output
stringlengths
250
1.34k
instruction
stringlengths
38
151
Paragraf: Günlüğün tarihte ilk kez Romalılar tarafından kullanıldığı bilin- Notların kabaca birleşiminden oluşan bu ilk günlük- ler duygusallıktan ve edebi içerikten yoksundur. 19. yüzyılın ortalarına doğru. romantik akımın en yoğun yaşandığı dönemlerde günlükler, sanatsal değer bakımından yükselmeye. içerik yönünden çeşitlenmeye başlar. Bir günlüğü edebi günlük sınıfına koyan, edebiyatçıların elinden çıkması değil, edebiyat olaylarına, kişilerine ve sorunlarına yönelmiş olmasıdır. Özellikle Batı'da 20. yüzyılda yaygınlaşan edebi günlükler, özel günlük olarak da adlandırılır. Bunun en güzel örneklerini Andre Gide. Julien Green, Stefan Zweig gibi sanatçılar vermiştir.Soru: Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
Günlük, edebi günlük : bu kelimeleri kullanarak kapsamlı bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Yönetmen: Uzun süre yurt dışında yaşadım. Ancak sık sık İstanbul'a geldiğim için hep burada yaşayan birine kıyasla değişimi daha net görme şansım oldu. Dört beş yıllık aralıklarla buraya geldiğinizde yeni yapıları, kaybolan yeşil alanları, artan trafiği daha belirgin bir şekilde görüyorsunuz. Bu durum, benim kente farklı açılardan bakmamı ve çok beğenilen bir filme imza atmamı sağladı. Yönetmen: Kenar mahallelerdeki insanlarla uzun görüşmeler yaptım. Onlarla ilgili birçok panele, konferansa katıldım. Oralarda gördüklerim, duyduklarım beni derinden etkiledi. Çok önemli konular konuşuluyor, onların hayatını etkileyen çok önemli bilgiler veriliyordu. Onları not edip sinema diline aktardım. Çekimlere başlamadan, güvendiğim bir iki dostuma gösterip onlardan da görüş aldım.Soru: Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
Kentsel dönüşüm, film : bu ifadelerden bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: intibah'ın yeni bir baskısı daha yapıldı. Bu yeni baskının ön sözünde romanın, aynı dönemde yazılan Dürdane Hanım ile benzerlikler taşıdığı söylenmiş fakat benzerliğin hangi açıdan olduğu üzerinde fazla durulmamış.Soru: Dolayısıyla ----. Dil içi çeviride nasıl bir yöntem izlendiği. cümlelere ve yazarın üslubuna müdahale edilip edilmediği de belirtilmemiş
intibah'ın yeni baskısı, benzerlikler, romanın yayına hazırlanması bu kelimeler ile bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Edebiyat yapıtından belli bir görev. hele de “işlev” beklemek edebiyatın da sanatın da özüne aykırıdır. Edebiyatın sanat dışında bir işlevi yoktur. Yol göstermek, didaktik göreve soyunmak hatta bilinçlendirmek, yapıtı edebiyat dışına iter. Ama farkındalık yaratmak başka bir şey. Edebi nitelemesini hak eden her iyi yapıt. şu veya bu konuda farkındalık yaratır.Soru: Bu durumda sanatçıdan beklenen şudur: ---
edebiyat, sanat, işlev bu terimlerle bir paragraf sorusu hazırla
Paragraf: Meslek, insanlara yararlı mal veya hizmet üretmek ve karşılığında bir gelir elde etmek için yapılan. belli bir eğitimle kazanılan ve kuralları toplumca belirlenmiş faaliyetler bütünüdür. Hem bireylerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi ve hayatlarını idame ettirebilmeleri için önemlidir hem de toplumsal statü ve doyum sağlama aracıdır.Soru: Aşağıdaki parçalardan hangisi “Meslek seçimini yapmadan önce doğru tercihte bulunmak için yapılması gerekenler nelerdir?” sorusuna cevap vermektedir?
meslek seçimi, eğitim, gelir bu sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Ancak 18. yüzyıl sonlarında başlayan Aydınlanma Çağı'na kadar tıp alanında çok büyük ilerleme kaydedilememiştir. Özellikle bilgi, bilim ve teknoloji insanoğlunun yaşam beklentisini çok ötelere taşımıştır.Soru: Yukarıdaki numaralanmış cümleler kullanılarak anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda hangi cümle baştan dördüncü olur?
tıp, aydınlanma çağı, yaşam beklentisi bu kelimeleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz:
Paragraf: Dünya üzerinde bugüne kadar konuşulduğu bilinen tam 7117 dil bulunuyor. Bu diller arasında günümüzde en yaygın kullanılanları ise sırasıyla İngilizce, Çince. Hintçe ve İspanyolca. Küreselleşen dünyada insanlar gerek eğitim gerek ticaret gerekse kültürel amaçlarla ana dilleri dışında yaygın olan bu dillerden birini öğrenmeye çalışıyor. İkinci dilin önemine inanan uluslar, temel eğitimin ilk basamaklarından itibaren ana dilin yanında ikincil bir dil öğretme programları, dersleri koyuyor. Tek dil konuşan insanlarla karşılaştırıldığında çok dilli bireylerin bellek, dikkat, karar verme gibi bilişsel işlevleri daha gelişmiştir. İkiden fazla dil bilmek, sinir hücreleri arasındaki bağlantıları artırdığı için beynimizin hem öğrenme kapasitesinin korunmasını sağlıyor hem de alzaymır, demans gibi rahatızlıklara yakalanma riskini de azaltıyorSoru: Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
dil çeşitliliği, ikinci dil, öğrenme bunlar ile bir paragraf sorusu sor
Paragraf: İnsan beyninin 10 yaşına kadar sünger kıvamında olduğu ve bu dönemde temel yetenek ve becerilerle ilgili her şeyi emdiği, günümüz bilim adamlarının ortak görüşüdür. Bu dönem, çocukların içindeki potansiyeli açığa çıkarıp yükseltmek için çok önemlidir. Yani çocuğun beynini bir santral gibi düşünürsek bu santrali elli hatla kullanmak yerine bin hatlık bir merkeze dönüştürmek mümkün. Çünkü beyni bilmeden çocuğun davranışlarını yorumlamak pek çok hataya neden olur. Çocuğun birçok davranışı ile ilgili “vurdumduymaz, saygısız, saldırgan. tembel vb.” nitelemeler yapılabilir. Oysa bu tepkiler çocuğa özgü değil, bulunduğu yaşa uygun davranışlardır.Soru: Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, “Ancak bunu yaparken beynin nasıl ışledığını çok ıyı bilmek gerekir.” cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanmış olur?
beyin gelişimi, eğitim bunlar ile bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Bunun için de o metinlerde anlamsal çok değerlilik söz konusu değildir. Bunlardan öğrendiklerimizi yaşama geçirebilir, uygulayabiliriz. Okuduğunu anlayabilen herkese aynı şeyleri söyler bu metinler. Değişik biçimde yorumlanmaya elverişli bir yapısı yoktur. Bu nedenle bu metinlerde anlatılanların doğruluğu ya da yanlışlığı tartışılabilir.Soru: Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıda verilenlerden hangisi getirilemez?
öğretici metinler, dil bu terimlerle bir paragraf sorusu hazırla
Paragraf: Dünyada 2009 yılında üretilen e-atıkların sadece 9o13'ünün geri dönüşümü sağlanmış. 2020 yılında ise geri dönüşüm oranının 9518,4 olması bekleniyor. Gelişmekte olan ülkelerde e-atıkların geri dönüşümü yasal olmayan işletmeler tarafından yapılıyor ve kullanılan yöntemler işçilere ve çevreye zarar veriyor. Bununla birlikte gelişmiş bazı ülkelerde biriken e-atıkların 9250-80'i gelişmekte olan ülkelere ihraç ediliyor. Gelişmiş ülkelerde ise e-atık geri dönüşümü minimum insan gücü içeren otomatik sistemler ile yüksek oranda değerli metal kazanımıyla gerçekleştiriliyor.Soru: Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir?
e-atıklar, geri dönüşüm : bu ifadelerden bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Kitap tanıtım yazısı yazarken aklımıza gelen ilk kitapta karar kılmamız sağlıklı olmaz. Birçok kitabı gözden geçirerek yayın tarihlerini, daha önce tanıtılıp tanıtılmadıklarını öğrenmeli; ilgi alanımıza girip girmediğini, o kitap türünün bize uygun olup olmadığını, kitabı tanıtabilecek donanıma sahip olup olmadığımızı tartmalıyız. Adı her yerde geçen popüler kitapları seçmemiz de doğru olmaz ---- Önemli olan, herkesin tanıttığı, toplumun gözü önünde olan kitapları tanıtmak değil, arkalarında kalmış kitapları öne çıkarmaktırSoru: Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
kitap tanıtımı, edebiyat bunlar ile bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Aileniz yedi kişiden oluşuyor. Oysa biz ya da yan komşumuz üç kişiyiz. Üstelik sizden farklı olarak. zamanımızın çoğunu ev dışın-da. bahçe işleriyle uğraşarak geçiriyoruz. Nasıl oluyor da bu ka-sabada en düşük elektrik faturasını siz ödüyorsunuz?Soru: Bu diyalogda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Aile, elektrik faturası, güneş enerjisi bu terimleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: --. Birçok romancının, söyleyebileceği her şeyi söylediği hâlde yazmaya devam etmesinin sebebi bu. Yazdıklarının öncekiler kadar iyi olmadığını gördükleri hâlde kalemi bırakmıyorlar. Çok az romancı yazmayı bırakıyor. Onlar da son romanını yayım-larken aynı anda “Roman öldü.” demeye başlıyorlar. Sanki evren-deki son romanı kendisi yazacakmış gibi... Ben son sözümü söyledim. artık söz gençlerde. diyene rastlanmıyor pek.Soru: Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Roman, yazar, yaratıcılık bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Tatlı su kaynaklarındaki azalma, küresel ölçekte kaygı verici boyutlara ulaşıyor. Önümüzdeki beş yıl içerisinde dünya nüfusunun üçte ikilik kısmının tatlı su kıtlığı yaşayabileceği öngörülüyor. Bunun altındaki en önemli etmen, dünyanın çeşitli bölgelerindeki uzun süren kuraklıklar olarak görülüyor. Ancak bölgesel ve yerel tatlı su kaynaklarının endüstriyel faaliyetler ve konutlardaki kullanıma bağlı olarak sürekli bir şekilde kirletilmesi de krizin büyümesini hızlandırıyor. Deniz suyunun tuzdan arındırılması küresel ölçekteki su kıtlığı ve temiz suya ulaşabilme sorununu çözme anlamında kritik bir öneme sahip.Soru: Bu parçada “tatlı su”yla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Tatlı su, azalma, küresel ölçekte : bu ifadelerden bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Bir ara, Japon yöntemi olan fırça ressamlığı sanatını öğrenmeye karar vermiştim. Hemen ünlü bir öğretmen arayıp buldum. Gerekli tüm malzemeyi satın alıp öğretmenle düzenli ders saatlerini kararlaştırdık. Dört beş fırça darbesiyle Japon üstatların birkaç dakika içinde oluşturdukları “Bambu Dalındaki Kelebek” ya da “Ay Işığındaki Hurma” gibi resimlere benzeyen görkemli sonuçları elde etmek üzere gün sayıyordum artık. Aradan birkaç ay geçtiği hâlde öğretmenim ısrarla bana hâlâ kâğıt üzerinde yalnızca fırçayla düz çizgileri çizdirdiğinden. gereğinden büyük beklentiler içine girdiğimi anlayarak yıkıldım.Soru: Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Japon fırça ressamlığı, sanatını öğrenme bu terimlerle bir paragraf sorusu hazırla
Paragraf: Bir ara, Japon yöntemi olan fırça ressamlığı sanatını öğrenmeye karar vermiştim. Hemen ünlü bir öğretmen arayıp buldum. Gerekli tüm malzemeyi satın alıp öğretmenle düzenli ders saatlerini kararlaştırdık. Dört beş fırça darbesiyle Japon üstatların birkaç dakika içinde oluşturdukları “Bambu Dalındaki Kelebek” ya da “Ay Işığındaki Hurma” gibi resimlere benzeyen görkemli sonuçları elde etmek üzere gün sayıyordum artık. Aradan birkaç ay geçtiği hâlde öğretmenim ısrarla bana hâlâ kâğıt üzerinde yalnızca fırçayla düz çizgileri çizdirdiğinden. gereğinden büyük beklentiler içine girdiğimi anlayarak yıkıldım.Soru: Bu parçada aşağıdaki duygulardan hangisiyle ilgili bir ayrımına yer verilmemiştir?
Japon fırça ressamlığı, duygu ayrımı : bu ifadelerden bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Nasıl ki her insanın ruhsal dünyası kavrayışımızın ötesinde bir karmaşıklık barındırır ve çözümlemeye çalıştıkça bocalamaya başlar. büyük yazarların toplu eserleri karşısında da benzer bir çaresizlik hissederiz. En azından ben böyle hissederim. Sait Faik de bu sözünü ettiğim yazarlardandır. Yapıtlarında insanlık durumlarının zenginliğini yansıtırken dünyanın iyiliklerini ve kötülüklerini izleyen o yaratıcı gözünü zaman zaman kendi ruhsal dünyasına da çevirir. İşte beni en çok böyle zamanlarda yakalar Sait Faik'in edebiyatı. Onun öykülerini okurken başkasının has bahçesine habersizce girmişim duygusuna kapılırımSoru: Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Ruhsal dünya, karmaşıklık, yazar : verilen kelimelerle bir paragraf sorusu hazırla
Paragraf: Edebiyat demlenmeye ihtiyaç duyar ve ne kadar büyük bir travma varsa aslında demlenme süresi de o kadar uzun olur. Edebiyatçıların yakın tarihimizde yaşanan olayları yazabilmesi için yirmi, otuz, kırk yıl hatta kimi olayları anlatması için iki üç nesil geçmesi gerekmiş. Garip değil mi? Travmalara bakıyoruz ve bir de onlarla ilgili edebiyat eserlerinin çıkış süreçlerine bakıyoruz. sanki bir paralellik var gibi, bir doğrultu var gibi görünüyor. Ben zamanı çok önemsiyorum. Âlelacele yazılmış, güncel toplumsal mevzular ya da oan için var olan dertlerle yazılmış metinlerden pek de derinlikli şeyler çıkmıyor galibaSoru: Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir cevap olabilir?
Edebiyat, demlenme, travma : verilen kelimelerle bir paragraf sorusu hazırla
Paragraf: Ünlü sanatçının büyük çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu hayranları tarafından merakla beklenen son romanı Çıktı. Sanatçı anne-kız ilişkilerine bakarken polisiye kurguyla dramı harmanladığı romanında, Bostwana'da kaldığı bir fil barınağında yaşadıklarını anlatıyor. Akıllı ve duyarlı fillerin günlük hayatlarını, sosyal aktivitelerini ve kuvvetli hafızalarını bir edebiyatçıdan okumak ilgi çekici. Filler bir açıdan insanlar gibi başka türlere ve hayvanlara karşı da empati besliyor, zor durumda olanlara yardım ediyor. Romanda filler sadece bir ayrıntı ya da hikâyenin süsü değil, anne-kız ilişkilerini doğal olarak yansıtabilmek açısından fillerin çok önemli işlevleri var. Sanatçı, yazmaya başlamadan önce uzun araştırmalar yapmış, haftalarca Bostwana'daki 2700 dönümlük bir fil barınağında zor şartlarda aralıksız çalışmışSoru: Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Sanatçı, roman, filler : bu kelimeleri kullanarak kapsamlı bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Göller Yöresi; Anadolu'nun güneybatısında Konya, Isparta, Burdur, Denizli ve Afyonkarahisar il sınırlarına yayılıyor. Batı Torosların iç kesiminde, yükseltilerin arasına yerleşmiş göller, yaban hayatı açısından önemli olduğu kadar yöre insanının yaşantısı üzerinde de etkili. Ama ne yazık ki yanlış sulama projeleri nedeniyle, eğer yağışlar da imdatlarına yetişmezse bu göller çan damarı sularını kaybediyor. Biz göllerle ilgili yüz ölçümü, derinlik veya uzunluk gibi ölçüleri verirken coğratyaya ilişkin kaynaklara ve ansiklopedilere başvuruyoruz. Ancak biliyoruz ki doğanın dengesinde oluşan değişimler bütün bu rakamları her yıl değişik seviyelere çekiyor ya da yükseltiyor. Anadolu'nun bu hazinelerinin oluşumları da farklı; Acıgöl ve Akşehir Gölü tektonikken Beyşehir ve Eğirdir gölleri karstik-tektonik kökenliSoru: Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Göller Yöresi, Anadolu, göller : bu anahtar sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Toprak yolda doktorun tek atlı arabası ağır ağır ilerliyordu. Yol hafif bir yokuşla dağa doğru çıkmaktaydı. Solda biçilmiş ekin tarla-larıyla hâlâ ürünü toplanmakta olan patates tarlaları, sağda yarı boğulmuş gibi genç, sık bir çam ormanı, çok sık ağaç gövdeleri-nin ve ince dalların oluşturduğu kahverengi bir duvar yükseliyordu. Yerler. üst üste yığılmış, solmuş, hep bir renkte kuru kahve-rengi çam pürleriyle doluydu. Yol, dümdüz. yukarı doğru, uçuk mavi güz göklerine uzanıyor ve dünya sanki orada bitiyormuş gibi oluyordu. Doktor elindeki dizginleri gevşetmiş, yaşlı atını kendi bildiğince yürümeye bırakmıştıSoru: Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine varılamaz?
Toprak, yol, doktor, atlı arabası bu kelimelerden bir paragraf oluştur ve soruyu ekle
Paragraf: Dedektif dendiğinde aklımıza gelen o pardösülü, pipolu tipi zihin-lerimizde yaratan kişidir Sir Arthur Conan Doyle. Il. Abdülhamit'in tüm kitaplarını çevirttiği bu büyük yazarın aslında tek derdi tarihi roman gibi kalın ve hatırı sayılır kitaplar yazmaktı. Ama biraz da kendi isteğinin dışında, okuyucuların zorlamasıyla, ruh hastası, bağımlı, takıntılı bir dedektifle ünlü oldu. “Yeter artık.” deyip öldürdü-se de baskılara dayanamayıp tekrar binbir katakulliyle diriltmek zorunda kaldı kahramanını. İlk kez 128 yıl önce kendini gösterdi Sherlock Holmes. Tam 128 yıldır herkes tarafından okunuyor, iz-leniyor. Bu ölümsüz karakterin yaratıcısı Sir Arthur Conan Doyle da 85 yıl önce ayrıldı aramızdan. Kendisi öldü ama yarattığı ka-rakter Sherlock -ve hakkını yemeyelim Dr. Watson- geçen zama-na inat yaşıyor. Öyle görünüyor ki ölmeye de pek niyeti yok.Soru: Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
Dedektif, Sir Arthur Conan Doyle, Sherlock Holmes bu sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Sabahın ilk ışıklarıyla Kırım toprağı göründü..Yalta Limanı'na yakla-şırken uzaktan Gurzuf kasabası görünüyordu. Benim için yabancı bir siluet değildi zira Puşkin de orayı çok sever. Sade o değil elbette, herkes çok sever. Sahile çıkınca hava değişimi ve elbise, deri palto almak için gelen Azerbaycanlılara rastladık. Ticaret yeryüzünden kaybolsa Azerbaycan halkı ne eder bulur onu. derler Şehirde Orta Asya sürgününden henüz dönmeye başlayan Kırım-lılara tek tük rastlanıyordu. Çehov'un kaldığı yeri, Buhara emirinin yazlığını tek tek gezmek nasip oldu. Hoş bir memleket Kırım. Karadeniz'in kuzeyinde, güneyinden farklı olarak Akdeniz bitki örtüsü ve serviler daha hâkimdir. Sahile hâkim Yayla Dağı, Ukrayna steplerinden gelen soğuğa bir bekçi edasıyla geçit vermez. Âk-şama kadar Yalta, LivadIiya ve Voronzof'un İngiliz tarzındaki sara-yını gezdik. Ünlü Yalta Konferansı burada tertiplenmişti.Soru: Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
Kırım, Yalta, Puşkin, Çehov bu terimleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Gotik tarzda yapılmış Notre Dame Katedrali. adanın ortasında-ki meydanda bulunuyor. 1015 yılında yapılan bir bazilika üzeri-ne inşa edilen katedralin yapımına. 1176'da başlanmış ancak bi-na 1439 yılında kısmen tamamlanmış. Tek kulesi bulunan ve 142 metre yüksekliğindeki yapının 329 basamağını tırmanırsanız te-rasına varırsınız. Buradan Strasbourg'u izlerken yorgunluğunu-zu da gökyüzüne salıverirsiniz. Katedralin içindeki astroloji saati ise 1547 yılında İsviçreli saat ustaları tarafından yapılmış. Bu ta-rihi katedralin yanında. Kardinal Rohan adına yapılan, Fransız mi-marisinin tüm etkilerini taşıyan Rohan Sarayı bulunuyor. Meydan ise yaşayan cıvıl cıvıl bir yer. Günün hemen her saati kalabalık ve renkli. Sokak ressamları. atlıkarıncalar, çiçekçiler. sokaklara yayılmış kafeleri insanı kendine çeken sıcacık bir yerSoru: Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Notre Dame, Gotik, Katedral bu kelimeler ile bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Ben eleştirmenlerimizin diline özenerek yazıyorum. Bu yüzden yaz-dıklarım sesli oluyor. Beni bu anlayışımdan dolayı eleştirenler ise dilsiz bir dille yazıyorlar. Bilmiyorlar, onların yazdıklarının sadece okunsun diye yazılmış birtakım kâra kara işaretler olduğunu. On-ların yazıları insanlara bir şeyler duyurmuyor. Bir yazıcı, bellediği-ni değil; düşündüklerini benzersiz söyleyerek kulaklara, zihinlere duyurmalıdır. Bunun yolu ----.Soru: Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
Yazı, dil, eleştiri : bu kelimeleri kullanarak kapsamlı bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Çoğunu. her şeyin sustuğu gece yarısına doğru yazdığım dene-meler. ya kafama takılıp kalan bir düşüncenin, okuduğum bir ki-tabın ya da bir tartışmanın sonucudur. Bu sözümle. onları bir çır-pıda yazmış olduğumu sanmayın! Tam tersine, ----. Bir denemeyi yeniden birkaç kez yazdığım olmuştur. Geçen yıldan beri, bir tür-lü ayrılmak bilmeyen bir kaygı var içimde: Basılmış ve basılma-mış denemelerimden kendimce bir seçme yapmak. bunları vakit kaydetmeden yayımlamak.Soru: Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
Yazı, düşünce, gece : bu ifadeler ile bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Niçin diyeceksiniz bu telaş? Söyleyeyim: Zaman dediğimiz güç. tekin değildir. ona güven olmaz. Hele insan yazar olursa kitaplarının kesin baskılarını sağlığında kendi hazırlamalı. Çünkü ölümünden sonra onların başına nelerin gele-ceği bilinmez.Soru: Bu parçaya göre yazarın, yazılarını kitap hâlinde yayımlamak isteyişinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Yazı, kitap, ölüm bu kelimeleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz:
Paragraf: Mantarlar; bitkiler ve hayvanlar âleminden farklı olarak Fungi âleminde yer alır. Genellikle neden oldukları hastalıklar ya da zehirlenme olayları ile gündeme gelmelerine rağmen aslında doğada ve insan yaşamında sayısız yararı ve kullanım alanı olan canlılardır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de gıda açığının kapatılması açısından mantarlar önemli besin kaynaklarından birini oluşturmaktadır. Kimi mantarlar zehirli olmamakla birlikte sert yapıları, kötü kokuları ve tatları nedeniyle yenme özelliği taşımamaktadır. Bu grup içinde yer alan mantarlar gıda amaçlı tüketime uygun değildir. Ancak yenilmediği hâlde içerdikleri polisakkarit ve biyoaktif maddeler nedeniyle insan sağlığının korunmasında ve hastalık tedavilerinde kullanılan tıbbi mantarlar bu grup içinde bulunmaktadır.Soru: Bu parçada “mantarlar'la ilgili olarak aşağıdakilerden hangi-sine değinilmemiştir?
Mantar, hastalıklar, yarar, gıda bu anahtar sözcüklerle bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Ünlü sanatçı yalnızca kültür mirasımızdan yararlanmakla kalmamış, Batı'nın sanat akımlarıyla da yakından temasta bulunmuştur. Bu akımların, onun şiir anlayışında önemli etkileri olmuştur. Sanatçı, geçmişi geleceğe eklemlemede modernizmin ilkelerini göz ardı etmemeyi doğru anlamış: bu sayede eserleri kuşaklar boyunca okunmuş ve sevilmiştir. Benzeri görülmemiş anlatım yöntemleri, alışık olmadığımız söylemler, kılı kırk yararcasına oluşturulduğu belli olan söz kümeleri onun eserlerinde bir yama gibi sırıtmaz. Birinin onlarca sayfada dile getirdiği bir düşünceyi dilin olanaklarından yararlanarak bir iki sayfada anlatıverir o.Soru: Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakiler-den hangisi söylenemez?
Sanatçı, kültür mirası, Batı, modernizm bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Insani zaafları ajite etmeden anlatan yazar, ilk yapıtı ile 1972 Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazanınca ünlenmiştir. İlk romanlarında kadınların, küçük kızların, çöküş sürecindeki burjuva ailelerin, yeni yaşama koşullarından bunalan, yurt özlemi çeken göçmenlerin, yoksulluk içinde yaşama savaşı veren, tek silahları sevgi olan yalnız kalmış kadınların, çocukların dramlarına sevecen bir bakışla eğilmiştir. Konuşma dilini esas aldığı canlı anlatımı, karakterlerinin iç dünyasını işleyişindeki derinlikle dikkat çekmiştir. Almanya'da bir süre kalan yazar, bu yıllardaki izlenimlerini kaleme almıştır. Bu yapıtlarında ayrı kültürlerden gelen insanların yaşam kesitler vermiştir. Türk edebiyatında “gurbet” olgusunu içeriden bir gözle ele alan ilk yazarlardan biri olmuştur.Soru: Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Yazar, kadın, aile, roman bu kelimelerden bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Bu sanatçı, her şeyden önce metinlerinde içerikle biçimin uyumuna dikkat ediyor; içeriğe en uygun olan yenilikçi biçimleri yapıtına uyguluyordu. Edebiyatın ve dilin alışılan kural ve kalıplarını aşarak yeni bir tarz, yeni bir söz dizimi, yeni bir gramer oluşturmaya önem veriyordu. O, ilk öykülerinden itibaren Samuel Beckett, Virginia Woolf gibi modernist yazarların bakış açısı ve yazma tekniklerini örnek alıyordu. Bu yazarlardan aldığı ışıkla sanatının toplumsal yönünü güçlendirdi. Toplumsal bilinç, vicdani ve insani duyarlılık onun için büyük önem taşıyordu.Soru: Bu parçadan sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Yazar, içerik, biçim, yenilik bu kelimelerden bir paragraf oluştur ve soruyu ekle
Paragraf: Meteor. gökyüzünde gerçekleşen olağanüstü olay anlamına gelen Latince “meteoron” sözcüğünden gelir. Meteor. Güneş sistemindeki maddelerin Dünya atmosferine düşerken yüksek hızda hava ile sürtünmesi sonucunda akkor hâline gelerek meydana gelir Yeryüzünden özellikle geceleri kısa süreli bir ışık çizgisi şeklinde görülür. Halk arasında gök taşı olarak da bilinen meteor. yeryüzüne çok seyrek düşmektedir. Ortalama olarak Dünya yüzeyine yılda birkaç bin meteor düşer. Fakat bu taşların sadece 500 kadarı buharlaşmaya uğramadan yeryüzüne ulaşır. Bazı bilim adamları bu sayının daha da fazla olduğunu söyler. Dünya yüzeyinin büyük bir bölümünün suyla kaplı olması nedeniyle Dünya üzerine ulaşabilen meteorların birçoğu okyanuslara ya da göllere düşer. Bu sebeple de yeryüzüne düşen meteor sayısı bilinenden çok daha fazladır.Soru: Bu parçada “meteor”la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Meteor, gökyüzünde, olağanüstü bu anahtar kelimeler ile bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Bazı kitaplar vardır; yazıldığı ya da yayımlandığı dönemde iyi anlaşılamaz, yaygın bir okur kitlesine ulaşamaz. Buna karşın zamanın akışı içinde eskimeden kâlır. yazın sanatında yeni bir bakış açısı arayanlarca keşfedilmeyi bekler. Onlar. âdeta geleceğe yazılmış, gelecekte daha iyi anlaşılabilecek şekilde kaleme alınmış; dönemin edebiyat anlayışı ve algısının ötesinde, ilerisinde olan kitaplardır. Ayrıksı, öncü, yeni ve deneyseldir: bilinen ve yinelenen kalıpları kıran. kuralların dışına çıkan. devrimci ve sorgulayıcı bir edebiyatın kapısını aralayan yapıtlardır.Soru: Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen kitapların bir özelliği değildir?
Kitaplar, yazıldığı, yayımlandığı bu kelimeler ile bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Osmanlı iç ticareti hakkındaki çalışmalar. imparatorluğa ait tarım mahsullerinden azami 2625 inin ihraç edildiğini göstermektedir Bu, bahsi geçen dönemde üretilenlerin 9075'inin ya yerinde tüketildiği ya da diğer bölgelere sevk edildiği anlamına gelmektedir. Kimi araştırmacılar, milyonlarca çiftçi ve zanaatkârın ya doğrudan doğruya kendileri için ürettikleri ya da civar bölgelere sattıkları tahmininde bulunur. İmparatorluk genelinde buna dair yeterli istatistiki veri bulunmayışına rağmen, diğer bölgelere mamul mal ihraç ettiği bilinen Diyarbakır'ın bile ürettiği malların önemli bir kısmını yerinde tükettiği ve yurt dışına göndermediği bilgisi, ülkenin iç ticaretine hakkında ciddi bir fikir vermektedir. Bu durum, muhtemelen ulaşım maliyetlerinin yüksekliği ile açıklanabilirSoru: Bu parçada belirtilen araştırma sonuçlarına göre hangilerine ulaşılamaz?
Osmanlı, iç ticareti, tarım bu anahtar sözcüklerle bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Az öykü yazması, onun yetersizliğinden kaynaklanmıyor; bu, açıkça belli. Yazar neyi, nasıl yaptığını da çok iyi biliyor. Şu sözleri bunu gösteriyor: “Daha ilk röportajlarımda az yayımlayacağımı söylemiştim. Yola çıkarken bunun böyle olacağını görüyordum. Az yayımlıyor olmam, dış etkenlerden çok kendi yapımın ve koşullarımın sonucu.” O: kitap sayısı, yapay gündem ve gelip geçici görüntülerin ardında koşan birisi değildir. Belli ki zamanın eleğinin seçiciliğine ve saklayıcılığına güveni tam. Kendi öykü dünyasının sınırlarını bilinçli bir biçimde gören ve belirleyen, titizlikle de bu sınırların içini doldurarak ve acele etmeden, yazıyla doldurmaya çalışan bir yazar. Ona göre “Aşk gibi bir olaydır yazmak.”Soru: Bu parçadan sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Az öykü, yazma, nicelik : bu ifadeler ile bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Günümüzde çok kabul gören görüşe göre eskimiş bir düşünce sayılsa da şairlerin yaşantısıyla şiiri arasında bir ilinti olduğunu düşünürüm. Bu nedenle, bir şairin şiirini tam olarak kavramak için yaşamına ve elbette o yıllardaki toplumsal ve siyasal ortama, yetiştirme biçimine bir göz atmak gerekir. Çünkü şair, doğup büyüdüğü yaşadığı çevrenin dilini ve kültürünü öğrenir, özümser. Şairi var eden yaşadığı çevredir. İçinde yaşadığı topluma saygı göstermezse onların kendisine saygı göstermeyeceğini bilir, bilmeyorsa da vakit geçirmeden bunun farkına varmalıdır. Elbette şairlerin de yüzü geleceğe dönüktür. Yeniliklere ayak diremezler. Ama bir gözleri de geçmişte olmalıdır. Oradan güç alarak bakar geleceğe bilinçli bir şair.Soru: Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Şair, yaşam, çevre, şiir : bu ifadeler ile bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Türkiye'nin her yerinden bilimle ilgilenen herkesin katıldığı Bilim Günleri'nde tıp ve bilim dünyasına bir şeyler katmaya çalışanlar, emeklerini arkadaşlarına gösteriyor ve bu yolda ilerlemek isteyenlere örnek oluyor. Sunumlarını öğrencilerden, asistanlardan, doktorlardan ve profesörlerden oluşan bir topluluk önünde gerçekleştirme fırsatı bulan öğrenciler, kendilerini bilim dünyasına erkenden hazırlıyor. İzleyici olarak katılmak isteyen öğrenciler için de az rastlanır bir fırsat olan Bilim Günleri, onur konukları ve sunum yapan diğer öğrencilerle beraber bilimdeki gelişmelerden haberdar olmak için mükemmel bir fırsat. Sadece araştırma sunumlarının kabul edildiği kongrede, bu yıl yine dopdolu bir program var. Öğrencilerin sunumlarıyla katıldığı programa dünyaca ün kazanmış iki isim de katılmıştırSoru: Bu parçada Bilim Günleri ile ilgili olarak, hangi özelliklerinden hangilerine değinilmemiştir?
Bilim Günleri, bilim, eğitim : bu anahtar sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Sanatçının sonunun ne olacağı kitaplarından belliydi. Öyle özenti li cümleler dizen, bilgisini göstermek için kitaplarının yarısını başka bir dille yazan kimselere hiç güvenim yoktur. Onun büyük bir düşünce gibi göstermek istediği cümlelere bir tırnak vurun, cümlelerin birtakım bayağı, köhne fikirlerin böbürlene böbürlene söylenmesinden başka bir nitelik taşımadığını görürsünüzSoru: Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Sanatçı, kitap, edebiyat bu anahtar kelimeler ile bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Unda bulunan nişasta tanecikleri pişirme sırasında sıcaklık yükse- lince suyla etkileşime girerek şişer ve yumuşar. Oda sıcaklığında bekletilen ekmeğin zamanla yumuşaklığını kaybetmesi. nişasta zin- cirlerinin birbirleriyle etkileşiminin artarak yeniden kristalize olma- sının bir sonucudur. Yumuşama sırasında nişasta molekülleriyle etkileşime giren su molekülleri, yeniden kristalize olurken ortam- dan uzaklaşır ve ekmek bayatlar ve daha kuru hâle gelir. Bisküvi- ler ise nişasta içerdikleri hâlde bayatladıkça yumuşar. Bisküvideki nişastanın yeniden kristalleşme süreci. yüksek oranda şeker yü- zünden maskelenir. Bisküvide yüksek oranda bulunan şeker, ni- şaslanın yeniden kristalleşmesiyle kaybedilenden çok daha fazla suyu havadan çekerek yapısına kattığı için bisküvinin yumuşama- sına sebep olur. Bu yüzden bisküviler sıkı ambalajlarda, kurabiye türü yiyecekler de hava almayan ambalajlarda satılır.Soru: Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
nişasta, pişirme, sıcaklık, yumuşama bu kelimelerden bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Aklın ve zekânın kendisini öykü gereci yapmak, pek öyle kolay ol- masa gerek çünkü öykü alanının dışına düşüvermek gibi bir tehli- kesi var işin. Bu; yalnız akıl ve zekânın, öykü evrenine yerleştirildi- ği öyküler için değil, siyasal ve toplumsal konular için de geçerli Bu nedenle siyasal öyküler de aklın ve zekânın konu alındığı öy- küler de pek parlak değildir. Oysa bu yazar, hem aklı hem zekâyı yerleştirdiği yalın söylenip yoğun kılınmış bir teknikle öykü evre- nine. Üstelik felsefenin ışığında yıkanmış göz kamaştırıcı öyküler çıkarıyor ortaya. Böylece, öykünün gereklerini hiçbir koşulda göz ardı etmeden okuru zorlu ama güzel bir gezintiye çıkarıyor felse- fe bahçesinde. Böylesine sık dokulu anlatı. bakıyorsunuz. ipince işlevsel ayrıntılarla ve titiz bir işçilikle işlenmiş bir dille zenginleşi- yor.Soru: Bu parçadan yazarın öyküleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
akıl, zekâ, öykü, felsefe bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Emile Zola. Guy de Maupassant, Goncourt kardeşlerle olan dost- luğuna karşın Gustave Flaubert'i “gerçekçiler” ya da “doğalcılar” arasına yerleştirmek zordur. O, bütün isimlendirmelere karşıydı. Katı bir bireyselci olarak yazınsal ekollerden uzak duruyordu. Ona göre “gerçekçilik”. yazdığı romanlar için bir atlama tahtasından başka bir şey değildi. Çok genç yaşta, dünyayı fethetmenin yaz- manda geçtiğini fark etti. Hep bu düşünceyle yazdı. Sara hastalı- ğına yakalanınca insanlardan uzakta, Croisset'deki evine yerleşti Hastalığın etkisiyle karamsarlığa kapılarak iyice kabuğuna çekil- di. Burada kendini tamamen yazmaya verdi. Kılı kırk yaran tutu- mu ve analitik zekâsı ile evrensel romanın en başarılı örneklerini ortaya koyduSoru: Bu parçadan Gustave Flaubert ile ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi çıkarılamaz?
Gustave Flaubert, gerçekçilik, yazınsal ekol bu kelimelerden yola çıkarak bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Yaptığım seçmelerde, verdiğim yargılarda dostluğun, arkadaşlığın en küçük bir etkisi yoktur. Gençleri hoş tutmak. yüreklendirmek diye bir kaygıdan da uzağım. Aklımın erdiğini, beğenimin ulaşa- bildiğini yazıyorum. Yazdıklarım bir bağlanmanın, bir katılmanın ürünü değildir. Kimileriyle dünya görüşümüze kadar inen karşıtlıklar var; onların beğendiğim, doğru bulduğum birtakım davranışla- rını sırası gelince kafası kafama uyan kişilere karşı savunuyorum.Soru: Bu parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirile- mez?
dostluk, arkadaşlık, yazarın yargıları konularından bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Popülizm; sanatın yaptırım gücünü, etki gücünü yok sayarak onun içeri boşaltma sorunudur. Eğer siz popülerliğe doğru kayıyorsanız, popüler olmak size daha cazip geliyorsa buradan elde edeceğiniz ünün değerli olmadığını söylemek durumundayım. Bu, çok ucuz bir kazanımdır. Sanatın popüler olmak gibi, günlük hayat içerisinde “pat” dediğimizde patlayan ve sönen balon olmak gibi bir derdi ve kaygısı yoktur. Popülerliğe kayan insanın sanatçılıkla değil, sadece ünle ilişkisinden bahsedilebilir. Doğal olarak ünlü olmak, bilinir olmak çok da zor bir şey değil. Sanatın herhangi bir alanında usta-çırak ilişkisiyle, atölye ilişkisiyle yol kat ederek, olgunlaşarak yani belli bir süreçten geçip bu anlamda net ürünler veren yetkin bir birey olmak söz konusu ise popülizmin burada kapıdan girmesi düşünülemez. Popülizm ciddi bir hastalıktır. Kimilerinin bu hastalığa düşmesi altyapısının olmayışındandır.Soru: Bu parçada anlatılanlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Popülizm, sanat, ün : bu ifadeler ile bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Argonun temel amacı, dili bir çeşit şifreye dönüştürmektir. Var olan kelimelere, sözlüklerde yer almayan anlamlar verilir; farklı dillerden alınan kelimeler alındıkları dildeki anlamlarının dışında kullanılır. Argonun çeşitli meslek erbabının aralarında kullandıkları terim yüklü dilden temel farkı, diğer insanlarla araya bir mesafe koymak amacıyla geliştirilmiş olmasıdır. Mesela hırsız argosu, küçük çete veya mahallelerde insanların iç içe yaşarken ettiği bir dildir. Hangi kelimenin hangi anlamda kullanılacağı iç içe yaşamanın getirdiği çerçevede saptanır ve benimsenir. Argonun yergi yüklü dili üzerinden o grubun yer aldığı toplumun ve zamanın da zihinsel arka planını, sosyolojisini okumak ve anlamlandırabilmek de mümkündür.Soru: Bu parçadan hareketle “argo” ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Argo, dil, terim : bu ifadeler ile bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Yaşarken de yazarken de her zaman akıl ile duygu, hayaller ile gerçekler, zorunluluklarım ile seçimlerim arasında doğru bir yerde durmaya çalıştım. İki durumdan birini diğerinin önüne geçirmedim. Ne kızgınlıklarımı abarttım ne sevinçlerimi. Bunlar arasında iyi bir denklem kurduğumu düşünüyorum. Ayakta kalmak ama nasıl ayakta kalmak. sürdürmek ama nasıl sürdürmek. yenilenmek ama nasıl yenilenmek? Yaşadıklarımla yazdıklarımın hatta yazdıklarımın kendi içinde tutarlı olması benim için her zaman bir ölçü oldu. Öte yandan kitaplarımın içinde yazılı olanlar kadar yazılı olmayan cümleler de var. Okura o yazılı olmayan cümleleri keşfetmesi için alan bırakmak gerekir. Okurun işini yapmaya kalkmadım. Benim yazarken düşünmediğim ama okurun keşfedeceği alanlar da vardır öykülerde. Erişkin olmayan gözler, o alanı boşluk sanabilir.Soru: Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Yazı, duygu, akıl bu terimleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: İnsanın okuduğu şey benliğine işler. Hatta insan, zekâsına ket vurulan her türlü engeli, iyi seçilmiş eserler okumakla ortadan kaldırabilir, Tıpkı vücudun tutulduğu hastalıkların sporla, uygun idmanlarla iyileştirebilmesi gibi... Söz gelimi top oyunu, vücutta oluşan taşlarla böbrek hastalarına; ok atmak, akciğerle göğse; ağır yürüyüşler mideye, ata binmek baş ağrılarına iyi gelir. Bu sebeple bir kimsenin zihni dağınıksa, kişi sistematik düşünceden uzaksa matematikle meşgul olsun çünkü matematikçinin bir kuralı ispat ederken biraz dalıverse kurala ta baştan başlaması lazım gelir. Eğer zekâsı farkları görüp ayırmaktan acizse şüpheci filozofları takip etsin; onlar, kılı kırk yararlarSoru: Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Okumak, zihin, sağlık bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Tür olarak deneme, bir Rönesans armağanı. Türün fikir babası olan Montaigne, tür için “deneme” anlamında “essai” demiş. Ortaya çık-tıktan uzun bir süre sonra geldiği ülkemizde tür için “kalem tecrübe-si” terimi kullanılmış, zamanla “deneme” terimi yerleşmiş. Deneme türü için tercih edilen kelimeler bir kolaylık vadediyor. Bundan olsa gerek “Ne yazsan uyar.” diyebileceğimiz bir mantıkla yazılıyor biz-de kimi denemeler. Oysa deneme, hayatla sınanmış, tecrübe edil-miş, bedeli ödenmiş bir yazı türüdür. Rastgele izlenimlerle yazılan savruk metinlere “deneme” demek bu türe yapılan en büyük kötü-lük. Kusmaya varan iç dökmelerle yahut lirik cümle yığınlarıyla de-neme arasındaki sınırı çizmek gerekiyor. Deneme, ne anlattığından çok nasıl anlatıldığına, dilin kullanımına ilişkin incelikler gerektiriyor. Uslupsuzluk bu türde başarılı olmayı imkânsız kılıyor. Zira “dene-me” bir üslup inşası. “Deneme-yanılma” ikilemi içinde kotarılabile-cek bir tür değil.Soru: Bu parçan “deneme'yle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
deneme, tür, Montaigne bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Bu Yaz Ayrılığın İlk Yazı Olacak'ı üçüncü ve son kez yazıyordum. yaz sonuydu. Attilâ İlhan ile konuşuyor, romanda gerçekleştirmek istediklerimi anlatıyordum. Attilâ Bey Malraux'nun şu sözünü söyledi: “Her roman aslında bir otobiyografidir.” Birden çarpıldım ve sözü romanın başına koymaya karar verdim. Roman ve otobiyog-rafi. öz yaşam öyküsü sözcüklerinin yan yana gelişi, getirilişi etki-lemişti beniSoru: Aşağıdakilerden hangisi Malraux'nun sözü ile aynı doğrultu-da değildir?
yazın, roman, otobiyografi bu kelimeleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz:
Paragraf: Lupus. birçok doku ve organı etkileyerek değişik şikâyetlere yol açan kronik bir hastalık. Lupus. her yaşta görülse de ağırlıklı ola-rak 15-40 yaş arasındaki kadınlarda görülüyor. Hastalığın sebe-bi bilinmiyor ancak hastalığa bağışıklık sistemi ile ilgili bir soru-nun yol açtığı düşünülüyor. Her iki yanakta oluşan kırmızı renkli cilt değişikliği, lupusta en sık görülen bulgular arasında. Güneş ışıkları, enfeksiyonlar, bazı ilaçlar, stres ve hormonal etkenler de hastalığın oluşumunda rol oynuyor. Lupus, eklem ve kas ağrılarına yol açıyor; kalbi ve akciğerlerin çalışma düzenini bozuyor. Kişinin günlük işlerini yürütmesini zorlaştıran nöbetlere ve kansızlığa yol açabiliyor. Tam olarak iyileşmenin olanaksız olduğu lupus hastalığıyla mücadelede hastaların eğitim alması önemli.Soru: Bu parçadan “lupus hastalığı"yla ilgili aşağıdakilerden hangi-sine ulaşılamaz?
lupus, hastalık, kadın : bu ifadeler ile bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Bu roman yoğun bir ileti yağmuruna tutuyor çocuk okurlarını. Ve-rilmek istenen mesajların çokluğu ve yoğunluğu, çocuklar kadar, yetişkinleri bile yoracak ölçüde. Ama şu bir gerçek ki roman son derece eğlenceli bir kurguya sahip. Ayrıca yalın anlatımı, renkli ve mizahi resimleriyle çocuklara güzel vakit geçirtiyor. Hem çocuk-lar hem de yetişkinler tarafından ilgiyle takip edilen yazarın bu r0-manı güncel bir temaya odaklanmış: insan eliyle oluşan kirliliğin insanlara ve diğer canlılara verdiği zararlar. Romanlarının sonu-nu sürprizli bitirmeyi seven yazarın tavrı, bu romanda da devam ediyorSoru: Bu parçadan sözü edilen roman ve yazarıyla ilgili olarak aşa-gıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
roman, çocuk, yazar bu terimleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Necati Cumalı'nın şiirlerini her okuyuşumda, yaşanmışlıktan süzülüp gelen ilginç ve çarpıcı öykü kurguları içinde yol aldığımı düşünür: bu dizelerde, anlık yaşantıları ya da yaşamdan kesitleri aktaran sıcacık öykülerin içindeymişim gibi duyumsarım kendimi. Cumalı'nın şiirlerindeki öyküselliği ya da anlatı karakterini besleyen ana damar, şairin yaşantıları ya da anılarıdır. Şair bazen de yoğun bir empati duygusuyla, insanların çilelerini yüreğinde duyumsayarak ayrım gözetmeyen gerçek bir insan sevgisiyle öyküleme yaparSoru: Bu parçadan Necati Cumalı ve şiirleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Necati Cumalı, şiir bu kelimelerden bir paragraf oluştur ve soruyu ekle
Paragraf: Adalet Ağaoğlu, özellikle romanlarında zamanı kullanmada özgünlük yaratır, kronolojiye uymaz. Bu yönüyle çağdaşlarından ayrılır. Toplumun gelgitli, çalkantılı dönemlerini ve bu dönemlerin birey ruhundaki etkisini 12 Mart sonrası zaman aralıklarına yerleşterek anlatır. Toplumsal çözümlemeden çok, ortamın birey benliğine yansımasını ele alır. Özellikle bilinç akışı, geriye dönüş, iç monolog gibi modern anlatım teknikleriyle yapar bunu. Yaşananların ruhsal yansımalarını düşünsel bir temele oturtur. Kendi deyişiyle, “tek anlatıcıya son vermek, anların anlatıcısı olmak, yer-zaman ögelerine değişiklik getirmek”, Ağaoğlu'nun ayırıcı yönlerinin en önemlileri sayılabilir.Soru: Bu parçadan Adalet Ağaoğlu'yla ilgili hangi yargıya değinilmemiştir?
Adalet Ağaoğlu, roman bu kelimeler ile bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Hıçkırık, Kerime Nadir'in roman anlayışının en tipik örneklerinden biridir. Her kesimden insanın okuyup anlayabileceği romanda, kişilerin çizimi de genel hatlarla yapılmıştır. Kenan'ın uzun boylu, yakışıklı bir subay olduğunu belki biraz da sarışın olduğunu biliriz Nalan da güzel bir kadındır: zariftir, sarışındır, incedir ama o kadar. Mekânın anlatımı da benzer şekildedir. Mesela Çamlıca'daki köşkün rengini bile roman boyunca öğrenmemiz mümkün olmaz. Yazar: mektuplardan, hatıralardan ve notlardan da faydalanarak okuyucuya derinlikli olmayan bir anlatı sunmuştur. Anlatı, herhangi bir iddia barındırmaz: bir tez ya da dünya görüşüyle, zaman ya da mekânla ilgili bir felsefi tutumu yoktur.Soru: Bu parçada sözü edilen yapıtla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Kerime Nadir, roman bu terimleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Güneş'ten enerji elde etme çalışmaları son zamanlarda çok hızlandı. Küresel ekonominin akaryakıta dayalı olarak işlemesi, bu alandaki kaynakların sınırlılığı ve ortaya çıkan krizler güneş enerjisinden daha çok yararlanmanın yollarını açtı. Dünya üzerinde birçok devlet kuruluşu ve özel şirket güneşten yararlanmanın çeşitli yollarını arıyor. Tüm bu çalışmalar güneş enerjisi sistemlerinden elde edilen verimliliği artırmak, maliyeti düşürmek ve kolay kullanılabilir yöntemler üretmek amacını güdüyor. Hâlâ emekleme döneminde olan güneş enerjisi teknolojisi, maliyet açısından şimdilik yüksek olsa da birçok ülke güneş çiftlikleri oluşturmak ya da santraller kurmak konusunda cesur adımlar atıyor. Birçok yeni teknolojik gelişmenin izlendiği bu alanda gelecek için proje ve planlar yapılıyor.Soru: Bu parçada güneş enerjisiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
güneş, enerji, elde, etme bu anahtar sözcüklerle bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Aydın, bir toplumda tutkal görevi gören insandır. Bilinmek gibi bir derdi olmaz aydının. Toplumun değer yargılarına saygılıdır, onlar-la asla oynamaz. Beklenti içinde olmaz hiçbir zaman. Bilakis vatani ve milleti için ne yapabileceğini, vatanına ve milletine ne verebileceğini düşünür. bulur ve buna ömrünü adar. Gücün emrine girmez. Her daim dürüstlük güneşinin gölgesinde ruhunu dinlendirir bir savaşçıdır. Bulduklarını ve doğruluğuna inandığı düşün-celeri pervasızca halkına ve insanlığa duyuran ve bundan da zer-tece endişe etmeyen insandır.Soru: Bu parçada “aydın"la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
aydın, toplum, görevi, gören bu sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Van Gölü, yüz ölçümü bakımından en büyük alana sahip olan gölü-müzdür. Marmara Denizi'nin üçte biri büyüklüğündedir. Ayrıca dünyada da en büyük soda miktarına sahip göllerden biridir. Yapısı sebebiyle de tatlı sudan hatta deniz ekosistemlerinden farklı bir sistemdedir. Suyu sadece sodalı değil, tuzludur da. Göl suyu tuzluluk oranı. yüzde 19. pH'sı ise 9,8'dir. Bu sebeple kışları Van Gölü'nün suları sert hava şartlarına rağmen donmaz. Van Gölü, Bitlis'te yer alan Nemrut Volkan Dağı'nın patlamasından sonra. orada bulunan tektonik çöküntü alanında meydana gelen setin arkasındadır. Van Gölü, yöre halkının “deniz” diye adlandırdığı. derinliği 171 metre, rakımı 1646 metre, yüz ölçümü 3 bin 713 kilometrekare ve çevresi ise 430 kilometre olan bir volkanik set gölüdür. Elbette, gölün su seviyesinin iklim şartlarına bağlı olarak alçalıp yükseldiğini söylemek mümkün.Soru: Bu parçadan “Van Gölü”ye ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Van Gölü, en, büyük, alanı : bu ifadelerden bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Fantastik edebiyata katkılarıyla tanınan Italo Çalvino. büyük küçük herkesin gönlünü fetheden yazarlardan. Ufuk açıcı satırları, bazen tıpkı kendisinin de belirttiği gibi kapılar açarken bazen de okurunu büyük bir bilinmezlik kıskacında bırakır. Yazarın yazdığı son masallardan biri olan “Dere Tepe Ters” isimli kısacık ama yoğun anlatı da biraz böyle.Soru: Bu parçadan sözü edilen yazar ve yapıtıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Italo Çalvino, edebiyat, katkılarıyla bunlar ile bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Uzun zamandır görmek istediğimiz Bursa'ya gitmek için bir pazar sabahı İstanbul'dan otobüse bindik. Uç saatlik bir yolculuğun ardından Bursa'dayız. Bursa Terminali, birçok markanın renk renk tabelalarının olduğu kestane şekeri satış noktalarıyla dikkat çeken bir yer. Terminalin çıkışında şehir merkezine otobüsler kalkıyor. Bunlardan birine binip merkeze, Ulu Cami'ye gidiyoruz. Ulu Cami, Tophane, Emir Sultan, Yeşil Türbe... Hepsi de bizi tarihin içindeki eşsiz yolculuklarına davet ediyor.Soru: Bu parçanın anlatımında hangi özellik yoktur?
Bursa Terminali, Ulu Cami, tarihi yerler bu sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Afşin-Elbistan Havzası, Türkiye'de çıkan kalitesiz linyit rezervinin ciddi bir miktarını barındırıyor. Hâlihazırda iki ünitesi aktif olan termik santral nedeniyle ülkede en yüksek düzeyde hava, su ve toprak kirliliğinin gözlemlendiği bir bölge burası. Genzimizi ve gözlerimizi yakan kesif kömür kokusu, termik santrale yaklaştıkça bölgedeki “terk edilmiş” izlenimimizi kuvvetlendiriyor. A Sanayi'nin hemen yanındaki eski muhtarlık binasının camları kırılmış: ardana kadar açık duran kapılar, rüzgârdan çarpıyor. Hemen yanımda parlak renkli, plastik oyuncaklarla dolu çocuk parkı bomboş duruyor.Soru: Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Afşin-Elbistan Havzası, çevre kirliliği, termik santral bunlar ile bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Yolculuk, bir karşılaşmadır. Karşılaşma iki tarafın birbiri için hazırلانmasını da içerir. Yolcu, eğer Doğu'nun yollarını, geleneklerini, göreneklerini, ağırlayıp uğurladıkları uygarlıkları ve yitirmekte olduklarını görmeye Gaziantep'ten başlarsa bu kent onu hem karşılar hem de yeni yolculuklara hazırlar. Gaziantep'in bazı gelenekleri hâlâ çok canlıdır. Türkmen köylerinde düğünler, Anadolu'nun birçok yerinde olduğu gibi üç gün üç gece sürer. Evlenenler farklı köydense iki köyde başlayan düğün, erkeğin köyünde sona erer. Gaziantep'in kaybetmediği değerlerinden biri de sedef ve gümüş işçiliğidir. Yekpare bir bakır parçası, ustasının elinde gümüşten bir sanat şölenine dönüşür.Soru: Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
Yolculuk, Gaziantep, gelenekleri bunlar ile bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Melih Kibar; dillerden düşmeyen, ölümsüz besteleriyle çağımızın en önemli bestecilerindendir. Özellikle Hep Böyle Kaf ve Sevdan Olmasa adlı besteleri müzik tarihine silinmez harflerle yazılmıştır. Hababam Sınıfı başta olmak üzere ölümsüzleşen birçok filmin müziğinin altında da imzası vardır. Besteleri çeşitli ödüller almış, ülkemizi uluslararası yarışmalarda temsil etmiştir. Birçok şairin sayfalar arasında sıkışmış dizelerine hayat vermiş. onları milyonların belleğine kazımıştır. Unutulmaz müziklerin unutulmaz bestekârı olarak bir yıldız gibi parlayacaktır Türk halkın gönül dünyasında.Soru: Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Melih Kibar, beste, müzik bu kelimelerden bir paragraf oluştur ve soruyu ekle
Paragraf: Sizce yaşamak nedir, sorusuna Şait Faik şu cevabı verir: “Balık tutmak, kahvede oturmak, yanımda çok sevdiğim köpeğimle dolaş-mak, insan tanımak, Beyoğlu'nda bir aşağı bir yukarı dolaşmak, hikâye yazmak... İşte ben böyle hayattan zevk alırım. buna yaşamak derim.” Sait Faik böylesini sevebilir ancak ben buna yaşamak diyemeyeceğim. Yaşama katkısı olmayan, onu zenginleştirmeyen bir hayatı yaşanmış saymıyorum.Soru: Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?
Yaşamak, Şait Faik, yaşam tarzı : bu kelimeleri kullanarak bir paragraf yaz ve bir soru sor
Paragraf: Bir çevre kirleticisini ortamdan uzaklaştırmak için bakteri, mantar, alg gibi mikroorganizmaların kullanılmasına biyolojik iyileştirme diyoruz. Mikroorganizmalar tarafından salgılanan yüzey aktif maddeler ve enzimler bu işlemin gerçekleşmesine yardımcı oluyor. Parçalanmayı gerçekleştiren mikroorganizmalar genelde oksijen, ışık ve suya ihtiyaç duyar. Yine de birçok mikroorganizma bu işlemi oksijen olmadan da yapabilir. Biyolojik parçalanma, doğal bir işlem olduğu için zamana ihtiyaç vardır. Bu işlemi yapan mikroorganizmalar, doğal yaşam alanlarında her durumda hazır bulunur. Bazı durumlarda işlemi daha çabuk ve etkili kılmak için ortamda ilave besin kaynağı olarak azot, fosfor ve demir içeren gübreler eklenebilir. Biyolojik iyileştirme yapan canlılar sadece mikroorganizmalarla sınırlı değil. Bazı bitkiler de bu işlemi gerçekleştirerek topraktaki ve sudaki kimyasal maddelerden kaynaklanan kirliliği temizliyor.Soru: Bu parçadan “biyolojik iyileştirme” yle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
biyolojik iyileştirme, mikroorganizmalar, çevre kirleticisi bu kelimelerden bir paragraf oluştur ve soruyu ekle
Paragraf: Bu kitapta sinema eleştirisi alanında isim yapmış yazarların deneme ve makaleleri yer alıyor. Değerlendirilen filmleri; konu, izlenme oranı, bütçe vs. değil, tamamen yazarın kişisel tercihi belirlemiş. Durum böyle olunca çok önemli yapımlar değerlendirme dışı kalmış. Buna karşılık ana akım sinemanın kıyısında kalmış bazı filmlerin yıllar sonra da olsa hak ettiği biçimde değerlendirildiği. Farklı bakış açılarıyla zihin açan yazılar da yer alıyor kitapta. Filmler üzerine çok çalışıldığı, her sahnenin ilmek ilmek sökülüp sinema üzerinden bir hakikat arayışına çıkıldığı aşikâr. Kimi yazılarda söylenenler pek ikna edici olmasa da bu, kitabın kıymetini azahacak boyutta değilSoru: Bu parçada sözü edilen kitapla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
sinema eleştirisi, kitap, filmler bunlar ile bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Fransız bestecileri arasında önemli bir yere sahip olan Camille Saint-Saens, Romantik Dönem bestecileri arasında yer almasına rağmen bestelerinde Klasik Dönem özelliklerine ve modellerine de yer vermiştir. Camille, eserlerindeki yalınlık, berraklık, akı ve Avrupa dışı etkilerin parlak kullanımı ile müzik çevrelerinin dikkatini üzerinde toplamıştır. Fransız ulusal müziğinin önemli bir temsilcisi olmasının yanı sıra, Fransa'da senfonik müzik türünün de öncüsü olmuştur. Fransız müziğinin Mozart'ı olarak anılan sanatçı, müziğin pek çok türünde eser vermiş, sanatın diğer kolları ile de ilgilenmiştir. Edebiyat, felsefe ve astronomiyle uğraşmış hatta dönemin en iyi sulu boya ressamları arasında gösterilmiştir. Mısır ve Cezayir başta olmak üzere birçok ülkeye giderek oralardan aldıkları ile kendi müzik tınısını zenginleştirmiş, başarılı yapıtlarıyla adını yurt dışında da duyurmuştur.Soru: Bu parçada Camille Saint-Saens ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Camille Saint-Saens, Fransız bestecisi, müzik bu kelimeler ile bir paragraf sorusu sor
Paragraf: 2000 yılından sonra doğan çocukların oluşturduğu Z kuşağının hızlı ve analitik düşünme yetileri üst düzeydedir fakat bu özellikler bireysellikten öteye geçmez. Ailelerinin onlara farklı bakması ve üzerlerine titremesi öz güvenlerini oldukça artırmıştır. Bağımısızdırlar, onlar için mümkün olmayan hiçbir şey yoktur. TV reklamlarında sık sık karşımıza çıkan “Hiçbir şey imkânsız değildir.” türü sloganlar direkt Z kuşağına hitap eder. Z kuşağı, toplumsallaşmadan ziyade bireyselleşmeyi önemser. Kurallar, özveri gerektiren işler onlara göre değildir. Çoğunun hayalinde anne ve babalarının, akrabalarının işlerini yapmak değil; kendi serüvenlerini yaşamak vardır. Geçim sağlamak adına her gün yapılan işler, onlar için sıkılmaktan başka bir şey değildirSoru: Bu parçada “Z kuşağı'yla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Z kuşağı, çocuklar, düşünme yetileri : bu ifadeler ile bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Çağdaş edebiyatımızın çalışkan oyun yazarı, şimdi de rengârenk denemeleriyle çalıyor okurun kapısını. Edebiyattan sinemaya. tiyatrodan müziğe. fotoğraftan resme, gündelik hayattan sanatın gündemine kadar birçok konuyu kendi penceresinden göründüğü kadarıyla anlatıyor. Okuruyla konuşuyor. neler okuduğunu ve okuduklarından neler çıkardığını bir dost sıcaklığında aktarıyor onlara. Caz müziğinden yazdığı oyunlara, Beethoven'dan Truffaut'ya, Onat Kutlar'dan Ara Güler'e, Ahmet Hamdi Tanpınar'dan Nâzım Hikmet'e yazıya döktüğü her konu ve ismi, hiçbir yazarda görmediğimiz. çok farklı bir yaklaşımla ele alıyor.Soru: Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili hangi yargılarına ulaşılamaz?
çağdaş edebiyat, yazar, ele aldığı konular bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Kuram; bir bilime temel olan kurallar, yasalar ve kavramlar bütünüdür. Bu sözcük: bilim. kural ve sistematik bilgiyle ilişkilidir ve kendi içinde çelişkiler barındırmaz. Kuram, sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklaması yönüyle nesneldir. Ne var ki geçerli ve nesnel bilgilere sahip olsa bile bir kuram eskiyebilir, yeterli gelmeyebilir. Bu durumda kuram revize edilebilir hatta terk edilebilir de. Bu, onun kendi alanını bütün özellikleri ve incelikleriyle içine almadığını gösterir. Öte yandan hiçbir kuram, tek başına yeterli değildir. Söz gelimi fizik kuramları biyolojiyi. sosyolojiyi, jeolojiyi vs. etkileyebilir.Soru: Bu parçadan hareketle “kuram” ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
kuram, bilim, kural, sistematik bilgi bu kelimeler ile bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şiir estetiğini ören en önemli unsurlarından biri, “rüya”dır. Onun şiirlerinde rüya, ikinci bir hayat gibidir İç içe girmiş iki oda gibi, gerçek yaşamla rüya yaşamı yan yana durmaktadır. Tanpınar'a göre şiirde rüya, gerçek yaşamdan çok daha ayrı. daha geniş imkânlı. son derece hızlı ve tesadüfe bağlı bir hayattır. Rüya, Tanpınar'ın şiir dışındaki eserlerine de kaynaklık etmiştir. Onun Abdullah Efendi'nin Rüyaları ve Rüyalar isimli biri büyük, diğeri küçük iki hikâyesi bulunmaktadır. Şiir görüşlerinin Valery'yi tanıdıktan sonra şekillendiğini söyleyen Tanpınar, bu estetiğin de rüya ile beraber şiir üzerine uzun çalışmalara dayandığını söyler. Tanpınar'ın rüya hâliyle ilgilenmesi, sadece Valery'den gelen bir etkilenme değildir. Onun üzerinde çocukluğunu geçirdiği Kerkük ve Musul'da damlarda yatarak yıldızlı gecelerde gökyüzünü seyre dalmasının da etkisi vardır. Ne içindeyim Zamanın Şiiri, bu yönden de önemlidirSoru: Bu parçadan Ahmet Hamdi Tanpınar'la ilgili olarak yukarıda verilenlerden hangilerine ulaşılamaz?
Ahmet Hamdi Tanpınar, şiir estetiği, rüya : verilen kelimelerle bir paragraf sorusu hazırla
Paragraf: Behçet hastalığı ilk olarak 1937 yılında bir Türk doktoru olan Hulusi Behçet tarafından tanımlandı. Kesin nedeni bilinmeyen bu hastalık esas olarak bağışıklık sistemindeki bir bozukluktan kaynaklanıyor. Behçet hastalığı genellikle 30-40 yaş arasındaki erkeklerde görülüyor. Hastalığın en sık görüldüğü ülkeler Türkiye, Japonya ve İsrail. Ağızda oluşan aft benzeri yaralar bu hastalığın habercisi. Ancak bunların afttan en önemli farkı, daha çok olması ve daha sık tekrarlanması. Bu yaralar neredeyse tüm Behçet hastalarında görülüyor ve ayda birkaç kez tekrarlanıyor.Soru: Bu parçada Behçet hastalığıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi hakkında bilgi verilmemiştir?
Behçet hastalığı, doktor, bağışıklık sistemi : bu anahtar sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Yeşilçam'ın komedi tarzındaki unutulmaz klasiklerinden biridir Süt Kardeşler. Belki yüzlerce kez TV'de rast gelmiş; hiç bıkmadan, usanmadan kahkahalarla izlemişizdir. Şaban'a, Ramazan'a, Hüsamettin'e gözümüzden yaş gelene dek gülerken bir anda Gulyabani denen canavardan korkmuşuzdur. Filmde geçen birçok şey sıradan hatta saçmadır; filmin, üzerine saatlerce konuşulacak estetik bir yanı yoktur ama kurduğu o güçlü bağ onu dönüp dönüp izlemek için yeter de artar bile. Hayatın kaosunda birkaç saatliğine de olsa dünya ile aramıza bir set çekip tüm yorgunluklarımızı, kırıklıklarımızı unutturur. İnsan kalmış yanlarımızla gülerek ruhlarımızı ısıtır. Her şeyin çok para harcamak ya da değeri altınla ölçülen ödüller kazanmak olmadığından en güçlü kanıtlarından biridir.Soru: Bu parçadan Süt Kardeşler adlı filmle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Süt Kardeşler, komedi, klasik : verilen kelimelerle bir paragraf sorusu hazırla
Paragraf: Kökeni Güneydoğu Asya olan turunçgillerin, çağdaş anlamda üretimi, 19. yüzyılda ABD'de başlamış ve hızla yayılmıştır. Turunçgil yetiştiriciliği dünyada 40 derece kuzey enlemi ile 40 derece güney enlemi arasında yapılmaktadır. Portakal, limon, mandalina ve greyfurt gibi “Citrus” cinsine ilişkin türleri içeren turunçgiller dünyada en çok yetiştirilen ve tüketilen meyve grubudur. Bu bitkilerin meyvelerinden gıda olarak yararlanıldığı gibi kabuklarından, yapraklarından ya da çiçeklerinden parfümeride koku vermekle kullanılan uçucu yağlar da elde edilmektedir. FAO verilerine göre 2012 yılı itibarıyla dünyada yaklaşık 9 milyon hektar alanda, 131 milyon ton turunçgil üretilmekte olup toplam üretimin 9052'si portakal, 2621'i mandalina, 2012'si limon ve 96'si greyfurttur.Soru: Bu parçadan “turunçgiller” ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Turunçgiller, üretim, citrus konularından bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Ne olursa olsun siteye okur çekelim. anlayışıyla hareket eden basın kuruluşları. okuru “tık” tuzaklarına düşürmekle hem haberciliği öldürdüklerini hem de marka saygınlığına zarar verdiklerini düşünemiyorlar. İlgi çekici bir başlık üretip okuru haberin enteresan yönüne ya da haberle ilgisiz bir konuya yönlendiren. tıklama sonucu ardı arkası gelmeyen reklam sayfalarına boğan bir habercilik anlayışı bu. Amaç okuru haber sitesinde olabildiğince uzun tutmak. oradan oraya dolaştırmak. Bunun nedeni sanal âlemde reklam dışında para kazanma yönteminin henüz bulunamamış olması. İnternet üzerinde ziyaretçilerin binde beşi reklamlara tıkıyor. Dolayısıyla bir reklamın tıklanma sayısını artırabilmenin ve daha çok para kazanmanın bilinen en iyi yöntemi o reklamı daha çok gösterebilmek. Bu mantıkla internet sitelerinin editörleri, ziyaretçilerini “okur” değil de “tıklayıcı” olarak görüyor ve buna göre içerik hazırlıyorSoru: Aşağıdakilerden hangisi bu parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
Habercilik, reklam, okur bu kelimelerden bir paragraf oluştur ve soruyu ekle
Paragraf: Kutup iklimi, karların hiçbir zaman erimediği buzul dağların olduğu yerlerde görülen iklim tipine denir. Soğuk çöl iklimi olarak da adlandırılan kutup iklimi Dünya'nın karla kaplı olan bölgelerinin de görülür. Kutup iklimi, Antarktika'da ve Grönland Adası'nın iç kesimlerinde etkilidir. Bu iklim bölgesinde sıcaklık yıl boyunca O C'ın üzerine çıkmaz. Kutup noktalarında gündüz süresi yaklaşık altı ayı bulduğu hâlde Güneş ışınlarının düşme açısı çok küçük olduğu hâlde buradaki sıcaklık, kar ve buzların erimesine yetecek düzeyde değildir. Kutuplar, kalıcı kar ve buzullarla kaplı olduğundandır bu bölgeler bitki örtüsünden yoksundur. Rusya'nın Yakutistan Bölgesi'nde yer alan iklim tipi de kutup iklimidir. Ayrıca burada dünyanın en düşük sıcaklığı ölçülmüştürSoru: Bu parçadan hareketle “kutup iklimi” ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Kutup iklimi, buzul, soğuk bu anahtar sözcüklerle bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: İncir, insanlık tarihi kadar geçmişi olan bir meyvedir. Taze ve kuru incir olarak iki farklı şekilde tüketilen incir, bütün dinlerde bolluğun ve bereketin simgesi olarak görülmüştür. Taze incirin hasat sonrasında ömrünün kısa olması, özellikle de taşımaya çok uygun olmadığı nedeniyle dünya genelinde tanınırılığı üretim bölgeleri ve bu bölgelere yakın pazarlarla sınırlı kalmıştır. Ancak kuru incir, taze incir için belirtilen olumsuzlukları taşımadığından üretim alanlarından çok uzaklara gönderilebilmiş ve incirin tanınmasında en önemli katkıyı yapmıştır. Sağlıklı ve uzun yaşamın simgesi olarak kabul edilen incir, yetiştiriciliği yapılamayan Batı ve Kuzey Avrupa ülkelerinde, uzak ülkelerden gelen bir meyve olarak büyük ilgi görmektedir. Bu ilgi, incirin kutsal meyve olarak görülmesi, besin içeriğinin diğer birçok meyve türüne göre yüksek olması gibi faktörlerin etkisiyle artarak devam etmektedir.Soru: Bu parçadan hareketle “incir” ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
incir, taze, kuru, bereket : bu kelimeleri kullanarak kapsamlı bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Bir kültür-sanat ortamında varlık gösterip de sığ bir uzmanlaşma kaygısı ve kuruntusu ile “alan”ların sınırını kalın kalın çizmek, kendi içinde çelişki barındıran bir tutumdur benim anlayışımca. Edebiyata ilgi duymayan müzisyenler, resimden anlamadıklarını göğüs-lerini gere gere "itiraf eden” yazarlar, müzik etkinliklerinden uzak duran ressamlar. “kendi alanları"nda hangi derinliklerine ulaşabilirler? Bu durum, onların kendi sorunu deyip geçemeyiz. Bu, ülkemizde yaşanan güdük kültür hayatının dolayısıyla hepimizin sorunudurSoru: Bu parçadaki altı çizili ifadeyle hangi durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır?
kültür, sanat, uzmanlaşma : bu anahtar sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Günümüzde yaygın bir kullanımı olmayan hibrit araçlarda hem elektrik motoru hem içten yanmalı motor bulunur. Genellikle düşük hızlarda, yoğun trafikte elektrik motoruyla hareket sağlanırken yüksek hızlarda içten yanmalı motor devreye girer. Bu esnada araçta bulunan küçük batarya içten yanmalı motorla şarj edilir. Bazı hibrit araçlar, fişe takılarak şarj edilebilirken bazıları sadece içten yanmalı motora bağlı dinamoyla şarj olur. Hibrit araçlar yapısı itibarıyla hem sadece elektrikle çalışan araçlardan hem de fosil yakıtlı araçlardan daha komplekstir. Günümüzde birçok otomobil firması özellikle yakıt tüketimini azaltmak için hibrit araçları tanıt-sa da ilerleyen yıllarda hibrit araç sayısının çok fazla artış göster-mesi beklenmiyor.Soru: Bu parçada "hibrit araçlar'la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
hibrit, araç, motor : bu anahtar sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Modern öykünün nitelikli örneklerini veren yazar, insanı insan yapan niteliklerin otoriter yapı tarafından ezilişini ustalıkla öyküleştirmiştir. Eserlerinde genel olarak muhalif bir tutum sergileyen yazar. Türk edebiyatında aydın ve halk arasındaki temel uçurumu en iyi fark eden yazarlardan biridir. Bu anlamda aydının kendi kendisiyle yüzleşmesi onun öykülerinin en önemli damarı olmuştur. Biçimsel anlamında ise bir anlatım çeşitliliği sergilemiş, bilinç akışından iç monoloğa kadar modern anlatım imkânlarını değerlendirmiştir. Onun en dikkat çekici yanı, düşünce ağırlıklı öykü yazmasına karşın toplumsal konuları, popülist anlayışlarla değil; öykü türünün gerektirdiği estetik yaklaşımla ve incelikle işlemesidirSoru: Bu parçada sözü edilen yazar ve öyküleriyle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?
yazar, öykü, aydın bu kelimelerden bir paragraf oluştur ve soruyu ekle
Paragraf: Olimpiyatlar, ilk kez MÖ 766 yılında Yunan tanrısı Zeus'u ödüllendirmek adına Olimpia kentinde düzenlenmiştir. Oyunların olduğu dönemde katılımcıların güvenli bir şekilde Olympia'ya ulaşmaları için savaşlara bir süre ara verilirdi. Kadınların ve kölelerin oyunlara katılması yasaktı. İlk olimpiyatlarda 180 metrelik koşu, tek aktiviteydi. İlk 13 olimpiyattan sonra yeni aktiviteler eklendi. Bunlar arasında at yarışları, ağırlık kaldırma ve boks vardı. Pankreas adı verilen boks ve güreşin karışımı olan hatta zaman zaman sonucu ölümlere varan oyun, MÖ 648 yılında oyunlara eklendi. Böylelikle izleyici kitlesi katbekat arttı. Roma. Hristiyanlığı kabul ettikten sonra oyunlar, dine aykırı olduğu gerekçesiyle imparator tarafından 393 yılında yasaklandı. Dört yılda bir yapılmaya başlanan ve yüzlerce oyunun eklendiği olimpiyatlar, kadınların da katılımıyla birlikte 1896 yılından itibaren tekrar düzenlenmeye başlanmıştır.Soru: Olimpiyatlar ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Olimpiyatlar, tarih, yasak bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Yahya Kemal'in öğrencisi olan Tanpınar, ondan Batılı bir gözle Türk tarih ve sanatına bakmayı öğrenir. Daha sonra orijinal dillerinden Batı'nın büyük şair, romancı ve fikir adamlarını okur. Bu okumalarda karşısına çıkan en önemli kelimelerden biri “dikkat'tir O, dehayı bu sözcükle açıklar. Derin bir tabiat ve güzellik duygusu, zengin bir hayal gücü, geniş bir kültürel birikim. düşüncelerini edebi bir şekilde yazıya dökme yeteneği... İşte bunların sentezi, Tanpınar'ı Cumhuriyet Devri'nin en güçlü yazarlarından biri hâline getirir.Soru: Bu parçaya göre Tanpınar'la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Tanpınar, edebiyat bu kelimelerden bir paragraf oluştur ve soruyu ekle
Paragraf: Küçük bir ulusun edebiyatı, büyük bir ulusunkinden daha zayıf olacak diye bir kural yoktur. Çünkü edebiyat, hayatın içinden süzülmüş küçük kesitleri, özellikle de başkalarının göremediğini görünür kılma işidir. Yaşamın kıyıda köşede kalmış inceliklerine odaklanmadır edebiyat. İşte bu noktada ulusların büyüklüğü, daha büyük yapıtlar vermenin nedeni olmaktan çıkar. Kaldı ki bütün edebiyatlar, tarihlerinin belli bir noktasında mutlaka birilerinin hâkimiyeti altına girmiştir. Önemli olan, insanı ve hayatı anlatabilmektir. İnsan, yaratıcı yazının hâlâ en zengin kaynağıdır. İnsana uzak olduğu söylenen nice yapıtlar duymuş. “insana uzak” sözü, üzerine yapışmış ne yazarlar tanımışızdır ama hangisi bir duygusuna ya da düşüncesine değmeden insanın yanından geçip gitmiştir? Demek, edebiyatta yazılanların büyüklüğü, hayatın içinden çıkanların o güne dek yazılmamış oluşundan ileri gelir öncelikle. Ayrıca bunlar, ilkel ve doğal bir hayat içinde de her zaman güçlü biçimde vardır.Soru: Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Edebiyat, ulus bu kelimelerden bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Bazen eleştirmenlere kızıyorum. Ele aldıkları esere “Bu eser mi, geç onu, ele almaya bile değmez.” diyorlar. Hâlbuki çocukların bile kaleme aldığı bir yazıda, insan bir şeyler bulabilir. Hatta bulunan; hayatımız boyunca sahip olmak isteyeceğimiz bir duygu, düşünce de olabilir. Bu nedenle ben kötü eser yoktur. diyorum Olsa olsa iyilikten az bahseden eser vardır.Soru: Bu sözleri söyleyen sanatçı aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilemez?
Eleştirmen, eser konularından bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Seyahat eden insanları “turist” veya “gezgin” diye keskin çizgiler- le ikiye ayırmayı çok da doğru bulmuyorum. Bu ayrımdan ziyade. kitle turizminden kaçınmanın gerekliliğini vurgulamaya çalışıyo- rum. İpleri bir tur acentesinin eline bırakmayı, bir rehberin peşin- den sürüklenmeyi, sıkıştırılmış programlarla kentlerin ve görüle-cek mekânların üzerinden hızlıca geçip eve dönme hikâyesini çok acıklı buluyorum. Bu koşturmacada, seyahatten alınacak keyif mi- nimuma iniyor. Esnekliği olmayan tur programlarında otel odala- rında kalınıp halkın içine karışmadan, gidilen yerin kültüründen bir dem alınmadan eve geri dönülüyor. Seyahatlerin ardından benim ruhum zenginleşirken turlarla gezen turistlerin sadece fotoğraf al- bümleri genişliyor.Soru: durumlarından hangilerine karşı çıkılmamıştır?
turizm, gezgin, kitle turizmi bu kelimeler ile bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Oktay Akbal. deneme, anı, biyografi, öykü, roman türünde eser vermesine rağmen daha çok öykücülüğü ile tanınır. İlk öykü kita- bını yayımlattığı 1946 yılına kadar deneme, fantezi türü yazılarla ya da tamamen düş ürünü öykü/roman denemeleri ile oyalandık- tan sonra daha nitelikli çalışmalara yönelir. Öykücülüğünün belir-leyici vasıflarından olan kentin küçük insanına yönelme, kendine öz-ğü biçim kurma. hayatın her anından öykü konusu çıkarma gibi unsurları Sait Faik'e borçludur. Doğal yaşamın herhangi bir anın- dan alınmış gelişigüzel olay parçacıklarından ya da bir durumdan öykü konusu çıkarma, dramla ironiyi başarıyla birleştirme gibi an- latım tekniği ile ilgili hususları aldığı Çehov'un ve Türkiye'de onun takipçisi olan Esendal'ın etkilerini de unutmamak gerekir.Soru: Bu parçada Oktay Akbal ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- sine değinilmemiştir?
Oktay Akbal, öykücülüğü, edebiyat bunlar ile bir paragraf sorusu sor
Paragraf: “Der gg Roma-Bizans ve Osmanlı izlerini taşıyan Ayasofya. yüzyıllar bo- yu dünyanın en büyük kilisesi unvanını elinde tutmuştu. Osmanlı Devleti'nin Istanbul'u fethetmesiyle, Ayasofya camiye çevrildi. Bün- yesine minareler. medrese, imaret, kütüphane. sebil gibi birimler eklenince önemli bir külliye hâline geldi. Yapı ayrıca birçok padi- şah. şehzade ve hanım sultanın gömüldüğü türbeleriyle Osman- li hanedanının ebedi istirahatgâhı da oldu. Osmanlı Dönemi'nde yapılan onarımlarla yaşatılan Ayasofya. şehrin en yüksek payeli camisi olarak hem iktidar hem de halk tarafından önemsenmiş, devletin gücünün ve varlığının simgesi olmuştu. Ayasofya, İstan- bul'da hatta Akdeniz dünyasında hakkında en çok efsane olan ya- pıdır. 480 yıl boyunca cami olarak kullanılan yapı, 1934'te müze- ye çevrilmiştir.Soru: Bu parçada Ayasofya ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- sine değinilmemiştir?
Ayasofya, Roma-Bizans, Osmanlı : verilen kelimelerle bir paragraf sorusu hazırla
Paragraf: 1960'lı yıllarda gençlerin çıkardığı a Dergisi'ni hiç unutmadım. O dergi; bir özenin, titizliğin, bilgi susuzluğunun ürünüydü. Düzensiz çıkarılıyordu. okuyucusu azdı ama her sayısı özlü yazılarla gelirdi Dergiyi çıkaranların elinde çok yazı olduğunu. rahat rahat seçe- rek çalıştıklarını sanırdım. Oysa hiç de öyle değilmiş. Yazılar son dakikada bir araya getiriliyormuş. Son dakikada bir araya getiri- len yazı ve çevirilerle O nitelikte bir dergi çıkarılabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Demek ki bu gençler, kaynaklara yönel-miş; sanatın sırrına varmışlardıSoru: Bu parçada sözü edilen a Dergisi ile ilgili olarak aşağıdaki yar- gılardan hangisine ulaşılamaz?
a Dergisi, gençler, edebiyat bu kelimeleri kullanarak Türkçe paragraf sorusu sor
Paragraf: Amerika'da super kahramanların altın çağı sayılan 1938-1949 yılla-nı arasında pek çok burokrat ve eğitimci. çızgı romanların neden bu kadar çok sevıldiğini soruyor ve bu ilgiden endişe ediyordu. Son-ra ış sansüre varan. çizgi romanların neleri anlatamayacağını belir-leyen başka bır noktaya vardı. Insanların çızgı romanı sevmesinin pek çok nedenı olabılırdi ama galıba. kahramanların özgurluğu ho-şa gidıyordu. Bır super kahraman, polisle ya da devletle çalışmıyor-du; gerekli olduğunda onlara yardım ediyordu ama bu bır bağımlılık değildi. Kanunla pek fazla ilgilenmiyor. bır suçluyu delilleriyle bırlik-te paketleyerek karakolun önüne bırakabılıyordu. Kahramanlar bu-rokrasiden. hukuktan. yargılama sürecinden hoşlanmıyor, bıldıklerı şekılde davranıyorlardı: bu meydan okuyucu ve kanun koyucu ruh hâlleri. bır başınalıkları da çocukların kalbını fethediyordu.Soru: Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen süper kahramanların özelliklerinden biri değildir?
Süper kahraman, özgür, kanun bu anahtar sözcüklerle bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Roman, karakterlerin derinlik içinde analiz edildiği bir edebi türdür: karakterler, olaylarla birlikte değişim geçirir ve yeni nitelik-ler kazanır. Roman, okurun “Tıpkı benim düşündüğüm şey gibi.” diyeceği yahut “Bunu nasıl da düşünememişim!” deme gereği-ni hissedeceği yaşantılarla örülür. Roman, yazarın beden, ruh ve akıl hakkında düşünmesi; düşüncesinin farkına varması ve estetik olarak kavranmış insanı yine insana göstermek istemesi gibi yaz-ma arzularıyla kurulur. Roman okuru da böylece, insanda keşfedilmiş ve hedefi yine insan olan hakikatlerle yüzleşir. Kundera'nın deyişiyle roman. insanı o güne kadar göremediği yeni bir hakikat-le karşı karşıya getirir.Soru: Bu parçadan romanla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Roman, karakter, analiz : bu anahtar sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Barbunya daha çok Akdeniz'e özgü. sıcak su balığı. Ne var ki son yıllarda, küresel ısınma ile beraber, Atlantik ve Güney İngiltere kı-yılarında da sıkça görülmeye başlandı. Açık pembe rengi ile hoş bir görünüme sahip olan barbunya, kendine has aroması ve dokulu beyaz eti ile oldukça lezzetli bir balık. Halk arasında “barbun” olarak bilinen bu balık. çoğu zaman tekir ile karıştırılıyor olsa da iri kafası, oval yapısı ve başının altında bulunan bıyıkları ile uzmanlar tarafından hemen ayrıştırılıyor. Genellikle kumlu ve çamurlu deniz diplerinde yaşayan bu balık, nadiren kayalık diplerinde de bulunur. Boyu genellikle 17-20 santim arasında olmakla beraber çok olmasa da 40 santime ulaşır. Tüm balıklarda olduğu gibi protein bakımından zengin olan barbunya da doymamış yağ asitleri ve Omega 3 bakımından zengin bir türdür. Hemen herkesin diyeti-ne uygun olan bu tür, kendinden lezzeti ile her tarife uyum sağla-yabiliyorSoru: Bu parçada “barbunya balığı” ile ilgili olarak bilgilerinden hangilerine yer verilmemiştir?
Barbunya, balık, özellik bu sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Dünyada pek çok hata yapmışımdır fakat bunların bir tanesinin tamiri mümkün değildir: Gençlik şiirlerimi bir kitapta toplamak. Ben bu şiirlerimi kitap hâlinde çıkarmamalıydım. bana ve şiirime çok zarar verdi. Başkalarının fikirlerini, eleştirilerini bir tarafa bırakalım. ben bu şiirlerin ederini herkesten iyi bilirim. Kendimle bu şiirler arasında bir irtibat göremiyorum. Sonraki dönemde yazdığım ve elden ele dolaşan şiirlerimle onlar arasında hiçbir bağ göremiyorum.Soru: Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Şiir, yazar, eleştiri : bu ifadelerden bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Günümüzde eleştiriye ilgi çok az ve bunun birçok nedeni var: Öncelikle zaman ve emek istiyor eleştiri. Ancak yazın dünyasında zaman daraldıkça daraldı. bir kitap hakkındaki sözlerin o kitabin “raf ömrü” içerisinde söylenmesi bekleniyor. Eleştiri metinlerinin yayımlanabileceği bağımsız yayınlar azaldı ve eleştiriye verilen emeğin karşılığı da tam olarak alınamıyor. Ayrıca eleştiri kitapları çok az satıyor: yayıncılar, bu tür kitapları basmak istemiyor. Eleştiri yazmayı motive edici bir edebiyat ortamı da yok. Eleştiri, kötülemek zannedildiği için değersiz görülüyor, bu da eleştiri yazmak isteyenlerin hevesini kırıyor. Bununla birlikte kötü eleştiri ve yüzeyel kitap tanıtımları, iyi eleştiriyi kovuyor. Eleştiri yazan belli başlı birkaç isim de kendilerine özgü kriterler belirliyor. Kendi ölçütüne uyanları “iyi”, uymayanları “kötü” olarak niteliyor. Bu tavır da yaratıcı eleştiriyi sınırlandırıyorSoru: Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi günümüzde eleştiriye ilginin az olmasının nedenlerinden biri değildir?
Eleştiri, zaman, emek, kitap : bu kelimeleri kullanarak kapsamlı bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Sosyal bilimciler tarafından 1981-2000 yılları arasında dünyaya gelen kuşak Y kuşağı olarak tanımlanmakta ve bu kuşak, ülkemizin nüfusunun da 25%'ini oluşturmaktadır. Teknolojiye tutkun bu yeni kuşak, otoriteye meydan okumayı seven, ailelerini de patronu da sorgulayan bireylerden oluşmaktadır. Sadık değiller, hızlı düşünebiliyorlar. savaş ya da kıtlık görmedikleri için yoksunluk nedir bilmiyorlar. Kendilerini seviyor, kendilerine çok inanıyor ve değer veriyorlar. Pazarlama dünyasının yeni gözde kitlesi olan Y Kuşağı'nın medya kullanım ve satın alma alışkanlıklarını anlamak için ABD'de yapılan araştırma, bu kuşağın kendinden öncekilerden çok daha farklı olduğunu gösteriyorSoru: Bu parçaya göre Y kuşağı aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilemez?
Y kuşağı, teknoloji, aile, savaş bu anahtar kelimeler ile bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: Televizyon programları arasında önemli bir yer tutan diziler, geniş bir izleyici kitlesine seslenen, aynı öyküyü veya birbirine bağlı öyküleri ele alan drama yapımlardır. Toplumsal, kültürel ya da tarihi olayları ve sorunları da konu edinebilen diziler, kimi zaman ünlü roman ve hikâyeleri uyarlama yoluna da gidebilmektedir. Televizyon dizileri, birçok karakteri ve görsel anlatımı ile tiryakiliğe yol açarak izleyicinin dünyasına rahatlıkla nüfuz edebilme ve insanların algılamalarını değiştirebilme, düşüncelerini etkileyebilme, belirli konularda tavır almalarını sağlama ve olaylar hakkında kanaat oluşturma gücüne sahiptir. Birbirini takip eden bölümlerde kesintisiz bir öykünün anlatıldığı dizilerde, her bölüm bu öykünün en heyecanlı, en ilgi çekici yerinde kesilir. İzleyicinin merakını uyandıran bir sorunun çözümünü her bölümde bir sonraki bölümde aktarma, dizilerin anlatı yapısının özünü oluştururken izleyicinin bir sonraki bölüme katılmasını da sağlama alır ve onu ekran başında tutarSoru: Bu parçada sözü edilen televizyon dizileri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Diziler, televizyon, izleyici, drama : bu ifadelerden bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Çok ilkeliydi ve ilkelerinden ödün vermezdi. Mütevazı, incelikleri olan, samimi biriydi. Çok sempatikti. Duyarlı bir insandı. Dobra biriydi. Sözünü esirgemezdi. Konuştuğunu hayata geçiren dürüst yani güvenilir bir arkadaştı. İkiyüzlülüğü, yalancılığı sevmezdi. Dostlarını seçerken kendi gibi insanları tercih ederdi. Niteliği ne olursa olsun yaptığı her işte daima yukarıya ve ileriye doğru giden bir çizgisi vardıSoru: Bu parçada sözü edilen kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Kişi, ilkeler, dost, palavra : verilen kelimelerle bir paragraf sorusu hazırla
Paragraf: Sarah J. Maas'ın 35'ten fazla dile çevrilen Cam Şato serisi, altıncı kitabı Şafak Kulesi'yle kaldığı yerden devam ediyor. Serinin son kitabı ise önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde okurla buluşacak. Sarah J. Maas. Cam Şato serisini yazdığında henüz 16 yaşındaydı Cam Şato ile Dikenler ve Güller Sarayı serileriyle okuyucularını, yarattığı canlı ve büyü dolu bir evrenin içine çekmeyi başardı.Soru: Bu parçada Sarah J. Maas ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
yazar, kitap, seri, fantastik bu kelimeler ile bir paragraf sorusu sor
Paragraf: Ne yaptığını ve söylediğini bilen. ilkeli bir kişiliği vardı. Karşısındaki kişiyi kırmadan konuşabilen, söylediklerinin ne anlama geldiğini bilen bilinçli ve düşünceli biriydi. Şekilden çok, öze ve ayrıntıya önem verirdi. Kurallardan, yönetmeliklerde. kısıtlamalardan hoşlanmazdı. İstemediği bir şeyi kendisine hiçbir kuvvet yaptıramazdı. Kendini çok iyi yetiştirmiş aydın bir bilim adamıydı. Kühür altyapısı tamdı. Başkasının etkisinde kalmak, kraldan çok kralcı olmak gibi onur kırıcı davranışlardan uzaktı her zamanSoru: Bu parçada sözü edilen kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
kişi, karakter, ilkeli, bilinçli bu terimlerle bir paragraf sorusu hazırla
Paragraf: Gökyüzü gibi bir şeydir çocukluk. nereye gitsen o da seninle gelir. Çocukluğumun geçtiği Mardin de benim çocukluk gökyüzüm dür. Yıldızları ilk saydığım yer. yıldızlarla birlikte uykuya daldığım yer... Gökyüzüne bu kadar yakın bir yerde oturmak, insanı kâinat konusunda daha dikkatli, daha duyarlı yapıyor. Şimdiki zamanı yaşarken çocukluğu günümüze taşıyabilmem, benim sanatçılık hazinem olmuştur her zaman. 50 yaşını geçmiş bir insan olarak hâlâ memleketimden, ailemden, köklerimden. babamdan bahsederken gözlerim nemlenebiliyorsa bu, hâlâ kalbimi büyütememiş olmamdandır. Bence bu, sanatın genel kaidesidir: Sanat, akıl ne kadar büyürse büyüsün kalbin çocuk kalmasında gizlidir.Soru: Bu parçada konuşan yazarla ilgili olarak hangi yargılar söylenemez?
çocukluk, gökyüzü, sanat : bu ifadeler ile bir paragraf sorusu oluştur
Paragraf: Arabalar, trenler, vapurlar, uçaklarla hızın içindeki yolculuklar, hayatımızın değerli bir boyutunu oluşturur. Yol da başka bir mekândır. Ada, insanın içe dönüşünü, yalıtılmışlık ve yalnızlığını simgeleyen özel mekânlar arasındadır. Deniz; öteleri, ileriyi, özgürlüğü anlatan başka bir mekândır. Bütün mekânlara asıl anlamını veren, insanın kendine özgü varlığıdır. evrensel yaşam enerjisinin içinde soluk almasıdır. Bu yaşam enerjisi, soluk ve titreşimlerdir mekânları önemli yapan. Yine bu mekânlardır edebiyatçının, ressamın, müzisyenin sanatsal zevkini okşayanSoru: Bu parçadan mekânlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
mekân, yolculuk, edebiyat bu kelimelerden yola çıkarak bir paragraf sorusu sor
Paragraf: DB Bizim kültür ve medeniyetimizde edebiyatın ayrı bir yeri var- dır. Edebiyatlar. medeniyetlerin şarkılarıdır. Edebiyatsız medeniyet, medeniyetsiz edebiyat olmaz. Bu yüzden bizim kuşağımız ve bizden öncekiler; Necip Fazıl. Sezai Karakoç, Yahya Kemal, Mehmet Âkif ve birçok sanatçı edebiyatı me- deniyet bilmişlerdir. Yahya Kemal geçmişi bugüne taşıyan şairimizdir. Mehmet Âkif şiiri edebiyata, edebiyatı şiire taşı- yan şairimizdir yani hayatı Şiire, Şiiri hayata taşımıştır. Necip Fazıl yarının Türkiye'sini ele alan bir üstattır. Sezai Kara- koç ise medeniyetin şairidir, medeniyetimizde edebiyatımı- zın öncülüğünü yapmıştır. Bu bağlamda baktığımız zaman 20. yüzyılı bir edebiyat yüzyılı olarak görmek mümkün.Soru: Bu parçada vurgulanan düşünceye göre aşağıdaki cümlelerden hangisini söyleyen sanatçı edebiyatı medeniyetle ayrıştırmış olur?
edebiyat, medeniyet, şarkı bu anahtar kelimeler ile bir paragraf sorusu yaz
Paragraf: BB Şimai ben gençlere bakıyorum, aralarında şüphesiz çok iyi olanlar var ve bu azınlık ekip, ihtiyarlık dönemi için tedbirli davranıyor ama öyleleri de var ki kendilerinin bir şeyler öğrenmelerine yarayacak en kıymetli zamanlarını. miras-yedinin paralarını düşüncesizce sağa sola savurması gibi harcıyorlar. Gerçi harcanan para tekrar kazanılıp yerine konabilir. Zamansa öyle değildir. Bir kere gitti mi bir daha geri dönmesine imkân yoktur.Soru: Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
zaman, harcama, gençlik bu kelimelerden bir paragraf oluştur ve soruyu ekle