir. E) Edebiyatın işlevi zaman içinde bütünüyle değişmiştir.
Çözümü: Parçada belirtilen edebiyatın insanı bir aileye üye yapması ve insanların edebiyatın bazı değerler paylaşıması, edebiyatın insanlar arasında farklı bir iletişim ve paylaşım aracı olduğu yargısına götürür. Bu da B seçeneğinin ortak bir dil olması ile örtüşür. Diğer yargıların parçada bir karşılıkları yoktur.
Bazı yanlışların millete kabul edilmiş doğrular gibi görüp gösterilmesi, kültür hayatımızın en önemli yanlışlarından biridir. Bunu en açık, turistik eserlerde görebiliriz. Hiç kimse otel ve dinlenme tesisi dışında, turistler için özel yer, olimpiyat atlıları gibi göstermelik şehir binaları yapmıyor dünyanın hiçbir yerinde. Ama Türkiye'de, geçmişte Kültür ve Turizm Bakanlıklarının girişimleriyle pek çok proje, eski eser restoranı gibi turistlere hoş görünmek ve Türkiye hakkında Batılıların hoşuna gidecek imajlar oluşturmak niyetiyle gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Bunların, biz aslında ezelden Batılıyız imajı vermeye çalışılıyor. Bunların gülünç şeyler olduğunu maalesef henüz toplum olarak anlayamadık. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kültürel değer taşıyan yapıtlara gereken önemin verilmediği B) Turist çekmek için yeter kadar çalışmanın yapılmadığı C) Türkiye'nin Batılılara yeter kadar benzemeye başardığı D) Ekonomik kaygılar kültürel değerlerle mutlak anlamda ilişkili olduğu E) Batı'ya karşı oluşturulmaya çalışılan imajın yanlışlığı
Cevap E. Çözümü: Parçada, bazı yanlışların sorgulamadan devam ettirilmesinden yakınılmaktadır. Bu yanlışlıkların en açık örneği de kültürel alanda yapılan bazı uygulamalar olduğu vurgulanmaktadır. Buna göre, parçada anlatılmak istenen düşüncenin Batı'ya karşı oluşturulmaya çalışılan imajın yanlışlığı olduğunu söyleyebiliriz. A, B, C ve D seçeneklerindeki düşünce ise vurgulanmak istenen argümanı oluşturacak kadar bir anlamı yoktur.
İstanbul Boğazı'nın altından geçecek Marmaray için hazırlanan proje kapsamında tarihi yarımada kazılmasına en kolay yerin Yenikapı olduğu düşünülüyordu. Zira 19. yüzyılın başlarına kadar faaliyette olan Lykos Deresi'nin denize döküldüğü bu alanın zaman içinde dolduğu sanılıyordu. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Buranın, tarihi yarımadanın güneyindeki altı limandan biri olan Theodosius olduğu anlaşıldı. Bu yüzden Marmaray çalışmaları başladıktan bölge, Türkiye'nin en büyük antik liman kazı alanı haline geldi. Bulunan batıkların sayısı yönünden bu arkeolojik heyecanı birlikte, çoğunluğa göre Lykos Deresi'nin ve Eleutherius'un birinci sıraya yerleşti. Liman, yelkenli, anforaları getirdiği alıyonlarla zamanla, kime göreyse tsunami nedeniyle birdenbire karanlığa gömülüdü. Vurulan her kazı yapılan bölgenin kuzeyinde bir kilise, maceraaya dönüştürüyor. Ayrıca, çalışmaları, nefes kesen bir arkeolojik batısına bir Bizans yapısı, surun altlığa ise dehil bulundu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Nesnel verilerden yararlanılmıştır. B) Çeşitli görüşler açıklanmıştır. C) Atasözü kullanılmıştır. D) Karşılaştırma yapılmıştır. E) İkileme kullanılmıştır.
Cevap E. Çözümü: Parçanın anlatımında sözü edilen kazılarla ilgili bilimsel sonuçlardan (A), kazı yapılan yerle ilgili daha önceki görüşlerden (B), atasözünden (E), evdeki hesap çarşıya uymaz. (C), sözü edilen antik limanın en çok kalıntının çıkarıldığı antik liman olduğuna değinilerek karşılaştırılmadan (D) yararlanılmıştır. Ancak parçada ikileme kullanılmamıştır.
İnsanların göz rengi, ağzı, burnu, boyu birbirine benzeyebiliyor, hatta aynı olabilir. Parmak izlerinizse aynı olması olanaksız. Ağır olmayan yanmalardan ya da yaralanmalardan sonra bile, parmak uçları kendilerini yenileyip eski durumunu aynı alıyor. Bu yüzden parmak izi, kimlik saptamada kesin kanıt olarak kullanılıyor. Hava koşulları ve yüzeyin durumuna göre çok uzun süre bozulmayan kalıbı parmak izlerine dayanarak geçen yıl sekiz yüzden fazla suçlu yakalanmış. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Nice bilgi verme B) Tanımlama C) Kant sunma D) Karşılaştırma E) Neden belirtme
Çözümü: Sekiz yüzden fazla suçlu → Nicel bilgi, kant sunma (A ve C)
Yabancı ülkelerde yapılan pazar araştırmalarının sağlık değerlendirmelerinde, "saha araştırmaları"nın yanı sıra kültür faktörlerinin de yer aldığı rakip ayakabı üreticisinden biri. Omegın Afrika ile ilgili incelemeleri ve binbir dikilip ayakkabı takip. Omegın bit. "Burada hiç kimse ayakkabı giymiyor, pazar aç, durum harika. " diyebiliriz. Hanginiz hiç korne ayakabı giymeyi, durum umutsuz" derken "burada herkşs ayakkabı giyiyor, yalnız ayakkabı kullanımı alışkanlığı olup olmadığıyla değil, halkı olduğu, söhbet edilmesi, istek ve şikayetlerin dinlenmesi ya da güsütlerle anlaşılabilir. Bu parçaya göre bir pazar araştırmasının sonucunun sağlık değerlendirmelesi için aşağıdakilerden hangisi gereklidir?
A) Araştırmada kullanılacak bilimsel metotların önceden denenmiş olması B) Araştırmanın her kesimden insan üzerinde yapılması C) Araştırma yapılacak yabancının (ikinci dilde) yasapılıması olması D) Bilinmed yollarla elde edilen bilgilerin başka bilgilerle desteklenmesi E) Kullanılacak araştırma yönteminin güvenilirliğinin kanıtlanmış olması
Çözümü: Paragrafın ilk cümlesindeki "---- yapılan pazar araştırmalarının sağlık değerlendirmelesinde "---- "saha araştırmaları"nın yanı sıra kültür faktörleri ve yerel alışkanlıklar da önemli taşır." ifadesinden D seçeneğindeki "bilmel yollarla elde edilen bilgilerin başka bilgilerle desteklenmesi" bu soruya uyuşabileceği gibi bazı metinlerde ana düşünce bir cümleye sığdırılabilirmektedir.
Ancak % 15’i tarıma elverişli olduğu hâlde Japonya, gayrisafi gelirde İngiltere ve Federal Almanya’yı da geçerek 1970’lerde ABD ve Sovyetler Birliği’nden sonra dünyanın üçüncü ekonomik ve süper gücü olmuştur. “Japon Mucizesi” olarak adlandırılan Japon ekonomik kalkınması, dün-yanın en yüksek kalkınma hızından kaydederek % 10’un üzerinde bir artış gerçekleştirmiştir. Bu başarının esas sebebi modernleşme süretiyle elde edilen teknolojik yeniliklerin en son üretim imkânlarının günlük hayata uygulanması ve Japon hükümetlerinin uyguladığı mali politika ile yerli ve yabancı yatırımları teşvik etme olmuştur. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. B) Benzetme yapılmıştır. C) Tanık göstermeye başvurulmuştur. D) Deyimlendirmeye yararlanmıştır. E) Birinci kişi ağzıyla anlatılmıştır.
Cevap A. Çözümü: Parçada; "İngiltere ve Federal Almanya’yı da geçerek en yüksek..." gibi ifadelerle karşılaştırmadan yararlanıldığı anlaşılmaktadır.
Babanne mutfakta konuklarına ıhlamur kaynatmakla meşguldü. Elinde tepsiyle bahçeye geldiğinde, ıhlamur ağaçlarının ona "Kurtar bizi!" dedi-ğini duydu sanki. Hemen tepsiyi bir kenara bıraktı ve çocukları, kurulan salıncaktan indirdi. Vidanlar ağaçlardan çıktı. Gövdelerine açılan yarayı tedavi etmek için yerden biraz toprak aldı, bunu suya karıştırarak yaptığı çamuru vidanın açtığı yaralara sürdü. Sonra çocuklarla dönerek, "Bu ağaçlar da bizler gibi canlı. Onlara zarar verecek şeyler yapmaktan doğru değil!" dedi. Hatalarını anlayan çocuklar özür dileyerek gözlerle baktılar. O sırada hafif bir rüzgâr çevreye mis gibi ıhlamur çiçeği kokusunu yaydı. Bu koku, direnen örtünün kabullenişi sanki. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Öyküleme başvurulmuştur. B) Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir. C) Tanık gösterme söz konusudur. D) Değişik cümle türleri kullanılmıştır. E) Farklı duyulara seslenen ögelerden yararlanılmıştır.
Çözümü: Parçada bir olay anlatılmıştır. Olay yazılarında olaylar oluş sırasına göre verilmede öyküleme kullanılır. Öykü-melerde cümleler türce farklıdır, örneğin "Gövdelerine açılan yarayı..." cümlesi giriş bildiren bir cümleyken "Hemen tepsiyi bir kenara bıraktı ve çocuklar..." cümlesi bağlı bir cümledir. Yine parçada "dedi" yargılayışa iştime "ih-lamur çiçeği kokusunu yaydı" ifadesiyle koklama duyusuna seslenmektedir. C seçeneğinde geçen tanık gösterme söz konusu değildir. Tanık gösterme, konunun uzmanı bir kişinin konuyla ilgili görüşlerini parçada kullanmaktır. Anlatım biçimlerinden öykülemenin kullanıldığı parçalarda konu değil olay olduğu için burada aktarma cümleler "tanık gösterme" değildir.
I. Bu özellikleri sayesinde robotun, derinliği 11 kilometreyi bulan Maria-na Çukuru’nda bile yüzebildiği araştırmacılarca kanıtlandı. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Cevap D. Çözümü: Sıralamalar sorularında önce giriş cümlesi bulunur. Parçada giriş cümlesine uygun cümle III. cümledir. Daha sonra anlamsal düzlemde cümleleri birbirine bağlayan kelime veya kelime grupları tespit edilir. Bu bilgiler ışığında III. cümleden sonra V. cümle gelir, V. cümleyi destekleyen I. cümle, I. cümleyi destekleyen IV. cümle, II. cümleyi destekleyen ise II. cümledir.
I. Dilin bilişsel bir süreç olduğunu ortaya koymaya çalıştığı ve en ünlü eserlerinden biri olan “Kartezyen Linguistik” eseri, davranışçı eleştiriler sayesinde Skinner’in “Verbal Behavior” esesine yazdığı. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi sondan ikinci olur?
A) V B) IV C) III D) II E) I
Çözümü: Anlamlı paragraf oluşturma soru kapsamında tümevarım ve tümdengelim bakış açılarıyla metnin giriş cümlesi aranmalıdır. Giriş cümlesi, metnin en genel anlamını veya en özel anlamı cümlesi olacaktır. Tüm cümleler içinde Noam Chomsky’nin ünvânlarıından bahseden V numaralı cümle metnin en genel anlamı cümlesidir, aynı zamanda tek seçenek olarak giriş cümlesi bulun-duk-tan sonra sağlayacak olan sözcükleri ve bunu cümleler arasında konu birliği tüm şıflarda aranmalıdır. Chomsky’nin cümlelerinden bahseden diğer cümle olan IV numaralı cümle, V numaralı cümleden hemen sonra gelmelidir. Tüm dikkat çeken seçenek olan III numaralı cümle IV numaralı cümleden sonra gelmelidir. II numaralı cümle, Chomsky’nin paragrafın son cümlesi olusturugu için farklı bir görüşünden bahsettiği nedenle bağımsız olması ve numaralı cümleye hem alnaca III elimizde kalan tek cümle olması nedeniyle III numaralı cümleden hemen sonra II numaralı cümle gelmelidir.
(I) Araştırmacılar, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan türleri incelemek amacıyla yapılan yaban hayatı araştırmalarında pek çok zorlukla karşılaşmaktadır. (II) Kullanılan yöntemlerden bazılarını arazide yakın gözlem yapma, dışkı örnekleri toplama, uyusturucu iğneyle bayıltmadir. (III) Araştırmacılar karşılaştıkları bu zorluklar göz önünde bulundurularak son derece dikkatli ve titiz çalışmalıdırlar. (IV) Güvenilir, eksiksiz sonuçlar elde edebilmek için çok sayıda veri toplamak, bunu yaparken de araştırılan tüm bireylerin yaşamlarını tehlikeye atacak bir durum yaratmamaktır. (V) Özellikle ayı, kurt, vaşak, porsuk gibi memeli hayvan türlerinin incelenmesindeki zorluklar nedeniyle araştırmacılar çok dikkatli çalışmalıdırlar. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Cevap B. Çözümü: Parçada ilk cümle yaban hayatı araştırmalarının zorluklarından, ikinci cümle ise yaban hayatında kullanılan çeşitli yöntemlerden bahsetmektedir. Üçüncü cümleye baktığımızda "bu zorluklar" ifadesinin ilk cümle ile ilgili olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla doğru yanıt II numaralı cümledir.
(I) İkinci Dünya Savaşı'nın ilk yıllarında Adolf Hitler tüm Avrupa'yı yangın yerine çevirmişti. (II) İsgalere doymamış, gözünü Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğine (SSCB) dikmişti. (III) Barbarosa adı verilen harekat, 22 Haziran 1941 günü milyonlarca Alman askerinin SSCB'ye taarruzuyla başladı. (IV) Amaç doğudaki zengin doğal kaynakları ve özellikle de petrol yataklarını ele geçirmektı. (V) Ancak Karadeniz'de kıyıları kontrol altına alacak ve ikmal yollarını koruyabilecek bir Alman deniz kuvveti yoktu. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözümü: Parçada I, II, III ve IV. cümlelerde Hitler'in Avrupa ülkelerine saldırdığına, daha sonra isgal yönünü Rusya'ya çevirdiğinden bahsedilmiştir. V. cümlede anlatım akışı değişmiş ve Alman ordusunun Karadeniz kıyılarını koruyacak bir kuvvetin olmamasından bahsedilmiştir.
Paris'teki Louvre Müzesi, dünyanın büyük ve ünlü müzelerindendir. Değerli sanat eserlerine ev sahipliği yapan müze, 2006 yılında 8,3 milyon ziyaretçiyle, dünyanın en çok ziyaret edilen sanat müzesi olmuştur. Rönesans döneminin özellikleri taşıyan bir kale olarak yapılan bina 1793'te müzeye dönüştürülmüştür. Daha sonra, yapılan ek binalarla büyütülmüştür. Louvre Piramidi, müzeye yürütülen büyük yenileme yapımıştır. Müze avlusunun merkezine, 1989 yılında Louvre Piramidi çalışmaları da bu ilk adım olmuştur. Mona Lisa'nın sergilendiği Carre Galerisi de çerçeveizde yenilenmiştir. Bu parçadan hareketle Louvre Müzesi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaZ?
A) Kıymetli sanat yapıtları barındırmaktadır. B) Zamanla genişletme ve ekleme çalışmaları yapılmıştır. C) Louvre Piramidi'nin yapılmasıyla ziyaretçi sayısı artmıştır. D) Müze olarak düşünülmeyip sonradan müzeye çevrilmiştir. E) Dünyaca bilinmektedir.
Cevap C. Çözümü: Louvre Piramidi'nin yapılması müzenin daha çok ziyaret edilmesini sağlamıştır. Metinde bu bilgi verilmiştir.
Günlük hayatta demirin kullanımı uzun süre sınırlı kalmış. Demirden, süs eşyası dışında, günlük hayatta kullanılan aletlerin yapımı ilk olarak Hititler'de görülüyor. Hitit metinlerinde, demir kılıçlardan, tanrı ve hayvan figürlerinden söz edilir. Hititler dövme tekniğiyle demir üretiyordu. Bu yöntemde iş gücüne çok gereksinim duyuluyor ve bu da demirin yaygın olarak kullanılmasını güçleştiriyordu. Hititler demircileri, madeni bir kavim olan Kalipler, madenlikle uğraşıyordu. Kalip egemenliğindeki tavlama ve kor halindeyken su verme yöntemiyle, dövme tekniğinde yaşanan sorunları çözmüşlerdi. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Demir süs eşyası üretiminde ilk olarak kullanan uygarlık Hititlerdir. B) Tarihi kaynaklarda demir hakkında bilgiler yer almaktadır. C) Demirin kullanımı oldukça eski süreye dayanmaktadır. D) Dövme tekniğiyle demir üretime yöntemi üretimi zorlaştırmıştır. E) Hititler demir günlük hayatta kullanılan ilk uygarlıktır.
Çözümü: Parçada: "Demirden, süs eşyası dışında, günlük hayatta kullanılan aletlerin yapımı ilk olarak Hititler'de görülüyor" ifadesine dayanarak, "Demir süs eşyası üretiminde ilk olarak kullanılan uygarlık Hititlerdir." sonucunu yanlış olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü parçada "süs eşyası dışında" denildiğinden süs eşyası olmayan alanlarda başkaları da kullanmış olabilir.
Her varlık, diğer kütbunu içinde taşır. Biri diğerinden oluşur. Var olan her şey sonsuzluk içindedir, her şey akar, her şey kendi karşısına dönüșür. Yaşamın ölüme dönmesi de bayır, tıpkı daha sabahleyin akışının başlaması gibi çürüyen meyvenin içindeki tohum yaşam demektir. Evlenspiegel (Almanların Nasreddin Hoca'sı) dağdan aşağı inerken ağlar, biraz sonra yokuş çıkacağı bilerek. Dağa tırmanırken güler çünkü o an rahat inişi düşünmektedir. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir, hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?
A) Sonsuz devinim içinde olan nedir? B) Doğum anında ne olur? C) Sabahleyin kimler mutlu olur? D) Varlıklar kutuplarını nerede taşır? E) Evlenspiegel niçin ağlar?
Çözümü: Metinde "C" seçeneğinde sorunun cevabı bulunmamaktadır.
Okurun gönlünde taht kurmuş bol ödüllü bir yazar. Romanları hep yankı bulmuş, ses getirmiş. Kalemini hep sahici konularda gezdirmiş. Sahici insanlara, sahici ilişkilere hayat vermiş. Dokusunu inceliklerle örttüğü yapıtlarıyla okurun ilgisini hep tutmuş. Derin dikkat ve gözlem yeteneğiyle yaratığı karakterler, düşüncelerinde, sözlerinde, yaptıklarında hep hayatın doğallığını taşımış, çoğaltmış. Bu parçada söz edilen romancının ve yapıtlarının özellikleri arasında aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Tartışmalara konu olduğuna B) Okuyucuyu sıkmadığına C) Kahramanları yaşamın içinden seçtiğine D) Kahramanların özelliklerini ayrıntılı incelemelere dayandırdığına E) Belirli bir kesime seslendiğine
Cevap E. Çözümü: Romancının ve yapıtlarının özellikleri arasında belli bir kesime seslenmeden söz edilmemiştir. Diğer ifadelerin karşılıkları şöyledir:
Kuzey Buz Denizi'nin neredeyse tüm yüzeyi her kış buz tutuyor. Buz, normalde martta maksimum alanına erişiyor. Sonra da erimeye başlayarak eylül ayında minimum düzeye iniyor. Ancak bu süre gösteriyor ki artık erime mevsimi kırk yıl öncesine oranla üç hafta daha uzun sürüyor. Giderek daha az miktarda buz, bir sonraki yıl kalınlaşmak üzere yazdan sağlam çıkıyor. Aynı zamanda yaz buzunun yoğunluğu artık azaldığı için artık deniz buz kütleleri arasında daha fazla görünyor. Artan deniz suyu ise güneşin, ısıtılıp daha soğurduğu için daha fazla buz eriyererek ısınmayı ve erimeyi artıran bir tepkime yaratıyor. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Kuzey Buz Denizi'nin coğrafi konumuna B) Erime mevsiminin eskiye kıyasla daha fazla olduğuna C) Buz denizinin neden daha çok görüldüğüne D) Açık en fazla ve az olduğu zamanlara E) Isınmayı neyin artırdığına
Çözümü: Parçada Kuzey Buz Denizi'nin coğrafi konumuna yer verilmemiştir. Diğer ifadelerin parçada şu karşılıkları vardır:
(I) Ülkemizin içine düştüğü sıkıntıların nedenlerinden biri de yetiştirdiğimiz kişilerdir. (II) En üst düzeyelere büyük ölçülerde vardığımızı çoğu kişide bile tutarsız davranış sayısının değişikliğe varlığı söylenemez. (III) Eğitim düzeyi yükseldikçe tutarlı davranışların hem nitelik hem de nicelik olarak artması beklenir. (IV) Günümüzde aydınlık halktan kopuk bir yaşam benimsemişlerdir. (V) Oysa eğitim sistemimizde düzey yükseldikçe insanımızdaki tutarlı davranış sayısının buna uygun olarak artmadığı görülüyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Cevap D. Çözümü: Düşüncenin akışını bozan cümle, parçanın konu bütünlüğüne uymayan cümledir. III. ve V. cümlede aynı konudan söz edilirken IV. cümlede konu nun dışına çıkarılarak düşüncenin akışı bozulmuştur.
(I) Düşünce ve sanat adamları, sözleri ve yazılarıyla dile değer kazandırırlar. (II) Bizlerin de dil hazinesi en az onlar kadar zengindir. (III) Bu işin, dile yenilik getirmekten çok onu yüklemek, olanaklarını çoğaltmak, güçünü artırmak yoluyla yapar. (IV) Yeni sözcükler getirmezler, onlar zenginleştirir, anlamlarını ve kullanımını sağlamlatırlar. (V) Onlara alışılmamış bir çeşni verirler ama bunu da dört bir yarı düşünerek ustalıkla yaparlar. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Cevap B. Çözümü: Parçanın konusu, düşünce ve sanat adamlarının dile düşünce ve yazı aracılığıyla değer katmalaridir. Il numaralı cümlede yazar hazinenin zenginligi konusunda yorum yaparak anlam akışını bozmuştur.
(I) Deneme türündeki yazılarım bende en önemli özelliği kesinlemelere gitmeden okuru kendisiyle tartışmaya çağırmamsıdır. (II) Okur bizimle aynı görüşte olmayabilir ama, yazımı okurken bir kuşku büyümeli içinde. (III) O mu doğruyu yazıyor yoksa ben mi doğruyu biliyorum, diye. (IV) Montaigne'nin şu sözünü hep hatırlarım: "Yolda karşılaştığım ilk çıkana konuşur gibi yazmalıyım." (V) Yazıları yansıtmadığı en güzel özgür düşünce biri sayarım bir genci. (VI) Bazı söyleşimi şu cümleyi: "Her düşünceden nize katılıyorum ama yazınızı okurken sizinle tartışmaktan alamıyorum kendimi..." Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Çözümü: Parçada, "deneme türünün okuyucuyu kendisiyle tartışmaya çağırmaması" özelliği üzerinde durulmaktadır. Ancak Montaigne'nin sözü, denenmenin parçada ele alınan özelliğinin dışında bir düşünceyi içermektedir. Buna göre, IV. cümle parçanın anlam bütünlüğünü bozmaktadır.
(I) Deneme sözcüğü çoğu zaman bir düşünce zenginliği içeriyor, kimi zaman da düşünce savrukluğu. (II) Deneme, kendine özgü söylemi olan yazınsal bir tür. (III) Kimilerinin, yazınsal bir tür olmanın ötesinde, bir söylem biçimi olduğunu da savunur. (IV) Böyle düşünülünce göre denemesel söylem, dile içi dil olmayı gerektirir. (V) Sözcüklerin iç evrenine uzanır, onlara yeni boyutlar kazandırır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Cevap A. Çözümü: Parçada II. cümleden itibaren deneme türü ve özelliklerden bahsedilmekte dir. I. cümlede ise deneme sözcüğünün anlamına değinilmiştir.
(I) Türkiye’de 1980’lerde yaygınlaşan kuş gözlemciliği, buna gönül vermiş amatörlerce yürütülüyor. (II) Aslında, ülke çapında kuş gözlemi yapan profesyonel topluluklardan en aktif olanı İstanbul Kuş Gözlem Topluluğudur. (III) Gönüllü bilgiler, doğa bilimcilerin ve amatörlerin bu çalışmalarından elde edilen eşsizasına dayanmakta ve tabiatı oluşturulmalarına yardım ediyor. (IV) 2000-2007 yılları arasında İstanbul’da yapılan on iki binden fazla gözlem kaydının bulunduğu veri tabanı, İstanbul’da gözlenen kuşlara ilişkin raporun da bel kemiğini oluşturdu. (V) Kenteki kuşların dağılımını, mevsimsel hareketlerini, üreme alanlarını, göçmenlerin geliş- gidiş tarihlerini bu raporda bulmak mümkün. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Cevap B. Çözümü: Parçada kuş gözlemciliğinden, bu gözlemcilerin yaptığı çalışmalardan, çalışmaların doğa bilimci için veri taban oluşturulmalarından söz edilir. İlgili kuşlara ilişkin yayılan rapor ve içerdiği hakkında bilgi verilmiştir. II. cümlede konu dışına çıkılarak parçanın anlam bütünlüğü bozulmuştur.
İnsan dil sayesinde düşündüklerini ve gördüklerini tespit edebilmekte, bunları nesilden nesile aktarabilmektedir. Böylece bir kuş ağının başarılardan daha sonra gelen kuşaklar da yararlanma imkânı bulmaktadır. Eğer dil olmasaydı her kuşak kendi zamanı içinde kapanıp kalacak ve insan tarihi nitelik kazanamayacak, yalnızca doğal bir varlık olarak kalacaktı. Yapılanlar ve başarılanlar ancak dil sayesinde korunabilemekte ve gelişebilmektedir. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabıdır?
A) İnsan, dili nasıl kullanmalıdır? B) Dili kullanmak bir yetenek midir? C) Dilin insan için önemi nedir? D) Dil nasıl bir tarihî gelişim geçirmiştir? E) Dili nasıl kullanırsak başarılı oluruz?
Cevap C. Çözümü: Parçada dilin insanlar ve insanlık tarihi için taşıdığı önemden söz edilmektedir. Buna göre parça, “Dilinin insan için önemi nedir?” sorusuna bir cevap olma özelliği taşımaktadır. Diğer seçeneklerdeki cümleler parçanın bütününde anlatılan içeriği yansıtmamaktadır.
Çocuklar oynadıkları oyunlarla, oyunda aldıkları rollere, üstlendikleri sorumluluklarla ve oyun içindeki davranışlarıyla kendilerini yansıtırlar. Oyun yoluyla ilgilerini, gereksinimlerini, özel yeteneklerini sergiler. Ayrıca oyunlar, çocuğun dünyasını yansıtır; korkularını, mutluluklarını, kızgınlıklarını dışa vurmasını sağlar. Bu parçada anlatılanlar aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Çocukların kişilik özelliklerini tanımada çocuk oyunlarından yararlanabilir miyiz? B) Çocuklar duygularını yansıtırken zorluk çekerler mi? C) Oyun oynarken çocukların duygu dünyası da gelişir mi? D) Çocuklar daha çok hangi tür oyunları seçyorlar? E) Oyunların çocukların zeka gelişiminde ne gibi etkileri vardır?
Cevap A. Çözümü: İlk cümlede çocukların oynadıkları oyunlarla kendilerini yansıttığı ifade edilmiş. Son cümlede de oynadıkları oyunların çocukların tanımada yardımcı olabileceği belirtilmiş. Buna göre parça, A seçeneğindeki sorunun yanıtıdır. Bu tür sorularda mutlaka parçanın tamamında anlatılan ifadeler göz önünde bulundurulmalıdır.
Günümüzde edebiyatın lokomotifi roman olsa da nitelik bakımından öykünün çok daha ileride olduğunu düşünüyorum. Yayımlanan romanların sayısındaki artış, her geçen yıl kendini aşarak hatta katlanarak sürse de bunun, bir tür nitelik artışlarından aşırı değil. Öykü kitaplarının sayısında da dışe dokunur artışlar olmuyor değil ancak hiçbir zaman romanın ulaştığı rakamlarına ulaşamıyor. Ama yine de niteliğin, belli bir düzeyin altına düştüğünü de söyleyemem. Bu da gerçek okurların romanlarda aşık çatısı altında toplanmasının sebebi olabilir. Bu parçada, öykücü sorulardan hangisinin cevabı vardır?
A) Yazınsal yaratılarda amaç çok sayıda okura ulaşmak mıdır? B) Seçici davranışlar neden öyküyü yeğliyor? C) Yazınsal türlerin en etkileyici hangisidir? D) Yaratılım içeriğini belirleyen ölçütler nelerdir? E) Edebiyatın düzeyile işlenen konuların çeşitliliği arasında bir etkileşim var mı?
Çözümü: Parçada öykü ile roman arasında bir kıyaslama yapılmıştır. Bu kıyaslama neticesinde öykünün romanından daha çok tercih edildiği ve bu tercih nedenleri verilmiştir. O halde biz parçada “Okur neden öyküyü tercih ediyor?” sorusunu sorarsak bunun cevabını alabiliriz. Parçada hep öykü savunulabilir icin B seçeneğindeki sorunun cevabı parçada bulunabilir.
Sözlü mizahıtan yazılı mizahıa, oradan da elektronik ve dijital mizahıa geçiş, sanılanıdan daha hızlı gerçekleşmekte. İnternet ortamında yeni bir mizah türü, bir başka deyişle "sanal mizah kültürü" oluşmakta. Sanal sohbet odalarında farklı mizah dilleri ve anlayışlar gelişmekte. Bu dünyada "smiley" adını taşıyan ya da başka bir türden çeşitli sembollerle gülümseme ya da kahkaha ya atılmakta. Bununla birlikte kimi mizah sitelerinde Türk mizah kültürünün devam etmekte. "Nasreddin Hoca, Bektaşi, Temel, İncili Çavuş" hala dolaşmaya devam etmekte, böylece --... Bu parçanın sonuna düşüncenin aksıına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmeli?
A) bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de mizah bütün yönleriyle sanallaşmakta B) fikra, öykü, karikatür vb., yerleşik tüm mizah ürünleri korunmakta C) komik fotoğraf, ses ve görüntü kayıtlarıyla, geleneksel mizah ürünleri bir arada yer almakta D) mizah geleneğimiz yeni ürünlerle zenginleştirilmekte E) Türk mizahı, düşünürve ve uyarma özelliğinden uzaklaşmakta
- Çözümü: Bir parça tamamlarken ifadenin parçanın anlamsal bir bütünlük sağlaması gerektiğine dikkat edilmelidir. Bu tür sorularda boşluktan önceki cümlenin anlamı iyi çözümlenmelidir. Parçanın son iki cümlesinde çağdaş ve gelenek arasında kıyaslama yapılmıştır. Buna bağlı olarak boş bırakılan yer "böylece" ifadesiyle başlamıştır. Bu halde bu karşılaştırma bildiren iki O yardım sonra her iki yargıyla ilgili olumlu ve olumsuz ifadeler kullanılalıdır. Lakin kullanılan ifadelerin parçanın genel anlam ve mantığına uygun olması gerekmektedir. Buna göre A, B, C, D seçenekleri parçayla uyumştıkken E seçeneğinde yer alan "uzaklaşmıştır" ve uyarma özelliğinden uzaklaşmıştır" ifadesi getirilmez çünkü parçada böyle bir olumsuzluk sezdirmemiştir.
İnternette site oluşturan ve kitap satan yerli kitapların sayısı her geçen gün artıyor. Çocuklara yönelik yayın yapan yayın evlerimizin ve çocuk edebiyatı sahasında çalışanların, bu sahanın uç beyi konumundaki demek ve vakıfların bir fikir edinmek için bile olsa internetteki kitapçiann sayfalarına göz atmaları hedıyayla var. Çünkü artık her evde bilgisayar var ve çocuklar istedikleri hediyeleri internetten seçiyor. ---... Bu parçanın sonuna düşüncenin aksıına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) ve bu hediyeler çocuğun psikolojisini olumsuz etkiliyor B) bu da çocukların doyumsız bir hâl almasına neden oluyor C) bu yüzden birçok aile çocukları ile sorun yaşıyor D) bu nedenle çocuklara yönelik yayın yapan yayın evleri bir an önce internet sitesi edinmelidir E) bu yüzden çocuklarımızı internetin olumsuz etkilerinden korumalıyız
Çözümü: Parçada, internet üzerinden kitap satışının yaygınlaştığından bahsedilmektedir. Bu bağlamda parça, çocuklara yönelik yayın yapan yayın evlerinin de bu durumu göz ardı etmemeleri gerektiğini anlatan D seçeneğiyle anlamlı tamamlanabilir.
Bu parçada "romanın gevezeliği karşısındaki zarafeti" sözüyle öyküye ilişkin aşağıdakilerden hangisi belirtilmek istenmiştir? Bu parçada "romanın gevezeliği karşısındaki zarafeti" sözüyle öyküye ilişkin aşağıdakilerden hangisi belirtilmek istenmiştir?
A) Anlatılmak istenenin daha az sözle aktarıldığı B) Günlük hayatın konu edildiği C) Daha geniş kitlelere ulaştığı D) Olayları neden-sonuç ilişkisine dayandırdığı E) Öğretici değil, eğlendirici olduğu
Cevap A. Çözümü: "Gevezelik" sözü, boş konuşmak, sözü gereksiz yere uzatmak anlamına gelir. "Romanın gevezeliği karşısındaki zarafeti" sözüyle de öykünün özlügünü yani "anlatılmak istenenin daha az sözle aktarılması" anlatılmak istenmiştir.
Bu sözler aşağıdakilerden hangisine karşılık söylenmiş olabilir? Bu sözler aşağıdakilerden hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Romanın diğer türlerden farkı nedir? B) Neden öykü yazmayı seçtiniz? C) Kahramanı olmak istediğimiz bir eseriniz var mı? D) Hikayenin romandan az satılmasının sebebi nedir? E) Dil olarak hangi tür size daha geniş alan sunuyor?
Çözümü: Parçada roman ve öykü karşılaştırılarak neden öykünün tercih edildiği anlatıldığı için bu parça B seçeneğindeki sorunun cevabıdır.
Empati kurarken ifade edilen duygunun şiddetine dikkat etmek ve karşımdaki kişiye onu yanısıra duyguların şiddetine uygun tepki vermek gerekir. Kişinin sadece sözel tepkilerine değil, ses tonuna, konuşma temposuna, jest ve mimiklerine, ayakta duruşuna bile dikkat etmek gerekir. Nesnelliği kaybetmemek, karşımızdaki kişinin korku, kaygı ve neşe gibi duygulanıyla bunalmamamak gerekir. Yani karşımızdaki kişiyle özdeşim kurmamalı ya da ona sempati duymamalıyız. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A) Her insanın başkalarıyla empati kurması gerekir. B) Empati kurulan kişiyle bütünsel olarak ve tarafsız yaklaşılmalıdır. C) Kendimizi başkalarının yerine koymamız doğru değildir. D) Empati kuruan kişilerin bir uzmandan ders alması gerekir. E) Ancak belirli bir zaman diliminde empati kurulabilir.
Cevap B. Çözümü: Parçada, empati kurulan kişinin her yönüne dikkat edilmesi ve tarafsız davranılması gerektiği üzerinde durulmuştur. Bu anlamda B seçeneğindeki ifadenin bu parçadan çıkarılabilecek bir sonuç olduğunu söyleyebiliriz.
Hayattan birçok alanda yapay zekâ uygulamalarından faydalanılsa da ABD’deki bir üniversitede yapılan araştırma acı gerçeği ortaya çıkardı: Ne kadar zekâsı olursa olsun, mevcut yapay zekâ, ancak dört yaşındaki bir çocuğun gelişmiş kısıyaslanabilecek düzeyde. Yapay zekâ uygulamaları, benzerlikleri ayırma konusunda güçlü yetenekleri ve eşsiz kelime hazırlemeleri rağmen testte en basit "Neden?" sorusuna bile yanıt verememiş. Araştırmacılara göre bunun nedeni, yaşam tecrübesi eksikliği. Bu parçada yapay zekâ uygulamalarına ilişkin olarak durumlarından hangilerine değinilmiştir?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II D) I ve III E) II ve III
Çözümü: Parçada "...acı gerçeği ortaya çıkarır..." ve sonraki ifadelerden sadece I. ifadeye ulaşılır. II ve III. maddelerindeki ifadelerin parçada bir dayanağı yoktur.
Topkapı Sarayı Müzesi, bugünlerde "On Bin Yıllık İran Medeniyeti İki Bin Yıllık Ortak Miras" sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergilenen eserler, "İslam öncesi" ve "İslamîyet sonrası" olarak sınıflandırılmış. Sergide dönem coğrafyasında yaşanan Eşkı Eşkı Çalgı, Yeni Taş Çağı, Bakır Çağ gibi dönemlere ait eserler konolojik olarak sergileniyor. Yaklaşık 300 parça var, Iran Ulusal Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi, İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Askeri Müzesi, Sabancı Harim Müzesi gibi müzelerden seçildi. Bir ay boyunca gezilebilecek olan sergi, Topkapı Sarayı Hıs Ahırları bölümünde yer alıyor. Bu parçada söz konusu sergiyle ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmiştir?
A) Hangı tarihten başlayarak gerçekleştiğine B) Sergilenmesi için ne gibi özellikler taşıması gerektiğine C) Belirli dönemlerden kalma yapıtlar bulunduruguna D) Kıtaerin asıgını kolleksiyoneklendıgıne E) Amacinın söz konusu ülkeyı tanıtmık olduguna
Cevap C). Çözümü: Parçada, söz konusu sergide hangi eserlerin yer aldığı anlatılmaktadır. Buna göre, parçada söz konusu sergiyle ilgili olarak "belirli dönemlerden kalma yapıtlar bulunduruguna" değinildiği söylenebilir.
Usta tırmanıcılar olan Gekko kertenkeleleri, dik bir yüzeyde yukarı doğru tırmanabilir. Bu kertenkelelerin parmaklarının beş mili uzunluğundaki bir mesafelyi aşabilen bir saniyede vücutlarının on beş mili uzunluğunda tırmanmayı sağlayan genler içerisinde çok sayıda yapışıcı kısımlar bulunmaktadır. Bu hayvanlar hareket halinde bile insanın ayırıp peynir yüzüne yapıştırdığı bir nano yapışkanın icat ettim bilin yangını aynı işlevi Gekko kertenkelelerinin tırnak yapışkanları icat ettiler. Bu yapıştırıcı, tığ, Gekko kertenkelelerinin aydı gibi gerçekleştiğinde yüzünden sonuçsuz olarak ayrılıyor. Bu parçaya dayanarak aşağıdaki genellemelerden hangisine ulaşılabilir?
A) Bazı ülkelerin gelişmemek için doğadaki canlıların özellikinden esinlemektedir. B) Pek çok bilimsel gelişme birbirine kaynaklık etmiştir. C) Bir canlı üzerinde çalışmaya başlamadan önce o canlıyı iyi gözlemlemelidir. D) Doğanın kendi içinde bir dengesi vardır. E) Doğadaki her canlı, yaşadığı ortama en iyi biçimde uyum sağlar.
Çözümü: Parçada Gekko kertenkeleleri hakkında bilgi verilmiştir. Bu kertenkelelerden yola çıkarak benzer özellikler taşıyan nano yapıştırıcının icat edildiği söylenmiştir. Dolayısıyla parçada "Bazı üniteleri geliştirmek için doğadaki canlıların özellikinden yararlanılabilir." genellemesine ulaşılabilir.
Günümüzde en fazla dikkat çeken teknolojik yeniliklerden biri olan yapay zekâ, etkinliğini hayatın her alanında her geçen gün artırmaktadır. Yapılan çalışmalar ve istatistikler ortaya koymaktadır ki yapay zekânın toplumsal hayata olan etkisi artmakta ve toplumsal yaşamı farklı biçimlerin de etkilemektedir. Dolayısıyla yapay zekâ yazılım ve bilgisayar bilimlerinin olduğu kadar sosyal bilimlerin de ilgi alanına girmektedir. Yapay zekâyı konu edinen sosyolojik çalışmalar hem nitelik hem nicel açıdan artış göstermektedir. Sosyoloji içerisinde yapay zekâ üzerine çalışmalar iki temel yaklaşım olduğu görülmektedir. Birinci gruptaki çalışmalar siyası iktidarların yapay zekâ kontrolü sürdürmelerinin bir aracı, toplumsal eşitsizlikleri yeniden üreten bir olgu ve onu üretenlerin kültürel yanlılıklarını taşıyan kültürel bir fenomen olarak ele almaktadır. İkinci gruptaki çalışmalar ise, genelde teknoloji özelinde ise yapay zekâyı toplumsallaşmanın üretimde "toplumsal aktör" olarak konumlandıran çalışmalar. Bu çalışmaların amacı yapay zekânın sosyoloji biliminde ele alınış biçimlerini eleştirerek yeni bir alan ve yapay zekâ sosyolojisini tartışmaya açmaktır. Bu parçada göre aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Yapay zekânın teknolojik bilimleri etkilediği kadar, siyaseti de tümden yönlendirdiğini B) Sosyolojinin yapay zekâ üzerine kapsamlı ve tek yönlü bir çalışma yürüttüğünü C) Yapılan araştırmalarda yapay zekânın topluma hiçbir zararının olmadığını ortaya çıkttığı D) Sosyoloji ve teknolojiyle ilgilenen kişilerin aynı özellikleri taşıması E) Sosyolojik araştırmaların bazılarında toplum yararı gözletilirken bazılarında ise bu yararı gözletilmediği
Cevap A. Çözümü: Parçada siyası iktidarların yapay zekayı toplum kontrolü altında tutmak için kullandığı araştırmalardan bahsedilmekte yani siyasete yandan yön verdiği sonucu çıkma yacağı için A seçeneği.
Dil doğada yok. Doğanın tanımlamasında, betimlemesinde var. Şir gerçek ve kendinizi anlama gereksiniminizin en önemli parçası. Bu gereksinim var oldukça gündelik dilin olanakları doğayı ve kendimizi anlatmaya yetmedir, bir yanımız kendimize hep karanlık kalıcı ve sıkıcıdır. Şir karanlık bir yanımız sanat. Bu yüzden mucizevi ve çekici de sürecek. Şir medenilik, yanımızın sanatı. Bu hep mücahitlik ve çekici. Bu parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şir, dilin anlatım olanaklarını içeren bir türüdür. B) Gizemli konuları işleyen şiirler daha çok okuyuculu bulur. C) Dil bilinci olmayan kişiler şiir anlayamazlar. D) Şir, insanoglunun yaşamı anlamlandırma çabasıdır. E) Felsefi düşünceleri içeren şiirler daha değerlidir.
Cevap D. Çözümü: Şirin baz alındığı bu metinde vurgulanan düşünce yani aslını anlatmak istenen şiirin insanoglunun yaşama anlamlandırma çabası olduğudur.
İçinizde iyi olabilirsiniz ama bununla yetinmemeniz gerekir. İyi yaptığınız bir şeyde takılıp kalmanız, ölünü kabullenmek gibidir. İnsanın görevi, iyi yapamadığı şeyleri öğrenme umuduyla yapmayı denemektir. Bu parçada insanla ilgili vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sorunların çözümünde farklı yollara başvurmalıdır. B) Öğrendiklerini daha da zenginleştirerek kendini yenilemelidir. C) Yaşamı iyi ve kötü yanlarıyla tanımaya çalışmalıdır. D) Yaptıklarını bir öz eleştiriden geçirmelidir. E) Sorumluluklarını eksiksizce yerine getirmelidir.
Çözümü: Parçada insanın iyi yaptığı bir şeyde takılıp kalmasının yanlış olduğu dile getirilmiş ve bunu yapmanın yerine sürekli yeni şeyler öğrenmek yollarının aranması gerektiği vurgulanmıştır. O halde B seçeneğinde yer alan ifade insanla ilgili vurgulanmak istenen düşünce olabilir.
Okumayı; televizyon izlemek, futbol oynamak gibi boş zamanları dolduran eğlenceli bir iş olarak değerlendirmeye söyleyecek sözüm yok. Onları, renkli okuma değil, oynamadır. Modaya uymak için raflara çok satan kitapları dizenlerin yaptığı da aynı şeydir. Oysa her kitap bir okunustur. Ben okuyan kişilerin yazdığını da yapmak yerine küçük teknesiyle dalgalar arasında boğuşan gerçek okuyucunun peşindeyim. Böyle diyen bir yazardan aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenmez?
A) Romanın, öykünün, denemenin labirentlerinde dolaşmayan okuyucu, sanatçının dünyasını tanıyamaz. B) Yazar, eseriyle okuyucusunu düşüncenin derinliklerine taşımaya çalışır. C) Okurken yorumlayı göze alan okuyucu olmak gerekir. D) Birikimli okur, yazarın söylediklerinden, söylemediklerini çıkarmaya çalışmalıdır. E) Her edebiyat eseri, açık ve anlaşılır olmalı ki okuyucu, yönünü bulabilisin.
Cevap E. Çözümü: Parçada geçen "Ben okunusun kıyısında gezinti yapmak yerine küçük dalgalar arasında boğuşan gerçek okuyucunun peşindeyim." yargısıyla paragrafta anlatılmak istenen özelleşmiş bir okuyucu beklentisi özetlenmektedir. Bu bağlamda kitap okumanın ciddi bir iş olduğunun, bunun zaman geçirmek adına yapılmasının doğru olmadığı ve okuyucunun okuduğu anlamayı ve ondan bir şeyler anlamak için çaba göstermesini gerektiği anlatılmaktadır. Böyle düşünen yazar A, B, C ve D seçeneklerindeki ifadeleri söyleyebilir. E seçeneğindeki ifadeyi yazarın söylemesi beklenmez.
ABD'li bilgisayar uzmanı Scott Fahlman tarafından bulunan ve İnternet'in vazgeçilmezlerinden olan gülen surat (smiley) tam 35 yaşında. Fahlman, duyguların yazı dili ifade edilmesini kolaylaştırmak için iki nokta ve parantez işaretlerini kullanarak bir ifade oluşturdu. Bu "gülen surat", ilk olarak üniversitenin e-posta listesine yollandığı bir notta kullanıldı. Fahlman, öğrencilere ve çalışma arkadaşlarına şöyle yazdı: "Saka yaptığınızı belirtmek için sunu kullanmayı öneriyordum." Kısa zamanda kabul gören bu mutluluk ifadesini bugün İnternette yazışırken sıklıkla kullanıyoruz. Mutluluk ifadesinin bugünkü yaygınlığı. Bu parçada gülen suratla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Mutluluğu ifade etmede kullanıldığına B) Meydana gelme biçimine C) Mücidinin ilk olarak nerede kullandığına D) Hangi işaretlerin kullanılarak meydana getirildiğine E) Resmi yazışmalarda kullanılmasının uygun olmadığına
Çözümü: Parçada gülen suratla ilgili olarak resmi yazışmalarda kullanılmasının uygun olmadığına yer verilmemiştir.
Bir çevirmenin olmazsa olmazlarından birisi, ilgi alanlarının çeşitliliğidir. Dünyadaki hiçbir şey bize yabancı olmamalıdır. Günün birinde bir bilim kitabı karşımıza çıkarsa en azından neyle mücadele edeceğimizi bilmemiz gerekir. Aynı şey çeviri süreci için de geçerlidir. Ortaya çıkarmaya çalıştığımız metnin "güvenilir" olabildiğince sağlam bir biçimden usandırmadan araştırmak, okumak, denemek, yapıp bozmak bizim işimizdir. Bir tür saklambaç yani. Anlamlar kaçar, biz kovalarız. Bu parçadan hareketle "çevirmen" ile ilgili aşağıdakilerden hangisi **söylenemez**?
A) Çevrildiği esere görüşlerini yansıtmalıdır. B) İlgilendiği alanlar çeşitli olmalıdır. C) Çevresindeki hiçbir şey ona, bilmediği bir varlık gibi gelmemelidir. D) Maydana çıkaracağı metnin güvenilir olması için uğraşmalıdır. E) Okumalı ve denemelidir.
Cevap A. Çözümü: Parçada verilen bilgiler doğrultusunda "çevirmen" ile ilgili olarak "A" seçeneğine ulaşamaz. Her konuya ilgilenilen ilgi alanları çok olan biri olabilir ama çevirdiği esere görüşlerini yansıtma gibi bir çabası yoktur.
Beşir Ayvazoğlu, yıllar süren çalışmasının neticesinde, başkalarının da örnek alacağı ve kendisinin de haklı olarak gurur duyacağı bir eser ortaya koymuştur. "Peyami", tarafsız bakış açısıyla bir insan olarak Peyami Safa'yı hataları ve sevaplarıyla, yaşadığı dönemin de panoramasını vererek tanıtmanın gayreti içerisindedir. Ayvazoğlu, Peyamide bize ancak eserleriyle ulaşan bir yazarın felsefesini ve draamını, ona en çok yakışacak bir tarzda, hayatını roman gibi kurguluyarak anlatmayı başarmıştır. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine **ulaşılamaz**?
A) Yazarın eserini uzun süren bir çalışma sonucu oluşturduğu B) Eserin başka yazarlara örnek bir kitap olduğuna C) Kitapta yazar Peyami Safa'yı anlattığına D) Yazarın eseri roman şeklinde yazdığına E) Eserin bu alandaki tek kitap olduğuna
Çözümü: Parçada, sözü edilen eserinin öneminden söz edilmiş ancak eserin bu alandaki tek kitap olduğuna dair bir bilgiye yer verilmemiştir.
Hüzün, yaratıcılığı daha çok kamçıladığını düşünüyorum. Çünkü hüzün hem kalıcı hem de doğurgandır. Oysa sevinç bir an yakalanabiliyor ve o an uçup gidiyor. Sürgünler, zorunlu göçler, insanların kendi kendileriyle hesaplaşmalar var bu son öykülerimde ve bunların hepsi hüzünlü. Ama "Öykü sadece böyle yazılır" biçiminde bir genelleme yapmak doğru değil. Elbette uçucu sevinç de yakalanıp öyküye yedirilebilir. Bundan sonraki öykülerimde böyle kurgulamayı düşünüyorum. Bu parçada söylenenler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Öykülerinizin konuları yaşanmış, gerçek olaylardan mı seçiyorsunuz? B) Öyküleriniz genelde hüzünle yoğrulmuş, neden hüzne meyilli öyküler? C) Hüzün ve sevinç, neden bir öyküde birlikte yer alamıyor? D) İnsanlar hüzünlü öyküleri daha çok seviyor, hüzün okurlara niçin daha çekici geliyor? E) Sevinç ya da hüzün üzerine yazmada kişiliğinizin bir etkisi var mı?
Cevap B. Çözümü: Parçadaki sözleri söyleyen kişi, öykülerinde hüzne yer vermesinin nedenini açıklamaktadır. Buna göre, parçada söylenenlerin B seçeneğindeki soruya karşılık söylenmiş olabileceğini düşünürüz.
Faulkner'in Türkçe'ye ilk tercümesi 1952 yılında Talat Sait Halman tarafından yapılmış; "Duman Adıyla Bir Gün" (Knight's Gambit) (1949). Gerçek Faulkner gerek okuyucular için büyük bir şans; hemen her kitabı edebiyata ve Türkçeye hâkim çevirenlerle buluşmuştu. 1950-1970 yılları arasında Bilge Karasu, Ülkü Tamer, Murat Belge, Vahdet Gültekin, Rasit Gürkan gibi isimlere dilimize giren Faulkner romanları, okuyucunun pek alışık olmadığı anlatım ve nihayet 2000'li yıllarda Okumuş Yayınları tarafından çevriler aksadı. Tarzına rağmen sevilerek yapı kredi 70'lerden sonra titiz bir eşiyle de alınan Faulkner kuşağı birbiri ardına yayımlanıyor. Geçen günlerde Neda Aytün-Ünal çevirisiyle okuma fırsatı bulduğumuz Çılgın Palmiyeler de sözünü ettiğim edisyona dahil. Hemen ekleyelim; bir kelime dahi kapsamlı ve kusursuz çeviri. Kitap hakkında Ünal Aytün'ün kazanç aldığı başarılı bir Faulkner "On Söz" de ayrıca övüye değer. Bu parçada, aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?
A) Faulkner'in Türkçe çeviriye başlamasının mıdır? B) Faulkner külliyatını çeviren ilk eserinin adı nedir? C) 1952 yılına kadar Faulkner'in eserleri neden Türkçe çevrilmemişti? D) Faulkner'in ilk tercümesini kim yapmıştır? E) 1950-1970 yılları arasında Faulkner'in eserlerini kimler çevirmiştir?
Çözümü: Parçayı okuduğumuzda, Faulkner külliyatı 1952 yılında ilk eserinin Faulkner'in Türkçeye çevrilmiş eserinin adı "Duman"dır. Faulkner'in ilk tercümesini Talat Sait Halman yapmıştır. 1950-1970 yılları arasında Faulkner'in eserlerini Bilge Karasu, Ülkü Tamer, Murat Belge, Vahdet Gültekin, Rasit Gürkan gibi isimler tercüme etmiştir. Ancak 1952 yılına kadar Faulkner'in eserlerinin neden Türkçeye çevrilmediğinin cevabı parçada verilmemiştir.
- Bu parçaya göre J. Paul Sartre ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaşamıştır. B) Popülerlikten yararlanarak ötiriye başkaldırmıştır. C) Siyasi düşünceleri vardır. D) 20. yüzyılın en tanınmış felsefecilerinden biridir. E) Egzistansiyalizmi benimseyen ilk kişidir.
Çözümü: Parçadan "İkinci Dünya Savaşı sırasında da sözcüsü olduğunu..." ifadeleriyle A seçeneğine,
Yapay zekâ, günümüzde insan hayatının hemen her alanına girmiş en büyük yeniliktir. Teknolojik gelişmelerle birlikte son yıllarda hayatımıza giren yapay zekâ uygulamaları gün geçtikçe insan gücünün yerini alırken bu sayede geçmişte saatler süren çalışmalar artık tek tuşla gerçekleştirebiliyor. Son yıllarda "ChatGPT" ve "Gemini" ile adından sıkça söz ettiren yapay zekâ, akla ilk olarak gelen metin, fotoğraf, ses ve video üretmenin yanı sıra farklı işleri de yapabiliyor. Tanıtım afişi hazırlamak isteyen tasarımcılar yapay zekâ destekli uygulamaları sayesinde giderek komutlar doğrultusunda diledikleri görsel ürünleri tek tuşla hazır hale getirebiliyor. Bir sanatçı, hazırlamak istediği şarkıyı çok kısa sürede üretebilir; bir dava dosyası, yapay zekâ destekli avukat uygulamasıyla anında çözüme kavuşabilir. Sadece bu alanlarla sınırlı olmayarak çeşitli sektörlerde, eğitim, finans, ticaret, ulaşım ve lojistik başta olmak üzere uygulamalar sağlığın yanı bir şirket kullanılıyor. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ömeklendirme B) Karşılaştırma C) Açıklama D) Düşsel öge E) Tanımlama
Cevap E. Çözümü: Düşsel öge, hayal dünyasından hareketle olayların ve kahramanların fantastik ve kurgusal bir biçimde tasarlandığı, neredeyse her şeyin hayal ürünü olduğu bir anlatım tekniğidir. Paragrafta düşsel ögelere yer verilmemiştir. Yapay zekânın örneklendiği alanlar sıralanmış kullanıldıkları alanların parçanın ilk cümlesinde karşılaştırma yapılmıştır. Yapay zekânın tanımı, kullanarak alanlar sıralanarak da açıklama yapılmıştır.
Yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda hamilelik döneminde anne adaylarının yediği elmaların, bebeği astımdan koruduğu ortaya konuldu. Yabancı bilim adamları yaklaşık 2 bin hamile kadının beslenme biçimini inceledi. Araştırma sonunda elma yiyen bebeğin akciğer işlemleri kontrol edildi. Hamilelikte annesi elma yemezen 150 çocuğun, beş yaşlarına geldiğinde astıma yakalandığı görüldü. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Tartışma - Karşılaştırma B) Açıklama - Sayısal verilerden yararlanmaya C) Karşılaştırma - Tanımlamaya D) Tanımlama - Sayısal verilerden yararlanmaya E) Tartışma - İlgili kurmaya
Cevap D. Çözümü: Bir konu hakkında bilgi vermeyi amaçlayan metinlerin anlatım biçimi, açıklayıcı anlatımdır. Parçada bir açıklama söz konusudur. Açıklayıcı anlatımı desteklemek için, düşünceyi geliştirme yollarından sayısal verilerden yararlanılmıştır.
Hepimizin çocukken sıkça duyduğu bir soru vardır: "Anneni mi, babanı mı daha çok seviyorsun?" Bazıları bu soruyu çocukla iletişim kurmanın kapısı saysa da bu yanlış bir düşüncedir. Çünki yetişkinler böyle sorularla çocukların anne ile babaları arasında tercih yapmaya zorlayabiliyor. Çocuk bu soruyu soran bir türlü tatmin olmaz ve ısrarla seçim yapmasını ister. Dahı, soruyu cevap vermek istemez ya da "ikisini de eşit seviyorum" dese yetişkinler bambaşka bir işaret olsa da bu sorudan kaçınma gereksinliğinda bu sorunun ebeveynceden karşılaşılsa. Bu soruları duyduğu dünyasinin en temel nedeni, çocukta yaratacağı suçluluk duygusudur. Çocuk, seçilmeyen ebeveynini yarataçtığı üzülenden kendini sorumlu tutabilir. Bu soru sorulduğunda her iki ebeveyn de yanındaysa, kendini baskı altında hissedebilir. Sorunun özelleşlikli yeni bir konuşmayı öğrenen küçük yaştaki çocuklara sorulduğu düşünülüyende; bir çocuğun suçluluk veya sıkışmış gibi olumsuz duygularla tanışması için oldukça erken olduğu söylenebilir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Bir varlığı ayırt edici özellikleriyle tasvir etme B) Olayların sonuçlarını önem sırasına koyma C) Okuyucunun olay içinde yaşatma D) İstatistik ve sayısal verilere yer verme E) Bir düşünceye karşı çıkıp okuyucuya kendi düşüncesini anlatma
Çözümü: Parçada geçen, "Hepimizin çocukken sıkça duyduğu bir soru vardır: "Anneni mi, babanı mı daha çok seviyorsun?" Bazıları bu soruyu çocukla iletişim kurmanın kapısı sayşa da bu yanlış bir düşüncedir. Çünki yetişkinler böyle sorularla çocukların anne ile babaları arasında tercih yapmaya zorlayabiliyor." ifadelerinden hareketle bu parçada bir düşüncesini karşıtlık okuyucuya kendi düşüncesini anlatma söz konusudur diyebiliriz.
Bu durumda öğretmenle düşen görev, bunları göz önünde bulundurmak, öğrencilere iletişimini bilimsel kaynaklardan edindiği bilgilere göre yönlendirmek, böylece öğrencilerinin olumlu bir kişilik kazanmasını sağlamaktır. Yukarıda numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturan sıralanışı aşağıdakilerden hangisidir?
A) I - III - IV - II B) III - I - IV - II C) III - IV - II - I D) IV - I - II - III E) IV - III - II - I
Cevap C. Çözümü: Cümlelerdeki ipuçlarına dikkat edildiğinde şu ayrıntılar göze çarpacaktır:
Her oyunun nerede, ne zaman ortaya çıktığını anlatan bir öyküsü vardır. Verilen cümlelerde oyunların eğitim amacıyla oynanmasıyla ilgili değerlendirmeler yapılmaktadır. İle numaralanmış cümle ise bu konunun dışında bir düşünceyi ele almaktadır.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Çözümü: Buna göre, oluşturulacak paragrafta I ile numaralanmış cümle yer almaz. Cümlelerde anlamlı bir bütün oluşturulduğunda sıralama şöyle olacaktır: II, IV, V, III.
Yeni yöntemde, hastanelerde ve hava limanlarında var olan x-ışını aygıtlarıyla bütünleştirilebilecek ve koyu alanı görüntülerinin alınmasını sağlayacak. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Cevap B). Çözümü: Öncüdeki cümlelere baktığımızda II. cümle parçasının geneliyle ilgili bilgi verdiği için giriş cümlesi olacaktır. IV. cümlesi için başlığı "Bu her iki alan ... " ifadesi IV. cümleyi II. cümleyle bağlamaktadır. Bu anlam örüntüsüyle yapılan sıralamda baştan II. cümle IV. cümle olacaktır.
Bahar aylarıyla birlikte güneş ışınlarının etkisi daha fazla hissedilmeye başlandı ve bu etkinin cilde yararından çok zararı dokunuyor. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Çözümü: Öncüdeki cümleleri incelediğimizde "Bahar aylarıyla birlikte güneş ışınlarının etkisi daha fazla hissedilmeye başlandı ve bu etkinin cilde yararından çok zararı dokunuyor." cümlesinin şekil ve anlam bakımından giriş cümlesi olmaya en uygun cümle olduğu söylenebilir. Bu cümlede söz edilen "zararlar"ın anlamca devamı II. cümlede çünkü "Bu zararların..." ifadesiyle başlamaktadır. III. cümlede anlatılan rahatsızlıklar da IV. cümle açıkladığı için baştan üçüncü cümlenin soru kökündeği IV. cümle olması gerektir. Cümleler anlamı bir bütün oluşturabildiğinde ortaya çıkan sıralama: I - II - IV - V - III şeklindedir.
Ancak, kimi dil bilimciler, konuyu farklı bir aşıdan ele almışlardır. I. Bunu göz önüne alan dil bilimciler, çocuğun annesinden öğrendiği dile ana dili adını vermişlerdir. II. Onlara göre ana dili, salt anneye değil, çevreye de bağlıdır. III. Çocuğun dilsel gelişiminde annenin payı oldukça büyüktür. IV. Bu bakımdan ana dilde tanımlanmışlar, onu "insanın içinde doğup büyüdüğü aile ya da toplumsal ortamda ilk öğrendiği dil." diye tanımlamışlardır. Bu parçada numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Cevap C. Çözümü: Verilen cümleler içinde paragrafın giriş cümlesi olmaya uygun tek cümle IV. cümledir. Çünkü diğer cümleler gerek şekil gerekse de anlam yönünden kendisinden önce başka bir cümlenin varlığını gerektirmektedir. II. cümle, IV. cümlenin sonucu olduğu için IV. cümlenin sonrasına gelmelidir. I. cümle de III. cümle için bunu takip etmelidir. III. cümledeki "onlara" sözcüğü I. cümlede devam eden V. cümlesine son cümlesi niteliğinde olduğundan son cümle olmalıdır. Buna göre ortaya çıkan paragraf şöyledir: (I) Çocuğun dilsel gelişiminde annenin payı oldukça büyüktür. (II) Bunu göz önüne alan dil bilimciler, çocuğun annesinden öğrendiği dile ana dili adını vermişlerdir. (III) Ancak, kimi dil bilimciler, konuyu farklı bir aşıdan ele almışlardır. (IV) Onlara göre ana dili, salt anneye değil, çevreye de bağlıdır. (V) Bu bakımdan "insanın içinde doğup büyüdüğü ailede ya da toplumsal ortamda ilk öğrendiği dil." diye tanımlamışlardır. Baştan dördüncü III. cümledir.
Ama bu yazı, onu " yazar" yapmaya yetmeyebilir. I. Çünkü yazarlığının ardında, onu yazar yapan nitelikleri kale gibi durmaktadır.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözümü: Bu tür sorularda öncelikle giriş cümleleri doğru tespit edilmelidir. Daha sonra cümleler sıralanmalıdır.
(1) Yazar, "Kayıp Kitaplar Kitabı" adlı yapıtında tarih boyunca yakılmış, kaybedilmiş, bitirilmeden bırakılmış ya da yazarının ölümüyle yarım kalmış, asla sahip olamayacağımız kitapları ortaya çıkıp tanıtmaya çalışıyor. (II) Yani kitabın başına gelebilecek en kötü şeylerin öykülerini anlatıyor. (III) Bu bir kitabın "Alternatif bir yazın tarihi", varsayımsal bir kütüphane ve "Neler olabilirdi" üzerine bir agit olduğunu belirtiyor. (IV) Shakespeare'den Sylvia Plath'a, Homer'den Hemingway'e, Sappho'dan Flaubert'e kadar sekseni aşkın yazarı ele alıyor. (V) Dante'nin otuz yıl üzerinde çalıştığı şiirinin son üç kıtasının uzun bir süre bulunamadığı biliniyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Cevap C. Çözümü: Anlam bütünlüğünü bozan cümle sorulduğunda bizden aslında verilen metnin "konu" sunu bulmamız istenmektedir. Dolayısıyla konuyla ilgisi cümle anlam bütünlüğünü bozar.
(I) Çocuğa gerekli uykunun süresi bazı ögelere bağlıdır. (II) Kısa yaz gecelerinde çoğumuz uykuya doyamadan uyanırız. (III) Bunlardan en önemlisi çocuğun yaşıdır. (IV) Küçük çocukların uykuya daha çok gereksinimi vardır. (V) Yeni doğan bebekler günde ortalama 16 - 18 saat uyurlar. (VI) Bir yaş bebeklerinde ise bu süre yarıya azalmaktadır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
Çözümü: Parçada, bebeklerin ve çocukların uykuya duydukları gereksinim, uyku süreleri gibi konular üzerinde durulmaktadır. Bu nedenle II. cümlede yetişkinlerle ilgili bir durumun söz edilmesi anlatımın akışını bozmaktadır. III. cümle kendinden önceki II. cümlenin biçimi ve anlamca devamı değildir. Bu cümle I. cümlenin devamıdır. Buna göre II. cümlenin anlam akışını bozduğunu söyleyebiliriz.
(I) Anadolu binlerce büyük destanın vatanıdır ve Ilyada, Odysseia destanları bunlardan yalnızca ikisidir. (II) Yaklaşık 16 bin dizeden ve 24 bölümden oluşan Ilyada'da Truva Savaşı anlatılır. (III) Lion kentinin kuşatılması, savaş boyunca gösterilen kahramanlıklar, on yıl süren savaşın korkunç yönü, aşk ve gurur, hile ve cesaret, inanç ve aldanış konu edilir destanda. (IV) Bu destanın devamı olan Odysseia'a ise savaş sonrasında ülkelerine dönen Odysseus ve arkadaşlarının akıl almaz serüvenleri anlatılır. (V) Savaşıın yapıldığı yer Çanakkale'den otuz kilometre uzakta bulunan ve bugün Hisarlık denilen Dardanos bölgesidir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Cevap E. Çözümü: Parçada Ilyada ve Odyesseia destanları hakkında bilgi verilmiştir. V. cümleye kadar bu destanların içeriği hakkında bilgiler aktarılmıştır. V. cümlede ise konu dışına çıkarak savaşın yapıldığı yer hakkında bilgi verilmiş, böylece parçanın anlam bütünlüğü bozulmuştur. Bir parçada yer alan bütün cümlelerin o parçanın konusuya ilgili olması gerekir.
(I) Orhun ve Yenisey vadilerinde bulunan mezar taşlarından Kültigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk için dikilmiş olanlar önemlidir. (II) Bu üç mezar taşı biçim ve anlam olarak birbirini tamamlamaktadır. (III) Sözlü dönem ürünleri bu dönemde yazıya geçirilmiştir. (IV) Abideler hakkında ilk tarihî bilgileri Çüvеnуi vermiştir. (V) 1890'da Radlof tarafından anlam ilk almine tanıtılmıştır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi anlam akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Çözümü: Bir parçada akış ve anlam bütünlüğü konunun değiştiği veya farklı yöne kaydığı cümle ile bozulur. Paragrafta konu Orhun Abideleri dir. I, II, IV ve V. cümleler, bu abidelerin kimler adına dikildiği, üç mezar taşının birbirini tamamladığı, abideler hakkında kimlerin çalışma yaptıgı, yargılarına yer vermektedir. Ama III. cümle sözlü dönem ürünlerinden bahsettigi için doğru yanıt "C" seçeneğidir.
(I) "Aydın" olarak nitelendirdiğimiz kimi okullar değerlidir, gazetelerdeki düşünce yazılarını, özellikle ülkemizin sorunlarıyla ilgili olanlarını okumuyorlar. (II) Cumhuriyet aydınının en büyük yanlısı İstanbul'da denize nazır bir yerde oturup hiç görmediği Anadolu'ya reçeteler yazmak. (III) O yazıları ağır, okuması zahmetli ve karamsar buluyorlar. (IV) "Nedeni sorulduğunda, "Uzunluktur, kaygılar içinde yaşama istemiyoruz." diyorlar. (V) Bu tavırlarıyla aydın olma bilincinin çok uzaklaşmış oluyorlar. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Cevap A. Çözümü: Parçanın genelne bakıldığında insanların çizgi roman kahramanlarıyla özdeşleştikleri görülebiliyor. B, C, D ve E seçeneklerinin hepsi özdeşleşmeyle ilgili genellemelerdir ancak çizgi roman ya da filmin süreyile sınırlı olması özdeşleşmeyle ilgili bir genelleme değildir.
İstanbul Boğazı'nın altından geçecek Marmaray için hazırlanan proje kapsamında tarihi yarımada kazılmasına en kolay yerin Yenikapı olduğu düşünülüyordu. Zira 19. yüzyılın başlarına kadar faaliyette olan Lykos Deresi'nin denize döküldüğü bu alanın zaman içinde dolduğu sanılıyordu. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Buranın, tarihi yarımadanın güneyindeki altı limandan biri olan Theodosius olduğu anlaşıldı. Bu yüzden kazı çalışmaları gelindiği yapıldığı bölge, Türkiye'nin en büyük antik liman alanı haline geldi. Bulunan batıkların sayısı yönünden bu arkeolojik heyecanı birlikle, çoğunluğa göre Lykos Deresi'nin ve Eleutherius'un birinci sıraya yerleşti. Liman, yelkenler, anforalar ve getirdiği alıvyerilara zamanla, kime göreyse tsunami nedeniyle birdenbire karanlığa gömülmüştür. Yurulan her kazı yapılan bölgenin kuzeyinde bir kilise, batıya doğru yürürken Ayrica, çalışmalar, nefes kesen bir arkeolojik maceraya bir Bizans yapısı, surun ilgili bir dehilz bulundu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi **söylenemez**?
A) Nesnel verilerden yararlanılmıştır. B) Çeşitli görüşler açıklanmıştır. C) Atasözü kullanılmıştır. D) Karşılaştırma yapılmıştır. E) İkileme kullanılmıştır.
Cevap C. Çözümü: Parçanın anlatımında sözü edilen kazılarla ilgili bilimsel sonuçlardan (A), kazı yapılan yerle ilgili daha önceki görüşlerden (B), atasözünden (E, Evdeki hesap çarşıya uymaz.) (C), sözü edilen antik limanın en çok kalıntının çıkarıldığı antik liman olduğuna değinilerek karşılaştırılmadan (D) yararlanılmıştır. Ancak parçada ikileme kullanılmamıştır.
İnsanların göz rengi, ağzı, burnu, boyu birbirine benzeyebilir, hatta aynı olabilir. Parmak izlerinizse aynı olması olanaksız. Ağır olmayan yanma-lardan ya da yaralanmalardan sonra bile, parmak uçları kendilerini yenile-yip eski durumunu aynı alıyor. Bu yüzden parmak izi, kimlik saptamada kesin kanıt olarak kullanılabilir. Hava koşulları ve yüzeyin durumuna göre çok uzun süre bozulmadan kalan parmak izlerine dayanarak geçen yıl sekiz yüzden fazla suçlu yakalanmış. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi **yoktur**?
A) Nicel bilgi verme B) Tanımlama C) Kant sunma D) Karşılaştırma E) Neden belirtme
Cevap A. Çözümü: Sekiz yüzden fazla suçlu → Nicel bilgi, kant sunma (A ve C)
Bir parça tamamlarken ifadenin parçanın anlamasal bir bütünlük sağlaması gerektiğine dikkat edilmelidir. Bu tür sorularda boşluktan önceki cümlenin anlamı iyi çözümlenmelidir. Parçanın son iki cümlesinde çağdaş ve gelenek arasında kıyaslama yapılmıştır. Buna bağlı olarak boş bırakılan yer “böy- lece" ifadesiyle başlamıştır. Bu halde bu karşılaştırma bildiren iki o’rgüden sonra her iki yargıyla ilgili olumlu ve olumsuz ifadeler kullanılabilir. Lakin kullanılan ifadelerin parçanın genel anlam ve mantığına uygun olması gerekmektedir. Buna göre A, B, C, D seçenekleri parçayla uyumşunduyken E seçeneğinde yer alan “uzaklaşmıştır ve uyarma özelliğinden uzaklaşmıştır” ifadesi getirilmesi cümlu parçada böyle bir olumsuzluk sezdirmektedir.
Cevap D. Çözümü: Parçada, internet üzerinden kitap satışının yaygınlaştığından bahsedilmektedir. Bu bağlamda parça, çocuklara yönelik yayın yapan yayınevlerinin de bu durumu göz ardı etmemeleri gerektiğini anlatan D seçeneğiyle anlamlı tamamlanabilir.
I. Doğu Hindistan'da seksenli yılların başında ormanlık arazi olarak sınıflandırılmış alanlar Orman Bakanlığının sorumluluğu altında idi ve bu alanlardaki her ağaç, kimin tarafından dikilmiş olursa olsun, orman idaresinin malı oluyordu. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için hangileri yer değiştirilmelidir?
A) I, ile III B) II, ile IV C) III, ile IV D) III, ile V E) IV ile V
Cevap C. Çözümü: Verilen parçada anlatılan olayın akış sırasına dikkat edilmelidir. III. cümlede geçen "bu sistemde" ifadesi bu cümleden önce bir sistemin geliştirildiğini belirtir. Oysa sistemin geliştirildiği cümlede verilmiştir. Buna göre, III. cümle ile IV. cümle yer değiştirirse cümlelerin sırası düzelmiş olur.
I. Kandaki glikoz düzeninin düzenlenmesini sağlayan bir hormon olan insülin pankreastaki beta hücreleri tarafından salgılanıyor. Yukarıda numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için hangileri yer değiştirilmelidir?
A) I ile II B) II ile IV C) III ile IV D) III ile V E) IV ile V
Çözümü: Verilen parçada anlatılan olayın akış sırasına dikkat edilmelidir. II. cümleyi anlam bakımından destekleyen IV. numaralı cümledir. Buna göre, III. cümle ile IV. cümle yer değiştirirse cümlelerin sırası düzelmiş olur.
Empati kurarken ifade edilen duygunun şiddetine dikkat etmek ve karşıdaki kişiye onu yanıştırtıken duygunun şiddetine uygun tepki vermek gerekir. Kişinin sadece sözel tepkilerine değil, ses tonuna, konuşma temposuna, jest ve mimiklerine, ayakta duruşuna bile dikkat etmek gerekir. Nesnelliğini kaybetmemek, karşımdaki kişinin korku, kaygı ve neşe gibi duygularıyla bunalmamamak gerekir. Yani karşımızdaki kişiyle özdeşim kurmamalı ya da ona sempati duymamalıyız. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A) Her insanın başkalarıyla empati kurması gerekir. B) Empati kurulan kişiye bütünsel olarak ve tarafsız yaklaşılmalıdır. C) Kendimizi başkalarının yerine koymamız doğru değildir. D) Empati kuran kişilerin bir uzmandan ders alması gerekir. E) Ancak belirli bir zaman diliminde empati kurulabilir.
Cevap B. Çözümü: Parçada, empati kurulan kişinin her yönüne dikkat edilmesi ve tarafsız davranılması gerektiği üzerinde durulmuştur. Bu anlamda B seçeneğindeki ifadenin bu parçadan çıkarılabilecek bir sonuç olduğunu söyleyebiliriz.
Hayatin birçok alanında yapay zeka uygulamalarından faydalanılsa da ABD'deki bir üniversitede yapılan araştırma acı gerçeği ortaya çıkardı: Ne kadar gelişmiş olursa olsun, mevcut yapay zeka, ancak dört yaşındaki bir çocuğun zekasıyla kıyaslanabilecek düzeyde. Yapay zeka uygulamaları, benzerlikleri ayırma konusunda güçlü yetenekleri ve eşsiz kelime hazırlerine rağmen teste bunun nedeni "Yasan" sorusuna bile yanıt verememiş. Araştırmacılara göre bunun başlıca nedeni, yaşam tecrübesi eksikliği. Bu parçada yapay zeka uygulamalarına ilişkin olarak durumlarından hangilerine değinilmiştir?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II D) I ve III E) II ve III
Çözümü: Parçada "...acı gerçeği ortaya çıkar di..." ve sonraki ifadelerden sadece I. ifadeye ulaşılabilir. II ve III. maddeler deki ifadelerin parçada bir dayanağı yoktur.
Topkapi Sarayı Müzesi, bugünlerde "On Bin Yıllık Iran Medeniyeti İki Bin Yıllık Ortak Miras" sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergilenen eserler, "İslamîyet Öncesi" ve "İslamîyet sonrası" olarak sınıflandırılmış. Sergide İran coğrafyasında yaşanan Eşki Taş Çağı, Yeni Taş Çağı, Bakır Çağı gibi dönemlere ait eserler kronolojik olarak sergileniyor. Yaklaşık 300 parça yapıt, İran Ulusal Müzesi, Topkapi Sarayı Müzesi, İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Askeri Müze, Sadberk Hanım Müzesi gibi müzelerden seçildi. Bir ay boyunca gezilebilecek olan sergi, Topkapi Sarayı Has Ahır lar bölümünde yer alıyor. Bu parçada söz konusu sergiyle ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmiştir?
A) Hangi tarihten başlayarak gezilebileceğine B) Sergilenecek yerin ne gibi özellikler taşıması gerektiğine C) Belirli dönemlerden kalma yapıtlar bulunduğuna D) Kimlerin ilgisini çekmesi beklendiğine E) Amacının söz konusu ülkeyi tanıtmak olduğuna
Cevap C. Çözümü: Parçada, söz konusu sergide hangi eserlerin yer aldığı anlatılmaktadır. Buna göre, parçada söz konusu sergiyle ilgili olarak, "belirli dönemlerden kalma yapıtlar bulunduğuna" değinildiğini söyleyebiliriz.
Usta tırm Ancikar olan Gekko kertenkeleleri, dik bir yüzeyde yukarı doğru tırm anırken bir saniyede vücutlarının on beş misli uzunluğundaki bir mesafeyi aşabiliyor. Bu kertenkelelerin parmaklarında yüzeye tutunmayı sağlayan cengeller şeklinde bilim insanları yapışıcı kısım lar bulunmaktadır. Bu hayvanlar hareketlilik çok sayıda aynı şekil de yüzeye yapışan bir nano yapıştıncı icat ettiler. Bu yapıştıncı, tıpkı Gekko kertenkelelerinin ayağı gibi gerektiğinde yüzeyen sonsuz olarak ayrılıyor. Bu parçaya dayanarak aşağıdaki genellemelerden hangisine ulaşılabilir?
A) Bazı ürünler geliştirmek için doğadaki canlıların özelliklerinden esinlenilir. B) Pek çok bilimsel gelişme birbirine kaynaklık etmiştir. C) Bir canlı üzerinde çalışmaya başlamadan önce o canlıyı iyi gözlemlemelidir. D) Doğanın kendi içinde bir dengesi vardır. E) Doğadaki her canlı, yaşadığı ortama en iyi biçimde uyum sağlar.
Çözümü: Parçada Gekko kertenkeleleri hakkında bilgi verilmiştir. Bu kertenkelelerden yola çıkarak onlara benzer özellik taşıyan nano yapıştırıcının icat edildiği söylenmiştir. Dolayısıyla parçada "Bazı ürünleri geliştirmek için doğadaki canlıların özellikleri yarılanabilir" genellemesine ulaşılabilir.
Günümüzde en fazla dikkat çeken teknolojik yeniliklerden biri olan yapay zekâ, etkinliğini hayatın her alanında her geçen gün arttırmaktadır. Yapılan çalışmalar ve istatistikler ortaya koymaktadır ki yapay zekânın toplumsal hayata olan etkisi artmakta ve toplumsal yaşamı farklı biçimlerin de etkilemektedir. Dolasıyla yapay zekâ yazılım ve bilgisayar bilimlerinin ödünü kadar sosyal bilimlerin de ilgi alanına girmektedir. Yapay zekâyı konu edinen sosyolojik çalışmalar hem nitelik hem nicel açıdan artış göstermektedir. Sosyoloji içerisinde yapay zekâ üzerine çalışmalar iarda iki temel yaklaşım olduğu görülmektedir. Birinci gruptaki çalışmalar siyasal iktidarların yapay zekâ kontrolü sürdürmelerini bir araç, toplumsal yoğunlukta yapay zekâyı toplumsal etkileri bağlamında sermaye ve eşitsizlikleri yeniden üreten bir olgu olarak ele almaktadırlar. İkinci gruptaki çalışmalar ise, genelde teknoloji özelinde yapay zekâyı toplumsallaştırmın temelinde "toplumsal aktör" olarak konumlandıran çalışmalar. Bu çalışmanın amacı yapay zekânın sosyoloji biliminde ele alınış biçimlerini eleştirel bir yönden ele almak ve yapay zekâyı ele alan tartışmaya açmaktır. Bu parçada göre aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Yapay zekânın teknolojik bilimleri etkilediği kadar, siyasi de tümden yönlendirir. B) Sosyolojinin yapay zekâ üzerine kapsamlı ve tek yönlü bir çalışma yürütüğü C) Yapılan araştırmalarda yapay zekânın topluma hiçbir zararının olmadığını ortaya çıktı D) Sosyoloji ve teknolojiyle ilgilenen kişilerin aynı özellikleri taşıması E) Sosyolojik araştırmaların bazılarında toplum yararı gözletirken bazılarında ise bu yararın gözletilmediği
Cevap A. Çözümü: Parçada siyasal iktidarların yapay zekâyı toplum kontrolü altında tutmak için kullanıldığı araştırmadan bahsedilmekte yani siyasete rıندان yön verdiği sonucu çıkarmacağı için A seçeneği.
Dil doğada yok. Doğanın tanımlamasında, betimlemesinde var. Şir gerçeklik ve kendimizi anlama gereksinimimizin en önemli parçası. Bu gereksinim var oldukça gündelik dilin olanakları doğayı ve kendimizi anlatmaya yetmedir, bir yanımız kendinize hep karanlık kalıvzca ve sıkıntıda sürecek. Şir karanlık bir yanımız sanatı. Bu yüzden mucizevi ve çekici. Bu parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şir, dili anlatım olanaklarını içeren bir türüdür. B) Gizemli konuları işlediğir daha çok okuyuculu bulur. C) Dil bilinci olmayan kişiler şiir anlayamazlar. D) Şir, insanoglunun yaşamı anlamlandırma çabasıdır. E) Felsefi düşünceleri içeren şiirler daha değerlidir.
Cevap D. Çözümü: Şirrin baz alındığı bu metinde vurgulanan düşünce yani aslını anlatmak istenen şiirin insanoğlunun yaşamı anlamlandırma çabası olduğu.
İçinizde iyi olabilirsiniz ama bununla yetinmemeniz gerekir. İyi yaptığınız bir şeyde takılıp kalmanız, ölünü kabullenmek gibidir. İnsanın görevi, iyi yapamadığı şeyleri öğrenme umuduyla yapmayı denemektir. Bu parçada insanla ilgili vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sorunların çözümünde farklı yollara başvurmalıdır. B) Öğrendiklerini daha da zenginleştirerek kendini yenilemelidir. C) Yaşamı iyi ve kötü yanlarıyla tanımaya çalışmalıdır. D) Yaptıklarını bir öz eleştiriden geçirmelidir. E) Sorumluluklarını eksiksizce yerine getirmelidir.
Çözümü: Parçada insanın iyi yaptığı bir şeyde takılıp kalmasının yanlış olduğu dile getirilmiş ve bunu yapmak yerine sürekli yeni şeyler öğrenmenin yollarının aranması gerektiği vurgulanmıştır. O halde B seçeneğinde yer alan ifade insanla ilgili vurgulanmak istenen düşünce olabilir.
John B. Watson tarafından, insan davranışlarını açıklamak için davranış kuramı geliştirildi. Davranışçı psikolojiye göre nesnel yöntemlerle gözlem- lenmeyen zihinsel süreçlerin incelenmesinin bir anlamı yoktu. Pavlov, Skinner gibi bilim insanlarının Watson’ın görüşlerine katılması kuram yaygınlık kazandı. Davranışçı psikoloji öğrenmeyi, uyarıcı ve tepki arasındaki bağla açıklayarak psikanalitik görüşün belirttiği etkinin geçerli olmadığını ileri sürdü. Uyarıcı olarak nitelendirilen çevresel faktörler, kişilerde olumlu veya olumsuz davranışlara neden oluyordu. Olumsuz davranışlarında yol açan uyarıları kaldırarak olumlu davranışları oluşturan- lar eklerinden bireyin kendilerini geliştirmesi bekleniyordu. Bu parçadan hareketle davranışçı psikoloji ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Kim tarafından ortaya konulduğu bilinmektedir. B) Düşüncelerden ziyade davranışlara ilgilenir. C) Zamanla kurucuları dışındaki kişilerden de destek görmüştür. D) Psikanalitik kuramla uyuşmayan yaklaşımlar benimsemiştir. E) Bireyin ancak çevrenin etkisiyle davranış değişikliği gösterebileceğini savunur.
Cevap A B C D E. Çözümü: Parçada davranışçı psikoloji ile ilgili olarak, "Bireyin ancak çevrenin etkisiyle davranış değişikliği gösterebileceğini savunur: " düşüncesine dayanak olabile- cek bir ifade yoktur.
Ancak % 15'i tarıma elverişli olduğu hâlde Japonya, gayri safi gelirde İngiltere ve Federal Almanya'yı da geçerek 1970'lerde ABD ve Sovyetler Birliği'nden sonra dünyanın üçüncü ekonomik ve süper gücü olmuştur. "Japon Mucizesi" olarak adlandırılan Japon ekonomik kalkınması, dün-yanın en yüksek kalkınma hızını kaybederek % 10'un üzerinde bir artış gerçekleştirmiştir. Bu başarının esas sebebi modernleşme süretiyle elde edilen teknoloji ve yeniliklerin en son üretim imkânlarının günlük hayata uygulanması ve Japon hükümetlerinin uyguladığı mali politika ile yerli ve yabancı yatırımları teşvik etme olmuştur. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. B) Benzetme yapılmıştır. C) Tanık göstermeye başvurulmuştur. D) Deyimden yararlanılmıştır. E) Birinci kişi ağzıyla anlatılmıştır.
Cevap A. Çözümü: Parçada; "İngiltere ve Federal Almanya'yı da geçerek en yüksek..." gibi ifadelerle karşılaştırmadan yararlanıldığı anlaşılmaktadır.
Okumayı; televizyon izlemek, futbol oynamak gibi boş zamanları dolduran eglenceli bir iş olarak değerlendirmeye söyleyecek sözüm yok. Onla rınkı okuma değil, oyalanmadır. Modaya uymak için raflara sık çok satan kitapları dizenlerin yaptığı da aynı şeydir. Oysa her kitap bir okunustur. Ben okuyan kişilerin yazdığını yapıp her cümleye küçük teknesiyle dalgalar arasında boğuşan gerçek okuyunun peşindeyim. Böyle diyen bir yazardan aşağıdakilerden hangisini söylemesi bek lenmez?
A) Romanın, öykünün, denenmenin labirentlerinde dolaşmayan okuyucu, sanatçının dünyasını tanıyamaz. B) Yazar, eseriyle okuyucusunu düşüncenin derinliklerine taşımaya çalışır. C) Okurken yorumlayı göz alan okuyucu olmak gerekir. D) Birikimli okur, yazarın söylediklerinden, söylemediklerini çıkarmaya çalışmalıdır. E) Her edebiyat eseri, açık ve anlaşılır olmalı ki okuyucu, yönünü bulabi sin.
Cevap E. Çözümü: Parçada geçen "Ben okuyusun kıyısında gezinti yapmak yerine küçük dalgalar arasında boğuşan gerçek okuyucunun peşindeyim." yargısına pa rağrafta anlatılmak istenen özelleşmiş tir. Bu bağlamda kitap okumanın ciddi bir iş olduğunun, bunun zaman geçirmek adına yapılmasının doğru olmadığı ve okuyucunun okuduğunu anlamasi ve ondan bir şeyler anlamak için çaba göstermesinin gerekliliği anlatılmakta dır. Böyle düşünün yazar A, B, C ve D seçeneklerindeki ifadeleri söyleyebilir. E seçeneğindeki ifadeyi yazarın söyleme si beklenmez.
ABD'li bilgisayar uzmanı Scott Fahıman tarafından bulunan ve Internet'in vazgeçilmezlerinden olan gülün suratı (smiley) tam 35 yaşında. Fahıman, duyguların yazı dili ifade edilmesini kolaylaştırmak için iki nokta ve parantez işaretlerini kullanarak bir ifade oluşturdu. Bu "gülen surat" ilk olarak üniversitelerin e-posta listesine yolladıgı bir notta kullandı. Fahıman, öğrencilerine ve çalışma arkadaşlarına şöyle yazdı: "Saka yaptıgınızı belirtmek için şu kullanılanı önerıyorum: ;-) Kisa zamanda kabul gören bu mutluluk ifadesini bugün internete yazışırken sıklıkla kullanıyoruz. Bu parçada gülen suratla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Mutluluğu ifade etmede kullanıldğına B) Meydana gelme biçimine C) Mücidinin ilk olarak nerede kullandğına D) Hangi işaretlerin kullanılarak meydana getirildiğine E) Resmi yazı yazımlarında kullanılmasının uygun olmadığına
Çözümü: Parçada gülen suratla ilgili olarak resmi yazışmalarda kullanılmasının uygun olmadığına yer verilmemiştir.
Bir çevirmenin olmazsa olmazlarından birisi, ilgi alanlarının çeşitliliğidir. Dünyadaki hiçbir şey bize yabancı olmamalıdır. Günün birinde bir iklim bilim kitabı karşımıza çıkarsa en azından neyle mücadele edeceğimizi bilmemiz gerekir. Aynı şey çeviri süreci için de geçerlidir. Ortaya çıkarmaya çalıştığımız metnin "güvenilir" olabildiğince sağlamak için bizimkandan usamadan araştırmak, okumak, denenemek, yapıp bozmak bizim işimizdir. Bir tür saklamabancık yani. Anlamlar kaçar, biz kovalarız. Bu parçadan hareketle "çevirmen" ile ilgili aşağıdakilerden hangisi **söylenemez**?
A) Çevrildiği esere görüşlerini yansıtmalıdır. B) İlgilendiği alanlar çeşitli olmalıdır. C) Çevresindeki hiçbir şey ona, bilmediği bir varlık gibi gelmemelidir. D) Maydana çıkaracağı metnin güvenilir olması için uğraşmalıdır. E) Okumalı ve denemelidir.
Cevap A. Çözümü: Parçada verilen bilgiler doğrultusunda "çevirmen" ile ilgili olarak "A" seçeneğine ulaşamaz. Her konuya ilgilen, ilgi alanları çok olan biri olabilir ama çevirdiği esere görüşlerini yansıtma gibi bir çabası yoktur.
Beşir Ayvazoğlu, yıllar süren çalışmasının neticesinde, başkalarının da örnek alacağı ve kendisinin de haklı olarak gurur duyacağı bir eser ortaya koymuştur. "Peyami", tarafsız bakış açısıyla bir insan olarak Peyami Safa'yı hataları ve sevgileriyle, yaşadığı dönemin de panoramasını vererek tanıtanmanın gayreti içerisindeydi. Ayvazoğlu, Peyami'de bize ancak eserleriyle ulaşan bir yazarın felsefesini ve dramini, ona en çok yakışacak bir tarzda, hayatını roman gibi kurguluyarak anlatmayı başarmıştır. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine **ulaşılamaz**?
A) Yazarın eserini uzun süren bir çalışma sonucu oluşturduğu B) Eserin başka yazarlara örnek bir kitap olduğuna C) Kitapta yazarın Peyami Safa'yı anlattığına D) Yazarın eseri roman şeklinde yazdığına E) Eserin bu alandaki tek kitap olduğuna
Çözümü: Parçada, sözü edilen eserin önemiinden söz edilmiş ancak eserin bu alandaki tek kitap olduğuna dair bir bilgiye yer verilmemiştir.
- Bu parçaya göre J. Paul Sartre ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaşamıştır. B) Popülerlikten yararlanarak otoriteye başkaldırmıştır. C) Siyasi düşünceleri vardır. D) 20. yüzyılın en tanınmış felsefecilerinden biridir. E) Egzistansiyalizmi benimseyen ilk kişidir.
Çözümü: Parçadan "İkinci Dünya Savaşı sırasında da sözcüsü olduğunu..." ifadeleriyle A seçeneğine,
Astronot Alper Gezeravcı'nın 19 Ocak'ta başlayan uzay görevi, planlanan tarihte Dünya'ya inisle tamamlandı. Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (ISS) geçirdiği sürede 13 bilimsel deney imza atan Gezeravcı, Türkiye'nin uzay serüveninde farkındalık da oluşturdu. Gezeravcı'nın uzay yolculuğu, SpaceX'e ait Dragon kapsülünün Florida'daki Kennedy Uzay Merkezi'nden 19 Ocak'ta başarıyla fırlatılmasıyla başladı. Yaklaşık 36 saat süren yolculuğun ardından ISS'ye ulaşan 4 kişilik Ax-3 ekibi, istasyonunda canlı yayınlandı. Tören Axı space in sosyal medya hesaplarından canlı yayınlandı. Gezeravcı'nın Alaş'ın dünyada yürüdüğü laboratuvar düzeneklerinin Dragon kapsülünden güvenli şekilde çıkarılması deney öncesi muhafza konumlarına nakletmek oldu. Ardından bilim misyonu çerçevesinde kanserden bağıışık hücrelere, alglerden gözlemelere kadar çeşitli çalışmaların mikro yer çekimi ortamındaki tepkilerini propozelemde başlayan Gezeravcı, Türkiye Uzay Ajansı (TUA) ve TÜBİTAK Uzay Komisyonunda hazırlanan 13 deney burada kaldığı sürede ajandasına uygun şekilde gerçekleştirildi. Bu parçada ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Dürbünsel farklı olaylar arasında ilişki kurulmuştur. B) Birbirinden öğeleri yararlanılmıştır. C) KİŞİleştirilmeden yararlanılmıştır. D) Olaylar sırasına göre verilmiştir. E) Benzetmeye başvurulmuştur.
Cevap D. Çözümü: Parçada Astronot Alper Gezeravcı'nın uzay yolculuğu yer yüzünden hareketle başlayıp olayların oluş sırasına göre anlatılmıştır. Buna göre öncülde verilen parcayla ilgili olarak "Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir" denilebilir. Diğer seçeneklerdeki yargılar sorularda, seçeneklerde yoktur. Bu tür parçada karşılakalrının ifadelerin parcadaki karşılakalrının net bir şekilde tespit edilmesi gerekir.
TOGG'un Las Vegas CES 2024'te tanıttığı T10F modeli, tasarımı ve Türkiye'de en uzun menzile sahip elektrikli otomobillerden biri olmasıyla öne çıkmasının yanı sıra bir güç kaynağı olarak kullanılması, yapay zekâ sistemleri ve sürüş destek sistemlerine bakıldığında, model dikkat çekiyor. TOGG'un model isimlendirme sisteminin gizliliğinde de seri tamamlayıcısının hemen yanında konumlanan “10” sayısı ise segment ediyor. T harfini olan “T” harfi, Türkiye ve TOGG'un baş harfini temsil ediyor. T harfini destek amaçlı konumlanan “10” sayısı ise segment tanımlayıcısı olarak “C segmentine” işaret ediyor. T10'un yanına gelen “F” harfi de gövde tipi tanımlayıcısı olarak fastback kelimesinin baş harfinden esinlendi. Böylece “T10F” model ismi ortaya çıktı. Otomotiv sektöründe hatchback ve fastback tasarımları kabul edilen fastback gövde tipi, sedan ve hatchback gövde tiplerinden DNA'sını taşıyor. Ağırlıklı olarak sedan çizgilerine sahip olan fastback otomobillerde, tavandan arka tampona kadar tek bir eğim bulunuyor. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Özel adlar kullanılmıştır. B) Tanımlama yapılmıştır. C) Karşılaştırma yapılmıştır. D) TOGG’un yeni bir modelinin özellikleri anlatılmıştır. E) Anlatım biçimi açıklamadır.
Çözümü: Bir varlığın, kavramın veya insanın ayırt edici nitelikleriyle ifade edilmesine "tanımlama" denir. Tanım cümlesinin "Bu nedir?" veya "Bu kimde cevap vermesi birine net bir şekilde sorulmadan olmaz. Parçada böyle bir cümle gerekirdi için tanımlamaya yer verilmemiştir. Parçanın genelinde TOGG'la ilgili bilgi verildiği için parçanın anlatım biçimi açıklamadır. Las Vegas, Türkiye özel adla örnektir. Parçanın genelinde TOGG’un yeni bir modelinin özellikleri anlatılmıştır. "...Türkiye'de en uzun menzile sahip elektrikli otomobillerden biri olmasıyla...." cümlesinde karşılaştırma yapılmıştır.
Yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda hamilelik döneminde anne adaylarının yediği elmaların, bebeği astımdan koruduğu ortaya konuldu. Yabancı bilim adamları yaklaşık 2 bin hamile kadının beslenme biçimini inceledi. Araştırma sonunda elma yiyen bebeğin akciğer işlemleri kontrol edildi. Hamilelikte annenin elma yemeyen 150 çocuğun, beş yaşlarına geldiğinde astıma yakalandığı görüldü. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Tartışma - Karşılaştırma B) Açıklama - Sayısal verilerden yararlanmaya C) Karşılaştırma - Tanımlamaya D) Tanımlama - Sayısal verilerden yararlanmaya E) Tartışma - İlgili kurmaya
Cevap A B C D E. Çözümü: Bir konu hakkında bilgi vermeyi amaçlayan metinlerin anlatım biçimi, açıklayıcı anlatımdır. Parçada bir açıklama söz konusudur. Açıklayıcı anlatımı desteklemek için, düşünceyi geliştirme yollarından sayısal verilerden yararlanılmıştır.
Hepimizin çocukken sıkça duyduğu bir soru vardır: "Anneni mi, babanı mı daha çok seviyorsun?" Bazıları bu soruyu çocukla iletişim kurmanın kapısı saysa da bu yanlış bir düşüncedir. Çünlü yetişkinler böyle sorularla çocukların anne ile babaları arasında tercih yapmaya zorlayabiliyor. Çocuk bu soruyu soran bir türlü tatmin olmaz ve ısrarla seçim yapmasını ister. Dahı, soruyu cevap vermek istemez ya da ikisini de eşit seviyorum" dese bile sorunun bambaşka bir karesi var. Bu sorudan kaçınma gerekiliğinin Yetişkinler için ebeveinden ibaret olsa da çocukların duygu dünyasında bu sorunun bambaşka bir karşılığı var. Bu sorudan kaçınma gereksinliğinin en temel nedeni, çocukta yaratacağı suçluluk duygusudur. Çocuk, seçilmeyen ebeveynini yarattığı üzüntüden kendini sorumlu tutabilir. Bu soru sorulduğunda her iki ebeveyn de yanındaysa, kendini baskı altında hissedebilir. Sorunun özellikle yeni bir çocuğu öğrenen küçük yaştaki çocuklara sorulduğu düşünülüyende; bir konusun suçluluk veya sıkışmış gibi olumsuz duygularla tanışması için oldukça erken olduğu söylenebilir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Bir varlığı ayırt edici özelliklerine tasvir etme B) Olayların sonuçlarını önem sırasıyla koyma C) Okuyucüyü olay içinde yaşatma D) İstatistik ve sayısal verilere yer verme E) Bir düşünceye karşı çıkıp okuyucuya kendi düşüncesini anlatma
Çözümü: Parçada geçen, "Hepimizin çocukken sıkça duyduğu bir soru vardır: "Anneni mi, babanı mı daha çok seviyorsun?" Bazıları bu soruyu çocukla iletişim kurmanın kapısı sayısa da bu yanlış bir düşüncedir. Çünlü yetişkinler böyle sorularla çocukların anne ile babaları arasında tercih yapmaya zorlayabiliyor." ifadelerinden hareketle bu parçada bir düşüncesini karşı çıkıp okuyucuya kendi düşüncesini anlatma söz konusudur diyebiliriz.
Bu durumda öğretmen, düşen görevi, bunları göz önünde bulundurmak, öğrencilere iletişimini bilimsel kaynaklardan edindiği bilgilere göre yönlendirmek, böylece öğrencilerinin olumlu bir kişilik kazanmasını sağlamalıdır. Yukarıda numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturan sıralanışı aşağıdakilerden hangisidir?
A) I - III - IV - II B) III - I - II - IV C) III - IV - II - I D) IV - I - II - III E) IV - III - II - I
Cevap C. Çözümü: Cümlelerdeki ipuçlarına dikkat edildiğinde şu ayrıntılar göze çarpacaktır:
Her oyunun nerede, ne zaman ortaya çıktığını anlatan bir öyküsü vardır. Yukarıda numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturulduğunda hangi cümle anlam ve anlatım açısından bu paragrafta yer almaz?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Çözümü: Verilen cümlelerde oyunların eğitim amacıyla oynanmasıyla ilgili değerlendirmeler yapılmaktadır. I ile numaralanmış cümle ise bu konunun dışında bir düşünceyi ele almaktadır.
Yeni yöntemde, hastanelerde ve hava limanlarında var olan x-ışını aygıtlarıyla bütünleştirilebilecek ve koyu alanı görüntülerinin alınmasını sağlayacak. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Cevap B). Çözümü: Öncüdeki cümlelere baktığımızda II. cümle parçasının geneline ilgili bilgi verdiği için giriş cümlesi olacaktır. IV. cümlesi için başlangıç “Bu her iki alan ….” ifadesi IV. cümleyi II. cümleyle bağlamaktadır. Bu anlam örüntüsüyle yapılan sıralamda baştan II. cümle IV. cümle olacaktır.
Bahar aylarıyla birlikte güneş ışınlarının etkisini daha fazla hissetmeye başlandı ve bu etkinin cilde yararından çok zararı dokunuyor. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Çözümü: Öncüdeki cümleleri incelediğimizde "Bahar aylarıyla birlikte güneş ışınlarının etkisini daha fazla hissetmeye başlandı ve bu etkinin cilde yararından çok zararı dokunuyor." cümlesinin şekil ve anlam bakımından giriş cümlesi olmaya en uygun cümle olduğu söylenebilir. Bu cümlede söz edilen "zararlar"ın anlamca devamı III. cümlede çünkü "Bu zararların..." ifadesiyle başlamaktadır. III. cümlede anlatılan rahatsızlıkların da IV. cümle açıkladığı için baştan üçüncü cümlenin soru kökünde IV. cümle olması gerekir. Cümleler anlamı bir bütün oluşturabildiğinde ortaya çıkan sıralama: I - III - IV - V - II şeklindedir.
Ancak, kimi dil bilimciler, konuyu farklı bir açıdan ele almışlardır. I. Bunu göz önüne alan dil bilimciler, çocuğun annesinden öğrendiği dile ana dili adını vermişlerdir. II. Onlara göre ana dili, salt anneye değil, çevreye de bağlıdır. III. Çocuğun diinsel gelişiminde annenin payı oldukça büyüktür. IV. Bu bakımdan ana dilde tanımlanmışlar, onu "insanının içinde doğup büyüdüğü aile ya da toplumsal ortamda ilk öğrendiği dil." diye tanımlamışlardır. Bu parçada numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Cevap C. Çözümü: Verilen cümleler içinde paragrafın giriş cümlesi olmaya uygun tek cümle IV. cümledir. Çünkü diğer cümleler gerek şekil gereksinse de anlam yönünden kendisinden önce başka bir cümlenin varlığını gerektirmektedir. II. cümle, IV. cümle için bir gerekçedir. III. cümle ise IV. cümledeki bilgiyi örneklendirdiğine sonra II. cümle için I. takip etmelidir. III. cümledeki "onlara" sözcüğü I. cümlede "V. cümlesinde son cümlesi niteliğinde olduğundan son cümle olmalıdır. Buna göre ortaya çıkan paragraf şöyledir: (I) Çocuğun diisel gelişiminde annenin payı oldukça büyüktür. (II) Bunu göz önüne alan dil bilimciler, çocuğun annesinden öğrendiği dile ana dili adını vermişlerdir. (III) Ancak, kimi dil bilimciler, konuyu farklı bir açıdan ele almışlardır. (IV) Onlara göre ana dili, salt anneye değil, çevreye de bağlıdır. (V) Bu bakımdan "insanının içinde doğup büyüdüğü ailede ya da toplumsal ortamda ilk öğrendiği dil." diye tanımlamışlardır. Baştan dördüncü III. cümledir.
Ama bu yazı, onu " yazar" yapmaya yetmeyebilir. I. Çünkü yazarlığının ardında, onu yazar yapan nitelikleri kale gibi durmaktadır. II. Buna karşılık, yazar olmayan biri, gün gelir çok hoş, etkileyici bir yazı döktürebilir. III. İyi bir yazar, gün gelir kötü bir yazı yazabilir. IV. Kötü yazısı onun yazarlık niteliğinin sorgulanmasını gerektirmez. V. İyi yazar onun yazarlık niteliği sorgulanmaz.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözümü: Bu tür sorularda öncelikle giriş cümleleri doğru tespit edilmelidir. Daha sonra cümleler sıralanmalıdır. Giriş cümlesi olmaya uyan tek cümle IV. cümledir. Verilen cümlelerin anlamlı sıralaması şu şekildedir: IV - V - III - I - II Buna göre baştan üçüncü cümle II. cümledir.
Bir paragrafta yalnızca bir konu olabilir. Metni oluşturan bütün cümleler de o konuyla ilgili olmak durumundadır. Konunun dışına çıkan cümle, anlam akışını bozan cümledir. ÖSYM çıkışlı sorularına baktığımızda akışı bozan cümle yalnızca ortada yer alan cümleler değildir. İlk cümle de anlam akışını bozan cümle olabilirmektedir. Aynı konunun farklı bir yönüne değinen bir cümle de anlam akışını bozar. Bu tür soruları hızlı ve doğru çözmek için parçanın konusu doğru tespit edilmeli ve cümleler arasındaki yapısal örüntü net olarak görülmelidir. Anlam zincirinin halkasını koparan cümle anlam akışını bozmuş demektir. (I) Teknolojinin hızla geliştiği ve dijitalleşmenin her alanda etkisini hissettirdığı bir çağda yaşıyoruz öyle ki sosyal medya ve bilgisayar oyunları, çocukların günlük yaşamının ve eğlencelerinin ayrılmaz bir parçası haline geldi. (II) Ancak dijital eğlencelerin çokluğu, çocuklar okuma alışkanlıkları üzerinde haklı endişelere yol açıyor. (III) Mesela eğlenceli ve ilgi çekici yerler sundukları başta sosyal medya olmak kısalsamasına yol açabiliyor. (IV) Yetişkinlerin başta dikkat süresinin ekzan karşısında geçirecekleri süreden daha az değil. (V) Kısacası, çocukların ekran değişik bahanelerle ekran karşısında geçirdikleri süre bu dikkat süresi de öğrenme süreci sosyalleşmemin sağlıklı ilerlemesi konusunda ciddi bir sorun olarak hepimizi bekliyor.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Cevap D). Çözümü: Parçanın konusu, sosyal medya ve bilgisayar oyunları, çocukların günlük yaşamının ve eğlencelerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmesinin çocuklarda oluşan dikkat eksikliğidir. IV. cümlede ise "Yetişkinlerin başta sosyal medya olmak üzere değişik bahanelerle ekran karşısında geçirdikleri süre çocukların ekran karşısında geçirdikleri süreden daha az değil." denilerek parçadaki esas konu düşünce çizgimizi çıkılmıştır. V. cümleye baktığımızda da önceki cümlenin devamı, III. cümlenin öncül IV. cümle olan olarak kendinden devamı olduğunu görüyoruz. Buna göre parçanın anlam akışını IV. cümle bozduğunu söyleyebiliriz.
(I) Yazar, "Kayıp Kitaplar Kitabı" adlı yapıtında tarih boyunca yakılmış, kaybedilmiş, bitirilmeden bırakılmış ya da yazarının ölümüyIe yarım kalmış, asla sahip olamaya cağımız kitapları ortaya çıkartıp tanıtmaya çalışıyor. (II) Yani kitabın başına gelebilecek en kötü şeylerin öykülerini anlatıyor. (III) Bu bir kitabın "Alternatif bir yazın tarihi", varsayımsal bir kütüphane ve 'NeIer olabilirdi' üzerine bir agit olduğunu belirtiyor. (IV) Shakespeare'den Sylvia Plath'a, Homer'den Hemingway'e, Sappho'dan Flaubert'e kadar seksenin aşk yazarı ele alıyor. (V) Dante'nin otuz yıl üzerinde çalıştığı şiirinin son üç kıtasının uzun bir süre bulunamadığı biliniyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Cevap A. Çözümü: Anlam bütünlüğünü bozan cümle sorulduğunda bizden aslında verilen metnin "Konu" sunu bulmamız istenmektedir. Dolayısıyla konuyla ilgisiz cümle anlam bütünlüğünü bozar.
(I) Anadolu binlerce büyük destanın yatağıdır ve İlyada, Odysseia destanları bunlardan yalnızca ikisidir. (II) Yaklaşık 16 bin dizeden ve 24 bölümden oluşan İlyada'da Truva Savaşı anlatılır. (III) İlion kentinin kuşatılması, savaş boyunca gösterilen kahramanlık, on yıl süren savaşın korkunç yönü, aşk ve gurur, hile ve cesaret, inanc ve aldanış konu edilir destanda. (IV) Bu destanın devamı olan Odysseia'a ise savaş sonrasında ülkelerine dönen Odysseus ve arkadaşlarının akıl almaz serüvenleri anlatılır. (V) Savaşıın yapıldığı yer Çanakkale'den otuz kilometre uzakta bulunan ve bugün Hisarlık denilen Dardanos bölgesidir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Cevap E. Çözümü: Parçada İlyada ve Odyseya destanları hakkında bilgi verilmiştir. V. cümleye kadar bu destanların içeriği hakkında bilgiler aktarılmıştır. V. cümlede ise konu dışına çıkarak savaşın yapıldığı yer hakkında bilgi verilmiş, böylece parçamın anlam bütünlüğü bozulmuştur. Bir parçada yer alan bütün cümlelerin o parçanın konusuyla ilgili olması gerekir.
(I) Orhun ve Yenisey vadilerinde bulunan mezar taşlarından Kültigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk için dikilmiş olanlar önemlidir. (II) Bu üç mezar taşı biçim ve anlam olarak birbirini tamamlamaktadır. (III) Sözlü dönem ürünleri bu dönemde yazıya geçirilmiştir. (IV) Abideler hakkında ilk tarihî bilgileri Çuvenyi vermiştir. (V) 1890'da Radlof tarafından anlamı ile tanıtılmıştır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi anlam akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Çözümü: Bir parçada akış ve anlam bütünlüğü konunun değiştiği veya farklı yöne kaydığı cümle ile bozulur. Paragrafta konu Orhun Abideleri dir. I, II, IV ve V. cümleler, bu abidelerin kimler adına dikildiği, üç mezar taşının birbirini tamamladığı, abideler hakkında kimlerin çalışma yaptıgı yargılarına yer vermektedir. Ama III. cümle sözlü dönem ürünleri hakkında bahsettiği için doğru yanıt "C" seçeneğidir.
(I) "Aydın" olarak nitelendirdiğimiz kimi okurlar dergilerdeki, gazetelerdeki düşünce yazılarını, özellikle ülkemizin sorunlarıyla ilgili olanlarını okumuyorlar. (II) Cumhuriyet aydınının en büyük yanılsısı İstanbul'da denize nazır bir yerde oturup hiç görmediği Anadolu'ya reçeteler yazmaktı. (III) O yazıları ağır, okuması zahmetli ve karamsar buluyorlar. (IV) "Nedeni sorulduğunda, "Üzüntüler, kaygılar içinde yaşamak istemiyoruz," diyorlar. (V) Bu tavırlarıyla aydın olma bilincinin çok uzagına düşmüş oluyorlar. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Cevap A. Çözümü: Parçanın genelene bakıldığında insanların çizgi roman kahramanlarıyla özdeşleştikleri görülebiliyor. B, C, D ve E seçeneklerinin hepsi özdeşleşmeyle ilgili genelmelerdir ancak çizgi roman ya da filmin süreyle sınırlı olması özdeşleşmeyle ilgili bir genelleme değildir.
(I) Az rastlandığı için toplumda fazla bilinmeyen ve sayıları 6.000'i geçen "Nadir Hastalıklar", tüm dünyada 250-300 milyon insanı ve yakınlarını etkiliyor. (II) Hasta bakım hizmetleri günümüzde başlı başına bir sektör haline gelmiştir. (III) Her yıl şubat ayının son günü "Nadir Hastalıklar Günü" olarak kabul ediliyor. (IV) Düzenlenen etkinliklerle bu hastalıkların yarattığı sorunlara dikkat çekilmesi hedefleniyor. (V) Eurordis'de bu alanda çalışmalar yapan Ulusal İtilaflar Konseyi tarafından 2008'den beri düzenlenen "Nadir Hastalıklar Günü"nün bu yılı teması "Daha iyi bir tedavi için birlikte olalım." şeklinde belirlendi. (VI) Avrupa'da, toplamda her 10.000 kişiden en fazla 5'inde ortaya çıkan, sonuçları ciddi ve hayatı tehdit eden hastalıklara nadir hastalıklar olarak tanımlanıyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Çözümü: Paragrafta sadece tek konu vardır ve paragrafın bütün cümleleri bu konuyla ilgili olmak durumundadır. Konunun bir yönünü ifade eden cümle, anlam dışına çıkan ya da aynı konunun farklı akışını bozar. Öncedilkerci parçamın konusu, nadir hastalıklar. II. cümle dışındaki cümleler bu konuyla ilgilidir. II. cümlede hasta bakım hizmetlerinden söz edilmek suretiyle paragrafın esas konusunun dışında bir kopma vardır. Dolayısıyla II. cümledeki şekil ve anlam yönünden II. cümle, düşünce akışını bozmaktadır.
İlmi ve dengeli bilgiyle Montaigne, dört yüz yıllık koca bir zaman dilimini aşmış ve günümüze ulaşmıştır. Çağdaşımızdır o, bugünün ve geleceğin insanıdır. Çünkü bütün denemelerinde, bakışlarını iç dünyasına çevirerek aslında insan denen varlığın her şeye rağmen değişmeyen ve değişmeyecek olan yapısına işık tutmuştur. --- Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Rönesans kültürünün zirvede olduğu ancak insan ilişkilerinin belli standartları aşamadığı bir dönemin penceresinden bakmıştır olaylara B) Yani evrensel bir insan portresi çizmiş; onu her yönüyle irdeleyerek, tutkuları, eğilimleri, zaafları, yanlış ve doğrularıyla yansıtmıştır C) Yüzyıllara direnmesini sağlayan en önemli özelliği, içten ve kusursuz anlatımıdır hiç kuşkusuz D) Aslında onun öz düşünceli bir insan olması bütün önyargılardan uzak durmasını alan kaynağıdır E) İradesini temel kaynak edinme olarak o, kendini yetiştirmiş, özgür huramesini oluşturup güçlendirmiştir
Cevap B. Çözümü: Parçanın son cümlesi tamamlanacaksa ilk önce bu kısmın bir sonuç bölümü olduğunu unutmayalım. Sonuç bölümlerinde yazar, parçada anlatılanları bir cümle ile özetleyerek bir sonuca ulaştırmaya çalışır okuyucuyu. Bunu için parçada anlatılan konunun iyi özümsenmesi gerekir. Sonuç bölümünün mutlaka parçayla alakalı olması gerekir.
Eski den, bir film yönetmeni, arkadaşımız da olsa yazılarımızda, çalışmalarındaki yanlışları, eksikliklerini çekinmeden dile getirebilirdik. Şimdiki yönetmenler, özellikle genç olanlar ise pek hoşgörülü değil. Aslında doğaldır, herkes kendi filmini kötü de olsa başyapıt sayar ve onunla ilgili eleştiri duymak, okumak istemez. Tamam, bu işe yeni başlayan yönetmenleri desteklemek gerekmiyor ama övüye değer olmayan bir filmi överksen --- olursun. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) o yönetmene iyilik değil kötülük yapmışsın B) sana güvenenler üzerindeki etkisini azaltmışsın C) sanatın insanları düş kırıklığına uğratmışsın D) eleştirmen olarak inandırıcılığını yitirmişsin E) yönetmenin gelişmesini engellemişsin
Çözümü: Parçada yönetmenlerin eleştirilip övülmesi hakkında bilgi verilmiştir. O halde son cümlemizde en bırakılan yere getirilebilecek en uygun ifade ya yönetmene ya da kendinize veya bize güvenen insanlara ilgili olabilir.
I. Bu özellikler sayesinde robotun, derinliği 11 kilometreyi bulan Maria-na Çukuru'nda bile yüzebildiğini araştırmacılarca kanıtlandı. II. Yapay kaslar bir elektrik akımına maruz kaldığında kasılıyor. III. Çin'deki araştırmacılar, derin denizlerde yaşayan balıklardan esinlenip sert metaller yerine yumuşak malzemelere yönelerek yüksek basınç direnci yumusak bir robot tasarladılar. IV. Akım azaldığında gevşiyor bu kaslar. V. Polimer türü malzemeler kullanılarak geliştirilen ve şekli uçan balıklara benzeyen bu robot, yapay kaslarla gövdesine tutturulmuş kanatlarını çırparak su içinde yol alıyor. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Cevap D. Çözümü: Sıralama sorularında önce giriş cümlesi bulunur. Parçada giriş cümlesine uygun cümle III. cümledir. Daha sonra anlamsal düzlemde cümleleri birbirine bağlayan kelime veya kelime grupları tespit edilir. Bu bilgiler ışığında III. cümleden sonra V. cümle gelmelidir. V. cümleyi destekleyen I. cümle, I. cümleyi destekleyen IV. cümle, II. cümleyi destekleyen ise II. cümledir.
I. Dilin bilişsel bir süreç olduğunu ortaya koymaya çalıştığı ve en ünlü eserlerinden biri olan "Kartezyen Lingüistik" eseri, davranışçı ekollerin öncüsü olan Skinner'ın "Verbal Behavior" esesine yazdığı eleştiriler sayesinde ortaya çıkmıştır. II. Ayrıca Chomsky'nin akıl görüşleri içeren bilgi edinme hakkındaki sıfırdan öğrenmeyeceği doğrultuları donanımını olduğunu, her şeyin da görüşleri bulunur. III. Bu vasıf ve sıfatlardan hangisi diğerlerinden bir adım öne çıkar dersek dil bilmici kimliği daha öndedir. IV. Tümünü internette arama motoruna yazsak karşımıza onun ismi çıkacaktır: Avram Noam Chomsky. V. Aktivist, dil bilmici, filozof, mantıkçı, siyasi eleştirmen, tarihçi ve daha birçok sıfat vasfı... Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi sondan ikinci olur?
A) V B) IV C) III D) II E) I
Cevap E. Çözümü: Anlamlı paragraf oluşturma soru kapsamında tüm metnin ve tüm cümleleri bakış açılarıyla metvirn giriş cümdelesim aranmalıdır. Giriş cümlesi, metnin en genel anlamını veya en özel anlamını cümlesi olacaktır. Tüm cümleler içinde Noam Chomsky'nin ünvleralarından bahseden V numaralı cümle metnin en genel anlamı cümlesidir, aynı zamanda anlam olarak giriş cümlesi olabilecektir. Giriş cümlesi bulunduktan sonra sağlamalar arasında konu birliği ve bunu sağlayacak olan sözcükler tüm şıklardan bahseden Chomsky'nin cümleleri aranmalıdır. Chomsky cümle olan IV numaralı cümle, V numaralı cümleden hemen sonra gelmelidir. Tüm dikkat çeken seçenek olan III numaralı cümle IV numaralı cümleden sonra gelmelidir. II numaralı cümle, Chomsky'nin paragrafin son cümlesi bahsettiği için farklı bir görüşünden olur. Bu nedenle hem anlamca ve numaralı cümleye bağlı olması III elimizde kalan tek cümle olması nedeniyle II numaralı cümle cümleden sonra I numaralı cümle gelmelidir.
Sınavda adaylara en çok zaman kaybettiren soru tiplerinden biri olan yer değiştirme sorularının doğru ve hızlı çözülebilmesi için çok pratik yapmak gerekir. Giriş cümlesi tespit edilmelidir. Anlamlı bir paragrafın cümlelerinin dağınık halde verildiği bu sorularda düzenli bir metne dönüştürme çabası içinde olunmalıdır. I. Kolsuz bir elbise giymiş genç adam, ağactan oyulma kanosunun içinde ayakta duruyor.
A) I. ile II. B) II. ile III. C) III. ile IV. D) III. ile IV. E) IV. ile V.
Çözümü: Parçada anlatılan olayın oluş sırası göz önünde bulundurulursa III. cümlede geçen "ters akıntı" ifadesi ve II. cümlede geçen "bu ters akıntı" ifadelerinin birbirlerinin devamı olduğu anlaşılabilir. O hâlde II. ile III. cümlelerin yer değiştirmeleri gerekir.
Müttevazı ve saygılı hâlinin beni uzaktan etkilediğini hatırlıyorum. Biraz ileride ziyaretçiler için ayrılan camlı bölümde onu gördüm. 1982 yılı başlarında, Ankara'da yaşadığım zamanlarda bir sabah üniversiteye geldiğimde İstanbul'dan gelen birinin benimle görüşmek istediğini söyleyedi.
A) I ile II B) I ile III C) II ile IV D) III ile V E) IV ile V
Cevap A. Çözümü: Bu tip soruların pratik şekilde çözülmesi için cümlelerin öncüledeki sırayla okunup bu sıraya göre anlam akışını bozan cümleyi bulmak doğru sıralamla için ipucu olabilir. Akışı bozan cümle, yer değiştirmeye gereken cümledir. İlk cümleye baktığımızda birinin müttevazi hâlinin etkili olduğunu söz konusu edilmektedir. Ama bu kişinin bu hâliyle ilgili varılan sonuç için öncelikle şahsın görülmesi gerekir. Söz konusu kişinin görülmediği bildirilen ilk cümle III. cümledir. Bundan önce de olaya giriş cümlesi II. cümledir. I. cümle ile III. cümlelerin yerleri değiştirildiğinde anlam akışı sağlanır ve verilen cümlelerde anlamlı bir bütün oluşturulmuş olur.