597103 Genç öğretmen ilk maaşını alamadan öldü Alınan bilgiye göre, Milli Eğitim Bakanlığı'nca Lüleburgaz İmam Hatip Lisesine Arapça öğretmeni olarak atanan evli ve çocuk annesi Nazlı Sevil Sevgi Korkmaz, bu sabah evinde kahvaltı yaparken fenalık geçirdi. Babasının komşulara haber vermesi ile Nazlı öğretmen, olay yerine çağrılan 112 Acil Sağlık Hizmetleri ambulansı ile 82. Yıl Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Eşinin İstanbul'da yaşadığı öğrenilen Nazlı öğretmen, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaydetti. Bugün ishal ve tansiyon düşüklüğü nedeniyle hastaneden randevu aldığı öğrenilen genç öğretmenin cesedi, ölüm nedeninin belirlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Lüleburgaz İlçe Milli Eğitim Müdürü Hayrettin İnce, AA muhabirine yaptığı açıklamada 18 gün önce göreve başlayan ve bugün ilk maaşını alacak olan Nazlı öğretmenin ani ölümünden dolayı üzüntülü olduklarını söyledi. Nazlı öğretmenin ölümü lisedeki meslektaşları ve öğrenciler arasında şok etkisi yaptı. Öğrenciler, öğretmenlerinin cesedi İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilirken büyük üzüntü içindeydi. 596877 Boş araziye uyuşturucu gömdü Boş araziye uyuşturucu gömdü Konya'da bir şüpheliye ait boş arazide bir kavanoz içine gizlenmiş 500 adet extacy ve kilogram esrar ele geçirildi. Ali GÜLER/ KONYA (AHT) Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Narkotik Büro Amirliği ekipleri, Karatay ilçesi Yeni Mahalle'de boş bir arazide U.G.'nin (37) boş bir araziye uyuşturucu gömdüğünü belirledi. Bunun üzerine harekete geçen Narkotik polisi arazide kazı yaptı. Polis, bir kavanoz içine saklanmış 500 extacy ile kilogram esrar ele geçirdi. Polisteki sorgusu tamamlanan U.G. adliyeye sevk edildi. 595758 Türkiye İsrail'den uzaklaşıyor mu? Türkiye İsrail'den uzaklaşıyor mu? İsrail'in 'Anadolu Kartalı' tatbikatından çıkarılması ve bunun yerine Suriye'nin yer alacağı iddiasının İsrail'deki yansımaları sürüyor. İsrail basını Türkiye'yi hedef gösterirken, Tel Aviv yönetiminin Heron casus uçaklarının teslimatını erteleyeceğini duyurdu. İsrail basını, israil Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın “Türkiye doğru yolda ilerlemiyor. Ankara, Şam ve Tahran'a yaklaşıyor. Bunlar soru işareti uyandıryor” açıklamasına yer vererek, Türkiye ile İsrail arasında yeni bir güven bunalımının doğduğunu ifade etti. ABD Dışişleri Bakanı Sözüsü Crowley, “Bir ülkenin son dakikada tatbikattan çıkarılması uygun olmadı” açıklamasında bulundu. 595709 [Röportaj] Çağrı hizmetini dışarıdan alan şirketler asli işlerine daha iyi odaklanıyor Özellikle elektrik ve elektronik eşya markalarıyla, finans sektörünün güçlü kuruluşları müşterilerine yeniden ürün ya da hizmet satabilmek için kontaklarını sürdürebilecekleri bir hizmete başvurdular. Dün bir şirketi aradığımızda karşımıza telefon operatörü ya da bekçi çıkarken, bugün cümlelerinden konuşma biçimine, üründen sektör bilgisine kadar pek çok konuda birikimli ve yetenekli gençler sorularımıza cevap vermeye başladı. Yarısı teknoloji, diğer yarısı tam anlamıyla duygusal olan çağrı merkezleri bugün pek çok şirketin müşterilerine sanki şirketin bizzat kendisiymiş gibi karşılık veriyor. İşte çağrı merkezlerinden birisi de CMC-Customer Management Center. Türkiye'deki en büyük çağrı merkezlerinden birisi olan CMC, 2000 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. Şirket, iki Türk ortağın 'kral müşteri' ile şirket arasındaki iletişim ihtiyacını görmesi sonucunda kurulmuş. 1.800 çalışanıyla gün 24 saat kesintisiz hizmet sunan CMC kendi görevini; müşterilerinin, kendi müşterileriyle olan ilişkilerinde köprü olarak tanımlıyor. Geniş müşteri kitleleri bulunan, 50'den fazla kurumsal firmaya hizmet veren CMC, faaliyetlerini kurumların müşterileriyle var olan ilişkisini sürdürmenin ötesine odaklamış. Örneğin bir problemi için çağrı merkezini arayan müşteri, zaten bir başka ürün için de potansiyel müşteri olabilir yaklaşımıyla yeni satış da yapılmaya çalışılıyor. Çağrı merkezi hizmetleri arasında tele-satış, tele-pazarlama, müşteri hizmetleri/satış sonrası destek, finans sektörü dış arama hizmetleri, back-office hizmetleri, kampanya yönetimi, müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) ve sesli cevap sistemi hizmetleri de (IVR) yer alıyor. Lise mezunlarına bile iş imkanı CMC'de 1.800 kişi çalışıyor ve yüzde 94'ü '80 kuşağı' olarak anılan gruptan. Ortalama yaşları ise 24. Hanımlar sabır gerektiren bu işte daha başarılı. Yüzde 72'si kadın, 28'i erkek çalışanlardan oluşan CMC ekibinin yüzde 66'sı lisans (üniversite öğrencisi, önlisans ve lisans mezunları), yüzde 36'sı ise lise mezunu. 2009'un sonuna kadar daha 250 gence iş imkanı sağlayacak olan merkez, böylelikle 2.000'in üstünde genç insana iş vermiş olacak. Türk şirketinin başarısı devin dikkatini çekti 2000'de kurulan şirket kısa sürede konjonktürün de etkisiyle büyür ve dünya devi ISS'in (Integrated Service Solutions) dikkatini çeker. Yapılan görüşmeler 2007 yılında tamamlanır ve CMC, ISS Türkiye bünyesine katılır. ISS, dünyanın 52 ülkesinde 500 bine yakın çalışanıyla 200 bin müşterisine tesis yönetimi yapan bir dünya devi. Şirketin Türkiye'de de 22 binden fazla çalışanı ve bin müşterisi bulunuyor. Her yeniçağ yeni iş imkanları, bu yeni iş alanları da yeni ihtiyaçları doğuruyor. 1901'de Danimarka'da kurulan ve 500 bin çalışana iş imkanı sağlayan ISS de bu ihtiyaçtan doğan tam bir hizmet şirketi. Peki, hizmet şirketi ne demek, neler yapar? Artık kimsenin bir biçimiyle şirket içinde yaparak bütçe ayırmayı istemediği; temizlik, güvenlik, teknik hizmetler, catering, çamaşırhane yönetimi, bahçe bakımı, haşere ilaçlama, ofis destek ve çağrı merkezi hizmetleriyle tesis yönetimi konularında faaliyet göstermek 'hizmet şirketi' olma tanımı içinde yer alıyor. Hem de bunu müşterisinin isteklerine göre biçimlendirebiliyor. ISS yukarıda sayılan bütün bu işleri yaparak 2008 yılında dünya genelinde 9,6 milyar Euro ciroya ulaşmış. ISS, 2005 yılında Türkiye'ye yatırım yapmaya karar vermiş. Bu kararı sonrasında ilk satın aldığı şirketler ServiceMaster ve Proser olmuş. Ardından Etkin Güvenlik, CSS Güvenlik, Mettek Güvenlik ve Temizlik, ServiceGroup, Paxil, Terminix Haşere Kontrol, CMC Çağrı Merkezi ve en son olarak da Sardunya Hazır Yemek Üretim Hizmetleri'ni satın almış. 2008 yılında ise grup olarak toplamda 310 milyon lira ciroya ulaşmış. ISS Türkiye'nin 2009 yıl sonu hedefi 450 milyon lira ve 24 bin çalışan. Bu da ISS'in küresel krize karşın ülke istihdamına katkı sağladığının bir göstergesi. Kabına sığamamış, soluğu Amerika'da almış CMC'nin genel müdürü Başak Soykan, 1998 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi İşletme bölümünden mezun olmuş. İş hayatına iyi bir okulda, 1998'de Unilever'de, OMO markasının ürün müdürü asistanı olarak başlamış. Çok geçmeden yine çok genç yaşta OMO ürün müdürü olmuş. Pek çoklarımızın çok başarılı bir çağrı merkezi projesi olarak hatırladığı OMO Kadınlar Kulübü projesini hayata geçirmiş. "Kendimi gerçekleştirdim." dediği bu proje onu hem CRM'ye hem de birebir pazarlamaya yakınlaştırmış. İşte bu noktada Soykan'a içinde bulunduğu dünya dar gelmiş ve tüm karşı çıkmalara rağmen eğitim almak üzere New York'a gitmiş. NYU'da CRM ile ilgili bir sertifika programına katılmış, aynı zamanda da EDPA USA isimli küçük bir tekstil şirketinde pazarlama müdürü olarak çalışmış. "En yukarıdan en aşağıya, en kurumsaldan en bireyseline dönüşen bu iş değişikliği bana çok şey öğretti. Unilever gibi uluslararası şirketler insana kendini çok önemli hissettiriyor. Oysaki kocaman bir dünyaya çıktığınızda pek de bir şey olmadığınızı görebiliyorsunuz. Türkiye, tüm statüleri bir arada görebildiğimiz bir ülke ve belki de bunu yaşamak bir şans çünkü bir alışveriş merkezinde statü anlamında en yukarıdaki ile en aşağıdakini aynı mekanda bir arada görebilme ihtimaliniz var. Oysaki New York'ta statünün sonu yok. Herkes ortalama. Bu kocaman dünyada var olmak durumundasınız. İnanıyorum ki her insan en aşağıya bir kez düşmeli. En azından bu statü değişikliği bana çok iyi geldi. Amerika'da aldığım bir ders daha var ki çok önemli. Kendi kazandığım ve harcarken 20 doların hesabını tuttuğum bir işi yapmakla, kazanmadığım ve de kimin kazandığını bilmediğim milyon dolarlık OMO pazarlama bütçesini yönetmek arasında çok büyük fark var!" diyen Başak Soykan, 11 Eylül etkisiyle zorlaşan Amerika şartları sebebiyle ülkeye geri dönmüş. 2003 yılı başında Türkiye'ye döndüğünde, OMO Kadınlar Kulübü sürecinde tanıdığı 30 çalışanlı CMC'ye pazarlama ve iş geliştirme direktörü olarak başlamış. Şimdilerde kocaman bir insan ordusunun başında görev yapan Başak Soykan, CMC'nin büyüyerek ISS Facility Service'e satılmasında en etkin rolü oynamış. Başarıyı, doğru yerde, doğru zamanda, doğru şartlarda bulunmak olarak tanımlayan Başak Soykan bugüne değin bu tanımına uygun şartlarda ve ortamlarda bulunmuş. 'Peki, bu şans mıdır?' sorusuna, "Sanırım hepsi değil!" diyerek cevap veriyor. Hedef Anadolu, hedef Malatya... CMC yönetimi işin daha en başındayken, "Çağrı merkezi olarak mı devam etmeli, yoksa müşteri ilişikleri yönetimi mi yapmalılar?" sorusuyla karşı karşıya kalır. Çağrı merkezi olarak devam etmeye karar verilir. Bu kararda etkin olan; Türkiye'nin günkü iş yapış biçimidir. Müşteri ilişkileri yönetimi projeleri sağlıklı müşteri listeleriyle büyük bir bütçe gerektirirken henüz bu konuda müthiş başarıların yaşanmamış olması da kararda etkin olur. 2005'te CMC'yi çok hızlı büyüten bir başka stratejik iş ortaklığı gündeme gelir. Türkiye'nin çağrı merkezi sektör lideri Global Bilgi'nin bazı işleri CMC tarafından yapılır. Bu ortaklık bugün hâlâ devam ederken, bir sonraki büyüme 2007'de stratejik olarak finans sektörüne hizmet verme kararıyla gelir. Bugün hemen tüm bankalara hizmet veren CMC, rotasını Anadolu'ya çevirir ve Malatya'ya çağrı merkezi için yatırım yapar. Kriz bir ölçüde işi yavaşlatırsa da Malatya'da ilk sene dolmadan 600 kişiye iş imkanı sağlanır. Biz yapabiliriz, neden hizmeti dış kaynaktan alalım! CMC Genel Müdürü Başak Soykan bu sorunun cevabını şöyle sıralıyor: "Bizim hizmetlerimizle müşterilerimiz kendi maliyetlerini düşürebiliyorlar. Bu da onların rekabet gücünü artırıyor. Asli işlerine daha çok odaklanırlarken müşterilerinin sorunları konusunda da bilgilenmiş oluyorlar. Bu da çözüme doğrudan odaklanabilmelerini sağlıyor. Böylelikle kaliteli, yenilikçi, güler yüzlü ve sonuç odaklı hizmet sunabiliyorlar." Çağrı merkezi bana, genç hanımlarla beylerin hayatlarında bir dönem çalışabilecekleri geçici bir iş olarak görülüyor. Böyle bakınca da hem insan sirkülasyonu daha fazladır hem de bu değişim iş kalitesini etkiler diye düşünüyorum. Soykan'a 'Çağrı merkezlerinde ve özellikle CMC'de gençlere kariyer imkanı var mı?' diye soruyorum: "Hizmet kalitemizi en yüksek seviyede tutmak için nitelikli bir ekiple çalışmak durumundayız. Çalışanlarımızın kariyer hedeflerine sınır koymamalarını özellikle istiyoruz. Göreve yeni başlayan çalışanları yoğun bir eğitim programından geçiriyor ve hepsine eşit kariyer imkanları sunuyoruz. İşini iyi yapan, eğitimlerle kendini destekleyen her aday objektif bir şekilde ISS'de ve CMC'de yükselme hakkına ve şansına sahip. En alt kademeden başlayıp bugün yönetici pozisyonunda görev yapan pek çok çalışan bulunuyor. Çalışanlarımıza kariyer fırsatları sunmak, kurumsal hedeflerimiz arasında başlarda yer alıyor. Ancak bizim işimiz sakin olmayı, sabrı gerektiriyor. Ayrıca iş iletişim kurma üzerine kurulu olduğundan konuşmayı sevmek de gerekiyor. Aldığı cevaplara kızmayarak, cevaplarını kendisine verilen metin üzerinden verecek disipline sahip olmak da bir başka gereklilik. Bu sebeple de doğal yapıları gereği kızlarımız daha başarılı." Çelişkilerin bir arada yaşandığı ilginç bir iş CMC Genel Müdürü Başak Soykan, çağrı merkezlerinde insan kaynakları, teknoloji, süreçler ve stratejinin işin önemli dört basamağı olduğunu belirtiyor. Ancak Soykan, bu merkezlerde hâlâ en önemli başarı unsurunun insan kaynağı olduğuna dikkat çekiyor: "Ambulans isterken duygusal travma yaşayan da, kredisine taksitlendirme yapılmasını bekleyen de sıkıntıyla merkezi arıyor. Müşteri olarak telefonda karşımıza çıkan genç insandan bizi hemen anlamasını bekliyoruz. Müşteri ve iş bu kadar duygusalken, gelen çağrının saniyesinden içeriğine tüm ince ayrıntıları maliyetlerimizi etkiliyor. Bütün bunlar da hem bizim hem hizmet verdiğimiz şirketin maliyetlerine yansıyor." Soykan, dünyanın bir tasarruf sebebi olarak çağrı merkezlerinde artık sesli tanıma teknolojisine dönüştüğünü söylüyor. Bu kadar ayrıntıyı, genç insanlara kısa sürede yapmak pek kolay bir iş değil. Peki, kendisi de çok genç bir yönetici olan Başak Soykan ile çalışmak kolay mı? Hem evet hem hayır! Hayır, çünkü işin ayrıntıları çok dikkat etmeyi gerektiriyor. Sorumluluğunu taşıdıkları müşterilerin cevap bekleyen 'duygusal' müşterileri hatta beklerken hiç kimsenin hata yapma lüksü yok da ondan! 596215 New York borsası yükselişle kapandı New York borsası yükselişle kapandı New York Wall Street Borsasında Dow Jones ve Nasdaq endeksleri günü yükselişle kapattı.  Borsanın temel göstergesi Dow Jones 144,80 puan artışla bu yıl ilk kez 10 bin puanı aşarak 10.015,86 puana yükselirken, teknoloji endeksi Nasdaq 32,34 puan kazanımla 2.172,23 puana çıktı. 596839 Siemens, Ar- Ge merkezi açacak Siemens'ten yapılan yazılı açıklamada, Siemens'in Türkiye'ye ve yurt dışındaki diğer Siemens şirketlerine teknoloji geliştirip ihraç edebilme fırsatını verecek olan Ar-Ge merkezinin açılışının Gebze Organize Sanayi Bölgesi Teknoparkı'nda 20 Ekim Salı günü yapılacağı belirtildi. Açıklamada, 17 buluşu ve 24 patentiyle 2008 yılında Siemens tarafından yılda 12 kişiye verilen 'Yılın Mucidi 2008 Ödülü'ne layık görülen ilk Türk olan Dr. Tevfik Sezi'nin de açılışa katılacağı kaydedildi. 595785 Mercedes Turkcell'le Vınn'lıyor Mercedes Turkcell'le Vınn'lıyor Mercedes-Benz Türk ve Turkcell, gerçekleştirdikleri işbirliği ile “Mercedes-Benz otobüslerinde Turkcell 3G mobil internet hizmeti” sunuyorlar. Bu kapsamda; Turkcell'in geliştirdiği VINN 3G Multimodem ile şehirlerarası seyahatlerde yolculara kesintisiz, Turkcell 3G kalitesinde internet bağlantısı sunmanın yanı sıra, araç takip sistemi de devreye alınmış oluyor. Bu arada “Turkcell'liler Parmak Kaldırsın” kampanyası kapsamında isteyen her Turkcell abonesi, artık bir telefon aracılığıyla sigortalanabilecek. Şimdilik AVS (Acil Vakalar Sigortası) ve FAST (Ferdi Kaza Sigortası ve Asistans Hizmetleri) için geçerli olan uygulamada poliçe tutarı AVS için TL/32 Kontör, FAST için TL/19 Kontör olarak belirtildi. Bu hizmetten yararlanmak için, seçilen ürünün kısaltması ve Kimlik Numarasını boşluk bırakılarak 3107'ye gönderilmesi yeterli olacak. 596763 CNN TÜRK ekibi Teksas tribündeydi... maçı geride kaldı; korkulan olmadı. Olay çıkması bir yana, tribünlerdeki görsel şovlar maçtan çok daha fazla ilgi çekti. Polisin Azeri bayraklarını toplaması keyifleri kaçırsa da, maçın başında gelen goller herşeyi unutturdu. CNN TÜRK ekibi Teksas tribündeydi... 596503 Expomoble 2009 Kayseri fuarı açılıyor Kayseri Sanayi Odası, Kayseri Ticaret Odası ve Marangozlar ve Mobilyacılar Odası tarafından organize edilen fuar, Türkiye'nin mobilya devlerini Dünya Ticaret Merkezi'nde bir araya getirecek. Bu yıl ''Türkiye'nin Devi Kayseri Mobilyanın Evi'' sloganıyla 21-25 Ekim tarihlerinde ziyaretçilere kapılarını açacak olan fuar, ulusal ve uluslararası alanda yeni iş ortaklıklarına da ev sahipliği yapacak. Fuara, 300'ün üzerinde firmanın katılımı ve 25 ülkeden 30 binin üzerinde ziyaretçi bekleniyor. Expomoble 2009 Kayseri Mobilya Fuarı'nda, tasarımcı Alp Nuhoğlu ile marka danışmanı Fatoş Karahasan, katılımcılara konferans verecek. Fuar, bu yıl Kayseri Sanayi Odası, Kayseri Ticaret Odası ve Marangozlar ve Mobilyacılar Odası'nın katılımıyla oluşturulan fuar komisyonunun yaklaşık dört ay süren çalışması sonucu şekillendi. Komisyon Başkanlığı görevini üstlenen Kayseri Oturma Grupları Meslek Komitesi Başkanı ve Merkez Çelik Genel Müdürü Namık Kemal Ulusoy, fuarla ilgili yaptığı açıklamada, ''Avrupa'da mobilya sektöründe rekabet, Türkiye'de olmadığı kadar yoğun. Orta Doğu'da ise pazar henüz çok bakir ve özellikle bu bölgede Kayserili üreticilerimizi yeni fırsatlar bekliyor. Fuara Orta Doğu'dan katılımın çok yüksek olmasını bekliyoruz. Fuar, yeni anlaşmalar ve işbirlikleri açısından Kayserili üreticiler için büyük önem taşıyor'' dedi. Uluslararası standartlara göre organize edilen Expomoble 2009 7. Kayseri Mobilya Fuarı'na özellikle Ürdün, Azerbaycan, Rusya, Suriye, Amerika, Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, Irak, Bulgaristan, Ukrayna, Polonya, İsviçre, Yunanistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail, Bahreyn, Cezayir, İran, Avusturya gibi ülkelerden ziyaretçi bekleniyor. 596588 "Gol atma sırası taraftarda" Haberi Ekle "Gol atma sırası taraftarda" Galatasaray Kulübünün, taraftarlarının oynadığı bahisler üzerinden kazanç elde edeceği ''Gsbilyoner'' projesinin protokolü törenle imzalandı. Yeşilköy'deki Champions Bar'da gerçekleştirilen törene, kulüp başkanı Adnan Polat'ın yanı sıra başkan yardımcısı Yiğit Şardan ve Bilyoner.com Genel Müdürü Sait Kayahan katıldı. Törende konuşan Adnan Polat, üst üste devreye soktukları gelir getirici projelerden çok şey beklediklerini belirterek, ''Kamuoyu araştırmaları, Galatasaray taraftarının sayı olarak son 10 yılda önde olduğunu gösteriyor. Onlara güvenerek bu projeleri devreye alıyoruz. Tüm bu projeler tamamlanınca kulübe önemli bir gelir etmeyi bekliyoruz. Taraftarlarımıza güveniyoruz. İlgi göstermelerini ve bizleri yalnız bırakmamasını istiyoruz. Pası taraftara attık, attık gol atma sırası onlarda'' diye konuştu. Başkan yardımcısı Yiğit Şardan da Avrupa'nın büyük kulüplerinin bu projeyi birkaç hafta önce hayata geçirdiğini dile getirerek, ''Galatasaray, bu projeyle sadece Türkiye'de bir ilki gerçekleştirmiş olmuyor, dünyada da öncü kulüpler arasında yer alıyor'' dedi. Galatasaraylı taraftarların şans oyunlarını ''GSbilyoner.com'' üzerinden oynamakla hiçbir ek maliyete katlanmayacağını anlatan Şardan, ''Ayrıca, bu siteden bahis oynayan Galatasaraylıların oynadıkları kuponların belli yüzdesi Galatasaray'a gelir olarak gelecek. Bilyoner.com, gelir paylaşımında Galatasaray'a son derece cömert davrandı, kendilerine teşekkür ediyoruz'' ifadesini kullandı. Yiğit Şardan, ''Galatasaray'ın ekonomisini büyütmek, her sene Elanoları, Keitaları getirmek istiyorsak, bu projelerin geliştirmesi lazım. Biz bu projelerle 120 milyon dolar olan bütçemizi önce 160 milyon dolara, sonrasında daha da büyütmeyi hedefliyoruz'' şeklinde konuştu. -FUTBOL EKONOMİSİNDEN DAHA FAZLA PAY- Bilyoner.com Genel Müdürü Sait Kayahan yıldır faaliyette olduklarını ve büyüyen futbol ekonomisinden daha fazla pay almayı amaçladıklarını kaydederek, ''Başarıları hep karşılıklı fayda esasına dayandırdığımız işbirlikleriyle gerçekleştirdik. Bu alanda lider olmak için ne tür işbirliği gerekiyorsa yapıyoruz. Bütün amaç, her geçen gün büyüyen futbol ekonomisi içinde daha fazla pay almaktır'' dedi. Bir milyon 200 bin üyelerinin bulunduğunu bildiren Kayahan, ''Umudumuz; büyük Galatasaray camiamızın taraftar kitlesinin bu sitelerden şans oyunları oynaması. Bu hem bize, hem taraftar oldukları kulübe ciddi bir katkıda bulunacaktır. Gerçek taraftarlık bu tür destekte bulunmaktır'' diyerek sözlerini tamamladı. Öte yandan Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, basın mensuplarının röportaj isteklerini, ''Şimdi size konuşsam Fenerbahçe maçını soracaksınız, bizim aklımız Trabzonspor maçında'' diyerek geri çevirdi. 596931 "İyi Niyet Her Zaman Sonuç Verir" "İyi Niyet Her Zaman Sonuç Verir" Fransa'da yayımlanan L'Express dergisinedemeç veren Gül, porotokollerle ilgili olarak, "İnşallah herkes iyi niyetli olacak" dedi. Yayına Giriş: 15.10.2009 15:57:20 Güncelleme: 15.10.2009 16:06:24 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Fransa'da yayımlanan L'Express dergisine Türkiye Ermenistan ilişkileri konusunda önemli açıklamalar yaptı. İlk soru Türkiye-Ermenistan arasında imzalanan protokoller oldu. Protokollerin parlamentoların onayına sunulacağını hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, "Bir Türk atasözünün belirttiği gibi, iyi niyet her zaman iyi sonuç verir. inşallah herkes iyi niyetli olacak" dedi. "Ermenistan ile Türkiye arasında ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda dışarıdan baskı gelip gelmediği" sorusunu Gül, "Hiçbir dış baskı olmadı. Bizim politikamız bu bölgede barış ve istikrarı getirmeyi ve komşularımızla iyi ilişkiler kurmayı hedefliyor. Bununla birlikte bu sürece yardımcı olanlara teşekkür ederiz" diye cevapladı. "Türkiye'nin taviz verip vermediğinin" sorulması üzerine Cumhurbaşkanı "bu şekilde düşünmenin doğru olmadığını" belirtti. Cumhurbaşkanı "Bu şekilde düşünürsek hiçbir zaman barışa varamayız. Uzun hedefe yönelik ve geniş bir vizyonumuz olmalı" dedi. Cumhurbaşkanı Gül, "Dağlık Karabağ'da hala Ermeni askerleri var. Bu, Ankara için taviz değil mi?" şeklindeki bir soruyu ise şöyle cevapladı :"Bir ülkenin topraklarının başka bir ülkenin askerleri tarafından işgal edilmesi kabul edilemez bir durumdur. Bu sorunu diyalogla çözmemiz gerekir.Tekrarlıyorum, ufuklarımızı genişletmemiz gerekir. Neden Ermenistan ve Azerbaycan ilişkilerini iyileştirmesin?" Cumhurbaşkanı Gül, 1915 olaylarıyla ilgili olarak, Türkiye'nin askeri arşivler dahil bütün arşivlerini açarak iyi niyetini gösterdiğini söyledi. Gül, "Başka ülkelerden gelecek tarihçilere de açık bir tarihçi komisyonunun bu konuda çalışmasına izin verelim, sonuçlarını tanırız" dedi. 596906 "Yalnızlıktan korkan bir adamım!" "Yalnızlıktan korkan bir adamım!" "Aşk-ı Memnu"nun 'Behlül'ü Kıvanç Tatlıtuğ, evlilik hayallerini anlattı. Oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ, tüm kardeşlerinin evli olduğunu ancak ailesinin kendisine bu yönde bir baskı yapmadığını söyledi. televizyongazetesi.com'un haberine göre; "Aşk-ı Memnu" dizisinin 'Behlül'ü Kıvanç Tatlıtuğ, Tahire Demircan'ın sunduğu Işıltılar programına konuk oldu. kardeşinin bulunduğunu ve geniş bir aile ortamında yetiştiğini anlatan Kıvanç Tatlıtuğ, "Onların hepsi evli. Bir tek ben kaldım. Baskı da yapmıyor ailem sağolsun bu konuyla ilgili, 'evlenmelisin evlenmelisin' diye..." şeklinde konuştu. Evlilik konusundaki görüşlerini da açıklayan Kıvanç Tatlıtuğ, şunları söyledi: "Geniş bir ailede büyüdüğüm için, aile havasını her zaman solumaktan yana bir insanım. atmosferi, havayı mutlaka yaşamam gerekiyor. Öyle büyüdüğüm için, ona alıştığım için yalnızlıktan zaten korkan bir adam olduğum için mutlaka ileride bir ailem olsun, sevdiğim birisiyle onunla evleneyim. Birden fazla çocuğum olsun, çocuklarım olsun. Hepsini kanatlarımın altına alayım. Onlarla tatile gidelim. Gezelim, tozalım. Sabah güzel kahvaltımızı yapalım. Haftanın bir günü şöyle bir aile günümüz olsun. sıcaklığı ben ailemden gördüğüm için, ne gördüysem onu aktarmak istiyorum geleceğime." 596730 Yunanistan'ın yeni meclis başkanı Parlamentoda yapılan oylamada, tek aday olarak yarışan Peçalnikos, 300 sandalyeli Meclisin oylamaya katılan 299 üyesinden 168'nin oyunu aldı. Muhalefet partileri üyelerinin 130'u çekimser oy kullanırken, bir oy  geçersiz sayıldı. PEÇALNİKOS KİMDİR? İktidardaki PASOK partisinin kıdemli üyelerinden Peçalnikos, 1950 yılında kuzeydeki Kastoria kentinde doğdu. Selanik Hukuk Fakültesini bitiren Peçalnikos, ardından Bonn Üniversitesinde ekonomi dalında yüksek lisans yaptı. Parlamentoya ilk kez 1985 yılında giren Peçalnikos, tarihten bu yana aralıksız milletvekili olarak görev yaptı. Peçalnikos, PASOK hükümetlerinde Milli Eğitim ve Kültür bakan yardımcılıklarının yanı sıra Adalet ve Kamu Düzeni Bakanlığı görevlerinde bulundu. Terör örgütü başı Abdullah Öcalan'ın Kenya'daki Yunanistan Büyükelçiliğinde saklandığının ortaya çıkmasından sonra patlayan ve Yunan basınının ''Öcalan fiyaskosu'' adını verdiği olaydan sonra Kamu Düzeni Bakanlığı görevinden istifa eden Peçalnikos, 1999 yılı başında yaşanan bu olayın ardından PASOK iktidarının son bulduğu 2004 yılına kadar bir daha kabinede yer almadı. İngilizce ve Almanca bilen Peçalnikos evli ve çocuk babası. 597087 Ermenistan Cumhurbaşkanı sordu: Seyircinin enerjisinin kaynağı ne? Cumhurbaşkanı sordu: Seyircinin enerjisinin kaynağı ne?  19. Dünya Kupası Elemeleri 5. Grup’ta oynanan maçının seyircisi, "tam not" aldı. Devlet Bakanı İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında, kent ve ülke olarak, önemli bir verilen organizasyonun başarıyla geride kaldığını söyledi. İki ülke arasında imzalanan protokollerin de etkisiyle maçın, spor yönüyle değil, iki ülke arasındaki ilişkilerle öne çıktığını belirten Çelik, son derece coşkulu ve dostça geçen maçın, Türkiye’nin dünyadaki imajına ciddi olumlu katkı sağladığını vurguladı. -", BÜYÜKLÜĞÜNÜ GÖSTERDİ"- Çelik, tribündeki taraftarının ve ağırlıklı olarak "Teksas" grubunun coşkulu, sportif ve güzel bir tablo sergilediğini ifade ederek, şöyle devam etti: "Tüm dünyaya güzel mesajlar verdiler ve stadyumda, takdire şayan şovlar izlendi. Taraftar üzerinde yoğun baskılar oluşturuldu, ama Teksas grubu, kendisine giydirilmek istenen elbiseyi yırttı, attı ve gerçekten tüm provokasyonlara karşı sağduyulu yaklaşıp, büyüklüğünü gösterdi. Bundan dolayı Bursaspor taraftarlarını ve özellikle Teksas grubunu kutluyorum." -ŞEREF TRİBÜNÜNDE TARAFTARA ÖVGÜ DOLU SÖZLER- Faruk Çelik, maç sırasında ve sonrasında şeref tribününde yaşananları ise şu sözlerle aktardı: "Her iki cumhurbaşkanının memnuniyetine bizzat hepimiz şahit olduk. Konuk Cumhurbaşkanı, 90 dakika bitmek tükenmez şekilde takımlarını destekleyen taraftarın enerjisinin kaynağının ne olduğunu sorduğunda, kendilerine espriyle (Kestane şekerinin bir neticesi olsa gerek) cevabını verdik. Cumhurbaşkanımız bu taraftarı izleyince, aslında milli maçların tümünün Bursa’da yapılmasının çok daha doğru olacağını ifade ettiler. Başkanı ise taraftarın çok farklı ve sürekli değişen tezahüratlarının ıslık bölümüne, bizzat eşlik etti ve hayranlıkla seyirciyi izledi. Sayın cumhurbaşkanları, müsabakanın Dünya Kupası açısında önemi olmadığı için ağırlıklı olarak seyirciyi izlediklerini ifade ettiler." Bu taraftar topluluğuyla Bursaspor’un çok büyük başarılara koşacağına inancını dile getiren Çelik, "Bu seyirci olduğu sürece, Bursa’da yeni stadın yapımıyla birlikte, çok önemli uluslararası organizasyonların Bursa’da gerçekleşeceğine inanıyorum" dedi. 597375 İsviçre'den çocuk kaçırmaya karşı yeni çözüm Yetkililerin açıklamalarına göre, bir çocuğun kaçırıldığı yönünde somut bir kuşku bulunması ya da kaçırılan bir çocuğun tehlikede olması durumunda televizyon, radyo ve trafik işaretleri aracılığıyla uyarılar ve havaalanları, tren istasyonları gibi yerlerde de duyurular yapılacak.  İsviçre Haber Ajansı SDA ile AP'nin İsviçre servisinin de destek olacağı yeni uyarı sistemin sonraki aşamasında uyarılar kurbanın ve şüphelilerin fotoğraflarının bulunduğu eklerle birlikte internet üzerinden duyurulmaya devam edilecek. Bu uyarı sisteminin daha sonra kaçırılan erişkinler için de genişletilebileceği bildirildi. Yeni programın, İsviçre'nin doğusunda 2007'de bir çocuğun kaçıldıktan ve zehirlendikten yaklaşık hafta sonra bir ormanda gömülü durumda bulunmasından sonra gündeme geldiği kaydediliyor. Yetkililer, yeni sistemin, bir kaçırma olayının ardındanki ilk saatlere ağırlık veren Fransız uyarı sistemine dayandığını bildirdiler. Kaçırılma olayından sonraki ilk saatlerin çok büyük önemde olduğuna dikkati çeken yetkililer, yeni uyarı sisteminin çocuğun durumuna ilişkin yeterli bilgi olduğu durumda uygulanacağını, bir çocuğun hayati tehlikesinin bulunmadığı evlilik içi anlaşmazlık yüzünden anne ya da babası tarafından kaçırılması durumlarında kullanılmayacağını kaydettiler. 597382 Taksim Meydanı'nda Ceylan protestosu Taksim Meydanı bugünlerde yapılan eylemlerle gündemden düşmüyor. eylemlerinin izleri henüz silinmemişken, meydan bu sefer 28 Eylül'de yaşamını yitiren Ceylan için doldu taştı. Emniyet ekipleri önlemlerini aldı. Eylem olay çıkmadan tamamlandı. 12 yaşındaki Diyarbakır'da askeri mühimmatların bulunduğu bölgede bombaatarla oynarken hayatını kaybetmişti. Taksim Meydanı'nda Ceylan için toplanan eylemciler Ceylan'ın ölümüne yetkililerinin ve Başbakan Erdoğan'ın tepkisiz kaldığını iddia etti ve "çocuk haklarına imza atmış bir Başbakan, Gazze'deki çocuklara gösterdiği tavrı Ceylan için göstermedi. Ceylan'ın fotoğrafından bize yansıyan kocaman gözleri, bu olayı bizler için sorgulamayı zorunlu kılıyor. Ceylan'ın ölümünün ardında yatan gerçekleri gizlemeye çalışıyorlar" dedi. "Ölüme dur, devleti ölüm devleti"  diyerek  sloganlar atan grup barış bayrakları açtı ve olaysız şekilde dağıldı. 595612 Samoa adalarında deprem Samoa adalarında deprem Büyük Okyanus'taki Samoa adalarında büyüklüğünde deprem meydana geldi. Amerikan Jeolojik İnceleme Merkezi, depremin merkez üssünün Batı Samoa'daki Apia kentinin 365 kilometre batısında 10 kilometre derinlikte olduğunu duyurdu. Samoa ve Amerikan Samoasında iki hafta önce meydana gelen 8,3 büyüklüğündeki depremde 150'den fazla kişi yaşamını yitirmişti. 595935 Domuz gribine kampanyalı uyarı Domuz gribine kampanyalı uyarı salgını tehlikesine karşı alarma geçti. ’nde de kollar sıvandı, gerekli önlemlerin alınması konusunda hazırlık başlatıldı. Klinik Bakteriyoloji ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. tarafından yürütülecek kampanyayla İzmirliler’in bilgilendirileceği belirtildi. Hastalıktan korunmak için yapılması gerekenler de şöyle sıralandı: Klasik griple aynı korunma yöntemleri izlenmeli. Hasta kişilerle temastan ve aynı ortamda bulunmaktan mümkün olduğunca kaçınılmalı. Kirli ellerle göz, burun ve ağza kesinlikle dokunulmamalı. Bulunulan ortam sık sık havalandırılmalı. Kalabalık ve havasız ortamlardan kaçınılmalı. Domuz çiftliklerinden uzak durulmalı, kaynağı bilinmeyen etler tüketilmemeli. Bol sıvı tüketilmeli, iyi beslenilmeli. İstirahat edilmeli. Acil durumlarda mutlaka doktora başvurulmalı. ve aksırık esnasında ağız ve burun tek kullanımlık mendille kapatılmalı. Ev ahalisini korumak için yakın temastan kaçınılmalı, maske takılmalı, kişisel eşyalar paylaşılmamalı. İl Sağlık Müdürü: Paniğe gerek yok! İl Sağlık Müdürü Mehmet Özkan da havaların soğumasıyla birlikte bazı ihbarları geldiğini ama panik yapılacak bir durum olmadığını söyledi. Özkan, sağlık kurumları olarak her türlü tedbiri aldıklarını, vatandaşların da dikkatli olması gerektiğini dile getirdi, “Hijyene ve temizliğe özen gösterilmeli” diye konuştu. Aşıda öncelikli gruplar şöyle: Hamileler, sağlık çalışanları, 6-35 aylık bebekler, itfaiye--elektrik- hizmetleri gibi kritik alanlardaki personel, kronik hastalık sebebiyle risk taşıyan 3-64 yaş aralığındaki kişiler, kolluk kuvvetleri, silahlı kuvvetler mensupları, 65 yaş üstü kişiler, okul öncesi çağındakiler, ilköğretim-ortaöğretim-üniversite öğrencileri, altı ay-24 yaş arasındaki diğer tüm nüfus. 597099 Ankara'daki domuz gribi vakasında artış Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Ankara'da söz konusu ilköğretim okulunda daha önce pandemik (H1N1) virüsü tespit edilen öğrenciyle yakın teması olanlardan alınan numuneler üzerindeki incelemede, ilk vaka da dahil toplam 16 vakanın pozitif olarak tespit edildiği bildirildi. Bu vakalardan 13'ünün öğrenci, 2'sinin veli, 1'inin de öğretmen olduğu belirtilen açıklamada, "Böylece Türkiye'deki toplam vaka sayımız 492'ye ulaşmıştır. Tüm vakaların kontrol ve tedavileri evlerinde sürdürülmektedir. Temaslılarına ulaşılmakta ve sağlık kontrolleri yapılmaktadır" denildi. 595817 Ekonominin koğuş ağası! Ekonominin koğuş ağası! ABD'de Wall Street yatırımcılarını milyarlarca dolar zarara uğratan Bernard Madoff cezaevinde de rahat durmadı. Ülkenin ekonomik durumu hakkında tartışmaya giren Madoff koğuş arkadaşını yumrukladı. 'Asrın dolandırıcısı', 150 yıllık hapis cezasını çektiği cezaevinde koğuş arkadaşının krizi aşma yolları üzerine sarfettiği sözlere tahammül edemeyerek saldırmaya başladı. Olay hakkında soruşturma başlatıldı. 596288 'Canını seven, kalitesiz kömür almasın' Yrd. Doç. Dr. Kaymakçı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, karbonmonoksitin, kömürün sobada tam yanmamasından oluştuğunu, kömür satın alırken kül ve kükürt oranına, nem miktarına ve kalorisine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Kalori değerinin, yerli kömür için en az bin kilokalori, ithal kömürde de bin kilokalori olması gerektiğine dikkati çeken Kaymakçı, şöyle dedi: ''Türkiye'de ısınmak amacıyla konutlarda yüzde 85 oranında soba kullanılıyor. Bunların yüzde 75'inde kömür yakılıyor. İyi yanmayan kömürlerse ölümlere neden olabilmektedir. Külü ve nemi yüksek kömür, ısınma amaçlı yanlış tercihtir. Kömürdeki nem miktarı arttıkça yanma sonucu açığa çıkan ısı miktarı azalır. Isınmayı sağlayan da kömürün kalorisidir. Kül ve nem oranı yüksek ton kalitesiz kömür yerine kalorisi yüksek ton kömürle ısınmak mümkündür. Ucuz olduğu gerekçesiyle kalitesiz kömür kullanımı, sobalardan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenmelerin en önemli nedenidir. Kalori değeri yüksek kömürler kalitelidir. Vatandaşlarımız ucuz olduğu gerekçesiyle kaçak üretilen kömürlere yönelmesinler.'' Kaymakçı, torbada satılan kömürlerin analiz değerlerinin tüketiciler tarafından sorulması gerektiğine işaret ederek, ''Kömür torbası içinden standart dışı ürünler çıktıysa mutlaka İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ile belediyeye bildirilmelidir. Sobada lastik, plastik, petro kok ve tıbbi atık gibi çöpler kesinlikle yakılmamalıdır. Bu tür atıklar yakıldığında zehirli gazlar oluşturur'' diye konuştu. -ZEHİRLENME- Karbonmonoksit zehirlenme vakalarında baş ağrısı, bilinç bulanıklığı, baş dönmesi, bulantı ve halsizlik görüldüğünü belirten Kaymakçı, şöyle devam etti: ''Karbonmonoksit zehirlenmesinden kaynaklanan oksijen yetmezliği en çok sinirleri ve beyni etkiler. Kişiler uzun süre zehirlendiğinin farkına bile varamazlar. Suni teneffüs ve kalp masajı gibi gerekli ilk müdahale yapılmadığı durumda zehirlenmeye maruz kalan kişi yaşamsal açıdan ciddi tehlike yaşar.'' Kaymakçı, sobadan gaz sızması durumunda karbonmonoksitle dolu odanın havalandırılması gerektiğine işaret ederek, ''Zehirlenen kişi derhal ortamdan uzaklaştırılmalı, 45 saniye içinde dışarıya çıkarılacak şekilde kurtarma planı uygulanmalıdır'' dedi. -BACA TEMİZLİĞİ UYARISI- Soba borularının mümkün olduğunca kısa kurulmasını öneren Kaymakçı, borunun çek baca içine fazla sokulmaması uyarısında da bulundu. Yrd. Doç. Dr. Kaymakçı, şunları söyledi: ''Sobalarda tam yanmanın gerçekleşmemesi durumunda oluşan zehirleyici gazın oda hacmine yayılmasına baca çekişinin az olması yol açmaktadır. İyi yanma için baca temiz olmalı ve çıkan gazların dağılabilmesi için en yakın binadan metre uzaklıkta yer almalıdır. Yılda en az bir kez temizlenmesi gereken bacalarda zehirli gazların oda içine gitmesini önlemek için rüzgar yönüne göre yön değiştiren kapak kullanılmasında yarar var. Gece yanan soba üzerine kömür atmamaya ve lodoslu havalarda soba yakmamaya dikkat edilmelidir. Lodoslu havalarda hava sıcaklığı baca gazı sıcaklığına yaklaşır.'' 597170 Ankara'da domuz gribi vaka sayısı 15'e ulaştı Ankara'da domuz gribi vaka sayısı 15'e ulaştı Ankara Valisi Kemal Önal, Bilkent'teki İhsan Doğramacı Vakfı Labaratuvar Okulu'nda tespit edilen domuz gribine yakalananların sayının 15'e çıktığını açıkladı. Vali Önal, Ankara Vilayetler Evi'nde gazete ve ajansların Ankara temsilcileriyle öğle yemeğinde biraraya geldi. Vali Önal, yemekte domuz gribi ile ilgili son gelişmeler hakkında bilgi verdi. Şu ana kadar 15 kişide domuz gribi virüsü tespit ettiklerine dikkat çeken Önal, bu 15 kişinin 2'sinin okul dışından olduğunu belirterek, "10'u öğrenci, öğretmen, veli ve doktorda domuz gribi virüsü tespit edildi" dedi. Domuz gribi tespit edilen okulda 500 öğrencinin okuduğuna işaret eden Önal, 31'i şüpheli olmak üzere toplam 59 evde de domuz gribine karşı tetkiklerin yapıldığını açıkladı. Önal, "Domuz gribi virüsü tespit edilen 15 kişinin de sağlık durumları iyi. Herhangi bir ciddi durumları yok" diye konuştu. Bir gazetecinin 'Domuz gribini tespit eden tıbbi kitlerin bitmesi nedeniyle taramanın yapılamadığına' yönelik iddiaları sorması üzerine Vali Önal, "Olur mu öyle şey? Kitler biter mi? Burası Ankara" karşılığını verdi. Önal ayrıca, Ankara'daki okullara yönelik aşılama çalışmasıyla ilgili olarak da, "Şu an için ciddi bir durum yok. Sağlık Bakanlığımız bu çalışmaları yürütüyor. Bize bu konuda bir talimat gelmedi" diye konuştu. 595584 Dünya Kupası elemeleri maç sonuçları 14 Ekim Çarşamba 1. GRUP Portekiz 4-0 Malta Danimarka 0-1 Macaristan İsveç 4-1 Arnavutluk     Puan durumu: Danimarka 9m-21p*, Portekiz 10m-19p, İsveç 10m-18p, Macaristan 9m-13p, Arnavutluk 10m-7p, Malta 10m-1p. 2. GRUP İsviçre 0-0 Letonya 3-2 Moldova 2-1 Lüksemburg Puan durumu: İsviçre 10m-21p*, 10m-20p, Letonya 10m-17p, 10m-16p, Lüksemburg 10m-5p, Moldova 10m-3p. 3. GRUP Polonya 0-1 Slovakya Çek Cumhuriyeti 0-0 San Marino 0-3 Slovenya Puan durumu: Slovakya 10m-22p*, Slovenya 10m-20p, Çek Cumhuriyeti 10m-16p, 10m-15p, Polonya 10m-11p, San Marino 10m-0p.    4. GRUP 1-1 Finlandiya 1-1 Liechtenstein 0-2 Galler Puan durumu: 10m-26p*, 10m-22p, Finlandiya 10m-18p, Galler 10m-12p, 10m-5p, Liechtenstein 10m-2p. 5. GRUP Bosna Hersek 2-5 Türkiye 2-0 Ermenistan Estonya 2-0 Belçika Puan durumu: 10m-30p*, Bosna 10m-19p, Türkiye 10m-15p, Belçika 10m-10p, Estonya 10m-8p, Ermenistan 10m-4p. 6. GRUP Andorra 0-6 Ukrayna Kazakistan 1-2 Hırvatistan 3-0 Belarus Puan durumu: 10m-27p*, Ukrayna 10m-21p, Hırvatistan 10m-20p, Belarus 10m-13p, Kazakistan 10m-6p, Andorra 10m-0p. 7. GRUP Romanya 3-1 Faroe Adaları Litvanya 2-1 Sırbistan 3-1 Avusturya Puan durumu: Sırbistan 10m-22p*, 10m-121p, Avusturya 10m-14p, Litvanya 10m-12p, Romanya 10m-12p, Faroe Adaları 10m-4p.     8. GRUP Bulgaristan 6-2 Gürcistan İrlanda 0-0 Karadağ 3-2 Rum Kesimi Puan durumu: 10m-24p*, İrlanda 10m-18p, Bulgaristan 10m-14p, Rum Kesimi 10m-9p, Karadağ 10m-9p, Gürcistan 10m-3p. Not: Danimarka, İsviçre, Slovakya, Sırbistan Hollanda grup birincisi olarak finallerine doğrudan katılma hakkını elde etti. Norveç dışındaki sekiz grup ikincisinden dördü, play-off maçlarından sonra finallere katılma hakkı kazanacak. 597161 Hamas'tan Mısır'ın Uzlaşma Önerisine Ret Hamas'tan Mısır'ın Uzlaşma Önerisine Ret Suriye'nin başkenti Şam'da bulunan Filistinli grup, Mısır'ın arabuluculuğunda sunulan uzlaşma planını kabul etmediklerini bildirdi. Yayına Giriş: 15.10.2009 18:40:33 Güncelleme: 15.10.2009 18:40:33 Hamas yönetimi, Mısır'ın, El Fetih ile ulusal uzlaşma önerisini reddetti. Hamas ve merkezi Suriye'nin başkenti Şam'da bulunan Filistinli grup, Mısır'ın arabuluculuğunda sunulan uzlaşma planını kabul etmediklerini bildirdi. Yayımlanan ortak açıklamada, planda "Filistin'in İsrail işgaline direnme hakkına" atıfta bulunulmadığı belirtildi. El Fetih, Mısır'ın, devlet başkanlığı seçimi ve genel seçimlerin gelecek yıl yapılmasını öngören önerisini, tek taraflı olarak kabul etmişti. 597058 Kaymakamın tehdidi başına iş açtı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Bayındır İlçe Temsilciliği, bir toplantıda, eğitim başarısındaki düşüş nedeniyle erkek okul müdürlerine etek, kadın okul müdürlerine de pantolon giydireceğini söylediği iddia edilen Bayındır Kaymakamı Alaattin Aktaş hakkında suç duyurusunda bulundu. Eğitim-Sen Bayındır İlçe Temsilcisi Şenol Memiş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bayındır Cumhuriyet Başsavcılığına iddiayla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını, konunun küçük bir özürle geçiştirilemeyeceğini belirtti. Kaymakam Aktaş'ın sözlerinin hakaret ve aşağılama içerdiğini, çalışma huzurunu bozduğunu ve ''etek giydirme'' ifadesiyle cinsiyet ayrımcılığı yapıldığını savunan Şenol Memiş, Bayındır Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunun İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildiğini söyledi. İzmir'in Bayındır ilçesinde Ekimde düzenlenen Halk Eğitim Koordinasyon Kurulu Toplantısı'nda, Kaymakam Alaattin Aktaş'ın erkek okul müdürlerine etek, kadın okul müdürlerine pantolon giydireceğini söylediği iddia edilmişti. Aktaş, toplantıda, gayretli çalışmalara rağmen eğitimde istenen başarının gösterilememesinin kendisini üzdüğünü anlattığını belirterek, ''Meselenin önemine dikkati çekmek için 'Başarı sağlanması için gerekirse etek giymeyi konuşuruz' dedim. Bu esprili bir ifadeydi. Eğitime verilen öneme dikkati çekmek için söylenen bir ifadeydi. Şeklen bile olsa 'Etek giydireceğim' demedim'' demişti. 596471 Sapanca'ya ton kimyasal atık! Sapanca ilçesine bağlı Yüzevler Mahallesi Şafak Evler mevkiinde Sarp Deresi kenarına dün akşam kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce kamyonla atık bırakıldığını görenler durumu jandarmaya bildirdi. İhbar üzerine olay yerine jandarma ile Çevre ve Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri de geldi. Yapılan ilk incelemede, bir bülümü çevreye de saçılan teneke kutuların içindeki kimyasal maddenin bir tona yakın olduğu ve yabancı kaynaklı olduğu saptandı. Sakarya Çevre ve Orman Müdürü Nurettin Taş, dere kenarında bulunan atıkların içeriğinin belirlenmesi için çalışmaların sürdüğünü ifade ederek, "Atıkların buraya bir kamyonla getirildiği anlaşıldı. kamyon da araştırılıyor. Atıkları güvenli bir bölge götürdük. Numunelerin incelenmesinin ardından atıklar bertaraf edilecek" dedi. 597392 DTP'lilerden oturma eylemi Demokratik Toplum Partisi () üyeleri Diyarbakır, Bitlis, Iğdır ve Kars'ta oturma eylemi yaptı. Diyarbakır İl Örgütünce Dağkapı Meydanı'nda düzenlenen eylem, yaklaşık saat sürdü. İl Başkan Yardımcısı Cafer Kan, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın yol haritasının acilen kamuoyuna açıklanmasını istediklerini söyledi. Kan, "Tüm iyi niyet çabalarına rağmen Kürtlerin siyasi iradesini muhatap almayan Hükümet, çeşitli demagojilerle bir yandan kafa karıştırmaya bir yandan da sürecin boşa çıkmasına çalışmıştır" iddiasında bulundu. 'li bir grup, Bitlis'in Güroymak ilçesindeki çay bahçesi önünde oturma eylemi yaptı. Eylemin ardından basın açıklaması yapan Güroymak İlçe Başkanı Tahir Mete, açılım konusunda yapılan tartışmaların hiç bir somut projeye dayanmadığını iddia etti. Mete, açılım tartışmalarının toplumu oyalayıp beklenti içinde bıraktığını ve açılımın güzel sözleri aşamadığını öne sürdü. İl Başkanı Ahmet Barbaros, Hal Sokağı'nda kurulan çadırda yaptığı açıklamada, kalıcı barışın sağlanması için yol haritasının bir an önce halka açıklanması gerektiğini savundu. Iğdır Belediye Başkanı Nuri de "Yıllardır Ermenistan ile sorunlarımız var, biz bunu sağduyumuzla, aklımızla, ilimle çözmeliyiz. Biz toplumsal kaynaşmayı, devletlerin birbiriyle dost ve iş birliği içinde olmasını istiyoruz" diye konuştu. Kars Faikbey Caddesi'nde saat süren oturma eylemine, -Sen Kars Şubesi de destek verdi. İl Başkanı Veli Mükyen, Hükümet başta olmak üzere devlet yetkililerinin, sorunun demokratik çözümü yönünde ciddi yaklaşımlarının olmadığı savundu. 595607 Samoa Adaları Yine Sallandı Samoa Adaları Yine Sallandı İki hafta önce meydana gelen 8,3 büyüklüğündeki depremin ardından adaların açıkları büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Yayına Giriş: 14.10.2009 23:47:38 Güncelleme: 14.10.2009 23:47:38 Büyük Okyanus'taki Samoa Adaları açıklarında, büyüklüğünde deprem meydana geldi. Amerikan Jeolojik İnceleme Merkezi, depremin merkez üssünün, Batı Samoa'daki Apia kentinin 365 kilometre batısında ve 10 kilometre derinlikte olduğunu duyurdu. Samoa Adaları'nda iki hafta önce meydana gelen 8,3 büyüklüğündeki depremde, 150'den fazla kişi yaşamını yitirmişti. 596891 Üniversite sınavı ne zaman olacak? İşte tarihler Üniversite sınavı ne zaman olacak? İşte tarihler YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında gerçekleştirilen YÖK Genel Kurulu toplantısında, gelecek yıl üniversite sınavlarının hangi tarihlerde yapılacağı konusu ele alındı. ANKARA (A.A) YÖK Genel Kurulu, gelecek yıldan itibaren iki aşamalı olarak gerçekleştirilecek üniversiteye giriş sınavlarının ikinci aşamasının Haziran 2010'da iki hafta sonuna yayılarak yapılmasını kararlaştırdı. Düzenlenen toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, üniversiteye giriş sınavlarının birinci aşaması olan Yükseköğretim Geçiş Sınavı'nın (YGS) 11 Nisan 2010'da, ikinci aşaması olan Lisans Yerleştirme Sınavlarının (LYS) ise iki hafta sonuna yayılarak 19-20 Haziran ile 26-27 Haziran 2010 tarihlerinde yapılmasının kararlaştırdırıldığı belirtildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: 'Bilindiği gibi YÖK'ün üniversiteye giriş sistemine yönelik çalışmaları ve karar alma süreci çeşitli aşamalar içermekte ve teknik araştırma çalışma ve görüş alış verişine dayanmaktadır. Bir yılı aşkın bu süreçte konuyla ilgili tüm teknik kuruluşların görüşü istenmiştir. Sisteme ilişkin ana hatlar YÖK Genel Kurulu'nda kabul edildikten sonra bu sefer üniversitelere puan türleri ile ilgili tekrar görüş sorulmuş ve bu görüşler bir komisyon marifeti ile değerlendirilmiş ve ÖSYM'nin uzmanlığına dayalı tecrübesi ile yaptığı önerilerin katkısıyla yürütülerek sonuçlandırılmıştır.  Bugünkü alınan kararda da aynı yaklaşım takip edilmiş, konunun doğrudan ilgili tarafı olan öğrencilerin eğilimleri ve görüşleri dikkate alınarak 113 bini aşkın öğrencinin görüş bildirdiği MEB tarafından yapılan anket sonuçları göz önünde bulundurulmuştur.' 596915 "İşsizlik rakamları alarm veriyor" "İşsizlik rakamları alarm veriyor" Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Tayfun Görgün, Temmuz ayı istihdam rakamlarının, işsizlik sorununun ağırlaşarak devam ettiğini ortaya koyduğunu belirtti. Görgün,işsizlik oranlarındaki küçük oynamaları iyimserlik olarak topluma sunanların, gerçek işsizlik ve yoksulluk olgularını dikkat almalarında büyük yarar olduğunu vurguladı. DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, Temmuz ayı işsizlik rakamlarına ilişkin açıklama yaptı. İşsizlik oranlarındaki küçük oynamaları iyimserlik olarak topluma sunanların, gerçek işsizlik ve yoksulluk olgularını dikkate almalarında büyük yarar olduğunu belirten Görgün, TÜİK Temmuz istihdam rakamlarının işsizlik sorununun ağırlaşarak devam ettiğini ortaya koyduğunu ifade etti. RESMİ İŞSİZLİK YÜZDE 14.8 İşsizliğin bütün bir yılı ilgilendiren sorun olduğunu, bu nedenle mevsimlik etkilerden arındırılması gerektiğini vurgulayan Görgün, "Bu arındırmayı yaptığımızda, resmi işsizlik oranının yüzde 14.8 gerçek işsizlik oranının ise yüzde 22 olduğu görülmektedir. milyon 252 bini iş bulma ümidini yitirmiş ve işsiz olmak üzere toplam milyon 789 bine çıkmaktadır. İşsizlik rakamları alarm veriyor" dedi. SOSYAL VE EKONOMİK SORUNLARA KISA DÖNEMLİ BAKMAK YANILTICI OLUR Temmuz ayı rakamlarının Haziran ayına göre binde oranında küçük olması ve mevsimlik istihdam artışının ciddi olmayan katkısından hareketle piyasalara iyimserlik aşılanmasının gerçekçi bir tutum olmadığını bildiren Görgün, Bu tür yaklaşımların, krizin gerçek boyutlarını saklamaya neden olduğunu, kapsamlı sosyal politikaların uygulamaya konulmasını sekteye uğrattığını ifade etti. Sosyal ve ekonomik sorunlara kısa dönemli geçici verilerle bakmanın yanıltıcı sonuçlara yol açacağını vurgulayan Görgün açıklamalarına şöyle devam etti: "Gerçekçi olmayan umutlar yaratmak ve beklentiler oluşturmak milyonlarca emekçiye ve ülkeye yarardan çok zarar verecektir. Sanayi üretiminin ve sanayi kapasite kullanımının gerilemeye devam etmesi istihdamın en temel sorun olduğunu doğrulamaktadır. Ne yazık ki, Hükümetin bugüne kadar aldığı tedbirler, ne sanayi işletmelerini ne de istihdamı koruyamamıştır. İşsizlik, fakirlik ve ümitsizlikle el ele ilerliyor. İşsizlik, ücretlerin düşmesi ve hayat pahalılığının artması, toplumun büyük çoğunluğunu yoksulluğun pençesine itmiştir. Gerçek işsiz sayısı yaklaşık milyondur ve bu işsizler geçindirmek zorunda oldukları en az iki kişi ile birlikte toplam 18 milyonluk bir nüfusu oluşturmaktadır. Yaklaşık milyonluk nüfusun sadece 252 bini Eylül 2009'da işsizlik sigortasından yararlanabiliyor. Ortalama yararlanma süresi ise aydır. Ödenen aylık işsizlik ücreti ise asgari ücretin %80'i ile sınırlandığı için bundan yararlanan işsizin eline en fazla ayda 436 TL geçebilmektedir." İŞSİZLİK SİGORTASI FONU'NDAN YARARLANMA KOŞULLARI İYİLEŞTİRİLMELİ İşsizlere sosyal koruma şemsiyesinin gecikmeksizin sağlanmasının önemine dikkat çeken Görgün, toplam kaynakları 42.5 milyar TL'ye ulaşmış olan İşsizlik Sigortası Fonundan yararlanma koşullarının gecikmeksizin iyileştirilmesi gerektiğini belirtti. Görgün, şu noktalara dikkat çekti: "İşsizler sosyal sigorta ve geçinebilecek, yeterli bir ücrete kavuşturulmalıdır. Türkiye'de halen nüfusun yüzde 14'ü yeşil kart dahil hiçbir sosyal korumaya sahip değil. Bütün bulgular, işsizliğe karşı çok kapsamlı, uzun vadeli ve kalıcı çözümler üretilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bunun için de "Sosyal Bir Programın" bütün tarafların katılımıyla vakit geçirilmeden hayata geçirilmesi gerekmektedir. İşsizlik oranlarındaki küçük oynamaları iyimserlik olarak topluma sunanların, bu gerçek olguları dikkate almalarında büyük yarar vardır. Krizi bahane ederek işten çıkarmalara son verilmelidir. Sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması, kriz fırsatçılarının engellenmesi için en önemli adım olacaktır." 596222 09:51 Dolarda düşüş sürüyor Dolarda düşüş sürüyor serbest piyasada 1,4440, avro 2,1550 liradan güne başladı. ’da 1,4380 liradan alınan 1,4440 liradan satılıyor. 2,1480 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,1550 lira olarak belirlendi.  Serbest piyasada dün kapanışta doların satış fiyatı 1,4470 lira, avronun satış fiyatı ise 2,1560 lira olmuştu. Bankalararası piyasada satişta dolar kotasyonları en düşük 1,4420 lira, en yüksek 1,4440 lira seviyesinde bulunuyor. Dolar kotasyonları saat 09.10 itibarıyla alışta en düşük 1,4370 lira, en yüksek 1,4390 lira, satışta en düşük 1,4420 lira, en yüksek 1,4440 lira seviyesinde işlem görüyor. GÜNE ARTIŞLA BAŞLADI İMKB Bileşik Endeksi birinci seansta, dün ikinci seans kapanışına göre 340,95 puan artarak 51.367,03 puan seviyesinde açıldı.  Hisse senetleri, bu seviyede ortalama yüzde 0,67 oranında değer kazandı. YÜKSELİŞLE KAPANDI New York Borsasında ve endeksleri günü yükselişle kapattı.  Borsanın temel göstergesi Dow Jones 144,80 puan artışla bu yıl ilk kez 10 bin puanı aşarak 10.015,86 puana yükselirken, endeksi Nasdaq 32,34 puan kazanımla 2.172,23 puana çıktı. BORSALARI YÜKSELDİ ’de şirketlerin karlarının beklentilerin üzerinde çıkmasının New York Borsası’nda Dow Jones Endeksi’ni 10 bin puanın üzerine taşımasından sonra Asya’da da borsalar, değer kazandı.  günü yükselişle tamamladı. Borsanın temel göstergesi Nikkei 225 Endeksi yüzde 1,77 (178,44 puan) artarak, 10.238,65 puan oldu. Asya’da ayrıca Borsası yüzde 0,9, Güney Borsası yüzde 0,5 artarken, Şanghay Borsası ve Borsası da yükseldi. BORSASI Bu arada Tayland Borsası, Tayland Kralı Bhumibol Adulyadej’in sağlık durumunun yarattığı endişeler nedeniyle yabancıların ikinci günde de yoğun hisse satışı üzerine yüzde 5’den fazla geriledi. Kral Adulyadej’in sağlık durumunun iyileştiği yönündeki açıklamalara rağmen, bu yıl yüzde 50’den fazla artan yüzde 5,16’lık düşüşle bir ayın en en düşük seviyesine geriledi. Borsa simsarları, kralın sağlık durumunun ne olacağını bilmediklerinden, yatırımcıların karşılaşacakları riski azaltmaya çalıştığını belirttiler.  Dünyanın en uzun iktidarda kalan kral unvanına sahip 81 yaşındaki Adulyadej, ülkenin tek birleştirici kişisi konumunda bulunuyor. Kral, 19 Ekim’den bu yana ateş ve aşırı yorgunluktan hastanede yatıyor. 76 DOLARA YAKLAŞTI Bu arada uluslararası piyasalarda petrol fiyatı 76 dolara yaklaşarak, Ekim 2008’den bu yana en yüksek seviyesini gördü. Dün 1,03 dolar artarak 75,18 dolara çıkan ABD ham petrolünün fiyatı Kasım ayı teslimi Asya’daki işlemlerde şu sıralar 72 sent artışla 75,90 dolara çıktı. Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 54 sent yükselerek 73,64 dolar oldu. Petrolün artmasında ekonominin güçlendiğine ilişkin fikirler ve doların değer kaybetmesinin etkisi oluyor. 595829 Marş yerine dua okuyorum Marş yerine dua okuyorum Alman Milli Takımı'nın Türk kökenli başarılı futbolcusu Mesut Özil, maçlardan önce milli marş söylenirken Kuran-ı Kerim'den ayetler okuduğunu söyledi Almanya'da Werder Bremen forması giyen ve başarılı performansıyla Alman Milli Takımı'na seçilen Türk kökenli futbolcu Mesut Özil çarpıcı açıklamalarda bulundu. 'Kölner Express' gazetesine röportaj veren Özil, milli marşlar söylenirken ve maça çıkmadan önce Kuran-ı Kerim'den ayetler okuyarak dua ettiğini söyledi. Bunun kendisine güç verdiğini belirten Mesut, "Dua okumadan maça çıkarsam kötü bir hisse kapılıyorum" dedi. Mesut, Alman Milli Takımı'yla oynadığı ilk resmi maçtan sonra çok övülmesinin kendisi üzerindeki etkisinin sorulması üzerine, "Ben hala eski Mesut'um. Sahada olduğumda mutlu oluyorum. Oyuna gaz vermek istiyorum. Fazla övülmek beni şımartmayacaktır" diye konuştu. Alman Milli Takım kaptanı Ballack ve savunma oyuncusu Lahm'ın kendisine 'maçlarda sürekli arkasında olduklarını' ifade ettiklerini aktaran Mesut, Ballack'ın "Ön tarafta özgürsün. İstediğin gibi hareket et" dediğini kaydetti. EN BÜYÜK HAYALİ BARCELONA Türkiye'nin 2010 Dünya Kupası'na katılmaması da değinen başarılı futbolcu, "Türkiye'nin Dünya Kupası'nda olmaması üzücü. Alman taraftarlar şimdi bana şans diliyorlar. Eğer Türk taraftarlar da bunu benim için yaparlarsa mutlu olurum" ifadelerini kullandı. Mesut, ayrıca Barcelona'nın çocukluğundan bu yana en çok beğendiği takım olduğunu ve orada forma giymenin en büyük hayali olduğunu söyledi. 596554 İsrail'den 'Ayrılık' dizisine nota İsrail'den 'Ayrılık' dizisine nota İsrail Dışişleri Bakanlığı, TRT kanalında geçtiğimiz Salı günü yayınlanan bir programda İsrailli bir askerin Filistinli bir kız çocuğuna silahını doğrulttuğu anı yayınlamasına tepki gösterdi. Siyasi Danışmanlığını Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Hakan Albayrak'ın yaptığı "Ayrılık" isimli dizi Filistin'deki zulüm ve direnişi anlatıyor. Türkiye'nin İsrail Büyükelçisi'nin dışişleri bakanlığına çağrılması emrini veren İsrail Dışişleri Bakanlığı, İsrail askerlerinin çocukları öldüren kişiler olarak gösterilmesinin yanlış olduğunu ileteceği öğrenildi. Yazılı açıklamasında İsrail Dışişleri Bakanı Liberman, İsrailli askerleri masum çocukları öldürüyormuş gibi gösteren görüntülerin düşman bir ülkede, hele hele İsrail ile diplomatik ilişkileri olan bir ülkede yayınlanmasının uygun olmayacağını söyledi. Geçtiğimiz hafta da Türkiye, İsrail'in de katıldığı uluslar arası bir askeri tatbikatı iptal etmişti. Haberi veren BBC kanalı ise, iki ülke ilişkilerinin son yıllarda gerildiği yorumunu yaptı. 596726 Nokia, üçüncü çeyreği zararla kapattı Dünyanın en büyük cep telefonu üreticisi Nokia, bu yıl üçüncü çeyrekte satışlarının yüzde 20 gerilemesi yüzünden 559 milyon avro zarar ettiğini bildirdi. Şirket, geçen yıl aynı dönemde 1,09 milyar avro kar açıklamıştı. Şirketin geçen yıl Temmuz-Eylül döneminde 12,2 milyar avro olan satışları ise bu yıl aynı dönemde 9,81 milyar avroya geriledi. Cep telefonu sektörü finansal krizden ciddi biçimde etkilense bile Nokia, cep telefonu piyasası görünümünün düzeldiğini bildirdi. Bu yıl cep telefonu satışlarıyla ilgili tahminlerinde değişiklik yapan Nokia, önceki yıla göre bu yıl cep telefonu satışlarının yüzde düşmesini beklediğini belirtti. Nokia, daha önce bu düşüş oranını yüzde 10'dan daha fazla olarak kaydetmişti. Geçen yıl üçüncü çeyrek ve bu yıl ikinci çeyrekte, küresel cep telefonu satışlarında piyasanın yüzde 38'ine sahip olan Nokia'nın, bu yıl üçüncü çeyrekte de pazar payı değişmedi. Dördünce çeyrekte büyüme beklemeyen şirket, geçen yıl üçüncü çeyrekte 72 avro olan ortalama cep telefonu satış fiyatının bu yıl aynı dönemde 62 avroya düştüğünü, bu yılın ikinci çeyreğine göre ise değişmediğini belirtti. 596923 Biletler satışta Biletler satışta Turkcell Süper Lig'in 10. haftasında oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde, sarı-kırmızılı taraftarlar için ayrılan biletler, satışa sunuldu. Ali Sami Yen Stadı gişelerinde saat 10.00'dan itibaren satışına başlanan biletlere, sarı-kırmızılı taraftarlar yoğun ilgi gösterdi. Taraftarlar, bilet alabilmek için çok erken saatlerden itibaren gişelerde kuyruğa girerken, nüfus cüzdanı fotokopisi karşılığında bir kişinin sadece bir bilet almasına izin verildi. Bu arada polis ve özel güvenlik birimleri, bilet satışı sırasında gişe önünde ve çevresinde geniş önlemler alarak, yaşanabilecek olumsuzlukları engelledi. Öte yandan Galatasaraylı yöneticiler Haldun Üstünel ve Murat Yalçındağ, bilet satışı sırasında taraftarların yanına gelerek, onlarla bir süre sohbet ettiler. 596079 Türkeş ve Bahçeli Güneri Cıvaoğlu BugünTürkeş ve Bahçeli Samson Özararat için yakınlaşmasının “proje mimarı” denebilir. ’te, onun 1993’te “Türkeş-Petrosyan görüşmesi”ni nasıl sağladığını yazdı. Özararat, mezunu. Sol örgütlerde saf tutmuş, koymuş. Bir süredir ve ’te yaşıyor. Türkiye’ye de sık sık geliyor. Gayri resmi sıfatı “Ermenistan cumhurbaşkanları danışmanı...” Yani Ermenistan’da cumhurbaşkanları değişir, Samson Ararat’ın danışmanlığı kalıcıdır. Gül ile Sarkisyan’ı buluşturan da o... Özararat’a göre iki ülkede de geçmişte olduğu gibi şimdi de yakınlaşmaya karşı keskin odaklar var. Ancak, koşullar, ulusların psikolojisi, büyük devletlerin bakışı ve zamanın ruhu normalleşme sürecini dayatıyor. 1990’lı yıllarda en çok ’ten çekinilirmiş. Siyasetçilerin üzerinde “Türkeş karşı çıkar, milliyetçilerin oylarını kaybederiz” ipoteği varmış. Samson Özararat en zorundan başlamayı denemiş. Hayrettir, Alparslan Türkeş’i son derece olumlu bulmuş. Öyle şeyler dinlemiş ki, heyecanla sormuş: “Bunları en üst düzeyde bir görüşme sağlarsam, Bay Petrosyan’a da tekrarlar mısınız?” Türkeş, “Elbette” cevabını vermiş. Bir süre “gizli” tutulan Paris görüşmesi böyle gerçekleşmiş. Şimdi, ’nin başında, Alparslan Türkeş’in koltuğunda oturuyor. Ve Ermenistan açılımının en keskin muhalifi de o. Söylemini paylaşmasak ve üslubunu eleştirsek de özgür iradesinin sonucu olan fikirlerine saygı gösterilmesi gerekir. Ancak, Alparslan Türkeş’in daha 16 yıl önce, Ermenistan açılımına temel taşı koyması 2009 MHP’si için de referans olamaz mı? Türkiye’de milliyetçiliğin simgesi MHP’yi büyük parti yapan liderdir Alparslan Türkeş. Doruğa bedelini ödeyerek tırmanmıştır. Gençliğinde “tabutluk” diye anılan ve bir kişinin ayakta günler ve geceler geçirdiği “tabut” ölçülerindeki daracık hücrelere tıkılmıştır. Çok daha ileriki yaşlarda da hapis yatmıştır. İki kez sürgüne gönderilmiştir. yapmak ve seçilme hakkından mahrum bırakılmıştır. Bütün bunların nedeni milliyetçi görüşleri ve siyasetidir.  İşte böyle bir yaşam çizgisinde siyaset yapan Türkeş’in bile, “Ermenistan’la ilişkilerin normale dönüşmesi” için olumlu tavrı iyi değerlendirilmeli. UZAN’IN ŞARAP KAVI ’ya “siyasi iltica” için başvurmuş. Ailenin başına gelenlerde siyasetin parmak izlerinin olmadığını kim söyleyebilir ki... İyi saatte olsunların gazabı bilinmeyen şey değil. Medyada, Cem Uzan’ın Fransa haberlerine, başlıklarda “Petrus şaraplarının da bulunduğu kavı” eşlik ediyor. Cem’den bir zamanlar dinlediğim meşhur şarap kavı anısını yazmamış, kimseyle de paylaşmamıştım. Ama artık sakıncası kalmadı, otosansürümü kaldırıyorum. Malum hikâyeyi uzun uzun tekrar anlatmayayım. Evlerinin basıldığı, her şeye el konulduğu gün, kardeşi ’ın abisi kadar zengin şarap kavı da “devletleştiriliyor.” Çünkü Hakan Uzan’ın bir özelliği, tutkunu oluşu. Kavındaki bütün şarap şişelerini yöresi, şato adı, yılı ile tek tek kaydetmiş. nedenle baskını yapanların işi kolay olmuş. Şarap şişesi etiketlerini çözmek, kaydetmek, zabıt tutmak için günlerce uğraşmak zorunda kalmadan, bu hazır listenin altına imzalar atılmış. Cem Uzan’ın kavına gelince... Binlerce şişenin ne kaydı var, ne sayısı belli. Yabancı dilden etiketleri kayda geçirmek, zabıt haline getirmek için kava girmek kabir azabı. Cem’e destek için orada bulunan bir ortak dostumuz, her şeyin zaptını tutan ilgililere “şarapların 8-10’u dışında neredeyse hepsinin sirkeleştiğini, değerinin kalmadığını, çoğunun da değersiz şaraplar olduğunu” söylemiş. Orada olmadığım için doğruluğunu bilemem ama dinlediğime göre Cem Uzan’ın şarapları böylece kurtulmuş. Chateau d’Yquem’ler, Petrus’lar ve daha pek çok değerli şaraptan oluşan Cem Uzan kavının öyküsü böyle... Peki ya ’nin satışa çıkardığı ve Uzanlara ait olduğu ilan edilen şaraplar? Onlar, Hakan Uzan’ın bilgisayarında kayıtlı olanlar... Tekrar edeyim... “Dinlediklerim gerçeği yansıtmıyor olabilir” ama bu haliyle bile haber değeri var. 595858 Mısır, 18 milyar dolarlık projelerde Türk müteahhitlerin de yer almasını istiyor Türkiye ile 2,5 milyar dolar ticaret hacmi bulunan Mısır'dan Türk müteahhitlere önemli bir çağrı geldi. Ülkenin Yatırım Bakanı Mahmut Muhiddin, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'a "TOKİ benzeri kurumlarınızın tecrübelerinden faydalanmak istiyoruz. Ülkemdeki 18 milyar dolarlık 48 müteahhitlik hizmetinde siz de yer alın." teklifini iletti. Dış Ticaret'ten sorumlu Devlet Bakanı Çağlayan, MÜSİAD'ın davetlisi olarak gittiği Mısır'ın başkenti Kahire'de gazetecilere Türkiye'nin komşularla ekonomik ve siyasî ilişkilerini değerlendirdi. Türkiye ile Ermenistan arasında yapılan ortak mutabakatın bölge için sevindirici olduğunu belirten Çağlayan, Azerbaycan ile Karabağ meselesi halledilmeden Ermenistan sınırının açılmasının söz konusu olmayacağını ifade etti. Türkiye'nin, dış politikasını barışçıl ve sorunların çözümüne yönelik yürüttüğünü ifade eden Çağlayan, "Ekonomik ilişkilerimizi geliştirme noktasında yoğun çaba sarf ediyoruz. Suriye ile çatışma çıkabilecek düzeye gelmiştik. Şükürler olsun bu ülkeyle vizeyi kaldırdık." diye konuştu. Irak ile yürütülen işbirliğine de dikkat çeken Çağlayan, Türkiye'nin bölgesindeki ülkelerle ekonomik işbirliğinden ziyade ekonomik entegrasyonu sağlamaya çalıştığını kaydetti. Bakan Çağlayan, "Bu kapsamda İran ile ortak bir serbest bölge kurma çalışmaları sürüyor. Ayrıca diğer komşu ülkelerle de bu yönde çalışmalar var. Rusya Başbakanı Vladimir Putin, Türkiye'ye geldiğinde anlaşılan konulardan biri buydu. Romanya ve Suriye ile bitiyor. Bu yolla komşu ülkelere yaptığımız ihracat yılda kata yakın artış gösterdi." dedi. Mısır'daki temasları hakkında da bilgi veren Çağlayan, Mısır'da yatırımlardan sorumlu bakanın kendisine altyapı yatırımlarıyla ilgili bir dosya sunduğunu, iskan bakanının da 500 bin konut yapılacağını belirttiğini açıkladı. Dosyada demiryolu, liman yapımı, işletmeciliği, su arıtma tesisi, yol inşası gibi toplam 18 milyar dolarlık 48 proje bulunduğunu vurgulayan Çağlayan, şöyle konuştu: "Mısırlı bakanın, 'Türk firmalarıyla görüşelim, konuşalım, bu ihalelere girsin' dediği ihaleler bunlar. Türkiye'nin daveti üzerine 27 Ekim'de Mısır'dan bir teknik heyet Ankara'ya gelecek. İlgili kurumlarımızla bunun altyapısını yapacaklar." İKT'DE TERCİHLİ TİCARET BÖLGESİ Bakan Çağlayan, İstanbul'da 5-7 Kasım tarihlerinde yapılacak İslam Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) toplantısına kadar 10. ülkeyi aradıklarını ifade etti. Çağlayan, tercihli ticaret sisteminin Müslüman ülkeler arasında ticaretin artırılmasına katkı sağlayacağını dile getirdi. Çağlayan, şu bilgileri verdi: "Biri ben şu alanda, biri bu alanda serbest bırakıyorum diyecek, diğeri ben şu kadar süreye geçişi öngörüyorum diyecek. AB'nin benzeri olmasa bile İslam Konferansı Teşkilatı içindeki ülkeler arasında tercihli ticaret sistemi oluştuğu zaman bu çıkacak ve İKT 1,5 milyarlık nüfus ve yüzde 28'lik kara parçası, kendi içindeki ticareti artıracak, tek bir ekonomik ortak alan ortaya çıkacak." Çağlayan, dış ticarette ülke masaları ve ülke uzmanları oluşturmaya yönelik yeni çalışma sistemlerini 26-27 Ekim'de açıklayacaklarını anlattı. Çağlayan, dünyadaki Türk nüfusunu, varlığını dikkate alan bir ağ ortamı oluşturulması yönünde de bir çalışma yürüttüklerini dile getirdi. 597390 Süper Loto çekildi Süper Loto çekildi Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce düzenlenen Süper Loto 6/54 oyununun bu haftaki çekilişi yapıldı. 104'üncü Hafta'nın kazandıran numaraları; 5, 6, 23, 34, 37 ve 41 olarak belirlendi. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce düzenlenen Süper Loto 6/54 oyununun bu haftaki çekilişinde bilen çıkmayınca milyon 274 bin 702 TL 28 Kr haftaya devredildi. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, bilen 66 kişi bin 759 TL 65'er Kr, bilen bin 621 kişi 74 TL 15'er Kr, bilen 91 bin 832 kişi de 6'şar TL ikramiye alacak. Bu haftaki çekilişte, milyon 482 bin 478 TL 33 Kr ikramiye dağıtıldı. Hasılattan Türkiye'nin tanıtımı, Çocuk Esirgeme Kurumu, Olimpiyat Oyunları, Savunma Sanayi ile Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna milyon 449 bin 334 TL 66 Kr, KDV olarak 958 bin 893 TL 86 Kr, Şans Oyunları Vergisi olarak da 536 bin 790 TL 61 Kr aktarılacak. A.A 595732 Altın Plusula Altın Plusula Orijinal Adı: Golden Compass Yönetmen: Chris Weitz Oyuncular: Daniel Craig, Eva Green, Simon McBurney, Nicole Kidman TRT 21.25 Lord Asriel, yeğeni Lyra Belacqua'yı alimler tarafından eğitilmek üzere Jordan Koleji'ne emanet eder. 12 yaşındaki küçük kız burada sevimli cini Pantalaimon ve en yakın dostu Roger ile oldukça mutludur. Bir akşam okulu ziyarete gelen amcası Lord Asriel'i gizlice dinleyen Lyra esrarengiz hikayelere kulak misafiri olur. 596630 Radyoloji alanındaki teknolojik gelişmeler, ameliyatlara gerek bırakmıyor Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hüseyin Özdemir, amaçlarının hastaların ameliyat olmadan bir takım teknolojik cihazlarla tedavi edilmesini sağlamak olduğunu söyledi. Özdemir, "Vücudun herhangi bir bölgesindeki atardamar darlığı veya tıkanıklığında, tel kafesler (stent) ve balon kateterleri kullanılarak ameliyata gerek kalmaksızın damar içi yolla tedavi yapılmaktadır. Böylece daralmış ya da tıkanmış damar normalde olması gereken genişliğe getiriliyor." dedi. İnsan vücudunda herhangi bir nedene bağlı olarak oluşan damar baloncukları ve yumakları gibi hastalıklar cerrahi işlem gerektirmeksizin tedavi edildiğini anlatan Doç. Dr. Özdemir, tedavinin kasık damarlarından girilerek damar içi yolla yapıldığını belirtti. Özdemir, "Bu durumun da hastalarda ameliyat ve buna bağlı korkulan, istenmeyen komplikasyonların gözlenmediği bu süreç sonunda hastada herhangi bir problem olmazsa hasta bir sonraki gün evine gönderilmektedir. Dolayısıyla hastaların hastanede yatmaları gereken süre de kısalmış oluyor." diye konuştu. Teknolojik gelişmelerle birlikte hasta vücudunun değişik alanlarındaki kanamaların damar içi yoldan yapılan işlem sayesinde durdurulabildiğini dile getiren Bölüm Başkanı, bilgileri verdi: "Karaciğerdeki bazı tümör tiplerinde anjiyografi işlemi sırasında sadece tümörü besleyen damarlar bulunarak bu yoldan kemoterapi ilaçları verilebilmektedir. Böylece ağızdan alınan kemoterapiye göre daha az yan etki ortaya çıkmakta ve sadece tümörlü olan karaciğer dokusuna ilaç verilmektedir. Bu uygulama sayesinde kemoterapi tedavisi gören kanserli hastada ortaya çıkan saç dökülmesi, bulantı kusma gibi ciddi yan etkiler ortadan kaldırılmış oluyor. Damar içi tedavinin mümkün olmadığı kanserli hastalarda ise tümör dokusu ciltte açılan milli metrelik delikten ameliyat olmaksızın iğnelerle yakma tedavisiyle tedavi edilmektedir." 595841 Endüstriyel Aslan UEFA ve Süper Kupa'yı kazandığı 2000 yılında sportif başarıları nakite çeviremediği için eleştirilen Galatasaray, bunu izleyen 10 yılda futbol endüstrisinin tüm silahlarını keşfetti Tarihinin en büyük başarılarını yakaladığı 2000 yılında "Bir tişört bile yaptırmadı" diye eleştirilen Galatasaray, 10 yılda oyunu kuralına göre oynamayı öğrendi. Sarı-kırmızılılar, 2010 yılına iki elin parmaklarını geçen gelir kalemleriyle girmeye hazırlanıyor. Bugün yasal bahis sanal platformlarından Bilyoner ile ortalık anlaşması imzalayacak olan ve taraftarının oynadığı bahislerden de gelir elde edecek Galatasaray, Avrupa arenasında kapıştığı rakiplerinin gittiği yoldan gidiyor. Başkan Adnan Polat, dün Divan Kurulu'nda, "Televizyon, internet, GS Mobil, GS Bilyoner, kredi kartı projelerinden her birine 100 bin taraftar üye olduğunda yılda 25 milyon lira kazanacağız" dedi. İşte Cimbom'un nakit muslukları: Los Galacticos operasyonu REAL Madrid Başkanı Florentino Perez gibi sportif başarı ve kulüp gelirlerinin yıldız futbolcularla artacağına inanan Galatasaray Başkanı Adnan Polat; Keita, Kewell, Elano, Baros gibi starları transfer etti ve birçok otoritenin gözünde tarihinin en parlak kadrosunu kurdu. GS Bonus Card KASIM ortasında hayata geçecek projeyle Galatasaray taraftarı GS Bonus Card ile tanışacak. Garanti Bankası ve Denizbank işbirliğinde çıkacak bu ürün, taraftar kartı, kombine kart ve kredi kartı özelliği taşıyacak. Bu kart yeni stada giriş ve orada alışveriş için mutlaka gerekecek. Dijital-Saray 15 Kasım'dan itibaren www.galatasaray.com adresinden interaktif taraftar sitesi yayına başlayacak. Buraya kayıtla girilecek. Ancak bu adreste Galatasaray TV ile derginin dijital versiyonu ücretli olacak. Bu formülü Man.United ve Liverpool yıllardır uyguluyor. G.Saray Store 10 yıl önce taraftarına sadece forma ve basit aksesuarlar satan kulüp bugün 43 satış noktasında 500'den farklı ürün çeşidine ulaştı. Turuncudan sonra bu sezon da mor forma ile pazarlamada fark yarattı. Florya projesi YÖNETİM Florya'da tesislerini kısa sürede lüks konut projeleri üreten bir ortaklıkla nakite çevirmeye hazırlanıyor. Bu proje, akıllara tesislerini belediyeye 400 milyon Euro'ya satan Real Madrid'i hatırlatıyor. Sırttan gelen para İDDAA'YI internetten oynatan bilyoner.com sitesiyle ortaklığını bugün açıklayacak Galatasaray, formasının sırtına ve eşofmanlarına Ülker yazılması karşılığında yıl için 27 milyon dolar elde edecek. GS Mobile SPONSORU Avea ile sanal operatörlük anlaşması yapan Galatasaray, GSMobile projesinde 35 bin aboneye ulaştı ancak bu sayı yönetimi memnun etmekten çok uzak. Galatasaray TV BEŞ yıl önce kurulan kulüp televizyonunun reklam gelirleri tatmin etmeyince, İngiliz ve İtalyan kulüplerinin formülü devreye girdi ve GS TV, Digitürk platformu üzerinde aylık TL bedelle şifrelendi ve kısa zamanda 10 bin aboneye ulaşıldı. Yeni Stat Türk Telekom Arena Yeni stadın isim hakkını 100 milyon liraya Türk Telekom'a satan; stat işletmesini Türkiye'de ilk olarak dünyaca ünlü AEG'ye teslim eden Galatasaray, loca ve VIP koltukların uzun vadeli satışında da İngiliz ISG şirketiyle işbirliği yaptı. Seyirci kapasitesini yeni stadında 35 bin arttıracak olan Cimbom'un bu hamlesi Arsenal'in Emirates projesini hatırlatıyor. 595735 Toz pembe düzene ani bir darbe Toz pembe düzene ani bir darbe Karısı, küçük kızı ve oğluyla mutlu bir hayat süren Jim Ferris'in hikayesini konu edinen Alfa Erkeği yeni bölümüyle ekrana getiriliyor. Filmin konusu kısaca şöyle; Jim etrafında örnek gösterilen bir aile babasıdır. Fakat bu ailenin toz pembe düzeni Jim'in ani ölümüyle son bulacaktır. Alice ikinci evliliğini bir ressamla yapar. Mutluluğun yerini kıskançlık, dedikodu ve karamsarlık alır. TV 21.00 595887 AHMET KURUCAN Namazların cem edilmesi Namaz, "Namaz, müminlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır." (5/103) ayetinin mucibince, her bir namaz için takdir buyrulan zaman diliminde kılınması gerekli olan bir ibadettir. Başka bir ifadeyle, vaktinde eda edilmesi itibarıyla eda dediğimiz bu keyfiyet, namazda asıl ve esastır. Vakti haricinde kılınan namaz ise fıkıh literatüründe kaza diye isimlendirilir. Namazın Hak katındaki makbuliyeti, kulluk borcunu ifa ile elde edilecek vicdani tatmin ve inşallah ahirette alınacak mükafat açısından Efendimiz'in (sas) namazın vaktinde eda edilmesi ile alakalı birçok beyanı vardır. Kaldı ki kendisinin fiili tatbikatı, bu tatbikatta göstermiş olduğu hassasiyet de Efendimiz'in (sas) meseleye bakışını ve verdiği önemi göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Bu kısa hatırlatmadan sonra cem'e geçebiliriz. Cem, -namazların birleştirilmesi de diyebiliriz- öğle ile ikindi, akşam ile yatsı namazının herhangi birisinin vaktinde peşi peşine kılınması demektir. İkindi öğle, yatsı akşam vaktinde kılındığında cem-i takdim, tersi olduğunda cem-i tehir adını alır. Sabah namazı ise hiçbir şekilde cem'in konusu olamaz. Cem, yukarıda namazların vaktinde edası ile alakalı sunduğumuz çerçevenin dışında ama çeşitli sebeplerle, seyrek de olsa bizzat Efendimiz'in (sas) uygulamaları içinde yerini almaktadır. Nedir bu uygulamalar? Hangi şartlarda Allah Rasûlü (sas) cem yapmış? Bu konuda hadis kitaplarında var olan vakıaları tek tek sıralamak, gazete makalesinin sınırlarını aşar. Onun için söz konusu vakıaların kategorize edilerek toplandığı üst başlıkları sunalım. Efendimiz (sas) hacda Arafat ve Müzdelife'de, yolculuk esnasında, hastalıkta, kar, yağmur, çamur gibi insanların camiye gelmesine mani olacak derecedeki hava muhalefetinde, gerek savaş gerekse başka sebeplerle korkunun hasıl olması gibi -ki bunu tehlike diye de isimlendirebiliriz- ihtiyaç ve zaruret durumunda namazları cem etmiş veya cem edilmesine izin vermiştir. Bu vakıalara bir bütün olarak bakan mezheplerin cem meselesindeki yaklaşımlarına gelince; çok kısa ifade ile Hanefi mezhebi Arafat ve Müzdelife haricinde cem'i kabul etmez. Diğer mezhepler ise, bazı spesifik meselelerde kendi içlerinde görüş ayrılıkları olsa da, yukarıda sıraladığımız meşru mazeretlere binaen cem'i caiz görürler. Hanefi mezhebinin hac haricinde cem'i kabul etmeyiş nedeni, Kur'an ve Hz. Peygamber'in (sas) genel uygulamaları ile tevaturen sabit olan namaz vakitlerinin ahad bir haberle terk edilemeyecek olması. Bunu usul diliyle ifade edecek olursak, tevaturen sabit olan haberler ahad haberlerle terk edilemez. Görüldüğü gibi söz konusu hadisleri Hanefiler ret veya inkar ediyor değil, sadece ferdi rivayetlerle sabit olan ve nadiren gerçekleşen vakıaların, bir hükme medar olamayacağını söylüyorlar. Pekala cem'in gerçekleştiği bu hadisleri nasıl yorumluyorlar derseniz; "cem'i muvasalava" veya "cem'i suri" adını verdiğimiz, cem edilen namazların ilkinin kendi vaktinin son cüzünde, diğerinin ise ilk cüzünde kılındığı şeklinde açıklama getiriyorlar. Haftaya bitirme niyetiyle. 595917 Helalleşti ve gitti Helalleşti ve gitti Ay-yıldızlı takımımızda yedek kulübesi atılan iki golde de büyük sevinç yaşadı, futbolcuları ayakta alkışladılar.haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda maçının ardından futbolcularıyla bir araya gelen “Sizleri istemeden kırdıysam özür diliyorum. Hakkınızı helal edin” dedi, Rüştü ve Tuncay da teşekkür edip, hocalarından helallik aldı Milli Takımlar Teknik Direktörü dün ’da duygusal bir konuşma yaparak ay-yıldızlılarla vedalaştı, herkesle helalleşti. maçının hemen ardından tüm çalışanları ve futbolcuları bir araya getiren Fatih hoca, “Hepimiz benim evlatlarımsınız. Sözlerle büyük başarılara imza attım. Bu süreçte sizi istemeden kırdıysam, üzdüysem özür diliyorum. Ama bunlar hep takımın iyiliği içindi. Bir babanın evladına söylediği uyarılar olarak kabul edin. Biz bir aileyiz. Her zaman da bir arada olacağız. Her sıkıntınızda yanınızda, telefonun diğer ucunda olacağım. Hakkınızı helal edin” diye konuştu. Takım adına konuşan Rüştü ve Tuncay da, “Öğrettikleriniz ve yaşattıklarınız için esas biz size teşekkür ediyoruz. Siz hakkınızı helal edin” ifadesini kullandılar. Terim yardımcılarıyla birlikte yaptığı basın toplantısında da şöyle konuştu:  Bugünkü sonuç, ne benim, ne arkadaşlarımın, ne ülkemizin düşündüğü değildi. İstediğimizin çok gerisindeyiz. Bizim olduğumuz ortamlardan herkesin başarı beklediğinin ben de farkındayım. Alıştırdık... Onun ceremesini de biz çektik. Zaferlerde hasarlar oluyor.  Yabancı oyuncular başarılarımda tabii ki önemliydi ama Türk oyuncular daha önemliydi. Allah onlardan razı olsun.  -  (Kulübeden çıkmamasıyla ilgili) 10 kişi kalıncaya kadar kadar muhteşem oynadılar ki, çıkmaya gerek kalmadı. Ben de veda ettim herhalde.   Açıkçası insan sevdiklerinden ayrılırken kolay ayrılamaz. Benim de sevdiklerimden biri futbolcularım... Kolay değil. sene önce bu ülkeyi hiç içeri sokmadı bu takım. Bunlardan ayrılmak da kolay olmuyor. -  Zaman zaman ben de insan olduğumu hatırlıyorum. Duygularım olması kadar doğal bir şey yok. Hayatta gerçekler var. Sevdiklerinden ayrılmak kolay değil.  (Bir gazetecinin “meslek hayatınızı böyle önemli bir maçla noktaladınız” demesi üzerine) Meslek hayatımı noktalamadım. Daha çok var. Allah nasip ederse beraber görecekleriniz var. Biz ülkemizden aldıklarımızı ülkemize borçlu olarak kalan biri olarak vermek isteriz. İleride bir gün milli takıma 3. kez, 4. kez gelebilirim. Ülkemizin hizmetindeyiz. Her zaman da böyle olacaktır. Ülkemiz bizden nerede hizmet isterse orada olurum.   Federasyon yönetimi ile aramızda bir kırgınlık yok. Biz böyle güzel ayrılmayı da öğrenmemliyiz. -  Herkese sevimli gelmeyebilirim. Böyle bir çabam da olmadı. Zaten muhalefet de olmasa zaman doktora gözükmek lazımdır. Bence hareketlerim ile alakalı değil. Duruşum ve doğruları söylememi böyle değerlendiriyorlar. Ben anlatıldığı gibi değilim.   Terim olmaktan gurur duyuyorum. Mutlaka hatam olmuştur. Olmaya da devam edecektir. Çünkü yapıyorum elimi taşın altına sokuyorum. 1000 kere hayata gelsem, 1000 kere Terim olmak isterim.  Ben bu ülkenin evladıyım. 1900 yılın başı, 2000 milenyum. Bu araya bir bakın. Tarih söylüyor. Tarihleri silip atamazsınız. Ay karanlıkta da parlar diyorum. Başka bir şey demiyorum.  Maçtan sonra Başbakanımız ve aradı. Çok hoş şeyler söylediler. Çok memnun oldum. 596898 AB Uyum Komisyonu'nda protesto TBMM Uyum Komisyonu'nun CHP'li üyeleri, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın daha önce yaptığı muhalefete yönelik açıklamaları nedeniyle özür dilemesini istedi. CHP'li üyeler, Bağış'ın özür dilemesini beklemeden salonu terk etti; Bağış, daha sonra özür dilediğini söyledi. Bağış'ın, Uyum Komisyonu'nda üyelik sürecindeki gelişmeler hakkında bilgi verdiği toplantıda, tartışma çıktı. CHP Genel Başkan Yardımcısı, Bursa Milletvekili Onur Öymen, usul hakkında söz aldı. Öymen, Bağış'ın muhalefete yönelik açıklamasını Anadolu Ajansı'nın haberinden okuyarak, Bağış'ın özür dilemesini, aksi halde salonu terk edeceklerini söyledi. Egemen Bağış'ın, metnin tamamının okunması gerektiğini ifade etmesi üzerine, komisyonun CHP'li üyeleri Bağış'a tepki göstererek, salonu terk etti. Bakan Bağış, "Sözlerime muhalefetten alınan varsa özür dilerim" dedi. 597112 Roberto Carlos'un ağzından son kararı Fenerbahçe Futbol Takımı'nın Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos, sarı-lacivertli ekipteki geleceğiyle ilgili kararın, aralık ayında yöneticilerle yapacağı görüşmede verileceğini bildirdi. Son dönemde Fenerbahçe'deki geleceğiyle ilgili basına farklı açıklamaları yansıyan Brezilyalı futbolcu, bir okulda katıldığı söyleşide öğrencilerin sorularını yanıtladı. Bir öğrencinin, hakkında çıkan transfer dedikoduları ve Brezilya'ya döneceği şeklindeki haberleri hatırlatması üzerine Roberto Carlos, ''Geçtiğimiz 1-2 ay içinde bununla ilgili bir çok haber gazetelere konu oldu, ama ne aralık ne de mayıs ayında gideceğim. Çünkü bunun kararı henüz verilmedi. Bunun kararı, aralık ayında yönetimle yapacağım görüşmede verilecek. Ama bugün aralık ayında gideceğime yönelik bir şey söz konusu değil. Bu karar, aralık ayında verilecek'' diye konuştu. Neden Fenerbahçe'yi tercih ettiği sorusuna ise Fenerbahçeli futbolcu, ''Real Madrid'den Türkiye'ye bakarken, Fenerbahçe en çok ilgimi çeken takımdı. Ayrıca benim geldiğim yılda Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak olması, beni buraya getiren en büyük etkendi'' yanıtını verdi. Söyleşi öncesi ''Bir dünya devi'' şeklinde tanıtılan Roberto Carlos, ilk kez Türkiye'de bir okulu ziyaret ettiğini, bu nedenle çok heyecanlı olduğunu ifade ederek, ''Hepinizle Türkçe konuşmak isterdim. Ama zaten 2040 yılına kadar burada olacağım için Türkçe'yi de sırada zaten öğrenmiş olurum'' şeklinde espri yaptı. Eğitimin önemli olduğunu vurgulayan sarı-lacivertli futbolcu, ''Benim okumak için hiç vaktim olmadı. Sizin, sonuna kadar eğitimli gitmenizi istiyorum. Bu çok önemli. Bu yoldan ayrılmayın. Eğitiminizin sonuna kadar gidin'' şeklinde sözlerle nasihatte bulundu. -''TÜRKİYE'DE EN BÜYÜK RAKİPLER ARDA VE MEHMET TOPUZ'DU''- Futbol hayatı boyunca en büyük rakiplerinin Figo, Messi ve Eto'o olduğunu ifade eden Roberto Carlos, Türkiye'deki en büyük rakiplerinin ise Galatasaraylı Arda ve Kayserispor'da forma giydiği dönemde Mehmet Topuz olduğunu bildirdi. Fenerbahçe'nin Turkcell Süper Lig şampiyonluğu için en şanslı takım olduğunu ve şampiyon olacağını ileri süren Roberto Carlos, Capello, Del Bosque ve Luxemburgo'yu, birlikte çalışmaktan zevk aldığı teknik direktörler olarak sıraladı. Bir öğrencinin, Galatasaray ile Real Madrid arasında oynanan UEFA Süper Kupa maçında Gheorghe Hagi ile arasında geçen bir pozisyonu sorması üzerine Roberto Carlos, ''Hatırlamıyorum. Futbolda kadar çok pozisyon var ki; bunların tümünü hatırlamak da mümkün değil zaten. Ancak Hagi, dünyanın en iyi futbolcularından biridir. Ama her pozisyonu aklımda tutamam'' dedi. Söyleşi sonunda Roberto Carlos'a, öğrenciler tarafından çiçek ve plaket verildi. Tüm öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektiren Roberto Carlos, son olarak öğrencilere, ''Küçük bir çocukken en çok yapmak istediğim şey, futbolcu olmak ve ünlü biri olmaktı. Tüm bunları dolu dolu yaşadım ve çok mutluyum. Siz de kendinize hedefler belirleyin ve onları dolu dolu yaşayın'' şeklinde konuştu. Öte yandan, Roberto Carlos'un okul ziyareti, futbolcunun isteği nedeniyle basına kapalı tutulurken, söyleşiyle ilgili detaylar ve açıklamalar Fenerbahçe Kulübü'nün internet sitesinde yayınlandı. 597012 Bugün Dünya Meme Sağlığı Günü Sağlık Bakanlığı, Bisiklet Federasyonu ve firması 'nin ortaklaşa organize ettiği, "Mavi Bisiklet Kansere Erken Tanı İçin Yola Çık" kampanyasının dördüncüsü, "15 Ekim Dünya Meme Sağlığı Günü" dolayısıyla İstanbul'da bir alışveriş merkezinde gerçekleştirildi. Etkinlikte konuşan Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, Türkiye'de her yıl 30 bin yeni meme kanseri vakasının ortaya çıktığını belirterek, 2020 yılında bunun 50 binin üzerine çıkmasının beklendiğini söyledi. Meme kanserinde erken tanının önemine vurgu yapan Prof. Dr. Tuncer, bu nedenle meme kanseri taramalarına büyük önem verdiklerini ve ülke genelinde 120 Erken Tanı, Tarama ve Merkezi (KETEM) kurduklarını anlattı. KETEM'lerde 49-69 yaş arasındaki kadınlara yılda bir ücretsiz mamografi hizmeti verildiğini de anımsatan Prof. Dr. Tuncer, bu yıl Eylül sonu itibarıyla tüm Türkiye'de 120 bin kadına tarama yapıldığını ifade etti. "Türkiye genelinde yapılan çalışmalarla kanser konusunda bilinç düzeyini yüzde 40'lara çıkarttık. Hedefimiz en kısa sürede yüzde 90'a çıkması" diyen Prof. Dr. Tuncer, kanser konusunda halk arasında farkındalık yaratmayı istediklerini ifade etti. Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu da Bisiklet Milli Takımı'nın kanserde erken tanı konusunda yaptığı çalışmalara işaret ederek, kamp için gittikleri şehirlerde ve ilçelerde bu konuya dikkat çektiklerini anlattı. Radyo programcısı Cem Ceminay'ın sunuculuğunu yaptığı etkinlikte, Türkiye Bisiklet Federasyonu Milli Bisiklet Takımı sporcuları bisikletlere bindiler. Ayrıca etkinlikte Prof. Dr. Murat Tuncer ve sanatçı Gönül Yazar da bisiklete binerek kampanyaya destek verdi. Bu arada, alışveriş merkezi içinde açılan KETEM standında ziyaretçilere kendi kendine meme muayenesi eğitimi de verildi. Etkinlik sürecince ayrıca KETEM'in bilgilendirme broşürleri de dağıtıldı. 596348 Euro, dolar karşısında yeniden yükselişte Euro, doları karşısında son 14 ayın en yüksek değerine ulaştı. Avrupa para piyasalarında euro, bir ara 1,4967 doları test ettikten sonra 1,4940 düzeyine geriledi. Merkez Bankası FED'in, toplantı tutanaklarında, ekonomik toparlanmanın yolunda gittiği, ancak işsizliğin iki yıl boyunca düşmesinin beklenmediğinin vurgulanması, faizlerde de yükseltme yönünde acele edilmeyeceği sinyalini verdi. 597204 Aydın da A.Gücü'nde! Aydın da A.Gücü'nde! Ankaraspor'un küme düşürülmesinin ardından, futbolculara tanınan özel transfer izni doğrultusunda Aydın Karabulut, Ankaragücü'ne geçti. Sezon sonuna kadar kiralık anlaşma sağlanan 21 yaşındaki orta saha oyuncusu, yeni takımıyla bugün ilk antrenmanına çıktı. Aydın transferiyle birlikte Ankaragücü, bu sezon Ankaraspor'dan 9. oyuncuyu da renklerine bağlamış oldu. Başkent ekibi, transfer sezonunda Mehmet Çakır, Fredrik Risp, Ediz Bahtiyaroğlu ve Muhammet Hanifi Yoldaş'ı transfer etmişti. Sarı-lacivertli ekip, Ankaraspor'un küme düşürülmesinin ardından ise Adem Koçak, Bilal Kısa, Özgür Çek ve Baki Mercimek'i kadrosuna katmıştı. 595801 Dolar yerlerde Dolar yerlerde Merkez Bankası Fed'den gelen 'faizler uzun süre düşük kalacak' açıklaması dolara değer kaybettirdi. Bilanço sonrası dolardaki değer kaybı hızlandı. Dolar endeksi de 14 ayın en düşüğü olan 75,738'e düştü. Dolar içeride de değer kaybetti. Bankalararası piyasada en iyi dolar alış ve satış kotasyonları 1.4415'e kadar gerileyerek son bir yılın en düşük seviyesini gördü. 596342 Botaş ve TKİ genel müdürü görevden alındı Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Saltuk Düzyol ile Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Rıfat Dağdelen başka bir göreve atanmak üzere görevlerinden alındı. Her iki genel müdürün görevden alınmasına ilişkin kararnameler Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayınlandı. Ayrıca Resmi Gazete’de yayınlanan kararnamelere göre, Mehmet Emin Zararsız’ın SGK Başkanı olmasıyla boşalan Gümrük Müsteşarlığı’na Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Maksut Mete atandı. Mutalip Ünal’ın BDDK üyeliğine atanmasıyla boşalan Teftiş Kurulu Başkanlığına da Başbakanlık Başmüfettişi Yunus Arıncı’nın ataması yapıldı. Dış Ticaret Müsteşarlığı Müsteşar Yardımcılığına Cemalettin Damlacı, İş Kurumu Yönetim Kurulu üyeliğine de Çalışma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Zahteroğulları getirildi. 596863 Cumhurbaşkanı Gül'den Sarkisyan'a oda jesti Cumhurbaşkanı Gül ile Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan ve diğer bürokratları ağırlayan Almira Otel'in Genel Müdürü Ersin Yazıcı, maçı dolayısıyla Bursa'nın tarihi bir gün yaşadığını söyledi. İki ülkenin cumhurbaşkanları ile çok sayıda bürokratın Bursa'da buluştuğunu ifade eden Yazıcı, misafirleri ağırlamaktan da son derece mutlu olduklarını ve gurur duyduklarını anlattı. Maç öncesindeki görüşmelerin ve akşam yemeğinin otellerinde organize edildiğini belirten Yazıcı, "Biz odalarını ayarlamıştık. Cumhurbaşkanı Gül, kendisine 100 metrekarelik yeni odayı, Sarkisyan'a ise 75 metrekarelik diğer odayı ayırdığımızı öğrendi. Bunun üzerine büyük odanın Sarkisyan'a tahsis edilmesini isteyerek, karşı tarafa bir jest yapmış oldu" dedi. Yazıcı, "Ardından hemen düzenlemeye geçerek 301 No'lu odayı Cumhurbaşkanımıza, diğerini de Sarkisyan'a tahsis ettik. Otele geldiklerinde cumhurbaşkanları, kendi odalarındaki toplantı bölümünde bürokratlarıyla özel toplantı yaptılar, ardından birlikte toplantıya geçtiler" diye konuştu. Sarkisyan'ın kaldığı oda Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın ağırlandığı odayı yeni düzenlediklerini ve ilk kez dün hizmete açtıklarını ifade eden Yazıcı, "Odanın içinde kullanılar malzemelerin büyük bölümünü ithal ettik. odadan oluşan bu suitimizin banyosundan yatak ve toplantı odasına kadar her bölümünde çok titiz davrandık. Odanın düzenlenmesi için yaklaşık 250 bin lira harcadık. Yatak örtüsü ipek, odada kullanılan süslemelerde gümüş kullandık. Dolapları ve kapıları el işçiliğiyle yapıldı. Odanın gecelik konaklama ücreti bin euro olacak. Sarkisyan'ın kaldığı odanın bir kapısı, korumalarının bulunduğu odaya açılıyordu" dedi. Güvenlik için elektronik aletler çıkarıldı Yazıcı, cumhurbaşkanları otele gelmeden önce otelde yoğun güvenlik önlemi alındığına dikkat çekerek, odalarda bulunan telefon, DVD player, minibar gibi elektronik ve elektrikli aletlerin tamamının çıkarıldığını, içerde sadece televizyonun kaldığını anlattı. Yazıcı, otelin çatısına keskin nişancıların yerleştirildiğini, bu kişilerin 2.5 kilometrelik mesafeyi kontrol altına tutabildiklerini öğrendiklerini kaydetti. Yemek menüsü Yemeğe düğün çorbasıyla başlandığını dile getiren Yazıcı, menüye ilişkin olarak da, "Çorbanın ardından biber dolması, yaprak sarma ve imam bayıldılı zeytinyağlı tabağına geçildi. Tandır böreği ile devam eden yemekte İnegöl köfte, iskender kebap ve Akdeniz yeşillikleri verildi. Tatlıda kestaneli, çikolotalı pasta ve baklava sunuldu. Ermeni bürokratlar yemekte beyaz ve kırmızı şarap alırken, Sarkisyan'ın, Gül ile birlikte içecek tercihi taze sıkılmış portakal suyu oldu. Bu arada, kullanmasına rağmen Sarkisyan, hiç içmedi" dedi. Yemeğin ardından Gül ve Sarkisyan'ın Türk kahvelerini toplantı salonunda başbaşa içtiğini belirten Yazıcı, "Ankara'dan bir canlı müzik grubu geldi. Yemekte, kanun, kemençe ve bendir eşliğinde canlı müzik vardı" dedi. 596122 Toprak, vesayet davasına katılmadı Sarıyer 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'ndeki duruşmada Hakim Ayhan Ayan, hakkında dava açılan Halis Toprak'ın yasal olarak duruşmada dinlenilmesi gerektiğini belirterek, Toprak'ın, avukatı tarafından gelecek duruşmada hazır bulundurulması için uyarılmasını kararlaştırdı. Davacı ve davalı avukatları duruşmada hazır bulundu. 595928 Tolon'a komşu oldu Prof. Dr. Ahmet Uygun yönetimindeki GATA ekibiyle birlikte askerî bir uçakla Ankara'ya getirildi. Evren, sağlık durumunun ciddiyeti nedeniyle uzun yıllardır yaşadığı Bodrum'dan ayrılarak Başkent'e yerleşmek zorunda kaldı. Genelkurmay Başkanlığı, 7. Cumhurbaşkanı'na Hurşit Tolon'un lüks lojmanıyla sırt sırta bir lojman tahsis etti. Villayı andıran konut, içinde Kara Harp Okulu Eğitim ve Doktrin Komutanlığı ile Merkez Orduevi'nin de bulunduğu Kirazlıdere mevkiindeki geniş bir askerî bölge içinde bulunuyor. Villanın Ergenekon sanığı Tolon'la yan yana olduğu öğrenildi. Tolon, 18 Şubat 2008'de bu lojmandan gözaltına alınmıştı. 597057 Prof. İbrahim Canan Hoca uğurlandı Marmara Üniversitesi (MÜ) İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Canan için, Altunizade'deki MÜ İlahiyat Fakültesi Camisi'nde tören düzenlendi. Burada öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Canan'ın cenazesi Eyüp Sultan Mezarlığı'na götürülerek defnedildi. Cemaatin kalabalık olması dolayısıyla cenaze namazı, Canan'ın tabutu içeri alınarak camide kılındı. Cenaze namazını ailesinin isteği üzerine MÜ emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Suat Yıldırım kıldırdı. İbrahim Canan'ın oğlu Hamit, kardeşi Ömer Canan, damatları Emin Değer, Abdurrahman Sanlı, Hakan Şenel, tören sırasında tabutun başında taziyeleri kabul etti. Törene, Canan'ın eşi Zarife ile kızı ve yakınlarının yanı sıra, MÜ Rektörü Prof. Dr. Necla Pur, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Raşit Küçük, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara, eski İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlarından Ali Müfit Gürtuna ile Prof. Dr. İbrahim Lütfi Önder'in de arasında bulunduğu çok sayıda din görevlisi, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. -CANAN'I ANLATTILAR- MÜ Rektörü Prof Dr. Necla Pur, ''Çok üzücü bir olay. Gerek üniversitemiz, gerek İslam ve gerekse ülkemiz açısından önemli bir kayıp. Artık kendisini, eserleriyle ve öğrencileriyle yaşatmaya çalışacağız'' dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da Prof. Dr. İbrahim Canan'ın 40 civarında eseri bulunduğunu belirterek, ''Kendi dalında yetişmiş nadir insanlardan biri.Ülkemiz kıymetli bir ilim adamı olan hocasını kaybetti. Güzel bir insandı. Milletimizin başı sağ olsun'' diye konuştu. MÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Raşit Küçük de ''Benim talebelik yıllarımdan tanıdığım ve kaybı büyük olan değerli bir insandı. Hayatının her safhasında ilimle uğraşmıştır. Hayatında Kur'an-ı Kerim'i uygulayan biriydi. Allah'ın rızasına nail olmak için çalışmıştır. Hiçbir kimsenin gıyabında bir şey söylediğine şahit olmadım. Allah yolunda şehit olarak kabul ediyoruz'' dedi. Canan'ın fakültenin emekli öğretim üyesi olduğunu belirten Küçük, ''Ancak emekli olduğu belli olmayan öğretim görevlisiydi. Gerek Türkiye, gerekse yurt dışında hadis ilmi ile ilgileniyordu. Bereketli bir hayat yaşadı, çok değerli ve kıymetli bir insandı'' diye konuştu. -İBRAHİM CANAN'IN ÖZGEÇMİŞİ- Prof. Dr. Canan, 1940 yılında Karaman'ın Ermenek ilçesi Küçükkarapınar köyünde doğdu. MÜ İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi olan Prof. Dr. Canan, Kayseri ve Akşehir'de orta dereceli okullarda öğretmenlik yaptıktan sonra, 1972 yılında Atatürk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesinde öğretim üyesi oldu. Uzun yıllar Paris'te eğitim gören Prof. Dr. Canan'ın en önemli eserleri arasında hadis ilminin en temel kaynağı kabul edilen ''Kütüb-ü Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi'' bulunuyor. Makaleleri fakülte dergilerinin yanı sıra Diyanet, Hakses, İslam, İslam Medeniyeti, Zafer, Sur, İcmal, Kadın ve Aile, Altınoluk, Okul gibi dergilerde yayımladı. ''Resulullah'a Göre Okul'' ve ''Ailede Çocuk Terbiyesi'' adlı eseriyle 1979'da Türkiye Milli Kültür Vakfı Ödülü'nü aldı. Akademik kariyerini hadis hocası olarak tamamlayan Prof. Dr. Canan, ilahiyat fakültelerinde öğrencilere yıllarca hadis dersi verdi. 595640 İsrail Türk büyükelçisini çağırdı İsrail Türk büyükelçisini çağırdı İsrail yaşanan tatbikat krizi sonrası Türkiye büyükelçisi Namık Tan'ı Dışişleri Bakanlığı'na çağırdı. 597316 Times'dan İlginç İddia Times'dan İlginç İddia "Afganistan'da ölen Fransız askerleri, İtalya'nın Taliban'a ödediği paradan Fransa'yı haberdar etmediği için öldürüldü." Yayına Giriş: 15.10.2009 19:06:10 Güncelleme: 15.10.2009 19:09:11 Afganistan'da geçen yıl 10 Fransız askerinin öldürülme sebebinin, İtalyan yetkililerin Taliban'a ödenen para konusunda, Fransız yetkilileri haberdar etmemesi olduğu ileri sürüldü. İtalya hükümeti, haberi yalanladı. İngiltere'de yayımlanan Times Gazetesi'nde, geçen yıl ağustos ayında 10 Fransız askerinin, Kabil'in doğusundaki Sabori bölgesinde Taliban militanlarının kurduğu pusuda öldürülmesiyle ilgili olarak İtalya'ya suçlamalar yöneltildi. Sarobi bölgesinin denetimini İtalyan askerlerden devralan Fransız askerlerinin, bölgeye gelmelerinden aylar önce İtalyan gizli servisinin, Taliban ve yerel komutanlara, bölgeyi "sessiz tutmaları" için onbinlerce dolar ödediği iddia edildi. Times Gazetesi, Batılı askeri yetkililerin, ödemelerin yapıldığını ortaya çıkardığını, ancak dönemde bölgeye gelen Fransız askerlerinin, durumdan haberdar edilmediğini kaydetti. Haberde, bölgeden ayrılan İtalyan askerlerinin ise, yalnızca bir kayıp verdiğine dikkat çekildi. Fransızların, konudan bilgi sahibi olmadığı belirtilen haberde, "Hafif silahla donatılmış ve hava desteğinden yoksun Fransız askerlerin, ağır silahlı 170 militan tarafından pusuya düşürülmesi, bu durumu açıklıyor" denildi. 596664 Bulaşık makinesi tuzuyla ekmek yapınca... Bulaşık makinesi tuzuyla ekmek yapınca...Mutlu YUCA- Koray YILMAZDEMİR/BOLU, (DHA) merkeze bağlı Kızık Köyü'nde, kadınların, bulaşık makinesinde kullanılan yaptıkları patatesli köy ekmeğinden yiyen kişi zehirlendi. Hastaneye kaldırılan kişi, serum tedavisinin ardından taburcu edildi. Kadınların, cam kavanoz içindeki tuzu, sofralık tuz sandıkları ortaya çıktı. Dün, Kızık Köyü'ndeki kadınlar, Bolu'nun meşhur patatesli köy ekmeğinden yapmak için biraraya geldi. Kadınlar, bahçedeki toprak fırını yaktıktan sonra ekmeğin hamurunu hazırlamaya başladı. Kadınlar hamuru hazırlarken, sıra tuzun eklenmesine geldi. İçlerinden biri, bahçesinde toplandıkları evin içine girip mutfaktaki dolaptan cam kavanoz içine konulmuş olan bulaşık makinesi tuzunu alıp, hamur yapanlara verdi. Hamuru hazırlayan kadınlar da bulaşık makinesi tuzunu, sofralık tuz zannederek hamurun içerisine döktü. Daha sonra fırında pişirilen ekmekleri kendi aralarında paylaşan kadınlar, evlerine döndü. Bu sabah kahvaltıda bu ekmeklerden yiyen Esin Yaman (25), Hatice Yaman (23), Lütfiye Yaman (79), Fatma Yaman (62), Rukiye Ermiş (55), Elif Bayramoğlu (23), Ruhi Yaman (53) ve Arif Dokuyan (28), mide bulantısı, kusma ve şikayetiyle yakınlarının araçlarıyla Köroğlu Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Serum verilen kişi, tedavilerinin ardından taburcu edildi. Doktorlar ve hastanenin diğer personeli, zehirlenmenin nedenini öğrenince şaşırdı. 597373 Polis kolejinin inşaatı çöktü yaralı Karabük Polis Meslek Yüksekokulu inşaatındaki konferans salonu kısmı, beton dökümü esnasında çökmüş, olayda kişi yaralanmıştı. Yaralananların Salim Öztop (60), Fatih Çelen (20), İbrahim Duman (20), Durmuş Varlı (35), Birol Eğdi (44), Mevlüt Albas (26) ve Murat Kaygusuz olduğu ifade edildi. Yaralılar inşaattaki diğer çalışanlar tarafından Karabük Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Olay sonrası inşaat alanına gelen itfaiye ve arama kurtarma ekipleri, göçük altında kalan olup olmadığını araştırdı. Alana gelen inceleme yapan Karabük Emniyet Müdürü Hulisi Çelik, incelemenin ardından İHA'ya yaptığı açıklamada, göçük altında başka kalan olup olmadığını tespit etmeye çalıştıklarını söyledi. Çökmenin sebebi hakkında Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü ekiplerinin çalışma başlattığını belirten Emniyet Müdürü Çelik, "Konferans salonunun betonunun atılması sonrası çöküntü meydana gelmiş. İlk belirlemelere göre işçi yaralandı. Hemen inşaattaki diğer işçiler tarafından hastaneye kaldırılan bu işlerin, ilk aldığım bilgiye göre hayati tehlikesi yok. Tedavileri devam ediyor.  Arkadaşlardan aldığımız bilgiye göre şuan göçük altında işçi yok. Ama biz yine de inşaatta çalışan işçilerin sayımlarını yapıp eksik olup olmadığını tespit etmeye çalışacağız. Allah'tan can kaybı yok ve kazayı ucuz atlattık. Göçüğün neden meydana geldiği konusunda ise Bayındırlık Müdürlüğü ekiplerimiz çalışmalara başladı" dedi. Karabük Valisi Nurullah Çakır da, olay yerinde yaptığı incelemenin ardından Karabük Devlet Hastanesi'ne giderek, yaralıları ziyaret etti. Vali Çakır, hastane yetkililerinden yaralı işçilerin sağlık durumları hakkında da bilgi aldı. 596136 Potada ilk kupa sahibini buluyor Mücadele Spor'dan naklan yayınlanacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de izleyeceği maçın öncesinde Efes Antrenörü Ergin Ataman, geçen sezonu Efes tarihinin en önemli sezonu olarak değerlendirerek, ''Buraya hem lig hem kupa şampiyonu olarak geldik. Bu senenin en anlamlı kupasına çıkacağız. Geçen senenin finalinde yaşadığımız basketbol kalitesini, bu seneye de taşımak istiyoruz.'' diye konuştu. Fenerbahçe Ülker Antrenörü Bogdan Tanjevic ise Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı sezonun başlangıcı olarak değerlendirerek, şunları söyledi: ''Bu kupa, bizim için Türkiye Kupası elemelerinden daha önemli. Bu önemli kupayı kazanmak istiyoruz. Basketbolun değerini yükselteceğimiz bir maç olmasını diliyorum.'' Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı daha önce Efes kez müzesine götürürken, F.Bahçe Ülker ise kez kupaya uzanmıştı. 596399 Rijkaard: Zor maçlar bizim için çok iyi şans... Rijkaard: Zor maçlar bizim için çok iyi şans... Teknik Direktörü ve ’nde bir hafta içinde oynayacakları önemli maçı, iyi bir takım olduklarını tekrar gösterebilmeleri için bir şans olarak yorumladı. Hollandalı teknik adam, Galatasaray TV’de yayınlanan "Rijkaard’la Soru Cevap" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Rijkaard, Turkcell Süper Lig ve UEFA Avrupa Ligi’nde yaptıkları son resmi maçı kazanamamalarının, önlerindeki maçın önemini daha da artırdığını söyledi. Hollandalı teknik adam, önlerindeki kritik maçla ilgili şunları kaydetti: "Çok önemli maç oynayacağız. Özellikle son alınan sonuçlardan sonra maçların önemi daha da arttı. Bu zorlu maçlar bizim için ekstra bir motivasyon olacaktır. Tekrardan ne kadar iyi bir takım olduğumuzu göstermemiz için çok iyi bir şans bizim için. Kısa vadede önümüzdeki maça bakmamız lazım. Her zaman önünüzdeki maç en önemli maçtır. Taraftarımız bu zamana kadar bizi hep destekledi. Şimdi de destekleyeceklerinden hiçbir şüphemiz yok. Burada önemli olan futbolcuların da bunu taraftara yansıtması ve alınan sonuçlar." Ligde son maçında puan kaybederek, lider ’nin puan gerisine düşen Galatasaray, önündeki maçlık periyotta Turkcell Süper Lig’de 18 Ekim Pazar günü evinde 25 Ekim Pazar günü de ’de Fenerbahçe ile karşılaşacak. "Cim Bom", bu maçların arasında, 22 Ekim Perşembe günü UEFA Avrupa Ligi’nde ’nda temsilcisi ’i ağırlayacak. 596671 "Futbol Diplomasisi" Fransız basını, Türkiye ve Ermenistan milli futbol takımları arasında dün Bursa'da oynanan karşılaşmaya geniş yer verirken, maçın sonucundan çok diplomatik önemini ön plana çıkardı. Le Figaro, ''Barışma Maçı'' başlığıyla verdiği haberde, ''grupta iddiası kalmayan iki takım arasındaki maçın, Zürih kentinde atılan imzalardan sonra diplomasi açısından daha fazla ön plana çıktığı'' yorumunu yaptı. Güvenlik önlemlerinin yoğunluğuna dikkati çeken gazete, maçın olaysız bir biçimde sona erdiğini belirtti. Liberation gazetesi de ''Futbol Diplomasisi'' başlığıyla verdiği haberde, ''maçın iki ülke için siyasi açıdan daha fazla önem taşıdığı'' yorumunu yaptı. İNGİLİZ GAZETESİ İngiliz The Independent gazetesi ise dün akşam oynanan Türkiye-Ermenistan futbol maçını, "Tarih yazıldı: Eski düşmanlar futbol maçında bir araya geldi" başlığıyla duyurdu. Maçı Bursa'da izleyen gazete muhabirinin kaleme aldığı haberde, "futbol maçının öncesinde Türkiye ve Ermenistan Cumhurbaşkanlarının sıcak el sıkışmalarına ve maçı birlikte izlemelerine" dikkat çekildi. Gazete, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, "Tarih yazmıyoruz, tarihi yapıyoruz" sözlerine de yer verdi. 595717 'Askere sivil yargı raporu tamam' DTP'nin kapatılmasına ilişkin dava ile ilgili raporun da bu ay sonuna kadar tamamlanacağını bildirdi. Kılıç, raporun üyelere dağıtılmasının ardından önümüzdeki ay gündeme alınabileceğini kaydetti. Haşim Kılıç, basın mensuplarıyla sohbet toplantısında bir araya geldi. Hükümetin yürüttüğü demokratik açılım çerçevesinde anayasa değişikliğinin gündeme geldiğinin hatırlatılması üzerine, "Anayasa değişikliği konusunda neyi yapacağınız önemli. değişiklik 10 maddenin değiştirilmesini gündeme getirebilir." değerlendirmesini yaptı. Anayasa Mahkemesi Başkanı, raportör Ali Rıza Aydın'ın YARSAV üyesi olduğu için emekliliğe ayrıldığı iddiasını da yalanladı. Raportörlere yönelik iç takipleri olduğunu, Aydın gibi Sayıştay'dan gelen raportörler hakkında da yenileme yapılması gerektiği kararına vardıklarını bildirdi. Başkan, "Yaklaşık yıldır başkanım. yıl da başkan vekilliği görevinde bulundum. Bu gerekçelerle karar vermiş olsaydım daha önce verirdim. Aydın'ın YARSAV'da genel sekreter olduğunu da bilmiyordum. İddialar asla doğru değil. Benim böyle bir tasarrufta bulunmadığımı kendisi de biliyor.'' dedi. Kılıç, Aydın'ın ricası üzerine Sayıştay'daki emekliliğine ilişkin işlemlerin hızlandırılmasında yardımcı olduğunu kaydetti. 596656 Üskül: Herkes üslubuna dikkat etmeli Üskül, parlamento muhabirleriyle sohbet toplantısı düzenledi. MHP Genel Başkan Yardımcısı, Komisyon Başkanvekili Mehmet Ekici'nin Trabzon'da yaptığı konuşmada, DTP'lilere yönelik hakaret içeren sözlerinin anımsatılması üzerine Üskül, herkesin konuşurken üslubuna dikkat etmesi gerektiğini belirtti. Zafer Üskül, şöyle konuştu: ''Konuşurken kırıcı olmamak gerekiyor. İnsan hakları hepimizin ortak sorunu. Bazen bizim komisyon toplantılarında da maksadını aşan sözler söylendi, bunların olmaması gerekiyordu. Ben bu tartışmalara hep müdahale ettim. Bu tür sözler benim tarzım değil, bu konuda da örnek olmaya çalışıyorum. Umarım bu konuda daha dikkatli olunur. Maksadını aşan bu tür bir davranışı onaylamayız. Siyasilerin üslubunun düzgün olması gerekir. Zaman zaman eleştiriler sert olabilir ama kırıcı olmamak lazım. İnsan haklarına saygılı olmalıyız. Eleştiri yapılabilir, her yerden gelebilir, medyadan da eleştiri gelebilir ve bu da kabul edilebilir. Hiç kimsenin eleştiri hakkına ambargo da konulamaz.'' -CEYLAN ÖNKOL'UN ÖLÜMÜ- Üskül, Diyarbakır'ın Lice İlçesinde Ceylan Önkol'un patlama sonucu öldüğü iddiasıyla ilgili savcılığa yazdıkları yazının cevabının gelmesinden sonra, ne gibi bir işlem yapılacağına karar vereceklerini söyledi. Fransa ve Belçika'ya yaptıkları inceleme ziyaretinin raporları ile medyanın insan hakları ihlalleri konusunda yürütülen çalışmanın raporunun henüz tamamlanmadığını kaydeden Üskül, sanatçı Timuçin Esen'in magazin gazetecileri ile yaşadığı tartışma olayı ile ilgili görüşünün sorulması üzerine, bu konuları araştırmak üzere kurulan bir alt komisyon olduğunu belirterek, ''Komisyon bu konuya da eğilecektir'' dedi. Komisyonun çalışma yapısına ilişkin kanun değişikliğini gerçekleştirmeleri halinde Başkanlık Divanının daha aktif hale geleceğini belirten Üskül, muhalefetin, kurulan alt komisyon üyelerinin belirlenmesine ilişkin eleştirileri ile ilgili olarak, ''Alt komisyon kurarken, bazen muhalefet partilerinden üyelere çoğunluk verdik'' dedi. -BAŞKANLIK DİVANI SEÇİMİ- Zafer Üskül, Komisyon Başkanlık Divanı seçiminin yapıldığı dünkü toplantı hakkında da bilgi verdi. Kendisinin seçime katılan 16 üyenin de oyunu alarak başkanlık görevine yeniden seçildiğini ifade eden Üskül, komisyonun muhalefete düşen Başkanvekilliği için MHP'li Ekici ile CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in aday olduğunu bildirdi. Zafer Üskül, yapılan oylama sonucunda Ekici'nin 11 oy alarak bu göreve seçildiğini, Ersin'in ise oyda kaldığını söyledi. CHP'li Ersin ile CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir'in, başkan ve başkanvekilliği seçiminin ardından toplantıdan ayrıldığını dile getiren Üskül, daha sonra yapılan seçimde de sözcülüğe AK Parti Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt, katip üyeliğe de DSP İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş'ın seçildiğini bildirdi. 596844 Viranşehir'de trafik kazası: ölü yaralı Alınan bilgiye göre, Viranşehir'den Mardin'e giden Sabri Kaya yönetimindeki 81 BG 089 otomobil, Serinkuyu köyü yakınlarında şarampole yuvarlandı. Sürücü Sabri Kaya ile Halime ve Seyri Kaya (78) yaralandı. Viranşehir Devlet Hastanesine kaldırılan yaralılardan sürücünün annesi Seyri Kaya kurtarılamadı. Diğer yaralıların durumunun iyi olduğu bildirildi. 596283 Cezalarını çekerken, hayata hazırlanıyorlar Isparta Tipi Kapalı ve Açık Cezaevi İnfaz Kurumu Müdürü Dursunşah Özyılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Açık Cezaevi'nde bulunan 140 hükümlünün büyük çoğunluğunun istihdam edildiğini belirtti. Bu hükümlülerden bir kısmının elma kasası ürettiğini, bir kısmının bahçede meyve ve sebze yetiştirdiğini bir kısmının da halı dokuduğunu ifade eden Özyılmaz, elma kasası üretiminde son beş yıldır atağa geçtiklerini bildirdi. Elma kasası atölyesinde 27 hükümlünün çalıştığını ve geçen yıl 24 bin, bu yıl ise 35 bin kasa ürettiklerini belirten Özyılmaz, buradaki ustalara günde 5.25, diğer çalışanlara TL ödeme yapıldığını söyledi. Özyılmaz, hükümlülerin ürettiği kasaların, başta Isparta ve ilçeleri olmak üzere komşu illerle, Karaman, Denizli ve Konya'ya tanesi 2,25 TL'den satıldığını vurguladı. Amaçlarının kar olmadığının altını çizen Özyılmaz, ''Açık Cezaevi'nde kalan hükümlülerin buradan çıktıktan sonra meslek sahibi olabilmelerini, toplumla uyum sağlamalarını, tamamen tüketen değil, üreten hale gelebilmelerini sağlamak istiyoruz. Üretimi kar amaçlı yapmıyoruz. Amacımız, topluma bir insan daha kazandırmak'' diye konuştu. Isparta'nın elmacılıkta iyi olduğu için elma kasası üretimine yoğunluk verdiklerini kaydeden Özyılmaz, gelecek yıl kapasiteyi artırmayı ve üretimi iki katına çıkarmayı planladıklarını söyledi. Bir yıl boyunca elma kasası üretildiğini ifade eden Özyılmaz, bir yılda üretilen kasanın 10 günde satıldığını, siparişlere bile yetişemediklerini belirtti. -24 DÖNÜMLÜK ALANDA SEBZE VE MEYVE YETİŞTİRİYORLAR- 24 dönümlük araziyi de üretime kazandırdıklarını ve Tarım İl Müdürlüğünün girişimleriyle 17 dönümde elma, dönümde sebze ve meyve yetiştirdiklerini belirten Özyılmaz, sözlerine şöyle devam etti: ''Üretime yeni başlanmasına rağmen bu yıl 3,5 ton elma sattık. Ürettiğimiz elmaları önce kendi ihtiyaçlarımızda kullanıyoruz, sonra hükümlülere ve personele satılıyor. Hem genel bütçe kazanıyor hem de hükümlü. Ağaçları da hükümlüler yetiştiriyor. Fiyatları ise piyasanın durumuna göre belirliyoruz. Genellikle fiyatlar piyasanın altında alıyor çünkü amacımız kar etmek değil. 24 dönümlük alanda 22 hükümlü çalışıyor.'' -HÜKÜMLÜLER ISPARTA HALISI DOKUYOR- Isparta'da unutulmaya yüz tutan kirkit (Dokumacılıkta atkı ipliğini sıkıştırmak için kullanılan, demirden veya ağaçtan yapılmış dişli araç) sesleri de, cezaevi koridorlarında yankılanmaya devam ediyor. Halı Atölyesi'nde 13 hükümlü, Isparta halısı dokuyor. Yılda 3,5 metrelik yaklaşık 20 halı dokunabildiğini belirten Özyılmaz, dokunan halıların Bakanlığa gönderildiğini ve metresinin 150 KDV fiyatından satıldığını söyledi. Halı fiyatlarını Bakanlığın belirlediğini ifade eden Özyılmaz, hükümlülere meslek kazandırmak için yapılan çalışmalarda öncelikle İŞKUR İl Müdürlüğü ve Tarım İl Müdürlüğü'nden destek aldıklarını kaydetti. Özyılmaz, 11 hükümlünün de Adliye binasında temizlik işlerinde ve çay ocağında çalıştığını bildirdi. Cezaevindeki bu uygulamaların hükümlülere pozitif davranış kazandırdığına dikkati çeken Dursunşah Özyılmaz, ''Amacımız onlardan faydalanmak değil, onların hayatlarını kazanmalarına yardımcı olmak. Bunu da başardığımızı düşünüyorum. Buradan çıkıp da çalışan, hayatını kurtaran çok sayıda hükümlü gördüm. En büyük gayemiz, onların yenide buraya gelmemelerini sağlamak'' diye konuştu. 595720 Erkan: Piyasaya yeni ürünler geliyor Erkan: Piyasaya yeni ürünler geliyor Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı Başkanı ’de kurumsal ürünler piyasası oluşturduklarını, mevcut hisse senetleri, yatırım fonları, ETF’lerin yanı sıra varantları (Bir hisseyi belli bir fiyattan ihraç eden aracı kurumun vadede kontratı hisseye çevirme ya da belli bir getiriyle alma garantisi vermesi) da piyasaya sunacaklarını ve sürekli açık artırmalar yapılacağını belirterek, “Daha az likit olan mallar için tek fiyatlı artırmalar yapacağız” dedi ’de pazarlarının da ticarete açıldığı zaman fon sektöründe gelişme kaydedilebileceğine dikkat çeken Erkan, yatırım fonlarının GSMH’nın yüzde 3’ünü oluşturduğu, ’da ise yüzde 24 olduğunu belirterek, “AB ortalamasına ulaşabilirsek 160 miyar dolar seviyesine ulaşabiliriz” dedi. Yapı Portföy ana sponsorluğunda gerçekleştirilen ‘Funds World Turkey 2009’ konferansında konuşan Erkan, ’nin yeni çalışmaları hakkında bilgi verdi. Erkan şunları söyledi: “Şu anda İMKB’de kendi pazarımızı yeniden organize ediyoruz. Bir kurumsal ürünler piyasası oluşturuyoruz. ETF’leri, varantları sunuyoruz piyasaya. Bunu yapabilmek için bir pazar yapısına ihtiyacımız vardı. Bunu yapıyoruz. Sürekli olarak ayrıca, açık artırmalar olacak. Artırmaya göre sürekli bir artırma, eksitme çalışmaları sürecek. Daha az likit olan mallar için tek fiyatlı artırmalar yapacağız.” seferberliği Konuşmasında halka arz seferberliğinden de söz eden Erkan, ile gelecek haftadan itibaren halka arz seferberliği başlatacaklarını hatırlattı. Bunun için çeşitli illerde, odalarda toplantıların yapılacağını anlatan Erkan, toplantılara aracı kurumların, kurumsal yatırımcıların ve yerli yabancı danışman firmaların da katılacağını söyledi. Ayrıca, ’ler için yeni bir pazar segmenti açılacağını belirten Erkan, “’daki AIM pazarını burada bir şekilde oluşturmak istiyoruz. Zor bir pazara ama ümitliyiz. KOBİ’lerin piyasaya açılması için birtakım kolaylıklar, şartlar getirdi” dedi. 595763 FIFA, Azerbaycan bayrağını istemedi FIFA, Azerbaycan bayrağını istemedi FIFA'nın istediği doğrultusunda Türkiye ile Ermenistan milli takımları arasında oynanan maça Azerbaycan bayrağı sokulmadı. Bursa Valisi Şehabettin Harput, çeşitli gruplarca istismar edileceği endişesiyle önce Azerbaycan bayrağına izin vermeyeceklerini açıklamış önceki gün ise bu yasağı kaldırmıştı. Ancak FIFA Genel Sekreteri Jerome Valcke, Türkiye Futbol Federasyonu Genel Sekreteri Ahmet Güvener'e 'çok acil' başlığıyla gönderdiği notta stada Azerbaycan bayraklarının alınmamasını istedi. Valcke, aksi halde maçın iptal edileceğini bildirdi. Bursa Valisi Harput bunun üzerine stada Türk ve Ermeni bayraklarının dışında başka bir bayrak, flama, döviz ve afişin girmesine müsaade edilmeyeceğini açıkladı. Harput, FIFA'nın konuya ilişkin kararının, yine FIFA tarafından organize edilen bütün müsabakaları bağlayıcı nitelikte olduğunu söyledi. İçeride futbol dışarıda eylem Ellerinde Azerbaycan bayrağı taşıyan bazı gruplar Ermenistan'ı protesto etti. Kamu -Sen Bursa Temsilcisi Selçuk Türkoğlu ve beraberindekiler dışarıda Azerbaycan bayrağı dağıttı. Polisin bayrakları toplamak istemesi üzerine göstericilerle polis arasında arbede yaşandı. 596713 Sinekler grup halindeyken daha iyi “hatırlıyor” Sinekler grup halindeyken daha iyi “hatırlıyor” Sirke sineklerinin (drozofila) hafızasının toplu haldeyken daha güçlü olduğu ortaya çıktı.  Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi’nden Thomas Preat ve ekibi, sineklerin “tehlike uyandıran bir koku” almasını sağladı ve ardından hayvanlara uyguladı. Bilim adamları, bu şartlanmadan sonra, grup halindeki sineklerle, gruptan ayrı tutulan sineğe kokuya ilişkin testler yaptı.  “Current Biology” dergisinde yayımlanan araştırmada, hayvanların hafızası, şartlanmadan 24 veya 48 saat sonra kokuyu hatırlama becerisine göre değerlendirildi. Grup halindeki sineklerin hafızasının daha güçlü olduğunu belirleyen bilim adamları, gruptan ayrı bırakılan sineklerin hafızasının zayıf olmasının, “bilgiyi” aktarmada zorlanmalarından kaynaklandığını vurguladılar.  Makalede, muhtemel tehlike teşkil eden bir kokunun bulunduğu test sırasında şartlanmış sinekler, çevredeki sineklerin dikkatini çeken “uyarı işareti” gönderiyor, bunun da hafızayı güçlendiriyor olabileceği belirtildi.  Fransız “Le Nouvel Observateur” dergisinin internet sitesinde de yer alan araştırma, sosyal çevrenin, tecrübeden karar almaya geçişte oynadığı rolü anlamaya ışık tutuyor. 596977 Gaziantep FB'nin ünvanını almaya çalışıyor Teknik Direktör Jose Couceiro'nun Litvanya'da bulunması nedeniyle kırmızı-siyahlı takımı, yardımcı antrenörler Jesus Quinito, Antonio Miguel, Samuel Pedroso, İsmet Ölmez ve kaleci antrenörü Jorge Silva çalıştırdı. Antrenman ısınma koşusu ve açma-germe egzersizleriyle başladı. Antrenmanın ana bölümünde 5'e oyun, iki grup halinde pas, gol ve kanat çalışmasının ardından, yarı sahada çift kale maç çalışması yapıldı. Tedavilerine devam edilen Avusturyalı golcü Roland Linz ve Gökhan Öztürk ile Ümit Milli Takım'da bulunan Murat Ceylan antrenmana katılmazken, Soner Örnek fizyoterapist eşliğinde sahada özel çalıştırıldı. Milli takımdan dönen Cenk Güvenç de çalışmalara katıldı. FUTBOLCULARIN GÖRÜŞÜ Gaziantepspor'un savunma oyuncusu Erkan Sekman, gazetecilere yaptığı açıklamada, hafta sonu yapılacak maçın iki takım için de büyük önem taşıdığını belirtti. Fenerbahçe'nin ligin en kaliteli kadrosuna sahip, oyunun gidişatına etki edebilen futbolculara sahip olduğunu ifade eden Erkan Sekman, ''Zor bir maç olacağı kesin. Ama onların da bizden çekindiklerini biliyorum. 9'da yapmak için gelecekler. Fenerbahçe'ye 9'da yaptırmayacağız. İnşallah kendi sahamızda, seyircimiz önünde galip gelmek ya da en azından puanla Fenerbahçe'yi göndermek istiyoruz'' dedi. Başarılı orta saha oyuncusu Erman Özgür ise Fenerbahçe'nin galibiyet serisine son vermek istediklerini kaydederek, ''Şimdi ne Fenerbahçe ne biz geçen sezonki gibiyiz. Ama yine de kendi seyircimiz önünde büyük maçlarda gösterdiğimiz iyi performansı, bu maçta da devam ettirmek istiyoruz. Onların yakaladıkları bir seri var, inşallah bu seriye kendi sahamızda son vermek istiyoruz'' diye konuştu. Gaziantepspor'un Brezilyalı oyuncusu İvan de Souza ise lige verilen arayı iyi değerlendirdiklerini ifade ederek, şöyle konuştu: ''Fenerbahçe geçen yıl buradaki maçtan memnuniyetsiz ayrılmıştı. Oradaki maçta ise neredeyse yeniyorduk. Bu maçta rakibimize geçit vermeyeceğiz. Bizim de çok acil puan ve puanlara ihtiyacımız var. Fenerbahçe gibi bir takımla oynuyorsunuz; çok iyi bir başlangıç yapmış ve buraya geliyor. Havaya girmiş bir takım, yüzden bu maçta alabileceğimiz iyi bir sonuç, bizi de bulunduğumuz durumdan çok daha ileriye taşıyacaktır. Dikkatli olur, hata yapmazsak bu maçtan puan ya da puanlarla ayrılabiliriz.'' Bu arada, Litvanya milli takımındaki görevi nedeniyle yurt dışında bulunan teknik direktör Jose Coucerio'nun bu akşam saatlerinde Gaziantep'te olacağı öğrenildi. 596760 14:46 Telefon dinlemelerini internete sızdırmaya soruşturma yok Telefon dinlemelerini internete sızdırmaya yok ’in Grup Başkanvekili ’ın soru önergesine verdiği yanıt, kanunsuz dinleme ve basına sızdırmaya bugüne kadar biri Başsavcılığı 2’si de Cumhuriyet Başsavcılığı’nda olmak üzere sadece açıldığını ortaya koydu. Ergin, Şandır’ın eski Başkanı (E) Orgeneral ’ın, "’nın başındayken telefonumun dinlendiğinden hiç şüphe etmedim. Ancak dinleyen kaynağı bilmiyorum" şeklindeki sözlerine ilişkin sorusuna ise yanıt vermedi. Ergin, "Devletin çeşitli kademelerinde görev yapmış olan bazı insanların telefon görüşmeleri bazı internet sayfalarında yayınlanmıştır. Bu telefon görüşmeleri yasal olarak mı dinlenmiştir, internet sayfalarına kimler tarafından sızdırılmıştır?" sorusuna da "134 ağır ceza merkezi Cumhuriyet Başsavcılığıyla yapılan yazışmalar sonunda, açılan soruşturma olmadığının anlaşıldığı" yanıtını verdi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır’ın telefon dinlemeleri ve kayıtların internet ile basına sızdırılmasına ilişkin soru önergesini yanıtladı. Şandır soru önergesinde Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın katıldığı bir televizyon programında ‘TSK’nın başındayken telefonumun dinlendiğinden hiç şüphe etmedim. Ancak dinleyen kaynağı bilmiyorum"şeklindeki sözlerini gündeme getirdi. Şandır Bakan Ergin’e "Sayın Büyükanıt görevde bulunduğu sırada telefonlarının dinlenmesi ile ilgili yazılı veya sözlü bir bilgi iletmiş midir? Genelkurmay eski başkanının bu açıklamalarını doğru buluyor musunuz? Sayın Büyükanıt’ı Genelkurmay başkanı iken kimler dinlemiştir?Bu dinlemeler için mahkemelerden izin alınmış mıdır? Devletin çeşitli kademelerinde görev yapmış olan bazı insanların telefon görüşmeleri bazı internet sayfalarında yayınlanmıştır. Bu telefon görüşmeleri yasal olarak mı dinlenmiştir? Yasal olarak dinlenmişse internet sitelerine kimler tarafından sızdırılmıştır? Kanunsuz dinleme ve basına sızdırma ithamı ile bugüne kadar kaç dava açılmıştır?"sorularını yöneltti. -BAKAN ERGİN BÜYÜKANIT SORULARINI YANITSIZ BIRAKTI- Bakan Ergin ise Şandır’ın sorularına telefon dinlemeleriyle ilgili maddelerini sıralayarak yanıt verdi. Şandır’ın Genelkurmay eski başkanı (E)Orgeneral Büyükanıt’ı kimlerin dinlediğine ilişkin sorusuna yanıt vermeyen Bakan Ergin, devletin çeşitli kademelerinde görev yapmış bazı insanların telefon görüşmelerinin internette yayınlamasıyla ilgili ise 134 ağır ceza merkezinden alınan bilgiye göre, herhangi bir soruşturma kaydının bulunmadığını ifade etti. -KANUNSUZ DİNLEMEYE SORUŞTURMA- Bakan Ergin kanunsuz dinleme ve basına sızdırmayla ilgili ise bugüne kadar Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı’nda 1, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nda da adet soruşturma dosyasının bulunduğunu ve soruşturmaların halen derdest olduğunu kaydetti 595591 Türkiye-Ermenistan maçı öncesinde arbede Türkiye ile Ermenistan maçı öncesinde Kamu-Sen, stat önünde bayrakları dağıttı. Bazı gruplar ile polis arasında arbede yaşandı. Maçı izlemek üzere stada girmek isteyen bir taraftar yaralanarak, hastaneye kaldırıldı. Türkiye ile Ermenistan milli takımları arasında oynanacak maç öncesi stat girişinde bayraklarının toplanması tepki çekti. Bursa Stadı çevresine güvenlik kordonu kuran emniyet güçleri, taraftarları üç aşamalı aramanın ardından içeri aldı ve tüm taraftarlara Türk bayrağı dağıttı. Güvenlik güçleri, taraftarların yanında getirdikleri, çakmak, bozuk para, şemsiye gibi eşyaların yanı sıra bayraklarının da stada sokulmasına izin vermedi. bayraklarının toplanma yöntemi ise tepki çekti. Kamu-Sen Bursa İl Temsilcisi Selçuk Türkoğlu, ekmek selesine atılan bayraklarını gazetecilere göstererek, şunları söyledi: "Dost ülkenin bayrağına bunun yapılması, büyük bir saygısızlık. Bayrakları katlamak yerine buruşturup, atmışlar. bayraklarının stada sokulmamasını anlamak mümkün değil. Başka ülkeye gitsek, Türk bayraklarına da mı böyle yapılacak?" Bu arada, stat çevresinde biriken biletsiz taraftarlar, zaman zaman taşkınlık yaptı. Bazı gruplar, ellerinde bayraklarını sallayarak, "Bursa burada, Ermeniler içerde", "Kulüp, taraftarına sahip çık" gibi sloganlar atarken, bir grup biletsiz taraftar ile polis arasında arbede çıktı. Polis, gruba biber gazı kullanarak, müdahale etti. Çıkan karmaşada bir kişi de bayıldı. Kamu-Sen bayrağı dağıttı Türkiye ile Ermenistan milli takımları arasında Bursa'da oynanacak maç öncesi stat çevresinde bayrağı dağıtıldı. Kamu-Sen Bursa İl Temsilcisi Selçuk Türkoğlu, beraberindekilerle birlikte gerçekleştirdiği bayrak dağıtımının ardından yaptığı açıklamada, maç biletlerinin ne şekilde, hangi şartlara göre dağıtıldığını öğrenmek istediğini bildirdi. Türkoğlu, FIFA'nın stada bayrağı sokulmaması yönünde bugün verdiği kararı da çifte standart ve kabul edilemez olarak değerlendirdi. Bilet alamayan taraftarlardan protesto Türkiye ile Ermenistan milli takımları arasında bu akşam Bursa'da oynanacak maça giriş için bilet bulamayan bir grup taraftar protesto gösterisi yaptı. Stadı yanındaki Kültürpark girişinde toplanan yaklaşık 300 kişilik taraftar grubu, saatlik bekleyişin ardından, bilet bulamadıkları gerekçesiyle Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) aleyhinde sloganlar atmaya başladı. Bölgeye gelen Bursa Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürü Fahri Yıldız, bilet olmadığını belirterek, grubun dağılmasını istedi. Ellerindeki Türkiye ve bayraklarıyla "Bursa'ya bir daha milli maç istemiyoruz", "Taraftar burada, biletler nerede" yönünde tezahüratlarda bulunan grup, bölgeden uzaklaşmasına karşın protestolarını sürdürdü. Bir taraftar yaralandı Türkiye ile Ermenistan milli takımları arasında oynanan maçı izlemek üzere stada girmek isteyen bir taraftar yaralanarak, hastaneye kaldırıldı. Alınan bilgiye göre, maça girmek isteyen bir grup taraftar, emniyet güçlerinin Bursa Stadı çevresine kurdukları güvenlik kordonu aşmaya çalıştı. Bu sırada bir taraftar, polisin kurduğu bariyeri aşmak isterken düşerek yaralandı. Yaralanan taraftar, olay yerine çağrılan 112 Acil Servis ekibi tarafından Bursa Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Basın tribününde bayrak tartışması Türkiye ile Ermenistan arasında yapılan maç sırasında basın tribününde bayrak tartışması yaşandı. Karşılaşmayı basın tribününden izleyen Ermeni gazeteciler, ülkelerinin bayrağını açarak, takımları lehine tezahürat yaptı. Bunun üzerine TFF yetkilileri, gazetecilere bayrak açmamaları ve tezahürat yapmamaları yönünde uyarıda bulundu. Ermeni gazeteciler, tribünde taraftarlarının yer almadığını, maça takımlarını desteklemek üzere geldiklerini belirterek, bayrak açmaya ve tezahürat yapmaya devam edeceklerini bildirdi. Ermeni gazeteciler, TFF yetkililerinin, "Bu bizim kararımız değil. UEFA kurallarına göre basın tribününde bayrak açılamaz" uyarılarına karşın ısrarlarını sürdürdü. 596858 Ankara Valisi'nden flaş domuz gribi açıklaması Dün Bilkent ilköğretim okulunda tespit edilen domuz gribi vakası sayısı toplam 15'e çıktı. Domuz giribi teşhisi ile tedavi altına alınanlardan 10'u öğrenci, 1'i doktor, 1'i veli, 1'i öğretmen, 2'si de okul dışından. ayrıntılar geliyor 597089 Polaroid efsanesi geri dönüyor! Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre, bir zamanların en etkileyici cihazlarından biri olan Polaroid fotoğraf makineleri üçüncü parti bir firma tarafından yeniden canlandırılıyor. Eski modellerin yenilenmiş sürümlerinin 2010 yılında raflarda olacağı belirtiliyor. Polaroid 2001 yılında iflas ettiğinde marka adı başka firmalar tarafından satın alınmış ve TV'lerden DVD oynatıcılara kadar birçok ürün üzerinde kullanılmıştı. Geçtiğimiz sene yapılan açıklamada ise fotoğrafı anında veren meşhur cihazların tamamen ortadan kalktığı belirtilmişti. Polaroid 600 modeli günümüz teknolojisi ile ne kadar başa çıkabilecek? Polaroid markasını satın alan The Summit Global Group tarafından yapılan açıklamada hem dijital hem de analog yeni ürünlerin piyasaya çıkacağı duyuruldu. Şu sıralarda zaten Polaroid Two adlı model piyasada bulunuyor. dijital baskı yapabilen yeni modelin adının ise Polaroid Three olacağı söyleniyor. Ayrıca yeni analog modeller Polaroid 600 ve Polaroid 100 de aynı dönemde piyasada olacak. Bakalım eski efsane yeni çağda başarı yakalayabilecek mi? :: 596100 Avrasya Türk-Müslüman kuşağı! Bu yazıyı yazdığım sırada AB'nin Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn, Brüksel'de beklenen İlerleme Raporu'nu açıklıyordu. "Kürt sorununun çözümü iyi, Türkiye limanlarını açmalı. Kıbrıs'ta nihai bir çözüm!" diyen Rehn, "Türkiye'nin bölgesel öneminin büyüklüğüne" atıfta bulunuyordu. Gerçekten de öyle... Türkiye'nin bölgesel önemi arttı. Tarihi bir fırsat yakaladık. Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan," Terörün bitmesi için konjonktür uygun" diye boşuna konuşmuyor. Herkes, bir "Konjonktür" diye tutturmuş, gidiyor. Oysa konjonktür Avrasya'daki Müslüman Türk kuşağından başka bir şey değil ki!.. 595638 "Boğalar" Yenilgisiz Finallerde "Boğalar" Yenilgisiz Finallerde Deplasmanda Bosna Hersek'i 5-2 yenen İspanya gruplardaki tüm maçlarını kazanarak Dünya Kupası finallerine katılma hakkını kazandı. Yayına Giriş: 14.10.2009 23:35:59 Güncelleme: 14.10.2009 23:35:59 19. Dünya Kupası Avrupa elemelerinde, Türkiye'nin de yer aldığı 5. gruptaki son maçında İspanya, deplasmanda Bosna Hersek'i 5-2 yendi. Bu sonuçla İspanya, tarihinde ilk kez gruplardaki tüm maçlarını kazanarak Dünya Kupası finallerine katılma hakkını kazandı. Dünya Kupası tarihinde bu zamana kadar oynanan maçlarda sadece Brezilya (1970) ve Almanya (1982) milli takımları gruplardaki tüm maçlarını kazanarak Dünya Kupası'na katılmaya hak kazanırken, 2010 Dünya Kupası elemelerinde Hollanda'nın ardından İspanya da bu başarıya ortak oldu. Ancak, gruplardaki 10 maçın 10'unu da kazanan teknik direktör Vicente Del Bosque yönetimindeki İspanya'nın başarısı, Brezilya, Almanya ve Hollanda'ya nazaran daha fazla maç yapmış olmasından dolayı öne çıktı. Öte yandan, Real Madrid'in ve İspanya Milli Takımı'nın başarılı kalecisi İker Casillas, Bosna Hersek maçıyla birlikte milli takım formasını 99. kez giydi. Milli formayla 99 maçın, 70'inden galibiyetle ayrılan Casillas, 126 maçla en fazla milli takım kalesini koruyan ünlü Zubizarreta'nın 70 maçlık galibiyet rekorunu da yakaladı. 597086 İstanbul Üniversitesi'nde tenis şöleni Turnuvanın ödül törenine Avcılar Belediyesi Başkan Yardımcısı Mehmet Kaya, İstanbul Üniversitesi Kulübü Müdürü Doç. Dr. Benan Müsellim, Müdür Yardımcısı Funda Onar, Cemal Sarı, İ.Ü.S.K. Koordinatörü Bekir Duran ve Avcılar Belediyesi Meclis üyesi Hülya katıldı. Dereceye giren sporculara kupa verildi ve çeşitli hediyeler dağıtıldı. 15 gün süren turnuvada dereceye giren isimler şöyle: YENİ BAŞLAYAN BAYANLAR KATEGORİSİ YENİ BAŞLAYAN BAYANLAR 2. ELİZ YILMAZTÜRK YENİ BAŞLAYAN BAYANLAR 1. SEZEN YILMAZ YENİ BAŞLAYAN ERKEKLER KATEGORİSİ YENİ BAŞLAYAN ERKEKLER 2. İBRAHİM ULUSOY YENİ BAŞLAYAN ERKEKLER 1. SEÇKİN ÇETİNER 18+ KARIŞIK ÇİFTLER KATEGORİSİ  18+ KARIŞIK ÇİFTLER 2. DERYA KIZILKAN İSMAİL KARABACAK  18+ KARIŞIK ÇİFTLER 1. EMİNE DURAN-İLKER BAKRAÇ  18+ ÇİFT BAYANLAR KATEGORİSİ 18+ ÇİFT BAYANLAR 2. BAŞAK ARKAYIN SELEN UĞUR 18+ ÇİFT BAYANLAR 1. EMİNE DURAN ZUHAL GÜZEL  18+ ÇİFT ERKEKLER KATEGORİSİ 18+ ÇİFT ERKEKLER 2. İLKER BAKRAÇ-ORHAN ÇELİK 18+ ÇİFT ERKEKLER 1. ENGİN ULU-HAKAN BAŞDAR  18+ TEK BAYANLAR KATEGORİSİ 18+ TEK BAYANLAR 2. ZUHAL GÜZEL 18+ TEK BAYANLAR 1. SİBEL ATİK 45+ TEK ERKEKLER KATEGORİSİ 45+ TEK ERKEKLER 2. SERHAT ÖZSOY 45+ TEK ERKEKLER 1. SAFFET KARACA  35+ TEK ERKEKLER KATEGORİSİ 35+ TEK ERKEKLER 2. SUAT NAİL ÖMEROĞLU 35+ TEK ERKEKLER 1. KEMAL HÜR  18+ TEK ERKEKLER KATEGORİSİ 18+ TEK ERKEKLER 2. EMRAH KAYA 18+ TEK ERKEKLER 1. BURHAN GEZER  18- TEK ERKEKLER KATEGORİSİ 18- TEK ERKEKLER 2. ORHAN ÇELİK 18- TEK ERKEKLER 1. İLKER BAKRAÇ 18- TEK BAYANLAR KATEGORİSİ 18- TEK BAYANLAR 2. BEGÜM ÇETİNÖZ  18- TEK BAYANLAR 1. EDA TOPALOĞLU 595701 Domuz gribi vakası 10'a çıktı Ankara'daki okul bir hafta tatil Daha çok diplomat ve öğretim üyelerinin çocuklarının okuduğu kurum, tedbir amacıyla bir hafta tatil edildi. Bakanlığın dün yaptığı açıklamada, alınan 25 numuneden 9'unda daha virüsün tespit edildiği, böylece söz konusu okuldaki pozitif vaka sayısının 10'a ulaştığı belirtildi. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, domuz gribiyle ilgili olarak bakanlıkta bir ay önce 'kriz masası' oluşturulduğunu kaydetti. Sağlık Bakanlığı ile birlikte gerekli önlemleri aldıklarını vurgulayan Çubukçu, velilerden paniğe kapılmamalarını istedi. Ankara Valisi Kemal Önal da Özel Bilkent İlköğretim dışında herhangi bir okulda tatilin söz konusu olmadığını duyurdu. Ankara'da diğer adı Bilkent University Preparatory School (BUPS) olan okulun ekim ayı başında İskoçya'ya gezi düzenlediği, öğrencilerin burada domuz gribine yakalandığı öğrenildi. Ekim'de yurtdışından dönen bu çocukların, 10-11 Ekim'de Kapadokya'ya düzenlenen okul gezisine katıldığı ve diğer öğrencilere virüsü bulaştırdığı belirtildi. İl Sağlık Müdürlüğü ve okul yönetiminden oluşan bir ekip, okulda öğrenim gören 500 öğrencinin evlerine giderek sağlık kontrolünden geçirdi. Bazı veliler dün tatil edilen okula gelerek bilgi aldı. Bilkent Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abdullah Atalar velilerin paniğe kapılmasına gerek olmadığını söyledi. Müsteşar Yardımcısı Buzgan, dün bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, dünyada H1N1 grip pandemisi yaşandığını hatırlatarak kuzey yarımkürede hastalığın aktivitesinde kısmi artış gözlendiğini belirtti. Türkiye'de bugüne kadar 169'u yerli olmak üzere 486 vaka tespit edildiğini aktarıldı. Bilkent Laboratuvar İlköğretim Okulu'ndaki öğrencilerden bazılarının İskoçya'ya yaptıkları günlük geziden Ekim'de döndüklerini anlatan Buzgan, "Dönüş sırasında öğrencide hafif hastalık belirtileri olduğu ve iyileştikleri anlaşıldı. Daha sonra bu hastalarla teması olan bazı öğrencilerde grip belirtilerinin ortaya çıkması ve yapılan tetkiklerin sonucunda durum anlaşıldı." dedi. Gazetecilerin 'Öğrencilerin yurtdışından dönüşte havaalanında neden tespit edilemediği' sorusu üzerine; hastalığın hafif seyretmekte ya da kuluçka döneminde olması halinde tespit edilemediğini vurguladı. Okullarda aşılama yapıldıktan sonra öğrenime ara verilmesine gerek kalmayacağına dikkat çeken Müsteşar Yardımcısı, domuz gribi aşısının hafta içinde Türkiye'ye geleceğini ve gruplara risk sıralamasına göre yapılacağını ifade etti. Buzgan, son aşamada 39 milyon kişiyi aşılayabilecek kapasiteye ulaştıklarını dile getirdi. Domuz gribi aşısının kanserojen etkisi ile ilgili iddialar hakkında ise şunları söyledi: "Aşının kanser yapıcı özelliği gibi bir şey söz konusu değil. Bu aşının kullanılmaması gereken alan var. Birincisi, ilk aya kadarki çocuklara aşının yapılmaması gerekiyor. İkincisi, gebeliğinin ilk ayında olanların vurulmaması gerekiyor. Üçüncüsü, kişinin yumurta alerjisi varsa, yumurtaya ekim yapılarak üretilen bir aşı olduğu için uygulanmaması gerekiyor." Velilere uyarı mesajı gönderildi Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı ilaçlama ekibi okulu dezenfekte ederken, sınıf ve tuvaletler ilaçlandı. İl Tarım Müdürlüğü ekipleri de kantin, mutfak ve yemekhaneyi kontrolden geçirdi. Okul yönetimi ise velilere cepten mesaj göndererek, uyarıda bulundu: "Çocuğunuzda öksürük, ateş gibi konular görülürse derhal sağlık kuruluşlarına bildirin." Yönetim ayrıca internetten duyuru yayınladı. Bilkent'teki vakalar Ankara'daki diğer okulları da telaşlandırdı. Bazı ilköğretim okulları, velilerin cep telefonlarına mesaj göndererek, domuz gribi belirtilerine ilişkin bilgilendirme yaptı. Mesajda, "Yüksek ateş, öksürük, halsizlik, kusma, ishal belirtileri gösteren öğrencilerin tanı ve tedavileri yapılmadan okula gönderilmemeleri önemle rica olunur." denildi. Öğrenciler, evinde tedavi edilecek Vali Kemal Önal, okul yönetimi ve Sağlık İl Müdürlüğü'nün oluşturduğu ekiplerin, evlere giderek bütün öğrencilerin durumuyla yakından ilgilendiğini söyledi. Önal, havaalanında bulunan termal kameralardan hastalığın neden tespit edilmediğine de açıklık getirdi: "Ateş reaksiyonu ortaya çıktıktan sonra termal kameralar tespit yapabiliyor. Demek ki bu hastalık, kişi yurtdışından gelirken henüz ateş safhasında değilmiş." Rektör Yardımcısı Abdullah Atalar ise BUPS İlköğretim Okulu'nda durumun Sağlık Bakanlığı'nın kontrolünde olduğunu aktardı. Domuz gribi görülen öğrencilerin evlerinde tedavi edildiklerine dikkat çekerek, sağlık durumlarında da ciddiyetin söz konusu olmadığını kaydetti. 596557 Başbakan Erdoğan, Irak'a gitti Başbakan Erdoğan, Irak'a gitti Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, THY uçağıyla bu sabah Ankara'dan Irak'ın başkenti Bağdat'a hareket etti. Beraberinde bakan ve gazetecilerle birlikte Bağdat'a giden Erdoğan'ı Esenboğa Havalimanı'ndan Ankara Valisi Kemal Önal uğurladı. 596601 Pıhtı Önleyici İlaç Pıhtı Önleyici İlaç Özellikle kalp hastalarında ve ortopedi ameliyatlarında kullanılacak yeni ilaç, hastaların yaşam kalitelerini artıracak. Yayına Giriş: 15.10.2009 11:19:44 Güncelleme: 15.10.2009 11:49:36 Kanı sulandıran yeni bir ilaç bulundu. Özellikle kalp hastalıklarında ve ortepedi ameliyatlarında kullanılan pıhtı önleyici bu yeni ilaç, hastalara yaşam kalitesi anlamında büyük kolaylık getirecek. Kan sulandıran yani pıhtı önleyici ilaçlar, kalp kapak hastalığı başta olmak üzere çeşitli nedenlerle kalp ritmi bozukluğu olan, damar tıkanıklığı sorunu yaşayan ve diz kapağı veya kalçadan ortopedik ameliyat geçirenlerde kullanılıyor. Kalp hastalıklarının, yaşanan sağlık sorunlarında Türkiye ve dünya ortalamasında birinci sırada olduğunu göz önünde bulundurursak, bu yeni ilaç hastaların yaşam kalitesini kolaylaştırmak amacıyla üretildi. Uzmanlara göre dabigatran etken maddeli ilaç, önceden kullanılan ilaç kadar güvenli ancak hastaya büyük kullanım kolaylığı sağlıyor. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Muhit Özcan, "Sürekli kan testine ihtiyaç yok. İlaçlarla etkileşimi az, gıdalarla etkileşimi az. Hastaya yasak ilaç, yasak gıda listesinden kurtarıyor." dedi. Önümüzdeki yıl piyasaya sürülmesi beklenen ilacın kullanım alanları, pıhtı oluşma riski fazla olan hastalıklar. Prof. Dr. Muhit Özcan, dabigatran pıhtı önleyici ilacın kalp kapak hastalığına bağlı ritim düzensizliği olan kalp hastalarında ve ortopedi ameliyatlarına girecek hasta gruplarında değerlendirildiğini söyledi. 596229 Dünya sinemasının geleceği İstanbul'da konuşulacak Avrupa'nın en büyük birliği International Union Of Cinemas'ın (UNIC) dönemsel toplantısı 28 Ekim'de İstanbul'da yapılacak. Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, Entertainment Group'un ev sahipliğinde ilk kez Türkiye'de gerçekleştirilecek toplantıda, sektörünün geleceği, korsan film, boyutlu dijital ve film distribütörleri ile sahiplerinin ilişkileri konuları ele alınacak. Cinebonus G-Mall'da yapılacak toplantıda, UNIC Başkanı Ad Westrate ve Entertainment Group CEO'su Muzaffer Yıldırım, dönemsel toplantıya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayacak. 596157 Almanya'da koalisyon Türkiye konusunda uzlaştı 'da koalisyon görüşmelerini yürüten Hıristiyan Demokrat Birlik Partileri (CDU/CSU) ve Hür Demokrat Parti (FDP) Türkiye'nin üyeliği konusunda uzlaştı. Müstakbel hükümet ortakları böylece Türkiye ile ilgili önümüzdeki dönemdeki politik tutumlarını belirledi. (Erhan Merttürk CNN TÜRK Berlin) -- Buna göre koalisyon sözleşmesinde, Türkiye'nin üyeliği müzakerelerinin ucu açık şekilde sürmesi ifadesi yer alıyor. Türkiye bu müzakereler sonucunda eğer tam üye olamazsa ancak zaman imtiyazlı ortaklık modelinin gündeme getirilmesi öngörülüyor.  Başbakanı Angela Merkel'in her fırsatta savunduğu imtiyazlı ortaklık modelinin ikinci plana itilmesi koalisyonun küçük ortağı olacak Hür Demokrat Parti FDP'nin bir zaferi olarak yorumlanıyor. FDP daha önceki görüşmeler sırasında Hristiyan Demokratların Türkiye karşıtı politikasına itiraz etmiş ve bu konuda koalisyon ortakları arasında sert tartışmalar yaşanmıştı. 596552 Yeni bir ek yerleştirme olacak mı? Yeni bir ek yerleştirme olacak mı? Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, ek yerleştirme sonucunda üniversitelerde boş kalan 103 bin kontenjana yeniden bir ek yerleştirme yapılmasının söz konusu olmadığını bildirdi. Prof. Dr. Yarımağan, AA muhabirinin sorusu üzerine, 2009-ÖSYS ek yerleştirme için üniversitelerde 109 bin 633'ü ön lisans, 50 bin 990'ı lisans olmak üzere toplam 160 bin 623 kontenjan bulunduğunu anımsattı.  Bu kontenjanlara 167 bin 363 adayın başvurduğunu ancak 57 bin 619'unun yerleştiğini kaydeden Yarımağan, 'Yeniden bir ek yerleştirme yapılmaz. Yapılmasının bir anlamı yok. Çünkü insanlar bu kadar istiyor, belli yerleri istiyorlar' dedi. Boş kalan kontenjanların çoğunluğunun bazı meslek yüksekokulu programları olduğunu belirten Yarımağan, bu programların merkezi yerleştirme sırasında da tercih edilmediğine işaret etti.  Vakıf üniversiteleri ile KKTC'deki üniversitelerin kontenjanlarının büyük bölümünün de boş kaldığına işaret eden Yarımağan, 'Bir yerleştirme daha yapılması hiçbir şey fark ettirmez. Arz talep dengesi böyle. Gerçi bu konuda kararı ben almıyorum, YÖK alıyor ama artık ek yerleştirmenin hiçbir yararı olmaz' diye konuştu. Program açarken talebin de göz önünde bulundurulmasının önemli olduğunu söyleyen Yarımağan, şunları kaydetti: 'Artık 'nerede ne açarsan öğrenci bulursun' mantığı doğru değil. Öğrencinin tercihinde birinci faktör meslek, ikinci faktör de üniversite. Nerede ne açtığın önemli ve tabii ücretli olup olmaması da önemli. Programın ne olduğu önem taşıyor. Neden bütün tıp fakülteleri, hukuk fakülteleri doluyor? Çünkü bölümlere talep var.'  2009-ÖSS ek yerleştirme sonuçlarına göre, devlet üniversitelerindeki 106 bin 48 kontenjandan 53 bin 777'si, vakıf üniversitelerindeki 40 bin 39 kontenjandan 35 bin 177'si, KKTC'deki üniversitelerdeki 13 bin 708 kontenjandan 13 bin 308'i, diğer ülke üniversitelerinin ÖSS ile öğrenci olan bölümlerindeki 828 kontenjandan 742'si boş kalmıştı.  595741 Bünyamin Sezer Avrupa Şampiyonu Bünyamin Sezer Avrupa Şampiyonu 23 Yaş altı Avrupa Halter Şampiyonası'nda, dün erkekler 62 kiloda podyuma çıkan Bünyamin Sezer, altın ve gümüş madalya kazandı. Sezer, koparmada 130 kiloyla altına, toplamda da 273 kiloyla gümüşe uzandı. 56 kiloda podyuma çıkan Gökhan Kılıç ise, koparmada gümüş, toplamda da bronz madalya kazandı. Türk halterci, koparmada 107 kiloluk kaldırışıyla gümüş, toplamda da 233 kiloyla bronzun sahibi oldu. 595879 Filmini hücrede tamamlayacak Filmini hücrede tamamlayacak ’DE 1977’de 13 yaşındaki bir kıza tecavüz ettiği gerekçesiyle 26 Eylül’den beri ’de tutuklu bulunan yönetmen Roman Polanski’nin hücresinde son filmini bitirmeye çalıştığı belirtildi Polanski’nin son filmi “The Ghost”un senaristi Robert Harris, yönetmenin filmin şubattaki Film Festivali’ne hazır olması için son rötuşları hücresinde yaptığını söyledi.  596346 Domuz gribi vatandaşta görüldü Ankara Valisi Kemal Önal, Ankara'da BUPS İlköğretim Okulundaki domuz gribi vakasına ilişkin olarak, ''8'i okul çevresinden biri de okul dışında olmak üzere toplam vatandaşımızda görüldü, ancak taramalar devam ediyor'' dedi. Önal, Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin konuya ilişkin sorularını yanıtladı. Vali Önal, Sağlık Müdürlüğü elamanlarından ve okul yönetimden oluşan bir ekibin devamlı evleri ziyaret ederek şüpheli durumları tespit ettiklerini kaydetti. Dünkü rakamlara göre 59 evin ziyaret edildiğini ve hastahaneye gönderilenlerin olduğunu ifade eden Önal, ''Ama onların henüz sonuçları gelmedi. Şu andaki kayıtlarımıza göre kişi. Ufak tefek ateş meselesi olduğunda biz onları net sonuç almak için gönderiyoruz. Çünkü yaygınlaşmasını istemiyoruz, çabalarımız yönde'' diye konuştu. -OKULDA TATİLİN UZATILMASI- ''Okulda tatilin uzatılması gibi bir düşünce var mı?'' sorusuna Vali Kemal Önal, ''Henüz erken, biliyorsunuz daha dün tatil ettik. Onu açılmasını bir gün veya gün kala değerlendireceğiz'' karşılığını verdi. Vali Önal, ''Çevre okullarda görülen bir vaka olup olmadığının'' sorulması üzerine de ''Şu ana kadar bize intikal eden bir şey yok ama çalışmalarımız devam ediyor'' dedi. ''Bilkent'de ekstra bir önlem düşünüyor musunuz?'' şeklindeki soruya Önal, ''Hayır, şimdiki önlemler yeterli. Basının da bu konuda yardımcı olmasını istiyoruz. Özellikle kapalı mekanların sıkça havalandırılması... Bu gribin genel tedbirleridir. Ve el temizliğine önem verilmesidir. Bir de mümkünse bu öpüşme alışkanlığımızı en azından bu dönemde biraz daha azaltmamızdır'' cevabını verdi. 596240 Çin'den Ölüm Cezası Daha Çin'den Ölüm Cezası Daha Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'de Temmuz'da meydana gelen olaylardan dolayı kişi daha ölüm cezasına çarptırıldı. Yayına Giriş: 15.10.2009 08:08:03 Güncelleme: 15.10.2009 09:51:38 Şinhua haber ajansının bildirdiğine göre, Urumçi'deki Mahkeme kişiye de cinayet, sabotaj ve kundaklama gibi suçlardan ömür boyu hapis cezası verdi. Söz konusu olaylarla ilgili olarak, 12 Ekim günü kişi ölüm, bir kişi de ömür boyu hapis cezalarına çarptırılmıştı. Çin'in resmi rakamlarına göre, Temmuz'daki olaylarda 197 kişi öldü, 1700 kişi de yaralandı. 596301 Evde çöp kamyonu dehşeti: ölü Eyüp'te tamirde bulunan Gaziosmanpaşa Belediyesi'ne ait çöp kamyonunun bir gecekondunun üzerine devrilmesi sonucu, ilk belirlemelere görü kişi yaşamını yitirdi. Kaza sonrası evde bulunan çocuk kurtarılırken, anne ve baba hayatını kaybetti. EVİN ÜZERİNE DEVRİLEN ÇÖP KAMYONUNUN, TAMİR EDİLDİĞİ SIRADA KONTROLDEN ÇIKTIĞI ÖĞRENİLDİ Alibeyköy'de yoldan çıkarak bir evin üzerine devrilen çöp kamyonunun, tamir edildiği sırada kontrolden çıktığı bildirildi. Anne ve babanın yaşamını yitirdiği kazadan, ailenin evde bulunan çocuğu yara almadan kurtuldu. Alınan bilgiye göre, Alibeyköy Mevlana Mahallesi'nde Kadir Toppa yönetimindeki 34 BR 1468 plakalı çöp kamyonu, 868. Sokak'tan yukarı çıkarken arızalandı. Yol kenarına çekilen araç, Toppa ve olay yerine gelen usta tarafından tamir edildiği sırada kontrolden çıktı. İçinde sürücüsü olmadan geri kaçan araç, yaklaşık 60 metre aşağıdaki Akşemsettin Bulvarı'ndaki Cuma Anılır'a ait gecekondunun üzerine devrildi. Bu sırada gecekondunun yıkılan bölümünde bulunan Cuma Anılır ile eşi Zübeyde Anılır ağır yaralandı. Kazanın ardından olay yerine sevk edilen polis ekipleri Akşemsettin Bulvarı'nda yolun tek şeridini trafiğe kapattı. ANNE VE BABANIN YAŞAMINI YİTİRDİĞİ KAZADA, AİLENİN EVDE BULUNAN ÇOCUĞU YARA ALMADI Güvenlik şeridine alınan evdeki yaralılar ambulansla Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Anılır çiftinin tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı öğrenildi. Kaza anında, çocuklardan Mustafa'nın (13) okulda olduğu, evde bulunan Muhammed (8), Sezen (18) ve Seval'in (15) gecekondunun arka kısmındaki odada uydukları ve yara almadan kurtuldukları belirtildi. Gaziosmanpaşa Belediyesi için çalışan bir taşeron firmaya ait 34 BR 1468 plakalı çöp kamyonunun sürücüsü Toppa ise polis ekiplerince gözaltına alındı. ÇOCUKLARINI OKULA GÖNDERİP SALONDA TEKRAR UYUDU Kazadan yara almadan kurtulan Seval, annesinin sabah 06.00 saatlerinde kardeşiyle birlikte kalktığını ve onu okula gönderdikten sonra salonda kanepede tekrar uyduğunu belirtti. Kaza anında babasının da salonda bulunduğunu anlatan Seval, kamyonun anne ve babasının yattığı kısımdan çarpması nedeniyle ikisinin de enkaz altında kaldığını anlattı. Ses üzerine uyandıklarını ve evden çıktıklarını belirten Seval, daha sonra anne ve babasının enkazdan çıkarılarak hastaneye götürüldüğünü söyledi. Kazada ölen baba Cuma Anılır'ın işsiz olduğu, ailenin en büyük çocuğu Sezen'in (18) ise yaklaşık yıl önce trafik kazası geçirerek sakat kaldığı öğrenildi. Fotoğraflar: Ömer Dokumacı ÖNEMLİ NOT: Anadolu Ajansı, ilk geçtiği haberde kazaya karışan çöp kamyonunun Eyüp Belediyesi'ne ait olduğunu duyurmuştu. Tamirde olan ve kazaya sebebiyet veren çöp kamyonunun Gaziosmanpaşa Belediyesi için çalışan bir taşeron firmaya ait olduğu öğrenildi. 595700 Zere’ye hastanede kelepçe Zere’ye hastanede kelepçe 14 yıldır cezaevinde bulunan Güler Zere’nin (37) tedavisi gördüğü Üniversitesi Balcalı Hastanesi’nde olduğu ve daha sonra alındığı yoğun bakımda ayağına kelepçe takıldığı ortaya çıktı  Kelepçenin avukatının sert tepkisi üzerine çıkarıldığı öğrenildi. Zere, ağız içi kanserinin sağ tarafına da yayılması üzerine 12 Ekim’de ameliyata alındı. Agresif yayılma teşhisiyle boynunun sağ bölgesinden edilen Zere’nin tedavisi yoğun bakımda sürüyor. Zere’yi önceki gün ziyarete giden avukatı Oya Aslan’ın müvekkilinin “kaçma ihtimaline karşı” ayağından kelepçeli olduğunu görünce sert tepki gösterdiği belirtildi. Bunun üzerine kelepçenin çıkarıldığı öğrenildi. 595592 Türkiye ve Ermenistan için tarihi gün Bursa tarihi bir güne sahne oldu. milli takımları, eleme grubu maçında Bursa'da karşı karşıya geldi. Maçı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan birlikte izledi. Tribünlerden barışı simgeleyen beyaz güvercinler uçuruldu. İki lider maç öncesi heyetlararası görüşmelere katıldı. Gül, görüşme sonrası "Tarih yazmıyoruz, tarihi yapıyoruz" açıklamasında bulundu. Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan ile Bursa'ya gelen Sarkisyan'ı, Uluslararası Yenişehir Havaalanı'nda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu karşıladı. Sarkisyan uçaktan indikten sonra halk oyunları ekibi bir gösteri sundu. Gösterinin bitiminde Sarkisyan alkışladı ve havaalanından ayrıldı. Sarkisyan daha sonra Ermenistan Milli Takımı'nı kamp yaptığı otelde ziyaret etti. Serj Sarkisyan'ın otele gelirken kullandığı güzergah boyunca yoğun güvenlik önlemleri alındı. Otelde kamp yapan Ermeni futbolcuların Sarkisyan'ı binanın camlarında beklediği dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ı heyetler arası görüşmelerin yapılacağı Almira Oteli'ne gelişinde kapıda karşıladı. Cumhurbaşkanı Gül ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, otelin girişinde tokalaşarak, gazetecilere poz verdi. Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan da Sarkisyan ile otele geldi. Karşılama sırasında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da hazır bulundu. Cumhurbaşkanları, otele girdikten sonra Ermeni ve Türk bayrakları önünde de tokalaşarak, gazetecilere poz verdi. Abdullah Gül ve Serj Sarkisyan'ın başkanlığındaki heyetler arası görüşmeler saat 18.20'de başladı. Almira Otel'de basına kapalı gerçekleşen görüşmelere, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbantyan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ünal Çeviköz, Cumhurbaşkanlığı Dışişleri Danışmanı Hüseyin Diriöz de katıldı. Gül: "Tarih yazmıyoruz, tarih yapıyoruz" Basına kapalı gerçekleşen görüşmeler yaklaşık 40 dakika sürdü. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'la başkanlık yaptıkları heyetler arası görüşmelerde, "Tarih yazmıyoruz, tarihi yapıyoruz" dedi. Alınan bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Gül ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın başkanlığındaki heyetler arası görüşmelerde geçen yıl Cumhurbaşkanı Gül'ün Erivan'a giderek atmış olduğu adımın ardından Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın aynı cesur adımı atarak Bursa'ya geldiği ifade edildi. İki tarafın böylece bir büyük liderlik örneği gösterdiğinden söz edilen görüşmelerde, bu liderlik örneğinin gösterilmesiyle halkların önünün açıldığı ve birbirlerine yakınlaştıkları vurgulandı. Cumhurbaşkanı Gül, "çok önemli bir gelişme" olarak nitelenen süreç için "tarih yazmıyoruz, tarihi yapıyoruz" ifadesini kullandı. Alınan bilgiye göre, heyetler arası görüşmelerde Cumhurbaşkanı Gül son bir yıl içinde çok büyük adımlar atıldığını, hukuki bir zemin hazırlandığını, imzalanmış belgeler olduğunu belirterek, bundan sonraki sürecin bu zemin üzerinde ilerlemek olduğunu vurguladı. Gül, belgelerin yürürlüğe girmesinin ardından belgelerde öngörülen takvimin işletilmesiyle bunların hayata geçeceğini ifade etti. Görüşmede iki taraf da "atılan adımların hiç kolay olmadığını, büyük zorluklara göğüs gerilerek bu noktaya gelindiğini, ancak bütün bu zorlukların da göze alınması gerektiğini" belirtti. Cumhurbaşkanı Gül'ün "Böylesine tarih yapmak bir günden ertesi güne mümkün olmuyor. Bu bir süreçtir. Nitekim, bu sürecin içinden geçerek zor meseleleri de ancak bu süreç içinde çözebileceğimizi beraberce gördük" dediği öğrenildi. Gelinen noktada sadece iki komşu ülke olarak Türkiye ve Ermenistan'ın halklarını değil, sadece bölgedeki diğer komşuların da değil tüm dünyanın süreci yakından takip ettiğini dile getiren Gül, "Bu da attığımız adımın ne kadar büyük olduğunu gösteren bir tespittir" diye konuştu. Sarkisyan'dan diaspora mesajı Sarkisyan da geçilen süreçte atılan adımların önemine dikkati çekerek, özellikle 31 Ağustos'tan sonra başlayan bilgilendirme sürecinde büyük zorluklarla karşılaştığını, bu zorluklara göğüs gererek bilgilendirmeyi tamamladığını aktardı. Sarkisyan, "Bütün bu zorluklara karşın, bunları yaptım, ancak ben onlardan herhangi bir şekilde izin almak için bu bilgilendirmeyi yapmadım. Sadece Ermenistan Hükümetinin almış olduğu bir kararı onlara anlatmak ve bir yerde onları bilgilendirmek maksadıyla bu görüşmeleri yaptım" dedi. Her iki ülkede de farklı görüşlere sahip kesimler olabileceğini dile getiren Sarkisyan'ın "Menfi görüşte olanlar olduğu gibi, attığımız adımların ne kadar müspet olduğunu düşünenler ve bunları destekleyenler de vardır, ancak önemli olan bizim attığımız adımların pozitif olduğunu düşünenlerin daha çok oldukları gerçeğidir" dediği ifade edildi. Sarkisyan zaman içerisinde bu kesimin sayısının daha da artacağına olan inancını dile getirerek, "Çünkü biz iyi bir şey yapıyoruz. Doğru olduğuna inandığımız adımları atıyoruz" diye konuştu. Görüşmede, her iki tarafın da önümüzdeki sürecin hukuki açıdan nasıl işleyeceğine ilişkin karşılıklı bilgilendirme yaptıkları belirtilerek, prosedürün konuşulduğu kaydedildi. Görüşmede, her iki Cumhurbaşkanının "atılan adımın sadece iki ülkenin halkları için değil, aynı zamanda bölge için de önemli gelişmelere sahne olmasını beklediklerini vurguladıkları" aktarıldı. Her iki Cumhurbaşkanının da bunun bir emsal olacağını ifade ettiği öğrenildi. Görüşmede 10 Ekim'de Zürih'te iki ülke arasında protokollerin imzalanması sürecinde yaşanan durumun gündeme gelmediği belirtilerek, iki Cumhurbaşkanının da imzaların atılmasından dolayı memnuniyetlerini teyit ettikleri bildirildi. Cumhurbaşkanları görüşmede Milli maçına ilişkin olarak da her iki tarafın da iddialı olmadığını dile getirerek, sonucun ne olacağını göreceklerini söyledikleri öğrenildi. Sarkisyan onuruna yemek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül daha sonra Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan onuruna yemek verdi. Almira Otel'de basına kapalı gerçekleşen yemeğin başlangıcından basın mensuplarının görüntü almasına izin verildi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbantyan'ın da katıldığı yemek, yaklaşık 1,5 saat sürdü. Yemekte, Düğün Çorbası, zeytinyağlı tabağı, Tandır Böreği, İnegöl Köfte, Akdeniz yeşillikleri salatası, İskender Kebab, tatlı olarak kestaneli pasta ve baklava, içecek olarak da beyaz ve kırmızı şarap, çay, kahve servis edildi. Gül ve Sarkisyan aynı arabayla geldi Abdullah Gül ile Serj Sarkisyan daha sonra maçının yapılacağı Bursa Stadı'na geldi. Cumhurbaşkanı Gül ile konuğu Sarkisyan, bir araya geldikleri Almira Otel'den, stada geçti. Her iki cumhurbaşkanının aynı arabaya bindiği ve arabanın önünde iki ülkeye ait bayraklara yer verildiği görüldü. Cumhurbaşkanı Gül ile Sarkisyan, daha sonra maçı izlemek üzere stada giriş yaptı. Şeref tribününde birlikte maçı izleyen Gül ve konuğu Sarkisyan, maçın bitiş düdüğünün ardından el sıkıştı. Türkiye ve Ermenistan Cumhurbaşkanları, daha sonra geldikleri araçla Almira Otel'e geçti. Burada Gül, Sarkisyan onuruna bir yemek verdi. Gazetecilerin bir süre görüntü almasının ardından, resepsiyon basına kapalı gerçekleşti. Resepsiyona cumhurbaşkanlarının yanı sıra Devlet Bakanları Faruk Nafiz Özak ve Faruk Çelik, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbantyan, İsviçre Dışişleri Bakanı Micheline Calmy Rey, bazı köşe yazarları ile gazete ve televizyon temsilcileri, iş adamları, Dışişleri mensupları ve bürokratlar katıldı. Resepsiyonda Ermeni Patrikanesinden bir görevlinin de bulunduğu görüldü. Cumhurbaşkanı Gül, resepsiyon sonrasında Yenişehir Havaalanı'na gitmek üzere otelden ayrılan Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ı kapıya gelerek uğurladı. Sarkisyan'ın uçağı saat 00.34'te Yenişehir Havaalanı'ndan hareket etti. Tribünlerde beyaz güvercin Maça, iki ülkenin cumhurbaşkanı, başlama saatinden dakika önce geldi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ı, stat girişinde Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener, Bursa Valisi Şahabettin Harput ve diğer yetkililer karşıladı. Maçı UEFA Başkanı Michel Platini de izledi. Platini'yi, stadın protokol tribünü girişinde TFF Başkanı Mahmut Özgener ve Milli Takımlar Sorumlusu Levent Kızıl karşıladı. Platini de maçı, şeref tribününden izledi. Karşılaşma öncesi (A) Milli Takım'da en fazla gol atan futbolcu unvanını elinde bulunduran Hakan Şükür'e, TFF Başkanı Mahmut Özgener tarafından plaket verildi. Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim de Hakan Şükür'ü kutladı. Karşılaşma öncesi Stadı tribünlerinde bir sürpriz yaşandı. (A) Milli Takım'ın Dünya Kupası'na katılma şansı kalmadığı için "Dostluk maçı"na dönüşen karşılaşmanın başlamasına 10 dakika kala, tribünlerden barışı simgeleyen beyaz güvercinler uçuruldu. Taraftarlar, bir süre beyaz güvercinlere alkışlarla eşlik etti. Geniş güvenlik önlemleri Karşılaşma için Bursa Stadı'nda ve çevresinde çok geniş güvenlik önlemleri alındı. Maç için bin 500'ü polis olmak üzere, toplam bin 500 güvenlik görevlisi yer aldı. Taraftarlar, stada aşamalı bir aramadan sonra sokuldu. Bilet alamayan taraftarlar, stat dışında protesto gösterisi yaptı. Taraftarlar, stada maçın başlamasından saat önce alınmaya başlandı. Ancak, turnikelerde yaşanan arıza nedeniyle stat, maç başladıktan sonra ancak doldu. Stat girişinde tüm taraftarlara Türk bayrağı dağıtıldı. ve diğer ülke bayraklarına izin verilmedi. Buna karşın tribünlerde bazı taraftarların bayrağı açtığı gözden kaçmadı. Ermenistan bayrağı Kapalı tribünün sol bölümünde oturan Ermenistan delegasyonundan küçük bir grup, büyük boy Ermenistan bayrağı açtı. Bu bayrağın açılması üzerine tribünlerde ıslık ve protesto sesleri yükseldi. 595842 İnönü'de tek güç tek iktidar vardır İnönü'de tek güç tek iktidar vardır İnönü'de tek güç tek iktidar vardır Bir gün önce "Tribünleri temizleyeceğiz" diyen Demirören dün, "İnönü'de tek bir güç, tek bir iktidar vardır; da Beşiktaş'tır, siyah-beyazdır" diye konuştu Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, İnönü Stadı'nda tek bir gücün bulunduğunu, bunun da Beşiktaş olduğunu söyledi. Bir gün önce "Tribünleri temizleyeceğiz" diyerek taraftar gruplarının tepkisini çeken başkan dün geri adım attı ve kulübün sitesinden, "İnönü'de tek bir güç, tek bir iktidar vardır; da Beşiktaş'tır, siyah-beyazdır" başlıklı bir yazı yayımladı. "Sevgili Beşiktaşlılar, oyuna gelmeyin, bölünmeyin" diyen Yıldırım Demirören, açıklamasında daha sonra şunları kaydetti: "İnönü Stadyumu bizlerin birbirine sevgi ve saygı ile bağlılığımızı yaşadığımız yuvamızdır. İnönü Stadyumu Beşiktaşlıların aileleriyle, eşleriyle, çocuklarıyla kendilerini güven içinde hissettikleri özel bir mekandır. Bizler burada üzüntüyü, sevinci, coşkuyu, arkadaşlığı, kardeşliği çok uzun yıllar, sevgi ve saygıyla paylaştık. Bu birliktelik içerisinde her bir Beşiktaşlı'nın sadece demokratik olan tepkilerini saygıyla karşılıyorum. Bazen hata gibi algılanan başlangıçlar ve geri tepmeler yaşayabiliyoruz maalesef. Ancak yaşanan deneyimler göstermiştir ki biraz sabır gösterildiğinde ve destek verildiğinde hata gibi algılanan kararların, bizlere ayrıcalıklı mutluluklar yaşatacağı gerçeğidir. Bu nedenle, sizleri yanlış yönlendirmeye çalışanlara karşı daha güçlü kenetlenmeye davet ediyorum. Beşiktaşınız'a ve ortak olduğunuz değerlere sahip çıkın.." İLİŞKİLİ HABERLER İnönü'de tek güç tek iktidar vardır 596916 Diyar kalecisinden yalanlama! Diyar kalecisinden yalanlama! Bazı spor gazetelerinde, Diyarbakırspor'daki alacağı nedeniyle takıma dönmeyeceği iddia edilen kaleci Espinoza, Diyarbakır'a gelerek takımıyla idmanlarına başladı. Espinoza, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Diyarbakırspor'la hiç bir sorunu olmadığını belirterek, "Ülkemizin maçı dolayısıyla izinli olarak ülkeme gittim. Uçak şirketlerindeki bilet konusu yüzünden iki gün takımıma geç katıldım. Bunun kanıtı elimde var. Bazı spor gazetelerinin yanlış haberleri üzdü. Benim kulübümle alacak verecek konusunda bir problemim yok. Böyle bir şeyde söylememişim. Bunlar düzmece şeylerdir. Ben Diyarbakırspor'u çok seviyorum. Tek düşüncemde onun başarısıdır" dedi Diyarbakırspor Menajeri Mehmet Budakın ise konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Kalecimiz Espinoza'nın kendisine verilen izinden geç döndüğü doğrudur. Fakat gazetelerde iddia edilen alacak verecek parasal konudan değil. Uçak seferlerinin aksamasındandır. Olayı bildiğimiz için üzülmedik. Çünkü gerçek ortadadır. Oyuncumuz Diyarbakır'a gelerek takımıyla birlikte antrenmanlarına katıldı. Kendisine ceza vermemizde söz konusu değil" diye konuştu. 596764 MHP'nin domuz gribi aşısı iddiası Durmuş, MHP Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan ve MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ile birlikte domuz gribi salgını ve alınacak aşıyla ilgili basın toplantısı düzenledi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın ''Şubat, mart aylarında eğer grip aşısı yapılmazsa 21 milyon kişi hastalanacak, bin 300 kişi ölecek'' şeklinde kehanette bulunduğunu ifade eden Durmuş, kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla toplantı yapma ihtiyacı duyduğunu belirtti. Domuz gribi pandeminin laboratuvarlarda üretilen bir virüs olduğuna dair resmi beyanların BM Genel Kurulunda ifade edildiğine dikkati çeken Durmuş, dünyada 60'ı aşkın grip salgını yapan virüs bulunduğunu kaydetti. Her yıl mevsimsel grip salgınlarından dünyada 250-500 bin, Türkiye'de ise 17 bin kişin hayatını kaybettiğini vurgulayan Durmuş, domuz gribi nedeniyle yılda ölen hasta sayısının tüm dünyada sadece bin 500 kişi olduğunu söyledi. Osman Durmuş, ''Domuz gribi daha hızlı yayıldığı halde mevsimsel gripler kadar korkutucu ve öldürücü değildir. Peki niçin toplum paniğe sevk edilmekte 'aman elinizi çabuk tutun ve hemen aşı olun' denilmekte? Küresel krizin faturası gelişmekte olan ülkelere bu şekilde ödettiriliyor'' dedi. -''İNSANIMIZ DENEK OLARAK KULLANILACAK'' Körfez Savaşı sırasında Amerikalı askerlere yapılan şarbon aşılarına katılan skualen ismi verilen doymamış yağ asidi ilave edildiğini, bunun sonucunda askerlerin yüzde 95'inde vücudu tahrip eden hastalık ortaya çıktığını bildiren Durmuş, Sağlık Bakanlığının aldığı Smith Klein, Pastör ve Novartis aşılarında alüminyum ve skualen maddesinin bulunduğunu kaydetti. Durmuş, aşının gerekliliği, etkinliği ve hem de öldürücü ve felç edici etkilerinin, bilim çevrelerinde isteksizliğe yol açtığını vurguladı. Osman Durmuş, medeni ülkelerde ilaç veya aşı üretildikten sonra laboratuvarda etkinliğini, yan etkileri, biyolojik olarak hayvan deneyleriyle güvenilirliği test edildikten sonra insan üzerinde Faz-1 (üçüncü dünya ülkelerinde gönüllülere ve özendirme) ile Faz-2 (geri kalmış ülke insanları üzerinde denenmesi) uygulamalarına gidildiğini anlattı. Türkiye'ye alınan aşıların henüz Faz-1 ve Faz-2 sonuçlarının bulunmadığına dikkati çeken Durmuş, ''Yani insanımız denek olarak kullanılacak. Sayın Bakan, firma yetkililerinin aşıyı Sağlık Bakanlığına vermeyeceklerini, kendi personelleri menfaatiyle Türkiye'de aşılama yapacaklarını' ifade etmiştir. Eğer bu bilgi doğru ise bunun anlamı 'biz 40 milyon denek üzerinde Faz-1 uygulaması yapacağız' demektir. Ülkemiz insanının üçüncü dünya ülkesi vatandaşı gibi kobay olarak kullandırmak, bu Bakan'a ne gibi bir itibar kazandıracaktır'' diye konuştu. -''AŞI OLMAYACAĞIM''- New Jersey'de 1976 yılında askeri personel arasında çıkan domuz gribi salgınında kişinin öldüğünü, bunun üzerine herkesin aşılanması gerektiğinin söylendiğini belirten Durmuş, 40 milyon Amerikalının aşılandığını, bu aşıya bağlı olarak ise 25 kişinin öldüğü ve 532 kişide sinir felcine yol açan Guillian-Barre sendromu görüldüğünü anlattı. Bunun üzerine aşılamanın durdurulduğunu belirten Durmuş, ''Dürüst bir devlet adamı olan dönemin ABD Başkanı Gerald Ford, aşılamayı durdurmuş, ihracını yasaklamış ve her ülkenin kendi ulusal aşı programını başlatmasını istemiştir. Ben de Başkan Ford'u ciddiye alıyorum. Kendimi ve ailemi grip salgınından korumak için koruyucu tedbirlere baş vuracağım, ancak aşı olmayacağım'' diye konuştu. -İLK YARDIM VE SAĞLIK BİLGİLERİ DERSİ- Durmuş, Sağlık Bakanlığınca 43 milyon doz aşı sipariş verdiğini, bunun için 500 milyon TL ayrıldığını bildirdi. Selçuk Üniversitesinde veteriner Prof. Dr. Osman Erganiş'in ''50 milyon TL'ye Türkiye'nin 10 yıllık aşısının üretilebileceğini'' ifade ettiğini belirten Durmuş, ''Yani yıllık ihtiyaç milyon TL ile karşılanabilecek iken, 500 milyon TL veriyoruz. Bunun yorumunu vatandaşlarıma bırakıyorum'' dedi. Durmuş, 1977'deki ''Rus Gribi'' olarak anılan H1N1 virüsüyle 32 yaşın üzerindeki bazı insanların karşılaştığını, bunun için direnç kazandıklarını belirterek, 2009 yılı itibariyle Türkiye'de domuz gribinden ölen olmadığını anımsattı. Bilkent'te laboratuvar okulunda vakayla ilgili ''salgın başladı'' gibi vaveylaya gerek olmadığını söyleyen Durmuş, okullara, laboratuvarlara sıvı sabunlukların yerleştirilmesi, el yıkama, ağız ve gözün korunmasıyla ilgili hijyenik bilgilerin basın yayın yolu ve okullardaki eğitimle öğrencilere verilebileceğini belirtti. Durmuş, ''Milli Eğitim Bakanı, orta öğretim müfredatına ilk yardım ve sağlık bilgileri dersi koymalıdır. Böylece Bakan tarafından yaratılan krizin bir rant fırsatına dönüştürülmesinin yerine, halkımıza da doğru ve faydalı bilgi verilir'' dedi. Hastalığa ayrılan 500 milyon lirayla 250 yataklı 25 yüksek ihtisas hastanesi yapılabileceğini veya yeni kurulan 20 üniversitenin tüm derslikleri, laboratuvarları ve idari binaların yaptırılabileceğini kaydeden Durmuş, 50 bin TL'ye 10 yıllık güvenli aşı üretilmesinin mümkün iken, bunun neden yapılmadığını sordu. Osman Durmuş, ''500 milyon lirayı bu kadar kolay harcayan Sağlık Bakanı, Tarım Bakanı gibi firma mı kayırıyor? ayrı firmaya da aşı siparişi verilerek firmaların susturulması mı amaçlanmıştır? Piyasa araştırması yapılmış mıdır? 500 milyon liralık aşıyı pazarlıkla ve farklı fiyatlarla alan Bakan için savcılar işlem yapabilecek midir? Savcıların içinde sürülme tehdidi var mıdır? Sağlık Bakanlığı bu vesileyle grip aşısını rutin aşı programına mı almış oluyor. Sağlık Bakanlığı personeline hibe edilen grip aşısı neden kullanılmamıştır. Bir bakan halk sağlığını korumak yerine, toplumu salgınla korkutup virüsten ve zararı faydasından çok, pahalı aşıyla, ithalatçısından yana tavır koyar mı?'' sorularının cevaplandırılmasını istedi. -''ÜRETİLMEYECEK AŞI VARSA HESABINI BENDEN SORUN''- MHP Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan, salgınlara karşı tedbir alabilecek, aşı üretimi yapabilecek enstitü ve araştırma merkezlerinin 58. Hükümet tarafından kapatıldığını belirterek, ''Bu tesisler kapatılıp, her şeyi özel sektör marifetiyle yapma anlayışıyla hareket ediliyor. 10 milyon liraya 10 yıllık aşınızı üretecek potansiyelimiz var. Eğer ülkemizde üretilemeyecek aşı varsa gelin hesabını benden sorun. Tüccar zihniyetiyle ülke yönetmekle, insan sağlığı kurban edilmektedir'' dedi. Akcan, domuz gribi aşısının ayda bir yenilenmesi gerektiğini belirterek, her yıl 35 milyon liralık aşının ithal edilebileceğini söyledi. MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ise yıl önce kene vakalarının gündemde olduğunu ve dönemde de yolsuzluk olduğunu ileri sürdüklerini belirterek, ''Müfettişlerin hazırladığı haksız kazanç sağlandığına ilişkin raporlar kabul edilmedi. Bunların takipçisi olacağız. Başka firmalara haksız kazanç sağlamayın'' dedi. AA 2009-10-15 15:23:56 Kuş gribinde milyonlarca tavuk telef edildi..yeni zenginler türedi..bu işlerin altında sadece rant yok..bu miileti kobay yapamazsınız.. ahmet okutan 2009-10-15 15:17:50 Bu konularda uzmandır...sözlerine sonuna kadar güvenilir.. ahmet okutan 2009-10-15 15:12:08 sağlık bakanlığı bu konuda yanlış yapıyor derhal durumu düzeltmelı biz kobay değiliz gelişmiş hiç bir avrupa ülkesinde bu aşı uygulanmadı yanlış biliyorssam düzeltin.. BENDE BU AŞIDAN OLMAM OLMAYCAĞIM..birde aşının fiyatı dudak uçuklatacak cinsten doktor bir arkadaşın dediğine göre 200 tl ımış işte sömürü düzeni böyle çalışıyor.. 597124 Polis yanlışlıkla amirini vurdu! AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Karlıova İlçe Emniyet Amirliğinde görevli polis memuru A.Ç, görev yaptığı emniyet müdürlüğü binası önünde silahını kazayla ateşleyince, Emniyet Amiri H.Ş'yi bacağından vurdu. Ambulansla Bingöl Devlet Hastanesi'ne kaldırılan H.Ş'nin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Karlıova Kaymakamı Eşref Yonsuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, polis memurunun kazayla amirini bacağından vurduğunu belirterek, konuyla ilgili soruşturma başlatıldığını söyledi. Vurulan emniyet amirinin sağlık durumunun iyi olduğunu ve tedavisinin sürdüğünü ifade eden Yonsuz, ''Amirimiz bacağından küçük bir operasyon geçirecek. Polis memuru şu anda gözaltında tutuluyor'' dedi. 595606 İzlanda ve Hırvatistan'a Aynı Tarih İzlanda ve Hırvatistan'a Aynı Tarih Avrupa Birliği Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, İzlanda ve Hırvatistan'ın birliğe aynı tarihte üye olabileceğini açıkladı. Rehn, İzlanda'nın Avrupa Birliği'ne en kısa zamanda girmesi için ödevini çabuk yapması gerektiğini söyledi. Olli Rehn, Avrupa Komisyonu'nun, İzlanda'nın birliğe katılımının uygun olduğu şeklindeki önerisini yıl sonuna doğru hazırlayabileceğini belirtti. İzlanda'nın ekonomik olarak Avrupa Birliği'ne iyi uyum sağladığını belirten Rehn, "İzlanda konusundaki fikrimizi Noel'den önce sunabiliriz" dedi. Olli Rehn, "Hırvatistan ve İzlanda'nın hazır olduğundan emin olduğumuzda, katılmalılar. Avrupa Birliği açısından bu ülkelerin aynı zamanda katılması bir mana ifade eder" diye konuştu. 596445 Çöp kamyonu gecekonduya girdi!.. -- Alibeyköy Mevlana Mahallesi'nde Kadir Toppa yönetimindeki 34 BR 1468 plakalı çöp kamyonu, 868. Sokak'tan yukarı çıkarken arızalandı. Yol kenarına çekilen araç, Toppa ve olay yerine gelen usta tarafından tamir edildiği sırada kontrolden çıktı. İçinde sürücüsü olmadan geri kaçan araç, yaklaşık 60 metre aşağıdaki Akşemsettin Bulvarı'ndaki Cuma Anılır'a ait gecekondunun üzerine devrildi. Bu sırada gecekondunun yıkılan bölümünde bulunan Cuma Anılır ile eşi Zübeyde Anılır ağır yaralandı. Kazanın ardından olay yerine sevk edilen polis ekipleri Akşemsettin Bulvarı'nda yolun tek şeridini trafiğe kapattı. Güvenlik şeridine alınan evdeki yaralılar ambulansla Okmeydanı ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Anılır çiftinin tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı öğrenildi. Kaza anında, çocuklardan Mustafa'nın (13) okulda olduğu, evde bulunan Muhammed (8), Sezen (18) ve Seval'in (15) gecekondunun arka kısmındaki odada uydukları ve yara almadan kurtuldukları belirtildi. Gaziosmanpaşa Belediyesi için çalışan bir taşeron firmaya ait 34 BR 1468 plakalı çöp kamyonunun sürücüsü Toppa ise polis ekiplerince gözaltına alındı. Kazadan yara almadan kurtulan Seval, annesinin sabah 06.00 saatlerinde kardeşiyle birlikte kalktığını ve onu okula gönderdikten sonra salonda kanepede tekrar uyduğunu belirtti. Kaza anında babasının da salonda bulunduğunu anlatan Seval, kamyonun anne ve babasının yattığı kısımdan çarpması nedeniyle ikisinin de enkaz altında kaldığını anlattı. Ses üzerine uyandıklarını ve evden çıktıklarını belirten Seval, daha sonra anne ve babasının enkazdan çıkarılarak hastaneye götürüldüğünü söyledi. Kazada ölen baba Cuma Anılır'ın işsiz olduğu, ailenin en büyük çocuğu Sezen'in (18) ise yaklaşık yıl önce geçirerek sakat kaldığı öğrenildi. 596486 Polat, Cevat'a pusu kuracak Polat, Cevat'a pusu kuracak Derin devletin dehlizlerinde dolaşan ‘Kurtlar Vadisi Pusu’, altmış yedinci bölümüyle karşımızda. Şaşmaz kardeşlerden Raci Şaşmaz’ın hem yapımcı hem de senarist olarak imzasını attığı, Zübeyr Şaşmaz’ın yönetmenliğini üstlendiği, Necati Şaşmaz’ın ise başrolünü oynadığı dizinin bu bölümünde; “İskender’in alnına silahı dayayan Polat’ı nasıl bir sürpriz bekliyor?”, “İskender, Polat’ın elinden nasıl kurtulacak?”, “Profesörü öldürerek Aron Feller’i kızdıran Cevat’ın yeni planı ne?”, “Teslim olmak zorunda kalanMemati ve Abdülhey’i hapisten kim çıkaracak?”, “İskender hangi sürpriz isimlerle masaya oturacak?” ve “Polat, Cevat’ı nasıl pusuya düşürecek?” gibi sorular yanıt bulacak. 595656 Maliki de stratejik ortaklık istedi El Maliki, Tv 8'e verdiği demeçte, bir soru üzerine Türkiye ile Irak arasında kurulan yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyinin iki ülke arasındaki ilişkinin geliştirilmesi açısından önemli olduğunu vurguladı.  Konseyin istenen düzeyde olmayan ilişkilerin geliştirilmesi ve olgunlaştırılması için kurulmasına karar verildiğini söyleyen Irak Başbakanı, işbirliğinin siyasi, iktisadi ve ticari alanlarla güvenlik alanını kapsadığını kaydetti. El Maliki, stratejik konseyin kurulması gerekliliği üzerine anlaşma imzaladıklarını hatırlatarak, bunun ardından uygulamaya dönük icraata geçtiklerini, bunun neticesinde hem siyasi hem güvenlik hem de ekonomi alanındaki ilişkilerin etkilendiğini ifade etti. İki ülke arasındaki ticaret hacminin arttığına işaret eden El Maliki, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama bizi ilgilendiren şey ekonomiden daha büyük. Biz stratejik işbirliği peşindeyiz. Türkiye-Irak ilişkilerinin bölgesel ilişkilere örnek teşkil etmesini istiyoruz. Biz de Türkiye de tüm ülkeler de bu bölgenin güvenliği için çalışmalılar. Bölgeyi savaşların gölgesinden, çatışmalardan, diğer ülkelerin içişlerine karışmaktan korumalılar." -GÜVENLİK İŞBİRLİĞİ- Irak Başbakanı El Maliki, "iki ülke arasında güvenlik konusundaki işbirliği"ne ilişkin bir soruya da "PKK'yı terör örgütü olarak gördükleri, bunu açıkça ilan ettikleri" karşılığını verdi. El Maliki, "Bu örgütün faaliyetlerini ve eylemlerini biliyoruz. Biz komşu ülkelerin iç işlerine karışmıyoruz. Ancak bu örgüt bizim topraklarımızda, dağlık ve zor bölgelerde var olarak bize birçok kriz yaşattı. Hatta bu örgüt bizim iç işlerimize de müdahale etmeye kalktı. Öyle ki Iraklı vatandaşlara, Kürtlere ve Araplara karşı da terör eylemleri düzenledi. Kesinlikle bu örgüt Irak'tan çıkmalı ve Irak topraklarından uzaklaştırılmalıdır" diye konuştu. Irak'la Türkiye arasında ortak bir komisyon bulunduğunu anımsatarak, PKK'nın faaliyetlerinin takip edildiğini, örgüte lojistik desteklerin kesilmeye çalışıldığını belirten El Maliki, bunun dışında başka şekillerde de koordinasyon yürütüldüğünü, Iraklı ve Türk bakanların toplantılar yaptığını, yine bu konuda elinden gelen desteği vermeye ve örgütün lojistiğini kesmeye gayret gösteren Amerikan tarafının da toplantılara katıldığını anlattı. El Maliki, örgütün Irak topraklarındaki varlığını bitirmek için ellerinden geleni yapmaya devam edeceklerini bildirdi. -SU MESELESİ- El Maliki, İki ülke arasındaki su meselesiyle ilgili bir soruya da Irak'a ulaşan su seviyesindeki düşüş nedeniyle oldukça büyük zarar gördüklerini, ancak bir çok kez gündeme gelen bu konunun neticede ortak konseyin toplantısında tartışıldığını ve su seviyesinin artırılması noktasında bir anlaşma yapıldığını belirtti. Türkiye'nin bu konuyu tartışmaya açmasının Iraklılarla masaya oturmasının ve bu konuya ilişkin son toplantıda bir maddeyi ele almasının sorunun çözülmesi noktasında bir arayışın varlığını gösterdiğini ifade eden El Maliki, yapılan işbirliği ile bir sonuç alacaklarını umduklarını kaydetti.  -DEMOKRATİK AÇILIM- Irak Başbakanı El Maliki, "Demokratik açılım çerçevesinde Türkiye'yle bir koordinasyon gerçekleştirmeniz söz konusu mu?" sorusuna da "Tabii ki. Kesinlikle" cevabını vererek, "Irak hükümetinin, bölgesel yönetim de dahil olmak üzere tümüyle buna hazır olduğunu" belirtti. -SURİYE- Türkiye'nin devreye girdiği, Suriye ile Irak arasında yaşanan son krizde hangi noktada bulunduklarına ilişkin bir soruya El Maliki, sonuç alınamadığı karşılığını vererek, Suriye hükümetinin inkar politikası izlediğini söyledi. El Maliki, Suriye'den öncelikle gerçekliğe uygun hareket etmesini istediklerini, Baas partisinin ve El Kaide örgütünün çeşitli şebekelerinin Suriye'de bulunduğunu kabul etmeleri gerektiğini yineleyerek, Suriye'den birçok örgütün topraklarındaki varlığına son vermesini istediklerini ifade etti. Irak Başbakanı bir başka soru üzerine de Amerikan güçlerinin Irak'tan iki ülke arasında varılan güvenlik anlaşmasının öngördüğü tarihte çekileceğinden emin olduğunu söyledi. 596177 Hayırlı olsun 2010 Dünya Kupası Avrupa elemeleri 5. grupta oynanan Türkiye Ermenistan maçını Milli Futbol Takımı Halil Altıntop ve Servet Çetin'in golleriyle kazanarak grup maçlarını galibiyetle tamamladı. Türkiye, sahadan galip ayrılırken puanını da 15'e çıkardı. ÖMER ÜRÜNDÜL: Hatalara bakmalıyız (SABAH) Senelerdir Türk futboluna çok büyük hizmetler veren Fatih Terim'in veda maçıydı. Ayrıca yine senelerce Türk futboluna faal olarak çok büyük hizmetler vermiş olan ve hala alternatifi bulunamayan Hakan Şükür maç öncesi hak ettiği ödülleri aldı. Hele Fatih Terim'in elinden aldığı ödül çok anlamlıydı. Çünkü bu iki kişi de Türk futbolundaki başarılarda çok önemli isimlerdi. İlk yarıda çok etkili bir futbol sergilemesek de hırslı, golü arayan ve yardımlaşmalı bir takım vardı sahada. İlk kanadı kullanmayı düşündüğümüz atakta golü bulduk. Sonra yine bir duran toptan ikinci golü bulduk. Ancak Ceyhun'un kırmızı kartından sonra oyun dengelendi. Ermenistanlı futbolcular da tüm hırslarını sahaya yansıtıyorlardı. Onlar da bir şey yapmak için üzerimize gelmeye başladılar. İki duran toptan yaşadığımız tehlikeler yıllardır devam eden rahatsızlığımızın kısa bir özeti gibiydi. Bundan sonrası için bugüne kadar yaptığımız hataları ciddi biçimde gözden geçirip, eksiklerimizi tespit edip bunların üzerine çalışarak yolumuza doğru adımlarla devam etmeliyiz. AHMET ÇAKAR: Futbol diplomasisi (SABAH) Herhalde bir daha bu kadar çok şeyi içinde barındıran bir milli maç oynamayız. Öncelikle rakipten bahsedelim. Ermenistan zayıf bir takım ama Ermenistan olduğu için politik önemi çok fazla. Sarkisyan tribünde, UEFA Başkanı Platini tribünde, seyirciler öyle bir yönlendirilmiş ki olumsuz hiç birşey yok. Uzun zamandır böylesine dostluk dolu bir maçı özlemiştik. Aslında iki takımı kıyaslamak mümkün değil. kadar iyiyiz ki Ermenistan'la oyunun belli bölümlerinde kedinin fareyle oynadığı gibi oynadık. Futboldan anlamayan biri bile aradaki teknik kaliteyi rahatlıkla fark eder. Grubu böyle bitirmeyi hiç istemedik. Acı olan İspanya dışında bu kadar mütevazi takım arasından ikinci bile olamamamız. Hatayı kendimizde aramalıyız. Ama artık geriye bakmanın bir faydası yok. Gerekli dersleri çıkartıp ileriye bakmak zorundayız çünkü hayat devam ediyor. BÜLENT TULUN: Uygarlık... (FOTOMAÇ) Herhalde Türk futbol tarihinde ilk kez bir milli müsabakada futboldan ve skordan daha önemli birden fazla unsur vardı. Ermenistan ile açılmakta olan yeni sayfa, tüm dünyanın gözünü ülkemize ve bu maçın spordan önce politik sonuçlarına dikmişti. Halil'in attığı golden sonra tüm oyuncuların Terim'e koşması çok anlamlıydı. Sevindirici olan futbolcularımızın artık basın tribününe el kol hareketleriyle çirkin tepkiler vermek yerine, hocalarına sevgiyle sarılarak veda etmeleri Terim düşmanlarına zarif bir göndermeydi. Terim'in eşdeğerlerine göre abartılamayacak maaşı bile manşetlere çıkıyorsa, bugüne kadar Türk futboluna verdikleri tartışılıyorsa, yaşamının her kesitinde bir dolu ihtiyaç sahibine karşılıksız yardımları ıskalanıyorsa uygarlık boş bir kavram. Benden hocaya bir kucak dolusu teşekkür... TURGAY DEMİR: Hayırlı olsun (FOTOMAÇ) Milli Takım gruptan çıkmayı başaramadı ve söylenecek hiçbir söz bu gerçeği değiştirmeye, acıyı hafifletmeye yetmez. Büyük bir hüsran yaşadık ve bu nedenle Terim'in görevi bırakması doğru karardır. Çünkü Fatih hoca ve öğrencileri şu kolay grupta kesinlikle adlarına yakışır işler yapmadılar. Öte yandan sporun ana amaçlarından biri de dünya toplumları arasındaki ilişkileri geliştirmekse -ki öyledir- dün gece futbol bu anlamda amacına ulaştı. Grupta iddiamız varken şu zayıf Ermenistan karşısında inanılmaz zorlanmıştık. Dün güle oynaya, üstelik maçın büyük bölümünü bir kişi eksik oynamamıza rağmen yendik. Çünkü üzerimizde baskı yoktu. Her neyse, sonucunda dostluk maçını da olsa kazandık. Futbolcular Terim'i galibiyetle uğurlamak için gayret sarf ettiler. Eğer şu gayreti bundan önceki maçlarda, bu soğukkanlılıkla sarf etmiş olsalardı muhtemelen şu anda baraj maçı heyecanı yaşıyor olacaktır. Olsun. Dünya Kupası final biletini kaybettiğimiz ortamda yeni bir komşu kazandık. Hayırlı olsun. 596078 ‘PKK silah bıraksın dağdan insin!’ Hasan Cemal ‘PKK silah bıraksın dağdan insin!’ ‘Şimdi bahar havası geliyor’ diyen Barzani: Silahlı ortama son vermemiz lazım. Barıştan, kardeşlikten söz ederken silahı konuşmak doğru olmaz. SELAHADDİN, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı dün sabah Başkanlık Sarayı’nda Milliyet ve Radikal’le ’ün ‘Tecrübe Konuşuyor’ programına yaptığı açıklamalarda, “Artık ’yle kış sona erdi, şimdi bahar havası geliyor” dedi. Hükümetin ‘’nı kesin ve kararlı bir dille desteklediğini söyleyen ve olumlu karşıladığını belirten Barzani, bunun bölgesel barış ve istikrara katkısının büyük olacağını vurguladı. ‘Açılımı destekliyoruz’ Cengiz Çandar’la birlikte dün sabah sorularımızı yanıtlayan Mesud Barzani’ye benim ilk sorum şuydu: “Türkiye’yle ilişkiler deyince ilk olarak akla ve geliyor. Bu çerçevede iki sorum var. Bir aracı olarak silah ve şiddetin kullanım tarihi artık geçti mi? PKK dağdan inip silah bıraksın mı?” Mesud Barzani bu soruyu yanıtlarken, sözü önce Erdoğan hükümetinin Kürt açılımına ya da bir başka deyişle ‘demokrasi açılımı’na getirdi. Açılımı olumlu bulduklarını, desteklediklerini söyledikten sonra şöyle dedi: “Evet, PKK’nın dağdan inmesi ve silah bırakması lazım. Ama bu konuda Türkiye’nin de yapması gerekenler var tabii.” Bu konuda, “Türkiye’nin iç işidir” diyerek ayrıntıya girmekten kaçınmakla birlikte, af dahil bazı adımların atılması gerektiğini üstü örtülü bir dille belirtti. ve PKK’ya ilişkin çözümün “Diyalogdan ve birbirini anlamaya çalışmaktan geçtiğini” söyledi. ‘PKK’dan sorumlu değiliz’ Erdoğan hükümetinin Kürt ve PKK meselesindeki politika tercihinin ‘doğru’ olduğunu, ‘barışçı bir çözüm’ için Irak Kürdistan Yönetimi olarak her türlü desteği vereceklerini, ‘her şeyi deneyecekleri’ni sözlerine ekledi. Şunları da söyledi PKK’nın dağdan inmesi konusunda: “’yle ilişkilerimizin PKK’ya, PKK’nın dağdan indirilmesine bağlanmasını doğru bulmuyoruz. Dağdan inmek elbette olumlu etki yapacaktır. Ama şunu iyi bilin: PKK’nın politikalarından biz sorumlu değiliz.” Mesud Barzani, ’nın attığı adımla bir ‘barış süreci’nin açıldığını, böylece  ‘psikolojik bir eşiği’n aşıldığını, ‘psikolojik bir engel’in kırıldığını belirtti ve şöyle dedi: “Türkiye Cumhuriyeti’nin benimsemeye başladığı politika savaşı durduracaktır. Takdire şayandır bu politika. Detaylara girmek istemiyorum. Ancak psikolojik engel kırıldı. Bu politikayı tüm gücümüzle destekliyoruz.” Barzani’ye şunu sordum: “Dağda silahların sustuğu, yani parmakların tetikten çekildiği bir ortam mı gerekiyor Kürt açılımının başarıya gidebilmesi için?” Barzani, bunu onayladı. Açılımdan olumlu bir sonuç alınabilmesi için “silah kullanılmasının, kan dökülmesinin durması” gerektiğini belirtirken şunu da ekledi: “Artık herhangi bir askeri operasyonu desteklemiyoruz. Silahlı ortama son vermemiz lazım. Bir yandan barıştan, bir yandan kardeşlikten söz ederken, aynı zamanda silahı konuşmak olmaz.” Sözü tekrar PKK’nın dağdan inmesi konusuna getirdim. Dağdan inilmesini ve silahların gömülmesini yine savunurken bir noktayı işaret etti Mesud Barzani: “Bu konuyu düşünürken, geçmişi gözden uzak tutmamak gerekir. Neler yaşandı geçmişte?.. Bu iyi değerlendirilirse, açılımdan çok daha iyi sonuçlar alınır.” ’e konsolosluk Mesud Barzani, Kürdistan yönetiminin Türkiye’yle ilişkilerinin çök kötü bir dönemden geçtiğini kabul etti. Gerek ilişkilerin düzeyi ve muhatap alınma konularında, gerekse askeri operasyonlarla ilgili olarak ilişkilerin kötüye gittiği söyledi. Ama şunu da ekledi: “Bugün artık kara kış geride kaldı. Artık bahar geliyor. İlişkiler düzelmeye başladı.” Barzani daha yapılacak çok iş olduğunu teslim etti. Türkiye’nin Erbil’de konsolosluk açmasını beklediklerini söyledi (güvenilir Dışişleri kaynaklarından edindiğim izlenimler bunun yakın olduğunu gösteriyor). Bu arada Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı olarak Ankara’yı ziyaret etmek istediğini, bunu önemsediğini üstü örtülü bir dille de olsa sakladığı söylenemez ’nin. Şöyle dedi: “En üst düzeyde görüşmeleri arzu ediyoruz. Eski kinler artık son bulsun. Türkiye Cumhuriyeti halkına saygım sonsuz. Her zaman gelmek isterim Türkiye’ye... İlişkileri çok daha fazla geliştirmek istiyoruz.” ve su hayati ve alanında olduğu gibi ekonomik ilişkilerde de alınacak bayağı mesafe olduğunu belirtti ve şunları ekledi: “Bizim ilişkilerimizde petrol elbette çok önemli. Ama bu arada unutmayın, Türkiye’nin de suyu var hayati olan... Ayrıca bölgede birçok Türk firması çalışıyor. Akrabalık ve komşuluk dolayısıyla siz çok daha ileride sayılırsınız.” Türkiye’nin kendileri için çok önemli bir ülke olduğunu, fazlasıyla ‘ortak çıkarlar’ın bulunduğunu söyledi. Türkiye’nin AB üyeliğini gönülden desteklerini belirtirken şunu da ekledi: “Hiç kuşkusuz ’ne sınırdaş bir ülke olmak isteriz.” ’nın Irak’tan çekilmesine gelince... En çok iki yıl içinde bu çekilmenin tamamlanması öngörülüyor. ’den sonra Irak Bu konuda Mesud Barzani tedirgin. Kafasında soru işaretleri var. Hem Irak’ın güvenliği, hem de Irak ve bölgenin istikrarı açılarından bu çekilmenin olumsuz sonuçlar doğurabileceğini düşünüyor. Mesud Barzani, Amerika’nın Irak’tan çekilebileceğini, ancak önemli olan noktanın Irak’la ittifakının sürmesi gerektiğini, bu açıdan Irak’a dönük siyasal taahhütlerinin devam etmesinin önem taşıyacağını belirtti. Kendisine şunu sordum: “Amerika çekildiğinde Irak karışabilir mi?” “Evet karışabilir. Kaos çıkması da, hatta bir da ihtimallerden biridir.” “Peki, Irak ileride bölünebilir mi?” Barzani’nin kısa yanıtı: “Irak bölünebilir de, parçalanabilir de.” ’ne ilişkin bir sorumuz üzerine, “Başkan Obama’yı kutluyorum” demekle yetindi. Mesud Barzani’yle ilk mülakatımı 1993’te Kuzey Irak’ın Dohuk kentinde yapmıştım. zaman kendisine “Bağımsız bir Kürt devleti ideali yüreğinizde yatıyor mu?” diye sormuştum. Barzani de evet diye yanıtlamıştı. Aradan on yıl geçtikten sonra 2003 yılında yine bir mülakatımız sırasında aynı soruyu kendisine yöneltince şöyle demişti: “On yıl sonra da sorsanız yanıtım değişmeyecek, evet!” ‘Birlikte yaşayabiliriz’ Dün sabahki sohbeti bağlarken, Cengiz bana topu attı ve ben tam soruma hazırlanırken anladı ve gülmeye başladı Mesud Barzani, “Yanıtım değişmeyecek” dedi. Son sözler olarak Türkiye’ye şu mesajları gönderdi Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani: “Hükümeti Kürt açılımından, demokrasi açılımından dolayı kutluyorum. Türkiye’yle biz kardeşiz. Türkiye’nin başarılı ve mutlu bir ülke olmasını isteriz. Artık kan dökülmesin! Sorunların inkârı onların çözümü getirmedi. Tarihimiz bunu gösteriyor. Hep birlikte ve farklılıklarımızla barış ve huzur içinde yaşayabiliriz.” Hasan Cemal, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile görüştü. Hasan Cemal ve Cengiz Çandar ile TECRÜBE KONUŞUYOR ÖZEL Bugün Saat 10.00’da 597139 AB Uyum Komisyonu'nda kavga TBMM AB Uyum Komisyonu'nun CHP'li üyeleri, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın daha önce yaptığı muhalefete yönelik açıklamaları nedeniyle özür dilemesini istedi. CHP'li üyeler, Bağış'ın özür dilemesini beklemeden salonu terk etti; Bağış, daha sonra özür dilediğini söyledi. Bağış'ın, AB Uyum Komisyonunda AB üyelik sürecindeki gelişmeler hakkında bilgi verdiği toplantıda, tartışma çıktı. CHP Genel Başkan Yardımcısı, Bursa Milletvekili Onur Öymen, usul hakkında söz aldı. Öymen, Bağış'ın muhalefete yönelik açıklamasını Anadolu Ajansı'nın haberinden okuyarak, Bağış'ın özür dilemesini, aksi halde salonu terk edeceklerini söyledi. Egemen Bağış'ın, metnin tamamının okunması gerektiğini ifade etmesi üzerine, komisyonun CHP'li üyeleri Bağış'a tepki göstererek, salonu terk etti. Bakan Bağış, ''Sözlerime muhalefetten alınan varsa özür dilerim'' dedi.   Bağış ne demişti? Başmüzakereci Egemen Bağış, dün Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada şunları söyledi: ''Bazen Türkiye'de muhalefet ile çeteler arasındaki sınırın nerede olduğunu anlamakta zorlanıyoruz. Çünkü mühimmatla, silahlarla yakalanan, devleti  yıkmaya yönelik ve kendi kafalarına göre çetelerin yönettiği bir rejime kaydırma çabası içinde olan kişilerin avukatlığına soyunmuş bir muhalefetle Türkiye'nin  demokratik standartlarda, AB standartlarında bir ülke olması kolay bir süreç  değil. Herkes  hata yapabilir, hatalardan dönmek de bir erdemdir. Muhalefet liderlerimizin de Türkiye'nin daha demokratik, daha şeffaf, daha kalkınmaya kitlenmiş bir ülke olmasına katkıda bulunacaklarını, Türkiye'nin bugüne kadar birçok sorunu çözen yapısının güçlendirilerek hep beraber diğer sorunlarını da çözebileceğini ümit ediyorum. Artık Türkiye'de kan akmasın, kimsenin yarınlardan korkusu olmasın.'' 595704 ‘Karayılan uyuşturucu kaçakçısı’ ‘Karayılan kaçakçısı’ ABD Bakanlığı’nın, ’nın lider kadrosunda yer alan Ali Rıza Altun ve Zübeyir Aydar’ı “Özel Olarak Belirlenmiş Kaçakçısı” ilan ettiğini bildirdi ’ndan yapılan açıklamada, /KONGRA-GEL örgütünün yönetimi tarafından 30 Mayıs 2008 tarihinde “Yabancı Narkotik Çeteleri Belirleme Yasası” çerçevesinde yaptırım uygulanan kaçakçıları listesine dahil edildiği hatırlatıldı. Açıklamada şöyle denildi: “Aynı yasa kapsamında, bu kez ABD Bakanlığı bünyesindeki Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi (Office of Foreign Assets Control-OFAC) tarafından bugün (14 Ekim) yapılan açıklamada, PKK’nın lider kadrosunda yer alan Ali Rıza Altun ve Zübeyir Aydar’ın ‘Özel Olarak Belirlenmiş Uyuşturucu Kaçakçısı’ (Specially Designated Narcotics Trafficker) olarak ilan edildiği, bu bağlamda söz konusu üç şahsın ABD’de bulunan mal varlıklarının dondurulmasına ve ABD vatandaşlarının bu şahıslarla ekonomik veya ticari nitelikli bir işlem yürütmesinin yasaklanmasına karar verildiği bildirilmiştir.” 597378 Irak'ta Erdoğan-Talabani buluşması 'ta temaslarını sürdüren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Celal Talabani tarafından kabul edildi. Talabani, Cumhurbaşkanlığı çalışma sarayı olan Selam Sarayı'ndaki kabül sonrasında, Başbakan Erdoğan onuruna yemek verdi. Yemege, Başbakan Erdoğan'a eşlik eden bakanlar da katıldı. 596507 'Atatürk olmasa AB üyeliğini rüyanızda göremediniz' Türkiye İlerleme Raporu'nda Atatürk'ü koruma kanunuyla ilgili ifade ve düşünce özgürlüğü çerçevesinde açılan davalar ile ilgili tespit yapıldığına işaret ededen bürokrat, "Türk demokrasisi ve bugünkü Türkiye Atatürk'e çok şey borçlu bunun bilincindeyiz" şeklinde konuştu. Aynı bürokrat "Türkiye eğer Atatürk'ün nihai hedefini yakalamak istiyorsa. AB kriterlerine uyum sağlar ve AB üyesi olur" görüşünü de dile getirdi. Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn'in de, genişleme raporlarıyla ilgili Brüksel'de düzenlediği basın toplantısında AB Türkiye İlerleme Raporunda Atatürk'ü Koruma Kanunu'nun ifade özgürlüğünü kısıtladığından bahsedildiğinin hatırlatılması üzerine özetle şunları söylemişti: "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk'e karşı büyük saygım var. Atatürk sayesinde AB-Türkiye ile katılım müzakerelerin de bulunuyor. Türkiye'nin Batılılaşmasında ve Avrupalılaşmasında biz O'nun adımlarını izliyoruz. Eğer Atatürk'ün vizyonu olmasaydı Türkiye AB üyelik sürecinde olmazdı. Atatürk'e yönelik hiç bir hakaret girişimini desteklememiz söz konusu değildir. Atatürk'ün mirası çok büyüktür. Burada bahsettiğimiz düşünce ve ifade suçuyla ilgili yasalardır. Bunun Atatürk'ün muhteşem mirasıyla alakası yoktur. Bizim raporda söylediğimiz ifade özgürlüğü çerçevesinde bazı açılan davalar ile ilgilidir." 595979 Gökhan Özcan: Sınırları kaldırmak… Gökhan Özcan Sınırları kaldırmak… İki halk arasında sınırları, tel örgüleri, mayınları, mesafeleri kaldırmak… Neresinden bakarsanız bakın, bugünün dünyası için şiirsel güzellikte bir şey bu! Suları yokuşa akıtmak demek tam olarak… Özellikle de bizim yaşadığımız bu coğrafya için böyle bu. Malum, kendi kara kurguları içinde yeni bir dünya düzeni kurmak isteyenler, insanlık için ve özellikle de bizim coğrafyamızda yaşayanlar için önyargılar, kavgalar, çatışmalar öngörmüştü sadece. Bölge halkları olarak biz ancak birbirimize duyduğumuz nefret ve öfke ile su taşıyabiliyorduk kirli küresel hesabın değirmenine. hesap değişti mi, kötücül planlar tedavülden kaldırıldı mı, ayrı konu… Ama belli ki bölgede yaşayan halkların, halkların seçtiği yönetimlerin hissiyatı da, hesabı da değişti. Yine belli ki artık halkların iradesi belirliyor ülkelerin gidişatını. Bu yeterli zaten… Bu bölgede aynı tarihi yaşamış, aynı medeniyet mecraını paylaşmış, doğan güne de, batan güne de aynı hissiyatla bakan halklar yaşıyor. Birinin türküsü diğerine, birinin şiiri ötekine uyan, karışan, yakışan halklar, birbirine en derinden dost, akraba, yoldaş milletler yaşıyor. Sınırların, tel örgülerin, mayınların, mesafelerin aramıza girmesinin hikâyesi, en eskisini bile esas alsanız iki asrı bulmuyor. Oysa muhabbetin tarihi çok çok asırlar öncesinden taşıyor bugüne yankısını, tadını, kokusunu. Aynı çatının, aynı gökkubbenin, aynı kuşatıcı dirlik sancağının altında yaşadık biz asırlarca. Birbirimize kırgınlıklarımız, küskünlüklerimiz, öfkelerimiz iki komşunun, iki akrabanın, iki yoldaşın arasına girebilecek mesafelerden fazlasını açmamalıydı aramızda. Öyle oldu maalesef, uzak düştük birbirimizden. Çünkü bizim birlik ve dirliğimiz, bu toprakları bir yangın coğrafyası olarak görmekten sebeplenenlerin hesaplarına uymuyordu. Biz de gafil davrandık, suyun uyuduğuna kandık, düşmanın uyumadığını unuttuk. Aramıza hiç fesat sızamaz, muhabbetimizi fitneler bozamaz sandık. Sızamazdı, bozamazdı evet; kendimiz kalabilseydik her birimiz. Bizi parçalamaya önce bizi bizlikten çıkarmakla başladılar. Önce biz yabancılaştık birbirimize, sonra muhabbetimiz sahipsiz kaldı. İşte gün bugündür; gerçekten bir yangın coğrafyası bu topraklar… İçimizde eski güzel günlerin, yılların, asırların sızısı; birbirimize uzaktan bakarak yaşıyoruz. Öyle mesafeler koydular ki aramıza aslında bir adımlık, birimiz adımımızı atsak bile kapanıverecek bir hamlede. Ama öyle kibirli hınçlar koydular ki içimize, yediremedik yıllar boyunca adımları atmayı kendimize. Sadece özledik uzaktan eski muhabbetimizi. İşte şimdi yangın sönüyor. kahrolası fitne ve fesat tezgâhları yerlerinden sökülüyor. mesafeler ortadan kaldırılıyor. Sınırlar, tel örgüler, mayınlar siliniyor, halklar kucaklaşıyor. Bu toprakların çok aşina olduğu asude mevsimin önce kokusu geliyor. Tarih kendini yeniliyor, muhabbetimiz dirilişi yaşıyor. Suriye-Türkiye sınırındaki sembolik buluşma devletlerin devletlerle, halkların halklarla, gönüllerin gönüllerle buluşmasıdır. Ama bunun da ötesinde tarihin hakikatle buluşmasıdır. Adı henüz konmadı belki ama uzun zaman mahzun yaşamış bu coğrafya için bugün aslında bir bayram günüdür. Hem sadece Suriye ve Türkiye için değil, geçmişte bu eşsiz muhabbetin gönüllüsü olmuş bütün halklar için 596643 Abu Dabi'de ilk kez İsrail bayrağı İsrail Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, 70 ülkeden 150  delegenin katıldığı Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı  toplantısında İsrail'den iki temsilcinin de bulunduğu belirtildi. Açıklamada, "İsrailli temsilcilerin diğer delegeler gibi ağırlandığı ve İsrail bayrağının ilk kez bu ülkede dalgalandığı" ifade edildi. İsrail ile BAE arasında diplomatik ilişki bulunmuyor. Körfez ülkelerinden  Katar, Gazze saldırılarının hemen ardından İsrail temsilciliği bürosunu kapatmıştı. Umman da benzer bir önlem almış ve 2000'de İsrail'in bürosunu kapatmıştı. Diğer Körfez ülkelerinin İsrail ile resmi ilişkisi bulunmuyor. 596920 Sarkisyan'a oda jesti Sarkisyan'a oda jesti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, dün Bursa'da ağırladığı ve birlikte maç izledikleri Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'a, temasların yapıldığı otelde kendisi için düzenlenen, yeni ve daha büyük olan süiti tahsis ettirdiği öğrenildi. Cumhurbaşkanı Gül ile Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan ve diğer bürokratları ağırlayan Almira Otel'in Genel Müdürü Ersin Yazıcı, Türkiye-Ermenistan maçı dolayısıyla Bursa'nın tarihi bir gün yaşadığını söyledi. İki ülkenin cumhurbaşkanları ile çok sayıda bürokratın Bursa'da buluştuğunu ifade eden Yazıcı, misafirleri ağırlamaktan da son derece mutlu olduklarını ve gurur duyduklarını anlattı. Maç öncesindeki görüşmelerin ve akşam yemeğinin otellerinde organize edildiğini belirten Yazıcı, şunları söyledi: ''Biz odalarını ayarlamıştık. Cumhurbaşkanı Gül, kendisine 100 metrekarelik yeni odayı, Sarkisyan'a ise 75 metrekarelik diğer odayı ayırdığımızı öğrendi. Bunun üzerine büyük odanın Sarkisyan'a tahsis edilmesini isteyerek, karşı tarafa bir jest yapmış oldu. Ardından hemen düzenlemeye geçerek 301 No'lu odayı Cumhurbaşkanımıza, diğerini de Sarkisyan'a tahsis ettik. Otele geldiklerinde cumhurbaşkanları, kendi odalarındaki toplantı bölümünde bürokratlarıyla özel toplantı yaptılar, ardından birlikte toplantıya geçtiler.'' SARKİSYAN'IN KALDIĞI ODA Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın ağırlandığı odayı yeni düzenlediklerini ve ilk kez dün hizmete açtıklarını ifade eden Yazıcı, odayla ilgili şu bilgileri verdi: 250 BİN LİRA HARCANDI ''Odanın içinde kullanılar malzemelerin büyük bölümünü ithal ettik. odadan oluşan bu suitimizin banyosundan yatak ve toplantı odasına kadar her bölümünde çok titiz davrandık. Odanın düzenlenmesi için yaklaşık 250 bin lira harcadık. Yatak örtüsü ipek, odada kullanılan süslemelerde gümüş kullandık. Dolapları ve kapıları el işçiliğiyle yapıldı. Odanın gecelik konaklama ücreti bin avro olacak. Sarkisyan'ın kaldığı odanın bir kapısı, korumalarının bulunduğu odaya açılıyordu.'' GÜVENLİK İÇİN ELEKTRONİK ALETLER ÇIKARILDI Yazıcı, cumhurbaşkanları otele gelmeden önce otelde yoğun güvenlik önlemi alındığına dikkati çekerek, odalarda bulunan telefon, DVD player, minibar gibi elektronik ve elektrikli aletlerin tamamının çıkarıldığını, içerde sadece televizyonun kaldığını anlattı. Yazıcı, otelin çatısına keskin nişancıların yerleştirildiğini, bu kişilerin 2,5 kilometrelik mesafeyi kontrol altına tutabildiklerini öğrendiklerini kaydetti. Yemeğe düğün çorbasıyla başlandığını dile getiren Yazıcı, menüye ilişkin şunları söyledi: ''Çorbanın ardından biber dolması, yaprak sarma ve imam bayıldılı zeytinyağlı tabağına geçildi. Tandır böreği ile devam eden yemekte İnegöl köfte, iskender kebap ve Akdeniz yeşillikleri verildi. Tatlıda kestaneli, çikolotalı pasta ve baklava sunuldu. Ermeni bürokratlar yemekte beyaz ve kırmızı şarap alırken, Sarkisyan'ın, Gül ile birlikte içecek tercihi taze sıkılmış portakal suyu oldu. Bu arada, kullanmasına rağmen Sarkisyan, hiç sigara içmedi.'' Yemeğin ardından Gül ve Sarkisyan'ın Türk kahvelerini toplantı salonunda başbaşa içtiğini belirten Yazıcı, ''Ankara'dan bir canlı müzik grubu geldi. Yemekte, kanun, kemençe ve bendir eşliğinde canlı müzik vardı'' dedi. 596701 Kıbrıs’ta liderler zeytin fidanı dikti ’ta liderler zeytin fidanı dikti Cumhurbaşkanı ve lideri Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde bugün 45. kez bir araya geldi. Lefkoşa ara bölgedeki görüşmede, “federal yürütme” konusunun müzakeresine devam edilecek, ayrıca “yürütme” kapsamında bulunan “dış ilişkiler” konusu ele alınacak. Rum tarafı dünkü görüşmede, “yürütme” konusunda, eski önerisini revize ederek, ancak özünü değiştirmeden öneri sunmuştu.  Cumhurbaşkanı Talat, Kıbrıs Rum tarafının önerisiyle ilgili olarak, daha önceki önerilerin gözden geçirilmiş hali olduğunu belirterek, “Bazı endişelerimizi giderme yönünde adım attılar” demişti.  Talat ayrıca, tüm önerilerinin masada olduğunu ve tartışacaklarını ifade ederek, “federal yürütme” konusunda varılacak anlaşmayla çözümün olup olamayacağının da daha net ortaya çıkacağını söylemişti.  Görüşmeye, Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Taye Brook Zerihoun da katılıyor. FİDAN DİKTİLER Liderler görüşmenin sonunda, müzakerelerin yapıldığı BM binasının bahçesinde zeytin fidanı dikti. Talat’ın diktiği fidana Hristofyas, Hristofyas’ın diktiği fidana da Talat toprak attı. Fidanlara suyu ise Zerihoun verdi. Liderler fidan dikerken, liderlere destek için bölgede bulunan temsilcilerinden bazıları “Zeytin toplama mevsimi geldi, siz yeni zeytin dikiyorsunuz” diye seslendi. Liderler, fidan dikiminden sonra açıklama yaptı. LİDERLERE DESTEK Bu arada 50 Kıbrıs Türk ve Rum sivil toplum örgütü adına hazırlanan ortak bildiri, görüşmeden önce Cumhurbaşkanı Talat ile Rum lideri Hristofyas’a verildi. Sivil toplum örgütleri, “birleşik Kıbrıs için çaba sarf eden liderlerin cesaret ve girişimlerini desteklediğini” belirtti. Müzakerelerin yapıldığı binaya gelen sivil toplum örgütü temsilcileri, üzerinde “barış sürecine biz de katılıyoruz” ve örgütlerin isimlerinin yazılı olduğu pankart açtı. “Devam etmekte olan görüşme sürecini sorgulayan bakış açıları ve genel endişeleri de göz önünde bulundurarak, liderlerimizden süreç hakkındaki gelişmeleri açık ve net bir şekilde toplumlara aktarmalarını rica ediyoruz” denilen ortak bildiride, toplumun, müzakereler hakkında bilgi sahibi olmasının, görüşme sürecine ve karar alma mekanizmalarına olumlu ve yapıcı bir şekilde yaklaşma fırsatı vereceği kaydedildi. Ortak bildiride, “Sivil toplum, sürükleyici bir rol üstlenerek, görüşme sürecine katkı koymayı ve karar alma mekanizmalarına kenetlenmeyi hedeflemektedir. Böylelikle sivil toplum örgütleri iki toplumlu ve iki bölgeli bir federal Kıbrıs’a gidilirken, sürece ileriye doğru bir ivme kazandıracaktır” ifadesine yer verildi. Ortak bildiri, ve Rumca olarak basına da okundu. 595781 AEGON'dan 'hayat'ta cazip gelir modeli AEGON'dan 'hayat'ta cazip gelir modeli AEGON Emeklilik ve Hayat, yeni acente modeli ve yeni direkt satış ekipleriyle 2010'da hayat sigortalarına hazırlanıyor. Genel Müdür Yardımcısı Cenk Gürer, yepyeni bir direkt satış ekibi ve acenteler için cazip olanaklar sunan acente modeliyle hayat branşında büyük bir adım atacaklarını söyledi. Gürer, AEGON'un hayat sigortalarına özel önem vereceğini, inovatif ürünler ve acentelere sunulacak yüksek kazançla hayat satışlarını artırmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi. Hem biz hem acenteler kazanacak Hayat sigortasında acenteler için hazırladıkları gelir modelinin sektördeki uygulamalardan farklı ve daha cazip olacağını da belirten Gürer, "Hem acentelerimiz hem biz kazanacağız. Bazı ürünlerde yıl dahi devam eden bir komisyon modeli hazırladık. Sektör bunu daha önce birikimli hayatta uyguladı. Yoğunluğu birinci yılda, bir bölümü ikinci yılda, daha küçük bir bölümü de üçüncü yılda olmak üzere ve toplama bakıldığında şu ana kadar duyulmamış bir yüzdeye tekabül eden bir komisyon, gelir ve ödül yapısı oluşmuş olacak. Yeni iş modelleri arayışı olan tüm acentelerin bizimle görüşüp detaylı bilgi almalarını tavsiye ediyoruz. Başarılı olacağına inanan acentelerle birlikte çalışabilmeyi umuyoruz" dedi. 595938 İki mahallede 10 saat su akmayacak İki mahallede 10 saat su akmayacak Genel Müdürlüğü, su kesintisi uyarısında bulundu. Konak 128-143 sokaklar kavşağında ve 131-141 sokaklar kavşağında bağlantı çalışması yapılacağı belirtildi. Bu nedenle yarın 09.00-19.00 saatleri arasında Mahallesi’ne su verilemeyeceği bildirildi. 24-25 sokaklar kavşağı, 34-29 sokaklar kavşağı ve Mithatpaşa Caddesi’yle 40 Sokak’ın kesiştiği noktada da yeni şebeke bağlantısının gerçekleştirileceğine dikkat çekildi. Bu yüzden, pazartesi günü saat 09.00’dan 19.00’a kadar Güzelyalı Mahallesi’nde su akmayacağı ifade edildi. Vatandaşlardan tedbirli olmaları istendi. Çalışmalar nedeniyle yarın elektrik kesilecek ’in bazı yerleri yarın elektriksiz kalacak. Kesinti programı şöyle: 08.00-17.00: Bornova’da Çamdibi Mahallesi Burak Reis, Barbaros caddeleri, 5149, 5149/1, 5154, 5162, 5151, 5152, 5216, 5225, 5230, 5231, 5232, 5233, 5234, 5235, 5236, 5237, 5238, 5239, 5240, 5241, 5242, 5243, 5244, 5245, 5351, 5354, 5454/2 sokaklar. ’da Bahçekapı Mahallesi  Caddesi 38/2-33, 1084/2-3-9-31-36 sokaklar. 09.00-11.00: Bornova’da Çamdibi Mahallesi 5030, 5033, 5035, 5036, 5037, 5041, 5042, 5048, 5050, 5051, 5053, 5054, 5055, 5137, 5143, 5145, 5146, 5148, 5149, 5151, 5152, 5153 sokaklar. 09.00-12.00: Çiğli’de Balatçık Mahallesi 8786/4, 8786/5, 8786/3 sokaklar. 09.00-16.00: Konak’ta Ferahlı Mahallesi 3433, 3435, 3436, 3438, 3451, 3515 sokaklar. Bahar Mahallesi Eski İzmir Caddesi, 531, 2910, 2911 sokaklar. Mithatpaşa-Çankaya Mahallesi 151,155, 194 sokaklar. Çiğli’de Mahallesi 8107, 8112, 8113, 8114, 8115, 8116, 8096, 8097, 8098, 8099, 8106 sokaklar. 14.00-17.00: Çiğli’de Köyiçi Mahallesi 8051, 8708/1, 8708, 8709, 8710, 8711, 8712, 8713, 8050, 8064/1, 8064, 8053 sokaklar. 596553 Uğur Yücel: Niye kaçayım! Uğur Yücel: Niye kaçayım! Uğur Yücel, hakkında çıkan, karşılıksız çek vermek yüzünden hapis cezasına çarptırıldığı haberleri nedeniyle ABD'ye kaçtığı iddialarına yanıt verdi. Hakkında ortaya atılan 'ABD'ye kaçtı' söylentilerini duyunca çok şaşırdığını belirten Yücel, Sabah Gazetesi'nin haberine göre, "Allah aşkına ne kaçması, niye kaçayım, filmlerim, dizilerim, her şeyim Türkiye'de, cuma günü döneceğim" diye konuştu. CUMAYA DÖNÜYOR New York'a, Fatih Akın'ın yönettiği ve kendisinin de rol aldığı 'New York Love You-New York Seni Seviyorum' filminin galası için gittiğini söyleyen başarılı oyuncu, "Bizim işimiz, dizilerimiz, hayatımız Türkiye'de, cuma günü döneceğim" dedi. 596254 "Türkiye'yi 2014'te istiyorum" Haberi Ekle "Türkiye'yi 2014'te istiyorum" Kendi internet sitesinden seslenen sarı-lacivertli takımın kaptanı, “Türkiye’nin Dünya Kupası rüyası yıl ertelendi ve şimdi 2014 için planlarını yapmaya başlayacaklar. Oyuncular çok çabaladı ama bir türlü başaramadılar. Türkiye’nin 2014 Dünya Kupası’na gitmesini çok istiyorum. Çünkü benim ülkemde düzenlenecek ve orada Türk milli marşını dinlemek için her maçlarına gitmeye çalışacağım” ifadesini kullandı. 595719 İMKB, JP Morgan ve Intel’in kârıyla coştu ve ’in kârıyla coştu ’li ve Chase’in üçüncü çeyrekte beklentilerden iyi açıklamasıyla dünya borsaları son bir yılın en yüksek seviyesine çıktı borsaları yüzde 2’ye yakın değer kazanırken, alımlar ’ye de yansıdı. İMKB endeksi, günü yüzde 1.91 yükselişle 51 bin 26 puanla yılın en yüksek seviyesinden tamamladı. 21 ayın zirvesine çıkan İMKB’de özellikle hisselerine gelen alımlar dikkat çekti. Bankacılıkta ise orta ölçekli bankaların hareketli olduğu gözlendi. Son bir haftanın hareketli hisselerinden Tekstilbank günü yüzde 15.63 yükselişle tamamladı.   Risk iştahı arttı Şirketlerin bilançoları borsasına da yansıdı. endeksi bu yıl ilk kez 10 bin puanı aşarak 10.015 puana yükseldi ABD bankası JPMorgan Chase, üçüncü çeyrekte 3.6 milyar dolar, yani hisse başına 0.82 dolar net açıkladı. ABD’li çip üreticisi de üçüncü çeyrekte beklentilerin üzerinde, daha iyi kâr ve gelir açıkladı. Intel, üçüncü çeyrekte 1.9 milyar dolar (hisse başına 33 sent) kâr etti. Intel’in, bu yıl üçüncü çeyrekte satışları ise 9.4 milyar dolar oldu. Intel’in söz konusu çeyrek satışlarının milyar dolar olması bekleniyordu. 597216 19:16 Adalet Partisinin hukuki varlığı sona erdi Adalet Partisinin hukuki varlığı sona erdi Adalet Partisinin, dağılmış sayılarak hukuki varlığının sona erdiğine karar verdi          Cumhuriyet Başsavcılığı, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 121. maddesi, ’nun 36. maddeleri aracılığıyla ’nun 87. maddesi uyarınca "talep tarihi itibariyle kuruluş amaç ve şartlarını kesin olarak kaybetmesi nedeniyle" Adalet Partisinin, kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının sona erdiğinin tespitine karar verilmesi istemiyle Mahkemesine başvurdu.          Yüksek Mahkeme, bugünkü toplantısında Adalet Partisinin, dağılmış sayılarak hukuki varlığının sona erdiğine, Partinin tüm mallarının ’ye geçmesine karar verdi. 596487 Altın son 20 günde lira arttı Adana Kuyumcular Odası Başkanı Oğuz Başman, yaptığı açıklamada, altının her zaman iyi bir yatırım aracı olduğunu, son günlerdeki yükselişin bu durumu kanıtladığını söyledi. Altın piyasasının uzunca bir süredir bekleyiş içinde olduğunu anlatan Başman, ''Ramazan Bayramı öncesi yaşanan durgunluk yerini yükselişe bıraktı. Bayram öncesi 45 lira civarında olan 24 ayar külçe altının gramının fiyatı yüzde 11 civarındaki artışla 50 liraya kadar yükseldi'' dedi. Yükselişi, uluslararası piyasalarda doların değer kaybetmesi ve altına yapılan yatırımların tetiklediğini belirten Başman, özellikle Avrupa ülkelerinde altının önemli bir yatırım aracı haline geldiğini bildirdi. Başman, daha önceleri Avrupa'nın yatırım karakterinde altının yer almadığını anımsatarak, şöyle konuştu: ''Ancak geçen yıl ve bu yıl, başta bankalar olmak üzere Avrupa ülkelerindeki çoğu finans kuruluşu altın fonu oluşturdu. Bu fonda 20 ton civarında altın biriktiği belirtiliyor. Bu altın yatırımı devam ederse fiyatların bir miktar daha yukarı çıkacağı tahmin ediliyor.'' 596190 ‘Ceylan’ı ordu öldürdü diye yazanlar kimin kalemi! Onlar; “Ordu hedef gözeterek havan mermisi attı, çoban kız Ceylan’ı öldürdü” diye yazdılar. Acaba doğru mu, “Gerçekten ordu bunu yaptı mı?” şüphesinde kalarak beklemeyi seçen benim gibi gazete yazarlarını da aşağıladılar, “susmakla, göbeğini kaşımakla, vicdanını satmakla” açıkça suçlamış oldular. Haksız bir saldırıydı. Benim ağrıma gitti. Aynı seviyeye inmeyeceğim. Onlara dönüp, “Şimdi siz dötünüzü kaşıyan tetikçi gazeteci durumuna düştünüz...” diye yazmayacağım. Rapor açıklandı. Öldüren havan mermisi değil. Askeri birlikten atılmamış. Karakoldan ateşlenmemiş. Ceylan’ı ordu öldürmemiş. Kimin tarafından atıldığı bilinmeyen ve orada durmakta olan 40 milimetrelik Launcher bombasını Ceylan, elindeki “tahra” denilen orak benzeri bağ budama bıçağıyla dürttüğü için patlamış, küçük masum kızın ölümüne bu Launcher bombası sebep olmuş. Şimdi ben şunu soracağım: Siz kimin kalemisiniz? 596296 Asya borsaları yükseldi Tokyo Borsası günü yükselişle tamamladı. Borsanın temel göstergesi Nikkei 225 Endeksi yüzde 1,77 (178,44 puan) artarak, 10.238,65 puan oldu. Asya'da ayrıca Hong Kong Borsası yüzde 0,9, Güney Kore Borsası yüzde 0,5 artarken, Şanghay Borsası ve Avustralya Borsası da yükseldi. -TAYLAND BORSASI- Bu arada Tayland Borsası, Tayland Kralı Bhumibol Adulyadej'in sağlık durumunun yarattığı endişeler nedeniyle yabancıların ikinci günde de yoğun hisse satışı üzerine yüzde 5'den fazla geriledi. Kral Adulyadej'in sağlık durumunun iyileştiği yönündeki açıklamalara rağmen, bu yıl yüzde 50'den fazla artan borsa yüzde 5,16'lık düşüşle bir ayın en en düşük seviyesine geriledi. Borsa simsarları, kralın sağlık durumunun ne olacağını bilmediklerinden, yatırımcıların karşılaşacakları riski azaltmaya çalıştığını belirttiler. Dünyanın en uzun iktidarda kalan kral unvanına sahip 81 yaşındaki Adulyadej, ülkenin tek birleştirici kişisi konumunda bulunuyor. Kral, 19 Ekim'den bu yana ateş ve aşırı yorgunluktan hastanede yatıyor. -PETROL 76 DOLARA YAKLAŞTI- Bu arada uluslararası piyasalarda petrol fiyatı 76 dolara yaklaşarak, Ekim 2008'den bu yana en yüksek seviyesini gördü. Dün 1,03 dolar artarak 75,18 dolara çıkan ABD ham petrolünün varil fiyatı Kasım ayı teslimi Asya'daki işlemlerde şu sıralar 72 sent artışla 75,90 dolara çıktı. Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 54 sent yükselerek 73,64 dolar oldu. Petrolün artmasında ekonominin güçlendiğine ilişkin fikirler ve doların değer kaybetmesinin etkisi oluyor. 597379 Erol Bilgin halterde altına uzandı Polonya'nın Wladyslawowo kentinde süren şampiyonanın 3. gününde podyuma çıkan Erol Bilgin, koparmadaki 143 kiloluk kaldırışıyla altın madalyaya uzandı. Milli halterci, silkmedeki 165 kiloluk kaldırışıyla 5. olurken, toplamda elde ettiği 308 kiloyla da 4. sırada yer aldı. Türkiye, şampiyonada şu ana dek toplamda altın, gümüş ve bronz madalya elde etti. 596881 Carlos kararını Aralık'ta verecek Carlos kararını Aralık'ta verecek Fenerbahçe'nin Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos, "Ne Aralık'ta ne de Mayıs'ta gideceğim. Çünkü bunun kararı henüz verilmedi. Bugün Aralık'ta gideceğime yönelik bir şey söz konusu değil. Bu karar, Aralık'ta verilecek" dedi. İSTANBUL (İHA) Fenerbahçe'nin Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos, Caddebostan'daki Irmak Okulları'nı ziyareti sırasında öğrencilere yaptığı konuşmada, "2040 yılına kadar buradayım. Bir daha buraya geldiğimde sizlere Türkçe hitap edeceğim" diyerek espri yaptıktan sonra, gidip gitmeme kararını, Aralık ayında yöneticilerle yapacağı toplantı sonrası vereceğini söyledi. Davet üzerine Caddebostan'daki Irmak Okulları'nı ziyaret eden Roberto Carlos, öğrencilerle bir araya geldi, onlarla hatıra fotoğrafı çektirip imza dağıttı ve okulun konferans salonunda öğrencilerin yönelttiği soruları yanıtladı. Okul Müdürü Meral Bilgin'in yaptığı ve kendisinin Brezilya Milli Takımı ile diğer takımlarda attığı gollerden örneklerin verildiği sunumdan sonra kürsüye gelen Roberto Carlos, Irmak Okulları'nda bulunmaktan mutluluk duyduğunu ve Türkiye'de ilk kez bir okulu ziyaret ettiğini söyledi. 568 öğrencinin eğitim gördüğü Irmak Okulları'nda "Bir Dünya devi" diye tanıtılan Roberto Carlos, "İlk defa Türkiye'de bu okulu ziyarete ediyorum. Çok heyecanlıyım. Hepinizle Türkçe konuşmak isterdim. Ama zaten 2040 yılınakadar burada olacağımı için, Türkçeyi de sırada zaten öğrenmiş olurum" dedi. Eğitimin önemine dikkat çeken Roberto Carlos, "Benim okumak için hiç vaktim olmadı. Sizin, sonuna kadar eğitimli gitmenizi istiyorum. Bu çok önemli. Bu yoldan ayrılmayın. Eğitiminizin sonuna kadar gidin" diyerek öğrencilere nasihatte bulundu. "FENERBAHÇE ŞAMPİYON OLACAK" 13 yaşından beri futbol oynadığını belirten Roberto Carlos, İstanbul'un Brezilya'ya çok benzediğini, özellikle Sao Paulo'nun İstanbul'a benzediğini ve İstanbul'un büyüleyici bir kent olduğunu söyledi. Futbol hayatı boyunca en büyük rakiplerinin Figo, Messi ve Eto'o olduğunu söyleyen Roberto Carlos, Türkiye'deki en büyük rakiplerinin de Arda ve Kayserispor'da oynadığı zamanlarda Mehmet Topuz olduğunu söyledi. Capello, Del Bosgue ve Luxemburgo'yu birlikte çalışmaktan zevk aldığı teknik direktörler olarak sıralayan Roberto Carlos, Fenerbahçe'nin Süper Lig şampiyonluğu için en şanslı takım olduğunu ve şampiyon olacağını kaydetti. "KARAR ARALIK'TA" "Neden Fenerbahçe'yi tercih ettin?" şeklindeki bir soruya ise Roberto Carlos,"Real Madrid'den Türkiye'ye bakarken, Fenerbahçe en çok ilgimi çeken takımdı. Ayrıca benim geldiğim yılda Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak olması, beni buraya getiren en büyük etkendi" diye yanıt verdi. Bir öğrencinin hakkında çıkan transfer dedikoduları ve Brezilya'ya döneceği şeklindeki haberleri hatırlatması üzerine Roberto Carlos, "Geçtiğimiz1-2 ay içinde bununla ligli bir çok haber, gazetelere konu oldu. Ama ne Aralık'ta ne de Mayıs'ta gideceğim. Çünkü bunun kararı henüz verilmedi. Bunun kararı, Aralık ayında yönetimle yapacağım görüşmede verilecek. Ama bugün Aralık'ta gideceğime yönelik bir şey söz konusu değil. Bu karar, Aralık'ta verilecek" dedi. "KENDİNİZE HEDEFLER BELİRLEYİN" Bir öğrencinin, Galatasaray ile Real Madrid arasında oynanan Süper Kupa maçında Gheorghe Hagi ile arasında geçen bir pozisyonu sorması üzerine Roberto Carlos, "Hatırlamıyorum. Futbolda kadar çok pozisyon var ki; bunların tümünü hatırlamak da mümkün değil zaten. Ancak Hagi, Dünyanın en iyi futbolcularından biridir. Ama her pozisyonu aklımda tutamam" diye konuştu. Söyleşi sonunda Roberto Carlos'a öğrenciler tarafından çiçek ve plaket verildi. Tüm öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektiren Roberto Carlos, son olarak öğrencilere, "Küçük bir çocukken en çok yapmak istediğim şey, futbolcu olmak ve ünlü biri olmaktı. Tüm Bunları dolu dolu yaşadım ve çok mutluyum. Siz de kendinize hedefler belirleyin ve onları dolu dolu yaşayın" diye öğütte bulundu. 597014 Suçüstü yakalanan kaçak defineciler: Piknik yapıyorduk yakalanan kaçak defineciler: yapıyordukTaner ORAL/, (DHA) 'da, jandarma ekibi, bir papaza ait olduğu tahmin edilen yaklaşık 200 yıllık mezarı açmak isteyen kişiyi yakaladı. Gözaltına alınan 1'i kişi, sağlık kontrolünde çıkarıldıkları sırada kameralara, “Ne çekiyorsunuz? Biz birşey yapmadık. yapıyorduk” dedi. Olay, dün saat 18.00 sıralarında Kızılören Beldesi Asarkale Mevkii'nde meydana geldi. Meram İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, kaçak kazı yapan kişilerin olduğu ihbarını aldı. Bunun üzerine olay yerine giden jandarma ekipleri, kişinin kazı yaptığını fark edip, şüphelileri takibe aldı. Jandarma, şüphelileri, yaklaşık 200 yıllık ve bir papaza ait olduğu tahmin edilen mezarı açmak istedikleri sırada suç üstü yakaladı. Derbent İlçesi Yassıören Köy Muhtarı Osman S. (45) ile Şükrü A. (50), Mevlüt K. (57), İsmail K. (30), Abdullah U. (37) ve Osman Ö. (55) gözaltına alındı. delici makine, buna ait delici uç, jeneratör, kazma ve küreklerle levye ele geçirildi. Gözaltına alınan şüpheliler, sorgularının ardından Konya Numune Hastanesi'ne getirilerek sağlık kontrolünden geçirildi. Sağlık kontrolünden çıkarıldıkları sırada kameraları karşısında gören şüphelilerin, “Ne çekiyorsunuz? Biz birşey yapmadık. Piknik yapıyorduk” demesi dikkat çekti. Şüpheliler, daha sonra Adliye'ye sevk edildi. 597039 Talat: Canımızı sıkan yaklaşımlar var KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, AB Komisyonu'nun dün yayımladığı, Türkiye'ye ilişkin İlerleme Raporu ve Strateji Belgesinin Kıbrıs bölümünün olumsuz olduğunu ifade ederek, Türkiye'den Kıbrıs Rum tarafıyla ilişkilerini normalleştirmesini istemenin, Kıbrıslı Türklere hakaret ve saldırı olduğunu söyledi. Talat, "Türkiye eğer ilişkilerini 'Kıbrıs cumhuriyeti' ile normalleştirirse biz ne yapıyoruz şimdi, görüşmeye hiç gerek yok" dedi. Cumhurbaşkanı Talat, Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'la Kıbrıs müzakereleri çerçevesindeki görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanlığına dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı. "CANIMIZI SIKAN YAKLAŞIMLAR VAR" Talat, AB Komisyonu'nun dün yayımladığı İlerleme Raporu ve Strateji Belgesi ile ilgili bir soru üzerine, "Kıbrıs bakımından olaya baktığımda, bizim canımızı sıkan yaklaşımlar var, AB'den" dedi. AB'nin, "Kıbrıslı Türklerin izole edildiği ve bunun kaldırılması" çağrısını yaptığını unutarak, Türkiye'den limanlarını Rum tarafına açması çağrısı yaptığına işaret eden Talat, bunun yanında bir de Türkiye'den "Kıbrıs cumhuriyeti" ile ilişkilerinin normalleştirilmesinin istenmesinin "Kıbrıslı Türklere kast etmek olduğunu" vurguladı. Bunun, Kıbrıs Türklerine hakaret ve saldırı olduğunu ifade eden Talat, şöyle konuştu: "Bugün yürüttüğümüz müzakereleri niçin yapıyoruz zaman, bugün neyi çözmeye çalışıyoruz zaman? Türkiye eğer ilişkilerini 'Kıbrıs cumhuriyeti' ile normalleştirirse biz ne yapıyoruz şimdi, görüşmeye hiç gerek yok. zaman 'Kıbrıs cumhuriyetinin' egemenliğini yeniden tesis edelim, ki Türkiye'den istenen budur ve bu iş bitsin. Niye bu görüşmeleri destekliyor AB..." Bütün bunların, Güney Kıbrıs'ın tek yanlı olarak AB'ye girmesinden kaynaklandığını belirten Talat, Rum tarafı AB'de olmasaydı, AB'nin böyle karar alamayacağını söyledi. Rum kesiminin uluslararası kurumlara katılmasına Türkiye'nin koyduğu engelin kaldırılmasının istendiğini de ifade eden Talat, bunun kabul edilebilecek bir şey olmadığını, Rum tarafının yeni uluslararası kuruluşlara üye olmak şöyle dursun, bulunduğu uluslararası kuruluşlardan dahi ihraç edilmesi gerektiğini vurguladı. Talat, "Çünkü Kıbrıs'ın bütününü temsil etmiyor. Halbuki kuruluşlarda Kıbrıs'ın bütünü adına yer alıyor" diye konuştu. KIBRIS MÜZAKERELERİ Hristofyas'la görüşmesi hakkında da bilgi veren Talat, bugün "yürütme" konusunu ele almaya devam ettiklerini, "Rum tarafının ve Türk tarafının önerisini, bunların zayıf ve güçlü yanlarını tartıştıklarını" belirtti. Talat, "Kıbrıs müzakerelerinde yürütmenin nasıl seçileceği konusunda anlaşamadıklarını, ancak bu konuda gelişme bulunduğunu, bunu tartışmayı sürdüreceklerini" söyledi. "Rum tarafının endişelerine cevap veren düşüncelerini daha önce somutlaştırdıklarını, onların da Türk tarafında endişeye yol açan düşünce veya görüşlere yanıtlarını somutlaştırdığını" kaydeden Talat, bugün bu tartışmayı devam ettirdiklerini, konu üzerinde düşünmeye devam etme kararı aldıklarını bildirdi. Talat, Hristofyas ile 21 Ekim Çarşamba günü öğleden sonra yapacakları toplantıda "dış ilişkiler" konusunu ele alacaklarını, bir sonraki görüşmede de "mülkiyet" konusuna geçeceklerini ifade etti. "Yürütmenin nasıl seçileceği konusunda anlaşamadıklarını, ancak birbirlerinin endişelerine cevap veren konuları masaya koyarak, makul ve adil öneriler yapıldığı izlenimi doğduğunu, bunun da önemli bir gelişme olduğunu" kaydeden Talat, kendi önerilerinin çok daha yaşayabilir bir öneri olduğunu söyledi. Talat, bir gazetecinin "Rum basınında 'yürütme' konusunda anlaştığınız yönünde iddialar çıktı" sözlerine, "Doğru değil, hayır. Bir sonuca varmış değiliz, tartışıyoruz, düşünmeye ve gelecekte bu konuyu (yürütmeyi) görüşmeye devam edeceğiz" dedi. 595583 grupta oynanan maçların sonucu 2010 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri grupta yapılan karşılaşmalarla tamamlanırken, takımdan oluşan 9. Grup müsabakaları daha önce sona ermişti. Gruplarda oynan maçlarda alınan sonuçlar şöyle: -1. GRUP- Danimarka-Macaristan........................:(0-1) Portekiz-Malta..............................:(4-0) İsveç-Arnavutluk............................:(4-1) -2. GRUP- Yunanistan-Lüksemburg.......................:(2-1) Letonya-Moldova.............................:(3-2) İsviçre-İsrail..............................:(0-0) -3. GRUP- Çek Cumhuriyeti-Kuzey İrlanda...............:(0-0) Polonya-Slovakya............................:(0-1) San Marino-Slovenya.........................:(0-3) -4. GRUP- Azerbaycan-Rusya............................:(1-1) Almanya-Finlandiya..........................:(1-1) Liechtenstein-Galler........................:(0-2) -5. GRUP- Bosna Hersek-İspanya........................:(2-5) Türkiye-Ermenistan..........................:(2-0) Estonya-Belçika.............................:(2-0) -6. GRUP- Andorra-Ukrayna.............................:(0-6) Kazakistan-Hırvatistan......................:(1-2) İngiltere-Belarus...........................:(3-0) -7. GRUP- Fransa-Avusturya............................:(3-1) Litvanya-Sırbistan..........................:(2-1) Romanya-Fareo Adaları.......................:(3-1) -8. GRUP- Bulgaristan-Gürcistan.......................:(6-2) İtalya-Kıbrıs Rum Kesimi....................:(3-2) İrlanda-Karadağ.............................:(0-0) 596444 Aragones Portekiz için beklemede İspanyol basını, 'nin eski teknik direktörü Luis Aragones'in, Villarreal'den teklif aldığını ancak Portekiz milli takımının başına geçmek için beklediğini iddia etti. İspanyol basınında son zamanlarda çıkan, "Aragones'in Portekiz milli takımında teknik direktörlük yapacağı" iddiaları Marca gazetesinde de gündeme getirildi. Ligde altı hafta sonunda üç puanla son sırada bulunan Villarreal'in başkanı Fernando Roig'in Aragones ile görüştüğünü yazan Marca, "Luis isterse yarın Villarreal'in başına geçebilir ama teklifi geri çevirdi. Çünkü kulüpte değil, milli takımda teknik direktörlük yapmak istiyor" yorumunda bulundu. elemelerinde yer aldığı 1. Grup'ta ikinci olarak play-off oynamaya hak kazanan Portekiz'de, teknik direktör Carlos Quieroz'un geleceğinin belirlenmesini beklediği söylenen Aragones'in, Portekiz Futbol Federasyonu'nun Quieroz'u göndermesi halinde gelecek bir teklife olumlu yanıt verebileceği kaydedildi. 71 yaşındaki Aragones'in, 'de kötü bir tecrübe yaşadığı ve yaşının da etkisiyle bir daha kulüp teknik direktörlüğü yapmak istemediği ileri sürüldü. 596609 Süper Lig Gollerde Sınıfta Kaldı Süper Lig Gollerde Sınıfta Kaldı Turkcell Süper Lig, şu ana kadar atılan gol sayısı bakımından Avrupa'nın önde gelen ligleri arasında son sıralarda yer almasıyla dikkati çekiyor. İspanya, Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya birinci futbol liglerinde yer alan takımların bu sezon şu ana kadar attıkları toplam gol sayıları değerlendirildiğinde, Turkcell Süper Lig, 173 golle 5. sırada yer alıyor. Sıralamaya göre birinciliği 229 golle İngiltere Premier Ligi alırken, 2. sırayı 205 golle Fransa Ligue elde etti. Almanya 1. Futbol Ligi'nin (Bundesliga) 199 golle 3. olduğu değerlendirmede, dördüncülüğü 176 golle İspanya La Liga aldı. Değerlendirmeye göre, İtalya Serie ise 164 golle Turkcell Süper Lig'in ardından son sırada yer aldı. Ligde geride kalan hafta sonunda toplam 173 gol atılırken, 2. hafta en çok gol atılan hafta oldu. Takımlar, bu haftada 28 gole imza atarken, en gollü karşılaşmalar 5'er golle Eskişehirspor-Bursaspor ile Galatarasay-Denizlispor maçları oldu. Ligde şu ana kadar en az golün atıldığı hafta ise 3. hafta oldu. Bu haftada oynanan karşılaşmada takımlar toplamda sadece 16 gol sevinci yaşadı. İngiltere Premier Ligi, Ligue 1, Bundesliga, Turkcell Süper Lig, Serie ve La Liga arasında şu ana kadar takımların en çok gol attığı lig olma özelilğini taşıyor. Ligde geride kalan haftada takımlar toplam 229 gole imza atarken, ''en golcü'' hafta, 37 golle 7. hafta oldu. 20 takımın yer aldığı ligde gol açısından en kısır geçen hafta ise 4. hafta oldu. Bu haftada takım gol hasreti yaşadı. 596460 Aragones, Portekiz'i bekliyor Şenhan Bolelli'nin haberi İspanyol basınında son zamanlarda çıkan, ''Aragones'in Portekiz Milli Takımı'nda teknik direktörlük yapacağı'' iddiaları bugün Marca gazetesinde de gündeme getirildi. Lige kötü bir başlangıç yapan ve hafta sonunda puanla son sırada bulunan Villarreal'in kulüp başkanı Fernando Roig'in Aragones ile görüştüğünü yazan İspanyol gazetesi, ''Luis isterse hemen yarın Villarreal'in başına geçebilir ama gelen teklifi geri çevirdi. Çünkü bir kulüpte değil, milli takımda teknik direktörlük yapmak istiyor'' yorumunda bulundu. 2010 Dünya Kupası elemelerinde yer aldığı 1. Grupta ikinci olarak play-off oynamaya hak kazanan Portekiz'de, teknik direktör Carlos Quieroz'un geleceğinin belirlenmesini beklediği söylenen Aragones'in, Portekiz Futbol Federasyonu'nun Quieroz'un sözleşmesine son vermesi halinde gelecek bir teklife olumlu yanıt verebileceği kaydedildi. 71 yaşındaki Aragones'in, Fenerbahçe kulübünde olumusuz bir tecrübe yaşadığı ve yaşının da etkisiyle bir daha kulüp teknik direktörlüğü yapmak istemediği ileri sürüldü. 597312 Erdoğan: Irak'ın toprak bütünlüğünü kesinlikle destekliyoruz Başbakan Erdoğan ve Irak Başbakanı Nuri El Maliki, Türk-Irak Ortak Kabine Toplantısının ardından Başbakanlık Konutu'nda, ortak basın toplantısı yaptı. Erdoğan, Irak'ın kuzeyinde bulunan ve Türkiye'nin güvenliği tehdit eden PKK terör örgütü ile mücadelenin önemine değinerek, ''Biz Merkezi Hükümet'le bugüne kadar mutabık kaldık sağolsunlar bu süre içinde de bu mutabakatımız bozulmadı. Bundan sonraki süreçte de teröre karşı bu ortak mücadelemizi sürdüreceğimize inanıyorum'' diye konuştu. Türkiye ile Irak'ın ortak belası olan terör örgütünün ortadan kaldırılması konusundaki kararlılığa vurgu yapan Erdoğan, önümüzdeki dönemde Yüksek Düzeyde Stratejik İşbirliği Konseyi bünyesinde imzalanan mutabakat muhtıralarının uygulanmasını yakından takip edeceklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, ''Her konuda 48 başlığın hepsini yakından takip edeceğiz. Demin ifade edildiği gibi bakana bakan daha ilave edilecek. Milli Savunma Bakanı, Milli Eğitim Bakanı ve Bölgesel Planlama ve Yatırım Bakanı. Bunun üzerinde ısrarla duruyorum. Çünkü Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinden sorumlu bir bakanımız olduğu için onun özellikle Irak'la olan ilişkileri büyük önem arz ediyor, Suriye ile olan ilişkileri önem arz ediyor'' dedi. -''MASALLARIN, BÜYÜK DESTANLARIN ŞEHRİ BAĞDAT''- Irak'ın binlerce yıl büyük medeniyetlere ev sahipliği yaptığına, Bağdat'ın ''masalların, büyük destanların şehri'' olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, insanlığın bu topraklarda yaşayan medeniyetlerden ilim hikmet, ahlak ve sanat öğrendiğini dile getirdi. Bu büyük medeniyet birikiminin, savaşlardan ve işgallerden sonra yok olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Kaybolan şey büyük medeniyetlerin hepimize hediye ettiği mirastır. Kaybolan şey aslında insanlığın ortak mirası. Bilmenizi isteriz ki aynı coğrafyayı paylaşan Türk halkı, kardeş Irak halkının tüm acısını ve derdini paylaşmaktadır. Biz sizlerle ezelden ebede kader birliği içindeyiz ve Irak'ın birlik ve beraberliğini toprak bütünlüğünü kesinlikle destekliyoruz. Irk, dil, din ayrımı yapmaksızın destekliyoruz. Ben doğrusu şu Yüksek Düzeyle Stratejik Anlaşma noktasında çalışmayı yürüten bakan arkadaşlarımı huzurunuzda kutluyorum, teknokrat ve bürokrat arkadaşlarımı kutluyorum. Buraya yanımızda iş adamlarımızla geldik, onların gayretleri çalışmaları oldu. Aynı şekilde basın mensubu arkadaşlarımız oldu onların özel gayretleri oldu. İnanıyorum ki bu adım, Suriye'den sonra çok önemli bir sıçrama olacaktır ve bölgede bir model oluşmaktadır. Bunun yayılmasını göreceğiz.'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Irak arasındaki ticaret hacminin şu anda milyar dolar olduğunu, bunun 20 milyar dolara en kısa zamanda çıkarılması gerektiğini belirterek, ''Gayemiz, ülkelerimizin üzerinde bulunduğu bu havzayı, bir ekonomik havzaya dönüştürmek'' dedi. Başbakan Erdoğan, Türk-Irak Ortak Kabine Toplantısı sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında geçen yıl Temmuz ayında Maliki ile imzaladıkları ortak siyasi bildirge sonucunu da teşkil eden, Yüksek Düzeyli Stratejik Ortaklık Anlaşması'yla ''heyecan dolu, kararlı yolculuğun başladığını'' söyledi. Bağdat'ta tekrar bir arada bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, ''Türk halkının en derin selamlarını bu vesileyle duyurmak istiyorum'' dedi. Erdoğan, geçen ay 18 Türk ve Irak'lı bakanın ''iki devlet tek hükümet'' anlayışıyla İstanbul'da bir araya geldiklerini ve önemli anlaşmalara imza attıklarını hatırlattı. Bakanların bugün de Irak'lı muhataplarıyla bir araya gelerek 48 mutabakat muhtırasını hazırladıklarını ve imzaların atıldığını anlatan Erdoğan, Türk-Irak Ortak Kabine Toplantısı yaptıklarını ifade etti. Eğitimden sağlığa, demir yolundan tarım, enerji gibi büyük önem atfettikleri alanlarda çok sayıda protokolü imzaladıklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi: ''Geçen yıl ektiğimiz tohumlar neticesini vermeye başladı. İnşallah, en yakın zamanda da bunların meyvelerini toplamaya başlarız. Bunları bir şeye inanarak söylüyorum; aramızdaki ticaret hacmi şu anda milyar dolar, bunu 20 milyar dolara en kısa zamanda çıkarmamız lazım. Aslında bu attığımız adım, işte onun tohumlarını ekiyoruz ve neticesini de alacağız.'' -BASRA-İSTANBUL ARASI HAVA KÖPRÜSÜ- Erdoğan, geçen yıl Ekim ayında THY'nin Bağdat seferlerini başlattığını, bunun artık haftada güne çıkarıldığını söyleyen Erdoğan, ''Hava köprüsü kurulmuş vaziyette. Şimdi bu hava köprüsünün bir ucunun da Basra-İstanbul arasında olmasını özellikle arzuluyor ve gereğine inanıyoruz'' dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Irak'a yaptığı ziyareti de anımsatan Erdoğan, ''Cumhurbaşkanımızın 33 yıl aradan sonra Irak'a gelen ilk Türkiye Cumhurbaşkanı olması da bu sürece ayrı bir anlam kazandırıyor. Mart ayında gerçekleşen bu ziyaretle, karşılıklı ekonomik işbirliği anlaşması iktisadi ilişkilerimiz bakamından önem arz etmiştir. Gayemiz, ülkelerimizin üzerinde bulunduğu bu havzayı, bir ekonomik havzaya dönüştürmek'' diye konuştu. Enerji konusunun, ekonomik işbirliğinin temel ayaklarından birini oluşturduğunu dile getiren Erdoğan, ''Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı vasıtasıyla yapılacak petrol ihracatının artırılması, aynı şekilde doğal gaz ihracatının bir kısmının Türkiye üzerinden ihracının sağlanması bunun en önemli örneklerini teşkil ediyor'' dedi. Nabucco Hükümetlerarası Zirve Toplantısına, ''değerli kardeşim'' dediği Maliki'nin katılarak, ''Yılda 15 milyar metre küp doğal gaz Nabucco hattına biz verebiliriz'' dediğini söyleyen Erdoğan, Maliki'nin bunu demesinin, katılan liderler arasında gerçekten memnuniyet yarattığını, ikili görüşmelerinde de kendisine, liderlerin bunu çok açık, net ifade ettiklerini belirtti. -TÜRKİYE'DEN IRAK'A SANİYEDE 550 METRE KÜP SU- Başbakan Erdoğan, bugün yaptığı Parlamento ziyaretinde özellikle Irak'lı milletvekillerinin, Irak'a Türkiye'den su verilip verilmemesi konusunu gündeme getirdiklerini kaydetti. Erdoğan, şunları söyledi: ''Değerli kardeşimle de bunu görüştük, ama anladım ki milletvekili arkadaşlar ya bilmiyorlar konuyu, veyahut da kendileri bu konuda bugüne kadar bilgilenmek ya da farklı bir şey herhalde benden beklediler. Onun için ben bunu kendilerine açıkça ifade ettim. Maliki'i kardeşimden bu zarureti duyduğum günden itibaren, ilgili bakan arkadaşıma gerekli talimatı vermekle kalmadım, bizzat gün be gün verilen suyun miktarını takip ettim. Hatta arkadaşlarımız, Suriye-Irak Türkiye, üçlü olarak bu süreci takip ettiler ve bu ayın 20'sine kadar da suyun verilmesi noktasında taahhüdümüz var. Atatürk Barajı'nı farklı yerlerden beslemek suretiyle bunu sağlama sözünü verdiğimiz için, ortalama saniyede 550 metre küp suyu Irak gönderdik, gönderiyoruz. Bizden istenen aslında ortalama 500 metre küp saniye idi. Bazen 512 metre küp, bazen 622 metre küplere kadar çıktı. Fakat ortalamada 550 metre küp yakaladık ve bu noktada biz verdiğimiz sözün arkasındayız ve sonuna kadar tutarız. Bundan sonraki sürece yönelik olarak üç ülke oturur, bunları yine değerlendiririz.'' Dünyanın iklim değişikliğini yaşadığını, Türkiye'nin geçen yıl ciddi kuraklık yaşadığını ifade eden Erdoğan, konuyla ilgili süratle tedbir aldıklarını, almaya devam ettiklerini anlattı. Erdoğan, ''Şu anda kapalı sistemlere geçiyoruz. Suyun israfını engellemenin adımlarını atıyoruz. Bir taraftan geri dönüşüm için çalışmalar yaptırıyoruz. Aksi takdirde Türkiye suyu bol bir ülke değil. Ama dikkatli olmak zorundayız'' diye konuştu. 595902 Ferhat’tan Arda itirafı Ferhat’tan Arda itirafı Bordo-mavili takımın genç oyuncusu Ferhat Öztorun, altyapısında bir dönem birlikte top koşturduğu ve ’la liseyi de birlikte okuduklarını söyledi dergisinin Ekim sayısına röportaj veren Ferhat, “Arda’nın dersleri oldukça iyiydi. Ben ondan kopya çekmeye çalışırdım, ama yazısı çok kötü olduğu için okuyamazdım” dedi. Norveçli sol bek ’yi beğendiğini belirten Trabzonsporlu da çok güçlü ve iyi bir futbolcu, ama ben Riise’yi daha iyi buluyorum” diye konuştu. 596869 "Başbakan zahmet etmesin" CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'telefonla tezekkür' açıklamasını yaptığı yazılı açıklamayla değerlendirdi. Başbakan'ın 'açılım' konusunu görüşmek üzere randevu talep eden mektubuna verdiği yanıtta, bu görüşmeyi televizyon kaydı altına alınacak şekilde, başbaşa, ikili bir görüşme olarak yapabileceklerinin ifade edildiğini belirten Baykal, "Bu durumda Sayın Başbakan'ın telefon açma zahmetine katlanması için bir neden yoktur. Sayın Başbakan'ın Özel Kalem Müdürü'ne vereceği bir talimatla bize ziyaret gün ve saatini bildirmesi yeterli olacaktır" dedi. 596953 Bu haber NATO'yu fena sarstı Gazetenin internet sitesinde bugün yayımlanan habere göre, geçen yıl ağustosta 10 Fransız askeri, nispeten barışçı bir bölgede Taliban militanlarının kurduğu pusuda öldürüldü. Militanların öldürdükleri askerlerin bazılarının cesetlerini parçaladığına dair haberler ve militanların askerlerin üniformaları ve silahlarıyla çekilen fotoğraflarının yayımlanması, Fransız halkını dehşete düşürdü. Fransız askerleri, başkent Kabil'in doğusundaki Sarobi bölgesinin denetimini İtalyan askerlerden bir ay önce devralmıştı. Fransızların öldürülmesi, Afganistan'da görev yapan NATO birlikleri açısından en büyük kayıp oldu. Gazetenin iddiasına göre Fransız halkı, askerlerinin geçen yılın ortalarında bu bölgeye gelmelerinden aylar önce İtalyan gizli servisinin, Taliban ve yerel komutanlara bu bölgeyi "sessiz tutmaları" için on binlerce dolar ödediğini bilmiyordu. Times, Batılı askeri yetkililerin, bu ödemelerin yapıldığını ortaya çıkardığını, ancak dönemde bölgeye gelen Fransız askerlerinin bundan haberdar edilmediğini kaydetti. Haberde, bölgeden ayrılan İtalyan askerlerinin ise geçen yıl yalnızca bir kayıp verdiğine dikkat çekildi. Fransızların, konudan habersiz olmaları yüzünden Sarobi bölgesindeki tehlikeler konusunda yanlış tahminlerde bulundukları belirtilen haberde, bu durumun, "Fransız askerlerinin, 170 ağır silahlı militan tarafından pusuya düşürüldüklerinde neden hafif silahlarla donatıldığını ve yetersiz hava desteği aldığını açıkladığı" ileri sürüldü. Bu saldırının sorumluluğunu Taliban ve Hizb-i İslam örgütü üstlenmişti. -İTALYA YALANLADI- İtalya hükümeti, Times gazetesinde çıkan haberi yalanladı. Başbakan Silvio Berlusconi'nin makamından yapılan açıklamada, gazetenin haberinin "tamamen yersiz" olduğu belirtildi. Açıklamada, "Berlusconi hükümetinin ne böyle bir yetki, ne de Taliban militanlarına yönelik bir ödeme türüne izin verdiği" ifade edildi. Açıklamada ayrıca, bir önceki hükümetin böyle bir ödeme yapıp yapmadığının ise bilinmediği belirtildi. Berlusconi, Nisan 2008'de yapılan seçimleri kazanarak Romano Prodi başkanlığındaki merkez sol hükümetinin yerini almıştı. İtalya Savunma Bakanı Ignazio La Russa da, gazetenin "çöp topladığını" söyledi. -NATO- Öte yandan NATO da, İtalya'nın Afganistan'daki Taliban militanlarına para verdiğinden haberdar olmadığını açıkladı. NATO sözcülerinden General Eric Tremblay, Kabil'de yaptığı açıklamada, İtalyan gizli istihbarat servisi ajanlarının sorumluluk alanlarında barışı sağlamak amacıyla Taliban militanlarına para verdiği haberleri üzerine, "Bu direnişçilere karşı uygulanan bir yöntem değildir. Ama Afgan hükümeti, bazen yerel angajmanlar yapıyor. Yani eğer böyle bir şey yapıldıysa bu uluslararası kuvvetlerden ziyade Afgan hükümeti tarafından olmuştur" açıklamasında bulundu. General Tremblay, "Benim haberim yok" ifadesini de kullandı. Adlarının gizli tutulmasını isteyen birçok askeri kaynak, bu türden uygulamaların özellikle Kandahar'da görev yapan Kanadalılar tarafından uygulandığını, ancak başka bölgelerde başka milletten askerlerin de benzer şeyler yaptığını ileri sürdü. Kabil'deki Fransız ve İtalyan askeri sözcüleri yorum yapmaktan kaçınırken, Fransız Yarbay Jackie Fouquereau, "Fransızlar görev yaptıkları Kapisa ve Surobi'de direnişçilere para vermiyor" dedi. 597051 ABD’de tüketici fiyatları arttı ’de tüketici fiyatları arttı ’de eylül ayında tüketici fiyatları yüzde 0,2 arttı. Çalışma Bakanlığının açıkladığı verilere göre, fiyatlarındaki yüksek artışa karşın ABD’de eylül ayında tüketici fiyatları ılımlı bir şekilde sadece yüzde 0,2 yükseliş gösterdi. ve gıda fiyatları dışarıda tutularak hesaplanan çekirdek tüketici fiyatları da yüzde 0,2 arttı. Ekonomistler, çekirdek tüketici fiyatlarının yüzde 0,1 artmasını bekliyorlardı. Son 12 ayda ise tüketici fiyatları, durgunluğun etkisiyle, yüzde 1,3 geriledi. Öte yandan, ABD’de için başvurular ocak ayından bu yana en düşük seviyeye geriledi. Buna göre, bir önceki hafta 524 bin kişi işsizlik maaşı için başvuruda bulunurken geçen hafta bu sayı 514 bine geriledi.  Birçok gibi (Fed) Başkanı de bu yılın 2. yarısından itibaren ABD ekonomisinin yüzde büyüyeceğini, ancak bu büyümeye rağmen işsizliğin yüzde 9’un üzerinde olacağını tahmin ediyor. 595636 Fatih Terim'e Veda Hediyesi Fatih Terim'e Veda Hediyesi Fatih Terim'in veda maçında Milli Futbol Takımı, Ermanistan'ı 2-0 mağlup ederek Dünya Kupası Avrupa elemeleri 5. gruptaki mücadelesini tamamladı. Yayına Giriş: 14.10.2009 23:13:57 Güncelleme: 14.10.2009 23:13:57 19. Dünya Kupası finallerine katılma şansını kaybeden Milli Takımımız, 5. Grup'taki son maçında, Ermenistan'ı 2-0 mağlup etti. Fatih Terim'in de veda maçı olan mücadelede Ay-Yıldızlı takımımıza 2-0'lık üstünlüğü getiren gollerimizi; 16. dakikada Halil Altıntop ve 28. dakikada Servet Çetin kaydetti. Karşılaşmaya çok iyi başlayan Türkiye, özellikle ilk 25 dakikada rakibini kendi sahasına hapsetti. Sol kanattan Arda, sağ kanattan da Hamit Altıntop ile ataklar geliştiren ay-yıldızlı takım, aradığı golü 16. dakikada Halil ile buldu. 28. dakikada Servet Çetin şık bir vuruşla topu filelere gönderdi ve iki farklı üstünlüğü sağladı. Bu arada, milli futbolcuların, gol sevinçlerini Fatih Terim ile paylaştıkları gözlendi. 33. dakikada Ceyhun maçtaki ikinci sarı karttan kırmızı kartı görerek oyun dışında kaldı ve takımı 10 kişi bıraktı. Konuk Ermenistan ise karşılaşmanın ilk yarısında öncelikle gol yememeyi düşünen bir oyun yapısıyla sahada mücadele etti. Orta alanı ve defansı kalabalık tutan konuk ekip, hızlı hücumlarla rakip kaleye gitmeye çalıştı. İkinci yarıya 2-0 üstünlüğün verdiği rahatlıkla çıkan millilerin üstünlüğü bu yarıda da devam etti. Milliler geliştirdiği ataklarda Arda Turan ile etkili olurken, ay-yıldızlılar aradığı 3. golü bulamayınca mücadele 2-0 sona erdi. İlk Yarı Maçın ilk tehlikeli atağını Türkiye geliştirdi. 14. dakikada Arda, Tuncay'dan aldığı pasla ceza yayı üzerinde buluştu. Arda'nın yerden sert şutunda top kaleci Berezovski'den döndü. Dönen topu, defans elemanları taca gönderdi. GOL 16. dakikada Türkiye aradığı golü buldu. Bu dakikada sol kanattan hareketlenen Emre, topu ön direğe doğru ortaladı. Pozisyonu iyi takip eden Halil, şık bir kafa vuruşuyla topu filelere gönderdi: 1-0 GOL 28. dakikada Türkiye farkı ikiye çıkardı. Sol kanattan hareketlenen Hamit, topu ön direğe ortaladı. Servet, gelen topu düzelttikten sonra şık bir vuruşla filelere gönderdi: 2-0 33. dakikada Ceyhun, Ermenistan'dan Mkhitaryan'a yaptığı müdahalenin ardından, maçtaki ikinci sarı kartını, ardından kırmızı kartı görerek oyun dışında kaldı. 35. dakikada Ermenistan atağında sol kanattan kazanılan serbest atışı, Artavazd Karamyan kullandı. Bu oyuncunun arka direğe doğru gönderdiği topu iyi takip eden Arzumanyan, kafayla vurdu, ancak meşin yuvarlak yan ağlarda kaldı. 38. dakikada Tuncay'ın pasıyla ceza sahasına giren Hamit'in sert şutunda top, yandan auta çıktı. Maçın ilk yarısı 2-0 Türkiye'nin lehine sona erdi. İkinci Yarı 55. dakikada Ermenistan atağında Mkhitaryan'ın pasıyla sol kanattan hareketlenen Arman Karamyan, çaprazdan topa sert vurdu. Meşin yuvarlak, yandan auta çıktı. 61. dakikada Türkiye atağında, İsmail'in pasıyla buluşan Arda, yaklaşık 30 metreden topu kaleye gönderdi. Üst direğe çarpan top, auta çıktı. 63. dakikada Türkiye atağında sağ kanattan hareketlenen Arda, topu kale alanı içine ortaladı. Halil, pozisyonu iyi takip etmesine karşın çabuk davranan kaleci Berezovski, topa sahip olarak kalesindeki muhtemel bir golü önledi. 68. dakikada Ermenistan'ın sol kanattan kazandığı korner atışını Artavazd Karamyan kullandı. Bu oyuncunun penaltı noktası üzerine gönderdiği top kafalarda dolaştıktan sonra Pizelli'nin önüne düştü. Pizelli'nin sert şutunda kaleye giden topa, önce kaleci Volkan, daha sonra da İsmail Köybaşı çizgi üzerinde müdahale etti. Top, ceza sahası dışına uzaklaştırıldı. 69. dakikada orta alandan aldığı pasla hareketlenen Karlen Mkrtchyan, yaklaşık 25 metreden topa sert vurdu. Meşin yuvarlak, yandan auta çıktı. 72. dakikada sağ kanatta kazanılan serbest atışı kullanan Emre topu arka direğe doğru gönderdi. Arda'nın kafa vuruşunda top kaleci Berezovski'de kaldı. 76. dakikada sağ kanattan kazanılan serbest atışı kullanan Emre, topu penaltı noktası üzerine doğru ortaladı. Kafalardan seken topu iyi takip eden Arda, nefis bir rövaşata ile topu kaleye gönderdi, ancak kaleci Berezovsk, topu aynı güzellikte kurtardı. Öte yandan, teknik direktör Fatih Terim, milli takımı bıraktığını açıklayan Rüştü Reçber'e jest yaparak, 90. dakikada oyuna soktu. Bu arada, basın tribününde ülkelerinin bayrağını açan Ermeni gazeteciler, uyarıların sürmesi üzerine ikinci yarının hemen başında tribünü terk eti. Karşılaşma, Türkiye'nin 2-0 üstünlüğüyle sona erdi. 597122 Polis memuru kazayla amirini vurdu Polis memuru kazayla amirini vurdu ’ün Karlıova ilçesinde görevli bir polis memuru kazayla amirini vurdu. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Karlıova İlçe Emniyet Amirliğinde görevli polis memuru A.Ç, görev yaptığı binası önünde silahını kazayla ateşleyince, Emniyet Amiri H.Ş’yi bacağından vurdu. Ambulansla Bingöl Devlet Hastanesi’ne kaldırılan H.Ş’nin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Karlıova Kaymakamı Eşref Yonsuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, polis memurunun kazayla amirini bacağından vurduğunu belirterek, konuyla ilgili başlatıldığını söyledi. Vurulan emniyet amirinin sağlık durumunun iyi olduğunu ve tedavisinin sürdüğünü ifade eden Yonsuz, "Amirimiz bacağından küçük bir operasyon geçirecek. Polis memuru şu anda gözaltında tutuluyor" dedi. 596592 Baykal'dan Mektup Yanıtı Baykal'dan Mektup Yanıtı Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, "Başbakanın telefon etmesine gerek yok, ziyaret gün ve saatini bildirmesi yeterli olur" dedi. 596356 Evinde at ve eşek keserken basıldı! Adana'da bir evin deposunda at ve eşek etli ele geçirildi. Merkez Yüreğir ilçesine bağlı Bahçelievler Mahallesi 1326 sokaktaki bir evin alt katındaki depoda at ve eşek kesimi yapıldığı ihbarı üzerine baskın düzenleyen polis, yeni kesilmiş bir at ve eşek ile kesilmek için bekletilen eşek buldu. Polisin baskını sırasında kesim yapan evin sahibi Mehmet B. arka kısımdaki pencereden kaçtı. Kesilmiş at ve eşek etleriyle eşek olay yerine çağrılan Yüreğir Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Zabıta Müdürü Fesih Kaçmaz, geçen gün kesilmekten kurtarılan eşeklerin İmamoğlu ilçesindeki köylülere dağıtıldığını, bu eşeklerin de yine köylülere verileceğini bildirdi. Kaçmaz, etlerin bazı yemek şirketlerine satılacağı duyumu aldıklarını kaydetti. 596523 Murat Aksu resmen 'varım' dedi Murat Aksu, BJK Plaza'daki Divan Kurulu Lokali'nde düzenlediği basın toplantısında, başkan adaylığını resmen duyurdu. Beşiktaş'ın kötü yönetildiğini savunarak, mevcut başkan Yıldırım Demirören'i eleştiren Murat Aksu, ''Yapılan idari ve mali yanlışların hesabını sormak, özkaynağa dönmek, Beşiktaş'ın tahrip edilen değerlerini onarmak, unutulan geleneklerini hatırlatmak, güven ortamını kurmak, sözde değil, özde birliği sağlamak, 106 yıllık birikimimizi ve gücümüzü çağdaş bir yönetim anlayışıyla bütünleştirmek, yeni vizyonlar ve projeler ortaya koymak, yeni tesisler, araziler kazandırmak, yeni sportif başarılar kazanmak ve Beşiktaş'ı hak ettiği yere getirmek için Ocak 2010 kongresinde Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanlığı'na adayım'' dedi. -''BEŞİKTAŞ GİBİ BÜYÜK BİR GÜÇ ÇOK KÖTÜ YÖNETİLMEKTEDİR''- Beşiktaş'ın halkın kulübü olduğunu ve halka rağmen yönetilemeyeceğini, hiç kimsenin ''Benim param var. Borç veriyorum. İstediğim gibi de harcarım, istediğim gibi de yönetirim'' deme hakkına sahip olmadığını vurgulayan Murat Aksu, ''Bu büyük camia avukat Hakkı Yeten'i, devlet memuru Süleyman Seba'yı onursal başkanlığa layık görmüştür. Beşiktaş, köklü ve değerleri olan bir kulüptür. Beşiktaş gibi büyük bir güç çok kötü yönetilmektedir. Başkan Sayın Yıldırım Demirören, kulübün borcunu astronomik rakamlara çıkarmıştır. Borç her sene katlanarak artmıştır'' diye konuştu. Takımın geçen sezon çifte kupalı şampiyonluğa ulaştıktan sonra bile, alınan kararlar ve yapılan hesapsız transferlerle kulübün borcuna önümüzdeki yıl için 80 milyon lira daha ek yük bindirildiğini savunan Aksu, şöyle devam etti: ''Büyük gayretlerle izinlerini aldığımız Fulya Projesi'nde ek katlar ve kiralama sürecinde Beşiktaş'ın hakları korunamamış, olay, yönetim tarafından sürekli kapatılmaya çalışılmıştır. Yanlış transferler ve kontrolsüz harcamalarla, sürekli kulübün borcunu arttırarak ve kendisine borçlandırarak, 'Borçlandır, korkut, yönet taktiği uygulamaktadır. Görüldüğü üzere de bu zihniyet iflas etmiştir.'' -''BEŞİKTAŞLILIK DURUŞU BU DEĞİLDİR''- Beşiktaş'ın asıl sorununun para değil, zihniyet sorunu olduğunu vurgulayan Murat Aksu, ''Günü kurtarmak için her şeyi mubah sayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Yakın tarihte, başkanın söz vermesine rağmen yerine getirmediği bir sürü olay görülmüştür. Tutulmayan ve havada kalan sözlerle Beşiktaş başkanlık makamının kamuoyunda itibarı sarsılmıştır. Günü kurtarma adına, Beşiktaş değerlerini ayaklar altına almıştır. Beşiktaşlılık duruşu bu değildir'' dedi. Taraftar ve genel kurul üyesi profilinin değişerek, giderek zedelendiğini iddia eden Murat Aksu, ''Geçtiğimiz günlerde Beşiktaş Başkanı'na yapılan fiili saldıralar, içinde bulunduğumuz durumun vahametini apaçık göstermektedir. Kulübümüzün bu görüntülerle kamuoyuna yansımasından duyduğum üzüntüyü sizlerle paylaşırken, Beşiktaş Başkanı'na yapılan bu fiili saldırıları da şiddetle kınıyorum. Beşiktaş'ın saygınlığına ve marka değerine zarar veren, bu ve bunun gibi her olaya sert ve radikal tedbirler alınması gerekmektedir'' ifadelerini kullandı. Bu konuda son derece kararlı olduğunu anlatan Murat Aksu, şunları kaydetti: ''Tribün rantını ve bu rantın oluşturduğu çeteleri bir daha Beşiktaş ismiyle yan yana gelmeyecek şekilde bitireceğiz. Beşiktaş'ın geleneklerini bozan, 2000 ve sonrası tüm seçimlerinde başrol oynamış, destekledikleri adaylar kazansa da kaybetse de iktidardan hiç uzaklaşmamış, Beşiktaş'ı rant kapısı gören bir zümre maalesef kulüpte kök salmıştır. Nitelikli ve sağduyulu birçok Beşiktaşlı bu yüzden kulüpten giderek uzaklaşmaktadır. Uçaklara alınan 'Yan misafirler!' nedeniyle, deplasmanlara gitmemekte, 'Olay çıkar mı?' diye, İnönü Stadı'na gitmekten dahi çekinir hale gelmişlerdir. Saygın Beşiktaşlılar bu görüntüden çekinmektedir.'' -''BEŞİKTAŞ ALTERNATİFSİZLİK GİRDABINDA DEĞİLDİR''- ''Beşiktaş alternatifsizlik girdabında değildir'' diyen Murat Aksu, siyah-beyazlı kulübün Ocak 2010'da tarihinin en kritik kongrelerinden birini yaşayacağını vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti: ''Beşiktaş'ın suskun, ama gerçek sahiplerine sesleniyorum. Sesinize, çağrınıza, isyanınıza kulak veriyorum. 'Ne olacak bu Beşiktaş'ın hali' diyerek yüreğinizden yansıyan haykırışa cevap veriyorum. Yapılan idari ve mali yanlışların hesabını sormak, özkaynağa dönmek, Beşiktaş'ın tahrip edilen değerlerini onarmak, unutulan geleneklerini hatırlatmak, güven ortamını kurmak, sözde değil, özde birliği sağlamak, 106 yıllık birikimimizi ve gücümüzü çağdaş bir yönetim anlayışıyla bütünleştirmek, yeni vizyonlar ve projeler ortaya koymak, yeni tesisler, araziler kazandırmak, yeni sportif başarılar kazanmak ve Beşiktaş'ı hak ettiği yere getirmek için Ocak 2010 kongresinde Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanlığı'na adayım.'' -''SORUNLARI DA ÇÖZÜMLERİNİ DE BİLİYORUZ''- Önlerinde zorlu bir seçim dönemi olduğunu, seçimi kazanmaları durumunda daha zor bir yeniden yapılanma sürecinin yaşanacağını bütün Beşiktaşlıların bilmesi gerektiğine dikkati çeken Murat Aksu, şöyle devam etti: ''Bu hareket raydan çıkartılmış kulübümüzü, yeniden rayına koyma hareketidir. Bu kararı verirken, 'Bu gidişata kayıtsız kalmamalıyız, Beşiktaş için ne gerekiyorsa yapmalıyız' dedim. Camianın büyükleriyle bir araya geldim. Onların da fikirlerini aldıktan sonra, güven ortamının sağlanması halinde camiamızın bu sorunları çözme konusunda ne kadar istekli olduklarını gördüm. Bu yola 3,5 ay önceden çıkıyorum. Erken çıkmamın başlıca sebebi hiç kimseye taviz vermeden bu süreci yürütmek istememdir. Bu kararlılığı çoğunluk kongre üyelerinin de göstereceğinden eminim. Kulübümüzü çok iyi biliyoruz. Sorunları da çözümlerini de biliyoruz. Mevcut zorlukları aşacak her türlü donanım ve birikime sahibiz.'' -''ÇOK GÜÇLÜ BİR YÖNETİM KURUYORUM''- Beşiktaş için çok güçlü bir yönetim kurup, alışılagelmiş ezberleri bozacağını anlatan Murat Aksu, basın toplantısında daha sonra şu ifadeleri kullandı: ''Kimseyle yöneticilik pazarlığı yapılmayacak. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da Murat Aksu olarak, yapamayacağım hiçbir söz ve vaatte bulunmayacağım. Söz verdiğimde de var gücümle çalışacağım. Zaman içinde yönetici adaylarını tek tek tanıyacaksınız. Ne kadar ciddi ve derin bir çalışma yaptığımıza önümüzdeki seçim sürecinde yakından şahit olacaksınız. Yönetici arkadaşlarımla beraber gerçekleştirmeyi planladığımız hareket, sadece Beşiktaş için değil Türk sporu için de devrim niteliğinde olacaktır.'' 596218 Kuzey Kutbu açık bir deniz halini alacak İngiltere'deki Cambridge Üniversitesi'nden Peter Wadhams, 20-30 yılda Kuzey Kutbunun tüm deniz buzunun tamamen kaybedileceğini, ancak daha kısa zamanda büyük ölçüde inceleceğini, yaz döneminde, yaklaşık 10 yılda kuzey buz denizinin açık bir deniz halini alacağını belirtti. Wadhams, İngiliz kaşif Pen Hadow'un liderliğindeki bir ekibin, ilkbaharda 73 gün boyunca elde ettiği verilere dayanılarak çıkarılan sonuçları Londra'daki basın toplantısında açıkladı. Hadow ve ekibinin incelediği yaklaşık 450 kilometrelik alanda buzulun ortalama kalınlığının 1,8 metre olduğunu açıklayan Wadhams, buzulun yazın daha hassas duruma geldiğini, 1,8 metre kalınlığın yıl içinde oluşmuş buzula işaret ettiğini, iklim değişikliğinin somut göstergesi olarak yıllarca süren buzul birikmelerinin hızla azaldığını ifade etti. Araştırmaya imza atanlardan Dünya Doğayı Koruma Vakfından Martin Sommerkorn, araştırmanın çok karanlık bir tablo çizdiğini, buzul tabakasının tahmin edilenden daha hızlı eridiğini vurguladı. Sommerkorn, buzulun tamamen erimesinin, bölgede yaşayan hayvanların neslinin tükenmesinin yanı sıra okyanuslardaki su seviyesinin yükselmesine, hava değişikliklerine, dalgalara ve sera etkisine yol açan gazların çok yüksek oranda salımına yol açacağına dikkati çekti. 595983 Alzheimer olmamak için neler yapılmalı? Alzheimer olmamak için neler yapılmalı? Alzheimer Derneği İzmir Şube Başkanı Uzm. Dr. Aysel Gürsoy, sağlıklı beslenme, Akdeniz mutfağı, sebze meyve tüketimi, egzersizler, beyni çalıştırma, eş dost ilişkilerinin, Alzheimer hastalığına yakalanmanın önüne geçen sebepler olduğunu söyledi. Nöroloji Uzmanı Gürsoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Alzheimerin beynin bilinçsel fonksiyonlarının bozularak, kişinin kendi günlük bakımını yapamayacak hale gelinceye kadar devam eden süreci bulunan bir hastalık olduğunu söyledi. Aysel Gürsoy, Alzheimerin ileri yaş hastalığı olarak bilindiğini, ancak her ileri yaştaki kişinin bu rahatsızlığa yakalanmayacağını ifade etti. ALZHEİMER HASTALIĞININ BELİRTİLERİ Aysel Gürsoy, 60-65 yaşından sonra unutkanlık, bellek bozukluğu, yakın tarihteki olayları hatırlayamama, her gün yaptığı işlerde kayıp, eşyaları bulamama, huy değişikliği, ihmal gibi bulgularla karşılaşıldığı zaman bu rahatsızlığın Alzheimer olup olmadığı yönünde bir hekime başvurulması gerektiğini bildirdi. Alzheimer hastalığında erken tanı, tedavi, ilaçlara hemen başlanılmasının, kişinin sosyal hayatının düzenlenmesi açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Gürsoy, dünyada 25 milyon civarında, Türkiye'de ise 250-300 bin Alzheimer hastası olduğunu söyledi. Gürsoy, İzmir'de Alzheimer hastası sayısının 5-6 bin civarında olduğunu, her senede bir, rakamların iki katına çıkacağının söylendiğini, bu rahatsızlığın bakım ve ilaç masraflarının yüksekliğinden dolayı toplum ve aile üzerinde ciddi tahribatta bulunduğunu ifade etti. ALZHEİMERE YAKALANMAMAK İÇİN 'Sağlıklı beslenmek, Akdeniz mutfağı, taze sebze meyve tüketimi, egzersizler, beyni çalıştırmanın yanında, eş dost ilişkileri kurmaya çalışmak da Alzheimere yakalanmanın önüne geçiyor' diyen Gürsoy, Alzheimere yakalanmamak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: 'Alzheimere yakalanmamak için, sağlıklı beslenme ilkelerinin uygulanması çok önemlidir. Akdeniz mutfağı, taze sebze meyve tüketimi Alzheimeri önlüyor, bu rahatsızlığa yakalanmanın önüne geçiyor. Ama öncelikle üzerinde durulması gereken konu, hareketli olmak, egzersizleri günlük hayata sokmak, sosyal hayatın içinde olmak, emeklilik sonrası üretkenliği sürdürmeye çalışmak, eş dost ilişkilerini kurmaya çalışmak, yeni şeyler öğrenmek, bildiklerini öğretmektir. Yani beynimiz de akü gibi kullanıldığında kendini şarj ediyor. Birtakım şeylerden emekli olduk, yaşlandık diye vazgeçersek, enerji kullanımında çok tasarruflu olan beyin hücreleri, vücudun enerjisini boşa kullanmamak için şalteri indiriyor. nedenle beyni sürekli çalıştırmak gerekiyor.' 597389 Sanatla eğitim 'Bindeğer' de birleşiyor Her dönem değişen eğitim sisteminin, öğrencileri devamlı sınav stresi içinde tuttuğu, “okula, okuldan dershaneye ,hafta sonu ders etütlerine” şeklinde hayatlarını kısır bir döngüye aldığı şu dönemde, hafta içi hafta sonu tamamen derslere boğulan öğrencilere Bindeğer Etüt Merkezi oldukça faklı bir alternatif sunuyor. Çocuklara nefes alabilecekleri bir alan Eğitim hayatında 4. yılını tamamlayan Bindeğer; alanında uzman eğitmenleri, birebir ders metodu, rehberlik-danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra drama, müzik, ebru ve diğer sanatsal faaliyetlerle, çocuklara nefes alabilecekleri bir alan sunuyor.  Bindeğer Etüt Merkezi müdürü “çocukları bir dersten diğerine koştururken çok önemli bir şeyi ihmal ediyoruz. Çocuğun ruhsal durumunu. Zaten sınav kaygısı taşıyan ve stresli olan öğrencilerimize, derslerin yanı sıra sanatsal faaliyetlerle kendilerini ifade edip, rahatlayabilecekleri bir program sunuyoruz” dedi. Öğrencilerinin hayatlarındaki hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan onlara hizmet veren Bindeğer Etüt Merkezi hakkında bilgi almak için 0212 533 7834 numaralı telefona ulaşabilirsiniz. 596279 Tarımda güneş enerjili sulama dönemi Uçar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, enerji yatırımlarına ağırlık verilmesi gerektiğini ve tarımda kullanılan enerjinin maliyetinin önemli olduğunu belirterek, bunu düşünerek 'Güneş Enerjili Sulama Sistemi'ni geliştirdiklerini bildirdi. Küresel ısınma ve çevre kirliliği gibi faktörler göz önüne alındığında yenilenebilen enerjinin kullanımının önemli olduğunu dile getiren Uçar, Müdürlüğün bahçesine de bu sistemi kurduklarını ifade ederek, şöyle dedi: ''Alternatif yenilenebilir enerji kaynaklarının, tarımda kullanılabilmesinin mümkün olup olmadığını, İl Özel İdaresi yetkilileriyle görüştük. Amacımız, ilk etapta insanlarda ilgi uyandırabilmek. Bunu da başaracağımıza inanıyoruz. Elektrik temin etmek için illa ki hatlarla enerji transferine gerek yok. Bu şekilde de özellikle elektrik ulaşımı olmayan tarım alanlarında pratik olarak elektrik temin edilebileceğini göstermeye çalışıyoruz. Şu an için belki pahalı bir yatırım bu. Ama güneş enerji panellerinin fiyatları sürekli düşüyor. Bu nedenle önümüzdeki 10 yıl içerisinde çiftçi bazında kullanılabilecek seviyeye geleceğini düşünüyoruz.'' Uçar, sistemin, sulama kanallarından alınan suyu pompaladığını belirterek, bu sistemden elde edilen enerjinin, diğer yakıtlara göre daha ucuz olduğunu kaydetti. Yaklaşık 50 dekar için kullanılan yakıt miktarının bin 500 lira olduğunu anlatan Uçar, ''Bu sistemin 20 yıl kullanım süresi var. Sistem 15 bin liraya kurulabiliyor. Yani yıllık amortisman bedeli 750 liradır. Yaklaşık yılda dizel yakıta bir yılda verilen parayı da amorti edebiliyor. Sistem, temmuz ve ağustos aylarında günlük 10 kilovat saat elektrik üretebiliyor. Ancak kış aylarında bu üretim güneş ışınlarının eğim süresinden dolayı biraz düşüyor'' diye konuştu. Bir işletmenin ortalama elektrik tüketiminin 3,5 ile kilovat saat civarında olduğunu dile getiren Uçar, bu sistemin, yaz dönemindeki üretimiyle bir işletmenin yaklaşık günlük elektrik ihtiyacını karşılayabileceğini sözlerine ekledi. 596852 Stat üzerinde maket uçak uçuracaklardı! maçında maket uçakla eylem hazırlığında olduğu iddia edilen kişinin gözaltına alındığı ortaya çıktı. Bu kişilerin, maça Azeri bayrağı alınmamasını protesto amacıyla, üzerinde bayrağı bulunan maket uçağı stat üzerinde uçuracakları tespit edildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın izlediği ve geniş güvenlik önlemleri alınan maça FIFA'nın uyarısı üzerine bayrağının alınması yasaklanmıştı. Bayrak alınmamasını protesto etmek isteyen kişinin ise, üzerinde bayrağı bulunan maket uçağı maç saatinde Stadı üzerinde uçurmak istediği ortaya çıktı. Ancak polise yapılan ihbar sonucu bu eylem önlendi. Olayla ilgili gözaltına alınan kişi adliyeye sevkedildi. Bursa Valisi Şehabettin Harput, zanlıların maket uçak ve planör eğitimi aldıklarını, tepki için bu eylemi planladıklarını söyledi. Harput, "Zanlılardan biri daha önce planör kursu gördüğünü, hazırlık yaptığını ve ses getirmeyi amaçladığını, mesaj vermek istediğini sorgusunda ifade etmiş. Allah'tan bizim güvenlik birimlerimizin iyi bir istihbaratıyla böyle birşeyin meydana gelmesine fırsat vermeden, zanlılar hemen etkisiz hale getirildi ve  gözaltına alındılar" dedi. 596541 ilde El Kaide operasyonu ilde El Kaide operasyonu AJANSLAR Eylem hazırlığı içerisinde oldukları belirtilen terör örgütü El Kaide'ye yönelik İstanbul, Bursa, Erzurum, Sakarya, Konya, Hatay, Batman ve Van'da eş zamanlı operasyon düzenlendi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, terör örgütü El Kaide'nin Türkiye yapılanmasındaki örgüt üyelerinin eylem hazırlığında olduğu bilgisini alan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ekipleri Bursa, Erzurum, Sakarya, Konya, Hatay, Batman ve Van emniyetiyle irtibata geçti. Polis ekipleri İstanbul ve bu illerde sabaha karşı bazı ev ve iş yerlerine eşzamanlı operasyon düzenledi. Van'da Özel Hareket polisleri ve zırhlı araçların katıldığı operasyonda, örgütün Van yapılanması sorumlusu olduğu bildirilen O.N.G'nin de aralarında bulunduğu 12 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheliler Van'daki çeşitli hastanelerde alınan yoğun güvenlik önlemlerinin ardından doktor kontrolünden geçirilerek Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele şubesine getirildi. Yetkililer operasyonda gözaltına alınan bazı kişilerin terör örgütü El Kaide'nin ikinci adamı olarak bilinen Ayman El Zevahiri'nin talimatları doğrultusunda, örgütün Afganistan'daki kamplarında eğitim aldıklarını belirtti.Zanlıların emniyetteki sorgusu sürüyor. ERZURUM'DA 10 GÖZALTI Erzurum'da terör örgütü El Kaide'ye yönelik düzenlenen operasyonda 10 kişi gözaltına alındı. İl Emniyet Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince düzenlenen operasyonda gözaltına alınan ve terör örgütü El Kaide üyesi olduğu iddia edilen 10 kişi, sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Yetkililer, operasyonların devam ettiğini bildirdi. KONYA'DA KİŞİ GÖZALTINA ALINDI Eylem hazırlığı içerisinde oldukları belirtilen terör örgütü El Kaide'ye yönelik İstanbul, Bursa, Erzurum, Sakarya, Konya, Hatay, Batman ve Van'da düzenlenen eş zamanlı operasyon kapsamında Konya'da kişi gözaltına alındı.Edinilen bilgiye göre, Konya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, merkez Meram ilçesinde El Kaide üyesi olduğu öne sürülen kişiyi evlerine yaptığı baskında yakaladı.Konya Numune Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirilen zanlılar, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldü. GÖZALTINDAKİ KİŞİDEN 6'SI TUTUKLANDI Terör örgütü El Kaide'ye yönelik İstanbul'da düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan kişiden 6'sı, sevk edildikleri mahkeme tarafından tutuklandı. 2003'te gerçekleştirilen HSCB Bankası ile sinagog saldırılarına ilişkin haklarında kesinleşmiş hapis cezası bulunduğu öğrenilen şahıslar, kararın yüzlerine okunmasının ardından cezaevine gönderildi. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nün terör örgütü El Kaide'ye yönelik düzenlediği operasyonlarda kişi yakalandı. Yakalanan terör örgütü üyelerinden 6'sı hakkında, İstanbul'da 15-20 Kasım tarihlerinde HSCB Bankası ile sinagoglara yönelik bombalı saldırılara karıştıkları gerekçesiyle kesinleşmiş hapis cezası bulunduğu belirlendi. Yakalanan diğer kişinin ise Van merkezli düzenlenen operasyon kapsamında arandıkları öğrenildi. Gözaltına alınan ve haklarında kesinleşmiş hapis cezası bulunan örgüt üyesi Mehmet K., Cem A., Suat Ş., Serkan A., Mustafa A., Zafer M. ifadelerinin tamamlanmasının ardından Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi. Şahıslar, kararın yüzlerine okunmasının ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Diğer kişinin ise Van Emniyet Müdürlüğü'ne teslim edildikleri öğrenildi. 596412 Horizon1 Cumartesi yada Pazar Ürdün'de olacak Horizon1 Cumartesi yada Pazar 'de olacak ’nde kaçırıldıktan 89 gün sonra korsanlarla yapılan anlaşma sonucu serbest bırakılan "Horizon 1" gemisi, cumartesi veya pazar günü ’ün Akabe Limanı’nda olacak. AA muhabirinin görüştüğü Horizon AŞ’nin avukatı Nilgün Yamaner, geminin seyir halinde olduğunu ve cumartesi veya pazar günü Ürdün’ün Akabe Limanı’na ulaşmasının beklendiğini belirtti. Yamaner, kaptanından alınan bilgilere göre, personelin sağlık durumunun iyi olduğunu da söyledi. Türk Hava Yollarına ait bir uçakla yarın gece acente yetkilileriyle Ürdün’ün başkenti Amman’a uçacaklarını, buradan da Akabe Limanı’na geçeceklerini belirten Yamaner, yanlarında bir doktor da götüreceklerini bildirdi. Geminin limana gelişinden sonra personelin, Ürdün’den ’ye getirileceğini ifade eden Yamaner, mürettebatın büyük bir bölümünün ve ’te, bir kısmının ve ’de, bazılarının da ’da ikamet ettiğini söyledi. Avukat Yamaner, personelin, talepleri doğrultusunda tercih ettikleri yoluyla memleketlerine gönderileceklerini açıkladı. Yamaner, Ürdün’deki resmi prosedürün tamamlanmasının ardından başka personel gönderilecek olan "Horizon 1" adlı geminin, yükünün boşaltılmasının ardından Türkiye’ye getirileceğini sözlerine ekledi. 596988 Çaldıkları hayvanı keserken yakalandı Edinilen bilgiye göre, Gazi Mahallesi'nde bir binanın zemin katındaki boş iş yerinde büyükbaş hayvanın kesildiği ihbarını alan Emniyet Müdürlüğü Hırsızlık Bürosu ekipleri, söz konusu yere gitti. Ekipler, çalıntı olduğu belirlenen büyükbaş hayvanı kesen Murat G. (25), Hakan B. (20), Cemal Ö. (19), Barış D. (29) ve Serkan B'yi (18) gözaltına aldı. Gözaltına alınan ve ikisinin kasap olduğu öğrenilen kişilerin sorgulamaları sırasında ise Atakum ilçesinde Hayati S'nin ahırından da adet büyükbaş hayvan çaldıkları tespit edildi. Bunun üzerine söz konusu hayvanlar İlkadım ilçesi Derecik köyünde bulundukları yerden alınarak sahibine teslim edildi. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor. 596168 Şanlıurfa'da polise taciz ateşi: gözaltı Topdağı Mahallesi'nde devriye gezen sivil polis ekiplerine gece gece yarısı maskeli bir kişi tarafından uzun namlulu silahla taciz ateşinde bulunuldu. Olayın ardından bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edilirken, polis şüphelendikleri bir kişiyi Hacıbayram mahallesinde gözaltına aldı. Şanlıurfa Emniyet Müdürü Sabri Durmuşlar da olay yerine gelerek bilgi aldı. 595996 Grip aşısı, domuz gribi aşısının etkinliğini artırıyor Grip aşısı, domuz gribi aşısının etkinliğini artırıyor Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, mevsimsel grip aşısının H1N1 virüsüne karşı koruyucu olmamakla birlikte aşının etkinliğini artırarak daha faydalı olmasını sağladığını belirterek, 'Arka arkaya aşı yapılması, bağışıklık sisteminin bu antijenlere karşı daha güçlü cevap vermesini yani daha güçlü bağışıklık oluşmasını sağlayacaktır' dedi. Balık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, havaların soğumaya başlaması ve okulların açılmasıyla birlikte bir grip salgını beklendiğini bildirdi. Kuzey yarımkürede, dolayısıyla Türkiye'de bir domuz gribi salgını yaşanmasından da endişe edildiğini ifade eden Balık, hem mevsimsel gribe hem de domuz gribine yakalanan kişilerin kalabalığa çıkmamaları ve 3-4 gün evde dinlenmelerinin yerinde olacağını söyledi. Grip virüsünün öpüşme ve tokalaşma yoluyla çok kolay bulaşabildiğine dikkati çeken Balık, 'Hem mevsimsel gripten hem de domuz gribinden korunmak için bu kış ülkemize özgü kötü bir alışkanlık olan öpüşme ve tokalaşma alışkanlığından vazgeçmeliyiz. Ellerin bol sabunlu suyla yıkanması da önemli bir korunma yoludur' diye konuştu. Mevsimsel gripten aşıyla korunmanın mümkün olduğunu, bunun eylül ayı başından başlayıp kasım ayı sonuna kadar yaptırılabileceğini kaydeden Balık, bu aşıyı özellikle 60 yaşın üstündekilerle şeker, kalp ve tansiyon gibi kronik hastalığı olanların yaptırmasında fayda olduğunu vurguladı.  H1N1 virüsüne karşı geliştirilen aşının Sağlık Bakanlığınca bu ayın 3. haftasından itibaren Türkiye'ye getirileceğini ve belirlenen risk gruplarının domuz gribine karşı aşılanacağını hatırlatan Balık, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Mevsimsel grip aşısı H1N1 virüsüne karşı koruyucu olmamakla birlikte aşının etkinliğini artırarak daha faydalı olmasını sağlıyor. Çünkü her aşının içinde de birbirine benzerlik gösteren antijenler (virüs parçacıkları, immün uyarıcılar) var. Arka arkaya aşı yapılması, bağışıklık sisteminin bu antijenlere karşı daha güçlü cevap vermesini yani daha güçlü bağışıklık oluşmasını sağlayacaktır.' Balık, aşı firmalarının H1N1 aşısını kısıtlı sayıda üretmesi ve ülke bazında anlaşmalar yapılması nedeniyle domuz gribi aşısının piyasada satılmayacağını belirtti. 'GEREKSİZ ANTİVİRAL KULLANILMAMALI' Gripten korunmada aşı etkili bir yol olmakla birlikte, bu hastalığa yakalananların dikkat etmesi gereken hususlar bulunduğuna işaret eden Balık, 'Grip ve soğuk algınlığında kesinlikle antibiyotik kullanılmamalıdır. Antiviraller de hekime danışılmadan alınmamalıdır. Çünkü antiviraller ilk 24 saat içinde etkilidir. Hele 48 saatten sonra kesinlikle antiviral kullanılmamalıdır' uyarısını dile getirdi. 596755 Diyarbakırlı STK'ların tepki gösterdiği atama Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO), Ticaret Borsası, Baro, İnsan Hakları Derneği (İHD), Ziraat Odası, Memur-Sen Diyarbakır Bölge Temsilciliği, Diyarbakırspor Taraftarlar Birliği, SİAD'lar ile Türk-İş 7. Bölge Temsilciliği'ne bağlı tüm sendikaların aralarında bulunduğu 26 sivil toplum kuruluşu, DTSO Toplantı Salonu'nda ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan DTSO Başkanı Galip Ensarioğlu, ''İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ahmet Aydın'ın son dönemlerdeki demokratikleşme ve açılım çabaları sürecinde kentte görev yaptığını'' belirterek, ''bu süreç devam ederken tayinin çıkarılmasının uygun olmadığını'' savundu. Aydın'ın bölgeye ciddi katkıları olduğunu, bölgeyi sevdiğini ve sevgisini kazandığını ifade eden Ensarioğlu, Ahmet Aydın'ın tayininin durdurularak eski görevine iade edilmesini talep ettiklerini kaydetti. 597073 Kamudan milyar 743 milyon dolarlık dış borç ödemesi Kamudan milyar 743 milyon dolarlık ödemesi Kamunun yılbaşından 14 Ekim’e kadar olan dönemdeki ödemesi milyar 743.7 milyon dolara ulaştı. Kamu, 1-14 Ekim tarihleri arasında ise toplam 192.6 milyon dolarlık dış borç ödemesi yaptı. ’nın verilerine göre, yılbaşından bu yana gerçekleştirilen toplam dış borç geri ödemesinin milyar 489.7 milyon dolarını 324.9 milyon dolarını Merkez Bankası yaptı. Diğer kamu kesimi milyar 105.8 milyon dolarlık dış borç ödemesinde bulunurken, ’ye 823.3 milyon dolarlık ödeme yapıldı. Kamu, Ocak ayında 999.74 milyon Şubat’ta 984.90 milyon dolar, Mart ayında milyar 330 milyon dolar, Nisan ayında 802 milyon dolar, Mayıs ayında 367.4 milyon dolar, Haziran ayında milyar 989 milyon dolar, Temmuz ayında ise 542.9 milyon dolar, Ağustos ayında 588 milyon dolar, Eylül ayında ise milyar 947.1 milyon dolarlık dış borç ödemesi gerçekleştirdi. Kamu, 1-14 Ekim tarihleri arasında ise toplam 192.6 milyon dolarlık dış borç ödemesi yaptı. Kamu, geçen yılın tamamında 15 milyar 727.5 milyon dolarlık dış borç ödemesinde bulunmuştu. 597195 Piyasalarda bugün Piyasalarda bugün İstanbul serbest piyasada, kapanış saatlerinde doların satış fiyatı 1,4480 liraya yükselirken, avronun satış fiyatı 2,1550 liraya geriledi. Alınan bilgiye göre, piyasanın kapanışı itibariyle Kapalıçarşı'da 1,4440 liradan alınan dolar 1,4480 liradan, 2,1500 liradan alınan avro 2,1550 liradan satılıyor. Serbest piyasada önceki kapanışta 1,4470 lira olan dolar güne 1,4440 liradan, 2,1560 lira olan avro da 2,1550 liradan başlamıştı. BORSA GÜNLÜK BAZDA YÜZDE 0,02 DEĞER YİTİRDİ İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) işlem gören hisse senetleri günlük bazda ortalama yüzde 0,02 oranında değer yitirdi. İMKB Ulusal 100 Endeksi, ikinci seansta 202,49 puan düşerek 51.017,87 puandan kapandı. Hisse senetlerinin ikinci seanstaki ortalama değer kaybı yüzde 0,40 oldu. İlk seanstaki 194,28 puanlık artış dikkate alındığında, Borsa endeksi günün tamamında 8,21 puan geriledi. Hisse senetleri günlük bazda ortalama yüzde 0,02 değer yitirdi. 596322 Kamuda personel alımı Hacettepe Üniversitesi akademik kadrolarına profesör, doçent ve yardımcı doçent alımında bulunacak. Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çalışma Genel Müdürlüğünde istihdam edilecek 10 çalışma uzman yardımcılığı için sınav açacak. Yazılı sınav 19 Kasım 2009 tarihinde saat 10.00'da Ankara'da gerçekleştirilecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ayrıca Avrupa Birliği (AB) Koordinasyon Dairesi Başkanlığında görevlendirilmek üzere sınavla AB uzman yardımcısı alacak. Uzman yardımcılığı sınavı 22 Kasım 2009 tarihinde saat 9.30'da Ankara'da yapılacak. 595665 PKK'nın elebaşlarını şok eden karar! Dışişleri Bakanlığı, ABD Hazine Bakanlığının, terör örgütü PKK'nın lider kadrosunda yer alan Murat Karayılan, Ali Rıza Altun ve Zübeyir Aydar'ı "Özel Olarak Belirlenmiş Uyuşturucu Kaçakçısı" ilan ettiğini bildirdi. Bakanlık açıklamasında, ABD Hazine Bakanlığı bünyesindeki Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi tarafından bugün yapılan açıklamada, bu bağlamda, söz konusu üç şahsın ABD'de bulunan mal varlıklarının dondurulmasına ve ABD vatandaşlarının bu şahıslarla ekonomik veya ticari nitelikli işlem yürütmesinin yasaklanmasına karar verildiğinin bildirildiği kaydedildi. Dışişleri Bakanlığının açıklamasında, PKK/KONGRA-GEL terör örgütünün, ABD Yönetimi tarafından 30 Mayıs 2008 tarihinde "Yabancı Narkotik Çeteleri Belirleme Yasası" çerçevesinde yaptırım uygulanan uyuşturucu kaçakçıları listesine dahil edildiği de hatırlatıldı. AA 2009-10-15 02:27:56 amerikanin her hangi bir eyaletindeki cete uyelerinin sayisi pkk,lilardan daha fazla...sanki pkk amerikanin cok umrunda idi..hayir degil,ama pkk bir zamanlar en buyuk uyuturucu ticareti yapan orgut idi..taaki turkiye bastirdi..onlar artik sokak saticilari niteliginie dustu..amerikanin isine yaramaz oldu..simdimi teror orgutu oldu,zavalli pkk,lilar..zavalli diyorum abd,ye kanip onca insana kiydilar simdi ir birlerini ...s...yolar...anlayana.. halit han 2009-10-15 02:21:07 turkiye bastirinca pkk,li lar avrupaya uyusturucu kaciramaz oldu..amerikada anladi bunu,,cia,nin isine yaramaz oldular,,,cunki dunyada ve avrupada en buyuk uyusutucu ticaretini yonlendiren orgut cia,deir.siz bakmayin oyle turk polisi ton avrupa polisi ton yakaladi diye haberlerew...avrupada uyusuturucu tuketimi yillik 15 tonun uzerinde...peki nasil geciyor bu uyusuturucular???uyanin...turkiyeden gecen uyusturucunun haddi hesabi yok,,tabi arada bazi insanlar ym olacak olmak zorundalar???anlayana?? halit han 2009-10-15 01:19:40 Niye? Hayirdir Beklemiyorduk heralde? Uzulduk!!! Sancar Kopar 2009-10-15 00:40:48 amerika bize yaranamaz çünkü yıllar yılı pkk illetini körükledi. ırakta, afganistanda somalide masum müslüman kardeşlermizi çocukları katleden o. değil 100 milyar dolar dünyayı verse şehitlerin bir tanesini affettiremez. geçen televizyon kanalların birinde ırak savaşı belgeseli vardı. sadece savaştan geri dönen amerikalı askerlerin ruh halini anlatıyordu. adamlar yaptıkları zulmü ülkelerine geri dönünce yaptıkları akıllarına gelince nasıl kafayı yediklerini anlatıyor. sen bu zihniyetle ... Tolga ŞAHİN 2009-10-15 00:30:35 yillardir ab nin enbuyuk uyusturucu kacakcisi olan pkk ve takimi nin mallarina el komak yeni mi akil etmisler bunlar her halde dalga geciyorlar adamlar kendi leri planlayip da kendi evlerini vurup el kaide nin ustune attip ta tum mallarina gununde el kodular pkk yi yeni mi fark etmisler erdal uzunay 2009-10-14 23:53:19 PKK yı tek başına yok etse, üstüne Türkiye ye 100 milyar dolar verse Amerika yine Türklere yaranamaz. Çünkü Türkün Türkten başka dostu yoktur diyor bizim Türkler. Bu yüzdende yalnız yaşıyorlar koskoca dünya da. Sonra da neden kimse bizi sevmiyor diyoruz. Biz kimi seviyorsak :D Avşar Beyi 2009-10-14 23:26:47 Obama gerçeği isimli yapıtı izlemenizi şiddetle tavsiye ederim sayın, sevgili, saygıdeğer obamadan çok şey bekleyip herşey değişiyorrr zanneden arkadaşlar! kenan mert 2009-10-14 23:24:22 demokratikleşme sürecinin ermeni açılımının ipinin ucundaki minicik tüycüğü buymuş demek:) kenan mert 2009-10-14 22:37:18 avrupa ve amerikanın çıkarına dayalı dünya düzeni yıkılıyor. rusya,çin ve türkiye; avrupa ve abd nin kendi çalıp, kendi oynadığı siyaset oyununu, ezberleri yıkarak yeniden şekillendiriliyor...bugüne kadar var olan ezber ve etiketler tek tek yıkılıyor. ALTERNATİFLER OLUŞTURULUYOR... 595945 Çocuklar tiyatroyla tanışacak Çocuklar tiyatroyla tanışacak KONAK Belediyesi, ilköğretim öğrencilerine yönelik gösterimleri başlattı. Tiyatro Demet’in sahneye koyduğu La Fontaine’nin “Ağustos Böceği ve Karınca” sahneleniyor. İlköğretim birinci kademedeki 6-11 yaş grubu 73 bin çocuğun tiyatroyla buluşturulacağını söyleyen Başkan şöyle dedi: “Pek çoğu ilk kez izleyecek çocuklara, sayesinde sevgiyi ve sorumluluk duygusunu aşılıyoruz.” Klasik müziğe ilgi sevindirdi (EÜ) 50. Yıl Köşkü’nde düzenlenen “Klasik Müziği Anlayarak Dinlemek” adlı karşılaştırmalı dinleti, öğrenciler ve sanatseverlerce yoğun ilgi gördü. Pek çok konuk, yer olmadığı için ayakta izlemek zorunda kaldı. Etkinliği hazırlayan EÜ Elektronik Mühendisliği Fakültesi Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Mete Neptun, hazırladığı CD’lerini armağan etti. Zarlar eğitim için atılıyor ’TE 118 Lions Kulübü’nün düzenlediği “Altın  Zar Tavla Turnuvası”, Pineta Park de Luxe Otel’de başladı. Bu yıl 18’incisi düzenlenen  ve 512 tavlaseverin katıldığı organizasyon  16 Ekim’de sona  erecek. Marmaris Lions Kulübü Başkanı Dr. Fettah Gürpınar, “Elde edilecek gelirle 12 öğrencimize eğitim bursu vereceğiz” diye konuştu. Peter Pan Müzikali ’de DÜNYACA ünlü çocuk müzikali Peter Pan, İzmirli sanatseverlerle buluşacak. Güzel Sanatlar Oyuncuları Akademik Tiyatro Topluluğu’nca tasarlanan, toplam 750 çocuğun rol aldığı oyunun kentteki ilk gösterimi 17 Ekim’de Konak’taki Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. 24 Ekim’de, Kasım’da, Kasım’da, 15 Kasım’da (İngilizce), 19 Aralık’ta, 23 Aralık’ta (İngilizce) ve 27 Aralık’ta tekrarlanacak. Akbayram’lı kutlama ’DA Cumhuriyet Bayramı, konseriyle kutlanacak. “Hasretinle Yandı Gönül”, “Aldırma Gönül Aldırma”, “Metrisin Önü”, “Sen Benden Gittin Gideli” gibi birbirinden güzel şarkılarıyla gönüllerde taht kuran Akbayram, 29 Ekim Perşembe günü saat 21.00’de Evka-1’deki Yeni Buca Stadı’nda sahne alacak. Başkan Ercan Tatı, “Bucalılar’ın yanı sıra tüm İzmir halkını davet ediyoruz” dedi. 595659 ABD'den tatbikat için itiraf gibi açıklama ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Geoff Morrell, ülkesinin, "Anadolu Kartalı" tatbikatının uluslararası bölümünün ertelenmesi için geçen hafta katılımcı ülkelerle birlikte çalıştığını belirterek, "Türk hükümeti, tatbikatın senaryosunun konseptini değiştirme kararı almıştı ve bu, ABD'nin (tatbikata) katılımına imkan vermiyordu" dedi. Morrell, Pentagon'da düzenlediği olağan basın toplantısında, "Türkiye'nin, İsrail ve ABD'nin de katılacağı tatbikatı son dakikada ertelemesine Pentagon'un tepkisinin ne yönde olduğuna" dair soruyu yanıtladı. Sözcü Morrell, "Bu kararın bir tarafı olduğumuzu bilmiyorum. ABD, tatbikatın ertelenmesi için geçen hafta katılımcı ülkelerle birlikte çalıştı" diye konuştu. "NATO'nun kilit bir müttefiki olan Türkiye ile geniş çapta askeri işbirliğine önem verdiklerini" vurgulayan Morrell, "Gelecekte daha da yakın işbirliğini teşvik etmeye her açıdan niyetliyiz. Bunun bir sonraki adımı, Türkiye ve ABD'nin 2010 yılı baharında ikili düzeyde yapmayı planladığı 'Anadolu Şahini' tatbikatı. Bu tatbikatın planlaması yeni başlıyor ve burada bir sorun beklemiyoruz" dedi. Morrell, "ABD'nin üçlü tatbikatın ertelenmesine neden ilgi gösterdiği" sorusunu da şöyle yanıtladı: "Türk hükümetinin, (tatbikatın) senaryosunun konseptini değiştirme kararı vardı ve bu, ABD'nin katılımına imkan vermiyordu. İsrail, tatbikatın katılımcı ülkeler listesinden çıkarılmıştı ve ABD hükümeti, herhangi bir ülke için, listeden son dakikada çıkarılmanın yakışık olmadığına inanıyor" Morrell, "Türkiye'nin neden böyle bir karar aldığını açıklayıp açıklamadığının" sorulması üzerine de, "Bize bir açıklama yapmış olabilirler, ama İsrail'in neden katılımcı listesinden çıkarıldığını Türk hükümetine sormanız lazım" ifadesini kullandı. Savunma Bakanlığı Sözcüsü, üçlü tatbikat için yeni bir tarih belirlenip belirlenmediğine dair bu aşamada bilgisinin olmadığını sözlerine ekledi. 596717 Evden kaçan çocuk bulundu AA muhabirinin edindiği bilgiye göre Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü görevlileri kent merkezinde kayıp çocuklara yönelik çalışma yaptı. Yapılan çalışmada, İstanbul'un Esenler ilçesindeki evlerinden kaçtıkları belirlenen kız kardeşler N.K. (15) ve G.K. (14) ile Batman ve Siirt'teki evlerinden kaçtıkları belirlenen Z.U. (16) ve V.O'ya (17) ulaşıldı. Kız kardeşler N.K. ve G.K'nin ailesinin bir süre önce Gaziantep'ten göçüp İstanbul'a yerleştiği, kız kardeşlerin daha sonra İstanbul'dan kaçarak Gaziantep'e ablalarının yanına döndükleri, ablalarını bulamayınca geceyi geçirmek için gittikleri parkta bulundukları öğrenildi. İnternet kafede bulunan erkek çocuklar Z.U. ve V.O'nun ise aileleriyle yaşadıkları sorunlar nedeniyle evlerini terk ettikleri, Gaziantep'te sokakta yaşamaya başladıkları bilgisine ulaşıldı. Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğünde misafir edilen çocukların ailelerine teslim edileceği kaydedildi. 596239 Pakistan'da Polis Merkezlerine Saldırı Pakistan'da Polis Merkezlerine Saldırı Pakistan'ın Lahor kentinde üç polis merkezine eşzamanlı saldırı düzenlendi. Saldırılarda, en az 17 kişi öldü. Polis, kimliği belirlenemeyen silahlı kişilerin polis eğitim merkezi ve Federal Soruşturma Ajansı'na eşzamanlı saldırı düzenlediğini belirtti. Saldırılarda ilk belirlemelere göre 3'ü polis, 17 kişi yaşamını yitirdi. 595812 Balon kazası Balon kazası PEKİN Çin'in güneyindeki ünlü turistik bölge Guilin'de meydana gelen balon kazasında 3'ü erkek, biri kadın Hollandalı turist öldü. Faciaya, Hollandalı yolcuyla Çinli pilotun bulunduğu balonda 150 metre yükseklikte yangın çıkmasının etkili olduğu bildirildi. 595926 Konuşmaz: Vergi açığını kapatacağız Konuşmaz: Vergi açığını kapatacağız Altay yönetimi, 2008’de yapılan anlaşmayla 10 yıla yayılan vergi ve borçlarının temmuz ve ağustos taksitlerinden sonra eylül ayı taksidini de ödemezken, Başkan Niyazi Konuşmaz bir kez daha “Sorun yok” açıklaması yaptı. 75 bin TL olan taksitlerin aksadığı dönemlerde kulübün iyi niyetinin dikkate alındığını belirten Konuşmaz, “Normalde ödeme üç kez gecikince anlaşma bozuluyor. Biz dokuz defa geciktirdik, ancak her seferinde açığı kapattık. Bu nedenle tolerans görüyoruz. ’da biriken paradan temlik ve hacizler çıktıktan sonra taksitler ödenecek. Asıl sorun, Büyükşehir Belediyesi’nin desteği kesmesi. Bu yüzünden bütçede 600 bin TL açık var. Sorunu içimizde çözmeye çalışıyoruz. Fedakar bir oyuncu grubuna sahibiz. Ancak bu durum, ’in bu mücadeleye duyarsız kalmasına neden olmamalı” diye konuştu. 597289 Kia Sorento Ekim'de 78 bin TL Kampanyada, yüksek ikinci el değerleri ve kullanıcılara maksimum fayda sunan Kia’nın Sorento modeline sadece 77.777 TL’ye sahip olmak mümkün. 2.5-litrelik CRDi motoru ile 3.800 dev/dak’ta 170 PS güç üreten sınıfının en güçlü motoruna sahip Kia Sorento, Elektronik Fren Dağılımına (EBD) sahip ABS fren sistemi, en gelişmiş araç dengeleme kontrol sistemi olan Elektronik Dengeleme Programı (ESP) ile birlikte daha etkin frenleme ve viraj performansı sunuyor. Yolcu, sürücü ve perde hava yastıkları ile darbelere karşı ekstra koruma sağlayan Sorento, daha birçok detayı ile üstün güvenlik donanımına sahip. Şehir içi kullanım konforunun yanı sıra, yenilenmesi ile birlikte daha üstün arazi kabiliyetine ulaşan Sorento, 4x4’ün vazgeçilmez unsuru olan LOW çekiş sistemi ile gerçek arazi performansı da sunabiliyor. Bir SUV kullanıcısının tüm ihtiyaçlarına cevap verebilmenin ötesinde, sınıfında benzeri olmayan özellikleri sunan Sorento, standart olarak sunulan bir çok özelliği ile, bir arazi aracında sahip olunabilecek lüksten çok daha fazlasını vaat ediyor. Sorento X-Force’un SUV meraklılarına sunduğu diğer özellikler arasında UV filtreli ön camlar, 17’’ alaşım jantlar ve buz çözücülü silecekler de bulunuyor. Pek çok farklı özelliği ile fark yaratan Sorento X-Force sürüş deneyimini bir keyif haline dönüştürüyor. 596378 'Kürtler de anladı ki Türkiyesiz olmaz' Muhammet Taşçılar’ın Röportajı   2003 yılında  Batman’da verdiği konsere Türkiye, Kuzey Irak, Suriye, İran ve diğer ülkelerden yaklaşık 300 bin kişiye seslenen Kürt pop müziğinin efsane ismi Ciwan Haco, İsveç’te evinin kapısını  muhabirimiz Muhammet Taşçılar’a açtı. İşte Ciwan Haco’nun ilk kez Haber muhabirine ve Kanal kameralarına söylediği sözler: Neden Türkiye’ye gelmiyorsunuz Doğrusu ben de milletimi seviyorum ve onları görmek istiyorum. Artık Avrupa’da geçirdiğim 30 yıllık yalnızlık yeter. İnsan en çok kendi halkıyla mutlu olur. Bugün Türkiye’de çok güzel adımlar atılıyor, Kürtçe Radyo ve TV açıldı.  Kürt sorununun çözümüne yönelik olarak, iyi şeyler oluyor. Bugün Türkiye’nin gündeminde özellikle medyanın gündeminde Kürtler var. Bu sorun çözülecek. Ama şunu bilmeliyiz ki, Kürt sorununu sadece bir radyo ve Televizyonla çözülecek bir şey değil. Bunlar birer adımdır. Ancak dünyadaki her halk gibi kürt halkının hakları verilmelidir. Ben demiyorum ki Kürtlere farklı bir hak verilsin;  Türklerin, Arapların, Farsların ve diğer  dünya halklarının hakları ne ise, kürt halkınında hakları verilmelidir..   Nedir bu haklar? Dilsel kimliktir, insani özgürlükler ve kültürel haklar. İnsan Dünyada kimliği ve kültürü ile tanınır. Bana göre Türkiye yeni bir Anayasa yapmalı ve Anayasa’da kürtlerin hakları ne ise belirtilmelidir. Ben şimdi, hiçbir şey belli olmadan neye gideceğim Türkiye’ye? Türkiye’ye gitmek ve halkımla buluşmak benim için bir rüyadır. Bir ara Batman ve Diyarbakır’da verdiğim konserde aldığım keyfi ve gördüğüm saygıyı ömrümün sonuna kadar unutmayacağım. sevgi benim için milyarlarca liradan daha üstündür. günler hayatımın en güzel günleriydi. Düşünün ben müzik yapacağım, konserler vereceğim Ama bu ülkede insanlar ölüyor ve savaş devam ediyor.  Artık yeter, savaşın bitmesi sona ermesi lazım.   Hükümetin bu son kürt açılımını nasıl buluyorsunuz?   Evet, Kürt sorununun çözümü doğrultusunda Türkiye’de bu adımlar atıldı. Fakat Kürt sorunu  öyle küçük bir sorun değil “Al sana şunu verdim” demekle çözülemez. Unutmayalım bu bir halkın sorunudur. Doğrusu Kürt açılımıyla ilgili adımlar atılınca çok sevindik. İyi şeyler olacak dedik. Bu sorunun, kavgası ve savaş olmadan çözüleceğini ümit ediyorum. Bugün Kürt halkı bir realitedir. 20 Milyondan fazla Kürt realitesi vardır. Bunları inkar etmek mümkün değildir. Artık “Yeter’’ diyorum. İnsanlar ölmesin, kardeşlik ve barış olsun istiyoruz. Bugün yüzbinlerce Kürt ve Türk birbiriyle evlenmişler. Eskiden “Kürtlere hak verilirse Türkiye bölünür” deniliyordu. Ben buna inanmıyorum. Çünkü İstanbul’da Diyarbakır’dan fazla Kürt var. Eğer Türkiye Kürt kimliğini tanırsa, okullarda kürt çocukları ana dillerini öğrenirlerse, ne olur? Ana dil ile eğitim dünyada yaşayan her çocuğun hakkıdır. Kürt çocukları da ana dil ile eğitim görmelidir. Avrupa’da herkes kendi dilini öğrenebiliyor. Avrupa bölünmedi. Bilakis bu kültürel zenginlikle büyüdü.  Ben çocukluğumu  hatırlıyorum, bunun eksikliğini hep hissettim. Artık bütün dünya hakları birbirine yakınlaşmışlardır. Televizyon ve internet gibi iletişim araçları ile yakınlaştılar.  Bence artık Kürt halkının hakları Türkiye anayasasında yer almalıdır. Artık bu sorunun kardeşlikle ve barış içinde çözüme kavuşması gerekmektedir.   Avrupa’dan Türkiye’deki sorun nasıl görülüyor,Sorun nedir size göre Kürt sorunu Kürtlere haklarının verilmemesiyle ilgili bir sorundur. Türklerin ne hakları varsa onların diğer toplumlara verilmesi gerekir. .Kürtlerin kimlik hakkı vardır, dil hakkı vardır ve eğitim hakkı vardır.   Peki TRT Şeş sizi davet etti. Niye gitmediniz, Neyi beklediniz?   Ben TRT Şeş’e “Gelmeyeceğim” demedim, Benim şarkılarımda TRT Şeş’te yayınlanıyor. TRT Şeş yayınlandığı ilk günden beri izlediğim kadarıyla kürt kültürüne çok hizmet ediyor. Çok iyi bir kanal. TRT Şeş çok iyi bir adımdır. Ama Kürt partiler temkinli yaklaşıyor. Kürt sanatçıların TRT Şeş’e çıkmasını uygun görmüyor.   Başbakan’ın “Kürt açılımını desteklemeye devam edeceğiz. Bütün milletvekillerimizi kaybetsek bile, bu açılımı sürdüreceğiz ve geri adım armayacağız.” şeklindeki sözleri için ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün  bu konudaki demeçlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?   Güzel demokratik söylemler bunlar. Gerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gerekse Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün demeçleri işe başladıklarında daha hızlı adımlar atılır diye düşünüyoruz.  Bun umutluyum daha güzel ve ileri adımlar atılır ve bu sorunun kavgasız gürültüsüz çözüme kavuşur. Barış ortamı sağlansın. İnsanlar artık kan ve savaş istemiyor. Şunu söyleyebilirim Bu ülkeyi sevenler Kürt sorununu çözmeye çalışır.   Son zamanlarda Sezen Aksu, İbrahim Tatlıses ve diğer sanatçıların Kürt açılımına destek vermelerine ve Kürtçe şarkı söylüyorlar.   İyi bir şey, neden söylemesinler ki? Ancak şu var, Hülya Avşar, söylediği bir söz yüzünden mahkemeye verildi. Bunu anlayamıyorum.  Bir taraftan Kürt açılımına destek verenler  öbür tarafta Hülya Avşar gibi ünlü bir sanatçı bir söz yüzünden mahkemeye veriliyor, Türkiye’nin artık şöyle demesi lazım  “Evet, Türkiye’de Kürtler vardır ve bütün dünyadaki Kürtlerin insanca yaşamaya hakları var.   Başbakan Erdoğan’ın açılımla ilgili konuşmalarını dinlediniz mi? Kürt meselesinin çözümüne nasıl destek veriyorsunuz?   Ben kürt meselesinin çözüleceğinden umutluyum. Başbakan çok iyi bir insan. Fakat henüz ileri adımlar atılmamış değil. Ben Diyarkabır’a gidebilirim. Kürt meselesinin çözümü için düşen ne ise barış ve kardeşlik için ama henüz çok yenidir ve bana düşen ne ise, barış ve kardeşlik için yapmaya hazırım. Her türlü yardımı yapmaya hazırım.   Kürt meselesi neden Türkiye’de çözülemiyor   Bu aşağı yukarı 80 yılın bir sorunu. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Kürtlerin varlığı inkar edildi. Bu yüzden  sonunu bir anda çözmek kolay değil. Türkiye’nin Radyo, Televizyon ve gazetelerinde kürt milletinin varlığının kabul edildiği ilan edilmeli. Kürt halkının hakları verilmeli. Biz vatanımıza, yurduma ve aile dostlarıma geri dönmek istiyoruz, orada şarkımız söyleriz.   Türkiye ile Suriye’nin yakınlaşmasını nasıl görüyorsunuz?   Daha önce akraba olan taraf tel örgü ile ayrıldılar. Biz televizyonlardan izliyorduk Tel örgünün arkasından bayramlaştıklarını son günlerde ise vize bile kalktı. Nusaybin’in yarısı ile Kamışlı’nın yarısı güzel bir ortamda, buluşuyor artık.   Ak parti genel başkanı ve başbakan Tayip Erdoğan kürt meselesine el attı. İlk defa bir parti, Türkiye’de kürt meselesini çözeceğini söylüyor.   Gerçekten Başbakan ve Ak Parti büyük bir riski göze alarak bu meselenin çözüm konusunda adım attı. Doğrusu işleri zor. Ama ümit ediyorum ki, Başbakan daha ileri adımlar atarda bu sorunu çözer.   Ak partide aktif sorumlulara yüklenip Kürt sorunun çözümüne katılımda bulunmak isteyenler var   Doğrusu Kürt sorununun çözümü yönünde gayret gösteren herkesi destekliyorum, Çözüm yolunda ne gerekiyorsa, elimden ne gelirse, onu yapmaya hazırım.   Türkiye’yi hangi haber kanallarından izliyorsunuz? Avrupa kanallarından mı, yerel kanallardan mı yada Kürt kanallarından mı izliyor Türkiye’yi radyo, televizyon veya internet gibi her türlü haber vasıtalarıyla izliyorum Türkiye bizim için çok önemli bir yer. Türkiye bizim babalarımızın ve dedelerimizin yurdu. Benim annem ve babam Türkiye’de dünyaya geldi. .Dedelerimden söz etmeme gerek yok. Ben Türkiye ile çok ilgileniyor. Dostlarım, arkadaşlarım, akrabalarım çoğu Türkiye’de. Ben de Midyat’a köyüme dönmek istiyorum. Türkiye’deki memleketimin rüyalarını görmek istiyorum. İnsan memleketiyle insandır, dostları ve akrabalarıyla insandır.  Suriye’deki, Irak ya da İran’daki Kürtlerin gözü Türkiye’dedir. Herkes anladı ki  Kürtler Türkiye’siz olamaz. Türkiye olmadan Kürtlerin işi çok zordur. Doğrusu  hem Türkler hem de Kürtler işin önemini kavramışlardır. Birbirine yardım etmenin gerektiğine inanmışlardır.  Artık tüm Türkler hem Kürtler şunu anlamalıdırlar, bizler birbirimizin dostuyuz. Artık kara günleri hatırlamanın ve onların üzerinden siyaset yapmanın gereği yoktur. Birbirimizi sevmeliyiz. (Haber 7) 2009-10-15 12:34:00 kardeşlik bu olsa gerek. fanatizme girmeden, tamamen insani duygularla ve insanca özlemlerle dile getirilmiş bir ropörtaj. lütfen konuyu başka yerlere çekmeden yorumlarınızı yapın. bu vatan heppimize yeter. yeter ki birbirimize zulm etmeden ve hakir görmeden beraberce yaşamanın yolunu bulalım. kürtler türk süz, türkler de kürt süz olamaz. bu bütünü olduğu gibi kabullenip birbirimize saygıyı öğrenelim. fanatizm ve ırkçılığa kaçmadan lütfen cemal birbilen 2009-10-15 12:10:07 1. Herkesin kendi anadilini öğrenmesi ve çocuğuna öğretmesi bir hakkıdır. 2. Türk Kürt ve Arap birbirine muhtaçtır. Biz birbirimize sırtımızı döndüğümüzde sırtımızdan vuranlar şu an ırak'ı işgal edenler ve onların destekçileridir. 3. Türçe lazım, Kürtçe Caiz, Arapça vaciptir (Said Nursi) 4. Birleşik Amerika Devletlerine (ABD) benzer bir yapı tüm müslümanların kurtuluşudur. mehmet tayip 2009-10-15 11:53:11 Savaş dediği terörü yaratan dışardan gelen teröristler, onlar saldırmasa ölümler olmaz. Askerimiz ülkeyi savunmakla görevli, saldırı olmazsa hiç kimseye de bir şey olmaz. necdet kızılırmak 2009-10-15 11:43:04 bu adam ne demek istiyor anlamış değilim. türkiyede hangi kürt vatandaşlık haklarından yararlanamamış. hangi kürt milletvekili, bakan,devlet memuru, hakim savcı olamamış bunları yasaklayan bir kural kaide mi var anayasada. bu ne saçmalıktır. sürekli kürt hakları verilsin başka bir şey söylemiyor. arkadaşım tüm türk vatandaşları aynı hakalra sahip daha ne istiyorsun. toprak mı açık konuş. hasan özer 2009-10-15 11:29:54 ah vatanım demiş.Kürt pop müziğinin efsane ismi Civan Haco "Ben de köyüme dönmek istiyorum. Türkiye'deki memleketimin rüyalarını görmek istiyorum. İnsan memleketiyle insandır, dostları ve akrabalarıyla insandır." dedi. Keşke bunu fettullah hoca efendi de başkaları da söyleyebilse.allah uzun ömürler versin cümle aleme,yurt dışından getirilen meftalara bekahraman değil sadece korkak derim. 595873 Beyaz camdaki büyük tehlike! Beyaz camdaki büyük tehlike! İngiliz The Guardian gazetesi konuyu kapağına böyle taşıdı.haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Artık neredeyse her evin bir odasında bulunan televizyonlar, yaşın altındaki çocukların iletişim ve konsantrasyon yeteneklerini olumsuz yönde etkiliyor, beyin nöronlarını öldürüyor! hükümetinin “televizyon izlemenin çocuk beyninin gelişimi üzerindeki olumsuz etkileri” konusunda toplumu bilinç-lendirmek amacıyla hazırladığı rehberler, dünya basınında yankı buldu. İngiliz gazetesi, televizyonun ulusları uyuşturan bir cihaz olmasının yanı sıra, bebek bakıcısı ve çocuklar için görevlerini üstlendiğini de yazdı. Çocukların dünyaya geldikleri ilk aylardan itibaren televizyonla iç içe olduklarını belirten gazete, Avustralya’da küçük çocukların televizyon karşısında diğer aktivitelere oranla çok daha fazla vakit geçirdiğini vurguladı. Buna göre ortalama dört aylık bir çocuk, günde 44 dakika televizyona bakıyor. ’de iki yaş altı çocuklara bakıldığında bu rakam günde 1.2 saate çıkıyor. ’de ise daha büyük çocukların gün içerisinde televizyon ve oyunlarının karşısında geçirdiği zaman saati buluyor. Avustralya hükümetinin rehberine göre bu durum çocukların iletişim yeteneğine ciddi boyutta zarar veriyor. Avustralya hükümetinin ebeveynlere tavsiyesi, Amerikalı uzmanlardan da destek gördü. Pediatri Akademisi, yaş altı çocukların ekran karşısına geçmesine izin verilmemesi gerektiğini belirtti. Seattle Çocuk Araştırmaları Enstitüsü’nden Dr. Dimitri Christakis, zamanını DVD izleyerek geçiren 8-16 aylık çocukların, izlemeyenlere oranlara saat başına altı ila sekiz kelime daha az öğrendiklerini vurguladı. ve Çocuk Sağlığı Merkezi’nden Marie Evans Schmidt ise oyun sırasında arka planda televizyonun açık olmasının bile çocuğun odaklanmasını olumsuz yönde etkilediğinin altını çizdi. İngilizler ise çocukların televizyon izleme süresine dair herhangi bir bulunmuyor. Aksine, televizyonun 0-5 yaş arası çocukların öğreniminin bir parçası olması gerektiğini savunuyor. Çocuk-televizyon ilişkisi konusunda en katı olan ülke ise Fransa’da televizyon kanallarının hedef kitlesi üç yaş altı çocuklar olan programları yayımlaması yasak. Ülkede kablolu kanallara, uyarı ibaresi yayımlama şartı getirildi: “Televizyon izlemek, üç yaş altı çocukların beyin gelişimini yavaşlatabilir.” Çocuk gelişimi uzmanlarına göre, çocukların zihinsel gelişimini olumlu yönde etkileyen üç unsur bulunuyor: Ebeveynler veya bakıcılarla yüz yüze etkileşim, iletişim kurmayı öğrenme ve fiziksel dünyayı manipüle edebilme, yaratıcı problem çözme oyunları. Elektronik ekranlar ise çocuklara bu üç unsurdan hiçbirini sağlayamıyor. Daha agresif davranışlar gösteren ve dikkat dağınıklığı yaşayan çocukların korunabilmesi için, bu yaş grubu çocukları ekrandan uzak tutmak gerekiyor. Ne zararı var? Peki TV karşısında uzun zaman geçirmek çocukların zihinsel gelişimini nasıl etkiliyor? Avustralya hükümetinin rehberine, rehberin hazırlanmasına yardımcı olan Avustralya Deakin Üniversitesi Epidemiyoloji Profesörü Jo Salmon’a göre yanıt şöyle: KONUŞMA BECERİSİ: yaş altı çocukların televizyon izlemesi, konuşma becerisini zedeliyor. İLETİŞİM: Ekran karşısında asosyalleşen çocukların iletişim kurma yeteneği zarar görürken, odaklanma süreleri de kısalıyor. KELİME DAĞARCIĞI: ila 30 aylık çocukların TV izlemesi, kelime dağarcığını da daraltıyor. SİNAPTİK BAĞLANTI: Televizyon, beyin nöronlarını ve gürültüyü çeşitli sinyallerden ayırt etmeye yarayan sinaptik bağlantıları öldürüyor. 596011 Sigara ömürden çalıyor Sigara ömürden çalıyor Oxford Üniversitesi'nin yaptığı araştırmaya göre sigara kullanımı, yüksek tansiyon ve kolestrolü olan erkeklerin hayata daha erken veda ettiği ortaya çıkardı. İZMİR (A.A) Kalp krizinin üç önemli tetikçisi olan sigara kullanımı, yüksek tansiyon ve kolesterol problemi bulunan erkekler, bulunmayanlara oranla hayata 10-15 yıl erken veda ediyor. Oxford Üniversitesi tarafından yürütülen, İngiltere'de 19 bin erkek katılımcının 38 yıl süresince izlenmesiyle tamamlanan araştırmanın sonuçları, İngiliz Tıp Dergisi'nin (British Medical Journal) Eylül sayısında ve internette yayımlandı. SİGARA KAP KRİZİNİ TETİKLİYOR İngiliz Kalp Vakfı'nın finansman sağladığı projede, yaşları 40 civarındaki 19 bin erkeğin sağlık durumları, düzenli yapılan kontroller aracılığıyla 38 yıl boyunca izlendi ve elde edilen bulgular, Oxford Üniversitesinden uzmanlarca değerlendirildi. Araştırma raporuna göre, 50'li yaşların başında kalp krizinin üç temel tetikleyicisi olarak kabul edilen sigara kullanımı, yüksek tansiyon ve kolesterole sahip kişiler, sigara kullanmayan, tansiyon ve kolesterolü normal düzeyde seyredenlere oranla 10-15 yıl daha az yaşıyor. Uzmanların bulguları, üç unsuru barındıran kişilerin 70'li yaşların ortalarına kadar yaşarken, sigara, tansiyon ve kolesterol sorunu olmayanların 80'li yaşların ortalarına kadar yaşadıklarını ortaya koyuyor. Araştırmayı kaleme alan Oxford Üniversitesinden Prof. Peter Weissberg, raporda, 'Bu çalışma, 50'li yaşlarda hala sigara içiyorsanız, kolesterolünüze ve tansiyonunuza dikkat etmiyorsanız, yaşamınızdan kaç yıl feda ettiğinizi somut şekilde göstermesi bakımından önem taşıyor' ifadelerine yer verdi. Weissberg, üç temel faktöre, vücut kütle endeksi, diyabet, stresli ve olumsuz iş koşulları gibi faktörlerin eklenmesiyle birlikte, kişinin yaşamından eksilen yılların sayısının da arttığını kaydetti. Raporda araştırmanın yalnızca erkekler üzerinde yürütüldüğünü belirten Prof. Dr. Weissberg raporunda, bu sonuçların kadınlar için de geçerli olduğunu düşünmenin yanlış olmayacağını, sağlıklı bir yaşlılık dönemi ve uzun ömür isteyenlere bir de iyi haberleri olduğunu bildirdi.  Weissberg'e göre, sağlık için 50 yaşında ve sonrasında atılan olumlu adımlar bile oldukça etkili oluyor. Yaşam ve yemek alışkanlıklarında yapılan değişiklikler, sigarayla vedalaşmak için 50'li yaşların bile geç olmadığını ifade eden Weissberg, herkesin 40 yaşından itibaren düzenli sağlık kontrolü yaptırmasını önerdi. Weissberg, 'Hastalıklara davetiye çıkaran üç temel faktörü hayatınızdan uzaklaştırmak için attığınız en küçük adımlar bile, size daha uzun ömür olarak dönecektir' dedi. 596065 Halil’in vedası Mehmet Demirkol GözlemHalil’in vedası görevden gitsin diyenlerin de, devam etsin diyenlerin de duyguları karmaşık. Bütün bunların izleri Halil’in Terim’e koşuşunda var Halil’in attığı gol sonrası Fatih Terim’e koşup ona veda edişi onun gibi bizim de ruh halimizi yansıtıyordu. Biliyorsunuz Halil, aday kadrosuna çağrılmış, kampın son günlerinde dışarıda kalan oyunculardan biri olmuştu. Tek yumurta ikizi Hamit’ten ve Avrupa’nın en büyük futbol sahnesinden gözyaşlarıyla ayrılmıştı. gün, Schalkeli oyuncunun Fatih Terim hakkındaki hisleri üzerine çok konuştuk, çok konuşuldu. kariyeri boyunca asla Fatih Terim’in has adamlarından da olamadı. Ancak gol sonrası vedasının sahte ya da yapmacık olduğunu kimse söyleyemez. Gönülden bir vedaydı. Türk futbolseverinin Fatih Terim hakkındaki hislerinin de tıpkı Halil’inki gibi karmaşık olduğunu düşünüyorum. Görevi devraldığından bu yana Milli Takımın futbolunda bir gelişme yok, belki de bir gerilemeden de bahsedebiliriz. Ama Avrupa Şampiyonası finalinin ucundan dönmüşlükte var. Kavgalar da var, büyük sevinçler de... Fatih Terim görevden gitsin diyenlerin de, devam etsin diyenlerin de duyguları karmaşık. Bütün bunların izleri Halil’in Terim’e koşuşunda var. Sportif bir manası bulunmayan maç ’da olduğu gibi tansiyonu düşük, pardon tansiyonu düşürülmüş tribünler önünde başlayıp bitti. Zaten “kazasız belasız başlayıp bitsin” diye dizayn edilmişti. Takımın hırsı olabildiğince yerindeydi ancak bu bile Terim döneminin vasatının aşılmasına yetmedi. Bu maç üzerine sportif anlamda fazla bir şey söylemeye gerek yok. Artık yepyeni bir takım ve yepyeni futbol anlayışı mı üreteceğiz yoksa eldekini mi modifiye edeceğiz bunu düşünmenin vakti. 595784 ASB de rüzgarı yakalıyor ASB de rüzgarı yakalıyor Avrupa Serbest Bölgesi (ASB) Genel Müdürü Zafer Atbakan, ASB'nin 500 kilovat saatlik rüzgar enerji santrali kurmak için başlattığı çalışmaları sürdürdüğünü bildirdi. Atbakan, konuyla ilgili şöyle devam etti: 'Bölgemizdeki firma ve yatırımcılarımıza ucuz, kaliteli ve kesintisiz elektrik hizmeti verebilmek için rüzgar enerjisi çalışmalarımız devam ediyor. 500 kilovat saatlik bir rüzgar enerji santralini kısa sürede hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Bunun maliyeti milyon avro. Üretim ve ısınmada doğal gazdan sonra rüzgar enerjisinin de kullanılmasıyla maliyetlerde ciddi azalmalar olacak. Aslında asıl amacımız megavatlık bir rüzgar enerji santrali kurmak. Ancak, EPDK, son iki yeni ihaleye çıkmadı.” 595956 Azeri vekiller memnun ayrıldı Bir saat süren görüşme sonrası basına konuşan Azeri vekili Samed Seyidov, "Bu barışın, gelişmenin Dağlık Karabağ problemi ile paralel hallolması taraftarıyız. Bugün Türkiye'nin en yetkili ağzından, Başbakan'dan bu sözleri işittik. Biz bu görüşmeden çok memnunuz. Azerbaycan-Türkiye ilişkilerine halel getirme niyeti olan hiçbir güç aramıza giremez." dedi. Görüşmenin, ümitlerini canlandırdığını ifade eden Seyidov, "Sayın Başbakan'dan duyduğumuz sözler Azerbaycan'da çok olumlu karşılanacak." diye ekledi. Azeri heyeti daha sonra CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile bir araya geldi. Görüşme sonrası konuşan Baykal, ''TBMM, Ermeni işgalinin ortadan kalktığı netlik kazanmadan sınırların açılmasına yönelik bir karar alamaz, almayacaktır.'' vurgusunu yaptı. Azerbaycan'ın, Türkiye'nin Ermenistan ile protokol imzalanması nedeniyle ''üzüntü'' duymasını anlayışla karşıladığını belirten Baykal, ''Ama bu üzüntüyü, Türkiye ile ilgili duyguların sarsılmasına bir vesile yapmak isteyenlerin oyununa düşmemek lazımdır. dedi. 596960 Rusya yeni uzay üssü kuruyor Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yapılan açıklamada 'Vostoçnıy Uzay Üssü'nün kurulması için 400 milyar ruble (13.5 milyar dolar) harcanacağı kaydedildi. Rusya şu anda uzaya taşıyıcılarını ve balistik füzeleri fırlatmak için Kazakistan'daki Baykonur ve ülkenin kuzey-batısındaki Plesetsk uzay üssünü kullanıyor. 20 bin ile 25 bin insanın istihdam edileceği uzay üssü Rusya'ya uzay teknolojisinden büyük üstünlük sağlayacak. Pilotlu uzay araçlarını halen Baykonur'dan fırlatan Moskova, yeni üs hizmete girdiğinde pilotlu araçları kendi üssünden gönderecek. Vostoçnıy üssünden ilk uzay uçuşu 2015 yılı için planlanırken, ilk pilotlu uzay gemisinin fırlatılması 2018 yılında öngörülüyor. 2011 yılında inşaatı başlayacak üs için çalışma grubunun oluşturulduğu ve projenin dizayn aşamalarının görüşüldüğü ifade edildi. 596076 Protokol ustası! Melih Aşık Açık PencereProtokol ustası! Protokol üretmek konusunda Gül Erdoğan ikilisinin engin bir deneyimi ve geçmiş başarıları vardır! AB ile protokolü yaptılar. Kıbrıs Rumlarını tanıma sözü verdiler. Sonra akılları başlarına geldi, protokolü  Meclis’e sevk etmeyerek süreci tıkadılar. AB bunun üzerine başlığı askıya aldı. Müzakereler tıkandı. Bu yıl sonuna kadar limanları açmaz Kıbrıs Rumlarını tanıma adımı atmazsak başka önlemler alacaklar. Protokol cinliğimiz ters tepti. Protokolü’nde aynı yol izleniyor. Ermenistan işgalini kaldırmadan kapıyı açmaya yazılı olarak söz veriyoruz. Ama Başbakan sözlü olarak şerh koyuyor: Karabağ işgali bitmeden protokolü Meclis’ten geçirmeyiz... İyi de... Ermenistan’ın Karabağ’ın işgalini kaldırma gibi bir sözü var mı? Yok... Görünen sonuç;  24 Nisan’a doğru giderek artan dozda dayatacak, protokol Meclis’te onaylanacak. Bu defa da ’ı kaybedeceğiz. Komşularla iyi geçinme ilkesi iyidir. ile yakınlaşmamız iyidir. Ermenistan’la da barışalım. Kapıyı açalım, hatta sınırı bile kaldıralım. Ama bütün bunları kendi irademizle, onurumuzla yapalım. Onun bunun talimatıyla, ona buna yaltaklanarak değil... Bir ülkeyle barışırken ötekini küstürerek değil. Türk ulusunu üçüncü sınıf sömürge ülkesi kimliğine sokarak değil... Soru: Gerkçek vaizleri” kimlerdir? Yanıt: İktidar yalakalığına iman etmiş basın mensupları... Haldun Ertem Tiyatrokare, Belediyesi’nin düzenlediği Tiyatrolar Buluşması kapsamında 16 Ekim Cuma günü 20.30’da ’nde Nedim Saban’ın uyarlayıp sahneye koyduğu “BU DA BENİM AİLEM” adlı komediyi Vakfı yararına sunarak, tüm gelirini bağışlayacak.. Nesin Vakfı’nın felaketinin yaralarını sarması için herkese görev düşüyor... Devlet Bakanı ve AB Başmüzakerecisi ,  “AB, ’nin diyetisyenidir” demiş. Kesinlikle inanmayız... Öyle olsaydı ’dakilerin aşırı beslenmesine göz yummazdı! Fahrettin Fidan Değişimin gücü! Bundan 15 yıl önce... 1993 yılında... Demirel Hükümeti’nin Ermenistan politikası konusunda verilen gensoru sırasında adına söz alıyor... Bakınız, zabıtlara göre, neler söylüyor: “Hükümet, bu politikasıyla, geleceğimizi gerçekten ipotek altına almıştır ve öyle ipotek altına almıştır ki, Ermenistan Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Özal’ın cenaze merasimine katılma cesaretini göstermiştir. Sizin nasıl bir uzlaşmacı olduğunuzu, Türkiye’nin menfaatleri söz konusu olduğunda, sizin şahin gibi davranmayacağınızı bildiği için cesaret bulmuş ve Türkiye`ye gelmiştir. Siz bana bir ülke gösterin ki, kardeşleriniz savaş halinde olacak, kardeşleriniz katledilecek ve onlar katledilirken, ‘Bunun müsebbibi Türkiye’dir’ diye demeçler verecek; ’ın, Ermenistan toprağı olduğunu iddia edecek, bütün bunlardan sonra adam Türkiye’ye gelecek ve siz de elini sıkacaksınız!” ABD “Ermenistan kapısı açılacak, aç” komutunu vermeden çok önce Abdullah Gül işte bu düşünceler içindeymiş... Nereden nereye? Garip bir aşı aşısına kimsenin aklı yatmadı... Elbette hastalık yayılmadan aşı satın alma teşebbüsü güzel. Güzel de hem aşı hem alım kuşkulu. Bir kere yazılan senaryolar akla yatmıyor. Örneğin diyor ki: Kötümser senaryoya göre bu kış 21 milyon kişi domuz gribine yakalanacak, bin 300 kişi hayatını kaybedecek... İyimser senaryoya göre 400 kişi ölecek... Henüz hiç kimsenin ölmediği bir hastalıkla ilgili böyle projeksiyon yapılabilir mi? 43 milyon doz aşı almayı planlıyormuş... Bedeli korkunç bir rakama, yarım katrilyon liraya ulaşıyor... Bu paranın tamamen havaya uçması sözkonusu... Genel Başkan Yardımcı Dr. Aytun Çıray diyor ki: virüsü bu yıl farklı bir yapıda olabilir, geçen yılki domuz gribine karşı geliştirilen aşı bu yılki virüse karşı etkisiz kalabilir”. Bakan Recep Akdağ, “Aşının yan etkilerinin dikkatli takip edilmesi gerektiğini, takiplerde ciddi bir yan etki tespit edildiği takdirde aşılamadan vazgeçilebileceğini” söylüyor. Demek ki Bakanlık da aşı konusunda tereddüt içinde. Riski kabul ediyor. Eğer yan etkisi ortaya çıkarsa aldığınız aşıları ne yapacaksınız? Ülkemizde normal gripten her yıl ortalama bin kişi ölüyor. Domuz gribinden ölen yok. Normal grip konusunda fazla bir şey yapmayan  bakanlık ölüm vakası görülmeyen domuz gribi için neden bu kadar duyarlı? Kuşkular birbirini izliyor.. Yoksa aşı üreticileri Sağlık Bakanlığı’nı dolmuşa mı bindirdi? En yoğun kuşku da işte bu, sonuncusu... Doğu’nun gözleri... Geçtiğimiz haftalarda 28. dönem mecburi hizmet uzman tabip kuraları çekildi... Her dalda Doğu ve ’ya (Hakkâri’ye, ’a, ’ya ’a) çok sayıda yapılırken göz hekimleri alanında 34 atamadan sadece 2’si Doğu’ya yapıldı. Bir hekim bir hekim de ’e atandı. Neden kura torbasına Doğu ve Güneydoğu konulmamıştı? Söylentiler bir bakan yakınının göz hekimleri arasında kuraya girdiği, onun Doğu’ya gitme ihtimalini ortadan kaldırmak için Doğu ve Güneydoğu illerinin kuradan çıkarıldığı yolunda. Olur mu böyle şey diyen varsa.. kişinin neden 34 atamadan sadece 2’sinin Doğu’ya yapıldığını izah etmesi gerekir... 597385 Afganistan için 15 bin asker istedi Afganistan'ın güneyinde Uluslararası Güvenlik Destek Gücü'nün (ISAF) bünyesinde görev yapan yaklaşık 40 bin askere komuta eden General Mart De Kruif, Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada, ''Bölgeye ABD askerlerinin gelmesinden sonra Taliban'a karşı üstünlük elde ettiklerini, ancak kesinlikle destek güçlere ihtiyaçları olduğunu'' bildirdi. Hollandalı general, ''Güneyde, güvenli duruma getirme, güvenliği sürdürme ve inşaat planlarıyla ilgili stratejilerimizi yaşama geçirebilmemiz için, 10-15 bin askerden oluşan en az tugaya daha ihtiyacımız var'' diye konuştu. NATO güçlerinin Helmand'ın merkezi ve Kandahar'daki Pancvayi gibi kimi bölgelerin denetimini hala ele geçiremediklerini ve bu kalabalık bölgelerin güvenli duruma getirilmeleri gerektiğini belirten De Kruif, bu bölgelerin militanlara sığınak durumuna geldiğini kaydetti. De Kruif, şu anda bölgede bulunan 200 sivil dışında ek sivil personele de ihtiyaç duyduklarını, ayrıca bölgedeki Afgan güvenlik güçlerinin sayısının artırılmasını da istediklerini bildirdi. -KANDAHAR- Stratejik öneme sahip Kandahar kentinin Taliban'ın eline geçmek üzere olduğu yönündeki iddiaları yalanlayan De Kruif, ''Taliban halkın gözünü korkutuyor, ancak durumu son aylarda güçlenmedi'' dedi. Kahdahar'da güvenliğin Afgan güçlerince sağlandığını ve bu güçlerin görevini yerine getirdiğini belirten De Kruif, bu güçlerin de sayısının artırılması gerektiğini vurguladı. ABD Başkanı Barack Obama, gün önceki açıklamasında, Afganistan'a yeni ABD askerleri gönderilmesi konusundaki kararını birkaç hafta içinde vereceğini söylemişti. 597189 Avrupa Gençlik Oyunları için logo ve maskot yarışması Avrupa Gençlik Oyunları için logo ve maskot yarışması Trabzon'da yapılacak Avrupa Gençlik Oyunları için açılan logo ve maskot yarışmasına başvurular sürüyor. KAMİL ANAHAR TRABZON Trabzon 2011 Avrupa Gençlik Oyunları Koordinatörü Nihat Doker, kullanılacak logo ve maskotun dikkati çekecek düzeyde olmasının tanıtım açısından çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Trabzon ilinin kültürünü, tarihini ve doğal güzelliklerini, spor ve gençlik temasıyla özdeşleştirebilen, evrensel değerler taşıyan, olimpiyat izleri olan bir logo ve maskot yaratmak istiyoruz” dedi. Yarışmaya elektronik ortamda gönderilen eserlerin sayısının her geçen gün arttığına dikkat çeken Nihat Doker, 28 Kasım 2009 tarihine kadar başvuruları kabul edeceklerini bildirdi. Yapılacak değerlendirme sonunda, kullanılmasına karar verilen logo ve maskot için tasarımcılara 3'er bin lira ödül verilecek.Yarışmaya başvurular, Trabzon 2011 Avrupa Gençlik Oyunları (EYOF) resmi web sitesi 'www.trabzon2011.org' adresinden yapılıyor. 595875 'Türk beyaz et üreticileri, AB'de Brezilya ve Tayland'a rakip olacak' Sektörün uzun yıllardır beklediği ilk işlenmiş piliç eti ihracatını Keskinoğlu'nun başlatmasının ardından düzenlenen ilk büyük fuar organizasyonuna Tarım Bakanı Mehdi Eker de katıldı. Eylül ayında Almanya'ya ihracata başlayan Keskinoğlu, Anuga Fuarı'nda ürünlerini tattırdı ve Almanya'dan tam not aldı. Türkiye'den AB'ye ihracata başlayan ilk firma olarak bugün gelinen durumun sadece başlangıç olduğunu belirten Keskinoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama Grup Başkanı Keskin Keskinoğlu, "Önümüzdeki aylarda Fransa, Belçika ve İngiltere'ye ihracat yapmayı hedefliyoruz. Türk işlenmiş piliç eti üreticileri, AB pazarında Brezilya ve Tayland'ı oldukça zorlayacak." dedi. AB'ye beyaz et ihracatı yapılması için yoğun bir şekilde ikili görüşmeler yaptıklarını anlatan Bakar Eker ise şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu yoğun temaslar sonrasında sektörün çok uzun zamandır beklediği beyaz et ihracatı öncelikle işlenmiş piliç eti ürünlerinin gönderimiyle başladı. Bugün dünyanın en önemli gıda fuarı olan Anuga 2009'da Türk ürünleri fuar ziyaretçilerinin beğenisine sunuluyor ve büyük ilgi görüyor. Alanındaki en önemli fuar organizasyonunun merkezinde yoğun bir talep görmek ve yapılan girişimlerin sonuçlarına bire bir tanıklık etmek hem ülkemiz hem de Türk beyaz et sektörü için mutluluk verici. Gelişmekte olan beyaz et sektörüne desteğimizi sürdüreceğiz." 596884 Yüksekova'da silahlı saldırı Yüksekova'da silahlı saldırı YÜKSEKOVA (A.A) Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde silahlı saldırıya uğrayan kişi, ağır yaralandı. Alınan bilgiye göre, Cengiz Topel Caddesi Askerlik Şubesi kavşağındaki kahvehanede oturan Medeni Dilmaç (30), kimliği henüz belirlenemeyen bir kişinin silahlı saldırısına uğradı. Kurşunun kafasına isabet etmesi sonucu ağır yalanan Dilmaç, çevredeki vatandaşların yardımıyla Yüksekova Devlet Hastanesine kaldırıldı. İlk müdahalenin ardından Van'a sevk edilen Dilmaç'ın, durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi. Bu arada, saldırıyı gerçekleştirdikten sonra olay yerinden uzaklaşan zanlının yakalanması için İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince geniş çaplı çalışma başlatıldı. 595646 Bosna Hersek'i 5-2 yenen İspanya, tüm maçları kazandı Dünya Kupası tarihinde bu zamana kadar oynanan maçlarda sadece Brezilya (1970) ve Almanya (1982) milli takımları gruplardaki tüm maçlarını kazanarak Dünya Kupası'na katılmaya hak kazanırken, 2010 Dünya Kupası elemelerinde Hollanda'nın ardından İspanya da bu başarıya ortak oldu. Ancak, gruplardaki 10 maçın 10'unu da kazanan teknik direktör Vicente Del Bosque yönetimindeki İspanya'nın başarısı, Brezilya, Almanya ve Hollanda'ya nazaran daha fazla maç yapmış olmasından dolayı öne çıktı. Öte yandan, Real Madrid'in ve İspanya Milli Takımı'nın başarılı kalecisi İker Casillas, bugün milli takım formasıyla 99. maçına çıktı. Milli formayla 99 maçın, 70'inden galibiyetle ayrılan Casillas, 126 maçla en fazla milli takım kalesini koruyan ünlü Zubizarreta'nın 70 maçlık galibiyet rekorunu da yakaladı. 596228 Altın Portakal'da Onur Ödülleri sahiplerini buldu Cam Piramit Sabancı Kongre ve Fuar Merkezi'nde düzenlenen ödül törenini, oyuncular Beren Saat ve Selçuk Yöntem sundu. Yaşamını yitiren Türk Sineması'nın yönetmenleri, oyuncuları ve tüm emekçilerinin anıldığı törende ilk olarak, ''Hababam Sınıfı'' serisinin de aralarında bulunduğu onlarca filmde çalışan, Sinema Emekçileri Sendikası Kurucu Başkanlarından set işçisi Halil Dede'ye ''Sinema Emek Ödülü'' verildi. Dede, konuşmasında, ödülü tüm set işçileri adına aldığını söyledi. Törende, ''Yıldırım Önal Anı Ödülü'' usta oyuncu Erol Günaydın'a sunuldu. Önal'ın ''çok sevdiği bir arkadaşı'' olduğunu belirterek, sesini taklit eden Günaydın, ''Bu ödülü alırken bir tarafım da buruk. Yıldırım'ın sesini duyar gibiyim. Bana 'Erol'cuğum, bana ödül verdiler ama paramı vermediler. İnşallah senin de başına gelmez' dediğini duyar gibiyim. Ben de Yıldırım'a sesleniyorum; Gelmez Yıldırım gelmez. Artık sinemamız altın çağını yaşıyor. Gençlerimiz, sinemamız pırıl pırıl başarılarla dolu'' dedi. Türk Sineması'nda 1960'lı yıllardan itibaren 100'den fazla filme imza atan usta yönetmen Ülkü Erekalın'a da onur ödülünü sinema oyuncusu Selda Alkor verdi. Alkor, ''Bu geç kalmış ödülü, sevgili Ülkü'ye vermekten onur ve gurur duyuyorum'' dedi. Erakalın ise Muzaffer Tema ile yaptığı röportaj ile sonrasındaki bazı rastlantıların bugünlere gelmesinde temel olduğunu belirterek, ''Hayatımda bir çok rastlantı oldu ama bu ödülü almam rastlantı değil'' diye konuştu. Türk Sineması'nın ünlü oyuncularından Sevda Ferdağ, ''Onur Ödülü''nü vefat eden ünlü yönetmen Halit Refiğ'e adadı. ''Yılanların Öcü'', ''Keşanlı Ali Destanı'' ve ''Boş Beşik'' gibi onlarca filmin müziklerini yapan besteci Yalçın Tura da ''Onur Ödülü'' aldı. Tura, Türk milletinin her şeyin en iyisine layık olduğunu dile getirdi. ''Onur Ödülü''nü yönetmen Ertem Göreç'in elinden alan senarist-yazar Vedat Türkali de 1964 yılında senaryosunu yazdığı ''Karanlıkta Uyuyanlar'' filmini çeken Göreç'e Antalya Atın Portakal Film Festivali'nde ödül verilmediğini, bu nedenle dönem kendisine verilen ''En İyi Senaryo'' ödülünü kabul etmediğini anımsatarak, şöyle devam etti: ''Altın Portakal'da bu ödül verileceği zaman biraz tereddüt ettim ama ödülü bana Ertem Göreç kendisinin vereceğini söyleyince sevindim. Biz buraya bugün, beraber yıllar önce bıraktığımız emaneti almaya geldik. Ödülü tam 45 yıl sonra aldım.'' Güçlükle yürüdüğü görülen Türkali'yi seyirciler ayakta alkışlarken, yazar ödülü Ertem Göreç ile havaya kaldırdı.   Rafelson ve August'a Onur Ödülü Törende, festivalin konuğu olarak Antalya'da bulunan ''Postacı Kapıyı İki Kere Çalar'' filminin dünyaca ünlü yönetmeni Bob Rafelson'a da ''Onur Ödülü'' verildi. Altın Portakal Film Festivali Genel Sanat Yönetmeni Vecdi Sayar tarafından ödülü verilen Rafelson, Altın Portakal'ın simgesi Venüs heykelini göstererek, ''Erotik bir heykel, Türkiye'yi tebrik ediyorum. Bugün Antalya'da müzeyi gezdim. Müzede de 500'e yakın çıplak heykel gördüm. Akşam da çıplak heykeli yanıma alıyorum'' diye esri yaptı. Seyircilerin Türkiye-Ermenistan milli maçına rağmen ödül törenine katılmasına şaşırdığını dile getiren Rafelson, konuklara ''Sinema için futboldan vazgeçmenizden çok memnunum. Türkiye'de bulunmaktan da çok mutluyum'' diye seslendi. Festivalin konuklarından dünyaca ünlü Danimarkalı yönetmen Bille August'a da törende onur ödülü verildi. Ödülünü Şerif Gören'den alan August, festivale uzun süredir katılmak istediğini, bugün Antalya'da olmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti. August, ''Politikacılar ve tarihçiler hep istatistiklerden bahseder ancak filmler insanları anlatır. Türkiye ile ilgili de ne biliyorsam, tanıyorsam, filmlerden tanıyorum. Ödülü almaktan onur duyuyorum'' dedi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, tören sonunda sanatçı Zülfi Livaneli ile sahneye gelerek, ödül verilen sanatçıları kutladı. Akaydın, Livaneli'ye bir portresinin bulunduğu resmi hediye eti. Mini bir konser de veren Livaneli'ye bir şarkıda Yavuz Bingöl eşlik etti.Ayrıca, ''Babam ve Oğlum'' filminin müziklerini yapan keman sanatçısı Evanthia Reovtsika konser verdi. Sahnede Türkçe sözlerle Nazım Hikmet'i anan sanatçı, müziğin hakları birleştirdiğini söyledi. Gecede, Livaneli East-West Orkestrası da ünlü film müziklerini yorumladı, sinevizyonda siyah beyaz Türk filmlerinden bazı görüntüler de yayınlandı. 595578 Meteorolojiden bir uyarı daha Yağışın bugün akşam saatlerinde özellikle Çanakkale-İzmir aralığında etkili olacağı belirtiliyor. Bölgede sel ve su baskını riski yüksek. Yağışın önümüzdeki gün sürmesi bekleniyor. Yağış hafta sonu İstanbul'da da etkili olacak. 597211 19:14 ABD'de Hillary Clinton, Başkan Obama'dan daha popüler 'de Başkan Obama'dan daha popülerNEW YORK (ANKA) tarafından yaptırılan en son kamuoyu araştırması, ’de Dışişleri Bakanı ’ın, ABD Başkanı ’dan daha popüler olduğunu ortaya çıkardı araştırmasına göre, Clinton’ın ’deki popülarite oranı yüzde 62 çıkarken, Başkan Obama’nın popülarite oranı ise sadece yüzde 56 oranında kaldı. Gallup tarafından yaptırılan en son kamuoyu araştırması, ABD’de Dışişleri Bakanı ’ın, ABD Başkanı ’dan daha popüler olduğunu ortaya çıkardı. Gallup araştırmasına göre, Clinton’ın ABD’deki popülarite oranı yüzde 62 çıkarken, Başkan Obama’nın popülarite oranı ise sadece yüzde 56 oranında kaldı. Araştırmanın Ekim ayının ilk dört günü yapıldığını belirten Gallup, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, araştırmanın Obama’nın ’nü almadan önce yapıldığını belirterek,’’Araştırma, Başkan Barack Obama’nın Nobel Barış Ödülü’nü kazandığının açıklamasından sonrasında yapılmış olsaydı, Obama popülarite puanlarını daha da arttırabilirdi’’ dedi. 597342 MB'den faiz indirimi MB'den faiz indirimi Merkez Bankası, borçlanma faiz oranlarını yarım puan indirdi. Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamaya göre, Para Politikası Kurulu, bugünkü toplantısında, banka bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Repo Ters Repo Pazarı'nda uygulanmakta olan kısa vadeli faiz oranlarının indirilmesine karar verdi. Buna göre, gecelik borçlanmalarda faiz oranı yüzde 7,25'ten yüzde 6,75'e, borç verme faiz oranı ise yüzde 9,75'ten yüzde 9,25'e çekildi. Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası'nda saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 3,25'ten yüzde 2,75'e, borç verme faiz oranı ise yüzde 12,75'ten yüzde 12,25'e düşürüldü. Açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla gecelik ve bir haftalık vadelerde tanınan borçlanma faiz oranı yüzde 8,75'ten yüzde 8,25'e çekildi. Merkez Bankası açıklamasında, ''Son dönemde açıklanan veriler, Kurulun iktisadi faaliyette gözlenmekte olan toparlanmanın yavaş ve kademeli olacağına ilişkin görüşünü teyit etmiştir'' denildi. Dış talep ve yurt içi yatırım talebinin zayıf seyrini sürdürdüğü kaydedilen açıklamada, bunun yanı sıra tüketim talebinin ikinci çeyrekte sergilediği kayda değer yükselişten sonra daha zayıf bir seyir izlemesinin beklendiği ifade edildi. FAİZ İNDİRİMLERİNDE YAVAŞLAMA İstihdam verilerinde sınırlı bir iyileşme gözlenmekle birlikte bu durumun kalıcı olup olmayacağının izlenmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, bu çerçevede enflasyonun düşük seyrini uzun bir süre koruyacağının tahmin edildiği kaydedildi. Merkez Bankası açıklamasında, ''Küresel ekonomideki sorunların henüz tam olarak giderilememiş olduğunu ve toparlanmanın gücüne ilişkin belirsizliklerin devam ettiğini dikkate alan Kurul, para politikasının aşağı yönlü esnekliğini uzun bir süre koruması yönündeki görüşünü teyit etmiştir'' denildi. 2008 yılı Kasım ayından bu yana sürdürülen faiz indirimlerinin etkisi ve küresel risk algılamalarındaki iyileşmenin desteği ile kredi piyasasında olumlu gelişmelerin gözlenmeye başladığına dikkat çekilen açıklamada, ''Kurul, veri ve gelişmelere bağlı olarak gelecek toplantıda faiz indirimlerinde yavaşlamanın gündeme alınabileceğini belirtmiştir'' görüşüne yer verildi. Açıklamada, piyasadaki likidite gelişmelerini göz önüne alan Kurul'un, Türk lirası zorunlu karşılık oranlarındaki sınırlı bir indirimin, kredi koşullarındaki sıkılığı azaltacağı, böylelikle izlenmekte olan genişletici para politikasını destekleyeceği değerlendirmesinde bulunduğu da kaydedildi. Kurulun bugünkü toplantısına, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ile kurul üyeleri Erdem Başçı, Burhan Göklemez, Turalay Kenç, M. İbrahim Turhan, Abdullah Yavaş ve Mehmet Yörükoğlu katıldı. PPK'nın periyodik olarak toplanarak faiz oranlarını açıkladığı 23 Ocak 2006'dan bu yana uygulanan borçlanma ve borç verme faiz oranları şöyle: Borçlanma Borç Verme Faiz Faiz Oranı Oranı Tarih (Yüzde) (Yüzde) 2006 23 Ocak 13,50 16,50 23 Şubat 13,50 16,50 23 Mart 13,50 16,50 27 Nisan 13,25 16,25 25 Mayıs 13,25 16,25 07 Haziran 15,00 18,00 20 Haziran 15,00 18,00 25 Haziran 17,25 20,25 20 Temmuz 17,50 22,50 24 Ağustos 17,50 22,50 26 Eylül 17,50 22,50 19 Ekim 17,50 22,50 23 Kasım 17,50 22,50 21 Aralık 17,50 22,50 2007 16 Ocak 17,50 22,50 15 Şubat 17,50 22,50 15 Mart 17,50 22,50 16 Nisan 17,50 22,50 14 Mayıs 17,50 22,50 14 Haziran 17,50 22,50 12 Temmuz 17,50 22,50 14 Ağustos 17,50 22,50 13 Eylül 17,25 22,25 16 Ekim 16,75 21,50 14 Kasım 16,25 20,75 13 Aralık 15,75 20,00 2008 17 Ocak 15,50 19,50 14 Şubat 15,25 19,25 19 Mart 15,25 19,25 17 Nisan 15,25 19,25 15 Mayıs 15,75 19,75 16 Haziran 16,25 20,25 17 Temmuz 16,75 20,25 14 Ağustos 16,75 20,25 18 Eylül 16,75 20,25 22 Ekim 16,75 19,75 19 Kasım 16,25 18,75 18 Aralık 15,00 17,50 2009 15 Ocak 13,00 15,50 19 Şubat 11,50 14,00 19 Mart 10,50 13,00 16 Nisan 9,75 12,25 14 Mayıs 9,25 11,75 16 Haziran 8,75 11,25 16 Temmuz 8,25 10,75 18 Ağustos 7,75 10,25 17 Eylül 7,25 9,75 15 Ekim 6,75 9,25 596243 10:05 Samoa adalarında yine deprem Samoa adalarında yine deprem Büyük ’taki Samoa adalarında büyüklüğünde meydana geldi. Jeolojik İnceleme Merkezi, depremin merkez üssünün Batı Samoa’daki Apia kentinin 365 kilometre batısında 10 kilometre derinlikte olduğunu duyurdu. Samoa ve Amerikan Samoasında iki hafta önce meydana gelen 8,3 büyüklüğündeki depremde 150’den fazla kişi yaşamını yitirmişti. 595793 KOBİ'lere güç veren uygulama KOBİ'lere güç veren uygulama İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş, Hazine ile Kredi Garanti Fonu (KGF) arasında milyar TL'lik kaynak aktarımını öngören protokolün imzalanmasını isabetli bulduğunu açıklayarak, “Krediye kefalet, KOBİ'lere gerçek bir güç verecek” dedi. İlk de-fa İTO'nun gündeme getirdiği Kredi Garanti Sistemi ile finansman sıkıntısı çeken KOBİ'lerin toplamda oluşturulacak 10-12 milyar TL'lik krediyle rahat bir nefes alacaklarını ifade eden Yalçıntaş iş dünyası olarak memnuniyet duyduklarını söyledi. 596628 İran ve Irak'tan suç örgütlerine karşı işbirliği Devlet televizyonu, İran İçişleri Bakanı Mustafa Muhammed Neccar'ın, ''İran ve Irak organize suç örgütleriyle mücadele için istihbarat paylaşımına gidecek'' dediğini duyurdu. Neccar, Irak ve bu ülkenin kuzeyindeki yönetimle istihbarat ve bilgi paylaşımına gidileceğini, iki ülkenin ortak çıkarlarının söz konusu olduğunu kaydetti. Irak ve bölgede (Orta Doğu) güvensizlik ile istikrarsızlığın sürüp gitmesinde yabancı güçlerin rolü olduğunu savunan Neccar, ''yabancıların yasa dışı çıkarlarının bölgeyi istikrarsızlaştırdığını'' söyledi. Neccar, Irak'taki yabancı güçlerin bir an önce ve ön koşulsuz çekilmelerinin bölgede güvenliğin yeniden tesisi için önemli olduğunu ifade etti. 596144 İBRAHİM ÖZTÜRK Kriz sonrasına hazırlanmak Şimdi Türkiye kriz sonrasında yeniden yapılanacak dünyaya hazırlanıyor. Bu hazırlık bir takım oyunu gerektiriyor. Son günlerde Rusya ile büyük bir anlaşmanın altına imza atan TUSKON, geçen hafta boyu da Avrupa'da etkin bir Türkiye lobiciliği yaptı. Keza bu hafta boyu Kahire'de düzenlenen 13. Uluslararası İş Forumu toplantısıyla MÜSİAD bu takım oyununun nasıl olması gerektiğini bir kez daha gösterdi. TÜSİAD da keşke buna benzer hamleler yapsa. İdeolojik kavga, antidemokratik süreçlerden medet ummak, IMF parası için lobicilik yapmak, kurumu haksız işler yapanların payandası haline getirmek, feodal bir kapalı cemaat olarak davranmak bence TÜSİAD'ı bitiriyor. Ondan sonra kalkıp 'Neden MÜSİAD daha etkili?' diye soruyorlar. Hele son IMF-DB toplantıları ülkemizi doğru zamanda dünyaya sunmak için iyi bir fırsat oldu. Hemen NATO zirvesini de kaptık. İstanbul bir marka oluyor. Dünya Türkiye'yi daha yeni yeni bu boyutu ile tanıyor. Yurtdışında kaldığım sürede gördüm ki, iyi işler yapamayan ülkemiz daha çok darbe, cunta, cinayet, terör, trafik kazası, töre cinayetleri ve yabancı düşmanlığı ile gündeme geliyordu. Türkiye'nin geleneksel hariciyecisi Türkiye'yi 'dört D' ile tanıttı: Döner, dansöz, deve, dana (öküz) gözü, kısaca içki. Dil ve kültür öğrenip halkın arasına karışmadılar, işadamının önüne düşmediler. Kazara gelenleri ise 'başka işin yok mu, burada yapamazsın' diye geri püskürttüler. Yabancılar 'bizimkilerden' daha şefkatli davrandı. İşadamımız işini kazara biraz iyi yapanların önünde minnetten yerlere kapandı. Sanki lütfetmiş gibi. Ama devleti ve kollarını milletin başına böyle buyruk kılmışlar. 'Selamün aleyküm' deyip göğsünü gere gere kendi kurumlarına giremiyor. Gurbet ellerde başına bir şey gelse kimse 'arkamda kapı gibi devletim var' duygusunu yaşayamadı. Ancak bunlar da bitti. Sıkıysa şimdi de yapsınlar da görelim. Hem Tayyip baba affetmez, hem de zaten oralara artık idealist insanlar gönderiliyor. Kriz sonrasına hazırlık için Zafer Çağlayan'ın yoğun gayretleri ile Çin büyük bir yatırım niyeti ile Türkiye ile yakından ilgilenmeye başladı. Aynı arayış İran için geçerli. Alman, Fransız ve İtalyan firmalarının Türkiye'yi üretim üssüne çevireceğini çokça ifade ettik. Süreç hızlanacak. Gelecekte Türkiye'yi şaha kaldıracak sektörler belli: Enerji, tarım, tarıma dayalı sanayi, turizm, sağlık, eğitim, lojistik ve bilgi teknolojileri. Libya, S. Arabistan, Irak, Rusya, Türkmenistan'dan gelen devasa teklifler inşaat firmalarımızı dünya liderliğine taşıyacak türden. Türkiye artık sermayeyi Batı'dan ziyade artan oranlarda Körfez başta olmak üzere Doğu'dan çekecek. Zaten Batı'da para yok. Bize düşen, çevremizde çekim gücümüzü artırmak ve dünyada da barış ve diyalog eksenini büyütüp marka millet olmaktır. Dinamik ve bölgesiyle üretimde, ticarette ve finansta entegre olan Türkiye pazarına Batı'nın bilgi, deneyim ve know-how'ını, Doğu'nun da sermayesini çekmek. Hükümet krize rağmen büyük altyapı hamleleriyle bu hedeflerden kopmuyor. Bu bağlamda sanayi, Ar-Ge, tarımsal teşviklerde büyük bir isabet var. Yarınki Türkiye bugünkü Türkiye'ye benzemeyecek, çok daha ileride olacak. Ben de bu sürecin farkında olsunlar, uyum sağlasın ve içinde yer alsınlar diye Anadolu'yu karış karış gezip kendimi paralarcasına bütün bunları işadamına, esnafa anlatmaya çalışıyorum. Anadolu 'öğrenme ve değişim heyecanından' hâlâ çok kopuk. Zerzevata ve kebap yemeye kıydığı parayı öğrenmeye vermiyor, kendisine para kazandıran şirketine yeniden yatırım yapmıyor. Umarım bu kriz, farkındalığı biraz olsun artırmıştır. Yoksa esnaf reyleriyle hükümetleri sandığa gömerken, 'gerçekler' de onları tarihe gömer. 596660 Baykal: "Başbakan zahmet etmesin..." CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelmesine ilişkin olarak, "Sayın Başbakan'ın telefon açma zahmetine katlanması için bir neden yoktur. Özel kalem müdürüne vereceği bir talimatla bize ziyaret gün ve saatini bildirmesi yeterli olacaktır" dedi. Baykal, yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Erdoğan'ın bir araya gelmelerine ilişkin sözlerini değerlendirdi. Baykal, "Sayın Başbakan 'a giderken beni telefonla arayıp görüşmemizin nasıl çok daha sağlıklı olabileceği hususunu tezekkür etmeyi düşündüğünü söylemiş. Sayın Başbakan'ın açılım konusunu görüşmek üzere randevu talep eden mektubuna verdiğim yanıtta bu görüşmeyi televizyon kaydı altına alınan baş başa, ikili bir görüşme olarak yapabileceğimiz ifade edilmiştir. Bu durumda Sayın Başbakan'ın telefon açma zahmetine katlanması için bir neden yoktur. Sayın Başbakan'ın özel kalem müdürüne vereceği bir talimatla bize ziyaret gün ve saatini bildirmesi yeterli olacaktır" dedi. Baykal'a telefon edebilir Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu sabah 'a gitmeden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilere yaptığı açıklamada, "Anamuhalefet partisi liderinin talep ettiği kamera konusu, vesaire zaten sizler gereğini yazıp çiziyorsunuz. Ben de çok şeyleri bu arada öğrenmiş oluyorum. Cevabımı verdiğimde zaten bu görüşmeyle ilgili, niteliği de ortada olacak. Belki de kendilerini bir telefonla da arayıp, görüşmemizin nasıl çok daha sağlıklı olabileceği hususunu kendisiyle telefonda bir tezekkür etmeyi de düşünüyorum" ifadesini kullanmıştı. Başbakan Erdoğan, Baykal ile görüşmenin hangi tarihte yapılacağına ilişkin soruya da "Açıklayacağız" yanıtını vermişti. 595721 CHP, 'anadilde eğitim' için özel okulları adres gösterdi CHP, anadilde eğitimin yapılmasını şartlı olarak destekliyor. Baykal'ın, Başbakan'a gönderdiği mektubun ekleri arasında yer alan 1991 tarihli kanun teklifinde, Türkçe dışındaki dillerin öğretilmesi amacıyla özel eğitim kurumları kurulabileceği belirtiliyor. CHP'nin mektubun eklerine koymadığı 1996 tarihli Tunceli Raporu'nda ise öneri biraz daha netleştirilerek, Kürtlere 'özel okullarda kendi anadilleri ile eğitim yapabilme' hakkı tanınması isteniyor. Raporda, "Kürt kökenli yurttaşlarımız da, özel okullarda kendi anadilleri ile eğitim yapabilme, Kürt dil ve kültürü üzerinde araştırma yapacak enstitüler ve benzeri kurumların kurulabilmesi haklarına kavuşmalıdırlar." deniliyor. Bu rapor, anadilde eğitim için özel okulları adres gösteriyor. MHP'ye göre suç, DTP'ye göre şart Kürtçe eğitim konusunda TBMM'de grubu bulunan bütün siyasî partiler farklı düşünüyor. AK Parti, henüz kesin tavrını ortaya koymadı. Ancak partinin açılım komisyonunda yer alan eski Tarım Bakanı ve Konya Milletvekili Sami Güçlü, bir süre önce, "Eğitim dili Türkçe olacak. Kürtçe de seçmeli ders olacak, isteyen bunu okuyabilecek." dedi. Sürecin tarafı olarak görülen DTP, seçmeli dersin yeterli olmayacağı, eğitim dilinin Kürtçe olması gerektiği düşüncesinde. DTP lideri Ahmet Türk de partisinin son genel kongresinde, "Hiçbir halk kendi anadilini gidip kursta öğrenmez. Anadilde eğitim olur ve bu sorgulanamaz, doğuştan sahip olunan bir haktır." ifadesini kullandı. MHP ise Kürtçe eğitim düşüncesine tamamen karşı. Bahçeli, partisinin grup toplantısında, "Devletin resmî dili ve eğitim dilinin Türkçe olduğu ilkesi, anadilden başlayarak iki dilli eğitim sistemine geçilmesine manidir." diyerek Kürtçe eğitimin anayasal bir suç olduğunu ileri sürdü. CHP'nin anadilde eğitimle ilgili düşünceleri üç belge ile destekleniyor: 1991 tarihli Baykal imzalı kanun teklifi: "Türkçe dışındaki dillerin öğretilmesi amacı ile özel eğitim kurumları kurulabilir. Bu kurumlarda öğretim programlarının tabi olacağı esaslar Milli Eğitim Bakanlığı'nca tespit edilir." 1996 tarihli Tunceli Raporu: "Kürt kökenli yurttaşlarımız da; a- Dil, kültür, folklor ve kimliklerini koruma, geliştirme ve açıklayabilme, b- Kendi anadillerinde, yazılı basın, radyo ve televizyon dahil her türlü medya aracılığı ile yayın yapabilme, c- Özel okullarda kendi anadilleri ile eğitim yapabilme, d- Kürt dil ve kültürü üzerinde araştırma yapacak enstitüler ve benzeri kurumların kurulabilmesi haklarına kavuşmalıdırlar." 2001 tarihli Demokratikleşme Raporu: "Kürt kökenli yurttaşlarımız da dahil, her etnik kökenden, her alt kimlik ve kültürlerden yurttaşımıza, isterlerse; kendi anadillerinde, devletin denetimi ve Milli Eğitim Bakanlığı kuralları içinde, devlet okulları sistemi dışında kendilerinin oluşturacakları eğitim kurumlarında, özel eğitim görebilmeleri sağlanmalı; bu konulardaki tüm yasak ve fiili engeller kaldırılmalıdır." 596080 Kaybeden taraf İsrail olur Semih İdiz Kaybeden taraf İsrail olur ile arasında artan tansiyondan sorumlu değil. İsrail,  ’de yaptıkları nedeniyle bugün hâlâ töhmet altındadır. ’nin “Goldstone Raporu” da zaten İsrail’i Gazze de işlemekle itham ediyor. Söz konusu rapor ’ın da aynı suçları işlediğini belirtiyor. Ancak bu durum İsrail’in sorumluluğunu azaltmıyor. Gazze operasyonundan bu yana İsrail’de meydana gelen gelişmeler ise ülkeyi daha da sağa kaydırarak siyasi ortamı iyice germiş bulunuyor. Netanyahu yönetimi de tüm olumsuz beklentileri doğrulayarak ilerliyor. “Teröre karşı savaşıyorum” argümanıyla halkını altında tutmaya devam ediyor. Filistin topraklarına yayılma politikası ise, taktiksel bazı yavaşlatmalar dışında, aynen devam ediyor. Kısacası İsrail, ve söylemleriyle, sorununu canlı tutan temel konularda herhangi bir taviz vermeye hazır olmadığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Hal böyle olunca, İsrail savaş uçaklarının, daha sonra Filistinlilere karşı kullandıkları, eğitim uçuşlarına ev sahipliği yapmak, ’yi saymazsak, herhangi bir ülkede sorun yaratırdı.  İsrail ve aynı kefede Bu nedenle, Türkiye’nin Anadolu Kartalı adlı tatbikatı ertelemesi, özellikle de Ankara’nın son diplomatlık hamleleri ışığında, gayet normaldir. İsrail’in çoluk, çocuk, kadın, yaşlı demeden, “misilleme” adı altına masum insanlara gökten ölüm yağdırması için kullandığı bir tatbikata onay vermek Türkiye için ciddi bir çelişki olurdu. İsrail geçmişte, bu gibi durumlarda, tepkisini hep ölçülü tutardı. Bunu da kuşkusuz Türkiye’nin kendisi için olan önemi nedeniyle yapardı. Fakat İsrail’den şimdi yükselen kızgın sesler bu durumun değişmekte olduğunu ve sistemik bir ayrışmaya doğru gidilebileceğini gösteriyor. Bu tabii ki ABD’nin de işine gelmiyor. İsrail’e şu sıralarda kızsa bile, ’un “Anadolu Kartalı” tatbikatının ertelenmesine gösterdiği tepki de bundan kaynaklanıyor. Kısacası ABD, İsrail’i otomatik olarak destekleme güdüsünden hâlâ vazgeçebilmiş değil. İsrail tarafının Türkiye’ye duyduğu kızgınlık sadece bu tatbikatın ertelenmesinden de kaynaklanmıyor. İşin içinde çok daha büyük bir endişe var. da, Erdoğan’ın son ABD ziyareti sırasında yaptığı konuşmalarda, İsrail’in envanterini sorgulamasından kaynaklanıyor. Nükleer silahlar konusunda İran ile aynı kefede değerlendirilmek İsraillilerin kabul edemeyecekleri bir şeydir. Nükleer programlarının uluslararası denetime tabi tutulması fikri ise korkulu rüyalarıdır.  Türkiye zararlı çıkmaz Son günlerde İsrail basınında Türkiye konusunda yazılanlar tam bir histeriye işaret ediyor. Bazıları İsrail ile lobisinin tasarılarının geçmesi için çalışmalarından, başkaları ise Türkiye ile savunma sanayii işbirliğine son verilmesinden söz ediyor. Ancak bunlar, Türkiye’nin itibar topladığı, İsrail’in ise savaş suçlusu ilan edildiği bir dönemde oluyor. Bu durumda, İsrail ile yaşanan bu krizden zararlı çıkan tarafın Türkiye olmayacağı aşikâr. İsrail’de de bunu anlayan önemli şahsiyetler var tabii. Nitekim Savunma Bakanı “Tüm iniş ve çıkışlara rağmen, Türkiye bölgemizde merkezi bir oyuncudur, bu nedenle onu eleştirme durumuna girmek uygun değildir” açıklamasında bulundu. Bu sözlere rağmen, Türkiye ile İsrail arasındaki soğukluğun, Netanyahu hükümetinin Filistin konusunda daha yapıcı bir tutum sergilemesine kadar süreceğini tahmin etmek güç değil. 595906 Gözler bu maçta Gözler bu maçta İki ekibin antrenörleri Ergin Ataman ve Tanjevic ile milli oyuncular Ender ve Ömer Onan kupayla poz verdiler.haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda ile Fenerbahçe geçtiğimiz sezonki olaylı finalin ardından ilk kez kozlarını paylaşacak Beko Ligi’nde geçtiğimiz yıl unutulmaz bir final serisine imza atan ile Fenerbahçe bu kez Cumhurbaşkanlığı Kupası için karşılaşacak. ’nda, saat 19.30’da başlayacak mücadele ’dan canlı olarak yayınlanacak. Karşılaşmada Murat Biricik, Rüştü Nuran ve Aytuğ Ekti hakem üçlüsü düdük çalacak. Dev karşılaşma öncesinde iki takımın coach ve kaptanları dün düzenlenen basın toplantısında bir araya geldi. Efes Pilsen antrenörü ve kaptan Ender Arslan, bu kupayı alarak sezona iyi başlamak istediklerini söyledi. Fenerbahçe Ülker coachu Bogdan Tanjevic ise kendileri için sezonun bu maçla başlayacağını ifade ederek, Mirsad ve Rasim’den yoksun çıkacakları müsabakada görev alacak diğer oyuncularına güvendiğini söyledi. Sarı-lacivertli ekibin kaptanı da birbirlerini çok iyi tanıyan iki takımın kazanmak için her şeylerini ortaya koyacağını vurguladı. 596570 Aksu resmen aday Aksu resmen aday Beşiktaş Kulübü'nün 2010 yılı Ocak ayında yapılacak olağan seçimli genel kurulu öncesi eski yöneticilerden Murat Aksu, kulüp başkanlığına aday olduğunu açıkladı. Murat Aksu, BJK Plaza'daki Divan Kurulu Lokali'nde düzenlediği basın toplantısında, başkan adaylığını resmen duyurdu. Beşiktaş'ın kötü yönetildiğini savunarak, mevcut başkan Yıldırım Demirören'i eleştiren Murat Aksu, ''Yapılan idari ve mali yanlışların hesabını sormak, özkaynağa dönmek, Beşiktaş'ın tahrip edilen değerlerini onarmak, unutulan geleneklerini hatırlatmak, güven ortamını kurmak, sözde değil, özde birliği sağlamak, 106 yıllık birikimimizi ve gücümüzü çağdaş bir yönetim anlayışıyla bütünleştirmek, yeni vizyonlar ve projeler ortaya koymak, yeni tesisler, araziler kazandırmak, yeni sportif başarılar kazanmak ve Beşiktaş'ı hak ettiği yere getirmek için Ocak 2010 kongresinde Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanlığı'na adayım'' dedi. 596149 Başbakan Serdar Yakup istifa etti Yakup'un, Keşmir yerel yönetim meclisinde kendisi için yapılacak güvenoylamasından önce istifa ettiği bildirildi. Keşmir Özerk Meclisinde bugün yeni başbakanı seçmek oylama yapılacak. Himalayalar'daki Keşmir bölgesi, Hindistan ile Pakistan arasında çözülmemiş bir sorun olarak gündemdeki yerini koruyor. Nüfusunun büyük çounluğu Müslüman olan ve bugün fiilen ikiye bölünmüş durumda olan Keşmir'in Pakistan'ın kontrolündeki bölge 'Azad Keşmir', Hindistan'ın kontrolündeki bölge ise 'Cammu Keşmir' olarak anılıyor. 597220 TRT Radyolarında Caz Ziyafeti TRT Radyolarında Caz Ziyafeti Yıldızların caz ziyafeti 17 Ekim Cumartesi akşamı saat 20:00'de Radyo-3'ten canlı olarak yayınlanacak. Fahir Atakoğlu birbirinden değerli caz sanatçıları ile sahne alacak. Stüdyoda yapılacak konserde Amerikalı Bas sihirbazı Anthony Jackson ile dünyanın en iyi davulcularından Kübalı Horasio "El Negro" Hernandez, Atakoğlu'na eşlik edecek. Ankaralı caz severler bu unutulmayacak konseri Ankara Radyosu stüdyolarında canlı olarak izleme şansına da sahip olacak. 595807 ASALA hortladı ASALA hortladı Türkiye Ermenistan arasındaki yakınlaşmadan rahatsız olan Ermeni terör örgütü ASALA üçüncü mücadele döneminin başladığını duyurdu İSTANBUL Ermeni terör örgütü ASALA, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollerin ardından Ermeni halkının üçüncü mücadele döneminin başladığını duyurdu. NTV'nin internet sitesinde yayınlanan habere göre, 1973 ile 1985 yılları arasında 47 Türk diplomatın öldürülmesinden sorumlu tutulan ASALA yayımladığı bir bildiride, Ermenistan'ın yönetim şeklinin değişmesi gerektiğini vurguladı. ASALA örgütü, Ermenistan'ın bugünkü durumunu modern kölelik olarak nitelerken ülkenin Avrupa temelli demokrasiden bağımsız bir devlet yapısına kavuşması gerektiğini söyledi. Ermeni terör örgütü ASALA bildirisinde, “Ermeni halkı topyekün savunma mekanizmasını gözden geçirmelidir” denildi. Örgüt Türkiye ile yapılan protokollerin Ermeni halkı açısından olumsuz yönlerinin daha çok olduğunu iddia etti. Bildiride, “Ermeni halkı için üçüncü mücadele döneminin başladığını resmen duyurabiliriz” denildi. 596593 13:16 Galatasaraylı taraftarlara ayrılan biletler satışta.. Galatasaraylı taraftarlara ayrılan biletler satışta..  Turkcell Süper Lig’in 10. haftasında oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde, sarı-kırmızılı taraftarlar için ayrılan biletler, satışa sunuldu. Ali Sami Yen Stadı gişelerinde saat 10.00’dan itibaren satışına başlanan biletlere, sarı-kırmızılı taraftarlar yoğun ilgi gösterdi. Taraftarlar, bilet alabilmek için çok erken saatlerden itibaren gişelerde kuyruğa girerken, nüfus cüzdanı fotokopisi karşılığında bir kişinin sadece bir bilet almasına izin verildi. Bu arada polis ve özel güvenlik birimleri, bilet satışı sırasında gişe önünde ve çevresinde geniş önlemler alarak, yaşanabilecek olumsuzlukları engelledi. Öte yandan Galatasaraylı yöneticiler Haldun Üstünel ve Murat Yalçındağ, bilet satışı sırasında taraftarların yanına gelerek, onlarla bir süre sohbet ettiler. 595818 Son filmini içerden yönetiyor Son filmini içerden yönetiyor ABD'de 1977'de 13 yaşında bir kız çocuğuna tecavüz suçlamasıyla İsviçre'de tutuklanan yönetmen Roman Polanski, son filmini cezaevindeki hücresinden yönetecek. Polanski “The Ghost” (hayalet) adlı filmi Şubattaki Berlin Film Festivali'ne yetiştirmeye çalışıyor. Filminin senaryosunu yazan Robert Harris, filmin çekime hazır olduğunu söyledi. 595690 Garipoğlu ifadesinde testereyi ‘hatırlamadı’ Garipoğlu ifadesinde testereyi ‘hatırlamadı’ İstanbul Garipoğlu’nun savcıların soruları karşısında terlediği öğrenildi.haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda savcılara verdiği ek ifadesinde cinayetinde kullandığı testereyle ilgili sorulara ‘Hatırlamıyorum’ yanıtını verdi cinayetinin katil zanlısı savcılara ek ifade verdi. Savcılar, Garipoğlu’na okul yıllarını ve Karabulut’un kafasını kesmek için kullandığı testereyle ilgili ayrıntıları sordu. Testereyle ilgili detayları hatırlamadığını söyleyen Garipoğlu, ifadesinin alınmasının ardından kemik yaşının tespit edilmesi için ’na sevk edildi. Çocuk ’nden dün sabah Sirkeci’deki Çocuk Mahkemeleri’ne getirilen Garipoğlu, avukatlarının katılımıyla soruşturmayı yürüten savcılar Mustafa Öztürk ve Faruk Erşen Yılmaz’a ifade verdi. Psikologların da katıldığı ifadesi sırasında Garipoğlu’na okula ne zaman başladığı ve okul yıllarıyla ilgili sorular soruldu.  Susma hakkını kullandı Geçmişiyle ilgili soruları yanıtlayan Garipoğlu, Münevver Karabulut’un kafasını gövdesinden ayırmak için kullandığı testereyle ilgili sorulara ise “Hatırlamıyorum” demekle yetindi. Savcılar, Garipoğlu’ndan nalburdan aldığı testereyi koyduğu poşetin rengini de öğrenemedi. Garipoğlu, bazı sorularda ise susma hakkını kullandı. Sorular karşısında terlediği öğrenilen Garipoğlu’na olay anı da anlattırıldı. Garipoğlu bu konudaki eski ifadelerini yineledi.  Kemik yaşı tespit edilecek Garipoğlu, ek ifadesinin ardından kemik yaşının kesin tespiti için Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi. Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından verilen raporda, Garipoğlu’nun 18 yaşın altında olduğu belirtilmişti. Garipoğlu’nun avukatı Aytekin Kaya, dosyası üzerindeki gizlilik kararının devam ettiğini belirterek, müvekkilinin ifadesiyle ilgili bir açıklama yapamayacağını söyledi. Garipoğlu, Adli Tıp Kurumu’nda yaklaşık 40 dakika süren işlemlerinin ardından yeniden Maltepe Çocuk Cezaevi’ne götürüldü. 596253 Ankara'da domuz gribi Ankara'da domuz gribi Ankara Valisi Kemal Önal, bugün yaptığı açıklamada, domuz gribinin görüldüğü Özel Bilkent İlköğretim Okulu'nda vaka sayısının olduğunu açıkladı. Ankara Valisi Kemal Önal, Bilkent'te bir özel okulda görülen domuz gribi vakası ile ilgili 59 öğrenci velisinin evinde sağlık görevlilerinin inceleme yaptığını söyledi. Önal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı Esenboğa Havalimanı'nda Irak'a yolcu ettikten sonra basın mensuplarının özel bir okulda görülen domuz gribi ile ilgili sorularını cevapladı. Önal, vakanın 8'i okuldan birisi dışardan olmak üzere kişide görüldüğünü ve bu kişilerin tedavisinin devam ettiğni belirterek, gribin yayılmamasını önlemek için çalışmaların devam ettiğini kaydetti. Önal, ilk etapta 59 öğrenci ailesinin sağlık görevlileri tarafından ziyaret edildiğini, ama olumsuz bir duruma rastlanmadığını kaydetti. 596830 Danimarkalı yönetmen Bille August Antalya'da 46. Uluslararası Antalya Portakal Film Festivali'nin onur konuklarından olan August, Dedeman Oteli'nde basın toplantısı düzenledi. Sinemaseverlerin, "Ruhlar Evi", "Sefiller", "Goodbye Bafana" gibi filmlerle tanıdığı iki Palmiye ve en iyi yabancı film dalında bir sahibi yönetmen, fotoğraf sanatçısıyken sinemanın ilgisini çektiğini ve sektöre sanat yönetmeni olarak başladığını anlattı. 14 filmin görüntü yönetmenliğini üstlendiğini dile getiren August, "Daha sonra senaryo yazarak Danimarka Film Enstitüsü'ne götürdüm ve onlar ilk filmimi yapmama olanak sağladılar" dedi. Kendi kuşağını anlattı Ses getiren en önemli iki filmi "Zappa" ve "Twist and Shout"ın kendi kuşağını anlattığını vurgulayan August, şunları söyledi: "60'lar ve 70'lerin başları tüketim alışkanlığının hızla ilerlediği yıllardı. Bu metaryalizm, ailelere çocuklarıyla ilgilenmeyi unutturuyordu. Herkes yeni buzdolabı alma peşindeydi. Bu unutulan kuşağın hikayesinden yola çıktım. Bu filmleri yaparken beni motive eden sorumluluk duygusuydu. Karşılaştığım gerçekler bana 'bunu yapmak zorundasın' duygusu verir. Palmiye ve En İyi Yabancı Film ödüllü edebiyat uyarlaması Fatih Pelle'den sonra hayatım tümüyle değiştirdi. Ona kadar gayet masum ve özgürce çalışıyordum. Birden kazanmış bir yönetmen olarak farklı konumda buldum kendimi. Bir baba ve oğul arasındaki sevgiyi anlatan Fatih Pelle'yi yıllar önce okumuş ve çok sevmiştim. Kariyerime başlarken kendimi bunu yapmaya hazır hissetmedim. filmden sonra 'evet, atık hazırım' dedim. Fatih Pelle'nin başarısının ardından Ingmar Bergman'dan bir telefon aldım. 'Filmi kere izledim ve yazdığım senaryoyu senin çekmeni istiyorum" dedi. Kendi ailesini anlatan 'İyi Niyetler' filmi çekilirken işime hiç karışmadı. Bu filmle 'nde ikinci Palmiye'yi kazandım. Bergman da bu filmden kısa bir süre sonra aramızdan ayrıldı." Ruhlar Evi ve starları kazandıktan sonra 'den çok sayıda teklif aldığını ancak bunları kabul etmediğini belirten August, Isabella Allende'nın "Ruhlar Evi" kitabının sinemaya uyarlanması için gelen teklife hayır diyemediğini ve ile tanıştığını söyledi. Filmin yapılacağının duyulmasıyla birlikte 'nin tüm ünlü oyuncularının filmde oynamak için başvurduğunu dile getiren August, "Bir yönetmen için müthiş bir şeydi" dedi. Filmde, Meryl Streep, Jeremy Irons, Vanessa Redgrave ve birçok ünlü yıldızın oynadığını vurgulayan August, yaşadıklarını şöyle anlattı: "İlk kez İngilizce bir film çekiyordum. Bu kadar ünlünün olduğu bir filmi çekmek hiç kolay değildi. Bazı gerilimler oluyordu ama problemler çözüldü. Ünlü yıldızlarla çalışınca bu ego çatışmaları arasında uzlaşma bulunmak için her gün bir tane fedakarlıkta bulunmasınız. Yani 70 günlük çekim sırsında 70 fedakarlıkta bulunuyorsunuz. Filmimi izlerken bu fedakarlıkları gördüm." Oyuncu ve yönetmen arasındaki ilişkinin temelinin güven olduğunu dile getiren August, filmlerinde, rolüne ilişkin aynı duygulara sahip olduğu hissini yakaladığı oyuncularla çalıştığını ifade etti. Mali kriz bağımsız sinemayı etkiledi Küresel mali krizin sinema sektörünü olumsuz etkilediğini dile getiren August, "Mali krizle birlikte bağımsız sinema Avrupa'da ciddi sorunla karşı karşıya kaldı. Sinemaya destek veren kuruluşların verdiği fonlar kesildi. Ciddi bir kriz ortaya çıktı. Sinemaya destek veren bankalarda iflas yaşanınca dağıtımcılar filmleri dağıtamaz oldu ve battı" dedi. Danimarka'da da benzer sorunlar yaşadıklarını anlatan August, devlet desteğinde azalma yaşanmasa da sinemaya destek veren özel fonların kesilmesinin özellikle yapım ve dağıtım aşamasında sektöre zarar verdiğini kaydetti. August, şöyle devam etti: "Danimarka'da devlet dağıtımcılarla sözleşme yapılan filmlerin bütçelerinin yüzde 60-70'ini karşılıyor. Bizim sıkıntımız diğer ülkelerin filmlerini izleyememek. Danimarka filmleri pazarın yüzde 40'ına hakim ama dağıtımcılar İngilizce olmayan filmleri getirmiyor. Daha önceleri biz orada diğer ülkelerin filmlerini izleme şansına sahiptik. Ama dağıtımcılar İngilizce konuşmayan filmleri almamaya başladılar. Çok acıklı ama kimse İngilizce konuşmayan filmleri izlemek istemiyor." August, yine bir edebiyat uyarlaması olan "Günlük" filmini çekeceğini söyledi. Filmin 1917 yılında 1. Dünya Savaşı sırasında geçtiğini dile getiren August, filmin bütçesinin 16 milyon olduğunu kaydetti. Filmde, Kanada'nın Atlantik kıyısından geçmek isteyen ancak Alman gemilerinin tacizine uğrayan iki geminin çarpışması ve beraberinde gelişen aşk hikayesinin anlatıldığını dile getiren August, filmin Danimarka-Kanada- ortak yapımı olduğunu sözlerine ekledi. 596286 Pakistan'da ölü sayısı 18'e yükseldi Lahor Emniyet Müdürü Pervez Ratore, kentin hemen dışındaki Manavan polis akademisine düzenlenen saldırıda polis memuru ile militanın öldüğünü söyledi. Rathore, silahlı kişilerden birinin tesis içinde polis tarafından öldürüldüğünü, diğer üç saldırganın ise kendilerini havaya uçurduğunu belirtti. Manavan akademisine düzenlenen saldırıda teröristlerin binaya girdiği, el bombaları ve üzerlerindeki intihar amaçlı bombalarla saldırdığı, çatışmanın yaklaşık saat sürdüğü kaydedildi. Bu sabah hedef alınan yerlerden federal soruşturma ajansı FIA'nın binasındaki saldırıda da 4'ü kamu görevlisi, 2'si militan kişi hayatını kaybetmişti. Yaklaşık 1,5 saat süren bu çatışmanın ardından durumu kontrol altına alan polis, öldürülen saldırganların birinin üzerinde intihar saldırısı amaçlı patlayıcılar olduğunu belirtti. Eş zamanlı olarak saldırı düzenlenen yerlerden Lahor dışındaki Bedian'da havaalanı yakınlarında bulunan polis komando eğitim merkezinde de polisin hayatını kaybettiği bildirildi. Bu arada, Pakistan İçişleri Bakanı Rahman Malik, Lahor ve Kohat'ta düzenlenen saldırıların ardından yaptığı açıklamada, saldırıların hükümeti terörle mücadeleden caydıramayacağını söyledi. Malik ayrıca, "Düşman gerilla savaşına başladı" ifadesini kullandı. Pakistan'ın kuzeybatısındaki Kohat'ta da bu sabah bir karakolu hedef alan intihar saldırısında ilk bilgilere göre 10 kişi hayatını kaybetmişti. 596895 Parmakları koptu Parmakları koptu Muğla'nın Fethiye ilçesinde üzerine televizyon düşen ve sağ el parmakları kopan bir yaşındaki kız çocuğu ambulansla Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevkedildi. Erdoğan CANKUŞ FETHİYE (AHT) Tayfun- Rukiye Şahin çiftinin bir yaşındaki kızı Azra Şahin, Taşkaya Mahallesi'ndeki evlerinde annesinin odada olmadığı sırada teevizyon sehpasına dokundu. Televizyonun cam sehpa ile birlikte üzerine düşmesi ile çığlık atan kızını ezilmekten kurtaran anne Rukiye Şahin, Azra'nın sağ elindeki iki parmağın koptuğunu gördü. İki parmağı da bir buz haznesine koyan Şahin, kızını hemen Fethiye Devlet Hastanesi'ne götürdü. Azra, ilk tedavisinin ardından Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevkedildi. 595866 125. yılında 35 bin anneyi eğitecek Türkiye'de yıldan bu yana, AÇEV ile sürdürdüğü işbirliği kapsamında 22 bin anne ve çocuğun eğitimine katkıda bulunan perakende devi, 125. yıl kutlamaları kapsamında ay içerisinde 13 bin anne ve çocuğa daha eğitim desteği vermeyi hedefliyor. 596550 DTP'nin oturma eylemi başladı DTP'nin oturma eylemi başladı DTP tarafından terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın yol haritasının açıklanması için Diyarbakır'da planladığı oturma eylemi başladı. DİYARBAKIR (İHA) Diyarbakır'da Demokratik Toplum Partisi (DTP) terörist başı Abdullah Öcalan'ın yol haritasının açıklanması için oturma eylemi başlattı. Dağkapı Meydanı'nda yapılan eylemde alanda bulunan Atatürk büstünün zarar görmemesi için emniyet güçleri büstü kordonunun dışında bıraktı. İmralı Cezaevi'nde tutuklu bulunan ve Kürt sorununun çözümü için yol haritası hazırladığı bildirilen PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın yol haritasının avukatları aracılığı ile açıklanması için DTP Diyarbakır İl Örgütü bir oturma eylemi gerçekleştirdi. Dağkapı Meydanı'nda başlayan eylem akşam saat 17.00'ye kadar sürecek. Bu arada meydanda bulunan Atatürk büstüne zarar gelmemesi emniyet güçleri büstü polis kordonu ile korumaya aldı. DTP'liler eylemde yanlarında getirdikleri kilimlerde otururken, polis çevrede geniş güvenlik önlemleri aldı. 597020 LPG'li araç caddede böyle patladı İZLE Ankara'nın en işlek caddesinde sabah saatlerinde alev alan LPG araç büyük bir gürültü ile patladı. Patlamanın şiddeti ile otomobilin ön kaputu metrelerce öteye fırlarken, çevrede panik yaşandı. Otomobilin seyir halindeki araçlar yanından geçerken patlamaması büyük bir faciayı önledi. Yaşananlar amatör bir kamera tarafından saniye saniye görüntülendi. Çankaya Dikmen Caddesi'nde meydana gelen olay, vatandaşların işe yetişme telaşı yaşadığı sabah saatlerinde oldu. Trafikte seyir halindeki LPG'li bir otomobil bir anda alev aldı. Otomobilde bulunan kişi son anda kendini dışarı atarken araç adeta ateş topuna dönüştü. Araç alev alev yanarken trafik akışı ise devam etti. Uzun süre yanmaya devam eden araçta zaman zaman patlamalar meydana geldi. Çok sayıda araç hiçbir şey yokmuşçasına alevler içindeki otomobilin yanından geçip gitti. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen itfaiyeye ait bir su tankeri yolu kapatarak trafik akışını engelledi. İtfaiye ekiplerinin yanan araca müdahale etmeye hazırlandığı sırada büyük bir patlama meydana geldi. Patlamanın şiddeti ile otomobilin ön kaputu metrelerce öteye fırlarken, çevredekiler büyük panik yaşadı. Patlamanın ardından yangın, itfaiyenin müdahalesi ile söndürüldü. 596909 UEFA: "Barış için futbol!" Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA), Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve UEFA Başkanı Michel Platini'nin, Türkiye-Ermenistan maçını birlikte izlemesini, ''Barış İçin Futbol-Bursa'da Başkan'' başlıklı haberiyle manşetten duyurdu. UEFA'nın internet sitesinde, Türkiye'nin 2010 Dünya Kupası elemelerinde Ermenistan'ı 2-0 yendiği maça, ülkenin cumhurbaşkanının yanı sıra, UEFA Başkanı Platini'nin de katıldığını anlatan bir haber yer aldı. ''Platini, Bursa'da iki ülke için de tarihi önemi olan Türkiye-Ermenistan maçına katıldı'' denilen haberde, geçen hafta İsviçre'de Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişkilerin başlaması ve sınır kapılarının açılmasını öngören protokolün imzalanmasına atıf yapıldı. Platini'nin, maçı Gül ve Sarkisyan ile birlikte izlediği ifade edilirken, UEFA Başkanı Şenes Erzik, Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ve Ermenistan Futbol Federasyonu Başkanı Ruben Hayrapetyan'ın da protokol tribününde yer aldığı kaydedildi. Türkiye'nin Ermenistan ile geçen yıl Eylül ayında Erivan'da yaptığı maça da yer verilen haberde, ''Tarihi bir an olarak görülen, iki ülke cumhurbaşkanının maçta el sıkışması, sporun, insanları biraraya getiren önemli bir araç olduğunu gösterdi'' ifadeleri kullanıldı. 597199 Irak'a Türk çıkarması Irak'a Türk çıkarması Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin başkanlar düzeyindeki toplantısına katılmak üzere Irak'a gelen bakanların ortak görüşmesinin ardından Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari basın toplantısı düzenledi. Görüşmelerde, 17- 18 Eylül tarihlerinde İstanbul'da düzenlenen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Birinci Bakanlar Toplantısı'nda anlaşmaya varılan bakanlar arasında 40'ın üzerinde mutabakat muhtırası imzalanırken, anlaşmanın sembolik olarak Başbakanların huzurunda imzalanacağı belirtildi. İki ülke arasındaki stratejik işbirliğine değinen Davutoğlu, "Bir ay önce İstanbul'da bakanlar kurulu olarak bir araya geldik. Orada bir İstanbul ruhu ortaya çıkmıştı. Şimdi ruh Bağdat ruhu ile birleşti. Bu ruhun temeli iki ülkenin edebi kardeşliğidir. Biz bakanlar bu ebedi kardeşliğin hizmetkarıyız. Bu adımlar iki ülkenin geleceğinin güzel habercileridir" dedi. "Geleceği birlikte inşa edeceğiz" ifadesini kullanan Davutoğlu, Türkiye ve Irak arasındaki işbirliği için atılan adımlara değindi. Irak ve Türkiye arasındaki su kullanımı konusunda, bu konunun "ortak bir kader" olduğunu ifade eden Davutoğlu "Su konusu, ortak kaderimiz olan konularından birisi. Bu sebeple bu konuya işbirliği alanı olarak bakıyoruz. Türkiye elindeki bütün imkanları Iraklı kardeşleri ile paylaşacağını göstermiştir. Su miktarını kendi kaynaklarımızı kullanarak 550 metreküpe çıkardık. Su yönetimi konusunda işbirliği anlaşması yaptık" diye konuştu. ERDOĞAN: ''IRAK'IN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE SAYGI DUYULMALI'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kerkük bir etnik unsura teslim edilemez, edilmemelidir, bir mezhebi unsura da teslim edilmemelidir'' dedi. Erdoğan, Irak Ulusal Meclisi Binası'nda Irak Ulusal Meclis Başkanı Ayad El Samarrayi tarafından kabulünde yaptığı konuşmada, Irak'ta bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek şöyle konuştu: ''Ay sonunda bir Parlamenter heyeti ülkemize gelecek. İnanıyorum ki aramızdaki güç birliği açısından da anlamlı olacak. Bugünkü ziyaretimiz çok anlamlı ve önemli. Ayak bastığımız andan itibaren, gerek Başbakan Maliki gerekse Cumhurbaşkanı yardımcılarının, bize gösterdikleri ev sahipliğine teşekkür ediyorum. Şartlarınızı biliyorum. Temmuz 2008'de geldiğimiz gün ile bugünü kıyasladığımızda bir değişimin başladığını da gördük. Temennim şudur ki; bu değişim inşallah süratle gerçekleşir ve Irak geçmişteki günlerine kavuşur. Bir komşu ülke olarak, aynı değerleri paylaşan bir ülke olarak, akrabalık ilişkilerinin güçlü olduğu bir ülke olarak bizler üzerimize ne düşüyorsa bunun yapmaya hazır olduğumuzu her zaman her yerde söyledik. Bugün yanımda bakanımla geldim, milletvekili arkadaşlarım var, bürokrat, teknokrat ve 50 kadar iş adamıyla geldik. Arkadaşlarımız birbirleriyle görüşmelerini yapıyorlar.'' ''MİLYONU AŞKIN İNSANINI KAYBETTİ'' Başbakan Erdoğan, ilk defa bir model üstünde olduklarını belirterek, şöyle devam etti: ''44 mutabakat muhtırası bugün imzalanacak. Eğitim, sağlık, tarım, enerji, alt ve üst yapı gibi pek çok anlaşma imzalanacak. Ve bütün bunlarla birlikte şüphesiz ki Irak'ın kalkınması çok daha hızlanacaktır. Bütün bunların görüşüldüğü süreç anlamlı bir döneme rastladı. Irak'ta yapılacak seçimde aday olan partilerin, ön koalisyon çalışmaları bitmiş olacak. 16 Ocak'ta da seçimler yapılacak. Tabi biz bu genel seçimlerin Irak için hayırlı olmasını temennisinde bulunuyoruz. Irak'ın birliğine, beraberliğine, vesile olmasını temenni ediyoruz. Irak'ın kendi içindeki birlik ve beraberliği bizim için çok önemlidir. Siz güç kazandıkça biz buna seviniriz. Birliğiniz, beraberliğiniz arttığı sürece biz buna seviniriz. Irak özellikle son yıl içerisinde çok büyük kan kaybetti. Milyonu aşkın insanını kaybetti.'' Yakın bir komşusu olarak Türkiye'nin, Irak'a her şeyiyle her türlü desteği vermeye hazır olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''El ele omuz omuza vereceğiz inşallah bu süreçte Irak'ın yeniden ayağa kalkmasını sağlayacağız. Ben bugünkü anlaşmayı aynı zamanda bunun ön adımı olarak görüyorum. Kerkük konusuna değinmek istiyorum. Kerkük konusundaki samimi gayretlerinizi biliyorum. Ve Kerkük bir özel statüye kavuşturulmalıdır diye düşünüyorum. Ve Kerkük tüm Iraklıların olmalıdır. Kerkük bir etnik unsura teslim edilemez, edilmemelidir. Bir mezhebi unsura da teslim edilmemelidir. Ki aksi takdirde Irak'ın geneli için orası bir sıkıntı kaynağı olacaktır. Bunu kardeş bir ülkenin Başbakanı olarak hatırlatmayı kendime görev telakki ediyorum. Bu seçimlerde isteriz ki etnik unsurların mezhebi unsurların birbiriyle kaynaşabildiği bir süreç ve demokratik bir ortam olsun. Zor gibi görülüyor ama bunun başarılması lazım. Etnik, mezhebi çatışmaların olmadığı bir Irak... Irak'ın toprak bütünlüğüne saygı duyulmalı, milli birliğine saygı duyulmalıdır. Bunun yanında tabi ki terör noktasında bizim de bir sıkıntımız var ve bu konuda da merkezi yönetimin bize bugün kadar vermiş olduğu desteğe ayrıca teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki bundan sonraki süreçte de dayanışmamız devam edecektir. Bu arada atacağımız bu ciddi adımlarla birlikte inşallah, gerek Musul'da gerekse Basra da açtığımız başkonsoloslukların, henüz resmi açılışını yapmadık ama buna ilave olarak Erbil'de de bir başkonsolosluk açmanın adımlarını, altyapısını oluşturuyoruz. Bunlar, aramızdaki bağları güçlendirirken, atacağımız adımları da çok daha kolaylaştıracaktır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kerkük'te bütün Irak halkının hakkı vardır, Kerkük Iraklılarındır, Irak'ın olmalıdır'' dedi. Başbakan Erdoğan, ''Eğer bunu sadece Kerkük'te yaşayanlara bırakacak olursanız, yarın bir başka sorunla karşı karşıya kalırsanız, içeride çok daha büyük bedellerle karşı karşıya kalırsınız'' diye konuştu. Erdoğan'ın, Irak Ulusal Meclis Başkanı Ayad El Samarrayi tarafından kabul edilmesinin ardından, Irak Ulusal Meclisindeki bazı komisyonların başkanları ile bazı parlamenterler söz aldı. Başbakan Erdoğan'ın Irak ziyaretinin önemli bir ziyaret olduğuna dikkat çekilirken, ziyaretin başta iki ülke ilişkilerinin gelişmesine katkı sağlayacağı belirtildi. Bazı parlamenterler konuşmalarında su sorununa, bazıları da Kerkük ve terör sorunlarına değindi. Hadi Amari adlı parlamenter, Başbakan Erdoğan'a ''Filistin ve Gazze konusundaki tavrınızdan dolayı teşekkür ederiz cesur tavrınızın kalbimizde, gönlümüzde her zaman etkisi var. Bu arada meclisinizden geçen sınır ötesi harekata izin veren tezkereyi yadırgıyoruz. Bu sorunun TSK tarafından değil sağlam ilişkilerle çözüleceğine inanıyoruz'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, Irak'lı parlamenterlerin değerlendirmelerinin ardından tekrar söz aldı ve parlamenterlerin gündeme getirdiği sorunlara yanıt verdi. Su konusunda Irak'ın güneyinin bir sıkıntısı olduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, son yılda Türkiye'nin fedakarlık yaparak, saniyede 500 metreküp suyun akışına izin verdiğini söyledi. Bu konuda Irak, Türkiye ve Suriye'nin 3'lü heyet oluşturduğunu kaydeden Erdoğan, Türkiye'den saniyede 517 ile 622 metreküp, ortalama olarak da 550 metreküp suyun Irak'a verildiğini dile getirdi. Atatürk Barajı'ndaki su seviyesinin yüzde 10 seviyelerine düştüğünü hatırlatan Erdoğan, verilen sözü tutmak için Türkiye'nin su konusunda fedakarlık yaptığını söyledi. Erdoğan şunları söyledi: ''Gelirken uçakta şunu gördük: Dicle maşallah iyi akıyor. Basra'da, Dicle ve Fırat'ın birleştiği yer 60 km. Eğer burada tedbirler iyi alınırsa aslında Güney Irak'ın birçok sorununu çözmek mümkün. Açık kanaatlerle suların aktığını gördük. Bunların kapalı sisteme geçilmesi... Çünkü suyun üçte biri buharlaşma ile gidiyor. Bir insanın yıllık su ihtiyacı 10 bin metreküptür. Türkiye'nin şu andaki mevcut durumu bin 700 civarındadır. Bütün imkanlarımız devreye giriğinde bin metreküpe ulaşacak'' diye konuştu. KERKÜK SİZİN İÇ SORUNUNUZDUR Konuşmasında, ''demokratik açılım'' konusunda atılan adımlara da değinen Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bu bizim ülkemizdeki Kürt kökenli kardeşlerimize, vatandaşlarımıza yönelik attığımız bir adım değildir, birinci derecede terör soruna karşı attığımız bir adımdır. Bütün etnik unsurların sorunları var, Kürt kardeşlerimizin, Laz'ın, Arnavut'un, hepsinin sorunları var. Şimdi Irak'ta Arapların, Kürtlerin, Türkmenlerin, Sünnilerin, Şiilerin sorunları yok mu? Diğer grupların sorunu yok mu? Genel olarak söylüyorum: Bunların hepsi sorun alanlarıdır. Bu sorun alanlarına karşı, demokratik açılımla bunları en aza indirmenin gayreti içindeyiz. Bir kardeşiniz olarak şunları söylemek durumundayım: Kerkük sizin iç sorununuzdur. Kerkük'ün sorunları, Irak'ın sorunlarını çözdüğünüz gibi onu da bugüne kadar çözseydiniz, samimiyetle söylemek durumundayım, öyle sorunlar olur ki kardeşler devreye girer ve oradaki sorunların çözümünde size yardımcı olur. Biz size ortak bir tespiti söyledik. Dedik ki 'Kerkük'te bütün Irak halkının hakkı vardır, Kerkük Iraklılarındır, Irak'ın olmalıdır. Eğer bunu sadece Kerkük'te yaşayanlara bırakacak olursanız, yarın bir başka sorunla karşı karşıya kalırsanız. İçeride çok daha büyük bedellerle karşı karşıya kalırsınız'. Biz bunu bugünden görür gibiyiz. Biz Irak vatandaşı değiliz ama Irak'ı yaşıyoruz. Çünkü sizlerle ortak tarihi paylaştık paylaşıyoruz. Bunu bir kardeşlik düşüncesi olarak söylüyorum.'' TSK'ya sınır ötesi harekata izin veren tezkereye de değinen Erdoğan, Irak merkezi yönetimiyle mutabık kalarak bugüne kadar bu adımları attıklarını ifade etti. ABD'de, 2007 yılında ''PKK terör örgütü ABD'nin, Türkiye'nin, Irak'ın düşmanıdır'' diye ilan ettiklerini anımsatan Başbakan Erdoğan, ''Hiçbir zaman TSK, harekatlarında bir sivil nokta vurmamıştır. Terör örgütünün yerleşkesi durumunda olan noktalara saldırıda bulunmuştur ama düşünün ki Irak'tan eğer benim ülkeme geçiş yapıyor da terör örgütü benim ülkemde köyleri basıyorsa buna sizin anlayış göstermemeniz lazım ve ''Bu tezkerenin geçmesini kınıyoruz' ifadesini doğrusu ben de kınıyorum. Teröre karşı ortak mücadele vermemiz lazım. Eğer terörün kökünü kazıyamazsak yarın terör bugün onu savunanları vurur. 'Benim teröristim iyi,seninki kötü' mantığı olmaz. Terörün dini, ırkı, vatanı da olmaz. Kaldı ki zaten sizler terörle, teröristle baş başa çok yaşadınız. Kaldı ki Irak adeta terör örgütlerinin, teröristlerin antrenman sahasına dönmüştür. Hala da burayı tam terk etmiş değillerdir. Bunları göreceğiz, ortak tedbir alacağız, temizleyeceğiz. Siz de biz de huzur bulacağız. Biz ne Irak'ın ne de Irak halkının mağduriyetine asla göz yummayız, müsaade etmeyiz.'' 595795 SGK denetimleri ağırlaştırıyor SGK denetimleri ağırlaştırıyor Bakan Dinçer'in talimatıyla SGK müfettişleri turizm, tarım ve inşaat sektörlerine odaklanacak, taşeron uygulamalarına öncelik verecek. Ayrıca ilaç ve harcamalarını kontrol altına alınacak. Bakan Dinçer, ayrıca emekli maaşlarındaki adaletsizliğin giderileceğini açıkladı. ANKARA (A.A) Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) müfettişleri, denetimlerde inşaat, turizm ve tarım gibi sektörlere odaklanacak, alt işveren (taşeron) uygulamalarına öncelik verecek, ilaç ve harcamalarının kontrol edilmesine özen gösterecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, bakanlığın üst düzey bürokratları ve Sosyal Güvenlik Kurumu il müdürlerinin ardından, modern kamu yönetim sisteminin temelini oluşturan vatandaş odaklı hizmet için yapılması gerekenler konusunda biraraya geldiği SGK müfettişlerine de talimatlar verdi. ODAKLANACAK SEKTÖRLER Mevcut imkanlarla işletmeleri teker teker denetlemenin mümkün olmadığına dikkat çeken Dinçer, müfettişlere turizm, tarım ve inşaat sektörlerine odaklanılması, taşeron uygulamalarına öncelik verilmesi, ilaç ve sağlık harcamalarının kontrol edilmesine özen gösterilmesi talimatı verdi. Dinçer ayrıca, denetimlerde müfettişlerin takınacağı tutumun da son derece önemli olduğunu vurguladı. 596129 Onlar benim evlatlarım ayrılmak çok zor geliyor Sözlerine, "İnsan, evlatlarından ayrılırken duygusal olabiliyor." diyerek başlayan Fatih Terim, şöyle devam etti: "Bize sonsuz sevinçler yaşatan futbolcularıma teşekkür ediyorum. Fiorentina dışında ben, tüm başarılarımı Türk futbolcularımla kazandım. Onların başarılarıyla gurur duyacağım. sene zarfında benimle çalışan hocalarıma teşekkür ediyorum. Müfit Erkasap, Oğuz Çetin, Metin Tekin ve çalışma arkadaşlarım teşekkürü hak ediyor." şeklinde konuştu. Bursa seyircisine ayrı bir paragraf açan tecrübeli hoca, "Milli Takım'ı çok güzel desteklediler. Başta Federasyon Başkanımız Mahmut Özgener olmak üzere herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Pazartesi günü esas vedamızı yapacağız. Tüm soruları cevaplayarak güzel bir veda ile ayrılacağım." ifadelerini kullandı. UEFA Başkanı Michel Platini'nin soyunma odasına kadar geldiğine işaret eden Fatih Terim, Başbakan Erdoğan'ın da dün kendisini aradığını kaydetti. Düne kadar maç sonunda soyunma odasında hiç konuşmadığını belirten Fatih Terim, şöyle devam etti: "Onlardan, haklarını helal etmelerini istedim. Tüm çalışanlardan bunu istedim. Ben onları bir evlat, kardeş gibi ailemden biri olarak gördüm. Ömrüm boyunca da telefonun bir ucunda olduğumu ve her zaman yardıma koşacağımı söyledim." Terim, kulübeden çıkmamasına da açıklık getirdi: "2-3 defa çıktım. Çünkü ben de veda ettim. Ben hep dışarıda olurdum ama veda ettim. İnsan sevdiklerinden kolay ayrılamaz. Onlar çocuklarım. İlk defa forma verdiğim isimler var. Bu takım sene, elde ettiği başarılarla insanları evlerine sokmadı. Onlardan ayrılmak benim için hiç kolay olmuyor." Hatalarının olabileceğini ifade eden Terim, "Bin defa dünyaya gelsem bin defa Fatih Terim olurdum. Fatih Terim'in hatalarını bin defa yapardım." diye konuştu. Türk futbolunun hizmetinde olacağını vurgulayan Terim, dışarıda çalışmak istediğine işaret etti. 595920 Kemik yaşına Adlî Tıp karar verecek Hastanenin verdiği raporda zanlının olay tarihi itibarıyla 18 yaşından küçük olduğu belirtilmişti. Soruşturmayı yürüten savcıların, Adli Tıp'a sevk işlemlerinin tamamlanmasının ardından C.G.'nin ek ifadesine başvurduğu öğrenildi. Katil zanlısı C.G., tutuklu bulunduğu Maltepe Cezaevi'nden ring aracıyla dün sabah saatlerinde Gülhane'deki İstanbul Çocuk Mahkemeleri'ne götürüldü. Yoğun güvenlik önlemleri altında binaya alınan zanlı, içeride yaklaşık 2,5 saat kaldı. C.G., işlemlerinin tamamlanmasının ardından yoğun güvenlik önlemleri altında kemik yaşının tespiti için Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. C.G., yaklaşık 40 dakika süren muayenenin ardından Maltepe Cezaevi'ne götürüldü. C.G.'nin avukatı Aytekin Kaya, müvekkilinin Adli Tıp Kurumu'na sevk işlemleri bittikten sonra soruşturmayı yürüten iki savcı tarafından ek ifadesine başvurulduğunu söyledi. Kaya, savcıların müdahil avukatı tarafından savcılığa verilen dilekçe üzerine eksik gördükleri kısımları C.G.'ye sorduklarını belirtti. 597305 İran'daki kazada 10 kişi öldü Polis yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Yezd eyaletinde yolcu otobüsü ve kamyonun çarpışması sonucu otobüsteki yolculardan 10'u yaşamını yitirirken, 13 kişi de yaralandı. İran, ölümlü trafik kazalarında 190 ülke arasında bir Batı Afrika ülkesi olan Sierra Leone'nin ardından 2. sırada yer alıyor. Yılda yaklaşık 30 bin kişinin trafiğe kurban verildiği ülkede, binlerce kişi de yaralanıyor ya da sakat kalıyor. İran'da araç sayısı esas alınarak yapılan hesaplamaya göre her 10 bin araçta 23 kişi trafik kazalarında ölüyor. Gelişmiş ülkelerde ortalama her 1000 kişiden 3'ünün trafik kazasında yaşamını yitirdiği, bu oranın İran'da ise 22 olduğu kaydedildi. 596116 Bilişim sektörü, nitelikli personel arıyor Elektronik perakendecisi İstanbul Bilişim'in genel müdürü Özgür Güleç, ekonomik krize rağmen nitelikli personel alımına devam ettiklerini söyledi. Başta Ankara'da olmak üzere çeşitli illerde şube sayısını artıracaklarını belirten Güleç, bu sebeple çok sayıda kalifiye elemana ihtiyaç duyduklarını aktardı. Şirket, yeni alacağı personele haftada üç gün yoğunlaştırılmış eğitim programı verecek. Fazla çalışanları teşvik etmek amacıyla da performans primi uygulanacak. Genel Müdür Güleç, küresel krizin etkisiyle oluşan durgunluğu yurtdışında yaptıkları özel anlaşmalar ve zengin model çeşitliliği ile aştıklarını ifade etti. Güleç'in verdiği bilgiye göre firma, bünyesinde yapılandırdığı web reklam ekibi ile internet reklamları için yıllık milyon dolar bütçe ayırdı. 24 yıl önce kurulan şirket, Interpromedya tarafından yapılan 'İlk 500 Bilişim Şirketi' araştırmasında, 'Son Yılda En Fazla Büyüyen Bilişim Şirketi' seçilmişti. Haftanın günü 09.00-21.00 saatleri arasında 60 kişilik çağrı ekibi kadrosu ile hizmet sunan şirket, plazma-LCD TV, notebook, projeksiyon ve home cinema alanında tüketiciden gelen sorulara çözüm üretiyor. CeBIT Bilişim Fuarı'nın 10 yıldır resmi katılımcısı olan firma, Sony Vaio, Toshiba, Apple ve HP notebook ürünleri ile projeksiyon teknolojilerini müşterilerinin beğenisine sunuyor. 596134 Beyaz güvercinler barış için uçuruldu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile konuğu Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, bir araya geldikleri Almira Otel'den stada geçti. Her iki cumhurbaşkanının aynı arabaya bindiği ve otomobilin önünde iki ülkeye ait bayraklara yer verildiği görüldü. İkiliyi, Bursa Atatürk Stadı'nın girişinde Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener, Bursa Valisi Şahabettin Harput ve diğer yetkililer karşıladı. Mücadeleyi UEFA Başkanı Platini de şeref tribününden izledi. Michel Platini'ye, stadın protokol tribünü girişinde TFF Başkanı Mahmut Özgener ve Milli Takımlar Sorumlusu Levent Kızıl eşlik etti. Karşılaşma öncesi Atatürk Stadı tribünlerinde bir sürpriz yaşandı. Milli Takım'ımızın Dünya Kupası'na katılma şansı kalmadığı için 'Dostluk maçı'na dönüşen karşılaşmanın başlamasına 10 dakika kala, tribünlerden barışı simgeleyen beyaz güvercinler uçuruldu. Taraftarlar, bir süre beyaz güvercinlere alkışlarla eşlik etti. Kapalı tribünün sol bölümünde oturan Ermenistan delegasyonundan küçük bir grup, büyük boy Ermenistan bayrağı açtı. Bu bayrağın açılması üzerine tribünlerde ıslık ve protesto sesleri yükseldi. Stat girişinde tüm taraftarlara Türk bayrağı dağıtıldı. Azerbaycan ve diğer ülke bayraklarına izin verilmedi. Buna karşın tribünlerde Azerbaycan bayrağı açtığı gözden kaçmadı. Öte yandan Bursa Atatürk Stadı'nda ve çevresinde çok geniş güvenlik önlemleri alındı. Maç için bin 500'ü polis olmak üzere bin 500 güvenlik görevlisi yer aldı. 597345 "Irak'ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz" "Irak'ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Irak'ın bundan sonraki süreçte de teröre karşı ortak mücadeleyi sürdüreceklerine olan inancını dile getirerek, ''Irak'ın birlik ve beraberliğini, toprak bütünlüğünü kesinlikle destekliyoruz. Irk, dil, din ayrımı yapmaksızın destekliyoruz'' dedi. Başbakan Erdoğan ve Irak Başbakanı Nuri El Maliki, Türk-Irak Ortak Kabine Toplantısının ardından Başbakanlık Konutu'nda, ortak basın toplantısı yaptı. Erdoğan, Irak'ın kuzeyinde bulunan ve Türkiye'nin güvenliği tehdit eden PKK terör örgütü ile mücadelenin önemine değinerek, ''Biz Merkezi Hükümet'le bugüne kadar mutabık kaldık sağolsunlar bu süre içinde de bu mutabakatımız bozulmadı. Bundan sonraki süreçte de teröre karşı bu ortak mücadelemizi sürdüreceğimize inanıyorum'' diye konuştu. Türkiye ile Irak'ın ortak belası olan terör örgütünün ortadan kaldırılması konusundaki kararlılığa vurgu yapan Erdoğan, önümüzdeki dönemde Yüksek Düzeyde Stratejik İşbirliği Konseyi bünyesinde imzalanan mutabakat muhtıralarının uygulanmasını yakından takip edeceklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, ''Her konuda 48 başlığın hepsini yakından takip edeceğiz. Demin ifade edildiği gibi bakana bakan daha ilave edilecek. Milli Savunma Bakanı, Milli Eğitim Bakanı ve Bölgesel Planlama ve Yatırım Bakanı. Bunun üzerinde ısrarla duruyorum. Çünkü Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinden sorumlu bir bakanımız olduğu için onun özellikle Irak'la olan ilişkileri büyük önem arz ediyor, Suriye ile olan ilişkileri önem arz ediyor'' dedi. ''MASALLARIN, BÜYÜK DESTANLARIN ŞEHRİ BAĞDAT'' Irak'ın binlerce yıl büyük medeniyetlere ev sahipliği yaptığına, Bağdat'ın ''masalların, büyük destanların şehri'' olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, insanlığın bu topraklarda yaşayan medeniyetlerden ilim hikmet, ahlak ve sanat öğrendiğini dile getirdi. Bu büyük medeniyet birikiminin, savaşlardan ve işgallerden sonra yok olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Kaybolan şey büyük medeniyetlerin hepimize hediye ettiği mirastır. Kaybolan şey aslında insanlığın ortak mirası. Bilmenizi isteriz ki aynı coğrafyayı paylaşan Türk halkı, kardeş Irak halkının tüm acısını ve derdini paylaşmaktadır. Biz sizlerle ezelden ebede kader birliği içindeyiz ve Irak'ın birlik ve beraberliğini toprak bütünlüğünü kesinlikle destekliyoruz. Irk, dil, din ayrımı yapmaksızın destekliyoruz. Ben doğrusu şu Yüksek Düzeyle Stratejik Anlaşma noktasında çalışmayı yürüten bakan arkadaşlarımı huzurunuzda kutluyorum, teknokrat ve bürokrat arkadaşlarımı kutluyorum. Buraya yanımızda iş adamlarımızla geldik, onların gayretleri çalışmaları oldu. Aynı şekilde basın mensubu arkadaşlarımız oldu onların özel gayretleri oldu. İnanıyorum ki bu adım, Suriye'den sonra çok önemli bir sıçrama olacaktır ve bölgede bir model oluşmaktadır. Bunun yayılmasını göreceğiz.'' ''ARAMIZDAKİ TİCARET HACMİNİ 20 MİLYAR DOLARA ÇIKARMAMIZ LAZIM'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Irak arasındaki ticaret hacminin şu anda milyar dolar olduğunu, bunun 20 milyar dolara en kısa zamanda çıkarılması gerektiğini belirterek, ''Gayemiz, ülkelerimizin üzerinde bulunduğu bu havzayı, bir ekonomik havzaya dönüştürmek'' dedi. Başbakan Erdoğan, Türk-Irak Ortak Kabine Toplantısı sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında geçen yıl Temmuz ayında Maliki ile imzaladıkları ortak siyasi bildirge sonucunu da teşkil eden, Yüksek Düzeyli Stratejik Ortaklık Anlaşması'yla ''heyecan dolu, kararlı yolculuğun başladığını'' söyledi. Bağdat'ta tekrar bir arada bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, ''Türk halkının en derin selamlarını bu vesileyle duyurmak istiyorum'' dedi. Erdoğan, geçen ay 18 Türk ve Irak'lı bakanın ''iki devlet tek hükümet'' anlayışıyla İstanbul'da bir araya geldiklerini ve önemli anlaşmalara imza attıklarını hatırlattı. Bakanların bugün de Irak'lı muhataplarıyla bir araya gelerek 48 mutabakat muhtırasını hazırladıklarını ve imzaların atıldığını anlatan Erdoğan, Türk-Irak Ortak Kabine Toplantısı yaptıklarını ifade etti. Eğitimden sağlığa, demir yolundan tarım, enerji gibi büyük önem atfettikleri alanlarda çok sayıda protokolü imzaladıklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi: ''Geçen yıl ektiğimiz tohumlar neticesini vermeye başladı. İnşallah, en yakın zamanda da bunların meyvelerini toplamaya başlarız. Bunları bir şeye inanarak söylüyorum; aramızdaki ticaret hacmi şu anda milyar dolar, bunu 20 milyar dolara en kısa zamanda çıkarmamız lazım. Aslında bu attığımız adım, işte onun tohumlarını ekiyoruz ve neticesini de alacağız.'' BASRA-İSTANBUL ARASI HAVA KÖPRÜSÜ Erdoğan, geçen yıl Ekim ayında THY'nin Bağdat seferlerini başlattığını, bunun artık haftada güne çıkarıldığını söyleyen Erdoğan, ''Hava köprüsü kurulmuş vaziyette. Şimdi bu hava köprüsünün bir ucunun da Basra-İstanbul arasında olmasını özellikle arzuluyor ve gereğine inanıyoruz'' dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Irak'a yaptığı ziyareti de anımsatan Erdoğan, ''Cumhurbaşkanımızın 33 yıl aradan sonra Irak'a gelen ilk Türkiye Cumhurbaşkanı olması da bu sürece ayrı bir anlam kazandırıyor. Mart ayında gerçekleşen bu ziyaretle, karşılıklı ekonomik işbirliği anlaşması iktisadi ilişkilerimiz bakamından önem arz etmiştir. Gayemiz, ülkelerimizin üzerinde bulunduğu bu havzayı, bir ekonomik havzaya dönüştürmek'' diye konuştu. Enerji konusunun, ekonomik işbirliğinin temel ayaklarından birini oluşturduğunu dile getiren Erdoğan, ''Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı vasıtasıyla yapılacak petrol ihracatının artırılması, aynı şekilde doğal gaz ihracatının bir kısmının Türkiye üzerinden ihracının sağlanması bunun en önemli örneklerini teşkil ediyor'' dedi. Nabucco Hükümetlerarası Zirve Toplantısına, ''değerli kardeşim'' dediği Maliki'nin katılarak, ''Yılda 15 milyar metre küp doğal gaz Nabucco hattına biz verebiliriz'' dediğini söyleyen Erdoğan, Maliki'nin bunu demesinin, katılan liderler arasında gerçekten memnuniyet yarattığını, ikili görüşmelerinde de kendisine, liderlerin bunu çok açık, net ifade ettiklerini belirtti. TÜRKİYE'DEN IRAK'A SANİYEDE 550 METRE KÜP SU Başbakan Erdoğan, bugün yaptığı Parlamento ziyaretinde özellikle Irak'lı milletvekillerinin, Irak'a Türkiye'den su verilip verilmemesi konusunu gündeme getirdiklerini kaydetti. Erdoğan, şunları söyledi: ''Değerli kardeşimle de bunu görüştük, ama anladım ki milletvekili arkadaşlar ya bilmiyorlar konuyu, veyahut da kendileri bu konuda bugüne kadar bilgilenmek ya da farklı bir şey herhalde benden beklediler. Onun için ben bunu kendilerine açıkça ifade ettim. Maliki'i kardeşimden bu zarureti duyduğum günden itibaren, ilgili bakan arkadaşıma gerekli talimatı vermekle kalmadım, bizzat gün be gün verilen suyun miktarını takip ettim. Hatta arkadaşlarımız, Suriye-Irak Türkiye, üçlü olarak bu süreci takip ettiler ve bu ayın 20'sine kadar da suyun verilmesi noktasında taahhüdümüz var. Atatürk Barajı'nı farklı yerlerden beslemek suretiyle bunu sağlama sözünü verdiğimiz için, ortalama saniyede 550 metre küp suyu Irak gönderdik, gönderiyoruz. Bizden istenen aslında ortalama 500 metre küp saniye idi. Bazen 512 metre küp, bazen 622 metre küplere kadar çıktı. Fakat ortalamada 550 metre küp yakaladık ve bu noktada biz verdiğimiz sözün arkasındayız ve sonuna kadar tutarız. Bundan sonraki sürece yönelik olarak üç ülke oturur, bunları yine değerlendiririz.'' Dünyanın iklim değişikliğini yaşadığını, Türkiye'nin geçen yıl ciddi kuraklık yaşadığını ifade eden Erdoğan, konuyla ilgili süratle tedbir aldıklarını, almaya devam ettiklerini anlattı. Erdoğan, ''Şu anda kapalı sistemlere geçiyoruz. Suyun israfını engellemenin adımlarını atıyoruz. Bir taraftan geri dönüşüm için çalışmalar yaptırıyoruz. Aksi takdirde Türkiye suyu bol bir ülke değil. Ama dikkatli olmak zorundayız'' diye konuştu. IRAK BAŞBAKANI MALİKİ: BU BULUŞMALAR ÖRNEK BİR ORTAKLIĞI OLUŞTURACAKTIR Irak Başbakanı Nuri El Maliki, ''Türkiye ile varmış olduğumuz ilişkiler şüphesiz ki bölgedeki diğer komşu ülkelerle de varmak istediğimiz iyi ilişkilerin birer örneğini oluşturmaktadır'' dedi. Başbakanlık Konutu'ndaki Türk-Irak Ortak Kabine Toplantısının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ortak basın toplantısı yapan Maliki, Erdoğan'ın geçen yıl Temmuz ayında Irak'a yaptığı ziyarette, bugün varılan yüksek düzeyli stratejik konseyin adımlarının atıldığını söyledi. Ziyaretin ardından iki ülkenin ilgili bakanlarının görüşmelerini sürdürerek, üzerinde mutabakata varılan anlaşmaları en iyi şekilde tamamlamaya çaba harcadıklarını anlatan Maliki, ''Biz inanıyoruz ki iki ülke arasında karşılıklı saygıya ve ortak çıkarlara bağlı olarak sürdürülen bu buluşmalar şüphesiz ki örnek bir ortaklığı oluşturacaktır'' dedi. Yapılan çabaların sonucunda, enerji, sağlık, su, güvenlik, ulaşım gibi değişik alanlarda birçok anlaşma ve mutabakat zaptına imza atıldığını söyleyen Maliki, bu alanlara bakanlığın daha eklenerek, anlaşma sayısının artırıldığını anlattı. DİYALOG VE KARŞILIKLI SAYGI Irak Başbakanı Maliki, şunları kaydetti: ''İki ülke arasında gelişmekte olan ilişkiler şunu ispatlamıştır ki bölge için en iyi sonuca varılacak metot ve yol diyalogdan geçmektedir. Diyalog ve karşılıklı saygı ile daha önce yapılmış olan bazı girişimler bertaraf edilip, bölge için en sağlam ilişkilerin kurulmasının bir örneğini teşkil etmektedir. Türkiye ile varmış olduğumuz bu ilişkiler şüphesiz ki bölgedeki diğer komşu ülkelerle de varmak istediğimiz iyi ilişkilerin birer örneğini oluşturmaktadır. Fakat karşılıklı saygı ve içişlerine karışmama esasına dayanarak. Irak Anayasası doğrultusunda yürütmüş olduğumuz politikalarımız, ülkelerimizin güvenliğinin sağlanması ve içişlerine karışılmaması temeline dayanmaktadır. Bizim amaçladığımız Irak'ın sağlanması için, şüphesiz başta Türkiye ve diğer Müslüman ülkelerin katkılarına da ihtiyacımız vardır. Şüphesiz ki biz iki ülke arasında köklü ilişkiler oluşmasını amaçlamaktayız. İlgili bakanların, iki ülkeye hizmet edecek bu anlaşmaların uygulanması için ellerinden gelen çabaları harcamalarını diliyorum.'' Başbakan Erdoğan'a ziyaretinden dolayı teşekkür eden Maliki, ''İnşallah en kısa süre içinde tekrar Türkiye'de bir araya gelip, yapmış olduğumuz bu yüksek düzeyli stratejik ortaklığın sürdürülmesi için yapıcı sonuçlara varırız'' dedi. 596043 'İş'te zekâyı yakalama formülü TechnoLogic'te En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler 'İş'te zekâyı yakalama formülü TechnoLogic'te Muzaffer YöntemMelih Bayram Dede'nin hazırlayıp sunduğu TechnoLogic'e bu hafta, işletmelerin, verim ve kârlılıklarını artırmak, kararlarını en iyi şekilde verebilmek için kullandığı iş zekâsı yazılımları konu ediliyor. Programda, DSS Technology Yönetici Ortağı Muzaffer Yöntem, iş zekâsı çözümlerini ve avantajlarını anlatıyor. TechnoLogic'te haftanın haberlerinde ise, Amerikan hükümetinin internet alan adlarına özerklik getiren düzenlemeye imza atması, internetteki en büyük sosyalleşme sitesi Facebook'un üye sayısının 300 milyonu aşması ve Avrupa Birliği Komisyonu'nun MP3 çalarlar için yeni ses seviyesi standardı getiriyor oluşu var. Haftanın sitelerinde ise, bayiler arasında telefon satışı ve takası yapılabilmesini kolaylaştırmak için kurulan GSMtakas.com ve dilediğiniz tatlıyı kapınıza getiren pastavar.com tanıtılıyor. TechnoLogic'in oyun bölümünde, efsanevi rock grubu Beatles'ı konu alan The Beatles: Rock Band adlı oyunla ilgili detaylar var. TechnoLogic'in ürün inceleme bölümünde ise, TeknoSA Planet'ten üç yeni dijital oyuncak hakkında bilgi veriliyor. TECHNOLOGIC CUMARTESİ 15.25'TE TVNET'TE!.. Programla ilgili bilgi ve geçmiş bölümler için: 595657 Bakan Günay'ın duygu dolu anları Günay, ''Yeni fikirlere, yeni doğrulara açık olmak, farklılıklardan korkmamak, onları tehlike görmemek gerekir'' dedi. Bakan Günay, Adıyaman Üniversitesinin 2009-2010 akademik yılı açılış törenine katıldı. Rektör Prof. Dr. Mustafa Gündüz, törende, Bakan Günay'a insanlığa ve özgür düşüncenin gelişimine katkılarından dolayı, üniversite senatosunun kararıyla siyaset bilimi ve ana bilim dalında onursal bilim doktoru unvanı verildiğini belirtti. Prof. Dr. Gündüz, daha sonra Bakan Günay'a cübbesini giydirerek diplomasını verdi. Bakan Günay da düşüncelerin tomurcuklanmasını sağlamanın önemine işaret ederek, insanlığın buna ihtiyacı olduğunu söyledi. Şu anda sahip olduğu her şeyini, kaybettiği anne ve babasına borçlu olduğuna dikkati çeken, bu sırada gözlerinin dolduğu  gözlenen Bakan Günay, ''İyi günlerimi çok görmediler, umarım ki bu anları hissediyorlar. Ben de onları rahmetle anıyorum. Çocuklarıma ve eşime de çok teşekkür ediyorum'' dedi. Bakan Günay, daha önce de Adıyaman'a geldiğini ve Nemrut Dağı'na çıktığını anımsatarak, ''Yaklaşık bin yıl önce, yine bu topraklarda yaşayan insanların yükselmeye, göğü yakalamaya, tanrılaşmaya çalıştıkları yere'' diye konuştu. Doğruların insanlar tarafından bulunacağına işaret eden Bakan Günay, şunları kaydetti: ''Bundan bin yıl önce Kommagene kralları, doğu ve batının tanrılarını aynı göğün altında buluşturduklarında da kainatın işleyişi için bizim bulduğumuz doğruların önemi yoktur. O, bizim doğrularımıza göre değil uzay, zaman ve madde arasındaki bağlantılara göre şekillenir. Doğrular ise insanlar tarafından yaratılır. İnsanoğlunun buluşudur. Çok değil bin 500 yıl önce gündüzün ve gecenin tanrıları dünyanın çevresinde savaşır, birbirlerini yenmeye çalışırdı. zaman için insanlığın doğrusu buydu. 500 yıldan az bir süre önce Copernicus dünyayı evrenin merkezinden alıp yerine güneşi geçirdiğinde zamanın doğrularının hışmına uğradı. Aynı doğrulardan Galilei de yargıladı. Kepler zamanında artık insanlığın yeni doğrusu gezegenlerin ve dünyanın güneş etrafında hareket ettiğiydi. Üstelik bu hareketin bazıları tarafından kabulü de oldukça kolaydı.'' -MODERN BİLİMİN ÖNEMİ- Modern bilimin önemine dikkati çeken Bakan Günay, şöyle konuştu: ''Bazıları bu doğruyla da yetinmiyor. Gerçeği tanımlayacak yeni çözümler üretmeye çalışıyor. Doğrular, doğru bilinenler çok kısa zaman içinde değişiyor, yeniden şekilleniyor. Kainat, her yeni bakış açısıyla bir kez daha biçimleniyor. İnsanoğlu ise henüz yolun çok başında. Daha önümüzde binlerce, on binlerce yıllık serüven var. Bize düşen mümkün olduğunca fazlasını öğrenmek, öğretmek ve geleceğe aktarmak, sorulara en iyi yanıtları oluşturmak, bu soruları kaybetmeden geleceğe taşımak, insan zihnindeki soruları, sorgulamayı, şüpheciliği... Öğrenirken ve öğretirken içimizdeki merakı ayakta tutmalıyız. Soru sormaya, cevap aramaya devam etmeliyiz. Birilerinin bizden çok önceleri bu soruları cevapladığından, doğru yanıtları verdiğinden korkmadan, aynı soruları tekrar tekrar sorarak, yeni yanıtlar arayarak. İnsanlık böyle ilerlemiştir, bu şekilde ilerlemeye devam edecektir. Adım adım, yeni doğrular arayarak arayışları sürecektir. İnsanlığın bu uçsuz bucaksız fikir tarlasında düşüncelerin kimi filizlenirken kimi olgunlaşmadan düşer. İşte tam da bu nedenle bilimsel önerilerin, araştırılan soruların doğruluğuna nihai karar verme hakkımız yoktur.'' Yeni fikirlere, yeni doğrulara açık olmak, farklılıklardan korkmamak, onları tehlike olarak görmemek gerektiğini ifade eden Günay, ''İhtiyacımız olan tam olarak budur, her yerde, her konuda yeni düşüncelerin, bambaşka düşüncelerin tomurcuklanmasını sağlamak,insanlığı dünyayla birlikte bir bütün olarak görmek ve kısıtlı kaynaklarımızla hayatı güzel kılmak için çabalamak'' diye konuştu. -DEĞİŞİK BAKIŞ AÇILARI- Türkiye'nin içindeki düşünce zenginliğini tekrar ayağa kaldırmaya çalıştığına, farklı düşünceleri çatıştırmadan değişik bakış açılarından yaşama yeniden bakmaya çabaladığına dikkati çeken Bakan Günay, şunları söyledi: ''Bugün artık sınırlarımızda düşman aramıyoruz. Çevremizin dostlarla çevrili olduğunu düşünmek istiyoruz. Kendi içimizdeki değişik fikirleri, çevremizdeki dostları zenginliğimiz kabul ediyoruz. Artık sınırlı imkanlarımızı çatışmalarda, itişmelerde, sürtüşmelerde tüketmek istemiyoruz. Adıyamanlı olmak, Ankaralı, İstanbullu, doğulu yahut Ordulu olmak artık bizler için çok da önemli olmamalı. Bu toprakları seviyoruz ama üniversitelerimizde, okullarımızda Türkiye'nin ötesinde sorulara yanıt bulmalıyız. İnsanlık için çözümler aramalı, üretmeliyiz. Epicurus 'Yaşamınızı doğaya göre şekillendirecekseniz asla fakir değilsiniz' der.İnsanlığın doğal gereksinimlerini karşılayabilecek yeterli kaynağımız var. Yeter ki kaynaklarımızı doğaya uygun ve doğal önceliklerde kullanalım.'' Bugün tüm dünyada silahlanmaya harcanan paranın bir kısmıyla dünya yüzeyinde aç insan kalmayabileceğini kaydeden Günay, şöyle konuştu: ''Bir küçük paydası ölümcül bulaşıcı hastalıkları yeryüzünden silebilir. Sadece Türkiye'de her yıl silahlanmaya harcanan para ile yıl ve yıl çözümleyebileceğimiz sorunları düşünün. Eğitim, sağlık, sağlıklı yerleşim, ulaşım, hayal dünyamızda takılıp kalan, somuta dönüştürülemeyen nice bilimsel araştırma... Düşünceyi sınırlamak, sindirmek, farklı olanla çatışmak, farklı olanı cezalandırmak, yok etmek, bunlar doğanın bize sunduğu yaşam tarzı değildir. Buna kaynak sarf edecek lüksümüz olamaz, bugün de gelecekte de. Üniversite her konuda yeni düşüncelerin ortaya çıkmasına, yeni soruların ve yeni yanıtların üretilmesine imkan veren ortamın adıdır. Yeni sorular ve yeni yanıtlar aramak insanlığın var oluşu boyunca sürecek sonsuz bir yolculuktur. Adıyaman Üniversitesine bu sonsuz arayış yolculuğunda başarılar dilerim. Düşüncede hürriyet, soru sorabilmede cesaret ve farklı olana, aykırı olana, hele güçsüz olana duyulan anlayış ve merhamet bu yolculukta arkadaşınız olsun.'' -DİĞER KONUŞMACILAR- Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Gündüz de toplumun her kesimiyle ilişki içinde olduklarını, geçen yıl itibarıyla üniversitelerinin öğretim üyesine düşen yayın sıralamasında 114 üniversite arasında 5. olduğunu söyledi. Prof. Dr. Gündüz, bazı üniversitelerin açılışları sırasında öğrencilerin konukları protesto ettiğini belirterek, ''Bizim üniversitemizde böyle bir şey olmadı. Öğrencilerime kefil olurum, onların ev kiralarını da öderim. Diğer öğretim üyesi arkadaşlarım da kefil olur'' dedi. Adıyaman Valisi Ramazan Sodan ise destek ve katkılarından dolayı Bakan Günay'a teşekkür etti. Adıyaman Belediye Başkanı Necip Büyükaslan da yöre insanı olarak kalkınmanın temelinin eğitim olduğunu bildiklerini, bu nedenle kurulduğu günden bu yana üniversiteye destek vermeye çalıştıklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in telgraflarının okunduğu törende, Bakan Günay, kendisine hediye edilen altın kaplama su takımını üniversiteye armağan olarak verdi. Törenin sonunda, Bakan Günay, oğlu İnanç Erdem Günay, senato üyeleri ve diğer misafirlerle hatıra fotoğrafı çektirdi. Bakan Günay, daha sonra, onuruna verilen resepsiyona katıldı. 597314 Kosova'da Seçim Kampanyası Başladı Kosova'da Seçim Kampanyası Başladı Kosova'da, ilk kez 15 Kasım'da yerel seçim yapılacak.Seçimler Kosova Kurumları tarafından düzenleniyor.Yabancı kuruluşlar, sadece gözlemcilik yapacak. Yayına Giriş: 15.10.2009 20:26:03 Güncelleme: 15.10.2009 20:26:03 Kosova'da 15 Kasım'da yapılacak yerel seçimler için kampanya dönemi başladı. Siyasi partilerin, "kampanyada dürüstlük" belgesini imzaladığı törene katılan Kosova Cumhurbaşkanı Fatmir Seydiu, bağımsız, demokratik, egemen ve uluslararası alanda tanınan Kosova'da, ilk defa yerel seçim yapılacağına dikkati çekti. Seydiu, seçimlerin tamamen Kosova kurumları tarafından düzenlendiğini, yabancı kuruluşların, sadece gözlemcilik yapacağını söyledi. Yerel seçimlere, Merkez Seçim Komisyonu tarafından onaylanan 74 siyasi oluşum katılıyor. Kosova Türklerinin tek siyasi temsilcisi Kosova Demokratik Türk Partisi ise, seçim kampanyasını yarın (16.10.2009) Prizren'de başlatacak. 596344 Çöp kamyonu gecekondunun üzerine devrildi Çöp kamyonu gecekondunun üzerine devrildi Eyüp’te çöp kamyonunun bir gecekondunun üzerine devrilmesi sonucu, ilk belirlemelere görü kişi yaşamını yitirdi. Alınan bilgiye göre, Eyüp Belediyesine ait bir çöp kamyonu, şoförün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu Alibeyköy’de Mahallesi Akşemsettin Bulvarı üzerindeki bir gecekondunun üzerine devrildi. Kazada, evde bulunan kişi yaşamını yitirdi. 596539 Hekimoğlu İsmail okurlarıyla Gazeteci-yazar Hekimoğlu İsmail okurları ile buluşuyor. Cağaloğlu Kaynak Kültür Merkezi'nde düzenlecek etkinlikte konuşma yapacak olan Hekimoğlu İsmail'i dinlemek isteyen herkes katılabilecek. 'İman Etrafında' başlıklı sohbet 18.00'de başlayacak. 596745 Massa: "Alonso'nun şikeden haberi vardı" pilotu Felipe Massa, Fernando Alonso'nun, 'nun 2008 Singapur Grand Prix'sinde şike yaptığından haberdar olduğunu düşündüğünü söyledi. (CNNTURK.COM) -- Massa, gelecek sezon 'de birlikte yarışacağı takım arkadaşı Alonso'nun, 'nun Nelsinho Piquet'ye kaza yapması talimatını verdiğinden haberi olduğunu savundu. Massa, 'nun iki yıl ertelenmiş men ceza almasına yol açan 2008 Singapur yarışındaki tezgahın Alonso'nun bilgisi dahilinde yapıldığını ancak bu durumun yeni partneri ile arasında sorun yaratmayacağını söyledi. Söz konusu yarışı Alonso kazanırken, Piquet takım talimatıyla kaza yaparak İspanyol pilotun birinciliğine yardım etmişti. Massa, medyasına yaptığı açıklamada, "sonuç olarak bu sorunda en az sorumluluğu olan kişi o. Suçlu takım ve Nelsoni ama Alonso da bunun bir parçası. Biz bilmiyoruz ama her şeyi biliyor. Bundan eminim" dedi. Felipe Massa, Grand Prix'si öncesinde büyük yankı uyandıran bu sözlerinden sonra, açıklamalarının kanıtlara değil duygularına dayandığını söyledi. 596410 Maradona'nın Arjantin'i finallerde! Diego Maradona'nın Arjantin'i, son grup maçında Uruguay'ı yenerek finallerine doğrudan katılma hakkını elde etti. -- Arjantin, büyük sıkıntılar yaşadığı Dünya Kupası Güney Amerika elemelerinde son grup maçını kazanarak Güney Afrika biletini aldı. Mario Bolatti'nin bitime beş dakika kala attığı gol, Arjantin'i Uruguay deplasmanında 1-0'lık galibiyete ve 2010 finallerine taşıdı. Montevideo'nun Centenario Stadı'nda bol faullü geçen mücadeleden yenik ayrılan Diego Lugano'nun Uruguay'ı grubu beşinci bitirdi ve finallere gidebilmek için Kosta Rika ile play-off maçları oynayacak. Grup maçlarının ortasında görevi Alfio Basile'den aldıktan sonra üst üste gelen kötü sonuçlar yüzünden çok sert eleştirilere uğrayan Maradona, bitiş düdüğünden sonra galibiyeti çılgınca kutladı. Maradona, Arjantin televizyonuna yaptığı açıklamada, "bu zaferi Arjantin halkına adıyorum. Takımıma teşekkür ederim" dedi. Güney Amerika elemelerinde ilk dört sırayı alan Şili, Paraguay ve Arjantin doğrudan finallere katılma hakkını elde etti. Grubu 34 puanla lider bitiren son maçında ile golsüz berabere kaldı. Galatasaraylı Elano son 13 dakikada forma giydi. Güney Amerika elemeleri 18. hafta     Paraguay 0-2 Kolombiya 0-0 Şili 1-0  Ekvador Uruguay  0-1 Arjantin Peru 1-0  Bolivya 595662 'Mısır'da 18 milyar $'lık proje Türkleri bekliyor' 500 bin konut, İskenderiye'de tıp şehri gibi projelerin de içinde bulunduğu toplam 18 milyar dolarlık 48 projenin yatırımcı beklediğini ifade eden Çağlayan, Türk müteahhitlerinin önündeki teminat mektubu engelinin aşılması için çalışmaların kısa sürede tamamlanacağını söyledi. Bu konuda kamu bankalarına büyük görevler düştüğünü kaydetti. Zafer Çağlayan, Uluslararası İş Forumu (IBF) Kongresi için geldiği Mısır'ın Başkenti Kahire'de gazetecilere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Mısır'daki yatırım imkanlarına ilişkin bilgiler veren dış ticaretten sorumlu bakan, özellikle müteahhitlik alanında Türkiye'nin tecrübelerine ihtiyaç olduğunu kaydetti. Mısır'ın yatırımlardan sorumlu bakanının kendisine yatırım yapılacak alanlarla ilgili bir dosya verdiğini aktaran Çağlayan, Mısırlı Bakan'ın, ülkesinde 500 bin konut yapılacağını, bu alanda Türkiye'nin tecrübelerinden yararlanmak istediklerini ifade ettiğini söyledi. Mısırlı bir firmanın TOKİ ile görüştüğünü de aktardı. Mısır'da kamu hizmetleri ve alt yapı yatırımlarına ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Bakan Çağlayan, 18 milyar dolar tutarında 48 projenin Türk müteahhitlerini beklediğini kaydetti. Yaptıkları görüşmelerde Mısır'dan teknik bir heyetin 27 Ekim'de Ankara'ya gelerek DTM Yurt Dışı Müteahhitlik bölümü ve sektörün çatı kuruluşlarının yetkilileriyle bir araya gelmesi üzeride mutabakata vardıklarını dile getirdi. Türk müteahhitlerinin yurt dışında proje almalarının önündeki en büyük engellerden olan 'teminat mektubu' konusuna da değinen Zafer Çağlayan, burada kamu bankalarına büyük görev düştüğünü ifade etti. Bankaların bağımsız olduğuna işaret ederek, Ziraat Bankası'na büyük görev düştüğünü kaydetti ve "Müteahhitlik sektörünün desteklenmesi gerekiyor." dedi. Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde firmalardan alınacak işin yüzde 20'si civarında teminat istendiğini ifade eden Çağlayan, teminat mektubu olmadan iş alınamadığını söyledi. Zafer Çağlayan, konunun Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda (EKK) görüşüldüğünü belirterek, kısa sürede ne yapılıp yapılmayacağını belirleneceğini açıkladı. Komşu ve çevre ülkelerle ilişkilerin iyileştirilmesi ve ticaretin arttırılması yönündeki çalışmalarının devam ettiğine de değinen Çağlayan, bu kapsamda Mısır'la da ticaret hacmini arttırmayı hedeflediklerini söyledi. Süleymaniye'ye ticaret ataşesi atandığını ifade etti. MISIR PARLEMENTOSU, TERCİHLİ TİCARET ANLAŞMASI İÇİN OLĞANÜSTÜ TOPLANABİLİR Mısır'ın Tercihli Ticaret anlaşmasında 10'uncu ülke olmasını istediklerini ifade eden Zafer Çağlayan, Mısır Ticaret Bakanı Muhammed Raşid'in tatilde olan meclisi olağanüstü toplayarak en kısa zamanda 10'uncu ülke olarak anlaşmada yer almaya çalışacaklarını ifade ettiğini aktardı. Çağlayan, anlaşma ile ilgili olarak Cezair ve Fas'la da görüştüklerini ancak, Mısır'ın anlaşmaya daha yakın olduğunu kaydetti. Zafer Çağlayan, dış ticaretin arttırılması için 'ülke masaları' projesinin hayata geçirildiğini belirterek, bu kapsamda 14 hedef ülke, 25 öncelikli ülke için çalışmalara başladıklarını söyledi. Bakan, konuya ilişkin geniş bilgiyi önümüzdeki günlerde düzenleyeceği bir basın toplantısında verecek. TEMENNİMİZ KARABAĞ SORUNUNUN ÇÖZÜLMESİ Dış ticaretten sorumlu bakan Zafer Çağlayan, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokolün iki ülke arasındaki ticaret hacmine nasıl bir katkı yapacağına ilişkin soru üzerine, imzalanan protokolün TBMM'de kabul edilmesi halinde yürürlüğe gireceğini söyledi. Çağlayan, şöyle devam etti: "Karabağ meselesi çözülmeden bu protokol yürürlüğe girmez. Temennimiz sorunun çözülmesi." 597184 ALMAN MİLLETVEKİLİ TURHAL'DA ALMAN MİLLETVEKİLİ TURHAL'DA Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) üyesi ve Milletvekili Helene Hammelrath, Avrupa Tokatlılar Derneği'ne misafir olarak geldi. Tokat'ta bir dizi temaslarda bulunduktan sonra Turhal İlçesine hareket etti. YENİ ŞAFAK TURHAL Milletvekili Helene Hammelrath ve beraberindeki Avrupa Tokatlılar Derneği Genel Başkan Yardımcıları Orhan Bilen, Hilmi Yavuz, dernek yöneticileri ve milletvekili asistanları Turhal Belediye Başkanı Ali Gözen'i makamında ziyaret ettiler. Gerçekleştirilen ziyarette konuşan Almanya SPD Milletvekili Helene Hammelrath, Belediye Başkanı Ali Gözen'e göstermiş olduğu misafirperverlikten dolayı teşekkür etti ve Turhal'da olmaktan mutlu olduğunu söyledi. Belediye Başkanı Gözen ise, Türklerle Almanların dostluğunun çok eskilere dayandığını ifade ederek kendilerini Turhal'da misafir etmekten mutlu olduklarını ifade etti. Ziyaret sonrası Alman Milletvekili Başkan Gözen'e Alman çikolatası hediye etti. Heyet ziyaretin ardından kısa bir Turhal gezisinin ardından Turhal Belediye Başkanı Ali Gözen tarafından yaptırılan Kültüreini ziyaret etti. Burada Alman milletvekili Helene Hammelrath ve beraberindekilere günün anısına ceviz ağacından üretilen el yapımı sandık hediye etti. 596311 Kayıp Facebook hesapları Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre, Facebook'ta teknik sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Veritabanında kaynaklanan sorunlar yüzünden, tam 150.000 profil ortadan kayboldu. Hesaplarına giremeyen kullanıcılar, siteden atılmış olabileceklerini iddia etti, fakat sonradan böyle bir şeyin olmadığı, sorunun Facebook kaynaklı olduğu ortaya çıktı. Bu sorun karşısında, Facebook'a tepki gösteren kullanıcılar, firmanın "Sorunu çözeceğiz" açıklamasıyla beklemeye başladı. 596772 Beşiktaş'ta Kasımpaşa maçının hazırlıkları sürüyor 'ta maçının hazırlıkları sürüyor  , 17 Ekim Cumartesi günü sahasında ile yapacağı karşılaşmanın hazırlıklarını antrenmanla sürdürdü. BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde, teknik direktör yönetimindeki idmanda siyah-beyazlı oyuncular, ilk bölümde kanat organizasyonları, orta alanda paslaşma ve şut çalışması yaptı. İdman, yarı sahada oynanan çift kale maçla sona erdi. Beşiktaş’ın bugünkü çalışmasına milli takımlardan henüz dönmeyen Ekrem, ve ’nun yanı sıra tedavileri süren Delgado ile sakatlıkları bulunan Erhan, Rıdvan, Batuhan ve Hakan katılmadı. Kulüp doktoru Devrim Urgun, Erhan’ın sol arka adalesinde gerilme, Batuhan’ın sağ arka adalesinde çekme olduğunu, milli takımdan dönen Rıdvan’ın kasıklarında ağrı bulunduğu, Hakan’ın ise sol arka adalesinde çekme olduğunu ifade ederek, bu oyuncuların tedavilerine devam ettiklerini söyledi. Bu arada, (A) ’dan dönen ise hafif bir idman yaparak günü tamamladı. Siyah-beyazlı takım, Kasımpaşa maçı hazırlıklarını yarın gerçekleştireceği antrenmanla tamamlayacak ve kampa girecek. 595885 Hakan Şükür:Hazır değilim ama teklif gelirse görev kabul ederim Fatih Terim'in istifasının ardından adı Milli Takım teknik direktörlüğü için adı geçen Hakan Şükür, henüz milli takımın başına geçecek kadar hazır olmadığını söyledi. Hakan Şükür, Türkiye-Ermenistan milli takımları arasında oynanan maçın ardından stat çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bursaspor seyircisine övgüler yağdıran milli futbolcu, çok güzel bir maç olduğunu ve taraftarların Bursa'ya yakışır bir maç izlettirdiklerini söyledi. Maçta herhangi bir olay çıkmamasının çok güzel olduğunu vurgulayan Şükür, millelerin iyi bir mücadele ortaya koyarak kazanmayı bildiklerini ifade etti. 596053 Facebook'ta tarım serbest, kumar yasak! Facebook'ta tarım serbest, kumar yasak! Yeni Şafak'ın yaptığı araştırmaya göre, internet kullanıcılarının, sanal olarak tarım ve çiftçilik yaptığı Farmville adlı oyunun, Zynga'nın kumar ve bahis siteleriyle birlikte engellendiği anlaşılınca, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı geri adım attı. MELİH BAYRAM DEDE Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından dün erişime kapatılan sanal oyun ve bahis işletmesici Zynga'nın hizmetlerinden Farmville, tekrar erişime açıldı. Yeni Şafak'ın yaptığı araştırmaya göre, internet kullanıcılarının, sanal olarak tarım ve çiftçilik yaptığı Farmville adlı oyunun, Zynga'nın kumar ve bahis siteleriyle birlikte engellendiği anlaşılınca, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı geri adım attı. Şu an itibariyla, Facebook'ta 'tarım ve hayvancılık' serbest, 'kumar ve bahis' yasak! 596994 Ceyhan'da gasp ve şantaj iddiası AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, zanlı Bülent A. (31), geçen hafta ilçede esnaflık yapan arkadaşı H.Y'yi (41) gezme bahanesiyle bir tarlaya götürdü. Burada bıçak zoruyla H.Y'nin cüzdanında bulunan 200 lirayı gasbeden Bülent A, H.Y'den giysilerini çıkartmasını istedi. Cep telefonu ile H.Y'nin çıplak fotoğraflarını çeken zanlı daha sonra, ''Kimseye bir şey anlatmayacaksın. Bana bir hafta içinde 20 bin lira vereceksin. Yoksa bu fotoğrafları internette yayınlarım'' diyerek arkadaşını orada bırakıp özel bir otomobille uzaklaştı. H.Y. ise durumu jandarmaya bildirdi. Daha sonra Bülent A'yı arayıp istediği parayı vereceğini belirten H.Y, Ceyhan Nehri kıyısında bulunan sahil parkında buluşmak üzere randevu verdi. H.Y, buluşma sırasında daha önceden seri numaraları alınan 20 bin lirayı bir poşet içerisinde Bülent A'ya teslim ederek karşılığında çıplak fotoğrafının kayıtlı olduğu cep telefonunu aldı. Bu sırada, çevrede önlem alan sivil jandarma ekipleri, Bülent A'yı yakaladı. Jandarmadaki sorgulaması tamamlanan zanlı çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. 597177 MÜSİAD'ın Feke çıkarması MÜSİAD'ın Feke çıkarması Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Adana Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Bilal Nadir Gök ve Yönetim Kurulu üyeleri, Feke Kaymakamı Bünyamin Kuş'u makamında ziyaret ettiler. KÜBRA TÜRKAN ADANA MÜSİAD üyelerini oldukça sıcak karşılayan Bünyamin Kuş, Feke'deki gelişmelerden bahsetti. Bu görüşmelerin akabinde Gök ve beraberindekiler Anadolu Öğretmen Lisesi ve Yatılı Bölge Okulunda incelemelerde bulundu. Kaymakam Kuş, ile birlikte Feke'de inşaatı devam eden ve büyük bir enerji yatırımı olan Hidro Elektrik Santrali inşaatında Proje Müdürü Mühendisi Güvenç Emre Şener'den bilgi alan heyet arasında Meslek Yüksek Okulu ile ilgili olarak büyük bir gayretle çalışan Prof. Dr. Fatih Özoğul, Prof. Dr. Murat Görgülü, Prof. Dr. Zeynel Cebeci ve MÜSİAD Üyesi Halil İbrahim Yavuz da yer aldı. Ziyaret esnasında MÜSİAD Başkanı Gök şunları söyledi: "Feke'de anlatılamayacak ve yaşanıp görülmesi gereken büyük bir gelişme var. Kaymakamımız Bünyamin Kuş'un ve bölgeye sevdalı akademik şahsiyetlerin yöreye olan katkısı ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjileri takdire şayandır. Mükemmel bir hidro elektrik santrali inşatında incelemelerde bulunduk. Feke baraj ve çevresinde akademik donanımla pilot bölge olma yolunda hızla ilerliyor. Yöre'de okumaktan başka çaresi olmayan insanlara yörenin işadamları tarafından verilen destekle yaptırılan meslek yüksek okulu bölge insanı için bir umut ve kurtuluş noktası olacaktır. Adana'ya yararlı olmak isteyen tüm hayırsever işadamlarını Feke'deki gelişmeleri görmeye davet etmek istiyorum" Kaymakam Bünyamin Kuş ise, "MÜSİAD'ın ziyaretimizde çok hızlı bir şekilde iadede bulunması beni çok ama çok memnun etti. Bölgemizdeki gelişmeleri izlemekten ziyade içinde bulunmayı tercih eden hassasiyet sahibi değerli işadamlarımıza, MÜSİAD Başkanı Bilal Nadir Gök ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Feke yarınlara çok iyi hazırlanıyor ve Adana'yı müsbet manada sürekleyecek bir pilot ilçe olma yolunda hızla ilerliyor" diye konuştu. 596360 Almanya'yı korkutan görüntü! -VİDEO Almanya'nın kuzeyinde gökyüzünde görülen metre büyüklüğündeki parlak cisim UFO paniğine yol açtı. Alman Bild gazetesinde yer alan haber göre, ülkenin kuzey kısmına havadan düşen bir nesne halkı korkuttu. Konuyla ilgili açıklama yapan meteor uzmanı Thomas Grau, "Yeryüzüne doğru hızla düşen parlak cisim sanıldığı gibi bir UFO değildi. Ateş topu şeklindeki cisim düştüğünde fotoğraflarını çekmeyi başardık" dedi. Meteor olduğu belirlenen nesne boş bir araziye düştüğü için olayda can ve mal kaybı yaşanmadı. Uzmanlar düşen parçalardan örnek alıp araştırmalara başladı. 596661 “Huzurumuz bozulacak“ “Huzurumuz bozulacak“Ali Ümit ÜLKER/TEKİRDAĞ, (DHA) sanıklarının yakınları için evler satın alındı 'in İlçesi'ne bağlı ’nde 44 kişinin öldürülmesi ile ilgili yargılanan sanık yakınlarının güvenlikleri için Bölgesi'ndeki bir siteden devlet tarafından 32 daire satın alındı. Güvenlik önlemleri alınan siteye sanık yakınlarının yerleşeceğini öğerenen mahalle sakinleri muhtarlığa giderek,“Huzurumuz bozulacak, gelmelerine engel olun” diye şikayetlerde bulunmaya başladı. Mazıdağı'na bağlı Bilgi Köyü'nde Mayıs akşamı 44 kişiyi öldürdükleri iddiasıyla Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuklu yargılanan katliamın ‘1' numaralı sanığı ‘Şıh Mehmet’ lakaplı 'nin de aralarında bulunduğu sanığın yakınları, olası yeni katliama karşı devlet tarafından koruma altına alınacak. tarafından ‘çok gizli’ yürütülen proje kapsamında kimlikleri belirlenen 50 çocuk, 10 kadın ve erkekten oluşan 65 kişi Trakya Bölgesi’ndeki bir siteden devlet tarafından 32 ayrı daire satın alındı. Satın alınan ve yakın zamanda sanık yakınlarının yerleştirilmesinin planlandığı bu sitede güvenliği de polis tarafından sağlanacak. Sitenin çevresi güvenlik kamerası ile 24 saat takip edilecek. Bir müteahhit tarafından yaptırılan ve devlet tarafından satın alınan 32 daire oda salon ve oda salon olarak 60 ve 90 metrekarelik ayrı tipten oluşuyor. İnşaatı yeni tamamlanan konutlardaki daireler ile ısıtılacak. “HALK HUZURSUZ” Sanık yakınlarını yerleştirilmesini planlandığı sitenin çevresinde oturanlar ise huzursuzluk yaşamaya başladı. Bu bölgede oturanlar mahalleli muhtarına gelerek, sanık yakınlarının bu mahalleye gelmelerini istemediklerini söyledikleri bildirildi. Sanık yakınlarının taşınmasının palanlandığı 'ndeki İstasyon Mahallesi Muhtarı Rahmi Ketbağ şunları söyledi: “Çoğumuz emekli ve tarımla uğraşıyoruz. Neden burası seçildi? Devletin yerleştirecek başka yeri yok muydu Mahalleli ‘huzursuzuz' diye bana gelerek şikayette bulunuyor. Hatta site çevresinde oturanlar dilekçe toplamak istediklerini söyledi. Neden Kırklareli seçildi. Diğer mahalle muhtarları ile iki defa toplandık. Bana destek veriyorlar. kapısına yakın ve en huzurlu olan bir il olarak neden burası. Gelecek olan vatandaşlar hakkında hiçbir bilgimiz yok. Bu mahalleden yer satın alınacağı bizlere söylenmedi. Bende basında çıkan haberlerden öğrendim. Mahallemiz de en çok toplu yapılan bir yer.” Bir mahelle sakini ise, “Gelecek olan kişiler huzursuzluk yaratır. Biz kadar bilgi sahibi değiliz. Burası huzurlu ve sakin bir mahalle. Mardin’den neden buraya getiriliyorlar.Huzurumuzun bozulmasını istemiyoruz” dedi. 595896 Batuhan hazır değil Batuhan hazır değil Sezon öncesi omzundaki sakatlığı nedeniyle olan Batuhan son durumunun görülmesi için Teknik Direktör tarafından A2’ye gönderildi  Siyah -beyazlı gençlerin dün İstanbul ile oynadığı maçta kadroda bulunan genç oyuncu, tek golün asistini yapmasına rağmen hazır görünmedi.  Henüz kilolarından tam olarak kurtulmadığı gözlenen Batuhan, karşılaşmanın tümünde görev yaparken, Can Erdem’in attığı gole de pasıyla yardımcı oldu. Belediye karşısında 1-0 galip gelen siyah-beyazlıların karşılaşmasını Denizli de izledi. 596064 HANSSON VASATI AŞAMADI HANSSON VASATI AŞAMADI İddiasız ama politik bir maçtı. İsveçli Martin Hansson maçın hemen başında rakibini son adam pozisyonunda tutarak durduran Ceyhun’a bariz gol şansını engellediği için gösteremediği kırmızı kartını, 32. dakikada ikinci sarıdan doğru olarak çıkardı. Oyun berabere devam ederken Ermenistanlı futbolcuların sert hareketlerine müsaade etmesi karşılaşmanın sertleşmesine neden olacaktı ki, arka arkaya attığımız iki gol rakip oyuncuların direncini tüketirken, maçı da antrenman havasına çevirdi. İkinci yarıda ceza alanına doğru kullandığımız atışta topu uzaklaştırmaya çalışan kaptanının top eline çarptı. Pozisyondaki devam kararı doğruydu. ve ’nın zorluk derecesi yüksek karşılaşmalarda fazla şans vermediği İsveçli hakemin faullerde verdiği tutarsız kararlar ile maçtaki genel yönetimi vasatı aşmadı. 596067 Masumiyet müzesi Atilla Gökçe KritikMasumiyet müzesi Bir turnuvayı ayıpsız, kavgasız, kazasız, kargaşasız ve olanca masumiyetiyle bitirmek de son yıllarda bizim pek de alışık olmadığımız bir başarıdır  Bırakalım Zürih protokolünü diplomatlar, siyasetçiler, kanaat önderleri tartışsın. Tarihçiler bundan hüküm çıkartsın. Parlamentolar iradelerini beyan etsin. Biz, içiyle dışıyla oyunu, golleri, kartları, seyirciyi, hakemi ve ille de ’i ile futbolu yazalım. Şu endüstriyel çağda olabildiğince masum bir oyun oynandı dün. Düzenlenmiş ya da bilinçlendirilmiş veyahut aşırı güvenlik önlemleriyle kontrol altına alınıp, sakinleştirilmiş tribünlerin rengarenk ve hemahenk görüntüsü, nezaketi, coşkunluğu maça olan saygısıyla hepimizin ruhunu temizleyip, yıkadı. Bir futbol maçının belki de son yıllarda görülmüş en değerli seyirci grubu dün benim ’da gördüklerimdi. Saha içinde beklentilerimizi karşılayamamış, hayal kırıklığı yaratmış ve yeniden hedef dışında kalmış takımın hocasıyla birlikte çıktığı veda maçında her şeyi unutarak olgun bir sporcu asaletiyle oynadığını, mücadele ettiğini de sevinçle izledik. Goller de güzeldi, oyun da. Varsın teknik bir nedenle görsün, olabilir... Canı sağolsun. gibi 2008 yazında kamptan gönderilen ve evine küskün dönen bir genç adamın maçın açılış golünü attıktan sonra, kendisini evine gönderen hocaya gidip bir gönül sıcaklığıyla sarılmasıdır gözümüzü yaşartan. Servet’in hep defa fazlasını yapma isteğinden doğan golüne de şapka çıkarmalı. Rijkaard’ın yabancı ön libero isteğini unutup, ayağa kalkarak Ayhan’ı alkışlayalım arkadaşlar. İşte bir ön libero böyle oynamalıydı. Bir turnuvayı ayıpsız, kavgasız, kazasız, kargaşasız ve olanca masumiyetiyle bitirmek de son yıllarda bizim pek de alışık olmadığımız bir başarıdır. Skor tabelasına fena halde takılan ruhumuz ve kafalarımız, nihayet oyunun bu yönüne de sportif bir yer ayırmış oldu. Dünyanın gözü önünde belki biraz abartarak, belki de düzeyinde önlemler alıp, endişelerle hazırlanarak ama sonunda gururla başımız dik, adam gibi bir maç sergiledik. Emeği geçen herkese, sorumluluk duygusu taşıyan Bursalılara ve “Sarı geline” sevgilerle. Not: Bu maçın yüz ağırtan keyfini, Emre’nin öfkesiyle değişmem! 595575 Eski sevgilisini de aynı yöntemle öldürmüş Şişli'de bir hafta önce otomobilinde ölü bulunan Esra Karsel'in katil zanlısı E.G. tutuklandı. Şişli Adliyesi'nde, Cumhuriyet savcısına ifade veren E.G. ile eski arkadaşı olduğu öne sürülen kapalı otopark çalışanı Z.Ş, tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkemede hakim karşısına çıkan bu kişilerden E.G. tutuklanarak Metris Cezaevi'ne gönderildi, Z.Ş. ise serbest bırakıldı. E.G.'nin ifadesi Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince, Kadıköy'de bir otoparkta sahte kimlikle yakalanarak gözaltına alınan zanlı E.G'nin ifadesinde, Aralık 2003'te hemşire sevgilisi İlknur Degirmenciler'i boğarak öldürmek suçundan tutuklu bulunduğu Çorum Yarı Açık Cezaevi'nden firar ettikten bir süre sonra Esra Karsel ile Üsküdar'da bir kafede tanıştıklarını söyledi. Esra Karsel'i kıskançlık duygusu ile boğarak öldürdüğünü anlatan E.G, daha sonra da cesedi otomobiliyle birlikte Şişli'de bir sokağa bıraktığını söyledi. Askerlik görevini yaptığı birliğinden 2002 yılında firar ettiği belirlenen zanlı E.G'nin, cinayet, yaralama, gasp gibi olaylardan sabıkalı olduğu bildirildi. 596746 Gençlerbirliği'nde Sivasspor mesaisi Beştepe İlhan Cavcav Tesisleri'nde, teknik direktör Thomas Doll yönetiminde yapılan ve yaklaşık saat süren çalışmaya, eşinin doğumu nedeniyle ülkesi Brezilya'ya giden kart cezalısı Tozo ile İsveç'te tedavi gören gurbetçi futbolcu Sinan Ayrancı dışında tüm futbolcular katıldı. Ümit Milli Takım'dan dönen Mustafa, Aykut ve Ferhat'ın da katıldığı antrenmanda Doll, futbolcularına kademe anlayışına dayalı savunma taktiklerini çalıştırdı. Kurulan istasyonlarda pas çalışması, çabukluk ve hücum organizasyonlarıyla devam eden idman yarı sahada hücum ve savunma organizasyonları ile pres ve rakipten top kapma çalışmasıyla tamamlandı. Futbolcularının idmandaki hırsını ve başarılı çalışmasını gören Alman teknik adam akşamki çalışmayı iptal etti. -BREZİLYALI FUTBOLCULARDAN YEMEK- Öte yandan, kırmızı-siyahlı ekibin Brezilyalı futbolcuları Kahe ile Sandro'nun, akşam takım arkadaşlarına ve teknik heyete bir yemek vereceği öğrenildi. Gaziosmanpaşa'daki, Brezilya yemeklerinin yapıldığı Quente restoranttaki yemeğin amacının, Sivasspor maçı öncesi, futbolcular arasındaki kaynaşma ve dayanışmayı güçlendirmek olduğu bildirildi. Gençlerbirliği, Sivasspor maçının hazırlıklarını yarın yapacağı idmanla sürdürecek. 596373 Nobeli alan yazar Müller niye ağladı? Edebiyat Ödülü'nü alan Alman yazar Herta Müller, parasızlığın hayatı boyunca çok karşılaştığı bir durum olduğunu söyledi. Uluslararası Frankfurt Fuarı'nda konuşan Müller gözyaşlarını tutamayarak ağladı. Müller, haftalık Die Zeit gazetesine yaptığı açıklamada, Edebiyat Ödülü'nü aldıktan sonra hayatının değişmesini beklemediğini, ödülle birlikte verilen parayla da ne yapacağını bilmediğini belirterek, "Para sahibi olmak az tecrübe ettiğim bir durum" dedi. 'nın Frankfurt kentinde başlayan Uluslararası Fuarı'nda "Nefes Salıncağı" adlı yeni kitabından okuyan Müller, kitabı okurken gözyaşlarını tutamadı. Müller, bu kitabı yıl önce Fuarında ölen arkadaşı Oskar Pastior ile birlikte yazmaya başladıklarını belirterek, göz yaşları altında "Benim için burada yalnız oturmak çok üzücü. Ona çok teşekkür borçluyum" diye konuştu. Pastior'ün ölümünün kendisi için "ışığın söndürülmesi" gibi olduğunu, arkadaşının ölümünden sonra uzun zaman yazmaya başladıkları kitap üzerinde çalışamadığını ifade eden Müller, ancak sonra bu çalışmayı yalnız bitirmesi gerektiğini kabul edebildiğini belirtti. 596619 Savcıdan suçlama: Hepiniz PKK yandaşısınız Star gazetesinin haberine göre, Ceylan'ın ölümüne neden olarak gösterilen bombaatara vurduğu 'tahra'nın incelenmediği ortaya çıktı. Delil olarak bile alınmayan aletin tutacak kısmında küçük bir hasar olması da dikkat çekti Diyarbakır Lice'de koyunlarını otlatırken bomba atar mühimmatına elindeki tahra ile vurması sonucu ölen 12 yaşındaki Ceylan'ın ölümüyle ilgili tartışma büyüyor. Ceylan'ın ölümünün ardından olay yerine ilk giden ağabeyi Rıfat Önkol, kızkardeşinin bombaatara vurduğu iddia edilen tahranın savcılık tarafından incelenmediğini iddia etti. Olaydaki en büyük delil kabul edilen tahranın kendilerinde olduğunu söyleyen ağabey Önkol ilginç iddialarda bulundu. FOTOĞRAFTAN İNCELEME YAPILDI Olay gün savcının güvenlik gerekçesiyle olay yerine bil gelmediğini, kendi yerine imamı gönderdiğini belirten Önkol "imamın çektiği fotoğraflardan olay yeri inceleme raporunu hazırladı. Bu sırada kardeşimin cesedinin yanında duran tahra alınıp, incelenmedi ve bize verildi. Savcı aradan üç gün geçtikten sonra helikopterle olay yerine geldi. Ama bizden tahrayı yine istemedi. Sadece bize, 'siz hepiniz PKK yandaşlarısınız' diye suçlamalarda bulundu" dedi. SAVCI TEHDİT ETTİ İDDİASI Önkol, olay günü Ceylan'ın cesedi ile birlikte savcının yanına gittiklerinde, savcının kendilerini olay yerinden delil toplamadıkları gerekçesiyle azarladığını belirttti. Önkol, savcıya "Biz zaten kardeşimizin parçalarını ellerimizle toplayıp, acımızı yaşayamadan buraya geldik, siz olay yerine bile gelmediniz, neyin hesabını soruyorsunuz?" diye cevap verdiğini anlattı. Ağabey Önkol bu cevap üzerine savcınının kendilerine "Sen kızın yakın akrabası olmasan, ben senin hakkında yapılacak işlemi bilirdim ama dua et, abisisin" cevabını verdiğini iddia etti. DELİL OLARAK BİLE ALMADILAR Ceylan Önkol'un avukatı Av. Serdar Çelebi de tahrayı kendilerinin delil olarak sunmasına rağmen kabul edilmediğini belirterek savcılığın kendilerinden hala tahrayı istemediğini de kaydetti. Bombaya bile dayanıklı tahra! Tahra ile ilgili başka bir iddia da daha bulunan abi Önkol, "Yapılan açıklamaya göre Ceylan elindeki tahra ile bombaya vurup, onun patlamasına neden olmuş. Tahra dediğimiz alet ucu çengel gibi sopası da düz olan bir cisim. Tahrayla ağaçları otları budarız ve çengel olan kısmı keskin olduğu için her zaman sopasından tutarız. Ama Ceylan'ın tahrasında ki bomba tesiriyle oluştuğu iddia edilen çökme sopa kısmında. Yani bu durumda Ceylan tahranın çengel kısmını tutarak bombaya vurması lazım. Bunu niye yapsın ki, öyle tutsa zaten eli kesilirdi. Ayrıca Ceylan sopayı öyle tutmayacak kadar deneyim sahibi. Bu da rapordaki iddiayı çürütüyor" dedi. 596866 Mia Farrow'un Gazze İsyanı Mia Farrow'un Gazze İsyanı Gazze'yi ziyaret eden UNICEF'in iyi niyet elçisi Amerikalı aktris, "Gazze'deki çocukların katlandığı durumu, hiçbir çocuk yaşamamalı" dedi. Yayına Giriş: 15.10.2009 15:31:35 Güncelleme: 15.10.2009 15:33:15 İsrail ablukası altındaki Gazze'yi ziyaret eden Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF'in iyi niyet elçisi Amerikalı aktris Mia Farrow, "Gazze'deki çocukların katlandığı durumu, hiçbir çocuk yaşamamalı" dedi. 2007 yılından bu yana İsrail ablukası altında bulunan Gazze'de hayat şartları da oldukça zor. Yardım kuruluşları, bölge için sürekli "İnsani kriz" tehdidini gündeme getiriyor. Yokluk içinde hayat mücadelesi veren Gazze'deki Filistinlileri, son olarak UNICEF'in iyi niyet elçisi Amerikalı aktris Mia Farrow ile Mısırlı bir aktör ziyaret etti. Farrow, "Gazze'ye gelme sebebim, buradaki çocuklar. Gazzeli çocukların katlandığı durumu hiçbir çocuk yaşamamalı. Çoğunun travmadan hala kurtulamadığı çok açık" dedi. Bir yandan abluka ve yokluk, diğer yandan İsrail saldırıları sadece çocuklar değil, bölge halkı için ciddi bir korku kaynağı oluşturuyor. Farrow, bir öğretmenin "Çocuklar gürültü duyduklarında gökyüzüne bakıp bağırmaya ve ağlamaya başlıyor" şeklindeki sözlerini de aktardı. Amerikalı aktris ve Mısırlı aktöre çocukların ilgisi büyüktü. 596326 Okul müdürlerine domuz gribi brifingi Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğünden yapılan açıklamada, Ankara BUPS İlköğretim okulundaki domuz gribi vakasıyla ilgili, ''Konunun hassasiyetle takip edildiği ve bilim insanlarınca önerilen bütün tedbirlerin alındığı'' bildirildi. Yazılı açıklamada, Ankara BUPS İlköğretim okulunda 13 Ekim tarihinde (H1N1) virüsü tespit edildiği ve İl Hıfzıssıhha Kurul kararı doğrultusunda Valilik tarafından eğitim-öğretime bir hafta ara verildiği anımsatıldı. Hasta ve temaslılarının takiplerinin titizlikle sürdürüldüğü, diğer okullarla ilgili herhangi bir sorun bulunmadığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Hastalığın belirtileri, mevsimsel grip belirtilerine benzerdir. Bunlar, ateş, öksürük, boğaz ağrısı, yaygın vücut ağrısı, baş ağrısı, üşüme ve yorgunluk gibi belirtileri içermektedir. Bazı vakalarda kusma ve ishal de görülebilmektedir. Bu belirtileri taşıyanların en yakın sağlık ocağına başvurması önem taşımaktadır. Pandemik (H1N1) virüsünün de yine mevsimsel griple aynı şekilde yayıldığı düşünülmektedir. Grip virüsleri insandan insana öksürük ve hapşırma yoluyla bulaşmaktadır. Grip virüsü bulaşan bir yere dokunulduktan sonra, eller ağız ya da buruna götürüldüğünde de hastalık bulaşabilir. Bu nedenle tüm vatandaşlarımızın kağıt mendil veya peçete bulundurmak gibi basit tedbirlere uyması ve çocuklarını eğitmesi bir çok problemi önleyecektir. Sağlık Müdürlüğümüz, İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile işbirliği içinde H1N1'den korunma yollarını içeren afiş ve broşürlerin tüm okullara dağıtımını yapmıştır. Bunun yanında önümüzdeki hafta içinde de tüm okul müdürlerimize, İl Milli Eğitim Müdürlüğünce belirlenecek bir salonda söz konusu hastalık konusunda bilgi verilecektir. Konu, Bakanlığımız ve Valiliğimizce hassasiyetle takip edilmekte ve bilim insanlarınca önerilen bütün tedbirler alınmaktadır.'' 595712 [Haber izlenim] Futbol bahane 'diplomasi' şahane Üstelik Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, meslektaşı Abdullah Gül'ün davetine icabet edip maça geliyordu. Hal böyle olunca iddiadan uzak milli maçın 'futbol diplomasisi'ne dönüşmesi kaçınılmazdı. Böyle önemli bir diplomasi trafiğini, halkın nabzını tutmak için konakladığımız Bursa'da ilk durağımız Türk ve Ermeni gazetecilerin bir araya geldiği Kervansaray Otel'deki toplantıydı.. Herkes birbirine protokol sonrası ilişkileri, beklentileri sormak niyetindeydi. Bayan gazetecilerin yoğunlukta olduğu grupta biz de soluğu bir bayan gazetecinin yanında aldık. İlk temas kurduğumuz Ermeni gazeteci Parantsev Hannisyan, sınırların ön koşulsuz kalkmasını ve Karabağ tarafındaki akrabalarını görmek istediğini söylüyordu. Türkiye'ye dair izlenimleri en güçlü olan gazetecilerden biri Marianna Grigoryan idi. Geçtiğimiz yıl 10 günlük bir gezi için Türkiye'ye gelen Grigoryan'ın anlattıkları dinlenmeye değerdi: "Ailem Türkiye'de güvende olmayacağımı düşünerek gelmemi istemedi. Ama ben gazeteciyim ve Türkiye'de insanların beni öldürmeyeceğini biliyordum. Yine de aklımda soru işaretleriyle geldim. İnsanlar bana çok kibar davrandı, hatta Ermeni olduğumu öğrendiklerinde bile davranışları değişmedi. Bu, çok sevindirici bir gelişmeydi benim adıma." Türk-Ermeni ilişkilerine dair açıklamaların en çarpıcısı Türkoloji uzmanı ve aynı zamanda AZG Gazetesi yazarı Hakop Çakıryan'a aitti. Çakıryan, Erdoğan ve Sarkisyan'ın büyük bir risk aldığı görüşündeydi. Protokolün imzalanmasından sonra diasporanın söylemlerini abarttığını, "Sarkisyan'ın arabasını taşlarız, yardımları keseriz" şeklindeki açıklamaları 'yakışıksız' olarak tanımlıyor ve diasporaya şöyle sesleniyor: "Tepkiniz devlet başkanına mı onun izlediği Türkiye politikasına mı yoksa anavatanımız dediğiniz Ermenistan'a mı?" Gazeteciler arasında ilişkilerin düzelmesinden umutlu olanlar kadar tedbirli ve umutsuz olanlar da vardı. Ermenistan'daki Taşnak Partisi'nin yayın organı Yerkir Media TV'de çalışan Gohar Martirosyan, 1915 olaylarının "soykırım" olarak tanınması konusunda kararlıydı: Geçmişte yaşanmış kötü olayları unutmamız mümkün olmayabilir ama eğer birisi hata yaptığını kabul eder ve 'sizden özür diliyoruz' derse onu affedebilirsiniz. Martirosyan, sınırların açılmasının hemen mümkün olmayacağını, zaman alacağını söylese de ilişkilerin düzeleceğine dair umudunu koruyor. Sözün özü, 'gazozuna' maçın galibi, tarafların birbirine biraz daha yakınlaşmasını sağlayan 'diplomasi' idi. 596672 Petrol fiyatı son bir yılın en yüksek seviyesine çıktı fiyatı son bir yılın en yüksek seviyesine çıktı Uluslararası Ajansı (IEA) ve Enerji Bakanlığı, fiyatındaki hızlı yükselişin küresel ekonominin düzelmesinde risk yaratabileceğini, bu yüzden petrol fiyatlarındaki artıştan kaygı duyduklarını bildirdi. IEA’nın ’te düzenlediği bakanlar toplantısına katılan IEA Baş Ekonomisti ’e yaptığı açıklamada, petrolün fiyatının artmasını “hoş görülmeyecek kadar yüksek” olarak değerlendirdi. Petrol sanayine yatırımların geçen yılla karşılaştırıldığında yüzde 20 daha az olduğunu belirten Birol, bu alanda “önemli bir ilerleme” görmediğini söyledi.  IEA Başkanı Nobuo Tanaka da, gazetecilere, “Petrol fiyatındaki hızlı yükseliş kesinlikle kaygı verici” dedi. “Petrol fiyatı çok hızlı hareketlenirse, ekonomideki düzelme zarar görebilir” diyen Tanaka, IEA’nın, yeni petrol yatakları bulunması ya da üretimine yatırımların ertelenmesi ya da iptal edilmesini takiben arz kapasitesi konusunda kaygı duyduğunu da ifade etti.  Tanaka, “Ekonomi düzelmeye başladığında arz tarafında eksiklikle karşı karşıya kalabiliriz ve bu fiyatların fırlamasına neden olabilir. Bu çok kaygı verici bir durum” diye konuştu. ABD Steven Chu da “Petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki artış zarar verici, çünkü bu resesyona yol açabilir. Petrol ve doğal gaz fiyatlarında istikrar istiyoruz” dedi. IEA ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC), 2010 yılı için küresel petrol talebi tahminlerini artırmıştı. PETROL FİYATI Bu arada ’daki işlemlerde 76 dolara yaklaşan petrol fiyatı Ekim 2008’den bu yana en yüksek seviyesine çıktı. ABD dolarının değer kaybetmesi ve yatırımcıların ekonominin düzelmesi konusundaki iyimserliklerinin artması nedeniyle ABD ham petrolünün varil fiyatı Kasım ayı teslimi 50 sent yükselerek 75,68 dolara çıktı. Dün, 1,03 artışla 75,18 dolar olan petrol fiyatı, bugün bir ara 75,96 doları gördü.  Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 52 sent artarak, 73,62 dolar oldu. ’daki Fuel First Consulting şirketinde enerji uzmanı olan Gerard Rigby, petrol fiyatının yükselişiyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Ekonominin güçlendiği ve doların değer kaybettiği yönünde bir anlayış var.  Ancak, talepte henüz gerçek bir düzelme görmedik” dedi. 595679 TRT'nin dizisine İsrail'de büyük tepki Dizinin dün ilk bölümünün yayınlanmasının ardından, akşam saatlerinde Yedioth Ahranot gazetesinin İbranice haber sitesi Ynet, diziyle ilgili geniş bir yazı yayımlayıp, İsrail'in, dizinin yayımlanmasından doğan "travma"yı yaşadığını belirtti. Kanal televizyonu da dizinin İsrail ve Yahudi düşmanlığını tesis etmeye yönelik "provokatif bir dizi" olduğunu öne sürdü. İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın, yeni atanacak Türk Büyükelçisini en kısa samanda Dışişleri'ne çağırıp izahat isteyeceği belirtilirken, Ynet, Lieberman'ın Büyükelçiye vekalet eden Türk Büyükelçilik görevlisinin, diziyle ilgili protesto vermek için bakanlığa çağrılması talimatını verdiği ifade etti. "Türkiye'nin devlet Televizyonu TRT 1, bu hafta Gazze'deki Dökme Kurşun operasyonu sırasında geçen olayları anlatan bir diziyi yayına soktu" diyen Ynet, dizide İsrail ordusu askerlerinin, "çocukların üzerine bilinçli olarak ateş eden, Gazzeliler'i idam mangalarının önüne diken, sivillere ateş eden kana susamış askerler" olarak gösterildiğine işaret etti. Ynet, dizinin Youtube'de yayımlanan bölümünün linkini verip, resimlerine de habere ekledi. İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman ise Ynet'e "Bu, ciddi bir provokasyondur ve devlet desteğiyle yapılmıştır. Böylesine provokasyon ve nefret dolu bir dizinin düşman ülkeler arasında bile yayınlanmasının doğru olmadığını düşünüyorum." dedi. Lieberman, dizinin "İsrail ile yüzde 100 dolu diplomatik ilişkileri olan Türkiye'de yayınlanmasını da çok manidar ve üzücü" olarak nitelendirdi. KANAL 2: "İSRAİL VE YAHUDİ DÜŞMANLIĞI TESİS ETMEYE YÖNELİK" Televizyon dizisiyle ilgili eleştirel bir haber de İsrail'in önde gelen TV kanallarından Kanal 2'nin akşam haberlerinde geniş bir şekilde yer aldı. Kanal Televizyonu, TRT'nin yapmış olduğu "Ayrlık" adlı dizinin "devlet televizyonu"nda yayınlanmış olmasına dikkat çekti; en üst dereceden provokasyon malzemesi içerdiğini ve gerçeklere aykırı olduğunu ileri sürdü. Kanal 2, diziyi, "İsrail ve Yahudi düşmanlığı tesis etmeye yönelik provokasyon" olarak niteledi. Diziden parçalara da yer verilen Kanal haberinde de dizi konusunda İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'a da görüşünün sorulduğu ve Lieberman'ın, en kısa zamanda, yeni atanacak Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisinin dizi hakkında izahat vermeye davet edileceğinii belirttiği ifade edildi. Kanal 2'de de İsrail askerlerinin, "günahsız sivilleri öldüren kana susamış askerler" olarak gösterildiğinin altı çizilip, dizinin TRT'de yayımlanıyor olmasının "çok manidar" olduğu ifade edildi. Kanal 2, dizinin, "Suriye gibi karanlık ülkelerin yaptığı provokatif ve Yahudi düşmanı yayınlarına eşdeğer olduğunu" ileri sürdü. Kanal ayrıca, dizinin TRT gibi bir kurumda yayınlanıyor olmasının tek bir yolu olduğunu, bunun da "yukarıdan" gelen bir talimatla yapılmış olabileceğine vurgu yaptı. 596422 ilde El Kaide operasyonu: 31 gözaltı Terör örgütü El Kaide'nin Türkiye yapılanmasındaki örgüt üyelerinin eylem hazırlığında olduğu bilgisini alan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ekipleri Bursa, Erzurum, Sakarya, Konya, Hatay, Batman ve Van emniyetiyle irtibata geçti. Polis ekipleri İstanbul ve bu illerde sabaha karşı bazı ev ve işyerlerine eşzamanlı operasyon düzenledi. Operasyonlarda toplam 31 kişi gözaltına alındı. Van'da Özel Hareket polisleri ve zırhlı araçların katıldığı operasyonda, örgütün Van yapılanması sorumlusu olduğu bildirilen O.N.G de gözaltına alınanlar arasında. Yetkililer operasyonda gözaltına alınan bazı kişilerin terör örgütü El Kaide'nin ikinci adamı olarak bilinen Ayman El Zevahiri'nin talimatları doğrultusunda, örgütün 'daki kamplarında aldıklarını belirtti. Zanlıların emniyetteki sorgusu sürüyor. Ele geçirilenler Operasyon kapsamında Van'da ev, işyeri, vakıf ve dernekte yapılan aramada, adet Browning marka ruhsatsız tabanca ile buna ait mermi, adet diz üstü bilgisayar, bilgisayar kasaları, CD ve örgüte ait çeşitli dokümanlar ele geçirildi. Zanlıların terör örgütü El Kaide adına faaliyet yürüterek lojistik destek sağladığı, örgüte eleman kazandırdığı, bu elemanları örgütün yurtdışında bulunan silahlı kamplarına gönderdiği tespit edildi. 597239 Borçlar Kanunu'nda madde kabul edildi Tasarının,''Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri'' bölümünde,  ''ısmarlanmayan şeyin gönderilmesi''ni düzenleyen 7. maddesi üzerinde, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ile CHP'li bazı milletvekillerinin verdiği ortak önerge kabul edildi. Buna göre, ısmarlanmamış bir şeyin gönderilmesi, öneri sayılmayacak. Bu şeyi alan kişi, onu geri göndermek veya saklamakla yükümlü olmayacak. Maddedeki, ''Ismarlanmamış bir şeyin yanlışlıkla gönderildiği açıkça anlaşılırsa, onu alan kişi, uygun bir sürede gönderene haber vermek zorundadır'' ibaresi ise çıkarıldı. Tasarıya göre, bir sonucun gerçekleşmesi karşılığında ödül vereceğini ilan yoluyla duyuran kimse, sözünü yerine getirmekle yükümlü olacak. MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, tasarının dilinin anlaşılmaz olduğunu belirterek, bu nedenle iktidar milletvekillerinin de değişiklik önergeleri verdiğini söyledi. CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e, ''Niye Çek Yasasını getirmiyorsunuz? Bu tasarıyı CHP'lilerin engellediğini söylüyorsunuz. Ama biz de karşılıksız çekin keşide edilmesine karşıyız'' dedi. Birleşimi yöneten Başkanvekili Sadık Yakut'un tutumunu da eleştiren Öztürk, Mecliste hukuksuzluğun egemen kılınmak istendiğini ileri sürdü. CHP'li Öztürk, ''İktidar, Türkiye'yi gerginlikten kurtarmak zorundadır. İktidarın bir de Meclisi germesine gerek yok. Türkiye'de yarattığınız hukuksuzluğu Meclise taşımanıza izin vermeyeceğiz. Millet bizi buraya koyun gibi oturalım diye göndermedi'' diye konuştu. CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti yetkililerinin Ahilik Haftası kutlamalarında esnaf ve sanatkara ne diyeceğini sorarak, ''Sadece Ahilik Haftasını kutlamakla kalmayın, esnaf ve sanatkarın sorunlarını da çözün. Hipermarket Yasasını bir an önce Meclise getirin'' dedi. Tasarının görüşmeleri 11. madde üzerinde sürüyor. 597358 32 geçici işçi alımı için 464 başvuru İlçe genelindeki okullarda geçici işçi olarak çalışmak için başvuran 464 kişi arasında, Göksun METEM Salonu'nda noter huzurunda kura çekimi yapıldı. Türkiye İş Kurumunun, Toplum Yararına Çalışma Programı kapsamında Göksun Milli Eğitim Müdürlüğü ve İş-Kur Kahramanmaraş İl Müdürlüğü arasında hazırlanan proje kapsamında yapılan çekiliş sonucunda 32 kişi asil, kişi yedek olarak belirlendi. Çalışma süresi 75 gün olmasına rağmen, gün sayısının artacağı ve ilerde kadro alabilecekleri beklentisi, katılımcıların yoğun heyecan yaşamasına neden oldu. Kura çekiminde hak kazanan hizmetli adayları, 19 Ekimde görevlendirilecekleri okullarda iş başı yapacak. 595703 Ölü sayısı bin 525'e ulaştı dünya yeni tedbirler alıyor Domuz gribi aşısını özellikle öğrenciler, veliler, 17-24 yaş arası gençler ve hamile kadınların vakit geçirmeden yaptırması istendi. ABD'deki kampanya kapsamında halkı bilinçlendirmek için televizyon kanalları etkili olarak kullanılıyor. Çocukların dikkatini çekmek için Türkiye'de de bir dönem çok beğenilen Susam Sokağı gibi çocuk dizilerinde salgına karşı korunma yöntemleri anlatılıyor. Hollanda'dan sonra Belçika da domuz gribini internet ortamına taşıdı. Brüksel Serbest Üniversitesi'nin oluşturduğu internet sitesini (http://huis.vub.ac.be/grieptest/) tıklayan kişiler birtakım soruları cevaplayarak domuz gribi olup olmadıklarını kolayca öğrenebiliyor. ABD Sağlık Bakanlığı'nca başlatılan kampanyada gençlerin salgına karşı korunması için video ve müzik paylaşım ağı YouTube internet sitesi de kullanılıyor. Bakanlık, YouTube'a domuz gribinden korunma ile ilgili dört video görüntüsü yükleyerek 17-24 yaş grubunu bunlara oy vermeye çağırdı. En iyi video gençlerin oylarıyla belirlenecek. Projeyle ilgili hazırlanan 30 saniye ile dakikalık kısa reklam görüntüleri İngilizcenin yanı sıra İspanyolca olarak da yayınlanıyor. Kampanyada hamile kadın ve ebeveynler için TV kanallarında olimpiyat şampiyonu Jackie Joyner-Kersee, şarkıcı Marc Anthony, oyuncu Amy Ryan gibi ünlülerin yer aldığı tanıtıcı reklam filmleri ile korunma yolları anlatılıyor. Ülkede domuz gribinin görüldüğü okullar tatil edilirken, salgına yakalananların evden çıkmamaları tavsiye ediliyor. Halkın domuz gribine karşı günlük yaşamlarında nasıl tedbir alacakları da; bazı yerel yönetimler tarafından toplu taşım araçları ile yerel televizyon kanallarında yayımlanan reklam filmleri ile halka duyuruluyor. ABD Başkanı Barack Obama, yaz mevsiminin ilk haftalarında domuz gribine karşı geliştirilecek aşı çalışması için milyar dolar ödenek ayrıldığını duyurmuştu. Domuz gribinin 191 ülke ve bölgede en az bin 525 kişinin ölümüne neden olduğu bildirildi. Dünya Sağlık Örgütü'nden yapılan açıklamada, hastalığın kuzey yarım kürede, özellikle ABD, Meksika, Kanada'nın kimi bölgeleri, İrlanda, Belçika, Hollanda, İsrail ve Japonya'da yayılmasını sürdürdüğü, güney yarımkürede ise gerilediği belirtildi. bin 292 kişinin öldüğü, 146 bin 16 kişinin hastalandığı Kuzey Amerika'nın, domuz gribinden en çok etkilenen bölge olmaya devam ettiği, Avrupa'da ise 59 binden fazla vakanın belirlendiği ve virüs yüzünden ölenlerin sayısının 201'e çıktığı kaydedildi. 597162 Nalbantyan'ı İhanetle Suçladılar Nalbantyan'ı İhanetle Suçladılar Türkiye ile imzalanan protokolü protesto eden bir grup Ermeni, Dışişleri Bakanı Nalbantyan'a ağır suçlamalar yöneltti. Yayına Giriş: 15.10.2009 17:41:24 Güncelleme: 15.10.2009 17:46:29 Ermenistan'da tepkinin hedefinde bu kez Dışişleri Bakanı Edward Nalbantyan vardı. Ermenistan'da bir grup Dışişleri Bakanlığı önünde Türkiye ile imzalanan protokolleri protesto etti. Grup, Dışişleri Bakanı Nalbantyan'a bir de mektup gönderdi. Mektupta, Nalbantyan ulusal çıkarlara ihanetle suçlandı. 595980 Sanlı Sarıalioğlu: Fatih Terim'e veda öpücüğü Sanlı Sarıalioğlu Fatih Terim'e veda öpücüğü Bir maç oynadık… Sözüm ona resmiydi… Aslında özelin de özeliydi. Dükkanı Belçika'da kapatmıştık. Teknik direktörümüz de orada son noktayı koyduğunu ilan etmişti. Maçtan önceki günlerde en çok konuşulan Terim oldu. Daha sonra da Ermenistan ile aramızda oluşturulacak barış köprüsü üzerinden ahkam kesildi. İşin siyasi yönü ön plana geçti. Bursa seyircisine 'Aman ha yaramazlık yapmayın!' denildi. Onlar biraz dinledi, biraz dinlemedi. Terim'in maç boyunca buruk, buruşuk, ekşimik bir yüzü vardı. Sanki çalışılmış bir yüzdü. Ve yüz şeklini bozmamak için Terim büyük çaba harcadı. Attığımız gollerde tüm futbolcular Terim'e koştu. 'Seni çok seviyoruz. Sensiz biz ne yapacağız' mesajları ortalığı kapladı. Bu gösterilerden hiç hoşlanmıyorum. Yapmacık gibi geliyor bana. Hani bir şarkı var ya 'Bu ne sevgi ah, bu ne ızdırap!' İşte aynen öyle… Palavra bir grupta sefilleri oyna ve sonra 'Bizde işte böyle bir dayanışma var!' pozlarına bürün. Madem bu denli et tırnaktınız neden el ele verip finallere gidemediniz? Yenemeyeni dövüyorlar Terim için çok yazdık. Elbette takımın komutanı her zaman baş sorumludur. Peki futbolcularımız sütten çıkmış ak kaşık mı? Hangisi gerçek performansıyla kaç maç oynadı? Hepsi bölük pörçük pasajlarla yetindi. Estonya'yı yenemeyeni dövüyorlar. Ona bile takıldık. Belçika'dan sadece tek puan alabildik. Terim ve talebelerinin mazeret ileri sürmeye en ufak hakları yok. Her maçta çıkan ayrı kadrolar bizi yıkan en büyük faktör oldu. Milli Takım oyuncusu ayrıdır. Macera aramamak gerekir. Hocamız durmadan sürprizlerle karşımıza çıktı. Bu maçta da Trabzonsporlu Ceyhun'u stopere koydu. Ceyhun, takımında böyle bir görevle oynamıyor hatta formayı da az buluyor. Peki hocamızın aklına nasıl takılıyor böyle fikirler? Ceyhun alışık olmadığı bölgede iki kontrolsüz giriş yaptı ve anında kendisini dışarıda buldu. Ermenistan'ı yensek ne olur, yenmesek ne olur? Rakibimizin eti, butu belli. Gücü kadar sınırlı ki Ermenistan'ı yenemeyeni de dövüyorlar. Galibiyetimiz Terim'e ufak bir veda öpücüğü. Ne yazık ki bu kez amortiyle avunmak zorunda kaldık. 597245 Adalet Partisi bugün resmen tarih oldu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 121. maddesi, Dernekler Kanunu'nun 36. maddeleri aracılığıyla Türk Medeni Kanunu'nun 87. maddesi uyarınca ''talep tarihi itibariyle kuruluş amaç ve şartlarını kesin olarak kaybetmesi nedeniyle'' Adalet Partisinin, kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının sona erdiğinin tespitine karar verilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu. Yüksek Mahkeme, bugünkü toplantısında Adalet Partisinin, dağılmış sayılarak hukuki varlığının sona erdiğine, Partinin tüm mallarının Hazine'ye geçmesine karar verdi. TÜRK SİYASETİNDE ADALET PARTİSİ Adalet Partisi, 27 Mayıs Darbesi sonrası kapatılan Demokrat Parti'nin devamı olarak siyaset sahnesine çıktı. Parti içinde bir çok eski DP'li politikacı bulunmaktaydı. AP özellikle idamların ardından oluşan toplumsal tepkiyi iyi bir şekilde değerlendirdi. Bu Demokrat Parti seçmen tabanının büyük bir kısmının AP'yi tutmasını sağladı. Adalet Partisi Türk siyasal hayatında asıl çıkışını ise 1964'te Süleyman Demirel'in genel başkan seçilmesiyle yapmıştır. Siyasi yelpazede merkez sağda bulunan Adalet Partisi; piyasa ekonomisini benimsemiş, kalkınmacılığı ve büyümeyi hedef almıştı. Toplumsal ilişkilerde dinsel öğe ve yapıları kollamakla birlikte temelde laik bir partiydi. Muhafazakar ve liberal çevrelerin merkezine oturabilmişti. Ancak bu 1970'teki bölünmeyle son buldu ve İslamcı ve liberal kanat partiden koptu. Buna rağmen Adalet Partisi'nin hem kırsal hem de kentsel alanlarda etkinliği sürmüştür. Parti, 1961-1980 döneminde ülkenin en büyük iki siyasi kurumundan biri olmuştur. 596731 Alkollü genç bir kişiyi bıçakla rehin aldı Alkollü genç bir kişiyi bıçakla rehin aldı ’da, boğazına bıçak dayadığı kişiyi rehin alıp yaralayan şüpheli, polis tarafından etkisiz hale getirildi. Alınan bilgiye göre, aşırı içkili olduğu belirtilen Savaş T. (26), Atatürk Bulvarı’ndaki otogar yakınında arkadaşı Korel K’yi (28), henüz belirlenemeyen bir nedenle boğazına ekmek bıçağı dayayıp rehin aldı. Zanlı, vatandaşları tehdit ederek kimsenin yanına yaklaşmasına izin vermedi. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen ekipleri zanlıyı ikna etmeye çalıştı. Bu sırada bağırarak çevresindeki tehdit eden Savaş T, Korel K’nin vücudunda birkaç bıçak darbesi oluşturdu. Polis ekiplerinin uzun süren çabası sonucu ikna edilen Savaş T. ve olayda yaralanan Korel K, Kütahya Devlet Hastanesine kaldırıldı. Savaş T, aşırı içkili olduğu için güçlükle taşındığı hastanede bayıldı, daha sonra gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü. Tedavi altına alınan Korel K’nin sağlık durumunun Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 597374 yaşında balonla yükseldi Larimer bölgesi şerif sözcüsü Eloise Campanella, uçan daireye benzeyen balonun bin 48 metreye dek yükselebileceğini belirterek, balonun en son Denver kentinin 64 kilometre kuzeyindeki Milliken bölgesinde süzülürken görüldüğünü söyledi. Campanella, balonun giriş kapısına tırmanan yaşındaki çocuğun halen balonun içinde olduğunu bildirdi. Yetkililerin balonu yere güvenli olarak indirmenin yollarını aradıkları bildirilirken, Denver Post gazetesi, çocuğun Fort Collins'te ailesine ait balona bindikten sonra ipini kopararak havalandığını kaydetti. 596779 Bursa Valisi Harput'tan maç açıklaması Harput, yazılı açıklamasında, uzun bir süreden beri kamuoyunun gündeminde bulunan ve basında değişik yorumlarla farklı biçimde değerlendirilen Türkiye-Ermenistan futbol milli müsabakasının Türkiye'nin 2-0'lık galibiyetiyle sonuçlandığını hatırlattı. Türk milletinin başının dik, alnının ak, onurla bu tabloyu gerçekleştirmesinde emeği geçen herkesi kutladığını ifade eden Harput, şunları kaydetti: ''Bursa, bu müsabakada tarihi bir sınav verdi. Tüm Bursalılar yedisinden yetmişine Bursa'da oynanan tarihi müsabakanın öneminin farkında olarak bu müsabakada kendilerine yaraşır, Türk milletinin asil karakterine yaraşır güzel bir ev sahipliği yaparak gelen tüm misafirleri gerek Ermenistan heyetini ve gerekse dünyanın dört bir tarafından gelen yerli ve yabancı basın mensuplarını büyük bir misafirperverlikle karşıladılar. Onlara bizim geleneksel asil konuk severliğimizin en güzel örneklerini gösterdiler. Buradan farklı olumsuz tablolar arayanlar, farklı kötü beklentiler içerisinde olan çevrelerin de bu beklentileri boşa çıktı.'' Harput, valilik olarak en ince noktasına kadar bütün güvenlik tedbirlerini almaları gerektiğini ve böyle yaptıklarını ifade ederek, burada asıl en büyük payın tüm Bursalı vatandaşlar, Bursaspor'un vefakar ve son derece değerli seyircileri ve taraftarlarına ait olduğunu kaydetti. Bursaspor taraftarlarının, topyekun halde Türkiye sloganlarıyla maç boyunca bütün dünyaya parmak ısırtacak şekilde adeta bir gurur tablosu çizdiklerini belirten Harput, şöyle devam etti: ''Yerli ve yabancı bütün konuklar, 'Böyle bir seyirci olamaz' diye takdirlerini ve hayranlıklarını ifade ettiler. Bu bizim için gerçekten onur duyacağımız bir hareketti. Ülkemizin ve Bursa'mızın başını öne eğecek en ufak bir yanlışa müsaade etmediler, fırsat vermediler. Vatandaşlarımız büyük bir olgunluk örneği sergiledi ve neticede hem Bursa hem Türkiye kazandı hem de bütün dünya önünde prestijimiz, itibarımız fevkalade yükseldi.'' Harput, bu süreçte zaman zaman ufak tefek aksaklıkların olabileceğini ifade ederek, özellikle bilet konusunda yaşanan aksaklıklar dolayısıyla kendisinin gerçekten büyük üzüntü duyduğunu kaydetti. Büyük talep karşısında, bilet dağıtımında herkesin olayı birbirine attığını vurgulayan Harput, ancak bilet dağıtımının tamamıyla futbol federasyonunun yetki ve organizasyonu içerisinde yürütülen bir faaliyet olduğunu belirtti. Harput, bunun özellikle bilinmesini istediğine işaret ederek, şunları kaydetti: ''O bakımdan pek çok çevreler 'Valilik bilet dağıtıyor' gibi bir anlayışla bilet alamamaktan dolayı sitemlerini ifade etmek durumunda kaldılar. Ben tüm bu vatandaşlarımızı da anlayışla karşılıyor ve kendilerinden bu manada bu tür olağanüstü durumlarda böyle kargaşanın olabileceğini düşünerek anlayış bekliyorum. Yine tüm vatandaşlarıma, sivil toplum kuruluşlarına, Bursaspor taraftarlarına özellikle ve yine özellikle değerli basınımıza özellikle teşekkür ediyorum.'' Harput, yazılı açıklamasında, uzun bir süreden beri kamuoyunun gündeminde bulunan ve basında değişik yorumlarla farklı biçimde değerlendirilen Türkiye-Ermenistan futbol milli müsabakasının Türkiye'nin 2-0'lık galibiyetiyle sonuçlandığını hatırlattı. Türk milletinin başının dik, alnının ak, onurla bu tabloyu gerçekleştirmesinde emeği geçen herkesi kutladığını ifade eden Harput, şunları kaydetti: ''Bursa, bu müsabakada tarihi bir sınav verdi. Tüm Bursalılar yedisinden yetmişine Bursa'da oynanan tarihi müsabakanın öneminin farkında olarak bu müsabakada kendilerine yaraşır, Türk milletinin asil karakterine yaraşır güzel bir ev sahipliği yaparak gelen tüm misafirleri gerek Ermenistan heyetini ve gerekse dünyanın dört bir tarafından gelen yerli ve yabancı basın mensuplarını büyük bir misafirperverlikle karşıladılar. Onlara bizim geleneksel asil konuk severliğimizin en güzel örneklerini gösterdiler. Buradan farklı olumsuz tablolar arayanlar, farklı kötü beklentiler içerisinde olan çevrelerin de bu beklentileri boşa çıktı.'' Harput, valilik olarak en ince noktasına kadar bütün güvenlik tedbirlerini almaları gerektiğini ve böyle yaptıklarını ifade ederek, burada asıl en büyük payın tüm Bursalı vatandaşlar, Bursaspor'un vefakar ve son derece değerli seyircileri ve taraftarlarına ait olduğunu kaydetti. Bursaspor taraftarlarının, topyekun halde Türkiye sloganlarıyla maç boyunca bütün dünyaya parmak ısırtacak şekilde adeta bir gurur tablosu çizdiklerini belirten Harput, şöyle devam etti: ''Yerli ve yabancı bütün konuklar, 'Böyle bir seyirci olamaz' diye takdirlerini ve hayranlıklarını ifade ettiler. Bu bizim için gerçekten onur duyacağımız bir hareketti. Ülkemizin ve Bursa'mızın başını öne eğecek en ufak bir yanlışa müsaade etmediler, fırsat vermediler. Vatandaşlarımız büyük bir olgunluk örneği sergiledi ve neticede hem Bursa hem Türkiye kazandı hem de bütün dünya önünde prestijimiz, itibarımız fevkalade yükseldi.'' Harput, bu süreçte zaman zaman ufak tefek aksaklıkların olabileceğini ifade ederek, özellikle bilet konusunda yaşanan aksaklıklar dolayısıyla kendisinin gerçekten büyük üzüntü duyduğunu kaydetti. Büyük talep karşısında, bilet dağıtımında herkesin olayı birbirine attığını vurgulayan Harput, ancak bilet dağıtımının tamamıyla futbol federasyonunun yetki ve organizasyonu içerisinde yürütülen bir faaliyet olduğunu belirtti. Harput, bunun özellikle bilinmesini istediğine işaret ederek, şunları kaydetti: ''O bakımdan pek çok çevreler 'Valilik bilet dağıtıyor' gibi bir anlayışla bilet alamamaktan dolayı sitemlerini ifade etmek durumunda kaldılar. Ben tüm bu vatandaşlarımızı da anlayışla karşılıyor ve kendilerinden bu manada bu tür olağanüstü durumlarda böyle kargaşanın olabileceğini düşünerek anlayış bekliyorum. Yine tüm vatandaşlarıma, sivil toplum kuruluşlarına, Bursaspor taraftarlarına özellikle ve yine özellikle değerli basınımıza özellikle teşekkür ediyorum.'' 597113 zanlı İstanbul'dan Van'a götürüldü Alınan bilgiye göre, terör örgütü El Kaide'nin Türkiye yapılanmasındaki örgüt üyelerinin eylem hazırlığında olduğu ihbarını  alan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin Bursa, Erzurum, Sakarya, Konya, Hatay, Batman ve Van emniyetiyle irtibata geçerek ilde düzenlediği eş zamanlı operasyon kapsamında İstanbul'da gözaltına alınan, El Kaide'nin Türkiye yapılanmasının yöneticileri olduğu iddia edilen T.Y. ve B.O, uçakla Van'a getirildi. Ferit Melen Havaalanında bekleyen Van Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerine teslim edilen zanlılar, İpekyolu Devlet Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Van Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesine götürüldü. Zanlıların, sorgularının ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi. Terör örgütü El Kaide'ye yönelik olarak sabah saatlerinde düzenlenen eş zamanlı operasyonlarda, Van'da 12, Erzurum'da 10, Konya'da 3, Batman'da olmak üzere toplam 26 kişi gözaltına alınmış, İstanbul'da gözaltına alınan kişi tutuklanmıştı. 595953 Kurtulmuş'tan hükümete Suriye teşekkürü Sınırların kaldırılmasının iki ülke halkının ortak arzusu olduğunu kaydeden Kurtulmuş, bu olumlu gelişmenin, bölgedeki diğer dost ve kardeş ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletilmesini istedi. Saadet Partisi olarak bu yönde atılacak her adıma destek vereceklerini vurguladı. 596099 Aklınca erken seçime zorlamaca "Ufukta bir koalisyon görünüyor" fikrini okurlarının kafalarına yerleştirmeye çalışıyorlar. Neden? "Aydın Doğan'ı gene ancak zayıf bir koalisyon hükümeti kurtarırsa kurtarır" diyecekler de dilleri mi varmıyor acaba? 595919 Ata’nın ziyareti anısına tören Ata’nın ziyareti anısına tören Altay yönetimi, Atatürk’un kulübü ziyaretinin 84. yıldönümü anısına, Cumhuriyet Meydanı’ndaki ’na çelenk bıraktı. Törene, Başkan Niyazi Konuşmaz ve yöneticilerin yanı sıra, Yüksek Başkanı Erdoğan Tözge, Altay Sosyal Dayanışma Derneği Başkanı Eren Gevgeli, altyapıdan futbolcular, kulüp personeli ve taraftarlar katıldı. Divan Başkanı Tözge, “Atatürk’ün çizdiği ilkeler doğrultusunda yönetilen bir kulübüz. Kendisini bir kez daha saygıyla anıyoruz” diye konuştu. Torbalıspor dertli Torbalıspor Başkanı Hamit Karasu, Gücü Spor Vakfı’nın (İZVAK) kendilerine üyelik davetinde bulunmasına rağmen başvurularını reddettiğini belirterek gelişmelere tepki gösterdi. Karasu, “İZVAK’ın daveti üzerine ağustos ayında vakıf üyeliği için başvurduk. Ancak büyükşehir sınırları içinde olmadığımız ve kurucu üyeler arasında yer almadığımız gerekçesiyle talebimiz reddedildi. Kısacası hem davet ettiler, hem de vakfa almadılar. Torbalıspor’un böyle bir organizasyona ihtiyacı yok. Torbalı halkı bize yeter” diye konuştu. yönetimi yönetici arıyor ’da, 22 Ekim’de yapılacak olağanüstü kongrede yönetime girecek isimleri belirleme amacıyla komisyon kuruldu. Başkan Erdal Gündoğan’ın yanı sıra 2. Başkan Seyit Mehmet Özkan, Basın Sözcüsü Mehmet Bektur ve belediye bürokratlarının yer aldığı komisyon, kulübe katkı sağlayacak isimleri tesbit edip, bu kişilerin yönetime girmelerini sağlayacak.  Ayrıca yönetim transfer taksitlerinin bir bölümünü dağıtırken, ve maçlarının 1750 TL’lik primlerini ödemek için kaynak arıyor. Olay korkusu maç gününü değiştirtti ’nin pazar günü deplasmanda oynayacağı İstanbulspor maçının güvenlik nedeniyle cumartesi gününe alındığı öğrenildi. ’nın da pazar günü ’da ile karşılaşacağını göz önüne alan İstanbul Valiliği, iki kulüp taraftarları arasında çıkması muhtemel olayları önlemek için Futbol Federasyonu’ndan İstanbulspor-Göztepe müsabakasının gününün değiştirilmesini istedi. Federasyon bunun üzerine İstanbulspor-Göztepe maçının 17 Ekim Cumartesi günü saat 15.00’te İl Özel İdare Stadı’nda oynanmasına karar verdi. 595954 Meclis'te ilginç tartışma: Erkekler de şiddete uğruyor CHP'li üye Ahmet Ersin, "Hep kadına karşı şiddet konuşuluyor ama bu ülkede aile içinde erkekler de şiddet görüyor. Madem komisyonun adı fırsat eşitliği komisyonu, erkeğe karşı şiddeti de tartışalım. Bu komisyonda kadınlara pozitif ayırımcılık yapılmamalı." önerisinde bulundu. Ersin'e diğer erkek üyeler de destek verdi. Ancak teklif, kadın üyelerin itirazıyla karşılaştı. CHP'li Canan Arıtman, 'erkek dayanışmasına', "Komisyona erkekler nüfuz ediyor." diye tepki gösterdi. MHP'li bayan üye Şenol Bal da, "Erkekler az da olsa şiddet görüyor ama kadınlar ve çocuklar en büyük sıkıntıyı yaşıyor." diyerek Arıtman'a destek oldu. Sonuçta, alt komisyon teklifi kabul edildi. Toplantıda, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde patlayıcı madde nedeniyle hayatını kaybeden 12 yaşındaki Ceylan Önkol da gündeme geldi. DTP'li Ayla Akat Ata, Ceylan'la ilgili alt komisyon kurulmasını istedi. CHP'li Arıtman ise Ceylan'ın başına gelenlerin üzücü olduğunu ifade ederek, "Bu çocuklar terör mağduru. coğrafyadaki çocukların bu olaylara muhatap olmasının nedeni PKK'dır. Bunu gündeme getirmeniz için sizin PKK'yı terör örgütü olarak kabul etmeniz gerekir. Bir tek gün bunu söylemediniz." şeklinde karşılık verdi. Ata'nın cevabı, "Bu ülkede küçük bir kız çocuğu her ne gerekçe ile olursa olsun yaşamını kaybetmişse, 'o bölgede yaşıyor, hakkıdır' şeklinde değerlendirilmemelidir." şeklinde oldu. Canan Arıtman, buna da, "Ceylan'ın durumunu siyaseten kullanıyorsunuz." karşılığını verdi. 596556 'Çöpten elektrik üretilecek' 'Çöpten elektrik üretilecek' Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, "Günlük 450 ton çöp elektriğe döndürülerek TEDAŞ'a satılacak" dedi. AFYONKARAHİSAR (İHA) Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, çöpten elektrik üretileceğini söyledi. Çoban, Şehrin Katı Atıklarından Elektrik Üretilmesi Projesi için Almanya'dan gelen firma yetkilileriyle önümüzdeki günlerde görüşeceklerini bildirdi. Katı atıktan elektrik üretilmesi sisteminin şu ana kadar Türkiye'nin başka hiçbir yerinde uygulanmadığını anlatan Belediye Başkanı Çoban, Afyonkarahisar merkezinde günlük 450 ton çöp toplandığını bildirdi. Bu çöplerdeki organik, inorganik oranı eğer firma için yeterli ise yani kışın özellikle kül gibi yakılmayan malzemelerin oranı fazla değilse firmanın bu işe rantabl baktığını anlatan Çoban, şöyle konuştu: "Çöpler özel tanklarda yakılıyor. Yakılan çöple yaklaşık 800 derecelik bir buhar elde ediliyor. Bu buharla elektrik enerjisi üretecekler. Üretilen enerjiyi de TEDAŞ'a satacaklar. Şu an dünyanın 800 ayrı bölgesinde bu sistem çalışıyormuş. Afyonkarahisar'da da böyle bir sistem kurmak istiyorlar. Biz bu konuda çalışmaları devam ettiriyoruz. Şu an netleşen ve kesinleşen bir durum yok. Ancak, biz bu işe pratikte sıcak bakıyoruz." 595622 Başbakan Erdoğan Irak Yolcusu Başbakan Erdoğan Irak Yolcusu Stratejik İşbirliği Konseyi'nin İkinci toplantısı için Bağdat'a gidecek olan Erdoğan'a bakan çok sayıda işadamı da eşlik ediyor. Yayına Giriş: 12.10.2009 14:56:01 Güncelleme: 15.10.2009 00:06:17 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugün (15.10.2009) Irak'a gidiyor. Stratejik İşbirliği Konseyi'nin İkinci toplantısı için Bağdat'a gidecek olan Erdoğan'a bakan çok sayıda işadamı da eşlik ediyor. Türkiye ile Irak arasında oluşturulan ve enerjiden, ulaştırmaya, güvenlikten, ticarete kadar geniş bir çerçeveyi kapsayan Stratejik İşbirliği Konseyi'nin ikinci toplantısı perşembe günü Bağdat'ta gerçekleştirilecek. Başbakan Erdoğan ile birlikte Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın da aralarında bulunduğu toplam bakan ortak bakanlar kurulu toplantısında Irak'lı meslektaşları ile biraraya gelecek. Toplantıda daha önce iki ülke arasında mutabakata varılmış anlaşmalar da iki ülke başbakanının imzasına sunulacak. Öte yandan Başbakan Bağdat'taki temasları sırasında Irak Cumhurbaşkanı Talabani ve Başbakan Maliki ile de görüşecek ve mevkidaşı ile ortak basın toplantısı düzenleyecek. Başbakan Erdoğan ayrıca Irak Devlet Televizyonuna da bir mülakat verecek. 597308 İşte Irak'la imzalanan mutabakatlar Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Ortak Kabine Toplantısı'nın ardından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin hazır bulunduğu toplantıda 48 mutabakat muhtırasına ilgili bakanlar tarafından imza konuldu. İmzalanan mutabakat muhtıraları şunlar: -TİCARET- Irak ve Türkiye Arasında Düzenlenecek Fuarlara İlişkin Mutabakat Muhtırası, Serbest Ticaret Anlaşmasının Olası Etkilerinin İncelenmesi İçin Kurulacak Komisyona İlişkin Mutabakat Muhtırası, Ortak Yatırım Komisyonu Kurulmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası, Serbest Bölgeler Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Muhtırası, Yeni Sınır Kapılarının Açılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası. -İÇİŞLERİ- Güvenlik İşbirliği Anlaşması, Polis Eğitimi Alanında İşbirliği Protokolü, İstihbarat Eğitimi Alanında İşbirliği Protokolü, Terörle Mücadele Anlaşması. Müteahhitlik, Müşavirlik, Toplu Konut, Altyapı, Yol ve Köprü Projelerinin Gerçekleştirilmesine İlişkin Mutabakat Muhtırası, Teknik Eğitim Alanında İşbirliğinin Sağlanmasına İlişkin Mutabakat Zaptı, Standardizasyon ve İnşaat Malzemesi Üretimi Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı. -SAĞLIK- Sağlık Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Muhtırası, Ortak Sağlık Haftaları Düzenlenmesine Dair Çalışma Protokolü, Tıbbi Tecrübe Alışverişinin Düzenlenmesine Dair Çalışma Protokolü, Iraklı Sağlık Personelinin Türkiye'de ve Irak'ta Eğitimine Dair Çalışma Protokolü, Irak Ulusal Sağlık Sistemine Destek Sağlanması ve Sağlık Sisteminin Güçlendirilmesine Dair Çalışma Protokolü, Türkiye'de Hasta Tedavisi Sağlanmasına Dair Çalışma Protokolü, Kardeş Hastane Kurulmasına Dair Çalışma Protokolü, Bir Tıbbi Ekipman Bakım ve Kalibrasyon Merkezine Yardımcı Olmak Üzere Teknik Destek Sağlanmasına Dair Çalışma Protokolü, Hudut Sağlığına Teknik Destek Sağlanmasına Dair Çalışma Protokolü, Hastane Yönetimine Teknik Destek Sağlanmasına Dair Çalışma Protokolü, Türkiye ve Irak Arasında İlaç, Tıbbi Cihaz ve Malzeme Ticaretinin Teşvikine Dair Çalışma Protokolü. -ULAŞTIRMA- Gaziantep-Musul hattında taşıma yapan bir yük treninin Ekim ayı içinde sefere konulması ve bu sefere mahsus olmak üzere bir defalık vagonların geri dönüşü için tanınan günlük sürenin 15 güne çıkarılması, akabinde bu hatta düzenli tren seferlerinin yapılması için iki ülke demir yolu idarelerinin gerekli çalışmaları yapması ve buna dair bir Mutabakat Zaptı, İki ülke arasında yeni ve doğrudan demir yolu bağlantıları kurulabilmesi için gerekli etüt ve proje çalışmalarının müşterek olarak sürdürülmesi hususunda bir Mutabakat Zaptı, Irak demir yollarının lokomotif, vagon ve yedek parça ihtiyaçlarının ilgili Türk kurumlarından alınması ve bu çerçevede; İlk olarak TUVASAŞ'tan 14 adet yolcu vagonunun satın alınması ve buna ilişkin sözleşme, Finansman ihtiyaçlarının giderilmesi halinde TÜLOMSAŞ'dan 30 adet lokomotif ve TUVASAŞ'dan 50 adet yolcu vagonu satın alınması için yapılan görüşmelerin sonuçlandırılması ve lokomotif satışlarına dair bir Mutabakat Zaptı, Irak Demiryollarının mevcut lokomotifleri ile yolcu vagonlarının revizyon ve yenilenmeleri ile eğitim konularında iki ülke ilgili kurumları arasında iş birliği yapılmasına dair Mutabakat Zaptı, Araç muayene, denetim, sürücü lisansları, firma lisansları ve kara yolu mevzuatı gibi teknik konularda iki ülke arasındaki iş birliğinin geliştirilmesi hakkında bir Mutabakat Zaptı, Otobüs terminallerinin fizibilite çalışması, inşası ve işletilmesi konularında iş birliğine yönelik bir Mutabakat Zaptı, Yolcu ve yük taşımacılığı yapan Türk özel firmaları ile Irak Devlet Taşımacılık Şirketinin ortaklığı vasıtası ile Irak'ta faaliyet gösterilmesi konusunda bir Mutabakat Zaptı, Irak milli denizcilik şirketi ile Türk özel denizcilik şirketlerinin ortak taşımalar yapabilmesi, limanların temizlenmesi, batık gemilerin çıkarılması vb. konularda iş birliği imkanlarının gözden geçirilmesi ve diğer ortak denizcilik faaliyetlerinin düzenlenmesine ilişkin bir Mutabakat Zaptı, Denizcilik Alanına İşbirliğine İlişkin Mutabakat Muhtırası,İki Ülke Arasında Yeni ve Doğrudan Demiryolları Hattı kurulabilmesi İçin Gerekli Etüt ve Proje Çalışmaları'nın Sürdürülmesi İçin Mutabakat Muhtırası. Limanların Temizlenmesi Batık Gemilerin Çıkarılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası -ÇEVRE-ENERJİ- Su Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı, Ormancılık Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı, Meteoroloji Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı, Çevre Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı Irak Doğal Gazının Türkiye Üzerinden Avrupa Ülkelerine Nakli Konusunda Mutabakat Muhtırası, Doğal Gaz Boru Hatlarının (Şehir içi dağıtım şebekeleri dahil) Planlanması, Yapımı, İşletimi ve Bu Hususlarla İlgili Mevzuat Altyapısının Hazırlanması Konusu da Dahil Olmak Üzere Irak Tarafına Türkiye Tarafından Verilecek Eğitime İlişkin Mutabakat Muhtırası, İki Ülke Arasındaki Yeni Elektrik İletim Hatlarının Tamamlanması ve Mevcut İletim Kapasitesinin Artırılması Hususlarında Mutabakat Muhtırası, Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı Taşıma Anlaşmasının Süresinin Uzatılmasına İlişkin Anlaşma. -TARIM- Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırası, Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırası, Bitki Sağlığı ve Karantina Mutabakat Muhtırası. 597011 Firavunlar dönemine ait kutsal havuz bulundu Kültür Bakanlığının verdiği bilgiye göre havuz, doğu Nil deltasındaki San El Hagar sit alanında yapılan kazıda, Tanrıça Mut'un tapınağının 12 metre altında bulundu. 15 metre uzunluğunda, 12 metre genişliğindeki havuzun kireç taşından yapıldığı ve iyi durumda olduğu belirtildi. Aynı sit alanında 1928'de de bir havuz bulunmuştu. Bazen akbaba olarak tasvir edilen tanrıça Mut, rüzgar tanrısı Amun'un eşi olarak biliniyor. 596368 Dev köpekbalıkları şaşırttı Dev köpekbalıkları şaşırttı 'da balıkçı Hüseyin Kaya ile arkadaşları, biri metre boyunda 263 kilogram ağırlığında, diğeri 2.5 metre boyunda 120 kilogram ağırlığında iki yakaladı. Kılıç balığı avlamak için denize açılan Hüseyin Kaya ile arkadaşları, ağlarına takılan Camgöz cinsi köpekbalıklarını saat süren zorlu mücadele sonunda 16 metrelik teknelerine çekebildiklerini söyledi. Doğu Garajı'ndaki Nisa Balıkçılık'ta sergilenen Camgöz köpekbalıkları, vatandaşlar tarafından ilgiyle izlendi. Köpekbalığını yakalamak için onları önce yorduklarını, ardından teknelerine çektiklerini söyleyen balıkçı Hüseyin Kaya, genellikle sürü halinde dolaşan, mezgit gibi balıkları yiyerek beslenen Camgözlere, ve Marmara denizinde de zaman zaman rastlandığını söyledi. Bu tür balıkların yırtıcı olduğunu ve ağları yırttığını; bu nedenle ağla yakalamanın zor olduğunu belirten Kaya, “Bunlar bizim şansımız oldu, yakalandığı ağdan kurtulamamışlar” dedi. Köpekbalıklarını açıklarında yaklaşık 100 metre derinlikte yakaladıklarını dile getiren Hüseyin Kaya, “Camgözün müşterileri genellikle Uzakdoğu ülkeleri. Kanat ve kuyrukları çok değerlidir. Etini biz tüketmeyiz, ancak lezzetli olduğu da bilinir. Kilosu liradan satılıyor” dedi. BOYLARI 15 METREYİ BULUYOR  Sıcak ve ılık denizlerin 100 metrenin altındaki serin sularında genellikle tek başına yaşayan ‘Camgöz’ köpekbalıklarının boyları metreden 15 metreye değişiyor. Camgözler, omurgasız (mürekkep balığı, ahtapot, medusalar) ve sürü halindeki küçük balıkları yiyerek besleniyor. 596990 Derbi biletleri genel satışa çıkmadan tükendi Derbi biletleri genel satışa çıkmadan tükendi ’nin, ’in 10. haftasında 25 Ekim Pazar günü ile yapacağı derbi maçın biletleri Fenerbahçe taraftarları için genel satışa çıkmadan tükendi. Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu’nda yapılacak karşılaşmanın, 28 Eylül’de Fenerbahçe kongre üyeleri ve kart sahiplerine yönelik satışı başlayan biletleri, 19 Ekim Pazartesi günkü genel satış tarihi gelmeden bitti. Sarı-lacivertli ekibin bu sezon kendi sahasında yaptığı lig maçlarında tribünleri doldurmayan taraftarlar, derbi mücadelesine önceki yıllarda olduğu gibi büyük ilgi gösterdi. 28 Eylül Pazartesi günü internet sitesinden yaptığı duyuruda, biletlerin, 28 Eylül-18 Ekim tarihleri arasında kongre üyeleri ve taraftar kart sahipleri için, 19 Ekim Pazartesi günü itibarıyla da genel satışa çıkacağını bildirmişti. 597180 Harput: Başarılı öğrenciler Bursa'nın gururu Harput: Başarılı öğrenciler Bursa'nın gururu Türkiye şampiyonu olan Bursalı öğrencilerin ödüllendirildiği törende konuşan Vali Şahabettin Harput, “Başarılı öğrencilerimiz Bursa'nın gurur oldu” dedi. İSMAİL HAKKI YOĞURTÇU BURSA Bursa'da spora gönül veren ve 2008 2009 öğretim yılında çeşitli yarışmalarda Türkiye Şampiyonu olan başarılı öğrenciler, Tayyare Kültür Merkezi'nde düzenlenen bir törenle ödüllendirildi. Bursa Valisi Şahabettin Harput, başarılı öğrencilerin Bursa'nın gururu olduğunu söyledi. Ülke olarak kuvvetlinin güçlü olduğu bir dönemin yaşandığını ifade eden Vali Harput, “Türkiye olarak güçlü olmalıyız. Türk milleti, dünyanın en büyüğü olmaya aday. gurur tablomuzu oluşturan gençlerimizin başarılarını çok önemsiyoruz. Bugün aldıkları ödüller, manevi anlamda büyük değerler katmaktadır. Gençlerimizi teşvik etmeliyiz” diye konuştu. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe adına törene katılan Genel Sekreter Yardımcısı Necmettin Şenocak da, sporun gençler için önemine değinerek, “Büyükşehir Belediyesi olarak her zaman sporun ve sporcunun yanındayız. Büyükşehir Belediye Başkanımız Recep Altepe'nin de spora bakışı bu yönde. Gençlerimiz, çocuklarımız spor alanında kazandıkları başarılarla Bursa'nın göğsünü kabarttı. Bizler de spora gönül veren sporcularımızı her zaman destekliyoruz ve destekleyeceğiz. Büyükşehir Belediyesi sporun ve sporcunun yanında” şeklinde konuştu. ÖDÜLLER SEVİNDİRDİ Konuşmaların ardından Vali Şahabettin Harput, İl Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Necmettin Şenocak, başarılı sporculara, eğitmenlerine ve idarecilerine ödüllerini takdim etti. Törende, 'Uluslararası Çocuk Resimleri Yarışması', 'TÜBİTAK Uluslararası Fizik Bilim Olimpiyatları', 'Uluslararası Bilişim Olimpiyatı', 'Enerji Verimliliği Konulu Kompozisyon Yarışması', 'Uluslararası Satranç Dünya Şampiyonası', 'Hafızlık Kuran-ı Kerim Okuma Yarışması' ile atletizm, badminton, basketbol, eskrim, hentbol, judo, karate, yüzme ve kayak gibi spor branşlarında ödüller verildi. Başarıları ödüllendirilen öğrencilerin mutluluğu da yüzlerine yansıdı. İl Milli Eğitim Müdürlüğü gözetiminde gerçekleştirilen törende, sporun destekçisi basın mensuplarına da teşekkür plaketi takdim edildi. 596515 Türk Kızılayı kurban bedelini açıkladı Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali, düzenledikleri kurban kesim kampanyasıyla ilgili, ''Bu proje bizim namusumuz kadar önemlidir. Hiç kimse, 'bu proje ile Kızılay'ın kasasına bir lira girdi' diyemez'' dedi. Küçükali, Türk Kızılayı Genel Merkezinde yaptığı basın toplantısında, kurban bağışı kampanyasıyla ilgili bilgi verdi. Bir kurban bedelinin 275 TL olarak belirlendiğini ifade eden Küçükali, ödemenin kredi kartına taksit olarak yapılabileceğini söyledi. Türk Kızılayı'nın en saygın ve en eski yardım kuruluşları arasında yer aldığını dile getiren Küçükali, şöyle konuştu: ''Kurban Bayramında ülkemizde milyon ya da biraz fazla kurban kesiliyor. Bir kurbanda en az 15 kilogram et olduğunu hesap edersek 30 milyon kilogram et eder. Her evde 5-7 kişinin yaşadığını hesaplarsak her eve bayramda 3-5 kilogram et girmesi gerekir. Sayın basın mensupları sizlerin evine bayramlarda bu miktarda et geliyor mu? Burada ciddi bir boşluk var. Fukara adına, yoksul adına bu eksikliğin giderilmesi çok önemlidir. nedenle bu proje çok önemlidir.'' Türk Kızılayı olarak bu sene 4. defa vekaletle kurban kesim kampanyası düzenlediklerini anımsatan Küçükali, '''Bu proje bizim namusumuz kadar önemlidir. Hiç kimse, 'bu proje ile Kızılay'ın kasasına bir lira girdi' diyemez'' diye konuştu. Kampanya kapsamında geçen yıl 30 bin civarında kurban kestiklerini anlatan Küçükali, etleri kıyma ve kuşbaşı konserveye dönüştürerek yıl boyunca ihtiyaç sahiplerine dağıttıklarını söyledi. ''Türk Kızılayı'nın neden bu tür bir kampanya düzenlediğinin'' düşünülebileceğini kaydeden Tekin Küçükali, şunları söyledi: ''Kızılay olarak yaptığımız kısa bir araştırma sonrası hem maddi hem manevi olarak çok büyük önem arz eden kurban ibadetinin giderek doğal mecrasından uzaklaştığını tespit ettik. Bir merhamet ve paylaşım bayramı olan kutsal Kurban Bayramı'nın her geçen yıl biraz daha amacından uzaklaştığını ve giderek maddi yönünün manevi yönünün önüne geçmeye başladığını hep birlikte görüyor, okuyor ve biliyoruz. Oysa kurban bu değildir, hem dinen değildir hem de toplumsal kültürümüzün en önemli motiflerinden biri olarak değildir, olmamalıdır.'' -DİĞER KONUŞMACILAR-  Veteriner Hekimleri Birliği 2. Başkanı Prof. Dr. Arif Altıntaş da kendilerinin de söz konusu kampanyaya destek verdiklerini söyledi. Kurban Bayramı'nda ülke genelinde yaklaşık 600 bin büyük baş ve milyon küçük baş hayvanın kesildiğini bildiren Altıntaş, söz konusu rakamın Türkiye'de bir sene içinde kesilen hayvan sayısının üçte biri olduğunu bildirdi. Et ve Balık Kurumu Genel Müdürü Bekir Ulubaş ise kampanyayı Türk Kızılayı ile yürüttüklerini belirtti. Ulubaş bu yıl da İslami usullere göre ve yenilenen teknolojiyle kurban kesmeye devam edeceklerini kaydetti. Noterler Birliği Başkanı Hasan Yeni de tüm illerde Türk Kızılayı'na verilen vekaletlere uygun olarak kurbanların noter huzurunda kesildiğini anlattı. Terörle mücadele sırasında gazi olan İbrahim Babür de kampanyaya destek verdiğini kaydetti. Kendisinin Türkiye için iki elini kaybettiğini ifade eden Babür, geçen yılki kampanyada etlerin fakir vatandaşlara dağıtımı sırasında yardım ettiğini söyledi. Babür, kesilen kurbanların etlerinin gerçekten ihtiyaç sahibi kişilere gittiğini vurguladı. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Şubesi Müdürü Osman Zeki Şener, bu tür kampanyalara dini boyut konusunda destek olduklarını söyledi. Türkiye Kamu Sen Başkanı Bircan Akyıldız ile Ankara Umum Ayakkabıcılar ve Çantacılar Odası Başkanı Hüseyin Uzun ise kampanyaya destek verdiklerini açıkladılar. 596613 Sirke sinekleri Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi'nden Thomas Preat ve ekibi, sineklerin "tehlike uyandıran bir koku" almasını sağladı ve ardından hayvanlara elektroşok uyguladı. Bilim adamları, bu şartlanmadan sonra, grup halindeki sineklerle, gruptan ayrı tutulan sineğe kokuya ilişkin testler yaptı. "Current Biology" dergisinde yayımlanan araştırmada, hayvanların hafızası, şartlanmadan 24 veya 48 saat sonra kokuyu hatırlama becerisine göre değerlendirildi. Grup halindeki sineklerin hafızasının daha güçlü olduğunu belirleyen bilim adamları, gruptan ayrı bırakılan sineklerin hafızasının zayıf olmasının, "bilgiyi" aktarmada zorlanmalarından kaynaklandığını vurguladılar. Makalede, muhtemel tehlike teşkil eden bir kokunun bulunduğu test sırasında şartlanmış sinekler, çevredeki sineklerin dikkatini çeken "uyarı işareti" gönderiyor, bunun da hafızayı güçlendiriyor olabileceği belirtildi. Fransız "Le Nouvel Observateur" dergisinin sitesinde de yer alan araştırma, sosyal çevrenin, tecrübeden karar almaya geçişte oynadığı rolü anlamaya ışık tutuyor. 596938 Domuz Gribinde Aşı Tartışması Domuz Gribinde Aşı Tartışması MHP adına açıklama yapan milletvekili, toplumun salgın ile korkutulup aşıya yönlendirildiğini ileri sürdü. Yayına Giriş: 15.10.2009 15:33:14 Güncelleme: 15.10.2009 15:36:20 Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına açıklama yapan milletvekili, domuz gribi konusunda halkın paniğe sevk edildiğini iddia etti. Türkiye'de her yıl mevsime bağlı grip hastalıkları yüzünden 17 bin kişinin öldüğünü ve bunun için aşı kampanyası yapılmadığını belirten Kırıkkale Milletvekili ve eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş, domuz gribi için getirilen aşıların ilk defa Türkiye'de deneneceğini savundu. Durmuş, aşıların Türkiye'de daha ucuza üretilebileceğini söyledi. Durmuş, "Üç ayrı firmaya aşı siparişi verilerek firmaların susturulması mı amaçlanmıştır. Piyasa araştırması yapılmış mıdır?" diye sordu. Domuz gribi tehdit haritasında Türkiye'nin 4'üncü sırada bulunduğunun altını çizen Durmuş, toplumun salgın ile korkutulup aşıya yönlendirildiğini ileri sürdü. 595998 Akraba dışı nakilde son söz bakanlığın Akraba dışı nakilde son söz bakanlığın ANKARA (AA) Organlarını satan köylülerin ortaya çıkmasıyla gündeme gelen organ çetelerine karşı Sağlık Bakanlığı harekete geçti. Şüpheli nakillerin mercek altına alındığını söyleyen Bakan Recep Akdağ, “Akraba dışı nakillerde hastane etik kurulunun yetkisini kaldırdık” dedi BİR HASTANE İNCELENİYOR Akdağ, Afyonkarahisar'da köylülerin organlarını satmasının ortaya çıkmasıyla gündeme gelen Antalya'daki organ nakillerini müfettişlerin incelediğini söyledi. İstanbul'da bir hastanede de çok sayıda yasadışı nakil olduğunu belirten Akdağ, “Son yıllarda yapılan bütün dosyaları müfettişlerimiz teker teker inceliyor' dedi. YEREL KURULA YETKİ YOK Akdağ, akraba dışı nakillerde hastanedeki etik kurulların yetkisini kaldırdıklarını belirterek şöyle konuştu: “Artık, hastanenin etik kurulu bir karar verecek ve bunu daha geniş bir kurul olan, içinde hukukçuların ve başta hastane dışı unsurların da yer aldığı bölgesel etik kurulu değerlendirecek. da uygun bulursa, dosyayı Ulusal Koordinasyon Kurulu'na gönderecek. Ancak bu şekilde akraba olmayanlar arasındaki nakillere izin vereceğiz.' 595649 Honduras'ta krizi çözebilecek anlaşmaya varıldı Devrik Devlet Başkanı Manuel Zelaya'nin müzakerecisi Victor Meza, gazetecilere yaptığı açıklamada, anlaşmanın Zelaya ve darbecilerin iktidara getirdiği Roberto Micheletti tarafından imzalanması gerektiğini söyledi. Meza, "Zelaya ve Micheletti tarafından analiz edilip tartışılması gereken bir metin üzerinde anlaşmaya vardık. Siyasi krizin sona ermesinden söz etmiyorum ancak bir çıkış olabilir" dedi. Ordu 28 Haziranda Zelaya'yı devirdikten sonra ülke dışına göndermişti. Muhalifleri Zelaya'nın, devlet başkanlığı görev süresini uzatmaya çalışarak anayasayı ihlal ettiğini ileri sürüyorlardı. Zelaya'nın 2006'da iktidara geldikten sonra sola kayması ve Venezuela lideri Hugo Chavez ile yakınlaşması, iş çevreleriyle kendi liberal partisindeki ılımlıları endişeye sevk etmişti. Zelaya, geçen ay gizlice ülkesine dönerek Brezilya büyükelçiliğine sığınmıştı. 597174 Mesnevi Çince, Kazakça ve Yunanca da basılacak Mesnevi Çince, Kazakça ve Yunanca da basılacak Büyükşehir Belediyesi tarafından 17 dilde basımı yaptırılan Mevlana Mesnevinin, Çince, Kazakça ve Yunanca tercümesi de yaptırıldı. Başkanı Tahir Akyürek, Korece ve Azerbaycan Türkçesiyle Mesnevi tercüme çalışmalarının sürdüğünü de söyledi KONYA (A.A) Konya Büyükşehir Belediyesi, Mevlana'nın ünlü eserlerinden Mesnevinin, Çince, Kazakça ve Yunanca tercümesini yaptırdı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, yaptığı açıklamada, doğumunun üzerinden 800 yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen Mevlana'nın bugün hala ilgi odağı olmaya devam ettiğini, eserleri ve eserleri hakkında yazılan kitapların özellikle Avrupa'da en çok okunanlar arasında yer aldığını söyledi. Bunun en büyük nedeninin Mevlana'nın insan sevgisine odaklanması ve bugün insanlığın en fazla ihtiyaç duyduğu barış mesajlarını vermesi olduğunu ifade eden Akyürek, bu nedenle Mevlana'nın daha geniş kitlelere ulaştırılması ve onun mesajlarıyla dünya barışına katkıda bulunabilmek amacıyla ünlü eserlerinden Mesnevi'nin, farklı dillerde tercümelerini yaptıklarını belirtti. YUNANCA TERCÜMESİ DE YAPILDI Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Akyürek, Mesnevi'nin farklı dillere tercümesini yaptırarak, Mevlana'nın yurt içi ve yurt dışında kolayca anlaşılabilmesini sağlayacak önemli bir kültürel hizmete imza attıklarını bildirerek, şunları kaydetti: 'Bugüne kadar mesnevinin Türkçe, İngilizce, İtalyanca, Farsça, Almanca, Urduca, Fransızca, İspanyolca, Türkmence, Arapça, Arnavutça, İsveççe, Japonca, Boşnakça, Flemenkçe, Özbekçe, Tacikçe olmak üzere 17 dilde basımını yapmıştık. Şu anda Çince, Kazakça ve Yunanca tercümeleri de yapıldı. Bu dillerde de hazırlanan Mesnevi'lerin basımı, ay sonunda tamamlanmış olacak. Ayrıca Korece ve Azerbaycan Türkçesiyle Mesnevi tercüme çalışmalarımız sürüyor.' Mesnevi'nin farklı dillerde tercümesini yaptırırken alanında uzman akademisyenlerle çalıştıklarını söyleyen Akyürek, deneme sürecinden başarıyla geçen bazen 2, bazen 5-6 uzmanın bir araya gelerek, tercüme işlemini gerçekleştirdiğini bildirdi. PAPA DA OKUDU, TEKNİK DİREKTÖR DAUM DA Tahir Akyürek, Mesnevi'leri, kolayca küçük çantalarda bile taşınabilir boyutta bastırdıklarını belirterek, şöyle konuştu: 'Basımını yaptığımız Mesnevi'ler Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı tarafından yabancı misafirlere hediye ediliyor. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, görüşmelerinde konuklarına kendilerine gönderdiğimiz bu Mesnevi'leri hediye ediyor. Bu nedenle Mesnevi devletler arası görüşmelerde de önemli bir hediye haline geldi. Ayrıca kentimize gelen yabancı üst düzey konuklarımıza da hediye ediyoruz. Bugüne kadar Japonya kralından, İspanya kraliçesine, Papa 16. Benediktus'a ve Teknik Direktör Christoph Daum'a kadar dünyanın tanıdığı çok sayıda kişiye gönderildi.' 596457 Milli Eğitim'de domuz gribi alarmı Milli Eğitim'de domuz gribi alarmı Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Aralık ayında yayılması beklenen domuz gribi konusunda en kötü senaryoya göre hazırlıkların yapıldığını belirterek, "Paniğe kapılacak bir durum yok, her şeye hazırız" dedi. Ankara'daki okulda, kapatma süresini uzatacak boyutta bir durum olmadığını ifade eden Çubukçu, kapatma sırasında kaybedilen eğitim saatlerinin telafisi kapsamında yayın yoluyla derslerin devamını sağlayacak tedbirler aldıklarını belirtti. Conrad Otel'de basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Çubukçu, Aralık ayında yaygınlaşması beklenen domuz gribine karşı Türkiye içinde ve ülkeler arasında bir takım tedbirler alındığını ifate etti. Bakan Çubukçu, Ağustos-Eylül ayı itibariyle okullar açılmadan önce bu konuya ilişkin gerekli tedbirleri almak üzere bir çalışma grubu oluşturduklarını belirterek, "Özellikle eğitim çağındaki çocukların sayısı son derece yüksek oranda. 16 milyon öğrencimiz var. Her şeyden önce Sağlık Bakanlığı'nın aldığı tedbirler eğitim ve hijyen konusu. Birincisi hastalığın yayılmasının önlenmesi, ikincisi de yayıldığı durumda alınacak tedbirler şeklindeydi. Biz, çeşitli zaman aralıklarında okulların tatil edilmesi gibi tedbirlerin de içinde bulunduğu her türlü senaryoya karşı tedbir aldık" dedi. Ramazan ayı içerisinde kriz masası oluşturduklarının altını çizen Çubukçu, en kötü senaryoya göre hazırlık yapıldığını ifade etti. Çubukçu, "Eğitime ara verilen dönemlerde telafi eğitimi veya daha uzun süreli kapatılması gereken bir durumun doğması halinde en kötü senaryoya göre hazırlıklarımızı yaptık. Yayın yoluyla derslerin devamını sağlayacak tedbirler aldık. Daha uzun süreli bir kapatma olabilir mi, hastalığın Türkiye'de görülmesi ve yaygınlığı ile ilgili Sağlık Bakanlığı'nın alacağı karara bağlı. Bu konunun karar vericisi Sağlık Bakanlığı, bize derlerse 'şu süreçler içerisinde kapatılması gerekiyor' bizim görevimiz kapatılması ve gereken önlemlerin alınması yönünde" diye konuştu. Ankara'daki domuz gribi vakasına ilişkin soruları yanıtlayan Çubukçu, "Şu an belirlenen rakam 10 civarında. İskoçya'dan gelen bir öğrenci virüsle birlikte geliyor, yabancı bir öğrenci. Özellikle yabancı öğrencilerin, büyükelçi çocuklarının okuduğu bir okul. Hep birlikte Kapadokya'ya gidiyorlar. Virüsü taşıyan çocuk ve diğer çocuklar yakın temas ediyor. Fazla sayıda olmasa da çocuklar etkileniyorlar. Virüs tespit edilir edilmez gerekli tüm tedbirleri aldık. Ailelerin çocuklarıyla birlikte evden çıkmamaları, geç saatte evlerinden numuneler almak suretiyle tahlillerini tamamladık. Virüsün ilk tespit edildiği çocuk aslında iyileşmiş bir çocuk, diğerleriyle ilgili hem tedavi hem de diğer önlemler sürüyor. gün uzun bir süre. Bu süreçten sonraki gelişmelerin kapatmayı gerektirecek boyutta olduğunu sanmıyorum" açıklamasında bulundu. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, paniğe kapılacak bir durum olmadığının altını çizerken, gerekli tüm tedbirlerin alındığını yineledi. Meydana gelebilecek gelişmelerin göz önünde bulundurulduğunu ifade eden Çubukçu, "Bu süreçte Avrupa'daki tüm eğitim bakanlıklarının bu konuda aldığı tedbirleri incelemek suretiyle bir ay önce hazırlıklarımızı tamamladık. İnşallah daha olumsuz bir yaygınlaşmayla karşılaşmayız. Her şeye hazırız. Asıl önemli olan hastalığın yayılmasını engellemek ve hijyen kuralları. Yakın temas, öpüşme, tokalaşma, el yıkama alışkanlıkları gibi. Öğretmenler hemen her gün derslerde bunu hatırlatmalı. Tüm toplumun dikkat etmesi gereken bir husus" dedi. 597363 Azeri milletvekillerinden Bahçeli'ye ziyaret Ankara'da temaslarda bulunan 11 kişilik Azeri milletvekili heyeti, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi makamında ziyaret etti. Yaklaşık 1,5 saat süren görüşmenin ardından heyet adına açıklama yapan Agamalı, Türkiye-Ermenistan Dışişleri bakanları tarafından imzalanan protokolle ilgili düşüncelerini Bahçeli'ye ilettiklerini ve fikir alış verişinde bulunduklarını kaydetti. Bahçeli'nin, ''protokolün TBMM'den geçmemesi konusunda ellerinden geleni yapacaklarını söylediğini'' ifade eden Agamalı, ''Azerbaycan topraklarındaki işgal sona ermeden sınırların açılmasına ve diplomatik faaliyette bulunulmasına karşıyız'' dedi. Agamalı, Azeri heyeti olarak Türkiye'de gerçekleştirdikleri görüşmelerle ilgili yarın bir basın toplantısı düzenleyeceklerini bildirdi. 596248 Erdoğan'dan krizi tırmandıracak sözler ziyareti öncesi konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ile yaşanan tatbikat krizi konusunda, "Bunun şu anda yapılamayacağını, dışında katılan ülkelerle yapılması veya ertelenmesi konusunu söyledik. Bu yaklaşım makul karşılandı" dedi. Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulunan Erdoğan, gazetecilerin ile yaşanan tatbikat krizi ve 'nin kararıyla ilgili sorularını yanıtladı. Erdoğan, bir gazetecinin "'le Türkiye arasında tatbikat gerginliği yaşanıyor. Dün de 'in Türkiye'ye Heronları teslim etmeyeceği bilgisi geldi. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Her siyasi iktidarın kendi ülkesindeki kamuoyunun yaklaşımlarını halkının taleplerini göz önünde bulundurma mecburiyeti vardır. Bakın mecburiyeti vardır, diyorum. Ben halkımın taleplerini bir kenara koyamam halkımın talebi bu istikamettedir. Daha önce verilen çalışmalarıyla ilgili konuda bile bu hassasiyeti gösterdiler" dedi. "Bu konuda Silahlı Kuvvetlerimizin de yaptığı açıklamalarla bu konudaki tavrımızı söyledik" diyen Erdoğan, "Fakat tatbikat konusuyla alakalı olarak da bunun şu anda yapılamayacağını bunun dışındaki katılan ülkelerle yapılması veya ertelenmesi konusunu söyledik. Bu yaklaşım makul karşılandı ve böylece biz eğer yaparsak bunu sadece Türkiye olarak tek başımıza yaparız ama aksi bir halde de bizim için bu bir kıyamet değildir" diye konuştu. Erdoğan, "Türkiye güçlü bir ülkedir, kendi kararını kendisi verir. Birilerinin tavsiyesi veya birilerinin talimatı ile Türkiye karar vermez, karar almaz" ifadesini kullandı. Türkiye ile arasında Heronlarla ilgili ve başka konularda da birçok anlaşma bulunduğunu belirten Başbakan Erdoğan, "Bunun tabii uluslararası hukuk noktasında da bağlayıcılıkları var ama şu ana kadar bana gelmiş resmi bir bilgi yok. Sadece dün aldığım bir bilgi, radyosu böyle bir şey söyledi noktasında... Ben üzerinden bu tür konuları değerlendirmem ama bu konuda resmi bir bilgi bize ulaştığında bizim Dışişleri Bakanlığımız bu konuda çalışmalarını yapar, hukuk noktasında bu konudaki çalışmaları yaparız. Milli Savunma Bakanlığımız, Silahlı Kuvvetlerimiz biraraya geliriz, çalışmalarımızı yaparız. zaman da bununla ilgili gerekli açıklama yapılır" dedi. El Arabiya televizyonunun sorularını yanıtlayan Erdoğan, "halkın vicdanına sözcülük ettiklerini" belirterek, halkın tatbikata 'in katılmasını istemediğini, bu nedenle tatbikatın uluslararası bölümünü ertelediklerini Başbakan Erdoğan, Davos'taki çıkışıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken de, orada "hak dilinin sözcüsü olmaya ve haklıya hakkını vermeye çalıştığını" bildirdi. "Sarkisyan'ın gelişi sıkıntılı oldu" Erdoğan, milli futbol maçına ilişkin, "Sayın Sarkisyan'ın Ermenistan'dan buraya gelişinin ne tür sıkıntılar içerisinde olduğunu eğer süreci yakından takip ettiyseniz hepiniz görürsünüz. Kendi içinde Sayın Sarkisyan'ın da sıkıntıları var. İşte dünyada diasporanın dolaştığı ülkelerde ne gibi yaklaşımlar sergilediğini gördünüz, gördük" dedi. Erdoğan şunları söyledi: "Başından beri ifade ettiğimiz gibi bunlar tabii bir sürecin olumlu, farklı bir başlangıcı. Bunlar, iki Ermenistan maçıyla başlamış bir süreç değil. Sürecin daha eskisi var. AK Parti iktidarıyla başlayan bir süreç. Biliyorsunuz göreve geldiğimiz andan itibaren başlığımız neydi? Biz düşman kazanmaya değil, dost kazanmaya geldik. Düşmanlıkları ortadan kaldırarak dostlukları tesis etmeye geldik. Bu konuda sadece Ermenistan konusu yok. Aynı şey 'ta da çok açık, net ortaya koyduk ve ne dedik 'biz her zaman bir adım önde olacağız' ve bunu her alanda kuzeyde, güneyde, doğuda, batıda her yerde bugüne kadar yaptık, yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Ermenistan da bunlardan bir tanesi. Kaldı ki bugün bizim ülkemizde Ermeni vatandaşlarımız var ve bunlarla iç içe herhangi bir sıkıntı yaşamadan, hayatı devam ettiriyoruz, ettireceğiz. Onların herşeyiyle, güvenliği, inancı bizim güvencemiz altında. Bunun sorumluluğu, mesuliyeti içerisindeyiz. Bu konuda da en ufak farklı bir düşünce söz konusu değildir. Zaman zaman bazı istenmeyen olumsuz şeylerin olması Ermeni vatandaşlarımıza karşı bir tavır olarak değerlendirilemez. Yani böyle bir değerlendirmenin içerisine girmek de Türk milletine ve Türkiye'ye haksızlık olur." "Türkiye bir hukuk devletidir" Başbakan Erdoğan, Türk vatandaşlarının başka bir ülkede haksızlığa uğradığı zaman bunu Türk milletine karşı yapılan bir haksızlık olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek, şöyle devam etti: "Bunlar kişisel, bireysel yanlışların bir tezahürü olarak ortaya çıkmaktadır. Zaman zaman bunların kurumsal bağlantılarının olduğunu da görüyoruz, teşhis ediyoruz. Onların üzerine de ona göre gidiliyor, gidilmektedir, gidilecektir de. Türkiye bir hukuk devletidir, bunu unutmayalım. Bir hukuk devleti olmanın da teminatı olarak bizler bu işi en sağlıklı, ciddi olarak tutabiliriz diye yasamayla, yürütme olarak, bakın bunun altını çiziyorum, biz elimizden geleni yapıyoruz. Yargı sürecine bizim bir müdahale yetkimiz yoktur. Böyle bir hakkımız da yoktur. Türkiye, kuvvetler ayrılığı prensibinden hareketle çalışmalarını sürdürüyor, sürdüreceğiz. Dün akşamki maçla ilgili de çok spekülasyonlar oldu. Fakat Sayın Sarkisyan'ın Ermenistan'dan buraya gelişinin ne tür sıkıntılar içerisinde olduğunu eğer süreci yakından takip ettiyseniz hepiniz görürsünüz. Kendi içinde Sayın Sarkisyan'ın da sıkıntıları var. İşte dünyada diasporanın dolaştığı ülkelerde ne gibi yaklaşımlar sergilediğini gördünüz, gördük. Aynı şekilde kendi ülkesindeki muhalifleri tarafından ne gibi sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu hep beraber izledik. Ülkemizde de maalesef buna benzer muhalif gruplar var ama bu muhalif gruplara karşı hükümet olarak elimizden gelen tüm tedbirleri aldık ve bu tedbirler alınarak da bu milli maç gerçekten gayet güzel bir hava içerisinde, bir dostluk içerisinde cereyan etti ve bizler de bu maç sebebiyle gerçekten mutluyduk." Stadın tıklım tıklım dolu olmasına rağmen bu statta Türk misafirperverliğinin en güzel şekilde ortaya koyan Bursalılara ve Bursa dışından gelen vatandaşlara teşekkür eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "Ev sahipliğini en güzel şekilde ortaya koyan vatandaşlarıma, Bursalı kardeşlerime, Bursa dışından da maçı izlemeye gelenler oldu. Tüm halkıma burada çok çok teşekkür ediyorum. Çünkü bu tür zamanlar hakikaten kitle psikolojisinin de gereği olarak çok çok böyle farklı refleksler ortaya koymaya müsait zamanlardır ama ne Bursa halkı ne de Bursa'nın dışından gelen vatandaşım böyle bir oyuna gelmediler ve ne deniyorsa anında buna uydular. FİFA'nın son anda göndermiş olduğu yazı, medyada yer aldığından itibaren bir anda oradaki seyircilerin bu konudaki yaklaşım tarzının da nasıl değiştiğini görmek bizi ayrıca mutlu etti. Bundan dolayı da vatandaşlarıma gerçekten çok teşekkür ediyorum. Bu ayrıca, birliğin, beraberliğin, dayanışmanın provokatif yaklaşımların bozulması anlamına gelir ki işte bizim beraberliğimiz budur ve bunu her zaman başarıyla sürdürmemiz lazım. Bu misafirperverlikten dolayı çok teşekkür ediyorum." 'nin kararı Erdoğan, 'nın üst düzey yöneticilerinin malvarlıklarına 'de el konulmasına konusunda da, "Bunlar bizim yıllar yılı konuştuğumuz konular. Terör örgütünün en önemli gelir kaynaklarından bir tanesi uyuşturucudur. Bunun Amerika ayağının bu şekilde olduğunun Amerikan yönetimi tarafından ortaya konmuş olması önemliydi. Ama bunun Avrupa ayağı var. Avrupa ayağı çok daha farklı, çok daha güçlü. Aslında Avrupalı dostlarımıza biz bunları yıllardır söylüyoruz. 'Bakın' diyoruz 'Burada böyle bir durum var. Bu işin sermaye boyutunu kaçakçılığı, buna benzer bir çok gayrimeşru yollar teşkil ediyor. Bunların üzerinde hassasiyetle durmanız lazım'. Hatta bir zamanlar çok ciddi paralar da yakalandı ama bu paralar maalesef farklı yöntemlerle farklı yollarla yine onlara iade edilme durumuna gidildi. Temenni ederiz ki Avrupalı dostlarımız da bu yanlışı görerek gerekli tedbirleri... Bunu dondururlar mı, farklı adımlar mı atarlar, bu adımları da bekleriz" dedi. Bir gazetecinin, "'taki temaslarınızda ile mücadelenin de gündeme geleceğini söylediniz. Bu çerçevede Mahmur kampı, terör kamplarının kapatılması gündeme gelecek mi?" sorusuna, "Terörle ilgili olarak demokratik açılım sürecimizin en önemli başlığı diye bunu sürekli ifade ediyorum. Tabii ki terör sorununu çözmede, bu sorunu minimize etmede özellikle dağ olayının çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Burada tabii ortak çalışma yapılması gereken, birinci derecede 'tır. Özellikle Kuzey 'tır" diye konuştu. "Bu konudaki çalışmalarımızı, zaten üçlü olarak -Türkiye- İçişleri bakanlarımızın bir araya gelmek suretiyle yaptıkları çalışmalar var biliyorsunuz. Bu güvenlik mekanizması zaten işliyor. Bunun başlama süreci Kasım 2007'dir. Bizim seyahatimizde zaman Başkanı Sayın Bush ile yapılan bir açıklamadır. terör örgütü düşmanımızdır, 'ın da düşmanıdır, Türkiye'nin de, bizim de düşmanımızdır' diye ilan ettikleri süreçten itibaren bir ortak çalışma başlamıştır ve burada hedefimiz, bu demokratik açılımla her şeyin çözümüdür" diyen Başbakan, "Bu konuda adımları samimi bir şekilde atacağız" dedi. Baykal'a telefon edebilir Erdoğan, bir gazetecinin, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, demokratik açılımla ilgili yapılacak görüşmenin kamerayla kaydedilmesi şartının hatırlatılması üzerine de, "Anamuhalefet partisinin liderine benim yazdığım mektup, bu sorularınızın cevabını zaten kapsamaktadır. Anamuhalefet partisi liderinin talep ettiği kamera konusu, vesaire zaten sizler gereğini yazıp çiziyorsunuz. Ben de çok şeyleri bu arada öğrenmiş oluyorum. Cevabımı verdiğimde zaten bu görüşmeyle ilgili, niteliği de ortada olacak. Belki de kendilerini bir telefonla da arayıp, görüşmemizin nasıl çok daha sağlıklı olabileceği hususunu kendisiyle telefonda bir tezekkür etmeyi de düşünüyorum" ifadesini kullandı. Başbakan Erdoğan, Baykal ile görüşmenin hangi tarihte yapılacağına ilişkin soruya da "Açıklayacağız" yanıtını verdi. Konseyde gündeme gelecek konular "'ın kuzeyinden kaynaklanan ve ülkemizi tehdit eden terörü de Stratejik İşbirliği Konseyi kapsamında ele alacağımız önemli konubaşlıklarından biri olacaktır" diyen Erdoğan, "Terörle mücadelede etkin sonuç alınmasını sağlayacak tedbirleri uygulamaya koyduğumuz süreç çerçevesinde hükümetinin somut ve kuvvetli işbirliğini ve desteğini beklediğimizi 'taki temaslarımızda gündeme getireceğiz. Kaldı ki bu güne kadar yaptığımız çalışmalarda bu konuda merkezi hükümeti olumlu yaklaşımını sürekli ortaya koymuştur ve bunu da çok açık net göstermiştir" diye konuştu. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi çalışmalarından ayrı olarak kendisinin Başbakanı Nuri el Maliki, Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve yardımcıları Tarık Haşimi, Adil Abdülmehdi ve Meclis Başkanı Ayad el Samarrayi ile ikili görüşmeleri olacağını bildiren Erdoğan, görüşmelerde 'taki son durum ve bölgedeki gelişmeleri ele alacaklarını da anlattı. "Son yılların en önemli temaslarından biri" Ocak ayında 'ta seçimlerin yapılacağını anımsatan Başbakan Erdoğan, yaptıkları ziyaretin bu bakımdan farklı bir anlamı olduğunu bildirdi. "Temenni ediyorum ki gerek heyetimizin teşkili gerek görüşeceğimiz dosyaların kabarıklığı bakımından 'a adeta bir dostluk çıkarması gerçekleştiriyoruz ve hedefimiz de budur" diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "'ın dirliği, beraberliği, çok daha kısa zamanda değişim dönüşümünün sağlanmasına Türkiye olarak gerek tarihten gelen gerek değerler açısından olan birlikteliğimiz noktasında da bir dayanışmanın, bir paylaşımın bu noktada sağlanmasıdır. Bu yoğunlukta bir program ve kalabalık heyetle son yılların en önemli temaslarından biri olacağına inanıyorum. Yanımızda tabii çok ciddi sayıda bir iş adamları grubunu götürüyoruz ve iş adamlarımız da yine orada muhataplarıyla ilgili oradaki bakanlarla aynı zamanda bakan arkadaşlarımızın riyasetinde toplantı yapacaklar ve temenni ederim ki sektörel anlamda da onların bazı anlaşmaları gerçekleştirmeleri büyük önem arz etmektedir." ziyareti Türkiye- Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin başkanlar düzeyindeki toplantısına katılmak üzere 'a giden Erdoğan'a bakan eşlik ediyor. Erdoğan'a, Bağdat'a düzenleyeceği günübirlik ziyarette, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi çalışmalarının eş güdümünden sorumlu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Konsey bünyesinde görevli dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu eşlik ediyor. Başbakan Erdoğan'ın heyetinde ayrıca, 30'a yakın iş adamı ve üst düzey bürokratlar yer alıyor. Başbakan Erdoğan ayrıca, Başbakanı Nuri El Maliki, Türkiye- Ortak Kabine toplantısı'na eş başkanlık edecek. Ziyaret sırasında, Ortak Kabine toplantısının ardından İstanbul'da 17-18 Eylül 2009 tarihlerinde düzenlenen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Birinci Bakanlar toplantısı sırasında üzerinde mutabık kalınan mutabakat muhtıralarının ilgili bakanlar arasında imzalanması öngörülüyor. Öte yandan, Başbakan Erdoğan, temasları kapsamında Başbakanı Maliki'nin yanı sıra, Cumhurbaşkanı Celal Talabani, Meclis Başkanı Ayad El Samarrai ve Cumhurbaşkanı Yardımcıları Tarık Haşimi ve Adil Abdülmehdi ile ikili görüşmeler yapacak. 596181 Bakan Atalay da Erdoğan'la buluşacak Maketler üzerinden satışların ardından şimdi de eve taşındıktan sonra ödeme imkânı sunan kampanyalar başlıyor. İşte şirketlerin başlattığı cazibeli kampanyalar; Dolar bu sabah ilk işlemlerde 1.4380/1.4430 ile son bir yılın yeni en düşük seviyesine geriledi. Birçok yatırımcı kar beklentisi ile alım yaptı. Peki şimdi piyasalarda ne olacak? 596781 Osmancık pirincine alternatif aranıyor Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Teknik İşler Müdür Yardımcısı Mevlüt Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 19 Mayıs Üniversitesi'nin Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü işbirliği ile yürüttüğü TUBİTAK destekli çalışmalar neticesinde geçtiğimiz yıl ekimi yapılan çeltiklerin hasadının yapıldığını söyledi. Yapılan incelemeler sonucunda Osmancık yöresinde üç farklı toprak yapısına sahip arazide ekilen 12 farklı çeltik çeşidinin hasadının gerçekleştirildiğini ifade eden Şahin, şunları kaydetti: ''19 Mayıs Üniversitesi ve Enstitümüzün Osmancık yöresinde bulunan toprak yapısı farklı üç ayrı arazide yaptığı çeltik çeşidi denemelerinin ilk hasadını yaptık. Hasadı yapılan 12 çeşitten hangisinin Osmancık yöresinde daha fazla verim verdiği gerekli çalışmalar sonrasında tespit edilecek. Çeşitlerin verimliliği hem toprak yapısı hem de iklim şartlarına göre belirlenecek. Doğru sonuçlar elde etmek için denemeler yıl süreyle yapılacak. İkinci yılın sonunda yörenin iklim ve toprak yapısına uygun en verimli çeşit belirlenecektir.'' Şahin, Kızılırmak ve Yeşilırmak Deltası'nda bulunan çeltik arazilerinde iklim şartları ve toprak yapısına göre hangi çeşidin daha fazla verim verdiğini tespit etmek amacıyla çalışmaların yürütüldüğünü aktardı. Enstitü tarafından her yıl yeni çeltik çeşitlerinin geliştirilerek tescil edildiğini vurgulayan Şahin, şöyle devam etti: ''Osmancık ilçesinde yaptığımız bu denemelerde yeni geliştirilen çeşitlerin Osmancık çeşidinden daha iyi uyum sağlayıp sağlamadığı belirlenecek. Yörede ekilen 'Osmancık97' çeşidinden daha verimli bir çeşit elde edilirse çeşide ait tohum tavsiye edilecek ve tohumluğu üretilecektir. Değerlendirme yapılırken verimin yanı sıra erken olgunlaşma, hastalıklara dayanıklılık gibi etkenleri de göz önünde bulunduruyoruz.'' OSMANCIK TÜRKİYE'NİN PİRİNÇ İHTİYACININ YÜZDE 15'İNİ KARŞILIYOR Çorum'un Osmancık ilçesi ve çevresinde yaklaşık bin 800 çiftçi tarafından üretilen pirinç, Türkiye ihtiyacının yüzde 15'ini karşılıyor. Türkiye'deki birçok ailenin sofrasında yer alan pirinç üretimi için Osmancık'ta yaklaşık 40 bin dönüm alanda ekimi yapıldığı, yıllık olarak da 30 bin ton çeltik hasadı gerçekleştirildiği belirtildi. 596791 Sağlam: Fatih Terim devam etmeli Sağlam, Özlüce Tesisleri'nde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerden takımın durumu ve Denizlispor maçı hazırlıkları dışında soru sorulmasını istememesine karşın, milli takımla ilgili soruları da yanıtladı. Milli takımla ilgili, isminin ''ilk akla gelenler'' arasında yer almasının kendisini gururlandırdığını, ancak Bursaspor gibi büyük bir camiada görev yapmaktan mutlu olduğunu ifade eden Sağlam, ''Her teknik adamın görev yapmak istediği bir camiada çalışıyorum. Bursa ve Bursaspor'u çok seviyorum'' dedi. Sağlam, futbolda başarı için istikrarın çok önemli olduğunu, Fatih Terim ve ekibinin yılda önemli başarılara imza attığını vurgulayarak, şöyle konuştu: ''Türk futbolunun ve milli takımın başarısı için Fatih Terim ve ekibinin görevine devam etmesi gerektiğine inanıyorum. Futbolculuk ve teknik adamlık yaşantımda Fatih Terim'in önemli emeği ve katkıları vardır. Geçen yıl yakalanan Avrupa üçüncülüğü başarısının Fatih Terim ve ekibinin eseri olduğunu unutmamalıyız.'' Milli takımla ilgili kendisine bir teklif ulaşmadığını belirten Sağlam, her Türk antrenörü gibi bu önemli görevi yapmanın kendisini de gururlandıracağını, ancak istikrardan yana bir kişi olarak Fatih Terim ve ekibinin göreve devam etmesinin çok daha faydalı olacağına inandığını dile getirdi. Sağlam, bir gazetecinin, ''Bir gazetede Bursaspor ile sözleşmenizde 'Milli takımdan teklif gelirse sözleşme tazminatsız fesh edilir' maddesi olduğu söyleniyor. Doğru mu?'' sorusu üzerine, ''Sözleşmemde milli takıma gitmem halinde 'sözleşmenin tazminatsız feshi' konusunda bir madde var, ama maddenin devamında, 'görevi sezon sonunda bırakır' da yazıyor. Biz takımı yarı yolda bırakacak kişiler değiliz'' yanıtını verdi. -DENİZLİSPOR MAÇI HAZIRLIKLARI Bursaspor'un hafta sonu deplasmanda Denizlispor ile yapacağı maçın hazırlıklarına ilişkin bilgi veren Sağlam, kaleci Ivankov, Sercan Yıldırım, Eren, Muhammed ve Yenal'ın sakatlıkları nedeniyle bu maçta oynayamayacağını bildirdi. Sağlam, Güney Koreli oyuncu Shin'in de ''Türkiye'de mutlu değilim'' diyerek ülkesine döndüğünü anımsatarak, ''Gerçi bu konuda Bursaspor, FIFA nezdinde gerekli girişimleri yaptı. Biz, Shin ile görüşerek yeniden takıma dönmesini sağlamaya çalışacağız. Ancak, dönmezse hukuki anlamda Bursaspor Kulübü haklı durumda'' diye konuştu. Bundan önce, fazla sakatlık sorunu yaşamadıklarını anlatan Sağlam, şunları söyledi: ''Ivankov, son haftalarda gerek fiziği gerekse performansı gerekse tecrübesiyle önemli katkılar yapıyordu. Ivankov, milli takımda sakatlandı. Oradan gelen haberlere göre Ivankov, en hafta sahalardan uzak kalacak. Ben Ivankov'un daha önce de sahalara dönebileceğime inanıyorum. Ivankov'un yerine kaleyi Yavuz koruyacak. Biz sezon başından beri olası sakatlıklara karşı tüm oyuncularımızı hazır halde tutuyorduk. Yavuz da göstereceği performansla Ivankov'u aratmayacaktır. Ona güveniyoruz.'' -''HEDEF GALATASARAY'I GEÇMEK''- Ertuğrul Sağlam, şu anda ligde 3. sırada olduklarına işaret ederek, bundan sonra hem yerlerini korumayı hem de daha yukarı çıkmayı hedeflediklerini belirtti. ''Bizim işimiz bundan sonra akıntıya karşı kürek çekmek'' diyen Sağlam, şöyle devam etti: ''Akıntıya karşı iyi kürek çekemezsen geriye doğru gidersin. Ligde 3. sıradaki yerimizi korumak için çaba sarf edeceğiz. İşimiz kolay değil. Önce Denizlispor maçını kazanmalıyız. Daha sonra da İstanbul Büyükşehir Belediyesi maçını düşünmeye başlayacağız. Eğer biz bu iki maçı kayıpsız geçersek, bir sonraki hafta Galatasaray, Fenerbahçe ile karşı karşıya gelecek. Fenerbahçe'nin galibiyeti halinde bizim 2. sıraya yükselme ihtimaliz var.'' Sağlam, Denizlispor'un ligde iyi bir konumda olmamasına karşın iyi futbol oynadığını, bu nedenle cumartesi günü kendilerini zorlu bir karşılaşmanın beklediğini sözlerine ekledi. 597141 Dizinin prodüktöründen açıklama İsrail'in büyük bir tepki gösterdiği "Ayrılık" dizisinin prodüktörü Selçuk Çobanoğlu, İsrail'in önde gelen gazetelerinden Yedioth tarafından yayınlanan açıklamalarda, "Dizi, bir asker ile Filistinli bir kız arasında bir aşk öyküsünü işleyen altı bölümden oluşuyor. Dizi, Filistin ve aşk ile ilgilidir" şeklinde konuştu. "Üniformalar, İsrail silahlı kuvvetleri üniformaları değildir, sadece benziyor. Türk ve Amerikan ordularının da buna benzer üniformaları var" da diyen Çobanoğlu, "Bizim İsrail halkını sevdiğimizi vurgulamam çok önemli. İsraillileri severiz" ifadelerini de kullandı. Çobanoğlu, "İsrail'in bu şeyleri yapmadığını biliyoruz, ancak bazen buna benzer şeyler yapan küçük gruplar var, çocukları böyle öldürdüler. Diziyi bunlar hakkındadır, doğrudan İsrail ile ilgili değildir" sözlerine ekledi. Bu arada, Çobanoğlu, "Hükümet, dizinin içeriğine karışmıyor. Biz hükümet için değil, televizyon şirketi için çalışıyoruz" da dedi. "Saçma" ''Ayrılık'' dizisinin genel koordinatörü M. Bülent Erdinç ise, dizinin tamamıyla gerçekleri yansıttığını, çok sayıda olumlu tepki aldıklarını ve diziyi çekmeye devam edeceklerini söyledi. Erdinç, yaptığı açıklamada, İsrail'in diziye tepki vermesini ''saçma'' olarak değerlendirdi. Dizide dramaya yer verdiklerini ve gerçeklerden yola çıktıklarını kaydeden Erdinç, ''Zamanında Naziler Yahudilere, Fransızlar Cezayirlilere, İtalyanlar Tunuslulara, ABD Vietnamlılara yapmadı mı? Bosna-Hersek'te Müslümanlar soykırıma uğramadı mı? Bunlarla ilgili filmler de çevrildi. Fransa, İtalya, ABD itiraz mı etti, Dışişleri görevlisini mi çağırdılar'' diye konuştu. İsrail'in Filistinlilere yaptığının fotoğraflarının internet ortamında gezdiğini, bunları kimsenin inkar edemeyeceğini ifade eden Erdinç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ayrılık dizisinde drama haline getirilmiş, yaşananlardan yola çıkılarak bir hikaye var. Niye Müslümanlar devreye girince böyle yapılıyor. Burada yalnız savaşı, kanı, göz yaşını değil, aşkı da anlatıyoruz. Bu dizide gösterilenlerden hangisi hayal. Yaşanmadı mı, bir babanın kucağında çocuğu öldürmediler mi? Hamile kadınlara eziyet etmediler mi? Bu normal bir film. Bu kadar tepki göstermeleri de normal değil.'' Bülent Erdinç, diziyi ay önce Gaziantep'te çekmeye başladıklarını, şu anda 3,5 bölümün hazır olduğunu ve çekmeye devam edeceklerini ifade ederek, ''Diziye tabii ki devam edeceğiz. Aşırı derecede olumlu destek var. Toplumun her kesiminden olumlu tepkiler alıyoruz. Ben bu dizide olmamış, yaşanmamış bir olayı göstermiyorum ki'' dedi. "Ayrılık" dizisinin siyasi danışmanı Hakan Albayrak da katıldığı bir televizyon yayınında konuyla ilgili soruları yanıtladı. İsrail'in dizinin yayınlanmasının ardından ''travma geçirmesine'' gerek olmadığını, dizide yaşananların gerçek olduğunu savunan Albayrak, İsrail ordusunda her türlü düşünceye sahip olanların var olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''İsrail ordusunda her türlü adam var. Çocukları boğazlayanlar, bunu yapmayanlar da var. Bunların tabii ki filmi yapılacak. Nazilerle ilgili olarak, Vietnam'da yaşananlarla ilgili olarak, Cezayir ile ilgili de filmler yapıldı. Hangi ülke çıktı, 'Bunu çekemezsiniz' dedi. Cezayir ile ilgili film yapıldı, Fransa Dışişleri Bakanlığı ilgiliyi çağırıp, 'Niye bu filmi yaptınız' diye mi sordu? Gandi ile ilgili film TRT'de yayınlandı. Bu düşmanlık mıdır, ayıptır yani. Madem buna tahammül edemiyorlar, zaman yapmasınlar. Çocukları öldürmesinler, hastaneleri de bombalamasınlar. Çocuğunu koruyan baba ve çocuk öldürülmedi mi? Kontrol noktasında neler yapıyorlar.'' Filistinli kadın ve erkeklerin direnişe katıldığını, bunların tüm dünyaya görüntülerle oluşan gerçekler olduğunu belirten Albayrak, ''Bunu lütfen herkes normal karşılasın. Dünyada yaşanan her şey film oluyor ve yayınlanıyor. Bundan dolayı kimse üzülmesin'' dedi. 595729 "Stratejik İşbirliği İstiyoruz" "Stratejik İşbirliği İstiyoruz" Irak Başbakanı Nuri El Maliki:"Türkiye ile stratejik işbirliği istiyoruz ve terör örgütü PKK'yı bitirmek için elimizden geleni yapacağız" Yayına Giriş: 15.10.2009 03:15:25 Güncelleme: 15.10.2009 03:16:27 Irak Başbakanı Nuri El Maliki, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, Türkiye ile Irak arasında kurulan yüksek düzeyli stratejik işbirliğinin siyasi, iktisadi ve ticari alanlarla güvenlik alanını kapsadığını kaydetti. El Maliki, "Ama bizi ilgilendiren şey ekonomiden daha büyük. Biz stratejik işbirliği peşindeyiz. Biz de Türkiye de tüm ülkeler de bu bölgenin güvenliği için çalışmalılar" dedi. Irak Başbakanı El Maliki, "terör örgütü olarak gördükleri PKK'nın ükesindeki varlığını bitirmek için ellerinden geleni yapmaya devam edeceklerini" de belirtti. Türkiye'nin devreye girdiği, Suriye ile Irak arasında yaşanan son krizde hangi noktada bulunduklarına ilişkin bir soruya da El Maliki, sonuç alınamadığı karşılığını vererek, Suriye hükümetinin inkar politikası izlediğini öne sürdü. 595678 Millilerde bir veda da Rüştü Reçber'den Milli Takımlar Sorumlusu Fatih Terim gibi Rüştü Reçber de dün gece Milli Takım'a veda etti. Yıllarca ay-yıldızlı formaya hizmet eden 36 yaşındaki kaleci, Ermenistan maçının son dakikasında oyuna girerek milli kariyerini noktaladı. Önceki gün yapılan basın toplantısında, "Ermenistan karşılaşması muhtemelen benim de son maçın olacak" açıklaması yapan tecrübeli eldiveni, son dakikada oyuna alarak jest yapan Terim'in maç sonrası da oyuncusunun yanına kadar giderek, verdiği hizmetlerden dolayı özel olarak teşekkür ettiği öğrenildi. 145 MAÇTA FORMA GİYDİ Milli Takım'da 49'u özel toplam 145 maçta forma giyen Rüştü'ye soyunma odasında arkadaşlarının da sarılarak teşekkür ettikleri belirtildi. 596396 Kürt Çalıştayı'na soruşturma Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, polis akademisinde düzenlenen Kürt açılımıyla ilgili çalıştay için soruşturma başlattı. Ağustos'ta "Türkiye Modeli'ne Doğru" adıyla düzenlenen çalıştaya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görevlendirdiği İçişleri Bakanı Beşir Atalay başkanlık etmişti. Milliyet gazetesinin haberine göre soruşturma "anayasa ihlali" iddiasıyla yürütülüyor. İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan suç duyurusunda savcılık toplantının yeri Ankara olduğu için yetkisizlik kararı vererek dosyayı Ankara'ya gönderdi. Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı da soruşturma başlattı. Çalıştay'a yazılı ve görsel temsilcileri de katılmıştı. Savcılık Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne gönderdiği talimat yazısında çalıştayla ilgili belge ve bilgileri istedi. Savcılık özellikle Çalıştay'ın ardından kamuoyuna yapılan açıklamalar sırasında dile getirilmeyen ve basına kapalı bölümde konuşulan konuları mercek altına alacak. 597219 "Baba"nın Yönetmeni Ankara'da "Baba"nın Yönetmeni Ankara'da Baba, Kıyamet gibi dünyaca ünlü unutulmaz filmlerde imzası bulunan Francis Ford Coppola, bir haftalık bir ziyaret için Türkiye'de. Yayına Giriş: 15.10.2009 17:25:49 Güncelleme: 15.10.2009 17:38:17 The Godfather (Baba), Apocalypse Now (Kıyamet) gibi dünyaca ünlü unutulmaz filmlerde imzası bulunan Francis Ford Coppola, bir haftalık bir ziyaret için Türkiye'de. Dünyanın en önemli yönetmenlerinden biri olarak kabul edilen Francis Ford Coppola, Türkiye'ye, çekmeyi düşündüğü filmin hazırlıklarını yapmak için geldi. Ayağının tozu ile Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ı ziyaret eden ünlü yönetmen, Ankara'yı çok sıradışı bir şehir olarak nitelendirdi. Dünyaca ünlü yönetmen, Türkiye'ye, Türk Sinemasını tanımak ve Türk kültürünü incelemek için geldiğini söyledi. Basın mensuplarının "Türkiye'de film çekmeyi düşünüyor musunuz?" sorularına karşılık, projeler üzerinde çalıştığını söyleyen başarılı yönetmen, "Şayet Türkiye'de film çekersem Türk aktör ve set ekiplerini istihdam etmeyi tercih ederim" dedi. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ise Coppola'yı Türkiye'de ağırlamaktan son derece memnun olduğunu söyledi. Günay, dünya sinemasının başarılı isimlerinin Türkiye'de gerçekleştireceği projelerinde, onlara her türlü yardımı yapacaklarını da belirtti. İtalyan asıllı Amerikalı film yönetmeni Francis Ford Coppola, sinemanın yaşayan efsanelerinden biri. 5'i Oscar olmak üzere birçok uluslararası ödülü bulunan ünlü yönetmen aynı zamanda senaryo yazarı. 595728 SAP Forum 09 başlıyor 16 Ekim 2009 Cuma günü, İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilecek SAP Forum 09'da, Açık Hedefler, Net Stratejiler, Temiz bir Gelecek'le ulaşılacak yeni fırsatları keşfedebilir, sektörünüze ve ilgi alanınıza özel bilgilendirici sunumlara katılabilir ve Türkiye'de gerçekleştirilen en büyük IT buluşmalarından birinde iş geliştirme fırsatlarından faydalanabilirsiniz. SAP uzmanları, müşterileri, iş ortakları ve sektör uzmanları ile biraraya gelerek; karlılığı, verimliliği, sürdürülebilirliği ve büyümeyi sağlayan net ve açık teknolojilerin nasıl kullanılacağını anlatacak. "Açık ve Net" teması ile düzenlenen SAP Forum 09'da; konularına göre ayrılan 13 salonda, SAP ve iş ortakları tarafından 77 sunum gerçekleştirilecek. Etkinlik süresince otomotivden beyaz eşyaya, finanstan gıdaya değişik sektörlerde gerçekleştirilen çalışmalar anlatılacak. Müşteri İlişkileri Yönetimi, Kurumsal Kaynak Planlama, Kurumsal Yönetim ve İş Zekası, Tedarik Zinciri Yönetimi ve Ürün Ömrü Yönetimi, KOBİ, Tamamlayıcı Servis ve Çözümler, SAP NetWeaver konuları ile ilgili sunumların paylaşılacağı oturumların yanısıra her yıl büyük ilgi gören "Patronlar Konuşuyor" panelinde; değişik sektörlerden farklı ölçekli firmaların patronları konuşmacı olarak yer alacak. Patronlar, işletmelerde üretim, planlama, stok yönetimi, maliyet ve karlılık gibi konularda başarılı olmak için neler yaptıklarını, karşılaştıkları sorunları nasıl çözdüklerini anlatacaklar. SAP Forum 09'a katılmak için http://www.sap.com/turkey/about/events/forum09/registration.epx adresinden kayıt yaptırabilirsiniz. 597367 Ağlayan erkekler artıyor! Ağlayan erkekler artıyor!"Erkek adam ağlamaz" sözü tarih oluyor! Antalya'da düzenlenen ?erkeklik' sempozyumunda yapılan değerlendirmelere göre; erkekler son 20 yılda hem duygusal, hem de fiziksel olarak değişti. Ağlayan ve bakımlı erkek sayısı giderek artarken, bu durum artık toplum tarafından da normal karşılanıyor. Soner ÖZCAN ANTALYA (AHT) Son 20 yılda Türkiye'de erkeklerde hem fiziksel hem de duygusal anlamda büyük değişiklikler yaşandığını söyleyen Akdeniz Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Esma Durugönül, "Eskiden erkeklerin ağlaması zayıflık olarak algılanırdı. Erkek sürekli güçlü olmak zorunda gibi bir görüş hakimdi. Bu düşünce yavaş yavaş siliniyor. Artık ağlayabilen erkeklerin sayısı artıyor" dedi. ERKEKLİĞİ VE ERKELERİ TARTIŞTILAR Akdeniz Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünce düzenlenen "Küreselleşen Dünyada Erkeklik ve Beden" konulu sempozyumda konuşan Doç. Dr. Esma Durugönül, Türkiye'de cinsellik üzerine sempozyumların ve araştırmaların bugüne kadar genellikle kadınlara yönelik yapıldığını belirterek, erkeklik üzerine bilimsel bir sempozyumun ilk kez düzenlendiğini söyledi. 'ERKEKLER LIGHTLAŞIYOR' DEMEK YANLIŞ Erkeklerin sadece duygusal olarak değil fiziksel olarak da değişime uğradığını belirten Doç. Dr. Durugönül, "Erkekler aslında insanlaşıyor. Çünkü erkeklerin ağlamaması, evin idaresinin sadece ondan sorulması adaletli, hakça değil. ?Erkekler lightlaşıyor' demek yanlış. Bugün ağlayabilen erkeklerin sayısı artıyor. Toplum da bunu doğal görmeye başlıyor. Toplumdaki erkeğin her zaman güçlü olması gerektiği düşüncesi yavaş yavaş siliniyor" dedi. BAKIMLI ERKEKLERİN SAYISI ARTIYOR Günümüzde bakımlı erkeklerin sayısının giderek arttığını söyleyen Durugönül, "Metro seksüel erkek yani bakımlı erkek kavramı hayatımıza yerleşti. Erkeklerin saç uzatması, pedikür yaptırması, artık anormal karşılanmıyor. Bu da garip değil. Bunda ekonomik gelişmeler ve insanların sosyo-kültürel yaşantılarının değişmesi etkili. Kentleşme de erkeklerin değişiminde önemli bir etken" dedi. AKADEMİSYENLER ARAŞTIRMA YAPAMIYOR Yurtdışından da ilgili akademisyenlerin katılımıyla gerçekleştirilen sempozyumda eşcinsellik konusunun da tartışıldığını anlatan Durugönül, eşcinselliğin artmadığını, sadece insanların artık insanların cinsel kimliklerini daha rahat açıklayabildiğini söyledi. Türkiye'de ise eşcinselliğin hala tabu olduğunu belirten Durugönül, "Akademisyenler bile yakıştırmaya maruz kalmamak için bu konuda araştırma yapmaya çekiniyor" diye konuştu. 596037 Ankesör kavramı değişti Ankesör kavramı değişti ITU Telecom World 2009'da ürünlerini sergileyen bir diğer Türk Telekom şirketiyse iNNOVA'ydı. Dubai'de Microsoft ve Oracle ile birlikte ortak projeler geliştiren iNNOVA, kiosk çözümleriyle, İngiltere, Fransa ve Almanya'yla birlikte Avrupa pazarlarına hizmet veriyor. Kazakistan'da Kcell, Ukrayna'da Npay, Moldova'da Moldcell, Azerbaycan'da Azercell ve Arnavutluk'ta Albtelecom'a elektronik ödeme çözümleri sunan iNNOVA, son olarak yine Argela ile birlikte, grubun bölgedeki operasyonlarını geliştirmek amacıyla Dubai'de IVEA şirketini kurmuş. Ankesörlü telefon kavramını tamamen değiştiren iNNOVA, sokaktaki kullanıcılara görüntülü konuşma, internete bağlanma, e-postalarını kontrol edebilme, fotoğraf çekme, SMS gönderme, trafik durumunu kontrol edebilme gibi özellikler sunuyor. Bu cihazlar aynı zamanda birer kablosuz iletişim noktası olarak görev yapıyor. 596281 Dijital teknoloji, fotoğrafçıları üzüyor Çanakkale'de 40 yıldır fotoğrafçılık yapan Aydın Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dijital teknolojinin gelişmesiyle birlikte fotoğrafçılık mesleğinin gerilediğini söyledi. Filmli makinelerin kullanıldığı zamanlarda vatandaşın çektiği fotoğrafı merak edip filmi bir an önce doldurarak banyo ettirmeye çalıştığını ve ne çıkacağını görmek istediğini belirten Yılmaz, ''şimdi dijital fotoğraf makinelerinde hafıza kartları kadar geniş ki, binlerce kare alabiliyor ve insanlar çektiğini anında görebiliyor'' dedi. Çekilen bir karenin anında görülmesiyle birlikte merakın ortadan kalktığına ve vatandaşların fotoğraf bastırma gereği duymadığına işaret eden Yılmaz, şöyle devam etti: ''Baskı olayı giderek azalıyor, ama buna rağmen telefonla çektiği fotoğrafları bastırarak, arkadaşlarıyla paylaşmak isteyenler de oluyor. Basılan bir fotoğrafın sıcaklığı var, onu eline alabiliyorsun, ama dijital fotoğraf aynı şey değil. Fotoğraf kültürü olan eski nesil, bir geziye gittiğinde dijital fotoğraf makinesiyle çekmiş olsa da, dönüşte bunları bastırarak albümüne koymak, evine gelen eş ve dostlarına göstermek istiyor.'' Yılmaz, yeni neslin ise dijital teknolojinin içine doğduğunu belirterek, çektikleri fotoğrafları bilgisayarlarına depolamanın onların daha çok işine geldiğini ve günümüzde fotoğraf baskı işleminin, artık bilgisayar kullanmayanlara yönelik devam ettiğini anlattı. Yaklaşık 35 yıldır fotoğrafçılık yapan Yalçın Okutucu ise, dijital teknolojinin yaygınlaşmasının ardından işlerinin neredeyse bitme noktasına geldiğini ve fotoğrafçılığın ustalığı, pratikliği ve her şeyinin bilgisayara girdiğini savundu. Eskiden günde bin fotoğraf basarken, şimdi neredeyse vesikalık dışında baskı yapmadıklarını söyleyen Okutucu, ''herkes cep telefonuyla fotoğraf çekmeye ve fotoğraflarına bilgisayar ortamında müdahale etmeye başladı. Bu şekilde giderse yıl sonra fotoğrafçı kalmayacak'' diye konuştu. Okutucu, filmli makinelerin, ağırlıklı olarak çek at şeklinde olanlarının satıldığını ve bunu da genellikle fotoğraf makinesini evinde unutanların geçici olarak tercih ettiğini kaydetti. 596485 Türkiye-Ermenistan maçı dış basında FRANSIZ BASINI Le Figaro, "Barışma Maçı" başlığıyla verdiği haberde, "grupta iddiası kalmayan iki takım arasındaki maçın, Zürih kentinde atılan imzalardan sonra diplomasi açısından daha fazla ön plana çıktığı" yorumunu yaptı. Güvenlik önlemlerinin yoğunluğuna dikkati çeken gazete, maçın olaysız bir biçimde sona erdiğini belirtti. Liberation gazetesi de "Futbol Diplomasisi" başlığıyla verdiği haberde, "maçın iki ülke için siyasi açıdan daha fazla önem taşıdığı" yorumunu yaptı. NGİLİZ BASINI İngiliz The Independent gazetesi ise dün akşam oynanan futbol maçını, "Tarih yazıldı: Eski düşmanlar futbol maçında bir araya geldi" başlığıyla duyurdu. Maçı Bursa'da izleyen gazete muhabirinin kaleme aldığı haberde, "futbol maçının öncesinde Türkiye ve Ermenistan Cumhurbaşkanlarının sıcak el sıkışmalarına ve maçı birlikte izlemelerine" dikkat çekildi. Gazete, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, "Tarih yazmıyoruz, tarihi yapıyoruz" sözlerine de yer verdi. 595675 Polis aracına taciz ateşi Polis aracına taciz ateşi Şanlıurfa'da devriye gezen polis aracına uzun namlulu silahlarla taciz ateşi yapıldı. Saldırıda yaralanan olmazken, terörle mücadele ve Operasyonda kişi gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, Topdağı Mahallesi 2697. Sokak üzerinde devriye gezen sivil polis aracına kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından uzun namlulu silahla taciz ateşi açıldı. Taciz ateşine uğrayan ekipler durumu hemen polis telsizinden merkeze bildirildi. Daha sonra olay yerine çok sayıda polis gönderildi. Bir kişinin kaçtığını belirleyen polis kovalamaca sonunda kaçan kişilerin izlerini kaybetti. Şanlıurfa Emniyet Müdürü Sabri Durmuşlar, operasyona karşı polis memurlarına telsizden anons geçti. Sabri Durmuşlar, "Önce kendi güvenliğinizi alın. Bölgede çok sayıda sivil polis bulunuyor. Ateş edeceğiniz zaman dikkatli olun" talimatını verdi. Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü merkez telsizinden olay yerine Terörle Mücadele ekipleri ve Asayiş ekipleri gönderildi. Görgü tanıklarının ifadesi doğrultusunda olay yerinden bir kişinin daha kaçtığı anons edildi. Polis kentin Hacıbayram ve Topdağı Mahallesini adeta abluka altına aldı. Mahallenin bütün giriş ve çıkışlarında polis görev aldı. Yaklaşık 70 polisin görev aldığı iki Mahallede operasyon başlatıldı. Saat 24.00 sıralarında başlayan operasyon saat 01.30'a kadar sürdü. Bir kişinin Hacıbayram Mahallesine kaçtığı ihbarı üzerine polis bu kez söz konusu Mahalleye intikal etti. Şahsın Hacıbayram Mahallesi 3370 nolu sokakta bir eve girdiği ihbarından sonra olay yerine Terörle Mücadele ekipleri ile Özel Harekat Polisi gönderildi. Polisler damlarda uzun namlulu silahlarla görev alırken, Terörle Mücadele ekipleri ise sokakları tuttu. Aksiyon filmlerini aratmayacak şekilde bir eve düzenlenen operasyonda içeride bulunan bir kişi ekipler tarafından gözaltına alındı. Elleri arkadan kelepçelenen şahıs polis aracına götürüldü. Bu arada, Şanlıurfa Emniyet Müdürü Sabri Durmuşlar ile Emniyet Müdür Yardımcıları taciz ateşinin yapıldığı yere giderek bilgi aldı. Olay yeri inceleme ekipleri yerde mermi kovanı aradı. Uzun namlulu silah ile açılan taciz ateşinde mermilerden bir kaçı duvarlara isabet etti. Taciz ateşinin yapıldığı bölgeye Özel Harekat Polisi akrep araçları ile geldi. Olay yeri inceleme ekibi söz konusu yerde didik didik boş kovan aradı. 597247 Merkez Bankası'ndan tarihi adım Merkez Bankası'ndan tarihi adım Merkez Bankası, borçlanma faiz oranlarını yarım puan indirdi. Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamaya göre, Para Politikası Kurulu, bugünkü toplantısında, banka bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Repo Ters Repo Pazarı'nda uygulanmakta olan kısa vadeli faiz oranlarının indirilmesine karar verdi. Buna göre, gecelik borçlanmalarda faiz oranı yüzde 7,25'ten yüzde 6,75'e, borç verme faiz oranı ise yüzde 9,75'ten yüzde 9,25'e çekildi. Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası'nda saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 3,25'ten yüzde 2,75'e, borç verme faiz oranı ise yüzde 12,75'ten yüzde 12,25'e düşürüldü. Açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla gecelik ve bir haftalık vadelerde tanınan borçlanma faiz oranı yüzde 8,75'ten yüzde 8,25'e çekildi. Merkez Bankası açıklamasında, ''Son dönemde açıklanan veriler, Kurulun iktisadi faaliyette gözlenmekte olan toparlanmanın yavaş ve kademeli olacağına ilişkin görüşünü teyit etmiştir'' denildi. Dış talep ve yurt içi yatırım talebinin zayıf seyrini sürdürdüğü kaydedilen açıklamada, bunun yanı sıra tüketim talebinin ikinci çeyrekte sergilediği kayda değer yükselişten sonra daha zayıf bir seyir izlemesinin beklendiği ifade edildi. -FAİZ İNDİRİMLERİNDE YAVAŞLAMA- İstihdam verilerinde sınırlı bir iyileşme gözlenmekle birlikte bu durumun kalıcı olup olmayacağının izlenmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, bu çerçevede enflasyonun düşük seyrini uzun bir süre koruyacağının tahmin edildiği kaydedildi. Merkez Bankası açıklamasında, ''Küresel ekonomideki sorunların henüz tam olarak giderilememiş olduğunu ve toparlanmanın gücüne ilişkin belirsizliklerin devam ettiğini dikkate alan Kurul, para politikasının aşağı yönlü esnekliğini uzun bir süre koruması yönündeki görüşünü teyit etmiştir'' denildi. 2008 yılı Kasım ayından bu yana sürdürülen faiz indirimlerinin etkisi ve küresel risk algılamalarındaki iyileşmenin desteği ile kredi piyasasında olumlu gelişmelerin gözlenmeye başladığına dikkat çekilen açıklamada, ''Kurul, veri ve gelişmelere bağlı olarak gelecek toplantıda faiz indirimlerinde yavaşlamanın gündeme alınabileceğini belirtmiştir'' görüşüne yer verildi. Açıklamada, piyasadaki likidite gelişmelerini göz önüne alan Kurul'un, Türk lirası zorunlu karşılık oranlarındaki sınırlı bir indirimin, kredi koşullarındaki sıkılığı azaltacağı, böylelikle izlenmekte olan genişletici para politikasını destekleyeceği değerlendirmesinde bulunduğu da kaydedildi. Kurulun bugünkü toplantısına, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ile kurul üyeleri Erdem Başçı, Burhan Göklemez, Turalay Kenç, M. İbrahim Turhan, Abdullah Yavaş ve Mehmet Yörükoğlu katıldı. PPK'nın periyodik olarak toplanarak faiz oranlarını açıkladığı 23 Ocak 2006'dan bu yana uygulanan borçlanma ve borç verme faiz oranları şöyle: Borçlanma Borç Verme Faiz Faiz Oranı Oranı Tarih (Yüzde) (Yüzde) ----------- --------- --------- 2006 ---- 23 Ocak 13,50 16,50 23 Şubat 13,50 16,50 23 Mart 13,50 16,50 27 Nisan 13,25 16,25 25 Mayıs 13,25 16,25 07 Haziran 15,00 18,00 20 Haziran 15,00 18,00 25 Haziran 17,25 20,25 20 Temmuz 17,50 22,50 24 Ağustos 17,50 22,50 26 Eylül 17,50 22,50 19 Ekim 17,50 22,50 23 Kasım 17,50 22,50 21 Aralık 17,50 22,50 2007 ---- 16 Ocak 17,50 22,50 15 Şubat 17,50 22,50 15 Mart 17,50 22,50 16 Nisan 17,50 22,50 14 Mayıs 17,50 22,50 14 Haziran 17,50 22,50 12 Temmuz 17,50 22,50 14 Ağustos 17,50 22,50 13 Eylül 17,25 22,25 16 Ekim 16,75 21,50 14 Kasım 16,25 20,75 13 Aralık 15,75 20,00 2008 ---- 17 Ocak 15,50 19,50 14 Şubat 15,25 19,25 19 Mart 15,25 19,25 17 Nisan 15,25 19,25 15 Mayıs 15,75 19,75 16 Haziran 16,25 20,25 17 Temmuz 16,75 20,25 14 Ağustos 16,75 20,25 18 Eylül 16,75 20,25 22 Ekim 16,75 19,75 19 Kasım 16,25 18,75 18 Aralık 15,00 17,50 2009 ---- 15 Ocak 13,00 15,50 19 Şubat 11,50 14,00 19 Mart 10,50 13,00 16 Nisan 9,75 12,25 14 Mayıs 9,25 11,75 16 Haziran 8,75 11,25 16 Temmuz 8,25 10,75 18 Ağustos 7,75 10,25 17 Eylül 7,25 9,75 15 Ekim 6,75 9,25 595908 ‘Kıskananlar çatlasın’ ‘Kıskananlar çatlasın’ Başkanı Rijkaard ve yönetime yapılan eleştirilerin yıpratma çalışması olduğunu söyledi, “Biz mücadelemizi veriyoruz. Allah’a şükür camianın barış dolu, birlik içinde olduğu bir dönem yaşıyoruz” dedi Sarı-kırmızılı kulübün Ekim ayı toplantısı Lisesi’nde yapıldı. Gündemdeki konuları değerlendiren Başkan geride kalan üç haftadır Galatasaray’ın yıpratılmaya çalışıldığına dikkat çekerek, son dönemde basına yansıyan haberleri hedef aldı. Başkan Polat, “Nedenini anlamış değilim. Galatasaray’ın yönetim kurulu üyelerini, üst düzey kulüp profesyonellerini, teknik direktörünü yıpratma kampanyası başladı. Diğer kulüplerde böyle bir şey yok. Gazetelere ismi yansımış olan profesyonellerle ilgili en ufak bir şikayetim yok. Hepsi işlerini en iyi şekilde yapmak için zamanlarını kulüpte harcıyorlar. Profesyonellere teşekkür ediyorum. Haftada gün çalışıyorlar” diye konuştu. Özellikle Rijkaard’ın ayrılacağı iddialarına anlam veremediğini kaydeden Galatasaray Başkanı, “Hangi lisanda söyleyeceğimi bilmiyorum, ancak Rijkaard’la iki senelik anlaşmamız bulunuyor. Gönderilir ya da giderse cezai şartı vardır. Kendisi ’de olmaktan gayet memnun. Sabahın 8’inden gece yarılarına kadar ekibiyle çalışıyorlar. Böyle birşey olsa ben açıklarım, hocanın kendisi açıklar. Bunun yanında Arda ve Baros’la ilgili transfer dedikoduları ortaya atılıyor. İkisinin de sözleşmesi var. Biz istemedikten sonra bir yere gidemezler. Biz mücadelemizi veriyoruz. Allah’a şükür kulüp olarak barış ve birlik dolu bir dönem içindeyiz. Onun için ‘kıskananlar çatlasın’ diyorum” ifadelerini kullandı. 25 milyon planı Adnan Polat, yeni kriterlere göre 2012’de denk bütçe sağlanmadan kupalarına katılmanın mümkün olamayacağını dile getirerek, başlatılan yeni projeler konusunda taraftarlardan destek istedi. Polat, “Galatasaray TV ve İnternet TV abonelik, GS Bilyoner, Galatasaray gibi projelerimiz var. Bunların her birine 100’er bin kişi üye olursa 25 milyon gelir elde ederiz. Galatasaraylıları bunlara üye olmaya çağırıyorum” diye konuştu. ’Gökdelen dikmeyeceğiz‘ Başkan Polat, arazisini kiraladıktan sonra da üzerlerine gelindiğini vurguladı. Kiralanan 106 dönümlük araziye imar planları neye izin veriyorsa, onu yapacaklarını kaydeden Polat, “Biz oraya gökdelen dikmeyeceğiz, spor alanları, futbol okulları ve altyapıya yönelik çalışmalar yapacağız” dedi. 597274 İşçi minibüsü şarampole yuvarlandı: ölü, yaralı İşçi minibüsü şarampole yuvarlandı: ölü, yaralıNİĞDE, (DHA)’de, işçileri taşıyan servis minibüsünün şarampole yuvarlanması sonucu kişi öldü, kişi yaralandı Kaza, saat 16.00 sıralarında karayolunun 7’nci kilometresinde meydana geldi. Bir fabrikaya işçi taşıyan 29 yaşındaki Şükrü Çoban’ın kullandığı 50 LD 330 plakalı minibüs, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkarak şarampole yuvarlandı. Ters dönen minibüsteki 21 yaşındaki Abdullah Seçen olay yerinde hayatını kaybederken, sürücü Şükrü Çoban ile Hüseyin Paltacı (43), Resul Bekçi (22), Sinan Şahin (22), Yasin Köksal (21), Ramazan Düfenk (19) ve Yasin Koca 16) yaralandı. Ambulanslarla Niğde Devlet Hastanesi’ne kaldırılan yaralılar, tedaviye alındı. Kazayla ilgili sürdürülüyor. 596285 Avrupa'nın ünlüleri hayal kırıklığı yaşıyor Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu devre dışı kalan takımlar İsveç, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Belçika, Hırvatistan, Avusturya, Romanya, Bulgaristan ve İskoçya olarak dikkat çekiyorlar. 9. Grubu 2. sırada tamamlamasına rağmen Norveç ise en kötü ikinciler statüsünde olduğundan play off oynama şansını bile bulamadı. 3. Grup'ta Slovakya'nın Çek Cumhuriyeti ve Polonya'yı geride bırakarak finallere direkt katılmanın sürprizini yaşarken, Portekiz, Yunanistan ve Ukrayna ve Fransa gibi ülkeler ise play off oynamak zorunda kaldı. 19. Dünya Kupası finallerine, 53 takım içinden, 13 takım gönderme hakkına sahip olan Avrupa kıtasında, grupta mücadeleler dün gece oynanan maçlarla tamamlandı. grubun liderleri doğrudan finallere katılma hakkını kazandı. Avrupa elemeleri 9. Grup'ta takımın yer alması nedeniyle sadece birinci takım finallerde mücadele etmeye hak kazandı. Geride kalan grubun ikincileri, 14-18 Kasım tarihlerinde play-off müsabakaları yapacak ve finallere katılacak takım daha belli olacak. Alınan sonuçlara göre Dünya Kupası'na direkt katılacak takımlar şöyle: 1. Grup: Danimarka 2. Grup: İsviçre 3. Grup: Slovakya 4. Grup: Almanya 5. Grup: İspanya 6. Grup: İngiltere 7. Grup: Sırbistan 8. Grup: İtalya 9. Grup: Hollanda Play off oynayacak takımlar ise şu şekilde: Portekiz Yunanistan Slovenya Rusya Bosna Hersek Ukrayna Fransa İrlanda 596115 Lukoil Türkiye'de hedef büyüttü denildi. Türkiye'nin, Doğu'nun enerji tedarikçisi ülkeleri ile Avrupa ve Asya'nın büyümekte olan pazarlarını birbirine bağlayan önemli bölgesel merkez rolü üstlendiğini belirten Lukoil, bu durumun Türkiye'ye dünya petrol rezervlerinin güvenli bir şekilde taşınması ve dünya genelinde enerji güvenliğinin sağlanması açısından kilit önem kazandırdığını vurguladı. Türkiye piyasasının taşıdığı önem ve sunduğu fırsatları değerlendirdikleri belirtilen açıklamada şu bilgilere yer verildi: "Lukoil, kendi ürettiği petrol ürünlerinin rezerv stokunu istikrarlı bir seviyede tutabilmekte ve Türkiye'nin bütün bölgelerinde bulunan satış noktalarına ürün sevkiyatını kesintisiz olarak yapabilmektedir." 597334 Şampiyon Efes Pilsen Şampiyon Efes Pilsen Basketbolda 25. Erkekler Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı normal süresi 63-63 berabere biten karşılaşmada, Fenerbahçe Ülker'i uzatmada 81-74 yenen Efes Pilsen, 8. kez müzesine götürdü. Karşılaşmaya etkili savunma yaparak başlayan Fenerbahçe Ülker, hücumda da Oğuz ve Solomon'un basketleriyle 2. dakikayı 6-0 önde geçti. Kaya'nın serbest atışlardan bulduğu sayılarla ilk sayılarına ulaşan Efes Pilsen, dış atışlarda Giricek, pota altında da Semih'i durduramayınca, 5. dakika 12-4 sarı-lacivertlilerin üstünlüğüyle geçildi. Smith'in sayılık basketiyle oyunda dengeyi yeniden sağlayan Efes Pilsen, Kaya ve Rakoçeviç'in sayılarıyla 8-0'lık seri yakalayarak 7. dakika içinde skorda dengeyi sağladı: 12-12. Uzun bir aradan sonra Greer ile skor üreten Fenerbahçe Ülker karşısında Kaya ve Rakoçeviç ile sayılar üretmeyi sürdüren Efes Pilsen, ilk çeyreği 16-14 üstün geçti. 2. periyoda Fenerbahçe Ülker hücumda çok etkili ve istekli girdi. Savunmasında rakibine sayı bulma şansı tanımayan sarı-lacivertliler, Semih, Kinsey ve Ömer Onan'ın basketleriyle 7-0'lık seri yakalayarak 12. dakika içinde farkı sayıya (21-16) çıkardı. Bu çeyrekteki ilk sayılarını Rakoçeviç'in sayılık basketiyle bulan Efes Pilsen, pota altında yaşadığı savunma sorunlarına çözüm üretemeyince, 14. dakika da 25-19 Fenerbahçe Ülker lehine geçildi. Kerem Tunçeri'nin sayılarıyla aradaki farkı kapatmaya çalışan rakibine, Ömer Onan'ın basketleriyle karşılık veren Fenerbahçe Ülker, Semih'in pota altındaki başarılı oyunuyla 16. dakikaya 30-23 üstün girdi. Rakoçeviç'in skorer oyunuyla farkı azaltan Efes Pilsen, Smith'in de katkılarıyla devrenin bitmesine 1.5 dakika kala farkı yeniden sayıya (32-30) indirdi. Rakibinin yaptığı top kayıplarını hızlı hücumlar sonrası Semih ve Giricek ile iyi değerlendiren Fenerbahçe Ülker, devreyi 37-31 üstün tamamladı. 3. çeyreğe Efes Pilsen, Ender ve Shumpert'ın basketleriyle girerken, Fenerbahçe Ülker de bu periyottaki ilk sayılarına dakika tamamlanırken, Giricek ile ulaştı. Smith ve Rakoçeviç ile skor bulmayı sürdüren lacivert-beyazlılar, 25. dakikada 40-39'luk skorla bir kez daha öne geçti. Her iki takımın da skor üretmekte zorlandığı bu dakikalarda, Solomon ve Ömer Aşık ile basketler bulan sarı-lacivertliler, 28. dakikaya 45-41 önde girdi. Takımların suç seçimlerinde doğru tercihler yapmadığı çeyreğin son bölümünde Efes Pilsen, Thornton ile sayılar bulurken, Ender'in son saniyede kullandığı sayılık atışta top çemberden geçerken Kasun'un müdahalesini, hakemler sürenin dolduğu gerekçesiyle geçerli saymadı ve periyot 46-45 Fenerbahçe Ülker üstünlüğüyle sona erdi. Karşılaşmanın son periyoduna Fenerbahçe Ülker Preldziç, Efes Pilsen ise Sinan'ın basketleriyle girdi. Savunmasında aldığı ribauntları hızlı hücumlar sonrasında Kerem Tunçeri ile iyi kullanan Efes Pilsen, 32. dakikayı 50-49 önde geçti. Karşılıklı basketlerle geçilen bu dakikalarda hücum ribauntlarında rakibine üstünlük sağlayan Efes Pilsen, Kaya'nın pota altı basketiyle 35. dakikaya da önde giren taraf oldu: 55-53. Savunmaların ön plana çıktığı bu bölümde Fenerbahçe Ülker, Ömer Aşık, Efes Pilsen ise Kaya ile skor buldu ve son 2.5 dakikaya 59-59 eşitlikle girildi. Son dakikalarda takımlar geldikleri serbest atış çizgisinde yüksek yüzdeyle oynarken, Fenerbahçe Ülker, Greer'ın sayılık basketiyle son 40 saniyeye 63-61 önde girdi. Bitime 25 saniye kala Thornton'un elinden bulduğu basketle skorda dengeyi sağlayan (63-63) Efes Pilsen, maçın bitimine 10 saniye kala son topu kullanma şansını da eline geçirdi. Son topu Rakoçeviç ile kullanan Efes Pilsen, bu hücumdan sayı bulamayınca karşılaşma uzatmaya gitti. Uzatma periyodunda Fenerbahçe Ülker, Solomon ile sayılar üretirken, Efes Pilsen rakibine Thornton ve Kerem Tunçeri ile karşılık verdi. Maçın en skorer oyuncusu olan Rakoçeviç'in basketleriyle skor üstünlüğünü eline alan Efes Pilsen, 43. dakika içinde 74-69 öne geçti. Kerem Tunçeri'nin de dış atışlarla skora katkı yaptığı bu bölümde rakibinin acele atışlar kullanmasını iyi değerlendiren Efes Pilsen, taktik faulleri de sayıya çevirince karşılaşmadan da 81-74 galip ayrıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün katılmadığı kupa töreninde hakemlere ve takımlara kupaları ile şiltlerini, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen ile Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak birlikte verdiler. Salon: Atatürk Hakemler: Murat Biricik xx, Rüştü Nuran xx, Aytuğ Ekti xx Efes Pilsen: Kasun x, Rakoçeviç xxx 26, Kerem Tunçeri xxx 14, Thornton xx 8, Kaya xxx 11, Shumpert xx 4, Sinan xx 3, Smith xx 10, Ender 4, Ermal Fenerbahçe Ülker: Solomon xx 8, Ömer Onan xx 9, Semih xxx 14, Giricek xx 9, Oğuz xx 6, Ömer Aşık xx 4, Kinsey 4, Preldziç 3, Greer xxx 17, Mrsiç 1. Periyot: 16-14 Devre: 37-31 (Fenerbahçe Ülker lehine) 3. Periyot: 45-46 Beş Faulle Çıkanlar: 38.45 Kaya, 42.17 Thornton (Efes Pilsen), 44.33 Solomon (Fenerbahçe Ülker) Normal Süre: 63-63 596831 Hamas, Mısır’ın ulusal uzlaşma önerisini reddetti ’ın ulusal uzlaşma önerisini reddetti’deki yönetimi, ’ın, Devlet Başkanı ’ın hareketiyle ulusal uzlaşma önerisini reddetti.Hamas ve merkezi ’da bulunan fraksiyon, ortak yayımladıkları açıklamada, Mısır’ın arabuluculuğunda sunulan uzlaşma planında “Filistin’in işgaline direnme hakkına” atıfta bulunulması gerektiği görüşünü bildirdi.El Fetih, Mısır’ın, devlet başkanı seçimi ve genel seçimlerin gelecek yıl yapılmasını öngören önerisini, dün tek taraflı olarak kabul etmişti. 597154 Belediye başkanının oğlu fidye için kaçırıldı Sabah saatlerinde ilçedeki liseye gelen Selim Türkyılmaz, okula gitmekte olan Belediye Başkanı Sungur'un oğlu Metin Sungur'u (16), boğazına bıçak dayayarak ölüm tehdidiyle bir araca bindirerek okuldan uzaklaştı. Türkyılmaz, daha sonra başkan Sungur'u telefonla arayarak 70 bin lira istedi. Belediye Başkanı Ahmet Sungur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçeden tanıdığı Selim Türkyılmaz'ın kendisini telefonla arayarak 70 bin TL istediğini ancak nedenini kesin olarak açıklamadığı için dikkate almadığını belirtti. Telefondan sonra oğlunun okula giderken bir kişi tarafından kaçırıldığı haberini aldığını anlatan Başkan Sungur, bunun üzerine harekete geçtiğini, bu arada oğlunun da kendi imkanlarıyla kaçırıldığı yerden uzaklaşarak eve geldiğini öğrendiğini kaydetti. Belediye Başkanı Ahmet Sungur, Selim Türkyılmaz hakkında suç duyurusunda bulunduklarını da kaydetti. Olayı doğrulayan Jandarma ekipleri ise Selim Türkyılmaz'ı aramaya başladı. 596316 Afganistan’da “durum vahim ve ümitsiz” ’da “durum vahim ve ümitsiz” ’daki birliğinin komutanı, askeri durumun “vahim ve ümitsiz” olduğunu söyledi.  Kanada’da devlet TV’si CBC’ye demeç veren Jonathan Vance, Afganistan’da görev yaparken karşılaştıkları en büyük sorunun, Afganlılarla iyi iletişim kurmak olduğunu belirtti. “Hiçbir şeyi allayıp pullamamak lazım; görevimizin iyi yapıldığını söyleyemeyiz” diyen Kanadalı general, “durum ümitsiz ve vahim; aciliyet kesbediyor...” ifadesini kullandı. General Vance, “Afganistan’daki varlığımızı onaylasın ya da onaylamasınlar, herkesin durumu anlaması için bunları söylüyorum” dedi. Geçenlerde yapılan kamuoyu araştırması, Kanadalıların yüzde 52’sinin, ülkelerinin Afganistan’daki askeri görevini onaylamadığını, yüzde 33’ünün onayladığını göstermişti. Kanada, Afganistan’da 2002’den beri 131 kayıp verdi. ’ın kalesi sayılan Kandehar’da 2800 Kanada askeri bulunuyor. 596054 Çiftçiye büyük darbe Çiftçiye büyük darbe Sanal ortamda tarım yapmaya dayalı Farmville oyunu, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından engellendi. Yeni Şafak'ın yaptığı araştırmaya göre, Farmville her ne kadar ücretsiz bir oyun olsa da, bu tür oyunlarda hızlı yükselmek için, kredi satın alınabiliyor olmasının, çocukları bahis ya da kumara yönlendirici etkisi bulunduğu belirtiliyor. MELİH BAYRAM DEDE Facebook'ta en çok oynanan oyunlardan biri olan ve kullanıcıların sanal ortamda tarım yaptığı Farmville engellendi. Yeni Şafak'ın yaptığı araştırmaya göre, Zynga.com altyapısı üzerinden çalışan oyun, bu ağa erişimin engellenmesiyle birlikte, Türk internet kullanıcılarına engellenmiş oldu. Alınan kararda Farmville adı yer almıyor. Oyunu oynamak isteyen kullanıcılar, “”5651 sayılı yasa uyarınca katalog suçlar kapsamında yapılan teknik inceleme ve hukuksal değerlendirme sonucunda; bu internet sitesi hakkında telekomünikasyon iletişim başkanlığı'nın 02/10/2009 tarih ve 421.02.02.2009-272446 nolu kararı gereğince idari tedbir uygulanmaktadır.” uyarısıyla karşılaşıyor. Farmville hakkında, Zynga.com altyapısı üzerinden uygulanan erişim engelleme işlemini ilgili yasaların verdiği yetkiyle, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı yerine getiriyor. Yeni Şafak'ın yaptığı araştırmaya göre, başkanlık, adına 'katalog suçlar' denilen kurullara uygun yayın yapmayan siteleri, mahkeme kararı olmaksızın engelleme yetkisine sahip. Engelleme kararının, son zamanlarda ailelerden kuruma gelen şikayetler sonucu alındığı öğrenildi. Yeni Şafak'ın yaptığı araştırmaya göre, Farmville her ne kadar ücretsiz bir oyun olsa da, bu tür oyunlarda hızlı yükselmek için, kredi satın alınabiliyor olmasının, çocukları bahis ya da kumara yönlendirici etkisi bulunduğu belirtiliyor. 596496 Kaymakam aşk peşinde Kaymakam aşk peşinde ’da Hanak Kaymakamı Süleyman Ovalı, Çıldır Kaymakamı Önder Çan’ı kendisine ve valiye ettiği gerekçesiyle hazırladığı tutanakla valiliğe şikâyet etti. Ardahan’da Hanak Kaymakamı Süleyman Ovalı, Çıldır Kaymakamı Önder Çan’ı kendisine ve valiye küfür ettiği gerekçesiyle hazırladığı tutanakla valiliğe şikâyet etti. İddiaya göre Çıldır Kaymakamı Önder Çan, telefonda hem kadın doktorla ilişkisini itiraf etti, hem de yerine vekalet eden kaymakam ve valiye küfürler yağdırdı. Ardahan Valiliği’nin Çıldır Kaymakamı hakkında açtığı ilçenin üst düzey bürokratları arasındaki ilişkilerin, bir zamanlar ekranların en çok izlenen dizilerinden “Dallas”takileri aratmadığını ortaya çıkardı. Ardahan’ın Çıldır İlçesi Kaymakamı Önder Çan hakkında, valiye küfrettiği ve bölgede çalışan bir kadın doktorla ilişkisini ortaya koyduğu telefon konuşması nedeniyle soruşturma açıldı. Önder Çan’ın, Ekim’de bir doktora izin verilmesi konusunda, yerine vekalet eden Hanak Kaymakamı Süleyman Ovalı’yla telefonda tartıştığı, sinirlenip Ovalı ve eski Ardahan Valisi’ne hakaret ettiği, “O..... ç..... valiye inat, ben doktoru götürdüm” dediği iddia edildi. KONUŞMANIN TANIKLARI Kaymakam Önder Çan’ın konuşmasını tutanakla belgelediğini ve konuşmayı hoparlörden dinleyen tanıkların da imzaladığını belirten Hanak Kaymakamı Süleyman Ovalı “Olay doğru, soruşturma gerçekleşiyor. Bu nedenle konuşmak istemiyorum” dedi. Önder Çan ise “Ben böyle sözler sarfetmedim” diye konuştu. VALİ: İLİŞKİSİ VARMIŞ Vali Selim Cebiroğlu da “Başka bir soruşturmada, doktorla ilişkisini öğrendik” dedi. Önder Çan’ın, bölgede görevli bir kadın doktorla ilişkisi olduğu, ancak doktorun sevgilisi olduğunu öğrendiği, “’ya gideceğim” diye izin alan doktoru takibe alıp başka bir kente gittiğini öğrenince görevden aldığı da öne sürüldü. İşte tutanak Çıldır Kaymakamı Önder Çan’ın sarf ettiği belirtilen sözlerden bazıları şöyle: ilçe benim ilçem, sen benim ilçeme karışamazsın i... o... i... (Hanak Kaymakamı’nın “Sen bu şekilde küfür ve hakaret etmeye devam edersen, yasal haklarımı kullanacağım” lafı üzerine) Sen busun oğlum; o..... gibi kıvırırsın. (Hanak Kaymakamı’nın “Sen neden bu doktora izin verdin peki” sorusuna) işi karıştırmayacaksın, mevzu özel. Ben doktorla bir süre çıktım, şimdi çok özel sır durumu var. (Hanak Kaymakamı’nın “Benimle ilgili ne sorunun var” lafı üzerine) Cebiroğlu i... -eski Vali Selim Cebiroğlu- Doktoru benimle ilgili saçma sapan bir şekilde sıkıştırmış, bunu bir tek seninle paylaştım. Ama dışarıda insanlar bu olayı konuşuyorlar. Oğlum bu yüzden sana düşmanlık ediyorum. Ben o..... ç..... valiye inat doktoru götürdüm. ÇILDIR KAYMAKAMI ÖNDER ÇAN Tartıştık, laflar yok’ Önder Çan, Hanak Kaymakamı Ovalı’nın tutanağa geçirdiği konuşmaların doğru olmadığını savunarak, “Bir tartışmamız oldu, ama yok böyle laflar. Bunlar, kaymakamlık makamına gelen birinin söyleyeceği laflar mıdır” dedi. Çan, “Doktor ile arkadaşız. ‘Aralarında ilişki var, almıyor görevden’ dedikodusunu çıkardılar. Sonra görevden aldım, bu sefer de ‘Beraber olmayı kabul etmediği için’ dedikodusunu çıkardılar” dedi. HANAK KAYMAKAMI SÜLEYMAN OVALI ‘Bunları kafadan uydurmadım’ Hanak Kaymakamı Süleyman Ovalı konu hakkında konuşmak istemediğini, kendisinin bu konuda valiliğe bilgi verdiğini, gerekiyorsa adli makamlar önünde de hesabını verebileceğini belirterek, “Ben bunları kafamdan uydurmadım, arada geçen konuşmaların her satırını kâğıt üzerine döktüm ve gerekli yerlere ilettim. Ayrıca kimsenin ilişkisini de kimseye söylemedim. Herkesin özel hayatı kendine” dedi. Konuşmada adı geçen doktor: Kaymakamla ilişkim olmadı ÇILDIR Kaymakamı Önder Çan ile ilişkisi olduğu iddia edilen Doktor B.D., “Benim Kaymakam Çan ile amir- dışında bir ilişkim hiç olmadı, olamaz da. Yaklaşık olarak 1.5 yıldır burada görev yapıyorum. Birçok kişiyle bu tür yakıştırmalar yaptılar. ay bununla mücadele ettim. Ben sadece işimi yapıyorum. İki kaymakamın arasında ne konuşmalar geçti bilmiyorum. Benim adımın geçmesi çok anormal bir durum” dedi. Doğan şöyle devam etti: “Ben Çıldır halkını seviyorum. Sırf yüzden burada duruyorum. Bu tür şeyler beni ve ailemi çok yıpratıyor. Ben işime bakıyorum ama bu saatten sonra ne yapacağımı bilmiyorum. İstifa da edebilirim.” 596820 Pakistan'da ayrı saldırı 'ın doğusundaki Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da bu sabah polis merkezine eşzamanlı saldırı düzenlendi. Ülkenin kuzeybatısındaki Kohat'ta da bir karakola intihar saldırısı düzenlendi. saldırıda toplam ölü sayısı 38'e çıktı. Üst düzey güvenlik yetkilisi Tuğgeneral Şefkat Ahmed, saldırgandan birkaçının güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmada öldüğünü, diğerlerinin de kendini havaya uçurduğunu belirtti. Tuğgeneral Ahmed, bazı saldırganlarınsa birkaç kişiyi rehin aldığını söyledi. Eş zamanlı saldırıları üstlendi. 'daki yasa dışı Tehrik-i örgütü saldırıyı kendilerinin düzenlediğini iddia etti. Üniformalı militanlar, Lahor'daki Federal Soruşturma Kurumu, Manavan polis akademisi ve Bedian'daki komando merkezine saldırılar düzenlemişti. Kohat'ta intihar saldırısı: 10 ölü Kohat kasabasında sabah saatlerinde düzenlenen intihar saldırısında ise 10 kişi öldü. Ölenler arasında öğrenciler de bulunuyor. Peşaver'de saldırı: çocuk öldü Peşaver kentinde bir okulun yakınında düzenlenen bombalı saldırıda çocuğun öldüğü, kişinin yaralandığı açıklandı. Peşaver Emniyet Müdürü İcaz Han, saldırının, kentin Gülşan Rahman bölgesinde bomba yüklü araçla düzenlendiğini ve saldırı sırasında okulun kapalı olduğunu kaydetti. Yerel televizyonların yayımladığı görüntülerde, hastanaye taşınan yaralılar arasında gençler olduğu görüldü. Malik: "Düşman gerilla savaşına başladı" İçişleri Bakanı Rahman Malik, Lahor ve Kohat'ta düzenlenen saldırıların ardından yaptığı açıklamada, saldırıların hükümeti terörle mücadeleden caydıramayacağını söyledi. Malik ayrıca, "Düşman gerilla savaşına başladı" ifadesini kullandı. Keşmir Özerk Bölgesi Başbakanı istifa etti Bu arada, 'ın kontrolü altında bulunan Keşmir (Azad Keşmir) Özerk Yönetimi'nin Başbakanı Serdar Yakup istifa etti. Yakup'un, Keşmir yerel yönetim meclisinde kendisi için yapılacak güvenoylamasından önce istifa ettiği bildirildi. Keşmir Özerk Meclisinde bugün yeni başbakanı seçmek oylama yapılacak. Himalayalar'daki Keşmir bölgesi, ile arasında çözülmemiş bir sorun olarak gündemdeki yerini koruyor. Nüfusunun büyük çounluğu Müslüman olan ve bugün fiilen ikiye bölünmüş durumda olan Keşmir'in 'ın kontrolündeki bölge 'Azad Keşmir', 'ın kontrolündeki bölge ise 'Cammu Keşmir' olarak anılıyor. 596784 YÖK bazı üniversitelere dekan atadı YÖK Genel Kurul toplantısının ardından yapılan yazılı açıklamaya göre, İstanbul Arel ve İzmir üniversitelerinin mütevelli heyetlerinin tekliflerinin değerlendirilmesi sonucu, İstanbul Arel Mühendislik-Mimarlık Fakültesine Prof. Dr. Uğur Çeltekligil, İzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesine Prof. Dr. Ayşe Havutcu ve İzmir Üniversitesi Mühendislik Fakültesine Prof. Dr. Kayhan Erciyeş'in atanması uygun görüldü. Ayrıca, Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesine Prof. Dr. Kasım Turhan, İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesine Prof. Dr. Recep Güneş dekan olarak atandı. 597304 Rusya ile Hindistan arasında dev anlaşma Hindistan Savunma Bakanlığı yetkilileri, bakan A.K. Antony ile Rus mevkidaşı Anatoli Serdyukov arasında Moskova'da varılan 10 yıllık tüm savunma anlaşmaları ile sözleşmelerin en az milyar doları bulacağını kaydettiler.          Hindistan Savunma Bakanlığı Sözcüsü, 10 yıllık anlaşmaların Hindistan Başbakanı Manmohan Singh'in bu yıl içinde Rusya'yı ziyaretinde imzalanacağını açıkladı. Anlaşmalara milyar dolar değerinde 80 adet Rus Mi-17 helikopterleri alımı ile Brahmon füzelerinin Rus yapımı Sukoi savaş uçaklarına yerleştirilmesiyle ilgili sözleşmelerin de dahil olduğu belirtildi. Anlaşmalarda, ABD yapımı F-22 tipi hayalet uçağı gibi radarda görünmeyen süpersonik (sesten hızlı) bir savaş uçağı yapımının da yer aldığı ve bir anlamada da Rus malı savunma teçhizatının satış sonrası bakımının bulunduğu kaydedildi. Rusya'nın eski Soğuk Savaş dönemi müttefiki Hindistan'ın, son zamanlarda sivil bir nükleer anlaşma da imzaladığı ABD ile ilişkileri artmıştı. Yeni Delhi yönetimi, Rusya'nın savunma teçhizatı desteğindeki gecikmelerinden yakınıyordu. Rusya ile Hindistan arasındaki 10 yıllık anlaşmaların iki eski müttefik arasındaki gerginliklerin giderilmesine yardım edeceği belirtiliyor.       Hindistan'ın ayrıca, gelecek yılda modern silah sistemleri ve savaş uçakları satın almak için 30 milyar dolar harcamayı planladığı bildiriliyor. 596428 Sapanca'da dere kenarına ton atık bırakıldı 'da dere kenarına ton atık bırakıldıZafer TOKUŞ/ADAPAZARI (Sakarya), (DHA) ’da kente içme ve kullanma suyu veren 'nü besleyen Sarp Deresi'nin kenarına kamyonla getirilen kimyasal atık bırakıldı. Sapanca İlçesi'ne bağlı Yüzevler Mahallesi Şafak Evler mevkiinde Sarp Deresi kenarına dün akşam kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce kamyonla atık bırakıldığını görenler durumu jandarmaya bildirdi. İhbar üzerine olay yerine jandarma ile Çevre ve Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri de geldi. Yapılan ilk incelemede, bir bülümü çevreye de saçılan teneke kutuların içindeki kimyasal maddenin bir tona yakın olduğu ve yabancı kaynaklı olduğu saptandı. Sakarya Çevre ve Orman Müdürü Nurettin Taş, dere kenarında bulunan atıkların içeriğinin belirlenmesi için çalışmaların sürdüğünü ifade ederek, “Atıkların buraya bir kamyonla getirildiği anlaşıldı. kamyon da araştırılıyor. Atıkları güvenli bir bölge götürdük. Numunelerin incelenmesinin ardından atıklar bertaraf edilecek” dedi. 596933 Üniversite Sınav Takvimi Belli Oldu Üniversite Sınav Takvimi Belli Oldu Üniversite sınavının birinci basamağı 11 Nisan 2010 'da yapılacak. İkinci aşaması da 19-20 ve 26-27 Haziran 2010 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Yayına Giriş: 15.10.2009 15:07:24 Güncelleme: 15.10.2009 15:07:24 Üniversiteye giriş sınavlarına ilişkin takvim açıklandı. Üniversiteye giriş sisteminin birinci aşaması, yüksek öğretime giriş sınavı 11 Nisan 2010'da yapılacak. İkinci aşaması olan ve ayrı sınavdan oluşan lisans yerleştirme sınavları, hafta sonuna yayılarak 19-20 ve 26-27 Haziran 2010 tarihlerinde gerçekleştirilecek. YÖK Genel Kurulu, bugün (15.10.2009) Ankara'da yaptığı toplantıda sınav takvimine ilişkin belirleyici kararlar aldı. YÖK, bu kararları alırken öğrencilerin sınav kaygısını en az düzeye çekmeyi amaçladığını açıkladı. Bu nedenle ikinci aşamayı oluşturan ayrı sınav iki hafta sonuna yayıldı. Buna göre matematik-geometri sınavları 19 haziran, yabancı dil sınavı ise aynı gün öğleden sonra yapılacak. 20 Haziran Pazar günü ise adaylar sosyal bilimler sınavına girecek. 26 Haziran Cumartesi günü Edeabiyat Coğrafya sınavı yapılırken 27 Haziran Pazar günü ise fen bilimleri sınavı gerçekleştirilecek. YÖK, sınavların başlama saatini 10 olarak belirledi. 596633 'Teniste Federer ve Nadal'ın çağı sona eriyıor' Kariyerinde Avustralya Açık, ABD Açık, Wimbledon, de Fransa Açık (Roland Garros) zaferleri bulunan ABD'li tenisçi Andre Agassi, tek erkeklerdeki İsviçreli Roger Federer-İspanyol Rafael Nadal üstünlüğünün bitmeye yakın olduğunu ve İskoç raket Andy Murray'in bu ikiliyi devirebileceğini belirtti. Dünya sıralamasının numarasında bulunan İskoç Andy Murray'e dikkati çeken Agassi, 22 yaşındaki Murray'in gelecek yıllarda tek erkekler tenisini domine edeceğini ifade etti. Dünya numarası olmasına rağmen halen ilk Grand-Slam zaferini arayan Murray için Agassi, ''Çok yetenekli biri. Onun gibi birinin daha çok Grand-Slam zaferi kazanması gerekiyor. Onun oyununu diğer tenisçilerle karşılaştırdığımda, kazanmak için ne yapması gerektiğini bilen bir duruş sergiliyor'' yorumunda bulundu. Andre Agassi, Murray gibi Sırp raket Novak Djokovic'in 2008'de bu ikiliyi geçerek, Avustralya Açık'ta zafere ulaşmasını bildiğini, Arjantinli raket Juan Martin Del Potro'nun da bu yılki ABD Açık'ta önce Nadal'ı elemesinin ardından finalde Federer'i geride bırakarak, zafere uzandığını hatırlattı. Fransa Açık'ın 4. turunda İsveçli Robin Soderling'e sakatlığının etkisiyle yenilerek turnuva dışında kalan İspanyol Rafael Nadal'ın günden bu yana dizindeki sakatlıkla uğraştığını belirten Agassi, Federer'in de Fransa Açık ile Wimbledon'ı kazanarak Pete Sampras'ın 14 Grand-Slam'lik rekorunu kırdığını, ancak ABD Açık finalinde 21 yaşındaki Arjantinli raket Juan Martin Del Potro'ya yenildiğini kaydetti. Tek erkeklerde 15 kezle en çok Grand-Slam kazanma rekorunu elinde bulunduran Roger Federer için ''Halen birtakım özel şeyler yapabilmesi için şansı var'' diyen Agassi, 28 yaşındaki İsviçreli raket için en büyük sorunun ilerleyen yaşının olduğunu söyledi. Çin'in Macau kentinde, vatandaşı Pete Sampras ile 25 Ekim'de bir gösteri maçına çıkacak Andre Agassi, İspanyol raket Nadal'ın dizinden geçirdiği sakatlığa endişelendiğini, bunun kronik bir durum olabileceğini ifade etti. Agassi, ''Eğer dizlerinize yüklenmeye devam ederseniz, tendonlardaki sorun da nükseder. Bunun üstesinden gelmek göründüğü kadar kolay değil. Ama ben onun kariyeri için çabalayacağına inanıyorum'' dedi. 595689 Dicle Hoca’ya kadınlar omuz verdi Dicle Hoca’ya kadınlar omuz verdi ’nden atlayarak eden ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Dicle Koğacıoğlu’nun (37) cenazesi dün toprağa verildi Kadın hareketiyle ilgili çalışmalarıyla tanınan Koğacıoğlu’nun mor çiçeklerle süslenen tabutuna kadınlar omuz verdi. Zincirlikuyu Mezarlığı’nda öğle vakti düzenlenen cenaze töreninde Koğacıoğlu’nun annesi Nevzat Süer Sezgin güçlükle ayakta dururken, emekli mali müşavir babası Murat Koğacıoğlu başsağlığı dileklerini kabul etti. Törene Koğacıoğlu’nun Sabancı ve Boğaziçi üniversitelerinden arkadaşlarının yanı sıra mor fular ve şallar takan, Kadın Sosyalist Kolektifi, Amargi Kadın Araştırmaları, Kadın Adayları Destekleme Derneği gibi üyesi 200 kadın katıldı. 595613 ANKARA'DA DOMUZ GRİBİ ANKARA'DA DOMUZ GRİBİ Bilkent University Preparatory School (BUPS) İlköğretim Okulundaki kesinleşen domuz gribi vaka sayısının 10'a çıktığı bildirildi. AA muhabirinin Sağlık Bakanlığı yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Refik Saydam Hıfzıssıha Merkezi'nde yapılan tetkikler sonucunda numuneleri alınanlardan 5'inde daha (H1N1) tespit edildi. Bakanlık daha önce, söz konusu okulda 2'si veli, öğrencinin domuz gribi virüsü taşıdığını açıklamıştı. 596800 Abdullah Avcı: Milli göreve hazırım Avcı'nın Radyospor'daki ''Haber Özel Programı''nda milli takımla ilgili sorulara verdiği yanıtlar, ''www.radyospor.com'' internet sitesinde yayınlandı. Milli takım teknik direktörlüğü hedefini daha önce de dile getirdiğini kaydeden Avcı, şunları söyledi: ''Milli Takım teknik direktörlüğü benim en büyük hedefim. Milli takım altyapısında çalıştım, pek çok önemli oyuncuyu futbolumuza kazandırdım ve ekibimle bir jenerasyon yakaladık. Milli takıma aday oyuncuların yüzde 70-80'i ile çalıştım. Şu anda benim dışımda bu modelde bir teknik direktör yok. (A) Milli takımda çalışacak teknik direktör milli takımlar altyapısını iyi bilmeli. Milli takıma layık görülmem durumunda göreve hazırım. Milli takımda oynayabilecek, oyuncu topluluğuyla çalıştım. Her açıdan hazırlıklıyım.'' Yabancı teknik direktör arayışına sıcak bakmadığını belirten Avcı, altyapıları iyi bilen, oyuncuları yakından tanıyan birisinin tercih edilmesinin doğru olacağını savunarak, ''Milli takımlarda çalışmış bir yerli teknik direktör olarak, yabancı teknik direktör arayışına doğru bakmıyorum. Altyapıları doğru bilen, oyuncuları yakından tanıyan birinin tercih edilmesi doğru olur. Bu da yerli bir teknik direktör olmalı. Ancak federasyonumuz yabancı teknik adam getirirse bu karara saygı gösterir, gelen teknik adama elimizden gelen yardımı yaparız'' dedi. 596612 Yeni Ek Yerleştirme Yapılmayacak Yeni Ek Yerleştirme Yapılmayacak Ek Yerleştirme sonucunda üniversitelerde boş kalan 103 bin kontenjana yeniden bir ek yerleştirme yapılmayacağı açıklandı. Yayına Giriş: 15.10.2009 11:48:53 Güncelleme: 15.10.2009 11:48:53 Ek yerleştirme soncunda üniversitelerde boş kalan 103 bin kontenjana yeniden bir ek yerleştirme yapılmayacak. 2009-ÖSYS'de üniversitelerde bulunan 160 bin 623 kontenjanın 57 bin 619'una ek yerleştirme yapıldı. Boş kalan kontenjanların çoğunluğunun bazı meslek yüksekokulu programları olduğunu ve bu programların merkezi yerleştirme sırasında da tercih edilmediğini açıklayan ÖSYM, bu nedenle ikinci bir ek yerleştirme yapılmayacağını bildirdi. 595827 Güney Afrika'ya vize alanlar! Güney Afrika'ya vize alanlar! Dünya Kupası finallerine Avrupa'dan, doğrudan katılma hakkı elde edenler: 1.Grup: Danimarka 2.Grup: İsviçre 3.Grup: Slovakya 4.Grup: Almanya 5.Grup: İspanya 6.Grup: İngiltere 7.Grup: Sırbistan 8.Grup: İtalya 9.Grup: Hollanda Play-off oynama hakkı kazananlar: 1.Grup: Portekiz 2.Grup: Yunanistan 3.Grup: Slovenya 4.Grup: Rusya 5.Grup: Bosna Hersek 6.Grup: Ukrayna 7.Grup: Fransa 8.Grup: İrlanda Cumhuriyeti 19. Dünya Kupası finallerine, 53 takım içinden, 13 takım gönderme hakkına sahip olan Avrupa kıtasında, grupta mücadeleler bugün tamamlandı. grubun liderleri doğrudan finallere katılma hakkını kazandı. Avrupa elemeleri 9. Grup'ta takımın yer alması nedeniyle sadece birinci takım finallerde mücadele etmeye hak kazandı. Geride kalan grubun ikincileri, 14-18 Kasım tarihlerinde play-off müsabakaları yapacak ve finallere katılacak takım daha belli olacak. 595955 'Sen kimsin' deyip Başbakan'ın üslubunu eleştirdi Başbakan, MHP'nin üslubuyla ilgili olarak, "Bir sinkaflı küfür etmedikleri kaldı, onu da özel toplantılarında kullanıyorlardır. Bu açıklamaları yapanlara adap dersi verilmesi gerekir." eleştirisini getirmişti. Vural, önce Başbakan'ın üslubuna dikkat etmesi gerektiğini belirtti ve seviyeli bir üslubu benimsemesini istedi. Ardından şöyle konuştu: "Sen kimsin. Sen kendi siciline bir bak. Ya sen kimsin bize edep ve adap dersleri vereceksin. Biz dersimizi milletten aldık. Senin gibi adap dersleri almadık. Adap dersi alınır mı? Sen bu derslerden sıfır çaktın galiba. Bu millet senden ne öğrenecek? Üslubu defolu bir Başbakan'sın. Mahkeme sana üslup konusunda hangi kitapları tavsiye eder bilemiyorum. Uluorta bilmediğin konularda edepsiz kelimeler kullanmanı da kınıyorum." MHP Grup Başkan Vekili, Başbakan'ın "Özel toplantılarında sinkaflı küfür de ediyorlardır" sözlerine de şöyle cevap verdi: "Senin konuşulanları dinleyen örgütün mü var?" Vural, Erdoğan'ı ispata da davet etti ve "İspat etmezsen namertsin" dedi. Arkasından da "Biz de senin hangi toplantılarda neler yaptığını biliyoruz." ifadesini kullandı. 595802 Piyasalarda bilanço rüzgarı Piyasalarda bilanço rüzgarı JPMorgan ve Intel'den gelen bilançolarla borsalarda olumlu hava hakim. Yurtdışı borsalarındaki yükselişle İMKB de 51 binin üzerine çıktı, dolar ise 1.44 seviyelerine inerek bu yılın en düşük seviyesini gördü. Altını da tutabilen yok... ABD bankası JPMorgan'ın net kârı 3.6 milyar dolar, Intel'in ABD borsaları kapandıktan sonra beklentilerden daha yüksek hedefler açıklaması ve kişisel bilgisayar talebindeki toparlanma konusundaki açıklamaları büyük bilgisayar ve teknoloji şirketleri Dell ve Hewlett-Packard'ın hisselerini yukarı çekti. Şirket, üçüncü çeyrek için 1.9 milyar dolar, yani hisse başına 0.33 dolar kâr açıkladı. İMKB 51 BİNİ AŞTI ALTIN ZİRVEDE Yurtdışı borsaların ABD'deki olumlu bilançolara bağlı yönünün yukarı olmasının etkisiyle İMKB bankalar liderliğinde 51 binin üzerine çıktı. Endeks seans içinde 51 bin 217 puana kadar çıktı. Uluslararası piyasalarda altının ons fiyatı ise, bin 70,40 dolara kadar çıkarak tarihi rekorunu kırdı. 597237 New York Borsası düşüşle açıldı Dün 10 bin sınırını geçen Dow Jones endeksi, açılışta 18 puanlık azalışla 9.999 puana geriledi. Nasdaq Bileşik Endeksi de, puan geriledi. Borsanın düşüşle açılmasında Citigroup ile Goldman Sach'ın karlarının yatırımcılar tarafından yeterli bulunmaması etkili oldu. 597031 Traktörden düşen çocuk öldü İster inanın ister inanmayın.Otomotiv devi Mazda inanamayacağınız bir sıvı ile çalışan araba üretti.Mazda nın yeni ürettiği CX-7 ismi verilen yeni modeli insan üresine benzer bir sıvı yakıt sayesinde çalışıyor 595969 Digiturk'ten AGB'ye gözdağı Tüm aboneler kapsamında olmasa da AGB firmasının katı büyüklüğünde denekle ölçüm yaptıklarını söyleyen Özerdem, "Lüzum görülmesi durumda 2,5 milyon insanın saniye saniye hangi kanalı izlediğini raporlandırabiliriz." dedi. Türkiye'deki televizyon alışkanlıklarının Digiturk ile değiştiğini hatırlatan Özerdem, toplantıda ilk dijital platformu kurarken yaşadıkları sıkıntıları anlattı: "Yıllar önce digital platform kuracağız dediğimizde davalar açıldı. Mübaşir beni çağırırken 'dijital platform kurucusu' diye bağırıyordu." Dünyanın bir numaralı interaktif medya sihirbazı Tony Chapek ise yaptığı şovlarla toplantıya farklı bir renk kattı. İlginç gösterilerle DigiturkPlas'ın yeniliklerini tanıtan Chapek'in, "Standart TV'nin emrinde olmayın." sözü uzun süre alkışlandı. Ceyda Düvenci ve Toprak Sergen'in tiyatrovari sunumuyla başlayan tanıtımda Digiturk'ün altyapısında kullandığı teknoloji büyük dev ekrandan izlettirildi. 'DigiturkPlus ile TV'de tüm kontrol elinizde' sloganıyla tanıtılan yeni platformda izleyici özel kaydetme özelliğinden yararlanabiliyor, istediği zaman yayını durdurabiliyor, geri sardırabiliyor ve bir kanalı izlerken bir başka kanaldaki programı kaydedebiliyor. 'DVDigi' servisi ile seçilen bir filmi HD kalitesinde izleme imkanı sunuluyor. Platforma, WEBTV ile internet üzerinden ve 3G'ye uyumlu cep telefonları ile ulaşmak da mümkün. 597187 DKİB alternatif liman istiyor DKİB alternatif liman istiyor Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği (DKİB) tarafından hazırlanan raporda, Sochi üzerinden Rusya Federasyonu'nun Moskova dahil birçok şehrine ulaşan yılda yaklaşık 500 bin ton ve 500 milyon dolar dolayındaki ihracat için Sochi'ye alternatif bir liman tahsis edilmesi istendi. KAMİL ANAHAR TRABZON Rusya'nın Sochi ve Novorossisk limanlarının kapatılma ihtimaline karşı ihracatçıların da görüşleri alınarak Denizcilik Müsteşarlığı'na iletilmek üzere hazırlanan raporda, limanların faaliyetlerinin durdurulması durumunda Türkiye ile Rusya limanları arasındaki mevcut deniz taşımacılığının nasıl etkileneceği, kapatılma durumunda bölgede bulunan liman tesislerinin ihtiyaçları karşılayıp karşılayamayacağı konularında görüş belirtildi. Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği (DKİB) tarafından hazırlanan raporda, Türkiye'nin en büyük ihraç pazarlarından olan ve gelecek açısından da büyük potansiyel içeren Rusya Federasyonu'na yapılan ihracatın, ihracatçıların lojistik depolarının bulunduğu ve yakınlık açısından da avantaj içeren Sochi Limanı çevresinde yoğunlaştığı ifade edildi. TRABZON'UN KARŞI YAKASI KONUMUNDA BİR LİMAN KENTİ Sochi Limanı'nın, Rusya Federasyonu'nun Karadeniz kıyısında bulunan büyük ve şirin bir liman kenti olduğunun vurgulandığı raporda, şu ifadelere yer verildi: '1992 yılı sonrasında Trabzon Limanı ile Sochi Limanı arasında her gün karşılıklı birçok sefer konulmuş ve özellikle Sarp Sınır Kapısı'nın açılmasından sonra Rusya Federasyonu ile gelişen yeni ekonomik ilişkiler paralelinde bu ülkeyle karşılıklı olarak gerek feribot gerekse de ro-ro gemileriyle karşılıklı olarak gerçekleştirilen seferlerin sayısı potansiyel ölçeğinde artmıştır. Sochi-Trabzon arası, vapurla sadece 4,5 saattir ve bu haliyle Rusya Federasyonu ve ülkemiz arasında çok kısa ve ekonomik bir güzergah olması nedeniyle bir nevi Trabzon'un karşı yakası konumunda bir liman kentidir.' 450 BİN TONA YAKIN İHRACAT Sochi kentinin Rusya Federasyonu'nun en önemli turizm merkezi olması ve 2014 yılı kış olimpiyatlarının da bu kentte yapılacak olmasının, Sochi Limanı'nın yük gemilerine kapatılmasını gündeme getirdiğine işaret edilen raporda, şu görüşler anlatıldı: 'Yıllık ortalama 450 bin tona yakın yaş meyve sebze ihracatımızın yapıldığı bu limanın kapatılması, Rusya Federasyonu'nun bu limana alternatif olacak Novorossisk Limanı'nda yaşanan aşırı yoğunluk nedeniyle yeni bir liman yatırımının yapılmasını gündeme getirmiştir. Bu gelişme göz önünde tutularak, yılda 500 bin tona, yaklaşık 500 milyon dolara ulaşan ve artık Sochi üzerinden Rusya Federasyonu'nun Moskova dahil birçok şehrine ulaşmış, gelecekte milyar dolarları hedefleyen ihracatımızın geleceği için Sochi'ye alternatif bir liman tahsis edilmesi gündeme ihtiyaç olarak gelmiştir. Ayrıca, ülkemizin 2023 yılı ihracat hedefi olan 500 milyar dolar rakamına erişmekte Rusya limanlarına tam kapasite ihraç eşyası taşımanın önündeki engellerin şimdiden kaldırılması çok büyük önem arz etmektedir.' 597332 Kaymakama suç duyurusu Kaymakama suç duyurusu Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Bayındır İlçe Temsilciliği, bir toplantıda, eğitim başarısındaki düşüş nedeniyle erkek okul müdürlerine etek, kadın okul müdürlerine de pantolon giydireceğini söylediği iddia edilen Bayındır Kaymakamı Alaattin Aktaş hakkında suç duyurusunda bulundu. Eğitim-Sen Bayındır İlçe Temsilcisi Şenol Memiş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bayındır Cumhuriyet Başsavcılığına iddiayla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını, konunun küçük bir özürle geçiştirilemeyeceğini belirtti. Kaymakam Aktaş'ın sözlerinin hakaret ve aşağılama içerdiğini, çalışma huzurunu bozduğunu ve ''etek giydirme'' ifadesiyle cinsiyet ayrımcılığı yapıldığını savunan Şenol Memiş, Bayındır Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunun İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildiğini söyledi. İzmir'in Bayındır ilçesinde Ekimde düzenlenen Halk Eğitim Koordinasyon Kurulu Toplantısı'nda, Kaymakam Alaattin Aktaş'ın erkek okul müdürlerine etek, kadın okul müdürlerine pantolon giydireceğini söylediği iddia edilmişti. Aktaş, toplantıda, gayretli çalışmalara rağmen eğitimde istenen başarının gösterilememesinin kendisini üzdüğünü anlattığını belirterek, ''Meselenin önemine dikkati çekmek için 'Başarı sağlanması için gerekirse etek giymeyi konuşuruz' dedim. Bu esprili bir ifadeydi. Eğitime verilen öneme dikkati çekmek için söylenen bir ifadeydi. Şeklen bile olsa 'Etek giydireceğim' demedim'' demişti. 595857 Seri katil: Tehlikeli kürtaj Tehlikeli kürtaj Merkezi ’de bulunan Guttmacher Enstitüsü’nün hazırladığı bir rapora göre, tehlikeli yılda 70 bin kadını ölüme sürüklüyor Rapora göre, birçok ülkede kürtajla ilgili kısıtlamaların hafifletilmesine rağmen 1995’te 45.5 milyon olan sayısı 2003’te 41.6 milyona düştü. Ancak, çoğu fakir ülkelerde tehlikeli kürtaj sayısı 20 milyon gibi dikkat çekici bir orana çıktı. Enstitü Başkanı Sharon Camp, her yıl birçok kadının, yasal yollardan kürtaj yaptıramadığı için hayatını kaybettiğini söyledi. 596329 10 yıl kadar sonra kuzey kutbu güvenli bir deniz yolu olacak 10 yıl kadar sonra güvenli bir deniz yolu olacak Kuzey Kutbundaki içbuzulun 20-30 yılda yaz döneminde tamamen eriyeceği bildirildi. ’deki Üniversitesi’nden Peter Wadhams, 20-30 yılda Kuzey Kutbunun tüm deniz buzunun tamamen kaybedileceğini, ancak daha kısa zamanda büyük ölçüde inceleceğini, yaz döneminde, yaklaşık 10 yılda kuzey buz denizinin açık bir deniz halini alacağını belirtti. Wadhams, İngiliz kaşif Pen Hadow’un liderliğindeki bir ekibin, ilkbaharda 73 gün boyunca elde ettiği verilere dayanılarak çıkarılan sonuçları ’daki basın toplantısında açıkladı. Hadow ve ekibinin incelediği yaklaşık 450 kilometrelik alanda buzulun ortalama kalınlığının 1,8 metre olduğunu açıklayan Wadhams, buzulun yazın daha hassas duruma geldiğini, 1,8 metre kalınlığın yıl içinde oluşmuş buzula işaret ettiğini, değişikliğinin somut göstergesi olarak yıllarca süren buzul birikmelerinin hızla azaldığını ifade etti. Araştırmaya imza atanlardan Dünya Doğayı Koruma Vakfından Martin Sommerkorn, araştırmanın çok karanlık bir tablo çizdiğini, buzul tabakasının tahmin edilenden daha hızlı eridiğini vurguladı. Sommerkorn, buzulun tamamen erimesinin, bölgede yaşayan hayvanların neslinin tükenmesinin yanı sıra okyanuslardaki su seviyesinin yükselmesine, hava değişikliklerine, dalgalara ve sera etkisine yol açan gazların çok yüksek oranda salımına yol açacağına dikkati çekti. 597207 "En fazla taraftar Galatasaray'da" "En fazla taraftar Galatasaray'da" Galatasaray Kulübünün, taraftarlarının oynadığı bahisler üzerinden kazanç elde edeceği ''Gsbilyoner'' projesinin protokolü törenle imzalandı. Yeşilköy'deki Champions Bar'da gerçekleştirilen törene, kulüp başkanı Adnan Polat'ın yanı sıra başkan yardımcısı Yiğit Şardan ve Bilyoner.com Genel Müdürü Sait Kayahan katıldı. Törende konuşan Adnan Polat, üst üste devreye soktukları gelir getirici projelerden çok şey beklediklerini belirterek, ''Kamuoyu araştırmaları, Galatasaray taraftarının sayı olarak son 10 yılda önde olduğunu gösteriyor. Onlara güvenerek bu projeleri devreye alıyoruz. Tüm bu projeler tamamlanınca kulübe önemli bir gelir etmeyi bekliyoruz. Taraftarlarımıza güveniyoruz. İlgi göstermelerini ve bizleri yalnız bırakmamasını istiyoruz. Pası taraftara attık, attık gol atma sırası onlarda'' diye konuştu. Başkan yardımcısı Yiğit Şardan da Avrupa'nın büyük kulüplerinin bu projeyi birkaç hafta önce hayata geçirdiğini dile getirerek, ''Galatasaray, bu projeyle sadece Türkiye'de bir ilki gerçekleştirmiş olmuyor, dünyada da öncü kulüpler arasında yer alıyor'' dedi. Galatasaraylı taraftarların şans oyunlarını ''GSbilyoner.com'' üzerinden oynamakla hiçbir ek maliyete katlanmayacağını anlatan Şardan, ''Ayrıca, bu siteden bahis oynayan Galatasaraylıların oynadıkları kuponların belli yüzdesi Galatasaray'a gelir olarak gelecek. Bilyoner.com, gelir paylaşımında Galatasaray'a son derece cömert davrandı, kendilerine teşekkür ediyoruz'' ifadesini kullandı. Yiğit Şardan, ''Galatasaray'ın ekonomisini büyütmek, her sene Elanoları, Keitaları getirmek istiyorsak, bu projelerin geliştirmesi lazım. Biz bu projelerle 120 milyon dolar olan bütçemizi önce 160 milyon dolara, sonrasında daha da büyütmeyi hedefliyoruz'' şeklinde konuştu. FUTBOL EKONOMİSİNDEN DAHA FAZLA PAY Bilyoner.com Genel Müdürü Sait Kayahan yıldır faaliyette olduklarını ve büyüyen futbol ekonomisinden daha fazla pay almayı amaçladıklarını kaydederek, ''Başarıları hep karşılıklı fayda esasına dayandırdığımız işbirlikleriyle gerçekleştirdik. Bu alanda lider olmak için ne tür işbirliği gerekiyorsa yapıyoruz. Bütün amaç, her geçen gün büyüyen futbol ekonomisi içinde daha fazla pay almaktır'' dedi. Bir milyon 200 bin üyelerinin bulunduğunu bildiren Kayahan, ''Umudumuz; büyük Galatasaray camiamızın taraftar kitlesinin bu sitelerden şans oyunları oynaması. Bu hem bize, hem taraftar oldukları kulübe ciddi bir katkıda bulunacaktır. Gerçek taraftarlık bu tür destekte bulunmaktır'' diyerek sözlerini tamamladı. Öte yandan Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, basın mensuplarının röportaj isteklerini, ''Şimdi size konuşsam Fenerbahçe maçını soracaksınız, bizim aklımız Trabzonspor maçında'' diyerek geri çevirdi. 596818 Kuzey ile Güney Kore arasında yeni gerginlik Kuzey ile Güney arasında yeni gerginlik Kuzey ’yi karasularına savaş gemileri göndermekle suçlayarak, bunun bir deniz çatışmasına yol açabileceği uyarısında bulundu. Kuzey Kore haber ajansı KCNA’nın bir askeri yetkiliye dayandırdığı haberde, “Güney Kore savaş gemilerinin askeri provokasyonları, bu karasularda iki taraf arasında bir deniz çatışmasına yol açabilecek ciddi bir durum yaratmaktadır” denildi. Güney Kore Başkanlığından bir yetkili ise Pyongyang yönetiminin bu suçlamalarının asılsız olduğunu söyledi.  Kuzey Kore, rutin olarak Güney Kore savaş gemilerinin yarımadanın batı sahilleri açığında karasularını ihlal etmekle suçluyor. İki Kore arasında, 1999 ve 2002’de iki deniz savaşı meydana gelmişti. 596911 Aşk Gemisi Sinop'ta Aşk Gemisi Sinop'ta Geçmişin ünlü TV dizisi Aşk Gemisi'nin çekimlerinin yapıldığı gemiden biri olan Discovery adlı yolcu gemisiyle Sinop'a gelen 660 turist, müze ve tarihi yerleri gezdi. Bermuda bandıralı Discovery adlı yolcu gemisiyle İstanbul'dan Sinop'a gelen turistler, Sinop Limanı'nda, Vali Yardımcısı Mustafa Özkaymak ve Kültür ve Turizm Müdürü Hikmet Tosun tarafından karşılandı. Gemiye çıkan karşılama heyeti, gemi kaptanı John Brocklehurst'a plaket verdi. Sinop Limanı'na demirleyen 185 metre uzunluğundaki gemideki İngiliz turistler, kentteki müze ve tarihi yerleri ziyaret etti, hediyelik eşya satın aldı. Kültür ve Turizm Müdürü Hikmet Tosun, ziyaretle ilgili yaptığı değerlendirmede, son yıllarda kruvaziyer turizminde ilgi odağı olan Sinop'un gelecek yıllarda bu potansiyelinden daha fazla yararlanacağını söyledi. Son günlerde Sinop'a çok sayıda kruvaziyer gemisi geldiğini belirten Tosun, bunun turizm açısından önemli bir gelişme olduğunu kaydetti. AŞK GEMİSİ Sinop'a bir günlük ziyaret için gelen ve buradan Rusya'nın Sochi kentine gideceği öğrenilen Discovery adlı yolcu gemisinin, 1980'li yılların beğenilen dizisi ''Aşk Gemisi'nin çekimlerinin yapıldığı gemiden biri olduğu bildirildi. Daha önce Island Princess adıyla hizmet veren geminin, Pacific Princess adlı yolcu gemisi ile söz konusu dizinin çekimlerine ev sahipliği yaptığını belirten yetkililer, işletmeci şirketin değişmesi sonrasında geminin adının da Discovery olarak değiştirildiğini söylediler. 597105 CNN TÜRK "Meme Kanseri"ne dikkat çekti Pembe Kurdele 1985 yılından bu yana biliçlendirme etkinliklerinin sembolü olarak biliniyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün 2001 yılı verilerine göre her 10 kadından biri yaşamının bir evresinde meme kanseriyle karşılaşıyor. Örgütün hedefi meme kanserinin erken evrede teşhis edilmesi. Çünkü  meme kanserinde erken teşhis hayat kurtarıyor. 595905 Eyüp’e fark attılar: 4-0 Eyüp’e fark attılar: 4-0 TFF 2. Lig 2. Grup takımlarından ’la oynadığı antrenman maçını 4-0 kazandı maçının hazırlıklarını sürdüren sarı-kırmızılı takım, ’da yapılan karşılaşmada Nonda, Keita (2) ve ’ın golleriyle farka ulaştı. Sakatlığı düzelen ve maçta iyi bir performans ortaya koyan Gökhan Zan’ın, Trabzonspor’a karşı büyük ihtimalle takımdaki yerini alacağı bildirildi. Tedavisine devam edilen ise yine takımdan ayrı çalıştı. Bu arada ile 10. hafta oynanacak derbi maçın Galatasaraylı taraftarlara ayrılan biletleri bugün saat 10.00’da ’nda satışa sunulacak. 596827 “Türkiye karşısında toy kaldık” karşısında toy kaldık”  AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi ’nin limanlarını bu yıl sonuna kadar kesimine açması gerekmediğini söyledi. (AP) Dış ilişkiler Komitesinde konuşan Rehn, limanlarını açma yükümlülüğünü yerine getirmediği için Aralık 2006’da, Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinde “toplam 35 fasıldan ulaştırma ve dış ekonomik ilişkiler dahil önemli faslı askıya aldıklarını” hatırlatarak, “Herkesçe bilinen bir AB üyesi (Fransa), faslın açılmasını sürekli engelliyor.  Bir başka üye ülke diğer bazı fasılların açılmasını engelliyor. Bunlar AB üyelerinin ortak kararıyla değil, (Türkiye ile) ikili sorunlara dayanılarak yapılıyor. Kalan bazı fasıllarda da açılış ve kapanış kriterleri var. Şartlar değişmezse gerçekten kısa süre içinde (açılabilecek) fasıllar tükenecek. Bunu da unutmayalım” dedi. AB Komisyonunun görevinin durumu gerçekçi ve objektif şekilde rapor etmek olduğunu ve bunu yerine getirdiklerini kaydeden Rehn, limanlar meselesinde kararın üye ülkelere ait olduğuna işaret etti. Rehn, “Aralık 2006’da alınan (8 faslın dondurulması yönündeki) karar metnini iyi hatırlıyorum. Çünkü bunu ben yazdım. Orada ’Gelecek yıllarda, özellikle 2007, 2008 ve 2009’da AB Konseyi ve AB Komisyonunun Türkiye’nin Protokolü’ne uyumu konusundaki gelişmeleri gözden geçireceği’ belirtiliyor. Bu yılları neden belirttik? Çünkü birçok AB üyesinde bu yıllar içinde seçimler yapılacaktı. Örneğin büyük bir üye ülkede (Almanya) seçimler bu yıl gerçekleştirildi. (Aralık 2006 kararında) bazı dışişleri bakanlarının bazı yılları ima etme isteği vardı. Fakat bu nihai tarih değil. 2009 yılı nihai tarih değil, çünkü (Aralık 2006’da alınan) kararda ’gelecek yıllarda’ ve ’2007, 2008 ve 2009’ arasında virgül var” şeklinde konuştu. “TÜRKİYE KARŞISINDA TOY KALDIK” Rehn’i sert sözlerle eleştiren birçok üyesi ise, “AB’nin yıllardır ısrar etmesine rağmen limanlarını açmayan ve açmayacağını açıklayan Türkiye’nin AB’yi takmadığını ve AB’nin Türkiye karşısında toy kaldığını, Rehn’in AB’nin tarafında değil, Türkiye’nin yanında yer aldığını” ileri sürdüler. Olli Rehn, Kıbrıs konusundaki ısrarlı sorular üzerine, AB’nin Annan Planına “Evet” diyen ’ye söz verdiği Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nü hala yerine getirmediğini, AB Konseyinin 2007 yılında, “bu tüzüğün uygulamaya geçirilmesi için çalışmalara derhal başlaması” kararını aldığını, ama hiçbir şey yapmadığını hatırlattı. Rehn, AP’nin Rum ve Yunan üyeleriyle onlara destek veren Türkiye karşıtlarına hitaben, “Kıbrıs sorununda resmin bütününü görmemiz lazım” dedi.  ile arasındaki sınır anlaşmazlığı sorununda arabuluculuk yapan Rehn, buradan “aday ülkelerle üye ülkeler arasında arabuluculuğun kolay olmadığı dersini aldıklarını” anlatarak, aynı durumun nedeniyle Türkiye için de geçerli olduğunu belirtti.  Rehn, “Aday ülke AB Komisyonunun üye ülkeyi kayıracağı şüphesini taşıyor.  (AB Komisyonu olarak) Öncelikle üye ülkelerle beraber çalışıyoruz ve onları savunuyoruz, bu gerçekle yüzleşelim. Diğer yandan üye ülke en azından genişleme komiserinin aday ülkeleri kayıracağı şüphesini taşıyor. nedenle başlangıç noktası çok verimli olmuyor” dedi. “TARİHİ TARİHÇİLERE BIRAKALIM” AB Genişleme Komiseri Rehn, Türkiye ile arasında ilişkilerin normalleştirilmesi amacıyla imzalanan protokolleri “tarihi kilometre taşı” olarak gördüklerini anlatarak, 1915 olaylarına ilişkin şunları söyledi.  “Bu hassas ve acılı konuda ilk mesajımız Türkiye ve Ermenistan’a gerçek ve samimi bir diyalog çağrısıdır. Şu anda bu yolda ilerleniyor. 1915 yılında yaşanan bütün trajik olaylarda tarihe, gerçeklere ve insanların hafızalarına büyük saygımız var. Bu mesele ciddi akademik çalışmaya dayalı, açık diyalog yoluyla tarihçiler tarafından ele alınmalı. Kalıcı uzlaşmanın tek yöntemi budur.” IRKÇI MİLLETVEKİLİ RUMEN HIRSIZLA KARŞILAŞINCA REHN’E ÇIKIŞTI AP Dış İlişkiler Komitesinde konuşan Rehn, geçen hafta evinin yakınlarında bir Rumen’in kendisini soymaya çalıştığını belirten Hollandalı bir milletvekilinin “’yı neden üye aldınız?” şeklindeki tepkisine hedef oldu. Irkçı ve karşıtı Gert Wilders liderliğindeki Özgürlük Partisi’nden AP üyesi seçilen Barry Madlener, Rehn’e “Sizi iyimser gördüm, ben ise gerçekçiyim. Geçen hafta evime dönerken neredeyse soyulacaktım. Bunu iyi düşünmeliyiz” diyerek Romanya’nın üyeliğinin ardından kurbanları sayısının arttığını” savundu. Romanya’yı üye aldığı ve genişleme politikasını sürdürdüğü gerekçesiyle Rehn’e çıkışan Madlener, “Kıbrıs’ı işgal eden İslamcı Türkiye karşısında AB’nin güçsüz kaldığı” ifadesini de kullandı. Irkçı vekile Romanya ile üyelik müzakerelerinin 2004 yılında dönem başkanlığı sırasında tamamlandığını hatırlatan Rehn, dönemde AB Komisyonunun, Romanya’nın özellikle içişleri ve yargı alanlarında üyeliğe hazır olmadığı yönündeki raporuna rağmen, “AB üyelerinin baskısıyla geri adım atmak zorunda kaldığını” anlattı. Hollandalı Liberal AP üyesi Johannes Baalen de Madlener’e tepki göstererek, “Ben de onun gibi Hollandalıyım, ama asla bir Rumen tarafından soyulmadım. Bunu kayıtlara geçirelim” dedi. 596038 'Cep'in varsa cüzdanı unut 'Cep'in varsa cüzdanı unut iNNOVA'nın geliştirdiği 'i-Mobile Payment' adlı mobil ödeme altyapısı uygulaması, mobil cihazlardan güvenli bir şekilde ödeme yapılmasını sağlıyor. i-Mobile Payment teknolojisi, alışverişlerde para yerine mobil cihazların kullanılmasını getiriyor. Satıcı tanımlamalarını merkezi bir havuzda saklayan i-Mobile Payment, banka sistemleriyle iletişim kuruyor ve WEB, WAP, SMS, USSD, Sesli Yanıt Sistemi ya da Çağrı Merkezi gibi çeşitli kanallara online bağlantı sağlıyor. iNNOVA'nın, i-Mobile Bank isimli platformu ise mobil bankacılıkta uyumluluk sorununu ortadan kaldırıyor. 596786 İstanbul'un bazı semtleri hafta sonu elektriksiz Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş'den yapılan açıklamaya göre, bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle 17 Ekim Cumartesi günü 07.00-16.00 saatleri arasında  Beşiktaş ilçesi Levent Mahallesi Hacı Adil, Çayır ve Çimen sokaklar, Çalık Caddesi Parmaklık, Karanfil, Palmiye, Fesleğen ve Akkaranfil sokaklar, Levent Karakolu ve civarında, 09.00-19.00 saatleri arasında Bağcılar ilçesi, Hürriyet Mahallesi, Sevim Emre, Çiğdem, Filiz, Kardeşler, Şehit Ali Yılmaz, Şehitler, 2.Mücahitler, Şanlı sokaklar ile Menderes ve Atatürk caddelerinin bir kısmında, 10.00-14.00 saatler arasında Büyükçekmece ilçesi, Çakmaklı Mahallesi, Eskice Çiftliği üzeri, Alman Okulu, Pelikan Hill şantiye sahası elektrik alamayacak.   18 Ekim Pazar Günü 12.00-16.00 saatleri arasında Avcılar ilçesi Tahtakale Mahallesi, Başakşehir ilçesi Altınşehir Meydanı, Güvercintepe İSKİ, Güvercintepe Mahallesi ve civarında, Arnavutköy ilçesi Hadımköy KOSKOP Sanayi, Titiz Plastik, Haribo, Hür Sultan, Sardunya, Gemsan, Kaptan, Lojistik, MTU Motor, Ersoy Makine, Mega Teknoloji, Kor Dağıtım, Klepsan, Pireks, Billur Cam, Plasthem, Öz Aktif, Tümka, Cevahir Petrol, Broniteks, Ümit Bisiklet, Yıldız Cam, Tafka Etiket, Ekspress Tekstil, Kurtman, Güral Porselen, Pirinci, Ememaş, Güven, Çelik, Tempo, Aksesuar, Aral Döküm, Ergaz, Lastzırh, İleri Kalıp Firmaları ve civarında elektrik kesintisi uygulanacak. Aynı gün 08.00-15.00 saatleri arasında Sultangazi ilçesi Habipler Mahallesi, Yayla ve Pirinçci köyleri, 2705. Sokak, Çöp Yolu, A-1 Caddesi ve civarı, Arnavutköy ilçesi, Balaban köyü yolu, Elma Çiftliği, Baklalı köyü, Çınardere Mahallesi ve civarı ile Maltepe, Reşat Nuri Güntekin, Mimar Sinan Caddesi ve civarı, Yıldırım Beyazıt Caddesi ve Değirmenarkası Caddesi'nin bir kısmı, Elbi Elektrik, Taç Kauçuk Fabrikaları, Fatih ilçesi Horhor Caddesi, Lütfullah Efendi, Meçhul Asker, Yeşil, Tekke sokaklar, Kıztaşı Caddesi, Çıngıraklı, Halitefenedi, Molla Hüsrev, Ragıp Bey sokaklar ve civarı, Silivri ilçesi Ortaköy Sanayi Bölgesi, Ortaköy Mahallesi ile Şişli ilçesi Ayazağa Oyak Sitesi, Candere Yolu, Park Bravo Fabrikası, İndeks Bilgisayar Deposu, Ayazağa Mahallesi'nin bir kısmı ve civarına da elektrik verilmeyecek. 596182 Minasyan: "Siz nasıl 2010'a gidemezsiniz?" Minasyan, Bursa'da 2-0 kaybettikleri Dünya Kupası elemelerindeki son maçın ardından yaptığı açıklamada, "kazandıkları için Türkiye'yi kutluyorum ve üzülerek ifade ediyorum ki bu takım finallere gidemedi" dedi. Minasyan, Türk milli takımının gücünü bildiklerini ve bu maçta bunu bir kez daha gördüklerini söyledi. Oyunun hakimiyetinin tamamen Türk takımımın elinde olduğunu ifade eden Minasyan, sonucu normal olduğunu belirtti. Stat atmosferinin sorulması üzerine Minasyan, böyle coşkulu bir taraftarın tribünleri dolduracağını beklediklerini, bunun kendisi için sürpriz olmadığını bildirdi. Minasyan, sözlerini kendilerine gösterilen misafirperverliğe teşekkür ederek noktaladı. 595615 Beşiktaş'ta flaş gelişme! Beşiktaş'ta flaş gelişme! Beşiktaş'ta Hikmet Çetin'i aday olması halinde destekleyeceğini belirten Murat Aksu, Çetin kararsız kalınca harekete geçti. Siyah-beyazlı kulübün Ocak 2010'da yapılacak olağan seçimli genel kurulu öncesi Aksu, Perşembe günü BJK Plaza'daki Divan Kurulu Salonu'nda basın toplantısı düzenleyecek. Aksu, genel kurulla ilgili açıklamalarda bulunacağı toplantıda kulüp başkanlığa aday olduğunu da resmen açıklayacak. Beşiktaş'ın duayen isimlerinin Aksu'yu desteklemesi bekleniyor. Aksu, başkanlık yarışında en kuvvetli aday olarak değerlendiriliyor. -ELEŞTİRİ OKLARI DEMİRÖREN'E- Başkan Yıldırım Demirören, ligde ve Avrupa'da üst üste alınan kötü sonuçların ardından hedef tahtasında yer alıyor. Kayserispor mağlubiyeti nedeniyle İnönü Stadı'nda "Yıldırım Demirören yeter" tezahüratları yapılmış ve yönetim istifaya davet edilmişti. Asbaşkan Levent Erdoğan da telefon bağlantısıyla katıldığı bir programda, taraftarın tepkisinin haklı olduğunu belirtip yönetimde istifa etmesi gerekenler olduğunu ifade etmişti. Deplasmanda CSKA Moskova'ya 2-0 mağlup olan siyah-beyazlılarda, Başkan Demirören, yurda dönüşte havaalanında toplanan taraftarlar tarafından yumurtalı protestoyla karşılanmış ve arabası tekmelenmişti. Son olarak Denizlispor maçında İnönü tribünlerini dolduran taraftar, takımları galip gelmesine rağmen 90 dakika boyunca Demirören ve yönetim aleyhine tezahüratlar yaptı. 597005 Tokat'ta traktör devrildi: ölü yaralı İlçeye bağlı Çaylı köyünde, Cevdet Asartepe (62) yönetimindeki 60 DK 677 plakalı buğday yüklü traktör, arazide rampadan inerken yol kenarındaki bahçeye devrildi. Traktörün altında kalan sürücü Cevdet Asartepe, kaza yerinde hayatını kaybetti. Asartepe'nin cesedi, Niksar Devlet Hastanesi morguna konuldu. Yaralanan Bekir Yılmaz (73) ise jandarma ekiplerince Niksar Devlet Hastanesine kaldırıldı. Traktörün Bekir Yılmaz'a ait olduğu, kullanmasını bilmediği için komşu köyden tanıdığı Cevdet Asartepe'den yardım istediği öğrenildi. 596792 Abdullah Avcı'dan milli takıma yeşil ışık 'dan milli takıma yeşil ışık İstanbul Teknik Direktörü layık görülmesi durumunda (A) Milli Futbol Takımı’nda göreve hazır olduğunu ifade etti. Avcı’nın ’daki "Haber Özel Programı"nda milli takımla ilgili sorulara verdiği yanıtlar, "www.radyospor.com" internet sitesinde yayınlandı. teknik direktörlüğü hedefini daha önce de dile getirdiğini kaydeden Avcı, şunları söyledi: "Milli Takım teknik direktörlüğü benim en büyük hedefim. Milli takım altyapısında çalıştım, pek çok önemli oyuncuyu futbolumuza kazandırdım ve ekibimle bir jenerasyon yakaladık. Milli takıma aday oyuncuların yüzde 70-80’i ile çalıştım. Şu anda benim dışımda bu modelde bir teknik direktör yok. (A) Milli takımda çalışacak teknik direktör milli takımlar altyapısını iyi bilmeli. Milli takıma layık görülmem durumunda göreve hazırım. Milli takımda oynayabilecek, oyuncu topluluğuyla çalıştım. Her açıdan hazırlıklıyım." Yabancı teknik direktör arayışına sıcak bakmadığını belirten Avcı, altyapıları iyi bilen, oyuncuları yakından tanıyan birisinin tercih edilmesinin doğru olacağını savunarak, "Milli takımlarda çalışmış bir yerli teknik direktör olarak, yabancı teknik direktör arayışına doğru bakmıyorum. Altyapıları doğru bilen, oyuncuları yakından tanıyan birinin tercih edilmesi doğru olur. Bu da yerli bir teknik direktör olmalı. Ancak federasyonumuz yabancı teknik adam getirirse bu karara saygı gösterir, gelen teknik adama elimizden gelen yardımı yaparız" dedi. 596331 Rock konserinde patlama! konserinde patlama! ’nın başkenti Kişinev’in ana meydanında düzenlenen konserinde meydana glen patlamada en az 40 kişinin yaralandığı bildirildi. Güvenlik yetkilileri, Rus rock grubu Bravo’nun sahne aldığı konserdeki patlamaya bir kutunun içine yerleştirilen el bombasının neden olduğunu kaydetti. Yetkililer, konserin doruğa ulaştığı saat 23.30’da meydana gelen patlamayla ilgili başlatıldığını belirtti. Seyirciler arasında panik olmaması için gruptan konseri sürdürmesinin istendiği kaydedildi.  Kentin kuruluş yıldönümü için verilen konseri çoğu genç 3500 kişinin izlediği bildirildi. 596519 Dolarda yeni satış dalgası, borsa coştu ABD'de açıklanan şirket bilançoları ile bugün toplanacak TCMB faiz kararı piyasaların seyri açısından önemli olacak. Özellikle ABD'deki gelişmelere bağlı olarak yatırımcıların daha riskli taraflara yönelmesi, ABD Hazine kağıtlarının ve doların gevşemesine sebep olurken, bu durum emtia fiyatlarına ve hisse senetleri piyasasına yükseliş yönünde destek veriyor. İMKB'de mali sektör hisseleri önderliğindeki yükselişin devam etmesi bekleniyor. ABD'de son açıklanan bilançolar, beklentilerden iyi gelirken, şu ana kadar yayınlanan dört önemli bilançodan üçünün hem ciro hem de kar artışı şeklinde tahminlerin üzerine çıkması Dow Jones'un 10 bin puanın üzerine yükselmesini sağladı. Sadece dört şirketle bu hareketin yaşanması, önümüzdeki haftalarda yayınlanacak ve pozitif beklentiler taşıyan bilançolarla yükseliş trendinin süreceğinin işaretlerini veriyor. 596012 Boyalı ve kokulu kırtasiye ürünlerine dikkat Boyalı ve kokulu kırtasiye ürünlerine dikkat ANKARA (A.A) Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Akdur, 'Resim boyaları, renkli kalemler ve oyun hamurlarının üretiminde kullanılan Azo boyalarının kanserojen olduğuna' işaret ederek, bu tür ürünler satın alınırken azo boyası içerip içermediğine dikkat edilmesi uyarısında bulundu. Akdur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kırtasiye malzemelerinin sağlığa zararlı maddeleri barındırabileceğini belirterek, bu maddelerin dört grupta toplandığını söyledi. Bunlardan birinin, önlük, forma gibi giysileri, matara, beslenme çantası, okul çantası, kalemlik, oyun hamuru gibi kırtasiye malzemelerini boyamakta kullanılan ürünlerin içinde yer alan 'Azo boyaları' olduğunu bildirdi. Akdur, bu tür boyaların özellikle sulu ya da yağlı boya içinde de bulunduğunu bildirdi. Prof. Dr. Akdur, malzemeleri boyama ve dayanıklı hale getirmek için kullanılan kurşun gibi ağır metallerin, plastik malzemeye elastikiyet kazandıran fitalatların ve eritici olarak kullanılan (keçe kalemler, zamklar gibi) ve koku taşıyıcı olarak kullanılan (parfüm kokulu malzeme) organik çözücülerin de kırtasiye malzemelerinde kullanılan zararlı maddeler olduğunu söyledi. 'BOYASIZ YA DA AZ BOYALI KIRTASİYE MALZEMESİ ALINMALI' Akdur, giysilerin, resim boyalarının, çantaların, sulukların ve kalem gibi sık kullanılan ürünlerin sağlığa zararlı madenden yapılmamış olması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: 'Resim boyaları, renkli kalemler ve oyun hamurlarının üretiminde kullanılan azo boyaları kanserojendir. Bu nedenle anneler babalar, çocuklarına resim boyaları ve kalemleri alırken üzerinde 'azo boyası' veya sağlığa zararlı diğer bir madde içermediğine ilişkin bilgi ve not olup olmadığına dikkat etmelidir. Çanta kalemlik ve benzeri vinileks yada kumaş kırtasiye malzemelerinin boyanmasında da azo boyaları kullanılabilmektedir. Çocuklara boyasız ya da olabildiğince az boyalı kırtasiye malzemesi alınmalıdır. Başta kurşun olmak üzere ağır metaller içeren boyalar ile boyanmış malzemeden kaçınılmalı. Bu tür boyalar başta metal olmak üzere sert materyal ile hazırlanman kalemlik matara gibi malzemelerin boyanmasında kullanılmaktadır.' 'SOLVENT BAZLI KALEMLER KESİNLİKLE SATIN ALINMAMALI' Xylol, xylene, toluol, hexol, etilasetat gibi organik çözücülerin de kırtasiye malzemesinde, zamk ve yapıştırıcıların yapışkan maddesini eritmek, beyaz tahta kalemi, resim kalemi ve ince uçlu kalemlerde gibi keçe kalemlerin mürekkeplerini eritmek ve kokulu ürünlerin parfüm kokmasını sağlamak için kullanıldığını anlatan AÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Akdur, şöyle devam etti: 'Mürekkebinde çözücü olarak etilasetat, kesilen gibi organik çözücüler bulunan (solvent bazlı) her türden keçe kalemlerin kullanılması öğretmenlerin ve öğrencilerin sağlığı için çok zararlıdır. Bu tür organik çözcülerin kendisi kanserojendir, maruz kalanlarda kan kanserine neden olur. Ayrıca bu maddeler çocuklarda koklama alışkanlığı yaratarak geleceğin tiner, bali ve uhu koklayıcısı çocuklarının oluşmasına zemin hazırlarlar. Bu nedenle velilerimiz ve öğretmenlerimiz 'etilasetat veya ksilen ve benzeri organik çözücü içeren boyalardan yapılmış (solvent bazlı) keçe kalemleri kesinlikle kullanılmamalıdır. Anne babalar ve öğretmenler  beyaz tahta kalemi ve benzeri keçe kalemleri alırken üzerinde suda çözülmüş (su bazlı) veya 'alkolde çözülmüş (alkol bazlı) boyadan yapılmış 'olduğuna ilişkin bilgi  notu ya da 'sağlığa zararlı madde içermediğine' dair uyarı aramalıdır. Satın almada su bazlı, alkol bazlı kalemleri tercih ederek, solvent bazlı kalemler kesinlikle satın alınmamalıdır.' 'KESİNLİKLE KOKULU KALEM VE SİLGİ ALINMAMALI' Akdur, bazı zamklarda da yapıştırıcı maddeyi eritmek için xylol, toluol, hexol ve tiner gibi organik çözücülerin kullanıldığını ifade ederek, 'Bu tür organik çözücülerin kendisinin kanserojen olması yanında, çocuklarda koklama/çekme alışkanlığı yapmakta, diğer bağımlık yapan maddelerin kullanımına da zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle, organik çözücülerle hazırlanmış (solvent bazlı) zamk yerine su bazlı ürünler tercih edilmelidir' diye konuştu. Ele bulaşan zamkın, yıkama ile kolayca temizlenebilmesinin ürünün su bazlı olduğunun göstergesi olduğunu anlatan Akdur, 'Aksine ele bulaştırılan zamk su ile elden temizlenemiyor ise solvent bazlıdır ve bu tür zamklar çocuklardan uzak tutulmalıdır' dedi. Kokulu kalem, silgi ve benzeri parfüm içeren kırtasiye malzemesinde kullanılan çözücülerin de kanserojen olduğunu ifade eden AÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akdur, bu ürünlerin de çocuklarda koklama alışkanlığı yapabileceğini söyledi. Akdur, 'Türkiye'de tiner bağımlılığın bu kadar yaygın olmasında bu tür kırtasiyenin payı var' iddiasında bulundu. Akdur, bu ürünleri alırken mutlaka TSE ve CE damgasının aranması, bu konuda velilerin ve öğretmenlerin bilinçli olması ve Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı'nın denetim, eğitim ve uyarılarını sıklaştırması gerektiğini bildirdi. 596529 Ada'da STK'lardan Liderlere Destek Ada'da STK'lardan Liderlere Destek Kıbrıs'ta iki toplumu temsil eden 50 sivil toplum örgütü, çözüm müzakereleri için 45. kez bir araya gelen Talat ve Hristofyas'a destek verdi. Yayına Giriş: 15.10.2009 11:24:56 Güncelleme: 15.10.2009 11:41:33 Kıbrıslı Rum ve Türk sivil toplum örgütlerinden liderlere destek geldi. Kıbrıs sorununa çözüm amaçlı müzakereler çerçevesinde 45. kez bir araya gelen Talat ve Hristofyas, iki toplumu temsil eden 50 sivil toplum örgütünün "Barış sürecine biz de katılıyoruz" pankartıyla karşılandı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Dimitris Hristofyas, Lefkoşa ara bölgede, federal yürütme konusunu ele almak üzere buluştu. İki lider, görüşme öncesinde barışı simgeleyen zeytin fidanları dikti. Liderler, bugünkü (15.10.2009) görüşmeye, 50'nin üzerinde sivil toplum örgütü temsilcisinin sürece destek içeren ortak bildirisiyle başladı. 596374 Gol fakiri ligimiz Avrupa'da son sırada İspanya, Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya birinci futbol liglerinde yer alan takımların bu sezon şu ana kadar attıkları toplam gol sayıları değerlendirildiğinde, Turkcell Süper Lig, 173 golle 5. sırada yer alıyor. Sıralamaya göre birinciliği 229 golle İngiltere Premier Ligi alırken, 2. sırayı 205 golle Fransa Ligue elde etti. Almanya 1. Futbol Ligi'nin (Bundesliga) 199 golle 3. olduğu değerlendirmede, dördüncülüğü 176 golle İspanya La Liga aldı. Değerlendirmeye göre, İtalya Serie ise 164 golle Turkcell Süper Lig'in ardından son sırada yer aldı. Turkcell Süper Lig'in ilk haftasında toplam 19 gol kaydedilirken, takımlar ikinci haftada 28 gole imza attı. Gol bakımından oldukça kısır geçen 3. haftada ise sadece 16 gol atıldı. Ekipler, 4. haftada 23, 5. haftada 26, 6. haftada 22 ve 7. haftada da 20 gole imza attılar. Son haftada ise 19 gol kaydedildi. Ligde geride kalan hafta sonunda toplam 173 gol atılırken, 2. hafta en çok gol atılan hafta oldu. Takımlar, bu haftada 28 gole imza atarken, en gollü karşılaşmalar 5'er golle Eskişehirspor-Bursaspor ile Galatarasay-Denizlispor maçları oldu. 2. haftada Sivasspor ve Antalyaspor dışında bütün takımlar gol atmayı başardı. Ligde şu ana kadar en az golün atıldığı hafta ise 3. hafta oldu. Bu haftada oynanan karşılaşmada takımlar toplamda sadece 16 gol sevinci yaşadı. Ligde yer alan 18 takımdan 7'si 3. haftada fileleri havalandırmayı başaramazken, bu haftada, Gençlerbirliği-Beşiktaş ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor-Eskişehirspor maçları golsüz beraberlikle tamamlandı. 3. haftada oynanan maçlarda takım golle buluşamazken, sahasında Kayserispor'a gol atan Galatasaray, haftanın en golcü takımı oldu. -GOLÜN ADI: PREMIER LİG- İngiltere Premier Ligi, Ligue 1, Bundesliga, Turkcell Süper Lig, Serie ve La Liga arasında şu ana kadar takımların en çok gol attığı lig olma özelilğini taşıyor. Ligde geride kalan haftada takımlar toplam 229 gole imza atarken, ''en golcü'' hafta,  37 golle 7. hafta oldu. 20 takımın yer aldığı ligde gol açısından en kısır geçen hafta ise 4. hafta oldu. Bu haftada takım gol hasreti yaşadı. Ligin ilk haftasında 24 gol kaydedilirken, takımlar ikinci haftada 17, üçüncü haftada da 25 gol buldu. Ligde dördüncü haftada meşin yuvarlak toplam 23 kez filelerle buluşurken, beşinci haftada bu sayı 36'ya çıktı. Premier Lig'de son üç haftada ise 34, 37 ve 33 gol atıldı. -FRANSA LIGUE 1, GOLÜN İKİNCİ ADRESİ- Fransa Ligue 1, Avrupa'nın önde gelen ligi arasında ekiplerin şu ana kadar en çok gol attığı ikinci lig oldu. Ligde 9. haftaya kadar 205 gol kaydedilirken, altıncı ve ikinci haftada 30 gole imza atıldı. Toplam 35 golün kaydedildiği 6. hafta, ligin en gollü haftası olma özelliğini taşırken, en golsüz haftalar 18 ve 14 golün atıldığı 4. hafta ile 5. hafta oldu. Ligde yer alan 20 takım, birinci ve üçüncü  haftada toplam 27 gole imza atarken, ikinci haftada 30 yedinci haftada da 25 gol kaydetti. Sadece 14 golün atıldığı 5. haftada takım gol atma başarası gösteremedi. -BUNDESLİGA ÜÇÜNCÜ SIRADA- Almanya Birinci Futbol Ligi ise (Bundesliga) söz konusu değerlendirmede 199 golle üçüncü sırayı elde etti. 18 takımın mücadele ettiği ligde, ilk haftada 21 gol, ikinci haftada 28 gol, üçüncü haftada da 22 gol kaydedildi. Ligin 4., 5. ve 7. haftalarında ise gol grafiğinin her geçen hafta yükselmesi dikkati çekti. Takımlar dördüncü haftada toplam 21 gole imza atarken, bu rakam ligin beşinci haftasında 25'e ulaştı. 6. haftada ise meşin yuvarlak 27 kez filelerle buluştu. Ligde oynanan son haftada da ekipler 25 gol kaydetti. -LA LİGA- La Liga'nın söz konusu değerlendirmedeki ligler arasında daha geç başlamasına rağmen, gol konusundaki başarılı performansı dikkati çekiyor. Ligde henüz hafta geride kalmasına rağmen, takımlar toplam 176 gole ulaştı. Ligin ilk haftasında 20 takım toplam 22 gole imza atarken, ikinci haftada takımlar 26 kez topu ağlarla buluşturdu. Ligin üçüncü haftasında tam 39 gol kaydedilirken, dördüncü haftada bu sayı 29'a düştü. Takımlar haftada 25 kez meşin yuvarlağı filelerle buluştururken, son haftada futbolseverler 35 gol izledi. -SERIE GOL SIKINTISI YAŞIYOR- İtalya Serie A, Turkcell Süper Lig'in ardından değerlendirmeye alınan ligler arasında en az gol atılan 5. lig oldu. Ligde şu ana kadar hafta geride kalırken, takımlar meşin yuvarlağı 164 kez ağlarla buluştu. 20 takımın yer aldığı ligin ilk haftasında 24, ikinci haftasında da 28 gol kaydedildi. Ligde 3. haftada 24 gol kaydedilirken, futbolseverler, 4. haftada 27, 5. haftada ise 23 kez gol gördü. 6. haftada toplam 17 golün atıldığı ligde son haftada ise 21 gol oldu. 597396 Saba Tümer de zincirleme kazaya karıştı Edinilen bilgiye göre kaza, TEM otoyolu Sadabat Viyadükü üzeri Okmeydanı sapağında saat 21.00 sıralarında meydana geldi. 20'nin üzerinde aracın birbirine girdiği kazada çok sayıda vatandaş yaralanırken, bir kamyonet sürücüsü aracı içerisinde sıkıştı. Sürücü itfaiye ekipleri tarafından sıkıştığı yerden kısa sürede çıkarılırken, yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Kazaya 34 EHT 13 plakalı kamyon sürücüsünün neden olduğu iddia edilirken, kaza nedeniyle TEM otoyolunda uzun kuyruklar oluştu. SABA TÜMER'İN ARACI DA KAZAYA KARIŞTI TEM Otoyolu'nda meydana gelen zincirleme trafik kazasına ünlü program sunucusu Saba Tümer'in içinde bulunduğu aracın da karıştığı öğrenildi. Durumunun iyi olduğu öğrenilen sunucunun, hastanede gözetim altında tutulduğu ifade edildi. TEM Otoyolu'nda bu akşam meydana gelen zincirleme trafik kazasına çok sayıda araçtan birinin de, CNN Türk Televizyonu'nda "Saba Tümer'le Baş Başa" programını sunan Saba Tümer'in otomobili olduğu ortaya çıktı. Durumunun iyi olduğu öğrenilen Tümer'in, olay yerinden bir taksiyle Amerikan Hastanesine kaldırıldığı ve burada müşahede altında tutulduğu öğrenildi. 596420 11:56 Erdoğan: Türkiye birilerinin talimatıyla karar vermez Erdoğan: birilerinin talimatıyla karar vermezANKA Başbakan ’in de katılacağı Anadolu Kartalı’ tatbikatının uluslararası bölümünün ertelenmesiyle ilgili olarak her siyasi iktidarın kendi ülkesindeki kamuoyunun yaklaşımlarını göz önünde bulundurma mecburiyeti olduğunu belirterek güçlü bir ülkedir, kendi kararını kendisi verir. Birilerinin tavsiyesi veya birilerinin talimatı ile Türkiye karar vermez, karar almaz" dedi. Erdoğan, ’a hareketinden önce Esenboğa ’nda çeşitli değerlendirmelerde bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, ’nın üst düzey yöneticilerinin mal varlıklarına ’nin el koymasına ilişkin, "Bunlar bizim yıllar yılı konuştuğumuz konular. örgütünün en önemli gelir kaynaklarından bir tanesi uyuşturucudur. Bunun ayağının bu şekilde olduğunun yönetimi tarafından ortaya konmuş olması önemliydi. Ama bunun ayağı var. Avrupa ayağı çok daha farklı, çok daha güçlü. Aslında Avrupalı dostlarımıza biz bunları yıllardır söylüyoruz. ‘Bakın’ diyoruz ‘Burada böyle bir durum var. Bu işin sermaye boyutunu kaçakçılığı, buna benzer bir çok gayrimeşru yollar teşkil ediyor. Bunların üzerinde hassasiyetle durmanız lazım’ Temenni ederiz ki Avrupalı dostlarımız da bu yanlışı görerek gerekli tedbirleri... Bunu dondururlar mı, farklı adımlar mı atarlar, bu adımları da bekleriz." -İSRAİL İLE İLİŞKİLER- Erdoğan, bir gazetecinin "İsrail’le Türkiye arasında gerginliği yaşanıyor. Dün de İsrail’in Türkiye’ye Neronları teslim etmeyeceği bilgisi geldi. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, konuyla ilgili düşüncelerini daha önce açıkladığını ve tarafından da bir açıklama yapıldığını hatırlattı. Erdoğan şöyle devam etti: "Fakat ben çok açık ve net bir şey söyleyeyim, her siyasi iktidarın kendi ülkesindeki kamuoyunun yaklaşımlarını halkının taleplerini göz önünde bulundurma mecburiyeti vardır. Bakın mecburiyeti vardır, diyorum. Daha önce verilen eğitim çalışmalarıyla ilgili konuda bile bu hassasiyeti gösterdiler. Ama biz bu konuda Silahlı Kuvvetlerimizin de yaptığı açıklamalarla bu konudaki tavrımızı söyledik. Fakat tatbikat konusuyla alakalı olarak da bunun şu anda yapılamayacağını bunun İsrail dışındaki katılan ülkelerle yapılması veya ertelenmesi konusunu söyledik. Bu yaklaşım makul karşılandı ve böylece biz eğer yaparsak bunu sadece Türkiye olarak tek başımıza yaparız ama aksi bir halde de bizim için bu bir kıyamet değildir. Şunun bilinmesini isteriz, Türkiye güçlü bir ülkedir, kendi kararını kendisi verir. Birilerinin tavsiyesi veya birilerinin talimatı ile Türkiye karar vermez, karar almaz." İLE GÖRÜŞME- Erdoğan, Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, demokratik açılıma ilişkin yapılacak olan görüşmenin kamerayla kaydedilmesini istemesinin hatırlatılması üzerine, "Ana muhalefet partisinin liderine benim yazdığım mektup, bu sorularınızın cevabını zaten kapsamaktadır. Ana muhalefet partisi liderinin talep ettiği kamera konusu, vesaire zaten sizler gereğini yazıp çiziyorsunuz. Ben de çok şeyleri bu arada öğrenmiş oluyorum. Cevabımı verdiğimde zaten bu görüşmeyle ilgili, niteliği de ortada olacak. Belki de kendilerini bir telefonla da arayıp, görüşmemizin nasıl çok daha sağlıklı olabileceği hususunu kendisiyle telefonda bir tezekkür etmeyi de düşünüyorum." -- Terörün demokratik sürecinin en önemli başlığı olduğunu ifade eden Erdoğan, "Tabii ki terör sorununu çözmede, bu sorunu minimize etmede özellikle dağ olayının çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Burada tabii ortak çalışma yapılması gereken, birinci derecede Irak’tır. Özellikle ’tır. Bu konudaki çalışmalarımızı, zaten üçlü olarak Irak-Türkiye-ABD İçişleri bakanlarımızın bir araya gelmek suretiyle yaptıkları çalışmalar var biliyorsunuz. Bu güvenlik mekanizması zaten işliyor" şeklinde konuştu. 596051 Biraz geç kalmadın mı Biraz geç kalmadın mı Kurtlar Vadisi Pusu filmiyle aynı adı taşıyan ve konusu da doğal olarak aynı olan oyun, internette çığ gibi yayılırken, Pana Film, bu oyun siteleri hakkında hukuki işlem başlatacağını duyurmuş. Pana Film'in yasal olarak markasını koruması, haksız kazanç elde edilmesini engelleme girişiminde bulunması doğal. Ancak düşünmeden de edemiyorum: Bir dizi bu kadar şöhreti yakalamışken, Pana Film'in bunu oyun arenasında değerlendirmeyi düşünemeyip, şimdi harekete geçmesi ilginç değil mi? Hep birlikte soralım: Biraz geç kalmadın mı? 596454 Erdoğan Irak'ta Maliki ile görüşüyor Türkiye- Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin başkanlar düzeyindeki toplantısına katılmak üzere 'a giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanı Nuri El Maliki ile bir araya geldi. Bağdat'ta "Yeşil Hat" olarak adlandırılan bölgedeki Başbakanlık Sarayı'ndaki görüşme basına kapalı gerçekleşiyor. Başbakan Erdoğan 'a hareketinden önce Ankara'da yaptığı açıklmada, "'ın kuzeyinden kaynaklanan ve ülkemizi tehdit eden terörü de Stratejik İşbirliği Konseyi kapsamında ele alacağımız önemli konu başlıklarından biri olacaktır" dedi. Erdoğan, "Terörle mücadelede etkin sonuç alınmasını sağlayacak tedbirleri uygulamaya koyduğumuz süreç çerçevesinde hükümetinin somut ve kuvvetli işbirliğini ve desteğini beklediğimizi 'taki temaslarımızda gündeme getireceğiz. Kaldı ki bu güne kadar yaptığımız çalışmalarda bu konuda merkezi hükümeti olumlu yaklaşımını sürekli ortaya koymuştur ve bunu da çok açık net göstermiştir" diye konuştu. Başbakan, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi çalışmalarından ayrı olarak kendisinin Başbakanı Nuri el Maliki, Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve yardımcıları Tarık Haşimi, Adil Abdülmehdi ve Meclis Başkanı Ayad el Samarrayi ile ikili görüşmeleri olacağını bildiren Erdoğan, görüşmelerde 'taki son durum ve bölgedeki gelişmeleri ele alacaklarını da anlattı. Erdoğan'a, Bağdat'a düzenleyeceği günübirlik ziyarette, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi çalışmalarının eş güdümünden sorumlu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Konsey bünyesinde görevli dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu eşlik ediyor. Başbakan Erdoğan'ın heyetinde ayrıca, 30'a yakın iş adamı ve üst düzey bürokratlar yer alıyor. 597007 'Dağ keçisi sandım' demişti ama... Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşmasına tutuklu sanıklar Hüseyin Koçak (35) ve Emrah Koçak (22) katıldı. Sanıkların dinlenmesinin ardından Mahkeme Başkanı kararını açıkladı. Mahkeme, sanıklardan Hüseyin Koçak'a ''kasten adam öldürmekten'' müebbet hapis cezası verdi. Koçak'ın duruşmadaki iyi hali göz önüne alınarak cezası 25 yıla indirildi. Diğer sanık Emrah Koçak, beraat etti. Avlamak üzere Seydişehir-Antalya kara yolunun 14. kilometresinde bulunan Katrangediği mevkisine Şubat ayında giden Hüseyin Koçak'ın, birlikte geldiği amcasının oğlu ve eniştesi Zülfikar Koçak'ı (27) dağ keçisi zannederek vurduğu iddia edilmişti. Olayın ardından gözaltına alınan Hüseyin ve birlikte ava gittikleri Emrah Koçak tutuklanmıştı 595595 Vakıflı köyü de milli maç heyecanı yaşadı Hatay'ın Samandağı ilçesine bağlı Vakıflı köyünde yaşayan Ermeni kökenli Türk vatandaşları milli maç ile birlikte dostlukların da ön plana çıktığına vurgu yaptı. Vakıflı köyü muhtarı Berch Kartun, ailesi ve yakınları ile birlikte Milli maçı heyecanla izledi. Ermeni muhtar Kartun maçı izlemek için TV karşısına geçtiğinde şunları söyledi; "Türkiye ile Ermesinstan arasındaki futbolun güzel bir maç olmasını temenni ediyoruz. Maçtan önemlisi Türkiye ile Ermenistan arasındaki barışın dostluğun pekişmesi, onların ön planda olmasını temenni ediyoruz. Bu arada 2010 Dünya kupasına katılamamızın üzüntüsü var. Bu maç iki devlet arasındaki dostlukların ön plana çıkacağı maç olmasını istiyoruz ve bu gelişmeler çok önemli, Türkiye ile Ermenistan Cumhurbaşkanlarının biraraya gelip maçı izlemesi çok önemli. İki cumhurbaşkanını da kutluyoruz" Vakıflı köyünün en yaşlılarından olan 96 yaşındaki Eveki Demirci ise, "Son yıllardaki gelişmeler bizleri de sevindiriyor. Türkiye ile Ermeniler yüz yıllardır birlikte yaşamlarını sürdürmekte. Bu dostlukların devamını diliyoruz" dedi. Almanya'da beden eğitim öğretmeni olan ve emekliye ayrıldıktan sonra yeniden Hatay'a kendi köyüne dönen Canik Çapar ise maç vesilesiyle düşüncelerini şöyle ifade etti; "Umarız bu maç, spor, barışa vesile olur. Bu barışın inşa edilmesi, devam etmesi, iyi niyetle sürmesi lazım. Bu bölgede yüzlerce yıldır değişik din ve mezhebe mensup insanlar barış ve kardeşlik içerisinde yaşamlarını sürdürmekteler." Vakıflı köyünde yaşayan Bedros Karton da, maçın iki ülke arasındaki dostluğu daha da pekiştireceğini ve iki ülke arasındaki ilişkilerin bundan sonra artarak devam edeceğini umduğunu ifade etti. Canik Çapar'ın eşi Vartuhi Çapar da, ailesi ile birlikte milli maçı heyecanla izlediklerini sahadaki Türk bayrakları ile coşkuyu kendilerinin de yaşadıklarını vurguladı. 596292 Medvedev, Rus NATO'sunun ilk tatbikatına katılıyor İki günlük resmi temaslarda bulunmak üzere Kazakistan'a gidecek Medvedev'in gündeminde Rus-NATO'su ile ilgili çalışmaların değerlendirilmesi var. Ekim'de başlayan askeri tatbikata Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'dan toplam bin askeri personel katılıyor. KHHG anlaşmasını imzalayan Ermenistan ilk askeri tatbikatta yer almazken, anlaşmayı parafe etmeyen KGAÖ ülkeleri Belarus ve Özbekistan da yeni askeri birliğe dahil olmadı. KGAÖ'dan yapılan açıklamada tatbikatın hedefi 'üye ülkelerde oluşması muhtemel kriz durumunda gerekli müdahaleyi gerçekleştirmek' olarak belirlendi. Uzmanlar yeni askeri birliğin Rusya öncülüğünde NATO karşısında yeni bir askeri birlik oluşturmak olarak değerlendiriyor. Medvedev tarafından onaylanan 2020 Rusya Güvenlik Strateji belgesinde bölgesel sorunlara müdahalede ortak bir mekanizmanın kurulması yer alıyor. Rusya, Birleşmiş Milletler'de gözlemci statüsünde bulunan KGAÖ'nün NATO gibi uluslararası sorunlarda müdahil olabilmesi için de çalışmalara başladı. BM'ye resmen başvuran Rusya, uluslararası sorunlarda BM çatısı altında KGAÖ'nün de barış gücü olarak görev almak istediğini iletti. 596785 GP: Cem Uzan'ın kararların arkasındayız Dingaz, yaptığı yazılı açıklamada, ''ülkesini ve milletini seven, yatırımlarını kendi ülkesinde yapan, binlerce kişiye iş ve aş vererek ülke kalkınmasına önemli katkılar sağlayan Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan'ın, bilgi ve birikimlerini ülke yönetiminde kullanmak amacıyla çıktığı yolda siyasi lince uğradığını'' öne sürdü. Cem Uzan'ın bu süreçte, Anayasanın tüm bireylere tanıdığı ''ifade ve adil yargılanma özgürlüğünün'' kısıtlanmış olduğunu iddia eden Dingaz, şu görüşleri savundu: ''Genç Parti teşkilatı bugüne kadar olduğu gibi, bugün daha da kenetlenerek Genel Başkanımız Sayın Cem Uzan'ın yanında ve verdiği kararların arkasındadır. Genç Partililer, tek yürek olarak genel başkanımıza yapılan haksızlıkların hesabının milletimiz tarafından sorulacağına ve Genç Partinin bu süreçte daha da güçlenerek Türk siyasetinde etkin rol oynayacağına yürekten inanmaktadır.'' 596113 Çiftçiler, Suudi firmalarla şeker fabrikalarına talip oldu Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Bedrettin Yıldırım, Suudi firma Savola Grup ve Nesma Holding ile kurdukları konsorsiyumu tanıtmak için dün Çırağan Sarayı'nda düzenledikleri toplantıda alınan kararı açıkladı. 19 Kasım'da gerçekleştirilecek Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Çorum, Yozgat ve Çarşamba şeker fabrikaları ihalesini kazanmaları halinde İstanbul merkezli bir şirket kuracaklarını söyledi. Böylece endüstriyel şeker üretimini en üst seviyeye çıkaracaklarını aktaran Yıldırım, uluslararası bir projenin ürünü olan bu konsorsiyumun, yabancı sermayenin Türkiye ekonomisine ve çiftçilerine ne denli güven duyduğunu da ortaya koyduğunu söyledi. Gelişmenin şeker üreticisi çiftçileri sevindirdiğine dikkat çeken Tarım Kredi Genel Müdürü, "Çiftçi ortaklarımız zaten şeker fabrikaları işine girmemizi iştiyakla istemişti." dedi. 19 Kasım'daki ihale için oluşturulacak konsorsiyuma Tarım Kredi Kooperatifleri yüzde 40, Savola Grup yüzde 40, Nesma Holding yüzde 20 ile ortak olacak. İhale şartları arasında 'Kazanan taraf şeker üreten çiftçilerin ürünlerini yıl süreyle almayı garanti edecek.' maddesi de yer alıyor. 2007 yılında 53,3 milyon dolara Yudum Gıda'yı satın alarak Türkiye'ye giriş yapan ve Suudi Arabistan'ın şeker pazarının yüzde 68'ini elinde bulunduran Savola Grup CEO'su Zouhair Elaudghiri de yatırım kararı alınır alınmaz şirketin dünyanın dört bir yanına yayılmış yatırım uzmanlarının Türkiye'de kapsamlı bir çalışma başlattığını, bunun ihale sürecine olumlu bir şekilde yansıyacağını ifade etti. Türkiye ile ilgili büyük planları bulunduğunu belirten Elaudghiri, "Orta Asya bölgesinde merkez ülke olarak Türkiye'yi seçtik. Şeker sanayiinde Türkiye'yi nasıl odak noktası haline getirebiliriz diye düşünüyorduk. Bu sebeple özelleştirme için fırsat kolluyorduk. Tarım Kredi Kooperatifleri karşımıza çıktı. Büyük bir nimet." açıklamasında bulundu. 595976 Yasin Doğan: CHP'nin soruna bakışı problemli… Yasin Doğan CHP'nin soruna bakışı problemli… CHP'nin açılıma yönelik tutumu, 'ne şiş yansın, ne kebap' anlayışına benziyor. CHP sözcüleri Kürt meselesini MHP gibi inkar etme, görmezden gelme, yok sayma yerine içini boşaltarak tanımlama taktiği izliyor. Klasik statükocu zihniyetin sorunu reddetme yaklaşımı MHP'de kalırken, CHP, yine statükocu zihniyetin, sorunu bağlamından kopararak belli konulara indirgeme, ilgileniyormuş gibi görünüp geçiştirme yaklaşımını ortaya koyuyor. Cumhuriyet Halk Partisi, MHP gibi kökten reddiyeci davranamıyor, çünkü içinde ve tabanında Kürt kökenli solcular, Aleviler ve kent soylular var. Solun kimlik eksenli eleştirel yaklaşımlarını devam ettiremese de Kürt meselesiyle ilgili duyarsız bir davranış sergileyemiyor. Solun bu meseleye klasik bakış açısı, ulusalcılığın ve devletçiliğin geleneksel bakış açısıyla örtüşmediğinden yeni bir yol tutturmaya çalışıyor. Sol çizgiden gelen aydın ve entelektüellerin bir çoğu, CHP'nin Kürt meselesine yönelik bakış açısından ciddi şekilde rahatsız görünüyor. Baykal'ın "Kürtler ne istiyor" sorusuna verdiği yanıt, Kürt meselesinin boyutları nazara alındığında denizden bir damla görünümünde… Kürtler acaba sadece iş, aş, iyi eğitim, kaliteli sağlık hizmeti mi istiyor? Bugüne kadar yaşanan tartışmalar sadece geri kalmışlık ve ihmal edilmişlik etrafında mı dönüyor? Oysa Baykal'ın sorunu üreten sebep olarak zikrettiği geri kalmışlık, sadece sorunu büyüten bir faktör durumunda… CHP'nin geçmiş dönemlerde yayınladığı raporlar, sorunu geri kalmışlık ve terörle izah eden politik tutuma bir tepki niteliğindeydi. CHP'nin bugünkü yaklaşımı, meselenin üzerine örten bir ricat mahiyetinde. Biliyoruz ki, sorunun çözümü ne PKK'nın bakış açısı ve taleplerindedir, ne MHP'nin asimilasyoncu ve inkarcı zihniyetindedir, ne CHP'nin klasik geri kalmışlık edebiyatındadır… MHP'nin dışlayıcı milliyetçiliği, CHP'nin statükocu ulusalcılığı meseleyi tüm boyutlarıyla ele almaya yönelik siyasi bir irade ortaya koyamıyor. Meselenin kimlik ve kültür eksenli tartışma konularının tamamen PKK'nın talep ve hedefleriyle örtüştüğünü düşünerek tehlikeli ve zararlı göstermek ne kadar makuldür? Eğer Kürtlerin gerçek sorun ve talepleriyle PKK'nın afaki ve tehlikeli taleplerini birbirinden ayırt etmez, her ikisini de örtüştürecek, bir sayacak bir tepki ortaya koyarsak bu ancak PKK'nın işine yarar. Baykal PKK'nın siyasi söylemleri sebebiyle Kürtlerin masum taleplerini gündemden düşürmeye çalışıyor. Hem 'dağ fare doğurdu' eleştirilerine atıf yapıyor, hem 'ileri adımlar atılıyor' diye ajitasyon yapıyor. Baykal mektubunda açılımın hayal kırıklığı ürettiği vurgusuyla Kürtlerin sırtını sıvazlarken, AK Parti'nin düşünmediği bir kısım ileri adımları da tehlike sinyalleri olarak lanse ediyor. Baykal, dışlanmışlık vurgusu yaparken geri kalmışlık ve ihmali ifade ediyor. Oysa asıl dışlanmışlık Kürt etnik kökeninin ve bu çerçevedeki bir kısım temel hakların yok sayılmasıdır. Anayasa değişikliğini PKK'nın taleplerine kapı açan bir adım olarak görmek, mutlak anlamda reddetmek de başka bir sorundur. Anayasanın değiştirilemez maddelerine veya kurucu felsefesine atıf yapıyor gibi görünerek temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi için her türlü anayasal düzenlemeyi bir tehdit unsuru haline getirmek ayrı bir yanlıştır. Anayasa değişikliğini PKK'nın amaçlarının gerçekleşmesine indirgemek, önemli bir alanı ipotek altına almaktır. CHP'nin hamleleri, statükoyu yeniden üretme çabasından başka bir görüntü vermiyor. AK Parti'nin CHP'yi değişime zorlamasının nasıl bir sonuç doğuracağını önümüzdeki haftalarda göreceğiz 596910 2010 ÖSS tarihi belli oldu 2010 ÖSS tarihi belli oldu YÖK Genel Kurulu, gelecek yıldan itibaren iki aşamalı olarak gerçekleştirilecek üniversiteye giriş sınavlarının ikinci aşamasının Haziran 2010'da iki hafta sonuna yayılarak yapılmasını kararlaştırdı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında gerçekleştirilen YÖK Genel Kurulu toplantısında, gelecek yıl üniversite sınavlarının hangi tarihlerde yapılacağı konusu ele alındı. Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, üniversiteye giriş sınavlarının birinci aşaması olan Yükseköğretim Geçiş Sınavı'nın (YGS) 11 Nisan 2010'da, ikinci aşaması olan Lisans Yerleştirme Sınavlarının (LYS) ise iki hafta sonuna yayılarak 19-20 Haziran ile 26-27 Haziran 2010 tarihlerinde yapılmasının kararlaştırdırıldığı belirtildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Bilindiği gibi YÖK'ün üniversiteye giriş sistemine yönelik çalışmaları ve karar alma süreci çeşitli aşamalar içermekte ve teknik araştırma çalışma ve görüş alış verişine dayanmaktadır. Bir yılı aşkın bu süreçte konuyla ilgili tüm teknik kuruluşların görüşü istenmiştir. Sisteme ilişkin ana hatlar YÖK Genel Kurulu'nda kabul edildikten sonra bu sefer üniversitelere puan türleri ile ilgili tekrar görüş sorulmuş ve bu görüşler bir komisyon marifeti ile değerlendirilmiş ve ÖSYM'nin uzmanlığına dayalı tecrübesi ile yaptığı önerilerin katkısıyla yürütülerek sonuçlandırılmıştır. Bugünkü alınan kararda da aynı yaklaşım takip edilmiş, konunun doğrudan ilgili tarafı olan öğrencilerin eğilimleri ve görüşleri dikkate alınarak 113 bini aşkın öğrencinin görüş bildirdiği MEB tarafından yapılan anket sonuçları göz önünde bulundurulmuştur.'' 597333 Meteoroloji uyardı Karakter boyutu Meteoroloji uyardı Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan ''meteorolojik uyarı''da, Muğla'nın Ortaca, Dalaman, Köyceğiz ve Fethiye ilçelerinde gece saatlerine kadar çok kuvvetli sağanak beklendiği bildirildi. Uyarıda, yağış esnasında ''su baskını ve ani sel'' gibi risklerin oluşabileceği belirtildi. 596375 Pakistan'da polis merkezlerine saldırı: 18 ölü Lahor Emniyet Müdürü Pervez Ratore, kentin hemen dışındaki Manavan polis akademisine düzenlenen saldırıda polis memuru ile militanın öldüğünü söyledi. Rathore, silahlı kişilerden birinin tesis içinde polis tarafından öldürüldüğünü, diğer üç saldırganın ise kendilerini havaya uçurduğunu belirtti. Manavan akademisine düzenlenen saldırıda teröristlerin binaya girdiği, el bombaları ve üzerlerindeki intihar amaçlı bombalarla saldırdığı, çatışmanın yaklaşık saat sürdüğü kaydedildi. Bu sabah hedef alınan yerlerden federal soruşturma ajansı FIA'nın binasındaki saldırıda da 4'ü kamu görevlisi, 2'si militan kişi hayatını kaybetmişti. Yaklaşık 1,5 saat süren bu çatışmanın ardından durumu kontrol altına alan polis, öldürülen saldırganların birinin üzerinde intihar saldırısı amaçlı patlayıcılar olduğunu belirtti. Eş zamanlı olarak saldırı düzenlenen yerlerden Lahor dışındaki Bedian'da havaalanı yakınlarında bulunan polis komando eğitim merkezinde de polisin hayatını kaybettiği bildirildi. Bu arada, Pakistan İçişleri Bakanı Rahman Malik, Lahor ve Kohat'ta düzenlenen saldırıların ardından yaptığı açıklamada, saldırıların hükümeti terörle mücadeleden caydıramayacağını söyledi. Malik ayrıca, "Düşman gerilla savaşına başladı" ifadesini kullandı. Pakistan'ın kuzeybatısındaki Kohat'ta da bu sabah bir karakolu hedef alan intihar saldırısında ilk bilgilere göre 10 kişi hayatını kaybetmişti. PAKİSTANLI ASKERİ YETKİLİ: SALDIRGAN ÖLDÜRÜLDÜ Pakistan'ın doğusundaki Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da, bu sabah polis merkezine düzenlenen saldırılardan birinde saldırganın öldürüldüğü bildirildi. Üst düzey güvenlik yetkilisi Tuğgeneral Şefkat Ahmed, saldırgandan birkaçının güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmada öldüğünü, diğerlerinin de kendini havaya uçurduğunu belirtti. Tuğgeneral Ahmed, bazı saldırganlarınsa birkaç kişiyi rehin aldığını söyledi. -SALDIRIYI TALİBAN ÜSTLENDİ- Bu arada eş zamanlı saldırıları Taliban üstlendi. Pakistan'daki yasa dışı Tehrik-i Taliban örgütü saldırıyı kendilerinin düzenlediğini iddia etti. Üniformalı militanlar, Lahor'daki Federal Soruşturma Kurumu, Manavan polis akademisi ve Bedian'daki komando eğitim merkezine saldırılar düzenlemişti. Pakistan'ın kuzeybatısındaki Kohat'ta da bu sabah bir karakolu hedef alan intihar saldırısında ilk bilgilere göre 10 kişi hayatını kaybetmişti. saldırıda toplam ölü sayısının 31'e çıktığı belirtildi. 596070 Bursa notları Taha Akyol ObjektifBursa notları milli maçı, futboldan ziyade siyasi bakımdan önemli, hem de çok önemli. Çünkü futbol açısından maçın sonucu 'belirleyici' nitelikte değil. Ama aralarında yüz yıllık buzdağı bulunan iki milletin ilişkilerini geliştirmek için maç gibi vesileler siyaseten çok önemli elbette. Süreç zaten maçla başladı, protokollerle önemli bir adım atıldı. Dün öğleden sonra stadın etrafını kolaçan ettim. Adeta panayırı kurulmuş, araçları, kameralar yığınla... Her maç öncesi olduğu gibi, "" grupları toplanmaya başlamış. Türk ve Azeri bayraklarına bürünmüş seyyar satıcılar... Duvarlarda, direklerde parlak kâğıda basılı Türk-Azeri bayrakları yan yana yapıştırılmış. Azeri bayrakları Azeri bayrağının bir ara yasaklanıp sonra ‘serbest’ denilmesi adeta tahrik etkisi yaratmış. Birçok yerde  Azeri bayrakları görülüyor. Maçın başlamasından 4.5 saat önce Genel Sekreteri Jerome Valeke imzasıyla futbol federasyonuna bayraklarıyla yapılacak eylemin hemen durdurulmaması halinde FIFA’nın maçı iptal edeceği" yolunda uyarı geldi. FIFA bu kararı Ermenistan futbol federasyonunun müracaatı üzerine almış. Güvenlik görevlileri bunu uygulamaya çalışacaklar. Ancak tahrik etkisi olmasın diye erken açıklama yapılmadı. Dışarıda Azeri ve Türk bayraklarına bürünmüş Bursalı Hüseyin Serden'e soruyorum: Olay çıkar mı? Niye çıksın abi, Türk misafirperverliğini göstereceğiz. Ermeniler burada misafir! Çevresindeki gençlerden biri "Dost olalım ama ’dan da çıksınlar" diye ekliyor, sonra kulağıma eğiliyor, "Ben ülkücüyüm abi..." Planör eylemi Şehir sakin ve olgun. Hiç öyle gergin bir ortam yok. Sadece "'liler eylemi yapacakmış" diye bir laf dolaşıyor. polisi bazı ülkücü gençlerin planör kiraladıklarını, maç devam ederken bu planörle sahaya inerek Azerbaycan bayrağı açacaklarını öğrenmiş. Bu eylemin polis tarafından durdurulduğunu öğrendim. Bursa Valiliği ve Emniyeti bu gençler üzerinde etkili olacak ağabey konumundaki isimlerle görüşerek sükûneti sağladıklarını, önemli bir olay beklemediklerini söylediler. Maçın medeni ölçüler içinde geçmesi için öylesine büyük bir hassasiyet var ki, 'da bulunan İçişleri Bakanı dün dört defa Bursa Valisi Şahabettin Harput'u arayarak durum ve tedbirler konusunda bilgi aldı. Tecrübeli Vali Harput günlerdir bu konuyla meşgul. Maç sırasında pankart açmak, birkaç Azeri bayrağı taşımak falan gibi medeni gösteriler elbette olabilir. Ama taşkın, yakışıksız hareketler umarım olmayacaktır. Taşnaklar bile Gül 'a gittiğinde gösterilerinde belli bir sınırı aşmadılar. MHP'lilerden bir grubun çirkin taşkınlıklar yapacağına ihtimal vermek istemiyorum. Bursa'da Ermeniler Kaldığımız Almira Hotel'de güvenlik görevlileriyle konuşuyorum. "Hiçbir tatsızlık olmaz" diyorlar. Hem aldıkları tedbirlere hem Bursalıların sağduyusuna güveniyorlar. Devlet Bakanı Nafiz Özak daha geçen pazar günü Bursa'ya gelerek "taraftar" dernekleriyle ve liderleriyle görüşmüş; taşkınlık olmaması için. Emniyet de görüşmelere devam etmiş. Pazartesi günü Ermenistan'dan bir uçak dolusu insan gelmiş: 3'ü protokol görevlisi, 30'u güvenlikçi, 12'si TV ve basın mensubu. Salı akşamı Bursa'nın meşhur "Kent Meydanı"nda kamera kurup halkla görüşerek canlı yayın yapmak için izin istemişler; Valiliğin cevabı: Hiçbir izne gerek yok. İstediğiniz yerde yayın yapabilirsiniz, sadece güvenlik için haberimiz olsun. Meydana kamera kurup oradan geçen vatandaşlarla canlı yayın yapmışlar. Sıradan Türk vatandaşının hem barış arzusunu hem duyarlıklarını görmüşler. İyi geçmiş canlı yayın. Bunlar niye önemli? Arkadaşımız İpek Yezdani'nin Erivan röportajını hatırlayın; Türklerin "kötü insan" olduğunu düşünen Ermeniler Türkiye'ye gelip görünce kanaatlerini, dolayısıyla siyasi fikirlerini değiştiriyorlar... Süreçte takvim zorlaması yok Dün 30 kişilik bir basın ekibi daha Bursa'ya geldi. Cumhurbaşkanı Sarkisyan, özel uçağında 12 kişilik bir ekiple havaalanına indi. Dışişleri Bakanı 'dan başka danışmanlar, bürokratlar ve özel korumalar... Bir de Sarkisyan'ın "özel fotoğrafçısı" Bayan Karen Minasyan... Maçtan önce Gül, Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan onuruna verdiği yemekte evsahibi olarak ilk konuşmayı yaptı. İki liderin birbirlerine imzalanan protokolün meclislerindeki onay sürecini anlatırken “uygun bir zamanda” ifadesi kullanması da dikkat çekti. Liderlerin “belirli bir zaman diliminden” söz etmemesi, diplomatik çevrelerde “süreçte takvim zorlaması olmayacak” şeklinde yorumlandı. Biraz sonra maça gideceğiz; ben de yazımı dizgiye gönderip bilgisayarımı kapatıyorum. Oh maç çok güzel sona erdi. Herkesi kutluyorum. En çok da Bursalıları kutluyorum. Ermenistan?Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ı otelin kapısında karşılayan Cumhurbaşkanı Gül,  maçı da konuk cumhurbaşkanı ile yan yana izledi. ‘Buzdağını hohlaya hohlaya eritiyoruz’ Cumhurbaşkanı Gül milli maçın ardından verilen resepsiyonda, Türkiye-Ermenistan ilişkileri için işte bu ifadeleri kullandı. Ermeni lider Sarkisyan ise İki taraf da büyük iş yapıyor” dedi Cumhurbaşkanı Türkiye-Ermenistan milli maçının ardından Ermenistan Cumhurbaşkanı onuruna resepsiyon verdi. İki cumhurbaşkanı, ’ndan Cumhurbaşkanı Gül’ün makam aracıyla Almira Otel’e geldi. Gazeteciler, resepsiyonda iki Cumhurbaşkanı’ndan maçın sonucunu değerlendirmelerini istedi. Gül ve Sarkisyan, skor üzerinde durmayarak, sadece ‘iyi bir maç oldu’ demekle yetindi.  ’ya övgü Resepsiyonda Cumhurbaşkanı Gül’e ’daki barış konusunda Rusya’nın rolünü sorduk. Gül, Rusya’nın çalışmalarından övgüyle bahsederek şunları söyledi: “Rusya Kafkasya’daki sorunların yapıcı bir şekilde çözülmesi için çok gayret sarf ediyor. Bu sürecin ilerlemesinde Rusya’nın bundan sonra da katkılarının olacağına inanıyorum. Artık dünyadaki değişmeleri herkesin görmesi gerekir. Bakın Rusya problemler çözülsün diye çalışıyor. Bizim Rusya ile ilişkilerimiz de gayet iyidir.” Erimeye başladı... “Ermenistan’la ilişkiler ve Karabağ meselesinin çözümü süratle gelişir mi?” diye sorduğumuzda Gül şu cevabı verdi: “Siz neden bahsediyorsunuz. Yüz yıldır birikmiş sorunları çözmeye çalışıyoruz. Buzdağını hohlaya hohlaya eritmeye çalışıyoruz. Erimeye başladı da... Ama tabii sabır gerekir, sebat gerekir, dikkat gerekir.” Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, Türk-Ermeni ilişkileri sorulduğunda, “İki taraf da büyük bir iş yaptı” dedi. “Türkiye’ye gelmemeniz için üzerinizde çok baskı oldu mu?” diye sorulunca Sarkisyan, “Bütün görüşleri dikkate alıyoruz. Ama kendi işimizi yapıyoruz”  diye cevap verdi. “Yolun ne kadarı alındı” dediğimde Sarkisyan, “Sadece gayret ediyoruz” diye konuştu. Gül’e, “Yüz metrelik yolun ne kadarı alındı?” diye sorulduğunda ise şu cevabı verdi:  “İki sene öncesine bakarak geldiğimiz yolu düşünün. Ne kadar yol aldığımızı görürsünüz” Gül, “Türk-Ermeni ilişkilerindeki gelişme geri dönülmez bir sürece girdi mi?” sorusuna ise, “Hep beraber çalışıyoruz” cevabını verdi. “Sarkisyan’a Karabağ sorunu konusunda birşey diyecek misiniz?” diye sorulduğunda, aynen şu cevabı verdi: “Bizde daha önemli konular var. Mesela Türk -Ermeni ilişkileri.” Sarkisyan, “‘Cumhurbaşkanı Gül tarih yapıyoruz’ dedi. Katılıyor musunuz?” sorusuna da “Katılıyorum, tarih yapıyoruz” karşılığını verdi. Gül: ‘Tarih yazmıyoruz tarihi yapıyoruz’ Bursa’daki maç için dün önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Bursa’ya geldi. Saat 16.25’te Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın uçağı indi.  Sarkisyan’ı, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile Bursa Valisi Şahabettin Harput karşıladı. Halk oyunları ekibinin oyununu izleyen Sarkisyan, güvenlik önlemleri altında Bursa’ya hareket etti. Güvenlik amacıyla frekans engelleyici cıhazları kullanıldı. Sarkisyan, Ermenistan Milli Takımı’nı, kamp yaptığı otelde ziyaret etti. Heyetler arası görüşmelerde  Gül, “çok önemli bir gelişme” olarak nitelenen süreç için “tarih yazmıyoruz, tarihi yapıyoruz” ifadesini kullandı.Ermenistan’daki muhalefet partileri, Sarkisyan’ın ziyaretini sert bir dille eleştirdi. Ermeni Ulusal Kongresi’nden Levon Zurabyan, Sarkisyan’ın, Türkiye ile anlaşmaya vararak Ermenistan’ın iddialarını uluslararası alanda kabul ettirme çabalarına ihanet ettiğini söyledi. 595961 Ali Bayramoğlu: Yeniden doğum… Ali Bayramoğlu Yeniden doğum… Fransa'da Türkiye sezonu alabildiğine devam ediyor, kimi Fransızları şaşırtan bir ilgi görerek devam ediyor. Türkiye'ye ilişkin açık oturumlar, Türk sanatçılarının açtığı sergiler, sinema haftaları sadece Paris'te değil, Fransa'nın taşrasında kendi başına bir hadise oluşturuyor. Fransa hükümeti ve birçok Fransız açısından Avrupa Birliği'nde görülmek istenmeyen Türkiye'ye İlişkin bu tutum Türkiye'nin bir anlamda merak merkezi olmasına da yol açmış durumda, Fransızların dünyasında isteseler de istemeseler de Türkiye diye bir mesele var artık… Paris'te bir üniversite, Descartes üniversitesi büyük amfisinin bir haftasını Türkiye ayırmış, çeşitli Türk konuşmacılar kendi uzmanlık konularında ülkelerinden söz ediyorlar. Bunlardan birisi de bendim bu hafta. Açıkçası halka açık bu toplantıda 1000 kişilik salonun her türden, her yaştan Fransız tarafından hınca hınç doldurulması, bir saatlik konferansın soluksuz dinlenmesi ve olumlu bir tepkiyle bitmesi beni sadece konuşmacı olarak memnun etmedi. Ülkem adına sevindim… Türkiye kamuoyu kendisini adım adım, kâh çatışarak kâh uzlaşarak büyük Avrupa kamuoyunun parçası hissederken, Avrupalılar açısından kendi kamuoylarının doğal bir parçası olarak görülmeye başladığını hissetmek önemli… Alınan yol açısından önemli… Avrupa'dan gelen rüzgârla değişen sadece Türkiye değil. Bizden esen rüzgârla Avrupalı, örneğin Fransız da istemese de, reddetse de farklı düşünmeye zorlanıyor, farklı sorular sormak zorunda kalıyor… Türkiye gerek ağırlık, gerek önem, gerek imaj açısından hızlı yol alırken bilmek gerekir ki bu yol alışı mümkün kılan, tercih edilen “demokratik pist”tir. Çok değil bundan 4-5 yıl önce Türkiye'yle ilgili sorularda, “asker”, “terör”, “otoriter uygulamalar” gibi sorunlar, velhasıl tıkanıklıklar önde gelir, temelde yaklaşım eleştiri merkezli olurdu. Bugün ise kulak verilen yaşadığımız değişim, bu değişimin öyküsü, dinamikleri oluyor. Bunda elbet global dalgaların da etkisi var, farklı değer sistemlerinin hemen her yerde görünür olup, iç içe geçmesinin payı var. Ancak demokratikleşen Türkiye, dahası toplum eliyle değişen, kendisini sorgulayan Türkiye farklı bir anlam içeriyor. Fark edilen şu aslında: Siyasi irade ideolojik kökünü, eğimlerini devreye sokmaksızın temel evrensel prensipler etrafında yol alabiliyor. Dahası toplum siyaseti olanca ağırlığıyla kuşatıp ona yol alması için meşru zemin hazırlayabiliyor ve yönlendiriyor. Fark edilen demokrasinin kalitesiyle ilgili bu gelişmedir. Ve bunu Türkiye tüm aktörleriyle, tüm sektörleriyle üretebiliyor olmasıdır. Nitekim Türkiye-Ermenistan yakınlaşması, imzalanan protokoller özellikle Fransız gazetecilerin dikkat kesildiği bir durum. “Neden, nasıl, Türkiye'nin hedefi ne” gibi kuşku dolu sorular yerini adım adım anlama çabasına bırakıyor. Malum konferans öncesi ve sonrası kâh meslektaş olarak kâh röportaj veren biri olarak Fransız gazetecileriyle yaptığım sohbetler, Fransa'ya sık gelmeme, bu ülkeyi yakından tanımama rağmen beni bu kez farklı biçimde etkiledi. Tanımı tek cümleyle yapalım: Demokratik ve barışçıl istikamette hamle üstünlüğü… Türkiye'nin Ermenistan'a doğru attığı, devamının geleceğini umduğumuz adımın, sadece bizim açımızdan değil, yaşadığımız bölge ve dönem açısından sembolik bir anlamının olduğu görmek gerekir… Bu tür dev adımlar, toplumun ürettiği, mümkün kıldığı çözümler, Kürt sorununda aydınların, sivil toplum örgütlerinin attığı adımlar, basının aldığı sivil ve sorgulayıcı tavırlar, oluşan barış beklentisi, askercil seslerin kulak tırmalar hale gelmesi, Ermeni sempozyumları, imza kampanyaları, demokrasi açısından ne tür işlev görüyor, bunu bir süre sonra biz de, yanı başımızdakiler de daha iyi anlayacak… Toplum yürüyor, siyasetçi bunu yönetiyor. Bu, bir devrin başlaması, bir toplumun adım adım yeniden doğmaya çalışmasıdır… Parazitlere kulak asmayın… 596247 TRT dizisi İsrail'de büyük tepki topladı TRT'nin yeni dizisi "Ayrılık", 'de büyük tepki topladı. Dizinin dün ilk bölümünün yayınlanmasının ardından, akşam saatlerinde Yedioth Ahranot gazetesinin İbranice haber sitesi Ynet, diziyle ilgili geniş bir yazı yayımlayıp, 'in, dizinin yayımlanmasından doğan "travma"yı yaşadığını belirtti. Kanal televizyonu da dizinin ve Yahudi düşmanlığını tesis etmeye yönelik "provokatif bir dizi" olduğunu öne sürdü. Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın, yeni atanacak Türk Büyükelçisi'ni en kısa samanda Dışişleri'ne çağırıp izahat isteyeceği belirtilirken, Ynet, Lieberman'ın Büyükelçiye vekalet eden Türk Büyükelçilik görevlisinin, diziyle ilgili protesto vermek için bakanlığa çağrılması talimatını verdiği ifade etti. "Türkiye'nin devlet Televizyonu TRT 1, bu hafta Gazze'deki Dökme Kurşun operasyonu sırasında geçen olayları anlatan bir diziyi yayına soktu" diyen Ynet, dizide ordusu askerlerinin, "çocukların üzerine bilinçli olarak ateş eden, Gazzeliler'i idam mangalarının önüne diken, sivillere ateş eden kana susamış askerler" olarak gösterildiğine işaret etti. Ynet, dizinin 'de yayımlanan bölümünün linkini verip, resimlerine de habere ekledi. Dışişleri Bakanı Lieberman ise Ynet'e "Bu, ciddi bir provokasyondur ve devlet desteğiyle yapılmıştır. Böylesine provokasyon ve nefret dolu bir dizinin düşman ülkeler arasında bile yayınlanmasının doğru olmadığını düşünüyorum." dedi. Lieberman, dizinin ile yüzde 100 dolu diplomatik ilişkileri olan Türkiye'de yayınlanmasını da çok manidar ve üzücü" olarak nitelendirdi. Kanal 2: düşmanlığı tesise yönelik" Televizyon dizisiyle ilgili eleştirel bir haber de 'in önde gelen TV kanallarından Kanal 2'nin akşam haberlerinde geniş bir şekilde yer aldı. Kanal Televizyonu, TRT'nin yapmış olduğu "Ayrlık" adlı dizinin "devlet televizyonu"nda yayınlanmış olmasına dikkat çekti; en üst dereceden provokasyon malzemesi içerdiğini ve gerçeklere aykırı olduğunu ileri sürdü. Kanal 2, diziyi, ve Yahudi düşmanlığı tesis etmeye yönelik provokasyon" olarak niteledi. Diziden parçalara da yer verilen Kanal haberinde de dizi konusunda Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'a da görüşünün sorulduğu ve Lieberman'ın, en kısa zamanda, yeni atanacak Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisinin dizi hakkında izahat vermeye davet edileceğinii belirttiği ifade edildi. Kanal 2'de de askerlerinin, "günahsız sivilleri öldüren kana susamış askerler" olarak gösterildiğinin altı çizilip, dizinin TRT'de yayımlanıyor olmasının "çok manidar" olduğu ifade edildi. Kanal 2, dizinin, gibi karanlık ülkelerin yaptığı provokatif ve Yahudi düşmanı yayınlarına eşdeğer olduğunu" ileri sürdü. Kanal ayrıca, dizinin TRT gibi bir kurumda yayınlanıyor olmasının tek bir yolu olduğunu, bunun da "yukarıdan" gelen bir talimatla yapılmış olabileceğine vurgu yaptı. 596036 Hedef teknoloji tüketen değil ihraç eden bir ülke Hedef teknoloji tüketen değil ihraç eden bir ülke Türk Telekom, Türkiye'yi, teknoloji tüketen değil, ihraç eden bir ülke olma hedefine adım adım yaklaştırıyor. Geliştirdiği ürünleri Cenevre'de düzenlenen ITU Telecom World 2009'da sergileyen şirket, bugün Amerika'dan Çin'e kadar geniş bir coğrafyada teknolojisini konuşturuyor. İlgili haberler MELİH BAYRAM DEDE Geçen hafta Türkiye'de CeBIT Bilişim Eurasia haftasıydı. Her ne kadar eski heyecanı kalmasa ve bir çok şirket bu yıl katılmasa da CeBIT Bilişim Eurasia şu anda Türkiye'nin en büyük teknoloji etkinliği. Yeni Şafak da bu fuarda hem gazete hem de yenisafak.com.tr olarak yer aldı ve okurlarıyla buluşma fırsatı yakaladı. günlerde ben ise başka bir fuar için Cenevre'deydim. Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) tarafından düzenlenen ITU Telecom World 2009'a, Türk Telekom'un davetlisi olarak katıldım. Fuar ve kongreler şehri olarak bilinen Cenevre'deki fuarda Türk Telekom'un artık bir dünya markası olduğunu ve geliştirdiği ürünleri yabancı ülkelere ihraç ettiğini, özetle teknoloji ihraç eder hale geldiğini net olarak gördüm. EĞİTİMDE ÖDÜLLÜ YAZILIM Türk Telekom, ITU Telecom World 2009'a 'Türk Telekom' olarak değil de, teknoloji ve ürün geliştiren üç şirketiyle katılmayı tercih etmişti. Grup şirketlerinden Sebit, Argela ve İnnova'nın yer aldığı standda, Türk mühendisleri tarafından geliştirilen ürünler dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen kamu ve özel sektör temsilcileri tarafından büyük ilgi görüyordu. Sebit şirketinin ilköğretim öğrencileri için geliştirdiği ve eğitimde etkin olarak kullanılan 'Vitamin' adlı interaktif eğitim yazılımı, dış pazarlar için 'Adaptive Curriculum' adıyla fuarda yer alıyordu. İngilizce konuşan ülkeler için geliştirilen 'Adaptive Curriculum' şu anda Amerika'da eğitim amaçlı kullanılıyor. Ürün ABD'de öyle ilgi görmüş ki, önemli ödüle layık görülmüş ve SIIA (Software Information Industry Association) tarafından "Eğitim endüstrisinde köklü değişiklik yapabilecek potansiyele sahip bir ürün" olarak değerlendirilmiş. MEKSİKA'DAN ÇİN'E KADAR Sebit'in eğitim yazılımları, ABD dışında, İngiltere, Çin ve Malezya'da kullanılıyor. Türk Telekom CEO'su Paul Doany, Vitamin'in İspanyolca ve Arapça versiyonunun da kısa bir süre sonra piyasada olacağını ve bu dillerin konuşulduğu geniş bir coğrafyada kullanılacağını müjdeledi. Arapça versiyon için Mısır ile görüşmelerini sürdüren şirketin hedefleri arasında Tunus ve Fas da bulunuyor. Öncelikli hedef olarak, ürünle tüm dünyada 20 milyon kullanıcıya ulaşmayı amaçladıklarını ifade eden Doany, ürününün Portekizce versiyonunu da geliştirerek büyük bir Pazar olan Brezilya'ya da açılmayı hedeflediklerini söyledi. Vitamin'in Meksika, Kolombiya ve Porto Riko'da eğitimde kullanılması için de girişimler sürüyor. Teknoloji devi Argela gözünü Hindistan'a dikti Türk Telekom'un teknoloji geliştiren bir başka şirketi Argela ise kendisini iletişim yazılımları geliştirmeye odaklamış. Merkezi İstanbul'da olan Argela'nın ayrıca Ankara, Dubai ve ABD'de birer ofisi bulunuyor. Argela yakında dünyanın yazılım fabrikası olan Hindistan'da bir ofis açmak için de kolları sıvamış durumda. Türk Telekom CEO'su Paul Doany, "Hindistan, bizim için çok önemli bir piyasa. Aralık'ta Hindistan'a gitmeyi planlıyoruz" diyor. Argela'nın öncelikli pazarları arasında Hindistan başta olmak üzere Balkanlar ve Suudi Arabistan geliyor, ayrıca Güney Afrika, Ukrayna, Kıbrıs, Kazakistan, Moldova ve Gürcistan'da da müşterileri bulunuyor. İşte Türk Telekom'un küresel iş modelinin sırrı!.. Türk Telekom, teknoloji geliştiren üç şirketi, Sebit, iNNOVA ve Argela ile birlikte oldukça zeki bir strateji izliyor. Türk Telekom, kendi temel ihtiyacı için gerekli yazılım ve donanımsal çözümleri bünyesindeki AR-GE mühendisleriyle geliştiriyor. Geliştirme sürecinde hem tecrübe kazanıyor hem de dışarıdan satın alacağı bir yazılımda yakalayamayacağı esnekliği elde etmiş oluyor. Ürünleri kendisine ait olduğu için, ihtiyaç duyduğu tüm değişiklikleri kendi mühendislerine yaptırabiliyor. Bu ürünlerin geliştirilmesi sırasında edinilen tecrübe ve bilginin yanı sıra, dünyadaki çok sayıda Telekom operatörüne bu ürünleri pazarlayarak da çok büyük bir girdi elde ediyor. Türk Telekom'u teknoloji ihraç eden bir firma haline getiren bu strateji aynı zamanda kârlılığını da giderek artırıyor. 596889 Nazilli'de trafik kazası: ölü Nazilli'de trafik kazası: ölü Aydın'ın Nazilli ilçesinde meydana gelen trafik kazasında kişi öldü, kişide ağır yaralandı. Kaza, Aydın-Denizli E/87 karayolunun Nazilli'ye bağlı Durasallı köyü yakınlarındaki bölgesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre; Denizli'den Nazilli'ye gelmekte olan H.S. yönetimindeki araç, sürücünün bir anlık dikkatsizliği sonucu yolun ortasındaki orta refüje çarparak takla attı. Metrelerce sürüklenen araçta sıkışan sürücü H.S., olay yerinde hayatını kaybetti. Araçta yolcu olarak bulunan ve ağır yaralanan E.G. ambulansla hastaneye sevk edildi. Kazayla ilgili soruşturma devam ediyor. 595623 Nobelli Yazarın Gözyaşları Nobelli Yazarın Gözyaşları Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan Alman Yazar Herta Müller, parasızlığın hayatı boyunca çok karşılaştığı bir durum olduğunu söyledi. "Para Sahibi Olmak Az Tecrübe Ettiğim Bir Durum" Müller, haftalık Die Zeit gazetesine yaptığı açıklamada, Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldıktan sonra hayatının değişmesini beklemediğini, ödülle birlikte verilen parayla da ne yapacağını bilmediğini belirterek, "Para sahibi olmak az tecrübe ettiğim bir durum" dedi. Almanya'nın Frankfurt kentinde dün (14.10.2009) başlayan Uluslararası Kitap Fuarı'nda "Nefes Salıncağı" adlı yeni kitabından okuyan Müller, kitabı okurken gözyaşlarını tutamadı. Yıl Önce Ölen Arkadaşına Ağladı Müller, bu kitabı yıl önce Kitap Fuarında ölen arkadaşı Oskar Pastior ile birlikte yazmaya başladıklarını belirterek, gözyaşları altında "Benim için burada yalnız oturmak çok üzücü. Ona çok teşekkür borçluyum" diye konuştu. Pastior'ün ölümünün kendisi için "ışığın söndürülmesi" gibi olduğunu, arkadaşının ölümünden sonra uzun zaman yazmaya başladıkları kitap üzerinde çalışamadığını ifade eden Müller, ancak ay sonra bu çalışmayı yalnız bitirmesi gerektiğini kabul edebildiğini belirtti. 595568 Yaş büyütmenin emekliliğe etkisi Yaş büyütmenin emekliliğe etkisi Okurumuz Erkan Uygun, "Doğum tarihim SSK'da 1969; kimlikte 1974. Yaş düzeltmesi olursa emeklilikte hangisi geçerli olur?" diye soruyor. hem sosyal güvenlik reformu önceinde ve hem de sosyal güvenlik reformu sonrasında yer alan mevzuata göre, ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığınız tarihte nüfus kaydındaki doğum tarihiniz emeklilik açısından geçerli olacaktır. Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladıktan sonra mahkeme kararı ile yapılan yaş düzeltmeleri emeklilik işlemlerinde geçerli kabul edilmemektedir.  Yani, ilk defa sigortalı olduğunuz tarihten önce yaşınızı mahkeme kararıyla düzeltirseniz, bu tarih emeklilikte dikkate alınmaktadır. Ancak, sigortalı olduktan sonra yaşınızı düzeltmeniz halinde ise ilk doğum tarihi dikkate alınacaktır. *** Maden İşçilerinin Emekliliği Maden işyerlerinin yer altı işlerinde çalışanlardan 01.10.2008 tarihinden önce sigortalı olanlardan; 01.10.2008 tarihinden önce maden işyerlerinin yer altı işlerinde sürekli veya münavebeli olarak çalışmaya başlayanların söz konusu işlerde 01.10.2008 tarihinden önce veya sonra geçen çalışmalarının en az 1800 gün olması koşuluyla çalışmalarının º'ü sadece prim ödeme gün sayılarına ilave edilecektir. Bunlar için malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi, sigortalının prime esas kazancının 23'üdür. Bunun 9'u sigortalı hissesi, 14'ü de işveren hissesidir. Maden işyerlerinin yer altı işlerinde 01.10.2008 tarihinden sonra ilk defa çalışmaya başlayanlar için 55 yaş, 20 yıllık sigortalılık süresi en az 7200 prim gün sayısı koşulları aranacaktır. Ayrıca, bu işyerlerinde geçen çalışmalarının her yılı için 180 gün, prim ödeme gün sayılarına ilave edilecek ve yine bu işyerlerinde en az 1800 gün çalışmak  koşuluyla emeklilik yaş hadlerinden indirim yapılacaktır. 597188 Sinop Limanı projesi şehrin ufkunu açacak Sinop Limanı projesi şehrin ufkunu açacak Demirci köyünde bu yıl başlanan Sinop Büyük Liman Projesi ve Balıkçı Barınağı çalışmaları son hızıyla devam ediyor. AK Parti Sinop İl Başkanı Cengiz Tokmak, "Büyük Liman Projesi, Sinop'un ufkunu açacak ve geleceğini aydınlatacak bir proje" dedi. SİNOP (İHA) AK Parti Sinop İl Başkanı Cengiz Tokmak, Sinop'un Demirciköyü mevkisinde yapımı süren balıkçı barınağındaki 880 metrelik ana mendirek çalışmalarında 400 metrelik kısmın bitirildiğini söyledi. Sinop merkez Demirci köyünde yıllardır yapılması planlanan; ancak bu yıl içerisinde başlanabilen Sinop Büyük Liman Projesi ve Balıkçı Barınağı çalışmaları son hızıyla devam ediyor. AK Parti Sinop İl Başkanı Cengiz Tokmak, Merkez İlçe Başkanı Saffet Ünal ile il ve ilçe teşkilatı üyeleri, limanın en önemli ayağı olan balıkçı barınağı inşaatı çalışmalarını yerinde inceledi. Çalışmalar hakkında firma yetkililerinden bilgi alan İl Başkanı Cengiz Tokmak, Sinop Demirci Köyü Balıkçı Barınağı inşaatının milyon 368 bin 853 TL bedelle ihale edildiğini söyledi. BALIKÇILAR RAHAT NEFES ALACAK Müteahhit firmaya yer tesliminin ise Nisan tarihinde yapıldığını kaydeden Cengiz Tokmak, şu an itibariyle çalışmaların devam ettiğini kaydetti. Tokmak, "Projede 880 metre boyunda ana mendirek, 275 metre boyunda tali mendirek, 135, 30 ve 30 metre boyunda üç rıhtım ve 783 metre boyunda çekek yeri mevcut. Yapılacak olan liman hem balıkçılarımızı koruma altına alacak hem de yatırımcılara gemilerle OSB'ye malzeme getirip, ürettikleri malları da gemilere nakletme imkanı sunacaktır. Ayrıca balıkçılarımız kent merkezinden çıkarak rahat bir nefes alırken, Sinop Limanı da derece rahatlayacak ve küçük balıkçı tekneleri ile yatlarımızın demirleyeceği hoş bir liman haline gelecektir. Büyük Liman Projesi, Sinop'un ufkunu açacak ve geleceğini aydınlatacak bir proje" dedi. Cengiz Tokmak ayrıca, 880 metrelik mendireğin 400 metresinin bitmiş olduğunu sözlerine ekledi. 597290 İstanbul'da gün gece 'medeniyet' şenliği! “Cümle âlem birdir bize!” sloganıyla yola çıkan şenlik, konuklarını İstanbul’un büyüleyici han ve pasajlarını müzikal bir neşe rüzgârıyla keşfetmeye davet ediyor.  MEDENİYET GEÇİTLERİ HAN VE PASAJ ŞENLİĞİ, “Cümle âlem birdir bize!” nidasıyla yola çıkan İstanbul mirasına; hanlarına dikkat çekmeyi hedefleyen bir tarihsel sorumluluk, hatırlatma ve medeniyet buluşması projesi. İmparatorluklar Başkenti İstanbul’un ihtişam göstergeleri han ve pasajlarının; geçmiş zamanın network’leri, farklı düşüncelerin şehre dağıldığı sinir düğümleri ve şehir hayatını besleyen birer kültür medyası oldukları düşüncesinden yola çıkan proje, bugünün İstanbullularını kendi şehirleriyle tanıştırmayı amaçlıyor. KONSER: Üç medeniyetin müziği Üç Medeniyet temasıyla yola çıkan Medeniyet Geçitleri’nin konserleri bu yıl İstanbul’un en kalabalık, en ünlü mekânlarında, Beyoğlu İstiklâl Caddesi, Tünel ve Karaköy Parkı’nda yapılıyor. Şenlik etkinliklerinde, üç medeniyetin müziğini yapan üç ünlü grup sokak konserleri veriyor. Amsterdam’dan gelen Tombaz (kanto ve tango) ile İstanbul’daki Avrupa’ya, Gayda İstanbul ile İstanbul’daki Balkan’a, Ankaralı Günyüzü ise İstanbul’daki Anadolu’ya vurgu yapacak. MEDYA: Medeniyet Geçitleri gazetesi Konserlerin yanı sıra şenlik alanlarında han kültürünü yansıtan özel tasarımı ve konularıyla yepyeni bir kaynak olan “Medeniyet Geçitleri Gazetesi”nin ilk fasikülü yayınlanacak. Fikir ve vizyonunu Cem Sancar’ın kurduğu, Şahin Erkoçak’ın çizdiği, Eren Aytuğ ve Mustafa Özer’in fotoğraflarıyla emek verdiği gazete Tekfilm faydalı kültürel projeler ekibi tarafından hazırlandı. MEKAN: Altı han tanıtılacak Medeniyet Geçitleri bu yıl altı han ve pasajı gündeme taşıyor. İstiklal Caddesi’nde Beyoğlu pasajlarından Hazzo Pulo ve Suriye Pasajı, Tünel’de Narmanlı Han, Karaköy’de Kurşunlu Han ile Eminönü Mercan’daki Büyük Valide Han ve Büyük Yeni Han.    WEB: www.medeniyetgecitleri.com Özgün tasarımıyla www.medeniyetgecitleri.com da şenliğin inter-aktif medyası olarak hizmet veriyor. Projeyi İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Beyoğlu Belediyesi, Fatih Belediyesi, Hollanda Başkonsolosluğu, Kalan Müzik, Ali Muhiddin Hacı Bekir ve Turizm Dünyası Dergisi destekliyor. Bunun yanı sıra şenliğe han ustaları; GESAD (Gümüş Eşya ve El Sanatkârları Derneği) workshoplar yaparak katılıyor.  İstanbul şehrine bir Canlı Höyük, bir Define Miras olarak bakan, tarihi ve sosyal sorumluluğun eğlenceli ve neşeli rüzgârlar estirdiğine inanan Medeniyet Geçitleri Han ve Pasaj Şenliği geçen sene Mercan Büyük Yeni Han’da bir selamlama ile başlamıştı. 2010 yılında da sürecek Medeniyet Geçitleri’nin genç ve müzikal enerjisine 72 millete “Cümle âlem birdir bize!” diye seslenen Yunus Emre’nin sesiyle İstanbulluları çağırıyor. Şenlik Programı 16 Ekim Cuma 19.00-21.00 Tanıtım kokteyli Suriye Pasajı, İstiklal Caddesi 17 Ekim Cumartesi,  17.00-19.00 Şenlik Narmanlı  Han, Tünel 18 Ekim Pazar, 15.00-20.00 Şenlik Kurşunlu Han yanı Karaköy Park Alanı 597083 Rehn: Ermenistan mutabakatı tarihi bir dönüm noktası Rehn: mutabakatı tarihi bir dönüm noktası Komisyonunca aday ülkelere ilişkin 2009 ilerleme raporlarının yayınlanmasından bir gün sonra Genişlemeden Sorumlu Üyesi (AP) Dış İlişkiler Komisyonu’nu bilgilendirirken ile arasındaki mutabakatı “tarihi bir dönüm noktası” olarak niteledi. Olli Rehn, Dış İlişkiler Komisyonu’nda bir konuşma yaptı ve üyelerinin sorularını yanıtladı. ABHaber’e göre, Rehn, Türkiye’ye ilişkin olarak “Türkiye bölgesel güvenlik konusunda Güney Kafkaslarda, ’da, temini ve medeniyetler arası diyalogda önemli bir rol oynuyor” dedi. “TÜRKİYE KONUSUNDA DAHA SOMUT ADIMLAR ATMALI” Ermenistan mutabakatı ile “”na değinen Rehn, Ben tarihi bir dönüm noktası sayılabilecek, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi yolunda atılan adımları büyük memnunlukla karşılıyorum. Aynı şekilde Kürt açılımını ve yargı konusundaki reformları da memnunlukla karşılıyoruz. Türkiye azınlık hakları ve kültürel haklar konusunda daha somut adımlar atmalıdır” dedi. Olli Rehn, Türkiye’nin özellikle kadın- erkek eşitliği, sendikal haklar ve gibi konular üzerinde yoğunlaşması ve reformları hızlandırması gereğine vurgu yaptıktan sonra Türk limanlarının Rumlara açılmasına ilişkin Ek Protokol üzerinde durdu. Rehn  “Türkiye Anlaşması ek protokolünü şartsız uygulamalı ve ile ikili ilişkilerinde normalleşmeye gitmelidir. Ben her iki tarafa  uzlaşma çağrısında bulunuyorum. Türkiye de bu konuda uzlaşmaya varılması için büyük katkıda bulunmalıdır. Burada büyük bir fırsat var ve değerlendirilmelidir” şeklinde konuştu. “BAŞLIKLAR İKİLİ SORUNLAR NEDENİYLE ASKIYA ALINDI”Türkiye’nin Ankara protokolünü uygulamadığı için Aralık 2006’da, Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinde toplam 35 fasıldan önemli başlığının askıya alındığını anımsatan Rehn, “Herkesçe bilinen bir AB üyesi (Fransa), faslın açılmasını sürekli engelliyor. Bir başka üye ülke diğer bazı fasılların açılmasını engelliyor. Bunlar AB üyelerinin ortak kararıyla değil, Türkiye ile ikili sorunlara dayanılarak yapılıyor. Kalan bazı fasıllarda da açılış ve kapanış kriterleri var. Şartlar değişmezse gerçekten kısa süre içinde açılabilecek fasıllar tükenecek. Bunu da unutmamamız gerekiyor.” Olli Rehn, aynı konuya ilişkin olarak  “Avrupa Komisyonunun görevinin durumu gerçekçi ve objektif şekilde rapor etmektir. Bunu yerine getirdiğimizi düşünüyorum. Limanlar meselesinde kararın üye ülkelere aittir” dedikten sonra şöyle devam etti: “Aralık 2006’da alınan faslın dondurulması yönündeki karar metnini iyi hatırlıyorum. Çünkü bunu ben yazdım. Orada ’Gelecek yıllarda, özellikle 2007, 2008 ve 2009’da AB Konseyi ve Avrupa Komisyonunun Türkiye’nin Ankara Protokolü’ne uyumu konusundaki gelişmeleri gözden geçireceği’ belirtiliyor. Bu yılları neden belirttik? Çünkü birçok AB üyesinde bu yıllar içinde seçimler yapılacaktı. Örneğin bazı AB üyesi ülkelerde (Almanya) seçimler bu yıl gerçekleştirildi. (Aralık 2006 kararında) bazı dışişleri bakanlarının bazı yılları ima etme isteği vardı. Fakat bu nihai tarih değil. 2009 yılı nihai tarih değil, çünkü (Aralık 2006’da alınan) kararda ’gelecek yıllarda’ ve ’2007, 2008 ve 2009’ arasında virgül var.” 597028 Meteorolojiden yağmur uyarısı Çağlar, yaptığı açıklamada, yarın rüzgarın (Lodos) Marmara ve Ege bölgelerinde yağış anında güneybatı yönlerden saatte 40-50 kilometre hızla kuvvetli olarak esmesinin beklendiğini ifade etti. Yarın sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, İstanbul'un Avrupa yakası, Çanakkale, İzmir, Aydın ile Balıkesir'in Edremit ve Burhaniye ilçelerinde kuvvetli olacağını tahmin ettiklerini vurgulayan Çağlar, şöyle konuştu: "Cumartesi günü İstanbul il geneli, İzmir, Çanakkale ve Bursa çevrelerinde görülecek yağışların orta yer yer kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Hava sıcaklığı, yarın Marmara, Karadeniz ve Ege bölgelerinde 3-5 derece artacak, Cumartesi günü Marmara ve Ege'de, Pazar günü Karadeniz ile İç Anadolu bölgelerinde ile derece azalacak." Kuvvetli sağanak ve lodosun oluşturacağı sel, su baskını, taşkın, yıldırım düşmesi, ağaç ve direklerin devrilmesi, baca gazı zehirlemesi, ulaşımda aksamalar gibi olumsuz şartlara karşı vatandaşların ve ilgililerin tedbirli olmaları istendi. 597296 Altın Portakal'da Kürtçe gerginliği Bu yıl 46'ncısı düzenlenen Uluslararası Antalya Portakal Film Festivali'nde yarışan Kürtçe film "Min Dit"in galasında olay çıktı. Galası yapılan ilk Kürtçe film olma özelliği taşıyan 'Min Dit' (Ben Gördüm), salonda izleyiciden alkış alırken, filmin ardından yapılan söyleşide tartışmalar çıktı. Bazı sinemaseverler gerçekleri yansıtmadığını iddia ettikleri filme tepki gösterdi. Filmde geçen 'Nerede benim Kürdistanım?' sözlerine tepki gösteren bir izleyici de "Düşüncenize, emeğinize sağlık ama hiçbir zaman burada Kürdistan olmayacak" deyince, diğer sinemaseverler de alkışlarla ekibi protesto etti. Filmin yönetmeni Mirza Bezer, "Kürdistan lafı neden bu kadar rahatsız ediyor, bence bunu sorgulamamız lazım" dedi. Bezer, ancak konuşarak, tartışarak bir yerlere varılabilineceğini kaydetti. Ağabeyinin askerde olduğunu belirten bir sinemaseverin, "Filmde neden askeri kötülediniz? Bu beni rahatsız etti" sözlerine filmin senaryosuna yardımcı olan Evrim Karataş, "Biz Türk askerini kötülemedik. Biz savaş çoğrafyasını anlattık. 'i bugün herkes bilir. 'in bu ülkenin geleceğine nasıl olumsuzluklar yapacağını herkes bilir" karşılığını verdi. Ortamın bu kadar sertleşebileceğini düşünmediğini dile getiren Karataş, bir çocuğun anne ve babasız kalmasının kendisini daha fazla rahatsız ettiğini kaydetti. Film, gösterimi sırasında herhangi bir tepki almadı ancak birkaç kişi gösterim sona ermeden salondan çıktı. Film, sona erdikten sonra da izleyicilerce alkışlandı. Bu sırada açıklamanın yapılacağı alanın önünde kısa süreli bir arbede çıktı. Filmin gerçekleri yansıtmadığını düşünen izleyiciler, toplantı salonu girişinde ekibe sözlü müdahalede bulundu. Protesto seslerinin arasında kalan oyuncu Lale Mansur, ortalığı yatıştırmaya çalıştı. Ortamın daha fazla gerginleşebileceği düşüncesiyle toplantıya son verildi. Toplantı bitiminde yönetmen Mirza Bezer'in yanına gelen kimi sinemaseverler yönetmenle kucaklaşırken, filmin karşısında olanlar salonu boşalttı. Filmin konusu Film 90'lı yıllar Türkiye'sini konu ediniyor. Diyarbakır- Batman yolunda, karanlık bir Mayıs gecesinde, 10 yaşındaki Gülistan ve kardeşi Fırat'ın gazeteci olan babası ve annesi, gözleri önünde öldürülür. Baba ve annesini yitiren iki kardeş, aylık kardeşleri Dilovan'a bakabilmek ve hayata tutunabilmek için evdeki eşyaları satmaya başlar. Bir müddet sonra ev kirasını ödeyemeyen çocuklar, Diyarbakır sokaklarında yaşamaya başlar. Eski hayatlarından geriye kalan tek şey, annelerinin onlara kendi sesiyle kayıt etmiş olduğu bir masal kasetidir. Masal 'Zilli Kurt'u anlatır. 597093 Türkiye-İsrail ilişkileri nereye gidiyor? ile son dönemde gerginlik yaşayan Türkiye, Ortadoğu siyasetinde makas mı değiştiriyor? Türk Dış politikasına önceki yıllarda yön vermiş isimler, hem Türkiye ve hattında gelinen noktayı 32. Gün'e değerlendirdi, hem de hükümete mesaj gönderdi. Eski dışişleri bakanlarının görüşleri ayrıntılarda farklılaşsa da, buluşulan iki nokta var: da, Türk dış politikasında bugüne kadar gözlenen sürekliliğin son dönemde ile yaşananlarla kırıldığı ve dış siyasette hissi politikalara yer olmadığı Önce Davos'ta one minute, sonra da tatbikat krizi. Türkiye son dönemde iplerin gerildiği 'den uzaklaşıyor mu? İki ülke arasındaki stratejik bağlar tarih mi oluyor? Son 30 yılda Türk dış politikasına yön vermiş isimler bu kritik soruların yanıtını 32. Gün'de verdi. İkinci Özal hükümetinde 1987-1990 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturan Mesut Yılmaz, ile ilişkilerde ciddi bir soğumanın olduğu görüşünde. Yılmaz'a göre gelinen nokta Türk dış politikasının en önemli özelliği yani devamlılığından bir sapma olduğunun göstergesi. Mesut Yılmaz, "Ciddi bir soğuma var takip ettiğim kadarıyla. Dış politikada kırılma olduğu anlamına gelir. Makas değişikliği ciddi endişe ama yeterli bilgim yok devlet geleneğinin en önemli ayağı dış politikada sürekliliktir. Refahyol hükümetini ayrı tutarsak bir devamlılık vardı ama şimdi sapma var" dedi. Başbakan Erdoğan'ın, tatbikatın iptaliyle ilgili "halkın hassasiyetine kulak verdik" açıklaması bir soruyu daha gündeme taşıdı. Dış politikada izlenecek rota halkın talebine göre mi belirlenir? AK Parti'nin ilk kez iktidara geldiği dönemde Dışişleri Bakanı olan Yaşar Yakış'a göre Türkiye'nin 'e yaptığı bir "ince ayar." Yakış, "İnce ayarlar daha önce Türkiye'ye de yapıldı, mübah da bu mu değil.  Nam olsun diye dış politika yapmaz kazancaklarını kaybedeceklerini düşünür. 'in Türkiye'yi kaybetme lüksü olamaz. Türkiye ince ayar yapıyor. Tespit bu" dedi. darbesinden sonra kurulan hükümette 1980-83 yılları arasında Dışişleri Bakanı olarak görev yapan ve 'de Türkiye'nin temsil düzeyini aşağı çeken İlter Türkmen bile, hükümetin 'e karşı izlediği politikayı "hissi" buluyor. İlter Türkmen, "Önceki hükümetlerin başarısı ile Arap ülkeleri ile ilişkileri aynı anda yürütmek. ile ilişkiler bozulmadı Arapları gücendirilmedi. Tepkiyi yerinde bulmuyorum. İnce ayarcılardanım ama dargınlıktan sonra kıymetimizi anladık. ile gerilimin ileriye götürülmesi tehlikeli" diye konuştu. Murat Karayalçın döneminde kısa bir süreliğine Dışişleri Bakanlığı yapan Mümtaz Soysal da ile ilişkilerde ince değil kaba bir ayar yapıldığını savunuyor. 595714 Uyuyordu, bombayı verdim Uyuyordu, bombayı verdim Nöbette uyuduğu iddia edilen Öztürk. Nöbette uyuduğu iddia edilen Onbaşı Öztürk’ün eline pimi çekilmiş bombayı veren Teğmen Mehmet Tümer, “Kasıtlı, bilinçli bir şey değil. 56 günlük meslek hayatımın tecrübesizliği. Amacım ceza değil, eğitim vermekti” dedi ’da pimi çekilmiş el bombasını nöbette uyuduğu iddia edilen Piyade Onbaşı İbrahim Öztürk’ün eline verip dört askerin şehit olmasına neden olan Piyade Teğmen Mehmet Tümer, hiçbir şekilde dört askerinin şehit olmasını istemediğini belirterek, “Kasıtlı, bilinçli bir şey değil. 56 günlük meslek hayatımın tecrübesizliği oldu. Başında beklemem gerektiğini öngöremedim, akıl edemedim” dedi. Tümer’in, Karakoçan’daki Koçyiğitler Piyade Taburu’nda harekâtının sürdürüldüğü 17 Ağustos 2009’daki patlamada Öztürk ile birlikte Piyade Çavuş İbrahim Yaman, Piyade Onbaşı Ali Osman Altın ve Er Mesut Bulut, şehit olmuştu.  talebine ret Basında yer alan haberlerin ardından ayrıntıları daha sonra ortaya çıkan olayla ilgili olarak “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak” gerekçesiyle tutuklanan Tümer dün Elazığ 8. Kolordu Askeri Mahkemesi’nde yargılanmaya başlandı. Tümer’in avukatı Behiç Cantürk’ün duruşmalara ilişkin yayın yasağı talebi reddedildi. Yaptığı savunmada olayı anlatan Tümer, kendisine Uzman Çavuş Şakir Akçan’ın askerler Öztürk ile Emrah Göz’ün uyuduğu ve personelin silah ve teçhizat konusunda eğitime ihtiyacı olduğunu söylediğini belirtti. Akçan’ın kendisine verdiği Öztürk’e ait ile alev gizleyeni alıp Öztürk’ün bulunduğu mevziye gittiğini anlatan Tümer, şöyle devam etti: ‘Lakayıt yanıt verdi’ “Öztürk’e el bombasını sorduğumda lakayıt bir şekilde ‘buradadır’ dedi. ‘Göster’ dediğimde bulamadı. Ben de ‘sen uyuduğun için uzman aldı’ dedim. ‘Pimini çekip mandalı bırakmadığın şekilde patlamaz’ dedim. Bir elimden diğer elime alarak gösterdim. Bombayı verdim. Hiçbir şekilde yerinden ayrılmamasını söyledim. 1-2 dakika sonra bombayı sallayarak ve gülerek mevzisine gittiğini gördüm. Kızdım, bağırdım. ‘Mevzine otur’ dolaşma dedim. Ben, Akçan, Piyade Kıdemli Astsubay Çavuş Soner Süvari ve habercim Piyade Çavuş Yiğit Acar ile mevzide otururken, Emrah Göz ile İsmail Turunç arasında daha önce tartışma yaşandığını öğrendim. Onlarla konuşurken Öztürk geldi. Bana, ‘Tek Biksi mühimmatı elimde patlamış adamım. Bunu da patlatırım. Pimini verin’ dedi. Ben de bu olayı çözdükten sonra gelip pimi takacağımı söyledim.” Baba isyan etti Bu sırada baba Hacı Öztük, söz alarak “Nöbette uyumasına karşılık devletin öngördüğü cezayı vermeniz ve süresini uzatmanız gerekirdi” dedi. Öztürk, daha sonra “Tümer, bu dört askerin bir araya gelmesini bekledi. Ondan sonra dört askerin üzerine el bombası attı” iddiasında bulundu. Tümer de “Hiçbir askerimin askerliğinin uzamasını istemedim. Her görev dönüşünde eğitim şeklinde bazı disiplin tedbirleri uyguladım” karşılığını verdi. ‘Eğitim maksatlı’ dedi Müdahil avukat Özgür Murat Büyük’ün “Daha önce pimi çekilmiş el bombası eline alarak eğitim yapmış mı? Başkasına böyle bir eğitim verildiğini görmüş mü?” sorusuna da Tümer, “Almadım. 56 günlük görev süremde İbrahim her görevde mutlaka uyurdu. El bombası atışlarında başarısızdı. Harp Okulu’nda pimi kendimiz çekip kendimiz atardık” karşılığını verdi. Tümer, “Yapılan hareketi eğitim mi yoksa cezalandırma amacıyla mı yaptın?” sorusuna, “Eğitim maksatlı” diye cevap verdi. El bombası mahkemeye gelecek Avukat Cantürk’ün “Tümer’in Öztürk’ün şeref ve haysiyeti ile oynaması veya dövmesi daha mı iyi olurdu?” sözleri üzerine baba Sinan Bulut da “Dört kişi mi ölseydi” diye tepki gösterdi. Cantürk, Öztürk’ün daha önce elinde Biksi mühimmatı patlattığını söylediğini anımsatarak Biksi mühimmatı ve el bombası istedi. Mahkeme, bilirkişi tarafından malzemelerin duruşmaya getirilmesini kararaştırdı. ‘Teğmeni uyardım’ Tanık Akçan da “Komutanım böyle bir eğitim, ceza olmaz mı dedim. da ‘cezadan çok fırsat eğitimi’ diye cevap verdi” diye konuştu. ‘Eli terliydi’ Tanık Acar da, Öztürk’ün elinde bomba ile mevziye geldiğinde elinin terli olduğunu belirterek, “Komutanımıza ‘Az bir askerliğim kaldı. Takın artık pimi’ dedi. Teğmen sinirli bir şekilde, ‘Geç artık mevzine gelip takacağım’ karşılığını verdi” dedi. Mahkeme diğer tanıkların dinlenmesi için duruşmaya ara verdi. Duruşma ertelendi Teğmen Mehmet Tümer’in  öğleden sonra devam eden duruşmasında olay anında bulunan askerlerin ifadeleri alındı. Duruşma bugüne ertelendi. ‘Ceza en alt sınırdan’ Şehit İbrahim Öztürk’ün avukatı Özgür Murat Büyük, iddianamede en az sınırdan ceza istendiğini öne sürerek,?“-de ölümlerin ihmal sonucu olduğuna dair talep var” dedi 597049 Dijital tüm cihazlar iletişim aracı olacak Dijital tüm cihazlar iletişim aracı olacak Wi-Fi teknolojisine yakında getirilecek standartla, fotoğraf makinası, cep telefonu ve bilgisayar gibi elektronik cihazların yeni versiyonları, ilk başta bir kablosuz ağa bağlanma ihtiyacı olmadan, Wi-Fi teknolojisini kullanarak birbirleriyle iletişim sağlayabilecek. Merkezi ABD'nin Seattle kentinde bulunan ve teknolojinin standardını sağlayan Wi-Fi Alliance adlı endüstri grubu, tüketici elektroniği şirketlerine bu yeni teknolojiyi kullanmalarında rehberlik edecek, bir dizi "teknik kural" olan "Wi-Fi Direct" özelliğini bir araya getirme işini tamamlamak üzere olduklarını açıkladı. Wi-Fi Alliance'ın pazarlama direktörü Kelly Davis-Felner, yeni Wi-Fi Direct teknolojisinin fotoğraf makinaları, akıllı telefonlar veya PC'lerde yığılan dijital aile fotoğraflarını başka cihazlara aktarmakta büyük kolaylık sağlayacağını belirterek, bu teknolojiyle cihazların dijital fotoğraf çerçevelerine, TV'lere veya yazıcılara doğrudan kolaylıkla bağlanabileceğini söyledi. Wi-Fi Direct özelliğini oluştururken, Alliance, cihazlar arası iletişimi zaten sağlayan, ancak daha az enerji sarf etmesine karşılık menzili çok kısa ve transfer hızı düşük olan Bluetooth teknolojisinin sahasına da girdi. Bluetooth geçen yıl, Wi-Fi Direct teknolojisinin yeterince geliştirilmesi halinde video ve diğer geniş bant gerektiren dosyaların gönderilmesinde bu teknolojiyi de kullanabileceğini açıklamıştı. 596868 Gül'den Fransız dergisine demeç Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Kafkasya'da güvenlik olursa, istikrar ve sonuçta kalkınma ve refahın olacağını" belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, 'da yayımlanan L'Express dergisinde yer alan demecinde, bütün ülkelerin kendi halklarını memnun etmek ve işbirliği yoluna gitmek istediğini belirterek, "Uyuyan savaşlar her an tekrar alevlenebilir, biz bunu ve Gürcistan arasında gördük, Kafkasya'daki sorunlar çözülmeli" diye konuştu. Gül, "Kafkasya'da güvenlik olursa, istikrar ve sonuçta kalkınma ve refah olur. Soğuk savaşlar dönemi bitti" dedi. "Ermenistan ile Türkiye arasında ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda dışarıdan baskı gelip gelmediği" sorusunu Gül, "Hiçbir dış baskı olmadı. Bizim politikamız bu bölgede barış ve istikrarı getirmeyi ve komşularımızla iyi ilişkiler kurmayı hedefliyor. Bununla birlikte bu sürece yardımcı olanlara teşekkür ederiz" diye yanıtladı. Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollerin parlamentoların onayına sunulacağını hatırlatan Gül, "Bir Türk atasözünün belirttiği gibi, iyi niyet her zaman iyi sonuç verir. inşallah herkes iyi niyetli olacak" dedi. Gül, Türkiye'nin sadece Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmeyi değil, bütün bölgenin barış, istikrarı ve işbirliğini hedefleyen bir proje sunduğu belirtti. "Türkiye'nin taviz verip vermediğinin" sorulması üzerine Gül, "bu şekilde düşünmenin doğru olmadığını" belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, "Bu şekilde düşünürsek hiçbir zaman barışa varamayız. Uzun hedefe yönelik ve geniş bir vizyonumuz olmalı" dedi. Cumhurbaşkanı Gül, "Dağlık Karabağ'da hala Ermeni askerleri var. Bu, Ankara için taviz değil mi?" şeklindeki bir soruyu şöyle yanıtladı: "Bir ülkenin topraklarının başka bir ülkenin askerleri tarafından işgal edilmesi kabul edilemez bir durumdur. Bu sorunu diyalogla çözmemiz gerekir. Tekrarlıyorum, ufuklarımızı genişletmemiz gerekir. Neden Ermenistan ve ilişkilerini iyileştirmesin?" 1915 olayları ve Ermeni diasporası içindeki görüş ayrılıklarıyla ilgili olarak da Gül, Ermenilerin kendi aralarındaki görüş ayrılıkları konusunda yorum yapmayacağını belirterek, "'da yaşayan Ermenilerin, Ermenistan'daki Ermenilere destek vermek istiyorlarsa bu süreci desteklemeleri gerekiyor. Ermenistan'daki kardeşlerini düşünmeden Washington ve Paris'te yaşamak rahat. Bu şekilde her zaman tarihe ait olayları, düşmanlıkları düşünürsek, ve hiçbir zaman barışamaz, Avrupa bugünkü gibi birleşemezdi" dedi. Cumhurbaşkanı Gül, 1915 olaylarıyla ilgili olarak, Türkiye'nin askeri arşivler dahil bütün arşivlerini açarak iyi niyetini gösterdiğini söyledi. Gül, "Başka ülkelerden gelecek tarihçilere de açık bir tarihçi komisyonunun bu konuda çalışmasına izin verelim, sonuçlarını tanırız" dedi. Gül, bir soru üzerine, bu konunun -Türkiye ilişkileriyle bağlantısı olmadığını vurguladı. 597394 Okmeydanı'nda zincirleme kaza Okmeydanı'nda zincirleme kaza İstanbul Okmeydanı'nda bir kamyonun önündeki otomobile çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasına, arkadan gelen araçların da karışması sonucu toplam 14 araç birbirine girdi. TEM Otoyolu'nun bir saat kapanmasına neden olan kazada yaralanan, televizyon programcısı Saba Tümer'in de aralarında bulunduğu kişi, çevredeki hastanelere kaldırıldı. Habip ATAM AHT TEM Otoyolu Okmeydanı sapağında saat 21.00 sıralarında meydana gelen kazada, kamyon sürücüsü Cengiz Şirin, sağ şeritteki bir kamyonun aynasına çarpması nedeniyle paniğe kapılıp önündeki otomobile çarptı. Sol şeritteki otomobilin de kamyonla bariyer arasına sıkıştığı kazaya arkadan gelen araçlar karıştı. Bir kamyonun yanındaki otomobilin üzerine devrildiği, toplam 14 aracın birbirine girdiği kaza sonucu bir kişi otomobilinde sıkıştı. Olay yerine gelen itfaiye ekiplerinin otomobilinden çıkardığı yaralı ile çeşitli yerlerinden yaralanan toplam kişi ambulanslarla hastanelere kaldırıldı. Otomobiliyle program çekimi için Bağcılar'daki stüdyoya gitmek üzere şoförünün kullandığı Mercedes Vito marka minibüsle yola çıkan ünlü sunucu Saba Tümer de zincirleme kazaya karıştı. Kazada hafif yaralan ve Amerikan Hastanesi'nde kontrolleri yapılan Tümer'in, kaza sırasında cep telefonunun da kaybolduğu öğrenildi. Zincirleme kaza nedeniyle trafiğe kapanan TEM Otoyolu'nda uzun kuyruk oluştu. Polis ve itfaiye ekiplerinin çalışması sonucu araçların çekicilerle kaldırılmasıyla yol trafiğe açıldı. 596802 Barış: Rekabet başarı getirir Galatasaray Televizyonu'nda yayınlanan bir programa konuk olan Barış, lige çok iyi bir başlangıç yaptıklarını, ancak son haftalarda bu performansı gösteremediklerini belirterek, ''Belki konsantrasyon açısından bir yorgunluk oldu. Son maçta bir iş kazası geçirdik. Son haftalara bakmak kadar önemli değil. Çünkü şimdi önümüzde gerçekten çok önemli maçlar var. Trabzonspor, Fenerbahçe, Avrupa Kupası'nda da Dinamo Bükreş maçları bize gerçekten yön gösterecek. Geriye bakmak kadar anlamlı değil, ileriye bakarsak daha iyi olur'' diye konuştu. Sezona iyi başladığını anlatan Barış, UEFA Avrupa Ligi maçında gol attığını, ancak daha sonraları teknik direktör Rijkaard'ın kendisini kadroya almadığını dile getirerek, şunları söyledi: ''Oyuna sonradan girdiğim maçlar oldu. Bu futbolda olan şeyler. Ben gerçekten genç bir futbolcuyum ve bence böyle bir hocayla çalışabilmek benim için bir şans. Çünkü Galatasaray'a geldiğimden beri iki sene sürekli oynadım. Galiba üç oyuncuyla birlikte en çok maç yapan futbolculardan biriyim. Şimdi de kulübede oturmak benim için yeni bir şey. Futbolumu oynamaya ve antrenmanlarıma devam ediyorum. Hocamıza yine kendimi göstermek istiyorum.''  Rekabetin bir takımda her zaman gerekli olduğunu vurgulayan Barış, şunları kaydetti: ''Rekabet takımı hep ileriye sürükleyecektir. Galatasaray'ın gerçekten kaliteli bir kadrosu var. Bu bir kaç mevkide böyle. Benim mevkimde bu sene altı tane iyi futbolcu var. Hangisini çıkarsanız iyi performans gösterir. Bir gün bana da şans gelecek, yüzden ben de çalışmaya devam ediyorum. Arkadaşlarım da çok iyi oynamak zorunda. Çünkü görüyorlar ki arkalarında Barış var. 'Ben kötü oynarsam Barış benim yerime oynayabilir' diye düşünüyorlar. Tabii bu arkadaşı motive ediyor ve ondan da şimdiye kadar iyi gitti. Tabii ki bazen dikkat etmek lazım. Çünkü yoğun maç trafiği yüzünden bazen futbolcularımız yorgun kalabiliyor. Hocamız ilk haftalar sürekli rotasyon yaptı ve gerçekten iyi gidiyordu. Bu rotasyonla belki ilerideki maçlarda yine istediğimiz sonuçlara varacağımızı ümit ediyorum.'' -''KUPALARI TOPLAMAK İSTİYORUZ''- Bu hafta çok yoğun çalıştıklarını ve futbolcuların çok hırslı olduğunu dile getiren Barış, ''Herkes çok istekliydi. Çünkü gerçekten hepimizin bir hedefi var. Kupaları toplamak istiyoruz'' dedi. ''Her hocanın başka istekleri vardır. Bir hoca daha çok koşan futbolcuları sever, bir hoca daha çok hızlı oynayan futbolcuları sever'' diyen Barış, ''Rijkaard'ın tarzına uymadığını mı ima ediyorsun'' sorusunu şöyle yanıtladı: ''Ben birazcık ona bağlıyorum. Çünkü oynadığım maçlarda Barış yine aynı Barış. Hep agresif, hep çok koşan ve çok pres yapan, çok top kapan bir futbolcu. Bu özelliğimi de kaybetmeyeceğim. Gencim, bazı yerlerde hata yapıyorum. Hocamız belki daha az hata yapan, daha az koşan ama daha fazla pozisyonun adamı olsun istiyor. Ondan da bana hep bunu söylüyorlar. Bunu tabii ki daha iyi yapmak zorundayım ve son haftalarda çok oynamadım. Gelecek haftalarda Barış Özbek sahalarda olacaktır ve iyi performans gösterecektir.'' -FENERBAHÇE MAÇI- Ligin 10. haftasındaki Fenerbahçe maçıyla ilgili görüşleri de sorulan Barış, Kadıköy deplasmanına her zaman kazanmaya gittiklerini vurguladı. Barış, senedir Galatasaray'da olduğunu, ancak Kadıköy'de maç kazanamadıklarını hatırlatarak, şunları ifade etti: ''O atmosfer anlatılmaz, yaşanır ve benim için de güzel anıları var. Geçmişte, Türkiye Kupası maçında berabere kalarak avantaj yakaladık ve bunu kullanarak tur atladık. Bu bizim için güzel bir şeydi. Orada bir beraberlik de güzeldi, ama artık orada kazanma duygusunu da yaşamak istiyoruz. Arkadaşlarımız arasında da bu maçı şimdiden düşünenler var ama bence bu çok doğru değil. Çünkü her maç önemlidir, her maç üç puan değerinde. Tabii bu durum Türkiye'de ve Galatasaray-Fenerbahçe derbilerinde başkadır. Biz bu maça çok iyi hazırlanacağız, elimizden gelenin fazlasını da vereceğiz. İnşallah kazanıp, oradan döneceğiz.'' 596518 İsrail'den 'Ayrılık'a nota; televizyon dizisi, Filistin'deki zulüm ve direnişi anlatıyor Siyasi danışmanlığını Yeni Şafak yazarı Hakan Albayrak'ın yaptığı "Ayrılık" dizisinin Filistin'i konu alan bölümlerinin ilki, Salı günü saat 19:55'te TRT1 ekranlarında izleyiciyle buluştu. Yönetmenliğini Onur Tan'ın yaptığı dizinin başrollerinde Erdal Bilingen, Türkü Hazer, Emir Benderlioğlu, Tuvana Türkay, Tamer Levent, Sema Aybars, Semih Sergen, Almeda Abazzi, Zafer Kayaokay yer alıyor. Çağla Prodüksiyon'un yapımcılığında hayata geçirilen AYRILIK'ın genel proje danışmanlığını şair, yazar, yayıncı Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu yapıyor. Dizinin müzikleri ise Kurtlar Vadisi Pusu'nun müziklerine imza atan Gökhan Kırdar tarafından yapıldı. FİLİSTİN'DEKİ ZULÜM VE DİRENİŞİ ANLATIYOR "Ayrılık" dizisi dünyanın kanayan bir yarası olan Filistin topraklarında yaşananları ekranlara getiriyor. Dizinin çekimleri Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa ve fanatik Yahudilerin işgal altında bulunan Burak duvarında gerçekleştirildi. Dizi, Ortadoğu'nun en acılı coğrafyasında herkesin gözü önünde ve kuşaklar boyu devam eden trajediyi bütün boyutları ile canlandırırken, hikâyenin merkezinde Filistin sorunu benzeri ve dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan kavgaların mutlak çözümünün yeryüzüne sevgi, merhamet ve barışın hâkim olması ile gerçekleşebileceği vurgusunu yapıyor. 1948 yılında işgal edilen Filistin topraklarında yaşayan halkın, özellikle kadın ve çocukların acı hikâyelerini beyazcama aktarıyor. Yeni bölümlerinde, özellikle bir toplumun en duyarlı bölümünü oluşturan kadınların gözünden yürek yaralarını, çocuklarını kaybetmenin sarsıntısını, eş ve sevgililerini kaybetme korkusunu, zengin oyuncu kadrosuyla ve etkili bir dille işliyor. "AŞKTA VE SAVAŞTA FİLİSTİN"İN İLK BÖLÜMÜ "Aşkta ve Savaşta Filistin"in birinci bölümünde babasını, yeni doğan çocuğunu ve eşini kaybeden Rıdvan'ın Filistin direniş saflarında yerini alışını konu ediyor. Portakal ağaçları ülkesinde doğumla ölüm öyle iç içedir ki her ölüme yakılan ağıt aynı zamanda doğan çocuğunda ninnisi olur. Müjde veren güler yüzlü anlamındadır Beşir kulluk vazifesini yapmak için düşer Kabe yollarına yanında hayat arkadaşı İntizar'la belki de çektikleri bunca acıyı bir an olsun unutarak Yaradan'a son vazifesini yerine getirecektir. Mutluluk denilen ve unutulmuş olan duyguyu doğacak torunu için dileyecektir. Bilir ki Filistin ülkesinde yaşlanarak ölmek az sayıda insana nasip olur artık. Kapılar, gardiyanlar çoktur büyük Filistin hapishanesinde. Birinde tutulmazsanız, elbet bir diğerinde tutulursunuz... Dünyaya gelecek çocuğunun telaşındadır Rıdvan. Diğer yandan yasaklanmış bir gazete kanla sulamak için toprakları yeterli bir bahane olacaktır cellada... Meryem'i yetiştirmek için çırpınır. Çırpınırda çaresizlik kadar insanın içini acıtan, laneti ta ciğerden okutan başka bir şey var mıdır? Zalim tutmuştur her köşe başını. Öldürmek ki onların çürümüş ruhlarını besler. Bundandır ki Meryem'de bütün Filistinli kadınlar gibi acıya gebedir. Acıya da dayanır insan, alışır da bir meleğin kalbinden sızan kan, damla damla gelir oturursa anasının yüreğine, işte yürek, ana iflah olmaz artık... İflah olmaz Meryem... Hep beklediği mevkidedir artık Eytan. Artık silah onda tetik onda emir ondadır. İnsaf ve merhamet ise boşlukta savrulur gider. Acı artık nefes alıp vermeyle orantılıdır portakal ülkesinde... Eytan başlamıştır artık, durmayacaktır... Anasına babasına sarılmak için koşar Kevser, tutsak edilmiş yurduna. Yeni doğan yeğenini koklamak için koşar. Ne var ki ölüm gelip baş koltuğa kurulmuştur evlerinde. Kevser bile ilaç olamaz bu yaraya... Artık bütün acılarını kalbine gömer Rıdvan. Gömer de çalar Filistin yurdunun, kahraman savaşçılarının kapısını. Çünkü artık intikam vaktidir. AYRILIK DİZİSİNDEKİ OYUNCULAR Abdullah: Semih Sergen Iğdırlı. Mescid-i Aksa'nın önünde nöbet tutan Iğdırlı Hasan Onbaşı'nın oğludur. Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen oldukça heybetli bir görünüme sahip. Babası, Osmanlı İmparatorluğu Kudüs'ten çekilirken Mescid-i Aksa'nın yağmalanmaması için bırakılan Artçı Bölüğü'ndendir. Abdullah'ta babası gibi vatanına milletine bağlı bir asker olmuştur. Bugün Mescid-i Aksa'nın önünde tıpkı babası gibi dimdik durmaktadır. Etrafındakiler ona deli gibi bakmaktadır. Abdullah bu görüntüsünün ardında, Filistin, Türkiye ve Müslümanlar için istihbarat toplamaktadır. İntizar: Sema Aybars Kevser ve Rıdvan'ın annesidir. Filistinli. Beşir'in ikinci eşi olarak haneye girmiştir. Anne ve babası Siyonistler'in yaktığı köylerden birinde can vermiştir. Savaşın izin verdiği kadar Beşir ile mutluluğu yaşar. İlk intifada çocuklarından birini Beşir: Tamer Levent Kevser ve Rıdvan'ın babasıdır. Filistinli. İlk intifada da Batı Şeria'da karısı ve beş oğluyla birlikte yaşam mücadelesi veren Beşir, buradaki çatışmalarda üç oğlunu kaybeder. Bundan uzunca bir zaman sonra kızı Kevser doğar. Beşir bundan sonraki yaşamını evde geçirir. İlk torunu için heyecanlıdır. Dünya işlerinden elini çekmiş, ibadet etmektedir. Jakop: Zafer Kayaokay Mina'nın babasıdır. İsrail Ordusu'nda üst düzey yetkilidir. Siyonist bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Eğitimi Arap düşmanlığı ve katı Siyonist kurallar üzerine kurulmuştur. 19 yaşındayken Mısırlı bir savaş esirinin boğazını keserek öldürmesi yüzünden bütün İsrail ordusunda vahşiliği ile ün kazanmıştır. İstihbaratta gösterdiği başarı ve radikal Yahudiler'den aldığı destekle kısa sürede ordu ve istihbarat içinde söz sahibi olmuştur. Birçok istihbarat örgütüyle ilişkileri bulunmakta ve uluslar arası silah ticaretinde önemli rol oynamaktadır. Filistinlilere dönük operasyonların hemen hemen hepsinde parmağı vardır... Karısını yaklaşık beş yıl önce kanserden kaybetmiştir. Oğlu Solomon, Amerika'da yaşamaktadır... Bu yüzden varı yoğu kızı Mina ve damadı Eytan'dır. DİZİNİN SLOGANI OLAY OLDU TRT'de dönen dizinin fragmanlarında Başbakan Tayyip Erdoğan'ın İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e söylediği "One Minute" ifadesi kullanıldı. Bunun üzerine ayağa kalkan İsrail yönetimi, diziye tepki gösterdi. İsrail, Türkiye büyükelçisini TRT'de yayımlanan bir diziyle ilgili olarak protesto notası vermek için Dışişleri Bakanlığı'na çağırdı. İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndan gece yarısı yapılan açıklamaya göre, Tel Aviv'deki Türk büyükelçisi TRT'de yayımlanan bir dizinin İsrail'e karşı nefreti teşvik ettiği gerekçesiyle bakanlıkta bilgi verecek. İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, dizinin çok ciddi seviyede tahrik içerdiğini ve devlet kontrolünde yapıldığını söyledi. İsrail Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklama, "Gerçekle en ufak bir bağlantısı olmayan ve İsrail ordusu askerlerini masum çocukların katili gibi gösteren böyle bir dizi, bırakın İsrail'le tam diplomatik ilişkileri olan bir ülkeyi düşman bir ülkede bile yayımlanmaya layık değildir" ifadelerine yer verildi. TRT ekranlarında yayımlanan dizinin tanıtımında İsrailli askerler silahsız Filistinli çocukları vuruyor, ardından "ONE MINUTE" damgası ekrana geliyor. İsrail Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamanın, iki ülke arasında yaşanan hava tatbikatı krizinin ardından gelmesi dikkat çekti. Dizinin yapımcıları 'One Minute'in, dizide kullanmalarının sebebini 'Başbakanımızın bu konudaki hassasiyetini simgeleyen slogan bir cümle haline geldiği için' diyerek özetledi. 596577 Yeni bir ek yerleştirme olmayacak Yeni bir ek yerleştirme olmayacak Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, ek yerleştirme sonucunda üniversitelerde boş kalan 103 bin kontenjana yeniden bir ek yerleştirme yapılmasının söz konusu olmadığını bildirdi. Prof. Dr. Ünal Yarımağan, 2009-ÖSYS ek yerleştirme için üniversitelerde 109 bin 633'ü ön lisans, 50 bin 990'ı lisans olmak üzere toplam 160 bin 623 kontenjan bulunduğunu anımsattı. Bu kontenjanlara 167 bin 363 adayın başvurduğunu ancak 57 bin 619'unun yerleştiğini kaydeden Yarımağan, ''Yeniden bir ek yerleştirme yapılmaz. Yapılmasının bir anlamı yok. Çünkü insanlar bu kadar istiyor, belli yerleri istiyorlar'' dedi. Boş kalan kontenjanların çoğunluğunun bazı meslek yüksekokulu programları olduğunu belirten Yarımağan, bu programların merkezi yerleştirme sırasında da tercih edilmediğine işaret etti. Vakıf üniversiteleri ile KKTC'deki üniversitelerin kontenjanlarının büyük bölümünün de boş kaldığına işaret eden Yarımağan, ''Bir yerleştirme daha yapılması hiçbir şey fark ettirmez. Arz talep dengesi böyle. Gerçi bu konuda kararı ben almıyorum, YÖK alıyor ama artık ek yerleştirmenin hiçbir yararı olmaz'' diye konuştu. Program açarken talebin de göz önünde bulundurulmasının önemli olduğunu söyleyen Yarımağan, şunları kaydetti: ''Artık 'nerede ne açarsan öğrenci bulursun' mantığı doğru değil. Öğrencinin tercihinde birinci faktör meslek, ikinci faktör de üniversite. Nerede ne açtığın önemli ve tabii ücretli olup olmaması da önemli. Programın ne olduğu önem taşıyor. Neden bütün tıp fakülteleri, hukuk fakülteleri doluyor? Çünkü bölümlere talep var.'' 2009-ÖSS ek yerleştirme sonuçlarına göre, devlet üniversitelerindeki 106 bin 48 kontenjandan 53 bin 777'si, vakıf üniversitelerindeki 40 bin 39 kontenjandan 35 bin 177'si, KKTC'deki üniversitelerdeki 13 bin 708 kontenjandan 13 bin 308'i, diğer ülke üniversitelerinin ÖSS ile öğrenci olan bölümlerindeki 828 kontenjandan 742'si boş kalmıştı. 596267 Seba'ya laf yok! Seba'ya laf yok! Yıldırım Demirören’in "Büyüklerimiz aynı taraftar olaylarının kendi başlarına geldiğini unutmamalı" sözü, Süleyman Seba için yorumlandı. Camiadan başkana tepki geldi. "Üzüntü verici sözler" “Başkanlığından sonra heykeli dikilmiş, herkesin önünde ceketini iliklediği Beşiktaş’ın en başarılı başkanına Sayın Demirören eleştiride bulunuyorsa, bu açıklamayı apar topar yapılmış hezeyan ve üzüntü verici bir durum olarak karşılarım. Buralara kadar gelinen noktada bir şey yapmayanlar şimdi mi yapacaklar? İnşallah dediklerini gerçekleştirirler.” METİN KEÇELİ (Seba dönemi yöneticisi) "Kendisi yarattı" Eğer Sayın Demirören Süleyman Seba’yı kastederek bu sözleri söylemişse, durumun ne kadar vahim olduğunu gösterir. Süleyman Seba, Beşiktaş’ın bugüne kadar gelmiş geçmiş en büyük başkanıdır. Kimse kendisine laf edemez. Yazık büyük üzüntü duydum. ‘Tribünleri temizleyeceğim’ diyor. Kendisinin yarattığı şeyi nasıl temizleyecek, ben anlamadım.” TAHSİN AKINCI (Seba dönemi yöneticisi) "Kartal okla vuruldu" “Seba döneminde hiç böyle şeyler yaşanmamıştı. Maalesef bu dönemdeki Kartal, kendi tüyünden yaptığı okla vuruldu. Bu saatten sonra bu iş Yıldırım Demirören’i aşmıştır. Tek başına yapamaz. Çünkü bu kimseler rant peşinde koşanlar. Beşiktaş’ı kurtarmak lazım. Bu olayları ancak devlet gücü bitirir. Ayrıca sözlerinde Süleyman Ağabey’i kastediyorsa ayıp etmiş.” ŞEREF NASIR (Divan kurulu eski başkanı) "Seçim sözü gibi" “Sayın başkan Beşiktaş’ı darmadağın etti. ‘Ben toparlayacağım’ diyor, bunu söylerken bile hata yapıyor. Seçim için verilmiş, kimsenin inanmayacağı ve yapamayacağı bir söz. Beşiktaşlı’yı Beşiktaşlı’dan mı temizleyeceksiniz? Süleyman Seba’ya sadece tepki vardı. Şu anki kötü yönetimin yüzde 10’nunu Süleyman Ağabey yapsaydı, 16 yıl değil 16 gün tutmazlardı.” AZİZ ÇANKIRI (Serdar Bilgili dönemi yöneticisi) 596587 Bütçe rakamları açıklandı Bütçe rakamları açıklandı Merkezi Yönetim Bütçesi, yılın aylık bölümünde 40 milyar 811 milyon lira açık verdi. Maliye Bakanlığı, Eylül ayı ve Ocak-Eylül dönemi bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı. Buna göre, Eylül'de bütçeden 25 milyar 428 milyon lira harcama yapıldı, bütçe gelirleri de 15 milyar 953 milyon lira oldu. Bütçe giderlerinin yüzde 9,5, bütçe gelirlerinin ise yüzde 15,7 oranında arttığı Eylül ayında bütçe açığı, geçen yıla göre binde artarak milyar 475 milyon lira olarak gerçekleşti. Ocak-Eylül döneminde ise bütçe harcamaları 197 milyar 169 milyon lira, bütçe gelirleri ise 156 milyar 358 milyon lira olarak belirlendi. aylık dönemdeki faiz dışı fazla ise milyar 702 milyon lira oldu. 596132 Özgener'in hoca için acelesi yok Her gün medyada değişik isimlerin gündeme gelmesini şaşkınlıkla okuduğunu belirten Mahmut Özgener, "Bir isimle anlaştıktan sonra bizim ağzımızdan bunu öğreneceksiniz. Grup maçları bitince çalışmaya başlarız, acelemiz yok. Kısa vadede önümüzde bir milli maç veya turnuva yok. Çok titizlikle davranmamız gereken bir konu. Dünya futbolunda önemli yere sahip bir teknik adamı getirmemiz gerektiğini biliyoruz. Ama vaktimiz var, bu konu aceleye gelmeyecek." dedi. Bazı milli takım futbolcularının yerli bir teknik direktörle çalışmak istediklerini söylediklerinin hatırlatılması üzerine Özgener şunları kaydetti: "Seçimi TFF Yönetim Kurulu yapacak. Çok dikkatli olmalıyız. Türk futbolunun geleceği adına verilecek önemli kararlardan biridir. Titiz davranıyoruz. Türk futbolunun başına önemli, kariyer sahibi birini getireceğiz." Başkan Özgener, "Kişisel olarak yerli mi, yabancı teknik direktörden mi yanasınız?" yönündeki soruya, "Onu teknik direktörle anlaştığımız zaman göreceksiniz." cevabını verdi. Ermenistan maçının Fatih Terim'in ayrılması açısından çok önemli olduğuna dikkat çeken Özgener, "Türk futboluna çok önemli şeyler katmış, çok büyük başarılara imza atmış, kendisini seven sevmeyen herkesi sokağa dökmüş teknik direktörümüzün Milli Takım'daki son maçıydı. Bize yaşattığı inanılmaz başarılar, güzellikler ve Türk futboluna katkıları için kendisine sonsuz teşekkür ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Her açıdan çok güzel bir sınav verdiklerine işaret eden Başkan Özgener, "Bunu tüm Avrupa ve dünyanın da takdir edeceğine inanıyorum." diye konuştu. Bursa seyircisine de teşekkür eden Özgener, "En küçük bir olayın yaşanmadığı maçta futbolcularımız 90 dakika boyunca desteklendi. İnanılmaz keyif duydum." açıklamasını yaptı. 596223 Türkiye'nin Pakistan ile ticari hedefi Devlet Bakanı Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iki ülke arasında var olan sosyal ve kültürel ilişkilerdeki sağlamlığın ekonomik ilişkilerin gelişmesiyle daha da pekişeceğini söyledi. Aydın konuşmasına şöyle devam etti: ''Pakistan ile aramızda ekonomik ilişkiler bakımından çok ideal bir zemin var. Siyasi ve hukuki altyapılar hazır. Bundan sonra karşılıklı yatırımların artmasıyla iki ülke arasında ilişkiler ticari boyut kazanacak. Bu yıl küresel krize rağmen Pakistan ile aramızdaki ticarette çok küçük gerileme var. Her şeye rağmen ticari anlaşmalar iyiye doğru gidiyor.'' Dünyada ekonomik gelişmelere paralel olarak demokrasilerin de geliştiğine işaret eden Aydın, yatırımların genel ekonomik gelişmeyle doğru orantılı olduğunu söyledi. Türkiye'nin gelişmekte olan ekonomiye sahip bir ülke olarak ham madde ihtiyacı olduğunu belirten Bakan Aydın, şunları kaydetti: "Pakistan'dan işlenmemiş mamul alıyoruz, karşılığında öncü olduğumuz inşaat, tarım, tarım sanayisi, enerji, madencilik gibi alanlarda yatırım yapıyoruz. Öncü olduğumuz alanlarda birikimlerimizi ihraç edebiliriz, ancak Türkiye'nin öncelikli tercihi Pakistan'dır. İki ülke beraber çok şey yapabilir. Aramızdaki düzenli ticaret artışı gelecek için iyimser olmamızı sağlıyor. Hedefimiz 2012 yılında ticaret hacmimizi milyar doların üzerine çıkarmaktır. Bu toplantılarla ticari ilişkileri rasyonel çerçeveye oturtmaya çalışıyoruz.'' 13. KEK imza törenine katılacak olan Devlet Bakanı Mehmet Aydın, bugün Pakistan Çalışma Bakanı, İskan ve Kalkınma Bakanlarıyla görüşmesinin ardından Pakistan Devlet Başkanı Asıf Ali Zerdari tarafından kabul edilecek. Aydın cuma günü sabah saatlerinde Pakistan'dan ayrılacak. Pakistan ile Türkiye arasında yıllık 740 milyon dolarlık ticaret hacmi bulunuyor. Türkiye Pakistan'dan yılda 585 milyon dolarlık ithalat yaparken, Pakistan'a 155 milyon dolarlık ihracat yapıyor. 596607 Ankaraspor'dan TFF'ye Talep Ankaraspor'dan TFF'ye Talep Anakaraspor: "Önemli futbolcularımızı saptayın." Ankaraspor, Türkiye Futbol Federasyonu'na (TFF) başvurarak, futbolcularına tanınan transfer süresi devam ederken "önemli" futbolcularının saptanmasını istedi. Ankaraspor Kulübü tarafından TFF Hukuk Kurulu Başkanlığı'na gönderilen yazıda, Hukuk Kurulu'nun 11.09.2009 tarih ve 148 sayı ile mavi-beyazlı kulübe gönderdiği metne atıfta bulunarak, "Ankaraspor'un futbolcusunu transfer ve tescil döneminin son gününde Ankaragücü'ne vermesi ve bu futbolcuların en az üçünün Ankaraspor'un 'önemli' futbolcuları olmasının, mavi-beyazlı takımın bir alt lige düşürülmesinde neden oluşturduğunun kendilerine bildirildiği" kaydedildi. Ankaraspor ile ilgili bir alt lige düşürme kararının, TFF Tahkim Kurulu tarafından onandıktan sonra TFF Yönetim Kurulu tarafından alınan kararla mavi-beyazlı kulübün sözleşmeli futbolcuları için özel bir transfer dönemi başlatıldığı hatırlatılan yazıda, şu ifadelere yer verildi: "22.10.2009 tarihine kadar sürecek olan transfer ve tescil döneminde yaşanacak olası olumsuz gelişmelerin önüne geçebilmek amacı ile 11.09.2009 tarih ve 148 sayılı yazınızda da olduğu gibi, Sayın Kurulunuz tarafından kulübümüzün önemli futbolcularının saptanarak tarafımıza ivedi olarak bildirilmesini saygılarımla arz ederim." 596618 İstanbul'da Olaylı Yıkım İstanbul'da Olaylı Yıkım İstanbul'da dereyatağı üzerine yapılan kaçak konutların yıkımı ile ilgili gergin anlar yaşanmaya devam ediyor... Yıkımı protesto eden bir grup yollara barikatlar kurdu ve lastik yaktı. Polis, uyarısını dikkate almayan gruba müdahale etti. Yıkımı protesto eden bir grup gece Sancaktepe Osmangazi mahallesinde biraraya geldi. Protestocu grup gece boyunca yollara barikat kurdu. Barikatları ateşe veren grubu, polis biber gazı ve zırhlı araçlarla dağıttı. Ara sokaklara dağılan göstericilerle polis arasındaki kovalamaca uzun süre devam etti. Mahalledeki PTT Şubesi'nin camlarını da kıran grubu dağıtmak için olay yerinde çevik kuvvet polisi sevk edildi. Kovalamaca gece geç saatlere kadar sürdü. Grup ve polis arasında yaşanan kovalamaca sırasında atılan biber gazından çok sayıda mahalleli etkilendi. Bazıları polisin sert bir şekilde müdahale ettiğini gerekçe göstererek polisin tavrına tepki gösterdi. Bazı vatandaşlar ise olay çıkaran grubun mahalleli olmadığını, yıkımları provoke etmek için dışardan geldiğini iddia etti. 596602 "Ayrılma Kaygısı"na Dikkat! "Ayrılma Kaygısı"na Dikkat! Çocuk, ilk yaşta kendisine bakım veren kişiye yoğun olarak bağlandığı ve güçlü bir ilişki geliştirdiği için bu yaştan önce kreşe vermek uygun değil. Yayına Giriş: 15.10.2009 10:26:31 Güncelleme: 15.10.2009 11:39:41 Çocuğun kreşe başlama yaşının zorunlu haller dışında 3-3.5 olması gerektiği bildirildi. Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Runa İdil Uslu, çocukların kreşe gönderilme yaşının çok önemli olduğunu söyledi. Kreş için uygun dönem belirlenirken çocuğun kişilik ve gelişimi ile ona bakan anne-baba ya da bakıcının kişilik yapılarının ve koşullarının da göz önüne alınması gerektiğini belirten Uslu, "Çocukların normal koşullarda 3- 3,5 yaşında kreşe başlaması uygundur. Annenin çalışıyor olması ya da bakıcı sorunu gibi zorunlu hallerde bile 2,5 yaşına kadar evde bakım yapılması, 2,5 yaşından itibaren kreşe verilmesi uygun" dedi. Uslu, çocuğun "ilk yaş içerisinde kendisine birinci derecede bakım veren kişiye yoğun olarak bağlandığı ve kuvvetli bir ilişki geliştirdiği için bu yaş aralığından önce kreşe verilmesinin uygun olmadığını" ifade etti. Aydan İtibaren Ayrılma Kaygısı Gelişiyor Olumlu bakım koşullarında yetiştirilen bebekler her zaman bağlanmayı geliştiriyor. Bu bağlanma, beraberinde aydan itibaren ayrılma kaygısını getiriyor. Sağlıklı bir çocuk, bu aydan itibaren bağlandığı kişiden ayrılmaya olan itirazını ifade edebiliyor. Ayrılma kaygısı, aylık bebeğe bir yabancının yaklaşması halinde bebeğin anneye sarılması, yüzünü gizlemesi ya da suratını asması gibi davranış örnekleriyle kendini gösteriyor. Bu dönemde çocuklar yabancılardan hoşlanmıyor, korkuyor ancak bunlar aslında sağlıklı bağlanma işaretleri... Çocukların hissettikleri ayrılma kaygısı zaman içinde güçleniyor, 1,5-2 yaşlarında en üst düzeye çıkıyor, sonrasında ise yavaş yavaş becerilerinin gelişimi ile birlikte azalıyor ancak hiçbir zaman sıfırlanmıyor. "Kardeş" Gelmeden Kreşe Başlatmak Gerek Kreşe başlama yaşında diğer bir önemli nokta da çocuğun, kardeşi dünyaya gelmeden başlaması... Çünkü çocuk 'kardeşim geldi, beni evden attılar' gibi bir bağlantı kurabilir. Bu nedenle kardeş doğmadan bir süre önce çocuk kreşe başlatılmalı. 597212 Taraftarlar birbirine girdi Taraftarlar birbirine girdi Dünya Kupası ön eleme maçları çerçevesinde Bakü'de yapılan Azerbaycan Rusya karşılaşmasında kavga çıktı. Taraftarlar 1-1 berabere biten maçtan sonra kavga yaptı. Güvenlik güçlerinin müdahale ettiği kavgada, bazı taraftarlar yaralandı. Bu arada aynı saatlerde Bursa'da yapılan Türkiye-Ermenistan maçında Azerbaycan bayrağı yasaklanırken, Azeri taraftarlar kendi bayrakları ile birlikte stada Türk bayraklarını da götürdü. Taraftarlardan başka tribünlerin arkasına da Türk bayrakları asıldı ve maç boyunca bayraklar orada kaldı. Maçtan sonra Azeri taraftarla sevinçlerini Azerbaycan ve Türk bayraklarını birlikte dalgalandırarak kutladı. Kavganın maç sırasında aşırı alkol aldığı gözlenen Rus taraftarların ellerindeki ateşi Azeri taraftarların üzerine atması ile başladığı bildirildi. 596790 Cindoruk: Bu tarihi bir ayıp olarak kalacaktır Cindoruk, parti genel merkezinde düzenlenen DP Genel İdare Kurulu Toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada, yoğun bir siyasi trafik yaşandığını söyledi. Türkiye ile Ermenistan arasında Bursa'da dün oynanan milli maça değinen Cindoruk, FİFA'nın, Azerbaycan bayrağının stada sokulmasının yasaklanmasına ilişkin kararını eleştirdi. Bu durumun futbol seyircilerinin özgürlüğünün kısıtlanması anlamına geldiğini savunan Cindoruk, Azerbaycan sorununda Türk halkının son derece duyarlı olduğunu ifade etti. Ermenistan ile ilişkilerin iki taraflı olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğunu savunan Cindoruk, şöyle konuştu: ''Ermenistan ile imzalanan protokol metnini etraflıca inceledik. Azerbaycan'a ilişkin tek bir madde yok. Ermenistan elindeki Azerbaycan topraklarının nasıl kurtarılacağına ilişkin tek bir madde yok. Bunu içime sindiremiyorum. Ermeni halkına yapılacak bir yardım varsa zaten bunu protokole bağlamanın ne anlamı var. Bu zaten bizim en insani hasletimizdir. Tabii ki yardım ederiz ama Azerbaycan'ın çok hassas olduğu bir konuda Ermenistan'ın tutulmasını içimize sindiremiyoruz. Bu tarihi bir ayıp olarak kalacaktır. İki ülke arasındaki ilişkileri normalleştiren her zaman Türkiye olmadı mı? Ermenistan bağımsızlığını ilan ettiğinde ilk tanıyan ülke Türkiye idi. Biz, protokollerin uluslararası niteliği olduğuna inanmıyoruz. Bu yönüyle bu protokoller TBMM'den geçerse Anayasa'nın 90. maddesine aykırı olur, uyarmak istiyoruz.'' -''DEMOKRATİK AÇILIM''- Cindoruk, ''Demokratik açılım'' çalışmaları çerçevesinde yapılabileceklere ilişkin önerilerini de sıraladı. AB ülkelerinde seçim barajlarının yüzde ile yüzde arasında değiştiğine dikkati çeken Cindoruk, partiler arasında seçim ittifakları yapılmasına olanak tanınmasını istedi. Seçim masraflarının denetlenmesi gerektiğini ifade eden Cindoruk, memur sendikalarına toplu sözleşme ve grev hakkı verilmesinin önemine değindi. Gizli şahitliğin de kaldırılması gerektiğini savunan Cindoruk, ''Bu müessese bir iftira kurumu haline geldi. Bu durum yargıyı rahatlatmak bir yana boğar hale geldi. Demokratik açılım istiyorsan işte sana öneriler. Yeni bir siyasi anlayış ve sağduyu anayasasına ihtiyaç vardır. Öyle kapı kapı gezerek, mektuplaşarak siyaset yapmanın ülkeye bir hayrı kalmamıştır'' diye konuştu. 595831 Millilerde bir veda da Rüştü Reçber'den Millilerde bir veda da Rüştü Reçber'den Türk Milli Takımı'na yıllarca hizmet eden tecrübeli eldiven, Ermenistan maçıyla birlikte ay-yıldızlı formaya veda etti Milli Takımlar Sorumlusu Fatih Terim gibi Rüştü Reçber de dün gece Milli Takım'a veda etti. Yıllarca ay-yıldızlı formaya hizmet eden 36 yaşındaki kaleci, Ermenistan maçının son dakikasında oyuna girerek milli kariyerini noktaladı. Önceki gün yapılan basın toplantısında, "Ermenistan karşılaşması muhtemelen benim de son maçın olacak" açıklaması yapan tecrübeli eldiveni, son dakikada oyuna alarak jest yapan Terim'in maç sonrası da oyuncusunun yanına kadar giderek, verdiği hizmetlerden dolayı özel olarak teşekkür ettiği öğrenildi. 145 MAÇTA FORMA GİYDİ Milli Takım'da 49'u özel toplam 145 maçta forma giyen Rüştü'ye soyunma odasında arkadaşlarının da sarılarak teşekkür ettikleri belirtildi. 595650 TFF Başkanı Özgener: Her açıdan çok güzel bir sınav verdik Özgener, Türkiye-Ermenistan maçının ardından stat çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, futbol adına çok güzel bir gece geçirdiklerini ve keyifli bir futbol müsabakasını beraber seyrettiklerini söyledi. Bursa seyircisine çok teşekkür eden Özgener, şöyle konuştu: ''İnanılmaz güzel bir şekilde milli takımımızı desteklediler. Herkese de örnek oldular. Dolayısıyla bu maçı Bursa'da oynamanın ne kadar doğru bir seçim olduğunu hep beraber yaşadık. İki takım için de neticesinde grup sıralamasında önemli olmayan bir maçtı. Gruptaki son maçımızı galibiyetle kapadığımız için de mutluyuz. Bu maçın tabii diğer bir önemi de Fatih Terim hocamızın milli takım başındaki son maçı olmasıydı. Fatih Terim, gerek kulüp düzeyinde gerek milli takım düzeyinde Türk futboluna çok önemli hizmetlerde bulunan, Türk futbolunda çok önemli başarılara imza atan ve dolayısıyla futbolu seven sevmeyen, tüm Türkiye'yi elde ettiği başarılarıyla çok sevindiren bir teknik direktörümüz. Türk futboluna çok şey katan teknik direktörümüz. Milli takım sürecinde çalıştığı dönemdeki tüm katkıları, bize yaşattığı tüm güzellikler içinde kendisine çok teşekkür ediyorum.'' Özgener, bir gazetecinin ''Nasıl bir sınav verdik?'' sorusu üzerine, ''Ben her açıdan çok güzel bir sınav verdiğimize inanıyorum. Bunu tüm Avrupa ve dünyanın da takdir edeceğine inanıyorum. En küçük bir olayın yaşanmadığı maç süresince hiçbir tepkinin görülmediği ve en önemlisi milli takımın 90 dakika desteklendiği bir maçı yaşadık. Ondan dolayı ben keyifliyim, keyifli ayrılıyorum.'' yanıtını verdi. 596829 Derbi biletleri satışa çıkmadan tükendi Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu'nda yapılacak karşılaşmanın, 28 Eylül'de Fenerbahçe kongre üyeleri ve taraftar kart sahiplerine yönelik satışı başlayan biletleri, 19 Ekim Pazartesi günkü genel satış tarihi gelmeden bitti. Sarı-lacivertli ekibin bu sezon kendi sahasında yaptığı lig maçlarında tribünleri doldurmayan taraftarlar, derbi mücadelesine önceki yıllarda olduğu gibi büyük ilgi gösterdi. Fenerbahçe Kulübü, 28 Eylül Pazartesi günü internet sitesinden yaptığı duyuruda, biletlerin, 28 Eylül-18 Ekim tarihleri arasında kongre üyeleri ve taraftar kart sahipleri için, 19 Ekim Pazartesi günü itibarıyla da genel satışa çıkacağını bildirmişti. 595852 Türkiye, Heron'lar için İsrail'e gecikme cezası kesecek Savunma Sanayii Müsteşarlığı yetkilileri, teslimatın kasım ya da aralık ayında gerçekleşeceği bilgisini verirken, İsrail Radyosu, Heron teslimatının bir kez daha ertelendiğini duyurdu. Zaman'a konuşan İsrail Büyükelçilik sözcüsü Amit Zarouk ise İsrail radyosu'nun haberinin Türk medyasında çıkan haberlerden alıntı olduğunu, Heron teslimatıyla ilgili herhangi yeni bir karar alınmadığını açıkladı. Öte yandan, Türkiye'nin gecikmeden dolayı İsrail'e yüklü bir ceza keseceği belirtiliyor. İsrail'in cezayı kabul etmemesi durumunda ise, iki ülke uluslararası Tahkim Mahkemesi'nin yolunu tutacak. İki ülke arasında krize sebep olan Anadolu Kartalı Tatbikatı'nın uluslararası bölümünün iptalinin Heron'ların geciken teslimatıyla ilgili olduğu ifade edilmişti. 596899 Elazığ'daki patlamayla ilgili davaya devam 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Teğmen Tümer ile şehit Piyade Onbaşı İbrahim Öztürk'ün babası müdahil Hacı Öztürk, izleyici olarak da Piyade Er Mesut Bulut'un babası Sinan, annesi Mevlüde ve amcası Bedir Bulut hazır bulundu. Duruşmada, müdahil ve sanık tarafı olay yerinde keşif yapılmasını istedi. Talep mahkeme tarafından kabul edildi. Mahkemede, sanık Teğmen Tümer'in talebi üzerine görevli tim kolunda daha önce görev yapan Uzman Çavuş Zeydan Arabacı tanık olarak dinlendi. Arabacı, şehit asker İbrahim Öztürk'ün acemi birliğinden sonra geldiği usta birliğinde devamlı birlikte olduklarını ve birlikte görev yaptıklarını söyledi. Öztürk'ün usta birliğine geldiğinde kendisine mekanik nişancılık ve el bombası eğitimleri verildiğini ifade eden Arabacı, "Gerçekten disiplinsiz bir askerdi. Hakaret konusu yoktu ama 18 askerin içinde emir verdiğinde alternatif üretip, diğer personele örnek oluyordu. Giyimi bile bir askere yakışmayacak şekilde oluyordu" dedi. Arabacı, "Öztürk'ün bu durumuna karşı ne yaptıklarına?" dair mahkemenin sorusuna "İkaz ettik. Ona, bir hatanın hepimize mal olacağını anlattık. Ama gözümüzün önünde arkadaşları ile tartışıyor, dalaşıyordu. Uyarı ve ikazlarla tedbir aldık. Herhangi bir ceza vermedik" dedi. Arabacı, müdahil avukat Özgür Murat Büyük'ün "Disiplinsiz diyorsunuz, disiplin cezası aldığını biliyor musunuz?" sorusuna ise şunları söyledi: "Biz askerlerin tezkerelerini alıncaya kadar ceza almamalarını isteriz. Yoksa 20 asker var hepsine tutanak tutalım mahkemeye verelim. Bu tür davranışlar pek gösterilmez. Hataları ikaz ile cezalandırıyoruz. Burada Öztürk'ün babası var. Kusura bakmasın başı sağ olsun. Belki kendisinden başka ben uğraşmışımdır. Ben koluna girip banyoya götürürdüm, getirir yatağına yatırırdım." "Öztürk yargılanıyor" iddiası Bu sırada Özgür Murat Büyük, mahkemenin sanık Tümer yerine Öztürk'ü yargılamaya başladığı izlenimi edindiğini belirterek, bu durumun kendisini rahatsız ettiğini söyledi. Büyük, "Aylar öncesinde disiplin veya disiplinsizlik konusunda Öztürk'ün yargılanmaya başlanması, bugünkü suç için önemli değil. Önemli olan bu olayla ilgili sanığın davranışıdır. Bu vicdanımı rahatsız ediyor" diye konuştu. Büyük'ün bu konuşmasına karşılık sanık avukatı Behiç Cantürk, mahkemenin bir ihtisas mahkemesi olduğunu, sadece bir sonuç yargılamadığını, nedenselliği takip etmek zorunda olduğunu söyledi. Arabacı, Avukat Cantürk'ün "İç güvenlik harekatı sürdüren bir birlik ile normal kışla içinde görevini sürdüren bir birlikte yapılan hareketlerin sonuçları itibariyle arada fark var mıdır?" sorusuna ise "İç güvenlik harekatında daha büyük boyutlara ulaşır" diye cevap verdi. Arabacı, "Öztürk'ün malzeme unutma gibi hataları var mıydı?" sorusuna ise "Hataları çoktu. Gece görüşü, telsizi unuturdu. Göreve giderdik bir daha unutulan malzeme için geri dönerdik. Sıkça unuturdu" dedi. "Disiplinsizdi" Duruşmada daha sonra time el bombalarını veren piyade Çavuş Mustafa Sezer dinlendi. Sezer, time normalde kişiye el bombası verilirken, gün Öztürk ile birlikte toplamda kişiye daha el bombası verildiğini belirterek, "Herhangi bir itirazda bulunmadı" diye cevap verdi. Öztürk'ün babası Hacı Öztürk bu sırada söz alarak "Burada hep İbrahim'den söz ediliyor. Suçu İbrahim işlemiş oluyor. Peki diğer tane şehide ne oldu? Bunlar hiç gündeme gelmeyecek mi? Bu beni rahatsız ediyor" diye konuştu. Sezer, Askeri Savcının "Öztürk'ün bariz şekilde disiplinsizliği var mıydı?" sorusuna "Disiplinsiz biriydi" dedi. Sanık Tümer'in "Öztürk'ün daha önce yaptığı hatalardan kolun ceza alıp almadığının, bu nedenle verilip verilmediğinin sorulması isteği üzerine Sezer, bu tür olayların yaşandığını kaydetti. Sezer, sanık avukatı Cantürk'ün sorusu üzerine de el bombaları verilirken nerede tutulması gerektiği hakkında sanık Tümer'in kendilerini bilgilendirdiğini bildirdi. Timde görevli asker İsmail Turunç da Öztürk'e olay alanında elindeki bombanın sebebini sorduğunda Teğmen Tümer tarafından uyuması nedeniyle verildiğini söylediğini belirterek, "İlk defa nöbette uyuyan birisi, hücum yeleksiz dolaşan birisi değildi. Daha önce de yapıyorduk ama ana kadar böyle bir ceza olmamıştı. Uyarılar alıyordu. Dönüp alıyorduk" diye konuştu. Olay yeri inceleme raporu Duruşmada daha sonra dinlenen olay yerini inceleyen tim komutanı Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Hüseyin Bülbül, patlamanın meydana geldiği mevzide küçük bir patlama çukuru ve etrafta el bombası parçaları olmasından hareketle patlamaya el bombasının neden olduğunu tespit ettiklerini söyledi. Bülbül, bombanın tapa parçasındaki seri numarasından menşeli 26 tipi savunma tipi el bombası olduğunu belirlediklerini kaydetti. Bu arada mahkeme heyetindeki subayın bilgilendirmesi üzerine mahkeme hakimi, Bülbül'e patlamanın yeri hakkında düşüncelerini sordu. Bülbül, "Yere düşerek patlamış" cevabını verdi. Bülbül, ancak Öztürk'ün patlama anında ayakta veya oturma hali hakkında bir şey söyleyemeyeceğini belirtti. Mahkeme, Bülbül'ü dinlemesinin ardından duruşmaya dakika ara verdi. Müdahil olma talebi Ara sırasında, şehit asker Mesut Bulut'un annesi Mevlüde Bulut'a ağlaması üzerine mahkeme bahçesinde ambulansta sağlık kontrolü yapıldı. Aranın sona ermesinin ardından Bulut'un amcası Bedir ve babası Sinan Bulut mahkeme heyetine müdahil olma talebinde bulundu. Mahkeme, duruşmada zamanın iyi değerlendirilmesi için beyanlara karşı yazılı olarak sorularını sorabileceklerini belirterek, bu talebi kabul etti. İdari tathikat heyeti Duruşmada olayın idari tahkikatını yapan Piyade Albay Fikret Öcal dinlendi. Mahkeme hakimi, heyet raporunun delil olmadığını, sadece olayın idari yönden bir değerlendirmesi olduğu konusunda tarafları uyardı. Öcal, incelemeleri sonucunda Teğmen Tümer'in Emniyet ve Kaza Önleme Talimatlarına uygunsuz davranış gösterdiğini ve tecrübesiz olduğu kanaatine vardıklarını söyledi. Unsur komutanları astsubay ile uzman çavuşun da Teğmen Tümer'in uygun olmayan emrine karşılık müdahalede bulunabileceklerine rağmen bu yönde davranmadıklarını, müdahale etmeyip izlemekle yetinmeleri nedeniyle hafif kusurlu olarak değerlendirdiklerini ifade eden Öcal, Öztürk'ün de komutanının mevzide otur demesine karşılık mevziler arasında dolaşmasının kendilerine mantıklı gelmediğini, Öztürk'ün bir "Cesaret" gösterisi davranışı içinde mevzileri gezdiğine kanaat getirdiklerini belirterek, olayın meydana gelmesinde önemli rol aldığı sonucuna vardıklarını bildirdi. Öcal, müdahil avukat Büyük'ün sorusu üzerine kol komutanının nöbette uyuyan personeline, telsiz aracılığıyla bölük komutanına bildirerek, ceza verdirme yetkisi olduğunu belirtti. Öcal, "Öztürk'ün dosyasında bir ceza aldığına dair bilgiye ulaşmadık. Ama maksatlı disiplin cezası verilebilir. Öztürk'ün iyi bir asker olmasına karşılık disiplinsiz ve şımarık bir yapıda olduğu kanaatine vardık" dedi. Avukat Büyük, bu arada Öztürk'ün şahsi dosyasının temin edilmesini istedi. Mahkeme, bu talebi kabul etti. Fırsat eğitimi Sanık avukatı Behiç Cantürk söz alarak idari tahkikat heyeti raporunda "Fırsat Eğitimi" kavramının yer almadığını söyledi. Cantürk, şunları söyledi: "Kara Kuvvetleri Yönergesinin (KKY) 164-1 maddesinde Fırsat Eğitimi var. Normal bir nöbet ile pusu görevi aynı mıdır? Askeri Ceza Kanunu'nun 10. maddesinde "Silahlı eşkiya düşmandır" şeklinde tanım yapılmış. Savaştığınız bir devletin askeri ile "şaki" aynı olarak değerlendirilmiş. Teğmen Tümer'in olay anında kişisel olarak bir kanuni ceza verme yetkisi yok. Nasihat. Tekdir zaten kaldırıldı. Dövemez, sövemez. Yapacağı tek bir şey kalıyor da KKY 164-1'de bahsedilen Fırsat Eğitimi." Cantürk, ayrıca İç Güvenlik Harekatı Tek Er Lider Eğitimi kapsamında "El bombası pimi çekilip tutulabilir. El Bombasının tutma süresi yok. Mevzide el bombası hazır bulundurulmalıdır" ifadelerinin bulunduğunu belirtti. Bu tür mevzuatların yayınlanarak düşmana bilgi verildiğini öne süren Cantürk, davaya bu tür konular için yayın yasağı istediklerini hatırlattı. Öcal ise mesleki tecrübeleri doğrultusunda Tümer'in bu davranışı "Eğitim ve Korkutmak" amacıyla yaptığı sonucuna vardığını belirtti. Duruşma daha sonra tarafların yaptıkları talep doğrultusunda keşif yapılması için ara verildi. Mahkeme, keşfin ardından zaman kalması halinde davaya bugün devam edilerek bilirkişilerin dinlenmesi kararı aldı. "Tehdit iddiası" Duruşmanın sona ermesinin ardından sanık avukatı Behiç Cantürk, bazı gazetecilere "Mevzuat gereği şehit olan bir askerin şehitliği sırasında kusurlar ortaya çıkarsa şehitlik beratının geri alınacağı" bilgisini verdiği sırada, gazetecilerin yanında bulunan şehit Mesut Bulut'un babası Sinan Bulut, mahkeme heyetine Avukat Cantürk'ün kendilerini tehdit ettiğini iddia etti. Bulut'un bu iddiası üzerine Cantürk, mahkeme hakimine, konunun, mevzuat hakkında gazetecilere bilgi vermekten ibaret olduğunu söyledi. Sinan Bulut bu sırada hakime "Şehitlik beratı incelenmeden mi veriliyor? sorusuna ise hakim "Şehitlik konusu idari bir kısım. Biz bu konuda danışmanlık yapamayız. Tereddütünüz varsa avukat aracılığıyla giderebilirsiniz" cevabını verdi. 595580 Özgener'den Terim'e teşekkür Ermenistan maçı sonrası açıklamalarda bulunan TFF Başkanı Mahmut Özgener, Bursa halkına teşekkür ederek, Bursa ve Türkiye olarak iyi bir sınav verdiklerini söyledi, Özgener, "İki takım için de iddia kalmamıştı ama son maçı kazandığımız için mutluyum. Fatih Terim da son maçıydı kendi hem kulüp hem de milli takım bazında Türk futboluna büyük hizmetlerde bulunmuştur. Herkese çok teşekkür ederim. Bursa ve Türkiye olarak bu gece iyi bir sınav verdiğimize inanıyorum" dedi. Maç öncesi aldığı ödülden dolayı mutlu olduğunu dile getiren Hakan Şükür ise, "Bursa halkına desteklerinden dolayı çok teşekkür ederim. Maça gelirsek iyi bir sonuç oldu. Maçla ilgili farklı beklentiler vardı, ancak bunlar boşa çıktı. Milli Takım'la ilgili hakkımda çıkan haberler birer dedikodu. Milli Takım için böyle bir teklif almadım ama anılmak bile gurur verici. Kendi açımdan baktığımda milli takıma antrenör olarak kendimi hazır hissetmiyorum. Ama farklı bir görev verilirse seve seve yaparım. Bu akıştırmalar benim için gurur verici" diye konuştu. Öte yandan maç sonunda futbolcular konuşmazken taraftarlarla hatıra fotoğrafı çektirdiler 596230 Barzani: ''Türkiye ile kış sona erdi'' Kuzey Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, "Türkiye ile kış sona erdi. Şimdi bahar havası geliyor" dedi. Barzani, CNN TÜRK'te yayınlanan 'Tecrübe Konuşuyor' programında Hasan Cemal ve Cengiz Çandar'a konuştu. Mesud Barzani, "Silahlı ortama son vermeliyiz" dedi. (CNN TÜRK) -- Mesud Barzani, hükümetin Kürt açılımını kesin ve kararlı bir dille desteklediğini söyledi. Barzani, açılımın bölgesel barış ve istikrara katkısının büyük olacağını vurguladı, barışçı bir çözüm için her türlü desteği vereceklerini sözlerine ekledi. Barzani, Ankara'yı ziyaret etmek istediğini de belirtti. Mesud Barzani, 'yla ilgili değerlendirmelerinde, "'nın da dağdan inmesi ve silah bırakması lazım. Ancak ilişkilerimizin 'nın dağdan indirilmesine bağlanmasını doğru bulmuyoruz. 'nın politikalarından biz sorumlu değiliz" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Erbil'de konsolosluk açılabileceğini belirtmişti. Barzani de Türkiye'nin konsolosluk açmasını beklediklerini söyledi. 596093 Bu da benim Timuçin Esen ilanım! Çağdaş Ertuna Son durumBu da benim Timuçin Esen ilanım! ‘Sabahlara kadar gezilir mi sokaklarda, gezerseniz böyle olur işte!’ Yer İlkyardım’ın Acil’i. Söyleyen bir doktor. Haddi bildirilen ise Yıldırım Türker’in yazısından öğrendik Timuçin Esen’in olay gecesi yaşadıklarını. Olay giderek daha da vahimleşiyor. Bu nasıl bir zihniyet böyle? Gece geç saatlere kadar gezerseniz, üstüne bir de içerseniz başınıza her şey gelebilir. Siz daha magazincilerden anlayış bekleyin. Onlara gelene kadar ne polis, ne üstüne düşeni yapıyor. Bırakın anlayışı manlayışı. Herkeste bir haddini aşıp karşısındakine had bildirme durumu. Koskoca adam ister gezer, ister içer, kime ne? Şimdi bir de ‘Eski sevgilisini yeni sevgilisiyle gördü. yüzden asabiydi’ haberleri çıktı başımıza. Gördüyse gördü. Asabiyse asabi. Ama sırf bu yüzden elleri kelepçelenmeli mi? Her asabi insanı tutuklamaya kalksalar, trafiğinde kimsecikler kalmaz. Üstelik polislerin ve doktorların karşısında Timuçin Esen gibi ünlü bir isim var. Bir de sıradan vatandaş olsaydı... Düşünmek bile istemiyorum.    Protestolar devam ediyor Timuçin Esen’e tanıdığı tanımadığı herkesten destek yağıyor. Ailesi ilan vermiş. ‘Ailemizin gururu, adam gibi adam, sanatçı Timuçin Esen’in maruz kaldığı çirkin tahrik ve yakışıksız muameleleri şiddetle kınıyoruz’ diye. Haklılar, ama bunu kör gözün parmağına bir ilanla duyurmaya gerek var mıydı? Evet, belki de bu durumda vardı.   Arkadaşları Binnur Kaya, Murat Taşkent ve Tolga Çebi de bir ilan vererek olayı kınamış. ‘‘İşini yapan magazin gazetecileri’ ve ‘Can güvenliğimizi emanet ettiğimiz polislerin birkaçı’ tarafından Timuçin Esen’e uygulanan haksız ve yanlış, insan haklarını çiğneyen davranışları utanç içinde seyrettik. Bu çirkin ve telafisi olmayan olayı tüm gücümüzle ediyoruz.’ Ben de utanç içinde seyrettim hem Timuçin Esen’in hem de ’in başına gelenleri. Eminim siz de öyle izlediniz. Hepimizin biraz suçu var. Çünkü kabul etsek de etmesek de magazine bayılıyoruz. Ama şunu da unutmamak lazım, magazin seviyoruz diye sevdiğimiz ünlülerin böyle durumlara düşürülmesini istemiyoruz. Bunu anlayamayanları da protesto ediyoruz! İzlemeli mi, izlememeli mi? Dün ‘The September Issue’yu izledim. dergisinin eylül sayısının hazırlanışıyla ilgili bir belgesel. Prada Giyer’ filmiyle herkesin tanıdığı efsane editor ’ın bu kez kendisini izliyorsunuz. Anna Wintour’ın işi konusunda ne kadar mükemmeliyetçi ve takıntılı olduğu belgesel boyunca hep ortada. Wintour çok zeki. Ayrıca hızlı karar verme yeteneğine de sahip. Belgeselde son derece kontrollü bir yönetici var karşımızda. Kameraların farkında olduğu her halinden belli.  Roller karışmış! Başrolde Anna Wintour’ın olmasını beklerken Grace Coddington’ı görüyorsunuz. Coddington, Vogue’un kreatif direktörü. Aynı zamanda dergide Anna Wintour’dan sonraki ikinci isim. Modellikten geldiği, sonradan büyük bir trafik kazasından çok zor kurtulduğu, kaza sonrası yüzünün plastik cerrahi ile yeniden yapıldığı gibi hayatıyla ilgili önemli bilgiler ediniyorsunuz.  Anna Wintour hakkında ise eğer onu daha önceden biraz takip ettiyseniz yeni öğreneceğiniz bir şey yok belgeselde. 90 dakika boyunca bilmediğiniz hiçbir şey çıkmıyor Anna Wintour’la ilgili. Elde bu kadar renkli ve bol malzeme varken nasıl bu kadar sıradan bir belgesel yapılmış, anlamak mümkün değil. Belgesel olarak kimseye önermiyorum. Ama Anna Wintour neler giymiş diye merak ediyorsanız ya da Vera Wang’den Jean-Paul Gaultier’ye moda dünyasının önemli isimlerini görmek istiyorsanız izleyin. 596976 Sevenleri Dağlarca'yı unutmadı GALERİ Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı yaşarken öğrencileriyle bir araya getiren ve şairin bağışladığı kişisel eşyalarıyla ''Dağlarca Burada'' odası oluşturan Bilfen Çamlıca İlköğretim Okulu'nda ölümünün birinci yılında ünlü şair için anma töreni düzenledi. Törende, Dağlarca sevdiği şarkılar ve şiirleriyle anılırken, özel eşyalarının bulunduğu ''Dağlarca Burada'' odasına çiçekler bırakıldı. Türk edebiyatının en önemli şairlerinden Fazıl Hüsnü Dağlarca, çalışma masası, kalemleri, pikabı, fotoğrafları ve imzalı kitaplarından oluşan özel eşyalarını Bilfen Okullarına bağışlamıştı. Bu eşyalar, Çamlıca İlköğretim Okulu'nda, ismini kendisinin verdiği ''Dağlarca Burada'' isimli odada saklanıyor. Bilfen Okullarından yapılan açıklamada, Dağlarca'nın vefatından kısa bir süre önce açıkladığı vasiyetinde kitaplarının satışlarından elde edilecek gelirden de Bilfen'de burslu olarak öğrenim gören çocukların yararlanmasını istediği bildirildi. DAĞLARCA'NIN ''BAĞIMSIZLIK SAVAŞI'' SERİSİ OKURLA BULUŞTU Türk şiirinin güçlü kalemlerinden Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın Kurtuluş Savaşı'nın öyküsünü anlattığı kitaplık ''Bağımsızlık Savaşı'' serisi okurla buluştu. Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan ve kronolojik sıra izleyen kitaplar, Doğan Kardeş dizisindeki yerini aldı. Samsun'da başlayan ve İzmir'de sona eren destansı öykünün anlatıldığı serinin ''Samsun'dan Ankara'ya'' adını taşıyan ilk kitabında ''umutsuz ülkenin birey birey toplanmasını, bir gövde oluşturmasını'' yansıtan Dağlarca, ''İnönüler'' adlı ikinci kitabında ''iyice belirgin hale gelen ulusal gücün kendi kişiliğine varmasını'' kaleme aldı. Şair ''Sakarya Kıyıları'' adlı üçüncü kitabında ''Meclis'in Sivas'a taşınmasının bile düşünüldüğü kara günleri'', ''30 Ağustos'' adlı dördüncü kitabında ''düşmana öldürücü darbenin vurulduğu ve ordulara İzmir yolunun açıldığı tarihi'' anlattı. Dağlarca, ''İzmir Yolları''nda adını taşıyan serinin son kitabını ''yabancı çizmeler altında ezilen bir ulusun neler yitirdiğinin hep anımsanması ve bundan bir ders alınması için'' yazdı. 597145 Tangojean yaşında Türkiye'nin ilk ve tek tango kulübü olan Tangojean, 17 Ekim'de 7'inci yaşını OkOtango Quartet'in canlı performansıyla kutluyor. Ekim 2002’de Cihangir’deki atölyede temelleri atılan Tangojean, Nisan 2004’te İstiklal Caddesi’ndeki yeni yerine taşındı. Herkesin tango yapabileceği gerçeğinden yola çıkan İrfan Yüksel, bu dansın kalıplara sıkışmasını önlemek, tangoyu çoğaltmak için farklı bir eğitim sistemi ortaya koydu. Tango için özel olarak hazırlanmış zemini, ses sistemi, zengin müzik arşiviyle fark yaratan Tangojean, bir yenilik daha getirerek restoran ve bar katıyla da hizmet vermeye başladı. Böylelikle, Türkiye’de ilk defa milongalar, işi sadece tango olan bir mekanda hayat buldu. Tangojean sayesinde, tangoseverler haftanın yedi günü keyifle dans edebilecekleri bir mekana sahip oldular. Ayrıntılı bilgi&rezervasyon için,  Tangojean Club & Atolye 212 245 55 54 532 293 39 20 595877 Teşvikiye katilinden kopya cinayet katilinden kopya cinayet Eyüp Gökhan’ın Esra Karsel’le bir ay önce tanıştığı iddia edildi. ’de arabasında bulunan Esra Karsel’i öldürdüğünü itiraf eden Eyüp Gökhan, eski sevgilisini de benzer şekilde katletmiş... ’de otomobilinin arka koltuğunda telle boğularak öldürülmüş halde bulunan Esra Karsel’in (39) katil zanlısı, yaklaşık bir ay önce tanıştığı Eyüp Gökhan (29) çıktı. Gökhan’ın, yıl önce hemşire sevgilisini atkıyla boğduğu için tutulduğu cezaevinden 1.5 yıl önce firar ettiği ortaya çıktı. Hapishaneden kaçmış! Olayı aydınlatmaya çalışan ekipler, ’da son 10 yılda benzer şekilde gerçekleşen cinayetleri inceledi. 2003’te ’da öldürülen İlknur Değirmenci cinayeti polisin dikkatini çekti. Birlikte yaşadığı Değirmenci’yi atkıyla boğduktan sonra polise teslim olan Eyüp Gökhan’ın geçen ağustosta, Yarı Açık ’nden izinli çıktıktan sonra firar ettiği belirlendi. Üsküdar’da bulunan Gökhan, önceki gece gözaltına alındı. Gökhan’ın üzerinden Karsel’in ölüm haberlerinin yazılı olduğu gazete kupürleri ile “Okan” adına düzenlenmiş sahte bir çıktı. Yakalandığında “Zaten teslim olacaktım” diyen Gökhan, Karsel’i öldürdüğünü itiraf etti.  Gökhan, polisteki ifadesinde şu iddialarda bulundu: “Olay gecesi Karsel’in kendisini evinden aldığını söyleyen Gökhan, “Bir otoparka gidip, aracın arka koltuğunda birlikte olduk. Daha sonra konuştuk. Eski sevgililerinden bahsediyordu.  ‘Aralarında en iyisi sensin’ dedi. Onu kıskandım. Birçok erkeğin ismi geçince kendimi kaybettim. sırada aracın içinde bulup oynadığım bir telle onu boğdum” diye ifade verdi.  Cinayetin ardından otomobili ’nda park ederek kaçtığını belirten Gökhan, “Esra, daha önce sevgilimi kıskançlık yüzünden öldürdüğümü biliyordu” dedi. Cinayetin işlendiği otoparkta yapılan incelemede Karsel’e ait bir çanta bulundu. Otoparkın sahibi Zehni Ş. gözaltına alındı. Ş. cinayetle bir ilgisinin bulunmadığını söyledi. Daha önce çeşitli suçlardan gözaltına alınan Gökhan’ın yıl hapis cezasını çekmesi için gönderildiği Çorum Yarı Açık Cezaevi’nde 4.5 yıl kaldıktan sonra firar ettiği öğrenildi. Esra Karsel’in katil zanlısı Eyüp Gökhan, çıkarıldığı Adliyesi’nde tutuklanarak cezaevine gönderildi. 596086 Egemen Bağış’la kadınlar ve siyaset üzerine... Meral Tamer Egemen Bağış’la kadınlar ve siyaset üzerine... Bağış: “Biz, kadın aday bulmakta zorlanıyoruz; sadece biz değil, diğer partiler de zorlanıyor” Kadın Girişimciler Derneği ’in düzenlediği toplantıda Devlet Bakanı ve AB Başmüzakerecisi ’la, 2009 AB İlerleme Raporu’nun yanı sıra ’de siyasette bir türlü yer alamayan kadınları da konuştuk. Mesela ’ın yeni Başbakanı ’nun 15 kişilik kabinesinde kadın bakan var. Türkiye, günleri hiç mi göremeyecek? Bağış, “Biz kadın aday bulmakta zorlanıyoruz; sadece biz değil, diğer partiler de zorlanıyor” deyince KAGİDER üyelerinden şiddetli itirazlar geldi. Nasıl yani? Hepimiz biliyoruz ki birikimli pek çok kadın siyasete girmek istiyor; ama erkeklerin hâkimiyetindeki siyasi yapıyı kırmayı başaramıyor. Bağış’a bunu hatırlattığımızda verdiği yanıt ilginçti: Oy getirebiliyor mu? “Türkiye’de böyle bir sorunumuz olduğu kesin; orada hemfikiriz. Ama bu sorunu aşma konusunda görüş ayrılığımız var. Siz, erkeklerin kapıları açmaları gerektiğini söylüyorsunuz. Ama biz davet etmeyiz kimseyi; kotayı-motayı da düşünmeyiz. Siyasete girmek isteyen kadın, beni oy getireceğine ikna etmeli. Diğer partiler için de durum farklı değildir.” Bağış’la bu konuda anlaşamadık. Karşınızdakinin ikna olmaya niyeti yoksa siz dilinizle kuş tutsanız, onu ikna edemezsiniz. Bağış’ın bir diğer iddiası da şu: “Türk kadınının siyasette önündeki en büyük engel, birbirleri. konudaki dayanışma eksikliğini ben gözlemliyorum.” Buna kesinlikle katılmıyorum. Kadınlar arasında dayanışma eksikliği olabilir, ama siyasete girebilmelerinin önünde çok daha kalın duvarlar, büyük engeller var. Sayın Bakan, “Kadınlar, 5. kata çıkmak için, asansöre 3.- 4. kattan binmek istiyorlar; oysa zeminden binmeden olmaz” diyor. kadınlara yasaksa ne olacak? Sayın Bakan’ın bu soruya yanıtı: “O zaman da merdivenden çıksınlar!” AKP’ye davet etti KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Türktan, geçmişte partiden teklif geldiğini, ancak gidip görüştüğünde üslubunu yumuşak bulmuş olmalılar ki, kendisini Kadın Kolları’na yönlendirdiklerini anlattı. Devlet Bakanı Bağış, Türktan’ı ve ilgilenen diğer kadınları AKP’de yapmaya davet ederken, örgütün işleyişi hakkında da bilgi verdi: “Size Kadın Kolları’nı önerenler hangi partiden bilmiyorum. Kadın Kolları çok önemli, ama siyasete ilgi duyan kadınların ilk gitmesi gereken yer değil. Bizim Genel Merkez’de 12 Başkan Yardımcımız var. Her biri aynı zamanda bir birim başkanıdır; dış ilişkiler, sosyal işler, siyaset ve hukuk, ve Ar- gibi... Her ilde, İl Başkanı’nın altında da aynı sıfatları taşıyan birim başkanlıkları var. Sadece illerde değil, her ilçede, her beldede bu 12 birimin tümü var. Mahallelerde de mahalle temsilcilikleri var. Sizin istediğiniz alanda çalışma varsa, kimseye sen nereden çıktın denmez! Bizim partimizde bütün bu birimler, bütün kadınlara açıktır.” Bağış’ı dinleyince, muhalefet partilerinin bugünkü yapılarıyla AKP karşısında neden hiç şanslarının bulunmadığını bir kez daha idrak etmiş oldum. Bir sonraki seçimde AKP zayıflar diye hiç umutlanmayın! 597182 Afyonkarahisar'da çöp konteynırları yer altına indi Afyonkarahisar'da çöp konteynırları yer altına indi Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, çöp konteynırlarını yer altına aldıkları ve bu sayede Afyonu, çöp poşetlerinin oluşturduğu ve göze hoş gelmeyen kötük kokulardan ve çirkin görütülerden kurtardıkların söyledi. Çoban, yıl içerisinde bu sistemi tüm Afyonkarahisar'a kuracaklarını belirtti. AFYONKARAHİSAR (İHA) Afyonkarahisar Belediyesi, şehrin belirli bölgelerinde kullanılan çöp konteynırlarını yer altına aldı. Türkiye'nin bazı illerinde kullanılan yer altı çöp konteynır sistemine Afyonkarahisar'da geçti. Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, şehrin en işlek yerlerinden Yeşilyol Caddesi'nde yeni kurulan yer altı çöp konteynır sisteminin tanıtımı yaptı. Yer altı çöp konteynırı sayesinde, şehirde çöp poşetlerinin oluşturduğu ve göze hoş gelmeyen kötü, çirkin, etrafa saçtığı kötü kokudan kurtulacağını belirten Çoban, belediyenin, yıl içerisinde yer altı çöp konteynır sistemini bütün Afyonkarahisar genelini kuracaklarını belirtti. ÇİRKİN GÖRÜNTÜLERDEN KURTULDU Vatandaşların en çok şikayet ettiği konuların başında çöp meselesinin geldiğini dile getiren Başkan Çoban, bu problemin yer altı konteynır sistemi ile çözdüklerini ifade etti. Çoban sözlerine şöyle devam etti: “Öncelikle vatandaşımız evinde topladığı çöpü poşete koyarak buraya gelecek ve çöpünü kapaktan içeri atacak. Kapağında çok sert ve yaylı bir sistem var. Bu kapak sayesinde hayvanlar konteynırın içine giremeyecek, etrafa kötü koku saçmayacak. Hatta sinek ve sivrisinek dahi giremeyecek. Her gün çöp toplama kamyonumuz buraya geldiği zaman görevli arkadaşımız elindeki kumanda ile ilgili butona bastığı zaman çöp konteynırı yukarıya çıkacak. Konteynırı alıp kamyona boşaltacak. Sonra tekrar sistemin olduğu yere konteynırı koyacak. Butona bastıktan sonra da konteynır tekrar yerin altına inecek" diye konuştu. KAT DAHA FAZLA ÇÖP ALMIYOR Bu sistemde her konteynırın toplam bin 600 litre çöp aldığını anlatan Başkan Burhanettin Çoban, buradaki sistemin bilinen konteynırlardan kat daha büyük olduğunu belirtti. Böyle bir sistemin 80 dairenin çöpünü toplayabildiğini aktaran Çoban, “Böylece şehrimizin kötü görünümü, özellikle çöp toplama saatlerindeki çirkin görüntüsünü ve dağınıklığı gidermiş olacağız. Afyonkarahisarlılar bunu fazlasıyla hak ediyor" dedi. 595886 HABER TURU Sezer’den iki Messi savunması, ’da buz şöleni, ’yı geçemedik, Tekvandoda kötü start Sezer’den iki 23 Yaşaltı ’nda, erkekler 62 kiloda Bünyamin Sezer, altın ve gümüş madalya kazandı. ’da süren şampiyonada dün podyuma çıkan Bünyamin Sezer, koparmadaki 130 kiloluk kaldırışıyla altın madalyaya uzandı. Haltercimiz, toplamdaki 273 kiloluk derecesiyle de gümüş madalya elde etti. Tekvandoda kötü start başkenti Kopenhag’da düzenlenen Dünya Şampiyonası’nın ilk gününde mindere çıkan bayanlar 67’de Nur Tatar çeyrek finale çıkmasına rağmen elenmekten kurtulamadı. İlk turu bay geçen, ikinci turda Yunanlı, üçüncü turda ise Alman rakiplerini saf dışı bırakan Tatar çeyrek finalde dünya şampiyonu Fransız Epangue Gwladys’e 6-0 yenilerek elendi. Erkeklerde ise 80’de Serdar Yüksel ile artı 87’de Soner Pınarcık rakiplerine yenilerek şampiyonaya veda etti. ’yı geçemedik Bayan Milli Takımı, Avrupa Şampiyonası 5. Eleme Grubu’ndaki ilk maçında deplasmanda İspanya’ya 30-26 yenildi. Karşılaşmanın ilk yarısını da ev sahibi ekip 16-15 önde tamamladı. Millilerimiz, grubundaki ikinci maçınını pazar günü saat 17.00’de, ’da ile oynayacak. ’da buz şöleni Dünya Gençler Buz Pateni ’sinin 7. ayağı bugün İstanbul’da başlayacak. Silivrikapı Buz Pateni Salonu’nda gün sürecek organizasyona 33 ülkeden 97 sporcu katılacak. organizasyonda sporcuyla mücadele edecek. İstanbul ayağı ile sona erecek grand prixlerin ardından yeterli puanı toplayan sporcular, 3-6 Aralık tarihlerinde ’da düzenlenecek finallere katılma hakkı kazanacak. DİSKİ tepkili TFF 2. Lig 4. Grup’ta yer alan Büyükşehir Belediyesi DİSKİ, Süper Genç Futbol Takımları’nın, 18 yaş altı lige alınmamasına tepki gösterdi. Basın Sözcüsü Ekrem Yeşil, “Bine yakın profesyonel sporcu yetiştiren DİSKİ, ulusal bir futbol aktivitesinde devre dışı bırakıldı. Bu kararla Diyarbakır’daki gençler mağdur edilmiştir” dedi. Messi savunması Uluslararası Profesyonel Futbolcular Dernekleri Federasyonu (FIFPro) tarafından, ’nin sözleşmesi nedeniyle eleştirilen ’dan konuyla ilgili savunma geldi. Açıklamada, “Messi’nin kontratının yenilenmesi İspanya’daki ilgili çalışma kanunlarına uyum içinde yürütülmüştür” denildi. 596327 Rakının vergisi artıyor, viskinin düşüyor AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, AB ile müzakerelerde vergi faslının açılmasının ardından, Birliğe uyum kapsamında yapılacak düzenlemeler de netleşmeye başladı. İlgili faslın açılmasıyla ilgili görüşmelerde ortaya konan taahhütler çerçevesinde Türkiye, AB'nin isteği doğrultusunda alkollü içkilerde, alkol derecesine göre vergilemeye geçecek, Tütün Fonu'nu da kaldıracak. Bunun ilk adımını 14 Nisan'da yayımlanan bir Bakanlar Kurulu Kararıyla atan ve alkollü içkilerde nisbi özel tüketim vergisini (ÖTV) sıfırlayıp, maktu ÖTV'leri değiştiren Türkiye, diğer düzenlemeleri de önümüzdeki süreçte hayata geçirecek. İŞLENMİŞ TÜTÜNDE FON KALKIYOR AB'ye uyumdaki ikinci adımı da Tütün Fonu oluşturacak. Tütün ithalatında halen ton başına bin dolar olan Tütün Fonu, yıl sonundan başlanarak, aşağı çekilecek. Önce, bu yılın sonunda çıkarılacak bir kararname ile işlenmiş tütün ithalatındaki fon sıfırlanacak. Diğer tütünlerin ithalatında alınan Tütün Fonu da 2010'da bin 250 dolara düşürülecek. Fon, 2011 yılında bin 800 dolar, 2012 yılında bin 500 dolar, 2013 yılında bin 200 dolar, 2014 yılında 900 dolar, 2015 yılında 600 dolar, 2016 yılında 200 dolar, 2017 yılında 150 dolar olacak. Söz konusu rakam 2018 yılında da ise sıfıra çekilecek ve bu şekilde Tütün Fonu uygulaması sona erecek. Türkiye'de tütün ithalatından alınan Tütün Fonu geliri yılda 200 milyon dolar olarak hesaplanıyor. ALKOLLÜ İÇKİLERDE VERGİ Alkollü içkilerde ise AB'nin alkol derecesine göre vergi uygulaması kapsamında yüksek alkollü içkilerden alınan maktu ÖTV eşitlenecek. AB ile müzakereler sırasında rakıya Yunanlıların Uzo'su gibi özel muamele isteyen Türkiye, bu şekilde 2018 yılında rakı ile viskinin vergisini eşitlemiş olacak. Alkollü içkilerde, bu yılın Nisan ayında gerçekleştirilen düzenlemenin ardından 2. düzenleme 2012 yılı Nisan ayında gerçekleştirilecek. 2012 Nisan'ında rakıda bulunan litre alkolden alınan ÖTV 38 liraya yükseltilecek. Rakıdaki ÖTV, 2015 yılı Nisan ayında 39 liraya, 2018 yılı Nisan ayında ise 40 liraya çıkarılacak. Nisan ayındaki ayarlama ile vergisi 70,92 liradan 60 liraya düşürülen viskiden alınan maktu ÖTV ise 2012 yılı Nisan'ında 50 liraya, 2015 Nisan'ında 45 liraya, 2018 Nisan'ında ise 40 liraya indirilecek. Likörde de Nisan'da 57 liradan 55 liraya çekilen maktu ÖTV, 2012 yılı Nisan'ında 50, 2015 Nisan'ında 45, 2018 Nisan'ında da 40 lira olacak. Cin ve geneva gibi alkollü içkilerde geçtiğimiz Nisan ayında 41 liradan 40 liraya düşürülen maktu ÖTV'de ise herhangi bir değişiklik yapılmayacak. Böylece 2018 yılı Nisan ayında rakı, viski, cin ve likörden alınan maktu ÖTV, 40 lirada eşitlenecek. Alkol derecesi hacim itibariyle yüzde 22'nin üzerinde olan şarapların ÖTV'si de dönem içinde düşürülecek. UYUMLU AYARLAMA YAPILABİLECEK Bu arada 2018 yılı Nisan ayına kadar geçen süreçte, Türkiye'de bütçe dengeleri nedeniyle alkollü içkilerde ÖTV zammına ihtiyaç duyulursa, ürünlerde taahhüt edilen vergi marjları gözönünde bulundurularak bu tür artışlar yapılabilecek. Bu çerçevede örneğin rakıdan alınan ÖTV 38 yerine 45'e çıkarılırsa, viskide de buna orantılı bir ÖTV artışına gidilecek. Ancak 2018 yılında yüksek alkollü içkilerdeki ÖTV mutlaka eşit olacak. YÜZDE 90'I RAKI VE BİRADAN Maliye yetkililerinden edinilen bilgiye göre, alkollü içkilerdeki özel tüketim vergisinin yüzde 90'ı rakı ve biradan alınıyor. Devletin alkollü içkilerden bu yılın ayında aldığı ÖTV geliri de milyar 505 milyon lirayı aşıyor. AB'de de yüksek alkollü içkilere aynı oranda vergi uygulanıyor. AB'de alkollü içkilerde sadece Yunanistan'ın Uzo'su farklı bir statüye tabi tutuluyor. AB'den Uzo'ya ''milli içki'' statüsü alan Yunanistan'da Uzo ile diğer alkollü içkiler arasında 1'e iki dengesi bulunuyor. 595760 Halkın sesine kulak verdik Halkın sesine kulak verdik İsrail'in de katıldığı 'Anadolu Kartalı' tatkibatının uluslararası bölümünün ertelenmesine açıklık getiren Başbakan Erdoğan, “Halkım İsrail'in bu tatbikata katılmasını istemiyor. Bu sese kulak verdim” diye konuştu. HABER MERKEZİ ERHAN SEVEN /ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İsrail'in, “Anadolu Kartalı” tatbikatından çıkarılması konusunda halkın sesine kulak verdiklerini söyledi. Türk halkının vicdanına sözcülük ettiklerini belirten Erdoğan, halkın tatbikata İsrail'in katılmasını istemediğini, bu nedenle tatbikatın uluslararası bölümünü ertelediklerini ifade etti. El Arabiya televizyonu Türkiye Temsilcisi Daniel Abdulfattah'ın sorularını cevaplandıran Erdoğan, “Anadolu Kartalı” tatbikatına İsrail'in katılmamasına ilişkin soruya şu cevabı verdi: “Bu konuyu istişare ettik ve dedik ki bu tatbikat yapılsın ama İsrail olmasın dedik. Ben halkımın sesi olmalıydım. Halkım İsrail'in bu tatbikata katılmasını istemiyor. Bizim İsrail'le ticari ve askeri konularda münasebetlerimiz mevcut. Bölgede diplomatik hassasiyetler mevvut. Bu hassasiyetleri gözönüne almak istedik.” DAVOS'TA HAKLIYDIM Erdoğan, Davos'taki çıkışıyla ilgili bir soruyu cevaplandırırken de, orada hak dilinin sözcüsü olmaya ve haklıya hakkını vermeye çalıştığını bildirdi. Davos'ta kanaatlerini dile getirdiğini ifade eden Erdoğan, tutumunda haklı olduğunu ve orada söylediklerinin doğru olduğunu belirtti. BARIŞ İKLİMİ YAYILIYOR Ortadoğu'da iyi ilişkilerin geliştirilmesi için çok önemli adımların atıldığını belirten Başbakan Erdoğan, Beşşar Esad'ı örnek göstererek, Sayın Beşşar Esad, bizim talebimiz üzerine Suudi Arabistan'ı ziyaret etti ve diğer tarafı da davet etti. Biz ona, önerimizi dikkate aldığı için müteşekkiriz. Suudi Kralı da Şam'ı ziyaret etti ki, bu da olumlu bir durumdu” diye konuştu. Erdoğan, Suriye ile başlatılan vize muafiyetinin diğer bölge ülkeleri arasında da genişletmek istediklerini söyledi. Erdoğan, bir soruya karşılık, bölgede nükleer silah istemediklerini İranlı yetkililere de söylediklerini kaydetti. Erdoğan, İranlı yetkililerin de nükleer silah üretmediklerini, nükleer programlarının barışçıl amaçlı olduğunu dile getirdiklerini belirtti. Başbakan Erdoğan, nükleer silahların İsrail'de de bulunduğunu, ancak kimsenin bu ülkeden bahsetmediğini ifade etti. Azerilere Karabağ güvencesi Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan ilişkileri normalleştirme protokolünün ardından Ankara dün Azerbaycanlı milletvekillerini konuk etti. Başbakan Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Meclisinde bulunan çeşitli partilere mensup 11 milletvekili ile görüşerek Türkiye Azerbaycan ilişkilerini değerlendirdi. Erdoğan, Karabağ sorununun çözümünü önemsediklerini ve bu sorunun çözülmesi için gerekli mücadeleyi verdiklerini Azeri milletvekillerine aktardı. Görüşmeye katılan milletvekilleri de Erdoğan'ın Türk-Azeri ilişkileri konusunda verdiği olumlu mesajlar nedeniyle memnun ayrıldıklarını ifade ettiler. Ermenistan'la imzalanan protokole karşı olmadıklarını ancak bu süreçte Karabağ sorununun da çözümünün mutlaka sağlanmasını istediklerini kaydettiler. Görüşmeye katılan iktidardaki Yeni Azerbeycan Partisi milletvekillerinden Samed Seyidov, görüşmeden “çok hoş duygularla” ayrıldıklarını söyledi. Açılım için yasa çıkabilir TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin Başbakan Erdoğan'a iade ziyaretinin gündeminde açılımlar yer aldı. Erdoğan görüşmede, demokratik açılım sürecinde bazı yasaların çıkması gerekebileceğini ifade ederek, 'Bu, dayanışma içinde olması gereken bir süreç' dedi. 597158 Erdoğan Irak'ta Kerkük'ü hatırlattı Türkiye- Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin başkanlar düzeyindeki toplantısına katılmak üzere 'a giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan temaslarına başladı. Başbakanı Nuri El Maliki, Cumhurbaşkanı Yardımcıları Adil Abdülmehdi ve Tarık Haşimi ile görüşen Erdoğan, bir etnik unsura teslim edilemez" dedi. Erdoğan-Maliki görüşmesi Bağdat'ta "Yeşil Hat" olarak adlandırılan bölgedeki Başbakanlık Sarayı'ndaki görüşme basına kapalı gerçekleşti. Başbakan Erdoğan 'a hareketinden önce Ankara'da yaptığı açıklamada, "'ın kuzeyinden kaynaklanan ve ülkemizi tehdit eden terörü de Stratejik İşbirliği Konseyi kapsamında ele alacağımız önemli konu başlıklarından biri olacaktır" dedi. Erdoğan, "Terörle mücadelede etkin sonuç alınmasını sağlayacak tedbirleri uygulamaya koyduğumuz süreç çerçevesinde hükümetinin somut ve kuvvetli işbirliğini ve desteğini beklediğimizi 'taki temaslarımızda gündeme getireceğiz. Kaldı ki bu güne kadar yaptığımız çalışmalarda bu konuda merkezi hükümeti olumlu yaklaşımını sürekli ortaya koymuştur ve bunu da çok açık net göstermiştir" diye konuştu. Tezkereyi anlayışla karşıladılar Erdoğan, Maliki ile görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanı Yardımcıları Adil Abdülmehdi ve Tarık Haşimi ile de bi araya geldi. Abdülmehdi ve Haşimi, sınır ötesi operasyona izin veren tezkerenin süresinin uzatılmasını "anlayışla" karşıladıklarını ifade etti. Görüşmelerde Abdülmehdi ve Haşimi, Türkiye ile arasında vizenin kaldırılması konusunu olumlu karşıladıklarını söyledi. Görüşmelerde Başbakan Erdoğan'ın, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmadan duyulan memnuniyet dile getirildi. Abdülmehdi ve Haşimi, 'a Türkiye'den giden suyun arttırılmış olmasından dolayı "müteşekkir" olduklarını da söyledi. Terörle mücadelede işbirliğinin gündeme geldiği görüşmelerde, Abdülmehdi ve Haşimi'nin sınır ötesi operasyona izin veren tezkerenin terörle mücadeledeki önemini bildiklerini ve sürenin uzatılması konusunu "anlayışla" karşıladıklarını ifade ettikleri öğrenildi. Ayrıca 'te barışçıl bir çözümün sağlanmasına katkıda bulunacaklarını bildirdikleri de kaydedildi. Türkiye'nin, ve arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkısından dolayı da "müteşekkir" olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Yardımcıları, bu katkıların devamını beklediklerini ifade etti. Başbakan Erdoğan'ın da Erbil'de bir konsolosluk açılacağını söylediği öğrenildi. Erdoğan'dan çıkışı Başbakan Erdoğan daha sonra Ulusal Meclisi Binası'nda Ulusal Meclis Başkanı Ayad El Samarrayi tarafından kabul edildi. Başbakan Erdoğan, ilk defa bir model üstünde olduklarını belirterek, "44 mutabakat muhtırası bugün imzalanacak. sağlık, tarım, alt ve üst yapı gibi pek çok anlaşma imzalanacak. Ve bütün bunlarla birlikte şüphesiz ki 'ın kalkınması çok daha hızlanacaktır. Bütün bunların görüşüldüğü süreç anlamlı bir döneme rastladı. 'ta yapılacak seçimde aday olan partilerin, ön koalisyon çalışmaları bitmiş olacak. 16 Ocak'ta da seçimler yapılacak. Tabi biz bu genel seçimlerin için hayırlı olmasını temennisinde bulunuyoruz" dedi. Yakın bir komşusu olarak Türkiye'nin, 'a her şeyiyle her türlü desteği vermeye hazır olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, "El ele omuz omuza vereceğiz inşallah bu süreçte 'ın yeniden ayağa kalkmasını sağlayacağız. Ben bugünkü anlaşmayı aynı zamanda bunun ön adımı olarak görüyorum. konusuna değinmek istiyorum. konusundaki samimi gayretlerinizi biliyorum. Ve bir özel statüye kavuşturulmalıdır diye düşünüyorum. Ve tüm Iraklıların olmalıdır. bir etnik unsura teslim edilemez, edilmemelidir. Bir mezhebi unsura da teslim edilmemelidir. Ki aksi takdirde 'ın geneli için orası bir sıkıntı kaynağı olacaktır" diye konuştu. "Bunu kardeş bir ülkenin Başbakanı olarak hatırlatmayı kendime görev telakki ediyorum" diyen Erdoğan, "Bu seçimlerde isteriz ki etnik unsurların mezhebi unsurların birbiriyle kaynaşabildiği bir süreç ve demokratik bir ortam olsun. Zor gibi görülüyor ama bunun başarılması lazım. Etnik, mezhebi çatışmaların olmadığı bir ... 'ın toprak bütünlüğüne saygı duyulmalı, milli birliğine saygı duyulmalıdır. Bunun yanında tabi ki terör noktasında bizim de bir sıkıntımız var ve bu konuda da merkezi yönetimin bize bugün kadar vermiş olduğu desteğe ayrıca teşekkür ediyorum" diye konuştu. Demokratik açılım Konuşmasında, "demokratik açılım" konusunda atılan adımlara da değinen Erdoğan, "Bu bizim ülkemizdeki Kürt kökenli kardeşlerimize, vatandaşlarımıza yönelik attığımız bir adım değildir, birinci derecede terör soruna karşı attığımız bir adımdır. Bütün etnik unsurların sorunları var, Kürt kardeşlerimizin, Laz'ın, Arnavut'un, hepsinin sorunları var. Şimdi 'ta Arapların, Kürtlerin, Türkmenlerin, Sünnilerin, Şiilerin sorunları yok mu? Diğer grupların sorunu yok mu?" diye sordu. TSK'ya sınır ötesi harekata izin veren tezkereye de değinen Erdoğan, merkezi yönetimiyle mutabık kalarak bugüne kadar bu adımları attıklarını ifade etti. 'de, 2007 yılında terör örgütü 'nin, Türkiye'nin, 'ın düşmanıdır" diye ilan ettiklerini anımsatan Başbakan Erdoğan, "Hiçbir zaman TSK, harekatlarında bir sivil nokta vurmamıştır. Terör örgütünün yerleşkesi durumunda olan noktalara saldırıda bulunmuştur ama düşünün ki 'tan eğer benim ülkeme geçiş yapıyor da terör örgütü benim ülkemde köyleri basıyorsa buna sizin anlayış göstermemeniz lazım" dedi. Erdoğan, "'Bu tezkerenin geçmesini kınıyoruz' ifadesini doğrusu ben de kınıyorum. Teröre karşı ortak mücadele vermemiz lazım. Eğer terörün kökünü kazıyamazsak yarın terör bugün onu savunanları vurur. 'Benim teröristim iyi, seninki kötü' mantığı olmaz. Terörün dini, ırkı, vatanı da olmaz. Kaldı ki zaten sizler terörle, teröristle baş başa çok yaşadınız. Kaldı ki adeta terör örgütlerinin, teröristlerin antrenman sahasına dönmüştür. Hala da burayı tam terk etmiş değillerdir. Bunları göreceğiz, ortak tedbir alacağız, temizleyeceğiz. Siz de biz de huzur bulacağız. Biz ne 'ın ne de halkının mağduriyetine asla göz yummayız, müsaade etmeyiz" diye konuştu. Erdoğan'a kimler eşlik ediyor? Erdoğan'a, Bağdat'a düzenleyeceği günübirlik ziyarette, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi çalışmalarının eş güdümünden sorumlu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Konsey bünyesinde görevli dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu eşlik ediyor. Başbakan Erdoğan'ın heyetinde ayrıca, 30'a yakın iş adamı ve üst düzey bürokratlar yer alıyor. 596090 Önce ufukta açılım gerek Asu Maro Parçalı bulutluÖnce ufukta açılım gerek Kürt açılımıyla ilgili neler söyleniyorsa, kim hangi iddiayla açılımı destekliyor ya da köstekliyorsa, önce bir film görmelerini önereceğim. Adı “İki Dil Bir Bavul”. İki yönetmen; Orhan Eskiköy ile Özgür Doğan, bir Kürt köyüne atanan ilkokul öğretmeninin aynı dili konuşmadığı öğrencileriyle anlaşma sürecini anlatıyorlar filmde. 46. Uluslararası Film Festivali’nde yarışan “İki Dil Bir Bavul”u muazzam bir izleyici topluluğuyla izledik. Merdivenlerde bile oturacak yer yoktu ve bittiğinde alkışlar durmadı uzun müddet. Sevilesi bir film “İki Dil Bir Bavul”. Öyle bir duygusu var ki, görüntüdeki, ışıktaki, sesteki hiçbir sorun umurunda olmuyor insanın. Hatta hepsi de mükemmel olmayışlarıyla daha da hizmet ediyorlar filmin bütününe. Denizli’den Doğu’ya... Gerçekliğinden, doğallığından söz etmeyeceğim çünkü film zaten büyük ölçüde bir belgesel. Eskiköy ile Doğan Doğu’ya atanan bir yönetmen bulup ilk gününden itibaren çekmek istemişler ve neticede Emre hocayı bulmuşlar: Üniversiteden mezun olup ilk kez ülkenin doğusunu gören Denizlili Emre Aydın’ı...   Bavulunu yüklenip suyu olmayan bir eve yerleşen, okulun ilk gününde saçlarını özenle jöleleyip görevinin başına geçen, tek kelime bilmeyen çocuklara dert anlatmaya çalışan, kendini çaresiz hissettikçe de telefona sarılıp kendi dilinde anasına içini döken gencecik bir Karşısında muhtelif yaşlarda çocuklar... Onlar da analarının diliyle konuşuyorlar... Zülküf, Rojda, Vehip... Gözünün içine bakarak genç öğretmenlerine dertlerini anlatmaya çalışıyorlar, olmuyor bir türlü.  Taraf tutmuyor “Sınıfta yasak” diyor Emre hoca, “Çünkü dersleri Türkçe öğreneceksiniz. Kürtçe konuşursanız ne olur? Ben sizi anlayamam...” Onlar da onu anlayamıyor zaten... İki taraf birbirinden iyi niyetli, ikisi de birbirinden çaresiz... Zaten taraflar arasında seçim yapan bir film değil “İki Dil Bir Bavul”... Durumu olduğu gibi ortaya koyuyor, yorum filan yapmadan kenara çekiliyor. Kaldı ki gerek de kalmıyor zaten. Parmağını sallayarak bir düşünceyi dikte ettirmediğin, sloganlarla konuşmaya kalkışmadığın zaman öyle güzel anlatabiliyorsun ki bir meseleyi, binlerce etkili söyleve bedel. Onun için yineliyorum: üzerine bir söz daha etmeden önce gidin görün “İki Dil Bir Bavul”u mutlaka. İçiniz ısınacak kesinlikle ve ufkunuz açılacak muhtemelen... Festivalin ruhu var 46. ’nde ipi göğüslemeye az kaldı. Antalya’nın gözü kulağı, dışarıya açılan penceresi festivalinin ilk günlerinden birkaç izlenim aktarmak gerekirse... Vecdi Sayar önderliğindeki Aksav ekibinin üç ay gibi bir sürede geçen yılın yedide biri kadar bir bütçeyle ortaya çıkan organizasyon, 46 yıllık bir festivale gayet yakışıyor. Evet, tam da Vecdi Sayar’ın söylediği gibi, debdebede azalma var ama bu konukların rahat ettirilmesini engellemiyor. Bu yılın konsepti 60’lar olduğu için ortalık büyük bir setine benziyor zaman zaman. Her köşede dönemin çok ünlü bir yüzüne rastlamak mümkün. Ben Ekrem Bora’dan Suzan Avcı’ya, Tanju Gürsu’dan Nilüfer Aydan’a bir grup yıldızla otobüs yolculuğu yapma keyfine nail oldum. Diyebilirim ki bir okul servisini aratmıyordu neşesiyle, kahkahasıyla, şakalaşmalarıyla otobüsümüz.  Daha çok sinema Bu sene ’ın lobisi ve hemen yanındaki Extrablatt adlı kafe-, favori buluşma mekânlarından... Sanki daha çok sinema konuşuluyor akşamları.  Belki plaj partileri, sabahlara kadar süren Hillside Black maceraları olmadığından ortak konular daha çok filmlerle sınırlanıyor olabilir. Bir de magazin alanına girersek, elinden çıkan mekânlarda; Hillside Su’da ve Adam and Eve’de bolca gezildiğinden olsa gerek, ’in en çok adı geçen isimlerinden... En çok merak edilen ve şans verilen film, Zeki Demirkubuz’un galası yarın yapılacak olan “Kıskanmak”ı. İki kişi bir araya geldi mi fısıltıyla bu filmden söz etmeye başlıyor. Neyse ki jüri üyeleri yabancı konuklarla birlikte dedikodulardan uzakta, Hillside’da konaklamakta. programları da çok zengin bu yıl Altın Portakal’ın. Moğollar’dan ’ye, Göksel’den Mazlum Çimen’e, Kardeş Türküler’den Aylin Aslım’a yok yok... Festivalin ana teması “Sinema ve müzik” ne de olsa... Neticede Vecdi Sayar’ın Altın Portakal’ı sınıfı şimdiden geçmişe benziyor, konuklar festivalden gayet memnun. Aksayan yanları yok mu? Vardır mutlaka ama her şeyden önce ruhu var... 596026 'Esnaf toplumun çimentosu, harcıdır' 'Esnaf toplumun çimentosu, harcıdır' Ahilik Haftası etkinliklerinin esnaflığın gerçek yönünü ortaya koyması açısından önemli olduğunu belirten VESOB Başkanı Hüsamettin Çelik, "Esnaf toplumun çimentosu ve harcıdır." dedi. ADNAN GÜL VAN Van Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği (VESOB) Başkanı Hüsamettin Çelik, başkanlığındaki oda başkanları Van Valisi Münir Karaloğlu'nu makamında ziyaret etti. Ahilik Haftası etkinliklerine yaptığı katkıdan dolayı Van Valisi Münir Karaloğlu'na çiçek vererek teşekkür eden VESOB Başkanı Hüsamettin Çelik, Ahilik Haftası etkinliklerinin esnaflığın gerçek yönünü ortaya koyması açısından önemli olduğunu söyledi. Çelik, “Ülkemizin ve insanımızın Ahilik kültürüne ihtiyacı var. Esnaf toplumun çimentosu ve harcıdır. Esnaf varlığı ve fonksiyonu itibariyle ötekileştirici değil birleştiricidir. Esnaf aynı zamanda hem sanat öğreten hem de birlikte yaşama kültürünü öğreten bir öğreticidir” şeklinde sürdürdü. VESOB heyetini kabulü sırasında bir konuşma yapan Van Valisi Münir Karaloğlu ise, “Esnaf ne kadar sağlam olursa toplum da kadar sağlam olur. Osmanlı'da kemale eren Ahilik sisteminde esnaf ile beraber bütün toplum eğitiliyordu. Bu toprakların vatan olmasının altında yatan en önemli faktör Ahilik sistemi ile toplumun top yekûn eğitilmesidir. Ahilik kültürünün yaygınlaştırılması öz değerlerimize ve toplumumuza önemli katkı sağlar. Yapılan temsi gösteriler geçmişi ve kültürü günümüz insanına aktarması açısından önemlidir. Çünkü toplum geleneklerle kültür ile ayakta kalır. Bu nedenle tekrar özümüze dönme zamanı gelmiştir. Gelenekleri yansıtan törenlerden ve Ahilik kültüründen kendimize pay çıkarmalıyız. Gayretlerinizden dolayı tebrik ederim” dedi. 596741 Evli kadın sevdiğine kaçtı ortalık karıştı Evli kadın sevdiğine kaçtı ortalık karıştı ’in ilçesinde evli kadının, ’da sevdiği kişiye kaçtığını öğrenip kente gelen grup ile kadının kaçtığı erkeğin yakınları arasında kavga çıktı. Kavgada, olay yerinin yakınından geçen bir çocuğun da aralarında bulunduğu kişi, yaralandı. İddiaya göre, Nizip’te evli ve çocuk annesi Y.K. (35), Şanlıurfa’da oturan ve evli olan akrabası F.B’ye kaçtı. Kentte buluşan Y.K. ile F.B. daha sonra yakalanmamak için başka bir yere gitti. Eşinin kaçtığını öğrenen T.K. bazı yakınlarıyla birlikte, gece saatlerinde Şanlıurfa’ya gelerek, kadının kaçtığı F.B’nin evine baskın düzenlemek istedi. Geldikleri Sancaktar Mahallesi’ndeki evde kimseyi bulmayan T.K. ve beraberindekiler, kadının kaçtığı F.B’nin kardeşi N.B’yle karşılaşıp, konuyla ilgili tartıştı. Yakınlarının da müdahale ettiği ve silahlı kavgaya dönüşen olayda, zanlının kardeşi N.B. bıçakla yaralandı. Taraflardan Kadir K. ve Vedat B. ile sırada olay yerinin yakınından geçen yaşındaki Ahmet Ö. de pompalı tüfekle açılan ateş sonucu yaralandı. Ahmet Ö. ambulansla, diğer yaralılar ise özel araçlarla hastanelere kaldırıldı. Yaralıların durumunun iyi olduğu belirtildi. Yetkililer, Nizip’ten gelen grubun olayın ardından kaçtığını, zanlıların yakalanması için çalışma başlatıldığını kaydetti. Kavga eden kişilerin akraba olduğu ifade edildi. 597276 'Yorgun Savaşçı'yı yaktım içim rahat' Nurbanu Güney Elbir'in haberi Halit Refiğ'in ölümüyle yeniden gündeme gelen 'Yorgun Savaşçı' filmini yakan komisyonda bulunan yazar Turgut Özakman yıllar sonra içini döktü: Orada olmam büyük talihsizlikti. Engellemeye çalıştım ama olmadı. Filmin bir nüshasını saklayarak kendimi akladım.... Filmin yakılması için dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in yine dönemin Başbakanı Bülent Ulusu'ya emir vermesi ile oluşturulan komisyonun üyesinden biri olan Turgut Özakman, 'Evet filmi yakan komisyonda ben de vardım. Ama önemli olan bir nüshasının korunması ve bunun daha sonra eksiksiz olarak yayınlanmasıydı' dedi. SÖYLEDİM AMA DİNLETEMEDİM dönem Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olarak görev yapan Özakman, şunları söyledi: 'Bu işe devlet memuru olarak görevlendirildim. Ne yazık ki kuruldan önce filmin yakılma kararı verilmişti. Bunun çok ayıp olduğunu, yapılamayacağımı söylesem de bir işe yaramadı. komisyonda imzamın olması büyük bir talihsizlik. Yakılmasına gereksiz korku ve kaygıdan ortalığı telaşa veren adamlar tarafından karar verilmişti. Filmin tamamının yok edilmemesi için  kişi emek verdi. Bunlardan biri bendim. Diğeri de komisyonda bulunmayan Kerim Aydın Erdem'di. Bizim yoğun çabamızla filmin bir nüshasını korumayı başardık. Zaten Kerim Aydın Erdem daha sonra TRT Genel Müdürü oldu ve kasasından bu film çıktı. Eksiksiz olarak da yayınlandı.  Ben kendimi bununla akladım.' KENDİMİ AKLIYORUM Turgut Özakman, kurulan komisyonun zaten verilmiş bir karar üzerine toplandığını belirterek, 'Biz filmin yakılıp yakılmamasına karar verecek durumda değildik. Filmin yakılmasına gereksiz korku ve kaygıdan ortalığı telaşa veren adamlar tarafından karar verilmişti. En azından bir nüshayı sakladığım ve konuyu böyle sonuçlandırabildiğim için kendimi aklıyorum' diyerek kendini savundu. ESKİ EŞİN İSYANI Halit Refiğ'in eski eşi Nilüfer Aydan, Antalya'da yaptığı çarpıcı açıklamada 'Filmleri Halit'in evladı gibiydi. Yorgun Savaşçı'nın yakılmasından sonra hastalığın tohumları atıldı. Halit evlat acısıyla öldü. İnşallah yakanların vicdanı rahattır' dedi. dik. GENELKURMAY FIRINLARINDA YAKILDI 'YORGUN Savaşçı' Kemal Tahir'in aynı adlı romanından TRT tarafından bölümlük bir dizi olarak Halit Refiğ'e yaptırıldı. 1980 öncesi TSK'nın filmin yapılmasında çok büyük yardımı oldu. dönemde Genelkurmay Başkanı olan Kenan Evren, bu filmin askeri yardım alması için emir verdi. TRT adına filmin yapımcısı olan Ömer Serim, günleri şöyle anlattı: 'Bu filmi askerlerin gözetimi ve yardımı altında çektik. Fakat darbe olunca Kenan Evren ve arkadaşlarının yaptığı ilk işlerden biri filmin yakılmasına karar vermek oldu. Bir yıl geçtikten sonra filmin yakıldığı ortaya çıktı. Yakılmasını da sırada TRT Genel Müdürü olan Macit Akman üstlendi ve 'Ben yaktırdım' dedi. Ortalık çok karıştı. Bu film yakıldıktan yıl sonra filmin bir komisyon tarafından yakıldığı anlaşıldı. Filmin Genelkurmay Başkanlığı matbaasına götürüldüğü, oradaki fırınlarda komisyon üyelerinin denetimi altında kül edildiği öğrenildi. Filmin aslı, müzik ve dublaj bantları yakıldı. Sadece bir negatif kopyası saklandı. da negatif olduğu için asla bastırılamaz.' Filmin yakılma gerekçeleri arasında Atatürk ve Kurtuluş Savaşı karşıtı bir yapım olması, Çerkes Ethem'in kahraman olarak gösterilmesi, askerlere kötü lakap takılması gösterildi. FİLMİ YAKAN KOMİSYON Hava Albay Mehmet Yılmaz Piyade Albay Selçuk Doğu Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreter Temsilcisi Tank Albay İhsan Beriş İçişleri Bakanlığı Temsilcisi Hatice Özak Basın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Temsilcisi Adnan Yarar TRT temsilcileri Mehmet Turan Akköprülü ve Aydın Olgun Kültür ve Turizm Bakanlığı Temsilcisi Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Turgut Özakman 596968 Proje zengini İzmir Proje zengini İzmir Vali Cahit Kıraç, dünyanın bugün geldiği noktada projesiz bir yaşamdan söz etmenin mümkün olmadığını söyledi. Kıraç, turizm-çevre ve tarım başlıklı iki ayrı alanda, 32 milyon TL'lik bir kaynağı proje yapıcıların kullanımına sunacaklarının müjdesini verdi İZMİR (A.A) İzmir Valisi Cahit Kıraç, turizm-çevre ve tarım başlıklı iki ayrı alanda, 32 milyon TL'lik bir kaynağı proje yapıcıların kullanımına sunacaklarını bildirdi. 'Kalkınma İçin Mali Destek Olanakları ve Projeler' konulu konferansın açılışında konuşan Kıraç, dünyanın bugün geldiği noktada projesiz bir yaşamdan söz etmenin mümkün olmadığını belirterek, buna ayak uydurabilmek için araştırmacı ve dünyadaki gelişmeleri takip eden yapılar oluşturmak gerektiğini söyledi. Vali Kıraç, Türkiye'nin 40 yılı aşkın süredir Avrupa Birliği'ne (AB) girmek için çaba gösterdiğini dile getirerek, İzmir olarak hem bu sürece destek vermek, hem de AB fonlarından yararlanabilmek adına, 2007'de AB ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi'ni kurduklarını hatırlattı. 352 KİŞİYE PROJE EĞİTİMİ VERİLDİ Kıraç, merkezin 325 kişiye proje hazırlama konusunda eğitim verdiğini kaydetti. İzmir'in en büyük gücünün yetişmiş insan kaynağı olduğuna değinen Cahit Kıraç, İzmir Kalkınma Ajansı'nın da proje yapıcıları ve bulunduğu yeri kalkındırmak isteyenlere hibe kaynak vererek, sorunların çözümünde katalizör görevi üstlendiğini aktardı. Kıraç, bu çerçevede yapılan çalışma ve projelerden de bahsederek, 'Önümüzdeki günlerde, ki bunu bu yıl içine yetiştirmeye çalışıyoruz, turizm-çevre ve tarım başlıklı iki ayrı alanda, 32 milyon liralık bir kaynağı proje yapıcıların kullanımına sunacağız' dedi. PROJECİ, VAR OLANLA YETİNMEZ İzmir Valiliği AB ve Dış İlişkiler Koordinatörü ve Menderes Kaymakamı Ahmet Önal da 'Proje Zengini İzmir' projesi hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Hiçbir kaynak almadan AB hibe fonlarından nasıl yararlanılacağı ve proje yazımı hakkında 2007 yılında eğitim kursu verdiklerini hatırlatan Önal, 'Proje Zengini İzmir' projesinin de bunun devamı niteliğinde olduğunu anlattı. Ahmet Önal, proje kapsamında katılımcılara 4'er günlük eğitim kursu vereceklerini ifade ederek, 'Valilik olarak İzmir ve çevresinde eğitim ve gençlik konularıyla ilgili çok daha büyük projelere imza atmak istiyoruz' diye konuştu. Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan ise proje hazırlamanın İzmir'in kültürel ve sosyal dokusu için büyük önem taşıdığını ifade etti. Projecinin yaratıcı bir kimlik olduğunu, hiçbir zaman şikayet etmediğini dile getiren Barkan, "ilk eğitim, Kasımda verilecek. 'Proje Hazırlama ve Uygulama, Proje Döngüsü Yönetimi' başlıklı eğitimler, 20 Şubat 2010 tarihinde sona erecek. Eğitimlere katılım için başvurular 30 Ekimde sona erecek. 595890 Yayında devrim! Yayında devrim! güncellenme zamanı A.Ş ve KoçSistem’in geliştirdiği ‘Yeni Nesil Sayısal ’ın tanıtımı dün yapıldı  Konu hakkında bilgiler veren Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Barış Öztok ve Pazarlama Direktörü ’de FİDA Film ve ile bayilerinde bu projeye başladıklarını söylediler. ’de de ’un stadına bu sistemden kurduklarını ve yayına başladıklarını belirten Şahin, “2010’da 35 kulüple anlaşma sağlayarak statlarında bilgilerini taraftarlarına vereceğiz” dedi. 595745 Potada Efes Pilsen ile F.Bahçe karşı karşıya Potada Efes Pilsen ile F.Bahçe karşı karşıya Basketbolda 25. Erkekler Cumhurbaşkanlığı Kupası bugün sahibini buluyor. Geçen sezon Beko Baksetbol Ligi ve Teknosa Türkiye Kupası'nı alan Efes Pilsen ile kupa finalisti F.Bahçe Ülker arasındaki maç saat 19.30'da Ankara Atatürk Spor Salonu'nda oynanacak. Maç spor D-Smart 41. kanaldan naklen yayınlanacak. Efes Pilsen, kezle bu kupayı en fazla kazanan takım. Fenerbahçe Ülker'in ise kupa şampiyonluğu bulunuyor. 596971 İsrail'i çileden çıkaran TRT dizis: Ayrılık VİDEO Dizinin dün ilk bölümünün yayınlanmasının ardından, akşam saatlerinde Yedioth Ahranot gazetesinin İbranice haber sitesi Ynet, diziyle ilgili geniş bir yazı yayımlayıp, İsrail'in, dizinin yayımlanmasından doğan "travma"yı yaşadığını belirtti. Kanal televizyonu da dizinin İsrail ve Yahudi düşmanlığını tesis etmeye yönelik "provokatif bir dizi" olduğunu öne sürdü. İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın, yeni atanacak Türk Büyükelçisini en kısa samanda Dışişleri'ne çağırıp izahat isteyeceği belirtilirken, Ynet, Lieberman'ın Büyükelçiye vekalet eden Türk Büyükelçilik görevlisinin, diziyle ilgili protesto vermek için bakanlığa çağrılması talimatını verdiği ifade etti. "Türkiye'nin devlet Televizyonu TRT 1, bu hafta Gazze'deki Dökme Kurşun operasyonu sırasında geçen olayları anlatan bir diziyi yayına soktu" diyen Ynet, dizide İsrail ordusu askerlerinin, "çocukların üzerine bilinçli olarak ateş eden, Gazzeliler'i idam mangalarının önüne diken, sivillere ateş eden kana susamış askerler" olarak gösterildiğine işaret etti. Ynet, dizinin Youtube'de yayımlanan bölümünün linkini verip, resimlerine de habere ekledi. İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman ise Ynet'e "Bu, ciddi bir provokasyondur ve devlet desteğiyle yapılmıştır. Böylesine provokasyon ve nefret dolu bir dizinin düşman ülkeler arasında bile yayınlanmasının doğru olmadığını düşünüyorum." dedi. Lieberman, dizinin "İsrail ile yüzde 100 dolu diplomatik ilişkileri olan Türkiye'de yayınlanmasını da çok manidar ve üzücü" olarak nitelendirdi. KANAL 2: "İSRAİL VE YAHUDİ DÜŞMANLIĞI TESİS ETMEYE YÖNELİK" Televizyon dizisiyle ilgili eleştirel bir haber de İsrail'in önde gelen TV kanallarından Kanal 2'nin akşam haberlerinde geniş bir şekilde yer aldı. Kanal Televizyonu, TRT'nin yapmış olduğu "Ayrlık" adlı dizinin "devlet televizyonu"nda yayınlanmış olmasına dikkat çekti; en üst dereceden provokasyon malzemesi içerdiğini ve gerçeklere aykırı olduğunu ileri sürdü. Kanal 2, diziyi, "İsrail ve Yahudi düşmanlığı tesis etmeye yönelik provokasyon" olarak niteledi. Diziden parçalara da yer verilen Kanal haberinde de dizi konusunda İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'a da görüşünün sorulduğu ve Lieberman'ın, en kısa zamanda, yeni atanacak Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisinin dizi hakkında izahat vermeye davet edileceğinii belirttiği ifade edildi. Kanal 2'de de İsrail askerlerinin, "günahsız sivilleri öldüren kana susamış askerler" olarak gösterildiğinin altı çizilip, dizinin TRT'de yayımlanıyor olmasının "çok manidar" olduğu ifade edildi. Kanal 2, dizinin, "Suriye gibi karanlık ülkelerin yaptığı provokatif ve Yahudi düşmanı yayınlarına eşdeğer olduğunu" ileri sürdü. Kanal ayrıca, dizinin TRT gibi bir kurumda yayınlanıyor olmasının tek bir yolu olduğunu, bunun da "yukarıdan" gelen bir talimatla yapılmış olabileceğine vurgu yaptı. AA 2009-10-15 18:46:50 israil asla dost olamaz birakin bize insanliga dost olamazlar dunyadaki cok buyuk fitne ateslerinin yanmasinda en buyuk pay israillilerindir kominizm darvinizm gibi inancsizlik sistemlerini bunlar kurmuslardir onun icin allah kur,anda onlar surekli fitne atesini yakarlar biz ise sondururuz diyor ugradiklarini iddia etikleri soykirimin aynisini filistinlilere yapiyorlar kaldiki ugradiklari iddia edilen soykirimin birde sebeplerini incelemek gerekir acaba ne yaptilarda kin kazandilar TR B.elci atamamalidir remzi danaci 2009-10-15 18:35:53 türkiye dizi ve filmin gücünü keşfetti... yıllarca amerika ve israil kendi menfaatleri için tüm gerçekleri kendi lehine çevirdi. mesela vietnam savaşını kaybeden amerika ama halkıma sorsan hemen hepsi ABD kazandı der NEDEN? çünkü hemen tüm vietnam filmlerinde ABD iyi ve savaşı kazanan tarftır ;)))) tamer dağlar 2009-10-15 18:32:45 Dizinin tekrar yayını TRT de bugece 00:10 da yayınlanacak iyi seyirler. Ayrıca düne kadar israil tü kaka diyen kesim israile ülkeyi peş keş çekiyor diyen kesimler doğan medyaya bağlı haber sitelerinde israili savunmaya geçmişler. İki yüzlü riyakar sadece muhalefet olsun amacı güden bu insanları kınıyorum. Hükümete ve TRT yönetimine destek ve takdiklerimi artırarak sürdüreceğime And içerim Serdurus 2009-10-15 18:26:46 Her şey göründüğü gibi ise inşallah güzel şeyler oluyor ülkemde ermeni ve kürt açılımı haricinde Bülent Bozkurt 2009-10-15 18:19:14 devletler arasında dostluk değil çıkarlar önce gelir süleyman kökçen 2009-10-15 18:09:22 bakın en küçük krizde israil nasıl tehditler savuruyor, kozlarını öne sürüyor... demekki neymiş israilin dostluğu tamamen menfaatleri üzerine kuruluymuş... hemende nasıl kendi niyetlerini belli ettiler. israilin bizim dostluğumuza ihtiyacı var. tek çıkış yolu biziz. ama yazıkki yıllarca bizi korkularla ve arap düşmanlığını körükleyerek kullandılar tamer dağlar 2009-10-15 18:06:12 israilin yaptığını kınamak yerine bir diziyi kınayanları... kınıyorum... yavrularınız sıcak kucağınızda mışıl mışıl yatarken.. kucağı boş kalan insanları(anaları-babaları) düşünmelerini diliyorum... ezberleri bozun artık, silin kafanızdakileri... türkiye değil israil bize muhtaç... tamer dağlar 2009-10-15 17:39:49 vatandaş rıza diyor ki sizin yaptığınız katliyamdır inanmasan git sor hakan sas 2009-10-15 17:35:46 yıllardır uyuyan dev yeni yeni uyanıyor trt kendine bir bak ben en büyügüm de herkes seni takip etsin gücünü göster dünyaya açıl türkü cumhuriyetlerine her ülkeye enaz2 şube aç oraların tansiyonunu tut etkili ol ülkelerin gençlerini çalıştır ülkelerle ilgili porogramlar yap magazin porogramı bile yap ordaki geçleri tv ci yap türkiyeye getir egitim ver günay doganay 2009-10-15 17:25:49 İsrailin yaptıklarını anlamak için "Zehranın Gözleri"filmin seyretmek yeter barbaros türkoğlu 2009-10-15 16:43:34 bimedigin seyi yazmadan önce arastir konya da israil ucuslarina izin verilen anlasma 1996 ta imzalandi ucusada 2001 yilinda veya 2002 yilinin basinda basladilar bunu bununla neden baglastirdin anlamadim hasan ertürk anlasma imzalanirken bu iktidar mi vardi hangi iktidar vardi onu arastir baskalarinin yaptiklarini bu iktidarin üzerine atmayin Deniz Mahmut 2009-10-15 16:01:14 Gerçekten de TRT de ki köklü değişim bizleri çok mutlu ediyor.Eski trt ile mukayese edilemeyecek bir TRT var karşımızda.gerek TRT AVAZ'ı gerekse TRT TÜRK'ü büyük bir zevkle izliyorum ve tabiki trt'nin yapımlarını da takip ediyorum gerçekten de tebrik ediyorum trt genel müdürü ve bu açılımı yapan tüm çalışanları.inş YAHUDİNİN baskısına boyun eğmezler.. anti_mirza 2009-10-15 15:44:54 senin yazmış olduğun yorum tamamen başka bir yerden alıntıdır. çotanak 2009-10-15 15:43:47 lafa bak israili kötü gösteriyormuş dizi sanki israilin kötü gösterilmesine ihtiyacı var herkes nasıl bir devlet olduklarını çok iyi biliyor siviller üzerine kimyasal bombalar atan camileri havaya uçuran esir kampları kuran bir devlet şimdi bu devlete iyimi diyecez yani ali can 2009-10-15 15:38:12 önce senaris ve tüğm emeği geçenlere gerçekten helal olsun yahudinin karşı çıktığı her olumlu konuya varım kur'an ifadesi ile. mustafa bulut 2009-10-15 15:37:21 Diziyi ilk izlediğimde yabancı bir film sanmıştım..çünkü sinema kalitesinde ve askerlerin çatışmaları hollywood filmlerini aratmıyacak kadar gerçekçiydi.. Herşeyiyle kaliteli bir dizi..Biz siyaseti sevmiyoruz.. Oyda vermiyorum zaten..ama .Başbakana yahudi ajanı diyenlerde otursun bir düşünsünler..Suriyeyle ortak tatbikata İsrail alınmadı..Bu dizi zaten onların iç yüzünü yaptıkları zulmlerden bahsediyor..ve kesinlikle yukarıdan gelen bir talimat sonucu yapıldı ve yayınlanıyor..selametle.. ckby abdullah 2009-10-15 15:30:23 bir diziyle hepimizi kandırmasınlar konyada yapılmadı mı gazzeyi vuran füze rampaları. konyada egitilmedi mi israil pilotları ne one minutes kimi kandırıyorsunuz siz allah askına Hasan Ertürk 2009-10-15 15:25:10 hayirdir yav nasil boyle uzun mesaj yazabildin? Bir puf noktasi varsa bize de ogretiver.5 12 karakter yetmiyor. Masallah 158 kelime kullanmissin, ortalama harf olsa bir kelime, bu da eder en azindan 790 karakter. Cevabini bekliyoruz haber7 yorumculari olarak  Selam ve dua ile mexfi571 2009-10-15 15:11:46 izledim diziyi.gerçekleri yansıtmışlar.kurgusu görselliğiyle süper bir dizi.israilin yarası var ki gocunuyor.tekrar tebrikler trtye elinize sağlık.yalnız anlamadığım başka bır mevzu var;gerci agbnın(reytıng araştırma şirketi) guvenırlığı yıtırdığı bu sıralar izlenme raporuna baktım.kacıncı bılıyormusunuz bu dızı 74.sırada.kusura bakmayın ama ben buna yuh dıyeceğim. murat karakaya 2009-10-15 14:54:35 torpil nerden.kul hakkı yemişsin kadar uzun yazıyı nasıl yazdın.sana hakkımı helal etmiyorum. bizler iki satır.sen kırk satır çotanak 595783 Nil'den 18 milyar dolarlık iş akacak Nil'den 18 milyar dolarlık iş akacak MÜSİAD'ın Kahire'de düzenlediği 13. IBF kongresine katılan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Mısır hükümetinin 18 milyar dolarlık projeler için Türk firmalarıyla çalışmak istediğini söyledi İlgili haberler YILMAZ YILDIZ KAHİRE Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, gittiği ülkelerden boş dönmüyor. Geçtiğimiz hafta Libya'dan yılda 100 milyar doları bulacak bir yatırım dosyasıyla dönen Çağlayan, Mısır'dan da 18 milyar dolarlık projeyle geliyor. MÜSİAD'ın düzenlediği 13. IBF kongresi kapsamında Türk işadamları ve basın mensuplarıyla Nil Nehri'nde tekne turuna çıkan Çağlayan, gazetecilerin sorularını cevapladı. Mısır'ın yatırımlardan sorumlu Bakanı ile son ay içerisinde kardeşlerinden daha çok görüştüğünü ifade eden Çağlayan, “Bana Türk müteahhitlere tanıtmam için 18 milyar dolarlık 48 adet projeden oluşan dosya sundu. Mutabakat sağladık. Türk firmaları gelsin konuşalım diyorlar” dedi. KARABAĞ OLMAZSA OLMAZ Bir soru üzerine, Ermenistan'la imzalanan protokolün, Türkiye'nin dış politikada son yıldır uygulanan komşularıyla ikili ilişkilerini geliştirme sürecinin uzantısı olduğunu ifade eden Çağlayan, komşularla ticaretin hükümet olarak özellikle üzerinde yoğunlaştıkları bir alan olduğunu belirtti. Çağlayan, “Daha önce çatışma noktasına geldiğimiz ülkelerle bugün ortak sanayi bölgeleri, ortak serbest bölgeleri gibi projeleri konuşuyoruz. Suriye'yle olan ilişkilerimizi hatırlayın. Bugün karşılıklı olarak vizeyi kaldırdık. Ticaret hacmimiz her yıl ortalama yüzde 40 artıyor. yılda komşularımızla olan ihracatımız kat arttı. Ermenistan'la ilişkiler de bu sürecin uzantısı ama protokolün uygulanması Karabağ şartına bağlı” dedi. IRAK'LA ENTEGRASYON Irak'la da daha önce başlatılan yüksek düzeyli stratejik işbirliği anlaşması çerçevesinde Perşembe günü (bugün) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bakanla birlikte Irak'a gideceklerini bildiren Çağlayan, “Bu toplantımızda 40 anlaşma imzalayacağız. Bu anlaşmalar gelecekle ilgili çok önemli açılımlar sağlayacak. Biz artık Irak'la ekonomik işbirliğini konuşmuyoruz. Ekonomik entegrasyonu konuşuyoruz” diye konuştu. TOKİ'ye Mısır'da iş çıktı! Bakan Çağlayan, dosyada yer alan önemli bazı projeleri şöyle sıraladı: “500 bin konut yapımı için TOKİ'den destek bekliyorlar. Mısırlı firma, TOKİ'yle görüşme yapıyor. 1,5 milyar dolarlık Kahire çevreyolu projesi, Ekim Şehri ve 16 projeden oluşan Mısır-Kızıldeniz Yolu projesi. Ayrıca demiryolu projeleri var. parça ve milyar dolardan oluşan liman yapımı ve işletmesi işleri var. Diğer bir proje de kuzeybatı Suveyş Kanalı projesi. Özel ekonomik bölge yapmak istiyorlar. Su arıtma istasyonu kurmak istiyorlar. Ticaret merkezi ve Gebüm Gölü turizm projeleri ve İskenderiye'de tıp şehri gibi projeleri var.” On numara olabilir İslam Konferansı Teşkilatı'na üye ülkeler arasında serbest ticaretin sağlanabilmesi için bir üye ülkenin, altına imza attığı anlaşmayı meclisinden geçirmesine ihtiyaç olduğunu hatırlatan Çağlayan, şunları söyledi: “Katar 9. ülke oldu. 10. ülke olmaya Mısır çok yakın. Mısır Ticaret Bakanı dostum ile görüştüm. Meclis tatilde olduğu için sıkıntı vardı. Biz gerekirse parlamentoyu olağanüstü toplayıp bu yasayı geçirebiliriz. Ben de ilk 10'a özendirmek için ilk 10'a altın harflerle girin' diyorum. Futbol takımlarının 10 numara arayışı var ya. Onun gibi… Mısır olabilir ama Cezayir ve Fas da var.” 595894 Güiza ve Alex belirsiz Güiza ve Alex belirsiz Kaptan Alex ile Güiza’nın maçında forma giyme olasılıkları giderek azalıyor  Tedavi altında olan iki oyuncunun durumu netlik kazanmazken, Daum bu oyuncuların yerine Özer ve Semih’i hazırlıyor. Adalelerindeki sakatlık nedeniyle bir süredir çalışmalara katılamayan iki oyuncunun uzun süredir antrenmana katılmamaları nedeniyle Alman hocanın planına yöneldiği öğrenildi. 596876 Korsanlara Fidye Sigorta Şirketinden Korsanlara Fidye Sigorta Şirketinden Yeni uygulama ile, bir konteyner gemisi "adam kaçırma ve fidye" için 15 bin dolara sigortalanabiliyor. Yayına Giriş: 15.10.2009 14:39:43 Güncelleme: 15.10.2009 14:39:43 Türkiye'de "Gemi Nakliyat Sigortaları"nın kapsamı genişletildi. Yeni uygulama ile, bir konteyner gemisi "adam kaçırma ve fidye" için 15 bin dolara sigortalanabiliyor. Deniz haydutları, gemi kaçırıyor, Türk gemileri de bundan payını alıyor. Son örnek, Horizon-1 adlı kuru yük gemisi... Gemi ve mürettebatının kurtarılması için pazarlıklar ay sürdü. Bu nedenle fidye ödenmesi, Türkiye için yeni bir sigorta türünü akla getirdi. Gelişmiş ülkelerde yıllardır uygulanan sigorta uygulaması, Türk gemileri için de başladı. Büyük bir konteyner gemisi için 15 bin dolar olan prim bedeli teminata göre artabiliyor. 596771 Japonlar 'hayırlı işe' soyundu Japonlar 'hayırlı işe' soyunduİcatlarıyla dünyayı kendilerine hayran bırakan Japonlar bu sefer onlarca cep telefonunu biraraya getirdi ve hayırlı bir işe vesile oldu... Bu görüntüler adeta 'bir evlenme teklif ederse' dedirtiyor. Teknolojiyi hayatın her alanında kullanan ve yaptıkları icatlarla dünyayı kendilerine hayran bırakan Japonlar bu sefer onlarca cep telefonunu biraraya getirdi ve hayırlı bir işe vesile oldu. İşte hayranlık uyandıran görüntüler... 596235 'Ermenistan ile süreç, maçlarla başlamadı' "IRAK'A ADETA BİR DOSTLUK ÇIKARMASI GERÇEKLEŞTİRİYORUZ VE HEDEFİMİZ DE BUDUR" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Temenni ediyorum ki gerek heyetimizin teşkili gerek görüşeceğimiz dosyaların kabarıklığı bakımından Irak'a adeta bir dostluk çıkarması gerçekleştiriyoruz ve hedefimiz de budur'' dedi. Başbakan Erdoğan, Irak'a hareketi öncesi Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, bugün Türkiye ve Irak arasında 44 mutabakat muhtırasının imzalanacağını belirtti. Başbakan El Maliki ile başkanlık edeceği ortak kabine toplantısının ardından sonuçlandırılmış metinlerin de imzalanacağını belirten Erdoğan, şunları söyledi: ''Bildiğiniz gibi bölgemizde bir ilk teşkil eden yüksek düzeyli stratejik işbirliğinin temel hedefi Türkiye ile Irak arasında kapsamlı bir ekonomik bütünleşmenin, dayanışmanın tesisidir ve buna benzer adımları önce Irak'la attık ardından Suriye ile bu adımı attık daha sonra Rusya Federasyonu ile bu adımı attık ama Rusya Federasyonu ile hemen şu anda uygulamaya geçmiş bir durum söz konusu değil. Ama bunun da adımını Sayın Putin'in ziyaretinde ilk olarak gün anlaşmaları imzaladı şimdi kabul gördü. İnşallah buna benzer bir süreci Rusya Federasyonu ile aramızda işleteceğiz ve Orta Doğu'da örnek bir işbirliği mekanizması olmasını arzuladığımız Stratejik İşbirliği Konseyi'nin bir diğer modeli ile alakalı gün önce Suriye'de Dışişleri Bakanımın orada riyasetinde hayata geçirdik. 13 Ekimde bakan arkadaşlarımızın Suriyeli meslektaşları ile önce Halep'te ardından Gaziantep'te gerçekleştirdiği ayrıntılı istişareler bölgemizde kalıcı bir refah ortamının teşkili açısından tarihi önem taşımaktadır. Irak ile Suriye komşu ülkelerimiz... Sınır noktasında aramızda çok çok uzun sınırlarımızın olduğu iki ülke ve bu Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseylerinin çalışmaları ülkemizin çevresindeki barış ve istikrar kuşağının kuvvetlendirilmesini de sağlayacaktır.'' Yapılacak ortak kabine toplantısının ardından imzalanacak muhtıraların Irak ile işbirliğinin geliştirilmesi bakımından stratejik bir önem taşıdığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ulaşım, sağlık, tarım, enerji ticaret, müteahhitlik sektörü, eğitim gibi birçok alanda imzalanacak anlaşmaların detaylarının daha sonra ilgili bakanlıklar tarafından kamuoyu ile paylaşılacağını söyledi. -STRATEJİK İŞBİRLİĞİ KONSEYİ KAPSAMINDA ELE ALINACAK KONULAR- ''Irak'ın kuzeyinden kaynaklanan ve ülkemizi tehdit eden PKK terörü de Stratejik İşbirliği Konseyi kapsamında ele alacağımız önemli konu başlıklarından biri olacaktır'' diyen Erdoğan, ''Terörle mücadelede etkin sonuç alınmasını sağlayacak tedbirleri uygulamaya koyduğumuz süreç çerçevesinde Irak hükümetinin somut ve kuvvetli işbirliğini ve desteğini beklediğimizi Irak'taki temaslarımızda gündeme getireceğiz. Kaldı ki bu güne kadar yaptığımız çalışmalarda bu konuda Irak merkezi hükümeti olumlu yaklaşımını sürekli ortaya koymuştur ve bunu da çok açık net göstermiştir'' diye konuştu. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi çalışmalarından ayrı olarak kendisinin Irak Başbakanı Nuri el Maliki, Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve yardımcıları Tarık Haşimi, Adil Abdülmehdi ve Meclis Başkanı Ayad el Samarrayi ile ikili görüşmeleri olacağını bildiren Erdoğan, görüşmelerde Irak'taki son durum ve bölgedeki gelişmeleri ele alacaklarını da anlattı. -''SON YILLARIN EN ÖNEMLİ TEMASLARINDAN BİRİ OLACAĞINA İNANIYORUM''- Ocak ayında Irak'ta seçimlerin yapılacağını anımsatan Başbakan Erdoğan, yaptıkları ziyaretin bu bakımdan farklı bir anlamı olduğunu bildirdi. ''Temenni ediyorum ki gerek heyetimizin teşkili gerek görüşeceğimiz dosyaların kabarıklığı bakımından Irak'a adeta bir dostluk çıkarması gerçekleştiriyoruz ve hedefimiz de budur'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti: ''Irak'ın dirliği, beraberliği, çok daha kısa zamanda değişim dönüşümünün sağlanmasına Türkiye olarak gerek tarihten gelen gerek değerler açısından olan birlikteliğimiz noktasında da bir dayanışmanın, bir paylaşımın bu noktada sağlanmasıdır. Bu yoğunlukta bir program ve kalabalık heyetle son yılların en önemli temaslarından biri olacağına inanıyorum. Yanımızda tabii çok ciddi sayıda bir iş adamları grubunu götürüyoruz ve iş adamlarımız da yine orada muhataplarıyla ilgili oradaki bakanlarla aynı zamanda bakan arkadaşlarımızın riyasetinde toplantı yapacaklar ve temenni ederim ki sektörel anlamda da onların bazı anlaşmaları gerçekleştirmeleri büyük önem arz etmektedir.'' "TÜRKİYE GÜÇLÜ BİR ÜLKEDİR KENDİ KARARINI KENDİSİ VERİR" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Anadolu Kartalı'' tatbikatının uluslararası bölümünün ertelenmesi ile ilgili olarak ''Türkiye güçlü bir ülkedir kendi kararını kendisi verir. Birilerinin tavsiyesi veya birilerinin talimatı ile Türkiye karar vermez, karar almaz'' dedi. Erdoğan, Irak'a gerçekleştireceği ziyaret öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. Terör örgütü PKK'nın üst düzey yöneticilerinin mal varlıklarına ABD'de el konulmasına ilişkin bir soru üzerine Erdoğan şunları söyledi: ''Bunlar bizim yıllar yılı konuştuğumuz konular. Terör örgütünün en önemli gelir kaynaklarından bir tanesi uyuşturucudur. Bunun Amerika ayağının bu şekilde olduğunun Amerikan yönetimi tarafından ortaya konmuş olması önemliydi. Ama bunun Avrupa ayağı var. Avrupa ayağı çok daha farklı, çok daha güçlü. Aslında Avrupalı dostlarımıza biz bunları yıllardır söylüyoruz. 'Bakın' diyoruz 'Burada böyle bir durum var. Bu işin sermaye boyutunu uyuşturucu kaçakçılığı, insan kaçakçılığı buna benzer bir çok gayrimeşru yollar teşkil ediyor. Bunların üzerinde hassasiyetle durmanız lazım'. Hatta bir zamanlar çok ciddi paralar da yakalandı ama bu paralar maalesef farklı yöntemlerle farklı yollarla yine onlara iade edilme durumuna gidildi. Temenni ederiz ki Avrupalı dostlarımız da bu yanlışı görerek gerekli tedbirleri... Bunu dondururlar mı, farklı adımlar mı atarlar, bu adımları da bekleriz.'' -ANADOLU KARTALI TATBİKATI- Erdoğan, bir gazetecinin ''İsrail'le Türkiye arasında tatbikat gerginliği yaşanıyor. Dün de İsrail'in Türkiye'ye Neronları teslim etmeyeceği bilgisi geldi. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna da şu yanıtı verdi: ''Ben konuyla ilgili düşüncelerimi daha önce açıkladım. Dışişleri Bakanlığımız bir cevabı oldu. Fakat ben çok açık ve net bir şey söyleyeyim, her siyasi iktidarın kendi ülkesindeki kamuoyunun yaklaşımlarını halkının taleplerini göz önünde bulundurma mecburiyeti vardır. Bakın mecburiyeti vardır, diyorum. Ben halkımın taleplerini bir kenara koyamam halkımın talebi bu istikamettedir. Daha önce verilen eğitim çalışmalarıyla ilgili konuda bile bu hassasiyeti gösterdiler. Ama biz bu konuda Silahlı Kuvvetlerimizin de yaptığı açıklamalarla bu konudaki tavrımızı söyledik. Fakat tatbikat konusuyla alakalı olarak da bunun şu anda yapılamayacağını bunun İsrail dışındaki katılan ülkelerle yapılması veya ertelenmesi konusunu söyledik. Bu yaklaşım makul karşılandı ve böylece biz eğer yaparsak bunu sadece Türkiye olarak tek başımıza yaparız ama aksi bir halde de bizim için bu bir kıyamet değildir. Şunun bilinmesini isteriz, Türkiye güçlü bir ülkedir, kendi kararını kendisi verir. Birilerinin tavsiyesi veya birilerinin talimatı ile Türkiye karar vermez, karar almaz.'' Türkiye ile İsrail arasında Neronlarla ilgili ve başka konularda da birçok anlaşma bulunduğunu belirten Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bunun tabii uluslararası hukuk noktasında da bağlayıcılıkları var ama şu ana kadar bana gelmiş resmi bir bilgi yok. Sadece dün aldığım bir bilgi, İsrail radyosu böyle bir şey söyledi noktasında... Ben medya üzerinden bu tür konuları değerlendirmem ama bu konuda resmi bir bilgi bize ulaştığında bizim Dışişleri Bakanlığımız bu konuda çalışmalarını yapar, hukuk noktasında bu konudaki çalışmaları yaparız. Milli Savunma Bakanlığımız, Silahlı Kuvvetlerimiz biraraya geliriz, çalışmalarımızı yaparız. zaman da bununla ilgili gerekli açıklama yapılır.'' "BAYKAL'LA GÖRÜŞMENİN ŞEKLİ KONUSUNDA TELEFON GÖRÜŞMESİ YAPABİLİRİZ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile, yapacakları görüşmenin nasıl olması gerektiği ile ilgili bir telefon görüşmesi yapabileceğini söyledi. Erdoğan, Irak'a ziyaretinden önce yaptığı açıklamada, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile yapacağı görüşme öncesinde görüşmenin nasıl olması gerektiğine dair bir telefon görüşmesi yapmak istediğini ifade etti. Erdoğan, görüşmenin tarihinin daha sonra açıklanacağını kaydetti. 595609 Tatbikat krizine ABD'den açıklama Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Geoff Morrell, ülkesinin, "Anadolu Kartalı" tatbikatının uluslararası bölümünün ertelenmesi için geçen hafta katılımcı ülkelerle birlikte çalıştığını belirterek, "Türk hükümeti, tatbikatın senaryosunun konseptini değiştirme kararı almıştı ve bu, 'nin (tatbikata) katılımına imkan vermiyordu" dedi. Morrell, Pentagon'da düzenlediği olağan basın toplantısında, "Türkiye'nin, ve 'nin de katılacağı tatbikatı son dakikada ertelemesine Pentagon'un tepkisinin ne yönde olduğuna" dair soruyu yanıtladı. Sözcü Morrell, "Bu kararın bir tarafı olduğumuzu bilmiyorum. tatbikatın ertelenmesi için geçen hafta katılımcı ülkelerle birlikte çalıştı" diye konuştu. "'nun kilit bir müttefiki olan Türkiye ile geniş çapta askeri işbirliğine önem verdiklerini" vurgulayan Morrell, "Gelecekte daha da yakın işbirliğini teşvik etmeye her açıdan niyetliyiz. Bunun bir sonraki adımı, Türkiye ve 'nin 2010 yılı baharında ikili düzeyde yapmayı planladığı 'Anadolu Şahini' tatbikatı. Bu tatbikatın planlaması yeni başlıyor ve burada bir sorun beklemiyoruz" dedi. Morrell, "'nin üçlü tatbikatın ertelenmesine neden ilgi gösterdiği" sorusunu da şöyle yanıtladı: "Türk hükümetinin, (tatbikatın) senaryosunun konseptini değiştirme kararı vardı ve bu, 'nin katılımına imkan vermiyordu. tatbikatın katılımcı ülkeler listesinden çıkarılmıştı ve hükümeti, herhangi bir ülke için, listeden son dakikada çıkarılmanın yakışık olmadığına inanıyor" Morrell, "Türkiye'nin neden böyle bir karar aldığını açıklayıp açıklamadığının" sorulması üzerine de, "Bize bir açıklama yapmış olabilirler, ama 'in neden katılımcı listesinden çıkarıldığını Türk hükümetine sormanız lazım" ifadesini kullandı. Savunma Bakanlığı Sözcüsü, üçlü tatbikat için yeni bir tarih belirlenip belirlenmediğine dair bu aşamada bilgisinin olmadığını sözlerine ekledi. 596284 Müteahhitlerin yeni hedefi Güney Afrika ve Hindistan Eren, bu kapsamda mevcut pazarlarına ek olarak Güney Afrika ve Hindistan'ı hedef ülke olarak belirlediklerini bildirdi. TMB Başkanı Eren, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, Türk müteahhitlerinin yurt dışında oldukça başarılı işlere imza attığını belirtirken, yurt dışında Türk müteahhitlerinin işlerinden iftiharla bahsedildiğini ifade etti. 2008 yılında dünyanın en büyük 225 uluslararası müteahhidi arasında da 31 Türk şirketinin yer aldığına dikkati çeken Eren, müteahhitlerin geçen yıl 23,6 milyar dolar olmak üzere 70 ülkede toplam 130 milyar dolarlık iş aldığını kaydetti. Krizin bütün sektörleri olduğu gibi yurt dışı müteahhitlik sektörünü de etkilediğine işaret eden Eren, ''Tüm dünyada inşaat sektöründe daralma var, biz de 2009'da geçtiğimiz yıla yakın rakamı yakalarsak bunu başarı olarak sayıyoruz'' dedi. Müteahhitlik sektörünün yıllık iş hacmini 50 milyar dolara çıkartma hedefleri bulunduğunu belirten Eren, bunun için yeni pazarlar bulmanın önemini vurguladı. Mevcut pazarların bir kapasitesi olduğunu ifade eden Eren, ''Eğer iş hacmimizi katlamak, iki katına çıkarmak istiyorsak yeni pazarlar bulmamız gerekiyor'' diye konuştu. Türk müteahhitlerin yurt dışında Kuzey Afrika, Orta Doğu ülkeleri, Körfez ülkeleri, Avrupa ve Asya ülkelerinde projeler gerçekleştirdiklerini anlatan TMB Başkanı, kendilerine yine pazar hedefi olarak Güney Afrika ve Hindistan'ı belirlediklerini bildirdi. Bu ülkelerde müteahhitler olarak atılımlar yapmak istediklerini ifade eden Eren, 31 Ekim tarihinde de Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ile Güney Afrika'da temaslarda bulunacaklarını söyledi. Güney Afrika'da müteahhitlere dönük önemli yatırım imkanı olduğuna dikkati çeken Eren, Güney Afrika'nın 700 milyar dolarlık alt yapı yatırımlarına başlayacağı duyumu aldıklarını bundan da Türk müteahhitleri olarak pay almak istediklerini kaydetti. Eren, Hindistan'da da 500 milyar dolarlık alt yapı yatırım hamlesinden bahsedildiğini söyledi. -YURT DIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİNDE AKREDİTASYON ŞART- Müteahhitlerin yurt dışında ilk Libya'da 1972 yılında iş alarak dış pazarlara açıldığını anlatan Eren, kendileri için bir ''staj'' ülkesi olan Libya'dan sonra Suudi Arabistan, Körfez bölgesi ve Rusya'ya gibi ülkelere geçerek dünyanın 70 ülkesine yayılmayı başardıklarını söyledi. Müteahhitlerin yurt dışındaki başarılı işlerine rağmen, bazı başarısız firmalar nedeniyle de geçmişte sorunlar yaşadıklarını belirten Eren, şunları kaydetti: ''Geçmiş yıllarda başarısız bazı Türk firmalarla yaşanmış sorunlar bir daha yaşanmasın istiyoruz. Örneğin Libya ve Türkmenistan gibi ülkelerde bir çok müteahhit iş alınca eline uçak biletini ve çantasını alan müteahhitler (ben müteahhidim) diye iş aldı ancak işleri bitirmeyen, avansını alıp kaybolan firmalar oldu. Bu olumsuz deneyimler nedeniyle bazı ülkeler Türk bankalarının teminat mektuplarını kabul etmiyor. Bu nedenle yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde akreditasyon şart. Belli bir seviyede iş yapacak standarda gelmemiş firmaların yurt dışına çıkmasını önleyecek bir akreditasyon sistemine ihtiyaç var.'' -YURT DIŞINDA TÜRK İŞÇİSİ ÇALIŞTIRMAK DAHA PAHALI- Müteahhitlerin yurt dışındaki projelerde istedikleri kadar Türk işçisi de çalıştıramadıklarına dikkati çeken Eren, mevzuatlardan dolayı yurt dışında Türk işçisi çalıştırmanın mükerrer sosyal güvenlik yükü olduğunu, bu nedenle firmaların daha ucuza Uzak Doğu ve Asya ülkelerinden işçi istihdam ettiklerini söyledi. Bunu önlemek için gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade eden Eren, akreditasyon, sosyal güvenlik yükleri ve teminat sorunu konularında yapılacak düzenlemeler ve desteklerle müteahhitlik sektörünün önünün daha da açılacağını ve pazar payını artıracağını sözlerine ekledi. -ADINI DÜNYAYA DUYURMUŞ MÜTEAHHİTLERE PLAKET- Bu arada, yarın Ankara Swiss Otel'de yapılacak ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın katılması beklenen ödül töreniyle ''Dünyanın En Büyük 225 Uluslararası Müteahhidi'' arasında yer alan 31 Türk inşaat firmasına başarı plaketi verilecek. 596510 BJK'de sıcak gelişme Beşiktaş Kulübü'nün 2010 yılı Ocak ayında yapılacak olağan seçimli genel kurulu öncesi eski yöneticilerden Murat Aksu, BJK Plaza'daki Divan Kurulu Lokali'nde düzenlediği basın toplantısında, başkan adaylığını resmen duyurdu. Beşiktaş'ın kötü yönetildiğini savunarak, mevcut başkan Yıldırım Demirören'i eleştiren Murat Aksu, ''Yapılan idari ve mali yanlışların hesabını sormak, özkaynağa dönmek, Beşiktaş'ın tahrip edilen değerlerini onarmak, unutulan geleneklerini hatırlatmak, güven ortamını kurmak, sözde değil, özde birliği sağlamak, 106 yıllık birikimimizi ve gücümüzü çağdaş bir yönetim anlayışıyla bütünleştirmek, yeni vizyonlar ve projeler ortaya koymak, yeni tesisler, araziler kazandırmak, yeni sportif başarılar kazanmak ve Beşiktaş'ı hak ettiği yere getirmek için Ocak 2010 kongresinde Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanlığı'na adayım'' dedi. 596402 16 yaşındaki kız zehir tacirlerinden kurtarıldı Alınan bilgiye göre, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Narkotik Büro Amirliği ekipleri, Yeşildere Mahallesi'ndeki bir evde uyuşturucu ticareti yapıldığı ihbarı üzerine teknik takip başlattı. Takip sırasında evde 16 yaşındaki bir kızın zorla tutulduğunu belirleyen polis, eve baskın düzenledi. Baskında, uyuşturucu ticareti yaptıkları ileri sürülen R.G, A.R, A.D, A.R, H.H. gözaltına alındı. R.G. tarafından yaklaşık iki ay önce kaçırıldığı ve evde zorla tutulduğu öne sürülen 16 yaşındaki E.K. kurtarıldı. Evde tecavüze uğradığı iddia edilen kız, Antalya Çocuk Şube Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Evde ve şüphelilerin üzerinde yapılan aramalarda ise toplam 60 grama yakın 84 paket eroin ele geçirildi. 596870 Üniversite sınav tarihleri belirlendi YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında gerçekleştirilen YÖK Genel Kurulu toplantısında, gelecek yıl üniversite sınavlarının hangi tarihlerde yapılacağı konusu ele alındı. Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, üniversiteye giriş sınavlarının birinci aşaması olan Yükseköğretim Geçiş Sınavı'nın (YGS) 11 Nisan 2010'da, ikinci aşaması olan Lisans Yerleştirme Sınavlarının (LYS) ise iki hafta sonuna yayılarak 19-20 Haziran ile 26-27 Haziran 2010 tarihlerinde yapılmasının kararlaştırdırıldığı belirtildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Bilindiği gibi YÖK'ün üniversiteye giriş sistemine yönelik çalışmaları ve karar alma süreci çeşitli aşamalar içermekte ve teknik araştırma çalışma ve görüş alış verişine dayanmaktadır. Bir yılı aşkın bu süreçte konuyla ilgili tüm teknik kuruluşların görüşü istenmiştir. Sisteme ilişkin ana hatlar YÖK Genel Kurulu'nda kabul edildikten sonra bu sefer üniversitelere puan türleri ile ilgili tekrar görüş sorulmuş ve bu görüşler bir komisyon marifeti ile değerlendirilmiş ve ÖSYM'nin uzmanlığına dayalı tecrübesi ile yaptığı önerilerin katkısıyla yürütülerek sonuçlandırılmıştır. Bugünkü alınan kararda da aynı yaklaşım takip edilmiş, konunun doğrudan ilgili tarafı olan öğrencilerin eğilimleri ve görüşleri dikkate alınarak 113 bini aşkın öğrencinin görüş bildirdiği MEB tarafından yapılan anket sonuçları göz önünde bulundurulmuştur.'' 595838 Veda busesi Veda busesi Dünya Kupası elemelerine Erivan'daki 2-0'lık Ermenistan galibiyeti ile başlamıştık. Ancak Güney Afrika yolculuğu bizim için başlamadan bitti. Grupta ilk ikiye giremesek de, son maçta Ermenistan'ı yine 2-0 yendik ve Terim'i galibiyetle uğurladık Maç Ermenistan'la olunca gece ayrı bir renk kazanmıştı. Ama spor medyası olarak "Böyle mi olmalıydı?" diyerek hüzünlü bakışlarla mücadeleyi izlemeye çalıştık. Çalıştık diyoruz çünkü aylar öncesi bu gece için ne düşlerimiz vardı. Ermenistan'ı yenerek Güney Afrika vizesi alacaktık. Hatta belki de bu maç sadece 2010 vizeli takımımızın 'şov gecesi' olacaktı, olmadı. Hocası gün önce ayrılacağını açıklamış, yeni teknik direktörü belirsiz kaoslu bir ortamda soyunmak zorunda kalındı Ermenistan sınavına. Futbolcularda buram buram bir hava kokuyordu, "Hocalarına yakışır veda" havası. Atılan goller sonrası koşar adım hep birlikte Fatih Terim'e koşulması bunun 'net' göstergesi oldu. Günahıyla, sevabıyla, alkışıyla, eleştirisiyle bir görev dönemini daha noktalayan Terim ise belki de en sakin maçını izliyordu kulübede. Takımı ise onun için bu hedefsiz maça hızlı ve arzulu başladı. Rakip de dişe göre olunca iş kolaylaştı. 11 ve 12'de Halil'in kaçırdığı pozisyonlar sonrası 17'de Arda'nın ortasında golü atan yine oldu. 28'de Servet'in golünü beğeniyle izledik. Ceyhun'un atılmasıyla 'Aragonesvari' bir diziliş geldi ve Gökhan geçici olarak stopere geçti. İkinci yarıda milli formayla uzun süredir durgun bir tablo izleyen Tuncay'ın yerine İbrahim Kaş vardı. Skor garantiye alınıp 10 kişi de kalınca millilerimiz ikinci yarıyı daha kontrollü geçirdi. 67 ve 69'da Ermenistan kez kalemizi yoklarken kalan anlarda yoğun olmayan baskımız vardı. Biz de Bursa'da olunca tribünlere daha çok göz attık. Her zamanki gibi çok etkililerdi. Lig maçı olmayıp karşı takıma fazla sövme gereği duymamaları izlenme sempatilerini arttırdı. Ama muhteşem şovlarına 'takım taraftarlığı' ve 'İstanbul basınına küfür' gölgesini eklemeyi unutmadılar! Onlar da olmasa gerçekten büyüleyiciler. Ama 90 dakika süren desteklerinde 15 yılın hatırına 15 saniyelerini de Fatih Terim'e ayıramazlar mıydı diye içimizden geçirdik... BU EKİP TARİH OLDU Fatih Terim'in istifası sonrası yardımcıları Müfit Erkasap, Oğuz Çetin, Metin Tekin, Eser Özaltındere ve Şükrü Hanedar'ın (Milli Takımlar İdari Sorumlusu) da görevleri sona erdi. Terim'in yardımcıları da istifalarını federasyona verdiler. Federasyon Yönetim Kurulu, Ermenistan milli maçı sonrası yapacağı yönetim kurulu toplantısında milli takımlarda ve bölgelerde görev verdikleri diğer hocalarının da durumu masaya yatıracak. Ay-yıldızlı ekipte köklü bir revizyona gidilmesi bekleniyor. SİFTAHI YAPTI TERİM'E KOŞTU Servet Çetin, Dünya Kupası Elemeleri'nde Fatih Terim'in vazgeçilmezleri arasındaydı. Tecrübeli futbolcu grup maçlarındaki ilk golünü dün gece Ermenistan'a attıktan sonra, yedek kulübesinden hiç çıkmayan Fatih Terim'e koştu. Fatih Terim'in özellikle ilk golden sonra oyuncuların kendisine koşması üzerine bir hayli duygulandığı gözlendi. HALİL BUZLARI ERİTTİ Euro 2008'de Milli Takım kadrosundan Terim'in çıkardığı son futbolcu olan Halil Altıntop (sağda) buna tepki gösterip Terim'i eleştirmişti. Ancak Halil dün gol attıktan sonra Hamit'le (solda) Terim'e koşup buzların eridiğini gösterdi. MAÇTAN SONRA NE DEDİLER? M.ÖZGENER: Çok güzel bir sınav verdik. Dünya bizi takdir edecektir. Fatih Terim'e de bize yaşattığı tüm güzellikler için teşekkür ediyorum. MİNASYAN: (Ermenistan Teknik Direktörü) Galibiyeti Türkiye hak etti. Üzülerek söylüyorum ki, bu güçlü takım Dünya Kupası'na gidemedi. HAMİT ALTINTOP: yerini Kazım'a bıraktıktan sonra doğrudan Fatih Terim'in yanına gitti ve hocasına sarılarak vedalaştı. Daha sonra da yardımcılarıyla... 597110 Meteorolojiden kuvvetli sağanak uyarısı Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Mehmet Çağlar, yarın sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, İstanbul'un Avrupa yakası, Çanakkale, İzmir, Aydın ile Balıkesir'in Edremit ve Burhaniye ilçelerinde kuvvetli olacağını tahmin ettiklerini söyledi. Çağlar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yarın rüzgarın (Lodos) Marmara ve Ege bölgelerinde yağış anında güneybatı yönlerden saatte 40–50 kilometre hızla kuvvetli olarak esmesinin beklendiğini ifade etti. Yarın sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, İstanbul'un Avrupa yakası, Çanakkale, İzmir, Aydın ile Balıkesir'in Edremit ve Burhaniye ilçelerinde kuvvetli olacağını tahmin ettiklerini vurgulayan Çağlar, şöyle konuştu: ''Cumartesi günü İstanbul il geneli, İzmir, Çanakkale ve Bursa çevrelerinde görülecek yağışların orta yer yer kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Hava sıcaklığı, yarın Marmara, Karadeniz ve Ege bölgelerinde 3–5 derece artacak, Cumartesi günü Marmara ve Ege'de, Pazar günü Karadeniz ile İç Anadolu bölgelerinde 2–4 derece azalacak.'' Kuvvetli sağanak ve lodosun oluşturacağı sel, su baskını, taşkın, yıldırım düşmesi, ağaç ve direklerin devrilmesi, baca gazı zehirlemesi, ulaşımda aksamalar gibi olumsuz şartlara karşı vatandaşların ve ilgililerin tedbirli olmaları istendi. 596700 Romanya'da hükümeti kurma görevi Croitoru'nun Uzmanlar, muhalefet bağımsız bir adayı desteklediği için, Basescu'nun müttefiki Demokrat-Liberallerle ilişkisi bulunan iktisatçı Croitoru'nun meclisin desteğini alma ihtimalinin düşük olduğunu belirtiyor. Romanya'da güvenoyu alamayan azınlık hükümeti önceki gün düşmüştü. 471 sandalyeli parlamentoda yapılan oylamada, Emil Boc başkanlığındaki hükümet 176'ya karşı 258 oyla düşürülmüştü. Muhalefetteki Liberal Parti, merkezdeki Demokrat-Liberal hükümetin iktidarda olduğu aylık dönemde icraatını protesto etmek amacıyla gensoru önergesi vermişti. 597131 Erdoğan Irak'ta Kerkük için şart koştu Erdoğan, Irak Ulusal Meclisi Binası'nda Irak Ulusal Meclis Başkanı Ayad El Samarrayi tarafından kabulünde yaptığı konuşmada, Irak'ta bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek şöyle konuştu: ''Ay sonunda bir Parlamenter heyeti ülkemize gelecek. İnanıyorum ki aramızdaki güç birliği açısından da anlamlı olacak. Bugünkü ziyaretimiz çok anlamlı ve önemli. Ayak bastığımız andan itibaren, gerek Başbakan Maliki gerekse Cumhurbaşkanı yardımcılarının, bize gösterdikleri ev sahipliğine teşekkür ediyorum. Şartlarınızı biliyorum. Temmuz 2008'de geldiğimiz gün ile bugünü kıyasladığımızda bir değişimin başladığını da gördük. Temennim şudur ki; bu değişim inşallah süratle gerçekleşir ve Irak geçmişteki günlerine kavuşur. Bir komşu ülke olarak, aynı değerleri paylaşan bir ülke olarak, akrabalık ilişkilerinin güçlü olduğu bir ülke olarak bizler üzerimize ne düşüyorsa bunun yapmaya hazır olduğumuzu her zaman her yerde söyledik. Bugün yanımda bakanımla geldim, milletvekili arkadaşlarım var, bürokrat, teknokrat ve 50 kadar iş adamıyla geldik. Arkadaşlarımız birbirleriyle görüşmelerini yapıyorlar.'' -''MİLYONU AŞKIN İNSANINI KAYBETTİ''- Başbakan Erdoğan, ilk defa bir model üstünde olduklarını belirterek, şöyle devam etti: ''44 mutabakat muhtırası bugün imzalanacak. Eğitim, sağlık, tarım, enerji, alt ve üst yapı gibi pek çok anlaşma imzalanacak. Ve bütün bunlarla birlikte şüphesiz ki Irak'ın kalkınması çok daha hızlanacaktır. Bütün bunların görüşüldüğü süreç anlamlı bir döneme rastladı. Irak'ta yapılacak seçimde aday olan partilerin, ön koalisyon çalışmaları bitmiş olacak. 16 Ocak'ta da seçimler yapılacak. Tabi biz bu genel seçimlerin Irak için hayırlı olmasını temennisinde bulunuyoruz. Irak'ın birliğine, beraberliğine, vesile olmasını temenni ediyoruz. Irak'ın kendi içindeki birlik ve beraberliği bizim için çok önemlidir. Siz güç kazandıkça biz buna seviniriz. Birliğiniz, beraberliğiniz arttığı sürece biz buna seviniriz. Irak özellikle son yıl içerisinde çok büyük kan kaybetti. Milyonu aşkın insanını kaybetti.'' -''IRAK'IN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE SAYGI DUYULMALI''- Yakın bir komşusu olarak Türkiye'nin, Irak'a her şeyiyle her türlü desteği vermeye hazır olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan,  şunları söyledi: ''El ele omuz omuza vereceğiz inşallah bu süreçte Irak'ın yeniden ayağa kalkmasını sağlayacağız. Ben bugünkü anlaşmayı aynı zamanda bunun ön adımı olarak görüyorum. Kerkük konusuna değinmek istiyorum. Kerkük konusundaki samimi gayretlerinizi biliyorum. Ve Kerkük bir özel statüye kavuşturulmalıdır diye düşünüyorum. Ve Kerkük tüm Iraklıların olmalıdır. Kerkük bir etnik unsura teslim edilemez, edilmemelidir. Bir mezhebi unsura da teslim edilmemelidir. Ki aksi takdirde Irak'ın geneli için orası bir sıkıntı kaynağı olacaktır. Bunu kardeş bir ülkenin Başbakanı olarak hatırlatmayı kendime görev telakki ediyorum. Bu seçimlerde isteriz ki etnik unsurların mezhebi unsurların birbiriyle kaynaşabildiği bir süreç ve demokratik bir ortam olsun. Zor gibi görülüyor ama bunun başarılması lazım. Etnik, mezhebi çatışmaların olmadığı bir Irak... Irak'ın toprak bütünlüğüne saygı duyulmalı, milli birliğine saygı duyulmalıdır. Bunun yanında tabi ki terör noktasında bizim de bir sıkıntımız var ve bu konuda da merkezi yönetimin bize bugün kadar vermiş olduğu desteğe ayrıca teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki bundan sonraki süreçte de dayanışmamız devam edecektir. Bu arada atacağımız bu ciddi adımlarla birlikte inşallah, gerek Musul'da gerekse Basra da açtığımız başkonsoloslukların, henüz resmi açılışını yapmadık ama buna ilave olarak Erbil'de de bir başkonsolosluk açmanın adımlarını, altyapısını oluşturuyoruz. Bunlar, aramızdaki bağları güçlendirirken, atacağımız adımları da çok daha kolaylaştıracaktır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kerkük'te bütün Irak halkının hakkı vardır, Kerkük Iraklılarındır, Irak'ın olmalıdır'' dedi. Başbakan Erdoğan, ''Eğer bunu sadece Kerkük'te yaşayanlara bırakacak olursanız, yarın bir başka sorunla karşı karşıya kalırsanız, içeride çok daha büyük bedellerle karşı karşıya kalırsınız'' diye konuştu. Erdoğan'ın, Irak Ulusal Meclis Başkanı Ayad El Samarrayi tarafından kabul edilmesinin ardından, Irak Ulusal Meclisindeki bazı komisyonların başkanları ile bazı parlamenterler söz aldı. Başbakan Erdoğan'ın Irak ziyaretinin önemli bir ziyaret olduğuna dikkat çekilirken, ziyaretin başta iki ülke ilişkilerinin gelişmesine katkı sağlayacağı belirtildi. Bazı parlamenterler konuşmalarında su sorununa, bazıları da Kerkük ve terör sorunlarına değindi. Hadi Amari adlı parlamenter, Başbakan Erdoğan'a ''Filistin ve Gazze konusundaki tavrınızdan dolayı teşekkür ederiz cesur tavrınızın kalbimizde, gönlümüzde her zaman etkisi var. Bu arada meclisinizden geçen sınır ötesi harekata izin veren tezkereyi yadırgıyoruz. Bu sorunun TSK tarafından değil sağlam ilişkilerle çözüleceğine inanıyoruz'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, Irak'lı parlamenterlerin değerlendirmelerinin ardından tekrar söz aldı ve parlamenterlerin gündeme getirdiği sorunlara yanıt verdi. Su konusunda Irak'ın güneyinin bir sıkıntısı olduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, son yılda Türkiye'nin fedakarlık yaparak, saniyede 500 metreküp suyun akışına izin verdiğini söyledi. Bu konuda Irak, Türkiye ve Suriye'nin 3'lü heyet oluşturduğunu kaydeden Erdoğan, Türkiye'den saniyede 517 ile 622 metreküp, ortalama olarak da 550 metreküp suyun Irak'a verildiğini dile getirdi. Atatürk Barajı'ndaki su seviyesinin yüzde 10 seviyelerine düştüğünü hatırlatan Erdoğan, verilen sözü tutmak için Türkiye'nin su konusunda fedakarlık yaptığını söyledi. Erdoğan şunları söyledi: ''Gelirken uçakta şunu gördük: Dicle maşallah iyi akıyor. Basra'da, Dicle ve Fırat'ın birleştiği yer 60 km. Eğer burada tedbirler iyi alınırsa aslında Güney Irak'ın birçok sorununu çözmek mümkün. Açık kanaatlerle suların aktığını gördük. Bunların kapalı sisteme geçilmesi... Çünkü suyun üçte biri buharlaşma ile gidiyor. Bir insanın yıllık su ihtiyacı 10 bin metreküptür. Türkiye'nin şu andaki mevcut durumu bin 700 civarındadır. Bütün imkanlarımız devreye giriğinde bin metreküpe ulaşacak'' diye konuştu. -KERKÜK SİZİN İÇ SORUNUNUZDUR- Konuşmasında, ''demokratik açılım'' konusunda atılan adımlara da değinen Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bu bizim ülkemizdeki Kürt kökenli kardeşlerimize, vatandaşlarımıza yönelik attığımız bir adım değildir, birinci derecede terör soruna karşı attığımız bir adımdır. Bütün etnik unsurların sorunları var, Kürt kardeşlerimizin, Laz'ın, Arnavut'un, hepsinin sorunları var. Şimdi Irak'ta Arapların, Kürtlerin, Türkmenlerin, Sünnilerin, Şiilerin sorunları yok mu? Diğer grupların sorunu yok mu? Genel olarak söylüyorum: Bunların hepsi sorun alanlarıdır. Bu sorun alanlarına karşı, demokratik açılımla bunları en aza indirmenin gayreti içindeyiz. Bir kardeşiniz olarak şunları söylemek durumundayım: Kerkük sizin iç sorununuzdur. Kerkük'ün sorunları, Irak'ın sorunlarını çözdüğünüz gibi onu da bugüne kadar çözseydiniz, samimiyetle söylemek durumundayım, öyle sorunlar olur ki kardeşler devreye girer ve oradaki sorunların çözümünde size yardımcı olur. Biz size ortak bir tespiti söyledik. Dedik ki 'Kerkük'te bütün Irak halkının hakkı vardır, Kerkük Iraklılarındır, Irak'ın olmalıdır. Eğer bunu sadece Kerkük'te yaşayanlara bırakacak olursanız, yarın bir başka sorunla karşı karşıya kalırsanız. İçeride çok daha büyük bedellerle karşı karşıya kalırsınız'. Biz bunu bugünden görür gibiyiz. Biz Irak vatandaşı değiliz ama Irak'ı yaşıyoruz. Çünkü sizlerle ortak tarihi paylaştık paylaşıyoruz. Bunu bir kardeşlik düşüncesi olarak söylüyorum.''  TSK'ya sınır ötesi harekata izin veren tezkereye de değinen Erdoğan, Irak merkezi yönetimiyle mutabık kalarak bugüne kadar bu adımları attıklarını ifade etti. ABD'de, 2007 yılında ''PKK terör örgütü ABD'nin, Türkiye'nin, Irak'ın düşmanıdır'' diye ilan ettiklerini anımsatan Başbakan Erdoğan, ''Hiçbir zaman TSK, harekatlarında bir sivil nokta vurmamıştır. Terör örgütünün yerleşkesi durumunda olan noktalara saldırıda bulunmuştur ama düşünün ki Irak'tan eğer benim ülkeme geçiş yapıyor da terör örgütü benim ülkemde köyleri basıyorsa buna sizin anlayış göstermemeniz lazım ve ''Bu tezkerenin geçmesini kınıyoruz' ifadesini doğrusu ben de kınıyorum. Teröre karşı ortak mücadele vermemiz lazım. Eğer terörün kökünü kazıyamazsak yarın terör bugün onu savunanları vurur. 'Benim teröristim iyi, seninki kötü' mantığı olmaz. Terörün dini, ırkı, vatanı da olmaz. Kaldı ki zaten sizler terörle, teröristle baş başa çok yaşadınız. Kaldı ki Irak adeta terör örgütlerinin, teröristlerin antrenman sahasına dönmüştür. Hala da burayı tam terk etmiş değillerdir. Bunları göreceğiz, ortak tedbir alacağız, temizleyeceğiz. Siz de biz de huzur bulacağız. Biz ne Irak'ın ne de Irak halkının mağduriyetine asla göz yummayız, müsaade etmeyiz.'' 596446 Gates'ten Afrika'ya destek Gates'ten Afrika'ya destek Microsoft'un kurucusu ve hayırsever Amerikalı Bill Gates, Afrika ve Hindistan'da tarım sektörünün geliştirilmesi ve gıda güvenliğinin artırılması için 120 milyon dolar bağış yapacak. Bill Gates Vakfı'ndan yapılan açıklamada, bu kişisel girişimin, Iowa eyaletinin Des Moines kentinde düzenlenecek Dünya Gıda Ödülü Sempozyumu'nda Bill Gates tarafından bugün açıklanacağı belirtildi. Yardımı alacak kuruluşlardan Afrika'da Yeşil Devrim için İttifak (AGRA) adlı kuruluş, tarımın geliştirilmesi ve gıda güvenliği sorunuyla uzun vadede mücadeleyi amaçlayan 120 milyon dolar tutarında birçok tarım projesinin Gates'in vakfı tarafından finanse edileceğini kaydetti. AGRA'nın, alacağı yardımla projeler yürüteceği ülkeler arasında Etiyopya, Gana, Mali, Mozambik ve Tanzanya bulunuyor. AGRA'nın Başkanı ve eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan, dünyanın diğer yerlerindeki çiftçilerden farklı olarak, Afrika'da çiftçilik yapanların çoğunluğunu kadınların oluşturduğunu ve bunların hiçbirinin hükümetten yardım almadığını belirtti. Gates Vakfı'nın finanse edeceği diğer projeler de Kenya, Malavi, Zambiya, Uganda ve Hindistan'da yürütülecek. BM'ye göre, dünyada milyar insan açlıkla karşı karşıya bulunuyor. Dünyanın en zengin adamı Bill Gates'in vakfının sadece 2009 yılı için 3,8 milyar dolarlık bütçesi bulunuyor. 597197 Avrasya Maratonu 18 Ekim'de! Avrasya Maratonu 18 Ekim'de! 31. İstanbul Avrasya Maratonu, "İstanbul koşuyor" sloganıyla 18 Ekim Pazar günü yapılacak. Bu yıl toplam ödül, yine milyon bin dolar. Bayan ve Erkek kategorilerinde ipi göğüsleyecek atlet, 50 bin dolar alırken yeni düzenlemeyle Türk sporculara özel teşvikler uygulanarak bir Türk sporcunun şampiyon olması halinde alacağı ödül 100 bin dolara çıkacak. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sporcular ayakkabılarına takılacak çiple yarışacak. Organizasyon günü yaklaşık bin 500 kişilik bir ekip görev yapacak. Bu yıl, elit atletler arasında dünya listesinde ilk 50'de olan bir atlet katılıyor; Gudisa Shentema. IAAF listesinde 41.sırada ve en iyi derecesi 2:07:34 olan Shentema'nın hedefi rekor kırmak. Geçen yılın maraton şampiyonu olan Kasime Adilo Roba da bu yıl, yine birincilik mücadelesi verecek elit atletler arasında yerini alacak. En iyi derecesi 2:10:20 olan geçen yılın şampiyonu Roba'nın hedefi ikinci kez maratonu birinci bitirmek. Bu yıl çip uygulaması ilk kez halk koşusunda yer alacak. Feshane Kültür Merkezinde devam eden Avrasya Maratonu Fuarı'nda, yarışa katılacak atletlere çip, tişört, çanta ve göğüs numaralarının dağıtımı stantlarda yapılacak. Bu yıl isteyen herkes çipli halk koşusuna katılarak derecesini öğrenebilecek. Ayrıca çipli halk koşusunu bitirenler arasında noter huzurunda yapılacak çekiliş sonunda 10 kişiye cep telefonu hediye edilecek. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da ücretsiz halk koşusuna iştirak edenlere Dolmabahçe'deki noktalardan tişört, madalya ve katılım belgesi verilecek. 42.195 metrelik maraton saat 09.00'da Boğaziçi Köprüsü gişelerinin 800 metre gerisinden start alacak ve geçen yıl olduğu gibi yine Sultanahmet Meydanı'nda sona erecek. kilometrelik Halk Koşusu ise 9.30' da Acıbadem Köprüsü'nün altından başlayacak ve Dolmabahçe'de sona erecek. Maraton boyunca atletlerin geçeceği yollar saat 07.30 ile 14.00 arasında trafiğe kapalı olacak. Maratona ve Halk koşuna katılmak isteyenler göğüs numaralarını gösterip İETT, Metro, Deniz otobüsleri ve Şehir Hatları vapurlarına ücretsiz binebilecekler. Start noktasına ulaşmak isteyen İstanbullular, İnönü Stadı önünden, Taksim Meydanı'ndan, Mecidiyeköy'den ve Ayasofya önünden hareket edecek İETT otobüsleriyle taşınacak. Basın mensuplarını start noktasına taşımak amacıyla saat 07.30'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı Saraçhane binasının önünden iki otobüs hareket edecektir. Başlangıç noktasında üstü açık araç hazır bulundurulacak. Bunlardan tanesi 42.195 metrelik maratonu takip edecek, tanesi 15 km. yarışı, tanesi de Halk Koşusu'nda değerlendirilecektir. Büyük organizasyonu yerli ve yabancı 150'yi aşkın basın mensubunun takip etmesi bekleniyor. Maraton, TRT tarafından naklen yayınlanacak. 31. Avrasya Maratonu'nda dereceye giren atletlere kupa ve maddi ödül çekleri Sultanahmet Meydanı'nda verilecek. Kokteyl ve plaket töreni ise, aynı gün saat 20.00'de Feshane haliç salonunda gerçekleştirilecektir. 596797 11 yaşında ilk kitabını çıkardı 11 yaşında ilk kitabını çıkardı ’ta 11 yaşındaki ilköğretim öğrencisinin "Yaralı Kuş" adlı ilk kitabı okuyucularla buluştu. Kahramanmaraş Özel Ali Kenger İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisi Mahmut Selim Çekiç’in 1.5 yıllık çalışmayla hazırladığı 32 sayfalık kitapta yardımseverlikle ilgili 13 öykü yer alıyor. Çekiç’in öğretmenleri ve okul yönetiminin katkılarıyla bastırılan kitapların bir kısmı okulda öğrencilere ücretsiz dağıtıldı. Diğer kitapların Kahramanmaraş’taki kütüphanelere dağıtılmasının düşünüldüğü belirtildi. Mahmut Selim Çekiç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1.5 yıl önce yazmaya başladığı hikayelerini derleyerek kitap haline getirdiğini, yazmayı çok sevdiğini, iyi bir yazar olmak istediğini söyledi. Hekimoğlu İsmail’in kitaplarından etkilendiğini belirten Çekiç, şöyle konuştu: "Yazma konusunda öğretmenlerimin yanı sıra ailemden teşvik ve destek görüyorum. Derslerimin dışında kalan zamanımı okuyarak ve yazarak geçiriyorum. Gördüğüm, dinlediğim ve etkilendiğim manzaraları not alarak yazıyorum, daha sonra bunları derleyerek hikayeleştirmeye çalışıyorum. Kitaplarımı öncelikle arkadaşlarıma hediye ettim. Şu anda ikinci kitabım için hikaye yazmaya başladım. Hedefim yıl içinde ikinci kitabımı da yayımlamak." öğretmeni Ahmet Akbaş ise Çekiç’in çok başarılı bir öğrenci olduğunu ifade ederek, "Kendisini sürekli yazmaya teşvik ediyorum. Yazma konusunda gerekli tüm bilgileri vermeye çalışıyorum. Öğrencimin yazma konusunda yeteneği var. İleride başarılı bir yazar olacağına inanıyorum" dedi. Okul Müdürü Ali Kuyucu ise yazma yeteneği çok iyi olan Mahmut Selim Çekiç’e hem maddi hem de manevi destek vermeye çalıştıklarını söyledi. Çekiç’in yazdığı öykü kitabından 500 adet bastırdıklarını belirten Kuyucu, "Öğrencimiz şu anda ikinci kitabını hazırlamaya çalışıyor. Kendisine desteğimiz devam edecek" diye konuştu. 595850 [Tarihi zirveden notlar] Serj Sarkisyan 'barış'la karşılandı OTELDE BÖCEK ARANDI Görüşmelerin yapıldığı Almira Otel'in 3. katı Abdullah Gül ve heyetine, 6. katı ise Ermenistan heyetine ayrıldı. Ermeni Cumhurbaşkanı'nın kaldığı katta, dinlemeye karşı 'böcek' araması yapıldı. İSKENDER kebap VE KESTANEli pasta yediler Ermeni heyetine verilen yemekler, güvenlik nedeniyle Ankara'da hazırlandı ve özel bir uçak ile Bursa'ya getirildi. Yemekte düğün çorbası, zeytinyağlı tabağı, tandır böreği, inegöl köfte, Akdeniz yeşillikleri salatası, iskender kebap, kestaneli pasta, baklava, çay, kahveden oluşan bir menü ikram edildi. Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan, akşam yemeğinin menüsünü belirleyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'e zevkinden dolayı teşekkür etti. BURSA'DA KIRMIZI ALARM Tarihî maç nedeniyle Bursa'da, güvenlik güçleri 'kırmızı alarm'a geçti. İki ülke heyetlerinin kaldığı ve görüşmelerin yapıldığı Almira Otel'in çatısı ile çevresindeki binalara ve maçın oynandığı Atatürk Stadı'nın çevresindeki yüksek yerlere keskin nişancılar yerleştirildi. Liderlerin kent içindeki hareketleri sırasında güzergah tamamen trafiğe kapatıldı. Sarkisyan'ı korumak için Ermeni güvenlik görevlilerinin yanı sıra Çankaya Köşkü'nde görev yapan 40'a yakın koruma da görev yaptı. BAKÜ'DEN BİR OTOBÜS DOLUSU TARAFTAR Bakü'den bir otobüs genç, maç öncesinde Bursa'ya geldi. Grup üyeleri, Atatürk Stadı'na ellerinde Azerbaycan bayraklarıyla yürüdü. Bursa'nın merkezindeki Fomara Meydanı'nda da değişik siyasi partilerden olduklarını açıklayan ve ellerinde Türk ve Azeri bayrakları taşıyan küçük bir grup, protokol karşıtı gösteride bulundu. TÜRKEŞ'İN OĞLU RESEPSİYONDA Maçtan sonra verilen resepsiyona, aralarında gazeteci, siyasetçi ve işadamlarının da bulunduğu 58 isim davet edildi. Davetliler arasında, Ermenistan'ın birinci cumhurbaşkanı Petrosyan ile görüşmelerde bulunan Alparslan Türkeş'in oğlu Tuğrul Türkeş ile eski milletvekili Jefi Kamhi, Ermeni kökenli işadamları, Dink ailesini temsilen Delal Dink ile Azerbaycan devlet ajansı muhabiri Mais Alizade'nin de bulunduğu isimler yer aldı. 596903 Guiseppe Verdi, Mersin'li sanatseverlerle Karakter boyutu Guiseppe Verdi, Mersin'li sanatseverlerle Mersin devlet opera ve balesi (MDOB), Guiseppe Verdi'nin ''Luisa Miller'' adlı operasını sahneleyecek. Geçen sezon MDOB'un Türkiye prömiyerini yaptığı perdelik eser, 15 Ekim’de Kültür Merkezi’nde bu sezon yeniden sanatseverlerin beğenisine sunulacak. 596611 Polat, Cevat'ı pusuya düşürecek mi? Polat, Cevat'ı pusuya düşürecek mi? Kurtlar Vadisi Pusu 67. bölümü ile bu akşam ekrana gelecek. Dizi yeni yayın dönemindek bölümleri ile ilzeyicilerden farklı tepkiler alıyor. Vadi'de yeni bölümlerle birlikte Polat Alemdar'ın ekibinin dağınıklığı izleyici tarafından eleştiriirken, dizinin seivlen karakterleri Muro ve Çeto'nun da diziden ayrılması dizi takipçilerini şaşırttı. Dizideki heyecan sürerken bu kez Polat'ın Cevat'ı pusuya düşürüp düşüremeyeceği merak ediliyor. Geçen hafta İskender Büyük'ün alnına silah dayayan Polat Alemdar'ı nasıl bir sürpriz beklediği bilinmezken, Profesörü öldürerek Aron Feller'i kızdıran Cevat'ın yeni planının ne olduğu da merak konusu. Star TV'de ekrana gelen dizide, Teslim olmak zorunda kalan Memati ve Abdülhey'i hapisten kim çıkaracak? İskender Büyük hangi sürpriz isimlerle masaya oturacak? Polat Alemdar, Cevat'ı pusuya düşürebilecek mi? gibi sorularda yanıt bulacak. 595949 Kent ekonomisine nefes Kent ekonomisine nefes Kalkınma Ajansı (İZKA), bu yıl sosyal kalkınma ve mali destek programlarına 30 milyon TL kaynak aktardı. Hazırlıkları süren programlar kapsamında 32 milyon TL kaynak daha kullandırılacak Kalkınma Ajansı’nın (İZKA) yürüttüğü çalışmalarla ilgili bilgi vermek amacıyla kentteki gazete ve televizyonların üst düzey yöneticilerine yönelik yemek düzenlendi. İZKA Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı da yürüten Vali Cahit Kıraç, kalkınma ajanslarının kuruluş amaçları ve faaliyetleri hakkında açıklamalarda bulundu. Kıraç, İZKA’nın bu yıl açtığı Mali Destek Programı kapsamında 98 projeye 23.4 milyon lira, Sosyal Kalkınma Mali Destek Programı’nda ise 71 projeye milyon lira olmak üzere toplam 169 projeye 30 milyon lira kaynak aktarıldığını söyledi. Vali Kıraç, hazırlıkları süren mali destek programları çerçevesinde de 32 milyon lira kaynak kullandırılacağını, böylelikle ajansın kent ekonomisine toplam 62 milyon liralık kaynak aktarmış olacağını belirtti. Kıraç, destek programlarının yanında kente yabancı yatırım çekme çalışmaları için yapılan çalışmalarla İzmir’e 25 milyon Euro’luk yabancı yatırımı yapıldığını da kaydetti. Güdümlü projelere 10 milyon TL İZKA Genel Sekreteri Ergüder Can da ajansın hazırladığı 2009-2013 yıllarını kapsayan İzmir Bölgesel Gelişme Planı taslağının Kasım’daki genel kurula sunulacağını, kabul edilmesi halinde uygulama aşamasına geçeceğini bildirerek tüm kurumlardan destek beklediklerini dile getirdi. İZKA’nın bugüne kadar mali destek programlarıyla adını duyurduğunu, gelecekte farklı projelerle kamuoyunun karşısına çıkacaklarını açıklayan Can, “Güdümlü Projeler” başlıklı destek programı kapsamında fikirleriyle başvuran katılımcılara destek sağlayacaklarını, bu konuda 10 milyon liralık destek paketinin hazırlandığını sözlerine ekledi. KİMLER KATILDI? İZKA Yönetim Kurulu Başkanı  Cahit Kıraç, İZKA Kalkınma Kurulu Başkanı İZKA yönetim kurulu üyeleri (Büyükşehir Belediye Başkanı), Serdar Değirmenci   (İl Genel Meclisi Başkanı), Ekrem Demirtaş (İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı),  Zekeriya Mutlu (İzmir Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği Başkanı), Cemal Elmasoğlu (Ege Genç İşadamları Derneği Başkanı), basınının üst düzey yöneticileri. 597127 'İsrail'in verdiği tepki çok saçma' ''in verdiği tepki çok saçma' ’de dün yayına giren "Ayrılık" dizisinin genel koordinatörü M. Bülent Erdinç, dizinin tamamıyla gerçekleri yansıttığını, çok sayıda olumlu tepki aldıklarını ve diziyi çekmeye devam edeceklerini söyledi. Erdinç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ’in diziye tepki vermesini "saçma" olarak değerlendirdi. Dizide dramaya yer verdiklerini ve gerçeklerden yola çıktıklarını kaydeden Erdinç, "Zamanında Naziler Yahudilere, Fransızlar Cezayirlilere, İtalyanlar Tunuslulara, Vietnamlılara yapmadı mı? Bosna-Hersek’te Müslümanlar soykırıma uğramadı mı? Bunlarla ilgili filmler de çevrildi. ABD itiraz mı etti, Dışişleri görevlisini mi çağırdılar" diye konuştu. İsrail’in Filistinlilere yaptığının fotoğraflarının internet ortamında gezdiğini, bunları kimsenin inkar edemeyeceğini ifade eden Erdinç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ayrılık dizisinde drama haline getirilmiş, yaşananlardan yola çıkılarak bir hikaye var. Niye Müslümanlar devreye girince böyle yapılıyor. Burada yalnız savaşı, kanı, göz yaşını değil, aşkı da anlatıyoruz. Bu dizide gösterilenlerden hangisi hayal. Yaşanmadı mı, bir babanın kucağında çocuğu öldürmediler mi? Hamile kadınlara eziyet etmediler mi? Bu normal bir film. Bu kadar tepki göstermeleri de normal değil." Bülent Erdinç, diziyi ay önce ’te çekmeye başladıklarını, şu anda 3,5 bölümün hazır olduğunu ve çekmeye devam edeceklerini ifade ederek, "Diziye tabii ki devam edeceğiz. Aşırı derecede olumlu destek var. Toplumun her kesiminden olumlu tepkiler alıyoruz. Ben bu dizide olmamış, yaşanmamış bir olayı göstermiyorum ki" dedi. "Ayrılık" dizisinin siyasi danışmanı Hakan Albayrak da katıldığı bir televizyon yayınında konuyla ilgili soruları yanıtladı. İsrail’in dizinin yayınlanmasının ardından "travma geçirmesine" gerek olmadığını, dizide yaşananların gerçek olduğunu savunan Albayrak, İsrail ordusunda her türlü düşünceye sahip olanların var olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "İsrail ordusunda her türlü adam var. Çocukları boğazlayanlar, bunu yapmayanlar da var. Bunların tabii ki filmi yapılacak. Nazilerle ilgili olarak, ’da yaşananlarla ilgili olarak, Cezayir ile ilgili de filmler yapıldı. Hangi ülke çıktı, ’Bunu çekemezsiniz’ dedi. Cezayir ile ilgili film yapıldı, Fransa ilgiliyi çağırıp, ’Niye bu filmi yaptınız’ diye mi sordu? Gandi ile ilgili film TRT’de yayınlandı. Bu düşmanlık mıdır, ayıptır yani. Madem buna tahammül edemiyorlar, zaman yapmasınlar. Çocukları öldürmesinler, hastaneleri de bombalamasınlar. Çocuğunu koruyan baba ve çocuk öldürülmedi mi? Kontrol noktasında neler yapıyorlar." kadın ve erkeklerin direnişe katıldığını, bunların tüm dünyaya görüntülerle oluşan gerçekler olduğunu belirten Albayrak, "Bunu lütfen herkes normal karşılasın. Dünyada yaşanan her şey film oluyor ve yayınlanıyor. Bundan dolayı kimse üzülmesin" dedi. 596890 11 yaşında ilk kitabını çıkardı 11 yaşında ilk kitabını çıkardı Kahramanmaraş'ta 11 yaşındaki ilköğretim öğrencisinin 'Yaralı Kuş' adlı hikaye kitabı okuyucularla buluştu. İlköğretim 6. sınıf öğrencisi Çekiç, 'Derslerimin dışında kalan zamanımı okuyarak ve yazarak geçiriyorum' dedi. KAHRAMANMARAŞ (A.A) Kahramanmaraş'ta 11 yaşındaki ilköğretim öğrencisinin 'Yaralı Kuş' adlı ilk kitabı okuyucularla buluştu. Kahramanmaraş Özel Ali Kenger İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisi Mahmut Selim Çekiç'in 1.5 yıllık çalışmayla hazırladığı 32 sayfalık kitapta yardımseverlikle ilgili 13 öykü yer alıyor. Çekiç'in öğretmenleri ve okul yönetiminin katkılarıyla bastırılan kitapların bir kısmı okulda öğrencilere ücretsiz dağıtıldı. Diğer kitapların Kahramanmaraş'taki kütüphanelere dağıtılmasının düşünüldüğü belirtildi. Mahmut Selim Çekiç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1.5 yıl önce yazmaya başladığı hikayelerini derleyerek kitap haline getirdiğini, yazmayı çok sevdiğini, iyi bir yazar olmak istediğini söyledi. Hekimoğlu İsmail'in kitaplarından etkilendiğini belirten Çekiç, şöyle konuştu: 'Yazma konusunda öğretmenlerimin yanı sıra ailemden teşvik ve destek görüyorum. Derslerimin dışında kalan zamanımı okuyarak ve yazarak geçiriyorum. Gördüğüm, dinlediğim ve etkilendiğim manzaraları not alarak yazıyorum, daha sonra bunları derleyerek hikayeleştirmeye çalışıyorum. Kitaplarımı öncelikle arkadaşlarıma hediye ettim. Şu anda ikinci kitabım için hikaye yazmaya başladım. Hedefim yıl içinde ikinci kitabımı da yayımlamak.' Türkçe öğretmeni Ahmet Akbaş ise Çekiç'in çok başarılı bir öğrenci olduğunu ifade ederek, 'Kendisini sürekli yazmaya teşvik ediyorum. Yazma konusunda gerekli tüm bilgileri vermeye çalışıyorum. Öğrencimin yazma konusunda yeteneği var. İleride başarılı bir yazar olacağına inanıyorum' dedi. Okul Müdürü Ali Kuyucu ise yazma yeteneği çok iyi olan Mahmut Selim Çekiç'e hem maddi hem de manevi destek vermeye çalıştıklarını söyledi. Çekiç'in yazdığı öykü kitabından 500 adet bastırdıklarını belirten Kuyucu, 'Öğrencimiz şu anda ikinci kitabını hazırlamaya çalışıyor. Kendisine desteğimiz devam edecek' diye konuştu. 596458 Başkan adaylığını açıkladı Başkan adaylığını açıkladı  , eski yöneticisi Murat Aksu bugün düzenlediği basın toplantısıyla Ocak ayında yapılacak genel kurulda başkan adayı olacağını açıkladı. Aksu, toplantıda şu ifadeleri kullandı: "Bir kaç kişi tarafından kurulan bir kulüpten bir dünya kulübü olan, temelleri şehitler tarafından atılmış Beşiktaş. 'dan Şeref Bey'lere, halkın kulübüdür Beşikjtaş. Hiç kimse 'benim param var istediğim gibi yönetirim' diyemez. Beşiktaş köklü ve değerleri olan bir kulüptür. Demirören, kulübün borcunu astronomik rakamlara çıkarmıştır. Kulübün borcuna yıllık vadede 80 milyon euro daha bindirilmiştir. Fulya projesinde de kulübün hakları korunmamamıştır. 'Borçlandır korkut yönet tatkiği' uygunalmaktadır." "SORUN PARA DEĞİL" Beşiktaş'ın borçlarından bahseden Aksu "Asıl sorun para sorunu değil, zihniyet sorunudur" derken "Yakın tarihte başkanın söz vermesine rağmen yerine getirilemeyen bir sürü vaatler görülmüş, itibarımız sarsılmıştır. Beşikktaşlılık duruşu bu değildir. Geçtiğimiz günlerde Beşiktaş başkanına yapılan saldırılar durumun vehametini göstermektedir. Bu saldırları şiddetle kınıyorum. Beşiktaş'a zarara veren bunun gibi her olaya sert önlemler alınmalıdır. Bize yakışmayan bu durumların hepsini bitireceğiz. Beşiktaş'ı kapısı gören insanlar kulüebe kök salmıştır. Temizliği biz yapacağız" ifadelerini kullandı. "ALTERNATİFSİZ DEĞİLSİNİZ" Beşiktaş'ı yönetmek için Ocak ayında yapılacak kongrede başkan adayı olduğunu açıklayan Aksu "Beşiktaş alternatifsizlik girdabında değildir. Beşiktaş'ın suskun ama gerçek sahiplerine sesleriniyorum. 'Ne olacak bu Beşiktaş'ın hali' sorusuna cevap veriyorum. Öz kaynağa dönmek, unutulan değerleri hatırlatmak, 106 yıllık tarihimiz çağdaş bir yönetimle taçlandırmak ve Beşiktaş'ı hak ettiği yere getirmek için Ocak ayındaki kongrede Beşijktaş Jimnastik Kulübü'nün başkanlığına adayım" şeklinde konuştu. İÇİN DEVRİM OLACAK" Beşiktaş'ın sorunlarını ve çözümlerini çok iyi bildiğini söyleyen Aksu "Bu hareket raydan çıkarılmış olan kulübümüzü yeniden rayına koyma hareketidir. Camiamızın büyüklerinden fikir aldım ve sorunları çözme arzularını gördüm. Kulübümüzü çok iyi biliyorum. Sorunları ve çözümleri de biliyorum. Çok güçlü bir yönetim kuruyoruz. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da Murat Aksu olarak söz vermeyeceğim hiçbir şeyi söylemeyeceğim. Arkadaşlırımızla beraber gerçekleştirmeyi planladığımız hareket sadece Beşiktaş için değil, Türk fuytbolu için bir devrim niteliğinde olcaktır" 596997 Citigroup 101 milyon dolar net kar açıkladı Citigroup, 2009 yılının üçüncü çeyreğinde (Temmuz-Ağustos-Eylül), 101 milyon net kar açıkladı. Citigroup tarafından yapılan açıklamada, grubun, 2009'un üçüncü çeyreğinde 101 milyon net kar ettiğini ve dolaşımda olan yaklaşık 12,1 milyar hisse esas alındığında hisse başına 0,27 dolarlık zarar ettiğini bildirdi. Açıklamada, Citigroup'un 2009 yılının üçüncü çeyrek gelirlerinin 20,4 milyar olduğu belirtilirken sonuçlara, milyar dolarlık net kredi zararları ile 802 milyon dolarlık net kredi zararı rezervinin dahil olduğu kaydedildi. Citigroup'un üçüncü çeyrek içerisinde daha önce duyurmuş olduğu takas tekliflerini tamamladığı ifade edilen açıklamada, takas teklifinin tamamlanmasının 851 milyon vergi sonrası kazanç sağlarken, adi hisse senedi sahiplerine olan karda 3,1 milyar bir azalma ile hisse başına 0,18 zarar oluşturduğu bildirildi. Açıklamada, "Açıklanmış olan hisse başına zarar aynı zamanda imtiyazlı hisse kar payı dağıtımlarını da yansıtmaktadır. İmtiyazlı hisse kar payı dağıtımları, net karı etkilememek ile birlikte adi hisse senedi sahiplerine olan karda 288 milyon bir azalma ile hisse başına 0,02 zarar oluşturmuştur" denildi. 597354 Hemzemin geçitte kaza: ölü, yaralı Mesut Başlamış (58) idaresindeki 34 BB 8730 plakalı minibüs, Ayrancı-Ereğli yolunun 17. kilometresinde Ağızboğan Mevkisindeki hemzemin geçitte, Konya-Adana seferini yapmakta olan makinist Bahattin Duran'ın idaresindeki yük treninin 2. vagonuna çarptı. Sürücü Başlamış, olay yerinde öldü. Kazada yaralanan Muazzez Başlamış (79), Canan Başlamış (60) ve Sevim Serin Ereğli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. 596563 Derbiye doğru GS biletleri satışta! Derbiye doğru GS biletleri satışta! Ali Sami Yen Stadı gişelerinde saat 10.00'dan itibaren satışına başlanan biletlere, sarı-kırmızılı taraftarlar yoğun ilgi gösterdi. Taraftarlar, bilet alabilmek için çok erken saatlerden itibaren gişelerde kuyruğa girerken, nüfus cüzdanı fotokopisi karşılığında bir kişinin sadece bir bilet almasına izin verildi. Bu arada polis ve özel güvenlik birimleri, bilet satışı sırasında gişe önünde ve çevresinde geniş önlemler alarak, yaşanabilecek olumsuzlukları engelledi. Öte yandan Galatasaraylı yöneticiler Haldun Üstünel ve Murat Yalçındağ, bilet satışı sırasında taraftarların yanına gelerek, onlarla bir süre sohbet ettiler. 597399 Saba Tümer kaza geçirdi Edinilen bilgiye göre kaza, Seyrantepe mevkii Edirne istikameti'nde saat 21.30 sıralarında meydana geldi. Cengiz Şirin yönetimindeki 34 EHD 13 plakalı kum yüklü TIR'ın aniden frenleri patladı. Sağ şeritte ilerleyen ve direksiyonu kilitlenen TIR birdenbire sol şerite geçmeye başladı. Bu sırada TIR, sol şeritte ilerleyen otomobillere çarpıp, araçları bariyerlere sıkıştırdı. Olayda 11 otomobilde büyük çapta hasar oluştu. Kazada Murat Yüksektepe, Mehmet Hanedan, Servet Bayrak, Yusuf Güçlü ve TIR'ın sürücüsü Şirin ile CNN Türk'te program sunan Saba Tümer yaralandı. Yaralılardan Murat Yüksektepe aracında sıkıştı. Sıkışan sürücü, olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından sıkıştığı yerden çıkarıldı. Yaralılar ambulanslarla Okmeydanı ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilirken, Tümer özel araçla Amerikan Hastanesi'ne sevk kaldırıldı. Müşahade altına alınan Tümer'in bir gün hastanede kalacağı öğrenildi. TIR'ın freninin patladığını ve sola doğru ilerlediğini ifade eden görgü tanıkları sol şeritte ilerleyen araçların sıkıştığını ve otomobillerin büyük hasar gördüğünü söyledi. Tümer'in 34 GHB 60 plakalı marka minibüsünün sürücüsü, kazayı ucuz atlattıklarını ifade etti. Tümer'in sağlık durumunun iyi olduğunu belirten sürücü, ünlü sunucunun kısa bir süreliğine şoka girdiğini ve hastaneye kaldırıldığını söyledi. Olay nedeniyle TEM otoyolu Edirne istikameti yaklaşık saat trafiğe kapandı. Hurdaya dönmüş otomobiller çekicilere konularak, otoparka çekildi. Otoyol, araçların kaldırılıp, yıkanmasının ardından tekrardan trafiğe açıldı. 596597 Yeni Film Gösterime Giriyor Yeni Film Gösterime Giriyor Bu hafta gösterime yerli yapım Nefes, dokümanter film Okyanus Dünyası, çizgi film Yukarı Bak ile Büyük Aşk, Özgür Woodstock ve Zafer Çocukları giriyor. "Nefes:Vatan Sağolsun" Haftanın Tek Yerli Yapımı Yönetmen Levent Semerci'nin, Hakan Evrensel'in Güneydoğu'dan Öyküler adlı kitabından beyazperdeye uyarladığı "Nefes:Vatan Sağolsun"da başrolleri Akan Atakan, Barış Aydın, Barış Bağcı ve Cüneyt Deniz üstleniyor. Filmde Güneydoğu'da Irak sınırına yakın bir ilçedeki komando tugayında bulunan ve 2365 metre yükseklikteki Karabal Tepesi'ndeki röle istasyonunu korumakla görevlendirilen bir yüzbaşı komutasındaki 40 askerin hikayesi anlatılıyor. "Okyanus Dünyası" Belgesel Sevenler İçin Senaryosu ve yönetimi Jean-Jacques Mantello'a ait "Okyanus Dünyası", bir su kaplumbağasının okyanustaki yolculuğunun izini süren bir belgesel. İlk üç boyut uzun metraj belgesel olan Okyanus Dünyası, izleyenleri derin mavinin sihirli dünyasıyla daha da yakından tanıştıracak. Avustralya'daki "Great Barrier" resifinden, Meksika'daki Roca Partida'ya kadar geniş bir alanda köpekbalıklarının hayatını mercek altına alan dokümanter film Okyanus Dünyası'nda izleyiciler, manta vatozu, çekiç balığı, deniz tavşanı ve deniz ejderi gibi mucize canlıların yaşamına tanık olacak. "Yukarı Bak" Yetişkinlere de Yönelik Bir Animasyon Yönetmenliğini Pete Docter ile Bob Peterson'ın yaptığı "Yukarı Bak", Cannes Film Festivali'nin açılışında gösterilen keyifli bir animasyon. Minik sinemaseverlerin yanında yetişkinlere de yönelik çizgi filmde, hayatı boyunca yaşamak istediği macera hayalini gerçekleştirmek için, evine binlerce balon bağlayıp Güney Amerika'nın vahşi doğasına doğru yolculuğa çıkan, 78 yaşındaki baloncu Carl Fredricksen'ın komik maceraları konu ediliyor. "Coco Chanel ve Igor Stravinsky: Büyük Aşk" Jan Kounen imzasını taşıyan Coco Chanel ve Igor Stravinsky: "Büyük Aşk"da başrolleri Mads Mikkelsen, Anna Mouglalis, Anatole Taubman, Natacha Lindinger ve Yelena Morozova paylaşıyor. Cannes Film Festivali'nin kapanışında gösterilen filmde, kendi adını taşıyan markanın yaratıcısı Coco Chanel'le, ünlü rus besteci Igor Stravinsky'nin bir konserde tanışıp aşık olmaları ardından yaşananlar konu alınıyor. "Özgür Woodstock" Bir Ang Lee filmi olan Özgür Woodstock'da Demetri Martin, Imelda Staunton, Eugene Levy, Emile Hirsch, Henry Goodman ve Liev Schrieber rol alıyor. Elliot Tiber ile Tom Monte'nin kitabından sinemaya aktarılan filmde, Greenwich Köyü'nde eşcinsel hakların sözcülüğünü yapan iç mimar Elliot'ın, anne babasının işlettiği moteli hacizden kurtarmak için düzenlediği müzik ve sanat festivalinde başından geçenler işleniyor. "Zafer Çocukları" Haftanın bir başka kitap uyarlaması da, yönetmen Krisztina Goda'nın, Joe Eszterhas'ın romanına dayanarak çektiği "Zafer Çocukları". Soğuk savaş döneminde, 1956'da, Sovyet İmparatorluğu'nun hegemonyasındaki Macaristan'da geçen filmde, Kata Dobo, Ivan Fenyö, Sandor Csanyi ve Karoly Gesztesi oynuyor. Zafer Çocukları'nda, 1955 yılında Moskova'daki maçı hakemler yüzünden kaybeden Macar su topu takımının, Melbourne Olimpiyatları'nda rövanşı alma serüveni hikaye ediliyor. 596770 Erdoğan Irak temaslarına başladı Türkiye- Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin başkanlar düzeyindeki toplantısına katılmak üzere 'a giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanı Nuri El Maliki ile bir araya geldi. Bağdat'ta "Yeşil Hat" olarak adlandırılan bölgedeki Başbakanlık Sarayı'ndaki görüşme basına kapalı gerçekleşti. Başbakan Erdoğan 'a hareketinden önce Ankara'da yaptığı açıklmada, "'ın kuzeyinden kaynaklanan ve ülkemizi tehdit eden terörü de Stratejik İşbirliği Konseyi kapsamında ele alacağımız önemli konu başlıklarından biri olacaktır" dedi. Erdoğan, "Terörle mücadelede etkin sonuç alınmasını sağlayacak tedbirleri uygulamaya koyduğumuz süreç çerçevesinde hükümetinin somut ve kuvvetli işbirliğini ve desteğini beklediğimizi 'taki temaslarımızda gündeme getireceğiz. Kaldı ki bu güne kadar yaptığımız çalışmalarda bu konuda merkezi hükümeti olumlu yaklaşımını sürekli ortaya koymuştur ve bunu da çok açık net göstermiştir" diye konuştu. Başbakan Erdoğan daha sonra, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adil Abdülmehdi tarafından kabul edildi. Abdülmehdi'nin konutunda gerçekleşen görüşme yaklaşık 45 dakika sürdü. Görüşmenin başlangıcında basın mensuplarının görüntü almasına izin verildi. Erdoğan'a kimler eşlik ediyor? Erdoğan'a, Bağdat'a düzenleyeceği günübirlik ziyarette, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi çalışmalarının eş güdümünden sorumlu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Konsey bünyesinde görevli dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu eşlik ediyor. Başbakan Erdoğan'ın heyetinde ayrıca, 30'a yakın iş adamı ve üst düzey bürokratlar yer alıyor. 596751 Geçmişin ünlü TV dizisi Aşk Gemisi Sinop'ta Geçmişin ünlü Aşk Gemisi 'ta Geçmişin ünlü Aşk Gemisi’nin çekimlerinin yapıldığı gemiden biri olan adlı yolcu gemisiyle ’a gelen 660 turist, müze ve tarihi yerleri gezdi. Bermuda bandıralı Discovery adlı yolcu gemisiyle ’dan Sinop’a gelen turistler, Sinop Limanı’nda, Vali Yardımcısı Mustafa Özkaymak ve Kültür ve Müdürü Hikmet Tosun tarafından karşılandı. Gemiye çıkan karşılama heyeti, kaptanı John Brocklehurst’a plaket verdi. Sinop Limanı’na demirleyen 185 metre uzunluğundaki gemideki İngiliz turistler, kentteki müze ve tarihi yerleri ziyaret etti, hediyelik eşya satın aldı. Kültür ve Turizm Müdürü Hikmet Tosun, ziyaretle ilgili AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, son yıllarda kruvaziyer turizminde ilgi odağı olan Sinop’un gelecek yıllarda bu potansiyelinden daha fazla yararlanacağını söyledi. Son günlerde Sinop’a çok sayıda kruvaziyer gemisi geldiğini belirten Tosun, bunun turizm açısından önemli bir gelişme olduğunu kaydetti. -AŞK GEMİSİ Sinop’a bir günlük ziyaret için gelen ve buradan ’nın Sochi kentine gideceği öğrenilen Discovery adlı yolcu gemisinin, 1980’li yılların beğenilen dizisi "Aşk Gemisi’nin çekimlerinin yapıldığı gemiden biri olduğu bildirildi. Daha önce Island Princess adıyla hizmet veren geminin, Pacific Princess adlı yolcu gemisi ile söz konusu dizinin çekimlerine ev sahipliği yaptığını belirten yetkililer, işletmeci şirketin değişmesi sonrasında geminin adının da Discovery olarak değiştirildiğini söylediler. 595775 Boğaziçi Köprüsü bugün pembe renge boyanacak Boğaziçi Köprüsü bugün pembe renge boyanacak SAĞLIK SERVİSİ Meme Sağlığı Derneği (MEMEDER), Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı boyunca meme kanserinde erken tanının öneminin altını çizmek, farkındalık yaratmak ve daha çok sayıda insana ulaşmak için yürüttüğü bilinçlendirme çalışmalarına devam ediyor. Ekim ayı boyunca düzenlediği kampanyalarla meme kanserinde erken teşhisin önemini vurgulayan MEMEDER, bugün Boğaziçi Köprüsü'nün ışıklarını pembe renge çevirecek. Meme kanseriyle mücadelenin simgesi haline gelen pembe kurdelelerden sonra İstanbul'un en önemli simgelerinden biri olan Boğaziçi Köprüsü, bugün gece ışıklarla renklenecek. 596761 Gül ve Sarkisyan'ın koltukları satışa çıkmayacak Firma sahibi Süleyman Kara, yaptığı açıklamada, Bursa Atatürk Stadı'nda dün akşam oynanan maç için sponsor firmalar aracılığıyla şeref tribününün VIP salonunda kullanılmak üzere özel bir oturma grubu hazırladıklarını belirtti. Oturma grubunun, iki ülkenin cumhurbaşkanı tarafından kullanıldığını kaydeden Kara, ''Statta, cumhurbaşkanlarının oturacağı kalitede koltuk lazımdı, biz de talep gelince elimizden geleni yaptık. Yetkililer de koltuklar nedeniyle teşekkür etti. Kentimizi ve ülkemizi en iyi şekilde temsil edebildiysek, ne mutlu bize'' dedi. Kara, salonda kullanıldıktan sonra ihtiyaç kalmaması ve bulunduğu ortamın uygun olmaması nedeniyle oturma grubunu geri aldıklarını ifade ederek, ''Koltukları, reklam için değil, ihtiyaca cevap vermek için hazırladık. Bu nedenle koltukları satmayı düşünmüyorum, evimde kullanacağım'' dedi. Tamamen el işçiliğiyle büyük ölçüde rugan deri kullanılarak hazırlanan, Swarovski kristal taşlarla süslenen oturma grubunun toplam değeri, 10 bin dolar civarında bulunuyor. 596853 İsrail'le ilişkiler neden kırıldı? İsrail savaş uçakları her yıl coğrafi özellikleri İran ve Suriye ile benzeşen Konya'da eğitim alıyor ve böylece kendi ülkesinde kazanma imkânı olmayan "derinlikli" uçuş tecrübesini artırıyordu. Türkiye-İsrail askeri ilişkileri 1996'da imzalanan "savunma işbirliği" anlaşması ile gelişmeye başladı. Anlaşmanın temeli, 28 Şubat döneminin askeri kadroları tarafından atıldı. *** İki ülke askeri işbirliğinin gelişmesinde, Richard Perle ve Douglas Feith isimli Amerikan Musevi'si iki stratejisin İsrail Başbakanı Netanyahu için 1996'da yazdığı "Net Kırılma" isimli rapor da önemli rol oynadı. Her iki isim daha sonra Bush yönetiminde etkin görevlerde bulundular. Irak'a müdahalenin de Wolwofitz ile birlikte mimarları olarak anıldılar. Perle ve Feith, raporlarında İsrail'in Filistin Yönetimi'yle uzlaşma sürecine son vermesini, Türkiye ve Ürdün ile sıkı ilişkiler kurularak Suriye'yi çerçevelemesini öneriyordu. Raporda dile getirilen bir diğer çarpıcı öneri de Irak'ta Saddam rejiminin devrilmesi, Haşimi Krallığı'ndan birinin burada iktidara getirilerek, Lübnan Şiileri'nin de Necef üzerinden kontrol altına alınmasıydı. Bush hükümetinde görev alana kadar "Karanlıklar Prensi" olarak bilinen Perle ve ortağı Feith Türkiye'nin Washington'daki lobicilik faaliyetlerini de üstlenmeye devam ettiler. Sonuçta raporda öngörülen proje 28 Şubat'ın askeri bürokrasi sayesinde hayata geçirilebildi. Suriye kuşatıldı, Saddam rejimi devrildi... *** Türkiye açısından bu ilişkiyi cazip kılan iki husus vardı. Suriye'nin PKK terör örgütüne sağladığı açık desteği İsrail'le ilişki kurarak kırmak; PKK ile mücadele sırasındaki insan hakları ihlalleri nedeniyle Türkiye'ye uygulanmaya başlayan silah ambargolarını aşmak. Ortada her şeye rağmen "kazan-kazan" bir süreç söz konusuydu. Ancak İsrail'in son dönem arka arkaya gelen hatalı tutumları, askeri ihalelerdeki başarısızlıklarıyla birleşince hava değişmeye başladı. İsrail, insansız hava araçları 'Heron' uçaklarını Türkiye'ye teslim tarihinin üzerinde yıl geçmesine rağmen vermeyerek, PKK ile mücadeleye açık bir darbe vurdu. F-4 ve tank modernizasyonunda da fiyat şişirmelerine gittikleri ve başarılı modernizasyonlar yapamadıkları ortaya çıktı. Türkiye'ye bazı ülkeler tarafından uygulanan silah ambargosu kalkıp, Suriye de PKK'nın bitirilmesine destek vermeye başlayınca, denklem tamamen değişti. *** Ankara ile Tel Aviv hattında kopmaya bir diğer sebep de dış politikalarda yaşanan "çıkar çatışması" oldu. İsrail, topraklarını işgal altında tuttuğu Suriye'yi yakın zamanda havadan vurduğu gibi, İran'ı da vurmak istiyor. Türkiye ise, her iki komşusu ile bölgesel kalkınmanın sağlanabilmesi için güçlü ve istikrarlı ilişkiler istiyor. İsrail, Gazze saldırısı ve ablukası, Doğu Kudüs'te insan hakları ihlalleri ve Mescidi Aksa'ya yönelik kısıtlamalar konusunda Türkiye'nin yönelttiği "dostça" uyarıları da ısrarla kulak arkası ediyor. Oysa yakın çevresinde istikrar gücü ve barış sağlayıcı olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Türkiye, İsrail kadar hatta daha fazla Arap ülkelerinin de saygısına ve işbirliğine ihtiyaç duyuyor. İsrail, Türkiye'nin önceliklerini yok saydığı gibi Suriye ile arabuluculuğunu sonuçsuz bıraktı. Gazze konusunda ise, Türkiye'yi denklem dışında bırakmayı tercih etti. *** Sonuçta, "stratejik ortak" ilan ettiği Türkiye ile ilişkilerde "net kırılma" aşamasına gelindi. İsrail, Türkiye'yi suçlamak yerine çatışan çıkarları gözden geçirip, hatalarını telafi etmeye çalışmalı. Türkiye'yi kaybetmek İsrail'in bölgede arzu edebileceği en son şey olmalı... 595900 Çetin ‘Yokum’ dedi Çetin ‘Yokum’ dedi ’ta, başkan adayı olması için çalışılan seçimde yer almayacağını ifade etti. Çetin’in vereceği kararı bekleyen Aksu bugün Başkan Demirören’in karşısına çıkacağını açıklayacak ’ta ocak ayında gerçekleştirilecek genel kurul öncesinde hareketli saatler yaşanıyor. Daha seçime üç aya yakın bir zaman bulunmasına rağmen hem Başkan hem de muhalefet cephesi çalışmalarını yoğunlaştırdı, Demirören’e en büyük rakip olarak gösterilen ise aday olmayacağını ifade etti. İlk olarak Onursal Başkan tarafından dile getirilen ve tarafından da desteklenen Çetin, henüz camianın etkili isimleriyle bile görüşmeden başkan adaylığına soyunmayacağını açıkladı. Siyah-beyazlıların etkili isimleri tarafından başkan görülmek istenen Çetin’in, tribün olaylarıyla karşılaşmamak ve siyasi geçmişini tehlikeye atmamak için böyle bir yol seçtiği vurgulandı. Hikmet Çetin’in bu kararı sonrasında başkan adaylığı için soyunan Murat Aksu da bugün başkan adaylığını açıklayacak. Daha önce Çetin ile görüşerek, “Siz varsanız yanınızda yer alırım. Aksi takdirde ben ortaya çıkacağım” diyerek, 15 Ekim’e kadar süre tanıyan Aksu’nun bugün Beşiktaş binasında bir basın toplantısı düzenleyeceği ve durumu özetleyeceği belirtildi. Aksu’nun, bu gelişmelerin ardından yeni yönetim kurulu için kolları sıvayacağı ve düşündüğü isimlere resmi teklifini yapacağı ifade edildi. 596272 İşsizlik Temmuz'da %12,8 Oldu İşsizlik Temmuz'da %12,8 Oldu Bu yılın Haziran ayında 13 olan işsizlik oranı Temmuz ayında 12,8'e indi. Haziran ayında milyon 269 bin olan toplam işsiz sayısı da milyon 267 bine düştü. 596689 “Çok enteresan bir film var burada...” “Çok enteresan bir film var burada...” Toplu İdaresinin (TOKİ) için yaptırdığı 24 katlı binanın inşaatı, “uçuş hattı (mania) güvenliği sorununa” neden olduğu gerekçesiyle ruhsat verilmediği için durduruldu. Yaklaşık yüzde 17’si gerçekleştirilen inşaat tasfiye edilirken, proje, 15-16 kata indirilerek yeniden edilecek.  Bakanlığın 24 katlı binasına izin verilmezken, yolu üzerinde bulunan ’un binası 35, müsteşarlıklarının binası 25, Halk Bankasının binası ise 29 katlı. Tepe İnşaatın blok halinde yapımını sürdürdüğü iş, alışveriş ve lüks konut merkezi Tepeprime’ın en yüksek bloğu ise 19 katlı.  Ancak, giriş ve mağaza katları dikkate alındığında söz konusu binaların kat yüksekliği daha da artıyor. TOBB ve Tepeprime’ın binalarının Tarım ve Köyişleri Bakanlığının binalarına “karşılıklı” denecek kadar yakın olması dikkat çekiyor. AA muhabirinin belirlemelerine göre, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, yeni hizmet binasının yapımı için ile 2007 yılında bir protokol imzaladı.  Protokol uyarınca, bakanlığın Eskişehir yolu 9. kilometredeki Lodumlu mevkisindeki kampüsünde, TOKİ yeni bir bakanlık hizmet binası yapacaktı ve hizmet binası yapımı karşılığında bakanlığın Yolu kampüsünde bulunan alan da TOKİ’ye devredilecekti. Protokol kapsamında, Yenimahalle’deki arsayı alan TOKİ, burada hasılat paylaşımı yöntemiyle 1000 civarında konut yaptı ve sattı. Bakanlığın hizmet binası yapımı için 2008 yılı Ocak ayında düzenlenen açık ihaleyi ise 47 milyon 696 bin 790 lira bedelle Sigma İnşaat ve İşletmeleri Ticaret AŞ kazandı. Başlangıç tarihi 22 Şubat 2008 olan inşaatın 10 Şubat 2010’da bitirilmesi gerekiyordu. Edinilen bilgiye göre, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, imar planı onaylı projeyi TOKİ’ye verdi. Mimar Hüseyin Keçeci’ye ait proje, 24 katlı bir binadan oluşuyordu ve bakanlığın genelindeki birçok hizmet biriminin binada toplanmasını öngörüyordu. İmar planında binalar için yükseklik sınırı bulunmadığı için, TOKİ, ihaleyi tamamlayarak, kazanan firmaya yer tesliminde bulundu. Şubat 2008’de inşaat çalışmalarına başlayan Sigma İnşaat, Mayıs ayında Belediyesine ruhsat için başvurdu. Yetkililer, normalde 15 günde belediyenin inşaat ruhsatı vermesi gerekirken, ay sonra, 15 Eylül 2008’de “uçuş güvenliği sorunu nedeniyle bina konusunda Başkanlığından görüş alındığı ve 916 kot (deniz seviyesinden yükseklik) üzerindeki yükseklik nedeniyle binaya uçuş güvenliği açısından ruhsat verilemeyeceği”nin bildirdiğini söyledi.  Bunun üzerine ay kadar önce TOKİ inşaatı durdurarak, firmayı tasfiye etti. Halen 7, kat seviyesine gelen inşaatın yüzde 17’si tamamlanmış durumda.  Diğer taraftan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, bakanlığın karşısında inşaatı süren Tepeprime’e 939 kot için ruhsat verildiğine işaret ederek Genelkurmay Başkanlığından tekrar görüş istedi. Genelkurmay Başkanlığından bu yıl Eylül ayında gelen yazıda, “uçuş güvenliği açısından bölgedeki yapılaşma yüksekliğinin 916 kot olarak uygun görüldüğü, ancak, bölgedeki mevcut yapılaşma dikkate alındığında bu yüksekliğin 939 kotun üzerine çıkmamasının uygun olacağı” belirtildi. Bunun üzerine, 939 kot yüksekliğine göre inşaatın tamamlanması için çalışmalar tekrar başlatıldı. Verilen bilgiye göre, bakanlığın binası öngörüldüğü gibi 24 katlı olarak tamamlansaydı, yüksekliği 108 metre olacaktı. Bu da 977 kota denk geliyordu.  Genelkurmay Başkanlığı Güvercinlik- havacılık tesislerindeki maniadan dolayı, ilk aşamada ancak 916 kota kadar proje uygulanabileceği bildirildi. Bu da projenin yüksekliğini 48 metreye kadar düşürüyordu. Ancak, daha önce Tepe İnşaat’ın yapımını sürdürdüğü Tepeprime’a 939 kot için ruhsat verildiği belirlenerek, bakanlık binasına da aynı yükseklik için ruhsat verilmesi amacıyla tekrar başvuruldu. 939 kot için ruhsat verilmesi halinde bakanlığın binası zemin hariç 16 kat, 69 metre civarında yükseklikte inşaa edilebilecek. Binanın kat toplamı 24’ten 16’ya indirilirken, kapalı alanı da 62 bin metrekareden 42 bin metrekareye düşecek. tarafından yapılan TOBB’un kapsamında aldığı 35 katlı iki binanın kotunun 971 olduğu belirtiliyor. Toplam bloktan oluşacak Tepeprime’ın zeminler hariç 19 katlı en yüksek binasının yüksekliğinin 84 metre olacağı kaydedildi. “ÇOK ENTERESAN BİR FİLM VAR BURADA...”TOKİ Başkanı konuyu değerlendirirken, “TOBB’un binalarını emsal gösterdik. (Burada daha önce yapılan TOBB’un binaları var, bize de bu yüksekliği verin) dedik. Gittik geldik, gittik geldik, yakardık, ettik ne yaptıysak bize izin vermediler. Şimdi Tepe İnşaatın sürdürdüğü Tepeprime’a yakın bir yükseklik için bize izin veriyorlar. Çok enteresan bir film var burada...  Yeni bir proje yaptık. Tarım ve Köyişleri Bakanı uygun buldu. Yakında ihaleye çıkacağız” dedi. Projeyi, Mimar Hüseyin Keçeci, verilen yüksekliklere göre yeniden yapılandırıyor. TOKİ, inşaatın tamamlanmasına yönelik ihaleye ay içinde çıkmayı planlıyor. Önceden planlanan 24 katlı bina yapılsaydı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Ankara’da en yüksek katlı hizmet binası sahibi bakanlıklardan biri haline gelecekti. Önceden, ’da Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait binada olarak hizmet veren bakanlık, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün kapatılmasının ardından, bu genel müdürlüğün Eskişehir yolu Lodumlu mevkisindeki binasına taşınmıştı. TOKİ, ayrıca bu hafta Gümrük Müsteşarlığı için Eskişehir yolu üzerinde yaptırılacak yeni hizmet binasının ihalesini de gerçekleştirdi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığının yanındaki arsada yapılacak binanın 10 katlı olduğu ve yükseklik sorununun bulunmadığı kaydedildi. SİGMA İNŞAAT, TEKEL’İN KULELERİNİ YAPAN CEYLAN HOLDİNG’İN ŞİRKETİTasfiye edilen inşaat ihalesine en düşük teklifi veren Sigma İnşaat ise Ceylan Holdingin bir şirketi. Hızlı projesi kapsamında ’da 15 kilometre, Eskişehir’de 30 kilometrelik bölümün altyapı inşaatını yapan firmanın bağlı olduğu Ceylan Holding inşaat grubu, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği, Tekel Genel Müdürlüğünün (Başbakanlık hizmet binasına dönüştürülen ve sonra TOBB’a satılan) Ankara-Eskişehir yolu üzerindeki ikiz kuleleri, kompleksi, Ankara- Çokkatlı Otopark ve Semt Hali, lüks otel ve tatil köyleri, toplu konutlar, Büyükelçiliği binalarını yaptı. 596635 Fazıl Hüsnü Dağlarca, ölümünün 1. yılında anıldı Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı yaşarken öğrencileriyle bir araya getiren ve şairin bağışladığı kişisel eşyalarıyla ''Dağlarca Burada'' odası oluşturan Bilfen Çamlıca İlköğretim Okulu'nda ölümünün birinci yılında ünlü şair için anma töreni düzenledi. Törende, Dağlarca sevdiği şarkılar ve şiirleriyle anılırken, özel eşyalarının bulunduğu ''Dağlarca Burada'' odasına çiçekler bırakıldı. Türk edebiyatının en önemli şairlerinden Fazıl Hüsnü Dağlarca, çalışma masası, kalemleri, pikabı, fotoğrafları ve imzalı kitaplarından oluşan özel eşyalarını Bilfen Okullarına bağışlamıştı. Bu eşyalar, Çamlıca İlköğretim Okulu'nda, ismini kendisinin verdiği ''Dağlarca Burada'' isimli odada saklanıyor. Bilfen Okullarından yapılan açıklamada, Dağlarca'nın vefatından kısa bir süre önce açıkladığı vasiyetinde kitaplarının satışlarından elde edilecek gelirden de Bilfen'de burslu olarak öğrenim gören çocukların yararlanmasını istediği bildirildi. 595814 milyardan fazla insan aç kaldı milyardan fazla insan aç kaldı Gıda krizine ekonomik bunalımın eklenmesi üzerine dünyada açlıkla ilgili bu yılın başında yapılan ve çok ağır sonuçları ortaya koyan öngörüler gerçek oldu. BM'ye göre, 2009 yılında milyar kişi gıdasız kaldı. Dünyada açlığa ilişkin yıllık raporda, 2009'da, bir önceki yıla göre yaklaşık 100 milyon kişinin daha aç kaldığı ve bunun son 40 yıldaki en yüksek aç sayısı olduğu vurgulandı. 597335 Irak'la 48 anlaşma imzalandı Irak'la 48 anlaşma imzalandı Türkiye ile Irak arasında 48 mutabakat muhtırası imzalandı. Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Ortak Kabine Toplantısı'nın ardından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin hazır bulunduğu toplantıda 48 mutabakat muhtırasına ilgili bakanlar tarafından imza konuldu. İmzalanan mutabakat muhtıraları şunlar: TİCARET Irak ve Türkiye Arasında Düzenlenecek Fuarlara İlişkin Mutabakat Muhtırası, Serbest Ticaret Anlaşmasının Olası Etkilerinin İncelenmesi İçin Kurulacak Komisyona İlişkin Mutabakat Muhtırası, Ortak Yatırım Komisyonu Kurulmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası, Serbest Bölgeler Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Muhtırası, Yeni Sınır Kapılarının Açılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası. İÇİŞLERİ Güvenlik İşbirliği Anlaşması, Polis Eğitimi Alanında İşbirliği Protokolü, İstihbarat Eğitimi Alanında İşbirliği Protokolü, Terörle Mücadele Anlaşması. Müteahhitlik, Müşavirlik, Toplu Konut, Altyapı, Yol ve Köprü Projelerinin Gerçekleştirilmesine İlişkin Mutabakat Muhtırası, Teknik Eğitim Alanında İşbirliğinin Sağlanmasına İlişkin Mutabakat Zaptı, Standardizasyon ve İnşaat Malzemesi Üretimi Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı. SAĞLIK Sağlık Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Muhtırası, Ortak Sağlık Haftaları Düzenlenmesine Dair Çalışma Protokolü, Tıbbi Tecrübe Alışverişinin Düzenlenmesine Dair Çalışma Protokolü, Iraklı Sağlık Personelinin Türkiye'de ve Irak'ta Eğitimine Dair Çalışma Protokolü, Irak Ulusal Sağlık Sistemine Destek Sağlanması ve Sağlık Sisteminin Güçlendirilmesine Dair Çalışma Protokolü, Türkiye'de Hasta Tedavisi Sağlanmasına Dair Çalışma Protokolü, Kardeş Hastane Kurulmasına Dair Çalışma Protokolü, Bir Tıbbi Ekipman Bakım ve Kalibrasyon Merkezine Yardımcı Olmak Üzere Teknik Destek Sağlanmasına Dair Çalışma Protokolü, Hudut Sağlığına Teknik Destek Sağlanmasına Dair Çalışma Protokolü, Hastane Yönetimine Teknik Destek Sağlanmasına Dair Çalışma Protokolü, Türkiye ve Irak Arasında İlaç, Tıbbi Cihaz ve Malzeme Ticaretinin Teşvikine Dair Çalışma Protokolü. ULAŞTIRMA Gaziantep-Musul hattında taşıma yapan bir yük treninin Ekim ayı içinde sefere konulması ve bu sefere mahsus olmak üzere bir defalık vagonların geri dönüşü için tanınan günlük sürenin 15 güne çıkarılması, akabinde bu hatta düzenli tren seferlerinin yapılması için iki ülke demir yolu idarelerinin gerekli çalışmaları yapması ve buna dair bir Mutabakat Zaptı, İki ülke arasında yeni ve doğrudan demir yolu bağlantıları kurulabilmesi için gerekli etüt ve proje çalışmalarının müşterek olarak sürdürülmesi hususunda bir Mutabakat Zaptı, Irak demir yollarının lokomotif, vagon ve yedek parça ihtiyaçlarının ilgili Türk kurumlarından alınması ve bu çerçevede; İlk olarak TUVASAŞ'tan 14 adet yolcu vagonunun satın alınması ve buna ilişkin sözleşme, Finansman ihtiyaçlarının giderilmesi halinde TÜLOMSAŞ'dan 30 adet lokomotif ve TUVASAŞ'dan 50 adet yolcu vagonu satın alınması için yapılan görüşmelerin sonuçlandırılması ve lokomotif satışlarına dair bir Mutabakat Zaptı, Irak Demiryollarının mevcut lokomotifleri ile yolcu vagonlarının revizyon ve yenilenmeleri ile eğitim konularında iki ülke ilgili kurumları arasında iş birliği yapılmasına dair Mutabakat Zaptı, Araç muayene, denetim, sürücü lisansları, firma lisansları ve kara yolu mevzuatı gibi teknik konularda iki ülke arasındaki iş birliğinin geliştirilmesi hakkında bir Mutabakat Zaptı, Otobüs terminallerinin fizibilite çalışması, inşası ve işletilmesi konularında iş birliğine yönelik bir Mutabakat Zaptı, Yolcu ve yük taşımacılığı yapan Türk özel firmaları ile Irak Devlet Taşımacılık Şirketinin ortaklığı vasıtası ile Irak'ta faaliyet gösterilmesi konusunda bir Mutabakat Zaptı, Irak milli denizcilik şirketi ile Türk özel denizcilik şirketlerinin ortak taşımalar yapabilmesi, limanların temizlenmesi, batık gemilerin çıkarılması vb. konularda iş birliği imkanlarının gözden geçirilmesi ve diğer ortak denizcilik faaliyetlerinin düzenlenmesine ilişkin bir Mutabakat Zaptı, Denizcilik Alanına İşbirliğine İlişkin Mutabakat Muhtırası,İki Ülke Arasında Yeni ve Doğrudan Demiryolları Hattı kurulabilmesi İçin Gerekli Etüt ve Proje Çalışmaları'nın Sürdürülmesi İçin Mutabakat Muhtırası. Limanların Temizlenmesi Batık Gemilerin Çıkarılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası ÇEVRE-ENERJİ Su Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı, Ormancılık Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı, Meteoroloji Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı, Çevre Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı Irak Doğal Gazının Türkiye Üzerinden Avrupa Ülkelerine Nakli Konusunda Mutabakat Muhtırası, Doğal Gaz Boru Hatlarının (Şehir içi dağıtım şebekeleri dahil) Planlanması, Yapımı, İşletimi ve Bu Hususlarla İlgili Mevzuat Altyapısının Hazırlanması Konusu da Dahil Olmak Üzere Irak Tarafına Türkiye Tarafından Verilecek Eğitime İlişkin Mutabakat Muhtırası, İki Ülke Arasındaki Yeni Elektrik İletim Hatlarının Tamamlanması ve Mevcut İletim Kapasitesinin Artırılması Hususlarında Mutabakat Muhtırası, Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı Taşıma Anlaşmasının Süresinin Uzatılmasına İlişkin Anlaşma. TARIM Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırası, Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırası, Bitki Sağlığı ve Karantina Mutabakat Muhtırası. 596075 Real Love Feyzi Hepşenkal Arayış FRANCİS Coppola, ’da bir “aşk filmi” çekecek. Filmde “Türk oyuncularla çalışacakmış” açıklamaya göre.. Keşke bir starını da getirse. Misal, Partneri de AKP’li Edibe Sözen olsun. Nasılsa şu aralar vakti bol ve yaşanan olaylar düşünüldüğünde, “buruk bir aşk hikâyesi” için havaya girmekte fazla zorlanmaz! Film, aşk filmi olunca, bambaşka bir prodüksiyon yaratmak mümkün. Hele Başbakan Erdoğan’ın, “Benim aşkım gerçek aşktır ve bugüne kadar da hayatım benim hep böyle yaşanmıştır, böyle geçmiştir şeklindeki sözleri düşünüldüğünde... Tamam işte. Filmin afişini hemen hazırlayalım ünlü yönetmenin yerine: Francis Ford Coppola presents REAL LOVE Starring: -  Francis Ford Coppola’dan bir ricam var ama... Her ne kadar filmin ana mekânı İstanbul’sa da, bazı sahneler ’de geçebilir; Hülya Avşar’ın eski boy frendi burada yaşayabilir pekâlâ. Bu rol için, birkaç tane adayım olsa da, kimin adını yazsam alınganlık gösterecek, feryat figân sağı solu rahatsız edecektir. İyisi mi, kendimi feda edeyim! Varsayın ki, (tabii rol icabı) Avşar’a tutkusu yüzünden epey maraza çıkaran biriyim. Bunun üzerine Erdoğan, “Vay anasını, sen benim sevgilime yan gözle nasıl bakarsın lan” deyip, soluğu İzmir’de alıyor. Alt alta, üst üste cebelleşiyoruz. Sonrası mı? Onu da Francis Ford Coppola bilir! Emniyet, takipte... İster öneri, ister eleştiri... Kim, ne yazarsa yazsın veya söylerse söylesin, fark etmiyor. Bazıları, aha... Duvar gibi! Aslında duvarı kendi elleriyle örüyorlar. Herhalde iş işten geçtikten sonra, kafalarını vurmak için! Bazıları da her an tetikte. Küçücük bir sese bile, anında tepki veriyor. Örnekse, İzmir ... ’ın “şüpheli listesinde” yer aldıklarını söyler söylemez, Bilgi İşlem Müdürü arkadaşımız aradı; olayı takip ettiklerini, dört kez yazıştıkları, sorunun Google’ın hassas filitrelerinden kaynaklandığını, çözümü için cevap beklediklerini anlattı. Ben bilgilendim. Sizin de haberiniz olsun. Tek karelik pasta 596892 Ağlayan erkeklerin sayısı artıyor Ağlayan erkeklerin sayısı artıyor Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Esma Durugönül, 'ağlayabilen erkeklerin' sayısının arttığını söyledi. AÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünce düzenlenen, 'Küreselleşen Dünyada Erkeklik ve Beden' sempozyumunun koordinatörlüğünü yapan Doç. Dr. Esma Durugönül, sempozyumun ilk bölümünün ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Doç. Dr. Durugönül, sosyoloji bölümünde beden ve erkeklik alanında çalışmalar yapan kişi olduklarını, kendi aralarındaki konuşmalar sonrasında böyle bir sempozyum düzenlemeye karar verdiklerini belirtti.  Beden ve erkeklik konusunun Türkiye'de çok fazla konuşulmadığını ifade eden Durugönül, Türk kültüründe erkeklerin her zaman güçlü, duygularını göstermeyen insanlar olarak gösterildiğini söyledi. Homoseksüellerin toplumda erkek olarak kabul edilmediğini kaydeden Doç. Dr. Durugönül, erkekliğin dünyada 1980'lerde, Türkiye'de ise 1990'larda gündeme geldiğini bildirdi. Durugönül, çalışmalara başladıktan sonra öğrencileri arasında da eş cinsel olanlarla iletişim kurduğunu ve bazı öğrencileriyle bu konuda konuştuğunu kaydetti. Sinema sanatçılarına eş cinsel bir karakteri canlandırmak isteyip istemediği sorulduğunda kimilerinin 'Asla' cevabını verdiğini söyleyen Durugönül, şöyle devam etti: 'Aslında rolü oynarken farklı bir şey yapmayacak, yine erkek olacak, bu anlaşılmıyor. Homoseksüel olduğu bilinen bazı isimler toplumda baş tacı edilirken sıradan vatandaşın homoseksüel olması sorun oluyor. Bu da 'Onlar ne yaparsa yapsın ama benim kızım, oğlum öyle olamaz' düşüncesinden kaynaklanıyor. Tepkiler çoğu zaman eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Eğitim bunda önemli bir faktör. Kapalı ve eğitimsiz toplumlarda bu tür durumlara böyle yaklaşımlar beklemek çok daha zor.' İnsanların kendileri tercih ettikleri için heteroseksüel veya homoseksüel olmadığını kaydeden Durugönül, 'cinsel tercih' sözünün yanlış olduğunu, doğrusunun 'cinsel yönelim' olduğunu bildirdi. Son zamanlarda konuşulduğunun aksine Türk toplumunda eş cinselliğin artmadığını, sadece farkındalığın arttığını belirten Durugönül, medya sayesinde eş cinsellerin daha fazla fark edildiğini bildirdi.  'BAKIMLI ERKEKLER ARTMAYA BAŞLADI' Doç. Dr. Durugönül, eş cinsellerin toplumda dışlandığını ve görüntüleri nedeniyle istihdam edilmediğini, bu nedenle fuhuş sektöründe yer aldıklarını düşündüğünü ifade ederek, şöyle konuştu: 'Erkekler aslında insanlaşıyor. Çünkü insanın ağlamaması, evin idaresinin sadece ondan sorulması hakça değil. 'Erkekler lightlaşıyor' demek yanlış. Bugün ağlayabilen erkeklerin sayısı artıyor. Toplum da bunu doğal görmeye başlıyor. Toplumdaki erkeğin her zaman güçlü olması gerektiği düşüncesi yavaş yavaş siliniyor. Bakımlı erkekler artmaya başladı. Bu da garip değil. Bu insanın kendini nasıl sunmak istediğini gösteriyor.' 'Toplumsal cinsiyet ve beden politikaları', 'Aidiyet, kimlik, temsil bağlamında erkeklik', 'Eğitim, beden ve/veya erkeklik', 'İnsan hakları ve yurttaşlık bağlamında erkeklik', 'Etik, beden ve/veya erkeklik', 'Spor, beden ve/veya erkeklik', 'Tüketim kültürü, beden ve/veya erkeklik', 'Medyada beden ve/veya erkeklik', 'Globalleşme bağlamında beden ve/veya erkeklik', 'Göç, beden ve/veya erkeklik', 'İktidar, beden ve/veya erkeklik' konularının ele alınacağı sempozyum, yarın sona erecek. 595811 Büyük kaçış HANOİ (AA) Vietnam'ın kuzey kıyılarında, yaklaşan Parma tropik fırtınası yüzünden 30 bin kişi tahliye edildi. Fırtınanın bu akşam ülkenin kuzey kıyı bölgelerine yaklaşması ve etkisinin azalması bekleniyor. Bu bölgelerde fırtına ile birlikte yağmur da başladı, ancak yetkililer bir sel felaketi beklenmediğini kaydetti. Filipinler'de ay başında Parma fırtınasında 375 kişi ölmüştü. 596865 Obama'ya Nobel Verilmesi Tartışılıyor Obama'ya Nobel Verilmesi Tartışılıyor Bir İsveç gazetesinin haberine göre Nobel komitesinin üyesinden üçü ödülün Obama'ya verilmesine karşı çıkmış. Yayına Giriş: 15.10.2009 15:56:52 Güncelleme: 15.10.2009 15:56:52 Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama'ya Nobel barış ödülünin verilmesiyle ilgili spekülasyonlar sürüyor. Bir İsveç gazetesinin haberine göre Nobel komitesinin üyesinden üçü ödülün Obama'ya verilmesine karşı çıkmış. Gazetenin haberine göre popülist sağ, sosyalist sol ve muhafazakar parti temsilcileri, ödülün Barack Obama'ya verlimesine ilk başta itiraz etti. İşçi Partisi mensubu komite başkanı diğer üye ise ödülün Barack Obama'ya verilmesinden yana tavır aldı. Nobel komite sözcüsü, bunun normal bir durum olduğunu ve her yıl birçok adayla başlayan görüşmelerin, sonunda uzlaşma zemini bulduklarını söyledi. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Obama da ödül haberini duyunca şaşırdığını belirterek, "Böyle büyük bir ödülü hak etmek için, gerekenleri yaptığım konusunda şüpheliyim" demişti. 596401 Siyasi mahya aşamalı planın ilk parçasıymış! İddialara göre; 29 Ekim'de Sultanahmet Camii'ne çapraz bayrak asılacak ve camilere ellerinde büyük bayraklar olan cemaat sevki yapılacak. 10 Kasım'da ise camilere bayrak yanında Atatürk posterleri de astırılarak provokasyonlar gerçekleştirilecek. Rotaryenler son olarak cami kürsülerinde değişik isimler altında kurdukları sözde yardım kuruluşlarının “kendilerinin hayır işlerinde bulunduklarına” dair vaaz verdirilmesi ile cami avlularında değişik isimler altında kurulmuş rotary kulüplerine para yardımı toplatılması için de girişimde bulunacaklardı. Vakit Gazetesinin online sitesi olan sitesinde yer alan Yener Dönmez imzalı haberde yer alan  mahyalara yazıla siyasi söylemler aşamalı bir planın parçası. Site muhabirinin rotaryen çevrelerden ele geçirdiğini iddia ettiği bir belgeye dayandırdığı belirtilen bilgilere göre planın aşması şöyle: 1- Camilerin mahyalarında dindışı ve milli içerikli öğelere yer verdirmek! 2- 29 Ekimde camilere çapraz bayrak astırarak büyük bayraklarla camilere cemaat sevki sağlayıp buna karşı çıkanları bayrak düşmanı olarak mimletmek! 3- 10 Kasım'da camilere bayrakların yanı sıra Atatürk posterleri astırıp buna karşı çıkanları Atatürk düşmanı ilan etmek! 4- Camiler üzerinden rotaryenlerin “hayır faaliyetlerinde bulunduğu” görüşünü kamuoyuna yaymak! 5- Rotaryenlerin yaptıkları hayır faaliyetleri çerçevesinde sembolik birkaç camiden yardım toplanması ile önemli bir imaj kırılması sağlamak! Habere göre, Masonlar, provokasyon amaçlı bu sinsi planla hem toplumu kamplara ayırıp hem de ilk kez Müslümanların mabetlerini kullanarak halk nezdinde kendilerini legalleştirip amaçlarını gerçekleştirmiş olunacaktı. 596276 Astronomi düşmanı Vatikan'da astronomi sergisi Hıristiyanların kutsal yeri Vatikan, müzesinde "Astrum 2009: ve Enstrümanları" isimli ilginç bir sergiye evsahipliği yapıyor. -- Birleşmiş Milletler'in 2009'u Uluslararası Yılı ilan etmesi nedeniyle düzenlenen sergide gelişmemiş teleskoplardan, kutsal kürelere, orijinal el yazması eserlerden aralarında Galileo'nu da bulunduğu birçok bilim adamına ait dökümanlara kadar çok sayıda ilginç ve tarihi eser sergileniyor. Serginin görmeye değer en önemli eseri ise Galileo'nu 1610 yılına tarihlenen teleskopu. Vatikan'ın "kirli" astronomi tarihi Geçen yıl Papa 16’ncı Benedict’in 75 yıl önce kurulan gözlemevini kapatacağını açıklamasıyla yeniden alevlenen Vatikan- kavgası aslında yeni bir kavga değil. Vatikan daha önce de  ünlü astronom Galileo’yu 1623’te “Dünyanın etrafında döndüğünü”  söylediği için engizisyona vermiş, işkenceyle tehdit ederek bu iddiasını geri çekmesini istemişti. Vatikan bu olaydan tam 366 yıl sonra Galileo'ya teşekkür edip ünlü bilim adamının cezalandırılmasıyla bir ilişkileri olmadığını iddia etmişti. 596654 TESK'ten esnafa domuz gribi uyarısı Palandöken tarafından yapılan yazılı açıklamada, TESK tarafından bağlı oda, birlik ve federasyonlara, domuz gribi konusunda genelge gönderildiği belirtildi. Genelgede, domuz gribi virüsünün yayılmasını önlemek için masalar, kapı kolları, banyo yüzeyleri, mutfak ve satış tezgahları gibi satıhların günlük temizlikte kullanılan deterjanlarla temizlenmesinin yeterli olduğu belirtildi. Palandöken, domuz gribinin Türkiye'de yaygınlaşmasının önlenmesi amacıyla esnaf ve sanatkarlardan, özellikle müşterileriyle yoğun ve yakın ilişki içerisinde bulundukları işyerlerinde, hijyen ve temizlik kurallarına titizlikle riayet etmelerini istedi. 596850 15:54 CHP ile Egemen Bağış arasında 'özür' krizi ile arasında 'özür' krizi AB Uyum Komisyonu’nun ’li üyeleri, Devlet Bakanı ve ’ın daha önce yaptığı muhalefete yönelik açıklamaları nedeniyle özür dilemesini istedi. CHP’li üyeler, Bağış’ın özür dilemesini beklemeden salonu terk etti; Bağış, daha sonra özür dilediğini söyledi. Bağış’ın, AB Uyum Komisyonunda AB üyelik sürecindeki gelişmeler hakkında bilgi verdiği toplantıda, tartışma çıktı. CHP Genel Başkan Yardımcısı, Milletvekili usul hakkında söz aldı. Öymen, Bağış’ın muhalefete yönelik açıklamasını ’nın haberinden okuyarak, Bağış’ın özür dilemesini, aksi halde salonu terk edeceklerini söyledi. Egemen Bağış’ın, metnin tamamının okunması gerektiğini ifade etmesi üzerine, komisyonun CHP’li üyeleri Bağış’a tepki göstererek, salonu terk etti. Bakan Bağış, "Sözlerime muhalefetten alınan varsa özür dilerim" dedi. 595668 Cumhurbaşkanı Gül ve bakanlar Ankara'da Abdullah Gül'ü, Esenboğa Havalimanı'nda Cuhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Nadir Alpaslan, Ankara Valisi Kemal Önal, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ve öteki ilgiler karşıladı. Cumhurbaşkanı Gül ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Devlet Bakanı Faruk Özak da Ankara'ya geldi. 595764 Bursa'da bir günlük olağanüstü hal ilanı Bursa'da bir günlük olağanüstü hal ilanı Maçın yapılacağı stadın etrafında polis dün akşam saatlerine kadar seyircileri sokmadı. Tarafların gireceği kapılara Ray cihazları yerleştirildi. bin 500 polis ve özel güvenlikçi görevlendirildi. ERGÜN ÇOLAKOĞLU Türkiye-Ermenistan maçı öncesinde Bursa'da olağan üstü güvenlik önlemleri alındı. Gün boyunca kentte olayların çıkmaması için yoğun çaba harcandı. Bütün tezahuratların Bursaspor taraftarlarının yer aldığı kapalı tribünden yapılması dikkat çekti. Kurum ve kuruluşların davetlilerinin yer aldığı açık tribünlerde ise çıt yoktu. Tüm yasaklara rağmen bir şekilde stada sokulan Azerbaycan bayrakları milli marşlar esnasında tribünlerde görüldü. Konuk takım tribünleri kapalı olduğundan Ermenistan takımı atağa kalktığında sadece basın tribünlerindeki ve VIP bölümündeki Ermenistanlı gazetecilerden coşkulu sesler yükseldi. Maç öncesinden Bursaspor taraftarlarının olay çıkarması beklenirken maç sırasında tek olay basın tribününde çıktı. Konuk gazetecilerin açtığı Ermenistan bayrakları fubol federasyonu yetkilileri tarafından FİFA kuralları gerekçe gösterilerek engellenmek istendi. Ermenistan Milli Takımı yetkililerinin uyarılar yetersiz kanlınca Ermenistan yetkilileriyle TFF yetkilileri de biraraya geldi. Sonuçta federasyon yetkilileri, durumu tolere etmeye karar verince kriz çözüldü. Geniş güvenlik önlemi Cumhurbaşkanı Gül'ün Sarkisyan'la Almira Oteli'ndeki görüşmesi sırasında polisin çevrede güvenlik önlemi alması gözlerden kaçmadı. 596595 Ankara'da Domuz Gribi Alarmı Ankara'da Domuz Gribi Alarmı Bilkent'te bir ilköğretim okulunda görülen domuz gribi vakası 10'a yükseldi. Bugün öğrenci ve velilerden numune alınacak. Yayına Giriş: 15.10.2009 10:32:03 Güncelleme: 15.10.2009 11:04:54 Ankara'da dün (14.10.2009) başlayan domuz gribi alarmı devam ediyor. Bir ilköğretim okulunda tesbit edilen virüs şu ana kadar 10 kişiye yayıldı. Sağlık Bakanlığı virüsün daha fazla yayılmaması için gerekli bütün önlemleri alıyor. Bakanlık Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Seracettin Çom, artan vaka sayısını beklenen ikinci salgın dalgası değil, küçük lokal bir salgın olarak nitelendirdi. Bugün de (15.10.2009) öğrenci ve velilerden numune alınacak. Seracettin Çom, yapılacak tetkikler sonucu vaka sayısında artış görülebileceğini söyledi. Vakaların iyi durumda olduğunu, evde gözlem altında tutulduğunu belirten Çom, hastaneye yatmayı gerektiren ağır bulguların olmadığını söyledi. Seracettin Çom, hastalarla temas edenlerin sağlık ekiplerince izlendiğini, fazla büyümeden, başka mahalleye sıçramadan önlenmeye çalışıldığını sözlerine ekledi. 596161 Malatya'da tehlikeli gerginlik 'da tehlikeli gerginlik İnönü Üniversitesi kampusunda çıkan kavga, kent merkezine taşındı: Biri 'li iki öğrenci bıçaklandı, bir öğrenci dövüldü İnönü Üniversitesi Kampusü'nde karşıt görüşlü iki öğrenci grubu arasında önceki gün çıkan kavgada öğrenci hafif yaralandı. Gerginlik dün de sürürken kent merkezinde taşınan kavgada öğrenci bıçakla yaralandı, öğrenci de dövüldü. Bıçaklanan öğrencilerden biri üyesi. İnönü Üniversitesi Kampusü otobüs durakları bölgesinde karşıt görüşlü öğrenciler S.O. (25) ile E.G.G. (21) arasında çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu, otobüs durakları bölgesinde bekleyen bu kişilerin yandaşları birbirine girdi. grup arasında çıkan kavgada hafif şekilde yaralanan Y.K. (20), M.K.G. (19), E.G.G., V.Ş. (21), Ü.K. (19), U.A.Y. (20) ve S.O., Tıp Merkezi'nde ayakta tedavilerinin ardından taburcu edildi. Dün de kent merkezinde binasının arka sokağında, kampusteki kavgaya karışan F.B., S.D. ve U.A.Y. adlı öğrenciler bıçaklı saldırıya uğradı. Olayda F.B. ve S.D. bıçakla yaralanırken U.A.Y. de dövüldü. Saldırganlar olay yerinden kaçarken, yaralı öğrenciler gelen ambulansla Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. F.B. ve S.D., ilk tedavilerinin ardından Turgut Özal Tıp Merkezi'ne sevk edildi. DTP: ÖĞRENCİ OLMAYAN KİŞİLER Bıçaklanan İnönü Üniversitesi öğrencisi F.B.'nin aynı zamanda DTP Malatya Merkez İlçe Yönetim Kurulu üyesi olduğu bildirildi. DTP Merkez İlçe Başkanı Zeki Kılıçgedik, Turgut Özal Tıp Merkezi önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, İnönü Üniversitesi'ne, öğrenci olmayan bir takım insanların alındığını ve öğrencilere saldırılar düzenlendiğini iddia etti. Kılıçgedik, “Biz bu olaydan uzun zamandır rahatsızız. Öğrenci olmayan kişiler üniversiteye alınarak gerginlik yaratılıyor” dedi 595684 Profesöre ‘hacker’lık suçlaması Profesöre ‘’lık suçlaması ’ne ait resmi internet sitesini hackledikleri iddia edilen 1’i öğretim üyesi kişi hakkında Erzurum 3’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı Geçen Şubat’ta ’ne ait ‘www.atauni.edu.tr’ internet sitesine şifre kırarak girip müdahale eden bir grup, İlahiyat Fakültesi bölümünde, ‘Öğrencilere duyuru’ başlığı altında, ‘Sevgili öğrenciler, sizlere daha iyi hizmet verebilmek amacıyla, Kırkıncı Hoca cemaatiyle kurduğumuz yararlı işbirliğimiz sonucunda barınma ihtiyaçlarınızı gidermek üzere yurtlarından barınabilmenize imkân tanıyan muvakeleyi Sayın Hoca Efendi’nin lütfu ile nihayete erdirmiş bulunuyoruz. Başvurularınızı dekanlığımıza yapabilirsiniz’ yazdı. Üniversite yönetimi  sonrası suç duyurusunda bulundu. Bilişim suçu kapsamında  aralarında ve öğrencilerin bulunduğu kişi gözaltına alındı.  İnceleme sonucu Prof. Dr. Bünyamin Yıldız ile kişi hakkında, Temmuz 2009’da yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.  596452 Türkiye'nin ilk meyvesuyu fabrikası AVM oluyor Gülsan Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Güldüoğlu, AA muhabirinin, yıkılan Meysu Fabrikası'nın arazisiyle ilgili sorularını yanıtladı. Güldüoğlu, ''Kayseri-Ankara kara yolu üzerinde bulunan Meysu Fabrikası yıkıldı. Bu alana çelikten, kompozit tarzda bir alış veriş merkezi kuracağız'' dedi. Kayseri girişinde 51 bin metre karelik alan üzerine kurulu Meysu fabrikasının binalarının yıkımına Mayıs ayında başlanıldığını ve yoğun çalışmalar sonucu alanın temizlendiğini, alış veriş merkezi için temelin de atıldığını kaydeden Güldüoğlu, ''Gülsan Gıda olarak Meysu markalı ürünlerimizi Organize Sanayi Bölgesi'ndeki modern tesislerimizde üretmeye devam ediyoruz. Uzun süredir boş ve atıl olan bu binalar, çevre ve görüntü kirliliği oluşturduğu için yıktık ve yerine bir çok proje arasından alış veriş merkezi kurmaya karar verdik'' diye konuştu. Alış veriş merkezinin çelik konstrüksiyon tarzda kompozit bir bina olacağını ifade eden Güldüoğlu, şu bilgeleri verdi: ''Alış veriş merkezi, görüntü itibarıyla göze hoş gelecek tarzda ve katlı olarak inşa edilecek. Toplam 60 mağazayı bünyesinde barındıracak olan alış veriş merkezi, burada bulunmak isteyen firmalarımıza, modern bir binada müşterileriyle bir arada olmanın bütün olanaklarını sunacak. Ülkemizin her zaman lider şehirleri arasında yer alan Kayseri, çevresindeki illerin taleplerini de karşılayabileceği yeni bir merkeze kavuşmuş olacak.'' Güldüoğlu, alış veriş merkezinin, Kayseri-Ankara kara yolu üzerinde olması ve şehirler arası otobüs terminaline yakınlığı gibi avantajları bulunduğunu da vurgulayarak, ''Görünüm ve estetik olarak alış veriş merkezinin binası, terminal binasıyla bir uyumluluk da sergileyecek. Yeni yerler yaparken, Kayseri'nin estetiğinin bozulmamasına da özen gösteriyoruz'' dedi. MEYSU 39 YIL ÖNCE KURULMUŞTU Türkiye'nin ilk meyve suyu fabrikalarından biri olan Meysu, 1970 yılının sonbaharında Kayseri-Ankara kara yolu üzerinde kurulmuş, 1998 yılında başlayan grev ve satışlarla Türkiye gündemine gelmişti. Kayseri Şeker Fabrikası'na komşu geniş bir alan üzerinde bulunan Meysu, 2004 yılında Gülsan Şekerleme-Özkoyuncu Madencilik ortaklığı tarafından İcra İdaresi'nden trilyon 100 milyon liraya satın alınmış, ancak burada üretim yapılmamıştı. Gülsan Gıda, Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikasında Meysu adıyla üretimine devam ediyor. 596499 Zuhal Olcay, 10 yıl sonra sahnede Bu yıl 20. yılını kutlayan Tiyatro Stüdyo'nun sahneleyeceği ''Şölen'' adlı oyunla Zuhal Olcay, kurucuları arasında yer aldığı tiyatro çatısı altında 10 yılı aşkın sürenin ardından yeniden sahneye çıkacak. Oyunun ilk gösterimi 17 Ekim'de Muammer Karaca Tiyatrosu'nda yapılacak. Moira Buffini'nin yazdığı oyunu Türkçeye çeviren Ahmet Levendoğlu yönetti. Oyunda sahne tasarımı Behlüldane Tor, kostüm tasarımı Funda Çebi, ışık tasarımı Kemal Yiğitcan imzası taşıyor. Oyunda Zuhal Olcay'ın yanı sıra Payidar Tüfekçioğlu, Funda İlhan, Özgür Yalım, Ayça Bingöl, Gökhan Genç ve Güçlü Yalçıner de rol alıyor. Oyunun konusu özetle şöyle: ''Varlıklı bir yaşamı olan ve yaşam boyu hiç çalışmamış olan Paige (Zuhal Olcay), yazar olan kocası Lars'ın (Payidar Tüfekçioğlu) yeni yayınlanan kitabını kutlamak amacıyla bir yemek daveti düzenler ve özel bir garson tutar. Yemek boyunca sürprizler seyirleri bekliyor.'' Nedim Saban'ın Sandberg-Firner'dan uyarlayıp sahneye koyduğu, komedi türündeki ''Bu da Benim Ailem'' adlı oyun, 16 Ekim'de Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi'nde, 18 Ekim'de ise Profilo Kültür Merkezi'nde sahnelenecek. Metin Serezli, Suna Keskin, Oya İnci, Sinemis Candemir, Hülya Karakaş, Soydan Soydaş rol aldığı oyun, 33 yıllık evliliklerinde son görevlerinin oğullarını evlendirmek olduğuna karar veren bir çiftin hayatına sürpriz biçimde giren bir kadınla yaşadıklarını konu alıyor. Kerem Yılmaz'ın yönettiği, Francis Weber'in yazdığı ''Salaklar Sofrası'' adlı oyun, hafta boyunca Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde gösterilecek. 'Pazar günkü cinayet' Wolfgang Ebert'in eserinden Hale Kuntay'ın çevirdiği ve Hakan Altıner'in yönettiği ''Pazar Günkü Cinayet'' adlı oyun, yarın Türker İnanoğlu Maslak Show Center Fettah Aytaç Tiyatro Salonu'nda prömiyer yapacak. Oyun, 17 ve 18 Ekim'de de aynı salonda sahnelenecek. Kostüm tasarımı Sadık Kızılağaç, dekoru Tuba Unat, yapımcılığını İpek Kadılar Altıner'in üstlendiği oyunda Haldun Dormen, Deniz Gökçer, Gazi Şeker, Hilmi Özçelik, Eda Gülten ve Deniz Türkali rol aldı. 30 yıllık bir evliliğin ve bütün bunlardan menfaat sağlamaya çalışan Michelle'in (Deniz Türkali) yaşadıklarını konu alan ''Pazar Günkü Cinayet'' adlı oyunun konusu şöyle: ''30 yıllık karısının izni olmadan radyonun sesini bile açamayan kılıbık bir adam (Haldun Dormen); öldürülen bir telekızın cinayetin zanlısı olarak aranır. Bir bakanın da adı karışan cinayete medyanın ve halkın ilgisi büyüktür. Yıllar sonra nihayet kocası bir erkeğe dönüşen Bayan Ilse Zahn (Deniz Gökçer) 'cinayet zanlısı' dahi olsa kocasını kahraman gibi görüp hayran bir aşığa dönüşür.''   'Gül'e ağıt devam ediyor Deniz Altun'un yazdığı, Mehmet Ergen'in yönettiği ''Gül'e Ağıt'' adlı oyun, Bakırköy Belediyesi Tiyatroları'nda 18 ve 22 Ekim tarihlerinde sahnelenecek. ''Namus'' cinayetlerine kurban giden kadınların Türkiye'deki simgesi haline gelen Güldünya Tören'in yaşadıklarından yola çıkarak yazılan oyunda, ''Yasa'', ''Töre'', ''Gelenek'', ''Ahlak'' ve ''Mahalle baskısı'' kavramları sorgulanıyor. Kemal Kocatürk'ün Shakespeare'den uyarlanan ''Aşk Sözleri'' adlı müzikal, 20 Ekim'de Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi'nde (SGM) gösterilecek. Eserde yer alan şarkıların söz yazarlığını Kemal Kocatürk ve bestelerini Ayça Kocatürk yaptı. Dans koreografisi Salima Sökmen'e ait olan oyunda, Kemal Kocatürk'ün tasarladığı ışık altında Deniz Çakır, Mihrace Yekenkülüğ, Eren Balkan, Ali İl, Erkan Pekbay ve Kemal Kocatürk rol alıyor. Devlet Tiyatroları İstanbul Devlet Tiyatrolarından Mehmet Baydur'un yazdığı ''Lozan'', hafta boyunca Cevahir Salon 2'de sahnelenecek. Oyunda, Hakan Vanlı, Nişan Şirinyan, Ali İpin, Mutlu Güney, Umut Demirdelen, Burak Şentürk, Ozan Uçar, Şahin Çelik ve Cenk Söz rol alıyor. Mürsel Yaylalı'nın yazdığı ''Kod Adı Kongo' Harbiye Kenter Tiyatrosu'nda gösterimde olacak. Oyunda, Cengiz Baykal, Zeynep Kasapoğlu, Burak Karaman, İsmail İncekara, Murat Turan Günay ve Kemal Topal oynuyor.   Şehir Tiyatroları İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları sahnelerinde hafta boyunca Nazım Hikmet Ran'dan uyarlanan ''İnek'' Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesinde, Reşat Nuri Güntekin'in eserinden uyarlanan ''Balıkesir Muhasebecisi'' Üsküdar Müsahipzade Sahnesinde, Yiğit Sertdemir'in yazdığı ''Bekleme Salonu'' Kadıköy Haldun Taner Sahnesinde, Georges Feydeau'nun yazdığı ''Onlar Ermiş Muradına'' Kağıthane Sadabad Sahnesinde, Savaş Dinçel'in Sait Faik Abasıyanık'ın eserinden uyarladığı ''Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye'' Fatih Reşat Nuri Sahnesinde, ''Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz'' adlı oyun da Ümraniye Sahnesinde gösterimde olacak. 596120 Acılı aileler, Güngören sanıklarını adliye girişinde protesto etti Sanıklara tepki gösteren 1'i kadın kişiyi, polis zorlukla uzaklaştırdı. Sanıklar, aileler ve basın mensuplarına hakaretler savurunca, ağızları jandarma ekiplerince kapatıldı. Mahkeme başkanı duruşmada, çeşitli kurumlardan dava ile ilgili yaptıkları yazışmalara gelen cevabi yazıları okudu. Daha sonra müdahillik talebinde bulunan 12 kişi, teker teker mahkeme salonuna alınarak ifadelerine başvuruldu. Olay sırasında yaşındaki kızını kaybettiğini belirten Melike Çelik, "Kızım, doğum gününde öldü. Bugün de benim doğum günüm. Doğum günümde çocuklarımın katillerini görmeye geldim. Suçluların cezalandırılmalarını talep ediyorum." dedi. Tahliye taleplerinin reddedildiği duruşmada, olaydan zarar gören 12 kişinin daha müdahillik talebi kabul edildi. Müştekilerin dinlenmesi ve dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşma 31 Mart 2010 tarihine ertelendi. 596158 Dünya yetimleri Türkiye'de buluşuyor İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı tarafından bu yıl 4'üncüsü düzenlenen ve 17 Ekimde gerçekleştirilecek ''Uluslararası Yetim Buluşması'' kapsamında 11 ülkeden 60 çocuk İstanbul'a getirildi. Çocuklardan bir kısmı dün Haber ve Kanal 7’yi ziyaret ettiler. Çeçenisten, Sudan, Makedonya, Lübnan ve Türkiye’den çocukların katıldığı gezide çocuklar merak ettikleri konularda sorular sordu. ÜNAL TANIK'LA SOHBET Haber Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık’la bir süre sohbet eden çocuklar yaşadıkları sorunları da dile getirdiler. Çeçenistanlı Ahmet İsayiv, babasının iş dönüşü Ruslar tarafından kaçırıldığını ve bir daha kendisinden haber alınamadığını anlattı. İsayiv, kardeş yaşadıklarını ve İHH’nın yardımlarıyla geçindiklerini de belirtti. YUSUF FİLİSTİN'E DÖNMEK İSTİYOR Savaş nedeniyle Filistin’den Lübnan’a yerleşen ailenin çocuğu Yusuf ise babasını kaybettiğini ve Filistin’e dönmek istediğini aktardı. YETİM BULUŞMASI'NIN FİNALİ 17 EKİM  İHH’nın gerçekleştirdiği ‘Uluslararası Yetim Buluşması’ kapsamında Türkiye’ye getirilen çocuklar tarihi, turistik mekanları ziyaret ederek yaşadıkları sıkıntılardan uzaklaştırılıyor. Etkinliğin finali ise 17 Ekim Cumartesi gecesi yapılacak. Haliç Kongre Merkezi’nde yapılacak etkinliklerde çocuklar milli oyunlarını sergileyip, ülkelerini anlatacaklar. 17 Ekim’de saat 19.30’da gerçekleşecek etkinlik halka açık olarak gerçekleşecek ve 53 televizyon kanalından canlı olarak yayınlanacak. 595651 Eriyen buzullardan, toksik kimyasal maddeler çıktı İsviçreli araştırmacıların yaptığı araştırmada, Alp dağlarındaki göllerin Kalıcı Organik Kirleticiler (KOK), içinde DDT'nin de olduğu yüksek oranda toksik maddeler barındırdığı ortaya kondu. Bu araştırmanın ilk kez buzulların erimesinin, "çevreye yıkıcı bir etkisi" olabilecek bir kirlilik kaynağı olduğunu göstermeyi amaçladığı belirtildi. Çok dirençli ve atmosfer yoluyla uzak mesafelere taşınabilen bu KOK'ların buzulların içinde bulunmasının bilim insanlarını şaşırtmadığı, ancak bu maddelerin yeni tortularda bu kadar yer almasını beklemedikleri belirtildi. 1990'ların sonundan bu yana bulunan kimyasal maddelerin miktarının, 1960 ve 70'lere oranla küresel düzeyde daha yüksek olduğunu gösteren bilim insanlarının, bu durumun, buzulların hızla erimesine yol açan küresel ısınmayla açıklandığını düşündüğü kaydedildi. 595943 Sonunda bunu da yaptılar! Sonunda bunu da yaptılar! Çeşme’de bir şirketi tarafından boş araziye dikilen yapay palmiyenin yaprakları arasına gizlenen görenleri şaşkına çevirdi. Ardıç Mahallesi Muhtarı Nasip Tepe,  “Arazinin kimin olduğunu bilmiyoruz. Ancak hiçbir şikayet gelmedi. İlk  zamanlar yapay palmiye zannediyorduk. Meğer baz istasyonuymuş. Kaldırılmasını istiyoruz” dedi. 595790 TOKİ'ye 'arazi vergisi muafiyeti' TOKİ'ye 'arazi vergisi muafiyeti' Arsa üretim alanlarında bulunan Hazine'ye ait taşınmazlar ve Hazine adına tescil edilecek taşınmazların mülkiyeti, TOKİ'ye bedelsiz olarak devredilecek. TOKİ'ye ait arazi ve arsalar, Arazi Vergisinden daimi olarak muaf olacak. Tasarı, tasfiye halinde Türkiye Emlak Bankası A.Ş'nin, bankacılık faaliyetleri dışında kalan mal varlıkları ve bu konuda faaliyet gösteren iştiraklerindeki hisse payları, ticari gayrimenkulleri ve ihtiyaç fazlası gayrimenkullerinin; bilanço değeri üzerinden olmak üzere, bedeli karşılığında TOKİ'ye devredilmesini de düzenliyor. 597259 Mağarada kaçak kazıda arkadaşları bayılınca yakalandılar Mağarada kaçak kazıda arkadaşları bayılınca yakalandılarOktay ÇAYIRLI/MİLAS (Muğla), (DHA)’nın İlçesi’ne bağlı Kazıklı Köyü’nde, gece yarısı kaçak kazı yaptıkları mağaranın havasından etkilenen kişiden 1'i bayılınca arkadaşları da yakalandı. Bayılan arkadaşları için ambulans çağıran kişi jandarma tarafından gözaltına alındı Aydın’ın İlçesi’nde oturan İ.G. (31), V.O. (35), N.K. (33) ve F.Y. (25), bu gece saat 01.00 sıralarında, ’ın Kazıklı Köyü yakınlarındaki mağaraya geldi. Mağarada kaçak kazı yaptığı belirtilen gruptan İ.G. bir süre sonra bayıldı. Telaşlanan arkadaşları 112 Acil Servis’i arayıp ambulans istedi. Mağaradaki bayılma olayından şüphelenen servis çalışanları ise durumu jandarmaya iletti. Kıyıkışlacık Jandarma Karakol Komutanlığı ekipleri ile birlikte mağaraya giden acil servis elemanları, baygın haldeki İ.G.’ye müdahalede bulundu. Mağaradaki ani hava değişimine bağlı olarak geçirdiği saptanan İ.G. ile hafif şekilde rahatsızlandığı belirlenen V.O., N.K. ve F.Y. ilk müdahalelerinin ardından 75. Yıl Milas Devlet Hastanesi’ne sevk edilirken, içeride kaçak kazı yapıldığı görüldü. kişinin yanlarında getirdikleri kazma, kürek, el feneri ve gibi aletlere el konuldu. MÜZEYE TESLİM EDECEKTİK V.O., N.K. ve F.Y. ayakta tedavi gördükten sonra gece yarısı gözaltına alınırken, baygın halde hastaneye getirilen İ.G. sabaha kadar gözetim altında tutuldu. Sonrasında gözaltına alınan İ.G., hastaneden çıkarılışı sırasında gazetecilere, “Mağarada bulunan bir eseri çıkararak Milas Müzesi'ne teslim edecektik. Fakat ben mağaranın içerisindeki havadan dolayı bayılmışım. Bayıldığımı gören arkadaşlar hem 112 Acil Servis’e hem de jandarmaya haber vermişler” dedi. Dört şüpheli, jandarmadaki sorgularının ardından akşam saatlerinde Milas Adliyesi’ne sevk edildi. 596653 Galatasaraylı taraftarlara ayrılan biletler satışta.. Galatasaraylı taraftarlara ayrılan biletler satışta..  ’in 10. haftasında oynanacak derbisinde, sarı-kırmızılı taraftarlar için ayrılan biletler, satışa sunuldu. gişelerinde saat 10.00’dan itibaren satışına başlanan biletlere, sarı-kırmızılı taraftarlar yoğun ilgi gösterdi. Taraftarlar, bilet alabilmek için çok erken saatlerden itibaren gişelerde kuyruğa girerken, fotokopisi karşılığında bir kişinin sadece bir bilet almasına izin verildi. Bu arada polis ve özel güvenlik birimleri, bilet satışı sırasında gişe önünde ve çevresinde geniş önlemler alarak, yaşanabilecek olumsuzlukları engelledi. Öte yandan Galatasaraylı yöneticiler ve Murat Yalçındağ, bilet satışı sırasında taraftarların yanına gelerek, onlarla bir süre sohbet ettiler. 596142 Potada ikinci lig yarın başlıyor Gelişim Koleji, Trabzonspor, Pertevniyal, Düzce Gençlik, Yeni Nesil, Selçuk Ün., Ormanspor, Grubu: Akçakoca Poyraz, FMV Işık, Yeşilyurt, Akhisar Bld., Uşak Bld., Genç Telekom, TED, Olin Gençlik, İTÜ, Pamukkale Ün., TED Ankara Kolejliler, Genç Banvitliler. 596069 Büyük maçın sokaktaki sonucu: Açılım:1 Darbe:0 Ece Temelkuran KıyıdanBüyük maçın sokaktaki sonucu: Açılım:1 Darbe:0 “Geleceğimizin teminatı olan gençlerin yabancı ideolojilerin etkisinde birer anarşist olarak yetişmesini engellemek için elimizden gelen tedbirleri alacağız.” maçına saatler varken, yeşil hiçbir maçta olmadığı kadar sessizken, binlerce polis bütün şehri ablukaya almışken, Sarkisyan ve Gül iki halkın dostluğunu teyellemeye çalışırken ve seyirciden daha kalabalık ordusu kameralarıyla stadyumda tetikteyken... İşte tam esnada, Barış ve Eyüb, şehrin gri-sarı ara sokaklarından birinde, sessizce, kimse görmeden kafa tokuşturdular. Küçükler, okuldan çıkmış, internet cafe’nin önünde birikiyorlardı, akşamki maç için ‘abilerin’ siyah poşetlerde getirdiği takımın yeni atkıları merak ediyorlardı. Yeşil-beyaz, taze atkıların üzerinde şöyle yazıyordu: “Adı aşk bu eziyetin! -” Az ülkücü ama gururlu “Nasıl abla? Süper di mi? Yeni bunlar?” Eyüb, 23 yaşında. Liseyi altı yılda zor bitirmiş’ Eyüb, gururlu. Akşamki maça ‘seçilenler’ arasında çünkü. “Nasıl oldu?” diyorum. “Ülkücüleri almadılar abla” diyor ve fakat yanlış anlaşılmasın diye ekliyor: “Tabii yani biz de ülkücüyüz ama...” Ama? “Ama biz az ülkücüyüz. Öbürkülere bilet yok zaten.” Ve hararetle anlatmaya başlıyor: “Yani gelsinler tabii Ermeniler filan. Yani bize farkmaz. Ama bu bayrağı meselesi...” Aniden, kendiliğinden sinirleniyor: “Sokacağız tabii bayrağı sonuçta!” Coşkulu bir gururla söylediğine göre Azerbaycan-Ermenistan hadisesine hâkim. Açıklıyor: “Olay şöyle abla. Şimdi bu Ermenilerle Azerilerin arası şey ya... Biz de yani tabii Türküz sonuçta... Yani şimdi bu protokoller filan... Yani iyi olmadı... Yani biz Türküz, anladın mı? Yani işte biz sokacağız bayrağı sonuçta!” ‘Psikopatız biz!’ Sonuçta Eyüb, 23 yaşında olarak ‘mahallenin abisi’. Sonuçta yani, gururla gitmemiş üniversiteye, gururla ‘Eğiteceğiz onları da’ diyor kendinden küçük oğlan çocuklarına bakıp. Ahmet’i gösteriyor, kardeşi, 14 yaşında. Yine gururla söylüyor: “Bu 10 gün okula giderse 30 gün gitmez. Ama sor kimle oynadı Bursa son maçı diye. Sor bak!” Soruyoruz. Ahmet’ten otomatik geliyor cevap: “!” ’tan intikam, şundan bundan öç muhabbeti arasında, bu durumdan anladıklarım sonucu soruyorum Ahmet’e: “Gidiyor musun ocağa?’ Kimse ne ocağı, hangi ocak diye sormuyor elbette. Ahmet, büyük adam havasıyla cevaplıyor: “Yaza” diyor, “İnşallah!” “En son hangi kitabı okudun?” diyorum Ahmet’e. Karşılık olarak  ‘abi’ Eyüb’den gururlu bir kardeş tanıtımı alıyorum: “Çok psikopattır bu!” Ahmet, kitap sorusuna gülüyor hâlâ, ne saçma bir soru öyle!  Hiç böyle soru sorulur mu! Peki şunu soralım zaman: Akşama küfürler hazır mı? Hepsi gülüyor. “Sürpriz” diyor Eyüp ve 80’li yılların hepimize öğrettiği üzere yapması gereken resmi açıklamasını yapıyor: türküsünü söyleyeceğiz.” Sözlerde manidar değişiklik var mı peki? Bir şüpheli gülüşme... “Birer anarşist olarak yetişmemiş” gençlik, Bursa’nın ara sokaklarında, internet cafe’lerin, kahvelerin önünde öbek öbek kafa tokuşturuyor. Özenle seçilip bilet dağıtılmış ‘az ülkücüler’, biletsiz kalmış ‘çok ülkücülere’ biletleriyle hava atıyor ve diplomasiyle teyellenen dostluk arka sokaklarda sadece küfürleri yumuşatıyor.  Dostluk sıkıyönetimi Şehirde bir havası. Beyinlerine, 80 darbesinin şoven cümleleri kazınmış, dölü’ diye sıra sıra dizilen ölüleri televizyonda gururla izlemeyi öğrenmiş gençler, yeni ‘’ durumuna alışmaya çalışıyor. ‘Açılımlar’ barışın kırılgan dilini ülkeye yerleştirmeye çalışırken, ‘her türlü tedbir alınarak’, itinayla yetiştirilmiş bir kuşak, yapılmak için kuruldukları şeyi kurmalı bebekler gibi yapıyor: Öfkeleniyor, nefret ediyor, düşünmüyor, bilmiyor. İşin doğrusu, gururla yaptıkları, hep desteklenen bu hareketlerinin artık neden geçer akçe olmadığını da anlamıyorlar. Niye şimdi onlara bilet verilmiyor? Tuhaf bir durum: Sıkıyönetimin ürettiği kuşağa karşı şimdi sıkıyönetim uygulanıyor. Ne diyeceğimizi bilmediğimizde İstiklal Marşı okumayacak mıydık? Dış mihraklardan nefret etmeyecek miydik? Her Türk asker doğmaz mıydı?  Ermeniler, Kürtler bu ülkeyi bölmeyecek miydi? Biz onları gördüğümüz yerde zımbalamayacak mıydık? peki zaman şimdi niye bizi oyunun dışında bıraktınız? Bursa’da, maçın sonucu Darbe:1 Açılım:0 olmasın diye, binlerce polis, parçalı bulutlu bir havada adı konmamış bir sıkıyönetimin nöbetini tutuyor.  595819 En baba şarkıcı öldü En baba şarkıcı öldü 'Baba' filmindeki şarkıcı rolüyle hafızalara kazınan 82 yaşındaki Al Martino, çocukluğunu geçirdiği evde hayatını kaybetti Unutulmaz “Baba” (The Godfather) filminde şarkıcı rolündeki Al Martino hayatını kaybetti. Filmde Amerikalı ünlü şarkıcı Frank Sinatra'yı andıran şarkıcı Johnny Fontane'i canlandıran Martino, Philadelphia'nın bönliyösü Springfield'de çocukluğunu geçirdiği evde dün 82 yaşında yaşamını yitirdi. 596867 Derbi biletleri satışa çıkmadan tükendi 'nin, ile yapacağı derbinin biletleri sarı-lacivertli taraftarlar için genel satışa çıkmadan tükendi. Şükrü Saracoğlu'ndaki derbinin kongre üyeleri ve taraftar kart sahiplerine yönelik satışı başlayan biletleri, 19 Ekim Pazartesi günkü genel satış tarihi gelmeden bitti. Sarı-lacivertli ekibin bu sezon kendi sahasında yaptığı lig maçlarında tribünleri doldurmayan taraftarlar, derbi mücadelesine önceki yıllarda olduğu gibi büyük ilgi gösterdi. 28 Eylül Pazartesi günü sitesinden yaptığı duyuruda, biletlerin, 28 Eylül-18 Ekim tarihleri arasında kongre üyeleri ve taraftar kart sahipleri için, 19 Ekim Pazartesi günü itibarıyla da genel satışa çıkacağını bildirmişti. ile 'in 10. haftasında 25 Ekim Pazar günü karşı karşıya gelecek. 595868 milyar insan açlıkla pençeleşiyor milyar insan açlıkla pençeleşiyor Dünyada çeken insanların bu yıl da 100 milyonun eklenmesiyle milyarı aştığı açıklandı Yarın kutlanması beklenen Dünya Gıda Günü öncesinde dün yayımlanan rapora göre, insan nüfusunun 6’da biri açlıkla pençeleşiyor. Daha önce umut bağlanan, yavaş da olsa iyileşmeye küresel ekenomik kriz darbesini indirince bu yılın başında yapılan ve çok ağır sonuçları ortaya koyan öngörüler gerçek oldu. Merkezi ’nın başkenti ’da olan ’ye bağlı Gıda ve Örgütü (FAO) ile Dünya Gıda Programı’na (WFP) göre, 2009 yılında milyar 20 milyon kişi gıdasız kaldı. Dünyada açlığa ilişkin yıllık raporda, 2009’da, bir önceki yıla göre yaklaşık 100 milyon kişinin daha aç kaldığı ve bunun son 40 yıldaki en yüksek aç sayısı olduğu vurgulandı. Açlığın rekor düzeyde ve Pasifik’te 642 milyonla, ’nın Sahra Çölü’nün güney bölgesinde ise 265 milyonla ikinci sırada olduğu belirtildi. FAO Genel Sekreteri Jacques Diouf, yaptığı açıklamada, “Aç insanların sayısındaki artış tahammül edilemez noktada” dedi. 596264 Terim yurtdışına gidiyor Terim yurtdışına gidiyor Ermenistan maçının ardından Türk Milli Takımı'na veda eden Fatih Terim, yurtdışına gitmek istediğini ve dışarıda çalışacağını söyledi. Futbolcularıyla soyunma odasında vedalaşan ve helalleşen Terim, bu vedayı anlatırken gözleri dolarak, "İnsan sevdiklerinden kolay ayrılmaz. Benim de sevdiklerimden en önemlisi oyuncularım. Birbirimizden ayrılmamız kolay olmadı. Helalleştik" dedi. Terim, elini taşın altına koyduğunu, eylem yaptığını hatalarının olabileceğini ifade ederek, "Bin defa dünyaya gelsem bin defa Fatih Terim olurdum. Fatih Terim'in hatalarını bin defa yapardım" diye konuştu. Terim, Başbakan Erdoğan ve MHP Lideri Bahçeli'nin kendisini telefonla aradığını Platini ve Şenes Erzik'in soyunma odasına gelerek vedalaştığını söyledi. Fatih Terim, Ermenistan maçının kendileri için kolay geçtiğini, oyuncularına veda gecesindeki özverisinden dolayı teşekkür ettiğini ifade ederek, "Bugünkü sonuç ne benim, ne oyuncularımın, ne teknik arkadaşlarımın ne de ülkemizin düşündüğü sonuç. Bizim istediğimizin çok gerisindeyiz. Ancak zaman zaman böyle şeyler oluyor. Ben de farkındayım. Bizim olduğumuz ortamlarda herkesin başarı beklediğinden. Bazen böyle alıştırmak da kötüdür. Onun ceremesini de biz çekiyoruz. Ama zaferlerde hasarlar da oluyor bazen" diye konuştu. Bursa'daki veda konuşmasına teknik kadronun tamamıyla çıkan Fatih Terim, soyunma odasında sözün bittiği yerde futbolcularınıza neler dediğinin sorulması üzerine, "Ben hiç konuşmadım. Maçtan sonra 3-4 dakika konuştum. Uzun yıllar beraber olduğum oyuncularla konuşarak anlaşmaya gerek yok. Konuşmadan anlaşmak en büyük başarı. Oyuncularıma haklarını helal etmelerini söyledim. Benim hakkım helal hoş olsun dedim. Hayatlarında her zaman onları bir kardeş gibi evlat gibi, ailemden biri gibi ömür boyu telefonun bir ucunda olacağımı, yardımlarına koşacağımı ifade ettim. Esas başarı Türk oyuncularınındır. Allah onlardan razı olsun. Hep beraber helalleştik. Emeklerine teşekkür ettik" diye cevap verdi. ERMENİSTAN MAÇINDA NEDEN KULÜBEDEN ÇIKMADI Terim, maç boyunca kulübeden neden çıkmadığı sorusuna ise, "Ben de veda ettim demekki, herkesin bir veda hakkı var. Ayrıca çıktım. Çok muhteşem oynadılar. Bugün ben de veda ettim heralde. yüzdendir. Benim huyumu suyumu değiştirmem mümkün değil. Heralde insanın sevdiklerinden ayrılması kolay olmaz. Ben de Türk Futbolu'na çok hizmet eden bir insanım. Sevdiklerimden en önemlisi de oyuncularım. Kolay değil birbirimizden ayrılmamız. Burada ilk defa forma verdiğim var. 17 yaşında sahaya sürdüğüm var. Tribünde çekirdek yerken fotoğrafını çektiğiniz Rüştü var. 20 sene olmuş. Bunlara baktığınızda bunlar kolay değil. Bir sene önce bu takım bu ülkeyi hep dışarda gülerek eğlenerek tmesil etti. Buradan ayrılmak kolay değil" şeklinde konuştu. Terim, "meslek hayatınızı Ermenistan gibi siyaseten tarihi bir maçla noktalıyorsunuz, neler hissediyorsunuz" sorusuna ise şu karşılığı verdi: "Kolay değil. Biz ilk Ermenistan maçını oynadık. Orası da enteresandı burası da enteresan. Açıkçası bir futbol adamı olarak bir takım süreçlere katkıda bulunmak istedim. yüzden dikkatli daha özenli davranıyoruz. Yenmek için uğraşırız demiştim" Ermenistanı üst düzeyde ağırladıklarını kaydeden Terim, düne göre bugün daha duygusal olduğunun hatırlatılması üzerine, "Ben de insan olduğumu hatırlatıyorum. Benim de inen çıkan duygularım olması kadar doğal bir şey yok. yüzden hep son nokta olmadan hiç bir şey olmayacak gibi hissedersiniz. Hayat bu gerçeklerle dolu. Oyuncularımla ve diğer çalışanlarımla olan bu duygusal anlardan dolayıdır. Yoksa onun dışında bir şeyim yok. Duygularla yüklü bir insan olduğumu söyleyebilirim. Sevdiklerinden ayrılmak insanın kolay olmuyor" şeklinde konuştu. "TÜRK FUTBOLUNUN HİZMETİNDEYİM" Terim, Milli Takımlarda üçüncü Fatih Terim dönemi olup olmayacağı sorusuna ise, "Şu anda okuduklarıma göre, imzalamak üzereyim. Ben bir yerde çalışırken başka yere imzalamam. Eğer bir yerlerle konuşursam açıklanması gereken yerde açıklarım. Üçüncü olur mu? Biz ülkemizden aldıklarımızı ülkemize borç olarak her zaman borçlu olarak kalan insanız, vermek isteriz. İleride bir gün olabilir. Türk Futbolu'nun, ülkemizin hizmetindeyiz. Ülkemizden nerede hizmet istiyorsa, biz buradayız. Şimdi ayrılık zamanı. Biz yine bir hafta 10 gün içerisinde yapacağımız hazırlıklar içinde gelen arkadaşlarımıza en iyi dökümanları, ne yaptıklarımızı önüne koyacak bir çalışma içerisinde olacağız. Türk Futbolu'nun hizmetinden hiç dışarı çıkmadım"karşılığını verdi. "DIŞARI GİTMEK İSTİYORUM" Fatih Terim, herhangi bir Anadolu Kulubü'nde görev yapıp yapmayacağının sorulması üzerine, "Ben göreve Anadolu Kulübü'nde kulübünde başaldım. Ankaragücü, Göztepeyle devam ettim. İki camiada da sevildim. Açıkçası dışarı gitmek istiyorum .Dışarıda çalışacağım. Bir takım şeyleri gözden geçireyim. Pazartesi anlatacağım. Hedefi olan başka birine ne derim. Pazartesi anlatacağım" şeklinde cevap verdi. Ayrılık kararından dolayı pişman olmayacağını anlatan Terim, "Fatih Terim olmaktan gurur duyuyorum. Muhakkak ki benim de hatam olmuştur. Eylem yapıyorum, taşın altına elimi sokuyorum. Hata da yapacağım demektir. Bu büyük başarıları elde ederken de bir takım şeyleriniz yüksek olacak ki, özellikle felsefeniz, hayat görüşünüz farklı olabilir. Bin defa gelsem bin defa Fatih Terim olurdum. Fatih Terimin hatalarını bin defa yapardım. Ben eylem yapıyorum. Ülkede yapılmamışları yapıyorum. Benim hoşgördüğüm kadar herkes hoşgörseydi keşke. Ben başka birimiyim. Bu ülkenin evladıyım. Adres gösteriyorum. 2000-2009 diyorum, araya bakın. Tarih söylüyor. Tarihleri de silip atamazsınız. Ben ay karanlıkta da parlar diyorum. Başka bir şey demiyorum"şeklinde konuştu. Terim, tercihinin Türk antrenörden yana olduğunu da sözlerine ekleyerek bütün basın mensuplarıyla helalleşti. 595576 Maçta gergin anlar Maça girmek isteyen bir grup taraftar, emniyet güçlerinin Bursa Atatürk Stadı çevresine kurdukları güvenlik kordonu aşmaya çalıştı. Bu sırada bir taraftar, polisin kurduğu bariyeri aşmak isterken düşerek yaralandı. Yaralanan taraftar, olay yerine çağrılan 112 Acil Servis ekibi tarafından Bursa Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Bu arada, bileti olmayan taraftarların, halen stada girme çabalarının sürdüğü öğrenildi.   Basın tribününde Ermenistan bayrağı Basın tribününde bayrak tartışması yaşandı. Karşılaşmayı basın tribününden izleyen Ermeni gazeteciler, ülkelerinin bayrağını açarak, takımları lehine tezahürat yaptı. Bunun üzerine TFF yetkilileri, gazetecilere bayrak açmamaları ve tezahürat yapmamaları yönünde uyarıda bulundu. Ermeni gazeteciler, tribünde taraftarlarının yer almadığını, maça takımlarını desteklemek üzere geldiklerini belirterek, bayrak açmaya ve tezahürat yapmaya devam edeceklerini bildirdi. Ermeni gazeteciler, TFF yetkililerinin, ''Bu bizim kararımız değil. UEFA kurallarına göre basın tribününde bayrak açılamaz'' uyarılarına karşın ısrarlarını sürdürdü. 597173 Konya'da işçilere özel tren servisi Konya'da işçilere özel tren servisi Konya Şeker Fabrikası, yine Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek, yük taşıma amaçlı inşa edilen özel ray hattında 160 kişiyi aynı anda taşıyabilen yolcu treni seferi başlattı. Holdingin asıl sahibinin çiftçiler olduğunu belirten Konuk, Böylece son dönemde artan trafik kazası riskini de en aza indirmiş olduk" dedi KONYA (A.A) Türkiye'de sıvı şeker, biyoetanol üretimi ve dana kreşi gibi ilkleri gerçekleştiren Konya Şeker, bu kez de Türkiye'de ilk kez işçilerin ilçeden fabrika alanına taşınması için tren seferleri başlattı. Pankobirlik Genel Başkanı ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, yaptığı açıklamada, bir çiftçi kuruluşu olan Konya Şeker'in yönetimine 1999'da geldiklerini, öncelikli amaçlarının, çiftçiyi refaha kavuşturmak, bölge ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak olduğunu söyledi. Bu amaçla bilimsel gelişmeleri ön planda tutup büyük yatırım hamleleri gerçekleştirdiklerini vurgulayan Konuk, Konya'ya 50 kilometre uzaklıktaki Çumra'da, tarıma uygun olmayan araziye, 150 milyon dolar maliyetle Türkiye'nin en modern ve en büyük şeker fabrikasını inşa ettiklerini ifade etti. Çumra Şeker Entegre Tesisleri'nde sıvı şeker ve biyoetanol üretilmesi, bölge çiftçisine modern hayvancılık yöntemlerini uygulamalı göstermek için dana kreşi kurulması gibi ilkleri gerçekleştirdiklerini ifade eden Konuk, 'Mevcut Konya Şeker Fabrikası'ndan sonra, Çumra Şeker Fabrikası, Dondurulmuş Parmak Patates Üretim Tesisi ve Damla Sulama Fabrikasını kurduk. Torku markasıyla çikolata üretimi, Şekersüt markasıyla süt ve süt ürünleri imal etmeye başladık. 520 milyon doları bulan bu yatırımları kısa süre önce ise Anadolu Birlik Holding bünyesinde toplayarak, dünyayla entegre çok daha profesyonel bir yönetim anlayışı oluşturduk' dedi. İLK KEZ FABRİKA İŞÇİLERİNİ TRENLE TAŞIMAYA BAŞLADI Holdingin asıl sahibi olan çiftçiler kadar bu tesislere emeğini veren çalışanların çoğunun, Çumra'da ikamet ettiğini ifade eden Konuk, şunları kaydetti:'TCDD'nin ana tren yolu hattına, Ulaştırma Bakanlığının katkı ve desteğiyle yaklaşık kilometre uzunluğunda, 2006 yılında yük taşıma amaçlı özel tren yolu hattı inşa etmiştik. Bu hatla, fabrikaya vagonlarla kömür, kireç taşı getiriyor, buradan şeker, biyoetanol ve hayvan yemi gibi ürünlerin nakliyesini sağlıyorduk. Yine Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek, yük taşıma amaçlı inşa edilen özel ray hattında 160 kişiyi aynı anda taşıyabilen yolcu treni seferini başlatık. Fabrikada çalışan çoğu işçi yaklaşık 800 personel, günde karşılıklı seferle gidiş-geliş yapmaya başladı. Burada kullandığımız vardiya treni, Türkiye'de ilk kez bir fabrikayla ilçe arasında özel yolcu taşımacılığına başlamış oldu. Böylece son dönemde artan trafik kazası riskini de en aza indirmiş olduk. İnsanı ve çalışanı ön planda tutan bu uygulamanın, Türkiye'deki benzer fabrikalara da örnek olacağına inanıyoruz. Pek çok işçimiz, çok merak ettikleri tren yolcuğuyla da ilk kez tanışmanın mutluluğunu yaşadı.' Aynı zamanda hem karada hem demir yolunda gidebilen 'lokobil' ile çekilen, klimalı, ışıklandırmalı vagonlardaki lüks koltuklarda işe gidip gelen çalışanlar ise 'Trenle yolcukta kendimizi çok güvende hissediyoruz. Tren yolcuğunu çoğumuz ilk kez yapıyoruz' diye konuştu. 597257 Tekirdağ'da askeri araç devrildi: yaralı 'da askeri araç devrildi: yaralıTEKİRDAĞ (A.A)  ’da askeri aracın devrilmesi sonucu kişi yaralandı.          Alınan bilgiye göre, Beşiktepe Kışlası’ndan 8. Mekanize Tugay Komutanlığına giden askeri kamyon, Malkara-Tekirdağ yolunda nedeniyle kayarak yol kenarına devrildi.          Kazada yaralanan teğmen, astsubay başçavuş, uzman çavuş ile er, Tekirdağ Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı.          Kaza nedeniyle, Malkara-Tekirdağ yolundan kontrollü sağlanıyor. 596780 Aksu: "Para değil zihniyet sorunu var" başkanlığına aday olduğunu açıklayan Murat Aksu, siyah-beyazlı kulüpte sorunun para değil zihniyet olduğunu söyledi. 'ın 2010 Ocak ayındaki olağan seçimli genel kurulu öncesi başkan adaylığını açıklayan eski yöneticilerden Murat Aksu, kulübün sorununun para değil, zihniyet sorunu olduğunu söyledi. Aksu, seçime yaklaşık üç buçuk olduğunu hatırlatarak, adaylığını şimdi açıklamasındaki amacının, kırgın ve küskün kongre üyelerini salona nasıl getirebileceklerinin çalışmasını yapmak olduğunu söyledi. Aksu, "15 gün çok yoğun çalışarak, bütün camiasına alternatifsiz olmadıklarını anlatıp, kongre salonuna getirmek için arkadaşlarımla beraber çalışma yapacağız. Kongreyi kazandıktan sonra gerekli tüzük tadil kongresini yaparak, 'ı daha geniş kitlelere yayacağız. Bizim en önemli çalışmamız da bu" dedi. kulübünün, başkan Yıldırım Demirören'e olan borcu konusundaki soruyu yanıtlayan Murat Aksu, şunları söyledi: "İlk iş, uluslararası bağımsız bir denetim firması, kulübün bütün hesaplarını denetleyecek ve ne kadar borcun olduğu öğrenilecek. Bundan sonra başkanla oturulup, gerekli uzlaşmaya gidilerek, bunun bir kısmı hibe mi olur, sponsorluk mu olur, reklam mı olur konuşulacak veya zaten bu borcu başkan altı senede kulübe verdi. Belli bir zaman istenir, başkana borç ödenir. Kimsenin parası 'ta kalmaz. Merak etmesinler." "Para değil zihniyet sorunu" Başkan adayı Aksu, 'ın asıl sorununun para değil, zihniyet sorunu olduğunu dile getirdi. 'ın iyi yönetilmesi halinde kendi kendine yeteceğini anlatan Aksu, "kısa vadede kulübe 20-25 milyon finansman gerekir. Orta ve uzun vadede gelirleri artırıcı, giderleri azaltıcı çok radikal tedbirler alacağız. Kısa vadeli para için çok güçlü yönetim kurulu oluşturduğumu söyledim. Arkadaşlar ceplerinden para vermeseler de her birinin imzası bu paranın üstünde ve ötesinde olan güçlü yönetim kurulu olacak" dedi. "Oy pazarlığı yapmayacağım" Aksu, adaylık sürecinde kimseyle oy pazarlığı yapmayı düşünmediğini vurgulayarak, "hür, kendi vicdanıyla karar verebilen, gerçek Beşiktaşlı kongre üyelerinin oylarına güveniyorum. Yönetici olmasını istediğim arkadaşımın oy tabanı olabilir. ayrı bir konu ama kimseyle oy pazarlığı yapmayı düşünmüyorum" diye konuştu. Aksu, başkan Demirören ile biraraya gelip gelmeyecekleri yönündeki soruyu ise, "elbette biraraya gelirim. Kendisi 'ın başkanıdır. Seçim sürecinde biraraya gelir ve kongrenin centilmence, 'a yakışır bir şekilde gerçekleşmesi için konuşuruz" diye yanıtladı. Hikmet Çetin konusu Murat Aksu, başkan adaylığı için ismi geçen Hikmet Çetin ile geçtiğimiz haftalardaki görüşmeleri konusundaki soruları şu şekilde yanıtladı: "Sayın Hikmet Çetin Türk siyasetinin önde gelen isimlerinden biridir. Bunun yanında da benim hem aile dostum, hem de çok sevdiğim ağabeyimdir. Bütün camiasının yakından tanıdığı, üstünde ittifak yaptığı biridir. "Hikmet Çetin ile son 10 yıllık konuşmalarımızda 'ağabey artık bu görev senin. Süleyman Seba'dan sonra hazırlığını yap. Devlete yeteri kadar hizmet ettin, biraz da 'a hizmet etmen gerekir' demişimdir. "Son iki yıldır Seba ile 4-5 kez baş başa yemek yediğimde, Hikmet Bey'i ikna etmemiz, kulübün başına geçirmemiz gerektiğini yönünde ifadelerde bulunuldu. Talepler gelince doğrudan Hikmet Bey'e gittim. Alternatifsiz liste çıkarır ve aday olursak çok rahat kazanırız diye kendisiyle görüştüm. 10 gün düşünmek istedi. Bu süre sonunda sorduğumda bunu düşünmediğini, çalışmalarıma başlayabileceğimi, zamanı gelince düşüneceğini söyledi." "Del Bosque için çok uyardım" Murat Aksu, 10 milyon euro tazminat ödediği Vicente Del Bosque olayıyla ilgili, "bu skandal patlarken siz ne yapıyordunuz?" sorusuna şöyle yanıt verdi: "Başkan Konya maçından sonra beni aradı ve hocayı göndereceğini ifade etti. 2,5 saat telefonla konuştuk. 'Hocayı göndermen büyük hata olur' dedim. İkna edemeyeceğimi anlayınca bir şey rica ettim. 'Ben gelince hocayla karşılıklı konuşup, anlaşıp, elinden iki satır bir şey alalım, kendi istifa etmiş olsun, yoksa sıkıntı açar' dedim. Maalesef beni beklemeden göndermişler. "Sonraki süreçte mahkemeler açıldı. Lehimize iki karar çıktı. 'Sayın Başkan' dedim, 'Bu iki karara rağmen bu işin sonunda hocaya bu parayı ödeyeceğiz. Git hocayla anlaş, bu sadece günü kurtarmadır en fazla oyalarız, hoca ile anlaş yarı parayı öderiz' dedim. Elimden gelen bütün uyarıları fazlasıyla yaptım ve içim yanarak sadece bu süreci seyrettim. Son ödeme son süreç benimle ayrıldıktan bir sene sonra olmuştur." "Kulübü kolektif akılla yönetmek için geliyorum" Murat Aksu, başkanlık sistemiyle değil, yöneticilerin kolektif aklıyla kulübü yönetmeye talip olduğunu ifade etti. Başkan adayı, "ben bu yönetim anlayışını değil kolektif akılla yönetmek için buraya geliyorum. Her biri kendi alanlarında üst düzey birikimi olan insanlarla geliyorum. Bunu göreceksiniz" diye konuştu. "Siyaset ve sporu karıştırmam" Babası Abdülkadir Aksu'nun AK Parti'deki görevi hatırlatılarak, "arkanızda siyasi güç olacak mı?" şeklindeki soruya Murat Aksu, şu yanıtı verdi: "Hayır, ben bunun kesinlikle altını çizeyim. AK Parti veya başka bir partinin siyasetini karıştırmayı düşünseydim Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı'na, 'Gel kulübün başına geç, başkanlığını yap, beraber yönetelim' telifini götürmezdim. Öyle bir zihniyette olan bir adam değilim. Bugüne kadar hiçbir siyasi partinin üyesi olmadım. Sadece babam siyaset yapıyor. "Son 20 yıldır Boks Federasyonu, Kayak Federasyonu, Futbol Federasyonu ve 'ta 2. başkanlık görevi yaptım. Bu süre içinde beni bir tek gün siyaset ve sporu birbirine karıştırdığımı kimse görmemiştir, bundan sonra da görmeyecektir. Çok emin olabilirsiniz, ben siyaset ve sporu birbirinden ayıran bir insanım. Şu anda mevcut başkanın ikinci başkanı bir siyasi partinin önde gelen milletvekilidir, benim de saygı duyduğum... Ama kulübe siyaset mi karıştı, karışmadı." Tribün rantını kesmek için sert ve radikal tedbirler alacaklarını ifade eden Aksu, "tribün rantını kesmek için şey gerekli, inandırıcılık, cesaret ve kararlı olmak. Bu üç şey de bizde var, bunu görecesiniz" dedi. Başkanlık adaylığını "Değişim şimdi" sloganıyla başlatan Murat Aksu'nun toplantısını, Kulübü Divan Kurulu Başkanı Yalçın Karadeniz ve eski futbolculardan Ali Gültiken de izledi. 596287 ÖSS'de yeni bir ek yerleştirme yok Prof. Dr. Yarımağan, AA muhabirinin sorusu üzerine, 2009-ÖSYS ek yerleştirme için üniversitelerde 109 bin 633'ü ön lisans, 50 bin 990'ı lisans olmak üzere toplam 160 bin 623 kontenjan bulunduğunu anımsattı. Bu kontenjanlara 167 bin 363 adayın başvurduğunu ancak 57 bin 619'unun yerleştiğini kaydeden Yarımağan, ''Yeniden bir ek yerleştirme yapılmaz. Yapılmasının bir anlamı yok. Çünkü insanlar bu kadar istiyor, belli yerleri istiyorlar'' dedi. Boş kalan kontenjanların çoğunluğunun bazı meslek yüksekokulu programları olduğunu belirten Yarımağan, bu programların merkezi yerleştirme sırasında da tercih edilmediğine işaret etti. Vakıf üniversiteleri ile KKTC'deki üniversitelerin kontenjanlarının büyük bölümünün de boş kaldığına işaret eden Yarımağan, ''Bir yerleştirme daha yapılması hiçbir şey fark ettirmez. Arz talep dengesi böyle. Gerçi bu konuda kararı ben almıyorum, YÖK alıyor ama artık ek yerleştirmenin hiçbir yararı olmaz'' diye konuştu. Program açarken talebin de göz önünde bulundurulmasının önemli olduğunu söyleyen Yarımağan, şunları kaydetti: ''Artık 'nerede ne açarsan öğrenci bulursun' mantığı doğru değil. Öğrencinin tercihinde birinci faktör meslek, ikinci faktör de üniversite. Nerede ne açtığın önemli ve tabii ücretli olup olmaması da önemli. Programın ne olduğu önem taşıyor. Neden bütün tıp fakülteleri, hukuk fakülteleri doluyor? Çünkü bölümlere talep var.'' 2009-ÖSS ek yerleştirme sonuçlarına göre, devlet üniversitelerindeki 106 bin 48 kontenjandan 53 bin 777'si, vakıf üniversitelerindeki 40 bin 39 kontenjandan 35 bin 177'si, KKTC'deki üniversitelerdeki 13 bin 708 kontenjandan 13 bin 308'i, diğer ülke üniversitelerinin ÖSS ile öğrenci olan bölümlerindeki 828 kontenjandan 742'si boş kalmıştı. 597150 PKK'dan ilk teslimatlar geliyor Mali, coğrafi ve diplomatik anlamda kıskaca alınan PKK'nın silah bırakmasında Abdullah Öcalan'ın etkisi önemli bir soru işareti. İmralı'da hapis yatan Abdullah Öcalan'dan önemli bir teslimat sinyali geldi. Avukatları ile yaptığı haftalık olağan görüşmede Avrupa'dan ve Mahmur kampından ki grubun Türkiye'ye gelmesini istedi. Öcalan'ın açıklaması şöyle: "Demokratik siyasette ciddi bir tıkanma yaşanmaktadır. Bu durum beraberinde hukuki, sosyal, kültürel ve askeri alanları da tıkamaktadır. Kürt Sorununa ilişkin yaşanan tıkanmışlığı aşmak; çözümün, demokratik siyasetin önünü açmak gerekiyor. Bunun için önerim; Daha önce gelen Barış grupları benzeri, Avrupa'dan ve yine içerisinde Mahmur"dan halkımızın da bulunduğu Güneyden olmak üzere iki grubun; Kürtlerin bu ülkede nasıl yaşayacaklarını, birlikte yaşayabilmenin zorunlu prensiplerini ortaya koymak, Kürtlerin demokratik hak ve özgürlüklerine ilişkin temel isteklerini tartışmak üzere Türkiye'ye gelmesidir. Bu gruplar başta TBMM olmak üzere Türkiye'deki tüm çevrelere giderek, iki halkın birlikte yürümesi için olmazsa olmaz niteliğindeki temel talepleri dile getirmelidirler." PKK daha önce de "barış grubu" adı altında teslimatlarda bulunmuştu. Yakalanıp Türkiye'ye getirilmesinin ardından Öcalan 22 Eylül 1999 tarihinde "Demokratik cumhuriyete destek ve iyi niyet adımı" olarak bir grup PKK'lının Türkiye'ye gelmesini istemişti. Ekim 1999'da PKK'dan ayrılıp telsim olan kişi yargılandıkları DGM'de "Örgüt üyesi olmak" ile cezalandırılmıştı. Ardından bir grup daha teslim oldu. Bir grup da yurtdışından gelip teslim olmuştu. 29 Ekim 1999 tarihinde Avusturya'nın başkenti Viyana'dan havayoluyla Türkiye'ye gelen kişilik ikinci "barış grubu"na da ile 15 yıl arasında değişen hapis cezaları verilmişti. 595750 Daum yedeklere göz dikti Daum yedeklere göz dikti Bekir, Selçuk, Özer gibi oyuncuların 11'e yakın olduklarını belirten F.Bahçe, Teknik Direktörü, G.Antepspor karşılaşmasının da sezonun en zor maçı olacağını söyledi. F.Bahçe Teknik Direktörü Daum, milli maçlar nedeniyle lige verilen arada antrenmanlarda yer alan bütün futbolcularının iyi çalıştığını, Bekir, Selçuk ve Özer'in performanslarıyla 11 kişilik kadroya çok yaklaştıklarını ifade etti. FBTV'de "Teknik Analiz" programında Fatih Demirkol'un sorularını yanıtlayan Alman çalıştırıcı, takımdaki bütün oyuncularda büyük bir çalışma isteği olduğunu, sezon başından bu yana her oyuncusundan memnun olduğunu, bazı futbolcuların daha çok göze battığını belirtti. HER OYUNCUM ÇOK ÖNEMLİ Başarılı olmak için takım halinde birlikte hareket etmeleri gerektiğini anlatan Daum, takımdaki her bireyin rolünün çok önemli olduğunu belirterek, "F.Bahçe'nin her harfini bir futbolcuya verdik. A'yı Alex'e, B'yi Bekir'e, F'yi Fabio'ya. Herkes F.Bahçe'nin bir parçasıdır. Hepsi çok önemlidir. harflerden biri kaybolursa F.Bahçe de olmaz. Herkesin ne kadar önemli ve değerli olduğunu vurguladık. Tüm kadroyu sahaya çıkaramıyoruz ama verdiğimiz her karar takımın başarısı içindir' ifadelerini kullandı. GAZİANTEP HEDİYE ETMEZ Daum, Gaziantep karşılaşmasının sezonun en zor maçı olacağını ifade etti. Herkesin G.Saray maçını konuştuğunu, bunun konsantrasyon anlamında büyük bir sorun getirebileceğini anlatan Daum, "Gaziantep maçından sonra da Steaua maçı var, yani bizim için G.Saray maçı daha uzak. Herkese bunu sormak istiyorum, siz Gaziantepspor'un bize puan hediye edeceğine inanıyor musunuz? Bu sorunun cevabı hayır. Kimse bize bir şey hediye etmez" değerlendirmesinde bulundu. MİLLİLER STRESLİ DÖNECEK Uruguay ve Brezilya Milli Takım kamplarında bulunan Lugano ve Santos'un uzun bir yolculuğun ardından yorgun ve stresli olarak İstanbul'a döneceğini belirten Daum, zaman zaman yorgun olan futbolcuya izin verip dinlendirmek gerektiğini kaydetti. Gaziantepspor maçı öncesi milli takımlardan dönecek futbolcularla ilgili değerlendirme yapan Daum, "Bazıları iyi dönüyor, bazıları yorgun. Onlarla konuşup test yapıp, durumu değerlendirmek lazım. Aynı zamanda saat farkı var. da çok yorabilir bir futbolcuyu, bunu düşünerek davranıyoruz” dedi. Alex: Türkiye 2014'te Brezilya'da olmalı Fenerbahçe kaptanı Alex, Türk Milli Takımının 2014 yılındaki Dünya Kupası'na katılmasını çok istediğini söyledi. Alex, kendisine ait internet sitesinde Türk Milli Takımımı'nın son durumunu değerlendirdi ve “Türkiye'nin Dünya Kupası rüyası yıl daha ertelendi. Teknik Direktör Fatih Terim istifa etti ve Federasyon yeni bir antrenör arıyor. Yeni gelecek antrenör Türk Milli Takımı'nı 2014 Dünya Kupası'na sokmaya çalışacak. Ben şahsen ülkemde oynanacak 2014 Dünya Kupası finallerine Türk Milli Takımı'nın katılmasını çok arzuluyorum. Bu gerkçekleşirse, benim için büyük mutluluk olacak” dedi. 596871 'Görüşmeler, terörün önlenmesi için önemli' Mısır'ın Şarm El Şeyh kentinde yapılan Irak'a komşu ülkeler içişleri bakanları toplantısına katılan ve bugün Bağdat'a giden İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Şarm El Şeyh'ten ayrılmadan önce gazetecilere gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Atalay, Türkiye'nin bugünlerde yoğun olarak güvenlikle ilgili konularda ve terörle mücadele konusunda komşu ülkelerle çok önemli çalışmalar yaptığını belirtti. Genel olarak komşu ülkelerle en iyi ilişkilerin kurulması için çalışıldığını ifade eden Atalay, "Amacımız sıfır problem, maksimum işbirliği" dedi. İçişleri Bakanı Atalay, Suriye ziyaretini de değerlendirerek, orada gün boyu görüşmeler yaptığını ve Mısır'a, Suriye İçişleri Bakanı ile birlikte gittiğini ve görüşmelerin de orada sürdüğünü belirterek, şöyle devam etti: "Suriye ile bu konunun (terör) değişik boyutlarını görüşmemiz önemli. Irak'a komşu ülkeler içişleri bakanları toplantısının inisiyatifi Türkiye'ye aittir. Bunu Türkiye başlattı. Onun çalışmalarıyla ondan sonra da dışişleri bakanları toplantısı olarak da devam ediyor. Bu toplantı sadece Irak'a komşu ülkeler ve sadece onun meseleleri gibi ama içişleri bakanları olarak bir araya geliyoruz ve bölgenin güvenlik sorunlarını görüşüyoruz. Bu görüşmelerin başında da terör konusu geliyor." Toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Irak'la ilgili ve bölgenin güvenliğiyle ilgili görüşlerini ifade ettiğini belirten Atalay, özellikle Türkiye'ye yönelik teröre ilişkin Türk tarafının görüşlerine yer verdiğini söyledi. Toplantılar sırasında ikili görüşmelerde de bulunduğunu belirten Atalay, "Türkiye'ye dönük kuzey Irak'tan kaynaklanan terör konusunda, Irak, İran ve Suriye bizim için önemlidir ve bunlarla işbirliği önemlidir" diye konuştu. Bugün Bağdat'a giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Irak ziyareti sırasında eşlik edecek olan Atalay, iki hükümet arasında çok önemli görüşmeler olacağını belirterek, "Bunların içinde güvenlik boyutu da belli başlı konular arasında. Irak'ta yapacağımız görüşmeler bizim bu çalışmalarımız açısından, terörün önlenmesi çalışmaları açısından önemlidir" dedi. Atalay, "Irak ile Türkiye arasında yeni bir sayfa açılıp açılmayacağı" şeklindeki soru üzerine ise Irak ile yüksek düzeyli stratejik işbirliği görüşmelerinin başbakanlar başkanlığında bugün Irak'ta yapılacağını belirterek, şunları söyledi: "Adeta iki ülkenin başbakanları ve bakanlarının yarısı bir araya geliyor. Müşterek bakanlar kurulu gibi. Suriye ile de aynısını yaptık. Komşularımızla işbirliği önemli bir mekanizma. Aralık ayında Suriye'de başbakanların başkanlığında Suriye ile bir araya geleceğiz. Irak'la yine İstanbul'da eylül ayının ortasında Iraklı bakanlarla bir araya gelmiştik. Irak'tan dokuz bakan gelmişti, bizden de dokuz bakan katılmıştı. Irak'ta başbakanlar başkanlığında, yaptığımız hazırlıkların protokollerini ve anlaşmalarını imzalayacağız. Güvenlik işbirliği anlaşması imzalama var gündemimizde. Dolayısıyla bu görüşme önemli." 'Kürt açılımı' İçişleri Bakanı Atalay, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ün "Demokratik açılım çalışmalarında bir zafiyet var" şeklindeki değerlendirmesine ilişkin soru üzerine, "Demokratik açılım konularına iç politikayla ilgili olduğu için girmek istemiyorum ama şu anda biz çok önemli bir bölge ülkeleri ve bölge ülkeleri güvenlik çalışması içindeyiz" dedi. Atalay, hükümet olarak sadece şu üç günde yapılan çalışmaların bile kendi başına çok önemli olduğunu ve İçişleri Bakanı olarak kendi açısından, Türkiye'nin gelecekte geniş hinterlandı ve güvenliği açısından çok sağlam temeller attıklarını belirterek, şöyle konuştu: "Yani Türkiye'ye çevreden gelebilecek güvenlikle ilgili zaafları bu şekilde daha da azaltmış oluyoruz. Öbür çalışmamızın iç politika boyutlarını herhalde mecliste kısa sürede artık görüşeceğiz. Orada herkes söyleyeceğini söyleyecek. Zaten Sayın Baykal ile Sayın Başbakan'ın görüşmesi olacak. Sonra da meclis görüşmesi olacak. Şuna da üzülüyorum; bunların, bu önemli mesajların ve çalışmaların iç politikanın öyle küçük unsurları gibi kullanılmasını, polemiklere feda edilmesini çok üzüntüyle karşılıyorum. Bunlar ciddi işler. Şu anda bir görüşme olacak ve Türkiye için bu çok önemli bir konu. Bunlar zamanı gelince konuşulur." Amerikan yönetiminin PKK'nin lider kadrosuyla ilgili kararı Atalay, Amerikan yönetiminin, terör örgütü PKK'nin lider kadrosunda yer alanlarla ilgili kararına ilişkin soru üzerine de şunları söyledi: "Önemli bir karar. Biz zaten terörle uyuşturucu trafiğinin iç içe olduğu konularını biliyoruz. Bu konuyla ilgili elimizde çok veri var. Yaşananlar bir süreç. Hepsi böyle devam ediyor. Genel manada Türkiye'nin sadece güvenlikle ilgili değil, ekonomik alanda, diğer ilişkiler olarak komşularıyla ve çevresinde politikalarıyla devrim niteliğinde değişim oluyor. İktidara geldiğimizde Suriye ile biz düşmandık. Şimdi Suriye İçişleri Bakanıyla her şeyi rahatlıkla konuşuyoruz. Sınırları açtık, vizeyi kaldırdık. Bunlar üzerinde çok düşünülecek konular. Bunların hepsi Türkiye'nin lehine. Türkiye'nin gücünü artırıyor." Bakan Atalay, Irak'a komşu ülkeler içişleri bakanları toplantısına katılan bir ülkenin Kahire büyükelçisinin toplantı öncesinde yanına gelerek, "Türkiye'nin gücüne, şu andaki politikasına hayran olduğunu ve Türkiye'nin bölgede en etkili ülke, her konuda en atak ülke olduğunu" söyleyerek, "Yürüttüğünüz politikaları biz çok takdir ediyoruz" dediğini bildirdi. Atalay, bunu söyleyenin bir Arap ülkesinin temsilcisi olduğunu belirterek, "Dış politikayla ilgilenen insanlar bunları çok daha iyi görüyor. Türkiye giderek büyüyor. İnşallah bu yürüttüğümüz terörle mücadele konusunu sonuçlandırdığımız zaman Türkiye daha güçlenecek. Dışarıda daha güçlü bir ülke olacağız" diye konuştu. İran ile ilişkilerin geliştirilmesi Bakan Atalay, İran ile Türkiye arasında ilişkilerin geliştirilmesi için çalışmalar yaptıklarını da söyledi. İran İçişleri Bakanı Mustafa Muhammed Neccar ile çok önemli bir görüşme yaptığını kaydeden Atalay, "İranlı bakanla yaptığımız görüşmenin tamamı terörle mücadele konusu üzerine kuruldu. Ve konuda işbirliği üzerinde ayrıntılı olarak durduk. Bu konuyla ilgili İran ve Irak'la iyi işbirliği var. Onlar Türkiye'yi hep destekliyor. Yani teslim ettikleri çok sayıda terör unsuru oldu. Özellikle Kandil'e dönük ve bölgede onların da sorunları var. Özellikle Pejak isimli örgütle ilgili. Şu safhada onlarla ilgili daha ayrıntılı adımlar atacağız. Bugün onun da genel olarak kararını verdik. Ayrıntılarını, unsurlarını daha sonra bir araya gelip paylaşacağız" diye konuştu.   Üçlü mekanizma toplantısının Erbil'de yapılması teklifi Atalay, Irak'ta yapılacak görüşmelerle ilgili olarak da kuzey Irak'ta bulunan Mahmur kampı ile Kandil'de bulunan terör örgütü kamplarına ilişkin olarak, terörle mücadele konusunda somut gelişmeler olacağını belirterek, "Zaten anlaşmaların özünde her türlü suça karşı işbirliği yapmak vardır. Güvenlik işbirliği anlaşmasının özü odur. Oralarda elimizde sağlam hukuki zeminler oluşmuş olacak. Bu konuda Irak'la ilişkilerimize bugün başlamıyoruz" dedi. Türkiye, Irak ve ABD arasında üçlü mekanizma olduğuna işaret eden Atalay, "Dördüncü toplantı bu ayın ikinci yarısında Irak'ta yapılacak. konuda Irak tarafının 'Erbil'de yapalım, bölgede yapalım' diye bir teklifi var. Biz bu toplantıları, Irak, Türkiye ve Amerika olarak yapıyoruz. Ama kuzey Irak bölgesel yönetiminin temsilcileri katılıyor. Onu değerlendiriyoruz. Orada da yapılabilir. mekanizme zaten yürüyor. Kamplara ilişkin de görüşmeler üçlü mekanizmanın gündeminde. Şu anda kamplara ilişkin her detay bizim elimizde var. Özellikle Mahmur'da kaç kişi yaşıyor, cinsiyet, dağılımı hepsi bizde var. Çalışmalara başladığımızda elimizde verilerimiz hazır" diye konuştu. 596530 Karaciç Davası 26 Ekim'de Başlıyor Karaciç Davası 26 Ekim'de Başlıyor Bosnalı Sırp lider, 2'si soykırım suçu olmak üzere, 11 savaş suçu ve insanlığa karşı suçlardan yargılanacak. Yayına Giriş: 15.10.2009 12:44:52 Güncelleme: 15.10.2009 12:45:45 Bosnalı Sırp lider Radovan Karaciç'in Lahey'deki eski Yugoslavya Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nde yargılanmasına 26 Ekim Pazartesi günü başlanıyor. Karaciç'in davanın ertelenmesi yolundaki talebini reddeden Mahkeme, yargılamaya 26 Ekim'de başlanmasına karar verdi. Karaciç, 1992-1995 yılları arasındaki Bosna savaşı sırasında işlediği, ikisi soykırım suçu olmak üzere, 11 savaş suçu ve insanlığa karşı suçlardan yargılanacak. Hakkındaki suçlamaları reddeden ve savunmasını kendisi yapacak olan Karaciç, 11 yıllık kaçak hayatından sonra, geçen yıl Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da yakalanmıştı. 595747 Ferhat'ın hedefi Trabzon'dan Avrupa Ferhat'ın hedefi Trabzon'dan Avrupa Trabzonsporlu genç oyuncu Ferhat Öztorun, hedefin Trabzonspor'dan Avrupa'ya gitmek olduğunu söyledi. Ferhat, Trabzonspor Dergisi'ndeki ropartajında, Avrupa hayalinin peşinde olduğunu belirtti. Başka bir hayalinin ise bordo-mavili formayla şampiyonluk yaşamak olduğunu dile getiren genç oyuncu, “Galatasaray'da ve Manisa'da şampiyonluk yaşadım. Trabzonspor'da da şampiyonluk yaşamayı çok istiyorum. Şu an biraz geride kaldık ama lig çok uzun. Farkı kapatabiliriz. Burada şampiyonluğa büyük bir özlem var. Bu şampiyonluk benim oynadığım takımla gelirse mutluluğum ikiye katlanır” dedi. “Ben ne zaman rekabet halindeysem zaman kendimi iyi hissediyorum' diyen Ferhat daha sonra şu görüşlere yer verdi: “Avrupa'ya gitmek için önce burada kendimi ispatlamam gerek. Türkiye'de Trabzonspor'da devam etmek isterim. Ancak bir yere gideceksem Avrupa olmasını arzularım. zaman hedefime ulaşmış olurum. Buraya geldiğim ilk günden beri bunu dile getiriyorum.” Milli takımın tüm kategorilerinde oynamanın tek amacı olduğunu kaydeden genç futbolcu, idolleri arasında da Norveçli sol bek John Arne Riise'yi gösterdi. Özkan Sümer, çim sahalar yetkilisi oldu Trabzonspor'da Futbol Koordinasyon Merkezi'nin başında bulunan ancak Sportif Direktör Ünal Karaman'ın gelişi sonrasında pasifize edilerek takıma futbolcu izleme yerine Trabzonspor'un pilot takımı Karadenizspor'a ve alt yapıya oyuncu izleyen eski başkanlardan Özkan Sümer'e yönetim yeni görevler tahsis etti. Trabzonspor'da kulüp başkanlığı, menederlik, teknik direktörlük ve altyapı sorumluluğu görevlerinde bulunan Sümer, yönetim kararıyla artık Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'deki çim ve sentetik sahalarla bakımıyla ilgilenecek. 596289 Japonlar, elektrikli feribot yapacak Havayı hiç kirletmeyecek, 800 yolcu taşıyabilecek 30 metre boyundaki feribot, 2015'e doğru sefere çıkacak. Bir yetkili, doldurulabilir lityum-iyon batarya ile donatılacak feribotun, dünyanın elektrikli çalışan ilk büyük gemisi olacağını söyledi. Gemide saatte bin kilovat enerji üreten batarya kullanılacak. "Ekolojik" feribot, tek dolumla 120 km yol yapabilecek. 596708 Gül'den Sarkisyan'a büyük oda jesti Cumhurbaşkanı Abdulla Gül ile Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve diğer bürokratları ağırlayan Almira Otel'in Genel Müdürü Ersin Yazıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye-Ermenistan maçı dolayısıyla Bursa'nın tarihi bir gün yaşadığını söyledi. İki ülkenin cumhurbaşkanları ile çok sayıda bürokratın Bursa'da buluştuğunu ifade eden Yazıcı, misafirleri ağırlamaktan da son derece mutlu olduklarını ve gurur duyduklarını anlattı. Maç öncesindeki görüşmelerin ve akşam yemeğinin otellerinde organize edildiğini belirten Yazıcı, şunları söyledi: ''Biz odalarını ayarlamıştık. Cumhurbaşkanı Gül, kendisine 100 metrekarelik yeni odayı, Sarkisyan'a ise 75 metrekarelik diğer odayı ayırdığımızı öğrendi. Bunun üzerine büyük odanın Sarkisyan'a tahsis edilmesini isteyerek, karşı tarafa bir jest yapmış oldu. Ardından hemen düzenlemeye geçerek 301 No'lu odayı Cumhurbaşkanımıza, diğerini de Sarkisyan'a tahsis ettik. Otele geldiklerinde cumhurbaşkanları, kendi odalarındaki toplantı bölümünde bürokratlarıyla özel toplantı yaptılar, ardından birlikte toplantıya geçtiler.'' -SARKİSYAN'IN KALDIĞI ODA- Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın ağırlandığı odayı yeni düzenlediklerini ve ilk kez dün hizmete açtıklarını ifade eden Yazıcı, odayla ilgili şu bilgileri verdi: ''Odanın içinde kullanılar malzemelerin büyük bölümünü ithal ettik. odadan oluşan bu suitimizin banyosundan yatak ve toplantı odasına kadar her bölümünde çok titiz davrandık. Odanın düzenlenmesi için yaklaşık 250 bin lira harcadık. Yatak örtüsü ipek, odada kullanılan süslemelerde gümüş kullandık. Dolapları ve kapıları el işçiliğiyle yapıldı. Odanın gecelik konaklama ücreti bin avro olacak. Sarkisyan'ın kaldığı odanın bir kapısı, korumalarının bulunduğu odaya açılıyordu.'' -GÜVENLİK İÇİN ELEKTRONİK ALETLER ÇIKARILDI- Yazıcı, cumhurbaşkanları otele gelmeden önce otelde yoğun güvenlik önlemi alındığına dikkati çekerek, odalarda bulunan telefon, DVD player, minibar gibi elektronik ve elektrikli aletlerin tamamının çıkarıldığını, içerde sadece televizyonun kaldığını anlattı. Yazıcı, otelin çatısına keskin nişancıların yerleştirildiğini, bu kişilerin 2,5 kilometrelik mesafeyi kontrol altına tutabildiklerini öğrendiklerini kaydetti. Yemeğe düğün çorbasıyla başlandığını dile getiren Yazıcı, menüye ilişkin şunları söyledi: ''Çorbanın ardından biber dolması, yaprak sarma ve imam bayıldılı zeytinyağlı tabağına geçildi. Tandır böreği ile devam eden yemekte İnegöl köfte, iskender kebap ve Akdeniz yeşillikleri verildi. Tatlıda kestaneli, çikolotalı pasta ve baklava sunuldu. Ermeni bürokratlar yemekte beyaz ve kırmızı şarap alırken, Sarkisyan'ın, Gül ile birlikte içecek tercihi taze sıkılmış portakal suyu oldu. Bu arada, kullanmasına rağmen Sarkisyan, hiç sigara içmedi.'' Yemeğin ardından Gül ve Sarkisyan'ın Türk kahvelerini toplantı salonunda başbaşa içtiğini belirten Yazıcı, ''Ankara'dan bir canlı müzik grubu geldi. Yemekte, kanun, kemençe ve bendir eşliğinde canlı müzik vardı'' dedi. AA 2009-10-15 15:56:08 sen ve seningibi düşünenlerin yüzünden bu ülke böle geri kaldı daha yeni yeni türkiye yükseliyor ama bu senin gibilere rahatsızlık veriyor sanırım sen misafirine yer vermiyorsan senin sorunun ama benim cumhurbaşkanım misafirine saygı göstermiş bunun neresi ülkeyi satmak oldu seni gidi pravakatör hadi şurdan harun 2009-10-15 15:13:30 kim neyi parçalıyo?öyle dan dun ileri geri konuşma. memlekete bak ya,ağzı olan konuşuyo.sanki senin fikrini soranmı oldu?memleketi bir tek sen seviyosun değilmi senden geri herkes vatan haini.ne yaptın bugüne kadar bu memleket için.ama konuşmaya gelince sanki dünyayı kurtarmış gibi ukala ukala yazmışsın.otur oturduğun yerde senin haddine değil cumhurbaşkanını beğenmemek.sen kimsin koca cumhurbaşkanını beğenmez ya. ayhan adana 2009-10-15 14:56:19 ermenistanın ab nin veya başka dış mihrakların türkiyeyi parçalama gayretlerine gerek yok içimizdekiler yetiyor daha düne kadar hocalı katliamı için sahte göz yaşı dökenler bugün katliamın sorumlularıyla kanki oluyorlar pkk hain pusu ve tuzaklarla mehmetçiği şehit ederken onların siyasi temsilcileriyle ortak hareket ediyorlar şimdi sıra nerede merak ediyorum hangi bölgemizi hangi dış mihraklara açacaksınız bu açık kapanmayacak kadar derinleşti 596913 Ali Sami Yen'de nano teknoloji! Ali Sami Yen'de nano teknoloji! Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, ABD'nin önde gelen spor kulüpleri, hastaneleri ve gıda tesisleri tarafından kullanılan BioShield anti-bakteriyel yüzey koruyucusunun, Avrupa'da ilk defa Galatasaray Spor Kulübü tarafından kullanılmaya başlandığı bildirildi. Açıklamada, Ali Sami Yen Stadı'nda bugün yapılan Nano Teknoloji uygulamasının, yüksek hijyen standartları sağladığı kaydedilirken, bağımsız laboratuvarlar ve çeşitli üniversiteler tarafından yapılan testlerin, BioShield'ın, geleneksel temizlik ve hijyen yöntemlerinin yetersiz kaldığı zamanlarda devreye girerek üstün bir koruma sağladığını ortaya koyduğu savunuldu. Açıklamada, ''90 günde bir uygulaması yapılan BioShield, uzun süreli anti-bakteriyel koruma sağlarken, bakterilere karşı fiziksel koruma sağlayan teknolojisi sayesinde dirençli mikropların ve biofilm tabakalarının da oluşumunu engelliyor. Ayrıca geliştirilen yeni formülü ile domuz gribine karşı da etkili olduğu belgelenmiş bir sistem olan BioShield, futbolcularımızın sağlığını korumada önemli bir katkı sağlıyor'' denildi. 596082 ‘Üslub-u beyan, aynıyla insan’ Çetin Altan Şeytanın gör dediği‘Üslub-u beyan, aynıyla insan’ İsmail Hakkı Baltacıoğlu, kendine özgü bir insandı, adını “İsmayil” diye yazardı. Vaktiyle “Darülfünun Emini”, yani üniversite rektörüyken de, fesinin püskülünü kesmiş ve adı Püskülsüz İsmail Hakkı’ya çıkmıştı. İsmail Hakkı Baltacıoğlu’na göre, kişinin düzeyini en belirgin biçimde, telefonda nasıl konuştuğu saptardı. Kişilerin telefonla konuşmaları; bir çeşit hem kalite, hem açısından bir “test laboratuvarı”... Hemen herkesin başına gelen, bendenizin de sık sık gelir başıma. Telefon çalar. Telefonu açtığımda, kaba bir ses sorar: Neresi orası? Bendeniz de: Siz kimi aradınız, diye sorarım. Ses: Bilmem kim yok mu orada, diye sorar. Yok, yanlış bir yeri aradınız, der; kapatırım telefonu. Keyifli bir anıma rastladıysa da; telefonu açtığımda: Neresi orası, diye soran kaba sese: Hacıgözüm Karakolu, derim. Telefondaki ses, benden daha önce kapatır telefonu. Telefonu 1876’da, işitme engellilere yardımcı olabilmek amacıyla, aslında bir eğitimci olan İngiliz Graham Bell icat etti. Yani efendim, Osmanlı tahtına Sultan ’in çıktığı yıl icat edildi telefon. ’ye geldiğinde ise, kimse alışık değildi telefonla konuşmaya. Tatlı bir takılmayla, ülkemizde telefonla konuşmaya alışmış olanlar ve hâlâ daha alışamamış olanlar, diye bir ayrım yapabiliriz. Bugün Türkiye’de sayısı 57 milyona ulaşmış durumda. Genç kızlar, genç ve gençliğe tutkallanmış hanımlar; cep telefonlarıyla konuşa konuşa yürüyorlar yollarda... Çoğu havalı görünüşlü delikanlılarla, erkekler de öyle; hem yolda yürürlerken, hem araba kullanırken, elleri kulaklarına götürdükleri cep telefonlarında... Sokaklara, arabaların, otobüslerin, kafelerin içine, neden bu kadar çok taşmış görünüyor cep telefonlarıyla konuşmalar acaba? Türkiye’de 28 yaşından küçük 40 milyon genç yaşadığına göre; acaba ailelerinin yanında iletişim kuramadıkları sevgilileriyle mi yarenlik ediyorlar dışarlarda? Yoksa çeşitli alanlardaki “alacak-verecek”, “çıkan sorun-çözümlenen sorun” türünden ilişkiler mi çok yoğun da; eller bir türlü düşmüyor cep telefonlarından? Günde milyonları bulan telefon konuşmalarındaki konuşma üsluplarıyla, ses tonları analiz edilebilse... ’daki maç, bugünkü gazete manşetlerine nasıl bir üslupla yansımış olacak bakalım? “Galip gelen oldu” klişesi mi ağır basacak; yoksa “Beklenmedik bir tatsızlık yaşandı” gibi, “şoven” gösteriler de başlık puntolarına bulaşacak mı? ile sınır açıldı. Er geç ’la olan da açılacak ve yavaş yavaş sıra ’la olana gelecek... Küresel ekonomik krizin, gitgide baskısı artacak olan kıskacına karşı, başka çare yok... “Ekonomi”, hiçbir şey anlamıyor; vatan, millet, devlet, bayrak, iman, ırk, kahraman sevgisiyle, kan ve inanç kardeşliğinden... Ona buna sövüp sayma üslubu, alkış alsa da; Cihangir’deki bakkal dostum Caner’in, dükkânı kapatmak durumuna düşmüş olmasını düzeltemiyor. Şayet telefonu, yahut radyoyu, hatta mors alfabesini biz icat etmiş olsaydık; durum çok daha başka olabilirdi. Telefonu İNSANLIĞA armağan etmiş olan Graham Bell’in ailesi; ’de kendisini, “konuşma üslubunun gelişmesine” adamış, bu konu da eğitim merkezleri kurmuş, önemli eserler yayınlamıştı. Konuşma üslubu... Yazı ve sanattaki üslup... “Bir hediyeyi vermedeki tavır ve üslup, hediyeden daha önemlidir” diye de bir söz var. Bendenizin sünnetinde, köşkün bahçe kapısından elinde paketlerle içeri girip, köşke yaklaştıktan sonra beni balkonda gören yengem, bağırmaya başlamıştı: Sana tam liralık hediye aldım, diye. Doğrusu sevinmemiştim, sadece: Ya, demiştim. Ananı avradını, kızını kısrağını... Bu da bir üslup... Ulan hain oğlu hain, onun bunun satılmış kuklası... Bu da bir üslup... Ben, bana “palavra sıkma” diyenin alnını karışlarım. Bu da bir üslup. Ya “aşk”ı anlatan şiirlerdeki, şairlerin değişik üslubu? Faruk Nafiz: Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin; Sana kâfir dediler, diş biledim Hakka bile. Topladın saçtığı altınları yüzlerce elin, Kahbelendin de, garaz bağladım ahlaka bile. Diyor. Ya Necip Fazıl ne diyor: Ne hasta bekler sabahı, Ne de genç ölüyü mezar, Ne de bir günahı, Seni beklediğim kadar. Baltacıoğlu, telefonda konuşma üslubunun, kişinin düzeyini gösterdiğini saptamıştı. Herhalde siyasal polemikler de, demokrasinin düzeyini göstermekte... Bakalım bu sabah gazete manşetleri, Bursa’daki maçta yaşanmış olan üslubu, nasıl yansıtmış olacak? 596102 Nutuk’u orjinalinden okuyamayan nasıl Atatürkçü olur? Nutuk’u okumayan, hele hele orjinalinden okuyamayan aydın nasıl Atatürkçü olur? Bu soru, maskesini düşürdüğünden pek çok kişiyi rahatsız etmiştir.     Öncelikle belirtmeliyim ki bir aydın için Nutuk’u okumamak, Cumhuriyet’in nasıl kurulduğunu Mustafa Kemal Paşa’dan dinlememektir; bu ise yakın tarih bilgisinde büyük eksikliktir. Aynı şekilde bir aydın için Cemal Paşa’nın, Enver Paşa’nın, Ali İhsan Sabis Paşa’nın, Nureddin Paşa’nın.. vs. hatıralarını okumamak da büyük eksikliktir. Her dönem, belgelerle anlatılırken, zamanın önde gelen yerli ve yabancı isimlerinin hatıralarını da karşılaştırmalı bir şekilde ortaya konulmalı ki gerçekler gün yüzüne çıkabilsin. Ben okumalarımdan biliyorum; hatıralar, tarih bilgilerine can veriyor, anlatılan dönemin ortalığı toza dumana katan tartışmaları içinde gerçeğin yüzünü görmek oldukça heyecan verici oluyor. Fakat ülkemizde kendini Atatürkçü olarak tanımlayan öyle insanlar var ki Nutuk’u, bir hatıra kitabı değil de, savundukları ideolojinin referans metini olarak görmelerine rağmen, orjinalinden okumuyorlar, çünkü okuyunca anlayamıyorlar. Nutuk’u orjinalinden okuyamamak her şeyden önce samimiyetsizliğin göstergesidir. Bir ideolojiyi ömür boyu savunacaksın, temel kitabını okuyup anlayamayacaksın, eserin dilini öğrenmeyeceksin, bu samimiyetle bağdaşmaz çünkü. Hemen belirteyim, Nutuk’u orjinalinden okuyamayan aydınları ben kesinlikle Atatürkçü kabul etmiyorum. Onlar Atatürkçülüğün sırtından geçinenlerdir. Halkın, gençlerin ve ikinci sınıf yazarların Osmanlı Türkçesini bilmemelerini anlayabiliyoruz. Nutuk’u orjinalinden okuyamamak sahte Atatürkçü aydın olmanın en önemli göstergesidir. Bir yabancı dil öğreneceksin, belki birkaç yabancı dil bileceksin, ama ihtiyaç duyduğun temel metinler olduğu halde Osmanlı Türkçesini öğrenmeyeceksin, bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Nutuk’u okumayı zorlaştıran, bir Osmanlı paşası olan Mustafa Kemal Paşa’nın Nutuk’u ana diliyle, Osmanlı Türkçesiyle kaleme almış olmasıdır. Cumhuriyet döneminde, harf devrimi, uygulanan yanlış dil ve kültür politikaları, milletimizi Osmanlı Türkçesinden uzaklaştırmıştır. Günümüzdeki konuşma ve yazı Türkçesi, yüz yıl önce milletimizin dili olan Türkçeden oldukça uzaklaşarak farklılaşmış bulunuyor. Nutuk, “sadeleştirme” denilen gayri ciddi bir işlemden geçiriliyor, sözde günümüz Türkçesine aktarılıyor, tahrif ediliyor, en iyimser ifadeyle adeta kuşa çevriliyor. Bir kitabı, başka bir dile çevirmek başkadır, “sadeleştirmek” başkadır. İngiltere’de Shekspear’in eserleri de sadeleştiriliyor, hatta özeti çıkarılıyor, ama ciddi bir şekilde. Nutuk sadeleştirmelerini orjinaliyle karşılaştırarak inceleyince görülecektir metin kasıtlı bir şekilde tahrif edilmektedir. Günümüz Türkçesiyle yayınlanmış Nutuk’lar, aslında yorumlanmış metinlerdir. Kaybolan anlamlar çok şey götürmekte, yorumlarla yüklenen yeni anlamlarsa, metni, çarpık, çelişkili ve tartışmalı hale getirmektedir. Nutuk, provokasyon ve ajitasyon aracına dönüştürülmüştür.   Atatürk’ün sırtından geçinen, Atatürkçülüğü ekmek kapısı haline getiren aydınlar, sadeleştirilmiş Nutuk’larla, Mustafa Kemal Paşa’yı apaçık kullanmaktadır. Bu yüzden orijinal nutuk, sadeleştirilmiş nutuklara karşı.. Nutuk’u orjinalinden okuyamayan Atatürkçü aydınlar, hain değillerse, oyuna gelen salaklardır kesinlikle.. 596125 polise gaz bombası soruşturması Ön inceleme ve tahkikat dosyasını inceleyen Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun soruşturma izni vermemesi üzerine Mahsum Mızrak'ın babası Hasan Mızrak ve avukatları Sezgin Tanrıkulu, Barış Yavuz ile Ahmet Özmen, Bölge İdare Mahkemesi'ne itiraz etmişti. Mızrak'ın avukatları, itirazlarında haklı bulundu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Özel Harekât Dairesi Başkanlığı'nda görevli polis B.Ö., H.A. ve N.Ö. hakkında soruşturma başlattı. 596501 ‘Ablama tecavüz eden amcam beni de taciz etti’ ‘Ablama tecavüz eden amcam beni de taciz etti’ 'ın İlçesi'nde evli ve çocuk babası 39 yaşındaki H.C.'nin ağabeyinin kızı 16 yaşındaki G.C.'ye yıldır tecavüz ettiği suçlamasıyla tutuklanmasının ardından, G.C.'nin 15 yaşındaki kardeşi K.C. tutuklanan amcasının kendisine de cinsel tacizde bulunduğunu iddia etti. Bir pastanede garson olarak çalışan G.C., kendisini takip edenlerden korkunca annesi ile birlikte polis karakoluna gitti. Burada ağlamaya başlayan G.C., yıldır amcası H.C.'nin kendisine tecavüz ettiğini iddia etti. Bunun üzerine gözaltına alınan ve suçlamaları kabul etmeyen amca H.C. çıkartıldığı mahkemece ‘çocuğa cinsel İstismar’ suçundan tutuklanarak Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi. G.C.'nin doktor raporunda ise kızlık zarının yırtıldığı ve tecavüz bulgularına rastlandı. H.C.'nin tutuklanmasının ardından, G.C.'nin kardeşi K.C., annesine amcasının kendisine de elle ve sözle tacizde bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine K.C. annesi ile birlikte bu sabah Çorlu İlçe Çocuk Şube Büro Amirliği'ne giderek, amca H.C. hakkında şikayette bulundu. Polisin durumu savcıya bildirmesinin ardından, savcı avukat huzurunda K.C.'nin ifadesini aldı. sürüyor. Belirli bir işi olmayan ve zaman zaman hurdacılık yaptığı bildirilen cezaevindeki amca H.C., geçen 20 Temmuz günü Muhittin Mahallesi Salı pazarı girişinde bulunan bir inşaata çıkarak eşinin kendisini terk ettiğini belirterek etmek istemişti. Olay yerine gelen polis ekipleri H.C.'yi intihardan vazgeçirmişti. 596106 Alman millî marşı sırasında Kur'an'dan ayetler okuyorum Alman Milli Takımı'nın Türk kökenli başarılı futbolcusu Mesut Özil, maçlardan önce milli marş söylenirken Kur'an-ı Kerim'den ayetler okuduğunu dile getirdi. Mesut Özil, "Kölner Express" gazetesine verdiği röportajda, milli marşlar söylenirken ve maça çıkmadan önce Kur'an-ı Kerim'den ayetler okuyarak dua ettiğini belirterek, "Kur'an'dan ayetler okumak bana güç veriyor. Bunu yapmadığım takdirde kötü bir hisse kapılıyorum." dedi. Türkiye'nin Dünya Kupası'na katılamamasına da üzüldüğüne dikkati çeken başarılı futbolcu, "Alman taraftarlar şimdi bana şans diliyorlar. Eğer Türk taraftarlar da bunu benim için yaparlarsa mutlu olurum." ifadelerini kullandı. Genç gurbetçi, Alman Milli Takımı'yla oynadığı ilk resmî maçtan sonra çok övülmesinin kendisi üzerindeki etkisinin sorulması üzerine, "Ben hâlâ eski Mesut'um. Sahada olduğumda inanılmaz mutlu oluyorum. Oyuna gaz vermek istiyorum. Fazla övülmek kesinlikle beni şımartmayacaktır. Bir süre sonra tanınmaktan dolayı dışarıda rahat dolaşamamak beni rahatsız etmez. Benden gelip imza isteyenlere imza vermek benim için bir şereftir." diye konuştu. Alman Milli Takım kaptanı Michael Ballack ve savunma oyuncusu Philip Lahm'ın kendisine "maçlarda sürekli arkasında olduklarını" ifade ettiklerini aktaran Türk yıldız, Ballack'ın "Ön tarafta özgürsün. Sahada istediğin gibi hareket et." dediğini kaydetti. Güney Afrika Cumhuriyeti'nde düzenlenecek 2010 Dünya Kupası'na katılmayı hayal ettiğini belirten Mesut Özil, "Milli Takım olarak katılmak istiyorduk ve bunu başardık. Sağlıklı ve istikrarlı kalmam gerekir. zaman orada oynayacağımı düşünüyorum." şeklinde konuştu. Mesut, Bild gazetesine yaptığı açıklamada da, İspanya'nın Barcelona takımını çocukluğundan bu yana çok beğendiğini, her zaman iyi oyunculara sahip bir takım olduğunu belirtti. "Werder Bremen'den size yapılan yıllık sözleşmeyi şimdilik reddettiniz. Sizi yakında Barcelona formasıyla mı göreceğiz?" şeklindeki soruya karşılık Mesut, şimdilik bunun söz konusu olmadığına işaret ederek, "Ancak bu benim hayalim. Bunun için daha çok çalışmam lazım." cevabını verdi. Mesut, kendisini geliştirerek daha iyi oynayabileceğini kaydetti. 597055 Aysun: "Voleybolu özlediğim için döndüm" Aysun, gelen yoğun röportaj talepleri nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Kendi özgür iradesiyle bir buçuk yıl önce voleybol sahalarından ayrıldığını belirten Aysun, spora özlemi yüzünden geri döndüğünü belirtti. Aysun, inançlarına uygun yaşadığı bir buçuk yıllık dönemde ikinci evliliğini yaptığını ve üç buçuk önce de bir kızının dünyaya geldiğini ifade ederek şunları dile getirdi: "Bugün ise Eczacıbaşı Zentiva formasıyla yeniden voleybol sahalarına dönmüş bulunuyorum. Dönüş kararımın sebebi, inançlarımda yaşadığım bir erozyon değil, bir meslek olarak gördüğüm voleybola duyduğum büyük özlem ve fiziksel gücümün yettiği noktaya kadar sahalarda mücadele edebilme arzusudur." Aysun, ayrılma ve dönüş kararlarını tamamen kendi özgür iradesiyle verdiğini, bundan sonraki hedefinin en kısa sürede eski formuna ulaşarak, kulübüne ve Türk voleyboluna en üst düzeyde katkı sağlayabilmek olduğunu belirtti. Aysun, voleybola ara verdiği dönemde olduğu gibi bundan sonra da özel yaşamı ve tercihleriyle ilgili başka bir açıklama yapmayacağını bildirerek, bunun anlayışla karşılanmasını istedi. 596232 Korkutan gerçek! Korkutan gerçek! İngiltere'deki Cambridge Üniversitesi'nden Peter Wadhams, 20-30 yılda Kuzey Kutbunun tüm deniz buzunun tamamen kaybedileceğini, ancak daha kısa zamanda büyük ölçüde inceleceğini, yaz döneminde, yaklaşık 10 yılda kuzey buz denizinin açık bir deniz halini alacağını belirtti. Wadhams, İngiliz kaşif Pen Hadow'un liderliğindeki bir ekibin, ilkbaharda 73 gün boyunca elde ettiği verilere dayanılarak çıkarılan sonuçları Londra'daki basın toplantısında açıkladı. Hadow ve ekibinin incelediği yaklaşık 450 kilometrelik alanda buzulun ortalama kalınlığının 1,8 metre olduğunu açıklayan Wadhams, buzulun yazın daha hassas duruma geldiğini, 1,8 metre kalınlığın yıl içinde oluşmuş buzula işaret ettiğini, iklim değişikliğinin somut göstergesi olarak yıllarca süren buzul birikmelerinin hızla azaldığını ifade etti. Araştırmaya imza atanlardan Dünya Doğayı Koruma Vakfından Martin Sommerkorn, araştırmanın çok karanlık bir tablo çizdiğini, buzul tabakasının tahmin edilenden daha hızlı eridiğini vurguladı. Sommerkorn, buzulun tamamen erimesinin, bölgede yaşayan hayvanların neslinin tükenmesinin yanı sıra okyanuslardaki su seviyesinin yükselmesine, hava değişikliklerine, dalgalara ve sera etkisine yol açan gazların çok yüksek oranda salımına yol açacağına dikkati çekti. 597286 KESK, 'Mali disiplin'e karşı çıktı Evren, sendikal faaliyetler kapsamında geldiği Amasya'da, sendika üyeleri ile bir toplantı yaptı. Yürüttükleri sendikal mücadele ve yaşanan sorunlar ile Türkiye gündemindeki konuları değerlendiren Evren, özelleştirmeleri eleştirdi. Ücretlilerin ''mali disiplin programı'' adı altında zor koşullarda yaşama zorlandığını savunan Evren, ''Bu programlar, uluslararası sermayenin uluslararası düzeyde yaptığı toplantılarda küresel kapitalizmin yeniden yapılanmasıdır'' dedi. Şirketlerin küreselleşerek dünyayı abluka altına almasına ''mali disiplin programı'' denildiğini ifade eden Evren, ''Mali disiplin programları eskiden kemer sıkma politikaları olarak ifade edilirdi. Bu programların özü kamusal alanı daraltmaktır. Bunun en açık örneğini özelleştirmelerde gördük. Giderek sizin ekonominizi artık başka güçler denetliyor. güçler sadece Türkiye ekonomisine değil, aynı zamanda dünyanın her tarafında ucuz emek piyasasına göre hareket ediyor. Nerede ucuz emek, sermaye oraya akıyor'' diye konuştu. Son dönemlerde taşeronlaşmanın da hız kazandığını hatırlatan Evren, ''Taşeron firmaların girdiği, kuralsız çalışma koşullarının egemen olduğu, sözleşmeli 4-B, 4-C gibi kamu hizmetleri içinde bir sürü farklı statüde çalışma koşullarının dayatıldığı bir süreci getirdiler. Bu Türkiye'ye özgü bir şey değildir'' diye konuştu. Hükümetin çeşitli alanlardaki politikalarını ve IMF'yi de eleştiren Evren, daha sonra basına kapalı olarak sendika üyeleri ile toplantıyı sürdürdü. Toplantıya, MYK üyeleri ve KESK'E bağlı sendika temsilcileri katıldı.