diff --git "a/datasetXML/20091028.xml" "b/datasetXML/20091028.xml"
new file mode 100644--- /dev/null
+++ "b/datasetXML/20091028.xml"
@@ -0,0 +1,2747 @@
+
+ 618708
+ Liselilerin E5'te PKK mitingi VİDEO
+ PKK'lı teröristlerin teslim olmasını protesto eden bir grup, E-5 Sefaköy mevkiini trafiğe kapattı. Ellerinde Türk bayrakları bulunan göstericiler, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganları atıyor. Çoğunluğunu liseligençlerden oluşan yaklaşık 200 kişilik grup, saat 10.00 sıralarında Sefaköy Belediye Parkı'nda toplandı. Aralarında bayanların da bulunduğu grup, öncelikle DTP Sefaköy temsilciliğine yürümek istedi. Bundan vazgeçen grup, sloganlar eşliğinde Sefaköy'den E-5 otoyoluna çıktı. Otoyolu trafiğe kapatan grup, PKK'lı teröristlerin teslim olmasıyla başlayan süreci protesto etti. Avcılar istikametine doğru yürüyen göstericiler, "Hepimiz Türk'üz, hepimiz Mehmet", "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganlarıyla eylem yaparken, otoyolda trafik yoğunluğu oluştu. Eylem sürüyor. Ayrıntılar gelecek... () 2009-10-28 13:06:41 bizde anca genel kurmay kalksın siyasi irade üzerine fikir beyan etsin. neden terörle ve dış düşmanlarla mücadele ile ilgili eylem planları hazırlamıyorlar. onlar anca iktidar ile ilgili eylem planları hazırlarlar gerçi... son olarak ben bu ülkenin kötülüğüne çalışan her kim ise hakkımı helal etmiyorum ve onları Allaha havale ediyorum GÖKHAN TULAY 2009-10-28 13:02:18 toplumu bölebilecek bu tür haberleri bence medya görmemeli, toplum huzuru açısından gündeme taşımamalı tamer dağlar 2009-10-28 13:02:01 MODREN MÜSLÜMAN adlı kişi esasda doğru adda TÜRKİYEDE ŞEYH TARİKAT ATAERKİL ÖRF ANANE MÜSLÜMANI diye ayrılan MÜSLÜMANLARA birde MODERNİ eklendi AKİFİN Kaç HAKİKİ MÜSLÜMAN GÖRDÜMSE MAKBERDEDİR bilmem ama İSLAMİYET GÖKLEREDEDİR dediği gibi adı MÜSLÜMAN bu CAHİL kendi PKK'nın içindeymiş gibi niyet okuyup İKTİDARI suçlamış ÜLKEDE TERÖR bitmesin KAN dinmesin hergün KAOS çıksın diyen ETÖ'cüler gibi LİSE talebelerini kışkırtak sokağa döküp REEL DEMOKRATİK ÜLKE istemeyen HALK ve DEMOKRASİ DÜŞMANLARINDANMI acaba? süleyman kadirler 2009-10-28 13:00:21 hadi bunlarıda geçtim. bir evlat yetiştirmek ve bu evlatı en güzel yıllarında kaybetmek kolaymı? Tamam vatan sağolsun ama şunuda görmeliyiz artık. ikinci tezkere meclisten geçti, rakkamını ve oranını bilmediğim bir bütçe (ve nereye harcandığını bırakın beni hükümetin bile bilmediği bir bütçe) hükümet tarafından genel kurmayın kullanımına tahsis edilmiş durumda olmasına rağmen neden 25 senedir bu kahrolası terör belasından kurtulamadık? bu teröristleri yok edemedik? GÖKHAN TULAY 2009-10-28 13:00:03 işte böyle tepkisiz kalmak yok..açılımcılar ve abd temsilcileride sussun...burası Türkiye kürdistan değil.siz gidin ırakın kuzeyine orda bağırıp çağırın yada amerikaya gidin orda destekçi bulursunuz..(kürdistan diye bir yerde yok)...ilk seçimde puan çekeceksiniz...Allahın izniyle... mehmet sağlam 2009-10-28 12:54:33 sayın arkadaşlar sizleri değil ama şehit yakınlarını anlıyorum. çünkü onlar bu durumda mantıklı bir yaklaşım gösterememeleri doğaldır. canları yanmıştır. Ancak genede şunu belirtmeden geçemeyeceğim biz bugüne kadar yaklaşık 30000 şehit verdik. bu şehitlerin 30 unu yakın zamanda kaybettik. Şimdi gösteri yapan kişilere sormak istiyorum sizler bu şehitler verilirken neredeydiniz? Niçin Genel Kurmaya bunun hesabını sormadınız? neden genel kurmay başk.'na siyah çelenk bırakmadınız? neden gösteriler yapmadınız? GÖKHAN TULAY 2009-10-28 12:49:55 fırsat bu fırsat oy avcılığı için MHP li gençleri kullanın, memleketi iyice kutuplaştırın!!! tamer dağlar 2009-10-28 12:49:41 bu ülkede polise taşatan ,devlet düşmanlarına elbette tepki olacak. bunları tebrik ediyorum.bu meydanlar sadece devlet düşmanlarına,pkk lılara,ermeni dönmelerine ,sevrcilerebırakılamaz.artık söz milletin ne abd nin ne ab nin ve onların uşaklarının. ne mutlu türküm diyene. orhan kayar 2009-10-28 12:48:40 Arkadaşlar pkk yandaşları neredeyse hergün bir bahane bulup eylem yaparken,milliyetçi duygularını kaybetmemiş kişiler pkk terörüne karşı eylem yapıncamı yanlış yapmış oluyorlar.Ayrıca bir arkadaşımız bu eylemci arkadaşları pkk'nın dağdan inerek teslim olamalarını istemedikleri için bu eylemi yapıyorlar demiş yanılıyorsun arkadaşım dağdan inenlerden hangisi teslim oluyoruz kelimesini kullandı hepsinin tek söylediği sözcük şu Biz pkknın sizden istedikleri talepleri sunmak üzere elçilik görevi için indik dedlr FATİH KAN 2009-10-28 12:44:12 Yaaa. Bakalım daha neler görücez. Ali Erdogan 2009-10-28 12:44:04 Terör sorunu bitsin. ama 25 yıldır devam ediyor. bitmiyor. Nasıl tireceksiniz. MHP'liler yine gaza gelmiş. Hemde Oktay Vural'ın gazına... Oktay Vural nereli?... araştırın bakalım... neler çıkacak. Daha çok mu insan ölmeli... Abdullah Kabul 2009-10-28 12:42:34 terör örgütü mensupları çoluk çocuk polise askere ta�� molotof atarken kimsenin sesi çıkmaz..hele hele ülkücüleri suçlayan akp lilerin hiç çıkmaz..vay efendim onlar çocuk onlara ceza vermeyelim derler..ama liseli gençlerin en doğal hakkı olan milletin içini sızlatan şovları protesto edince bu gençler hemde yakıp yıkmadan vay efendim niye yaptınız....sussunmu millet..kendisine yapılan hakaretleri hep sineyemi çeksin bu gençler..en doğal hakkıdır bu gençlerin..helal olsun allah akp pkk işbirliğinden korusun adil şahin 2009-10-28 12:41:56 cemal bey laflarınıza dikkat edin. bende tasvip etmiyorum bu tür olayları ama iş bilmem ne yarışına gelirse orada dur derim. dtp önüne gitmekle ne olacak? her semtte kürt olsa ne olacak? unutmayın biz size fırsat veriyoruz aklı başında olan kürt bunu iyi değerlendirir. pkklıları kahramnmış gibi karşılamakla çözülmez bu sorun.. aklınızı başınıza alın.... RESUL DİP 2009-10-28 12:35:40 yaw bu ulkedeki milliyetci gecinen kesim yillardir teror bitsin diyordu ama baktilar bitmeye basladi, simdi de bitmemesini istiyorlar. yani bunlarin sacmaligi bu kadar olur. ne istiyorlar ki bunlar? cok mu hoslarina gidiyor hergun birkac sehit verme ihtimali. haa, dogru zaman ilkel milliyetciliklerini devam ettirebilirler degilmi! dtp cocuklari kullaniyordu, bunlar da oyle. ne tesaduf! bu zamanda milliyetcilik bitmistir, hala neyin pesinde bunlar? basit insanlar! ne istedikleri bile belli degil... ciwan_berzan 2009-10-28 12:33:17 ama bu haklarınızı pkk sempatizanlığı yaparak elde edemezsiniz.Elde etseniz bile bazı hakları bu hükümet döneminde elbet bir gün apoyu asarız zaman ne olduğunu görürüz veririz tehcir kararını elinize pkk sempatizanı isen yürü kuzey ırağa git deriz görürsünüz zaman ne olduğunu. ahmet şentürk 2009-10-28 12:32:00 pkk nın devam etmesini mi acaba, bunlar terörden rantı olanların kışkırttığı zavallılar. hükümet aklı selim davranıp süreci devam ettirmelidir. abuzer aşan 2009-10-28 12:23:36 Yorumcu arkadaşlara hayret ettim doğrusu.Demoratik açılım diye bağrıyorsunuz;ama birileri eline Türk bayrağı alıp tepki gösterince bölücülükle suçlıyorsunuz.Dün Türk bayrakları TBMM'ye alınmadı.İşte asıl provakasyon budur.Ayrıca teröristleri 100 bin kişi karşılıyor,ellrinde PKK bayrağı,Apo resimleri onlara ses çıkarmıyorsunuz.O yapılanlar provakasyon olmuyor size göre.Türk bayrağından bu kadar çekinmeyin.Ya da gidin istediğin bayrak altında yaşayın,sizi tutan yok. Yavuz Sungur 2009-10-28 12:20:30 Bu mhp'nin ve chp'nin işi başka kimin olabilir ki birde yüzsüzler çıkıp tv proğramda biz sokakta mokakta eylem yaptırmıyoruz gibisinden demeçler veriyor. Yalancı, ülkesine karşı, milletine karşı, olan partilerin başında geliyorlar. murat özer 2009-10-28 12:19:27 pkk yok olma surecine girdi ,bunlar pkk nun teslim olmasını protesto ediyorlar ,sözde milliyetciler ,çoluk çocuk gazlamışlar bunları cıkmıslar sokağa kurt kurt 2009-10-28 12:16:03 bu salıverilen adamlar ateist-darwinist-leninist kafada, bu kafa değiştirilmeden sokağa salındığında katı adam toplayıp bölücü faaliyetlerine devam edecekler. hükümetimiz bu fikre karşı net bir çaba göstermiyor. küçücük çocuklar bile olayı anladı. modern müslüman
+
+
+
+ 619524
+ Aslan moral peşinde
+ Galatasaray: Bucaspor: Giriş Saati 28.10.2009 16:46 Güncelleme 28.10.2009 19:05 Fenerbahçe yenilgisinin yaralarını sarmaya çalışan Galatasaray, bu akşam kupada sınav veriyor. Sarı-kırmızılı takım Ziraat Türkiye Kupası play-off maçında Bank Asya 1. Lig ekiplerinden Bucaspor ile kendi sahasında karşı karşıya geliyor. Galatasaray'da bu maçta kırmızı kart cezalısı Keita ve Fenerbahçe maçında sakatlanan Baros forma giyemeyecek. Galatasaray, oynayacağı 90 dakika sonrasında rakibini eleyerek gruplara kalmayı hedefliyor. Karşılaşma Kanal Türk televizyonundan canlı olarak yayınlanıyor. GALATASARAY: Aykut, Uğur, Emre Güngör, Gökhan, Hakan, Barış, M. Topal, Aydın, Elano, Caner, Nonda BUCASPOR: Cenk, Serkan, Veli, Erman, Muhammet, Kenan, Bekir, Yılmaz, Ramazan, Yunus, Mehmet Batdal Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba
+
+
+
+ 618470
+ Asker'î savcılık suç işliyor
+ BELGEYİ RESMEN İSTEDİLER "FOTOKOPİDEN belge olmaz" diyerek Taraf in yayınladığı AKP ve Gülen'i Bitirme Planı'yla ilgili soruşturmayı kapatan Genelkurmay Askerî Savcılığı, orijinal belgenin ortaya çıkmasından sonra yasadaki değişikliği görmezden gelerek yeniden soruşturma başlattı. ORUŞTURMA YETKİSİ YOK ANCAK hukukçulara göre, askerlere sivil yargı yolunu açan düzenlemeden sonra askerî savcıların bu olayda soruşturma açma yetkisi yok. Askerî Savcılık, orijinal belgeyi sivil savcılardan isteyemez. İstenmesi durumunda bile savcıların belgeyi göndermeme hakkı bulunuyor. KARDAŞ:CMK 250'YE AYKIRI ASKERÎ Savcılığın açıkça hukuk dışına ç��ktığını savunan emekli hâkim Ümit Kardaş, 10 temmuzda yürürlüğe giren CMK'nın 250. maddesiyle birlikte soruşturma yetkisinin sivil savcılarda olduğunu söyledi. Kardaş "Genelkurmay kanunlara aykırı davranıyor" dedi. SORUŞTURMA YETKİSİ YOK Daha önce başlattığı soruşturmada takipsizlik kararı veren Askerî Savcılık, ıslak imzalı darbe planını İstanbul Başsavcılığından istedi. Hukukçular, "Kanuna aykırılık var" diyor. Taraf'ın haberine göre Genelkurmay Askerî Savcılığı, Adlî Tıp raporuyla Kurmay Albay Dursun Çiçek'e ait olduğu kesinlik kazanan Irticayla Mücadele Eylem Planı'nın orijinalini İstanbul Başsavcılığından isterken, hukukçular bu durumun hukuka aykırı olduğunu söyledi. Hukukçulara göre, yeni düzenlemeyle birlikte Askerî Savcılığın bu olayda soruşturma açma yetkisi yok. Askerî Savcılık, ıslak imzalı belgeyi soruşturmayı yürüten sivil savcılardan isteyemez. İstenmesi durumunda savcıların belgeyi göndermeme yetkisi bulunuyor. Önce aslı yok denmişti İrticayla Mücadele Eylem Plam'nın 12 Haziran 2009 tarihinde Tarafta yayımlanmasının ardından başlattığı soruşturmada takipsizlik karan veren Genelkurmay Askeri Savcılığı, ıslak imzalı belgeyi. Cumhuriyet Savcılığı'ndan istedi. Genelkurmay Başkanlığı'nın talimatıyla Albay Dursun Çiçek hakkında soruşturma yapan Askerî Savcılılık, daha önce aslı olmadığı için takipsizlik karan verdiği belgeyi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından resmen istedi, İrticayla Mücadele Eylem Planı olarak nitelendirilen ve Albay Çiçek'in ıslak imzası bulunduğu belirtilen belgeyi yazılı olarak talep eden savcılığın, belgenin orijinal olup olmadığının araştırılması için Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Dairesi, Jandarma Kriminal Laboratuarları ve Adli Tıp Kurumu'nda da incelenme isteyeceği bildirildi. Askerî Savcılığın yeni bir soruşturma açarak ıslak imzalı belgeyi istemesiyle, Askerî Savcılığın bu yetkisinin bulunup bulunmadığı tartışma konusu oldu. Tarafa konuşan emekli askerî hâkim Dr. Ümit Kardaş, 10 Temmuz 2009 tarihinde yürürlüğe giren CMK 250. maddesiyle suç işleyen ve darbe girişiminde bulunan askerlerin soruşturulması ve yargılanması yetkisinin sivil yargıya verildiğini hatırlattı. Kanunda düzenleme yapılmadan önce Askerî Savcılığın belgeye ilişkin bir soruşturma açarak takipsizlikle sonuçlandırdığını belirten Kardaş, "Ancak kanunun değişmesinden sonra yetkili olan sivil savcılar soruşturmaya devam etti. Belgenin aslı ortaya çıktı. Askerî Savcılık yeni bir soruşturma açtı. Oysa kanuna göre, bu konuda soruşturma açma yetkisi yok. Askerî Savcılık neyin soruşturmasını yapıyor. Hukuka aykırı davranıyor" dedi. Askeri Savcılığın yetkisi yok Askerî Savcının soruşturma açma yetkisi olmadığı gibi, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcılarından belgeyi isteme yetkisinin de bulunmadığına dikkat çeken Kardaş, savcıların istenilen belgeleri gönderme-mesi gerektiğini söyledi. CMK 250. maddesinin yürürlükte olduğunu hatırlatan Kardaş şöyle devam etti: "Kanun değişmeden önce Askerî Savcılık soruşturma yapıyordu. anda kanun çıksaydı. Askerî Savcılık görevsizlik kararıyla dosyayı adli yargıya vermesi gerekiyordu. Kanun Askerî Savcılığın takipsizlik kararından sonra çıktı. Bunun için bu olayda Askerî Savcılığın soruşturma yetkisi kalmadı."
+
+
+
+ 618168
+ AK Parti: Belge gerçek, sorumlular hesap vermeli
+ Belge gerçek, sorumlular hesap vermeli 28.10.2009Suat Kılıç Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Grup Başkan Vekili Suat Kılıç, “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” başlıklı belge konusunda “Belgenin gerçek olduğu anlaşılıyor. Bu yükü yaratanlar yargıya hesap vermeli” dedi Kılıç, ’nun “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” başlıklı belgedeki imzanın Kurmay Albay Dursun Çiçek’e ait olduğuna yönelik raporunu şöyle değerlendirdi: “Rapora göre belgenin gerçek olduğu anlaşılıyor. Böylesi bir durumda hukuk devleti kuralları mutlak suretle işleyecektir. demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Bir hukuk devletinde hiç bir kişi ve kurum kaynağını anayasadan almayan bir yetkiyi kullanamaz. Devlet adına ya da kendi özel gayeleri etrafında hukuk devleti kavramının dışına çıkanlar bağlı oldukları kuruma da yargıya da hesap vermekle mükelleftir. Eğer birileri Türkiye’nin hukuk devleti kimliğini tartışmalı hale getirecek bir takım olayların ya da adımların, eylemlerin içinde oldularsa, bunun hesabını hukuk karşısında vermeleri gerektiği kanaatindeyiz. Hukuk devletinin temel değerlerinden birini diğerlerine tercih etmek durumunda değiliz.“ ’nın milletin göz bebeği bir müessese olduğunu belirten Kılıç, “Bu belgeden kaynaklanan olumsuzlukların TSK’nın imajını da, demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş duruşunu da bozmasına izin verilemez. Adli tıp raporu doğrultusunda gerçeklik kazanan belgenin yükü demokrasimizin taşımakta zorlanacağı bir yüktür. Ve bu yükü yaratanların cumhuriyetimizin temel değerlerinin korunması adına yargıya hesap vermeleri kaçınılmazdır” diye konuştu.
+
+
+
+ 619067
+ Gaziosmanpaşa'da cephanelik ev bulundu
+ Alınan bilgiye göre, Karadeniz Mahallesi'ndeki bir eve düzenlenen operasyonda, adet Kalaşnikof marka otomatik tüfek, el bombaları ve çok sayıda mermi ile patlayıcı yapımında kullanılan malzeme ele geçirildi. Bu silah ve mühimmat incelenmek üzere emniyete götürüldü. Polisin olayla ilgili başlattığı soruşturma sürüyor. AA
+
+
+
+ 618628
+ Eskişehir'de 1500 yıllık ayakkabı bulundu
+ Kazı çalışmalarını yürüten Anadolu Üniversitesi (AÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Alp, AA muhabirine, Han'daki kazılara 2004'ten beri devam ettiklerini belirterek, buradan farklı dönemlere ait eşyalar ile çeşitli buluntuları ortaya çıkarttıklarını kaydetti. Kazılar sırasında bazen kendilerini bile şaşırtan eşyalar bulduklarını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Alp, şöyle konuştu: ''Kazılarda açılmamış mezarlara rastlıyoruz. Bu yılki kazılarda bir mezardan yaklaşık 1500 yıllık olduğunu düşündüğümüz deriden yapılmış bir çift ayakkabıya rastladık. Ayakkabı kalıntılarına ülkedeki arkeolojik kazılarda pek rastlanmıyor. Çünkü, ayakkabı deriden yapıldığı için çabuk bozuluyor. Bu ayakkabılar dönemin günlük yaşamına ve giyim tarzına ışık tutacak. Ayakkabıları parçalı bir şekilde bulduk. Ülkemizde deri konservasyonu konusunda yetişen bir uzman olmadığı için şimdilik çıkarıldığı gibi muhafaza ediyoruz. Ülkemizde Roma ve Bizans dönemine ait kumaş ve deri parçaları çok iyi bilinmiyor.'' Yrd. Doç. Dr. Alp, deri ayakkabıların havayla çok fazla temas etmediğinde günümüze kadar iyi korunduğunu anlatarak, ''ayakkabı bir yetişkine ait olmalı. Günümüze göre yaklaşık 42 numara bir ayakkabı. Dikişleri ve bağcık delikleri belirli bir şekilde görülüyor'' dedi. Yrd. Doç. Dr. Alp, söz konusu ayakkabıları bir süre muhafaza ettikten sonra, inşaatı tamamlanıp hizmete yeniden açılacak olan Arkeoloji Müzesine sergilenmesi için vereceklerini sözlerine ekledi. AA
+
+
+
+ 618259
+ Dalkılıç Cumhuriyet için dalış yapacak
+ Dalkılıç Cumhuriyet için dalış yapacakYAŞAR ANTER DHA 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Dünya Sualtı Serbest Dalış Rekortmeni bugün ’da rekor için dalacak Serbest dalış rekorlarıyla dünyaya adını duyuran rahatsızlığı nedeniyle yıl ara verdiği rekor denemelerine 28 Ekim Kasım tarihleri arasında Sea Garden’da gireceği kamp çalışmaları ile yeniden başlıyor. Dalkılıç’ın bugün saat 11.00’de Orak Adası açıklarında Cumhuriyet Kupası Rekor Denemesi için dalış yapacağı belirtildi. Cumhuriyet’in 86. kuruluş yılı anısına gerçekleştirilecek gösteri dalışında Dalkılıç’ın 86 metreye ineceği tescilli bir rekor dalışı olmadığından basına ilk kez yakından görüntü ve detay alma olanağı sağlanacağı açıklandı. desteği Dalkılıç, “8 dünya rekorunun ardından bir pankreas tümörü spor kariyerime son verdi. Hayallerim için savaşıp kazandım.Bir yıl önce başarılı kadınlar için düzenlenen bir ödül töreninde Başbakanımız neden dalış rekorlarına devam etmediğimi sorduğunda sponsor desteği bulamadığımı anlattım. Başbakanlığın gerekli desteği vereceğini söyledi. Bu söz gerçekleşti. Yeni rekor denemesi için hazırlanmaya başladım” dedi.
+
+
+
+ 619271
+ "28 Dakikada Gol Moralini Bozdu"
+ : "28 Dakikada Gol Moralini Bozdu" Sögütlü Belediyespor kalecisi Kemal, yaşadığı ekonomik sıkıntıların üstüne, maçın ilk 28 dakikasında kalesinde gol görünce sahayı terk etti. Yayına Giriş: 28.10.2009 13:23:49 Güncelleme: 28.10.2009 13:23:49 Trabzon'da oynanan süper amatör küme futbol karşılaşmasında, yaşadığı ekonomik sıkıntıların üstüne, maçın ilk 28 dakikasında kalesinde gol gören kaleci, sinirlenerek sahayı terk etti. Söğütlü Beldesi'ndeki sentetik sahada oynanan maçın 1. dakikasında, Çarşıbaşı Belediyespor oyuncusu Eser'in kendi kalesine attığı golle Sögütlü Belediyespor 1-0 öne geçti. Ancak, Çarşıbaşı Belediyespor, 12. dakikada Ali Kemal, 25. ve 28. dakikada Gökhan'ın bulduğu gollerle Söğütlü Belediyespor karşısında 3-1 üstünlüğü yakaladı. İlk 28 dakikada kalesinde ard arda goller gören Söğütlü Belediyespor'un kalecisi Kemal, sinirlenerek, yönetim aleyhine sözler sarf ettikten sonra sahayı terk etti. Hakem Mustafa Aydın, kendisinden izinsiz sahayı terk ettiği için kaleci Kemal'e kırmızı kart gösterdi. Yapılan oyuncu değişikliğiyle kaleye Atay geçerken, karşılaşma 3-1 sonuçlandı. Kaleci Kemal, yaptığı açıklamada, bir sporcu olarak yaptığının yanlış olduğunu kabul ettiğini belirterek, "3.5 aydır yönetim para ödemiyor. Sögütlü Belediyesi'nin oyuncusu olmama rağmen, önceki gün evimin suyunu kestiler. Goller de gelince psikolojim bozuldu" dedi. Önceki sezon 3. Lig takımı Sürmenespor'da görev yaptığını belirten Kemal, şunları söyledi: "Federasyonun 30 yaş sınırı getirmesi nedeniyle, oradan ayrılmak durumunda kaldım. Oradaki miktarın altında bir rakama Sögütlü Belediyespor ile anlaştım. Ancak verilen sözler yerine getirilmiyor. Ben bu işten ekmeğimi kazanıyorum. Amatör kümede futbol oynayan binlerce sporcu, benim gibi yaş sınırı nedeniyle mağdur durumda. Kulüpler yaş sınırı nedeniyle 25-26 yaşından sonra oyuncuyu tutmak istemiyor. Biz başka ne iş yapabiliriz ki." Yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle hasta olan annesini hastaneye götüremediğini, taksitlerini bile ödemekte zorluk çektiğini anlatan Kemal, "Arkadaşlarım da aynı sıkıntıları yaşıyor. Birçok takımda aynı sorun var. Herkesin yapmak istediği şeyi yaptım. Çektim gittim. Kendimi yaktım ama bu sorunlar da dile getirilmeli" dedi. Kaleci Kemal, Futbol Federasyonu'nca, bu sezon uygulamaya konulan, TFF Lig'deki 30 yaş sınırının kaldırılması gerektiğini, bir çok futbolcunun bu uygulama nedeniyle mağdur olduğunu söyledi. Bu arada, Sögütlü Belediyespor'da yaşanan maddi sıkıntı nedeniyle bir süredir futbolculara ödeme yapılamadığı, kaynak bulunması halinde en kısa sürede ödemelerin gerçekleştirileceği belirtildi.
+
+
+
+ 618655
+ Saran: Aziz Yıldırım'dan daha iyi yönetirim
+ Kastamonu'nun Devrekani ilçesinde krom madeni çıkartacak olan Sadettin Saran, işadamı arkadaşı Nejat Çuhadaroğlu ile birlikte Kastamonu'ya geldi. Kastamonu'da A.A. Muhabirine açıklamalarda bulunan Saran, hedefinin Fenerbahçe'ye başkan olup, kulübü dünya kulübü yapmak olduğunu söyledi. Sadettin Saran iyi bir Fenerbahçeli olduğunu belirterek, ''Takımımız geçtiğimiz hafta Galatasaray karşısında uzun zamandır oynadığı en iyi futbolu sergiledi. Çok arzulu ve motive olmuş bir Fenerbahçe buldum. Önceki haftaki Gaziantepspor maçının ikinci yarısına göre bambaşka bir Fenerbahçe vardı. İnşallah Galatasaray maçındaki gibi istekli oynamaya devam ederse şampiyonluk kesin gibi diyebilirim. Avrupa'da da ciddi başarılar yakalarız. Fenerbahçe bence şu anda yavaş yavaş yerine oturuyor'' dedi. -''SON ALINAN BREZİLYALILAR'I BEĞENMİYORUM''- Fenerbahçe'ye bu sezon alınan iki Brezilyalı futbolcuyu beğenmediğini de sözlerine ekleyen Sadettin Saran, ''Baroni ve Dos santos'u çok beğenmiyorum. Fenerbahçe'de oynayacak klasta oyuncular olmadıklarını düşünüyorum. Fenerbahçe'yi genel olarak beğeniyorum. Ancak daha iyi olabileceğini inancındayım'' diye konuştu. Fenerbahçe'den ihracı ile ilgili hukiki sürecin devam ettiğini de sözlerine ekleyen Sadettin Saran, ''Davayı kazandım. Yargıtay eksik incelemeden dolayı biraz daha inceleme istedi. Biraz daha sürecek ama hukuki işlem devam edecek'' şeklinde konuştu. -''HEDEFİM FENERBAHÇE'Yİ DÜNYA KULÜBÜ YAPMAK''- Fenerbahçe'yi dünya kulübü yapmak için başkan olmak istediğini vurgulayan Saran, sözlerini şöyle tamamladı: ''Kamuoyu ve kongre üyeleri bana bir senedir büyük teveccüh gösteriyor. Bu teveccüh devam ettiği sürece benim de hedefim Fenerbahçe'ye başkan olmak. Olayları kişileştirmek istemiyorum, Aziz Yıldırım ile ilgili de konuşmak istemiyorum ama Fenerbahçe'nin potansiyeli çok fazla. Taraftarından gelen belli bir potansiyeli var, maddi potansiyeli bence yeterince değerlendirilmiyor. Bence Fenerbahçe daha iyi yerlerde olmalı. Bugünkü durumda Avrupa sıralamasında ön saflarda olmalı. Dünya kulübü olma yolunda çok daha iyi yerlerde olabilirdik. Benim hedefim Fenerbahçe'yi dünya kulübü yapmak. Ben daha önce defalarca Aziz beyden bu işi daha iyi yapacağımı söyledim. Hala söylüyorum, ben iyi bir Fenerbahçeliyim. Fenerbahçe'yi Aziz beyden çok daha iyi yöneteceğime inanıyorum.'' AA
+
+
+
+ 618919
+ 13:12 Gezer'e pekiyi
+ 13.12 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Gezer'e pekiyi maçının hakemi gözlemci Yavuz Karaozan'dan 'pekiyi' anlamına gelen 8.3 not aldı. Gezer'e en geç hafta sonra yine maç verecek. Fenerbahçe-Galatasaray derbisini tatil etmediği gerekçesi ile eleştirilen Bünyamin Gezer, karşılaşmanın gözlemcisi Yavuz Karaozan'dan 'pekiyi' aldı. Karaozan, Gezer'in genel anlamda son derece iyi bir maç yönettiğini raporunda ifade etti ve 8.3 verdi. KARARLARI DOĞRUYDU Raporunu Futbol Federasyonu'na dün gönderen Karaozan, Gezer'in önemli bir hata yapmadan 90 dakikayı tamamladığını bildirdi. Karaozan, Gezer'in kararlarının tamamına yakınının doğru olduğunu ve otoriter bir yönetim gösterdiğini belirtti. Bünyamin Gezer'in ayrıca kartlarda standardı sağladığını vurgulayan Karaozan, genç hakemin yardımcıları ile de çok iyi bir uyum gösterdiğini kaydetti. Karaozan, yardımcı hakemlere de 8.3 verdi. Merkez Hakem Kurulu, Yavuz Karaozan'ın bu raporu doğrultusunda Bünyamin Gezer'e bir ya da iki hafta sonra yine maç vermeyi kararlaştırdı. Normal şartlar altında Gezer'e bu hafta da maç vermeyi düşünen Merkez Hakem Kurulu, zorlu bir derbi sonrası genç hakemin zihinsel anlamda yorgunluğunun geçmesi amacı ile bir hafta dinlendirme kararı aldı. ÇOK YÜKSEK NOT Bu arada hakem Bünyamin Gezer'e verilen 8.3'ün, sezonun en yüksek notlarından biri olduğu hatırlatıldı. Gezer'e verilen notun karşılığının 'pekiyi' olduğuna dikkati çeken yetkililer, fiiliyatta hiçbir hakeme ve üzeri not verilmediğini belirttiler. HANGİ NOT NEYİ İFADE EDİYOR? 9.0-10 Mükemmel performans (eksiksiz) 8.5-8.9 Çok iyi (övgüye değer performans) 8.0-8.4 İyi (etkin performans) 7.9 Bariz önemli bir hata, aksi takdirde 8.3 7.8 Bariz önemli bir hata, aksi takdirde 8.0 8.2 7.5-7.7 Tatminkâr (iyileştirilmesi gereken hususlar) 7.0-7.4 Yetersiz (beklenenin altında) 6.0-6.9 Zayıf performans (oldukça yetersiz) 5.0-5.9 Çok zayıf performans (kabul edilemez) . .
+
+
+
+ 618940
+ 28 dakikada gol yedi! Çekti gitti!
+ 28 dakikada gol yedi! Çekti gitti! 28/10/09 12:32 Söğütlü Beldesi'ndeki sentetik sahada oynanan maçın 1. dakikasında, Çarşıbaşı Belediyespor oyuncusu Eser'in kendi kalesine attığı golle Sögütlü Belediyespor 1-0 öne geçti. Ancak, Çarşıbaşı Belediyespor, 12. dakikada Ali Kemal, 25. ve 28. dakikada Gökhan'ın bulduğu gollerle Söğütlü Belediyespor karşısında 3-1 üstünlüğü yakaladı. İlk 28 dakikada kalesinde ard arda goller gören Söğütlü Belediyespor'un kalecisi Kemal, sinirlenerek, yönetim aleyhine sözler sarf ettikten sonra sahayı terk etti. Hakem Mustafa Aydın, kendisinden izinsiz sahayı terk ettiği için kaleci Kemal'e kırmızı kart gösterdi. Yapılan oyuncu değişikliğiyle kaleye Atay geçerken, karşılaşma 3-1 sonuçlandı. Kaleci Kemal, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, bir sporcu olarak yaptığının yanlış olduğunu kabul ettiğini belirterek, ''3.5 aydır yönetim para ödemiyor. Sögütlü Belediyesi'nin oyuncusu olmama rağmen, önceki gün evimin suyunu kestiler. Goller de gelince psikolojim bozuldu'' dedi. Önceki sezon 3. Lig takımı Sürmenespor'da görev yaptığını belirten Kemal, şunları söyledi: ''Federasyonun 30 yaş sınırı getirmesi nedeniyle, oradan ayrılmak durumunda kaldım. Oradaki miktarın altında bir rakama Sögütlü Belediyespor ile anlaştım. Ancak verilen sözler yerine getirilmiyor. Ben bu işten ekmeğimi kazanıyorum. Amatör kümede futbol oynayan binlerce sporcu, benim gibi yaş sınırı nedeniyle mağdur durumda. Kulüpler yaş sınırı nedeniyle 25-26 yaşından sonra oyuncuyu tutmak istemiyor. Biz başka ne iş yapabiliriz ki.'' Yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle hasta olan annesini hastaneye götüremediğini, taksitlerini bile ödemekte zorluk çektiğini anlatan Kemal, ''Arkadaşlarım da aynı sıkıntıları yaşıyor. Birçok takımda aynı sorun var. Herkesin yapmak istediği şeyi yaptım. Çektim gittim. Kendimi yaktım ama bu sorunlar da dile getirilmeli'' dedi. Kaleci Kemal, Futbol Federasyonu'nca, bu sezon uygulamaya konulan, TFF Lig'deki 30 yaş sınırının kaldırılması gerektiğini, bir çok futbolcunun bu uygulama nedeniyle mağdur olduğunu söyledi. Bu arada, Sögütlü Belediyespor'da yaşanan maddi sıkıntı nedeniyle bir süredir futbolculara ödeme yapılamadığı, kaynak bulunması halinde en kısa sürede ödemelerin gerçekleştirileceği belirtildi. Derviş Altuntaş A.A.
+
+
+
+ 619396
+ Sanal ortamdaki sinsi tehlike
+ Anne babalar tedirgin, gençler ise korkusuz... Kimi aile interneti yasaklamayı seçiyor kimleri ise yasaklamanın çözüm olmadığı düşünüyor. Sahte kimlikle işlenen suçlar gün geçtikçe artıyor. Bunlara bir örnek geçtiğimiz günlerde Bakırköy'de yaşandı. MSN'de tanıştı, çıplak görüntülerini çekip şantaj yaptı. Bu yolla 15 erkek çocuğa tecavüz etti. Bir diğeri annesiyle tartıştı. 'ta tanıştığı kişiden yardım umdu ve tecavüze uğradı. Peki aileler çocuklarını korumak için ne yapmalı? Bilişim suçları uzmanları, aileleri bilinçli olmasıları için uyarıyor. Özellikle sosyal paylaşım ve arkadaşlık sitelerindeki tehlikelere dikka çekiliyor. Ve buna kurban gitmemek de yine sizin elinizde.
+
+
+
+ 618461
+ Şok eden cinayetleri işleyenler anlatıyor
+ Gülay FIRAT'ın haberi Onlar Türkiye'yi sarsan cinayetlerle gündeme geldiler. Polisten ve avukatlarından sonra ilk kez "Hayatboyu Eğitim Gelişim Derneği" Başkanı Adem Solak'a konuştular. Bilge köyü katliamının sanığı Şıh Mehmet ölen çocuklar ve imam için göz yaşı dökerken, Hrant Dink'in katili Ogün Samast futbol takımından atılmasaydı bugün cezaevinde olmayacağını, annesini öldüren üniversiteli Başak ise ilk kez kendisini cezaevinde özgür hissettiğini Solak'a anlattı. GÖRÜŞÜP KİTAPLAŞTIRDI Türkiye'yi sarsan ve gündeme oturan cinayetlerin failleriyle tutuklu bulundukları cezaevlerinde yüzyüze görüşen Hayatboyu Eğitim Gelişim Derneği Başkanı Adem Solak, yaptığı çalışmayı "Şiddeti Anlamak- Cezaevi Görüşmeleri" isimli bir kitapta topladı. Cezaevlerini "Doğal bir insan laboratuvarı" diye nitelendiren Solak, kitabı için Türkiye'nin yakın tarihinde yaşanan siyasi ya da sosyal içerikli şiddet olayının sanıklarıyla görüştü. Solak'ın görüştüğü sanıklar arasında Bilge köyü katliamının sanıklarından Şıh Mehmet lakaplı Mehmet Çelebi, Ankara'da annesi Prof. Dr. Ayşe Olcay Tiryaki'yi boğazını keserek öldüren hukuk fakültesi öğrencisi Başak Aydıntuğ, Hrant Dink suikastinin faili Ogun Samast, Trabzon'da Rahip Santoro'yu öldüren O.A. ve PKK'nın eski liderlerinden Şemdin Sakık yer alıyor. ADALET DUYGULARI RENCİDE EDİLMİŞ Uzun yıllar cezaevlerinin iyileştirilmesiyle ilgili çalışmalar yapan Solak, cezaevlerindeki suçla mücadele ve suçluların ıslahı çalışmalarının aslında çok da sonuç vermediğini ileri sürerek şöyle konuştu: "Şıh Mehmet, Ogün Samast, O.A., Başak ve Şemdin Sakık ile görüşmelerimde de gördüm ki, uygulanan şiddet tesadüfen ya da kazara olmamış. Hepsinin ortak noktası, adalet duygularının rencide edilmiş olması. Bu yüzden mantık dengeleri bozulmuş, intikam alma hırsı, öc alma duygusu çok öne çıkmış ve bu noktaya gelmişler. Cinayet ve şiddet faillerinin ortak özelliklerinden birisi de, hepsinin geçmişinde yani çocukluğunda şiddet olması. Aile, okul, çevre ve hatta devletle ilişkilerinde şiddetle kuşatılmışlar. Kendilerini çaresiz bulup şiddete yöneldiklerini gördüm. Gelecek için de risk faktörü hala var. Çünkü onlara benzer onbinlerce çocuk ve genç için çözüm üretecek, şiddete yönelişten alıkoyacak birimler yok." Solak kitabında, yaptığı görüşmeleri tüm izlenimleriyle anlatıp, faillerin iç dünyalarına girerek, neyi niçin yaptıklarını sorguladı. Çocuklar ve imam için çok üzüldüm Mehmet Çelebi (Şıh Mehmet) "MARDİN'İN Bilge köyünde 7'si çocuk 44 kişinin öldüğü katliam sanığı ile koğuşunda 2,5 saatlik görüşme yaptığımızda, 'Bu işin kara kutusu' benim' dedi. Şıh Mehmet, 'Eğer yeterince güçlü kin ve öfkeyle parmağınız bir kere tetiğe gittiyse, artık eliniz durmaz' dedi. En çok konuşan Şıh Mehmet'ti. Konuşurken kez gözyaşı döktü. Çocuklarla, genç imam içindi gözyaşları... Onların orada olduklarını bilmediğini, suçsuz yere ölmelerinden büyük üzüntü duyduğunu söyledi. Dört ay bu olayın taraflarıyla defalarca görüştüm ve ilk ağlayan erkeğin Şıh Mehmet (Çelebi) olması ilginçti." Âşık olmuştum ama Öcalan engel oldu... PKK'lı Şemdin Sakık PKK'NIN önemli isimlerinden ve DTP Milletvekili Sırrı Sakık'ın üvey kardeşi Şemdin Sakık: "Ben de sevda yaşadım... Mübarek ismi Ladeş'ti. İçimdeki Frankenştaynımı öldürdü... Öcalan beni Şam'a çağırdı. Ladeş ile olan ilişkimi kesmem için ikna etme çabasına girdi. (...) 'Kadınlar şeytandır, onlara güven olmaz, arkadan hançerlerler, sana musallat olan Ladeş onlardan biri, kişiliğine değil, komutanlığına aşık olmuş, sakın bu tuzağa düşme' dedi. Benden sonuç alamayınca Ladeş'i Şam'a çağırarak, onu benden uzaklaştırmaya çalıştı. 'Hiçbir erkek sevilecek kadar olgunlaşmamıştır. Hele hele Şemdin var ya, tam bir feodaldir. Hem kadın düşkünü, hem de kadın düşmanı. Diğer birçok kızımız gibi seni de kullanmak istemiştir. Kutsal savaş, büyük dava varken bu erkeklerin peşine düşme' dedi. Her ikimizden de istediği cevabı alamayınca Ladeş'i çatışmalarda öldürtüp beni de Ladeş'in intikamını almaya mecbur kılmak istedi... Onu her seferinde gözden çıkarttığı militanları sürdüğü Bitlis'e gönderdi.." 'İhtiyacım olan sevgiyi hiçbir zaman vermediler' Başak Aydıntuğ ANKARA'DA annesi Prof. Dr. Ayşe Olcay Tiryaki'yi öldüren üniversiteli Başak Aydıntuğ, ağırlaştırmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Başak iyi hali nedeniyle müebbet hapse mahkûm oldu: "Babam boşandıktan yıl sonra, babam yeniden evlendi. Bu annemi daha da asabileştirdi. Artık tüm öfkesini bana kusuyor, nefes almam bile sorun oluyordu. Kullandığı kötü ifadelerin dozunun artması, çirkin sözlerinin artması beni boğuyordu. Ruhum acıyor, gözüm kararıyordu. Benim ağzıma alamayacağım olaydan sonra, kısmen basında yer alan alçaltıcı sözleri, kişiliğimi yerle bir ediyordu, dayanamıyordum. Sonra kötü olay oldu. Ne tuhaftır ki, ilk günler cezaevi bana cennet gibi geldi. Kendimi hiç olmadığım kadar özgür hissettim. Rahatladığım, zincirlerimden kurtulduğum duygusunu yaşadım.... Geri dönüp baktığımda, annem ve babam bana ihtiyacım olan sevgiyi hiçbir zaman vermediler. Ben de onları sevmedim. Onların beni sevdiklerine de hiçbir zaman inanmadım." Takımdan atılmasaydım böyle olmazdım Ogün Samast "HRANT Dink cinayetinden hafta sonra, 27 Şubat 2007'de Kocaeli Tipi Cezaevi'nde 2.5 saat yüz yüze görüşmemizde, 140 sorudan oluşan anketin 115'ine yanıt verdi. 'Gençlerin- çocukların cezaevine düşmemesi için kimlerin neler yapması gerekir?' sorusuna sinirlendi. Ogün Samast öfkeyle yumruğunu masaya vurarak ayağa kalktı ve 'Bu soruya yanıt vermek istemiyorum. Bu soru ben buraya girmeden önce sorulmalıydı. Şimdi ne anlamı olur ki?' diyerek tepki gösterdi. Sohbet sırasında da 'Okuyor olsaydın, sanırım burada olmazdın?' dediğimde, 'Olmazdım, hatta top oynadığım takımdan atılmamış olsaydım belki de yine burada olmazdım' diye konuştu." 'Papazı vurdum' dedim inanmadılar Rahip Santoro'nun katili O.A. "BEN inançları uğruna, ama özellikle gün tahrik edilmem adına papazı vurdum. Onun istediği Hıristiyan olmamdı. İtiraz ettik, tartıştık ve bana hakaret etti. Bunun üzerine gidip silah aldım, yanımda kardeşim ve arkadaşım ile tekrar kiliseye gittim. 'Ben papazı vurmaya gidiyorum' dedim, onları dışarıda bırakıp içeri girdim. Onlar şaka sanmıştı. Papaz ve yardımcısı da şaka sandı. Silahı gösterdim; 'o oyuncaktır' dediler. Ama değildi, papaz öldü.... Evdekilere 'papazı ben vurdum' dedimse de inandıramadım. Çünkü herkes beni sessiz ve sakin biri olarak bilir. İkinci günün gecesi sabah olmadan saat üçte polisler evi bastı ve içeri girdiler. 'Papazı ben vurdum' dedim, götürdüler." 25 yılda bin suçluyla görüştü AdemSolak 1954'te Trabzon'da doğdu. Trabzon Öğretmen Okulu mezunu. Erzurum Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde yüksek lisans yaptı. Çeşitli yerlerde rehberlik ve psikolojik danışmanlık alanında öğretmenlik yaptı. Adalet Bakanlığı'nın 'cezaevleriyle ilgili iyileştirme' programları kapsamında 1984'te Trabzon Tipi Cezaevi'nde geçici görevli terapist sıfatıyla çalışmaya başladı. 2007'de TBMM Şiddet Araştırma Komisyonu Koordinatörlüğü'nde, Cezaevi Saha Çalışma Koordinatörü olarak çalışmalarını sürdürdü. Solak'ın 25 bilimsel eseri bulunuyor. Türkiye genelinde 25 yılda bine yakın şiddet suçlusuyla cezaevlerinde tek tek yüz yüze görüştü. Sabah
+
+
+
+ 618283
+ 'Engelsiz Aslanlar'a coşkulu karşılama
+ Uzun süreli uçak yolculuğu sonrasında yorgun, ama kazanılan kupadan dolayı mutlu ve gururlu oldukları gözlenen Sarı-Kırmızılı oyunculara, havalimanındaki yolcular da ilgi gösterdi ve birlikte fotoğraf çektirip, kazanılan başarıdan dolayı kutladı. Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı Şube Kaptanı Dilara Endican, son şampiyon olarak katıldıkları turnuvada bu unvanı korumanın zor olduğunu, ama bunu başardıkları için çok mutlu olduklarını söyledi. Takım antrenörü Remzi Sedat İncesu ise Türkiye'de tekerlekli sandalye basketbolu için, "Galatasaray'dan önce ve sonra" değerlendirmesinin yapılabileceğini, çok önemli başarılara imza attıklarını ifade etti. İncesu, Japonya'ya hareket etmeden önce kendilerini ziyaret eden kulüp başkanı Adnan Polat'a verdikleri kupa sözünü yerine getirdikleri için de çok mutlu olduklarını kaydetti. Teknik heyet ve takımı kutlayan Başkan Polat ise, şöyle konuştu: "Bir spor kulübü olduğumuzu unutmadan, tekerlekli sandalye basketbol sporu gibi Türkiye'de ilginin oldukça mütevazı olduğu bir branşı önce bünyemize katarak ve ardından da ağırlığımızı koyarak, yerleşik düşünceleri değiştirebileceğimizi görmekten dolayı büyük mutluluk duymaktayız."
+
+
+
+ 618809
+ Aşkları engel tanımadı
+ 12.40 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Aşkları engel tanımadıSeçkin KIRARSLAN/ZONGULDAK, 'ın Kozlu Beldesi'nde 13 yaşında kas erimesi hastalığına yakalanan, 22 yaşında pencereden dışarı bakarken göz göze gelip aşık olduğu Hakkı Acar'la evlenen 36 yaşındaki Şennur Acar, evlendikten yıl sonra dünyaya gelen kızı ve eşinin desteği ile yaşama tutunmaya çalışıyor. Pencereden dışarıya bakarken göz göze geldikten sonra önce telefonla konuşmaya başlayan, ardından buluşup birbirlerine aşık olan Şennur ve Hakkı Acar, evlenmeye karar verdi. Hakkı Acar, hastalığı nedeniyle ailesinin karşı çıkmasına rağmen Şennur Acar'ı kaçırdı. Evlenen çiftin mutluluğu, yıl sonra dünyaya gelen kızlarıyla birlikte daha da arttı. Ancak tedavisi olmayan hastalığı zamanla ilerleyen Şennur Acar, yıl öncesine kadar koltuk değnekleriyle yürüyebilirken, şimdi tekerlekli sandalyeye mahkum yaşamaya başladı. Şennur Acar, hastalığı nedeniyle doyasıya kucağına alıp sevemediği bebeğini, komşularının ve yakınlarının desteği ile büyüttü. Şennur Acar, şimdi yaşında olan kızı Rabia ve eşinin desteği ile yaşama tutunmaya çalışıyor. HASTALIĞIMA RAĞMEN EVLENDİK Evlenmesinin ve çocuk doğurmasının riskli olduğunu anlatmasına rağmen eşinin evlenmekte ısrar ettiğini belirten Şennur Acar, şöyle konuştu: “9 yıl çocuğumuz olmadı. Bir gün rahatsızlandım ve hastaneye gittiğimde 5.5 aylık hamile olduğumu öğrendim. Dünyalar benim oldu. Ne hastalığım, ne de başka bir şey aklıma geliyordu. Doktorlar riskli olduğunu söylüyorlardı ama dinlemedim, eşimle sevinçten günlerce ağladık. Kızım dünyaya geldi. Sevinçten ne yapacağımızı bilemedik. Eşimin ve komşuların yardımıyla bebeğime dokunabiliyordum, emziriyordum. Birisi bebeğimi yaklaştırırsa koklayabiliyordum. Şimdi kızım yaşına girdi. bana yardımcı oluyor artık. Eşim evde olmadığı zaman ilaçlarımı veriyor, su içiriyor, sobaya kömür atıyor.” Şimdi tek isteğinin kızını okula giderken görebilmek olduğunu anlatan Acar, “Kızımın saçını taramak, elbiselerini giyindirmek, çantasına kalemini, defterini koymak istiyorum. İlk gün anneler çocuklarını ellerinden tutup okula götürür. Ama biliyorum ki bunların hiçbirisini ben yapamayacağım. Yine de onun okula gideceğini düşünmek beni mutlu ediyor” diye konuştu. HASTALIĞINI SORUN ETMEDİM Pazarcılık yaparken eşiyle tanıştığını belirten 40 yaşındaki Hakkı Acar ise “İlk gördüğümde aşık oldum. Önce telefonla konuştuk. Bana hasta olduğunu, evlenmesinin ve çocuk doğurmasının riskli olduğunu söyledi. Ama ben ona aşık olmuştum ve hastalığını hiç sorun etmedim. Ailemin karşı çıkmasına rağmen kaçarak evlendik. Kızımızın dünyaya gelmesi mutluluğumuzu daha da artırdı” dedi. Pazarcılığın ardından garsonluk yaptığı kahvenin bir süre önce kapanması nedeniyle işsiz kaldığını belirten Hakkı Acar, devletin verdiği 475 TL'lik hasta bakım maaşı ile geçindiklerini ancak bunun yeterli olmadığını, iş istediğini söyledi. .
+
+
+
+ 618207
+ Deniz suyunu arıtmak için işbirliği
+ Koç Holding CEO'su Bülent Bulgurlu, doğal su kaynaklarının hızla tükendiği günümüzde, deniz suyunun içme suyuna dönüştürülebilmesinin ve atık suyun arıtılarak yeniden kullanılmasının öneminin hızla arttığını kaydetti.
+
+
+
+ 619149
+ Villepin'den Sarkozy'ye rakip olabilir
+ Fransız radyosuna konuşan Villepin, ''Alternatif güç olmak yolunda çalışmak istiyorum'' dedi. İşsizlik, göç politikası, kamu borçları ve gençlik politikası gibi konularda hükümete sert eleştirilerde bulunan Villepin, merkez sağda Sarkozy'ye mutlaka bir alternatif geliştirilmesini savundu. Siyasi gözlemciler, ''Villepin'in, Sarkozy'nin aleyhine açtığı davayı karşı saldırı platformu olarak kullanmak istediği ve davadan aklanması halinde eski popülaritesi oldukça düşen Sarkozy karşısında merkez sağda aday olmakta kararlı olduğu'' görüşünde birleşiyor. Dominique de Villepin ile ve dört zanlı hakkında, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy aleyhine son cumhurbaşkanlığı seçiminden önce ''siyasi komplo'' düzenledikleri suçlamasıyla açılan dava Paris mahkemesinde devam ediyor. Davadan kararın Ocak ayında çıkması bekleniyor. Fransa'da "Clearstream skandalı" ile anılan davayla ilgili olarak, "Villepin'in başbakanlık ve içişleri bakanlığı yaptığı dönemde, gizli servisi kullanarak, cumhurbaşkanı adaylığı yarışındaki rakibi Nicolas Sarkozy'yi yıpratmak istediği" iddia ediliyor. AA
+
+
+
+ 619703
+ ABD'den Taliban'a savaş rüşveti
+ Başkan Barack Obama'nın onayıyla yasalaşacak olan yeni savunma yasasında, taraf değiştirmeleri için Taliban militanlarına verilmek üzere 1,3 milyar dolar kaynak ayrıldı. Amerika Birleşik Devletleri bu yöntemi daha önce Irak'ta da kullanmıştı. Böylece yaklaşık 90 bin isyancının taraf değiştirerek milis grupları oluşturduğu ve eski silah arkadaşlarına karşı mahallelerini korudukları biliniyor. Bu uygulamanın çok başarılı olduğunu düşünen Amerikalı komutanlar, Irak'ta şiddetin azalmasına büyük katkı sağladığını belirtiyor. Şimdi aynı yetki Afganistan'daki komutanlara da verilecek. Yeni düzenlemede söz konusu yöntem, "Şiddeti reddedenlerin Afgan toplumuyla yeniden bütünleştirilmesi" olarak anılıyor. BBC 2009-10-28 23:30:49 sen eskiden muslümanmissın ama dinini paraya satmışsın sen kardeşleri parayla satın alacagınımı sanıyorsun ONLARA ALLAH RIZASI VAR KORKU YOK KABİR AZABI YOK SORGU YOK FİRDEVS VAR HURİLER VAR .ALLAHIN CEMALİNİ GÖRMEK VAR SONSUZ NİMET VAR.sen ey obama bunları verebilirmisin paran yetermi zavallılar .siz tamamen yok oluncaya kadar durmak yok.ölüm heryerden gelecek size silahlarınız ucaklarınız kurtaramayacak sizi.oyigitler canlarını ALLAHA cennet karşılıgı satmıştır onların ticareti cok karlıdır.haberin olsu hali bin velid
+
+
+
+ 617959
+ Real Betis takımında futbolcuda domuz gribi şüphesi
+ Real Betis'ten yapılan açıklamada, bugün antrenmana katılmayan Carlos Garcia, Sergio Garcia, Arzu, Sunny ve Nelson'un grip oldukları açıklanırken, domuz gribi olma ihtimaline karşı gerekli tahlillerin yapıldığı kaydedildi. İspanyol kulübü, bugün antremana çıkan futbolcusunda da (İsrael, Daima, Ricardo, Juande ve Nano hastalıkla ilgili benzer belirtilerin görülmeye başlandığını duyururken, futbolcularının durumuyla ilgili İspanyol Futbol Federasyonu'na haber verdiğini bildirdi. Real Betis kulübü doktoru Tomas Calero, "Hasta olan futbolcuların hastaneye kaldırılmalarına gerek yok ama oynamaları için iyi durumda olmaları gerekir. Pazar günü Villarreal B'ye karşı oynanacak maçın kadrosunda 10 eksik futbolcu olabilir" açıklamasında bulundu. Sakatlığı sona eren Aurelio'nun bu haftaki maçta ya da en geç gelecek hafta kadroya alınacağı haberleri İspanyol basınında yer alırken, Real Betis'te gripten dolayı birçok futbolcunun Villarreal B'ye karşı oynayamaması durumunda Aurelio'nun kadroya alınmasının da kesinleşeceği söyleniyor.
+
+
+
+ 618211
+ Soros: Banka kârları düşerse kriz atlatılabilir
+ Orta Avrupa Üniversitesi tarafından düzenlenen ve gün sürecek olan konferanslar zincirinin ilk gününde konuşan George Soros, 'küresel ekonomik krizin atlatılması için banka kârlarının düşürülmesinin şart' olduğunu söyledi. Bununla ilgili yasaların çıkarılması gerektiğini belirten Soros, büyük bankaların, küresel ekonomik kriz nedeniyle ne kadar zarar etse de devlet desteği ile iflastan kurtulabileceğini kaydetti. Küçük bankaların krizden çıkamayarak batacağını savunan Soros, bu alanda reformların yapılması gerektiğini ifade etti. Soros, Budapeşte'de, ekonomi, para piyasasında refleks, ekonomi felsefesi, siyasette ekonomi ve Çin'in ekonomik ve siyasi büyümesi konularında konferanslar vermeye devam edecek. BUDAPEŞTE AA
+
+
+
+ 618768
+ İstanbul'da elektrik kesintisi
+ 12.16 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'da elektrik kesintisi ’un Anadolu yakasındaki bazı semtlerde 30 ve 31 Ekim ile 1, 2, ve Kasım günlerinde yapılacak. İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş’den (AYEDAŞ) yapılan açıklamada, Sancaktepe Kartal Soğanlık ve işletme müdürlükleri hizmet alanındaki trafo merkezlerinde bakım ve onarım çalışmaları gerçekleştirileceği bildirildi. Açıklamada, çalışmalar nedeniyle 30 Ekim Cuma günü 08.00-12.00 saatleri arasında Erenköy Bayar Caddesi ve Beyaz Kanarya sokaklar; 31 Ekim Cumartesi günü 09.00-16.00 saatleri arasında Samandıra Demokrasi Caddesi’nin bir kısmı ile Oğuz, Gülhan, Derya, Kalaycıoğlu, Alaca, Karaca ve Göksel sokaklar; Kasım Pazar günü 05.00-10.00 saatleri arasında Kartal’ın Gülsuyu, Esenkent, Soğanlık, Yakacık mahalleleri ile Kurfalı Mahallesi Kastelli Blokları’na elektrik verilemeyeceği belirtildi. Açıklamada, Kasım Pazartesi günü 09.00-15.00 saatleri arasında Sancaktepe Şark Caddesi Sokak, Selçukhan ve Kubbe Caddesi’nin bir kısmı, Kibar, Şahin, Tavır ve sokaklar; Kasım Salı günü 09.00-15.00 saatleri arasında Eyüp Sultan Mahallesi Muminler Caddesi’nin bir kısmı, Abdulmahit Caddesi Hanımeli, Buhara, Horasan, Taşkent ve Kılıç sokaklar ile blokları; Kasım Çarşamba günü aynı saatlerde Lidya Evleri’nde elektrik kesintisi uygulanacağı ifade edildi. .
+
+
+
+ 618500
+ Adıyaman'da deprem
+ Adıyaman'da deprem Giriş Saati 28.10.2009 09:28 Güncelleme 28.10.2009 09:28 Adıyaman'da merkez üssü Sincik ilçesi Yarpuzlu köyü olan 3.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Adıyaman'da merkez üssü Sincik ilçesi Yarpuzlu köyü olan 3.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, sabah saat 06.27'de merkez üssü Sincik ilçesi Yarpuzlu köyü olan 3.4 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Yerin 6.4 kilometre derinliğinde meydana gelen depremde can ve mal kaybının olmadığı öğrenilirken, deprem çevre ilçelerde de hissedildi. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba Yazarlar
+
+
+
+ 619414
+ Murat Mercan Azerbaycan'daki şehitlikte
+ İlk olarak Azerbaycan'ın merhum lideri Haydar Aliyev'in kabrine çelenk bırakan Mercan, daha sonra Türk Şehitliği'ne geçti. Şehitlik anıtına çelenk koyan Murat Mercan, burada gazetecilere açıklamada bulundu. ''Türk bayrağıyla Azeri bayrağının yan yana dalgalanması kadar, bu dünyada bizi mutlu edebilecek hiçbir şey olamaz'' diyen Mercan, Bakü'ye Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkileri ele almak geldiklerini ifade etti. Mercan, iki ülke arasındaki ilişkilerin düzeyi ile ilgili soruya, ''Gayet güzel gidiyor münasebetlerimiz, çok kuvvetli ilişkilerimiz var, daha da devam edecek'' dedi. Mercan, '' İlişkilerimizin bir kez daha 'bir millet, iki devlet' niteliğinde hayata geçirildiğinin şahidi oluyoruz '' ifadesini kullandı. Dün akşam saatlerinde Bakü'ye gelen Mercan, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından kabul edildi.
+
+
+
+ 618340
+ Fiyatlar artmıyor ama... Bu defa da iş yok, para yok!
+ Güngör Uras Olayların içindenFiyatlar artmıyor ama... Bu defa da iş yok, para yok! 28 Ekim Çarşamba 2009 Fiyatlar artmıyor. İyi de... Halkımız fiyatlardaki artışın yavaşlamasının tadını çıkaramıyor ki... Zevkini alamıyor ki... Çünkü bu defa da iş yok... Cepte para yok. Başkanı dün “Ekim Ayı ”nu açıkladı. Piyasalar, piyasa oyuncuları (borsada alıp satanlar/dövize takla attıranlar/ faizinden para kazananlar) Merkez Bankası açıklamalarını merakla bekliyordu. Onların merak ettikleri (1) Merkez Bankası’nın faiz indirimine devam edip etmeyeceği, (2) Faiz artırımı olasılığının olup olmadığıydı. Piyasa oyuncuları bu gibi raporlara bakarak geleceğe ait davranışlarını (pozisyonlarını) belirler. Reel sektörün oyuncuları (işadamları, işçiler, işsizler ve halk) ise genelde bu “enflasyon raporu”na piyasa oyuncuları kadar ilgi göstermez. Bu raporla bu kesimdekilerden pek az kişi ilgilenir. Çünkü reel sektör oyuncuları raporları okuyarak değil, işe ve aşa bakarak, ceplerindeki paraya bakarak ekonomiyi değerlendirir. Reel sektör oyuncuları enflasyon raporu gibi raporları okuyarak değil, iş ve aş göstergelerine bakarak yol haritalarını yapar. Ekonomi daraldı Merkez Bankası’nın raporundaki bilgilerin özeti şudur: Enflasyon beklenenin de altına iniyor. Yıl sonu yüzde 5.9 oranında bir enflasyon beklentisi vardı. Ama dünyada esen rüzgârların ve de piyasanın canlanmamasının etkisinde yıl sonu enflasyonunun yüzde 5.5 dolayında kalacağı görülüyor. Krizin dibe vurduğuna inanılıyor ama, krizden çıkış yavaş oluyor. Henüz talebi canlanamadı. Henüz iç talepte hareket yok. ve indirimi talebi biraz canlandırdı ama, indirimler bitince yılın sonuna doğru talep gene duraklama gösteriyor. Kapasite kullanımı düşük olduğundan yatırımı düşünemiyor. Halbuki özel sektörün yatırım harcamaları büyümenin dinamiğidir. Merkez Bankası faiz oranlarını aşağıya çekerek, likiditeyi gevşeterek kredi piyasasını canlandırmaya çalışıyor. Bankalar ’leri kredilendirmekten çekinmeye devam ediyor. KOBİ’ler rahatlamadığından ekonomi de bunun sıkıntısını yaşıyor. Ekonominin toparlanması geciktikçe Merkez Bankası ucuz faiz politikasını sürdürecek, gerekirse faizi biraz daha aşağıya indirecek. Dünya piyasalarındaki olumsuz gelişmeler ihracat artışını engelliyor. Bütçe açığının büyümesi Hazine’nin iç borçlanma ihtiyacını artırıyor. Bankaların Hazine’ye para aktarma imkânları sona eriyor. Bu durumda dış kredi ve desteği önem kazanmaya başlıyor. Bir şeyler yapmak gerekiyor Bütün bu anlatımdan sonra “İyi de... Şimdi biz ne yapacağız?” sorusu gündeme geliyor. Bu sorunun cevabı şudur: Ekonomi kendi kendine düzelmiyor. Enflasyonun inmesi, faizin ucuzlaması, dövizin bulunur olması ekonominin harekete geçmesini sağlayamıyor. Talep (iç talep ve dış talep/ihracat) bir türlü canlanamıyor. Bunun sonucu üretimde artış başlayamadı. Üretimin gerilemesi demektir. demektir. Bu kısır döngünün kırılması için, hükümetin talepteki tıkanıklığı açacak özel politikalar ortaya koymasına ve uygulamasına ihtiyaç vardır. (564 yazı)
+
+
+
+ 617895
+ Van'da doğalgaz kullanımı başladı
+ Vali Karaloğlu, Van'da çalışması biten bölgelere doğal gaz verilmesi dolayısıyla Cumhuriyet Caddesi'nde düzenlenen törende, doğal gaz kullanmanın ayrıcalık olduğunu belirtti. Karaloğlu, ''doğal gazın konfor olduğunu'' belirttiği sırada elektrik kesintisi meydana gelmesi üzerine ''Elektrik de bir konfordur, ama böyle gidip geliyor işte'' diye konuştu. Elektrik kesintisi sonrasında konuşmasını sürdüren Karaloğlu, şunları söyledi: ''Kömürün çilesini, gidip bodrumdan kovalara dolduranlar bilir. İşte doğal gaz kullanarak bu sıkıntılar ortadan kaldırılabilir. Tabii bunun dışında daha önemlisi, doğal gazın çevreye olan avantajıdır. Kentin havası şimdiden kirlendi. Önümüzdeki günlerde bunun daha da artacağını tahmin ediyorum. Bu kirliliğin önüne geçmek için de doğal gaz kullanmak şart. Biz tüm kamu kurumlarına gerekli talimatı verdik, en kısa sürede hepsi doğal gaz kullanımına geçecek. Ayrıca doğal gaz diğer yakıtlara göre daha tasarruflu olduğundan tercih edilmelidir.'' Belediye Başkanı Bekir Kaya ise doğal gazın maliyetinden çok çevreyle ilişkisinin kendilerini ilgilendirdiğini ifade etti. Kentte hava kirliliğinin böyle devam etmesi halinde 5-10 yıla kadar Kocaeli, İstanbul gibi şehirlerle kıyaslanacak duruma geleceğini belirten Kaya, ''Doğal gaz kentimiz için büyük nimettir. Bu nedenle kamu kurum ve kuruluşlarımız ile vatandaşlarımız bundan en kısa sürede yararlanmalı'' dedi. Doğal gazın hava kirliliği dışında ''siyasete de faydasının olduğunu'' anlatan Kaya, ''Doğal gaz kullanılırsa en azından seçim döneminde siyasiler birbirini 'Sen bu kadar kömür dağıttın' diyerek suçlamaz'' diye konuştu. VANDAŞ Genel Müdürü Yaşar Aslan da doğal gaz kullanımının avantajlarına değinerek, Van'da yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Vali Karaloğlu, Belediye Başkanı Kaya ve şirket yetkilisi, birlikte doğal gaz meşalesini yaktı. Törene, kamu kurum amirleri ve vatandaşlar da katıldı. AA
+
+
+
+ 618197
+ ilçeye daha fındık dikim izni
+ Değişiklikle, Düzce'nin merkez ve Kaynaşlı, Sakarya'nın Ferizli ve Karapürçek, Gümüşhane'nin Kürtün ilçeleri de ruhsatlı fındık üretim alanlarına dahil edildi. 750 metrenin üzerindeki yüksekliklerde fındık üretimine devam edilebilecek. Böylece yaklaşık 43 bin hektar alandaki fındık bahçelerinin sökülmesi gerekmeyecek.
+
+
+
+ 618939
+ Konyaspor'dan istifalara yorum!
+ Konyaspor'dan istifalara yorum! 28/10/09 12:34 Karapınar, yaptığı açıklamada, üyenin istifasının ardından yerlerine yedek üye getirildiği söyledi. ''İstifa eden arkadaşımız yorulmuş olabilir. Profesyonel bir takımız ve yolumuza devam edeceğiz'' diyen Karapınar, şöyle konuştu: ''Başarılı bir performans sergileyen takımın, yönetimdeki bu değişiklik nedeniyle sekteye uğrayacağını düşünmüyorum. Bütün şehir birbirine kenetlenmelidir. Çünkü zor bir dönemde görevi devraldık, takımı şampiyon yapmak için geldik. Arkadaşlarımızın istifa etmesiyle ilgili olarak şunu çok net söylüyorum, 3.5 aylık dönem içinde büyük hizmetleri olmuştur, onlara sonsuz teşekkür ediyorum. Bir kurumda gerekiyorsa yedek üyeler de iş başında olabilir.'' Öte yandan, yönetim kurulundan istifa etme kararı alan kişi sayısının 11 olduğu, takımı zor durumda bırakmamak adına olağanüstü genel kurula gidilmemesi için kişinin bugün ya da önümüzdeki günlerde istifalarını verebileceği öğrenildi.
+
+
+
+ 618240
+ Kardeşlik imzaları Selçuk’ta atıldı
+ Kardeşlik imzaları Selçuk’ta atıldıVEYSEL EROL DHA 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’yle ’daki belediyeler arasında bağları ve işbirliğini güçlendirmek için protokeller yapıldı. Her iki ülkeden toplam 19 şehir kardeş oldu ve ’daki Belediyeler Arasında İşbirliğinin Geliştirilmesi Projesi”nin kapanış oturumu Selçuk’ta yapılıyor. Türkiye Belediyeler Birliği’yle İspanya Kentler ve Belediyeler Federasyonu işbirliğiyle 17 aydır süren çalışmanın sonunda, ‘Uluslararası Kardeş Şehir Konferansı’ düzenleniyor. Bu kapsamda, “işbirliği ve kardeşlik” imzaları atıldı. İlk protokol, Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkanı ve İspanya Kentler ve Belediyeler Federasyonu (FEMP) Başkanı Francisco Javier Leon de la ile Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekci arasında gerçekleştirildi. Ardından ev sahibi sıfatıyla Selçuk Belediye Başkanı Vefa Ülgür’le La Linea ve Villadecans belediye temsilcileri Patricia Perez ve Joan Pidelasserra anlaşma imzaladı. İlişkiler gelişecek İspanya’nın Villafranca de Los Barros, Cartaya, Algeciras, La Linea, Rute Andolucia Espana, Hinojosa Del Doque, Ayuntamento ile Montoro, Villadecans, Santa Coloma belediyeleriyle Türkiye’den Selçuk, Buldan, Amasra, Kavak, Erdemli, İslahiye, Birecik, ilçeleri kardeş oldu. Daha sonra koktey verilerek kardeşlik kutlandı, samimi görüntüler sergilendi. Sürmeli Otel’deki konferansa, çok sayıda belediye başkanının yanı sıra Türkiye Belediyeler Birliği encümen üyeleri, Belediyeler Birliği, Bölgeler ve Yerel Yönetimler Birliği, İspanya Kentler ve Belediyeler Federasyonu, Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, Fransız-Türk İkili İşbirliği, Türkiye Delegasyonu ve Genel Sekreterliği temsilcileri katılıyor.
+
+
+
+ 619197
+ "Gizli soruşturmalar ayan beyan medyada"
+ CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, "Hem Danıştay hem de 'nde yapılan soruşturma aşamasında medyaya hiç bir bilgi sızmıyor. Ancak her nasılsa Adliyesi'nde yani İstanbul'daki özel yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'nin görev kapsamında olduğu söylenen suçlarda önce yargılaması yapılıyor, kimi zaman linci yapılıyor sonra bu belgeler ortaya çıkıyor" dedi. CHP Ankara Kadın Kolları tarafından Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezinde 'Cumhuriyetimizin 86. Yılında Türkiye" konferansı düzenlendi. Okay, konferansa gelişinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, belgesinde ıslak imza tartışmalarına muhalefetten sert tepkiler var: 'İktidar bu açılım sürecinde köşeye sıkıştı, bunu gündemden düşürmek için bir yol izleniyor' şeklinde. Siz ne diyeceksiniz?" sorusu üzerine, Okay "Türkiye'de demokrasi ve hukuk bir sınav verecektir. Söylediklerinizi iddia olarak ifade ediyorsunuz. Tabii, sonuç bir yargılama sürecine tabidir. Bu konuda yargının kesin kararını beklemek lazım. Ancak yargı kararından önce bu tartışmalara baktığımda eğer böyle bir belge doğruysa da vahimdi, bir komploysa da vahimdi" dedi. "Gelinen aşamada çok daha vahim bir noktaya geldi. Onun için bu konuda herkes bir biçimde belgeyle ilgili, imzasıyla ilgili düşünce ifade ediyor. Bunların hepsi varsayımdır" diyen Okay, "Neticede, yargılama sürecinde kanıtlar, kanaatler ortaya konulur, kanuna ve hukuka uygun bir yargılama süreci sonrasında da bir karar oluşur. Bu kararı da hep beraber saygıyla karşılarız. Oluşacak karardan önce şu aşamada Türkiye için bu iddiaların ortaya atılması demokrasi adına, hukuk adına üzüntü vericidir ve bir vahim tabloyla Türkiye karşı karşıyadır. Bunun, kurumlar arası bir çatışma boyuna ulaştırılma çabası varsa eğer bu da çok vahimdir. İlk ortaya çıkışından bu yana geçen süreç de göz önüne alındığında kamuoyunda kimi tereddütler oluşmuştur. Ancak bütün bunların hepsini bir yana bırakıp hep beraber yargı sürecini beklememiz lazım" diye konuştu. "İstanbul bu konuda daha mahir..." Okay, bir gazetecinin, "Soruşturmadan bilgi sızmasına yönelik ne düşünüyorsunuz? Çok ciddi bilgiler sızıyor. Danıştay davası iki yıl Ankara'da görüldü. Ankaralı gazeteciler bir bilgiye ulaşamazken İstanbul'da ciddi bilgilere ulaşıldı..." ifadeleri üzerine, "O zaman Ankaralı gazeteciler bir düşünsünler, demek ki İstanbul bu konuda daha mahir... Hem Danıştay hem de 'nde yapılan soruşturma aşamasında medyaya hiç bir bilgi sızmıyor. Ancak her nasılsa Adliyesi'nde yani İstanbul'daki özel yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'nin görev kapsamında olduğu söylenen suçlarda önce yargılaması yapılıyor, kimi zaman linci yapılıyor sonra bu belgeler ortaya çıkıyor" dedi. CHP'li Okay, "Bu, sadece bu belgeye özel olarak çıkmış olsaydı, yani ihbarcı olduğu söylenen kişi bunu medyaya servis etmiş diye düşünülebilirdi. Bunu medyaya da servis etmiş diye düşünebilirdik ancak hepinizin malumu, kamuoyunun malumu sürecinde de daha savcılığa gitmeden, evraklar malum medyadaydı. 'Emniyetten servis yapılıyor, savcılıktan servis yapılıyor' denildi. Bunu, açıkçası bu soruşturmayı sürdüren İstanbul 'taki savcılık makamı bu konunun üzerine artık eğilmek zorundadır. Tüm gizli soruşturmalar ayan beyan medyada sürdürülmektedir. Ve sürecinde bu çok net yaşandığı için bu kez de yaşanmış olması yine makamı töhmet altında bırakmaktadır" şeklinde konuştu. "Hukuk, Habur'da ayrı, Silivri'de ayrı" Hakkı Süha Okay, konferansta yaptığı konuşmada ise Türkiye'de cumhuriyetin, Sovyetler Birliği'nde ve 'da ifade ettiği anlamdan farklı bir vücuda kavuştuğunu, bu farkın da "laiklikten" kaynaklandığını belirtti. "Türkiye'de Cumhuriyeti kötüleyen bir kesimin bulunduğunu" ifade eden Okay, "bunların asıl amacının ülkenin rejimini değil Mustafa Kemal'i kötülemek olduğunu savundu. Okay, "AKP yıllık iktidar sürecindeki siyasal tercihleriyle Türkiye'deki bazı önemli değerleri sarstı. Türkiye'de ilk kez iş başındaki bir iktidar laiklik karşıtı odak haline dönüştü" dedi. "İktidarın yoksulluğun, yolsuzluğun gündemden düşmesi için sanal gündemler yarattığını" öne süren Okay, bu kapsamda pek çok "açılım" oluşturulduğunu söyledi. "Kürt açılımında son günlerde birtakım sıkıntılar yaşandığını" savunan Okay, "Bazı yemekler soğuyunca, önceki darbe planı gündeme getirildi. Bu konuda bir yargı kararı olmadan, işi gücü bırakıp buna ilişkin karar verilmesi doğru değil. Hükümetin her açılım projesi gündem belirliyor. Buna da en büyük destek şaşalı medyadan geliyor. Artık 'yandaş lafı fazla oldu, 'AKP'li demek lazım. Habur sonrası AKP'nin geldiği durum yüzünden manşetler değişti. şehit ailelerinin ve gazilerin çıkışlarına hiç yer vermedi. Türkiye'nin içi kan ağlıyor ama iş birlikçi AKP medyası buna hiç yer vermiyor" diye konuştu. Okay, terör örgütünden bir grubun Türkiye'ye dönüşüne ilişkin olarak, "Bunlar kuralları da biçimliyorlar. Türkiye'de çok hukukluluğu getiriyorlar. Gerçi şeriatta bu mubah ama Türkiye'de değil. Hukuk, Habur'da ayrı, Silivri'de ayrı... 'Bu siyasal iktidardan memnun değilim' diyen aydınlara, siyasi parti yöneticilerine 'terör örgütü üyesisin', öteki 'terör örgütü üyesiyim" diyenlere, 'Hayır sen pişmansın' diyorlar" şeklinde konuştu.
+
+
+
+ 619104
+ Türkiye'nin 'Karabağ diplomasisi' hızlandı
+ 14.41 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'nin diplomasisi' hızlandıANKA ile arasındaki sorununu çözümü amaçlayan Minsk Grubru ile arasındaki diyalog hızlandı. Minsk Grubu’nun Cuma günü Vinaya’da yaptığı bir toplantıya ’nın Kafkaslardan sorumlu Müsteşar Yardımcısı Ünal Çeviköz’ün katıldığını ve Minsk grubunun üç eşbaşkanı ve temsilcileriyle uzun görüşmeler yaptığı bildirildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin, olağan basın bilgilendirme toplantısında bir soruyu yanıtlarken Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesini samimi bir biçimde istediğini belirtirken bölgenin istikrara kavuşması için Kafkaslarda sorunların çözülmesinin taşıdığı öneme vurgu yaptı. Türkiye’nin aynı zamanda bir Kafkas ülkesi olduğunu da ifade eden Özügergin, "Dolaysıyla tüm sorunların çözümü hepimizin lehinde olacaktır" dedi. Ermenistan ile ilişkilerde ilerlemenin, Ermenileri Türkiye’nin gizli bir gündemi olmadığına dair rahatlatacağını ve Azerbaycan ile aralarında sorunları çözmek için daha olumlu bir tutum içine sevkedeceğini" umduklarını anlatan Özügergin, bu çerçevede, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki Karabağ sorununun çözümü için 17 yıldır çaba gösteren Minsk Grubu’nun Cuma günü Vinaya’da bir toplantı olduğunu, bu toplantıya merkezden katıldıklarını söyledi. Burak Özügergin, toplantıya katılan Kafkaslardan sorumlu Müsteşar Yardımcısı Ünal Çeviköz’ün uzun görüşmeler yaptığını, Minsk grubunun üç eşbaşkanı ABD, Rusya ve Fransa temsilcileriyle biraraya geldiğini anlattı. Burak Özügergin, "Bizim bir taraftan Ermenistan ile aramızdaki ilişkilere yön vermeye çalışırken Minsk grubu içerisinde de yer alırız" şeklinde konuştu.
+
+
+
+ 619084
+ İlçe başkanı bediye başkanını dövdü mü?
+ AK Parti İlçe Başkanı Süleyman Yörür, dün akşam üzeri Ağlı Belediye Başkanı Muharrem Dinç'i makamına ziyaret etti. Ziyaret sırasında çıkan tartışmada Yörür'ün, makamında oturan Belediye Başkanı Dinç'i yumruklayarak darbettiği ileri sürüldü. Yaralanarak hastaneye kaldırılan Dinç, tedavisinin ardından partisinin ilçe başkanı Süleyman Yörür hakkında suç duyurusunda bulundu. Belediye Başkanı Dinç, İlçe Başkanı Süleyman Yörür'ün herkesle sorunları olduğunu öne sürerek, "Dün akşam üzeri makama geldi ve bağırıp çağırmaya başladı. Kendisini sakinleştirmeye çalıştıysam da başarılı olmadım, bana iki kere yumruk attı, tansiyonum düştü ve Ağlı Sağlık Merkezi'nde tedavi gördüm. Kendisinden davacı oldum. Konuyu da AK Parti il teşkilatımıza bildirdim" dedi.
+
+
+
+ 618254
+ Kupa mesaisi
+ Kupa mesaisiİZMİR DHA 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, turunda beş Ege takımı; Denizli Bld., ve gruplara kalmak için mücadele edecek turunda Ege’nin beş temsilcisi de bugün gruplara kalmak için terleyecek. Tek maçlı eleminasyon sistemine göre oynanacak maçlar sonunda rakibini yenen ekipler, 100’er bin ayak bastı parası da kazanacak. Süper Lig’de kötü gidişe engel olamayan, ’yu takımın başına getiren ’nda saat 19.00’da ’u ağırlayacak. İddialıyız... Ligde son haftadır galip gelemeyen ise ’nda saat 15.00’te ’a konuk olacak. ’yle saat 19.00’da, ise ’la aynı saatte deplasmanda karşı karşıya gelecek. Kaf-Kaf’ta Güney, Mustafa, Ramazan, Şaban ve Mete kadroda yok. İkinci Lig 2. Grup’taki Denizli Bld ise Doğan Seyfi Atlı Stadı’nda saat 13.30’da Kastamonuspor’u ağırlayacak.
+
+
+
+ 618851
+ İbrahim Üzülmez: Kimse merak etmesin bu sene de hedeflere ulaşacağız
+ 12.56 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Kimse merak etmesin bu sene de hedeflere ulaşacağız Beşiktaşlı bu sene gereksiz yere çok eleştirildiklerini ifade ederek, "Hiç kimse bizim ligde ve ’nde hedeften koptuğumuzu düşünmesin" dedi. ’da yayınlanan bir programa katılan İbrahim Üzülmez, zaman zaman kötü oynadıkları maçların olduğunu itiraf ederek, "Ama Şampiyonlar Ligi’nde içeride oynayacağımız iki maçı kazanırsak gruptan çıkacağımızı düşünüyorum. Bu nedenle gereksiz eleştirildik. Sakatlık ve yeni katılan arkadaşlarımızın uyum sorunu, özellikle gol yollarındaki beceriksizlik, şanssızlık kötü sonuçlar almamamıza neden oldu. Fakat ’ın hedefi her zaman zirve ve şampiyonluktur. Hiç kimse bizim ligde ve Şampiyonlar Ligi’nde hedeften koptuğumuzu düşünmesin. Geçen sene de buna benzer durumlar yaşamıştık. Fakat sonuçta iki tane kupa aldık" diye konuştu. Bu sene de aynı şeylerin olacağını düşündüğünü kaydeden tecrübeli oyuncu, takım arkadaşlarında hedeflerine ulaştıracak inancı ve arzuyu gördüğünü söyledi. "KAPTANLIK MUTLU ETTİ" İbrahim Üzülmez, takımda yeniden kaptanlığa getirilmesinin kendisini mutlu ettiğini ifade etti. Beşiktaş’ın büyük bir camia olduğunu anlatan İbrahim Üzülmez, "106 yıllık bir camiaya da tekrardan kaptan olmak beni tabii ki mutlu etti, ama bizden kaptanlık alındığı dönemde de takım arkadaşlarıma en iyi şekilde yardımcı oldum. Kaptan olduğum için mutluyum, ama kaptanlıktan ziyade bu takım içerisinde mücadele etmek, görev almak beni daha da mutlu ediyor" şeklinde konuştu. "ARDA KOLAY KOLAY SİNİRLENMEZ" İbrahim Üzülmez, Galatasaraylı Arda’yı iyi tanıdığını ve bu futbolcunun kolay kolay sinirlenecek bir yapıya sahip olmadığını dile getirdi. Arda’nın, milli takımda herkesin sevdiği ve neşeli ortamların oluşmasını sağlayan bir kişi olduğunu söyleyen İbrahim, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dolayısıyla herkesle arası iyidir. Maç öncesi nelerin yaşandığını bilmiyorum. Arda, orada kadar sinirlendiyse demek ki bir şeyler yaşanmıştır. Kaldı ki derbide maç öncesi böyle olayların yaşanması çok doğru değil. Ülkemizde derbi maçları son dönemlerde maalesef olaylarla gündeme geliyor. Çok önemli camialar olan ve maçlarında futbolun ön planda olması gerekir diye düşünüyorum. Maçtan sonra Arda ile görüşme şansım olmadı ama orada Arda’ya karşı da agresif bir davranış olmuştur diye düşünüyorum. Çünkü ben Arda’yı iyi tanıyorum, iyi bir arkadaşımız, kolay kolay sinirlenmez." Öte yandan İbrahim Üzülmez, deplasmanda oynayacakları maçı nedeniyle vize alabilmek için Başkonsolosluğu’na gitmelerini ve parmak izlerinin alınmasının üzücü olduğunu sözlerine ekledi. . .
+
+
+
+ 617898
+ "Rapor" BM Genel Kurul'a İnecek mi?
+ : "Rapor" BM Genel Kurul'a İnecek mi? İsrail ve Hamas'ı savaş suçu işlemekle suçlayan Goldstone Raporu'nun BM Genel Kurulu'nda görüşülmesi talebi gelecek hafta ele alınacak. Yayına Giriş: 28.10.2009 00:02:29 Güncelleme: 28.10.2009 00:02:29 İsrail ve Hamas'ı, savaş suçu da dahil olmak üzere uluslararası hukuk kurallarını çiğnemekle suçlayan Goldstone Raporu'nun, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda görüşülme talebinin gelecek hafta ele alınacağı bildirildi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndan yapılan açıklamada, Arap Birliği ülkelerinden Goldstone Raporu'nun, Genel Kurul'da kesin bir tarihle görüşülmesini sağlamak amacıyla bir toplantı talebinin geldiği, Birleşmiş Milletler'deki Bağlantısızlar Hareketi'nin 118 üyesinin de bu talebe destek verdiği belirtildi. 192 üyeli Genel Kurul'da raporun hangi tarihte görüşüleceğinin belli olmadığı, buna gelecek hafta içinde yapılacak toplantıda karar verileceği bildiriliyor. Cenevre'deki İnsan Hakları Konseyi, konuyla ilgili aldığı son kararda Goldstone Raporu'nun Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ele alınmasını istemişti. Raporun, Birleşmiş Milletler Genel Kurul'unda görüşülmesine İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri karşı çıkıyor.
+
+
+
+ 619400
+ İnternet medyası Köşk'e çıkıyor
+ İnternethaber'de yer alan habere göre Çankaya Köşkü her geçen gün medyada ağırlığınıhissettiren internet haberciliğine kapılarını açtı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı sebebiyle yarın Çankaya Köşk'ünde vereceği resepsiyona 14 internet sitesinin genel yayın yönetmeni ya da sahipleri de çağrıldı. İşte Çankaya Köşkü'ne çıkacak internet medyası: internethaber haberciler haberturk ensonhaber aktifhaber habervitrini sonsayfa medyatava superpoligon turktime haberx haber7 haber3
+
+
+
+ 618757
+ İstanbul'da PKK protestosu
+ İstanbul Küçükçekmece'de toplanan bir grup, terör örgütü üyelerinin teslim oluşu sırasında yaşanan görüntüleri protesto etti. Sefaköy Meydanı'nda toplanan grup, Türk bayrakları taşıyarak, terör örgütü aleyhinde sloganlar attı. Buradan yürüyüşe geçerek E-5 Karayolu'na çıkan grup, yolu bir süre trafiğe kapattı. Olay yerine gelen polisin uyarıları üzerine yolu kısa süre sonra yeniden ulaşıma açan grup, Küçükçekmece Meydanı'na doğru ilerledi. Meydana ulaştıktan sonra İstiklal Marşı okuyan ve terör örgütü aleyhinde slogan atmayı sürdüren grup, daha sonra dağıldı. Bu arada, grubun eylemi sırasında araçlarıyla yoldan geçen vatandaşlar, klakson çalarak destek verdi.
+
+
+
+ 618909
+ Kaptan güvence verdi!
+ Kaptan güvence verdi! 28/10/09 13:05 Radyospor'da yayınlanan bir programa katılan İbrahim Üzülmez, zaman zaman kötü oynadıkları maçların olduğunu itiraf ederek, ''Ama Şampiyonlar Ligi'nde içeride oynayacağımız iki maçı kazanırsak gruptan çıkacağımızı düşünüyorum. Bu nedenle gereksiz eleştirildik. Sakatlık ve yeni katılan arkadaşlarımızın uyum sorunu, özellikle gol yollarındaki beceriksizlik, şanssızlık kötü sonuçlar almamamıza neden oldu. Fakat Beşiktaş'ın hedefi her zaman zirve ve şampiyonluktur. Hiç kimse bizim ligde ve Şampiyonlar Ligi'nde hedeften koptuğumuzu düşünmesin. Geçen sene de buna benzer durumlar yaşamıştık. Fakat sonuçta iki tane kupa aldık'' diye konuştu. Bu sene de aynı şeylerin olacağını düşündüğünü kaydeden tecrübeli oyuncu, takım arkadaşlarında hedeflerine ulaştıracak inancı ve arzuyu gördüğünü söyledi. -''KAPTANLIK MUTLU ETTİ''- İbrahim Üzülmez, takımda yeniden kaptanlığa getirilmesinin kendisini mutlu ettiğini ifade etti. Beşiktaş'ın büyük bir camia olduğunu anlatan İbrahim Üzülmez, ''106 yıllık bir camiaya da tekrardan kaptan olmak beni tabii ki mutlu etti, ama bizden kaptanlık alındığı dönemde de takım arkadaşlarıma en iyi şekilde yardımcı oldum. Kaptan olduğum için mutluyum, ama kaptanlıktan ziyade bu takım içerisinde mücadele etmek, görev almak beni daha da mutlu ediyor'' şeklinde konuştu. -''ARDA KOLAY KOLAY SİNİRLENMEZ''- İbrahim Üzülmez, Galatasaraylı Arda'yı iyi tanıdığını ve bu futbolcunun kolay kolay sinirlenecek bir yapıya sahip olmadığını dile getirdi. Arda'nın, milli takımda herkesin sevdiği ve neşeli ortamların oluşmasını sağlayan bir kişi olduğunu söyleyen İbrahim, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Dolayısıyla herkesle arası iyidir. Maç öncesi nelerin yaşandığını bilmiyorum. Arda, orada kadar sinirlendiyse demek ki bir şeyler yaşanmıştır. Kaldı ki derbide maç öncesi böyle olayların yaşanması çok doğru değil. Ülkemizde derbi maçları son dönemlerde maalesef olaylarla gündeme geliyor. Çok önemli camialar olan Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarında futbolun ön planda olması gerekir diye düşünüyorum. Maçtan sonra Arda ile görüşme şansım olmadı ama orada Arda'ya karşı da agresif bir davranış olmuştur diye düşünüyorum. Çünkü ben Arda'yı iyi tanıyorum, iyi bir arkadaşımız, kolay kolay sinirlenmez.'' Öte yandan İbrahim Üzülmez, deplasmanda oynayacakları Manchester United maçı nedeniyle vize alabilmek için İngiltere Başkonsolosluğu'na gitmelerini ve parmak izlerinin alınmasının üzücü olduğunu sözlerine ekledi.
+
+
+
+ 619018
+ Peşaver’deki saldırıda ölü sayısı 80’i geçti
+ 13.31 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Peşaver’deki saldırıda ölü sayısı 80’i geçti ’ın Peşaver kentindeki bombalı saldırıda ölenlerin sayısının 80’i geçtiği bildirildi. Peşaver kentindeki büyük hastanede çalışan Doktor Sahip Gül, Mandi pazar yerinde bombalı araçla düzenlenen saldırıda ölenlerin sayısının arttığını belirterek, halen hastanede aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 80’den fazla kişinin cesedinin bulunduğunu söyledi. Pakistanlı yetkililer, ülkenin kuzeybatısındaki Peşaver kentinde bombalı aracın kalabalık pazar yerinde patlatıldığını söyledi. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
+
+
+
+ 619426
+ AVM ciroları Eylül’de yüzde 17 artışla rekor kırdı
+ 18.19 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ciroları Eylül’de yüzde 17 artışla rekor kırdı Alışveriş Merkezleri cirolarının, son iki yılda en yüksek seviyeye ulaştığı Eylül 2009’da ulaştığı bildirildi. cirolarının Eylül ayında yüzde 17’lik artışla yeni bir rekor kırdığı açıklandı. Yatırımcıları Derneği (AYD) tarafından yapılan yazılı açıklamada, AYD ile Akademetre Research işbirliği ile oluşturulan Alışveriş Merkezi AVM Endeksi Eylül ayı sonuçlarına yer verildi. Bu sonuçlara göre, son yılın en yüksek ciro endeks verilerine Eylül ayında ulaşıldı. 2009 yılının Eylül ayı ciro endeksi verileri, 2008 yılı Aralık ayına göre yüzde 12 artış gösterdi. 2008 Eylül ayına göre ise yüzde 17 artışla yeni bir rekor kırdı. 2008 ve 2009 ilk üç çeyrek ciro endeksi verileri karşılaştırıldığında ise 2009’un üçüncü çeyreği, bir önceki yıla oranla yüzde daha yüksek oranda gerçekleşti. ’nın Eylül ayına denk gelmesi ve aynı zamanda okulların açılması ile ziyaret sayılarında geçen yıla oranla yüzde artış gözlendi. Aynı açıklamada görüşlerine de yerverilen Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği (AYD) Başkanı “Nisan ayından bu yana cirolardaki toparlanma krizden çıkışın habercisi idi. Eylül ayı ise Ramazan Bayramı ve okulların açılması ile birlikte rekoru getirdi. Ekim ayında daha düşük olması beklenen ciroların Kasım ve Aralık’ta yeni rekorlar kırmasını bekliyoruz” değerlendirmesinde bulundu. ...
+
+
+
+ 619592
+ Ban Ki-mun'dan İran yorumu: "Olumlu adım"
+ BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (IAEA) 'ın yeni uranyum zenginleştirme tesisini denetlemesinin "olumlu bir adım" olduğunu belirtti. Genel Sekreter Ban BM'de düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı. Ban, basına yaptığı açıklamaların başında İran'ın nükleer programı meselesine de değinerek, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) müfettişlerinin bu hafta İran'da Kum yakınlarındaki yeni uranyum zenginleştirme tesisini denetlemelerinin "olumlu bir adım" olduğunu belirtti. Ban Eylül ayında BM'de İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad ile bir araya geldiğini anımsatarak "İran'ı bu adımı atmaya, IAEA ile tüm önemli konularda tam işbirliği yapmaya teşvik etmiştim" diye konuştu. Ban açıklamasında IAEA tarafından dağıtılan, Tahran'daki araştırma reaktörüne yakıt sağlamaya yönelik taslak anlaşmaya da dikkati çekerek, bu belgenin kabulü halinde önemli bir güven arttırıcı önlem olacağını ve bunun İran ile ülke (, ve arasında devam eden müzakerelerde daha fazla ilerleme sağlanmasına yardımcı olabileceğini belirtti. Ban 'ın başkenti Kabil'deki BM misafirhanesine yapılan saldırı nedeniyle bugünün BM için "son derece zor ve acı bir gün" olduğunu söyledi. Saldırı sırasında misafirhanede en az 25 BM çalışanının bulunduğunu belirten Ban, son bilgilere göre BM çalışanın öldüğünü ve 9'unun da yaralandığını kaydetti. Korkunç saldırıyı kınadığını ve ölenlerin ailelerine baş sağlığı dilediğini ifade eden Genel Sekreter, "Biz hiçbir zaman yılmayacağız, Afgan halkının yanında olmaya ve işimizi yapmaya devam edeceğiz, özellikle de Afgan hükümetine ve halkına ikinci tur başkanlık seçimlerinde yardımcı olmayı sürdüreceğiz" diye konuştu. BM'nin güvenlik mekanizmalarını gözden geçireceğini ve güçlendireceğini söyleyen Genel Sekreter, "Personelimizi korumak için gerekli tüm önlemleri alacağız" dedi. 'da ikinci tur seçimlerin Kasım'da yapılacağını anımsatan Ban, zorlukların yaşanacağını, ancak hileye izin vermeyeceklerini, bunun için çalışacaklarını söyledi. Ban 'da seçimlerde yarışacak Abdullah Abdullah ve Hamid Karzai'yi de anayasaya ve hukuka bağlı kalmaya çağırdı ve adaylardan, Afgan halkını seçimlere katılmaya teşvik etmelerini istedi. Ban, 'ın Peşaver kentinde düzenlenen terör saldırısı dolayısıyla da üzüntülerini dile getirdi.
+
+
+
+ 618552
+ Pakistan'da patlama: 20 ölü
+ Peşaver'deki Mina Pazar'da meydana gelen patlamada, 50'den fazla kişi de yaralandı. Polisin ve kent sakinlerinin verdiği bilgiye göre, patlamanın meydana geldiği yerden dumanlar yükseliyor. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, günlük ziyaret için Pakistan'da bulunuyor.
+
+
+
+ 619543
+ Kadirov: Çeçenistan, terörizmi yakından tamamen unutacak
+ Rus haber ajansı İtar-Tass, Kadirov'un bugün genç gazetecilerle görüşmesinde yaptığı açıklamada, bu kavramların güvenlik güçlerinin "yiğitliği, anavatanlarına yönelik aşkları ve yetenekleri" sayesinde yakında tamamen unutulacağını kaydetti. Kadirov, güvenlik güçlerinin Çeçenistan'daki yasa dışı silahlı çetelerin "kalıntılarını" etkili operasyonlarla temizlemeyi planladığını belirterek, "Strateji ve taktikler son derece iyi şekilde yürütülüyor ve eşkıyaların temizlenmesi raporları da buna bağlı olarak düzenli şekilde geliyor. Çeçenistan halkının terörizm ve aşırıcılık konusunu yakında tamamen unutacağına eminim" diye konuştu. "Vahabilere ve teröristlere karşı mücadeleyi güçlendirmeliyiz" ifadesini kullanan Kadirov, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Onları ikna etmeye çalışma ve onlarla görüşmenin bir yararı yok. Onlara silahlarını teslim edip barışçıl hayata dönmeleri için birden fazla çağrıda bulunduk. Onları affettik ve onlarla görüşmelerde bulunduk. binden fazla kişi seçtikleri yolun yanlış olduğu kararına vararak barışçıl hayata döndü. Kentleri ve köyleri restore ettik. Şu anda modern bir cumhuriyet inşa ediyoruz. Dağlarda kalıp insanları terörize edenlerin imha edilmekten başka seçenekleri yok. Onlarla bir görüşme olamaz. 2003 yılında yapılan referandumda halkımız Rusya içinde kalmayı tercih etti."
+
+
+
+ 618429
+ Emek hırsızları 'yöntemleriyle' enselendi GALERİ
+ Güvenlik güçlerinin geceleri operasyon yapma iznini zor aldıklarını fark eden korsan CD satıcılarının, CD'leri geceleyin satışa çıkardıkları, gündüzleri ise iş yerlerinde korsan CD bulundurmadıkları anlaşıldı. Korsan CD imal eden bir evin basıldığı operasyonda bir de silah ele geçirildi. Korsana karşı mücadelesini yürüten İstanbul emniyeti geçen hafta yaptığı operasyonda 100 milyon TL değerinde korsan kitap ele geçirmişti. Bir ihbarı değerlendiren Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri Beylikdüzü'nde korsan CD satan 12 ayrı adrese eşzamanlı operasyon düzenledi. Operasyon sırasında korsan CD satıcılarının yakalanmamak için uyguladıkları yöntem de ortaya çıktı. Orjinal CD ve DVD satıcısı görünümündeki dükkanlarda gündüzleri korsan ürün bulunmadığı, depolarda tutulan korsan CD'lerin geceleri satışa çıkarıldığı öğrenildi. Polislerin geceleri ikamet adreslerine operasyon yapma iznini zor aldığını öğrenen korsancıların, bunu fırsat bilerek, korsan CD'leri gece sattıkları ifade edildi. KORSAN CD ÜRETEN EVE BASKIN YAPILDI Yapılan baskınlarda 100 bine yakın korsan CD ve DVD ele geçirildi. Son çıkan yerli ve yabancı filmlerin yanı sıra çizgi filmler ile bilgisayar oyunlarının da bulunduğu CD ve DVD'ler çuvallara konularak, imha edilmek üzere emniyetin depolarına gönderildi. Korsan ürün satan iş yerlerinin sahipleri ise cezai işlem uygulanmak üzere polis merkezine götürüldü. Alınan ifadeler doğrultusunda ise polis ekipleri, korsan CD ve DVD üreten Bülent A.'ya ait Bizimkent A-13 Blok Daire: 6'ya operasyon düzenledi. Zili çalan ekipler, cevap alamayınca, eve girmek için çilingir çağırdı. Çilingir yardımıyla eve giren ekipler çok sayıda korsan CD ve DVD ile CD kartoneti ele geçirdi. Evde hızlı bir şekilde korsan CD üretmek için ise çok sayıda bilgisayar kasası içinde çoklu CD yazıcısı bulundu. Evde bir de silah ele geçirildi. Dairede ise hiç kimse bulunamadı. GEÇEN HAFTA 100 MİLYON TL DEĞERİNDE KORSAN KİTAP ELE GEÇİRİLMİŞTİ İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü'nün geçen hafta İstanbul genelinde yapmış olduğu korsan kitap operasyonunda 1,5 milyon korsan kitap ele geçirilmiş, kitapların piyasa değerinin 100 milyon TL'yi bulduğu ifade edilmişti.
+
+
+
+ 619392
+ Diyarbakır'dan DTP'ye 'açılım' uyarısı
+ Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası'nda (DSTO) bir araya gelen 15 sivil toplum kuruluşu temsilcisi "Demokratik Açılım Projesi"nin sekteye uğramaması için çağrı yaptı. STK'lar adına basın açıklamasını okuyan DTSO Başkanı Galip Ensarioğlu, çözüme yönelik atılan adımların umutları arttırdığını vurguladı. Ensarioğlu, 80 yıllık bir sorunun bugünden yarına çözülebileceğini kimsenin beklememesi gerektiğine dikkat çekerek, herkesten sabır istedi. Türkiye'ye dönen PKK'lıların karşılaması sürecini iyi yönetemeyen DTP'yi eleştiren Ensarioğlu, bundan sonra herkesin daha hassas davranmasını istedi. Ensarioğlu, CHP ve MHP'nin de süreci siyasi bir fırsatçılıkla değerlendirip, toplumda oluşan hassasiyetleri sokak gösterilerine dönüştürmek suretiyle ayrıştırıcı ve tahrik edici bir siyaset izledikleri eleştirisini yaptı: DTSO Başkanı Ensarioğlu, sürecin devam etmesi için önümüzdeki günlerde İçişleri Bakanı, DTP, CHP ve MHP'den randevu talebinde bulunacaklarını da kaydetti. CN 2009-10-28 18:40:07 Diyarbakırlı Sivil Toplum Kuruluş temsilcilerinin DTP'ye yaptığı bu uyarıyı ve diğer muhalefet partilere yapacağı çağrıyı gönülden destekliyorum. Bir Kürt olarak bu çağrının kardeş Türk ve Kürt halkının çoğunluğunun ortak sağduyusunu yansıttığına inanıyorum. İçinden geçtiğimiz bu zor ve sancılı günlerin demokratik açılımlarla bize güzel bir gelecek hazırladığını bilmeliyiz. Acılı şehit ailelerinin ve terör mağdurlarının sabırlı olmalarını diliyorum. Acılar yaşandı ama gelecekteki evlatlarımız yaşamasın. Faruk Soylu
+
+
+
+ 618534
+ Eskişehir'de bin 500 yıllık ayakkabı bulundu
+ Kazı çalışmalarını yürüten Anadolu Üniversitesi (AÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Alp, AA muhabirine, Han'daki kazılara 2004'ten beri devam ettiklerini belirterek, buradan farklı dönemlere ait eşyalar ile çeşitli buluntuları ortaya çıkarttıklarını kaydetti. Kazılar sırasında bazen kendilerini bile şaşırtan eşyalar bulduklarını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Alp, şöyle konuştu: ''Kazılarda açılmamış mezarlara rastlıyoruz. Bu yılki kazılarda bir mezardan yaklaşık 1500 yıllık olduğunu düşündüğümüz deriden yapılmış bir çift ayakkabıya rastladık. Ayakkabı kalıntılarına ülkedeki arkeolojik kazılarda pek rastlanmıyor. Çünkü, ayakkabı deriden yapıldığı için çabuk bozuluyor. Bu ayakkabılar dönemin günlük yaşamına ve giyim tarzına ışık tutacak. Ayakkabıları parçalı bir şekilde bulduk. Ülkemizde deri konservasyonu konusunda yetişen bir uzman olmadığı için şimdilik çıkarıldığı gibi muhafaza ediyoruz. Ülkemizde Roma ve Bizans dönemine ait kumaş ve deri parçaları çok iyi bilinmiyor.'' Yrd. Doç. Dr. Alp, deri ayakkabıların havayla çok fazla temas etmediğinde günümüze kadar iyi korunduğunu anlatarak, ''ayakkabı bir yetişkine ait olmalı. Günümüze göre yaklaşık 42 numara bir ayakkabı. Dikişleri ve bağcık delikleri belirli bir şekilde görülüyor'' dedi. Yrd. Doç. Dr. Alp, söz konusu ayakkabıları bir süre muhafaza ettikten sonra, inşaatı tamamlanıp hizmete yeniden açılacak olan Arkeoloji Müzesine sergilenmesi için vereceklerini sözlerine ekledi.
+
+
+
+ 618322
+ SAMİ USLU Kötü yönetilen kapitalizm komünizme dönüşüyor!
+ Birkaç kişi, insan kaynağını keyfine göre yönlendiriyor, vatandaşın özgürlüğünü ve tercih hakkını hiç tınmıyordu. Sistem güzel şeyler başarma, icat ve yenilikler yapma konusunda hiçbir şekilde motive etmediği insanları atalet ve isteksizlik içinde bırakıyordu. Eski kafalı idarecilerin yönetiminde komünizm, tembellik, piyasanın beklentilerine karşı kayıtsızlık, istismarcılık ve adam kayırıcılığın sembolü haline geldi. Rejim, manevi değerleri ilkel duygular olarak aşağıladı, bireyselliği vatan ihaneti saydı. Yönetilenlere hiç güvenmedi, onlardan kendilerine güveni ve yaşam sevinçlerini çaldı. ABD, Batı dünyası ve Türkiye'yi arkasına alarak insan karakterine tamamen aykırı olan komünizmi yıkmak için tam yarım asır boyunca soğuk savaş yöntemiyle mücadele etti ve komünizm hayali bir gecede çözülüverdi. Ama, sistemi asıl yıkan Sovyetler Birliği'nin sisteme asla inanmamış bulunan vatandaşlarıydı. Nitekim, Kızıl Ordu'nun komünist düzeni geri getirmeyi hedefleyen darbe girişimi Rus halkı tarafından anında bastırıldı. Komünizm, nasıl insan doğasını umursamadıysa, günümüz kapitalizmi de aynı yanlış yolda ilerliyor. Amerikalı ve Avrupalılar için ne kadar acı ki, sürekli kötüledikleri, onlarca yıl karşı koyup savaştıkları "hükümet sistemine" şimdi kendileri kayıyorlar. Komünizm kavramına her zaman kötü bakan, ülkesinde komünist parti kurulmasına bile izin vermeyen ABD, şimdilerde devlet eliyle ekonomisini sosyalistleştiriyor. Küreselleşen kapitalizmde de, çöken sosyalizmde olduğu gibi, kaynaklar giderek devletin elinde toplanıyor. Öte yandan, uluslararası çapta firmalar da CEO yöntemiyle sayılı kimselerin kontrolü altında. Birleşme ve satın almalar yoluyla her sektörde konsolidasyon yaşanıyor ve bu eğilim hâlâ bütün şiddetiyle devam ediyor. Paradoksal bir şekilde, sert rekabetten kaçmak için birleşen devler rekabetin ölmesine yol açıyor. Uluslar ötesi şirketler bazen telkin bazen tehditle kamuyu etkileyerek vergi mükelleflerinin parasını kasa ve ceplerine kanalize ediyorlar ve rekabetten kaçınıyorlar. Bu arada, ekonomilerde istikrar unsuru küçük şirketler ekmek parası uğruna kıyasıya bir rekabet içinde yaşamak zorunda bırakılıyor. Devlet ise, koruyucu elini kötü niyetlilere, beceriksizlere uzatıyor. Böylece, devlet vatandaşın hakkını, kaynakları israf eden ve aslında piyasadan silinmesi gerekenlere yediriyor. Toplumun refahı için kullanılacak kaynaklar, toplumu istismar edenlerin eline geçiyor. Kötü oyuncular piyasadan iyi oyuncuları kovuyor. Şöyle ki, kötü oyuncular kontrol ettikleri sermayeyi yönetim tarzı bakımından demode olmuş firmalarına ve siyasetin finansmanına harcıyor ve karşılığında siyaset mekanizmasından kendileri, haram servetleri ve müflis şirketleri için yaşam garantisi sağlıyorlar. Bu durumda, yeni yasalar sadece kriz suçlularının suçlarını saklamak ve verdikleri korkunç zararı topluma ödetmek için çıkarılıyor. Ama, kapitalist sistemin arızalarını ortaya koymak, sistemi yeniden kurgulamak veya onarmak için bugüne kadar yapılmış bulunan hiçbir şey yok. İşsizlik rakamlarının yükselişi, emeklilerin kötüleşen hayat şartları, malın mülkün değerinde çarpıcı düşüşler ve bir türlü önü alınamayan durgunluk karşısında devletler tam bir acz içinde ne yapacağını bilemiyor. Sonuç olarak, sosyalizm karşısında zafer kazanmış bulunan piyasa sistemi, ortadan kaldırdığı düşmanına benzemek suretiyle varlığını tehlikeye atıyor ve galiba kendini yenileyemeyen sosyalist sistemin akıbetine doğru hızla yol alıyor. s.uslu@zaman.com.tr
+
+
+
+ 618674
+ Memurun fazla mesaisine kuruş zam
+ Devlet memurlarının fazla mesai ücretleri yeni yılda kuruş artarak, lira 15 kuruş olacak. Ocak'tan itibaren kamu görevlilerinin yurtiçi gündelikleri yüzde ile yüzde 6,66 arasında, Milli Bakanlığı'nın pansiyon ücretleri ise yüzde 5,4 ile yüzde arasında zam yapılacak. 2010 Yılı Merkezi Yönetim Kanunu Tasarısına göre, memurların saat başı fazla çalışma ücreti, yeni yılda yüzde 4,5 oranında artış görecek. Halen lira 10 kuruş olan fazla mesai ücreti, Ocak 2010'dan itibaren lira 15 kuruş olarak ödenecek. Bakanlıkların özel kalem müdürlüklerinde çalışan personele ve makam şoförlerine ayda 90 saati, genel müdürlüklerin merkez teşkilatlarında görevli şoförlere de yeni yılda ayda 60 saati aşmamak üzere 1,20 lira yerine, 1,25 lira fazla mesai ücreti verilecek. Her bir makam için aylık toplam 450 saati geçmemek kaydıyla kurul başkanı, genel müdür ve daha üst birim yöneticileri, strateji geliştirme başkanı, vali, general ve amiral rütbesine haiz olmak üzere Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'ndaki daire başkanı ve daha üst birim yöneticileri ile rektör ve il belediye başkanlarıyla çalışan personel de yine ayda 90 saatle sınırlı olmak üzere 1,25 lira fazla çalışma ücreti alacak. Diğer fazla mesai ücretleri Kredi ve Yurtlar Kurumu, DSİ Genel Müdürlüğü'nün hidroelektrik santral projeleri, üniversitelere bağlı yurtlar ve Orman Çiftliği'nde fazla mesai karşılığı izin kullanamayanlara da ayda 90 saati aşmamak üzere yeni yılda 1,10 lira yerine 1,15 lira ek çalışma ücreti ödenecek. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün taşra teşkilatında çalışan ve fiilen yaptıkları fazla mesai karşılığında kendilerine izin verilmesi mümkün olmayanlara da her bir personel için ayda 60 saatle sınırlı olmak kaydıyla 1,15 lira ek çalışma ücreti verilecek. Yine aynı fazla mesai ücretine tabi olacak Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Araştırma Enstitüsü'nde görevli personel için de kişi limiti 110 olarak uygulanacak. Açıköğretimde ek görev üstlenenlere ise öğrenci katkı paylarından ödenmek ve her bir personel için 60 saati aşmamak kaydıyla saat başına lira yerine 2,10 lira ödeme yapılacak. Aylık maktu fazla çalışma ücreti Orman muhafaza memurlarının bu yıl 21,8 lira olan aylık maktu fazla çalışma ücreti ise yeni yılda 22,8 liraya çıkacak. Halen 70,4 lira olan edebi kurul ödeneği yeni yılda 74 liraya, Türk Kodeks Komisyonu toplantı ödeneği de 42,35 liradan 44,5 liraya yükselecek. Tasarıya göre, Kamu Personeline Tayin Bedeli Verilmesi Hakkında Kanun uyarınca ödenen tayin bedelinin aylık tutarı, bin 100 gösterge rakamının aylık katsayısı ile çarpılması sonucu bulunacak miktarı geçemeyecek. Bu çerçevede, yeni yılda memurun aylık tayin bedelinde limit 120,36 lira olacak. 375 sayılı Devlet Memurları ve Diğer Kamu Görevlilerine Memuriyet Taban Aylığı ve Kıdem Aylığı ile Ek Tazminat Ödenmesi Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararname uyarınca ödenen ek tazminat tavanı da, yeni yılda 80,3 liradan 84,5 liraya yükselecek. Ancak Bakanlar Kurulu, bu miktarı yüzde 50'sine kadar artırabilecek. Ek tazminatın aylık tutarı, er ve erbaşlar için yeni yılın ilk aylık döneminde 147 lirayı, ikinci aylık dönemde ise 151 lirayı geçemeyecek. Yurtiçi gündelikler Harcırah Kanunu uyarınca verilecek gündelik ve tazminat tutarları da Ocak 2010 tarihinden itibaren yüzde ile yüzde 6,66 arasında zamlanacak. Buna göre yeni yılda TBMM Başkanı ve Başbakan'a 41 lira yerine 43 lira yurtiçi gündeliği ödenecek. Başkanı ve milletvekillerinin yurtiçi gündeliği de 37,5 liradan 39 liraya yükselecek.
+
+
+
+ 618536
+ Pegasus Havayolları, Basel uçuşlarına başladı
+ Pegasus'un Basel uçuşları, İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanından Almanya, Fransa ve İsviçre'ye hizmet veren Basel-Mulhouse Havaalanına, pazartesi, çarşamba, perşembe ve cuma günleri yapılıyor. 22 Kasım'dan itibaren pazar günleri de uçuş gerçekleştirilecek. Uçuşlar, Basel'e İstanbul'dan 41,99 İsviçre Frangından, Basel'den İstanbul'a 49,99 İsviçre Frangından başlayan fiyatlarla satılıyor. Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Airberlin ile Pegasus arasındaki ilişkiyi ''topal'' olarak tanımlarken, bunu, ''Airberlin'in internet sitesinden Pegasus'un uçtuğu noktalara, Pegasus'un internet sitesinden de AirBerlin'in uçtuğu noktalara bilet satabilmek ancak, iki ayaklı uçuş için ayrı ayrı işlem yapmak'' şeklinde açıkladı ve 2010'un yazında, SunExpress ve Lufthansa ile THY arasındaki yapının, Pegasus ile AirBerlin arasında olmasını umduklarını ifade etti. Şu anda günde 140 adet seferleri bulunduğunu ve taşınan yolcu sayısı açısından ikinci sırada olduklarını kaydeden Sabancı, ''2009'un sonunda 5,5 milyon misafir taşımış olacağız'' dedi. Sabancı, 2009 yılında markalarına yaptıkları 17,5 avro yatırımın, 11 milyon avrosunun yurt dışında yapıldığını kaydederek, reklam gelirlerinin milyon avronun biraz altında olduğunu belirtti. Kriz nedeniyle, önceden ''business'' sınıfında uçan yolcunun, ''economy'' sınıfında uçmayı tercih ettiğini anlatan Sabancı, doluluk oranlarının, geçen yıla kıyasla 10-12 puan arttığını, uçan kişi başına ortalama maliyetin 4,89 avro, dış hatlarda 10,89 avro söyledi. -''BASEL'DEN SONRAKİ DURAK, PARİS OLSUN İSTİYORUZ''- Sabancı, petrol fiyatlarının bu seviyede gitmesi durumunda şirketin 2010 yılı performansının, 2009'a göre kat daha iyi olacağını, bu yıl 17 milyon avro, 2010'da ise 40 milyon avro civarında kar beklediklerini kaydetti. Şu anda şirkete ait tane olmak üzere, toplam 24 tane uçak bulunduğunu dile getiren Sabancı, 2015 yılına kendilerine ait 41 adet uçak olacağını açıkladı. Sabancı, 2010'un üçüncü veya dördüncü çeyreğinde halka açılacaklarını bildiren Sabancı, dönemde havacılık sektörü çarpanlarının yükseleceğini tahmin ettiklerini ifade etti. Pegasus'un yüzde 25-30'luk kısmını halka açmayı düşündüklerini, bu civardaki açıklığın yabancı yatırımcının ilgisini çekebileceğini, bu payın yüzde 60'ının da yabancı yatırımcı olmasını istediklerini belirten Sabancı, buradan elde edilecek finansmanla uçak alacaklarını vurguladı. Ali Sabancı, Basel'den sonraki ''durağın'' Paris olmasını istediklerini söyledi. -''MİSAFİRLER BİZLE UÇMASIN DİYE ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ''- Acentelere yönelik olarak düzenlenen toplantıdaki konuşmasında ise Sabancı, Türkiye'de gerçek rekabetin, dinamik fiyatlamayla başladığı görüşünü dile getirerek, şöyle devam etti: ''Önce iç hatlarda, sonra dış hatlarda... Hala dış hatlarda özel havayollarının her istediği yere uçamama sıkıntısı var. Çünkü deniyor ki; 'sizin büyük ağabeyiniz, yeteri kadar dolu değil'. Ben ne yapacağım, büyük ağabeyimin başarmasını mı bekleyeceğim? Büyük ağabeyim başarsın ki sonra ben başarayım. Ama şimdi 'eyvah' diyorlar. Esasında bizden korkmaya kadar da gerek yok. Çünkü biz elimizden geleni yapıyoruz ki misafirler bizle uçmasın diye. Katı iptal kurallarımız var. Check-in, fazla bagaj kurallarımız katı. Fazla bagajdan masraf alıyoruz. Bizde su bile parayla yani. Buna rağmen misafirler, gittikçe bizi tercih ediyor. Niye? Çünkü güler yüzlü bir hizmet bulmaya çalışıyor.''
+
+
+
+ 617886
+ Domuz gribinden Türkiye'de 2. ölüm
+ Manisa'da domuz gribi şüphesiyle tedavi gören gencin hayatını kaybettiği bildirildi. Edinilen bilgiye göre, önceki gün İstanbul'dan memleketi Manisa'nın Salihli ilçesine gelen ve dün sabah fenalaşarak Salihli Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Yusuf D. (28), hastalık belirtilerinin domuz gribine benzemesi üzerine Manisa Devlet Hastanesi'ne sevk edilmişti. H1N1 virüsü taşıma ihtimali üzerine sağlık görevlilerinin maskeyle müdahale ettiği Yusuf D., burada izole edilmiş özel odaya alınmıştı. Solunum sıkıntısı çektiği belirtilen Yusuf D.'nin, tüm müdahaleye rağmen bu akşam saat 20.00 sıralarında hayatını kaybettiği bildirildi. Yusuf D.'nin ölüm nedeninin geçirdiği yoğun zatürre olduğu öne sürülürken, H1N1 virüsü taşıyıp taşımadığının ise Ankara'dan gelecek sonuçlardan sonra anlaşılacağı bildirildi. 2009-10-28 00:31:41 Domuz eti show'u yapıyorlardı işte Allah Domuz etiyle haşır neşir olanlara ve bunlar yüzünden tüm dünyaya belayı sarmıştır..eğer önlemezse ilerde Bu hayvanın pisliğini yedirerek şifayı vermezse hiç şaşırmayınız!. Ctürk 2009-10-28 00:22:08 taşıdığı trişin paraziti ve zararlı mikroorganizmalar ile Bağışıklık sistemini Çökertir ve insanı savunmasız hale getirir,İşte Domuz gribi bu ortamda işlev görür ve hastayı Grip gibi gösterir ve vücutdaki zayıflayan diğer bölgelerdeki hastalıkları tetikler sonucunda Ölüm olur,zaten Ölüm vakalarına bakın sebepler hep bu yüzdendir. Ctürk 2009-10-28 00:22:07 öncelikle bunu bilmeliyizki bu gribin adinin domuz gribi olmasi meksikada kus gribinin bir domuza bulasmasi ve degisime ugrayip insandan insana gecer hale gelmesi domuzdan mutasyona ugramis bir virüs yada biolojik rant icinde yayginlastirilmis bir virüs olabilir ... uyanik firsatcilara gün dogdu artik bazi ürünler üzerine domuz gribinden korur ibareli yazilar yazildi butür ürünlere kanmayin firsatcilara para kazanma hirsi dogdu domuz gribini engelliyor gibi yazilarla ürünler pazarlaniyor duyarli olalim erhan ay 2009-10-28 00:20:23 taşıdığı trişin paraziti ve zararlı mikroorganizmalar ile Bağışıklık sistemini Çökertir ve insanı savunmasız hale getirir,İşte Domuz gribi bu ortamda işlev görür ve hastayı Grip gibi gösterir ve vücutdaki zayıflayan diğer bölgelerdeki hastalıkları tetikler sonucunda Ölüm olur,zaten Ölüm vakalarına bakın sebepler hep bu yüzdendir. Ctürk 2009-10-28 00:19:51 Bu komplo teorilerini kadar acemice ve bilgisizce yapıyorsunuz ki, ister istemez insanda acı bir tebessüm uyandırıyorsunuz. Zaten virüs mikrobu domuzlar ve kuşlar arasında gide gele durmadan mutasyona uğradığı biliniyor. Mutasyonu suni olarak yapabilecek ülkeler zengin ve gelişmiş ülkeler bunların başında da Amerika geliyor. Ama bunlar herhalde kendi ayaklarına da kurşun sıkmazlar. İnsanlara geçmesi güç olan virüs türü domuz değil kuş gribi bu bir. Bir kişi kaç kişiye virüs yayabilir biliyormusun? Bu iki. milletin ferdi 2009-10-28 00:10:46 parti meselesi yapmaya luzum yok. Butun dunyada ilac sirketlerine karsi biraz guvensizlik var. Tarihlerinde, asilarla virus bulastiranlar var. Cok kotu yan etkileri olan ve geri toplanan ilaclar var. Bir de harcama ve uyelerini devamli arttiran lobby'leri var. 2001 de ilac sirketinin mahkemeye verilemeyecegi hakkinda kanun cikarttirdilar...denenmemis, faydasi-zarari bilinmeyen bir asi hakkinda konusmak kotu birsey degil. Olenler Allah Rahmet eylesin de, baska hastaligi var mi? asi olmus mu? bakmak lazim.... mevhibe inal 2009-10-28 00:05:43 Beni çocuklarımız endişelendiriyor. Virüs okullarda çok daha çabuk yayılır. Eve gelecek evde bebek var ona bulaştırır korkusu ... Bakanlık virüsün etkili olduğu bu aylarda okulları tatil etsede eğitimi yaz dönmine atsa çok iyi olurdu. özgür 2009-10-28 00:00:20 Almanyada da halkın %13 aşı yaptırırım demiş bir ankette yani bizdeki gibi kararsız ve şüpheli bakan çok. özgür 2009-10-27 23:54:22 ben bu domuz gribi olumlerine inanmiyorum,dune kadar ulkemizde tane grip vakasi yoktu,nasil olduysa nezaman bu virusun asilarindan siparis verildi,ulkede mantar gibi grip vakalari yayildi,cok sacma,hani bu grip insandan-insana zor bulasiyordu,masallah domuz tuketiminin neredeyse yuzde oldugu ulkemizde acaba bu gribin kaynagi Ankara mi? nurcan deniz 2009-10-27 23:46:53 Peygamber efendimiz ahr zamanda salgın hastalıkların artacağını söylemiş ahir zamanda, işte tam da bunu yaşıyoruz. Türkiyde'deki domuz besiciliğinin sona erdirilmesi, tüm domuzların itlaf edilmesi gerekiyor. tedbirlerimizi almalıyız. modern müslüman 2009-10-27 23:34:57 Aşı getirilmese tedbir almıyor diye yine eleştirirdiniz. Aşı getiriliyor suçlamak için akla hayale gelmedik suçlamalar icat ediyorsunuz. Bu icatlarınızı biraz da aşıyı memleketimizde üretmek gibi faydalı alanlarda kullanın! Bu aşı ülkemizde üretilmedi, domuzlarla haşir neşir olan Hıristiyan memleketlerde üretildi ve hastalık oralarda daha yaygın. Ülkemizde de dışarıdan gelenler vasıtasıyla yayıldı. Adamlar kendi memleketlerinde bunca hasta varken kendileri aşılanmıyorlar da bizde deniyorlar ha, biraz akıl! milletin ferdi 2009-10-27 23:14:31 Ve Ülkemizde çok bilmişler, hayretki hayret Mangalda kül bırakmıyorlar..Neymiş Virüs tezgahmış,Neymiş Ak parti yapmış, mışda mış..Meksikadan hızla yayılan bu Virüs'ün Tüm Dünyayı etkiliyor bizde ise çok bilmiş tepeden akıllılar Bu salgını Türkiyeye bağladılar Akıl almayacak seneryolar üretiyorlar..Allah akıl fikir versin! ama dua etsinlerde onlara veya yakınlarına bulaşmasın yoksa yılana sarılır gibi aşı peşinde koşarlar..Allah işte döndürür dolaştırır bu iftiracıların,gıybetcilerin önüne koyar. Ctürk 2009-10-27 23:10:34 Almanya bile bu ilaçlardan nekadar sipariş verdi daha geçen roportajı vardı bunun. TÜRK doktorlarına güvenmiyonuzmu arkadaşlar güvenmiyosanız dünyada birsürü doktor var yabancı ismi duyulmuş hastalık geçene kadar oralara gidin de tedavi olun güvendiginiz aşılarla.... 1efsane 2009-10-27 22:55:49 dünya aylardır bu hastalıkla uğraşıyor.o kadar hızlı yayılmasına rağmen Türkiyede vaka bile yoktu.aşılar geldi bir haftada binlerce vaka ortaya çıktı.üstüne de ölüm meydana geldi.kim ne derse desin bu işte bir bit yeniği var.ve malesef olan gariban halka olacak.hatta bu masum halka sağlıklı olduğu kanıtlanmamış,dünyanın hiçbir yerinde denenmemiş aşılar yapılacak. sizce de bir sorun yok mu? murat ÖZTÜRK 2009-10-27 22:52:22 evet arkadaşım sen nekadar zekisin öyle doktorlardan daha iyi biliyosun tüm tezgahları..! Allah rahmet eylesn inş. bu son olur 1efsane 2009-10-27 22:34:24 birden bire vakalar ve ölümler arttı bir yıl kimse ölmedi hastalıktan ne hikmetse aşılar gelince birden hastalıkta ölümlerde hortladı bunda bir iş var.. bir tezgah var.. trafik kazasından ölenleride domuz gribi öldürmüş demesinler.. Hamza Döne
+
+
+
+ 618314
+ Levent Kırca'nın trajikomik halleri
+ Silivri'deki Ergenekon tutuklularını ziyaret eden ve onlara destek veren Kırca, bu desteğini televizyon programlarına da yansıttı. Kırca, 'Olacak Kadar'ın cumartesi akşamı Fox TV'de yayınlanan bölümünde darbecilere açık destek verdi. Programda yer alan skeçlerden biri şöyle: Atatürk resmiyle yürüyen bir vatandaşı polis durduruyor ve 'Sen kimsin? Cumhuriyet mitingine mi gidiyorsun? Ergenekoncu musun?' diye soruyor. Adam, olanlardan yılarak resmi evine asıyor. Ardından da beylik cümleyi söylüyor: "Paşam, tasalanma cumhuriyet emin ellerde." Atatürk'ü seven herkesin Ergenekoncu olarak görüldüğü izlenimi veren skeci izlerken insan "Kırca, birilerine mesaj mı gönderiyor?" diye sormadan edemiyor. Oysa bu ülkede vatanını ve milletini seven hiç kimsenin Atatürk ile problemi olmadığını belki de en iyi Kırca'nın kendisi biliyor. Levent Kırca, programda emniyet güçlerini de aciz şekilde ekrana taşıdı. Adeta bir muhalefet partisi gibi çalışan Kırca'nın parodilerinden 'demokratik açılım' süreci de nasibini aldı. Açılımı 'dağdaki iş bulacak, bağdaki aç kalacak' şeklinde yorumlayan Kırca'nın, 'her sokakta bir dizi' parodisi gibi yakaladığı güzel espriler de yok değildi. Ancak darbe destekli parodilerin arasında kaybolup gitti. Bir sanatçı elbette yeri geldiğinde muhalif duruşunu koruyabilmeli. Ancak yakın zaman önce 'Artık darbe olmaz.' diyen Levent Kırca gibi yılların ustasına bu derece tek yanlı bir tavır da yakışmıyor. YUSUF BÜLBÜL İSTANBUL
+
+
+
+ 618810
+ Beşiktaş-Wolfsburg maçı biletleri satışa çıktı
+ 12.40 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, -Wolfsburg maçı biletleri satışa çıktı ’ın, ’nın Wolfsburg takımıyla Kasım Salı günü ’da oynayacağı maçının biletleri satışa çıktı. Siyah-beyazlı kulüpten yapılan açıklamada, BJK ’nda saat 21.45’te oynanacak maçın biletlerinin ’ten satışa çıktığı bildirildi. Karşılaşmanın bilet fiyatları şöyle: üst ve E: 650 TL VIP üst ve F: 400 TL VIP alt ve F: 250 TL VIP alt ve E: 320 TL VIP alt ve D: 400 TL Numaralı orta: 275 TL Numaralı kenar: 225 TL Kapalı üst: 225 TL Kapalı alt: 200 TL Yeni açık: 75 TL Eski açık: 75 TL Misafir takım seyircisi (Eski açık): 80 TL . .
+
+
+
+ 619305
+ 'Soruşturmalar ayan beyan medyada'
+ CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, ''Hem Danıştay hem de Deniz Feneri'nde yapılan soruşturma aşamasında medyaya hiç bir bilgi sızmıyor. Ancak her nasılsa Beşiktaş Adliyesinde yani İstanbul'daki özel yetkili Ağır Ceza Mahkemesinin görev kapsamında olduğu söylenen suçlarda önce medya yargılaması yapılıyor, kimi zaman medya linci yapılıyor sonra bu belgeler ortaya çıkıyor'' dedi. CHP Ankara Kadın Kolları tarafından Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezinde 'Cumhuriyetimizin 86. Yılında Türkiye'' konferansı düzenlendi. Okay, konferansa gelişinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''İrtica belgesinde ıslak imza tartışmalarına muhalefetten sert tepkiler var: 'İktidar bu açılım sürecinde köşeye sıkıştı, bunu gündemden düşürmek için bir yol izleniyor' şeklinde. Siz ne diyeceksiniz?'' sorusu üzerine, Okay şunları kaydetti: ''Türkiye'de demokrasi ve hukuk bir sınav verecektir. Söylediklerinizi iddia olarak ifade ediyorsunuz. Tabii, sonuç bir yargılama sürecine tabidir. Bu konuda yargının kesin kararını beklemek lazım. Ancak yargı kararından önce bu tartışmalara baktığımda eğer böyle bir belge doğruysa da vahimdi, bir komploysa da vahimdi. Gelinen aşamada çok daha vahim bir noktaya geldi. Onun için bu konuda herkes bir biçimde belgeyle ilgili, imzasıyla ilgili düşünce ifade ediyor. Bunların hepsi varsayımdır. Neticede, yargılama sürecinde kanıtlar, kanaatler ortaya konulur, kanuna ve hukuka uygun bir yargılama süreci sonrasında da bir karar oluşur. Bu kararı da hep beraber saygıyla karşılarız. Oluşacak karardan önce şu aşamada Türkiye için bu iddiaların ortaya atılması demokrasi adına, hukuk adına üzüntü vericidir ve bir vahim tabloyla Türkiye karşı karşıyadır. Bunun, kurumlar arası bir çatışma boyuna ulaştırılma çabası varsa eğer bu da çok vahimdir. İlk ortaya çıkışından bu yana geçen süreç de göz önüne alındığında kamuoyunda kimi tereddütler oluşmuştur. Ancak bütün bunların hepsini bir yana bırakıp hep beraber yargı sürecini beklememiz lazım.'' ''SORUŞTURMALAR AYAN BEYAN MEDYADA'' Okay, bir gazetecinin, ''Soruşturmadan bilgi sızmasına yönelik ne düşünüyorsunuz? Çok ciddi bilgiler sızıyor. Danıştay davası iki yıl Ankara'da görüldü. Ankaralı gazeteciler bir bilgiye ulaşamazken İstanbul'da ciddi bilgilere ulaşıldı...'' ifadeleri üzerine, şöyle konuştu: ''O zaman Ankaralı gazeteciler bir düşünsünler, demek ki İstanbul bu konuda daha mahir... Hem Danıştay hem de Deniz Feneri'nde yapılan soruşturma aşamasında medyaya hiç bir bilgi sızmıyor. Ancak her nasılsa Beşiktaş Adliyesinde yani İstanbul'daki özel yetkili Ağır Ceza Mahkemesinin görev kapsamında olduğu söylenen suçlarda önce medya yargılaması yapılıyor, kimi zaman medya linci yapılıyor sonra bu belgeler ortaya çıkıyor. Bu, sadece bu belgeye özel olarak çıkmış olsaydı, yani ihbarcı olduğu söylenen kişi bunu medyaya servis etmiş diye düşünülebilirdi. Bunu medyaya da servis etmiş diye düşünebilirdik ancak hepinizin malumu, kamuoyunun malumu Ergenekon sürecinde de daha savcılığa gitmeden, evraklar malum medyadaydı. 'Emniyetten servis yapılıyor, savcılıktan servis yapılıyor' denildi. Bunu, açıkçası bu soruşturmayı sürdüren İstanbul Beşiktaş'taki savcılık makamı bu konunun üzerine artık eğilmek zorundadır. Tüm gizli soruşturmalar ayan beyan medyada sürdürülmektedir. Ve Ergenekon sürecinde bu çok net yaşandığı için bu kez de yaşanmış olması yine makamı töhmet altında bırakmaktadır.'' ''HUKUK, HABUR'DA AYRI, SİLİVRİ'DE AYRI'' Hakkı Süha Okay, konferansta yaptığı konuşmada ise Türkiye'de cumhuriyetin, Sovyetler Birliği'nde ve İran'da ifade ettiği anlamdan farklı bir vücuda kavuştuğunu, bu farkın da ''laiklikten'' kaynaklandığını belirtti. ''Türkiye'de Cumhuriyeti kötüleyen bir kesimin bulunduğunu'' ifade eden Okay, ''bunların asıl amacının ülkenin rejimini değil Mustafa Kemal'i kötülemek olduğunu savundu. Okay, ''AKP yıllık iktidar sürecindeki siyasal tercihleriyle Türkiye'deki bazı önemli değerleri sarstı. Türkiye'de ilk kez iş başındaki bir iktidar laiklik karşıtı odak haline dönüştü'' dedi. ''İktidarın yoksulluğun, yolsuzluğun gündemden düşmesi için sanal gündemler yarattığını'' öne süren Okay, bu kapsamda pek çok ''açılım'' oluşturulduğunu söyledi. ''Kürt açılımında son günlerde birtakım sıkıntılar yaşandığını'' savunan Okay, şöyle konuştu: ''Bazı yemekler soğuyunca, ay önceki darbe planı gündeme getirildi. Bu konuda bir yargı kararı olmadan, işi gücü bırakıp buna ilişkin karar verilmesi doğru değil. Hükümetin her açılım projesi gündem belirliyor. Buna da en büyük destek şaşalı medyadan geliyor. Artık 'yandaş medya' lafı fazla oldu, 'AKP'li medya' demek lazım. Habur sonrası AKP'nin geldiği durum yüzünden manşetler değişti. medya, şehit ailelerinin ve gazilerin çıkışlarına hiç yer vermedi. Türkiye'nin içi kan ağlıyor ama iş birlikçi AKP medyası buna hiç yer vermiyor.'' Okay, terör örgütünden bir grubun Türkiye'ye dönüşüne ilişkin olarak, ''Bunlar kuralları da biçimliyorlar. Türkiye'de çok hukukluluğu getiriyorlar. Gerçi şeriatta bu mubah ama Türkiye'de değil. Hukuk, Habur'da ayrı, Silivri'de ayrı... 'Bu siyasal iktidardan memnun değilim' diyen aydınlara, siyasi parti yöneticilerine 'terör örgütü üyesisin', öteki 'terör örgütü üyesiyim'' diyenlere, 'Hayır sen pişmansın' diyorlar'' şeklinde konuştu.
+
+
+
+ 618128
+ Keleş'in babası bin pişman
+ Keleş'in babası bin pişman DIŞ HABERLER Kalaşnikof olarak bilinen piyade tüfeğinin tasarımcısı Mihail Kalaşnikof, büyük pişmanlık yaşıyor. 90 yaşındaki Kalaşnikof, adını verdiği silahın 'yanlış ellerde' olmasından şikayetçi. Kalaşnikof, 1947'de üretilen silah için "Ben onu topraklarımızı korumak için yapmıştım, suçluların kullanmasını istemezdim" diyerek üzüntüsünü dile getirdi. 28.10.2009
+
+
+
+ 618081
+ Site sansürünü asker yalanladı
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Site sansürünü asker yalanladı Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un "İrtica ile Mücadele Planı' ile ilgili konuşmasının, internet sitesinden kaldırıldığı ileri sürüldü. TSK ise, "Bu konuşmanın siteye hiç konulmadığını" açıkladı. İlgili haberler Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un 26 Haziran'da Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda düzenlediği basın toplantısında "İrtica ile Mücadele Planı"nı 'kağıt parçası" olarak nitelendirdiği konuşmanın, Genelkurmay'ın internet sitesinden kaldırıldığı ileri sürüldü. Genelkurmay ise çeşitli yayın organlarında yer alan bu yöndeki haberlerin doğru olmadığını ileri sürdü. 'KALDIRILDI' İDDİASI Hürriyet'in haberine göre Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Ba��buğ'un, belgeyle ilgili "Türkiye bir kağıt parçası etrafında enerjisini harcadı" yorumunun yapıldığı konuşma, “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” belgesinin orijinal olduğunu güçlendiren delillerin ortaya çıkmasıyla birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri'nin internet sitesinden kaldırıldı. Bu gelişme üzerine Genelkurmay Başkanlığı, tarafından kamuoyuna yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un bu yöndeki konuşmasının internet sitesinde hiçbir zaman yer almadığı belirtilerek haber yalanlandı. 'HİÇ KONULMADI' Genelkurmay Başkanlığı yetkilileri, bu nedenle basın yayın organlarında yer alan 'basın toplantısı metninin kaldırıldığı' yönündeki iddiaların 'gerçek dışı' olduğunu belirtti. 'Metnin Genelkurmay Başkanlığının internet sitesine hiçbir zaman konulmadığını' ifade eden askeri yetkililer, 'Bu sebeple basın toplantısı metninin kaldırılmasının da mümkün olamayacağını' kaydettiler. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 26 Haziran'da yaptığı basın toplantısında “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” belgesini kesin bir dille yalanlamıştı. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 619364
+ Türkiye, Peşaver ve Kabil'deki saldırıyı kınadı
+ PEŞAVER'DEKİ SALDIRIYA KINAMA Bakanlıktan yapılan açıklamada, Peşaver'de onlarca kişinin hayatını kaybetmesine ve yaralanmasına neden olan terörist saldırının "derin üzüntü ve kaygıyla" karşılandığı belirtilerek, "Sivilleri hedef alan saldırıyı şiddetle kınıyor, hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralananlara acil şifa diliyoruz" denildi. Açıklamada şunlar kaydedildi: "Terör belasıyla mücadele, uluslararası toplumun mutlak dayanışma ve işbirliği sayesinde başarılı olabilir. Dost ve kardeş Pakistan halkı ve hükümetiyle, insanlığın ortak düşmanı olarak gördüğümüz terörizme karşı tam bir dayanışma içindeyiz. Bu husus, Sayın Başbakanımızın Pakistan'ı ziyareti sırasında da güçlü bir şekilde vurgulanmıştır." Açıklamada, Pakistan'ın barış, refah ve güvenlik çabalarına Türkiye'nin desteğinin tam olduğunun bu vesileyle bir kez daha teyit edildiği belirtildi. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI KABİL'DEKİ SALDIRIYI KINADI Dışişleri Bakanlığı, Afganistan'ın başkenti Kabil'de BM çalışanlarının kaldığı bir misafirhaneye bugün düzenlenen saldırıyı kınadı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, BM görevlilerinin hayatını kaybetmesinin "derin üzüntü ve kaygıyla" öğrenildiğini belirterek, "Türkiye bu alçakça saldırıyı şiddetle kınamaktadır" denildi. Saldırının Afganistan'ın güvenliği, istikrarı ve huzuru kadar ülkedeki Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine de zarar vermeyi amaçladığı kaydedilen açıklamada, Türkiye'nin Kasım ayında yapılacak seçimlerin ülkede terörizmle etkin şekilde mücadele ve istikrarın tesisi çabalarında önemli bir aşamayı teşkil edeceği düşüncesinde olduğu vurgulandı. Açıklamada, saldırının Afganistan'da farklı sahalarda Afgan halkının yararına olacak çeşitli projeleri hayata geçirme gayretindeki BM çalışanlarına yönelmesinin ayrıca üzüntü verici olduğu kaydedildi. "Ancak bu tür saldırıların Afganistan'ın kalkınması için yoğun gayret gösteren BM ve diğer uluslararası kuruluşlar ile uluslararası toplumun çabalarını engelleyemeyeceğine inanıyoruz" denilen açıklamada, Türkiye'nin Afganistan halkının refahına, ülkede barış ve huzurun tesisine yönelik çabalarını kararlılıkla sürdürmeye devam edeceği belirtilerek, "Türkiye, BM camiasıyla güçlü dayanışma içinde olup, hayatını kaybedenlere rahmet, ailelerine sabır ve baş sağlığı, yaralılara ise acil şifa diler" ifadelerine yer verildi. AA
+
+
+
+ 619320
+ Bayrak asmayan esnafa para cezası
+ Isparta'daki esnafın da duyarlı olduğunu ve bayraklarını bayramdan üç gün önce asmaya başladığını ifade eden Erdem, şehir merkezindeki esnafın da günler öncesinden iş yerlerini Türk Bayrağı ile donatmaya başladıklarını kaydetti. Belediyeler Kanunu ve Zabıta Yönetmeliği gereğince de Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıl dönümlerinde iş yerlerine bayrak asma zorunluluğu olduğunu hatırlatan Recep Erdem, yönetmeliğe aykırı hareket eden esnafa para cezası uygulanacağını söyledi. Erdem, "Bayram dolayısıyla Türk bayrağı asmayan esnafa 140 TL ceza uygulanacak" diye konuştu. Belediye zabıta ekiplerinin esnafı dolaşmaya başladığını, bayrak asmayanları uyardıklarını, asanlara da teşekkür ettiklerini dile getiren Recep Erdem, "Amacımız milli ruhu birlikte yaşamak" ifadelerini kullandı. Öte yandan, Isparta Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, iş yerine bayrak asmadığı gerekçesiyle bir esnafa 140 TL ceza kesti. Belediye Başkan Yardımcısı Erdem, kanun kapsamında Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla esnafın iş yerlerine bayrak asma zorunluluğu bulunduğunu, bu doğrultuda zabıta ekiplerinin bayrak asmayan esnafa yönelik denetimlerde bulunduğunu, iş yerine bayrak asmayan bir esnafa 140 TL ceza kesildiğini bildirdi. Kanunun sadece bu bayramda geçerli olmadığını hatırlatan Erdem, resmi bayramlarda bayrak asılma zorunluluğunun bulunduğunu vurguladı. Isparta'da Cumhuriyet Bayramı'nın coşkuyla kutlanması için belediye olarak aldıkları tedbirleri uyguladıklarını söyleyen Recep Erdem, esnafa beş bin adet bayrak dağıttıklarını kaydetti.
+
+
+
+ 618978
+ Rüşvet alan muhtar tutuklandı
+ Saray İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, muhtarın, H.B. isimli şahıstan hayvanlarını meraya çıkarması, çiftliğine giden yolun açık bulundurulması, hayvanların suya gidebilmesi, köpeklerin rahatça salınabilmesi, hayvan gübrelerinin araziye boşaltılabilmesi, hayvan satış işlemlerinde kolaylık sağlaması için bin TL para istediği ihbarını aldı. Savcılığın talimatıyla harekete geçen jandarma ekiplerinin yaptığı operasyonda parayı alarak Saray ilçesine doğru yola çıkan muhtarın aracı Büyükyoncalı beldesinde durduruldu. Muhtarın üzerinde ve aracında yapılan aramada seri numaraları önceden alınmış olan bin TL ele geçirildi. İrtikâp suçundan hakkında işlem yapılan muhtar, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Saray Kapalı Cezaevi'ne gönderildi.
+
+
+
+ 619045
+ Akşam gazetesi Rojin'den özür diledi
+ Akşam yazarı Serdar Turgut'un köşesinde yazdığı "Onu dağa kaldırır seks köle yapardım" sözleri üzerine ünlü sanatçı Rojin dava açma kararı almıştı. Gazete bugün bir özür yayınladı. İşte Akşam'ın özür yazısı: ROJİN'DEN ÖZÜR DİLİYORUZ Serdar Turgut'un köşesinde yayınlanan bir yazıda yer alan, sanatçı Rojin'le ilgili ifadelerin yarattığı duyarlılığa Akşam Gazetesi olarak büyük önem veriyoruz. Hiç bir konuda ayrımcılığı içeren bir haber politikası benimsememiz mümkün değildir. Özel olarak kadın ve kimlik sorununa duyarlılıkla yaklaşan bir yayın anlayışımız kamuoyu tarafından da bilinmektedir. Köşe yazısındaki ifadelerin art niyetle değil yalnızca bir mizah anlayışı çerçevesinde kaleme alındığını düşünsek de sanatçımızda yarattığı üzüntüyü anlıyor, Rojin'den, ailesinden, sevenlerinden ve bu konuda tepkisini güçlü biçimde ortaya koyan kadın okurlarımızdan özür dilemeyi gerekli görüyoruz. Akşam 2009-10-28 15:14:12 rojin'in sahip olduğu şeref ve haysiyete sen rüyanda bile ulaşamazsın, böyle karaktersiz insanlar da köşe yazarı diye ortalıkta geziniyorlar. insanda hiç olmazsa meslek ahlakı olmalı..! BaRaN GüLeR 2009-10-28 15:12:59 serdar turgut acaba lafı rojini beğendiği içinmi dağa çıkarım rojinde yanımda olsa yoksa kürt bunu dağa çıkartmakmı lazım ne maksatla söyledi bilmiyom bu ve bunun gibilerine yazar demek ne kadar doğru bilmiyorum Ahmet Karagöz 2009-10-28 15:02:53 özrü kabahatinden büyük deyimine birebir uyan bi özür yazısı.aslında ahlak ve namus özürlü bu gazete ve yöneticilerine burdan aynı şekilde yazılar(onların dilinden)yazmak istiyorum ama yinede terbiyeyi elden bırakmamak gerek.s.turgut denen küçük beyinli ahlaksız adama umarım adil olan hakimimiz çok sağlam bi ceza verirde,bir daha bu tür ahlaksız ve bölücü yazılar çıkmaz.rojinin bu yazıda isminin geçmesinin tek sebebi kürt kökenli olması.ben kürt değilim ama etnik ayrımcılık yapanlara müslüman olduklarını h. hakan yılmazer 2009-10-28 15:00:34 insan olan herkes kendi bağnazını da dışladığı an açılım olmuş kardeşlik iklimi sağlanmış demektir... mehmet yıldız 2009-10-28 14:56:44 niye kendisi özür dillemiyor ama nerde erdemlik bu adamı da okuyan var ne olacak bu ülkenin hali? cem cengiz 2009-10-28 14:22:44 Böyle rezil bir durum avrupada olsaydı yazar anında kapının önüne konur yargıda gereğini yapardı Maalesef bizde yapanın yanına kar kalır!!!!!!! ihsan altıntaş 2009-10-28 14:11:54 burası akdenizin toros dağlarının yoğun oldugu bir bölge bence serdar turğut beyi buraya davet edelim eşini ve kız kardeşini de alsın gelsin burda kendilerine talep çok olacağına eminim hemde köle gibi değil güzelce çalıştırırız iyide para kazanacağına garanti verebilirim... taner
+
+
+
+ 618796
+ Başbakan Erdoğan'ın barış formülü
+ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: Türkiye bölge ve dünya barışı ile ilgili bir öneride bulunuyor. Komşularınla dost ol. Bizler yıllık iktidarımızda komşularımızla dost olma politikası izledik ve başarılı olduk. Bir zamanlar savaşmanın eşiğine geldiğimiz ülkelerle çok önemli ilişkiler kurduk. Suriye ile vizeleri kaldırdık. Kapılarımızı birbirimize açtık. İran ile ilişkilerimiz memnuniyet verici şekilde gelişmektedir. Gün geçmiyor ki bombalar patlamasın. Güm geçmiyor ki insanlar öldürülmesin. Bu küresel aktörlerin planlarının tutmadığını bir göstergesidir. İran ve Türkiye bölgenin en önemli denge ülkeleridir. Barışın tarafı olmak zorundayız. Bu toplantıdan önce Afganistan ve Pakistan'dan üzücü haberler aldık. Peşaver'den en son gelen bilgiye göre 80 kişi hayatını kaybetti. Bunlar küresel barışı tehdit eden unsurlardır. ZİYARETİN NEDENİ ARABULUCULUK MU? İran'a ziyaretimiz herhangi arabulucuk nedeniyle değil. Arabulucuk ziyaetinin nedeni bölgesel ve küresel meselelerin çözümleri içindir. İran'la birlikte yapacağımız çok şey var. ZİYARETİN ANA ESPRİSİ İran Başbakanı Rahimi,iki ülke arasındaki ticaret hacmi neden 30 milyar dolar olmasın dedi. Biz de kendilerine gökten ne yağar da yer kabul etmez dedik.İran ile ticaret hacmimiz iki yılda kat arttı. Bu ziyaretimizin ana esprisi budur. İSRAİL İLE İLİŞKİLER Dış politikamızla ilgili ana ilkemiz düşman kazanma dost kazan. Uluslararası bazda da uluslararası bazda da. Kaybetmek, intihar çok kolaydır. Ancak kazanmak çok zordur. Biz bunu yakın tarihimizde de gördük. İsrail ile ilişkilerimiz malum belli. İsrail ile hakkaniyet ölçüsü üzerinde ilişkilerimizi devam ettiririz. Türkiye'nin siyasi iradesinin üzerinde bir şey sözkonusu olamaz. Türkiye kendi istikametini kendisi belirler ve adımını atar. Nükleer enerjiyi insani amaçla kullanmak her ülkenin doğal hakkıdır. Buna kimse engel olamaz. Türkiye'de kullanır İran'da... Hala Gazze için toplanan paraların harcanmasına başlanamadı. bin insan öldürüldü. Bunlara sessiz mi kalacağız. Bizim amacımız bölgedeki barışa katkı vermek. Her ülkenin Gazze'ye yardım sürecine katılması gerekir. Batı ile de doğu ile de ilişkilerin sürekli iyileştirmek istiyoruz. Suriye ile İsrail yeniden arabulucuk isterse yine arabulucuk yaparız. Şimon Peres ile aramızda geçen diyalog tamamen sapontene gelişen bir durumdur." AYRINTILAR GELECEK Haber
+
+
+
+ 618034
+ Bakü ile bayrak krizi çözüldü
+ ile bayrak krizi çözüldü 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’ın başkenti ’de bulunan Türk Şehitliği’ndeki Türk bayrakları yeniden göndere çekildi Şehitlikte dün gece yapılan çalışmayla, daha önce kaldırılan toplam 10 bayrak direği tekrar yerine konmaya başlandı. Bu çalışmaları, ’nin Büyükelçisi Hulusi Kılıç da bir süre izledi, ancak gazetecilere açıklama yapmadı. Çalışmalar tamamlandığında tüm direklere eskisi gibi bayrakların çekileceği öğrenildi. ile arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesini öngören protokollerin imzalanması ve 14 Ekim’de ile Türkiye arasında ’da oynanan maça Azeri bayrağının sokulmaması Türkiye ile Azerbaycan arasında gerginliğe neden olmuştu. Ancak Dışişleri Bakanı Prof. Dr. ’nun ziyaretiyle sorun bertaraf edildi.
+
+
+
+ 618689
+ Keita'yı Galatasaraylılar mı yaraladı?
+ 11.20 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Keita'yı Galatasaraylılar mı yaraladı? Derbide gören Keita'ya tribünlerden kim pet bardak attı? 1-0 önde iken 'ın korner kullandığı dakikada Keita tribünlerden başına gelen bir madde nedeniyle uzun süre acı içinde yerde kıvranmış ardından pet pardağı maçın gözlemcisine sahayı enlemesine geçerek götürmüştü. Keita bu hareketi sonrasında görmüştü... Fenerbahçe taraftarının iddiasına göre Keita'ya tirbünlerden yabancı maddeyi atan Galatasaray taraftarı. Fenerbahçe taraftarıın internet sitesi 'da bu iddia videoyla pekiştirilmiş. Videoda Keita'ya gelen yabancı maddenin hangi tribünlerden geldiği gösteriliyor. Bu iddia spor kamuoyunda daha çok konuşulacak... . .
+
+
+
+ 618902
+ Hacılara ucuz arama fırsatı
+ Hacılara ucuz arama fırsatı “Hac Kart” uygulamasıyla hacı adayı Suudi Arabistan'dan Türkiye'de kalan yakınlarıyla ekonomik görüşme imkanı elde edecek. Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türk Telekom arasında varılan mutabakat sonucu başlatılan “Hac Kart” uygulamasıyla hacı adayı Suudi Arabistan'dan Türkiye'de kalan yakınlarıyla rahat görüşme imkanına kavuşacak. HAC KART Hac Kart uygulamasıyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan Türk Telekom yetkilileri, “Kutsal topraklara giden hacı adaylarımız için Türk Telekom ve Suudi Telekom tarafından ortaklaşa sunulan bir hizmettir. Türk Telekom olarak, her yıl hacı adaylarımızın sıkıntılarının azaltılması kapsamında çalışmalar yapıyoruz. Bu yıl Suudi Arabistan'ın en büyük GSM operatörü Al-Jawal ile işbirliğine girdik. İşbirliği sayesinde kutsal topraklardaki Hac Kart sahibi hacı adaylarımız, cep telefonlarına kartlarını taktıkları andan itibaren aileleriyle görüşebilecekler. Hacı adaylarımız kontörleri bittiği zaman da oradaki bayilerden kontör yükletebilirler. Kartlar ilk alındığında içerisinde 40 kontör bulunuyor. Bu da 17,5 ile 23 dakika konuşma süresi kazandırıyor. Uygulama sayesinde aileler yakınlarına her an ulaşabilecekler” dediler. 28.10.2009 BİLİŞİM
+
+
+
+ 619371
+ 29 Ekim'de nerelerde yağış var? Haritalı
+ Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, yarın yurdun kuzey, iç ve doğu kesimlerinde aralıklarla yağış beklendiğini bildirdi. Genel Müdürlükçe yapılan meteorolojik değerlendirmeye göre, yarın ülke geneli parçalı ve çok bulutlu olacak. Marmara'nın doğusu (Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa, Bilecik ile gece saatlerinden itibaren İstanbul ve Kırklareli), Karadeniz, İç Anadolu, Orta ve Doğu Akdeniz (Adana, Osmaniye, Mersin, Kahramanmaraş, Hatay, Isparta ve Antalya), Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Afyon ve Kütahya çevrelerinde yağış bekleniyor. Yağışların, Doğu Karadeniz kıyılarında (Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa) kuvvetli sağanak, Marmara'nın doğusu (Kocaeli, Sakarya, Bursa, Yalova, Bilecik), Batı Karadeniz'in iç kesimleri (Bolu, Karabük, Düzce ve Kastamonu), İç Anadolu'nun batısı (Ankara, Eskişehir, Kırıkkale, Çankırı, Kırşehir, Konya, Karaman ve Aksaray) ile Kütahya, Afyon ve Isparta çevrelerinde aralıklarla hafif yağmur şeklinde olacağı tahmin ediliyor. Hava sıcaklığının kuzey ve iç bölgelerde 3-5 derece azalması, ülke genelinde mevsim normalleri civarında seyretmesi bekleniyor. BÖLGE BÖLGE DURUM Türkiye'de bu hafta soğuk hava etkisini iyice hissettirecek. gün yurdun büyük bölümünde sağanak yağış var. 29 Ekim perşembe günü, Türkiye’de 15 ila 22 derece arasında sıcaklıkta geçecek, Akdeniz ve doğu kesimlerde sağanak yağış görülecek. Bugün İstanbul sağanak yağışlı, sıcaklık 18 dereceye geriliyor, 29 Ekim'de 16 dereceye inecek, hava bulutlu ve soğuk olacak. Ankara hafif yağışlı, sıcaklık yarın en fazla 17 derece. İzmir sağanak yağmurlu, yarın hava parçalı bulutlu ama sıcaklık 20 dereceye inecek. Bursa sağanak yağmurlu, Adana'da üç gün hafif yağış sürecek. Marmara'lılar sıcaklık düşüşüne dikkat: Bugün hava 4-5 derece daha soğuk ve sağanak yağışlı, yarın sabah yağmur hafifliyor, bir kaç kentte görülebilir ama hava daha soğuk, sıcaklık 15-16 dereceye inecek. İç Anadolu’da artan bulutlar da kent kent yağmur bırakıyor. 29 Ekim sabahı yağış Yozgat-Sivas arasında sağanak şeklinde ve kuvvetli, diğer kentlerde daha hafif ve aralıklı görülecek. Ancak soğuk havaya dikkat, sabah 13-14 dereceyi geçemeyen sıcaklık var. Ege'de sağanak yağmur bölgenin geneline yayıldı. Sıcaklıkta her gün 2-3 derece düşüş var. Yarın yağış ara veriyor ancak sıcaklık 16 ila 22 derece arasında olacak. Akdeniz ve Güneydoğu: Akdeniz'deyağışlar ara vermezken, Güneydoğu’da bugün daha da kuvvetleniyor. Yarın sabah da başta Antalya, Mersin, Kuzey Kıbrıs ve Diyarbakır’da sağanak yağmur görülecek. Doğu Anadolu'nun tamamı bugün yağışlardan etkilenmeye başladı, perşembe, cuma ve hafta sonu boyunca da yağışlar aralıksız devam edecek. Karadeniz’de yağmur bu akşam Bolu’dan, Samsun’a kuvvetlenecek, 29 Ekim sabahı Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon’da yaşayanlar kuvvetli yağmura karşı hazırlıklı olmalı. Sıcaklık Bolu'da 15 dereceye inecek. AA-NTV-Haber
+
+
+
+ 619033
+ Emlak vergisinde yüzde 25
+ 13.38 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, vergisinde yüzde 25 vergisine esas olmak üzere 2010 yılında uygulanacak “bina metre kare normal inşaat bedelleri”, geçen yıla göre yüzde 12-25 arasında artırıldı. ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın Kanunu Genel Tebliği, 'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Tebliğ ile Emlak Vergisine esas olmak üzere çelik karkas, betonarme karkas, kagir, yığma kagir, ahşap, taş duvarlı ve gecekondu tarzı binalar ile diğer basit binaların metre kare normal inşaat bedelleri tespit edildi. Tebliğe göre, emlak vergisine esas alınacak fabrika, otel binalarının metre kare inşaat maliyetleri yüzde 12, sinema ve binaları ile meskenlerinki yüzde 25 artırıldı. Buna göre, bu yıl için 1151,24 lira olan mesken olarak uygulanan lüks inşa edilen çelik karkas binalarda ortalama maliyet, 2010 yılı için 1439,05 liraya, betonarme karkas binalarda 701,36 liradan 876,70 liraya, yığma kagir binalarda 550,53 liradan 688,16 liraya yükseltildi. Birinci sınıf mesken inşaatlarında ise çelik karkas binanın ortalama metre kare maliyeti 756,54 liradan 956,93 liraya, betonarme karkas binanın metre kare maliyeti 438 liradan 547,50 liraya, yığma kagir binanın maliyeti ise 356,62 liradan 445,77 liraya, ahşap binalarınki 602,96 liradan 753,70 liraya çıkarıldı. Basit gecekondu tarzı binaların metre kare maliyeti ise 35,39 liradan 44,24 liraya yükseltildi. Gelecek yıl için emlak vergisinin hesaplanmasında, mesken olarak inşa edilen basit çelik karkas binaların inşaat metre kare maliyeti 188,22 lira, betonarme karkas binaların metre kare maliyeti 144,96 lira, yığma kagir binaların maliyeti ise 68,68 lira olarak uygulanacak. Ortalama metre kare maliyet, 1. sınıf fabrika ve imalathanelerde, çelik karkas binalar için 534,96 lira, betonarme karkas binalar için 438,23 lira olarak belirlendi. Lüks otel inşaatlarında, çelik karkas binaların ortalama maliyeti bin 305,14 lira, betonarme binaların ortalama metre kare maliyeti 1097,39 lira, lüks sinema-tiyatro inşaatlarında çelik karkas binaların metre kare maliyeti 1456,63 lira, betonarme karkas binaların ortalama maliyeti 1176,69 lira lira olarak uygulanacak. Emlak vergisinin hesaplanmasında, lüks binası inşaatlarında ortalama maliyet de çelik karkas binalarda 1381,48 lira, betonarme karkas binalarda ise 1112,34 lira olarak dikkate alınacak. Tebliğ uyarınca, özellik arz eden binaların vergi değerinin hesaplanmasında, otel, sinema, tiyatro, iş yeri gibi kullanış amacına göre, varsa bir üst inşaat değerinin ortalama rakamı esas alınacak. Bir üst sınıfa ait inşaat değeri yoksa tespit edilen inşaat sınıfındaki ortalama değer yüzde 50 artırılarak değerlendirme yapılacak. İnşaat türü için metre kare normal maliyet bedeli belirlenmemiş ise bu sınıfın altında belirleme yapılmış ilk sınıfa ait ortalama rakam yüzde 50 artırılarak uygulanacak. Hafif prefabrik binalar, yığma yarı kagir bina gruplarında değerlendirilecek. Metre kare normal inşaat maliyet bedellerinin ortalamaları esas alınacak. Metre kare normal inşaat maliyet bedelleri, asansör, kalorifer veya klima tesisatı maliyetini içermiyor. Binada bunlar yer alıyorsa, bedellere, kalorifer veya klima için yüzde 8, asansör için yüzde ilave yapılacak. S
+
+
+
+ 618138
+ Mehmed Âkif Ersoy'un ölümsüz şaheseri
+ Mehmed Âkif Ersoy'un ölümsüz şaheseri 'İstiklâl Marşı' nedeniyle kazandığı para ödülünü geri çeviren ve 'Allah, bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın' diyen onur abidesi bir şair; Mehmed Âkif Ersoy'un ölümsüz şaheseri: “SAFAHAT” Seçkin okurlara seçkin kültür armağanları 15 yıldan bu yana! 'İstiklâl Marşı' nedeniyle kazandığı para ödülünü geri çeviren ve 'Allah, bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın' diyen onur abidesi bir şair; Mehmed Âkif Ersoy'un ölümsüz şaheseri: “SAFAHAT” 1085 Sayfa kalite bir kapak ve iç kâğıt ana başlığı ve bir de “ek şiirler” bölümüyle, eksiksiz bir edisyon Edebiyatçı A. Vahap Akbaş'ın özenli Türkçe güncellemesiyle Sol sayfalarda Âkif'in orijinal satırları, sağ sayfalarda aynı şiirlerin günümüz Türkçesine uyarlanmış hâlleri Her yaştan öğrenciler, Türkçe ve edebiyat dersi öğretmenleri, Türkoloji akademisyenleri, edebiyat tarihi araştırmacıları ve Mehmed Âkif şiirinin dostları için eşsiz bir kaynak eser Yalnızca 59 kupona, Yeni Şafak'la birlikte herkese ücretsiz Türk basınında kültür armağanlarının rakipsiz adresi Yeni Şafak, yayın hayatına atıldığı 1995 yılından beri kesintisiz biçimde sürdüregeldiği “kaliteli okura kaliteli kitap” geleneğine, bugün ilk kuponunu yayımladığı müstesna bir eserle çok önemli bir halka daha eklemenin kıvancını yaşıyor. Bu topraklara bıraktığı en muhteşem sanatsal miras olarak kabul ettiğimiz “İstiklâl Marşı” başta olmak üzere, bin bir türlü sıkıntılarla bezeli 63 yıllık hayatında Türk milletine birbirinden çarpıcı dizeler armağan eden büyük vatan şairi Mehmed Âkif Ersoy'un (1973-1936) eserleri, ilk kez 1933 yılında “Safahat” adı altında bir araya getirilmişti. Bu ilk baskı, “Safahat”, “Süleymaniye Kürsüsünde”, “Hakkın Sesleri”, “Fatih Kürsüsünde”, “Hatıralar”, “Âsım” ve “Gölgeler” adını taşıyan kitabın bileşkesinden oluşmaktaydı. Daha sonra, şairinin vefâtının ardından, 1943'de damadı Ömer Rıza Doğrul'un da katkılarıyla hazırlanan ikinci baskıda ise eserin sonuna, Âkif'in hayattayken basılmamış şiirlerini içeren 16 manzumeden ibaret “Son Safahat” başlıklı yeni bir bölüm daha eklenmiştir. Edebiyatçı A. Vahap Akbaş'ın yıllarca süren yoğun emeklerinin ürünü olan elinizdeki nüsha, Âkif'in ilk “Safahat”a -“Ben onu milletimin kalbine gömdüm” diyerek- bilinçli olarak koymadığı “İstiklâl Marşı” da dahil olmak üzere bütün önemli eserlerini içeren eksiksiz bir külliyattır. Öte yandan, okurlarımıza armağan olarak sunduğumuz bu kitabın en heyecan verici özelliği ise Âkif'in eserlerine ilişkin olarak genç kuşakların sıklıkla dile getirdiği “Osmanlıca tamlama ve sözcüklerin anlaşılma sorunu”nu bütünüyle ortadan kaldıran özgün bir muhtevada hazırlanmış oluşudur. Gazetemiz, gençliğin bu haklı şikayetini çözüme kavuşturmak üzere, müellifin de saygıya değer çabaları eşliğinde, “iki kitap mâliyetine tek bir eser” ortaya koyarak “Safahat”ı sayfa sayısı olarak tam iki katına çıkarmış, buna karşılık her sol sayfaya Âkif'in kaleminden çıkan özgün dizeleri, sağ sayfaya ise bunların günümüz Türkçesine uyarlanmış daha yalın hâllerini yerleştirmiştir. Böylelikle, ilköğretim öğrencilerinden akademik araştırmalar yapan edebiyat uzmanlarına kadar istisnasız her kesimden insanın güvenle yararlanabileceği, benzersiz bir kaynakça ortaya konulmuştur. Yeni Şafak'ın Türk toplumunu bilinçlendirme ve kendi zengin kültür kaynaklarından haberdar etme yönündeki bu ayrıcalıklı misyonu, edebiyat, tarih, sosyoloji ve ilâhiyat alanından her biri özenle seçilmiş yepyeni klasik eserlerle bundan böyle de kesintisiz biçimde sürecek. Unutmayın! Kampanyanın ilk günü içinde kupon biriktirmeye başlar ya da Yeni Şafak abonesi olursanız, kampanya sonunda verilecek ekstra kuponla eksiklerinizi sorunsuzca telafi edebilirsiniz. ABONELİK KAYDI YAPTIRMAK İÇİN EN KOLAY YOLLAR: YÖNETİM MERKEZİMİZE TELEFON AÇARAK: Gazetemizin İstanbul'daki abone servisini arayarak abonelik kaydınızı hemen yaptırabilirsiniz. (0212 612 29 30) Merkezdeki arkadaşlarımız, verdiğiniz bilgileri yaşadığınız il ve ilçedeki Yeni Şafak temsilcisine aktararak, gazetenizin ertesi sabahtan itibaren adresinize düzenli olarak ulaştırılmasını sağlayacaklardır. Kampanya dönemini içerecek şekilde abone olan okurlarımızın her gün tek tek kupon kesip biriktirmelerine gerek yoktur. Ayrıca, yerel temsilcilerimiz, armağan dağıtımı başladığında, okurlarımızın kitap dağıtım noktalarına gitmelerine gerek kalmayacak şekilde, armağanlarını onların adreslerine elden teslim etmektedirler. YEREL TEMSİLCİLİKLERİMİZİ ARAYARAK: Bulunduğunuz ilçedeki Yeni Şafak temsilcisini arayarak abonelik kaydınızı hemen yaptırabilirsiniz. Size en yakın yerel temsilciliklerimizin telefon listesi, gazetemizle birlikte dağıtılan el broşürlerinde yer almaktadır. CEP TELEFONUNDAN KISA MESAJ GÖNDEREREK: Bu hizmet, şimdilik yalnızca Turkcell faturalı ve kontörlü hat aboneleri için geçerlidir. Cep telefonunuzdan “Yeni Safak” yazıp 79 79'a kısa mesaj gönderdiğinizde merkezdeki abone kayıt görevlilerimiz sizi kısa süre içinde arayacak ve adres bilgilerinizi sisteme kaydedeceklerdir. Bu yöntemle İstanbul'a uzak noktalardan yapacağınız aramaların yüksek masrafını üstlenmek zorunda olmayacağınız gibi, yerel temsilcilerimize elden nakit ödeme yapmanıza da gerek kalmamaktadır. Gazetemize SMS yoluyla abone olduğunuzda, bu hizmetin ücret tahsilatı faturalı hatlarda telefon faturanıza her ay 15 TL eklenerek, kontörlü hatlarda ise 94 kontör kesilerek yapılacaktır. Abonelik kaydı için 79 79'a kısa mesaj başvurusunun bedeli ise yalnızca kontördür. Abonelik ile ilgili her türlü soru ve sorununuzu abone@yenisafak.com.tr adresine bildirebilirsiniz. OKUR DANIŞMA HATTI: (0 212) 612 33 30 28.10.2009
+
+
+
+ 619570
+ Ülkücü gençlerden tepki yürüyüşü
+ Görükle'de toplanan yaklaşık 200 kişilik grup, Türk bayrakları açarak Atatürk Caddesi'nde yürüyüş yaptı. Grup 'Her şey vatan için", "Şehitler ölmez, vatan bölünmez", "Kahrolsun PKK", "Görükle şehidine sahip çık" şeklinde sloganlar attı. Grup adına açıklama yapan Ülkü Ocakları üniversite sorumlusu Erman Demirci, teröristlerin zafer işaretleriyle karşılanması ve serbest bırakılmalarına tepki gösterdi. Şehitlerin kemiklerinin sızladığını ifade eden Demirci, teröristlerin affedilmeyip cezalandırılması gerektiğini söyledi. Kalabalık daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı. cihan 2009-10-28 21:08:48 DTP çok fazla ılerı gıttı doğuda kardeş kanı dokturuyor ya sıze ne oluyor MHP liler yangına korukle gıtmek mantıklımı asalım keselım anasını satayım ankaradan otede kim varsa sizin zihniyetınız savunduğunuz bu inşallah onumuzdekı seçımlerde bu millet sıze gereken cevabı verecek şehit cenazelerınde camı avlularını propaganda alanı yapan siz kandan rant sağlıyan sız 12 eylul öncesı millete çektırdıklerınız unutulmadı olmaz olsun sızın gıbı kan nefret kin uzerınden siyaset yapan tekin126 2009-10-28 20:59:06 Olaylara at gözlüğü ile bakma, kimin ABD ye daha yakın olduğunu bu halk biliyor, Aracı ve AKP elçisi olan, AKP nin kuruluşunda büyük pay sahibi olan zatı muhterem ABD de yaşıyor ve CIA tarafından korunuyor bunu Türk Halkı anladı, Kimin kim olduğunu, Kimin kimi desteklediğini, Kimin arkasında kimler olduğunu, Kimin ne peşinde olduğunu bu Halk çözdü artık. AKP nin kuruluşunda öncülük yapan Tayyip ERDOĞAN değil Fetullah GÜLEN ve ABD dir. Bunu sende anla istersen gözlüklerini çıkarda. HALUK DEMİREZEN 2009-10-28 20:37:36 Sizler 1999 2002 yılları arasında iktidarda olup Bebek Katilinin idamını ortadan kaldıran anayasa değişikliğini yapan koalisyonun artağı olan Ülkücülermisiniz. Sizler tıpkı gelin kız gibi biz hem ağlarız hemde bağırırız mı diyorsunuz. Bebek katilini iktidardayken asmadınız, şimdi muhalefetteyken nasıl becereceksiniz. Haydi hayırlısı....... Mehmet Yılmaz 2009-10-28 20:26:54 Dağdaki PKK'lıların inmesi ABD'nin hiç hoşuna gitmedi.Bakmayın siz onların PKK'yı eroin kaçakçısı gibi gösterdiklerine.Bir taşla iki kuş hesabı..Hem Türk hükümetine yalakalık ve PKK'yı İran'a karşı kullanmak için PKK'yı sıkıştırma hareketi..Fakat türk hükümeti oyunu bozdu,dağdan inişlerde ilk adım atıldı.ABD yapamaz sandı.Bunu bozmak içinde herzaman olduğu gibi Ülkücü yandaşlarını olayları proveke için kullanmaya başladı ki dağdan inişler dursun PKK'yı da rahatlıkla PEJAK'la birlikte İran'ı karıştırmakta ku Mustafa YILMAZ 2009-10-28 20:06:55 12 eylül önceside ülkeyi kurtarmaya çalıştınız solculara karşı bir hiç uğruna bir sürü gencimiz öldü vede habisde çürüdü solcularda bizim kardeşimiz değilmiydi bak şimdi anlaşıyorsunuz yani alet oldunuz demi ders alında şimdi alet olmayın ilerde bunlarlada kardeş olursunuz.devletin polisi var askeri var .. hakkı coşkun 2009-10-28 19:58:04 affetmek büyüklüğün şanındandır:)affedildim diye şımarana haddini bildirmekde öyle.. fatih pınar
+
+
+
+ 619672
+ Ziraat Türkiye Kupası'nda toplu sonuçlar
+ Bugün oynanan karşılaşmalar sonucunda Galatasaray, Ankaragücü, Denizlispor, İstanbul Büyükşehir Belediyespor, Manisaspor, Kasımpaşa, Antalyaspor, Eskişehirspor, Bursaspor, Tokatspor, Denizli Belediyespor, Tarsus İdmanyurdu, Orduspor ve Konya Şekerspor kupada gruplara kalan takımlar oldu. Kupada yarın Altay-Samsunspor ve Kasım Çarşamba günü Giresunspor-Çaykur Rizespor karşılaşmaları yapılacak. Ziraat Türkiye Kupası'nda bugün oynanan karşılaşmalarda alınan sonuçlar şöyle: Galatasaray-Bucaspor......................................(2 1) Diyarbakırspor-Tursus İdmanyurdu..........................(0 1) Ankaragücü-Karşıyaka......................................(3 2) Denizlispor-Gaziantepspor.................................(4 1) İstanbul Büyükşehir Belediyespor Gençlerbirliği........ (5 3) Kayserispor Manisaspor..................................(2 4) Kasımpaşa Kayseri Erciyesspor:..........................(4 1) Mersin İdmanyurdu Antalyaspor...........................(6 7) Yalovaspor Eskişehirspor................................(1 3) Güngören Belediyespor Bursaspor.........................(0 1) Tokatspor Ankaraspor....................................(3 2) Denizli Belediyespor Kastamonuspor......................(2 1) Orduspor Belediye Vanspor...............................(1 0) Konya Şekerspor Adanaspor...............................(3 2)
+
+
+
+ 618029
+ Sabancı: Dünya anormal bir işsizlikle karşı karşıya
+ Sabancı: Dünya anormal bir işsizlikle karşı karşıyaMERAL TAMER 28.10.2009Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ‘Talep canlanmadan hükümetler desteği çekerlerse, krizin başlangıcından bugüne kadar tüm yapılanlar boşa gidebilir; daha da artar’ ’nın Birleşmiş Milletler Temsilcilikleri ve ile birlikte “Kadın Dostu Kentler” yaratmak amacıyla pilot ilde yürüttüğü Hibe Programı’nın deneyim-paylaşım toplantısı için Nevşehir’deyiz. Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ’nın çağrısıyla yıl önce izlemeye başladığım bu müthiş projenin Urfa, ve ’daki toplantılarının hiçbirini kaçırmadım. Ve son yıl içinde yapılanları Nevşehir’de dinledikten sonra iyice ikna oldum ki, kentlerde ayrımcılığını azaltmayı hedefleyen bu program, ’de sosyal sorumluluk adına bugüne kadar yapılmış, en kapsamlı ve sonuç alıcı uygulamadır. Ayrıntılarını yarın anlatacağım. Projenin ruhuna uygun olarak sadece kadın gazetecilerden küçük grubumuzla Nevşehir’e giderken uçakta, Güler Hanım’ı Yönetim Kurulu Başkanı şapkasıyla da konuşturduk. Dünyanın en güçlü kadını arasında yer alan Sabancı’nın, küresel krizle ilgili değerlendirmelerini dinlerken, onun ’nin yeni görevi olan ülkeleri koordinatörlüğü”ne büyük önem verdiğini farkettim. Sabancı’nın en büyük kaygısı, borsalardaki yükselişe aldanarak, ekonomiye sağlanan devlet desteklerinin zamanından önce çekilmesi. 10 bin metre yükseklikteki sohbetimizden önemli satır başlarını, Güler Sabancı’nın kendi cümleleriyle aktarıyorum: G-20 BİRLİK OLDU: “Bir yıl önce küresel sisteminin çökmesine tamamen yolaçacak, bugüne kadarki en büyük kriz mi diye düşünüyorduk. G-20 ülkeleri, bu korkunun da etkisiyle iyi çalıştı. Kimi hükümet krize daha hızlı müdahale etti, kimi hükümet geç harekete geçti; ama G-20, ana politikalarda birlik olmayı başardı. FAZLA KAPASİTE SORUNU: Dünya büyük bir felaketi önledi, ama ciddi bir daralma yaşandı. Ciddi fazla kapasiteler var. ’nın ağırlığı ve dünya ekonomisindeki belirleyici rolü arttı. Arz-talep dengeleri yeniden kurulacak... TOPARLANMA YOK: Şimdi daha hassas bir döneme giriliyor. Hiçbir yerde toparlanma yok. Toparlanma başladı demek için henüz çok erken. Borsaların toparlanmış olması, ülkelerin toparlanmış olduğu anlamına gelmez. borsanın toparlanmasıyla moral buluyor, çünkü borsası derin. Bizim gibi ülkelere de moral veriyor, ama ekonomiye etkisi olmaz. Çünkü bizim borsanın derinliği yok. KRİZDEN ÇIKIŞ FARKLI: ve devasa paketler açtı. ’de ve ’da devletleşen bankalar ve birçok ekonomide gördüğümüz ciddi paketlerle, finansal sistemin çökmesi önlendi. Şimdi bu devlet desteklerinin ne zaman sona ereceğine ilişkin hararetli bir tartışma var. Bütün ülkelere uyan tek tip bir model yok. Nasıl ki krizle mücadele için ülkeler bazında farklı destekler sağlandıysa, destekler çekilirken de farklı uygulamalar olacak. IMF’NİN YENİ ROLÜ ÖNEMLİ: G-20 ülkelerinde exit stratejilerinin (devlet desteklerinin geri çekilmesi) koordinasyonunu IMF yapacak. Bugüne kadar yapılanların heba olmaması için, exit stratejilerinin zamanlaması çok önemli. G-20 içinde her hükümet, kendi ülkesinin koşullarına göre krizde verdiği destekleri farklı zamanlarda çekecek, farklı reçeteler uygulayacak. Ama bunlar, koordineli biçimde yapılmalı. Bunu izleme görevi IMF’ye verildi. IMF’nin yeni görevi, küresel krizden çıkış için çok önemli. TALEP CANLANMADAN ASLA: Exit stratejilerinin uygulanması için henüz çok erken. Mütevazı oranlarda da olsa önce büyüme gerçekleşmeli ve hatta istikrar kazanmalı. Reel canlanmanın inandırıcı göstergeleri ortaya çıkmadan, talep harekete geçmeden hükümetler desteği çekerlerse, bugüne kadar tüm yapılanlar sıfırlanır. Dünya zaten anormal bir işsizlikle karşı karşıya; takdirde daha da artar.” DESTEK TOPLAMI 10 TRİLYON IMF-’nın İstanbul toplantılarını izlemiş bir gazeteci olarak, Sabancı’nın değerlendirmelerini destekleyecek birkaç noktayı belirtmek istiyorum: Bu kriz ilk kez, kalkınmış ülkelerin kriziydi. Küresel finansal sistem tümüyle çökmesin diye, devletler tarafından sisteme toplam 10 trilyon dolar pompalandı. Bu arada G-20 ülkeleri de belli politikalarda anlaştılar. Şimdi her ülke IMF’ye aylık periyotlarda belli veriler gönderecek; IMF de hepsini altalta koyup G-20 kararlarından sapma olduğu takdirde hem ilgili ülkeyi, hem de G-20 üst yönetimini uyaracak.
+
+
+
+ 619554
+ Rusya, bütçe açığını kapatmak için 50 ton altını satışa çıkarıyor
+ Vedomosti gazetesine konuşan Gohran yetkilisi, SSCB döneminden bu yana ilk kez dev parti altın satışı olacağına dikkat çekerek, satışın miktarı konusunda bilgi vermedi Altın satışından elde edilen gelirin Rus federal bütçesine aktarılacağı da kaydedildi. Rusya Başbakanlık Sözcüsü Dmitri Peskov ise altın satışıyla ilgili kararnamenin henüz imzalanmadığını söyledi. Rus Banka Moskvı Bankası uzman yetkilisi Yuri Volov ise şimdi altın satmanın tam zamanı olduğunu savundu. Rus uzmanlara göre altına yönelik talep her zamanki gibi yüksek. Rus resmi Rossiyskaya Gazetesi de Gohran kurumunun yaklaşık 45 ton altın satacağını yazdı. Gazeteye konuşan Rusya Kuyumcular Birliği Başkanı Valeri Radişeviç de bu adımın hükümet tarafından onaylandığını belirterek, "Elde edilen gelir bütçe açığının finanse edilmesinde harcanacaktır." dedi. 2008-2009 yıllarında Rusya'da altın üretimi de arttı. Rusya Altın Üreticileri Birliği rakamlarına göre bu yılın yedi ayında altın üretimi yüzde 21,7 oranda (89,18 tona yükseldi) artış sağladı. 2009'da gayr safi milli hasılanın yüzde 7,7'sine denk açık bekleyen Rusya, gelecek yıl da yüzde 6,8'lik açık öngörüyor. Rusya'nın rezerv fonu 78,7 milyar dolara gerilerken, bu rakamın 2010 yılında oluşacak 100 milyar dolarlık açığı kapatması beklenmiyor. Rusya özelleştirme ve tekel ürünlerine vergiyi artırarak, açığı bir miktar kapatmayı hedefliyor. Dünyanın üçüncü büyük altın ve döviz rezervine sahip olan Rusya'nın 16 Ekim itibariyle toplam 423,4 milyar dolarlık rezervi bulunuyor. Altın rezervi yüzde 14 artan Rusya'nın toplam altın miktarı 19 milyar dolar değerinde.
+
+
+
+ 618606
+ Kazım Boca'yı reddetti
+ 10.33 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Kazım Boca'yı reddetti Sarı lacivertlilerin genç yıldızı için eski menajeri kulübü adına teklif getirdi. Kazım, “Beni almaya güçleri kolay kolay yetmez. Üstelik Boca, F.Bahçe’den büyük değil” dedi. zaferinde pay sahibi olan ve bu sezonki performansıyla Teknik Direktörü Daum’un vazgeçilmezleri arasına giren Kazım Kazım, Boca Juniors’un transfer teklifini geri çevirdi. Arjantin’de bulunan genç oyuncunun eski menajeri ve yakın dostu önceki gün Boca Juniors-River Plate derbisinden sonra biraraya geldiği sarı lacivertli kulübün başkanı Jorge Amor Ameal ile sohbet ederken laf dönüp dolaşıp Kazım’a geldi. Boca başkanı, ay yıldızlı formayı da giyen ve her geçen gün yıldızını daha da parlatan Kazım’ı izlediklerini ve transfer edebileceklerini dile getirdi. Bunun üzerine Erenler de “Kendisine fikrini sorayım” dedi. Güçleri yetmez Galatasaray derbisinde alkışlanan Kazım’ı, Arjantin’den arayan Erenler, hemen konuya girdi: “Tebrik ederim. Her geçen gün daha iyi duruma geliyorsun. Boca Juniors seni istiyor. Teklif getirecekler ve ciddiler.” Kazım ise hiç düşünmedi, “Bu imkansız. Boca Juniors asla Fenerbahçe’den büyük değil. Üstelik ben ’ye alıştım. Burada da çok mutluyum. Fenerbahçe ise benim için numberone. Beni almaya kimsenin gücü kolay kolay yetmez” cevabını verdi. Boca’nın Kazım hamlesi ise başlamadan erken bitti. BOCA’nın tarihçesi BAGLİETTO, Scarpatti, Sana ile Farenga kardeşlerin Nisan 1905’te kurmuş olduğu Arjantin’in köklü futbol kulüplerinden biridir. İsmini bulunduğu şehirden alır. Boca’nın kurucu başkanı, limana gelen ilk geminin renklerini alacaklarını söyler. İlk bir gemisidir ve Boca sarı lacivert renkleri kullanmaya başlar. Ezeli rakibi River Plate’dir. . .
+
+
+
+ 619597
+ Fenerbahçe'de Kayseri hazırlıkları
+ Can Bartu Tesisleri'nde yapılan antrenmanın ilk 45 dakikasında salonda çalışan sarı-lacivertliler, daha sonra sahaya çıkarak, koşunun ardından çift kale maç yaptı. Geçen yıl hazırlık kampında sol ayak fibula kemiğinin kırılmasının ardından ayağına takılan platinleri aldıran Deivid, yaklaşık 20 gün tedavi oldu. Brezilyalı futbolcu, bu akşam ilk kez takımla çalışırken, çift kale maçta da as takımda oynadı. Antrenmana sağ üst kasık bölgesinde ağrı olan Ali Bilgin katılmadı. VOLKAN DEMİREL VE KOCH'UN DOĞUM GÜNÜ KUTLANDI Fenerbahçe'nin bu akşamki antrenmanında kaleci Volkan Demirel ile antrenör Roland Koch'un doğum günleri kutlandı. Salondaki çalışmanın ardından sahaya çıkan futbolcularla önce teknik direktör Christoph Daum tek tek tokalaştı. Daum'un futbolculara ''Geçen haftayı iyi bitirmiştik, bu haftaya da iyi bir çalışmayla başladık'' dediği bildirildi. Daha sonra antrenör Koch, dün 28 yaşına giren Volkan Demirel'in doğum günü nedeniyle artık geleneksel hale gelen kupalı doğum günü kutlaması yaptı. Doğum günü kutlamasının ardından Daum, ''Size doğum günü organizasyonu yapan adamın doğum günü'' diye Koch'u gösterince, futbolcular Alman antrenörü alkışladılar. Koch'a doğum günü kupasını antrenör Ayhan Tumani verirken, futbolcular Alman antrenörü omuzlara alıp, daha sonra yere düşürdüler. Volkan Demirel'in 28, Koch'un ise 57 yaşına girdiği öğrenildi. SEMİH'TEN GOL Antrenman maçında yedek takımda yer alan Semih Şentürk, attığı golle dikkati çekti. Çift kale maçta yedek takım, as takımı 4-3 yenerken, yedeklerin golünü Semih, golünü Mehmet Topuz attı. As takımın golleri ise Emre, Kazım ve Güiza'dan geldi. Bu arada, çift kale maçta Daum'un as takımda Özer'i savunmanın sağında denediği görüldü. Güiza as takımda ilerde tek forvet oynarken, son maçta forvet oynayan Kazım ise sağ kanatta görev yaptı. Antrenmanın sonunda Selçuk, Emre, Cristian ve Özer, şut çalışması yaptı. Fenerbahçe, yarın akşam yapacağı antrenmanla hazırlıklarını sürdürecek. AA
+
+
+
+ 619352
+ Cumhuriyet ve Atatürk sergisi
+ Cumhuriyet ve Atatürk sergisi 28.10.2009 17:04 Antalya'nın Kaş İlçesinde Cumhuriyetin kuruluşunun 86. Yılı nedeniyle 'Cumhuriyet ve Atatürk' konulu sergi açıldı. Belediye Kültür Evi'nde emekli öğretmen Mustafa Necati Sülek tarafından oluşturulan serginin açılış törenine Kaş Kaymakamı Süleyman Yılmaz ve Belediye Başkanı Abdullah Gültekin katıldı. Açılış töreninde konuşan Kaymakam Yılmaz, "Cumhuriyetin kuruluşunun 86. yıl dönümünde böyle bir sergi açıldığı için gururluyum" dedi.
+
+
+
+ 618947
+ Ankara ve İstanbul'da Kapalı Yollar
+ : Ankara ve İstanbul'da Kapalı Yollar Yayına Giriş: 28.10.2009 12:27:02 Güncelleme: 28.10.2009 12:31:33 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları nedeniyle yurt genelinde bazı yollar trafiğe kapatılacak. Yarın (29.10.2009) Ankara ve İstanbul'da Cumhuriyet Bayramı 'nın 86'ncı yıldönümü kutlama törenlerinin yapılması nedeniyle yollar trafiğe kapatılıyor. İstanbul'da saat 06.00-16.00 arasında Avrupa Yakası'nda Vatan Caddesi,Topkapı-Edirnekapı Kavşağı, Millet Caddesi, Topkule, Mahmutbey Köprüsü, Habipler yolu ve buralara çıkan tüm yollar kapalı olacak. Anadolu Yakası'nda Bağdat Caddesi Fener mevkiinde trafik akışı 08.00'den itibaren kontrollü olarak sağlanacak. Başkent'te düzenlenecek kutlama törenleri için ise; İstanbul yolu Yenimahalle köprüsünden Ulaştırma kavşağına kadar Hipodrom Caddesi çift yönlü, Turgut Özal Bulvarı Akköprü kavşağından, Konya Yolu istikameti Gazi kavşağına kadar Konya Yolu çift yönlü, İstanbul Caddesi-Kazım Karabekir caddesi kavşağından Ulaştırma kavşağına kadar Kazım Karabekir Caddesi çift yönlü olarak saat 08.00 ile 15.00 arasında trafiğe kapatılacak. Ayrıca Anıtkabir'de yapılacak törenler nedeniyle Gençlik Caddesi'nin Tandoğan kavşağından geliş istikametinin sağ şeridi ile Akdeniz Caddesinin Gençlik Caddesine gidiş istikametinin sağ şeridi, saat 07:30'dan, etkinliklerin sonuna kadar trafiğe kapatılacak. Yetkililer, trafiğe çıkacaklar vatandaşların alternatif yolları kullanmasını öneriyor.
+
+
+
+ 618595
+ Hillary Clinton Pakistan'da
+ ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Pakistan ile ilişkilerde yeni sayfa açılacağını bildirdi. Clinton, ilk kez geldiği Pakistan'ın başkenti İslambad'da temaslarına başlamadan önce yaptığı açıklamada, "Sayfayı çeviriyoruz" diye konuştu. ABD'nin Pakistan ile ilişkilerinde yanlış anlamalar geliştiğini kaydeden Clinton, aralarında ekonomik yardımın güçlendirilmesi ve demokratik kurumların geliştirilmesinin bulunduğu "halkın ihtiyaçları" konusundaki ilişkilere yeniden yoğunlaşmayı taahhüt etti. Pakistanlı yetkililerle görüşmelerinde ele alacağı konulardan birinin Afganistan olcağını belirten Clinton, gün sürecek ziyareti sırasında birçok sivil yatırım anlaşması yapılacağının haberini de verdi. AA
+
+
+
+ 618309
+ Osman Tanburacı: Siyasi açılım Sportif kapanım
+ Osman Tanburacı 28 Ekim 2009 ÇarşambaSiyasi açılım Sportif kapanım Aslında ikisi de aynı şey Karşılıklı uyum ve eski husumetlerin sona erdirilmesi süreci. AK Parti'nin Kürt meselesini çözüm için attığı adımlar önce siyasi partilerin başkanları arasında 'uyumsuzluk' yarattı. Hem fikir olunamadı. Sonrasında bu 'açılım'ın bir tarafı olayı kendi yararına kullanmaya çalışınca Başbakan bu girişimi durdurdu! Buradan çıkan sonuç şudur; İyiyi matuf hareketlerde toplum bilinci gelişmeden atılacak her adım başarısız olur. Plan program yapmadan 'el sıkışmak' mümkün değildir. Husumetler ancak tarafların yaklaşımıyla ortadan kalkar. Göstermelik yaklaşımlar bir umuttur ama asla kalıcı çözümler üretmez! Kanarya ile Aslan aynı kafese sığar mı? Haftaya Fenerbahçe-Galatasaray rekabeti damgasını vurdu. Saraçoğlu Stadı sportif yarışmaya sahne olacağına 'arenaya' döndü. Galatasaray aslan değil 'boğa' Fenerbahçe de şakıyan kanarya değil boğayı şişlemeye hazırlanan 'matador'a döndü Sonrası malum! Hakemin kafası yarıldı, futbolcular maç öncesi ısınırken sebepsiz kavgaya tutuştu, Emre ilk dakikada Baroş'u hastanelik etti kart bile görmedi, Keita'nın kafasına pet şişe geldi insani reaksiyonu sarı getirdi! Carlos futbol oynamak yerine güreş etti sarı, Keita boksör oldu kırmızı yedi. Hakem bütün kuralları yanlış uygulayarak maçın içine etti İşin ilginç yanı; Medya pazar öncesi-sonrası bütün birimleriyle bu maçı körükledi. Taraflar kamplara ayrıldı. Fenerliler bir yana Galatasaraylılar bir yana geçti. Masum maç bir anda dünya derbisi olarak lanse edildi ama dünyada böylesi görülmedi! Şimdi soruyorum? Türk ve Kürt aynı toprakta kardeşçe yaşar mı? Aslanla kanarya aynı kafese sığar mı? Biri siyasi, öteki sportif bir konu. Hiç fark etmez, insan malzemesi aynı! Kültürel seviye, yaşam standardı, vicdan bir yana İnsan sorumluluklarını bilmeli. Sağduyu yaşama hakim olmalı! *** Dağda kavala üfleyen çobanın eğitimi yoktur ama sağduyusu vardır. O, koyunlara kaval çalarak hükmeder, bizim şehirli bilgelerse bırakın koyun sürüsüne çevirdiği toplumu yönetmeyi çoğu kaval bile çalamaz! Evrensel yapı; akıl, eğitim, sağduyu ile örülürken, kültürel simgeler, müzik ve sporla şekillenir. Bizde bunlar ne yazık ki yoktur! Varsa yoksa nutuk! Varsa yoksa 'vur kır parçala bu maçı kazan!' Fenerbahçe kazandı işte. Ne oldu? 'Şimdi bunun Ali Sami Yen'i de var' dersen açılım biter, Habur sınırında kalırsın! Yıllardır anlatmaya çalıştığım işte budur. Skorlar, puanlar günlüktür, fazla ilgilenmem. Futbolun boyutu kavgayla beslenen beyinleri de çimleri de aşar! Futbol Federasyonu'na, kulüp yöneticilerine, medyaya, taraftara çok büyük görevler düşüyor. Uyanın!
+
+
+
+ 618932
+ 'Yabancı Gelinler' kapışılıyor
+ Yaşam 'Yabancı Gelinler' kapışılıyor Yüksel Yavuz Giriş Saati 28.10.2009 11:45 Güncelleme 28.10.2009 11:50 'Yabancı Gelin' yarışmasında birinci olup, evlenen Gelusa'dan sonra evden çıkan tüm kızların kısmetleri açıldı. Önce Lorraine Brujin, Eda Taşpınar tarafından terk edilen Nurettin Hasman ile adını duyurdu. Şimdi de Litvanyalı Akvilina'nın adı, ünlü popçu Serdar Ortaç'la anılıyor. Önceki gece Reina'da eğlenen ikili, tüm gece boyunca birbirlerinin fotoğraflarını çekip, saatlerce dans etti. İkili, mekanı ayrı ayrı terk etti. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba Yazarlar
+
+
+
+ 618102
+ Türk ekonomisi kriz stresini attı
+ NAZİF GÜRDOĞAN İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ Türk ekonomisi kriz stresini attı İSTANBUL Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye'nin BB- olan uzun vadeli yabancı para cinsinden ve BB olan yerel para cinsinden uzun vadeli kredi notunu pozitif izlemeye aldı. Aynı zamanda Türkiye'nin yabancı para cinsinden kısa vadeli notunu olarak teyit eden Fitch Ratings, BB olan Ülke Tavanı notunu da pozitif izlemeye aldı. Fitch'den yapılan açıklamada notların pozitif izlemeye alınmasının Türkiye'nin global finansal krizin zorlu stres testlerine göreceli olarak esneklik göstermesini yansıttığı belirtildi. Türkiye'nin not seviyesinin yılsonuna kadar gözden geçirileceği ve bunun bir not artırımına yol açmasının güçlü olasılık olduğu vurgulandı. 28.10.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 618692
+ Eskişehir'de 1500 yıllık ayakkabı bulundu
+ Eskişehir'in Han ilçesindeki "Yeraltı Şehri Kazısı"nda 1500 yıl öncesine ait olduğu tahmin edilen bir çift deri ayakkabı gün yüzüne çıkartıldı. Kazı çalışmalarını yürüten Anadolu Üniversitesi (AÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Alp, Han'daki kazılara 2004'ten beri devam ettiklerini belirterek, buradan farklı dönemlere ait eşya ile çeşitli buluntuları ortaya çıkarttıklarını kaydetti. Kazılar sırasında bazen kendilerini bile şaşırtan eşyalar bulduklarını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Alp, şöyle konuştu: "Kazılarda açılmamış mezarlara rastlıyoruz. Bu yılki kazılarda bir mezardan yaklaşık 1500 yıllık olduğunu düşündüğümüz deriden yapılmış bir çift ayakkabıya rastladık. Ayakkabı kalıntılarına ülkedeki arkeolojik kazılarda pek rastlanmıyor. Çünkü, ayakkabı deriden yapıldığı için çabuk bozuluyor. Bu ayakkabılar dönemin günlük yaşamına ve giyim tarzına ışık tutacak. Ayakkabıları parçalı bir şekilde bulduk. Ülkemizde deri konservasyonu konusunda yetişen bir uzman olmadığı için şimdilik çıkarıldığı gibi muhafaza ediyoruz. Ülkemizde Roma ve Bizans dönemine ait kumaş ve deri parçaları çok iyi bilinmiyor." Yrd. Doç. Dr. Alp, deri ayakkabıların havayla çok fazla temas etmediğinde günümüze kadar iyi korunduğunu anlatarak, "ayakkabı bir yetişkine ait olmalı. Günümüze göre yaklaşık 42 numara bir ayakkabı. Dikişleri ve bağcık delikleri belirli bir şekilde görülüyor" dedi. Yrd. Doç. Dr. Alp, söz konusu ayakkabıları bir süre muhafaza ettikten sonra, inşaatı tamamlanıp hizmete yeniden açılacak olan Müzesine sergilenmesi için vereceklerini sözlerine ekledi.
+
+
+
+ 618520
+ U2'dan Bedava Konser
+ : U2'dan Bedava Konser Yayına Giriş: 28.10.2009 09:41:22 Güncelleme: 28.10.2009 09:41:22 İrlandalı rock grubu U2, Berlin Duvarı'nın yıkılışının 20. yıldönümü dolayısıyla başkent Berlin'de bedava konser verecek. Müzik kanalı MTV'den yapılan açıklamada, İrlandalı grup, Kasım'da Brandenburg Kapısı'nın önünde MTV Avrupa Müzik Ödülleri töreni sırasında şarkılarını seslendirecek. U2 grubunun konseri, ödül töreninin yapılacağı Berlin'in O2 Dünya arenasından da izlenebilecek. Berlin Duvarı'nın Kasım 1989'da yıkılmasıyla doğu ile batı arasındaki yaklaşık 30 yıllık ayrılık sona ermiş oldu. U2'nun, 1991 tarihli "Achtung Baby" adlı albümünün bir kısmını, bir süre kaldıkları Berlin'den esinlenerek yapmıştı.
+
+
+
+ 618597
+ Bu hafta iki yeni film gösterime girecek
+ Taylan Sancaktar'ın görüntü yönetmenliğini, Gonca Akay'ın yapımcılığını üstlendiği filmde, Almeda Abazi, Kerem Fırtına, Paşhan Yılmazel, Ogün Kaptanoğlu, Damla Debre, Öykü Akay, Melahat Abbasova, Gökhan Çelebi ve Sevil Uyar rol aldı. Gerilim sahneleriyle ve genç oyuncularıyla dikkat çeken filmin konusu şöyle: ''Altı üniversiteli arkadaş, hocalarının verdiği 'kültür mirası projeleri' ödevi için aynı gruba düşerler. Çeşitli mekanlar vardır, Truva, Göreme, Pamukkale gibi. Bazıları buraları seçerken hocaları özellikle bu kişilik grubu Safranbolu projesinden sorumlu tutar. Safranbolu'ya gelirken arabaları bozulur, karşılarına yardım edecek biri çıkar ama güven vermeyen biridir. Az konuşur ve bakışları bir tuhaftır. Aksilikler rezervasyonlarının iptal edildiğini öğrenmeleri ile devam eder ve kalacak yer neredeyse yok gibidir. Buldukları boş bir konağa yerleşirler ya da adeta bu konakta kalmaları için birileri tarafından yönlendirilirler. Baştan her şey güzeldir ama saatler gece yarısına yaklaştıkça sıra dışı şeyler olmaya başlar.'' HAFTAYA KORKU FİLMLERİ DAMGASINI VURDU Anthony Diblasi'nin yönettiği, Clive Barker ve Anthony Diblasi'nin senaryosunu yazdığı, Theo Green'in ise müziklerini yaptığı ''Korku/Dread'', psikolojik ögeleri öne çıkan farklı bir korku filmi olarak nitelendiriliyor. 2008 sonbaharında İngiltere'de başlayan film prejesi, Anthony Diblasi'nin ünlü yazar Clive Barker'ın ''Books of Blood'' hikayelerine olan ilgisiyle yön buldu. Barker'ın orijinal hikayesinden yola çıkılan senaryo ile Amerika'nın genç ve gelecek vadeden oyuncularını bir araya getiren filmde, gençlerin büyük ilgiyle karşıladığı ''Twilight'' filminin beğenilen oyuncusu Jackson Rathbone, filmin başrolünde oynarken, genç oyuncuya Shaun Evans, Hanne Steen ve Laura Donnelly eşlik ediyor. Filmin yapımcılığını ise Clive Barker, Jorge Saralegui, Joe Daley, Nigel Thomas ve Charlotte Walls gibi isimler üstlendi. Genç öğrencilerin yaptıkları konuşmalarla içlerindeki en karanlık korkuları ve sırları keşfettiği film, aynı zamanda yönetmen Anthony Diblasi'nin ilk yönetmenlik deneyimi. Filmin kısa özeti ise şöyle: ''Film, üç üniversite öğrencisinin korku kavramı ve insanların en çok nelerden korktukları üzerine yaptıkları bir araştırmayı konu alıyor. Stephen, evinin alt katında tek başına yaşayan yeni tanıştığı Quaid''in teklifiyle projenin içinde olmayı kabul eder. Stephen'in sınıf arkadaşı güzel Cheryl de projeye katılır ve üçlü, insanlarla en karanlık korkuları hakkında röportajlar yapmaya başlar. Sıra kendilerine geldiğinde bu genç öğrenciler yaptıkları konuşmalarla içlerindeki en karanlık korkuları ve sırları keşfederler. Stephen Grace, kardeşini bir trafik kazasında kaybetmiş ve daha sonraki hayatına kontrolsüz bir şekilde devam etmektedir. Quaid ise takıntı halinde insan korkuları üzerinde çalışmaktadır ve Stephen'ın hayatını kendisi için inanılmaz derece kıymetli bir araştırma olarak görmektedir. Stephen'ın sınıf arkadaşı ve gizliden gizliye aşık olduğu Cheryl da ikiliye katılır.''
+
+
+
+ 619702
+ Cumhuriyet Bayramı'nda bazı bölgelerde yağış var
+ Genel Müdürlükçe yapılan meteorolojik değerlendirmeye göre, bugün ülke geneli parçalı ve çok bulutlu olacak. Marmara'nın doğusu (Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa, Bilecik ile gece saatlerinden itibaren İstanbul ve Kırklareli), Karadeniz, İç Anadolu, Orta ve Doğu Akdeniz (Adana, Osmaniye, Mersin, Kahramanmaraş, Hatay, Isparta ve Antalya), Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Afyon ve Kütahya çevrelerinde yağış bekleniyor. Yağışların, Doğu Karadeniz kıyılarında (Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa) kuvvetli sağanak, Marmara'nın doğusu (Kocaeli, Sakarya, Bursa, Yalova, Bilecik), Batı Karadeniz'in iç kesimleri (Bolu, Karabük, Düzce ve Kastamonu), İç Anadolu'nun batısı (Ankara, Eskişehir, Kırıkkale, Çankırı, Kırşehir, Konya, Karaman ve Aksaray) ile Kütahya, Afyon ve Isparta çevrelerinde aralıklarla hafif yağmur şeklinde olacağı tahmin ediliyor. Hava sıcaklığının kuzey ve iç bölgelerde 3-5 derece azalması, ülke genelinde mevsim normalleri civarında seyretmesi bekleniyor.
+
+
+
+ 619646
+ Galatasaray Taranto'ya Geçit Vermedi
+ : Galatasaray Taranto'ya Geçit Vermedi Yayına Giriş: 28.10.2009 22:14:03 Güncelleme: 28.10.2009 22:14:03 Basketbolda FIBA Bayanlar Avrupa Ligi (A) Grubu'nda yer alan Galatasaray, ilk maçında İtalyan temsilcisi Cras Basket Taranto'yu 76-64 yendi. Mücadelenin ilk periyodu çekişmeye sahne olurken, Galatasaray, Perkins ve Young'ın basketleriyle rakibine üstünlük kurdu ve ilk periyodu 19-15 önde geçti. İkinci çeyrekte iyi savunma yapan sarı-kırmızılı takım, rakibinin top kayıplarını iyi değerlendirdi ve farkı giderek açtı. Ev sahibi ekip, son saniyede Nilay'ın sayılık basketiyle ilk yarıyı 21 sayı farkla, 46-25 önde kapadı. Karşılaşmanın 3. periyodunda tutuk oynayan ve hücumlarda etkisiz kalan Galatasaray karşısında Cras Basket Taranto 3. periyot sonunda farkı sayıya kadar (57-50) indirdi. Son bölümlerde Nilay'ın devreye girmesiyle üstünlüğü tekrar ele alan Galatasaray, karşılaşmayı da 76-64 kazanarak, grup maçlarına galibiyetle başladı.
+
+
+
+ 618276
+ Acer yeni teknolojilerini tanıttı
+ Acer'ın ''Acer Ferrari One mini netbook'' ürünü başta olmak üzere 12 farklı ürünün Türkiye tanıtım toplantısında konuşan Mastandrea, son 70 yılın en büyük ekonomik krizlerinden birine şahitlik ettiklerini, ancak bu dönemde bile Acer olarak dünyada milyar dolarlık satış yaptıklarını dile getirdi. Mastandrea, önümüzdeki yıl mobil bilgisayar satışlarında yüzde 24'lük, masa üstü bilgisayar satışlarda da yüzde 5'lik bir büyüme beklediklerini ifade ederek, masa üstü bilgisayarlara yatırımlarının devam edeceğini söyledi. Türkiye'yi, teknoloji alanında gelişmekte olan pazarlar içinde gördüklerini belirten Mastandrea, Windows 7'nin tüketici ve işletim sistemleri arasındaki bariyerleri yıktığını ve bunun Acer için itici güç olacağını kaydetti. Avrupa'da bilgisayar pazarında ikinci ve Orta doğu ülkelerinde birinci sırada yer aldıklarını ifade eden Mastandrea, ABD'de de masa üstü bilgisayar pazarında yüzde 14,2'lik pazar payına sahip olduklarını söyledi. Mastandrea, gelişmekte olan 10 ülkede bilgisayar pazarında birinci sırada yer aldıklarını belirterek, ''Türkiye'de ise ikinci çeyrek rakamlarına göre yüzde 17,2'lik pazar payıyla ikinci sırada yer alıyoruz'' dedi. Giuseppe Mastandrea, 2008'de milyon masa üstü, 20 milyon notebook ve 300 milyon projeksiyon satışı yaptıklarını dile getirerek, ''Hayatı tüketiciler için kolaylaştırmak amacındayız. Cep telefonlarımızı, televizyonlarımızı, bilgisayarlarımızı senkronize etmek istiyoruz'' diye konuştu. Netbook satışlarının 2009'da iki katına çıkarak 28 milyon adete ulaştığını vurgulayan Mastandrea, bu rakamın 2010'da da giderek artmasının beklendiğini ifade etti. Mastandrea, 2012'de yüzde 15'lik yıllık büyüme beklediklerini dile getirerek, işletme masraflarını yüzde 6'nın altına çekmeye çalıştıklarını söyledi. Acer Notebook Kategori Müdürü Sinan Kender de ürünler hakkında bilgi vererek, ''Scuderia'' amblemini taşıyan Ferrari One mini netbook'un, kırmızı yarış temalı kapağıyla dikkati çektiğini belirtti. Kender, Ferrari one netbook ve diğer ürünlerin özelliklerini şöyle anlattı: ''Ferrari One, 11,6 inç, 1366x768 piksel yüksek çözünürlüklü, ultra ince ve hafif form faktörü barındırıyor. AMD tarafından sunulan VISION teknolojisi ile gerçek HD eğlence deneyimi sunan Ferrari One, 16:9 ekran formatıyla sinematik görünümlü Acer CineCrystal LED LCD ekran ve Acer GridVista ile eş zamanlı çoklu pencere görüntüleme desteğine sahip. Windows işletim sisteminin sunduğu dokunmatik ekran özelliklerini kullanan ilk diz üstü bilgisayar olarak yerini alan Aspire 5738PG, dünyanın ilk boyutlu diz üstü bilgisayarı olan 3B, sinematik görüntü gerçekliğine tanıklık etmenizi sağlayacak olan Aspire 5738D ve sıra dışı eğlenceyi ve çoklu dokunmatik fonksiyonları şık bir tasarımda sunan Aspire z5600 All In One PC ürünleri Türkiye'de hafta içerisinde satışa sunulacak.'' Netbook pazarının Türkiye'de yüzde 10-12 civarında olduğunu belirten Kender, ''2010'un birinci çeyreğinden sonra Türkiye pazarının yüzde 20'sinin netbook olacağına inanıyoruz. Büyük miktarlar
+
+
+
+ 618826
+ Dersanlerde canlı eğitime geçti
+ 12.48 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Dersanlerde canlı eğitime geçtiANKA Türk Grubu’nun eğitim ve bilişim teknolojileri şirketi olan Sebit ve Uğur Dershaneleri, nedeniyle eğitime ara verilen ’daki öğrencilere, Vitamin’le çözüm getirerek, internet üzerinden canlı eğitime geçti. Uğur Dersaneleri Genel Müdürü Kaya Aydın, düzenlediği basın toplantısında, "Uğurlu Vitamin" projesi kapsamında Ankara’da öğrencilerin eğitimden geri kalmaması için internet üzerinden canlı yayına başladıklarını açıkladı. Aydın, geçtiğimiz hafta Koleji’nde Vitamin ile beraber benzer bir uygulama başlatıldığını belirterek, "Ankara’da dershanelerin de tatil edilmesi ile sanal sınıf uygulaması için Sebit ile görüşmelere ve öğretmenlerimizin eğitimine hemen başladık. Bugünden itibaren Vitamin’in alt yapısını kullanarak sınıfın sosyal ortamını gerçek ve gerçek öğrencilerle internette oluşturuyoruz" dedi. Aydın, domuz gribi nedeniyle önümüzdeki aylarda başka illerde de eğitime ara verilmesi durumunda Vitamin üzerinden canlı sanal sınıf uygulamasını hayata geçireceklerini belirtti. Sebit Genel Müdür Yardımcısı Ali Gürer ise, "Vitamin’in canlı eğitimlerle desteklenmesi çalışmalarımız uzun süredir devam ediyordu. Şu anda bu uygulamayı Ankara’daki tatil nedeniyle acil olarak devreye almış olmakla beraber önümüzdeki dönemde normal eğitim sürecinde de sıklıkla kullanacağız" diye konuştu. EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KENDİ ÖĞRETMENİYLE DERS YAPIYOR- Uğur Deshaneleri Genel Müdürü Kaya Aydın, interaktif eğitimin avantajının öğrencinin kendi öğretmeniyle ders yapabilmesi olduğunu söyleyerek, öğretmenin öğrenciyi takip edebildiğini de belirtti. Aydın, internet üzerinden canlı eğitimle ilgili olarak, "Öğretmen, öğrencinin derse katılıp katılmadığını, dersi anlayıp anlamadığını da kontrol altında tutabiliyor" dedi. Gazetecilerin "Gerçek eğitimin yerini tutar mı?" sorusuna, "Asla eğitimin alternatifi değildir. İnteraktif eğitimin biraz daha farklı bir yapısı var. Sınıfta doğal bir ortam söz konusu. Öğretmen, öğrencisine ‘yüzünü yıkadın mı? Elini yıkadın mı’ gibi sorular sorabiliyor. Sanal sınıflarımızda sosyal etkileşim fazla" cevabını verdi. Öğrencilerin hepsinin internetinin olup olmadığı konusunda ise Aydın, "Büyük çoğunluğun interneti var. İnterneti olmayan öğrencilerin eksiklerini de eğitime başlayınca gidereceğiz" dedi. Aydın, özellikle lise son sınıf öğrencilerinin kaybedecekleri saatleri bile olmadığını belirterek, "Ülkemizde tabiat şartları ile eğitime ara verilebilir, güvenlik, sağlıkla ilgili krizler nedeniyle interaktif eğitimi (uzaktan eğitim) hayata geçirdik ve hangi illerde eğitime ara verilirse oralarda uygulayacağız" dedi. Sebit Genel Müdür Yardımcısı Ali Gürer, ’na bu projenin sunulup sunulmadığı konusunda ise, "Milli Eğitim Bakanlığı, Vitamin’in devlet okullarında kullanımını onayladı. Fırsat eşitliği açısından eğitimin TV’den yapılması çok doğru. Bu konuda Bakanlık kendi görevini yapıyor. ’deki tüm okullara interaktif eğitimin yayılabilmesi uzun bir süreçtir. Bu gelecekte olabilir ancak" dedi. Toplantıda ayrıca, canlı eğitim örneği de gösterildi. Kendi öğretmeniyle ders işleyen öğrencilere interaktif eğitimden memnun olup olmadıkları sorulduğunda, bir öğrenci, "Yol derdinden kurtulduk" cevabını verdi. .
+
+
+
+ 618465
+ Anel TTNET'in ihalesini aldı
+ Anel TTNET'in ihalesini aldı 28 Ekim 2009 Çarşamba, 09:59 Anel Telekomünikasyon Elektronik Sistemleri Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin, TTNet A.Ş'nin açtığı kablosuz ADSL modem alım ihalesinin 6,5 milyon dolarlık kısmını kazandığı bildirildi. Anel Telekomünikasyon'un Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımladığı yazıda, şirketin, TTNet'in açmış olduğu kablosuz ADSL modem alımı ihalesinin KDV hariç milyon 570 bin dolarlık kısmını kazandığı ifade edildi. Konuya ilişkin sözleşmenin 26 Ekim 2009 tarihinde imzalandığı belirtildi. AA
+
+
+
+ 618185
+ Konfeksiyon ihracatçısına 'ortak satın alma' imkânı
+ Bu sayede binlerce hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatçısı, çeşitli kalemlerde maliyetlerini yüzde ile 75 oranında düşürebilecek. Örneğin 27.650 lira aylık gideri olan bir firma, sistemi kullanarak 4.700 lira avantaj sağlayacak. İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, zor bir dönemden geçen ihracatçılara maliyet desteği sağlamayı hedeflediklerini söyledi. Tanrıverdi, "Önümüzdeki yıllarda enerji ve doğalgaz konusunda da görüşmeler yapacağız. Organize sanayi bölgeleri bu giderlerini yüzde 10 ile 20 oranında daha ucuz kullanıyor. Proje kapsamında küçük işletmelerimiz, bir holdingin aldığı fiyatlarla maliyetlerini düşürme şansına sahip olacak." dedi. Tanrıverdi, proje ile elde edilecek gelirlerden yaklaşık bin öğrenciye de burs verileceğini açıkladı. Tanrıverdi, "Üyeler ve Satın Alma Platformu'nun tedarikçileri, İTKİB okullarında okuyan 75 öğrenciye burs verecek. Eğitim vakfımız da 450 öğrenciye burs veriyor. Hedefimiz bunu önümüzdeki yıllarda bine çıkarmak." diye konuştu.
+
+
+
+ 619521
+ Gürcistan'dan Rusya'ya nota
+ Gürcistan'dan Rusya'ya nota CN Giriş Saati 28.10.2009 17:31 Güncelleme 28.10.2009 17:35 Ağustos 2008'de sıcak savaşa dönüşen Rusya-Gürcistan ilişkileri yeniden gerildi. Yasal olmayan şekilde sınırı geçtiği iddia edilen 16 Gürcü vatandaşını tutuklayan Rusya'ya Gürcistan nota verdi. Güney Osetya sınır bölgesinde görevli Rus askerlerinin tutuklamayı gerçekleştirdiğini ifade eden Gürcistan Dışişleri Bakanlığı, gözaltına almaların yasal olmadığını savundu. Rusya'ya ulaştırılmak üzere Tiflis'te bulunan İsviçre Büyükelçiliği'ne verilen notada, "26 Ekim'de Duşeti bölgesinde bulunan Gremişevi kasabasından 16 Gürcü vatandaşı sınır birlikleri tarafından alınarak götürüldü. Bu insanlar sınırı yasal olmayan bir şekilde geçmeye çalışmakla suçlanıyor. Bu insanların bir an önce salıverilmesini istiyoruz." denildi. Rusya'ya karşı sert bir nota olarak görülen açıklamada, yasal olmayan yollarla gözaltına alınan insanların karakolda tutulduğu kaydedildi. Rus sınır güvenlik birimleri ise, 16 Gürcü vatandaşının Leningorski bölgesinde Güney Osetya sınırını geçmeye çalışırken yakalandığını iddia ediyor. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba
+
+
+
+ 619593
+ İsrail Gazzelileri hap bağımlısı yaptı
+ Savaşın neden olduğu sonuçlardan olan işsizlik ve yoksulluk da Gazzelilerin yakasına yapıştı. Son olarak İsrail, Gazze’ye su bile vermemeye başladı. Acıların adeta başkenti haline gelen Gazze için "1.5 milyon kişilik açık cezaevi" deniyor. Gazze’de halk, acılara dayanamaz hale geldi. 'GÜNDE TANE İÇİYORUM' Saldırılarda kızını kaybeden baba Ebu Abdullah, "3 yıldır işsizim, çocuklarıma bakamıyorum. Önceleri bir taneyle başladım, çok iyi hissettim. Çok geçmeden günde 5'e çıkardım" dedi. 10 çocuğu olduğunu söyleyen Ebu Ahmed ise “İş yoktu, eşimle birlikte 11 kişiye bakmak zorundaydım. Baş ağrılarım için Tramadol'ü önerdiler. İçince rahatladım. Sonra günde taneye kadar çıkardım" diye konuştu. Anti-depresanların da yaygın olduğunu belirten uzmanlar, Gazze'deki durumun giderek daha da tehlikeli hale geldiği uyarısında bulunuyor. NTV
+
+
+
+ 619207
+ Liseli kıza ormanlık alanda tecavüz
+ 16.08 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Liseli kıza ormanlık alanda tecavüzTAVŞANLI (Kütahya), ’nın İlçesi'nde ormanlık alana götürdüğü lise birinci sınıf öğrencisi 14 yaşındaki L.K.’ya bıçak tehditi ile tecavüz ettiği öne sürülen 18 yaşındaki S.B. tutuklandı. Olay, Tavşanlı'ya bağlı Göbel beldesinde 19 Ekim'de meydana geldi. S.B., hafta önce tanıştığı L.K.’yı iddiaya göre bıçakla tehdit ederek motosikletine bindirip Göbel Kaplıcaları yakınlarındaki ormanlık alana götürerek tecavüz etti. Eve gelen kız durumu ailesine anlattı. L.K.’nın ailesinin şikayeti üzerine S.B., jandarma ekipleri tarafından yakalandı. L.K.’nın hastanede yapılan muayenesinde cinsel ilişkiye girdiği belirlendi. İlçe Jandarma Komutanlığı yetkilileri S.B.’nin yapılan sorgulamasının ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildiğini belirtti. Anneler yanından ayıramayacak. ...
+
+
+
+ 618934
+ Beşiktaş-A.Gücü biletleri satışta!
+ Beşiktaş-A.Gücü biletleri satışta! 28/10/09 12:37 Beşiktaş Kulübü'nden yapılan açıklamada BJK İnönü Stadı'nda saat 20.00'de başlayacak maçın biletlerinin Biletix'ten satışa çıktığı bildirildi. Karşılaşmanın bilet fiyatları şöyle: VIP üst ve E: 230 TL VIP üst ve F: 180 TL VIP alt ve F: 140 TL VIP alt ve E: 150 TL VIP alt ve D: 180 TL Numaralı orta: 140 TL Numaralı kenar: 110 TL Kapalı üst: 100 TL Kapalı alt: 70 TL Yeni açık: 30 TL Eski açık: 25 TL Misafir takım taraftarı (Eski Açık): 25 TL
+
+
+
+ 619485
+ Mahyalara 'Cumhuriyet Fazilettir' yazılacak
+ Mahyalara 'Cumhuriyet Fazilettir' yazılacak İstanbul'un kurtuluşunun 86. yıldönümü sebebiyle camilere asılan 'ideolojik mahyalar' çok tartışılmıştı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda da camilere mahyalar asılacak. Bu kez mahya asılacak camilerde 'Cumhuriyet Fazilettir' yazısı bulunacak. 28.10.2009
+
+
+
+ 619489
+ Emek Hattı'nın temeli atıldı
+ Emek Hattı'nın temeli atıldı Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin Bursaray etabından sağlanan yüzde 36'lık tasarrufla hayata geçireceği Emek Hattı'nın temeli törenle atıldı. İnşaatın 20 ay içerisinde tamamlanıp hizmete açılması planlanıyor. YENİ ŞAFAK BURSA Büyükşehir Belediyesi tarafından Görükle Üniversite hattından sağlanan yüzde 36 tasarruf ile projelendirilen Emek hattının temel görkemli bir törenle atıldı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Mudanya Yolu Organize Sanayi Bölgesi Bursaray İstasyonu'nun yanında gerçekleştirilen törende yaptığı konuşmada, Bursa'nın sorunlarının günden güne çözüme kavuşturulduğunu belirtti. Büyükşehir Belediyesi'nin 'ulaştıran ulaşım' hedefi ile kentte kesintisiz ulaşımın sağlanabilmesi için gereken çalışmaları yaptığı kaydeden Başkan Altepe, “Bursa'nın en büyük sıkıntılarından biri olan ulaşım konusuna önem veriyoruz. Bursalıların ulaşımda rahat bir nefes almasını ve toplu ulaşım hatlarındaki kördüğümleri çözelim istiyoruz” dedi. Başkan Altepe, göreve geldikleri andan itibaren birçok projeyi hayata geçirdiklerini ifade ederek, ulaşımda kilit noktalardan olan otopark sıkıntısına da el attıklarını hatırlattı. Ulaşım yatırımlarının en önemli adımın toplu taşım sistemleri olduğuna işaret eden Başkan Altepe, “Bu yatırım gerçekleşmediği takdirde Mudanya'ya ulaşım daha zor olacaktı. Kesintisiz ulaşımda raylı sistem büyük önem taşıyor. Mevcut toplam 22 km raylı sistem hattımız var. Önceki dönemde bunun ancak kilometresi yapılmıştı. Göreve gelince, seçim döneminde imzaları atılan 6,5 kilometrelik BursaRay etabı, Üniversite hattı projesini masaya yatırdık. Projenin 150 güneye kaydırılması değişikliği sonucu elde edilen yüzde 36'lık tasarrufla bugün para vermeden, kaynak artırmadan Emek hattının temelini atıyoruz. Bu önemli bir kazanım” diye konuştu. EMEKTEN SONRA HEDEF GÜRSU VE KESTEL Daha az parayla daha iyi hizmetler yapmaya özen gösterdiklerini dile getiren Başkan Altepe, iki istasyonlu bin 300 metrelik hattın en kısa sürede tamamlanmasıyla raylı sistem projesinde km'ye ulaşacağını söyledi. Emek hattının ardından Gürsu ve Kestel hatları için de proje hazırlığının sürdüğünü hatırlatan Başkan Altepe, bölgedeki köprünün genişletilmesi ve Kestel hattının yapılmasıyla raylı sistem hattının 17 kilometreye ulaşacağını belirtti. Başkan Altepe, Kestel'in ardından hafif raylı sistemi Terminal ve Mudanya'ya da ulaştırmak için çalışmalar yapılacağını sözlerine ekledi. Bursa'nın geleceği için planlanan çalışmalarda somut adımlar attıklarını söyleyen Başkan Altepe, Gürsu Kavşağı'nın 10 gün sonra tamamlanacağını, tramvay hattının Santral Garaj'dan başlatılacağını kaydetti. Atatürk Caddesi'nin yayalara terk edilmesinin de projeleri arasında yer aldığına dikkati çeken Başkan Altepe, “Bursa, çok özellikli bir kent. Binlerce yıllık tarihi temsil eden Bursa'yı ayağa kaldırıyoruz. Bursa'ya zaman kaybettirmiyoruz. Tüm çağdaş kentlerde olan hizmetleri Bursa'ya da yapacağız. Atacak çok adımımız var. Sizlerin de desteklerinizle bu döneme çok hizmetler sığdıracağız” dedi. EMEK HATTI 20 AY SONRA HİZMETE BAŞLAYACAK Emek hattının inşaat işlerini TEWET ile birlikte yürütecek olan Yapı Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Emre Aykar da konuşmasında projenin detayları ile ilgili bilgiler verdi. Aykar, “BursaRay sözleşmemiz kapsamında güzergahın tüm uygulama projeleri, sanat yapıları, demiryolu alt ve üst yapısı, enerji temini, katener, sinyalizasyon, haberleşme ve kontrol sistemleri gibi tüm inşaat ve elektromekanik işleri ile işletmeye alma işleri gerçekleştirilecektir. Emek hattına ait bin 300 metrelik güzergah üzerinde de bin 350 metre hemzemin hat, 350 metre aç-kapa tünel ve 300 metre de yarma yapıları yer almaktadır. Bu hattaki Emek yarı gömülü ve Emek de hemzemin istasyon olarak inşa edilecektir” şeklinde konuştu. Aykar, Emek hattının 20 ay sonra tamamlanacağını sözlerine ekledi. 28.10.2009
+
+
+
+ 619073
+ Eve dönüş sevincine liselilerden tepki
+ 14.08 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Eve dönüş sevincine liselilerden tepkiİSTANBUL, Kuzey ’tan ’ye geri gelen ’lıların Habur’da şovla karşılanmasını eden çoğunluğunu lise öğrencilerinin oluşturduğu grup, Sefaköy’de protesto yürüyüşü yaptı. Yaklaşık 100 kişilik grup, E-5 Karayolu’na girerek yolu bir süreliğine trafiğe kapattı. Sefaköy E-5 kenarındaki parkta toplanan çoğunluğunu lise öğrencilerinin oluşturduğu 100 kişilik grup, ve PKK aleyhine slogan atarak yürüdü. Türk Bayrağı ve Atatürk posterleri taşıyan grup, Beşyol Kavşağı’nda içine geçerek yürüyüşünü Reyhan Caddesi’nde sürdürdü. Gruba, çevredeki vatandaşlar da zaman zaman alkışlarla, araçlarının kornalarına basarak destek verdi. Yaklaşık kilometre yürüyen grup, Küçükçekmece Meydanı’nda İstiklal Marşı okuduktan sonra yürüyüşü sonlandırdı. Anneler yanından ayıramayacak. ...
+
+
+
+ 619678
+ AB ülkelerine göç, yüzde 20 azaldı
+ Frontex'den verilen bilgilerde, tüm AB sınırlarına yasa dışı yollardan girişin yüzde 91'inin sırasıyla Yunanistan (yüzde 70), İtalya (yüzde 13) ve İspanya (yüzde 8) sınırlarından gerçekleştiği bildirildi. Frontex genel direktörü Gil Arias Madrid'de düzenlediği basın toplantısında yasa dışı göçle ilgili rakamları geçen yıla oranla kıyaslarken, İspanya'da yüzde 50, İtalya ve Malta'da yüzde 33'lük düşüşler tespit edildiğini vurguladı. Yasa dışı göçe en fazla maruz kalan Yunanistan'da 2009'da yüzde 47 oranında artış olduğu ifade edildi. Bu arada yasa dışı göçün ekonomik şartlarla çok bağlantılı olduğunu vurgulayan Arias, sadece Moritanya'da bin kadar kişinin Avrupa'da iş bulmak için fırsat kolladığını, benzer durumun Senegal'de de görüldüğünü söyledi. Mevcut durumda Frontex'in yıllık 88,8 milyon Avroluk bir bütçesi olduğunu kaydeden Arias, bunun 35 milyon Avrosunun deniz yoluyla gelen yasa dışı göçle mücadele için harcandığını duyurdu. Frontex ayrıca, AB ülkelerine siyasi sığınma talebinin de yüzde 11 arttığını kaydetti.
+
+
+
+ 618335
+ Islak imza...
+ Melih Aşık Açık PencereIslak imza... 28 Ekim Çarşamba 2009 Buyurun size ıslak imza makinesi... ’da üretiliyor... Fiyatı bin civarında... Makine ve işleviyle ilgili ayrıntılar “http://www.signaturemachine.com”da... Malum, bir mektubu mürekkepli kalemle imzalı göndermek değerini artırır. Ancak yüksek yöneticilerin yüzlerce mektubu imzalayacak zamanı yok. Makine işte bu ihtiyaçtan doğmuş. Herhangi bir imzayı tarayıcıdan geçirip makineye veriyorsunuz. Otomatik olarak imzanın aynısını mürekkepli kalemle önüne koyulan kâğıtlara seri halinde atıyor... Albay Çiçek’in imzası böyle bir makineden çıkmış olabilir. Olmayabilir. Hukuki süreç tamamlanmadan hiçbir şey söyleyemeyiz. Ama kesin olan bir şey var ki: Islak imza üretmek kolay... Öte yandan... Islak imzayı savcılara gönderen ve subay olduğu bildirilen kişi ortada yok. Başbakan “İfade verirse her şey net olarak ortaya çıkar” dediğine göre bu kişi henüz bulunmuş ve ifadesi alınmış değil. Islak imzalı mektubu neden ay sakladığı meçhul. Bekir?Coşkun’un dediği gibi “Elinde ıslak imzalısı varken neden kurusunu servise koydu?” Bu kadar çok bilinmeyene ve karanlık noktaya rağmen ihbarcının gönderdiği sayfalık mektup her satırı doğruymuş gibi değerlendiriliyor. Bir ihbarcı eliyle ’ya tuzak kurulmuş olabileceği ihtimali nedense görmezden geliniyor. TSK’yı kurum olarak da hırpalayan bu duyarlı konuda hukuki süreç ve sonuç neden beklenmiyor? Bazılarının TSK’yı bitirmekte acelesi olabilir. Sağduyu neden teslim oluyor? İrticayla Eylem Planı, kamuoyuna tarafından “AKP ve Gülen’i bitirme planı” manşetiyle duyurulmuştu... Gelişmelere bakılırsa; buna ‘TSK’yı Bitirme Planı’ demek daha doğru... Haldun Ertem 'li bölücü, şovenist” demiş. Eeee, ikisini birden becerseler zaten DTP’de olurlardı... Fahrettin Fidan Bakan aşılansın! Ülkemizde âdettir... Yöneticiler bir şey söylüyor halk inanmıyorsa yöneticiler deneysel olarak inandırır!.. Örneğin çayda radyasyon iddiaları üzerine Bakan Cahit Aral ve bizzat çay içmiş, kameralara poz vermişlerdi. bağlamda... ’nın aşısı yaptırırken bir fotoğrafı şu sırada elzem ve önemli... Bu arada iki kısa bilgi... maskesi takmak sizden başkasına hastalık geçmesini önlüyor ama domuz gribinin size geçmesini önlemiyormuş. İkinci bilgi... Domuz gribine fayda etmiyormuş... Dergi: Tarih Bizim piyasada tarih dergilerinin satmayacağına ilişkin bir kanı vardır... NTV Tarih dergisi hem bu inanışı kırdı hem tarihi konuları keyifle okunur hale getirdi... Derginin son aylarda satışı 40 binin üzerinde seyrediyor. Ağustos sayısı 45 bin basılmış... Hemen herkes Orient Express’le ’a gelen ünlü yazar ’nin Pera Palas Oteli’nin 414 no’lu odasında kaldığını bilir. Öyle sanır. Meğer Pera Palas’ta değil, Tokatlıyan Oteli’nde kalmış Agatha Teyze... 1876’da icat edilen telefon ’ye 1881’de girmiş. Ne var ki, Abdülhamid yönetimi tarafından: “Gizli kapaklı işlere müsait bir icat” gerekçesiyle 1886’da yasaklanmış ve taa 1908’e kadar sürmüş bu yasak.. Dergi eğlendirici, öğretici.. Fiyatı TL. Önerge suçu! ’nin hukukçu Milletvekili davasının müdavimlerinden biri oldu artık. Hemen her pazartesi ’de duruşmaları izliyor. Sonra da tanık olduğu yanlışları ve hukuksuzlukları bir şekilde kamuoyuna aktarıyor. ’e yanıtlaması istemiyle yönelttiği dünkü soru önergesiyle ilgili konuştuk. Ne mi dedi? “Artık net bir şekilde görülüyor ki Ergenekon davası bir hukuk davası olmaktan çıkmış, bir siyasi hesaplaşma... Esas olarak da AKP karşıtlarıyla siyasi hesaplaşma halini almıştır. Örnek mi? İddianamenin, Meclis’e AKP’den giren... Ama daha sonra bu partiyle yollarını ayıran eski Milletvekili ’le ilgili 1164. sayfasına bakın. ‘Delillerin ve hukuki durumun değerlendirilmesi’ başlıklı bölümde Emin Şirin için aynen şu suçlama yapılıyor: ‘Güncel, siyasal, dini ve siyasi içerikli görüşlerinin tartışılması için ’de soru önergeleri verdiği belirlenmiştir.’ ... İstisnasız bütün milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldıran askeri yönetimi bile hiçbir milletvekilini çatısı altında söylediği söz ve eylemlerinden dolayı sorumlu tutmamıştı... Düşünün geldiğimiz noktayı...” Bir resim ya da fotoğraf sergisinde sergilenen malzemeye nasıl bakıyorsunuz? İki gözünüzle mi? Yok nasıl bakacaktık, dediğiniz duyuluyor.. Oysa... Tek gözünüzü kapatıp diğeriyle bakarsanız daha sağlıklı bir görüntü elde edermişsiniz... ’ın “Gündelik Bilmeceler” adlı kitabı öyle diyor... Alaman zekâsı ’da otoyolda kaza olunca araçların iki yana çekilerek durduğunu, ortada ambulans ve çekici geçmesi için bir araçlık yer bıraktığını okur mektubu olarak “Alman zekâsı” başlığıyla yazmıştık... Bir başka okurumuz gönderdiği notta diyor ki: “Bu zekâ değil, kurallara uyma terbiyesidir. Türkiye’de ise ne şehir içi, ne şehirlerarası otoyollarda trafik terbiyesi yoktur. Böyle bir kuraldan trafik polisimiz de haberdar değildir. Olsa idi bu güne kadar ehliyet alanlara öğretilir veya sorulurdu. Ve de kazalarda yıllardır karşılaştığımız keşmekeş yaşanmazdı...” (485 yazı)
+
+
+
+ 619290
+ Adıyaman'da fabrika yangını
+ Şenelsan firmasının üretim yeri olarak kullandığı fabrikadaki yangında can kaybının olmaması sevindirdi. Fabrika sahibi Şerif Yıldırım, yangında yaklaşık 200 bin liralık bir maddi hasarı olduğunu söyledi. Yıldırım, itfaiye ekiplerinin zamanında müdahalesiyle yangının çevredeki işyerlerine sıçramadığını belirterek, "Fırındaki ısı fazlalığından kaynaklanan bir yangın yaşadık. Fabrikamızda çok büyük hasar oldu ama can kaybı yaşanmamasına sevindik." dedi.
+
+
+
+ 619328
+ Keklik yerine arkadaşlarını vurdu
+ 16.53 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Keklik yerine arkadaşlarını vurdu ’ın Akdağmadeni ilçesinde acemi avcı, keklik yerine arkadaşlarını yaraladı. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Taspınar köyünde Saim İ. (54), Tuğrul S. (41), Şükrü G. (44) ve Musa K. (43) birlikte ava çıktı. Gruptan ayrılan Musa K, kayalık bölgeyi dolanıp, çalıların arasından sesler geldiğini görünce tüfeğini doğrultup, ateş etti. Çalılıklar arasında, av bekleyen Saim İ, Tuğrul ve Şükrü G. av tüfeğinden çıkan saçmalarla yaralandı. Yaralılar, Akdağmadeni Devlet Hastanesindeki ilk müdahalenin ardından Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesine sevk edildi. Olayla ilgili soruşturmaya başlandı. Anneler yanından ayıramayacak. ...
+
+
+
+ 618854
+ TOKİ'nin erken ödeme indirimi sona erdi
+ TOKİ'den verilen bilgiye göre, 23 Eylül-23 Ekim günleri arasında yapılan indirim kampanyasından yararlanmak için bin 264 konut ve iş yeri alıcısı başvururken, TOKİ, 179 milyon 277 bin liralık erken tahsilat yaptı. İdare, 2008 yılı sonuna kadar satışı gerçekleştirilmiş konut ve iş yerlerinin borç bakiyelerinin kapatılmasının sağlanması amacıyla bir ay süreli indirim kampanyası düzenlemiş, bu kapsamda, ay vadeli ödemelerde yüzde 17, peşin ödemelerde ise yüzde 20 indirim yapmıştı. Uygulamadan, borcunun vadesi 12 aydan fazla olan konut ve iş yeri alıcıları yararlandı. Kampanyadan 131 bin 620 konut ve iş yeri alıcısı yararlanabilecekti. Ancak, bin 264 kişi başvurdu. TOKİ, bu yıl borcunu erken ödemek isteyenlere yönelik 27 Nisan-27 Mayıs günleri arasında da indirim kampanyası düzenlemişti. Borç bakiyesinde yüzde 16-21 arasında indirim uygulanan kampanyadan bin 108 kişi faydalanmış, kurum 150 milyon 414,2 bin liralık alacağını erken tahsil etmişti. AA
+
+
+
+ 619235
+ Konya 'Şeker' gibi!
+ Konya 'Şeker' gibi! 28/10/09 15:56 -KONYA ŞEKERSPOR: ADANASPOR: 2- Stat: Recep Konuk Hakemler: Mete Kalkavan, Sedat Etik, Erkan Akbulut Konya Şekerspor: Ziya, Kadir (Dk. 65 Samed Maviş), Gökhan, Onur Akbay, Hasan, Samet Gören, Rıdvan, Serkan, Muhammet, Cafercan (Dk. 90 Ahmet Turan), Murat (Dk. 80 Anıl) Adanaspor: Zülküf, Koray, Ersan, Oğuz, Anıl, Onur Acar (Dk. 65 İlyas), İlhan (Dk. 46 Marc), Fevzi, Sinan (Dk. 33 Recep), Metin, Emre Goller: Dk. 22 Emre, Dk. 70 Marc (Adanaspor), Dk. 64 ve Dk. 77 Murat, Dk. 83 Muhammet (Konya Şekerspor) Sarı Kartlar: Dk. 20 Sinan, Dk. 31 Emre, Dk. 45 İlhan, Dk. 55 Onur (Adanaspor), Dk. 49 Cafercan, Dk. 90 Samet Gören, Dk. 90 Samed Maviş (Konya Şekerspor) Kırmızı Kart: Dk. 31 Ersan (Adanaspor)
+
+
+
+ 618688
+ Dünyanın dört bir yanında 'yap bir Adana' denecek
+ Adana Ticaret Odası (ATO) tarafından 2004 yılında coğrafi işaret hakkı alınarak tescillenen ve Avustralya ve KKTC'deki işletmecilere de belge ve mahreç işareti verilen ''Adana Kebabı''nın Türkiye dışındaki standart ölçülerde satışının yaygınlaşması amacıyla uluslararası tescil girişimi başlatıldığı bildirildi. Adana Ticaret Odası Meclis Üyesi ve Kebap Denetleme Komisyonu Başkanı Vedat Bayraktar, yaptığı açıklamada, ''Adana kebabı''nın Türkiye genelinde olduğu gibi yurt dışında da bilindiğini ve beğeniyle tüketildiğini söyledi. ''Adana Kebabı''nın taklit edilerek yozlaşmasını önlemek amacıyla 2004 yılında yapılan başvuruyla Türk Patent Enstitüsünden ''Coğrafi İşaret'' hakkı alındığını anımsatan Bayraktar, Türkiye içinde çok sayıdaki işletmenin yanı sıra Avustralya'da 1, KKTC'de de işletmeciye belge ve mahreç işareti verildiğini bildirdi. Bayraktar, bahçe ve mahreç işaret hakkı almak üzere Almanya, İtalya, Fransa, Yunanistan ve Rusya gibi ülkelerdeki bazı işletmecilerin bilgi almak üzere başvuruda bulunduklarını ifade ederek, şöyle konuştu: ''Bunların bir çoğuna belge ve mahreç işareti vereceğimizi düşünüyoruz. Gelecek nesillere damak tadını bozmadan taşımak istediğimiz Adana kebabının Türkiye dışında da standart ölçülerde satışının yapılmasını sağlamak üzere uluslararası tescil girişimi çalışması başlattık. Bu belgeyi almak üzere gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra Avrupa Patent Ofisi'ne başvurumuzu yapacağız. Bu belgeyi almamız halinde Avrupa ülkelerindeki çok sayıda işletmeci bizimle daha rahat diyaloğa girip belge almak isteyecektir. Böylece Adana kebabının Türkiye'de olduğu gibi yurt dışında da aslına uygun olarak sunumu sağlanmış olacak.'' EĞİTİM ÇALIŞMASI Bayraktar, Türkiye'nin farklı illerinden belge ve mahreç işareti alan işletmelerin ustalarına eğitim hizmeti verdiklerini belirterek, bu kapsamda yıl içinde 55 ustaya belge verdiklerini bildirdi. Bunların arasında Rusya'da çalışan bir Türk ustanın eğitildiğini, bir de kadın kebapçının bu kursa dahil olduğunu bildiren Bayraktar, ''Türkiye'de çoğunluğu Adana olmak üzere Ankara, İstanbul, Bolu, İzmir, Mersin, Muğla ve Antalya gibi illerdeki 200'ün üzerindeki işletmeye, standartlara uygun 'Tescilli Adana Kebabı' satışı yapmak üzere belge ve mahreç işareti verildi'' diye konuştu. Bayraktar, tescilli ''Adana Kebabı''nın kalitesinin bozulmadan ve aynı lezzette hazırlanmasını sağlamak amacıyla başlatılan denetimlerin de sürdüğünü bildirdi. AA
+
+
+
+ 618647
+ Mantar yediğini gizleyince öldü
+ 10.52 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Mantar yediğini gizleyince öldüDurmuş SEVİNDİK- Seçkin KIRARSLAN/ZONGULDAK, ’ta yediği mantardan zehirlenen 56 yaşındaki Ayşe Kıransoy, tedavi gördüğü hastanede öldü. Kıransoy’un zehirlendikten sonra ve kusma şikayetiyle kez hastaneye götürüldüğü, ancak mantar yediğini söylemediği için, sadece serum tedavisi uygulanarak taburcu edildiği belirtildi. Dilaver Mahallesi’nde oturan çocuk annesi Ayşe Kıransoy, geçen Perşembe günü evinin önündeki bahçede yetişen mantardan yedikten sonra rahatsızlandı. Kıransoy, yakınları tarafından ishal ve kusma şikayetiyle Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’ne götürüldü. İddiaya göre ailesine ve doktorlara mantar yediğini söylemeyen Kıransoy, serum verildikten sonra evine gönderildi. Rahatsızlığı devam eden Kıransoy, bir gün sonra yeniden aynı hastaneye kaldırıldı ve yine serum tedavisi uygulanarak taburcu edildi. SÖYLEDİ AMA İŞ İŞTEN GEÇTİ Ayşe Kıransoy, Cumartesi günü şikayetlerinin devam etmesi üzerine bu kez Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldü. Burada, gün önce mantar yediğini söyleyen Kıransoy’un yapılan tahlillerinde mantardan zehirlendiği belirlendi. Karaciğerinin işlevini kaybettiği belirlenen Kıransoy, tedavisinin ardından İbni Sina Hastanesi’ne sevk edildi. Kıransoy, burada yapılan tüm müdahaleye rağmen önceki gece yaşamını yitirdi. Kıransoy’un cenazesi, dün akşam Dilaver Mahallesi’nde, Zonguldak Milletvekili Ali Koçal ve Zonguldak Belediye Başkanı CHP’li İsmail Eşref’in de katıldığı cenaze namazının ardından gözyaşları arasında toprağa verildi. .
+
+
+
+ 619551
+ PTT şubesi soyuldu
+ Yaklaşık bir yıl önce açılan PTT şubesine öğle saatlerinde giren kimliği kişi, kendi aralarında yabancı dil konuşarak şubede görevli memuru oyalamaya başladı. Memura yabancı bir para vererek dikkatini dağıtan kişi, ardından şube kasasında bulunan bin 100 lirayı alarak kayıplara karıştı. Polis, PTT bürosunda detaylı bir inceleme yaparken, çevrede bulunan işyerlerinin güvenlik kameraları incelemeye alındı. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı.
+
+
+
+ 618514
+ G.Saray tuzağa düştü!
+ G.Saray tuzağa düştü! Giriş Saati 28.10.2009 08:46 Güncelleme 28.10.2009 08:46 Usta kalem Hıncal Uluç, hafta sonu oynanan Fenerbahçe Galatasaray derbisini değerlendirdi. Uluç "Fenerbahçe, Galatasaray'ı sinirlendirmenin meyvelerini alacağını bilirken, Galatasaray'da sinirlenmemeyi öğreten kimse yok" dedi. Hıncal Uluç, Fotomaç Gazetesi'nde Bülent Can ile yaptığı söyleşide şunları dile getirdi; Derbide Fenerbahçe'yi nasıl buldunuz? Sakin ve yerinde bir takım oyunu sergiledi. Daum'un yaptığı şey şu. Sabri ve Keita'nın hücumlarının nasıl amansız olduğunu gördüğü için Roberto Carlos, Mehmet Topuz ve Vederson üçlüsüyle Galatasaray'ın sağ kanadını durdurdu ve buna karşılık Rijkaard hiçbir önlem almadı. Arda'nın müthiş tekniğini, klasını da maçın başında Arda'ya saldırmaya başlayan Cristian ile durdurdu. 'Oğlum sert oyna, rahat oyna' diyerek. Sağ kanadı öyle, Arda'yı da böyle yakından kontrol etti. Bunlara Rijkaard hiçbir karşılık veremediği için ortaya bu sonuç çıktı. Futbolda teknik direktörler savaşı bir satranç gibidir. Biri bir hamle yapar, sen de hamleye karşılık verirsin. İyi bir karşılık verebilirsen iyi bir satranççısındır. Ama birinin yaptığı hamlelere sen karşılık veremezsen mat olursun. Daum'un çok basit hamlelerine ve de bilinen hamlelerine karşılık veremedi. Kâhin olmaya gerek yok. Belli ki Daum sağ kanada, Arda'ya tedbir alacak. Maçın öncesinde, tabelaya çizerek 'Sağ kanada, Arda'ya tedbir alınırsa şöyle yapacağız' diyeceğine Keita'yı öldürene kadar yordu, Arda'yı da oyundan aldı. Yani Daum'un hamlelerini kabullendi, karşı hamle yapacağına. Bu nasıl teknik direktör, biri bana anlatsın! Bugüne kadar Rijkaard hakkında çok itidalli konuşuyordum. "Kendini veremiyor, ciddiye almıyor, dışardan teklif alamadığı için Türkiye'ye geçici geldi" falan filan diyordum. Hayır. Şimdi Rijkaard'ın futboldan anlamadığına inanıyorum. Ben Galatasaray'ın sadece maçlarını seyrediyorum ve madde madde cumartesi günü Sabah gazetesinde yazıyorum. "Galatasaray böyle gol yiyecek" diyorum ve hepsi gerçekleşiyor. zaman hangimiz iyi biliyoruz işi; Rijkaard mı, ben mi? Arda'nın maç başında Cristian'a karşılık vermesinin takımı ve kendisini olumsuz etkilediği şeklinde yorumlar yapıldı. Fenerbahçe, Galatasaray'ı sinirlendirmenin ne kadar lehine olduğunu gayet iyi biliyor, anlatılmış futbolculara. Ama Fenerbahçe, Galatasaray'ı sinirlendirmenin meyvelerini alacağını bilirken, Galatasaray'da sinirlenmemeyi öğreten kimse yok. 'Tuzağa düşmeyin' diyen birisi olsa Arda da tuzağa düşmez, Keita da tuzağa düşmez. ÇİFT FORVET OYNAMALI _Keita'nın yaptığı hareket affedilmez bir hata belki ama Carlos'un faulü de centilmenlik sınırlarını aşacak nitelikteydi. Carlos'un yaptığı faul, hakem kartı da gösterdi. Yumruk atılır mı? Keita'nın yaptığı çılgınlık. Ama belli, adam bu maça psikolojik olarak hazırlanmamış. İnsan fizikman bittiği zaman sinirlenir. Fizikman bittiğinin farkında değil. Rijkaard bir türlü takıma 'soldan oynayın' diye işaret etmedi. _Galatasaray üst üste maçtır gol yiyor. Servet-Gökhan ikilisi sırıtıyor gibi. Nasıl bir çözüm gerekiyor? Gol iki türlü yenir. Diyorlar ki 'Galatasaray hücuma dönük oynuyor. Bu yüzden savunma açık veriyor.' Hayır, Galatasaray bu yüzden gol yemiyor. Galatasaray savunmada yaptığı hataları tekrar tekrar her maçta yinelediği için gol yiyor. Galatasaray kendi hatasından gol yiyor. 'Hücuma fazla adam gittiği için savunmada az adam kalıyor ve Galatasaray gol yiyor' diye bir şey yok. tane beki, iki tane ön liberosu, yani tane savunmacıyla sahaya çıkan takımın savunmasında bir eksiklik olmaması lazım. Ama senin ön liberoların ısrarla top kaptırırsa senin stoperlerin yan top yan top oynayarak ilerlerse, senin stoperlerin kademeye girmeyi bilmezlerse, senin stoperlerin birebir mücadelede mağlup olurlarsa, pozisyon almayı bilmezlerse, duracakları yeri bilmezlerse ortaya bu sonuç çıkar. Galatasaray'ın yediği bütün gollerde bireysel hatalar var, yan ve geri top oynama hataları var. Hücumda fazla adam bulundurmanın hataları yok. Bence hücumda az adam var. Başından beri ben Nonda ve Baros'un beraber oynaması gerektiğini söylüyorum. İki tane ön libero yerine, iki tane forvetle oynamalı Galatasaray. Tam tersini söylüyorum ben; 'Galatasaray'ın hücumdaki adamı az. Bu takım daha çok hücum yapmalı.' Ama tane savunma adamı koymuş olmasına karşın Rijkaard, bu bireysel hataların, geri ve yan hatalardan doğan pozisyonların önüne geçemediği için Galatasaray gol yiyor. Galatasaray'a gol atmıyorlar, Galatasaray golü yiyor. Penaltı golünü de Galatasaray yedi, sonuncu golü de Galatasaray yedi. Servet vurdu topa resmen, Güiza'nın topukla vuruşu dışarıya doğru. Topukla arkadaki arkadaşına çıkarmak istedi. Onun topukla vurduğu top Servet'in ayağından yön değiştirip içeri girdi. Golü atan aslında Güiza değil, Servet. Topa yön veren Güiza değil. Çünkü Servet sene başından beri şaşkınları oynuyor. SORUN PSİKOLOJİK _Servet'in hataları Fenerbahçe karşısında tavan yaptı sanki. Garip bir şekilde topu boşta bırakıp, rakibi tutmayı tercih etti ve her defasında topu kaptırdı. Hep böyle oynuyor. Hep söylüyorum. Dilimde tüy bitti artık! _Tabii bir gerçek daha var. Futbolcular, hocalar, hakemler değişiyor belki ama sonuç aynı. Galatasaray 10 senedir Kadıköy'de kazanamıyor. Galatasaray için Kadıköy bir fenomen haline mi geldi? Kazanamazsan olur. Psikolojik. 'Ben burada kazanamıyorum' diye düşünerek çıktığın zaman kazanman güçleşir. _Fenerbahçe-Galatasaray derbisi dünyanın sayılı derbileri arasında görülüyor. Siz derbiyi dünyada nereye koyuyorsunuz? Bunu ben demiyorum. Ben 'Dünya derbisi' denen maçların hiçbirisini seyretmedim. Seyretmediğim için de yorum yapacak durumda değilim. Hepsini seyretmiş olanların listesinde ilk 10 arasında yer alıyor Fenerbahçe-Galatasaray derbisi. Neden böyle oluyor; çünkü dünyanın en eski derbilerinden bir tanesi. 1900'lerin başından beri devam eden bir karşılaşma olduğu için her zaman gündemde olmuş, popüler olmuş. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba Lütfen her konuda adil olalım ve olayları iyice anlayalım..Arda arka arkaya antreman yaparken ciristian ın ayağına bastı bunu maalesf lig tv yayınlamadı..oda arday can havliyle itti..olay bundan ibaret..ancak arda her fener maçına öylesine doluyor ve dolduruluyorki futbol oynamayı bile düşünmemiyor...hakm zor maçı gayet iyi bitirdi asında kazım ın normal omuz ve kalçalarını kullanmasına müsade etmeliydi..servet ve gökhanı bitirdi..eğer iyi bi santroforumuz olsaydı yada biraz şans bu maç tarihi yei bi fark oluştururdu..ayrıca alisamiyendeki maçı hatırlayınca bu maçta olanlar hiçbişey..zatren maç başladı ve bitti bi tek keitanın ymruğu var..saha içinde.. Hıncal üstad, bence sen futbolu Rijkkard'dan daha iyi biliyorsun.. ama aynı Rijkaard için; geldiğinde basından yeterli ilgiyi görmediği için kıyameti kopartmıştın...?! "Kazanamazsan olur. Psikolojik. 'Ben burada kazanamıyorum' diye düşünerek çıktığın zaman kazanman güçleşir" yorumunda haklısın.. ama bunun önüne geçmeleri biraz zor. "Fenerbahçe, Galatasaray'ı sinirlendirerek tuzağa düşürdü' yorumuna hiç katılmıyorum.. Fenerbahçeli futbolcular sınırlar dahilindeki oyun sertliği dışında hiçbir gayri ahlaki ya da sert harekette bulunmadı Hıncal hocam;kesinlikle %100 bugünkü görüşlerinize katılıyorum.çift ön libero bence acizlik ifadesi.onun yerine topu direk oyuna sokabilecek,gerektiğinde kanatlara yardım yapabilecek bir ön liberomuz olmuş olsa yeterli.ama maalesefki ayhan geveleyip geveleyip yorulup baskı sonrasında topu kaptırmaktan,sevgili rijkaardda ona dur demekten kurtulamadılar maalesefki.. acilen sağlam bir liberoya ihtiyaç var .bu sayede dediğiniz forvetede sonuna kadar katılıyorum.ama maalesefki elano,arda ve keitanında sağlam olmaları gerekiyor.ama elano hala %10 la oynuyor.
+
+
+
+ 618172
+ Diyarbakır'da Blues Rüzgarı Esti
+ : Diyarbakır'da Blues Rüzgarı Esti Efes Pilsen Blues Festivali'nde blues müziğinin sevilen isimleri bu kez Diyarbakırlı müzikseverlerle buluştu. Yayına Giriş: 28.10.2009 01:56:45 Güncelleme: 28.10.2009 02:11:27 Etkinlikte müzikseverler, blues fırtınası estiren, ateşli ve yetenekli bir blues müzisyeni olarak müzikseverlerin belleklerinde yer alan Shemekia Copeland, folk ve delta-bluesun önemli ismi Terry Evans, blues dünyasının çok yönlü sanatçısı ve hayranlarının "Master Showman" olarak taçlandırdığı Ray Schinnery'i dinleme şansını buldu. Diyarbakır'da yoğun ilgi gören festivalde önce Ray Schinnery sahne aldı. Ardından Terry Evans ile Shemekia Copeland blues müziğinin tınıları ile Diyarbakırlı müzikseverlere unutulmaz anlar yaşattı. Festival, Diyarbakır'ın ardından, Malatya, İstanbul, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Kocaeli, Edirne, Trabzon, Ankara, Eskişehir, Denizli ve İzmir'de gerçekleşecek konserlerle son bulacak.
+
+
+
+ 619094
+ Baykal: CHP'nin hedef seçilmiş olmasının anlamını çok iyi görüyorum
+ 14.32 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Baykal: 'nin hedef seçilmiş olmasının anlamını çok iyi görüyorumANKA Genel Başkanı "İrticayla Mücadele Eylem Planı"nın aslıyla birlikte savcılığa gönderilen mektupta CHP’ye yönelik suçlamalarla ilgili "Ben bu kişinin CHP’ye yönelik ithamını okuduğumda, CHP Genel Başkanı olarak bu ithamın ne kadar boş, temelsiz, peşin hükümlü, siyasi amaçlı olduğunu çok iyi görebiliyorum. Bu ihbar mektubunda CHP’nin hedef olarak seçilmiş olmasının ne anlama geldiğini ben çok iyi görüyorum" dedi. Baykal, partisinin İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı iddia edilen "İrticayla Mücadele Eylem Planı"nın aslının bir subay tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini değerlendirdi. Baykal, subayın ifadesine göre belgeyi kendisinin aldığını, ancak buçuk ay beklettiğini belirterek bu süre içinde bir "gece yarısı baskınıyla" askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasını öngören bir çıktığını ifade etti. Mektubu elde eden kişinin buçuk ay sonra sadece mektubu savcılığa göndermekle yetinmediğini, ayrı bir ihbar mektubu da yazdığını vurgulayarak şöyle konuştu: "Bu ihbar mektubuyla belgeden yola çıkarak, çok daha farklı siyasi hedeflere yönelik gerçekleştirilmek istenmiştir. Bunun koordinasyonunun yapılıp yapılmadığı, bunların bir tesadüf olarak ortaya çıktığı sorgulanması gereken noktadır. Bu açıdan bakınca ihbar mektubunda ne görüyoruz? İhbar mektubunda hangi şartlar altında mektubu aldığını söylemekle yetinmiyor, büyük, farklı ve kapsamlı, eldeki belgeyle doğrudan kanıtlanması mümkün olmayan ithamlarda bulunuyor. Diyor ki bu işte Başkanı’nın, 1. Ordu Komutanı’nın haberi var. Şimdi bunlar ayrı şeyler." İhbar mektubunu yazan kişinin belgeyi vermekle yetinmediğini, belgeyi yorumladığını, büyük bir "ithamname" ortaya koyduğunu dile getiren Baykal, "Elbette bilgisi olan insan belgenin aslı ortaya çıktıktan sonra başlayacak olan yargılama süreci içinde elbette düşündüklerini yetkili mercilere gelip anlatacaktır. Tanık olarak, ya da başka sıfatla ne biliyorsa söyleyecektir. Mahkeme onu ve başkalarını dinleyecektir. Şimdi ihbar mektubunda yazdığı ithamın doğru olup olmadığına mahkeme karar verecektir. Belge bir albayla ilgili belgeyken belgenin yanına ihbar mektubu eklenerek olay Genelkurmay Başkanı ve komutanlık konusu haline dönüştürülmüştür, hedeflenmiştir" diye konuştu. Bu ‘muhbir vatandaş’ın CHP’yi de bir büyük ithamın hedefi durumuna getirdiğini söyleyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Belgenin hukuki durumu ayrı, belgenin önemi ayrı, bu belgeyi buçuk ay sonra ortaya çıkaran kişinin bu belgenin yanısıra ayrı mektup yazarak bu mektupta ortaya attığı ve belgede kanıtlanmayan tek taraflı ithamlar, suçlamalar, karalamalar yaratılmaya, onun dışında siyasi hayatımıza yönelik ithamlar ayrı bir konu. Ben bu kişinin CHP’ye yönelik ithamını okuduğumda, CHP Genel Başkanı olarak bu ithamın ne kadar boş, temelsiz, peşin hükümlü, siyasi amaçlı olduğunu çok iyi görebiliyorum. Bu ihbar mektubunda CHP’nin hedef olarak seçilmiş olmasının ne anlama geldiğini ben çok iyi görüyorum." -" İLE CİDDİ TARTIŞMALAR DA YAŞADIK"- TSK ile ilişkilerinin CHP ilkelerine göre yürütüldüğünü, TSK’yı toplumun bir temel kurumu olarak daima önemsediklerini, saygıyla karşıladıklarını ve değer verdiklerini vurgulayan Baykal, zaman zaman da Silahlı Kuvvetlerle çok ciddi tartışmalar yaşadıklarına dikkat çekti. 2002 yılında ’a uluslararası askeri müdahale gündeme geldiğinde "TSK bu müdahaleyi uygun görüyor" demelerine rağmen karşı çıktıklarını, ’ya yönelik sınırötesi operasyon bitirildiğinde buna tepki gösterdiklerini anımsatarak "Çok önemli konularda biz parti olarak değerlendirmemizi, düşüncemizi ’ye karşı sorumluluk duygusu içinde ortaya koyarız. Bu, Silahlı Kuvvetler’in görüşüyle bazen görüşleriyle karşı karşıya gelir, gelmez. Ayrı konudur, bu bizi engellemez" diye konuştu. "Şimdi böyle bir tavrı götürmüş olan CHP’yi böyle bir bildiriyle, böyle bir ihbar mektubuyla suçlamak ancak siyasi bir projenin gereği olarak ortaya atılabilir" diyen Baykal, "Bu ihbar mektubunu yazan kişi CHP’nin bu konudaki sorumluluğuna yönelik ortaya bir belge koydu mu, bir somut iddia söyledi mi?" diye sordu. -"İTHAM VAR BELGE YOK"- Baykal, ihbar mektubunu yazan kişinin bu belgenin aslında kimlerin sorumluluğu altında yazıldığı konusundaki kanaatini, ancak yargı süreci içinde şekillenecek olan kanaatini ifade ettiğini ve bu ifadenin de ilginç bir şekilde bütün Türkiye’deki kamuoyuyla paylaşıldığını ifade ederek şöyle konuştu: "4 buçuk aylık bir zamanlama götürülüyor tüm bunların olabilmesi için. buçuk ay sonra bir kanun çıktı, buçuk ay sonra albay sorumlu, Genelkurmay Başkanı sorumlu, hatta CHP sorumlu hale getirilmek isteniyor. Neyle getirildi, belgeyle mi? Hayır, ihbar mektubuyla. Ne var ihbar mektubunda, ne biliyorsan söyle. iddianın bir belgesi varsa çıkar belgeyi koy ortaya. Öyle bir şey yapmış mı? Hayır, yapmamış, sadece itham etmiş. Bu ithamın iç yüzünü en doğru şekilde değerlendirebilecek kişi olarak ben diyorum ki, senin diğer söylediklerin CHP hakkında söylediğin gibiyse zaman bunların ne anlama geldiğini ben biliyorum." -"MESELE SADECE ZAMANLAMA DEĞİL"- Baykal, mesele sadece zamanlama ve gündem çarpıtma konusu olmadığına dikkat çekerek şunları söyledi: "Bazıları şöyle düşünüyor: Tam Kürt açılımının çıkmaza girdiği noktada bu mektupla gündemi değiştirmeye ve açılım politikasının ettiği bu noktayı saklamaya çalışıyorlar. Bu bir düşünce de, bu masum bir düşünce. Olay bundan ibaret değil. Olay sadece kamuoyunun gündemini değiştirmek değil. Elbette gündem değiştirmek için gereken girişimleri yaparlar. Bunu yapan bir siyasetçi mi? Bunu yapan bir asker, bir subaysa onun motifi başka demek ki. O, bir siyasi gündeme hizmet ediyorsa, siyasi gündemi değiştirmek kimin ihtiyacı; AKP’nin ihtiyacı, Başbakan’ın ihtiyacı. Peki bu ihbarı yapan kişinin ihtiyacı ne? zamanlamayı hangi duyguyla yapıyor? Zamanlamayı bırakın zamanlamanın ötesinde belgenin hedefini değiştiriyor. Belgeyi gönderiyor gibi yaparken tane yazı koyuyor, biri belge, biri kişisel ithamnamesi, üçüncüsü de Bilgi Destek Planı. Birken üç çıktı. Kardeşim, teker teker, ambale olacağız. Ne yapmak istiyorsun?"
+
+
+
+ 619323
+ Fransa'da Türk baba dehşet saçtı
+ Fransa'nın doğusundaki Isere bölgesinde Bourgoin Jallieu kentinde yaşayan 37 yaşındaki Mustafa Avcı'nın eşini iple bağlayarak çocuklarını öldürdüğü ve cesetleri evinin önündeki otomobilinin bagajına koyduktan sonra yeniden eve girerek eşini öldürme girişiminde bulunduğu, bu sırada kadının kaçmayı başararak komşularına sığındığı bildirildi. Elektrikçi olarak geçici işlerde çalışan ve son dönemlerde işsiz olan Türk vatandaşı, polisteki ilk sorgusunda suçunu itiraf etti, ancak cinayetleri neden işlediği hakkında açıklamada bulunmadı. Çocuklarını öldüren babanın genelde sessiz ve sorunsuz biri olarak tanındığı, ancak psikolojik sorunlarının olabileceği ifade edildi. AA
+
+
+
+ 618277
+ Manisa'daki ölümlü vakada domuz gribi şüpehesi
+ Manisa Devlet Hastanesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Tay, hastadan numunelerin alındığını ve İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi Viroloji Laboratuvarı'na gönderildiğini hatırlattı. Bugüne kadar ellerine herhangi bir sonucun ulaşmadığını ifade eden Tay, sonuçların yarın öğlene kadar kendilerine gelebileceğini açıkladı. Tay, ''hastanın ölüm sebebine'' ilişkin bir soru üzerine, ''Manisa Devlet Hastanesinde yapılan tüm müdahalelere rağmen durumu düzelmedi ve bugün akşam 20.30 sıralarında da hayatını kaybetti. Hastanın tablosu pnömoni, yani Zatürre tablosuydu ve bu yönde tedavisi yürütüldü'' yanıtını verdi. Hastanın yakınlarına da koruyucu tedavilerin ilk günden itibaren başlandığını, başka bir vakanın bulunmadığını kaydeden Tay, hastanede hasta ile temasta bulunan tüm personele de koruyucu amaçlı ilaç tedavisi uyguladıklarını söyledi. Öte yandan, Manisa Devlet Hastanesinde bulunan Yusuf Demirtaş'ın cenazesinin bu sabah 08.30'da defnedilmek üzere ailesine teslim edileceği öğrenildi.
+
+
+
+ 619516
+ En korkunç filmden gişe rekoru
+ Sinema En korkunç filmden gişe rekoru Giriş Saati 28.10.2009 17:56 Güncelleme 28.10.2009 17:59 11 bin dolar gibi çok düşük bir bütçeyle çekilen "Paranormal Activity" isimli korku filmi ABD'de gişe rekorları kırıyor. Oren Peli yönetmenliğinde çekilen "Paranormal Activity" ABD Box Office listesinin zirvesine yerleşerek beş hafta içinde 61.6 milyon dolar hasılat elde etti. Film yalnızca geçtiğimiz haftasonu 21.1 milyon dolarlık gişe rakamına ulaştı. Paranormal Activity, geçen haftasonu elde ettiği rakamlarla, 2004 yılından beri dünya çapında 680 milyon dolar hasılat elde eden "Testere" serisinin son filmini bile ekarte etmiş bulunuyor. Testere VI, haftasonunu 14.1 milyon dolarlık hasılatla kapattı. İZLEYİCİLERİ DEHŞETE DÜŞÜRDÜ ABD'de vizyona giren filmin ilk gösterimlerinden birinde izleyicilerin tepkileri amatör kamerayla videoya kaydedildi. Söz konusu görüntüler, yapımın internet sitesinde de yayımlandı. BİR HAFTADA ÇEKİLDİ El kamerasıyla bir haftada çekilen Paranormal Activity filmini sinemalarda gösterime sokmak için yönetmen Oren Peli tam üç sene uğraş verdi. FİNAL SPIELBERG'DEN Miramax yapımcıları filmi 2007 yılında izledikten sonra tekrar kurguladı. 2008'de ise Dreamworks yöneticileri filmi Steven Spielberg'e gösterdiler. Filmi, gerildiği için sonuna kadar izleyemeyen Spielberg, yine de geniş bütçeli bir yeniden çevrim için onay verdi. Bu proje hayata geçmeden orijinal film için bir halk gösterimi yapıldı ve yoğun ilgi üzerine film orijinal haliyle dağıtıma girdi. Filmin finali ise Spielberg'ün önerisi üzerine kurgulandı. FİLMİN KONUSU Gece uyudukları sırada evlerinde anormal olaylar gerçekleştiğinden şüphelenen genç bir çift, olan biteni görebilmek için evlerine bir kamera sistemi kurar. Ertesi gün kayıtları izleyen çift, evlerinin doğaüstü güçlerin etkisi altında olduğunu farkeder. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba
+
+
+
+ 618053
+ Özgener: Hakem insiyatifini kullandı
+ SANLI SARIALİOĞLU OSMAN TANBURACI İHSAN ÖKSÜZ Özgener: Hakem insiyatifini kullandı Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, F.Bahçe-G.Saray derbisinde yaşanan olaylarla ilgili raporların federasyona ulaştığını söylerken, hakem Bünyamin Gezer'in oyunu insiyatifi dahilinde başlattığını söyledi. Başkan Özgener, derbide yaşananlarla ilgili “Raporlar federasyona geldi. Hukuk kurulumuz gerekenleri yapacaktır. Ancak sporda şiddeti TFF tek başına önleyemez” diye konuştu. 28.10.2009 SPOR
+
+
+
+ 619175
+ Türkiye Kupası'nda tur atlayan takımlar
+ 15.55 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Türkiye Kupası'nda tur atlayan takımlar Ziraat Türkiye Kupası play-off maçında 2.Lig ekiplerinden Tokatspor evinde Turkcell Süper Lig'den düşürülen Ankaraspor'u ağırladı. Ev sahibi Tokatspor gol düellosu şeklinde geçen maçı 3-2 kazanarak gruplara kalmaya hak kazandı. Tokatspor bu galibiyetle geçen sezon olduğu gibi bu sezonda Türkiye Kupası'nda oynamaya hak kazandı. Ziraat Türkiye Kupası play-off maçında tur atlayan diğer takımlar Denizli Bld. Kastamonuspor:..2 Güngören Belediye Bursaspor:...0 1 Orduspor Belediye Vanspor:...1 0 Tokatspor Ankaraspor:........3 2 Konya Şekerspor Adanaspor:...3 Mersin I.Y. Antalyaspor:.....2 (penaltılara gidildi...) Yalovaspor Eskişehirspor:....1 - 3 TOKATSPOR: ANKARASPOR: Ziraat Türkiye Kupası play-off turunda Tokatspor evinde Ankaraspor’u 3-2 yenerek gruplara kaldı. 1. dakikada Ankaraspor atağında Uğur’un pasında topla buluşan Neca, düzgün bir vuruşla kaleci Ergin’in üzerinde topu ağlara gönderdi: 0-1 24. dakikada Tokatspor atağında Tener’in ortasında topla buluşan Yaşar’ın vuruşunda meşin yuvarlak filelerle buluştu: 1-1 Maçın ilk yarısı 1-1 eşitlikle sona erdi. 55. dakikada gelişen Tokatspor atağında Fatih Ciminli’nin ceza sahası içine gönderdiği top Emre’nin eline değdi. Hakem Adem Sarıtaş, bu pozisyonda penaltı noktasını gösterdi. Penaltı atışını kullanan Kerem, kaleci Süleyman’ın sağından topu ağlara gönderdi: 2-1 61. dakikada Taner’in kullandığı korner atışında iyi yükselen Fatih Ciminli, kafayla topu filelerle buluşturdu: 3-1 80. dakikada sol kanattan gelişen Ankaraspor atağında Burak’ın pasıyla ceza alanı içerisinde topla buluşan Neca, yerden düzgün bir vuruşla fileleri havalandırdı: 3-2 Karşılaşma evsahibi Tokatspor’un 3-2 üstünlüğüyle sona erdi. Bu sonuçla Tokatspor, kupada gruplara kaldı. MAÇTAN NOTLAR TFF tarafından Turkcell Süper Lig’den bir alt lige düşürülen Ankaraspor, genç oyuncuların ağırlıklı olduğu bir kadroyla sahaya çıktı. Hasan Erkin Şimşir’in teknik direktörlüğünü yaptığı Ankaraspor’da, Neca takım kaptanlığını üstlendi. Ankara ekibi, maça siyah zemin üzerine boş bir pankartla çıktı. Ankarasporlu futbolcuların maç öncesinde kollarında siyah bant takılı olduğu, maç başlamadan bu bantları çıkardıkları görüldü. Ev sahibi Tokatspor ise, bir süre önce genç yaşta hayatını kaybeden eski yöneticileri Hakan Balcı anısına, "Hakan Balcı seni unutmayacağız" yazılı pankartla sahaya çıktı. Karşılaşma başlamadan öncede Balcı için saygı duruşunda bulunuldu. Stat: Gaziosmanpaşa Hakemler: Adem Sarıtaş xx, Özgür Ertem xx, Mehmet Kaan Bülbül xx Tokatspor: Ergin xx, Taner xxx, Gökalp xx, Fatih Ciminli xxx, Arif xx (Dk. 83 Yasin ?), Adem xxx, Aşkın xxx, Ogün xx, Şahin xxx, Kerem xx (Dk. 90 Oğuz?), Yaşar xx (Dk. 90 Mert ?) Ankaraspor: Süleyman xx, Serdar xx (Dk. 65 Aytaç xx), Abdullah xx, Emre xx, Volkan xx, Orhan xx, Uğur xx (Dk. 66 Mustafa xx), Mehmet xx (Dk. 78 Burak x), Anıl xx, Umut xx, Neca xxx Goller: Dk. ve 80 Neca (Ankaraspor), Dk. 24 Yaşar, Dk. 55 Kerem (penaltıdan), Dk. 61 Fatih Ciminli (Tokatspor) Sarı kart: Dk. 44 Fatih Ciminli (Tokatspor) .. ...
+
+
+
+ 617902
+ Genetiği Değiştirilmiş Ürünler
+ : Genetiği Değiştirilmiş Ürünler Tarım Bakanlığı yeni yönetmelikle genetiği değiştirilmiş bazı ürünlere izin verirken bazı ürünler için kısıtlama getirdi. Yayına Giriş: 27.10.2009 23:30:11 Güncelleme: 27.10.2009 23:30:11 Tarım Bakanlığı genetiği değiştirilmiş ürünlere izin veren yönetmeliği yayınladı. Yönetmeliğe göre bundan böyle genetiği değiştirilmiş ürünleri yetiştirmek ve ithal etmek artık serbest. Tohumluklar dışında genetiği değiştirilmiş gıda ve yem maddeleri üretilebilecek ve ithal edilebilecek. Bazı ürünlerde ise yönetmelikle kısıtlamaya gidildi. Bebek mamaları, devam mamaları ve küçük çocuk ek besinlerinde genetiği değiştirilmiş ürünler yasaklandı. Ayrıca yönetmelikte insan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren genetiği değiştirilmiş organizmaların ithalatı ve piyasaya sunulması yasaktır. dendi.
+
+
+
+ 618910
+ Merkel yeniden başbakan seçildi
+ Merkel yeniden başbakan seçildi Giriş Saati 28.10.2009 12:22 Güncelleme 28.10.2009 12:34 Alman Hristiyan Demokrat Birlik partisi (CDU) Genel Başkanı ve Başbakan Angela Merkel, Federal Meclis'te (Bundestag) bugün yapılan oylamada yeniden başbakan seçildi. Meclis Başkanı Norbert Lammert başkanlığında toplanan Federal Meclis'te yapılan gizli oylamada, Merkel 612 milletvekilinden 323'ünün oyunu alarak ikinci kez başbakan oldu. Oylamada 285 milletvekili "hayır" oyu kullanırken, milletvekili de çekimser oy kullandı. Almanya'da 2005 yılında yapılan erken seçimlerden sonra CDU ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasında kurulan hükümette de başbakan olan Merkel, ülkenin ilk kadın başbakanı olmuştu. Merkel, bugün Cumhurbaşkanlığı konutu olan Bellevue Sarayı'na giderek Cumhurbaşkanı Horst Köhler'den atanma belgesini alacak ve tekrar Federal Meclis'e dönerek yemin edecek. Daha sonra kabinenin yeni üyeleri Başbakan Merkel ile birlikte Cumhurbaşkanı Köhler'in huzuruna çıkarak atanma belgelerini alacak ve yeniden Federal Meclis'e dönerek yemin ederek resmen göreve başlayacak. Merkel, bu akşam Fransa'ya giderek Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile görüşecek. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba
+
+
+
+ 618982
+ İbrahim Üzülmez: Bu sene de hedeflere ulaşacağız
+ Radyospor'da yayınlanan bir programa katılan İbrahim Üzülmez, zaman zaman kötü oynadıkları maçların olduğunu itiraf ederek, ''Ama Şampiyonlar Ligi'nde içeride oynayacağımız iki maçı kazanırsak gruptan çıkacağımızı düşünüyorum. Bu nedenle gereksiz eleştirildik. Sakatlık ve yeni katılan arkadaşlarımızın uyum sorunu, özellikle gol yollarındaki beceriksizlik, şanssızlık kötü sonuçlar almamamıza neden oldu. Fakat Beşiktaş'ın hedefi her zaman zirve ve şampiyonluktur. Hiç kimse bizim ligde ve Şampiyonlar Ligi'nde hedeften koptuğumuzu düşünmesin. Geçen sene de buna benzer durumlar yaşamıştık. Fakat sonuçta iki tane kupa aldık'' diye konuştu. Bu sene de aynı şeylerin olacağını düşündüğünü kaydeden tecrübeli oyuncu, takım arkadaşlarında hedeflerine ulaştıracak inancı ve arzuyu gördüğünü söyledi. -''KAPTANLIK MUTLU ETTİ''- İbrahim Üzülmez, takımda yeniden kaptanlığa getirilmesinin kendisini mutlu ettiğini ifade etti. Beşiktaş'ın büyük bir camia olduğunu anlatan İbrahim Üzülmez, ''106 yıllık bir camiaya da tekrardan kaptan olmak beni tabii ki mutlu etti, ama bizden kaptanlık alındığı dönemde de takım arkadaşlarıma en iyi şekilde yardımcı oldum. Kaptan olduğum için mutluyum, ama kaptanlıktan ziyade bu takım içerisinde mücadele etmek, görev almak beni daha da mutlu ediyor'' şeklinde konuştu. -''ARDA KOLAY KOLAY SİNİRLENMEZ''- İbrahim Üzülmez, Galatasaraylı Arda'yı iyi tanıdığını ve bu futbolcunun kolay kolay sinirlenecek bir yapıya sahip olmadığını dile getirdi. Arda'nın, milli takımda herkesin sevdiği ve neşeli ortamların oluşmasını sağlayan bir kişi olduğunu söyleyen İbrahim, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Dolayısıyla herkesle arası iyidir. Maç öncesi nelerin yaşandığını bilmiyorum. Arda, orada kadar sinirlendiyse demek ki bir şeyler yaşanmıştır. Kaldı ki derbide maç öncesi böyle olayların yaşanması çok doğru değil. Ülkemizde derbi maçları son dönemlerde maalesef olaylarla gündeme geliyor. Çok önemli camialar olan Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarında futbolun ön planda olması gerekir diye düşünüyorum. Maçtan sonra Arda ile görüşme şansım olmadı ama orada Arda'ya karşı da agresif bir davranış olmuştur diye düşünüyorum. Çünkü ben Arda'yı iyi tanıyorum, iyi bir arkadaşımız, kolay kolay sinirlenmez.'' Öte yandan İbrahim Üzülmez, deplasmanda oynayacakları Manchester United maçı nedeniyle vize alabilmek için İngiltere Başkonsolosluğu'na gitmelerini ve parmak izlerinin alınmasının üzücü olduğunu sözlerine ekledi.
+
+
+
+ 619210
+ Nevruz'a kadar öpüşmeyin
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Nevruz'a kadar öpüşmeyin DİYARBAKIR Domuz gribinden korunma yollarının yer aldığı broşürleri dağıtan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, salgınına yakalanmamak için Nevruz'a kadar öpüşmeme çağrısı yaptı. Baydemir, belediye çalışanlarıyla şehrin farklı semtlerinde broşür dağıttı. Dağıtım sırasında vatandaşa, "öpüşmekten kaçının" uyarısı yapan Baydemir, "Paniğe kapılmaya gerek yok" diyerek de tedirgin olunmaması gerektiğini söyledi. Baydemir, "Diyarbakır'ın domuz gribine verecek tek bir çocuğu, tek bir canı yoktur." dedi. Hastalığın önlenmesinde temizliğin çok büyük önem taşıdığını belirten Baydemir, ekiplerin okul, dershane, otobüs, otogar, cami ve tuvalet gibi umuma açık yerleri dezenfekte ettiğini anlattı. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 619227
+ 29 Ekim'de bazı bölgelerde yağış var
+ Genel Müdürlükçe yapılan meteorolojik değerlendirmeye göre, yarın ülke geneli parçalı ve çok bulutlu olacak. Marmara'nın doğusu (Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa, Bilecik ile gece saatlerinden itibaren İstanbul ve Kırklareli), Karadeniz, İç Anadolu, Orta ve Doğu Akdeniz (Adana, Osmaniye, Mersin, Kahramanmaraş, Hatay, Isparta ve Antalya), Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Afyon ve Kütahya çevrelerinde yağış bekleniyor. Yağışların, Doğu Karadeniz kıyılarında (Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa) kuvvetli sağanak, Marmara'nın doğusu (Kocaeli, Sakarya, Bursa, Yalova, Bilecik), Batı Karadeniz'in iç kesimleri (Bolu, Karabük, Düzce ve Kastamonu), İç Anadolu'nun batısı (Ankara, Eskişehir, Kırıkkale, Çankırı, Kırşehir, Konya, Karaman ve Aksaray) ile Kütahya, Afyon ve Isparta çevrelerinde aralıklarla hafif yağmur şeklinde olacağı tahmin ediliyor. Hava sıcaklığının kuzey ve iç bölgelerde 3-5 derece azalması, ülke genelinde mevsim normalleri civarında seyretmesi bekleniyor.
+
+
+
+ 619453
+ Solana, İsrail'i kınadı
+ Solana, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail'in Doğu Kudüs'teki son eylemlerinden derin endişe duyduğunu belirterek, Filistinlilerin evlerini yıkmak gibi "ayrımcı önlemlerin" uluslararası toplumun güvenilir barış müzakerelerini yeniden başlatma çabalarını zayıflattığı uyarısında bulundu. Yüksek Temsilci Solana, herkesin Doğu Kudüs'te gerilimi artıracak eylemlerden kaçınması çağrısında bulundu.
+
+
+
+ 619133
+ Piyasalarda bugün
+ 15.20 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Piyasalarda bugün Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) işlem gören hisse senetleri, bugün yapılan tek seansta ortalama yüzde 2,96 oranında değer kaybetti. Ulusal-100 Endeksi, tek seansta 1.493,62 puan azalarak 48.906,95 puana geriledi. Öğleden sonra olması nedeniyle bugün ikinci seans yapılmadı. Tek seansın kapanışında, mali endeks 2.408,84 puan azalarak 74.140,48 puana, sanayi endeksi 1.006,68 puan azalarak 36.034,04 puana, hizmetler endeksi ise 831,64 puan azalarak 33.261,48 puana geriledi. Böylece dünkü kapanışa göre mali grup hisseler ortalama yüzde 3,15 oranında, sanayi grubu hisseler ortalama yüzde 2,72 oranında, hizmetler grubu hisseler ise ortalama yüzde 2,44 oranında değer kaybetti. Seansta işlem gören toplam 321 hisse senedinden 27’si değer kazandı, 284’ü değer yitirdi, 10 hisse senedinin fiyatında değişiklik olmadı. Seansta, milyar 354 milyon 746 bin 114 liralık işlem hacmi kaydedildi. Yapılan tek seansta, Gazetecilik, İş Bankası, Katılım Bankası ve en çok işlem gören hisseler oldu. DÖVİZ GERİLEDİSerbest piyasada dün kapanışta 1,4960 lira olan güne 1,4930 liradan, 2,2150 lira olan avro 2,2160 liradan başladı. Doların bugünkü kapanıştaki satış fiyatı 1,5000 lira, avronun satış fiyatı 2,2160 lira oldu. FAİZ--- İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım Satım Pazarında işlem gören Ağustos 2011 vadeli bugün valörlü tahvilin basit getirisi yüzde 8,86’ya, bileşik getirisi 8,58’e yükseldi. Bu tahvilin, aynı gün valörlü işlemlerinin önceki kapanışında basit getirisi yüzde 8,83, bileşik getiri yüzde 8,55 olarak gerçekleşmişti. İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım Satım Pazarında işlem hacmi 459 milyon 110 bin 364,94 lira olarak belirlendi. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Tahvil ve Bono Piyasası Repo-Ters Repo Pazarında, toplam 12 milyar 100 milyon 337 bin liralık işlem hacmi kaydedildi. Repo-Ters Repo Pazarında günlük işlemlerde faiz, en düşük yüzde 3,00, en yüksek yüzde 6,80 ve ortalama yüzde 6,74’ten gerçekleşti. Uluslararası piyasalarda, saat 13.30 itibarıyla avro-dolar paritesi 1,4769, -dolar paritesi 1,6309, yen-dolar paritesi ise 91,00 düzeyinde seyrediyor. S
+
+
+
+ 618174
+ En büyük yolcu gemisi hazır!
+ En büyük yolcu gemisi hazır! 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, DÜNYANIN bugüne kadar inşa edilen en büyük ve en pahalı yolcu gemisi olan “Oasis of the Seas” (Denizler Vahası) bugün ’nın Turku kentinde düzenlenecek olan törenle Royal Carribbean Deniz Yolları’na teslim edilecek Güney Koreli inşaat firması STX’e bağlı olan STX Finland tarafından üretilen ve 1.3 milyar dolara mal olan gemi, Haiti’ye yapacağı dört gecelik yolculuğuna Aralık’ta çıkacak.
+
+
+
+ 618891
+ İstanbul'da sağanak yağış
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN İstanbul'da sağanak yağış İstanbullular güne yağmurla başladı. Hava sıcaklarındaki düşüşle birlikte yağmurun etkisini sürdürmesi bekleniyor. İSTANBUL İstanbul'da güneşli ve sıcak geçen günlerin ardından yağmur yüzünü gösterdi. İstanbullular güne yağmurla başladı. Hafif şekilde yağan yağmur yollarda trafik oluşmasına yetti. Yağmura hazırlık olan vatandaşlar şemsiyelerini açarak yağmurdan korundu. Güneşli geçen günlere aldanan ve meteoroloji yetkililerinin yağmur uyarılarını dikkate almayarak dışarı çıkanlar ise ıslanmaktan kurtulamadı. Yağmur nedeniyle ıslanan yollarda sürücüler yavaş seyretti. Yollarda yer yer trafik sıkışıklığı yaşandı. Yağmur ile birlikte hava sıcaklıklarının 3-4 derece düştüğü belirtildi. İstanbul'da yağmurun aralıklarla sürmesi bekleniyor. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 618927
+ Potada 3. hafta programı!
+ Potada 3. hafta programı! 28/10/09 12:41 Basketbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, ligde haftanın programı şöyle: 31 Ekim Cumartesi: 14.00 Antalya Büyükşehir Belediyesi-Aliağa Petkim (Antalya Atatürk) 16.00 Fenerbahçe Ülker-Banvit (Abdi İpekçi) 16.00 Pınar Karşıyaka-Kepez Belediyesi (Karşıyaka) 18.00 Mersin Büyükşehir Belediyesi-Beşiktaş Cola Turka (Edip Buran) Kasım Pazar: 14.00 Galatasaray Cafe Crown-Erdemir (Abdi İpekçi) 17.00 Darüşşafaka Cooper Tires-Bornova Belediyesi (Darüşşafaka Ayhan Şahenk) 19.00 TOFAŞ–OYAK Renault (Bursa Atatürk) Kasım Pazartesi: 18.30 Türk Telekom–Efes Pilsen (Ankara Atatürk)
+
+
+
+ 618231
+ Zamanla yarışta çifte mutluluk
+ Zamanla yarışta çifte mutlulukİZMİR Milliyet 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Aydın’da kaza sonucu bacağı kopan, çok kan kaybeden Yusuf Şahin, helikopterle ’e yetiştirildi. ’de, hem bacağı hem de hayatı kurtarıldı Aydın Söke’de, 69 yaşındaki Yusuf İzzettin Şahin’e, otomobil çarptı. Sol bacağı, bilek-diz arasında bir noktadan koptu. Aşırı kan kaybeden Şahin, önce Söke Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı, ardından ambulans helikopterle ’ne götürüldü. Şahin, buradan da ambulansla (DEÜ) Hastanesi‘ne nakledildi. Bacağın kurtarılabilmesi için kazadan sonraki altı saat içinde edilmesi gereken Şahin, 5.5 saatlik maratonun sonunda ’de ameliyata alındı. Doç. Dr. Dr. Reşat Aktaş ve Dr. Hasan Ateş’ten oluşan ekip, sekiz saatlik operasyonla, kopan bacağı yerine dikmeyi başardı. Menderes, “Hasta yeterli sürede yetiştirilmeseydi protez kullanması gerekecekti, hatta kaybedilebilirdi. Şimdi durumu iyi. Altı aya kadar da yürüyebilecek” dedi.
+
+
+
+ 618521
+ 10:17 Kuzey ülkeleri, kadın-erkek eşitsizliğini kapamaya yakın, Türkiye alt sıralarda
+ 10.17 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Kuzey ülkeleri, kadın-erkek eşitsizliğini kapamaya yakın, Türkiye alt sıralarda Küresel Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde Kuzey Avrupa ülkeleri farklılığı kapamaya çok yaklaşırken, Türkiye listenin alt sıralarında yer aldı. 134 ülkede yapılan araştırmaya göre, Finlandiya, İzlanda, Norveç ve İsveç, endeksin en üst sırasında yer aldı. Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayımlanan endekse göre, İzlanda yüzde 82,8’lik skorla, yüzde 100 toplumsal cinsiyet eşitliğine en yakın seviyeye ulaştı. Afrika ülkeleri Lesoto ve Güney Afrika ilk kez endeksin ilk 10 ülkesi arasında yer aldı. Listenin ilk 10’u arasına giren diğer ülkeler ise Yeni Zelanda, Danimarka, İrlanda ve Filipinler. Türkiye ise yüzde 46,1’lik skorla Katar, Mısır, Mali, İran, Suudi Arabistan, Benin, Pakistan, Çad ve Yemen ile birlikte “toplumsal cinsiyet eşitliği bakımından en kötü durumda olan ülkeler” arasında yer aldı. Birçok ülkenin cinsiyet eşitliği doğrultusunda bazı gelişmeler gösterdiği, ancak hiçbir ülkenin, ekonomik fırsat ve katılımcılık, eğitim, siyasi güç ve sağlık alanlarında aradaki farklılığı tamamen kapatamadığı belirtildi. Forumun Kadın Liderler ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Programı Başkanı Sadiye Zahidi, araştırmanın açıklandığı basın toplantısında, 115 ülkenin yer aldığı yıl önceki endeksteki ülkelerin 99’unun gelişme gösterdiğini, ancak 16’sında durumun kötüye gittiğini söyledi. Zahidi, sağlıkla ilgili kaynaklara ulaşım konusunda kadın-erkek arasındaki farklılığın yüzde 96 oranında kapandığı, eğitimde bunun yüzde 93 olduğunu belirtti. Bununla birlikte, ekonomik fırsat ve katılım alanında kadın-erkek arasındaki farklılığın yüzde 60 oranında kapandığını, siyasi güç açısından ise bunun sadece yüzde 17 olduğunu bildirdi. Küresel kadın meseleleriyle ilgili ABD elçisi Melanne Verveer de, endeksin, toplumsal cinsiyet eşitliğinin bir ülkenin ekonomik refahına ve rekabetçiliğine göre değiştiğini gösterdiğini söyledi. Verveer, “Nüfusunun yarısı geride bırakılmış hiçbir ülkenin refaha kavuşamayacağı basit gerçeği gün gibi ortada” dedi. Verveer, kadınların hemen hemen her ülkede parlamentoda büyük ölçüde eksik temsil edildiğini söyledi. Ve .
+
+
+
+ 617982
+ Samsun’da acil müdahale kiti
+ ’da acil müdahale kitiAA 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’da bir firma, gibi hastalık salgınlarına karşı, koruyucu kapüşonlu tulum, bot tipi galoş, üstün koruma özelliği olan filtreli maske, gözlük ve eldiven bulunan acil müdahale kiti üretti. Kitin fiyatı 45 TL.
+
+
+
+ 618886
+ 100 bin korsan CD ele geçirildi
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN 100 bin korsan CD ele geçirildi İSTANBUL İstanbul Emniyet Müdürlüğü, korsan CD ile mücadele kapsamında Beylikdüzü'nde 12 ayrı noktaya eşzamanlı operasyon düzenledi. 100 bine yakın CD'nin ele geçirildiği operasyonda, korsan CD satanların çalışma yöntemleri de ortaya çıktı. Güvenlik güçlerinin geceleri operasyon yapma iznini zor aldıklarını fark eden korsan CD satıcılarının, CD'leri geceleyin satışa çıkardıkları, gündüzleri ise iş yerlerinde korsan CD bulundurmadıkları anlaşıldı. Korsan CD imal eden bir evin basıldığı operasyonda bir de silah ele geçirildi. Korsana karşı mücadelesini yürüten İstanbul emniyeti geçen hafta yaptığı operasyonda 100 milyon TL değerinde korsan kitap ele geçirmişti. Bir ihbarı değerlendiren Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri Beylikdüzü'nde korsan CD satan 12 ayrı adrese eşzamanlı operasyon düzenledi. Operasyon sırasında korsan CD satıcılarının yakalanmamak için uyguladıkları yöntem de ortaya çıktı. Orjinal CD ve DVD satıcısı görünümündeki dükkanlarda gündüzleri korsan ürün bulunmadığı, depolarda tutulan korsan CD'lerin geceleri satışa çıkarıldığı öğrenildi. Polislerin geceleri ikamet adreslerine operasyon yapma iznini zor aldığını öğrenen korsancıların, bunu fırsat bilerek, korsan CD'leri gece sattıkları ifade edildi. KORSAN CD ÜRETEN EVE BASKIN YAPILDI Yapılan baskınlarda 100 bine yakın korsan CD ve DVD ele geçirildi. Son çıkan yerli ve yabancı filmlerin yanı sıra çizgi filmler ile bilgisayar oyunlarının da bulunduğu CD ve DVD'ler çuvallara konularak, imha edilmek üzere emniyetin depolarına gönderildi. Korsan ürün satan iş yerlerinin sahipleri ise cezai işlem uygulanmak üzere polis merkezine götürüldü. Alınan ifadeler doğrultusunda ise polis ekipleri, korsan CD ve DVD üreten Bülent A.'ya ait Bizimkent A-13 Blok Daire: 6'ya operasyon düzenledi. Zili çalan ekipler, cevap alamayınca, eve girmek için çilingir çağırdı. Çilingir yardımıyla eve giren ekipler çok sayıda korsan CD ve DVD ile CD kartoneti ele geçirdi. Evde hızlı bir şekilde korsan CD üretmek için ise çok sayıda bilgisayar kasası içinde çoklu CD yazıcısı bulundu. Evde bir de silah ele geçirildi. Dairede ise hiç kimse bulunamadı. GEÇEN HAFTA 100 MİLYON TL DEĞERİNDE KORSAN KİTAP ELE GEÇİRİLMİŞTİ İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü'nün geçen hafta İstanbul genelinde yapmış olduğu korsan kitap operasyonunda 1,5 milyon korsan kitap ele geçirilmiş, kitapların piyasa değerinin 100 milyon TL'yi bulduğu ifade edilmişti. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 619649
+ İsrail ile barışmadan yanayız
+ İBRAHİM KARAGÜL HAKAN ALBAYRAK İsrail ile barışmadan yanayız Suriye Devlet Başkanı Esad, "İsrail ile yeniden barış görüşmelerine başlanmasından yanayız" dedi. ZAGREB (A.A) Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, İsrail ile geçen aralık ayında askıya alınan barış görüşmelerine yeniden başlanmasından yana olduğunu söyledi. Hırvatistan'ın başkenti Zagreb'de Hırvatistan Devlet Başkanı Stipe Mesiç ile görüşen Esad, basına yaptığı açıklamada, Suriye halkının kendilerine İsrail ile barış görüşmelerine başlanması konusunda destek verdiğini, ancak İsrail'in de bu görüşmelerin yapılmasını istemesi gerektiğini ifade etti. Türkiye'nin bu süreçteki çabalarını öven Esad, görüşmelerin yeniden başlaması için 3. bir tarafın varlığının gerekli olduğunu belirtti. Esad, "Avrupalı ülkelerin de katkıda bulunmalarını ve kaldığımız yerden devam edebilmemiz için Türkiye'ye ve bize yardımcı olmalarını istiyoruz" dedi. Suriye ve İsrail arasında 2008'in mayıs ayında dolaylı barış görüşmeleri başlatılmış, aralık ayında İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırının ardından görüşmeler askıya alınmıştı. 28.10.2009 DÜNYA
+
+
+
+ 619139
+ ABD’de dayanıklı mal siparişleri arttı
+ 15.29 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’de dayanıklı mal siparişleri arttı ’de eylül ayında dayanıklı mal siparişleri yüzde arttı. Ticaret Bakanlığının açıkladığı verilere göre, ekonomistlerin beklentileri doğrultusunda dayanıklı mal siparişleri geçen ay yüzde artış gösterdi. dışarıda tutulduğunda ise dayanıklı mal siparişleri yüzde 0,9 arttı. Dayanıklı mal siparişlerindeki artışa karşın birçok hükümetin teşvik programının kalkmasıyla talebin tekrar aşağıya inebileceği endişesini taşıyor. Dayanıklı mal siparişleri, Ağustos ayında yüzde 2,6 düşmüş, buna karşılık temmuzda yüzde 4,8 artmıştı. Eylül ayında makine ve aksamlarına olan siparişler yüzde 7,9 ile 2008 yılı mart ayından bu yana ki en keskin yükselişini kaydederek, genel olarak siparişlerdeki artışı da etkiledi. Geçen ay savunma sanayinde kullanılan uçakların siparişleri yüzde 12,5 artarken, ticari uçaklara olan talep yüzde 2,1 düştü. Otomobil ve otomobil parçaları siparişleri de yüzde 0,1 düşüş kaydetti. ...
+
+
+
+ 619482
+ Sağlık Müdür Yardımcısı'nda domuz gribi
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Sağlık Müdür Yardımcısı'nda domuz gribi Sivas'ta İl Sağlık Müdür Yardımcısı'nın da aralarında bulunduğu sağlık çalışanına domuz gribi teşhisi konulmasının ardından bir doktora daha domuz gribi teşhisi konulduğu belirtildi. Böylece kentteki vaka sayısı 5'e yükseldi. Sivas'ta Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde görevli sağlık çalışanının domuz gribine yakalanmasının ardından Sivas İl Sağlık Müdürlüğü'nden yeni bir vaka haberi geldi. İl Sağlık Müdürü Vakkas Özmercan, İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Mehmet Erşan'dan hastalık şüphesiyle kan örneği alındığını belirterek sonucun pozitif çıktığını kaydetti. Gazete HaberTürk'ün haberine göre son bir hafta içerisinde H1N1 virüsüne yakalananların sayısı 4'e yükselirken, tüm vakaların sağlık çalışanı olması dikkat çekerken, Sivas İl Sağlık Müdürü Özmercan, İl Sağlık Müdür Yardımcısı Erşan'ın tedavisinin Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları bölümünde yapılacağını söyledi. Erşan'ın evinde küçük yaşta çocuğu olduğu için tedavisinin hastanede yapılmasına karar verildiği bildirildi. HALK HASTANEYE GİTMEKTEN KORKUYOR MU? Öte yandan Sivas'ta son bir hafta içerisinde sağlık çalışanına domuz gribi teşhisi konulması, vatandaşları tedirgin etti. Özellikle Devlet Hastanesi'nde Çocuk Acil Servisindeki hasta sayısında düşüş yaşanırken; Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde ise domuz gribi teşhisi konulan personelin çalıştığı servislerde gündür tedbir amacıyla hasta kabul etmediği öğrenildi. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 618879
+ Domuz gribi aşısı denetimden geçti
+ Domuz gribi aşısı denetimden geçti Domuz gribi hastalığının gün geçtikçe ilerlemesi vatandaşları daha tedbirli olmaya yönlendirdi. Ülkemizde 3.5 milyon kişinin bu kapsamda aşılanması planlanıyor. 28.10.2009
+
+
+
+ 619137
+ Akaydın: Grip paniği turizmi baltalar
+ Akaydın, düzenlediği basın toplantısında, domuz gribi ve önlemler konusunda bilgi verdi. Domuz gribi virüsünün on yıllardır dünya insanını tehdit eden bir grup virüs ailesinden olduğunu belirten Akaydın, bir virüs salgını ile karşı karşıya olunduğunu ancak bu virüs salgınının çok vahim bir hastalığın işaretçisi olmadığını belirtti. ''Şikayetleri normal gribal enfeksiyondan farklı değil, çok da ölümcül olmayan bir hastalık'' diyen Akaydın, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Antalya ekonomik getirisini büyük ölçüde turizmden sağlayan bir şehir. Turizm de oldukça kırılgan bir sektör olduğu için toplumda tedirginlik, panik duygusu yaratılması, hem Antalya hem de ülke ekonomisine son derece büyük zarar verecektir. Turizm sektöründe korku yaratılmamalıdır. Maalesef Türk halkında, Türk toplumunda, medyasında panik yaratma konusundaki haberlere karşı çekicilik var. Bu yanlış. Bunu abartarak ekranlarımıza taşırsak, dünya gerçeği olan ve olağan olarak kabul etmemiz gereken hastalığı, sürekli ekranlara taşırsak, yanlış iş yapmış oluruz.'' Bu virüsün önce domuzlarda çıktığını daha sonra insanlara yayıldığını anlatan Akaydın, kendisinin de tıp doktoru olduğunu hatırlatarak, ''Bu virüs, insanlarda olduğu gibi başka yaratıklarda da muhtemelen foklarda, balinalarda da görülebilecek bir virüstür. Bu virüs çok da öldürücü değildir. Hatta mevsimsel grip hastalığından öldürücü olmadığı ifade edilmektedir. Mevsimsel gribin öldürücü özelliği binde 2, domuz gribinin öldürücü özelliği binde birdir. Mevsimsel gribi olağan karşılayan insanoğlunu, bu konuda panik içinde yaşatmaya hakkımız yoktur'' diye konuştu. Virüsün çok hızlı yayılması sonucu iş gücü kayıpları yaşanabileceğine işaret eden Akaydın, bunun dışında çok vahim, toplumu etkileyecek önlemler almaya gerek olmadığını kaydederek, şöyle konuştu: ''Hastalık damlacık yoluyla yayılan bir hastalıktır. Hapşırıkla, öksürükle ve konuşmayla havadan yayılır. Ülkede manşetlere geçen, medyada yer alan dezenfektanlarla ortalık temizlemenin, okullarda ve toplu ulaşım araçlarında dezenfektanla önlem almanın çok büyük bir akılcılığı yok. Çünkü bu virüs, hastalık, havadan bulaşıyor. Yüzeyde temizlik yapmanın çok önemli bir etkisi yoktur. Yapılacak tek şey, Türk halkının panik duygusu yaşamamasıdır. Turizm sektöründe korku yaratılmamasıdır. Antalyamızı koruyalım, sevelim. Bu konuda panik yaratmayalım. Bana sorarsanız hava alanlarında yapılan ateş dedektörleri bile gereksizdir. Bu benim kişisel kanaatimdir.'' Türkiye'nin gündeminin çok özel olaylarla dolu olduğunu kaydeden Akaydın, ''Gribe bu kadar ağırlık vermek, sanki bir gündem değiştirme çabası gibi de algılanabilir. Bunun Dünya Sağlık Örgütü tarafından desteklenen ve önerilen bir aşı programı vardır. Türkiye'ye bu aşılar ithal edilmiştir. Bu aşıların risk grubu insanlarda bilimsel olarak kullanılmasında bir aykırılık yoktur. Risk grubu insanlar, bağışıklık sistemi zayıf, gebe ve çocuklardır. Bu aşıların çok önemli yan tesirleri yoktur'' şeklinde konuştu. AA
+
+
+
+ 619539
+ Meteoroloji Uyardı
+ : Meteoroloji Uyardı Yayına Giriş: 28.10.2009 19:26:55 Güncelleme: 28.10.2009 19:26:55 Meteoroloji'den, "sel ve su baskını" uyarısı... Doğu Karadeniz'de yarın (29.10.2009) kuvvetli sağanak etkili olacak. Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa çevrelerinde yarın, gök gürültülü kuvvetli sağanak bekleniyor. Meteorolojiden yapılan uyarıda, vatandaşların su baskını, sel ve yıldırım olaylarına karşı dikkatli olmaları istendi.
+
+
+
+ 618260
+ Hastanın ölümünden sorumlu tutulan doktora yıl hapis
+ 2003 yılında evlerinin terasından düşerek yaralanan ve getirildiği eski SSK Hastanesi'nde kırık olan elinin alçıya alınarak eve gönderilmesinin ardından hayatını kaybeden Burak Uçkun'un (10) karar duruşması dün yapıldı. 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, çocuğun ölümünde kusuru bulunduğu öne sürülen ve "görevi ihmal" iddiasıyla suçlanan doktor Ahmet Şimşir, önce yıl hapis ve 343 TL adli para cezasına çarptırıldı. Ardından sanığın duruşmalardaki hal ve tavırları dikkate alınarak ceza yıl ay hapis ve 285 TL adli para cezasına düşürüldü. Mahkemenin gerekçeli kararında, "yaralıyı muayene, tedavi ve takipte özen eksikliği olduğu, travma ile gelen hastanın 24 saat müşahede altında tutulması gerektiği halde bunları yapmayan sanığın 8/8 oranında kusurlu olduğu" vurgulandı. Hastanın gözetim altında kalması halinde kurtarılmasının mümkün olacağına dikkat çekilerek, "Tüm kusurun sanıkta olduğu kanaatine varılmış ve sanık hakkında belirtilen hüküm kurulmuştur." denildi. Kararda şu ifadelere yer verildi: "Sanık suçlamayı kabul etmemiş, Adana SSK Hastanesi'nde pratisyen hekim olarak yıldır çalıştığını, olay günü acil serviste görevliyken müşteki Yunus Uçkun'un çocuğunu getirdiğini, sedyede yatan çocuğun batın kontrolünü yaptığını, herhangi bir sertlik görmediğini, kafa ve diğer filmler çekildikten sonra kırık olduğu belirlenen elinin alçıya alındığını, ardından hastaneden ayrıldıklarını öğrendiğini ileri sürmüştür. 1994 doğumlu maktulün, el ve kafa filminin çekildiği, daha sonra evine gönderildiği, hastanın şikâyetlerinin artması üzerine tekrar hastaneye getirildiği ve kurtarılamadığı, ölümün ise adli tıp raporunda düşmeye bağlı gelişen iç kanama ile meydana geldiği kesinlik kazanmıştır. Acil serviste görevli hemşire de doktorun yaralıyı eve götürebilecekleri şeklinde sözler söylediğini belirtmiştir. Yüksek Sağlık Şûrası hazırladığı raporda yaralıyı muayene tedavi ve takipte özen eksikliği olduğu, travma ile gelen hastanın 24 saat müşahede altında tutulması gerektiği halde bunları yapmayan sanığın 8/8 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir." ADANA AA
+
+
+
+ 619609
+ "Hedefimiz terörü bitirmek"
+ "Hedefimiz terörü bitirmek"İçişleri Bakanı Beşir Atalay, AK Parti "Siyaset Akademisi"nde konuştu 28.10.2009 21:58İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ''Demokratik Açılım çalışmalarının temel hususlarından biri ülkemizde demokrasinin standardını en geniş anlamda yükseltmek. İnsan özgürlüğünü artırmak, bu alanda eksiklerimiz varsa onları gözden geçirmek ve demokrasimizi daha da derinleştirmek'' dedi. Atalay, ''Bağımsız bir insan hakları oluşumu üzerinde çalıştıklarını'' açıkladı. Bakan Atalay, AK Parti Genel Merkez AR-GE Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren ''Siyaset Akademisi''nin yeni döneminin başlaması dolayısıyla gerçekleştirilen ilk derste ''Demokratik Açılım ve Milli Birlik'' konulu sunum yaptı. Cumhuriyet'in kuruluşunun 86. yıl dönümünün yarın kutlanacağını hatırlatan Atalay, ''Cumhuriyet'in kuruluş yıl dönümü bütün ülke genelinde kutlanacağız. Hepimiz için kutlu olsun. Nice yıl dönümlerini ilelebet kutlayalım. Cumhuriyet ile demokrasi birbirinin ayrılmazı olsun'' diye konuştu. Siyaset Akademisi'nin ilk dersinde konunun ''demokrasi'' daha somut olarak koordinatörlüğünü Hükümet'in yürüttüğü ''Demokratik Açılım'' çalışmaları olduğunu ifade eden Atalay, konuya girmeden önce bazı kavramlar üzerinde durmak gerektiğini söyledi. AK Parti olarak ''bilgiyi'' çok öne aldıklarını, Siyaset Akademisi'nin başlamasının anlamının ve öneminin de bu konu olduğunu belirten Atalay, şunları kaydetti: ''Ülke içinde siyasal bilincin artırılmasını önemli bir unsur olarak görüyoruz. Siyasal bilinç artmalıdır. Siyaset kutlu bir alan, kutsal bir uğraş. ünkü siyasetin özünde, insana, ülkeye hizmet var. Ülke ve gelecek için kaygı var. Yeni kuşaklarımızın geleceğini düşünme var. Türkiye'de zaman zaman insanları siyaset alanından soğuturlar bunlara hiç aldırış etmeyin. Siyasetle uğraşın, ilgilenin, siyaset alanına ilgi duyalım. Siyaset bizim hangi günlerde hangi şartlarda yaşayacağımızı belirler. Siyaset ülkemizin geleceğidir. Herkes yaşadığı dünyayla, çevresiyle ülkesiyle, ülkesinin siyasetiyle ilgilensin, eleştirsin, teklifte bulunsun. Birlikte daha güzel günlere ulaşalım.'' -BAĞIMSIZ BİR İNSAN HAKLARI OLUŞUMU- ''Demokratik Açılım'' çalışmalarını Temmuz ayının sonundan itibaren yürüttüklerini anımsatan Bakan Atalay, ''Demokratik Açılım çalışmalarının temel hususlarından biri ülkemizde demokrasinin standardını en geniş anlamda yükseltmek, insan özgürlüğünü artırmak, bu alanda eksiklerimiz varsa onları gözden geçirmek ve demokrasimizi daha da derinleştirmek'' dedi. Bakan Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Niye 'Demokratik Açılım' dedik, geniş bir şemsiye ve ifade ile isimlendirdik. Birileri zannediyor ki tesadüfen verilmiş bir isim süreç içinde. Hayır, çalıştık. Bu görev bize verildiğinde oturduk, fikirlerimizi arkadaşlarımızla paylaştık. Sonra Başbakanımızla konuştuk ve böyle bir isimlendirmeyi uygun bulduk. En geniş manada düşündük biz bunu. Esas buradaki bakışımız daha geniş bir açı. Şu anda bağımsız bir insan hakları oluşumu üzerindeyiz. Biraz daha sivil katılımın fazla olduğu veya bağımsız, sivil, güvenlik birimlerindeki şikayetleri ele alacak yeni bir mekanizma geliştirebilir miyiz? diye bunun üzerinde çalışıyoruz. Bu konudan epeyce farklı gibi görünüyor bunlar, ama bunların hepsi demokrasimizin alanını daha genişletmeyi hedefliyor.'' -TERÖRÜ BİTİRMEK...- Bakan Atalay, ''Demokratik Açılım'' çalışmalarının ikinci ana hedefinin 25 yıldır yaşanan Türkiye'ye yönelik terörü bitirmek olduğunu belirterek, ''Bu iki hedef burada bağdaşıyor mu? sorular bunlar olabilir. Bağdaşıyor, şöyle ki günümüz toplumlarında, çağdaş dünyada, çağdaş demokrasilerde bu tür sosyal sorunların çözümünde demokratik süreç en başarılı yöntem'' diye konuştu. AK Parti olarak hükümete geldikleri günden bu yana sorunların çözümü için demokrasinin alanını genişletmeye çalıştıklarını ifade eden Atalay, sözlerini şöyle tamamladı: ''Daha fazla demokrasi, daha fazla insan hakları, daha fazla özgürlük pek çok sorunun çözümünü kolaylaştırır. Toplumsal sorunları sadece baskı ile güvenlik tedbirleriyle güvenliği öne alarak çözemiyorsunuz. İnsan faktörü orada varsa insanı öne alarak, insanı öne alarak ve insana ve topluma mesajlar vererek daha kolay çözüyorsunuz. Üzerinde çalıştığımız somut alan tartışılabilir. Eminim sizlerin kafasında da birçok soru var. Esasen bende de var. Toplumsal sorunlarda, analiz etmek, iyi anlamak, iyi diyalog ve insana değer vererek demokrasinin alanını genişletme önemli bir mekanizma. Bu manada bu çalışmamızın ikinci hedefi terörü mümkün olabildiğince minimize etmek, terörü bitirmek.'' AA
+
+
+
+ 619413
+ Hristofyas: Biz de Neo faşizmin kurbanıyız
+ 18.09 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Hristofyas: Biz de Neo faşizmin kurbanıyız lideri “35 yıldır ve EOKA-B’nin getirdiği felaketin etkilerini temizlemeye çalıştıklarını” belirterek, “Biz de neo faşizmin kurbanıyız” dedi. Rum radyosunun haberine göre, Hristofyas, ’ın milli günü olan, İtalyanlara “hayır” dedikleri 28 Ekim 1940’ın yıl dönümü nedeniyle ’da Aya Yoanni Kilisesi’nde Başpiskopos 2. Hrisostomos’un yönettiği ayine katıldı. Ayinden sonra yaptığı açıklamada, “Çok zor durumdayız, mücadele böylece sürüyor” diyen Hristofyas, “Helenlerin 1940-1945 kahramanlığından feyzalıyoruz” dedi. “Hedefimiz ’işgale’ son vermek, Kıbrıs’ı yeniden birleştirmek, iki toplumlu iki bölgeli federasyon kurmak” ifadesini kullanan Hristofyas, iki toplumlu, iki kesimli federasyonun kendi buluşları olmadığını, Makarios ve diğer Rum liderin bu konudaki taahhütlerine bağlı kalmaya devam ettiğini kaydetti. Hristofyas, “Biz de çağdaş neo faşizmin ve maalesef sonuçlarını 35 yıldır temizlemeye ve iptal etmeye çalıştığımız felaketi getiren Helen veya Helen dilli, cuntaya ve EOKA B’ye böyle diyeyim, faşizmin kurbanıyız” diye konuştu. Başpiskopos 2. Hrisostomos’un Kıbrıs sorununa ilişkin açıklamalarıyla ilgili bir soruya Hristofyas, “Şimdi birbirimizle uğraşma zamanı değil” karşılığını verdi. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
+
+
+
+ 618263
+ Bingöl'de terörist ölü ele geçirildi
+ 49. Motorize Piyade Tugay Komutanlığı'nın Şeytan Dağları'na yaptığı operasyonda 7-8 kişi oldukları tahmin edilen terörist grupla karşılaşıldı. Uzun süren silahlı çatışma sonucunda PKK'lı terörist öldürüldü. Bölgedeki operasyonların sürdüğü belirtiliyor. Bu arada Ağrı İl Jandarma Komutanlığı ve Emniyet Müdürlüğü'nün ortaklaşa yürüttüğü bir başka operasyonda Tunceli'nin kırsal bölgesindeki PKK'lı teröristlere yardım götüren 07 UR 539 plakalı bir kamyon ele geçirildi. Kamyonda ot çuvalları içine gizlenmiş bin 262 adet mermi bulundu. Olayla ilgili Abdulmenat Yıldız ve Turgay Özkan adlı kişiler gözaltına alındı. ALİ HAYDAR GÖZLÜ tunceli, CN
+
+
+
+ 618596
+ Mercan bayrakların çekilmesinden mutlu
+ Mercan, dün gece geldiği Bakü'de gazetecilere yaptığı açıklamada, Azerbaycan'ın kendileri için ikinci vatan olduğunu belirterek, "Azerbaycan bayrağı Türkiye halkı için çok aziz ve mukaddestir. Eminim ki, Azerbaycan'da da Türk bayrağına karşı aynı tutum mevcuttur" diye konuştu. Türk bayraklarının Türk Şehitliği'nde yeniden dalgalanmasının mutluluk verici olduğunu ifade eden Mercan, bunun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramına denk gelmesinin ayrı bir mutluluk olduğunu sözlerine ekledi. Bakü'de çeşitli temaslarda bulunacağını söyleyen Mercan, bu temasların her iki ülkenin parlamentoları arasında dostluğun güçlenmesine katkı sağlayacağına inandığını kaydetti. AA
+
+
+
+ 619172
+ Orgeneral Başbuğ'dan 29 Ekim mesajı
+ 15.54 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Orgeneral Başbuğ'dan 29 Ekim mesajı (TSK) 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, "Ulusal birliğe kastedenlerin karşısındayız" ifadesini kullandı. Başkanı Orgeneral ulusal birlik ve beraberliğin sağlanmasının en büyük güvencesi olan Cumhuriyet'in, vatandaşlık esasına dayalı, Atatürk'ün belirlediği milliyetçilik anlayışıyla ulus-devlet yapısını sonsuza dek yaşatırken üniter-devlet yapısıyla da Türk milletinin ve yurdunun bölünmez bütünlüğünün teminatı olmaya devam edeceğini ifade etti. Orgeneral Başbuğ, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına yönelik Cumhuriyet Bayramı mesajında şunları kaydetti: "Var olduğu günden beri bağımsızlığına kasteden düşmanları karşısında tek yürek ve tek bilek olmuş yüce ulusumuzun Ebedi Başkomutanımız Atatürk önderliğinde giriştiği mücadelesinden zaferle çıkmasının ardından kurulan Cumhuriyetimizin bugün 86'ncı yıl dönümünü kutlamanın gururunu ve coşkusunu yaşıyoruz. Atatürk, halk egemenliğine dayalı bir devlet şekli olan Cumhuriyetin, Türk milletinin karakterine en uygun yönetim şekli olduğuna inanmıştır. Bu inançla kurduğu Cumhuriyet, laik, demokratik, sosyal devlet ve hukuk devleti temelleri üzerinde bugünlere ulaşmıştır. Ulusu oluşturan tüm unsurları son derece çağdaş ve ileri bir çizgide birleştiren Atatürk, ulusal amaçların gerçekleştirilmesi yolunda gayretlerin en uyumlu ve en verimli şekilde bütünleştirilmesini sağlamıştır. Ulusumuzun çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmasında itici güç olmasının yanında Cumhuriyet, ulus-devlet, üniter-devlet ve laik-devlet nitelikleriyle ulusal birlik içinde huzurun ve mutluluğun da güvencesidir. Bu nedenle, cumhuriyetin anlamını kavrayanlar onu yaşatmak için çalışmayı, en kutsal görev sayarlar. Ulusal birlik ve beraberliğin sağlanmasının en büyük güvencesi olan Cumhuriyet, vatandaşlık esasına dayalı Atatürk'ün belirlediği milliyetçilik anlayışıyla ulus-devlet yapısını sonsuza dek yaşatırken üniter-devlet yapısıyla da Türk milletinin ve yurdunun bölünmez bütünlüğünün teminatı olmaya devam edecektir. Değerlerini tarihten, gücünü milletinden alan Türk Silahlı Kuvvetleri, 'den 'ye kadar vatanın her köşesinden gelen vatan evlatlarının oluşturduğu güçlü bir kadroya sahiptir. Ulusumuzun tüm katmanlarının aynı ortamda buluştuğu ve ortak değerleri paylaştığı yer olan Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk milletinin özüdür. Ordu-millet özelliğiyle Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri, gelişen harp silah ve araçlarıyla donanmış nitelikli personeli Atatürkçü Düşünce Sistemi ışığında çalışmalarına devam etmektedir. Bağrından çıktığı yüce ulusunun güveninden aldığı destekle yükselen Türk Silahlı Kuvvetleri, tarihten gelen sorumluluğu ve 'Güçlü ordu, Güçlü bilinciyle sergilediği sağduyulu duruşuyla Devleti'nin bölünmez bütünlüğüne ve ulusal birliğine kast eden tüm çabalar karşısında, daima çelikten bir duvar gibi yükselecektir. Büyük zorluk ve fedakarlıklara katlanarak kurulan Cumhuriyeti bizlere emanet eden ebedi Başkomutanımız Atatürk'ün, şehitlerimizin, ebediyete intikal etmiş komutanlarımızın ve gazilerimizin aziz hatıraları önünde bugün bir kez daha saygıyla eğiliyoruz. Cumhuriyeti ve onun kazanımlarını koruma uğrunda büyük bir özveri ve kararlılıkla sürdürülen mücadeleler esnasında şehitlik mertebesine ulaşan askerlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi de şükran ve minnetle anıyoruz. Cumhuriyetin erdemine ve temel değerlerine yürekten bağlı olan ve Atatürkçü Düşünce Sistemi çerçevesinde hareket eden Türk Silahlı Kuvvetlerinin değerli mensuplarının ve onların kıymetli ailelerinin Cumhuriyet Bayramı'nı en içten dileklerimle kutlarım."
+
+
+
+ 618161
+ Yemen, İran gemisine el koydu
+ kişilik mürettebatın silah uzmanı olduğu, bu kişilerin Huti militanlarıyla birlikte savaşan İranlıların yerine gönderildiği belirtildi. Gemideki silahların, ülkenin kuzeyinde hükümete karşı savaşan Şii militanlara nakledilmekte olduğu kaydedildi. SANA AA
+
+
+
+ 618067
+ Barış Şapeli'nde AB'ye ince mesaj
+ FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ Barış Şapeli'nde AB'ye ince mesaj Sırbistan'da bulunan Cumhurbaşkanı abdullah Gül, evsahibi Cumhurbaştanı Tadiç ile Karlofça Antlaşması'nın imzalandığı Barış Şapeli'ni gezdi. Buradan Brüksel'e seslenen Tadiç, "Türkiye büyük bir devlettir. Bugün dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir noktasında, Türkiye ile barış olmadan barış yapılamaz" diye konuştu. ABDÜLKADİR SELVİ NOVI SAD Sırbistan ziyaretinin son gününde Belgrad'dan Voyvodina Özerk Bölgesi'nin Başkenti Novi Sad'a geçen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Karlofça Antlaşması'nın imzalandığı Barış Şapeli'ni gezdi. Gül'e bu ziyaretinde Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç de eşlik etti. Novi Sad kenti yakınlarındaki Şapel'i gezen Gül ve Tadiç, yetkililerden bilgi aldı. 2. Viyana Kuşatması'ndan sonra 1699 yılında imzalanan Karlofça Anlaşması, Osmanlı İmparatorluğu'nun batıda büyük çapta toprak kaybettiği ilk anlaşma olarak tarihe geçmişti. Anlaşmanın ardından Osmanlı, kaybettiği toprakları geri alma siyaseti izlemeye başlamıştı. TÜRKİYE BÜYÜK BİR DEVLET Tadiç, 'Türkiye büyük bir devlettir. Bugün dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir noktasında, Türkiye ile barış olmadan barış yapılamaz' dedi. Sırbistan'ın Güneydoğu Avrupa'nın istikrar noktası olarak Balkanların geleceğinin çizilmesinde önemli rolü olduğunu kaydeden Tadiç, iki ülkenin de AB'ye üyelik için çalıştığını söyledi. AB'yi 'insanoğlunun en büyük barış projesi' olarak niteleyen Tadiç, Türkiye'nin Sırbistan'ın, Sırbistan'ın da Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediğini vurguladı. Tadiç, dünya ekonomisinin zor bir dönemden geçtiğini belirterek, iki ülkenin bu alandaki iş birliğinin önemine dikkat çekti. Öte yandan, Cumhurbaşkanı Gül, Sırbistan'ın güneybatısında yer alan ve çoğunlukla Boşnakların yaşadığı Sancak bölgesinin yetkilileriyle bir araya geldi. Tadiç'in de katıldığı toplantıda Sancak bölgesinin kalkınması ve kalkınmayı sağlayacak yatırımların yapılması konusu görüşüldü. Türkler gelmesin duvarı yıkıldı Anlaşmanın imzalandığı yapının 1710 yılında şapele çevrildiği belirtilirken, anlaşmayı imzalayacak tarafların geçtiği dört kapıdan biri olan ve Osmanlı temsilcisinin kullandığı Doğu Kapısı'nın yerine "Türkler bir daha bu kapıdan geçip Avrupa'ya gelmesin" diye bir duvar örüldüğü öğrenildi. Duvar geçtiğimiz aylarda Türkiye'nin Belgrad Büyükelçisi Süha Umar'ın girişimleri sonucu yıkıldı. İki cumhurbaşkanı Barış Şapeli'nin ardından Petrovaradin Kalesi'ndeki müzeyi gezdi. 28.10.2009 POLİTİKA
+
+
+
+ 619424
+ İş Bankası ticari kredi faiz oranlarını indirdi
+ 18.18 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, İş Bankası ticari kredi faiz oranlarını indirdi ticari kredi faiz oranlarını indirdiğini açıkladı. Türkiye İş Bankası’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, 23 Ekim 2009’dan itibaren geçerli olacak uygulama ile banka, Taksit Ödemeli Ticari Kredi, Küçük İşletmeler Kredisi ve Küçük İşletmeler Faturalı Alışveriş Kredisi için komisyon oranını yüzde 1, 36 ay vadeye kadar geçerli faiz oranını aylık yüzde 1.59 olarak belirledi. Komisyon oranı yüzde olan “İşyeri Kredisi”nin 60 ay vadeye kadar aylık yüzde 1.19’dan, yüzde 1.09’a indi. SERACILIK VE TARIMDA 36 AY VADELİ KREDİ YÜZDE 1.59 OLDU Uygulama kapsamında yüzde komisyonlu Seracılık İşletme Kredisi’nin 36 ay vadeye kadar geçerli faiz oranı ise aylık yüzde 1.59 olarak belirlendi. Seracılık Yatırım Kredisi’nin 36 ay vadeye kadar geçerli faiz oranı aylık yüzde 1.59, 48 ve 60 ay vadeye kadar ise aylık yüzde 1.64 olarak değiştirildi. Komisyon oranı yüzde olan Süt Besiciliği İşletme Kredisi’nin faiz oranı 24 ay vadeye kadar aylık yüzde 1.59, Süt Besiciliği Hayvan Alım Kredisi ve Süt Besiciliği Makine Ekipman Kredisi’nin faiz oranları ise 36 ay vadeye kadar aylık yüzde 1.59 olarak belirlendi. (ANKA) ...
+
+
+
+ 618251
+ Kalpler Cumhuriyet sevinciyle atacak
+ Kalpler Cumhuriyet sevinciyle atacakİZMİR Milliyet 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Bağımsızlığın ilan edildiği 29 Ekim’in coşkusu 86’ncı kez yaşanacak. En büyük bayram, ’de de gururla kutlanacak. Yine tarihi görüntüler sergilenecek Gün boyu etkinlik var ’DE her 29 Ekim’de olduğu gibi Cumhuriyet Bayramı yine büyük coşkuyla kutlanacak. Önce Cumhuriyet Meydanı’ndaki önünde buluşulacak. Tören geçişleri yapılacak, gurur dolu anlar yaşanacak. Gün boyu kentin dörtbir yanında sergiden söyleşilere pek çok etkinlik gerçekleştirilecek. ’dan AKŞAM ise yer yerinden oynayacak. Gündoğdu Meydanı’na kadar Kordonboyu’nda fener alayı düzenlenecek. Cumhuriyet Meydanı’nda ünlü şarkıcı Funda Arar saat 20.30’dan itibaren konser verecek. Arar, geç saatlere kadar sahnede kalacak, seslendireceği şarkılarıyla bayram sevincine sevinç katacak.
+
+
+
+ 619318
+ Tecavüzcü babaya 40 yıl hapis
+ Tecavüzcü babaya 40 yıl hapis 28.10.2009 16:39Pamukova ilçesinde, öz kızına tecavüz ettiği iddiasıyla yargılanan baba, 40 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Olay, Pamukova ilçesinde geçen yıl Ağustos ayında meydana geldi. İlçede kasaplık yapan Murat G., ilk evliliğinden olan 15 yaşındaki kızı F.G.'ye tecavüz ettiği iddiasıyla çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanmıştı. Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "Hürriyetten yoksun bırakma ve cinsel istismar suçundan" dava açılan Murat G. karar duruşmasında suçlamaları kabul etmeyerek kızının kendisine iftira attığını söyledi. Davanın karar duruşmasında ifade veren 15 yaşındaki F.G. de yaşadığı tecavüzü psikolog gözetiminde tüm ayrıntısıyla anlattı. Mahkeme heyeti, Adli Tıp Kurumu'nun küçük kızın ruh sağlığının bozulduğuna dair raporunu dikkate alarak baba Murat G.'ye "hürriyetten yoksun bırakmak" suçundan 10 yıl, cinsel istismar suçundan 30 yıl olmak üzere 40 yıl hapis cezası verdi. Karar, Yargıtay tarafından onaylanırsa kesinleşecek.
+
+
+
+ 619454
+ Dağda bulunan kafatası, kayıp yakınlarını harekete geçirdi
+ Kayıp yakınlarının kan verme işlemine eşlik eden Mazlum-Der Batman Şube Başkanı Murat Çiçek, Helkıs Dağı'nda kemikler bulunmasının birçok kayıp yakınını umutlandırdığını belirtti. Çiçek, "Yıllardır yakınlarını arayan aileler, kemiklerine bile olsa kavuşmayı bekliyor. Kan ve DNA sonuçlarının karşılaştırılması sonucu kayıp yakınlarının beklentilerinin boşa çıkmayacağını umuyoruz." dedi. Batman'ın Sason ve Kozluk ilçesi sınırlarının kesiştiği bölgedeki Helkis Dağı'nda mayıs ayında çok sayıda kemik ve kafatasları bulunmuştu.
+
+
+
+ 618071
+ Taksiciyle yüzleşti
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Taksiciyle yüzleşti Liseli Münevver Karabulut'u öldüren Cem Garipoğlu'nun olay günü bindiği taksinin şoförü yemin edip tanıklık yaptı. Cem'in yanında bir kişinin daha olduğunu söyleyen şoför, Cem'in kuzeniyle adliyede yüzleştirildi. İSTANBUL (A.A) Münevver Karabulut'u öldürüp cesedini çöpe atan Cem Garipoğlu'nun amca oğlu Fatih Garipoğlu, İstanbul Adalet Sarayı'nda Münevver Karabulut cinayetinin bir tanığıyla yüzleştirildi. Sultanahmet'teki İstanbul Adalet Sarayı'na avukatı Aytekin Kaya ile birlikte gelen Fatih Garipoğlu, burada soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Faruk Erşen Yılmaz ile görüştü. TANIK TAKSİCİ: DEĞİL Adliye çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Garipoğlu'nun avukatı Kaya, müvekkilinin, olay gecesi katil zanlısının yanında bir kişi olduğunu beyan eden taksiciyle yüzleştirildiğini söyledi. Kaya, 'Yemin ettirildikten sonra taksici, gece Cem Garipoğlu'nun yanında olan kişinin Fatih Garipoğlu olmadığını söyledi. Zaten önceden yapılmış işlemler yeniden tekrar edildi. Farklı olarak yüzleştirme yapıldı. Artık davanın açılmasını bekliyoruz' dedi. OLAY GÜNÜ EVDEYDİM Savcı ve polislerin ne iddia varsa onları incelediklerini ve tekrara varan işlemlerin de yapıldığını belirten Kaya, 'Mutlaka soruşturmayı yürüten savcıların bir kanaate vardığını düşünüyorum. Dolayısıyla kovuşturmaya geçileceğini düşünüyorum. Garipoğlu, ifadesini tekrarladı ve olay günü orada olmadığını, saat 18.00'den itibaren evinde olduğunu söyledi' diye konuştu. Avukat Kaya, 'Her iddiayla uğraşırsak ana zeminden uzaklaşırız' dedi. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 618328
+ Destek bekliyoruz...
+ Barış Yengiloğlu Basın TribünüDestek bekliyoruz... 28 Ekim Çarşamba 2009 -Tepecikspor maçı, bugüne kadar izlediğim karşılaşmaların en anlamlısı... Anlamı, maçta değil, öncesinde yaşananlarda... Her şey iki yıl önce bir sabah, kalp kaslarının gevşediği ve bunun bir rahatsızlık olduğunu öğrenen gazeteci ağabeyim Çağatay Çağlar‘ın yaşam hikayesiyle başlıyor. Haberi aldığında 38 yaşındaydı. Eşi Hülya Çağlar ile güzel yavruları Berke ve Lara‘yla birlikte umut dolu yaşamını sürüyordu Çağatay Çağlar. Buradaki sihirli kelime ‘umut’ kayboldu sanmayın Çağlar Ailesi için. Yalnızca, umutların ilk sırasına, yeni bir organ, yeni bir kalp yerleşti. Zorlu başlangıç günlerinde biz gazeteci dostları, Çağatay için kalp beklerken, birkaç ay sonra hastaneden çıktı ve sabahın köründe kapıma dayanıp ‘Kalk gidiyoruz’ dedi. Yüzde 18’le çarpan, aslında çarpmayan, titreyen kalbiyle anlatmaya başladı: ‘Seninle birlikte spor programı yapacağız.’ İşlerini hafifletmesi gereken Çağatay, tersine yükünü ağırlaştırmaya çalışıyordu. “İntihar etmek istiyorsan git köprüden atla. Bu işi yalnız yap. Kendine suç ortağı arama, ben yatıcam” dedim. Sonuç: Pazar akşamları Ege TV’de Stüdyo 90’la spor programına başladık tabii... Ve gördüm ki yaşama daha umut dolu ve bizden çok ama çok daha sıkı bağlanmış bir Çağatay vardı karşımda. Önceki hafta da yeni yayın döneminde, adını Fanatik Futbol yaptığımız spor programımızdan farklı bir fikirle çıktık. Organ bağışını yaygınlaştırmak için spor alanlarında toplanan insanlara bire bir ulaşmaya, organ bağışına destek olmaları için bilgilendirmeye karar verdik. Bir davet verseniz bir araya toplayamayacağınız insanı, kat ve katıyla tribünler buluşturuyordu zaten. Tek yapmamız gereken her zaman gittiğimiz statlara, elimizde bilgilendirme notu ve bağışlamak isteyenlerin doldurabileceği kartlarla gitmekti, yaptık. İlk olarak Göztepe-Tepecik maçıyla başladık, devam da edeceğiz. Destek olan Organ Bağışı Gönüllüleri Topluluğu’na, Op. Dr. Ata Bozoklar, Göztepe taraftarlarına, ’ne, Spor Yazarları Derneği İzmir Şubesi’ne, gazeteci dostlarımıza, (TFF) Başkanı ’e, TFF üyesi Fatih Tanfer’e, GSİM?Sabri Sadıklar’a ve bundan sonra destek olacak tüm sporseverlere şimdiden teşekkür ederiz. UNUTMAYIN... Bugün Çağatay’a, ama bir sabah kalktığımızda hepimize lazım olabilecek herhangi bir organa ihtiyaç duyabiliriz. Umut, insanoğlunu ayakta tutan tek şey. Her şeyi yitirebilirsiniz ancak umutlarınızı yitirdiğiniz an bitmişsiniz demektir. Ülkemizde 55 bin insanımız için umutla bekliyor. Haydi sizde organlarınızı bağışlayın, hediyeniz yeni hayatlar olsun. (32 yazı)
+
+
+
+ 618206
+ Hırsız çeteye kadın ‘şerif’
+ Hırsız çeteye kadın ‘şerif’ TURAÇ TOP İzmir DHA 28.10.2009Otomobil çalan çetenin lideri, bir çocuk annesi Şerife Kavak’ın İzmir’de taksi durağı işlettiği de öğrenildi. Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’de park halindeki çok sayıda otomobili çalıp daha sonra satan bir çete çökertilirken, liderin ‘Şerif‘ takma adını kullanan bir kadın olduğu ortaya çıktı... ’de çaldıkları otomobilleri sattıkları ileri sürülen ve liderliğini “Şerif” takma adını kullanan Şerife Kavak (31) adlı kadının yaptığı 10 kişilik suç örgütü çökertildi. Daha önce oto hırsızlığından iki kez yakalanan Kavak ve adamlarının İzmir’de park halindeki otomobilleri çalıp çeşitli illerden gelen siparişler üzerine sattıkları saptandı. Denizli, ve İzmir’de önceden belirlenen adreslere yapılan eşzamanlı baskınlarda, Kavak ile 10 kişi yakalandı. Zanlıların gösterdikleri yerlerde de çalıp sattıkları 21 otomobil ele geçirildi. Bir çocuk annesi Kavak’ın kendisi ve adamlarına aile görüntüsü verdiği, yıl hapis cezasıyla arandığı belirlendi. Bayraklı’da taksi durağı işleten Kavak’ın, çalıntı araçların seyri sırasında kendi otomobili ya da taksileriyle eskortluk yaptığı öğrenildi.
+
+
+
+ 618080
+ Islak imzalı 'darbe belgesi' Ankara'da
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Islak imzalı 'darbe belgesi' Ankara'da İlgili haberler EVİN GÖKTAŞ İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın gönderdiği “ıslak imzalı belge”, dün akşam saatlerinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na ulaştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu, kamuoyunda “İrtica ile mücadele eylem belgesi” olarak bilinen 'AK Parti ve Fetullah Gülen'i Bitirme Planı'nı, Albay Dursun Çiçek'le ilgili soruşturmaları yürüten Cumhuriyet Savcısı Şadan Sakınan'a teslim etti.Sakınan, belge üzerindeki imzanın Çiçek'in el ürünü ve orijinal olup olmadığını tespit etmek için teknik incelemesini yaptıracak. Belgenin gerçek olduğu bir kez daha saptanırsa gereği yapılmak üzere Başsavcılık tarafından Genelkurmay Askeri Savcılığı'na gönderilecek. BELGE ORİJİNAL ÇIKMIŞTI Belge ilk ortaya çıktığında AK Parti, Albay Çiçek hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu. İstanbul Adli Tıp Kurumu'nca da belgenin orijinal ve ıslak imzalı olduğu saptanmıştı. Ankara'daki incelemenin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı belgeyi Genelkurmay Askeri Savcılığı'na gönderecek. Başsvcılık, belgeyi Askeri Savcılığa havale ederek Albay Çiçek hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılmasını talep edecek. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 618575
+ “Karzai’nin kardeşi, CIA’dan maaş alıyor”
+ 10.16 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, “Karzai’nin kardeşi, ’dan maaş alıyor” Devlet Başkanı ’nin kardeşinin Amerikan istihbarat örgütü ’dan maaş aldığını yazdı. Gazetenin, önceki ve şimdiki Amerikalı yetkililere dayandırarak verdiği haberde, Afganistan’ın ticaretinde rol oynadığı belirtilen Ahmed Veli Karzai’nin son yıldır CIA’dan maaş aldığı kaydedildi. Karzai’nin, Kandahar kenti ve çevresinde, CIA’in talimatı doğrultusunda operasyonlar düzenleyen milis gücüne asker alınmasına yardım etmek gibi hizmetler için bu maaşı aldığı belirtildi. Gazeteye demeç veren Ahmed Veli Karzai, ’li sivil ve askeri yetkililerle işbirliği yaptığını, ancak ticaretiyle ilgisi olmadığını ve CIA’dan maaş almadığını söyledi. CIA ise haberi ne doğruladı, ne de yalanladı. New York Times, istihbarat örgütünün Karzai ile mali bağlarının ve onunla iş ilişkilerinin Obama yönetimi içinde derin anlaşmazlıklara neden olduğunu da yazdı. Ve .
+
+
+
+ 619436
+ Abbas: Hamas'a elimizi uzattık, uzlaşmaya hazırız
+ 18.52 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Abbas: Hamas'a elimizi uzattık, uzlaşmaya hazırızRABAT (A.A) Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Gazze Şeridi’nin denetimini elinde bulunduran Hamas ile uzlaşmaya hazır olduklarını söyledi Fas’ın başkenti Rabat’ta düzenlenen "Uluslararası Kudüs Forumu"na katılan Abbas, yaptığı açıklamada, "Bölünmeye ve anlaşmazlığa son vermek için elimizi Hamas’a uzattık, çünkü vatanın çıkarı çok daha önemli" dedi. "Hamas’a bize doğru bir adım atmaları çağrısında bulunuyoruz" diye konuşan Abbas, Kahire’deki uzlaşma görüşmelerinde başarısız olunmasının sorumlusunun Hamas olduğunu ifade etti. Abbas, gün önce, Filistin’de genel ve başkanlık seçimlerinin planlandığı şekilde yapılacağını, seçim kararında geri dönüş olmayacağını açıklamıştı. Hamas, Abbas’ın 24 Ocak 2010’da seçimlerin yapılması kararına tepki göstermiş ve El Fetih ile aralarındaki uzlaşma görüşmelerinin tamamen durduğunu bildirmişti. Hamas liderlerinden Salah El Bardavil, "Hamas uzlaşma istiyor, ama Abbas’ın koşullarıyla değil. Abbas, direnişi ortadan kaldırmak istiyor" diye konuşmuştu. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
+
+
+
+ 618239
+ Hukuk devletinin gerekleri yapılmalı
+ Yargı hakikatten bağımsızsa bu faaliyetlerini yürütebilmelidir. Bunun için ne tedbir gerekiyorsa alınmalıdır. Araştırılmamış bir konuda Genelkurmay Başkanı'mızın 'kâğıt parçası' deyimi de pek hoş olmamıştır. Yanlış bilgilendirilmişse, bundan dönülebilmelidir. Ülkenin hayrına olmayan bu tip eylemlere kalkışanlar cezasını bulmalıdır. Türkiye bir hukuk devletiyse bu böyle olmalıdır. Genelkurmay Başkanı doğru bilgilendirilmemiş olmalıdır, yoksa diğer tarafını düşünmek bile istemiyorum. Ülke artık bu tür şeylerle yüzleşmelidir. Yanlışlıklarda ısrar, ülkenin zararınadır. Bu tür belgeleri mahkemeden gizlemeye çalışanlar araştırılmalı ve cezalandırılmalıdır, çünkü onlar da suçludur. Bir delili yok etmek suçtur. Suç olan bir şeyin araştırılmasına engel olmak, yargının faaliyetine engel olmak da suçtur. Hukuk devleti dediğiniz boş bir laf değildir." Resul Cengiz DENİZLİ
+
+
+
+ 618119
+ Anadolu Ateşi'nin gözüyle İstanbul
+ Anadolu Ateşi'nin gözüyle İstanbul İSTANBUL (A.A) Anadolu Ateşi Dans Topluluğu, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri çerçevesinde ayrı gezginin gözünden yarı düşsel, yarı gerçek bir İstanbul tablosunu ortaya koyan 'İstanbul Dreams' adlı bir proje hazırladı. Projenin prömiyeri, 2010 yılının Ekim ayında gerçekleştirilecek. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti (AKB) Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç ve Anadolu Ateşi Dans Topluluğu Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda düzenlenen basın toplantısında projeyi tanıttı. Avdagiç, projenin, 'dans ve müzik performansı ile İstanbul'u yorumlayarak birbirinden farklı yabancı karakterlerin gözünden şehrin farklı renklerini sunması açısından büyük bir önem taşıdığını' vurgulayarak, 'Her bir karakterin yaşadığı İstanbul macerasında bizler de zaman zaman kendi İstanbulumuzu bulacak, zaman zaman şehrin çok iyi bildiğimiz mekanlarına ve hikayelerine yeni bir gözle bakma imkanı bulacağız' dedi. 28.10.2009
+
+
+
+ 618264
+ Kaos planı, millete hazırlanmış tezgâhtır
+ Vural, hukuk devletinde millete ve siyasete müdahalenin kabul edilemeyeceğini söyledi. Bu işin bir an önce bütün yönleri ile ortaya çıkarılması gerektiğini vurgulayan Vural, "Öncelikle AKP'yi bitireceksek biz bitiririz. Bu işin arkasında ne var ne yok hepsi açığa çıkarılmalı. Kimseye siyasete müdahale edip mağduriyet oluşturma fırsatı tanınmamalı." şeklinde konuştu. Vural, böyle bir belgeyi kabul etmelerinin mümkün olmadığını ifade etti. Bu konudaki hukuki sürecin süratle yapılmasını isteyen Vural, "Bu belgeyi kim hazırladı, hangi amaçla hazırladı? Kime yarıyor? Bu soruları hep birlikte soralım. Hukuk sürecinin bu konuda çok daha çabuk olması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
+
+
+
+ 618181
+ Türkiye, temassız kartta Avrupa'nın ikinci büyüğü
+ Böylece Türkiye, İngiltere'den sonra en yaygın ikinci pazar konumuna geldi." dedi. 2008'de banka ile yapılan anlaşmayla 120 bin kart, bin kabul noktasına ulaşırken bugün 650 bin kartla 11 bin kabul noktasında hizmet veriliyor. Visa temassız kartlar Avrupa'da İngiltere, Türkiye, İtalya, İsviçre ve Polonya olmak üzere ülkede kullanılıyor. Avrupa'da ilk defa 2002'de İngiltere'de kullanılan temassız kartı, Türkiye'de yeni bankanın daha kullanmak istediği bilgisini veren Kurak, 2010 başında temassız kart sayısının milyonun üstüne çıkmasını, kabul noktalarının ise 35 bine yükselmesini hedeflediklerini dile getirdi. Bugün 35 liraya kadar olan alışverişlerdeki ödemeleri şifre girmeksizin gerçekleştiren Visa payWave; Bank Asya 'Dıt', Denizbank 'Sea&Miles' ve 'Fenerbahçe Bonus Card', Finansbank 'Cardfinans Express', Garanti 'Money Card', Halkbank 'Bank24 Jet' ve 'Bank24 Jet Kampus Kart', İş Bankası 'Maksimum Aktif', Yapı Kredi Visa kredi kartı portföyü ve Ziraat 'Maximum' ile hizmet veriyor. bin 216 yönetici ile görüşerek yaptıkları araştırma ile temassız kartın en çok araba yıkama, yemek, taksi, kuaför ve kafelerde kullanıldığı sonucuna vardıklarını vurgulayan Türkiye Direktörü, temassız kartın avantajlarını da şu şekilde sıraladı: "Bekleme süresi azalıyor, daha iyi hizmet sunuluyor ve modern bir tüketim aracı olarak görülüyor." 35 liraya kadar limitli alışverişlerin yüzde 40'ının nakit olarak yapıldığına dikkat çeken Visa Başkan Yardımcısı Charlotte Desbons de, bunun temassız kartla yapılmasını hedeflediklerini kaydederek, temassız kartla İstanbul'da sinema, Londra'da çay veya New York'ta taksi ödemesi yapılabileceğini bildirdi. Normal kartla alışverişin 15-20 saniye sürdüğünü anlatan Desbons, temassız kartla alışveriş süresinin saniyeye düşeceğini belirtti.
+
+
+
+ 619242
+ Sağlık personeli Pazartesi aşılanacak
+ Sağlık personeli Pazartesi aşılanacak AJANSLAR Giriş Saati 28.10.2009 15:37 Güncelleme 28.10.2009 16:08 Sağlık Bakanlığı, sağlık personeline aşı uygulamasının Kasım Pazartesi günü başlayacağını bildirdi. Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, H1N1 aşılarının Türkiye'ye gelen ilk partisinden alınan numunelerin Hıfzıssıhha Laboratuarlarındaki ön ve son kontrollerinin tamamlandığı, bütün sonuçların olumlu çıktığı bildirildi. İlk aşı uygulamalarının sağlık personeli ve hacı adaylarına yapılacağı belirtilen açıklamada, "Uygulamanın sağlık personelimize başlatılması hususunda gerekli bilgilendirme çalışmaları, hazırlıklar ve aşıların bütün sağlık merkezlerimize ulaştırılması çalışmaları hızla sürdürülmektedir. Sağlık personelimizin aşı uygulaması Kasım 2009 Pazartesi günü başlayacaktır." denildi. Açıklamada, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bakanlık bürokratları, bilim adamları ve sağlık personelinin aşılanmaları ile ilgili çeşitli görüntü ve fotoğrafların, basın müşavirliği tarafından temin edilerek, bütün medya kuruluşlarına aynı anda servis edileceği kaydedildi. Milletvekillerine VIP aşı uygulaması veya devletin zirvesine öncelik diye bir hususun kesinlikle söz konusu olmadığı vurgulanan açıklamada, şu görüşlere yer verildi: "İsteyene spreyli aşı uygulanacak bilgisi de tamamen gerçek dışıdır. Türkiye'deki H1N1 aşı uygulaması ve takvimi tamamen Pandemi Bilim Kurulu'nun verdiği kararlara göre planlanmakta ve icra edilmektedir. Bakanlığımız şu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da süreçle ilgili bütün gelişmeleri acil, hızlı, açık ve şeffaf bir biçimde medyamızda paylaşmaya devam edecektir. Bakanlığımızca yapılacak açıklamalar dışında spekülatif bilgilere ve haberlere itibar edilmemesini bekliyor, ülkemiz ve insanımız adına çok önemli olan bu sosyal ve toplumsal sürece verdiğiniz olumlu katkılar için bir kere daha teşekkür ediyoruz." VALİ GÜLER: İSTANBUL'A 60 BİN 500 DOZ DOMUZ GRİBİ AŞISI GELDİ İstanbul Valisi Muammer Güler, ''İstanbul'a 60 bin 500 doz domuz gribi aşısı geldi. Öncelikle sağlık çalışanlarına ve öğrencilere aşı yapılacak'' dedi. Cumhuriyetin kuruluşunun 86. yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde Taksim Cumhuriyet Anıtı'nda düzenlenen törenin ardından basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Güler, okullarda ''domuz gribi'' vakalarında biraz artış olduğunu, 30 Ekimin tatil edildiğini hatırlatarak, öğrencilere iyi dinlenmeleri tavsiyesinde bulundu. Okullarda günlük tatil boyunca temizlik ve hijyen çalışmalarının yapılacağını vurgulayan Güler, şunları kaydetti: ''Okullarımızda fazla olmasa da bir artış gözleniyor. Bu nedenle zaten tatilimizi yaptık. Öğrencilerimiz bu süre içerisinde dinlenecek. Hem devamsızlık durumlarını yeniden gözleyeceğiz, hem de okullardaki genel temizlik ve diğer hijyen tedbirlerinin arttırılması çalışmalarını takip edeceğiz. Koruma önlemlerinin aynı kararlılıkla sürdürülmesinde fayda vardır. Hastanede yatmakta olan kişi yoktur.'' Vali Muammer Güler, Manisa'da hayatını kaybeden Yusuf Demirtaş'ın İstanbul'daki bir yurtta kaldığı yönündeki haberler üzerine gerekli incelemelerin yapıldığını belirterek, şöyle konuştu: ''İstanbul'da bir yurtta kaldığı ifade edildi. Ancak bugün İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Enstitüsü'nden alınan resmi tahlil raporunda ölüm sebebinin domuz gribi virüsüne bağlı olmadığı, bir akciğer enfeksiyonu iltihabı hastalığından kaynaklandığı ortaya çıktı. nedenle domuz gribinden bir ölüm olmadığını söylüyorum.'' Vali Muammer Güler, İstanbul'a 60 bin 500 doz domuz gribi aşısı geldiğini, öncelikle sağlık çalışanlarına ve öğrencilere aşı yapılacağını bildirdi. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba
+
+
+
+ 618846
+ "Salgın zirve yapacak"
+ Marmara Üniversitesi (MÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bakır, yaptığı açıklamada, risk grupları arasında ölüme neden olabilen mevsimsel grip ile pandemiye neden olan domuz gribi arasında çok ciddi farklar bulunduğunu vurgulayarak, mevsimsel gribe göre domuz gribi virüsünün çok hızlı yayıldığını, yayılma hızının en az kat olduğunu söyledi. Domuz gribi virüsünün farklı risk gruplarını etkilediğine işaret eden Bakır, mevsimsel gribin daha çok 65 yaş üstü insanlarda ölüme neden olurken, domuz gribinin ise en çok hamile kadınları, çocukları ve akciğer başta olmak üzere kronik hastalığı bulunanları etkilediği kaydetti. Prof. Dr. Bakır, pandemik gripten yaşlıların kadar etkilenmediğini, bunun nedeninin de muhtemelen 1957'den önce doğanların benzer bir pandemide bağışıklanmasından kaynaklandığını belirtti. Bakır, bu yüzden 65 yaş üstü insanlarda şimdi ki pandemik virüse karşı üçte bir oranında koruyucu antikor görüldüğünü ifade etti. Pandemik virüsün çok hızlı ilerleyerek zatürre yapması riskinin bulunduğunu dile getiren Bakır, ''Pandemik virüs, ne ilaç verirseniz verin önünü alamadığınız bir solunum sıkıntısı sendromu ve çoklu organ yetmezlik sendromu ile öldürebiliyor'' dedi. Prof. Dr. Bakır, mevsimsel gripli hastalara göre pandemik gripli hastaların ölüm oranının en az kat olduğunu vurgulayarak, ''Sağlık otoriteleri daha da yayılır, bu kabiliyetleri artar diye korkuyor. Hızlı yayılım göstermesi, ölümcüllüğünün daha fazla olması, mutasyon kabiliyeti yani kendini değiştirme sebebiyle bir an önce aşının yapılması isteniyor'' diye konuştu. Dünya Sağlık Örgütünün daha çok insanın aşılanabilmesi için üretici firmalara aşılardaki antijen miktarını azaltıp adjüvan denilen doğal bağışıklığı artıran maddeler eklemeleri önerisinde bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Bakır, böylece koruma oranının yüzde 95'e çıktığını, gebelerin doğan çocuklarının da ilk ay anneden aldıkları antikorla korunmalarının sağlanmış olduğunu kaydetti. Tartışma yaratan konu Doğal madde eklenmesinin de aşı ile ilgili birtakım iddiaların ortaya atılmasına neden olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Bakır, şöyle devam etti: ''Kıyamet de buradan kopuyor. 'Aşıların içeriğinde bu tip maddeler zararlı' deniyor. Türkiye'ye gelecek aşılarda squaelen denilen bir madde kullanılıyor. Bu madde bizim kanımızda dolaşıyor. Karaciğerimizde kolesterol metabolizmasının ara ürünü olarak yer alıyor. Doğada yaygın olarak yediğimiz gıdalarda da bulunuyor. Aşıların içine konulan squaelen köpek balığı yağından elde ediliyor. Squaelenden korkulması son derece manasız. 10 yıldır AB'de uygulanan bir grip aşısında da bu madde var. Bunların takibinde herhangi bir yan etki veya hastalık belirtisi görülmedi. Dünya Sağlık Örgütü de güvenli bir şekilde squaelen içeren aşıların yapılmasını öneriyor. 70 kadar çalışmada squaelenin insan vücuduna zarar vermediği herhangi bir yan etkisi olmadığı belirlendi.'' Prof. Dr. Mustafa Bakır, Dünya Sağlık Örgütünün birçok çalışmayı değerlendirdikten sonra domuz gribi aşısının mevsimsel grip aşısı kadar güvenli ilan ettiğini anımsattı. Bakır, çocuklara birçok ilacın erişkinlerdeki bilgilere dayanılarak verildiğini aktararak, şöyle devam etti: ''Önümüzde bir salgın var. Salgının zirve yapacağı bir dönem bekleniyor. Bu dönem havaların soğuduğu dönem. Salgının zirve yapacağı dönem henüz daha gelmedi. Yeni başladı hastalar görülmeye... Havalar soğudukça bunun sıklığı ve sayısı giderek artacak ve bu artış bir zirve yapacak. Bu zirve Aralık ayının sonuna doğru, Ocak ve Şubat ayları... Bu üç ay hastalığın en fazla öldürmeye başladığı, hastaneye en fazla yatışların olduğu dönem olacak. Bu dönemden önce insanların kanında koruyucu bağışıklık maddesi olması istenir ki bu hastalığa yakalanmasın. Bu dönem olmadan önce ailelerin çocuklarını aşılatması lazım.'' 17 ülkede aşılama Hastalığın en çok yaş altı çocukları tuttuğuna işaret eden Bakır, 17 ülkenin çocuklar dahil olmak üzere risk gruplarını aşılatmaya başladığını bildirdi. Anne ve babalardan hastalığın riskleri konusunda araştırma yapmaları ve bilgilenmelerini isteyen Bakır, aşı yaptırmak yerine hastalığın riskini alanların büyük bir hata yapmış olacaklarını, çünkü hastalık başladıktan özellikle de geç dönemde başlayan ilaç tedavisinin hastalığın çok hızlı bir şekilde ilerlemesini durduramadığını anlattı. Prof. Dr. Bakır, ''O nedenle önceden korunmak çok daha akıllıcadır. Çünkü aşının riski ile hastalığın riskini karşılaştırdığınız zaman aşının riski solda sıfır kalır'' dedi. Bakır, burun akıntısı, hapşırma, öksürük, boğaz ağrısı, kas ve eklem ağrıları gibi belirtilerden en az ikisini ateşle birlikte gösterenlerin domuz gribi olma ihtimalinin yüzde 40-50 civarında olduğuna dikkati çekti. Mevsimsel grip aşısı yaptıranların da bu aşıyı rahatlıkla yaptırabileceklerine işaret eden Bakır, domuz gribi geçirenlerin ise tekrar aşı yaptırmalarına gerek olmadığını söyledi. Bakır, şu an için okul öncesi ve okul çağı çocuklarının eğitimden geri kalmalarını gerektiren bir durum olmadığını, okul veya kreş kapatma gibi önlemlerin hastalığın zirve yapacağı Aralık, Ocak ve Şubat aylarına saklamak gerektiğini bildirdi. Türkiye'de son durum Bakır, hastalığın kuzey yarım küredeki ülkelerde çok hızlı bir şekilde yayıldığını, dün itibarıyla İngiltere'de 500 kişinin hastanede yattığını, 99'unun yoğun bakımda olduğunu kaydetti. İspanya ve Fransa'da benzer vakalar bulunduğunu belirten Bakır, hastalığın bir çok Avrupa ülkesinde giderek artma eğilimi gösterdiğini söyledi. Bakır, okullarda hijyen kurallarına azami uyulması gerektiğini belirterek, hasta olan öğrenci ve personelin ateşi düştükten sonra 24 saat daha evde kalmaları, hastalık belirtisi gösteren çocukların izole edilerek ailelerine teslim edilmeleri gerektiğini anlattı. Su ve sabunun temin edilerek çocukların sık sık ellerini yıkamalarının sağlanması, sınıfların teneffüslerde havalandırılması, her gün okul bittikten sonra sıraların kapı kollarının çamaşır suyu ile silinerek dezenfekte edilmesinin de zaruri olduğunu aktaran Bakır, el yıkama yerine gliserin içeren el dezenfektanlarının da kullanılabileceğini söyledi. Bakır, çocukların birbirlerini öpmeleri veya el tutmalarının engellenmesi gerektiğini anlatarak, ''0-24 aylık bebekler, hamile kadınlar ve kronik hastalığı olanlarda hastalık belirtisi görülmesi halinde derhal doktora götürülüp test sonuçları beklenmeden acil tedaviye başlanmalıdır'' şeklinde konuştu. Prof. Dr. Bakır, piyasadaki hızlı testleri duyarlılığı az olduğu için önermediklerini de sözlerine ekledi. İlgili haberler için tıklayınız: 28 Ekim 2009 Bulaşıcı bir hastalığın bu kadar hızlı yayılması bence hayat standartlarımız ne kadar düştüğünün önemli bir göstergesi. Biz müslüman türkler temizliğe son derece önem veren bir toplumduk benim bildiğim ama ne oldu ne değiştiyse artık önem derecesi yerlerde sürünüyor. Domuz gribi ile ilgilide pek çok komplo teorisi üretiliyor. Aldanmayalım bunlara komşu söyledi diye gidip aşı yaptırmayın kendinize doktora gidin. (Özgür Şahan ÖZER)
+
+
+
+ 619330
+ Adnan Menderes'in 54 yıl sonra yeni fotoğrafları bulundu
+ 16.54 28.10.2009büyük halleri için üzerine tıklayın Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'in 54 yıl sonra yeni fotoğrafları bulundu Merhum başbakanlardan ’in 54 yıl önce Muş Demiryolu’nun açılış töreninde çekilen tarihi fotoğrafları ’de ortaya çıktı. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Adnan Menderes, başbakan olduğu dönemde, 26 Ekim 1955 tarihinde Muş Demiryolu’nun açılış törenine katıldı. Tören sırasında çekilen fotoğrafları, bir süre sonra Nafıa Vekili Kemal Zeytinoğlu ve dönemin Muş Valisi Vefki Ertürk tarafından Adnan Menderes’e bir albüm halinde takdim edildi. -BAZI EVRAK VE FOTOĞRAFLARI BİR KAZAN DAİRESİNDE YAKILIRKEN...- Tarihi fotoğrafları babası Ali Koşu’dan aldığını anlatan Saniye Koşu, AA muhabirine şunları anlattı: "Babam Ali Koşu uzun süre ’da posta memuru olarak görev yaptı. Adnan Menderes tutuklanıp edildikten sonra bazı evrak ve fotoğrafları Ankara’da bir dairenin kazan dairesinde yakılarak imha edilmiş. Babam Ali Koşu yakılmak için getirilen evrak ve fotoğraflar içerisinden bir fotoğraf albümünü görevlilere rica edip almış. Kendisine ’bunu buradan aldığını kimseye söyleme, hatıra olarak sakla, kimseye gösterme’ denilmiş. Babam yıllarca özenle sakladığı fotoğraf albümünü hastalanınca bana verdi. Babam yıl önce sonrası öldü. Ben de babamın hatırası olarak bu albümü özenle korudum." Saniye Koşu, "14 siyah beyaz fotoğrafın bulunduğu albümü, meraklı birisine satıp, zihinsel engelliler için bir okul açmayı planlıyorum. Fotoğraflar değerini bulursa satarım. Aslında fotoğraflar benim için çok değerli ama maddi sorunlar nedeniyle bu fotoğrafları satmak istiyorum" diye konuştu. Tarihi fotoğraf albümünde Muş Demiryolu’nun açılışını yapan Adnan Menderes kurdele keserken ve konuşma yaparken görülüyor. Fotoğraf karelerinde buharlı lokomotifler de yer alıyor. Albümün ilk sayfasında Adnan Menderes’e Nafıa Vekili Kemal Zeytinoğlu ve dönemin Muş Valisi Vefki Ertürk’e ait takdim yazısı da bulunuyor.
+
+
+
+ 617899
+ KKTC'de Grev Ertelemesi
+ : KKTC'de Grev Ertelemesi Yayına Giriş: 28.10.2009 00:20:12 Güncelleme: 28.10.2009 00:20:12 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Bakanlar Kurulu yaptığı olağanüstü toplantıda, sendikaların bugün (28.10.2009) Ercan Havalimanı'nda yapacağı grevi 60 gün süreyle erteledi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanlığı'ndan konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, söz konusu grevin ''düzeni bozucu niteliği olduğu'' gerekçesiyle ertelendiği belirtildi. Kamuda örgütlü 27 sendika, "Kamu Çalışanlarının Aylık Maaş, Ücret ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasa Tasarısı"na karşı bir günlük genel grev ile miting yapacaktı.
+
+
+
+ 619439
+ TTNet caddeleri internetle donatacak
+ TTNet Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Onuk, geçekleştirdikleri sohbet toplantısında 'Smart Street' projesinin müjdesini verdi. Proje kapsamında pilot olarak belirlenecek İstanbul'un birkaç önemli caddesinde boydan boya internet hizmeti sağlayacaklarını söyledi. Bu caddelerin Bağdat Caddesi, İstiklal Caddesi gibi İstanbul'un en önemli caddelerinden birkaçı olması planlanıyor. Çok kısa bir sürede başlaması planlanan hizmet ilk etapta vatandaşlara ücretsiz olarak sunulacak. 3G TAMAMLAYICI BİR UNSUR OLARAK ALGILANMALI Türkiye'deki operatörlerin 'ADSL'ini kapat 3G'ye geç' izlenimi verdiklerini belirten Onuk, ABD ve Avrupa'daki 3G uygulamaları ile ilgili böyle bir hava oluşmadığına dikkat çekti. Onuk, "3G ülkemizde uygulanmaya başlayınca insanlar ADSL aboneliklerini iptal edip herkesin 3G'ye geçeceği ve ADSL abone sayılarında düşüş olacağı sanıldı. Fakat kullanıcı rakamlarını incelediğimizde durumun böyle olmadığını görüyoruz. Biz kullanıcı sayısında büyümeye devam ediyoruz" dedi. TTNet'in müşterilerine sağladığı servisler ile kullanıcıların tüm internet ihtiyacını karşılamayı hedeflediğini anlatan Onuk, "Biz evde ve işyerinde ADSL bağlantısı, dışarıda da Wi-Fi bağlantı noktalarıyla müşterilerimize hizmet veriyoruz. Bu noktada 3G acil internet ihtiyaçlarında, hareket halindeyken kullanılmak üzere tamamlayıcı bir hizmet olarak algılanmalı" dedi. 3G ADSL'NİN YAYGINLAŞMASINA DESTEK OLUYOR Murat Onuk konuşmasında 3G teknolojisinin Türkiye'ye gelmesiyle birlikte operatör ve TTNet'in 30-40 milyon dolar reklam harcaması gerçekleştirdiklerini söyledi. Yapılan bu harcamaları sayesinde internet kullanımının da özendirildiğini ve bu sayede ADSL kullanımının da arttığını açıkladı. DÜNYADA ÜZERİNDE İNTERNET TİCARET HACMİ 20 TRİLYON DOLAR TTNet Genel Müdürü Tahsin Yılmaz ise tüm dünya üzerindeki internet ticaret hacminin 20 trilyon dolar gibi ciddi bir boyuta ulaştığını söyledi. Yılmaz açıklamasında, "TTNet olarak Türkiye'de de bu pazarı büyütmeye çalışıyoruz. 2010 yılında öncelikli hedeflerimizden birisi de Türkiye'deki 'bilgisayarlaşma' oranlarını yükseltmek. Başlangıç olarak insanların bilgisayar alması ve bilgisayar ihtiyacını hissetmeleri gerekiyor. Bu doğrultuda yapacağımız AR-GE çalışmalarıyla milyon ADSL kullanıcımız için kullanışlı servisler geliştireceğiz" dedi.
+
+
+
+ 618965
+ Dışişleri Krizin Bitmesinden Memnun
+ : Dışişleri Krizin Bitmesinden Memnun Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Azerbaycan'da şehitlikten indirilen Türk bayraklarının yeniden asılması ile ilgili memnuniyeti dile getirdi. Yayına Giriş: 28.10.2009 13:09:25 Güncelleme: 28.10.2009 13:17:45 Azerbaycan'daki Türk şehitliğinden indirilen bayraklarının yeniden asılması Ankara'da memnuniyetle karşılandı. Dışişleri Bakanlığı, "yanlış anlaşılma dönemi uzun vadeli ilişkilerde sadece bir parantezdi, bu parantez de bugün kapandı" açıklamasında bulundu. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Burak Özügergin, haftalık olağan basın toplantısında Türk Dış Politikası'nda son dönemde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Özügergin, Azerbaycan ile yaşanan bayrak sorununu bir kriz olarak görmediklerini belirterek, "Tek millet içinde kriz olmaz. Yanlış anlaşılmalar olur. Uzun dönemde bir parantezdi, da bugün kapandı" dedi. Irak Sözcü Özügergin, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun gelecek günlerde Irak'a gerçekleştirecekleri ziyaretin amacının da, ekonomik kalkınma ile Irak halkının birlik ve beraberliğini sağlamak olduğunu anlattı. Özügergin, Musul ve Basra başkosolosluklarının da resmen açılışının yapılacağını duyurdu. Irak'ın zor dönemlerinde hep elinden tuttuklarını belirten Özügergin, "Irak halkının güvenliği bizi daha güvenli kılar" diye konuştu. İsrail İsrail ile ilişkiler konusundaki soruları da yanıtlayanan Burak Özügergin, Gazze'yi hatırlatarak, Türkiye'nin bölgeye ilişkin endişelerinin tamamen insani boyutlu olduğunu anlattı. Sözcü, "Bunu demek İsrail karşıtlığı demek değil. Türkiye'nin bölge halkına borcu var. Türkiye-İsrail ilişkileri tarihin sınavından geçmiştir, kopmayacak kadar güçlüdür" dedi. Haremüşşerif civarında son bir aydır devam eden gerginlikten dolayı da "derin kaygı" duyulduğunu belirten Özügergin İsrail yönetimini sorumlu davranmaya çağırdı. Kıbrıs Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Kıbrıs konusunda da önümüzdeki dönemde aktif bir politika görüleceğini söyledi.
+
+
+
+ 617908
+ Hizbullah destekçisi kişiye dava
+ İBRAHİM KARAGÜL HAKAN ALBAYRAK AKİF EMRE Hizbullah destekçisi kişiye dava ABD'de Hizbullah'a silah sağlamak suçundan iki kişiye dava açıldı NEW YORK (A.A) ABD'nin New York kentinde iki kişinin, Lübnanlı örgüt Hizbullah'a mühimmat ve araç sağlamaya çalışmak suçlamasıyla dava açıldığı bildirildi. 45 yaşındaki Patrick Nayyar ve 43 yaşındaki Conrad Stanisclaus Mulholland aleyhine, Manhattan'daki federal mahkemede açılan davada, temmuz ve eylül ayları arasında, Hizbullah için çalıştığını düşündükleri ve aslında FBI için çalışan bir kişiyle anlaşma ayarlamaya çalışmakla suçlanıyor. Yetkililer sanıkların, söz konusu kişiye silah, mühimmat, araç, kurşun geçirmeyen yelek ve gece görüş gözlüğü satmaya çalıştığını kaydetti. Mulholland'ın kaçak olduğu belirtildi. 27.10.2009 DÜNYA
+
+
+
+ 618051
+ Kick-Boksta Alpay Dünya Şampiyonu
+ SANLI SARIALİOĞLU OSMAN TANBURACI İHSAN ÖKSÜZ Kick-Boksta Alpay Dünya Şampiyonu Avusturya'nın Villach kentinde yapılan Dünya Kick-Boks Şampiyonası'nda, erkekler 75 kiloda Alpay Kır, altın madalya kazandı. 57 ülkeden, 607 sporcunun katıldığı şampiyonada Alpay Kır, finalde Fransız Ghajji Karım'ı yenerek, dünya şampiyonluğuna ulaştı. Öte yandan, aynı şampiyonada, erkekler 63.5 kiloda Fikri Arıcan dünya ikinciliğini elde ederken, Türk Milli Takımı toplamda bronz madalya da kazandı. Kick-Boks Federasyonu Başkanı Salim Kayıcı, hırslı ve disiplinli çalışmanın ürününü aldıklarını belirterek, “En kısa zamanda dünyanın bir numarası olacağız. Bu zorlu mücadelede bize destek veren herkese şükran borçluyuz' dedi. 28.10.2009 SPOR
+
+
+
+ 619448
+ Erdoğan: Türkiye'nin siyasi iradesi üzerinde iradeyi kabul etmeyiz
+ Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliğinde Türk ve yabancı gazetecilerin katılımıyla düzenlediği basın toplantısında gündeme yönelik sorulara cevap verdi. İranlı bir gazetecinin, "Türkiye'den gelme sebebinizin, İran ile ABD arasında arabuluculuk yapmak olduğuna inanılıyor. Çünkü buradan sonra ABD'ye ziyaretiniz olacak. İran-ABD ilişkileri konusunda yapılması gereken bir plan var mı?" sorusu üzerine Erdoğan, İran ziyaretinin herhangi bir arabuluculuk düşüncesiyle olmadığını söyledi. Erdoğan, İran ziyaretinin herhangi bir arabuluculuk niyetiyle değil ikili ilişkiler, bölgesel sorunlar ve küresel sorunlarının değerlendirmeye yönelik bir ziyaret olduğunu belirtti. Erdoğan, ardından şöyle ekledi: "Tüm bu konuları, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ve İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi ve İran Meclis Başkanı Ali Laricani ile yaptıkları görüşmelerde değerlendirme fırsatı bulduklarına işaret etti." İran'a yaptığı ziyaretin sonuçları ve Türkiye-İsrail ilişkileriyle ilgili bir soru üzerine ise Erdoğan, çok verimli görüşmeler yaptıklarını ve bunu bir takvim içinde hayata geçireceklerini dile getirdi. Müşterek olarak bölge sorunları üzerinde birlikte atılması gereken adımları konuştuklarını söyleyen Erdoğan, bunun ise işin siyasi boyutu olduğunu aktardı. Başbakan Erdoğan, "Ekonomik boyutunu anlattım. Bütün paylaşım noktasında neler yapabileceğimizi anlattım, konuştuk ve bizim dış politikayla ilgili ana ilkemiz, 'düşman kazanma, dost kazan' bunun üzerine." dedi. "Siyasette de uluslararasında da ulusal bazda da kaybetmek, biraz ağır ifadeyle intihar çok kolaydır." ifadelerini kullanan Erdoğan, kazanmanın ise çok zor olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Biz bunları yakın siyasi tarihte de geçmişte de gördük. İsrail-Türkiye ilişkileri zaten malum ve hakkaniyet ölçüleri içindedir. Her zaman münasebetlerimizi devam ettiririz. Ama hiç bir zaman Türkiye'nin siyasi iradesi üzerinde iradeyi kabul etmeyiz. Türkiye kendi siyasi iradesini kendisi belirler ve bu istikamette de adımını atar." dedi. "İNSANİ OLARAK NÜKLEER ENERJİ KULLANMAK HER ÜLKENİN HAKKIDIR" Erdoğan, İran'ın nükleer enerji çalışmalarıyla ilgili soruya ise şöyle cevap verdi: "'Her şeyden önce bir defa Türkiye şu anda nükleer silahlanma noktasında nerede olursa olsun bunun engellenmesine yönelik bir tavrın içindedir." Erdoğan, bu yöndeki görüşlerini 64. BM Genel Kurulu çerçevesindeki BM Güvenlik Konseyi toplantısında da dile getirdiğine işaret ederek, "Özellikle nükleer silahların yayılmasının engellenmesi konusunda daimi üyelerin ilk adımları atması gerektiğini söyledim, hepsinin huzurunda. Onlar bu adımları atacak ki, nükleer silahların dünyamızda yayılmasını engelleme çalışmaları ilgi, rağbet görsün. İnsani amaçlı olarak nükleer enerjiyi kullanmak her ülkenin en tabii, doğal hakkıdır. Bu İran'ın da hakkıdır, Türkiye'nin de hakkıdır." şeklinde konuştu. İranlı bir gazetecinin Erdoğan'ın BM'deki konuşmas��nda Mevlana ve İbn-i Sina'ya atıf yapmasını hatırlatarak, "Bu kişiler İran kültürünün bir parçasıdır. Bunu bilerek mi konuştunuz?" yönündeki sorusuna Erdoğan, "Bana bir harf öğretinin kölesi olurum" anlayışından gelen kültürün temsilcileri olduklarını söyledi. "TALEP GELİRSE ARABULUCULUĞA DEVAM EDERİZ" Türkiye'nin Suriye ile İsrail arasındaki arabuluculuk yapmasıyla ilgili bir soruya ise Erdoğan, bundan önceki İsrail ile Suriye görüşmelerinde kendilerinin bu işin üzerine atılmadıklarına dikkat çekerek, şunları söyledi: "Suriye'nin ve İsrail'inden böyle dolaylı da olsa arabuluculuk görev talep etmeleri nedeniyle bu işin içine girdik. raunt devam edebildik. Bunun dört raundu özel temsilcilerimizle yürütüldü. Beşinci rauntta başbakanlar olarak bir araya geldik, Ankara'da. Biz hafta başı görüşmemizi yaptık. Artık bir cümlede sıkıntı vardı ve hafta sonu cuma gününe kadar ara verilsin dedik. Cuma günü görüşme gerçekleşmeden cumartesi günü Gazze bombalandı. Gazze sürecini yeniden anlatacak değilim. Bu konudaki tavrımız belli. Yaklaşık aydır, Şarm El Şeyh toplantısında toplanan paraların harcanma süreci başlamamıştır. Alt yapı, üst yapı çökmüştür. Okullar, hastanelere ve BM binaları vurulmuştur. Fosforlu bombalar kullanılmıştır. Bu bir kitle imha silahıdır. Bin 500 insan öldürülmüştür, bin kişi yaralanmıştır. Biz insani olarak görevimizi yapmayacak mıyız? Her ülkenin bu konuda duyarlı olması ve bu sürece katkıda bulunması gerekir. Türkiye durumdan vazife çıkarma gayreti içinde değildir. Eğer Suriye ve İsrail, Türkiye'den böyle bir görev isterlerse biz hazırız, yine çalışmalara katılırız. Yeter ki, bölgenin barışında bizim de katkımız, bizim de emeğimiz olsun."
+
+
+
+ 617905
+ Şanlıurfa'da 12 kişide domuz gribine rastlandı
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER Şanlıurfa'da 12 kişide domuz gribine rastlandı ŞANLIURFA (A.A) Şanlıurfa'da 12 kişide domuz gribi virüsüne rastlandığı bildirildi. Şanlıurfa Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, domuz gribinin mevsimsel grip ve diğer akut üst solunum yolları enfeksiyonuna benzediği ve bu vakaların çoğunun mevsimsel grip nedeniyle hastanelere başvuranlardan alınan numunelerin ulusal laboratuvara gönderilmesiyle tespit edilebildiği belirtilerek, 'İlimizde son bir hafta içinde grip benzeri şikayetlerle başvuran toplam 14 hastadan alınan numuneler İl Sağlık Müdürlüğümüz tarafından Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığına gönderilmiş ve bu vakalardan 12 hastada domuz gribi sonucu pozitif, hastada ise negatif sonuç alınmıştır. Pozitif hastalarımızın genel durumları iyi olup ayaktan takip ve tedavileri devam etmektedir' bilgisine yer verildi. OKUL TATİL EDİLDİ Domuz gribi hastalığının klinik olarak mevsimsel grip hastalığıyla tedbirleri ve sonuçları itibarıyla benzerlik gösterdiği hatırlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi: 'Mevsimsel grip hastalığında alınan tedbirlerin bu hastalıkta da alınması gerekmektedir. Bu nedenle okullarımızda grip hastalığı geçiren öğrencilerin evde istirahat etmelerinin sağlanması, hastalığın seyrine göre bir sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekmektedir. Pozitif vakaların görüldüğü Gazi Lisesi ve Sabiha Özlek Lisesi 28 Ekim Çarşamba günü tatil edilmiştir. Kasım Pazar gününe kadar okulların kapalı olması sebebiyle tüm okullarımızda genel temizlik çalışması yapılacaktır. Hastalığın seyrine göre herhangi bir panik oluşturmadan geçmiş yıllardaki mevsimsel grip enfeksiyonu gibi atlatılması konusunda tedbirler alınmıştır. Hastalıkla ilgili görsel ve yazılı eğitim materyali (VTR, el broşürü, afiş v.s) ile okullarda öğrencilere yönelik, basın ve yayın kuruluşları aracılığıyla halka yönelik tedbirlerle ilgili bilgilendirme çalışmaları devam etmektedir. Sağlık Bakanlığımızın konuyla ilgili talimatları doğrultusunda hastalıkla ilgili çalışmalar devam edecektir.' 27.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 618396
+ Çarpıcı iddia: "Karzai'nin kardeşine CIA'den maaş"
+ New York Times gazetesi, Devlet Başkanı Hamid Karzai'nin kardeşinin Amerikan İstihbarat Örgütü CIA'dan maaş aldığını yazdı. Gazetenin, önceki ve şimdiki Amerikalı yetkililere dayandırarak verdiği haberde, 'ın afyon ticaretinde rol oynadığı belirtilen Ahmed Veli Karzai'nin son yıldır CIA'dan maaş aldığı kaydedildi. Karzai'nin, Kandahar kenti ve çevresinde, CIA'in talimatı doğrultusunda operasyonlar düzenleyen Afgan milis gücüne asker alınmasına yardım etmek gibi hizmetler için bu maaşı aldığı belirtildi. Gazeteye demeç veren Ahmed Veli Karzai, 'li sivil ve askeri yetkililerle işbirliği yaptığını, ancak ticaretiyle ilgisi olmadığını ve CIA'dan maaş almadığını söyledi. CIA ise haberi ne doğruladı, ne de yalanladı. New York Times, istihbarat örgütünün Karzai ile mali bağlarının ve onunla iş ilişkilerinin Obama yönetimi içinde derin anlaşmazlıklara neden olduğunu da yazdı.
+
+
+
+ 618862
+ Erdoğan'dan İran'da sıcak mesajlar
+ İşte toplantıdan başlıklar. İran ile ilişkilerimiz memnuniyet verici şekilde gelişiyor. Sorunların değil çözümün anahtarı olmak için iki ülkeye büyük görevler düşüyor İran'la aramızdaki sınır, dünyanın en uzun süreli sınır anlaşması olan Kasrı şirin anlaşması ile çizilmiş durumda. Pakistan'daki saldırılar küresel barışı tahdit ediyor. SORU CEVAP İran'a ziyaretimiz ABD-İran arasında arabuluculuk yapmak değildir. TÜrkiye ve İran'ın bölgede yapacağı çok önemli işler olduğunu düşünüyoruz. Bu düşüncemizi Tüm İran'lı liderlerle değerlendirme fırsatını bulduk. AYRINTILAR GELİYOR.
+
+
+
+ 618632
+ Faiz yüzde 8,58’e yükseldi
+ 10.42 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Faiz yüzde 8,58’e yükseldi Menkul Kıymetler Borsası ve Piyasası Kesin Alım Satım Pazarında işlem gören gösterge kağıdı Ağustos 2011 vadeli tahvilin, bugün valörlü işlemlerinin saat 10.20 itibarıyla basit getirisi yüzde 8,86’ya, bileşik getirisi de yüzde 8,58’e yükseldi. Bu tahvilin, aynı gün valörlü işlemlerinin önceki kapanışında basit getirisi yüzde 8,83 bileşik getiri yüzde 8,55 olmuştu. KOTASYONLARI Bankalararası piyasada dolar kotasyonlarında alışta en düşük fiyat 1,4895 lira, en yüksek fiyat 1,4945 lira, satışta en düşük fiyat 1,4965 lira, en yüksek fiyat 1,5030 lira düzeyinde bulunuyor. Uluslararası piyasalarda avro-dolar paritesi 1,4814, -dolar paritesi 1,6357, yen-dolar paritesi ise 91,13 düzeyinde seyrediyor. S
+
+
+
+ 618504
+ Erkek siparişi verdi
+ Karakter boyutu Erkek siparişi verdiEbru Yaşar: "Beni dolduracak, mesajlaşabileceğim birini arıyorum." 28.10.2009 09:52YENİ albümü için repertuvar çalışmaları yaptığını söyleyen Ebru Yaşar, yalnızlıktan şikâyet etti. Erkeklerin kendisine “Senden hem çok iyi sanatçı hem de ev kadını olur” dediklerini belirten Yaşar, “Beni dolduracak, mesajlaşabileceğim birini arıyorum. Buradan sipariş veriyorum, helal süt emmiş, düzgün biri varsa haber verin” dedi.
+
+
+
+ 618289
+ Salih Tuna: Kusura bakma bir tek senin için darbe yapamam!
+ Salih Tuna 28 Ekim 2009 ÇarşambaKusura bakma bir tek senin için darbe yapamam! Şayet ben muvazzaf bir darbeci olsaydım, Çiçek Albayımın "ıslak imza"sından sonra tornistan yapan köşe yazarlarının hallerine bakıp, darbe düşüncesini beynimden ilelebet silip atardım. Sizin için mi durumdan vazife çıkaracak, sizin için mi darbe yapacaktım, diye hayıflanır, dizlerimi döverdim! Şayet ben muvazzaf bir darbeci olsaydım Daha dün denecek kadar kısa zaman önce, General İlker Başbuğ'un Kara Kuvvetleri Komutanı iken yaptığı (demokratik normale karşı) zehir zemberek açıklamayı yeterli bulmayıp, daha sertini beklediğini söyleyen akıl fikir insanı Oktay Ekşi'nin dünkü yazsını okuyunca kafayı yerdim. "Alçakları tanıyalım" diyerek malum andıca en kallavi "desteği" veren bu hazret şimdi kalkmış, "Silahlı Kuvvetlerimiz, Türkiye'nin 1946'dan beri içinde bulunduğu 'demokratik sistem'in gereklerine kendini artık uydurmalı ve 'hesap sorulamazlık'tan, 'hesap sorulabilirlik' zeminine geldiğini kabul etmelidir" diyebiliyor? "Hesap sorulabilirlik" ha? 1946'dan itibaren yapılan hemen hemen bütün darbeleri, muhtıraları alkışlamanın "hesabını" vermeyen bir zihniyet nasıl oluyor da, "hesap sorulabirlik"ten bahsedebiliyor? Şayet ben muvazzaf bir darbeci olsaydım Ertuğrul Bey'ciğimin "Alenen suç sayılacak bir şey nasıl olur da, kâğıda geçirilir. Altına da övüne övüne imzalar atılır?/ Ben işte bu cüretin kaynağını merak ediyorum. Nedir bazı subaylara bu suçu alenen işleten duygu?..." ifadeleri karşısında küçük dilimi yutardım. Aklıma 12 Eylül dahil bilumum darbe ve muhtıralara düzdüğü methiyeler gelir, öfkeden ağlardım! Bu kafa, bu omurgasızlık, bu "gidene ağam gelene paşam" oynaklığı karşısında yapmayı tasarladığım bütün darbelere tövbe istiğfar ederdim. Dahası Dünkü yazsındaki "Acaba bütün bunlar 'Nasılsa kimse bize bir şey yapamaz' duygusunun verdiği pervasızlık ve cüretle mi gerçekleştiriliyor? Hangisi olursa olsun, ortada Türk Ordusu açısından çok vahim ve marazi bir durum var demektir" cümlelerini okusaydım, hepten muvazenemi kaybeder, çılgına dönerdim. En azından, "Topyekûn savaş" veya "Paşa, Başkan'ı hizaya soktu" gibi 28 Şubat sürecindeki manşetler aklıma gelir; "Sen de mi Ertuğrul?!" diyerek "mesleği" bırakırdım. Bu nankör "mesleği" yapacağıma, gider herhangi bir lunaparkta, "Üç halka yirmibeş"e halka attırırdım. Şayet ben muvazzaf bir darbeci olsaydım Kenan Evren'in, "Darbe yapalım diye yalvar yakar evimizin önünde yatanlar şimdi demokrasi kahramanı kesildi" yollu lakırdılarını unuttuğuma hayıflanırdım. Zira, unutmasaydım, medyadaki "mutemet dost unsurlar" bellediklerimin "kahpeliği" karşısında bu kadar sükut–i hayale uğramazdım. Hatta, cuntalara, darbelere karşı olmakta yarış yapan dünün "darbesevici" köşe yazarlarına gülüp geçerdim. Cuntacılığı, darbe girişimini, "anayasal bir suç" telakki edenlere "anayasamızın" da nihayetinde bir darbe ürünü olduğunu söyleme gereği duymaz, darbecilikten ilanihaye elimi eteğimi çekerdim. Şayet ben muvazzaf bir darbeci olsaydım Bu "dönek" köşe yazarlarını gördükten sonra, Ahmet Altan'ın cumhurbaşkanı, Atilla Yayla'nın başbakan, Rasim Ozan Kütahyalı'nın savunma bakanı olacağını bilsem bile sesimi çıkarmazdım. Dolayısıyla İhbar mektubuna yahut "ıslak imzaya" rağmen "yolundan dönmeyen" Oray Eğin'in hatırı için darbe yapmazdım. Hayır yani, "psikoseksüel bozukluk" raporu nedeniyle askerlikten muaf tuttuğum birinin hatırına niye "askeri darbe" yapayım? Not: "Kürdün sevinci Türkün bayramı" başlıklı yazımın sondan ikinci paragrafından 'gereği' kelimesi düşmüş. "Kürtlere haklarını vermenin, birlikteliklerini savunmanın gereği küçülmenin, parçalanmanın değil; daha da büyümenin, bütünleşmenin, büyük bir güç olmaya gitmenin yol haritasıdır bu." şeklinde olacaktı, düzeltirim.
+
+
+
+ 619010
+ Yalçındağ: Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin getireceği yararlar aşikardır
+ 13.21 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Yalçındağ: ’nin AB’ye üyeliğinin getireceği yararlar aşikardır Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı ’nin sürecini hızlandırmada hem Türkiye’deki siyasi iradeye hem Türk özel sektörüne hem de siyasetçilerine büyük görev düştüğünü belirtti. Yalçındağ, Tower Konferans Salonunda, ’ın düzenlediği Sonrası Düzenlemeler; Beyan Esası ve Piyasa Gözetim ve Uygulamaları” konulu seminerde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne 14 yıl önce, AB’ye girmeden imza atan tek ülke olduğunu hatırlattı. Yalçındağ, Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne girmesiyle rekabet gücünün arttığını dile getirerek, bunun hem Avrupa Birliği hem de Türkiye için bir etkileşim meydana getirdiğini kaydetti. Arzuhan Doğan Yalçındağ, şunları söyledi: “Bu süreci hızlandırmada hem Türkiye’deki siyasi iradeye hem Türk özel sektörüne hem de Avrupa Birliği siyasetçilerine büyük görev düşmektedir. Türkiye’de yatırımları bulunan Avrupa birliği sanayisi açısından bakıldığında da Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliğinin bir an önce gerçekleşmesinin getireceği yararlar aşikardır. Bu nedenle Avrupa iş dünyasının da Avrupa Birliği politika yapıcıları nezdinde etkin bir iletişim sağlayabileceğini düşünüyoruz. Diğer taraftan bazı başlıkların süresince askıya alınmasının bizi ilerlemeden alıkoymamasını ve Türkiye’nin bu başlıklardan uyum sürecini kendi içinde devam ettirmesi 2014 yılında tam üyelik hedefi dikkate alındığında ülkemizin yararına olacaktır. Yarın 86. kuruluş dönemini büyük coşku ve gururla kutlayacağımız Cumhuriyetimizin değer ve hedefleriyle uyumlu izlenebilecek en anlamlı yolun Avrupa Birliği olduğunu düşünmekteyiz.” Yalçındağ, Avrupa Birliği’nin dünyada getirdiği normların, standartları ve denetim mekanizmalarıyla Türkiye için hala bir medeniyet projesi olduğunu belirtti. Tüm dönemsel zorluklarına, Avrupa’da iç siyasi malzemesi haline getirilmiş bir Türkiye karşıtlığına ve askıya alınan müzakere başlıklarına karşın Türkiye’nin günün birinde AB üyesi olacağına inandıklarını dile getiren Yalçındağ, Bu süreçte de TÜSİAD’ın bünyesinde faaliyet gösteren 11 komisyon ve bu komisyonlara bağlı 34 çalışma grubuyla, sadece ekonomi değil sosyal ve siyasi konular da da çağdaşlaşma ve AB normlarına uyumun sağlanmasına yönelik gerekli adımların atılması için sorumluluk duygusuyla çalışmalarını sürdüreceğini kaydetti. Arzuhan Doğan Yalçındağ, “Gümrük işlemlerinin basitlendirilmesi ve hızlandırılması, girdi maliyetlerinin azaltılması, dolayısıyla rekabet koşullarının iyileştirilmesi amacıyla yapılan söz konusu mevzuat değişikliği, dış ticaretle bağlantısı olan tüm şirketleri yakından ilgilendirmektedir” diye konuştu. ...
+
+
+
+ 618880
+ Antalya'da 33 domuz gribi vakası
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Antalya'da 33 domuz gribi vakası ANTALYA Antalya'da 24 Haziran 2009 tarihinden bu yana, yarıdan fazlası yabancı olmak üzere 33 domuz gribi vakası tespit edildi. Antalya Valisi Alaaddin Yüksel, vakaların tamamının virüsü ikinci bir kişiye bulaştırmadan tedavi edildiğini söyledi. İl Sağlık Müdürü İbrahim Çetin de bugüne kadar Antalya'da 115 şüpheli vaka tespit edildiğini, bunlardan 33'ünün pozitif çıktığını ifade etti. Çetin, vakalardan 12'sinin Türk vatandaşı olduğunu kaydetti. Antalya'da şu an domuz gribi şüphelisi ve vakası olmadığı bildirildi. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 619193
+ Merkel Yine Başbakan
+ : Merkel Yine Başbakan Yayına Giriş: 28.10.2009 14:06:49 Güncelleme: 28.10.2009 14:06:49 Almanya'da yeni hükümetin kurulmasının ardından Hristiyan Demokrat Partisi Genel Başkanı Angela Merkel yeniden başbakan seçildi. Alman Federal Parlamentosunda yapılan oylamada, Merkel oylamaya katılan 612 milletvekilinden 323' ünün oyunu alarak yeniden başbakan seçildi. Merkel, yemin töreninden sonra Cumhurbaşkanı Horst Köhler'den mazbatasını alacak.
+
+
+
+ 618511
+ Bu nasıl forvet!
+ Bu nasıl forvet! Giriş Saati 28.10.2009 09:00 Güncelleme 28.10.2009 10:01 Dinamo'lu forvet oyuncusu yapılmayanı yaptı, kaleyi giden topu engelleyerek gol olmasına 'izin vermedi' Geçen hafta oynanan Dinamı-Cibalia maçında saç-baş yolduracak cinsten bir poziyon yaşandı. Sağ kanattan ceza sahasına ortalanan topa, uzak direkte vuran Morales'in şutu kaleci Antolovic'i aşıp tam gol olacakken, Dinamolu Sivonjic kale çizgisi üzerinde topun üzerine basıyor ve topun kaleye gitmesine engel oluyor. Dinamo-Cibalia arasındaki karşılaşma 1-1 beraber biterken, 33. dakikada yaşanan pozisyon internette en çok izlenen görüntüler arasında yerini aldı. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba
+
+
+
+ 618641
+ ArcelorMittal 903 milyon dolar kar etti
+ Dünyanın en büyük çelik şirketi çeyrek üst üste zarar ettikten sonra, 3. çeyrekte 903 milyon kar açıkladı. Üst Yöneticisi Lakshmi Mittal, yaptığı açıklamada, küresel resesyonun otomobiller, makineler ve konut yapımında kullanılan çeliğe olan talebi aşındırdığı dönemden bu yana ilk kez temmuz-eylül döneminde toparlanma işaretleri görülmeye başlandığını belirtti. Mittal, operasyonel çevrenin zorlu olmayı sürdürmesine karşın 2010 yılına kadar aşama aşama toparlanmanın görülmeye devam edebileceğini ifade etti. Geçen yıl 3. çeyrekle karşılaştırıldığında şirketin karı yüzde 76 düşerek 3,82 milyar dolardan 903 milyon dolara geriledi. Şirketin satışları ise geçen yılla karşılaştırıldığında 35,1 milyar dolardan 16,1 milyar dolara indi. İkinci çeyrekte yüzde 50 kapasiteyle çalışan şirket, 3. çeyrekte bunu yüzde 61'e çıkarttıktan sonra, yılın geri kalan kısmında yüzde 70 kapasiteyle çalışmayı planlıyor. Şirket, bir yıl öncesiyle karşılaştırıldığında hala satışların büyük ölçüde düşük olduğunu ve daha az karlılık söz konusu olduğunu, bunda ekonomik krizin çelik satış fiyatlarını da düşürmesinin etkisi olduğunu bildirdi. Büyük oranda gelişmekte olan ülkelerdeki agresif büyüme programının neticesi olan net borç ise bir yıl önceyle karşılaştırıldığında 10,9 milyar azalarak 21,6 milyar dolara geriledi.
+
+
+
+ 618122
+ 'Kağıt parçası'ndan dava deliline
+ 'Kağıt parçası'ndan dava deliline Bu aşamada yeni delil niteliği taşıdığında kuşku olmayan bu belge, Albay Çiçek başta olmak üzere şüphelilerin yeniden sorgulanmasını gerektirecektir. Asli failler, suç ortakları, örgüt üyeleri, suçun asli ve fer'i iştirakçileri ortaya çıkarılarak haklarında gerekli yasal işlemler yapılacak ve yeni dava açılabilecektir. REŞAT PETEK Demokratikleşme sürecinde çok önemli gelişmeler oluyor. Türkiye demokratik hukuk devleti olma yolunda önemli mesafeler aldı. Darbelerden ve askeri vesayetten kurtularak, insan hak ve özgürlüklerini önceleyen, gerçekten halkın iradesinin iktidar ve muktedir olacağı doğru bir istikamete yol almakta. Ancak bu yol kısa olmadığı gibi sıcak asfalt da değil. Aşılması gereken tümsekler var, çukurlar var, tuzaklar var, mayınlar var. Yol uzun, yolculuk meşakkatli ama sonunda huzurlu ve mutlu bir yaşam umudu var. Amaç insanca yaşamak. İnsanın maddi ve manevi ihtiyaçlarını özgürce karşılayabileceği, birbirine saygılı, özgürlüğünü kullanırken başkalarının özgürlük alanına müdahale etmeyen, tek kişi de olsa hak ve onurunu koruyabildiği bir sistem. İnsan onurunu koruyacak, hak, adalet ve eşitlik ilkeleriyle mücehhez bir devlet. Devletin kutsal olmadığı, devletin ali menfaatleri için insan haklarının çiğnenmediği, yaşam hakkının, ifade hürriyetinin, din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edilmediği, iftiranın, işkencenin, suç tasniinin olmadığı, belirli bir yaşam tarzının kimseye dayatılmadığı, kısaca hukukun üstün olduğu bir yönetim ve hayat. DERBECİLERİN DARBE UMUDU 86 yıllık Cumhuriyet döneminde, halkın taleplerinin aksine, darbelerle halka dayatılan yaşam biçimine, millet demokratik süreçte her defasında tepkisini ortaya koymuştur. Buna rağmen darbeciler yeni planlar yapmaktan vazgeçmemişlerdir. “İrticayla Mücadele Eylem Planı” adıyla, Psikolojik Harp Dairesi'nin yeni adı olan Genelkurmay Harekât Başkanlığı 3'üncü Destek Şube Müdürlüğü'nde hazırlandığı iddia edilen ve fotokopisi Ergenekon'da tutuklanan Serdar Öztürk'ün ofisinde ele geçirilen plan, bilinebilen darbe planlarının sonuncusu. Demokrasiye Müdahale Planı (DMP), 12 Haziran 2009 tarihinde “AKP ve Gülen'i bitirme planı” başlığıyla Taraf gazetesinde manşetten duyuruldu. tarihte bu belgenin orjinal olmadığı ve delil olarak kabul edilemeyeceği, orduyu yıpratmak amacıyla maksatlı olarak bu belgenin sahte olarak düzenlendiği ileri sürülmüştü. Şimdi ise ismi açıklanmayan bir muvazzaf subay tarafından belge aslının soruşturmayı yürüten savcılara ulaştırıldığı, belgenin orjinal, imzanın da Albay Dursun Çiçek'e ait olduğuna dair Adli Tıp Kurumunun da rapor verdiği ortaya çıkmış bulunuyor. Plan aslının ele geçirilmesiyle işletilecek hukuki süece değinmeden önce DMP'nın içeriğini kısaca hatırlayacak olursak, ne derece korkunç bir plandan ve ceza hukuku açısından ne kadar önemli maddi bir delilden söz ettiğimiz daha iyi anlaşılacaktır. Plan askeri terminolojiye göre hazırlanmış. Seçimle iktidara gelmiş AK Parti ve AK Parti'ye destek olmakla suçlanan Fetullah Gülen cemaati düşman unsurlar olarak ifade ediliyor. Durum tespitinden sonra AK Parti iktidarını devirmek için yapılması gerekenler yani vazifeler sıralanıyor. Sonra bu vazifelerin nasıl icra edileceği, kimlerin ve hangi kurumların kullanılacağı sıralanıyor. Darbeye teşebbüsten yargılanan Ergenekon sanıklarına açık destek verileceği yazılan planda, düşman unsurların dine dayalı bir iktidar kurmak istedikleri, Atatürk ilk ve inkılâplarını ortadan kaldırarak, laik, demokratik, sosyal hukuk devletini yıkmayı amaçladıkları, bu ilkelerin koruyucusu olan TSK'ni yıpratmak istedikleri anlatılarak, nasıl mücadele edileceğine dair korkunç plan açıklanıyor. PLANIN İÇERİĞİ TANIDIK 28 Şubat sürecinde uygulanan planın figuranları olan Müslüm Gündüz, Fadime Şahin, Ali Kalkancı'nın fonksiyonlarını üstlenecek, İskender Evrenesoğlu ve Ömer Öngüt gibi hazırda bekletilen elemanlarına istedikleri tarz eylemler ve söylemler yaptırılarak medyada yer alması sağlanacak, bazı provakatörlerin televizyonların canlı yayınlarına bağlanarak Fethullah Gülen cemaatinden ayrılan bir kişiymiş gibi önceden yaptığı ve suç teşkil eden eylemleri söylemesi sağlanacak, cemaat evlerinde silah ve mühimmat yakalanması için tezgah kurularak, İslami cemaatlerin silahlı terör örgütü olduklarına dair imaj yaygınlaştırılacak, alevi düşmanlığını yaygınlaştırmak ve çatışma çıkarmak için düşmanlığı körükleyecek belgeler evlere bırakılıp yakalanması sağlanacak, darbe için kaos ve kargaşa çıkması sağlanacak, okullarda ibadet görüntü ve haberlerinin medyada yoğun bir şekilde yer alması sağlanarak hem Milli Eğitim Bakanı yıpratılacak hem de irtica tehlikesi yoğunlaşıyor izlenimi verilecek, Fetullah Gülen'ciler adına hareket ettirilecek bazı provakatörlerin TSK'ne saldıran açıklamalarıyla, orta halli muhafazakarların bile pes doğrusu diyerek bu cemaate ve hükümete desteklerinin önü kesilecek, medya, ses kasetleri, bazı basın organları vasıtasıyla bu korkunç plan icra edilecek. Hedef hükümeti darbe ile devirebilmek için zemin oluşturmak. Plan kurgu filimleri gibi. İftira var, provakasyon var, suç uydurma ve delil tedarik etme var. Planın detaylarında, darbeler öncesi oluşturulan kavga ve kargaşaların, çatışmaların, suikastların, gösterilerin, faili meçhul cinayetlerin, mantar gibi bir gecede ortaya çıkıveren irticai örgütlerin (!) şifrelerini yakalamak mümkün. GENELKURMAY BAŞKANI NE YAPMALI? Dört ayrı teknik rapora rağmen Albay Çiçek imzalı bu planın Genelkurmay çatısı altında hazırlanmadığı, bu nedenle askeri savcılığın takipsizlik kararı verdiği, belgenin gerçek olması halinde gereğinin yapılacağını Genelkurmay Başkanı bizzat açıkladığına göre, şimdi gereğini yapması bekleniyor. Bu plan Albay Çiçek'in tek başına hazırlayıp icraya koyması düşünülemeyeceğine göre, darbe için oluşturulan bu örgütün bütün birimleriyle ortaya çıkarılıp Ordumuzun bu lekeden temizlenmesi gerekir. ¨TSK'nin bünyesinde mevcut demokratik rejime aykırı faaliyette bulunan kimse bulunamaz, barınamaz. Hukuk devletine bağlıyız ve saygılıyız. TSK'nin bünyesinde farklı düşüncede olan kimse barınamaz, buna müsaade etmeyiz¨ diyen Sayın Genelkurmay Başkanı'nın bu aşamada idari ve disiplin yönünden neler yapacağını bekleyip göreceğiz. Adli soruşturma ise kaldığı yerden devam edecektir. Darbeye teşebbüs edenlerin yargılandığı Ergenekon kapsamında soruşturulan bu olayda, darbe planının gerçek olduğunun ortaya çıkması, iddia makamının elini güçlendirmiştir. İddianamelerde yer alan darbe günlükleri, suikast planları, krokiler, itiraflar, ele geçirilen silah ve mühimmat, ses kayıtları, teknik takiplere ilave olarak, söz konusu planın orjinal olduğunun tespit edilmesi, soruşturmanın derinleştirilerek devam ettirileceğini göstermektedir. Bu aşamada yeni delil niteliği taşıdığında kuşku olmayan bu belge, Albay Çiçek başta olmak üzere şüphelilerin yeniden sorgulanmasını gerektirecektir. Asli failler, suç ortakları, örgüt üyeleri, suçun asli ve fer'i iştirakçileri ortaya çıkarılarak tutuklama tedbiri dahil olmak üzere haklarında gerekli yasal işlemler yapılacak ve yeni dava açılabilecektir. Emekli Cumhuriyet Başsavcısı 28.10.2009 YORUM REŞAT PETEK
+
+
+
+ 618287
+ İbrahim Karagül: Birileri tarih yapıyor, bunu kimler yazacak?
+ İbrahim Karagül 28 Ekim 2009 ÇarşambaBirileri tarih yapıyor, bunu kimler yazacak? Bazı şeyler gündelik gelişmeler gibi algılanır. Dikkatimizi yoğunlaştırır, notlar alır, önemini kavramaya çalışır, destekler ya da eleştiririz. Ardından bir başka gelişme olur, öncekini unutturur. Ama bizler her gelişmeyi parça parça takip etmeye, anlamaya çalışırız. Oysa birkaç günde eskiyen bu gelişmeler tarihin akışını etkileyecek, belki değiştirecek kadar güçlü etkiler bırakır. Bugünlerde işte bu şekilde izlediğimiz, kalıcı etkiler bırakacağına inandığım gelişmelere tanık oluyoruz. Aslında tarihsel nitelikte gelişmeleri izliyoruz. İlmik ilmik işlenen, sabırla inşa edilen, özveri ve sorumlulukla yürütülen, geçmişe vefa ve geleceğe inançla yoğrulan bir büyük mücadele var önümüzde. Hiçbir şey yapamasak da tanıklık ediyoruz, notlarımızı alıyoruz, kaydediyoruz, anlatıyoruz. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Cuma ve Cumartesi günleri Erbil ve Basra'da olacak. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 15 Ekim'deki Bağdat ziyaretinden sonra Davutoğlu'nun ziyaretiyle Basra'da konsolosluk açılacak. Türkiye Osmanlı'nın çöküşünden sonra ilk kez Irak'ın Şii bölgesine uzanacak. Sadece Türkmenler, sadece Sünniler değil, Şiiler'le de yakınlaşmayı güçlendirecek. Sadece siyasi alanda değil, ekonomik alanda da güçlü ortaklıklar kuracak. Attığımız her adım geçmişimizden izler taşıyor. Biz geleceğe yönelirken hafızalarımızı canlandırıyor. Basra ziyareti Birinci Dünya Savaşı'nı götürüyor bizi. Osmanlı-İngiliz mücadelelerine. Dünyanın yeniden şekillendiği yıllarda bölgedeki mücadelenin neden bu kadar şiddetli ve acımasız olduğunu yeniden kavrıyoruz. Ziyaretin bir başka durağı Erbil. İçerideki açılım ve Bağdat'la çok boyutlu ortaklıktan sonra ilk kez Erbil'e bakan düzeyinde ziyaret yapılacak. Bugüne kadar dışişleri bürokratlarının ziyaretlerinin bile büyük yankı uyandırdığını düşünürsek Davutoğlu'nun, Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan'la Erbil'i ziyaret etmesinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkacaktır. Erbil'de ne yapılır, kimlerle görüşülür, neler konuşulur? Sadece Türk şirketlerinin iş hacminin artırılması mı konuşulur? Yoksa, Kuzey Irak yönetimi ile, bugüne kadar ince ince işlenen bir proje mi sonuçlandırılır? Bu ziyaretin, Bağdat'la geçtiğimiz yıl Temmuz ayında temelleri atılan, 15 Ekim'de 48 mutabakat zaptıyla çerçevesi çizilen "entegrasyon" benzeri anlaşmalardan sonra yapılması son derece dikkat çekici. Bugüne kadar kuzey Irak'la görüşmelere azami dikkat sarfeden Türkiye, Bağdat'la ortaklıktan sonra Erbil'e yöneldi. Zamanlama özellikle dikkat çekiyor. Ziyaret muhtemelen çok önemli sonuçlar doğuracak. Biz notlar alıyoruz sadece. Ama süreci çok yakından izlemek, notların ötesine geçip tanıklık yapmak gerekiyor ve eksik de olsa bunu başarmaya çalışıyoruz. Çünkü bu notlar tarihe düşülmüş notlar olacaktır. Bu yüzden en başından beri Türkiye merkezli hareketliliğin tarihini yazabilmek istedim. Küçümsense de, iç politik kaygılarla mahkum edilse de, sabote edilmeye çalışılsa da, yaşanan bazı talihsizlikler umutsuzluğu beslese de farklı bir tarihin yazıldığı gerçeği gizlenemez. Namuslu bir değerlendirme bunu gösteriyor. Yapılanları görmezden gelen yaklaşımlar unutulup gidecek ama temelleri atılan ve bugünlerde biraz da hayretle izlediğimiz gelişmeler geleceğe yönelik kalıcı izler bırakacak. Suriye ile başarılan özgün ortaklık bir başarı öyküsüdür. Irak'la yapılan da öyle. Suriye ve Irak'la birlikte bir bölgesel oluşumun çekirdeği oluşturuluyor. Ermenistan'la yakınlaşma, yüz yıldır varolan bir sorunun aşılmasına kapı aralamadır. Pakistan ve İran'la yürütülen görüşmeler ve anlaşmalar da öyle. Bütün bunlar hepimizi heyecanlandırması gereken bir büyük hesaptır. Türk ve Suriyeli bakanların ortak toplantıları sırasında Gaziantep ve Halep'te olmak gerekiyordu. Dün İran'la yapılan anlaşmalar sırasında Tahran'da olmak gerekiyordu. Yarın Rusya ile ortak bakanlar kurulu oluştuğunda Moskova'da olmak gerekiyor. İstanbul'u Bağdat'a bağlayan, Şam'a bağlayan ve şimdi Bahreyn'e bağlayacak olan demiryolu açılış töreninde bölgede olmak gerekiyor. Atılan her imzanın yanında olmak gerekiyor. Bir gün Belgrad'da, bir gün Bosna'da, bir gün Baku'da olmak gerekiyor. Türkiye müthiş bir motivasyonla hem hem bölgeyi hem de dünyayı hareketlendiriyor. Bu yüzden Paris'te, Berlin'de, Brüksel'de ve başka merkezlerde bugünlerde bütün dikkatler Türkiye'ye yöneldi. Küçümsemekle, değersizleştirmekle, karşı durmakla eleştiriyi, uyarıyı ayırmak gerekiyor. Bunu yapamayanların tarihe ve bu ülkeye karşı sorumluluk duygusu tartışılabilir. Birileri tarih yapıyor. Birileri de bu tarihi yazmalı.
+
+
+
+ 618664
+ İlk testi geçtiler
+ -- Bayanlar tenisinde sezonun kapanış turnuvası özelliğini taşıyan WTA Şampiyonası'nda Serena Williams Svetlana Kuznetsova'yı, Elena Dementieva da Venus Williams'ı mağlup etti. Beyaz Grup'ta oynanan tek karşılamada ise Victoria Azarenka, Jelena Jankovic'e set verdi. Bu sezon iki grand slam turnuvası kazanan Serena Williams ile Açık şampiyonu Kuznetsova'yı karşı karşıya getiren mücadele 'li tenisçi 7-6, 7-5'lik setlerle sonuca ulaştı. Klasmanda 2009 yılını zirvede kapatmak için Dinara Safina ile çekişen Williams, Kuznetsova'ya Açık çeyrek finalinde kaybetmişti. numaralı seribaşı Dementieva, numaralı seribaşı Venus Williams karşısında ilk seti 6-3 kaybedip ikinci sette de 3-1 geriye düştükten sonra geri döndü ve 7-6, 6-2'lik setlerle turnuvadaki ilk maçından galibiyetle ayrıldı. Doha'nın evsahipliği yaptığı turnuvada numara Azarenka ilk grup maçında numara Jankovic'i 6-2, 6-3'lük setlerle mağlup etti.
+
+
+
+ 618587
+ General Motors Özbekistan’da üretimi artırdı
+ 10.23 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’da üretimi artırdı ’da yılın Ocak-Eylül aylarında 144 bin 622 adet araç üretti. Özbekistan Devlet İstatistik Komitesinden yapılan açıklamada, ülkenin Andican vilayetinde ki -Uzbekistan Özbek-Amerikan ortak otomobil fabrikasındaki araç üretimi yılın Ocak-Eylül aylarında yüzde artışla 144 bin 622 bulduğu belirtildi. Açıklamada, bu dönemde fabrikada üretilen araçların 63 bin 939’unu Nexia, 48 bin 598’ini Matiz, 16 bin 885’ini Damas, 816’sını Epica, 737’sini Captiva tipi modeller oluşturduğu belirtilirken, bu dönem içerisinde ilk defa 13 bin 647 adet Lacetti üretildiği kaydedildi. Ekim 2007’de, General Motors Corp., Özbek Oto Sanayi Birliği bünyesindeki araç fabrikasının yüzde 25 hissesini 66,7 milyon dolara satın alırken, bu çerçevede sermayesi 266,7 milyon olan ortak fabrika kurma konusunda mutabakat sağlamıştı. 1996 yılında Güney ’nin şirketi ile Özbek Auto Sanayi Birliği, eşit paylarla yıllık 200 bin adet araç üretme kapasiteli ve sermayesi 200 milyon dolarlık olan ve maliyeti 650 milyon dolar olan otomobil fabrikasını faaliyete açmış, Mayıs 2005’de ise Özbek tarafı Daewoo şirketine ait yüzde 50 hissenin tamamını 110 milyon dolara satın almıştı. Fabrikada, 2008 yılında yüzde 13,5 artışla 195 bin 38 araç üretilirken, bunun büyük bir kısmı başta olmak üzere ülkelerine ihraç edilmişti. S
+
+
+
+ 618776
+ Taksiler boş gezip turlayamayacak
+ İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, Ulaşım Daire Başkanlığı Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü tarafından hazırlanan yönergeyle, toplu ulaşımda hizmet kalitesini ve ulaşımın etkinliğini arttırmak için taksilerin trafikte boş gezerek trafik yoğunluğunu arttırmalarının önlenmesi amaçlanıyor. İstanbul'da taksi ve taksi dolmuş olarak hizmet veren araçların ruhsat sahipleriyle şoförlerin hak ve yükümlülüklerini düzenleyen yönerge, araçların taşıması gereken şartları, uyması gereken kuralları, taksi duraklarının standart, teknik özellik ve işletim sistemlerinin yapılması, açılması, tadil edilmesi, indirme, bindirme ve bekleme yerlerinin düzenlenme kurallarını belirliyor. İstanbul'da taksilerin yüzde 40'ı bir durağa bağlı çalışırken, yüzde 60'ı ise durağa bağlı olmaksız��n kent içinde sürekli dolaşıyor ve trafik yoğunluğunu gereksiz yere artırıyor. Taksi sürücüleriyle yapılan görüşmelerde, ''taksilerin bir günde yaptıkları kilometrenin 3'te birini müşterileri olmaksızın boş halde dolaşarak yaptıkları'' belirlendi. Bu, ayda bin 500 kilometre yapan bir taksi için bin 500 kilometreye tekabül ediyor. Ayrıca, bu nedenle atmosfere yayılan zararlı emisyonlar da çevre kirliliğine sebep oluyor. ''Ticari Taksi ve Taksi Dolmuş Yönergesi'', kitapçık halinde tüm taksi ve taksi dolmuş esnafına dağıtılacak. AA
+
+
+
+ 618912
+ İki haftada 4380 abone!
+ İki haftada 4380 abone! "Konuşuyorsak Aşkımızdan" sloganı ile 13 Ekim'de hayata geçen KARTALCELL, ilk iki haftada 4380 aboneye ulaştı. 28/10/09 13:02 Beşiktaş Kulübü'nden yapılan açıklamada, KARTALCELL'in ilk iki haftada 4380 aboneye ulaştığı bildirildi. KARTALCELL'in ilk iki haftalık satış oranlarında Fenercell, GSMobile, Trabzoncell;i geride bıraktığı kaydedildi. Açıklamada, ''Taraftarlarımıza KARTALCELL'e gösterdikleri ilgi nedeniyle teşekkürlerimizi sunuyor, halen KARTALCELL;li olmayan taraftarlarımızı da en yakın Avea, yetkili Türk Telekom ve yetkili Kartal Yuvası mağazalarımıza bekliyoruz'' denildi.
+
+
+
+ 618463
+ 09:58 New York borsası kapanışı
+ 09.58 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, kapanışı menkul kıymetler borsası kapanışında, sanayi endeksi 14,21 puan artışla 9.822,17 puana, bileşik endeksi de 25,76 puan düşüşle 2.116,09 puana geriledi. S
+
+
+
+ 618019
+ Krizde ikinci dalga ihtimal dışı değil
+ Krizde ikinci dalga ihtimal dışı değilANKARA ANKA 28.10.2009Durmuş Yılmaz Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Başkanı “Küresel krizde ikinci bir dalga ihtimali sıfır da değil, 100 de değil. Sıfırla 50 arasında bir yerde. 50’den az” dedi. Yılmaz, ekim ayı raporunu açıkladı Raporda ’nın ikinci bir dalga geldiğinde yeniden sürecini başlatma öngörüsünde bulunduğu yer aldı. Yılmaz, gazetecilerin, krizde ikinci bir dalga ihtimalinin ne kadar mümkün olduğunu sorması üzerine, “Küresel krizde ikinci bir dalga sıfır da değil, 100 de değil. Sıfır ile 50’nin arasında bir yerde. 50’den az olduğunu söyleyebilirim” diye konuştu. Yılmaz ayrıca, önümüzdeki dönemde küresel büyümenin tekrar kesintiye uğraması ve bu durumun yurtiçi iktisadi faaliyetteki toparlanmayı geciktirmesi durumunda, politika faizlerinde ek bir sürecinin söz konusu olabileceğini de belirtti. tahmini yüzde 5.5 Merkez Bankası, 2009 yılı sonu enflasyon tahminini dördüncü enflasyon raporunda da revize etti. Üçüncü enflasyon raporunda orta noktası 5.9 olan enflasyon yüzde 5.5’e düşürüldü. Merkez Bankası Başkanı politika faizlerinin sınırlı bir miktar daha düşerek 2010 yılı sonuna kadar sabit kaldığı varsayımı altında, enflasyonun yüzde 70 olasılıkla 2009 yıl sonunda orta noktası yüzde 5.5 olmak üzere yüzde ile aralığında, 2010 yıl sonunda ise orta noktası yüzde 5.4 olmak üzere yüzde 3.9 ile 6.9 aralığında gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini belirtti. İSTİHDAMDA İLK KEZ ARTIŞ GÖRÜLDÜ Haziran- ağustos döneminde dışı istihdamın, mevsimsellikten arındırılmış verilerle 2008 yılı ikinci çeyreğinden bu yana ilk defa artış gösterdiğini belirten Yılmaz, bu iyileşmeye paralel olarak oranlarındaki artış eğiliminin de tersine döndüğünü söyledi. Bu dönemde, işsizlik oranlarının yıllık bazda artarken, mevsimsellikten arındırılmış verilerle ikinci çeyreğe kıyasla gerilediğini, kapasite kullanım oranları ve kişi başına çalışılan saat göstergelerinin ekonomideki kaynak kullanımının düşük düzeylerde seyrettiğine işaret ettiğini kaydetti. Yılmaz, mevcut atıl kapasitenin yatırım ve istihdamı sınırlamaya devam edeceği öngörüsü altında, yakın dönemde istihdamda gözlenen iyileşmenin hızlı bir toparlanmaya dönüşmesinin beklenmediğini, işsizlik oranlarının yüksek düzeyini bir süre daha koruyacağını belirtti. için plan hazırlıyor Yılmaz, Merkez Bankası’nın domuz gribiyle ilgili aldığı tedbirlerin sorulması üzerine bir yıl önce bir çalışma başlattıklarını açıklayarak şunları söyledi: “Böyle bir durum ortaya çıkarsa ne yapabiliriz diye düşünmeye başladık. Ödemeler sisteminin, mali düzenin aksamadan yürüyebilmesi için, böyle bir durum ortaya çıktığında, bu işleri yapan personelin nasıl korunacağı sorusunu sorduk, ekiplerimiz bir araya geldi. Bu soru ve bu soruya alınacak yanıt bizim gündemimizde. Ama bugün itibariyle alınmış somut bir adım, somut bir şey yok. Kilit personeli etkilemeye başladığında neler yapılabilir sorusunun planlaması yapılıyor. Dün sabah ben savunma sekreterini çağırdım. İnsan Kaynakları başkan yardımcımızla birlikte sağlık merkezimizdeki başhekimi çağırıp, almamız gereken kararları alacağız.”
+
+
+
+ 618443
+ İlhan Şeşen'i kaçırmayın!
+ İlhan Şeşen'i kaçırmayın! 28.10.2009 09:47Geçen hafta sezon açılışını gerçekleştiren Büyükçekmece Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi, kış sezonu boyunca, İstanbul'un bu bölgesine merkezdeki tiyatro ve konserleri taşımaya devam edecek. Büyükçekmeceliler'in bu haftasonu tatilinde Bu Da Benim Ailem tiyatro oyunu ve uzun bir aradan sonra sahneye çıkacak olan İlhan Şeşen konseri alternatifleri var. METİN SEREZLİ'DEN MÜTHİŞ PERFORMANS Tiyatro Kare, geçen sezon sahnelenmeye başlayan "Bu Da Benim Ailem" adlı komediyi 30 Ekim Cuma saat.20.30'da Büyükçekmece Atatürk Kültür Merkezi'nde tiyatro severlerle buluşturuyor. Yönetmenliğini Nedim Saban'ın yaptığı Bu Da Benim Ailem adlı komedide; Metin Serezli, Suna Keskin, Sinemis Candemir, Oya İnci, Hülya Karakaş ve Soydaş Soydaş rol alıyor. Oyunun konusu: 33 yıllık evliliklerinde son görevlerinin doktor olan oğullarını evlendirmek olduğunu düşünen Selim (Metin Serezli) ve Süeda (Suna Keskin) çiftinin düzeni, oğulları için düşündükleri gelin adayı (Sinemis Candemir) ve onun fettan annesi (Oya İnci)'nin hayatlarına girmesiyle alt üst olur. iftin oğulları Tuğrul (Soydan Soydaş) gelin adayından çok genç kızın hayat dolu annesiyle ilgilenmeye başlayınca olaylar daha da eğlenceli ve çarpıcı bir hal alır. Finalde ise seyirciyi hiç ummadıkları bir sürpriz beklemektedir İLHAN ŞEŞEN'İ KAIRMAYIN İlhan Şeşen, bir süre ara verdiği sahne çalışmalarına bu konserler yeniden başlayacak. Sanatçının hem solo albümlerinden hem de elbette Grup Gündoğarken şarkılarından seçmeler sunacağı konseri, dinleyiciler için de zaman tünelinde bir yolculuk olacak. Biletlere Biletix ve AKM'nin gişesinden ulaşabilirsiniz. BÜYÜKEKMECE ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ PROGRAMI: 30 EKİM CUMA- 20:30- BU DA BENİM AİLEM 31 EKİM CUMARTESİ- 14:00- OCUK OYUNU/ BİR PRENSES MASALI 31 EKİM CUMARTESİ- 20:30- İLHAN ŞEŞEN KONSERİ KASIM PAZAR- 14:00- OCUK OYUNU/ BİR PRENSES MASALI KASIM CUMA- 20:30- ALO ORASI TIMARHANE Mİ? KASIM CUMARTESİ- 14:00- OCUK OYUNU/ SOYTARILAR OKULU KASIM CUMARTESİ- 20:30- ERKAN OĞUR İ.HAKKI DEMİRCİOĞLU KASIM PAZAR- 14:00- OCUK OYUNU/ SOYTARILAR OKULU 13 KASIM CUMA- 20:30- KAYGAN ZEMİN 14 KASIM CUMARTESİ- 14:00- OCUK OYUNU/ AKIL ADASI 15 KASIM PAZAR- 14:00- OCUK OYUNU/ AKIL ADASI 20 KASIM CUMA- 20:30- SUNAY AKIN 21 KASIM CUMARTESİ- 14:00- OCUK OYUNU/ ŞEN ŞAKRAK KABARE 21 KASIM CUMARTESİ- 20:30- YENİ TÜRKÜ 22 KASIM PAZAR- 14:00- OCUK OYUNU/ ŞEN ŞAKRAK KABARE
+
+
+
+ 618756
+ Dünya Erdoğan'ın İran ziyaretini izliyor...
+ 12.05 28.10.2009büyük halleri için üzerine tıklayın Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Dünya Erdoğan'ın ziyaretini izliyor... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tahran’daki resmi ziyaretinin ikinci gününde İran Meclis Başkanı ile görüştü. Başbakan Erdoğan, beraberindeki heyetle birlikte İran meclis binasındaki protokol salonunda Laricani ile bir araya geldi. Görüşme, görüntü alınmasının ardından basına kapalı olarak yapıldı. Yaklaşık saat süren görüşmenin ardından basına herhangi bir açıklamada bulunulmadı. Erdoğan, daha sonra İran ziyareti kapsamında ’nin Tahran Büyükelçiliğinde basın toplantısı düzenleyecek. DÜNYA YAKINDAN TAKİP EDİYOR Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ile ilişkilerin bozulduğu bir dönemde İran’a yaptığı ziyaret, Batılı basında yankılandı. New Yort Times "Türkiye ile Batı arasındaki gerginlikler artıyor" derken, "Türkiye, ’da çok olumlu yeni bir rol oynuyor" değerlendirmesini yaptı. ise "’nın İsrail’e ilişkin sert tutumu, Ahmedinejad’tan övgü getirdi" görüşünü dile getirdi. bu konudaki haberinde "Bu dostluk gösterisi Türkiye’nin bazı müttefiklerini sinirlendiriyor" diye yazdı. -: "TÜRKİYE İLE BATI ARASINDAKİ GERGİNLİKLER ARTIYOR" -"Türkiye ile Batı arasındaki gerginlikler artıyor. Türkiye’nin AB’ye katılma olasılığı giderek zayıflarken ve ülkenin yıllarca görünmeyen bir gayretle ülkelerine uzanırken, ve ’nın canını, uzun bir zamandır gündemde olan bir soru sıkıyor: Bu büyük, laik, Müslüman ülkesi Batı’nın yerine Doğu’ya yöneliyor mu?" GUARDİAN: "TÜRKİYE, ORTADOĞU’DA ÇOK OLUMLU YENİ BİR ROL OYNUYOR" -"Türkiye, Ortadoğu’da çok olumlu yeni bir rol oynuyor. Barıştırıcı, arabulucu, barış yapıcı olmayı amaçlıyor. İran’a uzanmak, bu rolü oynamanın ideal yoludur. Türk liderleri, birkaç yılı, ‘komşularla sıfır sorun olarak adlandırdıkları bir hedefi izleyerek geçirdi. ��ok başarılı da oldu. Ancak olumsuz bir nokta var da Türkiye’nin İsrail’den uzaklaşmayı başlamasıdır." FİNANCİAL TİMES: "ANKARA’NIN İSRAİL’E İLİŞKİN SERT TUTUMU, AHMEDİNEJAD’TAN ÖVGÜ GETİRDİ" "Ankara’nın İsrail ile ilgili sert tutumu, Ahmedinejad’tan övgü getirdi. (Ahmedinejad’ın) Sayın Erdoğan’ın İsrail’in politikalarına yönelik sert çıkışlarına verdiği destek, Batılı ortaklarını, Ortadoğu ve bölgesel diplomasisinde yeni bir rol oluşturmak amacıyla eski ittifakları terk etmeyeceğine ikna etmeye çalıştığı bu dönemde Türkiye’yi mahcup edebilir." LE MONDE: "TAHRAN’LA DOSTLUK TÜRKİYE’NİN BAZI MÜTTEFİKLERİNİ SİNİRLENDİRİYOR" "Recep Tayyip Erdoğan, Tahran’da İran ile Türkiye arasındaki dostluğunu kutluyor. Ama bu dostluk gösterisi, Türkiye’nin bazı geleneksel müttefiklerini sinirlendiriyor, özellikle son aylarda ilişkilerin hiç durmadan kötüleşen İsrail’i." Ve .
+
+
+
+ 618600
+ Gemlik'te Öcalan gerginliği
+ 10.30 28.10.2009büyük halleri için üzerine tıklayın Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Gemlik'te Öcalan gerginliği Öcalan'ın kız kardeşi Fatma Öcalan ve avukatının Adası'na gitmek için İlçe Jandarma Komutanlığı'nda işlemleri yapılırken, Gemlik İlçe merkezinde sivil toplum kuruluşları tarafından yürüyüşü yapıldı. Sabahın erken saatlerinden itibaren yağmura rağmen ilçe stadyumu önünde toplanan grup, önde şehit aileleri ve gazilerin bulunduğu kortej oluşturarak Orhangazi Caddesi'nden ilçe merkezine doğru yürümeye başladı. Polisin İstiklal Caddesi yerine kordon istikametine yönlendirdiği yaklaşık bin kişilik grup Çarşı Camii önünde toplandı. Ellerinde "Vatan namusumuz, bayrak kefenimizdir", "Bir sevdasın Türkiyem", "Ankara'nın taştır yolu hükümetin şaştı yolu", "Dağa çıkanı hayatta, dağa çıkaranı vatanda, dağdan indireni koltukta barındırmayız" yazılı pankart lar taşıdı. Açıklamanın ardından grup olaysız biçimde dağıldı.Gemlik'te sivil toplum kuruluşları dün gece de yürüyüş yapmıştı. Öcalan'ın kızkardeşi ve avukatları İmralı'ya gitti İMRALI Cezaevi'nde ömür boyu hapis cezasına çarptırılan ve kendisine arkadaş getirilmesi için özel cezaevi yaptırılan bölücübaşı Abdullah Öcalan'ın kız kardeşi Fatma Öcalan ve savunmasını üstlenen avukat bu sabah Bursa'nın Gemlik İlçesi'nden İmralı Adası'na gittiler.Kenya'da yakalandıktan sonra getirildiği İmralı Adası'nda ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Öcalan'ın kız kardeşi Fatma Öcalan ve savunmasını üstlenen avukatları Meral Atasoy, Asya Ülker ve İbrahim Bilmez bu sabah İmralı'ya gitmek üzere İstanbul'dan özel bir otomobille Gemlik İlçe Jandarma Bölük Komutanlığı'na geldiler. İçinde kitap, dergi ve gazetelerin bulunduğu bildirilen poşet taşıyan avukatlar, jandarmadaki kimlik kontrolü ve üst aramasının ardından plakası sökülmüş beyaz bir servis minibüsüyle saat 09.45'te İmralı'ya gitmek üzere Gemport Limanı'na hareket ettiler.İmralı'da tek kişilik Kapalı Cezaevi'nde kalan Abdullah Öcalan, haftada bir avukatları, 15 günde bir de birinci dereceden akrabaları ile görüşebiliyor. Öcalan'a avukatları ile saat, aile bireyleri ile 30 dakika görüşme hakkı tanınıyor. Görüşme, görevliler eşliğinde avukatları ile "açık", aile bireyleri ile ise bir camın ardından telefonla gerçekleşiyor. .
+
+
+
+ 619492
+ Narenciyede umut soğuk havalarda
+ Narenciyede umut soğuk havalarda Ege bölgesinde üretimin geçen yıla göre yaklaşık yüzde 25 oranında gerilemesinin beklendiği mandalina, portakal ve greyfurtta, iç ve dış piyasa şartlarının artması için havaların soğuması bekleniyor. İZMİR (A.A) Tolga Albay Narenciyede Akdeniz bölgesinden sonra en önemli üretim merkezi olan Ege Bölgesi'nde, bazı ürünlerin rekoltesinde yaklaşık yüzde 25 oranında gerileme bekleniyor. Pazara çıkmaya başlayan ürünlere, havaların sıcak gitmesi nedeniyle talebin yetersiz olduğunu belirten yetkililer, üzümün pazardan çekilmesini bekliyor. Bu yıl Ege Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği koordinatörlüğünde ilk kez yapılan rekolte tespit çalışması sonuçlarına göre, Türkiye mandalina üretiminin yüzde 40'ının yapıldığı Ege'de bu yıl, geçen yıla göre yüzde 25 düşüşle 157 bin ton rekolte elde edilecek. Portakalda ise üretimin geçen yıla göre yüzde 10 artışla 175 bin ton olması bekleniyor. Bölgede geçen yılla aynı oranda bir üretimle 38 bin ton limon ve bin ton greyfurt üretilmesi bekleniyor. Ege İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, narenciyede limonda yüzde 15'lik ihracat artışının yaşandığını, diğer ürünlerde de benzeri bir gelişme beklediklerini söyledi. Bölgenin narenciye ürünleri ihracatında önemli pay tutan mandalinadaysa üretimin gerilediğini, en büyük pazarlardan biri olan Rusya'ya ihracatta sıkıntılar yaşandığını dile getiren Türkmenoğlu, 'Avro bölgesine yapılan ihracatta sorun yok. Ancak, kur nedeniyle dolar bölgesine yani Rusya ve Ukrayna'ya yapılan ihracatta sorunlar yaşanıyor. Sezon yeni başladı. Ancak ihracatçının kaygısı kur nedeniyle rekabetçi fiyatlar verememesi. Bu ortamda iç pazarın canlı olmasını umuyoruz. Ayrıca avro bölgesine ihracatta daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor' dedi. Narenciyede bölgenin yüksek işleme kapasitesine sahip firmalarından olan Kral Tarım AŞ Genel Müdürü Erol Toker ise ihracatta bu yıl olumlu bir sezon beklemediklerini ifade etti. Türk lirasının dolar karşısında değerlenmesi nedeniyle üretim maliyetlerinin hızla yükseldiğini, birçok pazarda fiyat tutturamadıklarını dile getiren Toker, iç piyasada ise talebin yetersiz olması nedeniyle pazarın oluşamadığını söyledi. Narenciye ürünlerinin psikolojik etkilerle soğuk havalarda tüketildiğine dikkati çeken Toker, 'Havaların sıcak gitmesi nedeniyle tüketicinin talebi istenen seviyede değil. Semt pazarlarında, market raflarında üzüm gibi yaz meyvelerinin bol ve ucuz şekilde bulunmaya devam etmesi nedeniyle tüketici tercihi mandalinaya yönelmiyor. Üzüm ve mandalina arasında geleneksel olarak bu dönemlerde bir çekişme yaşanır. Biz de havaların soğumasını ve üzümün pazardan çekilmesini bekliyoruz' dedi. -DOMUZ GRİBİ VE NARENCİYE TÜKETİMİ Toker, narenciye ürünlerinde bu yıl domuz gribi hastalığı nedeniyle bir tüketim artışı beklenebileceğini ifade etti. Domuz gribiyle ilgili doktorların yaptığı uyarılarda diğer grip türlerinde olduğu gibi vitamini alımına dikkat edilmesi gerekliliğinin dile getirildiğini ifade eden Toker, bu konuda vatandaşın henüz yeteri kadar bilinçli olmadığını dile getirdi. 28.10.2009
+
+
+
+ 618890
+ Başbuğ kesinlikle istifa etmeli
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Başbuğ kesinlikle istifa etmeli Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Hakan Albayrak bugünkü köşe yazısında "AK Parti ve Gülen Hareketi'ni Bitirme Planı"yla ilgili belgenin orijinalinin ortaya çıkması ile ilgili süreci kaleme almış. İşte Albayrak'ın 'Başbuğ için istifanın tek alternatifi' başlıklı yazısı: Başbuğ için istifanın tek alternatifi "AK Parti ve Gülen Hareketi'ni Bitirme Planı"yla ilgili son haberler doğruysa, bu iş, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u da illa ki içine alacak kadar büyüyor. Başbuğ, "Böyle bir planın hazırlandığından haberim yoktu" diyebilir belki; ama belgeyle ilgili soruşturma açılması üzerine Genelkurmay'ın ilgili birimindeki bütün bilgisayarların silindiği ve 40 torba dolusu evrakın yakıldığı iddiası doğru çıkarsa "Bundan da haberim yoktu" diyemez. Derse, karargâhına zerre kadar hakim olmadığın itiraf etmiş olur. Düşünsenize: Delilleri imha operasyonunda birçok subay ve er yer alıyor, ama bunların hiçbiri Genelkurmay Başkanı'na sadık değil Genelkurmay Başkanı'nın, belgeleri emanet edebileceği bir tek güvenilir adamı bile yok Herkesin gözünün üzerinde olduğu Harekât Başkanlığı 3. Destek Şube Müdürlüğü'nde saatlerce ve bekli de günlerce süren bir 'temizlik' operasyonu Genelkurmay Başkanı'ndan habersiz yapılabiliyor Böyle şey olur mu? İster bu işin içinde olsun ister dışında; iddiaların doğruluğu kanıtlandığı takdirde Başbuğ kesinlikle istifa etmeli. İstifanın –belki- bir tek alternatifi olabilir, da kamuoyunun karşısına geçip bu işi en başından itibaren bütün ayrıntılarıyla ve bütün 'kahramanlarıyla' anlatmak, sonra da hem bu iş için hem de bu tür işlerin hepsi için –en başta askeri darbeler için- milletten ve devletten özür dilemek. Kendi adına, Genelkurmay adına, TSK adına özür dilemek. Özür dilemek ve bu tür işlerin bir daha olmaması için alınacak tedbirler konusunda Meclis'in ve Hükümet'im emrine kayıtsız-şartsız amade olduğunu bildirmek. Erdoğan değil Lieberman saçmalıyor İngiliz Guardian gazetesi "Türkiye Başbakanı Erdoğan, İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman'ın Gazze'ye nükleer bomba atma tehdidinde bulunduğunu söyledi" diye yazınca, Lieberman'ın dili tutuldu. Dili tutulunca, basın müşavirine "Her saçmalığa cevap verecek değiliz" şeklinde bir açıklama yaptırdı. Saçmalıkmış! Bu yılın Ocak ayında, İsrail ordusunun Gazze'deki "Dökme Kurşun Harekâtı" devam ederken, Telaviv'deki Bar-İlan Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada, "Hamas'la mücadeleyi, ABD'nin 2. Dünya Savaşı'nda Japonlara yaptığını yaparak sürdürmeliyiz. zaman ülkenin işgaline de gerek kalmamıştı." ("We must continue to fight Hamas just like the United States did with the Japanese in World War II. Then, too, the occupation of the country was unnecessary.") diyen, Lieberman değil miydi? Bütün yorumcular bunu "Liebarman Gazze'ye atom bombası atılmasını istiyor, 'Kara harekâtıyla uğraşmayın, sorunu kökten halledin' demeye getiriyor" şeklinde yorumlamamışlar mıydı? Tabii ki öyle yorumlamışlardı, çünkü bu sözlerin başka türlü yorumlanması mümkün değil. İsrail'in 'yarı resmi' yayın organı Jerusalem Post'un 13 Ocak 2009 tarihli ve "Lieberman: Hamas'a ABD'nin Japonya'ya yaptığını yapın" başlıklı haberinde de, Lieberman'ın yukarıdaki sözleri nakledildikten sonra, Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası atılması üzerine ABD'ye teslim olduğu hatırlatılıyor ve "Çıkarma işgal harekâtı bu gelişme üzerine durduruldu" deniliyordu. Evet, iki kere iki dört ediyorsa Lieberman Gazze'ye atom bombası atılmasını istemiş, 'Yetki bende olsaydı atom bombası atardım' mesajını vermiştir. Bu, Filistinlilere yönelik bir tehdit ('Yetki aldığımda görürsünüz gününüzü!') olarak da okunabilir. Başbakan Erdoğan, Guardian'a verdiği beyanatta, Lieberman'ın 'böyle bir imada bulunduğu'nu mu söyledi, yoksa 'böyle bir tehditte bulunduğu'nu mu? Kendi ifadesi tam olarak nasıldı? Kullandığı ifade tercümede değişti mi? Bilmiyorum. Bildiğim şu ki, her halukârda doğru söyledi. Saçmalığa gelince: Gazze'ye atılacak bir atom bombası İsraillilerin de canına okur, zira Filistin ve İsrail derken çok küçük bir coğrafyadan söz ediyoruz. Lieberman ne dediğini bilmiyor. Fena halde saçmalıyor. Ne kadar saçmaladığı hatırlatılınca da hiç utanmadan zeytin yağı gibi üste çıkmaya çalışıyor. Yakışır İsrail Dışişleri Bakanı'na! 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 618147
+ Yıldırım düşecek
+ Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinde siyah-beyazlı tribünler Fenerbahçe Başkanı'na sadece "Yıldırım" diye küfür ederse TFF ceza veremeyecek! Çünkü Tahkim Kurulu 22 Ekim'de buna yeşil ışık yaktı Geçtiğimiz haftanın ikinci yarısında Tahkim Kurulu'ndan çıkan tuhaf ve aynı zamanda çok tehlikeli olan bir karar Milliyet'ten Cemal Ersen dışında hepimizin gözünden kaçtı. Peki neydi bütün gözlerden kaçan karar? PFDK'nın Beşiktaş'a, Denizlispor maçında taraftarlarının çirkin ve kötü tezahüratı nedeniyle verdiği 40 bin lira cezayı Tahkim Kurulu, "Temsilci raporlarında kötü ve çirkin tezahüratın kendi kulüp, taraftar ve yönetimine karşı yöneltildiğinin belirtilmesi karşısında FDT'nın 52/2. maddesinin unsurları bu olayda gerçekleşmediği" için kaldırdı. "Çirkin ve kötü tezahürat" başlıklı madde, "Stadyumlarda toplu olarak ve devamlılık arz eden şekilde, söz veya hareketlerle ya da pankart ve benzeri araçlar ile asağılayıcı, tahrik veya taciz edici nitelikte tezahüratta bulunulması yasaktır" diyor. Disiplin Talimatı'nda kötü tezahürat kimlere yönelik olursa ceza verilir veya verilmez ayrımı yok. Tahkim Kurulu'nun verdiği kararlar kesindir, bu kararlara itiraz dahi edilemez. Dolayısıyla da bugün ortaya çıkan fiili durum şudur: KİME EDİLDİĞİ ÖNEMLİ! Herhangi bir kulübün taraftarı kendi kulübüne, yönetimine istediği gibi küfür edebilir. Tahkim Kurulu buna izin vermiştir. Üstelik Tahkim'in gerekçeli kararında tezahüratın küfür içerip içermediği değil, kulübün yönetimi ve başkanına yönelik olmasının altı çizilmiştir. Yani küfürün içeriğinden dolayı değil, yöneltildiği kişi, kurum nedeniyle ceza kaldırılmıştır. Bu karar kesindir, değiştirilemez. Bu kararı alan Tahkim Kurulu, bugünden şu soruların yanıtlarını vermelidir: HEDEF TUTACAK MI? Beşiktaş taraftarı, hafta sonra İnönü'de oynanacak Beşiktaş- Fenerbahçe derbisinde içinde sadece "Yıldırım" sözcüğü geçen küfürlü tezahüratlarda bulunursa ve PFDK buna ceza verirse, bu cezayı da kaldırmanız gerekmez mi? Beşiktaş taraftarının "Yıldırım" diyerek küfür etmesi halinde hedeflerinin Yıldırım Demirören mi, Aziz Yıldırım mı olduğunu nereden bilecek, nasıl belirleyeceksiniz? Sonuçta ikisi de büyük olasılıkla aynı tribünde yan yana oturacak. Stattaki binlerce Beşiktaş taraftarının iki başkana doğru örneğin, "Şerefsiz Yıldırım" diye bağırması serbest midir, değil midir? Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, Abdullah Öcalan'dan daha değersiz bir kişilik midir ki, Beşiktaş taraftarı Sayın Yıldırım Demirören'e istediği gibi küfür edebilir, ama Öcalan'a edemez? Tahkim Kurulu, aynı toplantıda Fenerbahçe'nin Gençlerbirliği maçında taraftarının kötü ve çirkin tezahüratı nedeniyle aldığı cezayı da kaldırdı. Gerekçeleri, "Temsilci raporları ile tespit edilen, kötü ve çirkin tezahüratı gerçekleştirilenlerin sayısının, 52/2.maddesinde öngörülen topluluk unsurunun varlığını kabule yetmediği" şeklinde... Kısacası burada talimatlara aykırı bir durum yok. DEVAMLILIK ŞARTI VAR Çünkü talimatta "Toplu olarak ve devamlılık arz eden şekilde" diye bir şart var. Söz konusu maçın gözlemcisi Gazanfer Doğu... Hani 2008-09 sezonunun 14. haftasındaki Beşiktaş-Ankaraspor maçında edilen küfürleri duymayan, rapor etmeyen ve Beşiktaş'ın ceza almamasına yol açan, sonra hafta Süper Lig maçı alamayan, kalan 20 haftada ise sadece üç Süper Lig maçında gözlemcilik yapabilen Gazanfer Doğu... AYRI OLURSA CEZA YOK Geçtiğimiz yıllarda küfürün süresi daima polemik konusuydu. Kimi 90, kimi 120 saniye diyor, bu süreyi geçmeyen kötü tezahüratın cezalandırılmaması bu savın sahiplerini haklı çıkarıyordu. Tahkim Kurulu'nun son kararıyla süre dışında ikinci kriter de belli oldu. Artık taraftarlar 20 bin kişinin izlediği bir maçta binerli gruplar halinde ayrı ayrı küfür eder veya kötü tezahüratta bulunurlarsa ceza yok. Biraz organizasyon gerek kadar! Burada bir garip durum daha var. 500 kişinin izlediği maçta, herkes küfür ederse ceza var. 30 bin kişinin izlediği maçta üç bin kişi ederse ceza yok. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba
+
+
+
+ 618116
+ Giderek kilo alıyoruz
+ Giderek kilo alıyoruz SAĞLIK SERVİSİ Almanya'nın Köln kentinde düzenlenen Anuga gıda fuarının ilginç konferanslarından biri de obezite konusundaydı. Köln üniversitesinden Prof. Bisshopp, Istanbul'dan Prof. Dr. Osman Müftüoğlu ve Paris Sağlıklı Beslenme Enstitüsü Müdürü Dr.Patrick Serog, üç ülkedeki sağlıksız beslenmenin yol açtığı aşırı kilo ve obezite konusunu masaya yatırdılar. Alman Prof.Dr. Bisshopp, ülkesindeki karbonhidrat ağırlıklı beslenmenin bu soruna yol açtığını belirtirken, gıda endüstrisini her yıl ambalajları daha büyük ve çekici hale getirmesini eleştirdi. Hazır gıda yeme eğiliminin güçlenmesine gazlı içecekler ve şekerli meşrubat eklenmesinin sorunu iyice büyüttüğünü belirten Prof.Dr.Bisshopp, göçmenlik, genetik ve sosyal yaşamdan uzak düşmenin Almanya'daki yabancı nüfusu ciddi bir obezite tehlikesine sürüklediğini anlattı. Prof. Bisshopp, Almanya'da yaşayan Türklerin obeziteden korunması için Türkçe broşür gönderilerek dağıtılmasını istedi. 28.10.2009 SAĞLIK
+
+
+
+ 619368
+ Erşan, tedbir amaçlı hastanede
+ Vakkas Özmercan, Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde tedavi altında bulunan yardımcısı Dr. Mehmet Erşan'ı ziyaret etmek ve doktorlarıyla görüşmek üzere geldiği hastanenin acil servisinin önünde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bugün öğlene doğru Erşan'ın tahlillerinin pozitif çıktığını ifade eden Özmercan, ''Arkadaşımızın genel durumu iyi olmasına rağmen evde küçük bebeği olduğu için tedbir amaçlı, gözlem için hastaneye yatışını uygun gördük. Hocalarımız da şekilde uygun gördü. Tabii yani sağ kolumun böyle bir rahatsızlığa kapılması bizi üzdü'' dedi. Bu konuda tedbirlere dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Özmercan, ''Ama siz ne kadar dikkat ederseniz edin başınıza gelebilir. Arkadaşımıza acil şifalar diliyoruz. Genel durumunun iyi olduğunu öğrendik hocamızdan, birazdan da kendisini ziyaret edeceğim. Sabah da görüştük zaten kendisiyle. açıdan arkadaşımızın tedbir amaçlı olarak üniversitede yatmasını uygun gördük'' diye konuştu. Sivas'ta şu ana kadar pozitif çıkan vaka sayısının olduğunu belirten Özmercan, şunları kaydetti: ''Ama bu bizim için çok önemli değil. Çünkü artık tahlilleri çok fazla insandan almayacağız. Tüm Türkiye'de vaka sayısı konusunda da çok fazla bilgi vermeye gerek yok. Artık daha önce de bahsettiğim gibi H1N1 kapımızda değil aramızda, öncelikle kendimizi koruyacağız, ana felsefemiz bu. Rahatsızlandıysak etrafımızdakilere bulaştırmamaya çalışacağız. Bu açıdan vatandaşlarımızın duyarlı olmasında fayda var diye düşünüyorum.'' AŞILAR BEKLENİYOR Özmercan, bir soru üzerine, domuz gribi aşılarının Sivas'a henüz gelmediğini, aşıyla ilgili bakanlıktaki tahliller ve kontrollerin şu anda son aşamada olduğunu belirterek, ''Bugün gelse bile hemen aşıyı yapmayacağız, aşama bittikten sonra bize gelen talimat doğrultusunda sağlık çalışanı ve hacca giden ikinci grubumuza aşıyı yapacağız'' dedi. Sağlık Bakanlığından Sivas için 208 bin aşı istediklerini ifade eden Özmercan, ''Ama ilk etapta tabii çok cüzi bir rakam gelecek. Bu da sadece sağlık çalışanları ve hac kafilesine yeterli olacak. Aşama aşama, birer ikişer hafta arayla bu aşılar bakanlığımızdan gönderilecek'' diye konuştu. Dr. Mehmet Erşan'ın hastalığa nasıl yakalandığıyla ilgili soru üzerine de Özmercan, ''Özel bir durumu yoktu. Zaten onda grip belirtileri vardı, yani 1-2 gündür vardı. Biz de ona istinaden pazartesi günü tahlilini almıştık. Muhtemelen yine aramızda olan bu H1N1'den kaptı'' dedi. HASTANEDE DOMUZ GRİBİ ÖNLEMLERİ Bu arada, Erşan'ın tedavi gördüğü CÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde domuz gribine karşı önlem alınmasına devam ediliyor. Hastanedeki sağlık personeli ile diğer çalışanların, polislerin, hastaların ve bazı vatandaşların koruyucu maske taktığı görüldü. Hastanenin girişine domuz gribiyle ilgili uyarıcı broşürler asıldığı gözlendi. Öte yandan, Sivas Adliye Sarayının girişindeki x-ray cihazının yanına da domuz gribiyle ilgili uyarıcı yazılar asıldığı görüldü.
+
+
+
+ 618478
+ ABD ile K.Kore Arasında İlk Görüşme
+ : ABD ile K.Kore Arasında İlk Görüşme Yayına Giriş: 28.10.2009 08:01:01 Güncelleme: 28.10.2009 08:19:50 Amerika Birleşik Devletleri ile Kuzey Kore arasında yapılan görüşmede, iki taraf karşılıklı görüş alışverişinde bulundu. İki ülke yetkililerinin gayrı resmi olarak bir araya gelmelerinin, Güney Kore, Çin, Rusya, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri'nin dahil olduğu 6'lı görüşmeler ile ilgisi bulunmadığı belirtildi. Nükleer denemelerine başlayan Kuzey Kore, Amerika Birleşik Devletleri ile doğrudan görüşmesi halinde nükleer silahsızlanmaya katılacağını açıklamıştı.
+
+
+
+ 619801
+ Almanya'da 2. Angela Merkel dönemi
+ Meclis Başkanı Norbert Lammert başkanlığında toplanan Federal Meclis'te yapılan gizli oylamada, Merkel 612 milletvekilinden 323'ünün oyunu alarak ikinci kez başbakan oldu. Oylamada 285 milletvekili "hayır" oyu kullanırken, milletvekili de çekimser oy kullandı. Almanya'da 2005 yılında yapılan erken seçimlerden sonra CDU ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasında kurulan hükümette de başbakan olan Merkel, ülkenin ilk kadın başbakanı olmuştu. Merkel, bugün Cumhurbaşkanlığı konutu olan Bellevue Sarayı'na giderek Cumhurbaşkanı Horst Köhler'den atanma belgesini alacak ve tekrar Federal Meclis'e dönerek yemin edecek. Daha sonra kabinenin yeni üyeleri Başbakan Merkel ile birlikte Cumhurbaşkanı Köhler'in huzuruna çıkarak atanma belgelerini alacak ve yeniden Federal Meclis'e dönerek yemin ederek resmen göreve başlayacak. Merkel, bu akşam Fransa'ya giderek Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile görüşecek. BAŞBAKAN MERKEL, FEDERAL MECLİSTE YEMİN ETTİ Almanya'da Federal Meclis tarafından bugün 2. kez başbakan seçilen Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Angela Merkel, Mecliste yemin etti. Meclisteki seçimlerden sonra Cumhurbaşkanı Horst Köhler'den atama belgesini alan Merkel, Meclise dönerek başbakan olarak yemin etti ve Meclisteki yerini aldı. Merkel, bugün, kabinede görev alacak bakanlarla da Cumhurbaşkanı Köhler'e gidecek. Atama belgesini alan bakanlar, Mecliste yemin ettikten sonra Başbakanlıkta Merkel başkanlığında ilk kabine toplantısını yapacak. Hür Demokrat Parti (FDP) de 11 yıllık muhalefetin ardından bugün koalisyon ortağı olarak iktidarda yer almış olacak. Merkel, kabine toplantısından sonra da Fransa'ya gidecek. AA
+
+
+
+ 617993
+ Menderes'in saklı fotoğrafları ortaya çıktı
+ 26 Ekim 1955'te tren garı açılış törenine katılmak üzere geldiği Muş'ta çekilmiş fotoğraflar, dönemin valisi Vefki Ertür tarafından albüm haline getirilerek Demokrat Parti 9. Dönem milletvekili Kemal Zeytinoğlu aracılığıyla Menderes'e ulaştırılmış. Muş'un Adnan Menderes ile tarihî günlerinden birini yaşadığını belgeleyen fotoğraflar, Ankara'da görev yapan bir PTT görevlisi sayesinde günümüze ulaştı. Postacı Ali Koşu, büyük hayranlık beslediği devrik Başba-kan'ın eşyalarını yakanlar arasında bulunan arkadaşlarına rica ederek fotoğrafları kurtarmış. 10 yıl önce hayatını kaybeden PTT görevlisinin kızı Saniye Koşu, bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış fotoğrafları, saklı bulunduğu sandıktan Zaman için çıkardı. Koşu, 19 fotoğrafın yer aldığı albümün kurtarılmasını şöyle anlattı: "Babam yıllarca PTT'nin Kızılay Şubesi'nde görev yaptı. Siyasetle fazla ilgilenmezdi. Ancak Adnan Menderes'i çok severdi. İdam edilirken eşyalarını yakanlar arasında bulunan arkadaşlarından Menderes'ten kendisine bir hatıra bırakmalarını rica etmiş. Israrlı talepleri sonuç verince sadece bu fotoğraf albümünü kurtarabilmiş."
+
+
+
+ 618338
+ Gece yolculukları
+ Çetin Altan Şeytanın gör dediğiGece yolculukları 28 Ekim Çarşamba 2009 Henüz daha GS futbolcularının, “titreyip kendilerine dönemediklerinden” FB futbolcuları karşısında 3-1’lik bir yenilgiye uğramadıkları; nedeniyle okullarının tatil edilmeye başlanmadığı ve “vatan, millet, devlet, bayrak, şan, şeref aşkıyla yanıp tutuşan” militerler kesimi içinde, ne alengirli asparagasların göbek attığı, dünkü gazete manşetlerindeki kadar su yüzüne çıkmadığı Eylül ortalarında; “18 Ekim -Dalaman; 26 Ekim -Sabiha Gökçen” için gidiş-geliş yer ayırtmıştık ’de. 18 Ekim Pazar günü, haftalık bir vuslatını gerçekleştirmek için ’ndan bindiğimiz THY uçağı tam zamanında saat 14.20’de kalktı. Önceki gün, yani Pazartesi günü; dönüş için Dalaman’dan binip, Sabiha Gökçen’e ineceğimiz uçak ise 16.15’te kalkıyordu. Geçtiğimiz pazar, bir rastlantı sonucu bir THY uyarısı bulduk bilgisayarda. Dalaman’dan saat 16.15’te ’a kalkacak uçağın kalkış saati, 20.55’e alınmıştı ve Sabiha Gökçen Havalimanı’na değil, ’na inecekti. Bendeniz için böyle bir değişim, bir çuval içinde zıplaya zıplaya bir maratona katılmak kadar, iç çektiriciydi. Bir kez ’ye gece yarısından önce varamayacaktık. Ne zaman yatacak, ne kadar uyuyacak ve yazı masasının başına saat kaçta oturabilecektik? Ayrıca Eser Karakaş ile Şahin Alpay’ın, Mehmet Altan ile birlikte sundukları “Akıl Defteri” programı da, her pazartesi akşamı saat 21’deydi. Onu da ilk kez kaçıracaktık. Bütün bunlar çok mu önemli yani? Hiç önemli olur mu efendim, niçin önemli olsun ki? Alt tarafı ne bir militerimiz domuz gribi kuşkusuyla hastaneye yatmış; ne de içinde bir siyasetçi bulunduğu bir uçak, zorunlu bir iniş yapmış. Bir ömür rendesinin talaşları arasında, bir kalem emekçisinin telaşa düşmesi; her gün rastlanan türden bir trafik kazası gibi bir şey... Kaldı ki, hava yolları şirketlerinin her türlü değişikliği yapma hakları da vardır; rezervasyonlarını erken yaptırmış yolculara, herhangi bir uyarıda bulunmayı son saatlere bırakmış olsalar da... Önceki gün saat 19’da, radyom bakışlı simsiyah Otello’yu da evden çıkarıp, kapıyı kapattığımızda; Köyceğiz’de bir başlamıştı. Yolları, dükkânları, evlerin alt katlarını suların sellerin basacağı şiddetli bir değilse de; bir “ahmak ıslatan” da değildi. Köyceğiz de, küçük bahçe de, Köyceğiz Gölü de, okaliptüs korusu da; yaseminler, begonviller, palmiyeler, uzun yapraklı muz ağaçları ile artık gerilerde kalıyordu. Bizim verandanın kıyısındaki sterliçenin, dikilerek kıvrılmış yeşil yaprağı üstündeki, neredeyse başparmak tırnağı kadar küçük sevimli kurbağacık da geride kalıyordu, hala ılık akşamlarda ötmeyi sürdüren ağustos böcekleri de... Dalaman’a gelinceye kadar da, yol boyunca yağmur devam etmiş, uzaklarda çakıp durmuştu şimşekler... Dalaman Havalimanı’na geldiğimizde, saat henüz 20 olmamıştı; kontrollerden geçip, dost bir “uçak yolcuları kafesi”ne sığındık; çay içe, kahve içe başladık beklemeye... Atatürk Havalimanı’na inecek uçağın 10 dakika rötarla kalkacağı anons edildi. Uçağa bindiğimizde de, yanlışlıkla bizimkinin sıra gerisindeki koltuklara oturduk. Neyse ki, oturduğumuz koltukların gerçek sahipleri, kibar insanlardı; önümüzde bizim boş bıraktığımız koltuklara oturmayı hemen kabul ettiler. Bütün bu ayrıntılar, kimi ne kadar ilgilendirir ki? Elmalarla portakal ve limonların; hem manavlarda, hem bakkallarda sürüsüne bereketken; ressam Cezanne’ın oturup elma, portakal ve limon resimleri yapmasına benzeyen bir teferruat... Üstelik ülkenin onca sorunu var ve “demokratik yeni açılımlar”da frene de basılmışken... İstanbul’a geldiğimizde ne yağmur vardı, ne karanlık ve her yeri çeşit çeşit, renkli renksiz, güçlü sönük bir ışıklar okyanusu kaplamıştı. Köyceğiz’deyken haftada gördüğüm araba sayısı toplamının, belki 100 katını gördüm 5-10 dakika içinde... İstanbul niree... Köyceğiz niree... Altından suların şelale aktığı tahta platolardaki bomboş masalardan birinde, Solmaz’la baş başa alabalık yediğimiz Yuvarlakçay niree? ’da sıcak çatışmalar sürerken ve ’ta canlı bombanın intiharıyla aynı anda 155 kişi ölmüşken... Ülkede de siyasal ağız dalaşları, kutuplaştıkça kutuplaşır ve “çalkantılı bir döneme doğru kayıldığının” sinyallerini; yanıp sönen trafik lambalarının uyarısına benzercesine, verirken... Neyse ki, yarın Cumhuriyet Bayramı... yıl kadar önce, Köyceğiz’deki küçük bahçede yerden, miniminicik bir çınar ağacı bebeği çıkmıştı. Solmaz, çınar ağacı bebeğini bir saksıya dikip; yılda karış kadar büyütmüştü. ..... Bir çınar ağacı 600-700-800 yıldan fazla yaşar. Biz de, safdiruk bir duygusallıkla, saksıdaki çocuğu” çınarımızı alıp, yolunda İki Tepe Arası’ndaki dostumuz Kamer Hanım’ın özel mi özel motelinin bahçesine dikilmesi için götürmüştük. Şimdi çınarın boyu metreye yakın ve dallarıyla, pençe pençe yaprakları büyüdükçe büyümüş Köyceğiz ve Dalyan’ın çevresiyle beldelerinde; elektrik direkleri arasında yan yana paralel ve alt alta elektrik teli birden geçer; oralardan yine tellerle uzanır evlere... Telefon direklerinden de, telefon telleri geçer; onlar da oralardan uzanırlar evlere. Velhasıl yolların üstü ve damların alt kıyıları, tellerle karmakarışık bir örümcek ağına benzer... Aydın, Denizli ve ’nın özelleştirilmiş elektrik şirketi; Kamer Hanım’ın motel bahçesinden de geçerek bir komşusuna bağlanan elektrik teline, bizim boy atmış çınarcığın dalları değme olasılığı gösterdiğinden; çınarın kesilip budanmasını istemiş. Bizim Köyceğiz’deki evin bahçesine rüzgârla gelen bir çınar tohumunun, kendi doğal ömrünü yaşaması zor... Tıpkı yollarda, baskınlarında, depremlerde, sıcak çatışmalarda, iş kazalarında, yangınlarda “hayata veda” edenler gibi. Önemli olan vatan, millet, devlet, bayrak, şan şeref, onur gurur... Bir çınar delikanlısı yahut sokaktaki sıradan ve halktan biri, çok mu önemli yani? Ne bendeniz, ne Otelllo, ne de önce saksıda bebekliğini yaşamış olan gencecik çınar ağacı; bir türlü anlayamadık böylesi bir değerlendirme baskülünü... Kim bilir belki de 20-25 yıl süreceğe benzeyen bir çalkantı döneminin gerçek nedenlerinden biri de, garip basküldür. (434 yazı)
+
+
+
+ 618047
+ Beşiktaş CT gruplara kaldı
+ SANLI SARIALİOĞLU OSMAN TANBURACI İHSAN ÖKSÜZ Beşiktaş CT gruplara kaldı Beşiktaş Cola Turka, FIBA Avrupa Kupası'nda Avusturya'nın WBC Raiffeisen Wels takımını 100-81 mağlup ederek gruplara kaldı. Siyah-beyazlılar, sayıdan fazla fark bulma amacıyla çıktığı maçta ilk periyotu 26-15, 2. periyotu 49-35 ve 3. periyotu da 75-54 galip tamamladı. 28.10.2009 SPOR
+
+
+
+ 618720
+ R.Madrid 3.lig takımına 4-0 yenildi Video
+ Real Madrid'de sakat olan Cristiano Ronaldo dışında dinlendirilmek istenen Kaka, Xabi Alonso, Higuain, Pepe ve kaleci İker Casillas gibi önemli oyuncular kadroda olmazken, buna rağmen Raul, Benzema, Guti, Drenthe, Diarra, Van Nistelrooy gibi diğer yıldız oyuncular oynadı. Maçın başından sonuna kadar baskılı ve üstün oynayan Alcorcon'un gollerini Borja Perez (15. ve 52), Ernesto Gomez (39) ve Arbeloa kendi kalesine (21) attı. Dünyanın en pahalı takımlarından Real Madrid'in yaklaşık 400 milyon Avro'luk yıllık bütçesine karşılık Alcorcon'un sadece milyon 200 bin Avro'luk sezonluk bütçesi bulunuyor. Maçlarını bin kişilik Santo Domingo Stadı'nda oynayan Alcorcon'da, golcü futbolcu Borja Perez gibi Real Madrid kulübü üyesi ve hayranı olan futbolcular da bulunuyor. Geçmişte oynadığı Levante ve Alicante takımlarıyla da Real Madrid'e 2'şer gol atan Perez, Alcorcon ile de bu alışkanlığını devam ettirdi. İspanyol basını, günlerdir stat büyüklüğünden, soyunma odalarına ve futbolcuların maaşlarına kadar Alcorcon ile Real Madrid arasında karşılaştırma yaparken, bugünkü gazetelerde, ''Alcorcon, Madrid'i küçük düşürdü. Pellegrini'nin takımı komik duruma düştü. Tarihi bir duş aldı. Asrın komedisi. Felaket, utanç verici'' ifadeleri kullanıldı. Marca gazetesi, ''Git artık'' manşetini atarak, ''Pellegrini, tüm takımla birlikte yığılıyor. Şilili teknik adam, 3. lig takımı karşısında tarihi bir utanç yaşayan Madrid'in başında'' yorumlarında bulundu. Pellegrini ise düzenlenen basın toplantısında yöneltilen bir soru üzerine, ''Hiçbirşeyden korkmuyorum. Ne bugün ne de yarın istifa etmeyi düşünüyorum. Herkesin görmek istediği takımı bulmak için çalışmaya devam edeceğim. Sorun rakibi çalışmamak ya da eksik bilgi almak değildi. Sorun, sahadaydı. 3. lig takımlarıyla yapılan bu tip maçlarda çoğu zaman böyle şeyler yaşanmıştır. Kötü bir yenilgi olsa da şimdi gururumuzu ortaya koymamız gerekir'' dedi. Maç sonrası açıklama yapan futbolcular ve teknik heyet de, utanç verici bir sonuç olduğunu kabul etti. Bu zamana kadar 17 kez Kral Kupası'nı kazanan Real Madrid en son 1993'te bu kupayı kaldırırken, geçen sezon da yine bir 3. lig takımı olan Real İrun'a elenmişti. Kral Kupası 4. turundaki Real Madrid-Alcorcon rövanş maçı, 10 Kasım tarihinde Santiago Bernabeu Stadı'nda oynayacak. AA
+
+
+
+ 618497
+ Dolar 1.49 TL seviyesinde
+ Dolar 1.49 TL seviyesinde REUTERS Giriş Saati 28.10.2009 09:29 Güncelleme 28.10.2009 10:04 Cumhuriyet Bayramı nedeniyle bugün sadece yarım gün açık kalacak piyasalarda dar bantta hacimsiz bir seyir bekleniyor. Tahvil/bono piyasasında dün spot piyasada kapanışta yüzde 8.55, valörlü işlemlerde ise 8.61 seviyesinde olan Ağustos 2011 itfalı gösterge kıymetin ortalama bileşik faizi bu sabah ilk işlemlerde yüzde 8.57/8.62 seviyesindeydi. Piyasaların yakından takip ettiği, Enflasyon Raporu ve PPK özetlerinden beklentiler haricinde bir açıklama gelmedi, ancak Cuma gününden bu yana yüksek seyreden gösterge faiz dün hafif bir düşüş eğilimindeydi. Bono piyasasında bugün hacimsiz bir seyir izleneceğini söyleyen bir bankanın tahvil-bono masası işlemcisi, "Piyasada işlem var, alıcı geliyor ancak çok kuvvetli değil alımlar. Hacimsiz bir hareket olacağı için gösterge faiz bugün yüzde 8.45-8.70 bandında hareket edebilir" dedi. TCMB dün açıkladığı Enflasyon Raporu'nda 2010 yılının ikinci yarısından itibaren enflasyonun tekrar kademeli düşüş eğilimine gireceğini ve yüzde civarında istikrar kazanacağını öngördüğünü söyledi. TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetlerinde ise dip noktasının geride kaldığına dair algılamaların giderek güçlenmesi nedeniyle, veri ve gelişmelere bağlı olarak gelecek toplantıda faiz indirimlerinde yavaşlamanın gündeme alınabileceği belirtildi. Özetlerde kredi arzındaki kısmi iyileşme ve istihdam verilerindeki olumlu seyrin faiz indirim sürecini sonlandırmak için yeterli olmadığı da vurgulandı. Bankalararası piyasanın dün spot kapanışında 1.4910/1.4940 lira olan en iyi dolar alış ve satış kotasyonu, bu sabah ilk işlemlerde 1.4900/1.4960 seviyesindeydi. Aynı saat itibariyle euro/dolar paritesi ise 1.4816 seviyesinde işlem görüyordu. Değerlenen Güney Afrika Randı'na müdahale edilebileceğine yönelik haberlerin dün dolar/liranın hareketli bir seyir izlemesine neden olduğunu hatırlatan bir bankanın döviz masası işlemcisi, bugün ise piyasanın sakin olduğunu söyledi. Bankacı, "Euro/dolardaki düşüşe tepki olarak dolar/lirada hafif yükseliş gördük. Bugün 1.4850-1.50 dar bandında hareket eder" dedi. ABD'de bugün dayanıklı mal siparişleri ve yeni konut satışları verileri açıklanacak. S&P 500 ve Nasdaq, endekslerdeki son yükselişlerden yararlanan yatırımcıların dünkü kâr satışlarıyla gerilerken, beklentilerin altında açıklanan tüketici güven endeksi, tüketim harcamaları konusunda endişelere yol açtı. İMKB 50.270 PUANDAN GÜNE BAŞLADI İMKB Bileşik Endeksi birinci seansta, dün ikinci seans kapanışına göre 130,30 puan azalarak 50.270,27 puan seviyesinde açıldı. Hisse senetleri, bu seviyede ortalama yüzde 0,26 oranında değer kaybetti. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba
+
+
+
+ 619273
+ "Yıldırım'dan Daha İyi Yönetirim"
+ : "Yıldırım'dan Daha İyi Yönetirim" Saran, bir gün sarı-lacivertli kulübe başkan olmayı ve Fenerbahçe'yi dünya kulübü haline getirmeyi hedeflediğini açıkladı. Yayına Giriş: 28.10.2009 11:22:58 Güncelleme: 28.10.2009 11:22:58 Fenerbahçe Kulübü'nün eski yöneticisi Sadettin Saran, Fenerbahçe'yi dünya kulübü yapmak için başkan olmak istediğini açıkladı. Sadettin Saran iyi bir Fenerbahçeli olduğunu belirterek, "Takımımız geçtiğimiz hafta Galatasaray karşısında uzun zamandır oynadığı en iyi futbolu sergiledi. Çok arzulu ve motive olmuş bir Fenerbahçe buldum. Önceki haftaki Gaziantepspor maçının ikinci yarısına göre bambaşka bir Fenerbahçe vardı. İnşallah Galatasaray maçındaki gibi istekli oynamaya devam ederse şampiyonluk kesin gibi diyebilirim. Avrupa'da da ciddi başarılar yakalarız. Fenerbahçe bence şu anda yavaş yavaş yerine oturuyor" dedi. Son Alınan Brezilyayıyarı Beğenmiyorum Fenerbahçe'ye bu sezon alınan iki Brezilyalı futbolcuyu beğenmediğini de sözlerine ekleyen Sadettin Saran, "Baroni ve Dos santos'u çok beğenmiyorum. Fenerbahçe'de oynayacak klasta oyuncular olmadıklarını düşünüyorum. Fenerbahçe'yi genel olarak beğeniyorum. Ancak daha iyi olabileceğini inancındayım" diye konuştu. Fenerbahçe'den ihracı ile ilgili hukiki sürecin devam ettiğini de sözlerine ekleyen Sadettin Saran, "Davayı kazandım. Yargıtay eksik incelemeden dolayı biraz daha inceleme istedi. Biraz daha sürecek ama hukuki işlem devam edecek" şeklinde konuştu. Hedefim Fenerbahçe'yi Dünya Kulübü Yapmak Fenerbahçe'yi dünya kulübü yapmak için başkan olmak istediğini vurgulayan Saran, sözlerini şöyle tamamladı: "Kamuoyu ve kongre üyeleri bana bir senedir büyük teveccüh gösteriyor. Bu teveccüh devam ettiği sürece benim de hedefim Fenerbahçe'ye başkan olmak. Olayları kişileştirmek istemiyorum, Aziz Yıldırım ile ilgili de konuşmak istemiyorum ama Fenerbahçe'nin potansiyeli çok fazla. Taraftarından gelen belli bir potansiyeli var, maddi potansiyeli bence yeterince değerlendirilmiyor. Bence Fenerbahçe daha iyi yerlerde olmalı. Bugünkü durumda Avrupa sıralamasında ön saflarda olmalı. Dünya kulübü olma yolunda çok daha iyi yerlerde olabilirdik. Benim hedefim Fenerbahçe'yi dünya kulübü yapmak. Ben daha önce defalarca Aziz beyden bu işi daha iyi yapacağımı söyledim. Hala söylüyorum, ben iyi bir Fenerbahçeliyim. Fenerbahçe'yi Aziz beyden çok daha iyi yöneteceğime inanıyorum."
+
+
+
+ 617957
+ Restoranın havuzundan kaçan yavru timsah yakalandı
+ Bodrum'a bağlı Güvercinlik köyünde bir restoranın bahçesindeki havuzda bulunan yaşında ve yaklaşık metre uzunluğundaki ''Nilo'' isimli yavru timsah kaçtı. Timsah, Bodrum-Milas kara yolunu geçerek ulaştığı makilik alanda restoran sahibi Ali Gümüş tarafından bulunarak bir çuvala konuldu. Gümüş, timsahı yıldır beslediğini ifade ederek, ''Timsah için küçük bir havuz yapmıştım. Havuzun kenarında boşluk kalmış ve oradan kaçmış. Turistler onu görmek istiyordu ama timsah ortada yoktu. Ben de suyun dibinde yattığını düşünmüştüm. Ancak havuzdan kaçmış'' dedi.
+
+
+
+ 619157
+ 4G'nin kanı kaynıyor
+ 3G aşağı 3G yukarı... Son aylarda en çok duyduğumuz sözlerden biridir 3G. Görüntülü konuşma ve yüksek değerlerdeki bağlantı fiyatlarıyla, dilediğimiz yerden internete erişmemizi sağlayan teknoloji, Türkiye'ye yeni gelmiş olsa da, yurt dışında uzun süredir kullanılıyordu. Hatta T-Mobile ve Huawei adlı iletişim firmaları, LTE teknolojisi (diğer adıyla 4G) için testlere başladı bile. LTE (Long Term Evolution), 3G'den (haliyle 3.5G'den) bir sonraki teknoloji olacak. İleride bu adı sık sık duyacağız. LTE'nin kapasitesi 3G'den kat kat daha fazla. Fiber optik kablolarla bile görmekte zorlanacağımız değerlerde veri transfer hızları söz konusu. Peki bu teknoloji ne zaman gelecek? Orası henüz belli değil, fakat T-Mobile ve Huawei'nin ortaklaşa yaptığı testlerden SON (Self-Organising Network) testi başarıyla sonuçlandı. :: Yazan: SDN
+
+
+
+ 619143
+ PKK'lıların başvurusu değerlendirme dışı
+ İstanbul Valisi Muammer Güler, Avrupa'dan gelecek mensupları için yapılmak istenen karşılama gösterisi başvurusuna ilişkin, "Dilekçede herhangi bir tarih belirtilmediği için değerlendirmeye alınmayacaktır" dedi. Güler, Taksim Meydanı'nda gazetecilere yaptığı açıklamada, dün bir tertip komitesinin, söz konusu etkinlik için valiliğe başvuruda bulunduğunu hatırlattı. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na göre, bu tip eylemler için yapılacak başvurularda tarihin açıkça belirtilmesi gerektiğini kaydeden Vali Güler, "O nedenle bu dilekçede herhangi bir tarih belirtilmiş olmadığı için değerlendirmeye alınmayacaktır. Çünkü Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nda müracaatın nasıl yapılacağı açıkça bellidir. Buna rağmen boş bırakılarak verilmiştir. Bu nedenle değerlendirmeye alınmayacaktır" diye konuştu. Habur sınır kapısında yaşanan olumsuz görüntülerin İstanbul'da sahnelenmeyeceğini daha önce söylediğini kaydeden Güler, "Bu olumsuz görüntülerin yaşanmasına müsaade edilmeyeceğini burada açıkça ifade ediyorum. Tekrar ediyorum, tekrar söylüyorum değerlendirmeye alınmayacaktır. Bunun ötesinde başka bir şey söyleyemem" dedi.
+
+
+
+ 618634
+ Balı, süt veya çaya karıştırmayın!
+ Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi ''Domuz gribi'' ile birlikte birçok hastalık için vücut direncinin artırılması için beslenme uzmanları tarafından tavsiye edilen, yüz yıllardır şifa kaynağı olarak gösterilen balın nasıl tüketileceği de önem taşıyor. Uzun yıllardır arıcılık üzerine araştırmalarını sürdüren Doç. Dr. Ahmet Güler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, balın besin değeri korunarak tüketilmesinin son derece önemli olduğunu vurguladı. İçinde yararlı enzimler, proteinler, asitler, vitamin ve mineraller bulunduran balın besin değerinin son derece yüksek olduğunun altını çizen Güler, balın adeta bir enerji ve şifa kaynağı olduğunu hatırlattı. Balın yüksek derece ısıda besin değerini yitirdiğine işaret eden Güler, şu bilgileri verdi: ''Bal 43 derecenin üzerinde sıcaklığa maruz kaldığında besin değerini yitirir, bu derecenin üzerinde süt veya çaya konulan bal tatlandırıcıdan öteye geçmez. Ilık süt, su veya meyve suyuna, çaya konulabilir. Balın kaynatılması ise bütün besin değerini yitirmesine neden olur. Bal yüksek ısıda kaynatıldıktan sonra tüketiciye sunulduğunda buna kesinlikle bal diyemeyiz.'' ''KRİSTALLEŞEN BAL KALİTELİDİR'' Doç. Dr. Ahmet Güler, balın kristalleşmesinin ise halk arasında sanıldığı gibi şekerleşmediğini, bunun ''Bal üretiminde şeker kullanıldığını göstermediğini söyledi. ''Kristalleşen bal kalitelidir'' diyen Güler, balın kristalleşmesinin üretilen bitki çeşidine ve üretim yapılan yerin rakımına bağlı olduğunu kaydetti. Balın buzdolabına konulmaması uyarısında da bulunan Doç. Dr. Güler, buzdolabında balın yapısının bozulacağını hatırlatarak, en iyi saklama koşulunun oda sıcaklığında güneş almayan bir yer olduğunu sözlerine ekledi.
+
+
+
+ 619325
+ 'Tuğluk, TBMM kararı olmadan yargılanamaz'
+ DTP Genel Başkan Yardımcısı Hasip Kaplan, DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk'un mahkum olmasını değerlendirirken, milletvekillerinin seçimden önce veya sonra işlendiği iddia edilen bir suçla ilgili olarak, TBMM kararı olmadıkça sorguya çekilemeyeceğini, tutuklanamayacağını ve yargılanmayacaklarını ileri sürdü. Kaplan, yaptığı yazılı açıklamada, ''Tuğluk'un seçilmeden önce düşüncesini açıkladığı bir konuşma yaptığı için 1.5 yıl hapis cezasına çarptırıldığının'' bugünkü basında yer aldığını anımsattı. Anayasa'nın 83. maddesinin dokunulmazlıkları düzenlediğini belirten Kaplan, bu düzenleme uyarınca, milletvekillerinin seçildikleri ve mazbatalarını aldıkları andan itibaren dokunulmazlık kazandığını kaydetti. ''Milletvekilleri seçimden önce veya sonra işlendiği iddia edilen bir suç ile ilgili olarak, Meclis kararı olmadıkça sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamazlar'' diyen Kaplan, Anayasa'nın ''temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılması'' başlıklı 14. maddesindeki hallerin dokunulmazlık kapsamında olmadığını, hangi suçların bu kapsamda yer aldığına ilişkin bugüne kadar düzenleme yapılmadığını kaydetti. Milletvekillerinin yargılanma prosedürüne ilişkin düzenlemeleri sıralayan Kaplan, DTP milletvekilleri hakkında Anayasa'nın 14. maddesi uyarınca dava açılmasının yasalara aykırı olduğunu savundu. ''Milletvekillerinin 1994 yılında olduğu gibi tekrar yargılanma, tutuklanma, ceza alma ve cezaevi süreçlerini yaşama ihtimalini büyük bir talihsizlik, hukuksuzluk ve Anayasa ihlali olarak gördüklerini'' ifade eden Hasip Kaplan, DTP'nin verilen kararın Yargıtay ve ulusal üstü hukuk sürecini takip edeceğini bildirdi. AA
+
+
+
+ 619390
+ Barış Özbek iddiaları yalanladı
+ Galatasaray Televizyonu'na açıklama yapan Barış, ''Haberi duyduğumda çok güldüm. Bir iddia var ortada ve bu çok gülünecek bir iddia. Bu iddia doğru değildir'' dedi. Barış Özbek, Galatasaray'ın futbolcusu olduklarını, nerede, ne yapılacağını iyi bildiklerini belirterek, şunları kaydetti: ''Hocamız bize kamp programı yapmıyor. Bu bizim maç öncesi bir şeyler yaptığımız anlamına gelmiyor. Ben gün kamptan önce yemek yiyebilirim. Nerede yemek yediğim önemli değil. Ben gece kendi tesislerimizde uyudum. Böyle iddialara gerçekten gülünür. Ben bunu açıkçası anlamıyorum. Bizim takımı yıpratmak istiyorlar. Yenildiğimiz bir maçtan sonra böyle saçma sapan haberler çıkıyor. Bunlar bizi gerçekten çok güldürüyor. Biz bunları ciddiye almıyoruz. Taraftarlarımızın da bunları kaale almasını istemiyoruz.'' Sarı-kırmızılı takımın futbolcusu, yemek yediği yerin Galatasaray'da bütün futbolcuların gittiği bir yer olduğunu ifade ederek, ''Maç öncesi, maç sonrası hep birlikte oraya gideriz, yemeğimizi yeriz. Evet maçtan öncesi oraya gittim, ama yemeğimi yedim ve geldim. Gece kulübüne gitmişim, gece 2'ye kadar parti yapmışım gibi yansıtılıyor. Bu tür haberlerin çıkması beni hem şaşırtıyor hem de güldürüyor'' dedi. AA
+
+
+
+ 619023
+ Almanya’da Angela Merkel yeniden başbakan seçildi
+ 13.33 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’da yeniden başbakan seçildi Alman Hristiyan Demokrat Birlik partisi (CDU) Genel Başkanı ve Başbakan Federal Meclis’te (Bundestag) bugün yapılan oylamada yeniden başbakan seçildi. Meclis Başkanı Norbert Lammert başkanlığında toplanan Federal Meclis’te yapılan gizli oylamada, Merkel 612 milletvekilinden 323’ünün oyunu alarak ikinci kez başbakan oldu. Oylamada 285 milletvekili “hayır” oyu kullanırken, milletvekili de çekimser oy kullandı. ’da 2005 yılında yapılan erken seçimlerden sonra ile Sosyal (SPD) arasında kurulan hükümette de başbakan olan Merkel, ülkenin ilk kadın başbakanı olmuştu. Merkel, bugün Cumhurbaşkanlığı konutu olan Bellevue Sarayı’na giderek Cumhurbaşkanı Horst Köhler’den atanma belgesini alacak ve tekrar Federal Meclis’e dönerek yemin edecek. Daha sonra kabinenin yeni üyeleri Başbakan Merkel ile birlikte Cumhurbaşkanı Köhler’in huzuruna çıkarak atanma belgelerini alacak ve yeniden Federal Meclis’e dönerek yemin ederek resmen göreve başlayacak. Merkel, bu akşam ’ya giderek Cumhurbaşkanı ile görüşecek. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
+
+
+
+ 618163
+ İran'la ticaret TL ve riyal ile yapılacak
+ Dış ticaret hacmi 10 milyar dolardan 30 milyar dolara çıkartılacak. İki ülke birbirleriyle yaptıkları alışverişlerde lira ve riyal kullanacak. Tahran'da dün düzenlenen Türk-İran İş Forumu toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ticaret hacminin 2008 sonu itibarıyla 10 milyar dolara yükseldiğine değinerek, "Engelleri kaldıralım, 3-5 yıl içerisinde 30 milyar dolarlık bir hedefi gerçekleştirmek, Türkiye ile İran'ı çok farklı noktalara getirecektir." dedi. Erdoğan, Türk yatırımcılarının İran'a giderek artan bir eğilimi olduğunu, ancak sıkıntıların giderilmesi gerektiğini söyledi. Ekonomide korumacılığın bırakılmasını isteyen Erdoğan, "Açalım rekabete. Bu hem kaliteyi hem de yarışı getirir. Ticaret yarış, rekabettir. Tekelci mantık artık ticarette yok." diye konuştu. Gümrüklerde yaşanan bazı olumsuz uygulamalara dikkat çeken Erdoğan, "Vergiler çok yüksek. Bunları da düzeltmemiz lazım." diye ekledi. "Karayolu taşımacılığı yapan firmalar, İran'ın uyguladığı fiyat farkı nedeniyle çok ciddi sıkıntılar içindedir." diyen Erdoğan, Türkiye'nin İran'ın Batı'ya açılan kapısı, İran'ın da Türkiye'nin Asya'ya açılan önemli bir kapısı olduğuna işaret ederek, "Ekonomimizin birbirimizi tamamlayıcı olduğunu unutmayalım." ifadelerini kullandı. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan da Türkiye'nin, İran'a uyguladığı gümrük vergisinin ortalama yüzde olduğunu, İran tarafının uygulamış olduğu gümrüklerin ise yüzde 80'ler, yüzde 100'ler seviyesinde seyrettiğini dile getirdi. ERDAL ŞEN Tahran
+
+
+
+ 618310
+ İhsan Öksüz: Türkiye'de futbol yalanları
+ İhsan Öksüz 28 Ekim 2009 ÇarşambaTürkiye'de futbol yalanları Türkiye'de futbol ve onun üzerine konuşulanların büyük çoğunluğu yalandır! Ne yazık ki hayatta herkesin bir işi var ve biz de zamanında bunu meslek olarak seçtiğimiz için devam ediyoruz. Çok değil güzel kalemler, güzel insanlar hâlâ var, bu yalanlara direnen Onların ve kalemin namusu adına devam Türkiye'de birinci futbol yalanı; “Bütün takımlar eşittir!!!”tir. Evet, bütün takımlar eşittir ama bazen Fenerbahçe, bazen Galatasaray daha eşittir! Şartlar hangisinin lehine ise en eşit olanıdır! Beşiktaş'ın ise bu eşitlik içinde hayli zamanı var! Mesela yaklaşık 2.5 yıl önce Trabzon'da ev sahibi ekibin 1-0 üstünlüğü ile oynanmakta olan ve uzatmaları dahil, bitimine sadece 30 saniye kala Trabzonspor–Sivasspor maçı, bir kişinin sahaya girmesi ile durdu. kişi zap-ı rapt altına alınıp derdest edilip dışarı çıkarılmasına rağmen hakem Bülent Demirlek gittiği soyunma odasından bir daha geri dönmedi ve maçı tatil ettiğini ilan etti. Sonrası malum Bir aylık bir oyalamadan sonra Trabzonspor'un hükmen mağlubiyet kararı çıktı. Hemen bütün futbol camiası kararı haklı buldu ve onayladı! Ancak aynı hareketlere farklı kararlar çıkınca kimseden ses çıkmadı. Çünkü ezilen Trabzonspor'du Halbuki aynı hakem İstanbul'da bir önceki sezon oynanan Galatasaray-Fenerbahçe maçını birkaç kez durdurmasına rağmen “sağ salim” bitirmeyi başarmıştı! Şimdi niye “Bülent Demirlek iki sezondur düdük çalmıyor?” sorularına hâlâ cevap ararsınız? Pazar günü yine eyyamın en alası yapıldı İstanbul'da Bu defa stat Şükrü Saracoğlu Fenerbahçe-Galatasaray maçının yarım saat öncesi iki takım oyuncuları birbirini girdi. Yan hakem, tribünden atılan sert bir cisimle başından yaralandı. Her şey maça ısınan hakem Bünyamin Gezer ve yarımcılarının gözünün önünde oldu. Peki ne yaptı hakem? Hiçbir şey olmamış gibi maçı oynattı! Kurallar ve talimatlar öyle mi diyor? Sonra da çıkıp “Hakem inisyatifini kullandı!” deniliyor! Yok canım! Bu maç Şükrü Saracoğlu değil de Hüseyin Avni Aker veya Sivas veya başka bir şehirde oynansaydı ve yine aynı durum söz konusu olsaydı maç acaba başlatılır ve oynatılır mıydı? Bu konuda kadar örnek var ki Mesela iki hafta önce Beşiktaş seyircisinin Denizlispor maçında kendi yönetimine ve başkanına yaptığı küfürler nedeniyle aldığı 40 bin lira ceza Tahkim'den geri döndü! Niye? Çünkü Beşiktaş taraftarları rakiplere değil, kendi başkanlarına sövmüş!!! Fenerbahçe taraftarı da Gençlerbirliği maçında rakibe küfretmiş ve 40 bin lira ceza almış ama Tahkim Kurulu yine bu cezayı “sövenlerin azlığı!” nedeniyle affetmiş! Bu çifte standart, bu kayırmacılık, bu eşitsizlik olduğu sürece, bunca emeğe, bunca harcamaya ve bunca marka değerine rağmen Türk futbolu olduğu yerden kıpırdayamaz. Gazeteleri açıyorsunuz ya Fenerbahçe ya Galatasaray, televizyonların başına geçiyorsunuz yine bu iki ekip Hayır! Bunun onların zirvede olmaları ile ilgisi yok Her zaman aynı durum Bu iki kulübün hak ettiği gibi değerlendirilmesine kimsenin itirazı olamaz ama, Türkiye'de futbol sadece Fenerbahçe ile Galatasaray'dan ibaret değil Değil de kime anlatacaksınız? Bu nedenle futbolumuzun yalanları içinde yüzmeye devam! Bakalım deniz ne zaman bitecek?
+
+
+
+ 619366
+ Ölenlerin Facebook hesabı ne olacak?
+ Ölenlerin Facebook hesabı ne olacak? 28 Ekim 2009 Çarşamba, 17:14 Facebook'un milyonlarca kullanıcısı var. Peki bunların arasından ölen olursa ne olacak? Facebook bundan böyle vefat eden kullanıcıların profiline, "Anılarımızda" anlamına gelen "Memorialise" yazısını yazacak. Shiftdelete.net'in haberine göre aynı şekilde, kullanıcının özel bilgileri siteden kaldırılacak. Bu "Memorialise" yazısını ise sadece arkadaşları görebilecek ve profil dışarıya açık olsa bile kapalı hale getirilecek. Değişiklikler bununla bitmeyecek. Diğer insanların anasayfasında "Suggestions", yani öneriler kısmında da bu vefat eden kişi artık çıkmayacak. Facebook Güvenlik Departmanı Başkanı Max Kelly, Facebook Blog'unda yaptığı açıklamada "Kullanıcılardan konuyla ilgili çok fazla görüş aldık. Vefat eden kullanıcıların profil sayfalarının halen daha aktif olmasını neredeyse kimse istemiyordu" dedi. Site, ölen kullanıcının yakınlarından, kişinin öldüğüne dair bir kanıt talep edecek. Bu kanıt bir ölüm ilanı ya da gazetede bir haber veya ilan da olabilir. İlgili profil bir defa "Memorialise" haline getirildi mi, sadece arkadaşları bunu görebilecek. Kişisel bilgiler de kaldırılacak, fakat kişinin duvarına yazılar yazılabilecek. Bu yeniliğin duyurulduğu blog yazısının altına yüzlerce yorum yazıldı. Max Kelly'nin yazısı çok tepki çekti ve "gereksiz" olarak nitelendirildi.
+
+
+
+ 618473
+ Ve Michael Jackson son kez sahnede...
+ Popun kralı 'ın son provalarını ve kamera arkası çekimlerini içeren "This Is It" (İşte Budur) belgeseli Los Angeles'ta düzenlenen galayla "ekranlara taşındı." Los Angeles'ta Theatre'da düzenlenen galaya katılmak üzere kırmızı halıda Mickey Rooney, Will Smith, Paris Jennifer Love Hewitt gibi çok sayıda ünlü ve Jackson'ı 2005'te cinsel taciz davasında savunan avukat Thomas Mesereau yürüdü. "This Is It", 25 Haziran'da yaşamını yitiren Jackson'ın hayranlarına, bu yaz Londra'da O2 Arena'da başlaması planlanan ve popun kralının tüm biletleri satılmış olan konserlerinin, prova ve kamera arkası görüntülerini izleme fırsatı sunuyor. Jackson'ın hem yaratıcı ortağı, hem de sahne şovunun yönetmeni Kenny Ortega, Randy Phillips ve Paul Gongaware ile birlikte yapımcısı olduğu bu filmin yönetmenliğini de üstleniyor. Yarın Türkiye'de de gösterime girecek film, Nisan-Haziran 2009 döneminde çekilen, 100 saati aşkın kamera arkası görüntülerinden oluşuyor.
+
+
+
+ 619704
+ Rijkaard'tan Arda'ya methiye
+ Maç sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Frank Rijkaard, Bucaspor karşısında önemli bir galibiyet aldıklarını belirterek, ''İlk yarı her şeyin iyi gittiğini söyleyebiliriz. İki güzel gol bulduk. Maçta 10 kişi kaldıktan sonra etkilendik diyebiliriz. Uzun süre 10 kişi oynamak zorunda kaldık. İyi bir oyun için elimizden geleni yaptık'' dedi. Sakatlanan Baros ve kırmızı kart cezalısı durumundaki Keita ile Elano'nun yokluğunda nasıl bir sistem uygulayacağının sorulması üzerine Rijkaard, ''Şu an sistem değişikliği düşüncemiz yok. Bugün de Arda ile Kewell zaman zaman tek forvet olarak oynadılar ama bu sistemde değişiklik olduğu anlamına gelmez'' ifadelerini kullandı. -''DERBİ MAÇ OLDU VE BİTTİ''- Frank Rijkaard, Fenerbahçe ile yapılan derbi maç sonrası takımın havasının sorulması üzerine şunları söyledi: ''Hepsi profesyonel futbolcular. maçı hala yaşamamızın anlamı yok. Oldu ve bitti. Bundan sonra önümüzde uzun bir periyot ve önemli maçlar var. maçı unuttuk. Derbi maçla ilgili etrafımızda ve basında hala bahsedilebilir ama bizim için sıkıntı yok. Bu tip zorlu durumlarla da yüzleşmek lazım. Maçı kaybettik ama şampiyonluk yolunda bir şey yitirmedik.'' Hollandalı çalıştırıcı, derbi maç sonrası basına yansıyan haberleri de takip ettiğini vurguladı. -''ARDA ÇOK İYİ BİR KAPTAN VE FUTBOLCU''- Galatasaray takımı kaptanı Arda Turan'a yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine, oyuncusuna övgülerde bulunan Rijkaard, ''Arda çok iyi bir kaptan ve futbolcu'' diye konuştu. Bir futbolcunun sezon boyunca hep aynı performansı göstermesinin çok zor olduğuna değinen Hollandalı çalıştırıcı, ''Arda daha çok genç ve kabiliyetli bir futbolcu. Bu şekilde çalışmaya devam ederse, çok önemli bir futbolcu olacak. Ne kadar önemli biri olduğunu zaten gösterdi yine. Bugün de bir gol atıp, bir asist yaptı'' şeklinde konuştu. -MEHMET TOPAL: ''OYNADIKÇA PERFORMANSIM ARTACAKTIR''- Galatasaraylı oyuncu Mehmet Topal, yaptığı açıklamada, hocasınını görev verdiği her mevkide elinden geleni yapmaya çalıştığını belirtirken, ''Hocam görev verdikten sonra mevki ayrımı yapmam. Sadece elimden gelenin en iyisini yapmak için mücadele veririm. Oynadıkça performansım da artacaktır'' dedi. Teknik direktör Frank Rijkaard'ın, derbi maçta Fenerbahçe'nin kendilerini provoke ettiği yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Mehmet Topal, ''Hocamız bir şey söylemişse doğrudur. Fenerbahçeli taraftarların ve futbolcuların istenmeyen hareketleri oldu. Biz bunlara uymamalıydık. Büyük futbolcular, profesyonel futbolcular böyle zamanlarda belli oluyor. Yapılanlara kapılmamalıydık'' derken, ''Hiçbir şey bitmiş değil. Lig daha çok uzun. Bu maçı artık unutmalıyız. Hatalarımızdan da dersler almalıyız. Takım şu an iyi durumda. Bir kaç gündür moraller bozuktu ama şimdi iyi'' ifadelerini kullandı. -''KEITA ÖZÜR DİLEDİ''- Mehmet Topal, Fenerbahçe maçında kırmızı kart görerek takımı 10 kişi bırakan Keita'nın kendilerinden özür dilediğini aktardı. Keita'nın çok iyi bir futbolcu olduğunu vurgulayan Mehmet Topal, ''Zaman zaman sahada istediğini yapamayınca, bunu hırs olarak yansıtıyor. Hatasını kendisi de biliyor ve takım arkadaşlarından özür diledi. Biz de kabul ettik. Önümüzdeki önemli maçlarda ona ihtiyacımız olacak. Artık böyle bir hata yapmayacağını söyledi'' dedi. Mehmet Topal ayrıca, Galatasaray taraftarlarının tepkisi için de, kendilerine sezon sonuna kadar destek olmaları halinde, onları mahcup etmeyeceklerine inandığını dile getirdi. AA
+
+
+
+ 618594
+ Bizans'ı Aşan Türkiye
+ Eski Bizans'ta çok entrika varmış, Bizans bir entrikalar kumkuması imiş... Pöööh!.. Bugün Türkiye'de dönen entrika dolaplarının yanında Bizans çocuk oyuncağı kalır. Şu politika hayatımıza bakınız. Başbakan muhalefet liderine önemli ve hassas konuları görüşelim diyor. Hazret-i Muhalefet "Her şey kameralarla tesbit edilirse, yüzde yüz açıklık olursa görüşebiliriz..." cevabını veriyor. Peki, devlet sırları söylenecekse ne olacak? Dost var, düşman var. Entrikalar ülkesinde yalanın dolanın saltanatı hükümfermândır. Resmî ve ideolojik tarih yalanlarla doludur. Büyük medya temizlik ve şeffaflık konusunda 10 üzerinden kaç not alır? Beşikten mezara kadar yalanlarla besleniyoruz. 28 Ekim 2009 10:26 yorum 695 okunma
+
+
+
+ 618294
+ Resul Tosun: Ne kağıt parçasıymış ama
+ Resul Tosun 28 Ekim 2009 ÇarşambaNe kağıt parçasıymış ama Çalıştığımız binaya yerleştirilen bir bombayı görüp ihbar eden sivil şahsa kahraman muamelesi yapar, bizi büyük bir tehlikeden kurtardığı için onu ödüllendiririz. Bombayı koyanı cezalandırır, engel olamayan güvenliği de aczinden dolayı ya değiştirir ya da en azından uyarırız. Ankara'da tam tersi oluyor. Bombadan daha tehlikeli, memleketi felakete sürükleyecek bir cuntayı açığa çıkaranlara teşekkür edip ödüllendireceğimiz yerde bombayı niye gösterdi diye dava açıyoruz. Bombayı hazırlayan şahsı kadro yetersizliğinden dolayı rütbesini yükseltemediğimiz için yani ödüllendiremediğimiz için özür dilercesine kamuoyuna bilgi veriyoruz. Bu felakete engel olamayan güvenlik gücünü temize çıkarmak için girişimlerde bulunuyor açıklamalar yapıyoruz. Bunda bir terslik yok mu sizce. Yaşananlar ile yapılması gerekenler arasında bir terslik yok mu? Ülkenin temeline dinamit koyanlar aklanmaya, dinamiti görüp engelleyenler cezalandırılmaya çalışılıyor. Belgenin aslı ortaya çıkıyor, ilgililer belgenin içeriğiyle değil kimin açığa çıkardığıyla ilgileniyor. Bu belgenin üstlerin talimatıyla hazırlandığı anlaşılıyor, yetkililer belgenin hukukiliği yerine sızdırılmasının hukuka aykırılığından dem vuruyor. Evrakların nasıl imha edildiği ve bilgisayarların nasıl temizlendiği ve bu işlemlerin kimler tarafından yapıldığı isimleriyle açığa çıkıyor, ilgili yetkililer hala failleri korumaya devam ediyor. Yetkililer belgeye göstermeleri gereken öfkeyi belgeyi açığa çıkaranlara gösteriyorlar. Kağıt parçası artık kağıt parçası değil. Artık bir belge. Hazırlayanı da hazırlatanı da pişman edecek bir belge. Ben bu yazıyı yazarken gelen habere göre, ıslak imza gerçeğinden sonra ilgilinin belgeyi kağıt parçası olarak niteleyen konuşması kurumun internet sitesinden çıkarılmıştı. Bu olumlu bir gelişmedir. İlgilinin pişmanlığını gösterir. Böylece ilgili, kağıt parçası sözünü geri almıştır. Böylece ilgili de demokrasiyi inkıtaa uğratma suçunun varlığını kabul etmiştir. Ne var ki bu korkunç suçu işleyen kendi emrinde çalışan bir muvazzaf olduğu için karar vermekte aşırı bir teenni ile hareket etmektedir. İlgili ve yetkili makam gerekeni yapamıyorsa bunun anlamı, ya kendisi de cuntanın içinde, ya cunta onu tehdit ediyor ya da aşırı korumacılık yapıyor demektir. Başka ihtimal var mı? Bu üç ihtimalin üçü de vahim. Üçü de kurumu yıpratan ihtimal. Her üç halde de kurumun başı ya istifa ederek ya da görevden el çektirilerek kurumu bu kirlilikten ve acziyetten kurtarmak gerekir. Peşinden de felaket belgesi etrafındaki isimlerin hepsi derhal açığa alınmalı, soruşturma yapılmalı, aklananlar görevlerine iade edilmeli, suçlular hukuka teslim edilmelidir. Demokrasi çarkının iyi işlediği sistemlerde durum böyledir. İktidar tarafından yapılan açıklamalar da bu işleyişe duyulan özlemi dile getirmektedir!
+
+
+
+ 619101
+ "Provokasyon Fenerbahçe'nin stratejisiydi"
+ teknik direktörü Frank Rijkaard, derbide yaşanan olayların 'nin stratejisi olduğunu, rakibin kendilerinden çekindiği için bunu yaptığını iddia etti. Televizyonu'nda yayınlanan "Rijkaard'la Soru Cevap" programında gündeme ilişkin açıklamalar yapan Hollandalı teknik adam, "Yaşanan tüm olaylar 'nin stratejisinin bir parçasıydı" dedi. "Çünkü bizim iyi bir takım olduğumuzu biliyorlardı. Ama ne yazık ki onların oyununa geldik" ifadelerini kullanan Rijkaard, ile tansiyonu çok yüksek bir derbi oynadıklarını dile getirerek şunları söyledi: "Evsahibinin üstün olduğu bir atmosferdi. Fenerbahçeli taraftarlar futbolcularımıza birçok şeyler attılar. Ama biz bunu maç öncesinde konuşmuştuk takımımızla. Böyle şeylerin başımıza geleceğini söylemiştik. "Bu tip şeylerin özellikle büyük futbolcular için ekstra motivasyon olması gerekir. Çünkü bu tip derbiler hep böyle geçtiği için böyle şeylerin mutlaka bilinmesi lazım." "Arda ile Cristian arasındaki henüz maç başlamadan yaşanan gerginlik takımın psikolojisi üstünde, özellikle Arda üzerinde olumsuz bir hava yarattı diyebilir miyiz?" sorusunu Rijkaard, "tabii ki utanç verici bir durum, çünkü maç öncesinde zaten bunu konuşmuştuk. Futbolcularımıza, bizi provoke edeceklerini söylemiştik. Bunu da iyi yapıyorlar gördüğünüz gibi. yüzden bizim biraz daha akıllı olmamız gerekiyordu" diye yanıtladı. "Sakin olmalıydık" Maç öncesi gerginliği, karşılaşma sonrasında görüntülerde gördüğünü kaydeden Rijkaard sözlerini şöyle sürdürdü: "Her şey çok açık, görüntülerde de görebiliyoruz. Bu da 'nin bir stratejisiydi diye düşünüyorum ben. Bizden çekindikleri için bu tip şeyler yapmaya çalıştılar. Bizim yapmamız gereken sakinliğimizi koruyup cevap vermemekti. Ama ne yazık ki biz de bu tip oyunlara dahil olduk. "Bu kötü bir durum, hakem de pozisyonun içindeydi. Stadın ambiyansı ve atmosferi çok yüksek. Bu yüzden futbolcular için bu tür atmosferlerde sakin kalmak zor. Ama kesinlikle futbola yakışmayan görüntüler. Çünkü futbol dünyanın en güzel oyunu." Keita ve Baros Rijkaard, Kader Keita'yı maç sırasında başına atılan yabancı maddenin etkilediğini iddia etti. "Keita'nın pozisyonunda görüldüğü gibi taraftardan gelen bir madde var" diyen Hollandalı çalıştırıcı, şunları kaydetti: "Maçtan önce istediğiniz kadar konuşun. Çünkü maçtan önce çok konuştuk bunları. Ama ne derseniz deyin, sakin kalın, bunların farkında olmanız lazım, bu tip şeyler başınıza gelecek. İstediğiniz kadar uyarıda bulunun, bu tip şeyler futbolcunun başına geldi mi sakin olamıyor. Zaten ondan sonraki yaşadığı pozisyonda da kırmızı kartla atıldı. "Ama bence Keita'yı etkileyen pozisyon bu pozisyondu. Onu provoke eden, onu negatif anlamda etkileyen pozisyon bu pozisyondu. Sonra da ilerleyen dakikalarda Roberto Carlos'la yaşanan pozisyon meydana geldi." Baros'un ilk dakikada sakatlanmasının bütün planlarını alt üst ettiğini söyleyen Rijkaard, "çünkü Baros çok süratli bir futbolcu ve gol yollarında etkili. yüzden bu değişiklik oyun planımızı etkiledi. Maçın öncesinde yaşananlar ve Milan Baros'u bu kadar erken kaybetmemiz, maçın başında bu şekilde sakatlıkla kaybetmemiz biraz futbolcularımızı gerdi diyebilirim" diye konuştu. "İlk gol ofsayttı, penaltı yok" Rijkaard, savunmada markajda sıkıntı olmadığını, ancak topa bakarak rakibi kaçırdıklarını dile getirirken, ilk golün ofsayt olduğunu savundu. Kaleciye geri pas verildiğinde savunma oyuncularının mutlaka açılması ve kendini göstermesi gerektiğini anlatan Rijkaard, "çünkü kaleciye seçme şansı bırakması gerek. Ya pas verecek, ya uzun top atacak. Bunlar olmayınca Leo Franco kötü bir top attı, bunu da kabul etmek lazım. Bu pozisyonu 'ye biz hazırladık. Çünkü burada takım disiplini, takım organizasyonu ile ilgili bir şey konuşamazsınız. Bir kez daha seyrettim penaltı pozisyonunu. Ben penaltı değil gibi düşünüyorum. Gerçekten maçtan sonra bunları konuşmak yersiz ama penaltı olmadığını düşünüyorum" dedi. "Her takımı yenecek kapasitemiz var" Rijkaard, derbi maçın artık geride kaldığını vurgulayarak, "şu ana kadar çalışma şeklimizle çalışmaya devam edersek ve şu ana kadar oynadığımız oyun mantalitesiyle devam edersek çok güzel şeyler yapacağımıza yürekten inanıyorum. Her takımı yenebilecek kapasitemiz var. yüzden bunları yapmamız lazım. Tekrardan taraftarımıza olumlu mesajları vermemiz gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı.
+
+
+
+ 617988
+ Domuz gribi şüphesiyle bir genç daha öldü
+ şüphesiyle bir genç daha öldüMANİSA DHA, AA 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’da gün önce Mustafa Güneş’in (29) domuz gribinden ölümünden sonra dün de ’nın ilçesinden Manisa Devlet Hastanesi’ne şüphesiyle getirilen üniversite öğrencisi Yusuf Demirtaş hayatını kaybetti ’dan ’nın ilçesine gelen Yusuf Demirtaş (28) fenalaşınca Salihli Devlet Hastanesi’ne götürülmüş, dün akşam saatlerinde durumu ciddileşince özel donanımlı ambulansla Manisa Devlet Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Demirtaş, özel giysili sağlık personeli tarafından getirildiği Manisa Devlet Hastanesi’nde hazırlanan özel odada gözlem altına alınmıştı. Kaldırıldığı Manisa Devlet Hastanesi’nde tedavi altında tutulan üniversite öğrencisi, dün saat 20.30 sıralarında hayatını kaybetti. Demirtaş’ın raporunda zatürre tanısıyla öldüğü belirtilirken, Çapa Hastanesi’ne gönderilen kan örneğinin sonucunun bugün öğle saatlerinde açıklanacağı bildirildi.
+
+
+
+ 618925
+ Ankara'da patlama
+ Yaşam Haberi Dinle Ankara'da patlama CN Giriş Saati 28.10.2009 11:34 Güncelleme 28.10.2009 11:34 Ankara Yenimahalle Şentepe'de bir apartmanın garaj girişinde patlama yaşandı. Kaynağı henüz belirlenemeyen bir nedenle meydana gelen patlamada iki kişi yaralandı. Yaralılardan biri ayakta tedavi edilirken diğeri ise hastaneye sevk edildi. Çevre sakinleri, apartmanın garaj kısmında şiddetli bir patlamanın olduğunu dile getirdi. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba Yazarlar
+
+
+
+ 618971
+ Irak'ta tartışmalı seçim yasası yarın oylanacak
+ Kanunlar komisyonu Başkanı milletvekili Selim El Cuburi gazetecilere yaptığı açıklamada, daha önce birçok kez ertelenen oylamanın yarın yapılması yönünde meclis başkanlığıyla anlaşıldığını belirtti. El Cuburi, bugün yapılacak müzakerelerde anlaşma sağlanırsa tek bir metnin, anlaşma olmazsa iki önerinin oylanacağını söyledi. BM'nin Irak özel temsilcisi Ad Melkert tarafından yapılan ilk öneride, seçimlerin, sadece bu seferlik Kerkük'te ülkenin bütünüyle aynı zamanda ve Irak'ın tümü göz önüne alınarak yapılması tavsiye ediliyor. Kürtlerin istediği gibi 2009 seçmen listesinin göz önüne alınması istenen teklifte, seçimden sonra Arap ve Türkmenlerin karşı çıktığı seçmen listesinin gözden geçirilmesi görüşü ileri sürülüyor. Devlet Başkanı Celal Talabani, Başbakan Nuri el Maliki ve Meclis Başkanı İyad El Samarray ile diğer yetkililerin pazartesi yaptığı toplantıda ele alınan ikinci öneride ise, 2004 yılının seçmen listesinin göz önüne alınması veya biri Kürt diğeri Arap ve Türkmen iki seçmen listesinin oluşturulması tavsiyesi yer alıyor. Uzun süredir üzerinde çalışılan seçim kanununun parlamentodan geçirilememesi, seçimin ertelenmesi riskini beraberinde taşıyor. Bunun yanı sıra kanunun geçirilememesinin yarattığı gerginliğin, şiddeti körüklemesinden kaygı duyuluyor. Kerkük'teki anlaşmazlık, Saddam dönemindeki ve ABD işgalinden sonraki nüfus hareketlerinden ötürü, Arap, Kürt ve Türkmenlerin yaşadığı kentte yaşayanların tümünün oy kullanma hakkına sahip olup olamayacağından kaynaklanıyor.
+
+
+
+ 618799
+ Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali başlıyor
+ Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali başlıyor 28.10.2009 12:35 10. Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali Kasım'da başlıyor. İzmir Sinema Derneği, festivali bu yıl Türk-Amerikan Derneği ve Yaşar Üniversitesi (YÜ) işbirliğiyle düzenliyor. Festival hakkında bilgi vermek amacıyla bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan YÜ Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan, festivalin, bir sanat şehri olan İzmir'e gerekli olduğunu, İzmirlilerin bu festivale sahip çıkması gerektiğini ifade etti. Festivali organize eden İzmir Sinema Derneği Başkanı Kayhan Kırmızıgül ise festivali İzmir için, İzmir halkı için düzenlediklerini ifade etti. Kırmızıgül, "Yüzlerce yönetmen, filmlerini yollamak için çalıştı. Ffestivalin öneminin her geçen yıl daha da artacağına inanıyorum." şeklinde konuştu. Kırmızıgül, bunun Türkiyede uluslararası yarışma bölümü olan tek kısa film festivali olduğunu vurguladı. Kırmızıgül, yaklaşık bütçesi 500 bin lira olan festivalin bu giderinin yüzde 20'sinin Başbakanlık ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından karşılandığını kaydeti. Yerel yönetimlerin yeterli ilgiyi göstermediğini de belirten Kırmızıgül, "Son altı yıldır festivalde yerel yönetimlerin payı yoktu. Bu sene yüzde olması bekleniyor. Bu oranlar, ilgisizliği gösteriyor." diye konuştu. İlki 2000 yılında düzenlenen Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali, bu yıl Kasım'da başlayıp Kasım'da sona erecek. Filmler, Türk-Amerikan Derneği Büyük Salon'da gösterilecek. Açılışta, Oscar ödüllü aktris Marion Coitillard'ın başrolde oynadığı, Oliver Dahan tarafından yönetilen kısa film gösterilecek. "Bu Senenin Modası: Kısa Film!" isimli özel bölümde ise dünyanın en önemli moda evlerinden Haute Couture'u an itibarıyla John Galliano ile yeni bir boyuta taşıyan Christian Dior'un bu sene çektiği "Lady Noire Affair" seyirciyle buluşacak. Festivalde verilen resmî ödüller, 'Altın Kedi Ödülleri' olarak adlandırılıyor. Yan etkinlik olarak da Sinema, Yönetmenlik ve Oyunculuk atölyeleri düzenleencek. Bunlar, halka açık ve ücretsiz olacak. Cihan
+
+
+
+ 618921
+ TBBL'de 2. hafta!
+ TBBL'de 2. hafta! 28/10/09 12:44 Basketbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, TBBL'de 2. haftanın programı şöyle: 31 Ekim Cumartesi: 14.00 BOTAŞ Spor-Samsun Basketbol (Menderes) 15.30 Fenerbahçe–Mersin Büyükşehir Belediyesi (Caferağa) 16.00 İstanbul Üniversitesi–Galatasaray (Avcılar) Kasım Pazar: 15.30 Tarsus Belediyesi–Beşiktaş Cola Turka (Tarsus) 16.30 Panküp Kayseri Şekerspor–Çankaya Üniversitesi (Kayseri Atatürk) Kasım Pazartesi: 17.00 Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kağıtspor–Ceyhan Belediyesi (Kocaeli Atatürk)
+
+
+
+ 618323
+ ZEKİ ÇOL Galatasaray korktuğu için kaybediyor
+ sorusunun yanıtını, galiba bu noktadan yola çıkarak aramak gerekiyor. Hasan Şaş, geçtiğimiz hafta içerisinde çarpıcı bir saptama yaptı. Ve günler öncesinden gerilmeye başladıklarını, kampta, sokakta, yemekte, hemen her yerde karşılaştıkları kişilerin, kendilerini aşırı bir baskı altında tuttuklarını, bunun psikolojilerini bozduğunu, Kadıköy'deki atmosferin zaten var olan gerginliklerini daha da artırdığını anlattı. Bu saptamaların ne denli doğru olduğu, son maçta bir kez daha ortaya çıktı. Ligin en fazla gol atan takımı olan Galatasaray, Hakan Balta'nın karambol golü dâhil, Fenerbahçe karşısında pozisyon bulamadı. Ligin kalburüstü oyuncularına sahip olmasına karşın, organize atak yapamadı. Savunmasında sürekli sorun yaşadı ve Fenerbahçe'ye diğer maçlarında bulamadığı ölçüde gol girişiminde bulunma fırsatı tanıdı. Yani sezonun en sevimsiz, en verimsiz, en kişiliksiz futbolunu oynadı. Bu yetersizliği teknik, taktik, fizik kapasitelere bakıp, takımlar arasındaki güç farkıyla izah etmek olası değil. Galatasaray, her Kadıköy deplasmanında belirgin bir özgüven yitimine uğradığı ve moral motivasyonu dip yaptığı için bu sıradanlığı yaşıyor. Görülen ki, Fenerbahçe'den korkuyor. Bu korku ortak aklı, takım ruhunu, mücadele gücünü yok ediyor. Sonuçta bireysel becerileri üst düzey olmasına karşın, Galatasaraylı oyuncular sahada acemiler mangasına dönüşüyor. Ve "Bu ligin en önde gelen derbisi, Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanır. Her defasında Fenerbahçe kazanır" klasiği, her sezon temcit pilavı gibi karşımıza çıkıyor. z.col@zaman.com.tr Üç büyüğü bırak, Bursaspor'a bak Bazen rakamlara takılırım. Toplar, çıkarır, ortaya bir fikir atmaya çalışırım. Bursaspor'un lig ikinciliğine yükselmesinin ardından, yine hastalığım depreşti. Çünkü Ertuğrul Sağlam'ın gelişinden sonra, Bursaspor istikrarlı bir yükseliş içerisindeydi. Geçen sezonun ikinci yarısından itibaren, puan tablolarına bir göz attım. Küme düşen Konyaspor, Kocaelispor, Hacettepe ile bu sezon ligden ihraç edilen Ankaraspor dışında kalan 14 takımın performansları ne haldeydi? Sorunun cevabı, gerçekten çarpıcı oldu. 2009 yılı içerisinde bu 14 takım, toplamda 28'er maç oynamışlardı. Ve Bursaspor maçların tıpkı Beşiktaş gibi 18'ini kazanmış, 7'sini beraberlikle bitirmiş, sadece 3'ünü yitirmişti. Yani averajla liderdi. En fazla kazanan iki takım (18'er galibiyet) Beşiktaş ve Bursaspor'du. En az yenilen iki takım (3'er yenilgi) Beşiktaş ile Bursaspor'du. En fazla gol atan takım (51) Bursa-spor'du... Ve en az gol yiyen takım (18) Beşiktaş, hemen arkasından gelen takım (20) ise yine Bursaspor'du. Beşiktaş ile birlikte 61'er puana ulaşan ama averajla onun üzerinde duran Bursaspor, bir anlamda da ligde 2009'un şu ana dek en verimli takımıydı. Başarı, tesadüfen gelmiyor. Üst düzey oyuncular almak, pahalı kadrolar kurmak, kadroları yıldız oyuncularla süslemekle de gelmiyor. Bazen başarı, mütevazı kadroları iyi çalıştırmak, iyi yönetmek, iyi oynatmakla da kazanılabiliyor. Bursaspor bunun, daha doğrusu yılın örneği. Şu an ligin, G.Saray'dan sonra en fazla (24) gol atan ve ikinci sıraya kadar yükselen takımı. Gol bulamadığı tek maç, sahasında Fenerbahçe'ye 1-0 yenildiği maç. Ligde Sivasspor'dan boşalan yerde şu an Bursaspor var. Bu çıkış devam eder mi? Umarım eder. Dunga miyop mu? Bu bir kıyaslama değil. Zaten olması da mümkün değil. Çünkü biri geldiğinden beri Fenerbahçe'yi taşıyor. Diğeri, bekleneni veremediği için Galatasaray'da tartışılıyor. Oynadıkları pozisyonlar da birbirinin aynı değil. Ama birbirine yakın. Elano Brezilya Milli Takımı'nda forma giyiyor. Alex yıllardır çağırılmadığı için kadroya giremiyor. İkisini de izliyorsunuz... İkisini de artık tüm özellikleriyle yakından biliyorsunuz. Elano'nun oynadığı Brezilya Milli Takımı'nda Alex'in kulübede bile oturamamasına ne anlam veriyorsunuz? Dunga'nın uzağı görememe kusuru mu var? Yoksa Elano'nun bizim göremediğimiz farklı bir özelliği mi? Saygı duyulacak duruş Önce Kasımpaşa... Sonra Eskişehir maçları. İki takdir edilesi, iki saygın duruş. Tribünler Rüştü'yü çağırıyor... Ama Rüştü gitmiyor. Çünkü haklı bir gerekçesi var. CSKA Moskova maçı sonrası "Rüştü'yü bize verin" diyebilecek kadar pervasızlaşan taraftar grubuna tepkili. Bu duruşun, örnek alınması gerek. Özellikle de nabza göre şerbet verme tutarsızlığı içerisindeki oyuncular tarafından. Futbolcu şamar oğlanı değil... Futbolcu taraftarın kuklası değil... Futbolcu, "Hem döverim hem severim" diyebileceğiniz yanaşma hiç değil. Bravo Rüştü! Bu kişilikli duruşun mesajı, dilerim adresiyle buluşmuştur.
+
+
+
+ 618009
+ McDonald’s, kriz mağduru İzlanda’dan çekiliyor
+ kriz mağduru ’dan çekiliyorEKONOMİ SERVİSİ 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Küresel ekonomik krizde büyük zarar gören ’ya bir darbe de ’li hamburger zinciri vurdu Kriz nedeniyle ’da iş yapmanın çok masraflı olduğunu açıklayan bu ülkeden çekilme kararı aldı. Fast food devi, 320 bin nüfuslu ülkedeki bayisini de kapatacağını ve geri dönmeye de niyeti olmadığını açıkladı. McDonald’s İzlanda’dan çekilmesinin bir nedeninin de dünyadan izole, az nüfuslu bir ülkede iş yapmanın zorluğu olduğunu söyledi. 1993’ten beri İzlanda’da faaliyet gösteren McDonald’s Lyst adlı yerel bir firma tarafından işletiliyordu. Lyst’in sahibi Jon Gardar Ogmundsson restoranlarda sundukları ürünleri ’dan ithal ettiklerini ve fiyatların kriz sonrası iki katına çıktığını söyledi. Ogmundsson, “Müşterimiz çok. Ancak kârlar da yerlerde sürünüyor. Artık bir anlamı kalmadı. Almanya’dan bir kilo soğan getirmek için bir şişe viski parası ödüyorum” dedi.
+
+
+
+ 618741
+ Filistinli ve Ürdünlü kadınlar savaştı: 2-2
+ Bomba ve ölüm korkusu ile gün geçiren İşgal altındaki Filistin'de önceki gün değişik bir heyecan ve coşku vardı. Batı Şeria'nın El Ram kenti Faysal Hüseyin Stadyumu'na koşan çoğu kadın on bini aşkınFilistinli ve takımlarını destek için gelebilen bir avuç Ürdünlü heyecanan oturup kalktı takımlarına moral vermeye çalıştı. Bütün bu heyeçan kadın haklarının gündeme getirilmesi amacıyla düzenlenen dostluk maçı içindi. FilistinBayan Millifutbol takımıyla, Ürdün Bayan Milli Futbol takımının karşı karşıya geldiği maçı Filistin Başbakanı Salam Fayyad vebakanların yanı sırakadın hakları kuruluşlarından temsilciler de izledi. Filistin Başbakanı Salam Fayyad,buanlamlı günün ülke tarihinde unutulmayacak bir gün olduğun ve spor tarihinde önemli bir yere sahip olduğun söyledi Maç oldukça çekiymeli geçti.Ama olağanüstü çekiymeden galip çıkan taraf olmadı. Gol düellosu2-2 bitti. İşte maçtan ilginç fotoğraflar: (Haber Fotoğraflar: AP)
+
+
+
+ 618636
+ Özelleştirmeden 50 milyar dolar gelir
+ İdaresi Başkanlığı (ÖİB), Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu () ve Ulaştırma Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen özelleştirmelerin tutarı 50 milyar doları aştı. Söz konusu özelleştirmelerin 38,2 milyar dolarlık bölümü ÖİB tarafından gerçekleştirilirken, bu yıl eylül ayı itibarıyla elde edilen geliri milyar 832 milyon dolarda kaldı. AA muhabirinin 2010 yılı gerekçesinden ve ÖİB verilerinden derlediği bilgilere göre, ihalesi tamamlanmış, onay ve sözleşmesi imza aşamasında olan uygulamalarından ise 2,4 milyar dolarlık gelir bekleniyor. Yıllar itibarıyla gerçekleştirilen işlemlerinden elde edilen gelirlere bakıldığında, 1986-2002 döneminde ÖİB tarafından milyar tutarında yapıldı. 2002 yılında 536 milyon dolarlık geliri elde edilirken, 2003 yılında 187 milyon dolarlık, 2004 yılında milyar 283 milyon dolarlık gelir elde edildi. En fazla geliri 2005 yılında 2005 yılı, milyar 222 milyon dolarla en fazla gelirinin elde edildiği yıl oldu. 2006 yılında milyar 96 milyon dolarlık gelir elde edilirken, 2007 yılında milyar 259 milyon dolarlık, 2008 yılında milyar 297 milyon dolarlık geliri sağlandı. 2009 Eylül ayı itibarıyla, 1986 yılından itibaren gerçekleştirilen işlemlerinin yöntemlere göre dağılımına bakıldığında, özelleştirmelerin yüzde 53'ünün blok satış, yüzde 23'ünün işletme tesis ve varlık satışı, yüzde 19'u halka arz, yüzde 3'ü 'de satış ve yüzde 2'si ise bedelli devirler oldu. 1986'dan bu yana gerçekleştirilen özelleştirmelerin 20 milyar 199,2 milyon doları blok satıştan, milyar 906,9 milyon doları tesis, varlık satışından, milyar 91,2 milyon doları halka arzlardan, milyar 261,1 milyon doları 'deki satışlardan, 4,4 milyon doları yarım kalmış tesis satışından, 708,4 milyon doları da bedelli devirlerden sağlandı. 1986-2007 döneminde elde edilen gelirlerinin 18 milyar 159,2 milyon doları blok satıştan, milyar 821,2 milyon doları tesis, varlık satışından, milyar 180,2 milyon doları halka arzdan, milyar 261 milyon doları 'de satıştan, 4,4 milyon doları yarım kalmış tesis satışından, 615,7 milyon doları bedelli devirlerden olmak üzere 30 milyar 41,7 milyon dolarlık gelir elde edildi. 2008 yılında elde edilen milyar 297,1 milyon dolarlık gelirin, milyar 40 milyon doları blok satıştan, milyar 256,2 milyon doları tesis, varlık satışından, milyar 911 milyon doları halka arzlardan, 89,9 milyon doları da bedelli devirlerden sağlandı. Bu yıl geliri, 1,8 milyar da kaldı Yaşanan küresel krizin de etkisiyle eylül ayı itibarıyla bu yıl elde edilen geliri milyar 832 milyon dolarda kaldı. Bu yıl tesis, varlık satışından milyar 829,4 milyon dolarlık, bedelli devirlerden de 2,7 milyon olmak üzere toplam milyar 832,2 milyon dolarlık gelir elde edildi.
+
+
+
+ 619218
+ Memura kuruşluk zam
+ NAZİF GÜRDOĞAN İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ Memura kuruşluk zam Devlet memurlarının fazla mesai ücretleri yeni yılda artarak, lira 15 kuruş olacak. ANKARA (A.A) Devlet memurlarının fazla mesai ücretleri yeni yılda kuruş artarak, lira 15 kuruş olacak. Ocak'tan itibaren kamu görevlilerinin yurt içi gündelikleri yüzde ile yüzde 6,66 arasında, Milli Eğitim Bakanlığının pansiyon ücretleri ise yüzde 5,4 ile yüzde arasında zam yapılacak. 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısına göre, memurların saat başı fazla çalışma ücreti, yeni yılda yüzde 4,5 oranında artış görecek. Halen lira 10 kuruş olan fazla mesai ücreti, Ocak 2010'dan itibaren lira 15 kuruş olarak ödenecek. Bakanlıkların özel kalem müdürlüklerinde çalışan personele ve makam şoförlerine ayda 90 saati, genel müdürlüklerin merkez teşkilatlarında görevli şoförlere de yeni yılda ayda 60 saati aşmamak üzere 1,20 lira yerine, 1,25 lira fazla mesai ücreti verilecek. Her bir makam için aylık toplam 450 saati geçmemek kaydıyla Kurul Başkanı, Genel Müdür ve daha üst birim yöneticileri, Strateji Geliştirme Başkanı, Vali, General ve Amiral rütbesine haiz olmak üzere Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığındaki Daire Başkanı ve daha üst birim yöneticileri ile rektör ve il belediye başkanlarıyla çalışan personel de yine ayda 90 saatle sınırlı olmak üzere 1,25 lira fazla çalışma ücreti alacak. DİĞER FAZLA MESAİ ÜCRETLERİ Kredi ve Yurtlar Kurumu, DSİ Genel Müdürlüğünün hidroelektrik santral projeleri, üniversitelere bağlı yurtlar ve Atatürk Orman Çiftliğinde fazla mesai karşılığı izin kullanamayanlara da ayda 90 saati aşmamak üzere yeni yılda 1,10 lira yerine 1,15 lira ek çalışma ücreti ödenecek. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatında çalışan ve fiilen yaptıkları fazla mesai karşılığında kendilerine izin verilmesi mümkün olmayanlara da her bir personel için ayda 60 saatle sınırlı olmak kaydıyla 1,15 lira ek çalışma ücreti verilecek. Yine aynı fazla mesai ücretine tabi olacak Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünde görevli personel için de kişi limiti 110 olarak uygulanacak. Açıköğretimde ek görev üstlenenlere ise öğrenci katkı paylarından ödenmek ve her bir personel için 60 saati aşmamak kaydıyla saat başına lira yerine 2,10 lira ödeme yapılacak. AYLIK MAKTU FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ Orman muhafaza memurlarının bu yıl 21,8 lira olan aylık maktu fazla çalışma ücreti ise yeni yılda 22,8 liraya çıkacak. Halen 70,4 lira olan edebi kurul ödeneği yeni yılda 74 liraya, Türk Kodeks Komisyonu toplantı ödeneği de 42,35 liradan 44,5 liraya yükselecek. Tasarıya göre, Kamu Personeline Tayin Bedeli Verilmesi Hakkında Kanun uyarınca ödenen tayin bedelinin aylık tutarı, 2100 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpılması sonucu bulunacak miktarı geçemeyecek. Bu çerçevede, yeni yılda memurun aylık tayin bedelinde limit 120,36 lira olacak. 375 sayılı Devlet Memurları ve Diğer Kamu Görevlilerine Memuriyet Taban Aylığı ve Kıdem Aylığı ile Ek Tazminat Ödenmesi Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararname uyarınca ödenen ek tazminat tavanı da, yeni yılda 80,3 liradan 84,5 liraya yükselecek. Ancak Bakanlar Kurulu, bu miktarı yüzde 50'sine kadar artırabilecek. Ek tazminatın aylık tutarı, er ve erbaşlar için yeni yılın ilk aylık döneminde 147 lirayı, ikinci aylık dönemde ise 151 lirayı geçemeyecek. YURT İÇİ GÜNDELİKLER Harcırah Kanunu uyarınca verilecek gündelik ve tazminat tutarları da Ocak 2010 tarihinden itibaren yüzde ile yüzde 6,66 arasında zamlanacak. Buna göre yeni yılda TBMM Başkanı ve Başbakana 41 lira yerine 423 lira yurt içi gündeliği ödenecek. Genelkurmay Başkanı ve milletvekillerinin yurt içi gündeliği de 37,5 liradan 39 liraya yükselecek. PANSİYON ÜCRETLERİ Bu arada Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı eğitim kurumlarının pansiyon ücretleri de yeni yılda yüzde 5,44 ile yüzde arasında artış görecek. Pansiyon ücretleri ilköğretim ve ortaöğretim okulları, yetişkinler teknik eğitim merkezleri, çıraklık eğitim merkezleri ve pratik sanat okulları ile anadolu ve fen liselerinde 79 lira artacak. Artış miktarı, mesleki ve teknik ortaöğretim okulları ve mesleki ve teknik anadolu liselerinde ise 97 lira olacak. 28.10.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 618719
+ Sütyen kutusundan ahlaksız teklif çıktı
+ İnternet üzerinden sipariş ettiği büyük beden sütyenin paketini açan Emily, kutunun içinde el yazısıyla yazılmış bir not olduğunu gördü. Notta, "Hey fıstık, güzel sütyen! Eğer bana özel bir şov yapmak istersen beni şu numaradan ara, 07841 ******, Matheww J. Notun sonunda öpücükler anlamına gelen 'xx' de kondurulmuştu. Emily, numarayı aradı ve Matthew Jones adında bir adam telefona çıktı. Notu sorduğunda ise adam bir cevap vermeden telefonu kapattı. Emily daha sonra yine aradı ve adam telefona çıkmadı. Bir giysi dükkanı olan Emily, "Kutuyu açtım ve sütyenin etrafına sarılmış bir not gördüm. Şaka olduğunu, bir arkadaşın koyduğunu düşündüm. Ama daha sonra kutunun paketli olduğunu ve ben açmadan önce açılmamış olduğunu düşündüm. Gerçekten çok şaşırdım. Ya biri şaka yapıyordu ya da bu adice bir şey" diyor. Londra'nın güneyinde yaşayan Emily bunun üzerine büyük beden iç çamaşırı üreticisi firma Bravissimo ile temasa geçti ve şikayette bulundu. Emily mağazanın özür için geri ödeme teklif ettiğini, ancak erkek arkadaşı Greg Stafford'un bunu reddettiğini anlattı. Firma sözcüsü ise bu türden bir şikayetin kendilerine ulaşmadığını belirterek, "Ayrıca Mathew Jones diye birini arayan da olmadı. Zaten bizde bu isimde biri de çalışmıyor" diye açıklamada bulundu. Milliyet
+
+
+
+ 619070
+ yaşındaki kıza sözle tacize tutuklama
+ 14.07 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, yaşındaki kıza sözle tacize tutuklamaHakan ÇELİKBAŞ/SAMSUN, ’da yaşındaki iki ilköğretim öğrencisine sözlü tacizde bulunduğu iddiasıyla polis tarafından gözaltına alınan 37 yaşındaki Yahya Kurum, çıkartıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay gün önce Samsun’un Canik İlçesi 100’ncü Yıl İlköğretim Okulu önünde meydana geldi. İddiaya göre Canik İlçe Belediyesi’nde işçi olarak çalışan evli ve çocuk babası Yahya Kurum, okul önünde adları açıklanmayan yaşındaki iki ilköğretim öğrencisine cinsel organını eliyle işaret edip sözlü tacizde bulundu. Kızların durumu anlattıkları ailelerinin şikayetçi olması üzerine polis harekete geçti. Öğrencilerin ifadeleri doğrultusunda zanlının robot resmi çizildi. Okul önünde de sivil ekip oluşturuldu. Dün okul önüne gelen Yahya Kurum, polis tarafından gözaltına alındı. Küçük kızlar tarafından teşhis edilen şüpheli, “Ben böyle birşey yapmadım. Bana atıyorlar, suçsuzum” dedi. Bugün adliyeye sevk edilen Kurum, çıkartıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Anneler yanından ayıramayacak. ...
+
+
+
+ 618013
+ Türkiye, Rusya ile ortak petrol rafinerisi kuracak
+ ile ortak rafinerisi kuracakMOSKOVA AA 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ve ’nın sadece boru hattını değil, aynı zamanda petrol ürünlerini ortak pazarlanması için bir rafineri kurma konusunda da anlaştıkları bildirildi Bakanı Sergey Şmatko ’daki Uluslararası Konferansı sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, ile ortak rafineri kurma konusunda da anlaşmaya vardıklarını belirterek, “Bu projeyle ilgili görüşmeler geçen ilkbahardan sonra artırıldı. Bu çerçevedeki işbirliğinin ve karar verme hızının gelişimi çok daha etkileyici bir durum” dedi. Şmatko, iki tarafın da bu proje ve uygulanması halinde getireceği kazanımlar konusunda heyecanlı olduğunu ifade ederek, “Bölgede uzun vadeli petrol dengesinin analizinde iyi bir iş çıkardık ve petrol boru hattının petrol iletiminde çekici alternatif bir rota oluşturacağı sonucuna vardık” diye konuştu. Samsun Ceyhan petrol boru hattı, ’nun projesi. Gerçekleşmesi için petrol alımı anlaşmaları yapılması gereken projede, Rusya’nın tutumu büyük önem taşıyor.
+
+
+
+ 618466
+ 09:59 Dolar güne düşüşle başladı
+ 09.59 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, güne düşüşle başladı serbest piyasada 1,4930, avro 2,2100 liradan güne başladı. ’da 1,4870 liradan alınan dolar 1,4930 liradan satılıyor. 2,2040 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,2100 lira olarak belirlendi. Serbest piyasada dün kapanışta doların satış fiyatı 1,4960 lira, avronun satış fiyatı ise 2,2150 lira olmuştu. S
+
+
+
+ 618265
+ Bu başarı benim değil kitaptaki öykünün
+ Kitap, günden bu yana otuz dile çevrildi ve pekçok ülkede eleştirmenlerden övgüler aldı. Timaş Yayınları, özenli bir baskı ve iç düzenle kitabın önce önce İngilizcesini, ardından Türkçesini yeniden yayımladı. Kayıp Gül, okurlarını kahramanı Diana'nın peşine takıp Yunan mitolojisinden Yunus Emre'ye, William Blake'ten Sokrates'e, Doğu mistisizminden Küçük Prens'e, Meryem Ana'dan Nasrettin Hoca'ya, gerçek dünyadan güllerin ve düşlerin dünyasına gizemli bir yolculuğa çıkarıyor. Yurtdışından pek çok olumlu tepki aldığını söyleyen Serdar Özkan, kitabın dünyada oluşturduğu yankının kendisine değil, öyküye ait olduğunu belirtiyor. Kayıp Gül, Türkiye'de yedi yıl önce yayımlandı ve kısa sürede tükendi. Buna rağmen ikinci basımı neden bu kadar geç yapıldı? Türkiye'de ilk çıktığında kitabın ulaştığı okurlar hikâyeye sevgiyle bağlanmışlardı. Ancak çok düşük bir baskı adedi ile çıkmıştı. Kayıp Gül'ü diğer dünya ülkeleri Türk okurlardan daha önce keşfetti diyebilirim. Bunu da normal karşılıyorum; çünkü Türkiye'de senede bin 500'den fazla kitap çıkıyor ve bazı şeylerin keşfedilmesi zaman alabiliyor. Dünya okurlarından sonra şu an çok hızlı bir şekilde Türk okurları da keşfediyor kitabı. Kitabın Küçük Prens'e, Martı'ya ve Simyacı'ya benzetilmesi ya da onlarla kıyaslanması konusunda ne düşünüyorsunuz? Bu, kitap eleştirmenleri ve dünya basını tarafından sürekli söyleniyor. Bunu birkaç açıdan değerlendiriyorum. Birincisi, adlarını andığınız kitaplar, insanın yerelliğinden çok evrenselliğine odaklanıyor. Farklı kültürlerden olmalarına rağmen insanlara eşit derecede ulaşabilmiş kitaplar. İkincisi, roman türü olarak bu kitaplar çok yalın, ama cümlelerinin içinde bir derinlik olan, metaforik kitaplar. Bir gazeteci, "Her on senede bir bu tip bir hikâye gelir, bu on yılın kitabı da Kayıp Gül." demişti. Esere kaynaklık eden ve dünya okurunun da ilgisini çeken Yunus Emre, Nasreddin Hoca gibi tasavvuf ve halk önderleri edebiyatta yeterince değerlendirilebiliyor mu sizce? Okura Türkiyeli veya başka yerli olarak değil, okur olarak bakıyorum. Ancak hikâyemi aktarırken, bu topraklardaki kültür hazinemizi Batılı bir tarzla harmanlayıp paylaşmak istedim. Kültür hazinemizdeki çok farklı değerleri böylelikle çok farklı ülkelerdeki okurlarla paylaşma şansım oldu. Yurtdışından çok fazla e-mail alıyorum. Brezilyalı bir okur, kitaptaki Yunus Emre hikâyesini defalarca okuduğunu ve ağladığını söyledi. Bu çok anlamlı değil mi? Kitabın birçok dünya diline çevrilip çok satanlar arasında yer almasını ve özellikle yabancı okurlar tarafından sevilmesini neye bağlıyorsunuz? Kitabı yazarken öykünün dünya çapında bir öykü olduğunu hissediyordum. Ama yayın dünyasının şartlarının zorluğunu bildiğim için bu kadar büyük bir başarı beklemiyordum. Kitap şu an otuz dile çevrilmiş durumda. Bu sayının elliyi bulması bekleniyor. Bu kadar kısa sürede bu kadar geniş bir coğrafyaya yayılması elbette tahmin edilebilecek bir şey değil. Bunu önceden dile getirseniz size hayalperest derler ama yazarın işi zaten hayal kurmaktır. Öte yandan ortaya çıkan bu başarının da yazarla ilgili bir başarı olduğunu düşünmüyorum. 'Yeni romanım, bir yunusla bir çocuğun dostluğunu anlatıyor' "Yeni romanımı tamamladım, adı 'Hayatın Işıkları Yanınca'. Konusu, küçük bir çocuğun bir yunusla kurduğu çok özel bir arkadaşlık. Karşılıksız sevgi üzerine bir öykü. Türk okuru Kayıp Gül'ü keşfettikten sonra yayımlanacak. Bu, bir seneyi bulabilir. En azından bir sene, okurun Kayıp Gül'e ulaşmasını bekleyeceğiz."
+
+
+
+ 618584
+ Atalay: TFF Başkanlığım sözkonusu değil
+ Hakan Kibar'ın haberi Kendisine 2004 yılından itibaren zaman zaman teklifler geldiğini anlatan Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Benim böyle bir adaylığım hiçbir zaman olmadı. Genel müdürlük görevini bırakarak böyle bir işe girmeyeceğimi her zaman söyledim. Kulüplerimizle ilişkilerimiz her zaman çok iyi oldu. Genel müdür olduğumda, kulüplerle, genel müdürlük arasında ciddi sorunlar vardı. Bu kulüplerin sorunlarını çözdük. Tüm branşlara yakın durduk. Futbol ve genel müdürlük kavgalı gibi duruyordu. Bunu da çözdük. İddaa oyunu üretildi. Ciddi gelirler elde edildi. Statlar modernize edildi. Genel müdürlük döneminde böyle güzel ilişkiler içinde olunca, böyle bir teveccüh gösteriyorlar. Teşekkür ediyorum'' dedi. Başkanlık konusunda bugüne kadarki gelişmelerin kendisinden kaynaklanmadığını belirten Atalay, ''Şu anda bir TFF yönetimi var ve bu sıkıntılı dönemde de bizim onlara destek olmamız ve arkasında durmamız gerekiyor. Bugüne kadarki gelişmeler benim tarafımdan olmadı. Bizim adımız başka yerler için de geçti. Benim zerre kadar katkım yok. Şimdi böyle bir görevimiz var. Bu görevimizin hakkını vermemiz lazım'' şeklinde konuştu. -ANKARASPOR OLAYINA İLGİNÇ YAKLAŞIM- TFF Yönetim Kurulu'nun, Ankaraspor hakkında aldığı kararı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile uzun bir süre önce yaşadığı bir anıyla değerlendiren Mehmet Atalay, şöyle konuştu: ''Sayın Melih Gökçek'i yıllardır tanırım. 1993 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi adaylığı başladığında milletvekiliydi. Ben de bir gazetenin spor müdürüydüm. Belediye başkanı olursam, Ankaragücü'ne başkan olacağım ve Ankaragücü'nü şampiyon yapacağım demişti. gün, bugündür Melih Gökçek böyle bir anı kolluyordu. Dolayısıyla ben normal buluyorum.'' AA
+
+
+
+ 617883
+ ABD ile Kolombiya arasında anlaşma
+ Silva, Kolombiya'nın uyuşturucuyla ve isyancılarla mücadele operasyonlarının geliştirilmesi için Amerikan askerlerinin Kolombiya'daki üsse girişine imkan verecek olan ve bu özelliği sebebiyle Kolombiya'nın komşuları tarafından eleştirilen anlaşmanın mevcut bir politikanın devamı olduğunu söyledi. Washington'da ABD Savunma Bakanı Robert Gates ile görüşmesinin ardından konuşan Silva, ''Bu anlaşma, 50 yıllık bir işbirliği çabasında yeni bir adımdır ve özellikle uyuşturucu ticaretiyle mücadeleyi hedeflemektedir. Bunun dışında jeopolitik ya da stratejik bir yan anlamı yoktur'' dedi. Silva anlaşmanın, Bogota'ya dönüşü sonrasında cuma günü imzalanacağını söyledi. Amerikalı yetkililer de Kolombiya'daki Amerikan varlığının 800 asker ve 600 müteahhiti geçmeyeceğini açıkladı. Amerikan hükümeti anlaşma için 46 milyon dolarlık fon ayırdı. Fonun büyük bölümü Bogota yakınlarındaki Planquero üssünün yenilenmesi için kullanılacak. AA
+
+
+
+ 618256
+ Ergenekon sanığından CHP'li vekillere: Buraya gelip şov yapmayın
+ İkinci ve üçüncü Ergenekon iddianamesi sanıklarının yargılandığı davanın 10. duruşmasına 49 tutuklu sanık ile Yalçın Küçük'ün de aralarında bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar katıldı. Savcıların 1.913 sayfalık ikinci iddianameden 30 sanığa ilişkin bölümü okumasının ardından, sanıklar ve avukatlarının taleplerine geçildi. Tutuksuz sanıklarından Mahir Akkar, siyasilerin mahkemeye çıkartma yapıp boy göstermeye geldiğini anlattı. Akkar'ın, "CHP milletvekillerinin burada şov yapmasını istemiyorum. Buradan çıkıp dışarıda basın açıklaması yapıyorlar." demesi üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, "Basın açıklaması mı yapıyorlar?" diye sordu. Akkar da, "Evet dışarıda basın açıklaması yapıyorlar. Ben bundan rahatsızlık duyuyorum. Kendi şahsi propagandası için geliyorlar. Niye birinci davaya gitmiyorlar?" ifadelerini kullandı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, "Burası açık bir mahkeme, herkes gelebilir." diye cevap verdi. Bu sırada bazı tutuklu sanıklardan Akkar'a tepki geldiği görüldü. Yalçın Küçük: KADAR HOŞGÖRÜLÜSÜNÜZ Kİ... Tutuksuz sanıklardan Yalçın Küçük'ün, oturumun çok yoğun ve yer yer gergin geçtiğini belirtmesi üzerine Başkan Şengün, "Olacak kadar.'' dedi. Küçük'ün, daha çok tarihi, felsefi ve dini bir konuşma yapacağını söylemesi üzerine Şengün, "Öz olursa sevinir mahkeme.'' ifadesini kullandı. Bunun üzerine Yalçın Küçük, "Ben 50 yıldır yargılanıyorum, onlar alaturka mahkemeler. 50 yıldır alıştığımız mahkemelere göre kadar hoşgörülüsünüz ki.'' ifadelerini kullandı. BÜŞRA ERDAL İSTANBUL
+
+
+
+ 618998
+ Bakan Yazıcı: Suç işleyenler ayıklanacak
+ Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen ''Gümrük Kanunu Sonrası Düzenlemeler: Beyan Esası ve Piyasa Gözetim ve denetim Uygulamaları'' konulu seminerin açılışında konuşan Yazıcı, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gümrüklerin belli alanlarda toplanmasıyla ilgili olarak Yazıcı, ''Tabii benim söylediğim uzun vadeli bir iş. İstanbul'un iki yakasında lojistik merkezleri oluşturmak... Avrupa Yakasında oluşturulmuş gibi. Bir yer bulundu, bakacağız. Tabii büyük alanlar, dolayısıyla gümrük iş ve işlemlerinin sıkıntıya yol açtığı gümrük alanları oraya taşınacak. Ama Ambarlı'da tabii ki özelleştirilmiş limanlar var. Elbette ki orada faaliyetler devam edecek. Özelleştirme yapılmış onların hakları korunmuş olacak'' diye konuştu. -İRTİCA İLE MÜCADELE EYLEM PLANI- Bakan Yazıcı, bir gazetecinin irtica ile mücadele eylem planıyla ilgili görüşlerini sorması üzerine de şunları kaydetti: ''Bu konu kamuoyunda tartışılıyor. Bana göre önemli olan bu planla ilgili, çokça tartışılan belki spekülasyonlara yol açan imzanın bulunmuş olmasıdır. Bunun dışındakiler, 'geç verildi, erken verildi' elbette ki bunlar üzerinde durulur ama bunun yetkili mercilere, savcılık makamlarına erişmiş olması ve bu imza üzerinde de kriminoloji incelemelerin yapılmış olması önemlidir. Bunun dışında bu konuyla alakalı söylenenleri biraz teferruat olarak görüyorum.'' Türkiye'nin şeffaflaştığını, demokrasi çıtasının yükseldiğini söyleyen Yazıcı, ''Belki bazı kurumlarda çok daha kendilerini vatanperver addederek bir takım işlemlere girişmiş olanlar olabilir. Hukuk devleti önemlidir hukukun üstünlüğü önemlidir. Kuvvetler ayrılığı vardır savcılar ve mahkemeler elbette ki bu konuda işlenmiş bir suç varsa bir tanıma gidecek. Süreci yargı erki yürütüyor, tamamen idarenin dışında'' dedi. Yazıcı, elbette ki bu ülkeyi yönetenler olarak, parlamenterler olarak, bakanlar olarak, hatta birey olarak süreci yakından takip ettiklerini belirtti. Hayati Yazıcı, ''Silahlı Kuvvetler önemli bir kurumumuzdur, göz bebeğimizdir. Elbette ki silahlı kuvvetlerin töhmet altında bırakılması topyekun olarak kabul edilebilir bir durum değildir. Suç işleyenler bunlar arasından ayıklanacak. Bu ayıklamanın hem idari düzeyde yapılacağını umuyor, bekliyoruz hem de yargı zaten kendi görevini yapıyor'' dedi. ''Bu süreci askeri mi, sivil savcılık mı çözecek?'' sorusuna karşılık da Yazıcı, ''Bu çok teknik ayrıntı. Hukukun işlediği yerde hiç kimse görev alanına girmeyen bir yolda yürüyemez. Bu alanda hangi kurum görevliyse mutlaka eninde sonunda devreye girer. Onun için kimse kaygı duymasın'' dedi. -SINIR KAPILARI- Suriye sınırında vize kalktıktan sonra çok sayıda gümrüksüz malın geldiğine ilişkin bir soru üzerine ise Yazıcı, kendisine böyle bir bilgi ulaşmadığını, kişilerin beraberinde getirebileceği gümrüksüz mal miktarı ve ürün çeşidinin belli olduğunu, bunun dışında kimsenin getiremeyeceğini, aksi halde kaçak olacağını söyledi. Yazıcı, ''Vizenin kaldırılmasıyla ürünlerin vergiye tabi olup olmamasının bir bağlantısı yok. Vergiye tabi olanlar bellidir. Bunun dışında bir işlem söz konusu olursa orada kaçak var demektir. Ona da müdahale ederiz'' dedi. Hayati Yazıcı, ''Ermenistan sınır kapısının modernizasyonu ile ilgili anlaşma ne zaman?'' sorusuna karşılık da ''Onu da Dışişleri Bakanımız, Başbakanımız, Bakanlar Kurulu takip ediyor ama Ermenistan ile aramızdaki sınır kapısının modernizasyonuna dönük bir çalışma programımız yok. biraz da Karabağ ile bağlantılı. İnşallah sorun aşılırsa çözülecek'' dedi. Suriye ile Türkiye sınırı arasında biri demiryolu olmak üzere aktif sınır kapısı olduğunu söyleyen Yazıcı, ''3 kapımız daha var. Bunlar da hukuken açık fiilen kapalı. Ayrıca kapı daha açılması öneriliyor. Ticari hacmimiz gelişir, mal sirkülasyonu çoğalırsa mevcut kapıların kapasitesi yetmeyince yeni kapıları açarız. İhtiyaca göre açılır'' dedi. Yazıcı, 18 kara hudut kapısı bulunduğunu, bunun ötesinde demir ve havayolu hudut kapıları da olduğunu anlattı. AA
+
+
+
+ 619276
+ ABD'de konut satışları düştü
+ Ticaret Bakanlığının açıkladığı verilere göre, ağustos ayında 417 bin olan mevsimsel olarak uyarlanmış yeni konut satışları geçen ay yüzde 3,6 düşerek 402 bine geriledi. Ekonomistler, 440 bin yeni konutun satılmasını bekliyorlardı. Yeni konut satışları bir önceki yılla kıyaslandığında geçen ay yüzde 7,8 düşüş kaydetmiş oldu.
+
+
+
+ 619313
+ Başbakanın Cumhuriyet Bayramı mesajı
+ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kışkırtma ve tahrikler karşısında milletin birbirine daha sıkı kenetlendiği sürece şer ve nifak odaklarının amaçlarına asla ulaşamayacağını ifade ederek, etnik kökeni, inancı, yaşama biçimi ne olursa olsun her vatandaşın devletine, milletine, bayrağına, vatanına ve cumhuriyet değerlerine sadakatle bağlı olduğunu belirtti. Başbakan Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, Cumhuriyetin ilan edilişinin 86. yıl dönümünün aynı duygu birliği ve gururla tüm millet tarafından heyecan ve coşku içinde kutlandığını kaydetti. Atatürk'ün ''en büyük eserim'' dediği Cumhuriyet değerleri etrafında her geçen gün daha güçlü bir şekilde kenetlenildiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bu heyecan ve coşku, duygu birliğimizi daha da derinleştirdiğimizin, ortak bağlarımızı daha da güçlendirdiğimizin, milletimizin hiç bir ferdini dışarıda bırakmadan birbirimize ve Cumhuriyetimize en üst düzeyde sadakatimizin anlamlı bir tezahürüdür. Bizi tek millet olarak; tek devlet, tek bayrak, tek vatanda birleştiren yüksek değerlerimizi daha gür bir sesle yüceltiyoruz. Böylece, her zaman olduğu gibi bu anlamlı günde de, kardeş kavgası çıkarmak için beyhude bir çaba içinde olan şer ve nifak odaklarına milletçe tek yürek olarak bir kez daha en güzel cevabı veriyoruz. Bu duygu birliğini koruduğumuz, kışkırtma ve tahrikler karşısında birbirimizden şüphe duymak yerine birbirimize daha sıkı kenetlendiğimiz sürece şer ve nifak odakları asla amacına ulaşamayacaktır. Ne mutlu bize ki, etnik kökeni, inancı, yaşama biçimi ne olursa olsun her bir vatandaşımız devletine, milletine, bayrağına, vatanına ve cumhuriyet değerlerine sadakatle bağlıdır. Unutmamalıyız ki biz, en zor zamanlarında bile dünyaya sadakat ve vatanseverliğin eşsiz örneklerini göstererek bugünlere gelmiş büyük bir milletiz. Bana göre hiç şüphesiz, Cumhuriyetimizin en büyük başarısı da milletimizin bütün fertlerini vatandaşlık temelinde birleştirmiş olmasıdır. Milletçe barış ve kardeşliğin sesini daha da yükselttiğimiz bugünlerde asla unutmayacağımız aziz şehitlerimizin acılarını, kahraman gazilerimizin fedakârlıklarını da yüreğimizde hissediyoruz. Bu vesileyle bir kez daha ilan etmek istiyorum ki, birlik ve beraberliğimize kast eden şer ve nifak odaklarına karşı mücadelemiz, işte bu sağlam zemin üzerinde inanç ve kararlılıkla devam edecektir. Unutmamalıyız ki yokluk ve imkansızlıklar içinde bile umutsuzluğa kapılmayan aziz milletimiz, inanç ve kararlılıkla sürdürdüğü Kurtuluş Savaşını zaferle neticelendirmiştir.'' ''TÜRKİYE'Yİ, MUASIR MEDENİYETLERİN ÖTESİNE TAŞIMAYA KARARLIYIZ'' Türkiye Cumhuriyeti'nin, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak ebediyen yaşayacağını belirten Erdoğan, Türkiye'yi, muasır medeniyetlerin ötesine taşımaya kararlı olduklarını ve Cumhuriyetin kuruluş ideali olan bu hedefe bugün her zamankinden daha yakın olduğunu vurguladı. Milletin, Türkiye'yi çağdaş dünya devletleri içinde hak ettiği saygın konuma yükseltmek için gerekli olan iradeyi her zaman ortaya koyduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Etrafımızda yaşanan bütün olumsuz gelişmelere, küresel ekonomik krizlere rağmen, bugün Türkiye Cumhuriyeti, demokratik gelişme ve ekonomik kalkınmasını birlikte sağlayarak bölgesine istikrar ve refah ihraç eden bir ülke haline gelmiştir. Şüphesiz bunda, son yıllarda yakalanan siyasi ve ekonomik istikrarın büyük payı vardır. Milletçe, bu güven ve istikrar ortamını koruyarak birlik ve bütünlüğümüze, barış ve kardeşliğimize sahip çıkacak, Cumhuriyetimizin temel değerlerini her türlü sosyal ve siyasi tartışmanın üzerinde tutmaya devam edeceğiz. İnanıyorum ki bundan sonra da Cumhuriyetimizin çağdaşlaşma hedefleri doğrultusunda çok daha büyük mesafeler kat edecek, çok daha büyük başarılarla Cumhuriyetimizi taçlandıracağız. Bizi aydınlık geleceğimize taşıyan bu inançla, Cumhuriyetimizin 86. kuruluş yıl dönümünü ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı kutluyorum. Bu anlamlı günde, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere İstiklal mücadelemizin bütün kahramanlarını, eşsiz fedakarlıklarıyla milletimizin gönlünde ölümsüzleşen bütün şehit ve gazilerimizi rahmetle, şükranla anıyor, aziz vatandaşlarımı sevgiyle selamlıyorum.''
+
+
+
+ 619571
+ Tribünlerden Sarı Kırmızılı takıma tepki
+ Hafta sonu ezeli rakibi Fenerbahçe'ye karşı aldığı yenilgiyle büyük moral bozukluğu yaşayan sarı-kırmızılı ekipte teknik direktör Rijkaard, bazı önemli oyuncularını Bucaspor maçının kadrosuna alma gereği duymadı. Hollandalı teknik adam, kaleyi bu sezon ilk kez Aykut'a teslim edip, sakatlıktan dönen Linderoth ile Emre Güngör'ü ilk 11'de sahaya sürerken, Baros'un sakatlığına rağmen Nonda'ya yedekler arasında yer verdi. Bucaspor karşılaşmasında Servet, Franco, Mustafa, Ayhan, Hakan ve Sabri ise maç kadrosuna dahi alınmadılar. Diğer yandan, Fenerbahçe maçında kırmızı kart gören Keita ile sakatlanan Baros, Bucaspor mücadelesinde takımdaki yerlerini alamadılar. -LİNDEROTH 83, EMRE GÜNGÖR 41 GÜN SONRA- Galatasaray'da üst üste yaşadıkları sakatlıklar nedeniyle takımdan uzun süre uzak kalan isimlerden Tobias Linderoth ve Emre Güngör, Bucaspor maçına ilk 11'de çıkma fırsatı buldular. Sarı-kırmızılı formayla son olarak Ağustos'ta yapılan UEFA Avrupa Ligi'ndeki Maccabi Netanya rövanş mücadelesinde yer alabilen Linderoth, 83 gün sonra ilk maçına çıkarken, 17 Eylül'de UEFA Avrupa Ligi'nde oynanan Panathinaikos karşılaşmasında sakatlanan Emre Güngör de 41 günlük bir aranın ardından formasına kavuştu. -TARAFTAR İLGİ GÖSTERMEDİ- Galatasaray taraftarları Bucaspor karşılaşmasına fazla ilgi göstermezlerken, Ali Sami Yen Stadı'nın tribünlerinde önemli boşluklar dikkati çekti. Fenerbahçe yenilgisi sonrası takıma tepkili oldukları gözlenen Galatasaray taraftarları bir süre, ''Bu forma kutsaldır, nasip olmaz herkese'' ve ''Tepkimiz sizlere, renklere değil'' tezahüratı yaptı. -BUCASPOR TARAFTARI YALNIZ BIRAKMADI- Bucaspor taraftarları, Ziraat Türkiye Kupası'nda gruplara kalma yolunda takımlarını İstanbul'da yalnız bırakmadılar. Ali Sami Yen Stadı'nda kendilerine ayrılar bölümde yerlerini alan yaklaşık 500 kişilik Bucaspor taraftar grubu, takımlarını desteklediler. AA 2009-10-28 21:41:29 hangi dakikada hangi tepki acaba? şimdi bu haberin ben art niyetli olmadığına masa başı bi haber olmadığına nasıl inanayım söyleyin buyrun beni ikna edin? bi kere bu maçı eğer izleyip yada gören biri olmuş olsa bu haberi yapmaz neden mi? çünkü haberin içeriğinde biz nerde ne tepkisi vardı göremedik ayrıca bu haberi yapan kişi izlemiş olan bir kişi olsa zaten 35 dakikada oyundan çıkan ardanın yerine ayhanı aldığını ve oyunda 65 dakika kaldığını görebilirdi ama adam belliki maçı izlememiş yapmış kafasına gör ibrahim
+
+
+
+ 618770
+ Kırım'da 'Rusya'nın kaos planı' iddiası
+ Kırım Haber Ajansının haberine göre, Kırımoğlu, kendisine ve diğer Kırım Tatar liderlerine karşı düzenlenen suikast girişimine ilişkin bilgi vermek üzere, Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti başkenti Akmescit'te (Simferopol) basın toplantısı yaptı. Kırımoğlu, Ukrayna İçişleri Bakanı Yuriy Lutsenko'nun suikast girişimiyle ilgili olarak kişinin gözaltına alındığı yolundaki açıklamalarının asılsız olmadığını, ancak gözaltına alınan kişileri suikast hazırlayıcıları olarak nitelendirmenin de mümkün olmadığını söyledi. Bu insanların sadece araç olduğunu belirten Kırımoğlu, "Suikast iddiaları görmemezlikten gelinemez. 'Ettekfir El Hicra' örgütü, araç olarak kullanılıyor olabilir. Bu senaryo bugün hayata geçiriliyor" dedi. Bugün Kırım'da, "Milli Fırka" gibi KTMM ile zıt görüşlere sahip Rusya yanlısı Kırım Tatar teşkilatlarının varlığına işaret eden Kırımoğlu, senaryonun ikinci bölümünde, Kırım Tatar liderlerine suikastın bulunduğunu öne sürdü. Kırımoğlu, "Ancak her bakımdan bu faaliyetler, Kırım'da durumun istikrarsızlaştırılması teşebbüsüdür. Bunun için her şeye hazır olmak lazım" diye konuştu. Suikast hazırlığında olduklarından şüphelenilen kişinin gözaltına alınmasının ardından, Lutsenko'nun kendisine koruma teklifinde bulunduğunu belirten Kırımoğlu, "Suikast girişiminin arkasında büyük devletler varsa koruma işe yaramaz" diyerek, bunu istemediklerini bildirdi. Kırımoğlu, Lutsenko'dan 33 Kırım Tatar Milli Meclisi üyesine silah taşıma ve bulundurma izni verilmesini talep ettiğini de kaydetti. Kırım Tatar milli hareketinin halk için en zor olan dönemde, yani SSCB döneminde bile şiddete başvurmama prensibine göre hareket ettiğini vurgulayan Kırımoğlu, terörizmle hiçbir yere varılamayacağını belirtti. Ukrayna İçişleri Bakanı Yuriy Lutsenko, Kiev'de düzenlediği basın toplantısında, Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'na silah ve patlayıcı kullanarak suikast düzenleneceği istihbaratı aldıklarını ve bunun üzerine yürütülen operasyonda kişinin gözaltına alındığını bildirmişti. AA
+
+
+
+ 618872
+ Uluslararası Barış Ödülü İhsanoğlu'nun..
+ : Uluslararası Barış Ödülü İhsanoğlu'nun.. İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, uluslararası barış ödülü'ne layık görüldü. Yayına Giriş: 28.10.2009 10:39:28 Güncelleme: 28.10.2009 10:39:28 Merkezi Washington'da bulunan düşünce kuruluşu Rumi Forum'un üçüncü Rumi barış ve diyalog ödülleri sahiplerine verildi. Washington'daki Temsilciler Meclisi çalışma binasında düzenlenen ödül töreni, kültür, siyaset ve medya dünyasından davetlilerin katılımıyla gerçekleşti. Amerikan Kongresi'nden 14 üyenin yanısıra, 17 ülkenin büyükelçisi ya da üst düzey diplomatı törende yer aldı. Törende uluslararası barış ödülü, İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu'na verildi. Rumi Forum Başkanı Emre Çelik'in verdiği ödülü, İhsanoğlu adına, İslam Konferansı Örgütü Birleşmiş Milletler temsilcisi Abdul Vahap aldı. Kongre Hizmet Ödülü, Temsilciler Meclisi Virginia milletvekili Gery Connolly'e, inançlararası diyalog ödülü ise Georgetown Üniversitesi'nden John Borelli'ye verildi. Amerika Katolik Üniversitesi'nden Sidney Griffith, Rumi Barış ödülüne layık görüldü. Medya Ödülü, "İnançlar Arası Sesler" radyo programı sunucusu Maureen Fiedler ile Amerika Birleşik Devletleri'nde İngilizce yayın yapan Ebru TV'ye verildi. Konuşmacılar, törende barış, hoşgörü, demokrasiye saygı ve farklı inançlar ve kültürler arası diyaloğun önemine dikkat çekti.
+
+
+
+ 618153
+ Erdoğan'ın İsrail çıkışı Ahmedinecad'ı sevindirdi
+ Ahmedinecad Erdoğan'a, "Sizin Siyonist rejime karşı açık duruşunuz dünyada, özellikle de İslam dünyasında, olumlu etkiye yol açtı ve herkes memnun oldu" dedi TAHRAN'I ziyaret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecad Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda saati aşkın baş başa görüştü. Görüşme sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, "Konu (nükleer enerji) gündeme geldi, görüştük'' dedi. Erdoğan şöyle dedi: "İran'la, Türkiye arasındaki ilişkileri gerek siyasi, gerek ekonomik, ticari, kültürel boyutta gerekse enerji alanlarını kapsayacak şekilde değerlendirme fırsatımız oldu. Teröre karşı alınacak ortak önlemler hususunu değerlendirdik. Görüşmelerde nükleer enerji konusu gündeme geldi. İlk Cenevre görüşmesinde İran ortaya samimi bir tablo ortaya koydu. Burada 'ortak bir konsensüs oluşturalım, süreci işletelim' yaklaşımı sözkonusu. Barış amaçlı, insani amaçlı bir çalışmadır. Öyle zannediyorum ki karşı tarafta görünenler de bu olumlu yaklaşıma olumlu bir yaklaşım göstereceklerdir." ERDOĞAN'A ÖVGÜ İran İslam Cumhuriyeti Radyo-Televizyonu'nun (IRIB) haberine göre Ahmedinecad, ülkesinin nükleer programına destek veren Erdoğan'ın bu desteğinden memnuniyet duyduğunu söyledi. IRIB, Ahmedinecad'ın İran'ın nükleer programı ve İsrail konusundaki duruşundan dolayı Erdoğan'ı "takdir ettiğini" ve "Bölge ülkeleri birbirleriyle ilişkilerini ne kadar geliştirirse, sorunlarını daha rahat çözüp, kötü niyetli mihraklardan kaynaklanan komploları da sınırlarlar" dediğini aktardı. Haberde Ahmedinecad'ın Erdoğan'a hitaben "Sizin Siyonist rejime karşı açık duruşunuz dünyada, özellikle de İslam dünyasında, olumlu bir etkiye yol açmıştır ve herkesin memnun olduğuna eminim" ifadelerini kullandığı yer aldı. İran Dışişleri Bakanı Mutteki ile de görüşen Erdoğan onuruna Ahmedinecad akşam yemeği verdi. Bu arada İranlı bir yetkilinin "Batı ile zıtlaşırken ne kadar cesursak, uzlaşırken de kadar cesur olabiliriz" ifadesini kullandığı belirtildi. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba
+
+
+
+ 618100
+ Doğalgaza zam yolda!
+ NAZİF GÜRDOĞAN İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ Doğalgaza zam yolda! Rus doğalgaz tekeli Gazprom, Avrupalı tüketicilerin doğalgazı 20-30 dolar daha pahalı alacağını açıkladı. Bu da en büyük tedarikçilerden biri olan Türkiye'nin de pahalıya gaz alacağı anlamına geldiğinden tüketiciye yansıması bekleniyor İlgili haberler MOSKOVA Doğalgaz rakamlarının belirlenmesinde etkili olan petrol varil fiyatlarının artması ve ekonomik krizden çıkış sürecinin başlaması ile birlikte artan talebin ardından doğalgaz fiyatları da yükselmeye başladı. Rusya enerji şirketi Gazprom CEO Yardımcısı Aleksander Medvedev, 2010 yılında doğalgaz rakamlarında 20-30 dolar bir zam görülebileceğini belirtti. Medvedev daha önce yaptığı açıklamada Avrupa rakamlarının 2009 yılında bin metreküp için ortalama 280 dolar seviyesinde olacağını belirtmişti. 2010 yılında rakamların 300 doları bir miktar geçmesi bekleniyor. ALINMAYAN GAZIN CEZASI ÖDENİR Gazprom'un 2009 yılı gelirleri 2008'e göre yüzde 35 azalarak 42,5 milyar dolara gerileyecek. 2008'de rekor gelir elde eden şirket 2007'ye göre yüzde 60 artış sağlayarak 65 milyar dolara ulaşmıştı. Aleksander Medvedev, Avrupalı müşterilerin anlaşmada var olan miktar kadar doğalgaz alımı yapmalarını beklediklerini, aksi durumda ceza müessesinin işlemesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Türkiye başta olmak üzere bir çok Avrupa ülkesi, ekonomik kriz nedeni ile anlaşmalarda öngörüldüğü kadar doğalgaz alımı yapamayacakları için, 'al ya da öde' anlaşmasında değişiklik yapılmasını talep ediyor. 28.10.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 619525
+ Yine derbi, yine 'sessiz'lik!
+ Yine derbi, yine 'sessiz'lik! 28/10/09 16:37 (GÖKHAN KARATAŞ) 2006-2007 sezonu... Fenerbahçe, Kadıköy'de oynanan Galatasaray maçında çıkan saha olayları ve taraftarın kötü tezahüratı nedeniyle -Beşiktaş maçındaki olaylar da eklendi- PFDK'tan maç seyircisiz oynama cezası aldı. Tahkim Kurulu'na yapılan itirazın ardından ceza maç seyircisiz ve maç saha kapamaya indirildi. Tarih: 30 Ocak 2007 Salı... F.Bahçe, Türkiye Kupası'ndaki İnegölspor maçının ardından Gençlerbirliği karşısındaki kupa mücadelesini de boş tribünler önünde oynadı. Bu tarihten sonra sarı-lacivertli kulüp, çok kez para cezasına çarptırıldı ancak seyircisiz oynama cezası almadı. Ve 2009-2010 sezonu... Yine bir Fenerbahçe-Galatasaray derbisi... Kanarya, sahasında ağırladığı ezeli rakibini 3-1 mağlup etti ama Şükrü Saracoğlu Stadı'nda yaşanan olaylar sonucu maç seyircisiz oynama cezasıyla karşı karşıya kaldı. Sahaya atılan yabancı maddeler nedeniyle PFDK'ya sevk edilen Kanarya, 'seyircisiz' cezası aldığı taktirde yaklaşık yıl aradan sonra ilk kez taraftar desteğinden yoksun kalacak. Öte yandan söz konusu dönemde Galatasaray mücadeleyi (5'i F.Bahçe derbisinde yaşananlar nedeniyle), Trabzonspor ve Beşiktaş ise 5'er maçını seyircisiz oynadı.
+
+
+
+ 619102
+ 70 yıldır kapalı müze yeniden açıldı
+ 'nın başkenti Berlin'de yaklaşık 70 yıldır kapalı olan ve İkinci Dünya Savaşı sırasında maruz kaldığı bombardımanda ağır hasar gören "Neues Museum", yıl süren restorasyon çalışmalarının ardından kapılarını yeniden ziyaretçilere açtı. Başbakan Angela Merkel'in de katıldığı bir törenle geçen hafta açılan, Berlin'in en önemli müzelerinden "Neues Museum", dünyanın dört bir yanından gelen sanatseverlerin akınına uğruyor. Friedrich August Stüler tarafından tasarlanan ve 1843-1855 yılları arasında inşası tamamlanan müze, İkinci Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine 1939 yılında kapatılmış, içindeki eserler depolara taşınmıştı. Savaş sırasında bombardımanın yanı sıra sonraki yıllarda bakımsızlık yüzünden büyük zarar gören müze binası, İngiliz mimar David Chipperfield'in önderlik ettiği bir ekip tarafından 2003 yılında başlatılan restorasyon çalışmasıyla tekrar ayağa kaldırıldı. Taş ve Devirleri, Buz Devri, Roma ve Mısır Medeniyetleri ile Berlin Arkeolojisine ait pek çok esere ev sahipliği yapan müzede, Mısır Kraliçesi Nefertiti'nin yaklaşık bin 500 yaşındaki büstü, Mısır medeniyetine ait yüzlerce heykel ve papirüs ile 45 bin yıllık bir insan kafatası ve 26 bin yıllık bir insan iskeleti de sergileniyor. Müzenin en önemli parçalarından biri olan ve 1913 yılından beri 'da bulunan ünlü Nefertiti büstü, sanatseverlerin ilgisini en çok çeken eserlerin başında geliyor. Mısır Firavunu Akhenaten'in karısı olan ve yaşadığı dönemde güzelliğiyle ün salan Kraliçe Nefertiti'nin M.Ö. 14'üncü yüzyılda kireç taşından yapılan büstü, müzenin kuzey yakasında yer alan kubbe tavanlı özel bir odada sergileniyor. "Neues Museum", Berlin'de dünyanın önde gelen sanat ve koleksiyonlarının sergilendiği beş tarihi müzeye ev sahipliği yapan ve UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilen "Museum Insel" (Müzeler Adası) üzerinde yer alıyor. Savaş yıllarında büyük bölümü zarar gören adadaki müzeler, son dönemde yoğun bir yenileme ve onarım sürecinden geçiriliyor. Adadaki restorasyon çalışmalarının 2015 yılına kadar sürmesi öngörülüyor.
+
+
+
+ 618542
+ Gribe karşı limon tüketin
+ Dölek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gribal rahatsızlıkların geçmişten günümüze her zaman görüldüğünü, ancak, son günlerde ülkemizde de artış gösteren ''domuz gribi'' de dikkate alınarak vitamini deposu narenciyenin tüketiminin doğal ve sağlıklı bir yöntem olarak teşvik edilmesini istedi. Narenciye ürünlerinin gribal rahatsızlıklara karşı ilaç kadar etkili olduğunun bilimsel olarak kanıtlandığını ifade eden Dölek, Sağlık Bakanlığının halka narenciye ürünleri tüketimi yönünde öneride bulunmasının son derece yararlı olacağını söyledi. Dölek, ''Bu yıl rekolte yüksek, fiyatlar ucuz olacak. Sağlığını düşünen vitamini deposu narenciye tüketsin'' dedi. Erdemli genelinde 70 bin dekar alanda geçen yıl 295 bin 500 ton limon üretildiğini ifade eden Dölek, ilçenin bu alandaki üretimin yüzde 65'ini karşıladığını, bu yıl 300 bin tona yakın rekolte elde edilmesinin beklendiğini söyledi. Erdemli Sağlık Grup Başkanı Dr. Ali Yaman da, ''domuz gribi'' rahatsızlığına karşı tedbir olarak limon ve diğer narenciye ürünlerinin t��ketilmesinin etkili olabileceğini söyledi. Yaman, ülkemizde ve bölgemizde bolca üretimi yapılan limonun sadece kışın gelmesi ve hava değişiklikleri ile oluşacak rahatsızlıklara karşı vücut direncini artıracağını kaydetti.
+
+
+
+ 618077
+ Aşılar arasında sınıf farkı yok
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Aşılar arasında sınıf farkı yok YAKUP BULUT/ ANKARA Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek, 'adjuvan'lı aşı ile 'adjuvan'sız aşı arasında sınıf farkı olmadığını, iki aşının da aynı derecede güvenilir olduğunu söyledi. Ertek Bakanlığın milyon adet getireceği "adjuvan" maddesi içermeyen domuz gribi aşısının, "adjuvan" içeren aşı ile aynı güvenilirlik seviyesinde olduğunu söyledi. Ertek, bugünden itibaren vatandaşlara uygulanmaya başlayan domuz gribi aşısı ile ilgili Yeni Şafak'a değerlendirmelerde bulundu. SADECE HAMİLELERE "Adjuvan" maddesi içermeyen domuz gribi aşısının Türkiye'de sadece hamilelere uygulanacağını söyleyen Ertek, "İki aşı arasında güvenilirlik açısından hiçbir fark yok. Adjuvan içerse de içermese de bu aşıyı yaptırmak gerekiyor. Gebelerde iki can sözkonusu olduğu için iki kere düşünmek gerekiyor. Anne karnındaki bebek her şeye karşı ayrı duyarlılık gösterebiliyor. Gebelere mümkün olduğunca kimyasal ve biyolojik madde verilmemesi gerekiyor" dedi. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 619099
+ Çin'de geniş bant internete yoğun ilgi var
+ 'de geniş bant kullanıcılarının sayısı 99 milyon 330 bini buldu. Sanayi ve Enformasyon Bakanlığının verilerine göre, yılın Ocak ve Eylül ayları arasındaki aylık dönemde bu sayı 16 milyon 450 bin kişi arttı. Şinhua haber ajansı bakanlık yetkililerinden alınan bilgiye dayanarak, 'deki kullanıcılarının sayısının Eylül ayının sonunda 360 milyonu bulduğunu duyurdu. Bu sayı yılın ilk iki çeyreğinin sonunda 338 milyon idi. Resmi makamlar geniş bandın kasabaların yüzde 96'sı, idari köylerin de yüzde 91'inde kullanılabildiğini açıkladı. 'de ayrıca ağının inşasına hız verildi. Ülkedeki üç ana telekomünikasyon operatörü ağı inşası için yılın ilk üç çeyreğinde toplam 96.1 milyar yüen (14,07 milyar Doları) tutarında yatırım yaptı. 'de 280 yüene (41 Doları) sınırsız ağından yararlanılıyor.
+
+
+
+ 618225
+ Aşının sevkiyatı başladı, önce sağlık çalışanları vurulacak
+ Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada teslimatı yapılan ilk parti aşıdan (490 bin doz) örnek alınan 35'inin Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Laboratuvarı'nda yapılan ön kotrollerin olumlu çıkması üzerine aşıların 81 ile sevkiyatının başladığı bildirildi. Yakın zamanda sonuçlanması beklenen son kontrollerden sonra aşı uygulamasına başlanacağı duyuruldu. İstanbul'a 60 bin 500 aşı önceki gece geldi. İzmir İl Sağlık Müdürü Mehmet Özkan, pandemik (H1N1) gribiyle ilgili aşılama işlemlerinin cuma gününden itibaren başlayabileceğini söyledi. AŞI İSTEYEN ÖĞRENCİLER DE DİLEKÇE VERECEK Kasım sonunda öğrencilere yapılacak aşılar konusunda çalışmalar sürüyor. Daha önce sadece çocuğuna aşı yapılmasını istemeyen velilerin dilekçe vermesi üzerinde durulurken, artık isteyenler de form dolduracak. Velilere dağıtılacak formda 'çocuğumun aşı olmasını istiyorum' ve 'çocuğumun aşı olmasını istemiyorum' şıkları yer aldı. Veli ve öğrencinin isimlerinin yazılacağı, velinin imza atacağı yerin de ayrıldığı form bilgilerine göre öğrenciler okullarda aşılanacak veya aşılanmayacak. Domuz gribi sebebiyle Ankara'da okulların tatil edilmesinin ardından TRT 3'ten telafi eğitimleri başladı. Dersler, sabah saat 07.00-11.00 arasında lise öğrencilerine yönelik veriliyor. İlköğretim öğrencileri ise saat 11.00-14.00 arasında televizyon başına geçiyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 'www.meb.gov.tr' internet adresinden günlük ders programı yayımlandı. Buna göre, dersler yarın ve cuma günleri işlenecek. 29 Ekim'in resmî tatil olması nedeniyle ders yapılmayacak. Bu arada Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Sünbül, hastalığa karşı kısa sürede aşı geliştirilmiş olmasının tıp adına başarı olduğunu, ancak koruyuculuğu ile ilgili delillerin önümüzdeki yıllarda kesinlik kazanacağını belirtti. Dünya Sağlık Örgütü Çin Temsilcisi Micheal O'Leary, Çin'in ürettiği aşının 'güvenli ve etkili' olduğunun kanıtlandığını açıkladı. Gribi fırsat bilen öğrenciler rapor için hastanelere koşuyor Domuz gribini fırsat bilen bazı öğrenci ve çalışanlar, hasta olmadıkları halde rapor alabilmek için hastanelere gitmeye başladı. Bu kişiler yüzünden acil ile enfeksiyon bölümlerinde yoğunluk yaşanıyor. İstanbul'da domuz gribiyle ilgilenen Şişli Etfal, Okmeydanı ve Göztepe Eğitim ve Araştırma hastanelerinin enfeksiyon bölümlerine günde ortalama 500 kişi başvuruyor. Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, mevsimsel grip salgınının henüz başlamadığını, piyasadaki griplerin hepsinin domuz gribi olduğunu ileri sürüyor. Manisa'da üniversite öğrencisi yoğun bakımda Manisa Devlet Hastanesi'nde üniversite öğrencisi Yusuf D. (28), domuz gribi şüphesiyle yoğun bakıma alındı. Gencin öğrenim gördüğü İstanbul'da yurtdışından gelen bir kişiyle temasta bulunduğu iddia edildi. Önceki gün İstanbul'dan Salihli'ye gelen Yusuf D., rahatsızlanmasının ardından Manisa Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. İl Sağlık Müdürü Ziya Tay, hastanın durumunun ciddi olduğunu söyledi. Bu arada Türkiye'de vaka sayısı bin 95'e ulaştı. hasta hastanede yatıyor. Son birkaç haftadır testlere sınırlama getirildi. Testlerin yüzde 99'unun domuz gribi çıktığı öğrenildi.
+
+
+
+ 619636
+ Kupanın ilk sahibi Fener!
+ Kupanın ilk sahibi Fener! 28/10/09 21:33 -FENERBAHÇE ACIBADEM: ECZACIBAŞI ZENTİVA: 1- Salon: Selim Sırrı Tarcan Hakemler: Nihat Ermihan, Yasemin Altıner Fenerbahçe Acıbadem: Blom, Gamova, Çiğdem, Osmokrovic, Eda, Naz (Nihan, Songül, Seda, Dirickx, İpek) Eczacıbaşı Zentiva: Neriman, Maja, Borodakova, Esra, Francia Neşve (Gülden, Sevinç, Natalia) Setler: 25-19, 25-12, 22-25, 25-19 Süre: 84 dakika (22, 16, 24, 22) Fenerbahçe Acıbadem bu yıl ilk düzenlenen Süper Kupa'nın sahibi olmayı başardı. Fenerbahçe Acıbadem takımı kaptanı Çiğdem kupayı Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül ve Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık'ın elinden aldı. Bu arada karşılaşmada en değerli oyuncu seçilen Fenerbahçe Acıbadem'den Eda Erdem'e ve 2009 dünya Genç Bayanlar Voleybol Şampiyonası'nda ''en iyi blok yapan sporcu'' seçilen Neşve Büyükbayram'a plaket verildi. Öte yandan, karşılaşmada Voleybol Federasyonu Bandosu, konser ve gösterisiyle salondaki seyircileri coşturdu.
+
+
+
+ 618946
+ Erzincan'da 14 El Bombası Bulundu
+ : Erzincan'da 14 El Bombası Bulundu Göyne Baraj Göleti'nde suların çekilmesiyle ortaya çıkan bombalar köylüler tarafından farkedildi. Arama çalışmaları sürdürülüyor. Yayına Giriş: 28.10.2009 11:49:41 Güncelleme: 28.10.2009 12:38:52 Erzincan Çatalarmut köyü yakınlarındaki Göyne Göleti'nde 14 adet el bombası ve mühimmat bulundu. Gölette suların çekilmesi üzerine ortaya çıkan el bombaları köyüler tarafından farkedildi. Yapılan aramalar sonucunda 14 el bombası ile mermiler bulundu. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı bölgedeki aramalar devam ediyor. Erzurum'dan giden özel yetkili savcı nezaretinden sürdürülen aramaların birkaç gün devam edeceği belirtiliyor.
+
+
+
+ 618710
+ Dolar yeniden 1,50 lira sınırında
+ 11.32 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, yeniden 1,50 lira sınırında serbest piyasada yeniden 1,50 lira seviyelerine yükseldi. ’da 1,4940 liradan alınan dolar, 1,5000 sınırına yaklaşarak 1,4980 liradan satılıyor. Dolar, satışta 1,4930 liradan güne başlamıştı. 2,2120 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,2160 lira olarak belirlendi. Serbest piyasada dün kapanışta doların satış fiyatı 1,4960 lira, avronun satış fiyatı ise 2,2150 lira olmuştu. S
+
+
+
+ 618394
+ Berlin duvarının yıkılışı U2 ile kutlanacak
+ Müzik kanalı MTV'den yapılan açıklamada, İrlandalı grup, Kasım'da Brandenburg Kapısı'nın önünde MTV Avrupa Müzik Ödülleri töreni sırasında şarkılarını seslendirecek. U2 grubunun konseri, ödül töreninin yapılacağı Berlin'in O2 Dünya arenasından da izlenebilecek. Berlin Duvarı'nın Kasım 1989'da yıkılmasıyla doğu ile batı arasındaki yaklaşık 30 yıllık ayrılık sona ermiş oldu. U2'nun, 1991 tarihli "Achtung Baby" adlı albümünün bir kısmını bir süre kaldıkları Berlin'den esinlenerek yapmıştı. (aa)
+
+
+
+ 618063
+ Dönüşlere mola açılıma devam
+ FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ Dönüşlere mola açılıma devam İçişleri Bakanı Beşir Atalay, istismar edildiği için eve dönüşlere bir süreliğine ara vereceklerini söyledi. Atalay, “Ama bizim süreçle ilgili, demokratik açılım süreci ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor” dedi. ANKARA İçişleri Bakanı Beşir Atalay açılımın en önemli unsurunun 'eve dönüş' olduğunu ama Habur'daki görüntüler nedeniyle dönüşleri bir süreliğine ertelediklerini söyledi. Atalay, “Demokratik açılım süreci ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor” dedi. TRT 1'de canlı yayına katılan Atalay zor bir konunun çözümü için uğraştıklarını ifade ederek, “Türkiye dünyanın en büyük ülkelerinden biri olmak için önemli adımlar atıyor. Bu prangayı da ayağımızdan atabilirsek Türkiye çok önemli bir sıçrama yapacaktır” diye konuştu. Demokratik açılımın dışardan dayatılan bir proje olduğu yönünde iddialar bulunduğunun hatırlatılması üzerine Atalay, bu tür söylemlere üzüldüğünü belirtti. İSTİSMAR EDİLDİ Atalay şöyle konuştu: “Bu gelişleri erteliyoruz, dağdan inişle ilgili, eve dönüşle ilgili konuya bir ara veriyoruz. Bunu bir değerlendireceğiz. Çünkü bunun istismarı oldu. Toplumumuzda bu hassasiyetler var. Toplumumuzun hassasiyetleri bizim için önemli, bunları değerlendireceğiz, ama bizim süreçle ilgili demokratik açılım süreci ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Uluslararası boyutu devam ediyor. Önümüzdeki haftada Dışişleri Bakanımızın yine Irak seyahati olacak. Başbakanımızın İran'da görüşmeleri var.” ŞEHİT AİLELERİ ANLAYIŞLI OLSUN Habur'da yaşanan olaylara şehit ailelerinin gösterdiği tepkinin hatırlatılması üzerine Atalay, “Sürece başladığımızda aileleri gönüllerini alan görüşmelerimiz oldu. Şehitlerimiz bizim için değerlidir. Onlar sayesinde bu adımları atıyoruz. Bunun bilincindeyiz. Biz, şunun için çalışıyoruz; daha fazla şehidimiz olmasın. Şehit ailelerini anlayışa davet ediyorum” dedi. 28.10.2009 POLİTİKA
+
+
+
+ 618129
+ Cem, son yolculuğuna uğurlanıyor
+ BEKİR HAZAR Cem, son yolculuğuna uğurlanıyor Yaprak Dökümü'nün sevilen karakterlerinden Cem geçtiğimiz bölümde hayatını kaybetti. Bu akşam da cenaze töreni var Halil Ergün, Güven Hokna ve Bennu Yıldırımlar'ın rol aldığı Yaprak Dökümü'nde, Cem, arkasında hiç dinmeyecek bir acı bırakarak hayata veda etmiştir. Cem'in ani ölümü, herkesi derinden sarsarken, Ferhunde ve Ceyda kendi içlerinde bir hesaplaşmaya girerler. Cem'i son yolculuğuna uğurlamak için herkes bir araya gelir. Büyük bir acının etrafında Ali Rıza Bey ve ailesi yeniden kenetlenirken; Leyla da geçmişte yaşananları bir kenara bırakarak cenazeye katılır. Cem'in yokluğuyla baş başa kalan Necla'yı yeni hayatında türlü zorluklar ve mücadeleler beklemektedir. Şevket, yaşanan acıların ve üzüntülerin ardındaki kişinin Ferhunde olduğunu anlar. Artık intikam zamanı gelmiştir. Şevket sabırla intikamını almak için harekete geçer. KANAL 20.15 28.10.2009 TELEVİZYON
+
+
+
+ 619103
+ Borsa ve dolar için rüzgar ters esti
+ İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) işlem gören hisse senetleri, bugün yapılan tek seansta ortalama yüzde 2,96 oranında değer kaybetti. İMKB Ulusal-100 Endeksi, tek seansta 1.493,62 puan azalarak 48.906,95 puana geriledi. Öğleden sonra resmi tatil olması nedeniyle bugün ikinci seans yapılmadı. Tek seansın kapanışında, mali endeks 2.408,84 puan azalarak 74.140,48 puana, sanayi endeksi 1.006,68 puan azalarak 36.034,04 puana, hizmetler endeksi ise 831,64 puan azalarak 33.261,48 puana geriledi. Böylece dünkü kapanışa göre mali grup hisseler ortalama yüzde 3,15 oranında, sanayi grubu hisseler ortalama yüzde 2,72 oranında, hizmetler grubu hisseler ise ortalama yüzde 2,44 oranında değer kaybetti. Seansta işlem gören toplam 321 hisse senedinden 27'si değer kazandı, 284'ü değer yitirdi, 10 hisse senedinin fiyatında değişiklik olmadı. Seansta, milyar 354 milyon 746 bin 114 liralık işlem hacmi kaydedildi. Yapılan tek seansta, Garanti Bankası, Hürriyet Gazetecilik, İş Bankası (C), Asya Katılım Bankası ve Arçelik en çok işlem gören hisseler oldu. DÖVİZ GERİLEDİ Serbest piyasada dün kapanışta 1,4960 lira olan dolar güne 1,4930 liradan, 2,2150 lira olan avro 2,2160 liradan başladı. Doların bugünkü kapanıştaki satış fiyatı 1,5000 lira, avronun satış fiyatı 2,2160 lira oldu. İstanbul serbest piyasada, kapanış saatlerinde doların satış fiyatı 1,5000 liraya avronun satış fiyatı 2,2160 liraya yükseldi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, piyasanın kapanışı itibariyle Kapalıçarşı'da 1,4960 liradan alınan dolar 1,5000 liradan, 2,2120 liradan alınan avro 2,2160 liradan satılıyor. Serbest piyasada önceki kapanışta 1,4960 ira olan dolar güne 1,4930 liradan, 2,2150 lira olan avro da 2,2100 liradan başlamıştı. FAİZ-TAHVİL-BONO-REPO İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım Satım Pazarında işlem gören Ağustos 2011 vadeli bugün valörlü tahvilin basit getirisi yüzde 8,86'ya, bileşik getirisi 8,58'e yükseldi. Bu tahvilin, aynı gün valörlü işlemlerinin önceki kapanışında basit getirisi yüzde 8,83, bileşik getiri yüzde 8,55 olarak gerçekleşmişti. İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım Satım Pazarında işlem hacmi 459 milyon 110 bin 364,94 lira olarak belirlendi. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Tahvil ve Bono Piyasası Repo-Ters Repo Pazarında, toplam 12 milyar 100 milyon 337 bin liralık işlem hacmi kaydedildi. Repo-Ters Repo Pazarında günlük işlemlerde faiz, en düşük yüzde 3,00, en yüksek yüzde 6,80 ve ortalama yüzde 6,74'ten gerçekleşti. PARİTE Uluslararası piyasalarda, saat 13.30 itibarıyla avro-dolar paritesi 1,4769, sterlin-dolar paritesi 1,6309, yen-dolar paritesi ise 91,00 düzeyinde seyrediyor. aa 2009-10-28 15:39:33 AB ve ABD ittifakı..Dünya mali piyasalarını Dolar ve Avro ile kontrol altında yönetme dönemlerinin sonu geliyor. Dünya'da karşılıksız trilyonlarca Dolar sahipsiz kalmıştır, DOLAR ikinci mali krizde değeri SIFIR'lanacaktır, belki de yeni para birimine geçeceklerdir, DOLAR'a yatırım yapanlar 2010'a kadar terketsinler, TL veya G.menkul'e yatırım yapalım... mahir yenigün
+
+
+
+ 618531
+ Bu hafta iki yeni film gösterime girecek
+ Bu hafta iki yeni film gösterime girecek Gerilim sahneleriyle ve genç oyuncularıyla dikkat çeken 'Konak' yarın sinemaseverlerle buluşacak. Haftanın ikinci korku filmi olan 'Korku/Dread',psikolojik ögeleri öne çıkan farklı bir korku filmi olarak nitelendiriliyor. Bu hafta iki yeni film gösterime girecek. Cem Akyoldaş'ın yönetmenliğini yaptığı, Mehmet Akif Turgut ve Funda Çetin'in senaryosunu kaleme aldığı 'Konak' adlı film, yarın sinemaseverlerle buluşacak. Taylan Sancaktar'ın görüntü yönetmenliğini, Gonca Akay'ın yapımcılığını üstlendiği filmde, Almeda Abazi, Kerem Fırtına, Paşhan Yılmazel, Ogün Kaptanoğlu, Damla Debre, Öykü Akay, Melahat Abbasova, Gökhan Çelebi ve Sevil Uyar rol aldı. Gerilim sahneleriyle ve genç oyuncularıyla dikkat çeken filmin konusu şöyle: 'Altı üniversiteli arkadaş, hocalarının verdiği 'kültür mirası projeleri' ödevi için aynı gruba düşerler. Çeşitli mekanlar vardır, Truva, Göreme, Pamukkale gibi. Bazıları buraları seçerken hocaları özellikle bu kişilik grubu Safranbolu projesinden sorumlu tutar. Safranbolu'ya gelirken arabaları bozulur, karşılarına yardım edecek biri çıkar ama güven vermeyen biridir. Az konuşur ve bakışları bir tuhaftır. Aksilikler rezervasyonlarının iptal edildiğini öğrenmeleri ile devam eder ve kalacak yer neredeyse yok gibidir. Buldukları boş bir konağa yerleşirler ya da adeta bu konakta kalmaları için birileri tarafından yönlendirilirler. Baştan her şey güzeldir ama saatler gece yarısına yaklaştıkça sıra dışı şeyler olmaya başlar.' HAFTAYA KORKU FİLMLERİ DAMGASINI VURDU Anthony Diblasi'nin yönettiği, Clive Barker ve Anthony Diblasi'nin senaryosunu yazdığı, Theo Green'in ise müziklerini yaptığı 'Korku/Dread', psikolojik ögeleri öne çıkan farklı bir korku filmi olarak nitelendiriliyor. 2008 sonbaharında İngiltere'de başlayan film prejesi, Anthony Diblasi'nin ünlü yazar Clive Barker'ın 'Books of Blood' hikayelerine olan ilgisiyle yön buldu. Barker'ın orijinal hikayesinden yola çıkılan senaryo ile Amerika'nın genç ve gelecek vadeden oyuncularını bir araya getiren filmde, gençlerin büyük ilgiyle karşıladığı 'Twilight' filminin beğenilen oyuncusu Jackson Rathbone, filmin başrolünde oynarken, genç oyuncuya Shaun Evans, Hanne Steen ve Laura Donnelly eşlik ediyor. Filmin yapımcılığını ise Clive Barker, Jorge Saralegui, Joe Daley, Nigel Thomas ve Charlotte Walls gibi isimler üstlendi. Genç öğrencilerin yaptıkları konuşmalarla içlerindeki en karanlık korkuları ve sırları keşfettiği film, aynı zamanda yönetmen Anthony Diblasi'nin ilk yönetmenlik deneyimi. Filmin kısa özeti ise şöyle: 'Film, üç üniversite öğrencisinin korku kavramı ve insanların en çok nelerden korktukları üzerine yaptıkları bir araştırmayı konu alıyor. Stephen, evinin alt katında tek başına yaşayan yeni tanıştığı Quaid'in teklifiyle projenin içinde olmayı kabul eder. Stephen'in sınıf arkadaşı güzel Cheryl de projeye katılır ve üçlü, insanlarla en karanlık korkuları hakkında röportajlar yapmaya başlar. Sıra kendilerine geldiğinde bu genç öğrenciler yaptıkları konuşmalarla içlerindeki en karanlık korkuları ve sırları keşfederler. Stephen Grace, kardeşini bir trafik kazasında kaybetmiş ve daha sonraki hayatına kontrolsüz bir şekilde devam etmektedir. Quaid ise takıntı halinde insan korkuları üzerinde çalışmaktadır ve Stephen'ın hayatını kendisi için inanılmaz derece kıymetli bir araştırma olarak görmektedir. Stephen'ın sınıf arkadaşı ve gizliden gizliye aşık olduğu Cheryl da ikiliye katılır.' 28.10.2009
+
+
+
+ 619127
+ En güçlü bilgisayarın yeni görevi
+ Dünyanın en büyük ve güçlü süperbilgisayarı olan IBM Roadrunner'ın mevcut görevlerinin arasına yeni bir tane daha eklendi. Roadrunner'ın yeni görevi evrende maddelerin dağılımını modellemek olacak. Bilim adamlarının bunu yapmasındaki asıl amaç evranin yaklaşık %70'ini kapladığı bilinen karanlık maddeyi anlayabilmek. Bilim adamlarına göre evrenin %70'ini karanlık madde oluşturuyor Roadrunner'ın bulundğu ABD'deki Los Alamos Laboratuarı'ndan Salman Habib "Evrende normal maddelerin toplamının beş katı kadar karanlık madde bulunuyor. Bunu yaptığımız birçok araştırmada gözlemleyebildik. Örneğin Hubble Teleskopu'ndan alınan fotoğraflarda ışığın karanlık maddenin içindeyken büküldüğünü gördük. Karanlık maddenin tam olarak ne olduğunu henüz bilmiyoruz. Bu çalışma ile bunu biraz da olsa anlamak istiyoruz." şeklinde konuştu. Roadrunner evreni Erişilebilir evrenin sadece küçük bir kısmına bakabiliyor olsa da Habib'in geliştirdiği "Roadrunner Evreni" modeli petaflop seviyesinde işlem yapabilen bir bilgisayar gerektiriyor. Geliştirilen modelin temel birimi yaklaşık milyar güneş büyüklüğündeki bir cisim olacak. Bunlardan 64 milyar tanesini kullanacak olan Roadrunner böylece trilyonlarca güneşe sahip galaksileri modelleyebilecek. Roadrunner tam tamına 560 metrekare yer kaplıyor Roadrunner Evreni modeli, Roadrunner'ın hibrid yapsına (iki farklı işlemci modeline sahip) uygun şekilde geliştirilen bir algoritma kullanacak. Salman Habib ve ekibi Roadrunner'ın hibrid mimarisini ve bünyesinde bulunan PowerXCell 8i hızlandırıcılarını sonuna kadar kullanabilmek için tamamen yepyeni bir kod yazdılar. En süper bilgisayar ABD'nin New Mexico eyaletindeki Los Alamos Laboratuarı'nda bulunan IBM Roadrunner, 1,456 petaflop performansı ile dünyanın en güçlü süperbilgisayarı unvanına sahip. Roadrunner ayrıca petaflop sınırını geçen ilk süperbilgisayar olma özelliğine de sahip. Roadrunner bünyesinde 6912 adet AMD Opteron 2210 (her biri 1,8 GHz hızında) ve 12960 adet IBM PowerXCell (her biri 3,2 GHz hızında) işlemcisi barındırıyor. Roadrunner'ı çalıştırmak için gereken güç ise 2,35 MW. Bu süperbilgisayar 560 metrekare yer kaplıyor. İşletim sistemi olarak ise Red Hat ve Fedora kullanılıyor. Roadrunner dünyada petaflop sınırını geçen ilk bilgisayar unvanını elinde tutuyor Roadrunner'ın önceki sayfalarda belirttiğimiz yeni görevinin haricinde çok önemli başka görevleri de var. Roadrunner'ın asıl görevi ABD'nin nükleer silahlarının durumlarını kontrol edip, içlerindeki radyoaktif maddelerin ne zaman bozluacağını hesaplamak. Roadrunner'ın diğer görevleri arasında AIDS virüsünün aile ağacını çıkarıp aşı çalışmalarına destek vermek ve nanometre boyutlarında, dayanıklı kablolar modellemek bulunuyor. :: Yazan: SDN
+
+
+
+ 619574
+ Erdoğan, Ayetullah Hamaney ile görüştü
+ Başbakan Erdoğan, iki günlük resmi ziyaretinin son gününde Ayetullah Hamaney ile bir araya geldi. Erdoğan, İran'da bulunduğu sürece gördüğü ilgi ve misafirperverlikten dolayı Hamaney'e teşekkür etti. Hamaney ise Erdoğan ve beraberindeki heyeti İran'da görmekten mutluluk duyduğunu belirtti ve Başbakan'a hitaben, ''Burada kardeşleriniz arasındasınız'' ifadesini kullandı. Hamaney'in konutunda gerçekleşen görüşmede Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Devlet Bakanları Cevdet Yılmaz, Mehmet Aydın ve Zafer Çağlayan hazır bulundu. Görüntü alınmasının ardından basına kapalı devam eden görüşmenin yarım saat kadar sürdüğü öğrenildi. Erdoğan ve beraberindeki heyetin, görüşmenin ardından Türkiye'ye hareket etmesi bekleniyor. AA
+
+
+
+ 618344
+ Cenaze evine davul zurnayla girmek
+ Nail Güreli Onuncu sesCenaze evine davul zurnayla girmek 28 Ekim Çarşamba 2009 İster deyin, ister demokratik ... Ne derseniz deyin, önce insani açılıma bakın. Bu ne bir zaferdir, ne kahramanlıktır diyorsunuz; peki öyle olsun. Bu bir barışa katkı gelişidir, diyorsunuz; eyvallah. Artık insanlar ölmesin, analar ağlamasın, diyorsunuz; elbet kabulümüz. Peki, nereye geliyorsunuz? On binlerce insanın öldüğü topraklara geliyorsunuz. Sizlerin kardeşlerinizin de can verdiği topraklara dönüyorsunuz. Deyim yerindeyse, bir cenaze evine geliyorsunuz. Acıların yaşandığı, anaların ağladığı ülke büyüklüğünde bir cenaze evine... Peki nedir şamata? Nedir düğün bayram havası? Bunun adı huzura ve barışa yürüyüş değil, cenaze evine davul zurnayla girmektir. Anaların ağladığı, babaların bağrının yandığı, çocukların yetim, genç kadınların dul kaldığı evlere bir başsağlığı dileğinde bulunulmaz mı? Bir helallik istenmez mi? Buldunuz kemiksiz bir iktidar; bir arada barış içinde yaşamaya, savaş giysileriyle, zafer çığlıklarıyla böyle mi getirilir insanlar? Biz biliyoruz; Kürt kardeşlerimizin bunda bir dahli yok. Bütün sorun insaniyetten değil, siyasetten kaynaklanıyor. Onlar, birlikte yaşadıkları bu topraklar üzerinde emperyal emeller güdenlerin kurbanı. Hangi etnik kökenden, hangi inançtan olurlarsa olsunlar, onlar siyasi peşinde koşanların kurbanı. Yerimiz dar; iki cümleyle işin omurgasını özetleyelim: Bir dönem “türban” diye bir sorun ortaya atılıp, dindar kardeşlerimiz üzerinden oy avcılığı yapıldı. Şimdi de Kürt kardeşlerimizin ezilmişliği üzerinden siyasi rant peşinde koşuluyor. neredeyse sıfıra inmişken, yıl durduktan sonra, işin altyapısını hazırlamadan bu acele, bu “açılım” telaşı niye derseniz, onun nedenini de tek cümleye indirgeyerek söyleyelim: Patron Obama’nın takvimine yetiştirmek için... Bir kitap soruşturması diye başlayıp adıyla yılan hikâyesine dönüşen davanın en iyi tanımı, ’un yeni kitabı oldu: Ergenekon Mergenekon (Cumhuriyet Kitapları). Askeri olsun, sivil olsun hiçbir darbenin yıldıramadığı Selçuk, 308 sayfalık kitaptaki yazılarında Ergenekon’un mergenekonluk yanlarını bir güzel tarihe not düşüyor. Arka kapakta da soruyor: “Ergenekon davasına bakan mahkemeyi avlusuna oturtmuşlar. (...) Hapishane arazisinde mahkeme olur mu canım?” Ya peki, sınır kapısında seyyar mahkeme olur mu canım? Bir şiir Zeynep Alpaslan’ın Mevsimsiz kitabından (İnsancıl Yayınları) “Duygu” şiiriyle noktalıyoruz haftayı: “duygular ya renkte gizlidir ya da seste ikisi de seni anlatır” (86 yazı)
+
+
+
+ 618518
+ 10:15 Japonya avcı füze denemesi yaptı
+ 10.15 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Japonya avcı füze denemesi yaptı ABD’nin Hawaii eyaleti açıklarında Japon askeri gemisinden atılan avcı füze, Amerikan ordusu tarafından fırlatılan orta menzilli balistik füzeyi imha etti. Hawaii açıklarında yapılan denemede JS Myoko adlı Japon askeri gemisi, ABD’nin Kauai’deki askeri tesislerinden atılan balistik füzesini, SM-3 avcı füzesiyle durdurdu. Denemede kullanılan Myoko’nun, balistik füze savunma teknolojisi alanında geliştirilen üçüncü Japon askeri gemisi olduğu belirtildi. Japonya’nın geçen yıl kasımda yine Hawaii açıklarında kullandığı ikinci askeri gemisi JS Chokai’den atılan avcı füze hedefini vuramamıştı. Japonya’nın bu alanda 2007’de JS Kongo ile yaptığı ilk denemesi başarılı olmuştu. Ve .
+
+
+
+ 618378
+ Bartholomeos'a Fahi Doktora unvanı
+ New York'un Bronx bölgesinde bulunan üniversitenin kampüsünde düzenlenen törene, New York Katolik Kilisesi Başpiskoposu Timothy Dolan, Fordham Üniversitesi Rektörü Joseph McShane, üniversitenin Mütevelli Heyeti Üyesi Stephen Freedman, Amerika Rum-Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Dimitrios, öğretim üyeleri ve öğrenciler ile çok sayıda dini görevli katıldı. Fahri Doktora unvanını Rektör Joseph McShane'in elinden alan Bartholomes, konuşmasında dünyanın her köşesinde barışın egemen olmasını arzuladığını belirterek, Hristiyan, Müslüman ve Musevilerin kardeşçe yaşamasını istediğini kaydetti. Fener-Rum Patriği, törende ''ekümenik'' unvanı ile kürsüye çağrılırken, tören için hazırlanan kitapçıkta da, ''dünyadaki 300 milyondan fazla Ortodoks Hristiyan'ın ruhani lideri olan Ekümenik Patrik, Papa 2. Jean Paul ve Papa 16. Benediktus ile kardeşçe ve yakın ilişkiler içinde bulunmuş ve bulunmaya devam etmektedir. O, Hristiyan olmayan bir ülkede Hristiyan bir lider olarak insan haklarını, özellikle de dini özgürlük ve ekonomik eşitlik hakkını savunmuştur'' ifadelerine yer verildi. Tören öncesi üniversitenin kütüphanesinde bir grup öğrenci ile bir araya gelen Patrik, öğrencilere çeşitli hediyeler vererek onları kutsadı. Bartholomeos, burada da kısa bir konuşma yaparak Ortodoks toplumu üyelerine hitap etti. Üniversiteden yapılan açıklamada, Patrik'e fahri doktora unvanının ''çevresel hassasiyet ve sorumluluk, dinlerarası ve kültürlerarası diyalog konularında göstermiş olduğu liderliği takdir etmek amacıyla verildiği'' belirtildi. Bu arada Bartholomeos, Wall Street Journal gazetesinde yayınlanan yorum yazısında da iklim değişikliğine değinerek ''bu önemli sorunla mücadelede bilimadamları, siyasetçiler, din adamları, ekonomistler, uzmanlar ve vatandaşların hep birlikte ortak yarar için işbirliği yapmaları gerektiğini'' vurguladı. Patrik Bartholomeos'un, ABD'deki programı çerçevesinde bugün BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile BM'de bir araya gelmesi ve ardından gazetecilere bir açıklama yapması öngörülüyor. Bartholomeos'un ABD ziyaretinin Kasım tarihine dek sürmesi bekleniyor. (aa)
+
+
+
+ 617909
+ Real Betis'te domuz gribi şüphesi
+ MUSTAFA KUTLU SPOR Real Betis'te domuz gribi şüphesi İspanya 2. liginde mücadele eden ve Mehmet Aurelio'nun da formasını giydiği Real Betis takımında futbolcuda domuz gribi şüphesi bulunduğu belirtildi. MADRİD (A.A) İspanya 2. liginde mücadele eden ve Mehmet Aurelio'nun da formasını giydiği Real Betis takımında futbolcuda domuz gribi şüphesi bulunduğu belirtildi. Real Betis'ten yapılan açıklamada, bugün antrenmana katılmayan Carlos Garcia, Sergio Garcia, Arzu, Sunny ve Nelson'un grip oldukları açıklanırken, domuz gribi olma ihtimaline karşı gerekli tahlillerin yapıldığı kaydedildi. İspanyol kulübü, bugün antremana çıkan futbolcusunda da (İsrael, Daima, Ricardo, Juande ve Nano hastalıkla ilgili benzer belirtilerin görülmeye başlandığını duyururken, futbolcularının durumuyla ilgili İspanyol Futbol Federasyonu'na haber verdiğini bildirdi. Real Betis kulübü doktoru Tomas Calero, "Hasta olan futbolcuların hastaneye kaldırılmalarına gerek yok ama oynamaları için iyi durumda olmaları gerekir. Pazar günü Villarreal B'ye karşı oynanacak maçın kadrosunda 10 eksik futbolcu olabilir" açıklamasında bulundu. Sakatlığı sona eren Aurelio'nun bu haftaki maçta ya da en geç gelecek hafta kadroya alınacağı haberleri İspanyol basınında yer alırken, Real Betis'te gripten dolayı birçok futbolcunun Villarreal B'ye karşı oynayamaması durumunda Aurelio'nun kadroya alınmasının da kesinleşeceği söyleniyor. 27.10.2009 SPOR
+
+
+
+ 619075
+ Tuncay gökyüzünde tehlike atlattı
+ -- Stoke City kafilesini taşıyan uçak, Lig Kupası'ndaki Portsmouth yenilgisinden sonra eve dönüş yolunda büyük tehlike atlattı. Bu sabah erken saatlerde meydana gelen olayda, Southampton'dan East Midlands'a gitmek üzere hareket eden uçak, acil iniş yapmak zorunda kaldı. Oyuncuların kabinde yanık kokusu duymaları ve bunu görevlilere bildirmeleri üzerine pilot rotayı değiştirerek Gatwick Havaalanı'na zorunlu iniş yaptı. Stoke City'nin Lig Kupası dördüncü turunda Portsmouth'a 4-0 yenildiği maçta Tuncay Şanlı da forma giymişti.
+
+
+
+ 618143
+ Devletin zirvesine öncelik
+ Devletin zirvesine öncelik Hüsniye ORAL 28.10.2009 Sık sık kalabalık ortamlara girip seyahat eden; cumhurbaşkanı, başbakan genelkurmay başkanı ve bakanlar, aşıda öncelikli gruba dahil edilecek DOMUZ gribi aşısını öncelikle sağlık çalışanları ve hacılara yapmaya hazırlanan Sağlık Bakanlığı, istemeleri durumunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'a aşı yapacak. Sağlık Bakanlığı, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü'nden testi geçen 496 bin aşıyı, bugün çıkan raporun ardından sağlık çalışanları ve hacılara yapmaya başlayacak. Bakanlık, aşıda önceliği toplam 350 bin sağlık çalışanı ile 75 bin hacı ve Suudi Arabistan'a hacılarla birlikte gidecek olan bin sağlık çalışanı ile Diyanet İşleri Başkanlığı personeline verdi. Aşının 430 bini sağlık çalışanları ve hacılara yapılırken kalan 60 bin doz aşının da risk grubu sıralamasına göre yapılması kararlaştırıldı. Ancak Sağlık Bakanlığı, sık seyahat etmeleri ve kalabalık törenlere katılımları nedeniyle risk grubuna giren Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ ve bakanları öncelik listesine aldı. Talep etmeleri halinde Sağlık Bakanlığı, devletin zirvesindeki isimlere aşıyı öncelikli olarak yapacak. Bu arada ilk ve orta dereceli okulların domuz gribine karşı tatil edilmesinin ardından üniversitelerde de tedbirler sıklaştırıldı. Bilkent Üniversitesi başta olmak üzere bazı üniversiteler, 29 Ekim tatilini de fırsat bilerek okul binalarını dezenfekte ediyor. Bilkent Üniversitesi, dezenfeksiyon çalışması için yarım gün olan 28 Ekim'i idari personele tatil ederken, 30 Ekim'de de tüm üniversite için tatil kararı aldı. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba
+
+
+
+ 618216
+ Dubai’de entari şov!
+ ’de entari şov! 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Suudi tasarımcı Hatem Alakel’in, Birleşik Emirlikleri’nin kentinde düzenlenen Dubai Moda Haftası’nda önceki gün sunduğu 2010 İlkbahar-Yaz kreasyonları büyük ilgi topladı ve ’de yaşayan Alakel’in entari tasarımları, erkeklerinin gardırobuna orijinallik katacak türdendi. 24 Ekim’de başlayan Moda Haftası yarın sona erecek.
+
+
+
+ 618026
+ Reklamda internetin payı artıyor
+ Reklamda internetin payı artıyorEKONOMİ SERVİSİ 28.10.2009Reklamcılar Derneği Başkanı Yiğit Şardan ve Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Molu, reklam yatırımlarının ilk aylık performansını değerlendirdi. Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Başkanı 2008’de yüzde 2.2 daralan yatırımlarının 2009’u yüzde 16’lık bir düşüşle kapatmasının beklendiğini söyledi tarafından yatırımlarının ilk aylık performansının değerlendirildiği toplantıda konuşan Şardan, reklam yatırımlarında yaşanan düşüşün fiyatların ortalama yüzde 30-35 oranında gerilemesiyle ilgili olduğuna değindi. Eylülde çıkış var Eylül ayı itibariyle fiyatların geçen yılki seviyelere ulaştığını, reklam gelirlerinde de yılın son aylarında olumlu bir seyir beklediklerini ifade eden Şardan şöyle dedi: “İlk ayda milyar 601 milyon TL’lik reklam yatırımı yapıldı. Bir önceki yılın aynı dönemine göre daralma yüzde 23’ü buldu. Eylül ve ekim aylarında olumlu bir seyri gördük. 2010 yılında ise yüzde 14’lük bir büyüme öngörüyoruz.” “Alın-verin, ekonomiye can verin” kampanyasının yapıldığı eylül ayında KMG hane endeksine göre tüketim harcamalarının yüzde 13 büyüdüğünü açıklayan Şardan şöyle devam etti: sektörü bir önceki yıla kıyasla yüzde 92.8, sektörünün ise yüzde 17 büyüdü. Bu sektörel gelişmelerde, indiriminin eylül ayı sonu itibariyle kaldırılacak olmasının da büyük etkisi olmuştur.” Dernek 25 yaşında Reklamların mecraya göre dağılımını değerlendiren Reklamcılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Molu televizyonun aldığı payın yüzde 49.3’ten yüzde 47.5’e gerilediğini, internetin payının yüzde 5.2’den yüzde 7.1’e yükseldiğini belirtti. En fazla reklam veren ilk 10 sektörde toplamda yüzde 27 daralma yaşandığını kaydeden Molu şunları söyledi: “Yüzde 42 ile otomotiv, yüzde 41 ile ev temizlik ürünleri ortalamanın üzerinde daralan sektörler. Reklam yatırımlarında 655 milyon liralık azalma yaşandı.” Bu yıl 25. yaşını kutlayan Reklamcılar Derneği’nin sektörle bağını güçlendirmek ve sektörel belleği diri tutmak amacıyla “iletişimde mükemmellik” temasıyla bir ödül organizasyonu gerçekleştirecek.
+
+
+
+ 619639
+ Horoz uzatmada öttü!
+ Horoz uzatmada öttü! 28/10/09 22:05 -DENİZLİSPOR: GAZİANTEPSPOR: 1- Stat: Atatürk Hakemler: Fethi Serkan Koçak, Fatih Kalaycı, Muharrem Yılmaz Denizlispor: Cenk, Burak, Roberts, Bangoura (Dk. 66 Emin), Braga, Mehmet, Güray, Koffi, Fatih (Dk. 74 Berberoviç), Çağlar (Dk. 55 Murat), Angelov Gaziantepspor: Recep, Murat, Zurita, Serdar (Dk. 97 Linz), Erman (Dk. 70 Hakan), Beto (Dk. 23 Jorginho), Tolga, Olcan, Ivan De Souza, Julio Cesar Correa, Julio Cesar De Souza Goller: Dk. 94, Roberts, Dk. 100 Koffi, Dk. 101 ve 103 Angelov(Denizlispor), Dk. 105 Olcan(Gaziantepsor) Sarı Kartlar: Dk 29 Angelov Dk. 45 Burak, Dk. 90 Braga, Dk. 105 Berberoviç(Denizlispor), Dk. 31 Tolga, Dk. 111 Zurita(Gaziantepsor)
+
+
+
+ 619136
+ Şimdi de tavuk vebası...
+ Türkmensarılar köyündeki vatandaşlar, 20 gün önce tavuklarda görülen hastalık nedeniyle Yozgat İl Tarım Müdürlüğü'ne bilgi verdi. bunun üzerine köye Köylüler, gelen ekibin dağıttığı ilacı kullanmalarına rağmen tavukların telef olduğunu söyledi. Köylüler, "Son 15 gün içerisinde 200-300 civarında tavuk ölümü oldu. Bazı komşuların güvercinleri de öldü" diye konuştu. Bu arada, Telef olan tavukların köylüler tarafından köy dışındaki çöplere bırakıldığı, tavukların leşlerini yırtıcı hayvanların yediği belirtildi. Yozgat Valisi Amir Çiçek, "Konu Tarım İl Müdürlüğü'müzün kontrolü altında, yakından takip ediliyor" dedi. Vali Çiçek, tarım il müdürlüğü ekiplerinin köyde yapmış oldukları ilk incelemede "tavuk vebası" görüldüğünü, bu hastalığın tavukları telef ettiğini kaydetti. Vali Çiçek, "Konu doğrudur, şu an için tarım müdürlüğünden ekiplerimiz köyde gerekli incelemelerde bulunuyorlar, ayrıntılı raporu valiliğimize iletecekler" diye konuştu.
+
+
+
+ 618660
+ Gökçek: Bir tek suç duyurusu yok
+ Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, bazı çevrelerin ''yerel seçim öncesinde kendisiyle ilgili söylemediklerinin kalmadığını'' ifade ederek, ''Bir belediye başkanını hırsızlıkla, yolsuzlukla itham ettiler ama seçimden sonra bir tek savcılığa suç duyurusu yapılmadı'' dedi. Gökçek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazı çevrelerce çıkarılan ''Ankara'daki bazı alışveriş merkezlerinin, arazilerin ve konutların kendisine ve ailesine ait olduğuna dair dolaşan dedikodulardan ailece olumsuz etkilendiklerini'' söyledi. ''Evde, yemek masamızda bile bunlar konuşuluyor. Bu kadar vicdansızlık olmaz'' diyen Gökçek, şunları kaydetti: ''Ankara'da benim olmayan yer yok zaten! Mogan da bizimmiş... İlk harflerine göre 'Melih-Osman-Gökçek-Ahmet-Nevin...' İsimlerimizi uydurmuşlar. Seçim öncesinde benimle ilgili söylemedikleri kalmadı. Bir belediye başkanını hırsızlıkla, yolsuzlukla itham ettiler ama seçimden sonra bir tek savcılığa suç duyurusu yapılmadı. Bunun ne kadar haksız ve vicdansız bir propaganda olduğunu görmemek mümkün mü? Rüşvet almak, şerefini ve haysiyetini para karşılığı satmak demektir. Ankara Büyükşehir Belediyesinin en büyük işleri kat karşılığı ihalelerdir. Dikmen Vadisi'ni yüzde 56,6 ile verdik. Murat Karayalçın, Portakal Çiçeği'ni yüzde 36 ile vermiş. Yüzde 40'la versem hanginiz ne diyecektiniz? Konya yolu üzerindeki konutları yüzde 61, TRT'nin arkasındakini yüzde 53, Gordion'u yüzde 55,25, Batıkent'i yüzde 51, Çukurambar'ı yüzde 57, Bentderesi'ni yüzde 42... Eryaman'da konutlar bittikten sonra 200 metre tarlaya giriyorsun, yüzde 35 ile verdik. Dikmen Vadisi'ni yüzde 56,6 yerine yüzde 40'la versem aradaki fark bir kalemde 50 milyon dolar eder. Şerefsizlik yapacak olsam bu işlerden alıp götürürdüm.'' Gökçek, çıkarılan dedikoduların ''MHP ve CHP'nin iktidara gelmek için kendisini engel olarak görmesinden kaynaklandığını'' savunarak, ''Ankara ve İstanbul'u devirseler hükümeti devirirler. Yürüyen iki ayaktan biri İstanbul, biri Ankara. Bunlardan birini düşürseler iktidar sıkıntıya düşer'' diye konuştu. AA
+
+
+
+ 619213
+ Iğsız soru kabul etmedi
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Iğsız soru kabul etmedi 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız, basın mensuplarının sorularını kabul etmedi. İSTANBUL (AA) Cumhuriyet'in 86. kuruluş yıldönümü kutlaması kapsamında Taksim'de düzenlenen törene katılan 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız, basın mensuplarının sorularını kabul etmedi. Korumaları, basın mensuplarını Iğsız'dan uzak tutmaya çalıştı. Taksim Cumhuriyet Anıtı'nda düzenlenen törene; İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız katıldı. Çelenklerin konulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, ardından İstiklal Marşı okundu. Törenin bitmesinin ardından Orgeneral Hasan Iğsız, Vali Muammer Güler ve diğer komutanlarla bir süre sohbet etti. Bu sırada, töreni takip eden basın mensupları Iğsız'a soru sormak istedi. Gazetecilerin ısrarlarına rağmen soru kabul etmeyen Iğsız makam aracına yöneldi. Iğsız, aracına binerken de gazetecilerin soru sorma isteklerine cevap vermeden araca bindi. Bu arada, korumaları da basın mensuplarını Iğsız'dan uzak tutmaya çalıştı. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 618271
+ MHP'den açılıma karşı bayraklı miting
+ Şehit ailelerini, Türk bayraklarıyla mitinglere destek olmaya çağıran Vural, "Türk milleti ile birlikte bu hain tuzakları bozmaya ant içtik.'' diye konuştu.
+
+
+
+ 619289
+ Süper Lig'de 11. hafta maçlarını yönetecek hakemler belli oldu
+ Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu'ndan yapılan açıklamaya göre, 11. hafta maçlarında görevli hakemler şunlar: 31 Ekim Cumartesi 16.00 Antalyaspor-Bursaspor: Fırat Aydınus 20.00 Beşiktaş-Ankaragücü: Halis Özkahya Kasım Pazar: 14.00 Denizlispor-İstanbul Büyükşehir Belediyespor: Selçuk Dereli 14.00 Gaziantepspor-Diyarbakırspor: Süleyman Abay 14.00 Gençlerbirliği-Manisaspor: Cüneyt Çakır 14.00 Kasımpaşa-Eskişehirspor: Kuddusi Müftüoğlu 16.00 Galatasaray-Sivasspor: Bülent Yıldırım 20.00 Kayserispor-Fenerbahçe: Tolga Özkalfa
+
+
+
+ 618262
+ Engelli yakınlarını kurtaran iki kadın feci şekilde yandı
+ Pınarlar köyüne bağlı Göztepe mezrasında önceki gece geç saatlerde elektrik kontağında çıkan kıvılcım sonucu yangın meydana geldi. Sakine ve Sultan Olgunelma, engelli yakınları Şerife Dal, Murat Olgunelma ve Güllü Olgunelma'yı kısa sürede büyüyen yangından kurtarmayı başardı. Daha sonra halıları çıkarmak için eve giren iki kadın, tavanın çökmesi sonucu feci şekilde hayatını kaybetti. Evin kerpiç olması ve demir parmaklar nedeniyle yangına müdahalede zorlandıklarını anlatan Tahir Nozoğlu, "Bize haber verdiler ama geldiğimizde evin yandığını gördük, bir şey yapamadık. Pencereleri kırdıktan sonra içeri girdik. Üç kişiyi dışarı aldık daha sonra itfaiye geldi." dedi. Tunceli Devlet Hastanesi'ne kaldırılan yaralılardan Şerife Dal'ın yanıklar nedeniyle hayati tehlikesinin bulunduğu, Murat ve Güllü Olgunelma'nın tedavilerine devam edildiği bildirildi. Sakine ve Sultan Olgunelma'nın cesetleri otopsi yapılmak üzere Elazığ Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
+
+
+
+ 619440
+ 18:52 Abbas: Hamas'a elimizi uzattık, uzlaşmaya hazırız
+ 18.52 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Abbas: 'a elimizi uzattık, uzlaşmaya hazırızRABAT (A.A) Devlet Başkanı ’nin denetimini elinde bulunduran ile uzlaşmaya hazır olduklarını söyledi Fas’ın başkenti Rabat’ta düzenlenen "Uluslararası Forumu"na katılan Abbas, yaptığı açıklamada, "Bölünmeye ve anlaşmazlığa son vermek için elimizi ’a uzattık, çünkü vatanın çıkarı çok daha önemli" dedi. "Hamas’a bize doğru bir adım atmaları çağrısında bulunuyoruz" diye konuşan Abbas, ’deki uzlaşma görüşmelerinde başarısız olunmasının sorumlusunun Hamas olduğunu ifade etti. Abbas, gün önce, ’de genel ve başkanlık seçimlerinin planlandığı şekilde yapılacağını, seçim kararında geri dönüş olmayacağını açıklamıştı. Hamas, Abbas’ın 24 Ocak 2010’da seçimlerin yapılması kararına tepki göstermiş ve ile aralarındaki uzlaşma görüşmelerinin tamamen durduğunu bildirmişti. Hamas liderlerinden Salah El Bardavil, "Hamas uzlaşma istiyor, ama Abbas’ın koşullarıyla değil. Abbas, direnişi ortadan kaldırmak istiyor" diye konuşmuştu. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
+
+
+
+ 618215
+ ABDÜLHAMİT BİLİCİ Türkiye'nin İran'a desteği?
+ Konu, Yeni Delhi'deki havaalanına iletilir. Hindistanlı yetkililer olaydan haberdar olur olmaz, yakıt ikmali için yapılan bu zorunlu inişi resmi bir ziyarete dönüştürürler. Arap asıllı Amerikalı yazar Fareed Zekeriya, son kitabı "Amerika Sonrası Dünya" adlı kitabında şekillenmekte olan yeni dünyayı anlatırken, bu anekdotu aktarıyor. Burada dikkat çeken birinci nokta, her ülkenin uluslararası siyasi, ekonomik ilişkilerini geliştirmek için her türlü fırsatı değerlendiren bir hareketlilik içinde olduğu. İkinci önemli nokta ise ortaya çıkmakta olan bölgesel güçlerin bu ilişkileri kendi önceliklerine göre belirlemeye başlaması. Daha açık ifadeyle, Washington'la son dönemde çok iyi ilişkilere sahip olan Hindistan, bunu, İran'la ilişkileri geliştirmeye bir engel olarak görmüyor. Bu satırları, Pakistan'daki temasların ardından, Başbakan Erdoğan ile beraberindeki bakan, milletvekili ve işadamlarından oluşan kalabalık heyetle İran'a geçerken okumak oldukça ilginçti. Çünkü Türkiye de Hindistan gibi dünyada yükselen bölgesel güçlerden biri. Hindistan gibi Türkiye de İran ve diğer komşularıyla ilişkilerini geliştirmeyi, Amerika'nın bu ülkelerle yaşadığı sorunlardan bağımsız olarak değerlendiriyor. Batı'da bazı çevrelerin bu ilişkiye getirdiği eleştiriler malum. İran'ın nükleer programı nedeniyle, Türkiye'nin Tahran'a yönelik sıcak yaklaşımları daha da dikkat çekiyor. Ama galiba bu eleştiriler, Türkiye'nin geliştirmeye çalıştığı yeni diplomasi anlayışını ve şekillenmekte olan yeni dünyayı tam anlayamamaktan kaynaklanıyor. Yunanistan ve Ermenistan da dahil olmak üzere Türkiye tüm komşularıyla sorunları çözüp ilişkileri maksimize etmeyi hedefliyor. Kendi refahının, ancak bölgenin bir barış havzası haline gelmesine bağlı olduğunu görüyor. Ayrıca Doğu ile Batı arasında bir enerji köprüsü olmayı hedefleyen Türkiye'nin dünyadaki gaz rezervleri açısından 3. ülke olan İran'a sırtını dönmesi düşünülebilir mi? İki ülke birbiri için en önemli yolların başında bulunuyor. İran, Türkiye'nin Asya kapısı; Türkiye ise İran'ın Avrupa kapısı. İran, Türk ekonomisi için 71 milyonluk dev bir pazar. İki ülke arasındaki toplam ticaret, şu anda 10 milyar dolar civarında. İran çarşılarında alışveriş yaparken, esnafın Türk Lirası'nı Euro'ya tercih ettiğini görmek umut vericiydi. Bu satırları İran Ticaret Odası'nda yazarken, İranlı yetkililer iki ülkenin kendi para birimleriyle ticaret yapmasını ve bu şekilde akreditif açılmasını öneriyordu. Yine dün yapılan görüşmelerde ticaret hacmini 30 milyar dolara çıkarma kararı alındığını öğrendik. İki ülke, Erdoğan'ın dediği gibi dünyanın en eski sınırını paylaşıyor. Elbette sorunlar da var. Mesela, Türkiye İran'a yüzde gümrük uygularken, İran'ın uygulaması yüzde 80'leri geçiyor. TAV ve Turkcell örneklerinde Türk işadamlarının yaşadığı hayal kırıklıkları var. Başbakan Erdoğan, gün boyu başta İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad olmak üzere üst düzey yetkililerle görüştü. Erdoğan bugün de dinî lider Ali Hamaney ile görüşecek. Kuşkusuz dünya açısından en önemli konu, İran'ın nükleer sorunu. Hem Batı ile hem de İran ile güven içinde konuşabilen bir ülke olarak Türkiye'nin bu konudaki katkısı önemli. İran da bunun farkında. Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'nda söyledikleri çok taze. Türk heyeti İran'dayken, Atom Enerjisi Kurumu denetçileri de Tahran'daydı. Türkiye'nin bu konudaki yaklaşımında unutulan bir nokta var. Türkiye, İran'ın nükleer silah elde etmesine karşı. Hatta bölgenin nükleer silahtan arındırılmasından yana. İran'a baskı yapılırken, başka ülkelere ses çıkarılmamasına karşı. Ayrıca nükleer enerjinin birkaç ülkenin tekeline girmesine karşı. Dolayısıyla bu açıdan İran'a destek verirken, kendi nükleer enerji hakkını da savunuyor. Tabii, gerçekten İran'ın nükleer silah peşinde olup olmadığı ve bu desteğe karşı İran'dan karşılığını alıp almadığı başka konu... a.bilici@zaman.com.tr
+
+
+
+ 618219
+ AHMED ŞAHİN Hz. Ömer, savaştaki kardeş katiliyle barışta nasıl kol kola gezdi?
+ Baba bir ana ayrı olan Zeyd'in ölümüne çok üzülen Hz. Ömer (ra), bir gün Medine'de Mütemmim'le karşılaştı. Mütemmim de, aynı savaşta öldürülen kardeşi Malik için içli şiirler söyleyerek gözyaşı döküyordu. Hz. Ömer, eğer ben de senin gibi güzel şiir söyleyebilseydim kardeşim Zeyd için içli şiirler söyler kendimi birazcık olsun teselli ederdim, dedi. Mütemmim'in cevabı farklı oldu: -Ey Ömer dedi, şayet benim kardeşim de senin kardeşin Zeyd gibi Müslümanlar safında müşriklere karşı savaşırken ölseydi ben üzüntülü şiirler söylemez, aksine sevinçli mersiyeler dizerdim. Ne yazık ki benim kardeşim müşriklerin safında Müslümanlara karşı savaşırken öldürüldü. Üzüntümün şiddeti imandan mahrum olarak gitmesindendir.. Bu değerlendirmeyi dinleyen Hz. Ömer, Beni şimdiye kadar böylesine gerçekçi sözle kimse teselli etmedi, diyerek rahatladı.. Kısa bir müddet sonra Yemame'de savaşan taraflar barışı sağlayarak birçok kimse imanla şereflenmiş, hatta bazıları da Medine'ye gelerek çarşı pazar rahatça dolaşır hale bile gelmişlerdi. İşte bu sırada Hz. Ömer, kardeşi Zeyd'i şehit eden adamla Medine çarşısında karşı karşıya geldi. Acısını içine gömerek sorusunu şöyle sordu: -Kardeşim Zeyd'i şehit eden sen misin? Adam sakin bir sesle cevap verdi: -Ya Ömer, dedi. Üzüntünün derinliğini anlıyorum. Ancak beni önce bir dinle. Ben senin adaletine güveniyorum. Sonra ne istiyorsan onu yap, diyerek inancını şöyle anlattı: -Zeyd savaşta beni küfür üzere iken öldürse de şu anda kavuştuğum iman nimetinden beni mahrum etseydi, Zeyd ne kazanırdı beni imansız olarak cehenneme göndermekle?.. Bununla da kalmadı devam etti: -Ama dedi, Rabb'imin rahmetine bak ki, Zeyd'in eliyle beni cehenneme göndermedi, beni koruyup iman nasip etti. Benim elimle de Zeyd'e şehitlik verip cennetin şehitlik makamına yüceltti. Konuyu şöyle bağladı: Sen bu İlahi takdirin hangi yanından üzüntü duyuyorsun ya Ömer? Benim Zeyd'in eliyle küfür üzere ölmeyip bana iman nasip etmesinden mi, yoksa Zeyd'in savaş şartları içinde benim elimle şehit olup da cennetteki şehit makamına yükselmesinden mi? Kaldı ki işte ben artık inkardan vazgeçerek imana gelen mümin kardeşiniz olarak adaletinize teslim oluyorum. Artık takdir sizin yüce adaletinizdedir!.. Bu sözleri derin bir tefekkürle dinleyen Hz. Ömer'in bir vasfı da vakkaflıktı. Yani doğruyu bulunca anında fren yapıp durmak!. Yine öyle oldu. Aynı vasfını burada da göstererek dedi ki: -Şükrederim Rabb'ime ki, savaşta kardeşimin şehadetine sebep olan katiline, barışta iman nasip ederek bize din kardeşi eylemiş. Adaletimize güvenerek de gelip bize teslim olmakta mahzur görmemiş.. Sözlerini şöyle bağlar Hz. Ömer: -Tut elimden de birlikte dolaşalım seninle Medine çarşısında. Kimse seni düşmanlık duygusuyla karşılamasın bundan sonra. Biz seninle din kardeşiyiz artık. Savaş gitmiş barış gelmiştir!. Ve savaştaki kardeş katiliyle barışta kol kola yürürler Medine sokaklarında.. Anlaşılan odur ki, barışta bize güvenip iltica eden samimi insanlara karşı bizim tavrımız da, Hz. Ömer misali kardeşçe olacaktır. Yeter ki mültecilerimiz ilticalarında samimi olsunlar, birlik beraberliğimizin de samimi savunucusu durumuna gelmiş bulunsunlar, bir aykırı düşünceleri söz konusu olmasın... a.sahin@zaman.com.tr
+
+
+
+ 619464
+ İngiltere korsanların peşinde
+ İBRAHİM KARAGÜL HAKAN ALBAYRAK İngiltere korsanların peşinde LONDRA (A.A) Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı, Somali'de kaçırıldıkları tahmin edilen iki vatandaşı için devrede. Dışişleri Bakanlığından dün konuyla ilişkin yapılan "27 Ekimde Doğu Afrika kıyılarında kaybolan İngiliz yatıyla ilgili" açıklamada, şöyle denildi: "Paul ve Rachel Chandler'ın yatlarına el konularak, rehin alındıklarına dair bilgileri inceliyoruz. Henüz bu bilgileri doğrulayabilmiş değiliz ama durumu dikkatlice değerlendiriyoruz ve bu kişilerin güvenliği konusuyla yakından ilgileniyoruz." İki turistin yatının detaylarının bölgedeki tüm uluslararası deniz kuvvetlerine ve yetkililere iletildiğini de belirten Bakanlık, yatın bölgede aranmaya başlandığını bildirdi. Bakanlık yetkililerinin ayrıca, kaybolan kişilerin İngiltere'deki ailesiyle yakın irtibat içinde olduğu ifade edildi. Ancak bugün çiftin rehin alındığı iddialarının doğru olduğuna dair haberler geldi. İngiliz Sky TV'ye konuşan Somalili korsanlardan biri "arkadaşlarına yapılacak olası bir saldırıda İngiliz turistleri yakacakları" tehdidinde bulundu. Somali Devlet Başkanı Ömer Ali Şarmarke de BBC'ye yaptığı açıklamada, konuyla ilgili Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Miliband'le görüştüğünü ifade ederek, "Somali hükümetinin kaçırıldığı tahmin edilen İngiliz çiftin yerini tespit etmek için elinden geleni yaptığını" söyledi. Çiftin yakınları, yatlarıyla dünya turuna çıkan Paul ve Rachel Chandler'den geçen cuma gününden beri haber alamadıklarını belirtiyor. 28.10.2009 DÜNYA
+
+
+
+ 618218
+ [Haber Analiz] Beşağaç'ın izi, cuntanın eylem planında
+ Bu belgenin ilginç bölümlerinden biri de DTP ile ilgili önlemleri içeren 9. maddede yer alıyor. İlgili maddenin 'ç' bendinde "Irak'ın kuzeyindeki desteği kesmek için bölge halkını terörle mücadele bağlamında 'rahatsız etmek' bu suretle de PKK'ya yardım ettikleri ve destek sağladıkları müddetçe bu rahatsızlığın devam edeceği mesajını vermek." ifadeleri yer alıyor. Bu planın Eylül 2007'de devreye sokulduğu ifade ediliyor. Aynı süreçte Doğu ve G.Doğu bölgelerinde yaşanan esrarengiz olaylar eylem planını doğrular nitelikte. 29 Eylül 2007'de bölgede uzun süredir yaşanmayan olaylardan biri gerçekleşti. Şırnak'ın Beşağaç köyünde silahlarla taranan minibüsteki 12 kişi öldü. Olay 1996 yılında Güçlükonak'ta 11 köylünün yakılarak öldürüldüğü eylemi hatırlattı. Güçlükonak katliamı, bugün JİTEM eylemleri kapsamında soruşturuluyor. Beşağaç katliamı da PKK eylemi olarak telaffuz edilse de resmî kayıtlarda hâlâ faili meçhul. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyayı Nisan 2009'da yeniden incelemeye aldı. 10 bin 483 faili meçhul dosya arasına alınan Beşağaç köyü katliamıyla ilgili dosyada faillerin tespit edilip yakalanmasına yönelik birtakım bulguların elde edilmesi üzerine, özel yetkili savcılık soruşturmayı derinleştirdi. Katliam pek çok yönüyle derin güçlere işaret eden karanlık bir eylem. Köy, 1990'lı yıllarda korucu olmayı kabul etmedikleri gerekçesiyle devlet tarafından boşaltılmış. Boşaltıldıktan sonra Jirki aşiretine bağlı korucular köye yerleşmiş. Geri dönenlerle daha önce köye yerleşen korucular arasında bir anlaşmazlık olduğu biliniyor. Katliamın arkasında pek çok soru işareti bulunuyor. Beşağaç katliamının yaşandığı dönemde arka arkaya şehit haberleri de geldi. Ekim'de Şırnak'taki gezici birlik saldırıya uğradı, 15 asker şehit oldu. Bundan iki hafta sonra 21 Ekim 2007 tarihinde Dağlıca baskını yaşandı. Terör örgütü mensupları, Hakkari Dağlıca'da konuşlu piyade taburunun emniyet unsuru olan bir bölüğe kalabalık bir grupla üç ayrı bölgeden silahlı saldırı düzenledi. Olayda 16 asker şehit düştü, 12 asker yaralandı, er kaçırıldı. Dağlıca baskınının göz göre göre yaşandığı, daha önce istihbarat alındığı halde engellenmediği, telsizle bilgi alındığı halde önlem alınmadığı iddiaları dönemde de gündeme gelmişti. 'Eylem Planı'nın orijinal metnini Ergenekon savcılarına gönderen subay, yazdığı ihbar mektubunda Aktütün ve Dağlıca baskınları ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Mektupta yer alan ifadelerde şunlar söyleniyor: "Bizzat olayların içerisinde (Aktütün'de, Dağlıca'da, Poyrazköy'de, Çukurca'da ve dahi birçok yerde) olduğumuz için gerçekler tarafımızdan tüm çıplaklığıyla biliniyor."
+
+
+
+ 617975
+ 'Maçları TRT de alsa şifreli olmalı'
+ Swissotel'de gerçekleştirilen törene Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ile Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar katıldı. Yapılan anlaşma gereği bu sezon Türkiye Kupası'nın ''Ziraat Türkiye Kupası'' adı altında oynanacağı bildirildi TFF Başkanı Mahmut Özgener, törende yaptığı konuşmada, Türkiye Kupası'nda ve Türk futbolunda yeni bir dönem başladığını belirterek, ''Yaklaşık ay önce gerçekleştirdiğimiz ihale sonucunda TRT, 2009-2010 ve 2010-2011 sezonları Türkiye Kupası'nın yayın ve isim haklarını aldı. Ülkemizin ilk televizyonu olan TRT'nin uzun bir aradan sonra tekrar kupa maçlarını yayınlayacak olması ile birlikte, TRT'nin ödeyeceği miktar ile sezon için kulüplerimize ödenecek toplam miktarın yüzde 30'luk artışla 34 milyon 200 bin dolara çıkması Türk futbolu açısından da gurur verici'' dedi. Bugünkü isim sponsorluk anlaşma töreninde önünde Türkiye adı bulunan kurumun yer almasının tarihi bir anlam taşıdığını belirten Özgener, şu ifadeleri kullandı: ''Toplam geçmişleri 273 yıla dayanan üç kurum, Türk futbolu için işbirliği içinde olacaktır. Türk futbolunun en önemli değerlerinden biri olan Türkiye Kupası için oluşturulan bu güç birliğinin yaratılmasında, futbolumuzda sağlanan güven ortamının, futbola aktarılan kaynak artışının payı büyük. Temiz ve rekabetçi futbolda yer almak isteyen büyük ve köklü markalar birer birer, futbolun parçası olmaya başladılar. Açıkçası, bu gelişmeler bizleri umutlandırıyor ve kalıcı bir şeyler yapmaya gayret etme heyecanımızı devam ettiriyor.'' Özgener, Türkiye Kupası heyecanı yaşayacak takım sayısını 54'den 71'e çıkardıklarını, maddi artışlarla bu sezon alt liglerden tur geçerek gruplara kalacak takımların 165 bin dolar performans primine sahip olacağını söyledi. Türkiye Kupası'nın Ziraat Türkiye Kupası adı altında oynanacağını anlatan Özgener, ''Türk futbolu, sponsorlar ve onların yarattığı kaynaklarla ileriye gidecektir'' dedi. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ise, yaklaşık 20 yıl sonra Türkiye Kupası'nın yayın haklarını almalarından dolayı mutlu olduklarını belirterek, şöyle konuştu: ''TRT en son 1989 yılında Türkiye Kupası maçlarını yayınladı. Son yıldır bu karşılaşmalar şifreli yayınlanıyordu. Bizim şifresiz yayınlamamız sporseverler için bir jest olacak. Tüm Türkiye'deki insanlarımız bizi rahatlıkla izleyebilecek. Amacımız şifresiz yayınla insanların ev ortamlarında futbol keyfi yaşamaları. 2009-2010 sezonu isim hakkını Ziraat Bankası'na verdik. Gelecek sezon da isterlerse bu isim hakkını onlara satacağız. Uzman spor kadromuz var. Kameralar yenilendi. Kaliteli bir spor frekansını izleyicilere sunacağız. Türk futboluna hayırlı olsun.'' Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar ise TFF ve TRT ile gerçekleştirdikleri işbirliği çerçevesinde adlarını Türkiye Kupası'na vermenin heyecanı ve mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. ''Ülkemizin kamuya mal olmuş kurumu arasındaki işbirliğinin Türk futboluna katkıda bulunacağına inanıyorum'' diyen Çağlar, Türk sporuna destek vermekten gurur duyduklarını söyledi. -YILLIK 4.5 MİLYON DOLAR- Can Akın Çağlar, bir soru üzerine isim sponsorluğu için 4.5 milyon dolara anlaştıklarını açıkladı. Konuşmaların ardından imza töreni yapıldı. Daha sonra Özgener, Şahin ve Çağlar, Türkiye Kupası'yla basın mensuplarına poz verdi. -TURKCELL SÜPER LİG MAÇLARININ LESİ- TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Turkcell Süper Lig maçları için de ihaleye girip girmeyecekleri sorusuna, ''Bu işi şifresiz vermeyi arzulamaktayız. Lig maçlarının ihalesinde şifresiz hükmü varsa biz bu işe talip oluruz. TFF başkanımızın şifresiz yayınlamasıyla ilgili seyirci konusunda endişeleri var. le şartnamesine bağlı. Bunu da satın alma konusunda irademiz var'' diye yanıt verdi. Mahmut Özgener ise ihale şartnamesinin henüz hazırlanmadığını belirterek, ''Türk futbolunun geleceği açısından yayın ihalesi çok önemli. Şartnamemiz büyük ölçüde tamamlandı. Kısa sürede bunu kamuoyu ile paylaşacağız. Tüm haklar tek bir kalemde satılmayacak. Farklı kalemler olacak. Canlı maç yayını konusunda, şifreli olması gerektiği kanaatindeyiz. Bunun da detaylarını herkes görecek. Canlı maç yayınları dünyanın birçok yerinde şifreli. Bizim canlı yayınlarla ilgili kanaatimiz bu yönde'' şeklinde konuştu. Özgener, Turkcell Süper Lig maçlarının canlı yayınlandığı saatlerde Avrupa liglerinden maçların da canlı yayınlandığının hatırlatılması ve bunun seyirci sayısında düşüşe yol açtığının belirtilmesi üzerine, ''Önümüzdeki dönemde maç yayın saatleri konusunda düzenleme yapmayı düşünüyoruz. Bu çalışmayı yaparken de yayıncılarımızın yaptığı uzun süreli anlaşmaları da göz ardı etmemeliyiz. Orta yolu bulmak için çalışıyoruz'' dedi. AA 2009-10-28 03:12:55 Ben almanyada yasiyorum herkezden ayda bir 53 euro para kesiliyor ARD-ZDF yani ayni TRT gibi siz türkiyede TRT payi ödüyorsunuz bizde Almanyada ARD payi ödüyoruz. Her ülkede var bu sistem sadece türkiyeye mahsuz degil arkadasim. sener yörük 2009-10-28 02:51:56 lede şifreli şartı olmazsa kesin TRT alır süper ligi de zaten yakışır TRT ye çünkü şu sıralarda özel kanalların hepsini solladı, yolun açık olsun TRT Fatih Topaloğlu 2009-10-28 02:50:35 TFF Futbolun gelişmesini istiyorsa şifresiz yayınlamalıdır. Çünkü şifreli olduğunda belki stadları doldurursunuz belki çok para kazanırsınız ama maçlar daha az kişi tarafından izlenir sonuçta. Tüm stadlar tam dolu olsa ortalama 10 bin seyirci diyelim toplamda 150000 eder. Ama şifresiz yayınlarsan en az milyon izler. Bunların önemli bir kısmı da çocuklar ve gençler olur. Çünkü çocuklar kahveye gitmiyor genelde maç izlemeye. Bu da futbola olan ilginin artması ve çok sayıda iyi futbolcu yetişmesi demektir. Fatih Topaloğlu 2009-10-28 01:44:19 CaHP'li ve MaHP'li Özelleştirme Düşmanları.. Bakıyorumda şimdi özelleştrimeden yana olmuşsunuz!! Damarınıza basılınca hemen miyavvv haaa!!! Ne Dersiniz TRT'yide Özelleştirelimmi??? Umut ZORLU 2009-10-28 01:13:11 spor paketi olusturup lig yayinlarini almali. ayrica buna avrupa maclari(uefa samp.ligi ve uefa avr.ligi), milli maclar ve turkiye kupasida dahil edilmeli. boylelikle hafta sonu ligde macin 9'uda izlenilebilmeli. bunu trt yapabilirse bin ytlde olsa bircok kisi alir. ayrica diger avrupanin buyuk maclarinida yayinliyabilir. bin tl olmayacak tabi, 200tl olursa eminim cogu insan evine rahatlikla alir. dusunsenize milyon satsa milyar tl ediyor reklam ve sponsorlari saymiyorum bile. ibrahim ganidagli 2009-10-28 00:49:13 şuandaki digitürk aydın doğandan da beter.Oda vergi kaçakçısı özellikle vatandaştan ÖTV vs gibi vergileri alıp faturalara yansıtıp devlete ödemeyen bir zihniyet hayali şirketler ve şirketlerin devri gibi binbirtürlü fırıldaklık çeviren digiturk ten bu milleti kurtarın.ondan bundan çalmasa nasıl alacak ihaleyi değilmi?trt bu işe el atsın şifreli yapsalar bile makul bir fiyatlardan herkesin izleyebileceği fiyatlardan şifreli yapsın milletin parasını yabancıya yedirenlere devlet bir el atsın artık. Araştırın ekrem kaya 2009-10-28 00:42:57 Her sene ya da senede bir isim mi degisecek fortis ziraat hsbc eti sabah aksam koc sa her ihaleyi alan isim neden degistirir anlamis degilim hazir devlet kurumlari almis prensip anlasmasi yapilsin sadece türkiye kupasi olsun sopnsor olarak isimleride yayinda olsun ne olurki zeki 2009-10-27 23:37:19 yyav ben zaten bu fderasyon baskanını ve terimi sevmiyordum şimdi hic svmiyorum arkadas bırakda evimizde izleyelim da yetmedimi birilerini zengin ettiginiz ... ismail 2009-10-27 23:33:16 TRT Maçları Kablolu TV'den versin..Zaten Kablolu için belli bir aylık ödeniyor. Ctürk 2009-10-27 23:25:19 maçların şifreli olmasında yarar var, ama fiat makul bir seviyeye düşürülebilir. ramazanARICI 2009-10-27 23:25:11 arkadaşlar şifreli yayın olmasının ekonomimize çok büyük faydası var. örneğin kahvehane ya da kafeterya tarzı yerler gelirlerini en fazla maç gelirlerinden elde ediyorlar. dolayısıyla bu yerler iş yaparsa eleman ihtiyacı doğacak yani vatandaşımız para kazanmış olacak. olaya bir de bu yönüyle bakmak lazım kemal özkök 2009-10-27 23:21:52 TRT nin kupa maçlarını alması güzel. Lig yayınlarını da alırsa ballı gaymak olacak. Ancak dijital yerine tv üstü antenle kısmen karıncalı (her yerden değil) izlemek zorunda kalabiliriz. Ancak TRT bu yayınlardan dolayı ciddi gelir artışı yaşayacak. bu yüzden TRT ye ayrılan vergilerde artışa gerek kalmayacaktır. Her önüne gelen şeyden TRT vergisi alınmasına bu yüzden karşıyız. Ejder Ejderha 2009-10-27 23:20:46 Lig ve Avrupa kupası Maçlarını şifreli verdiğiniz sürece Trübünler inadına boşalacaktır..Haberiniz olsun. Ctürk 2009-10-27 23:09:24 sayın özgener ihale şartlarının ne olacağının belli olmadığı nı ama canlı yayınların şifreli olması gerektiğini savunuyor. neymiş, maçlara seyirci gitmezmiş yoksa. bundan 20 yıl önce şifre mi vardı. herkes maçları tv den de izlerdi stada da giderdi. zaten futbol takımları yayın gelirleri ile yeterince gelir elde ediyorlar. bizim şifresiz maç izlememize engel olmayı düşünen tff ye mail yağmuru yağdırmalıyız ki, trt şifresiz maç yayın ihalesine girebilsin. bi de arjantin olayı var. maçlar şifresiz, stad dolu. Ahmet Kzl 2009-10-27 22:55:22 trt milletten zorla alınan vergilerle yaptığı işler bu millet devletti zihniyetten çok çekti liberal olduğu iddia edilen ak parti ise trt gibi kitleri beslemeye devam ediyor. herkesi verdiği vergileri takip etmeye ve trt yi boykota davet ediyorum berat
+
+
+
+ 619221
+ DTP'nin şov ısrarına validen izin yok
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN DTP'nin şov ısrarına validen izin yok İSTANBUL İstanbul Valisi Muammer Güler, Avrupa'dan gelecek PKK'lıları karşıladıktan sonra Kazlıçeşme'de şölen yapmak için valiliğe başvuruda bulunan Demokratik Toplum Partililere (DTP) tepki gösterdi. Güler, "Habur'daki olumsuz görüntülerin İstanbul'da yaşanmasına izin vermeyeceğiz." dedi. İstanbul Valisi Muammer Güler, Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çerçevesinde Taksim Atatürk Anıtı'ndaki törene katıldı. Tören bitiminde Vali Güler basın mensuplarının sorularını yanıtladı. DTP'lilerin Avrupa'dan gelecek PKK'lılarla ilgili Kazlıçeşme'de şölen yapmak için yaptıkları müracaatın sorulması üzerine Vali Güler, dün tertip komitesi heyeti adı altında bir grubun müracaatta bulunduğunu söyledi. Müracaat dilekçesinde tarih kısmının boş bırakıldığını belirten Güler, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nu hatırlattı. İlgili kanuna göre yer ve saat bildirilmesi gerektiğini dile getiren Vali Güler, "Eksikler nedeniyle değerlendirmeye alınmayacaktır" dedi. Gazetecilerin DTP İl Eş Başkanlarının açıklamalarının hatırlatılması üzerine Vali Güler, "Habur sınır kapısında yaşanan olumsuz görüntülerin İstanbul'da yaşanmasına izin vermeyeceğiz" dedi. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 618387
+ Japonya avcı füze denemesi yaptı
+ Hawaii açıklarında yapılan denemede JS Myoko adlı Japon askeri gemisi, ABD'nin Kauai'deki askeri tesislerinden atılan balistik füzesini, SM-3 avcı füzesiyle durdurdu. Denemede kullanılan Myoko'nun, balistik füze savunma teknolojisi alanında geliştirilen üçüncü Japon askeri gemisi olduğu belirtildi. Japonya'nın geçen yıl kasımda yine Hawaii açıklarında kullandığı ikinci askeri gemisi JS Chokai'den atılan avcı füze hedefini vuramamıştı. Japonya'nın bu alanda 2007'de JS Kongo ile yaptığı ilk denemesi başarılı olmuştu. (aa)
+
+
+
+ 618519
+ 10:16 “Karzai’nin kardeşi, CIA’dan maaş alıyor”
+ 10.16 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, “Karzai’nin kardeşi, CIA’dan maaş alıyor” New York Times Gazetesi, Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai’nin kardeşinin Amerikan istihbarat örgütü CIA’dan maaş aldığını yazdı. Gazetenin, önceki ve şimdiki Amerikalı yetkililere dayandırarak verdiği haberde, Afganistan’ın afyon ticaretinde rol oynadığı belirtilen Ahmed Veli Karzai’nin son yıldır CIA’dan maaş aldığı kaydedildi. Karzai’nin, Kandahar kenti ve çevresinde, CIA’in talimatı doğrultusunda operasyonlar düzenleyen Afgan milis gücüne asker alınmasına yardım etmek gibi hizmetler için bu maaşı aldığı belirtildi. Gazeteye demeç veren Ahmed Veli Karzai, ABD’li sivil ve askeri yetkililerle işbirliği yaptığını, ancak uyuşturucu ticaretiyle ilgisi olmadığını ve CIA’dan maaş almadığını söyledi. CIA ise haberi ne doğruladı, ne de yalanladı. New York Times, istihbarat örgütünün Karzai ile mali bağlarının ve onunla iş ilişkilerinin Obama yönetimi içinde derin anlaşmazlıklara neden olduğunu da yazdı. Ve .
+
+
+
+ 618997
+ İzmir'de Media Markt protesto edildi
+ Balçova'daki mağazanın promosyonlu ürünlerinden almak için İzmirlilerin sırada beklediği esnada, başka bir elektronik ürün satan mağazadan gelen bir grup ile bazı vatandaşlar ellerinde pankartlarla mağaza önünde protesto eylemi yaptı. Grup adına basın açıklaması yapan Çağdaş Boztemir, söz konusu mağazalar zincirinin, ekim ayının başından itibaren Türkiye'nin farklı şehirlerinde çeşitli iletişim araçlarını kullanarak reklam kampanyası başlattığını, mağazada ucuz ürün satılacağını, insan vücutları üzerine yerleştirilen kaz, balık, koyun gibi hayvanların kafalarıyla anlatmaya çalıştığını ifade etti. Boztemir, bu reklam yolunun İzmirlileri rencide ettiğini savundu. Açıklamanın ardından grup ''özür dile'' sloganları atarak dağıldı. AA 2009-10-28 15:31:14 En başatan BİLGİSAYARA, ELEKTRONİK EŞYAYA GEREKMEDİKÇE PARA HARCAMAYIN.İnternet bilgisayar okadar iyi birşey değil.İnternet insanları birnevi uyuşturucu misali kendine bağlıyor.Ve bunlara yatırılan paralar ülke ekonomisine fayda değil zarar veriyor.Çünki elektronik eşyanın %99 ithal ediliyor.Ülkenin parası hep dışarıya akıyor.Ellerinde notbukları bilgisayarları olanlar, eğerki bu işten hayırlı bir para kazanmıyorlarsa YENİLERİNİ ALMASINLAR.İllaki birşey alacaksanız dahi TÜRK firmalarından alışveriş yapın MÜSLÜMAN Yazar Aydın Düşünür HASAN BEYAN 2009-10-28 14:51:42 Reklam, rencide edici olabilir ama ucuzu varken bile bile pahalısını alana da "Kaz Kafa" denmez de ne denir? REKLAM görevini yaptı kim ne derse desin. mustafa 2009-10-28 13:28:34 Bakınız hele hiç birşeyden ödün vermeyen türk milletine???? PKK'lar ülkeyi ele geçirecek bunu protesto ediyorsunuz harikasınız izmir.... Emre Toprak
+
+
+
+ 618125
+ Balyemez
+ Balyemez LONDRA BBC için belgelesel çeken vahşi yaşam biyoloğu Lynn Rogers'ın araştırması, "ayıların sanıldığı gibi bal seven hayvanlar olmadığını" ortaya koydu. Araştırması için bir ayı ailesi ile zaman geçiren Rogers, ayıların hiç de vahşi olmadığını ve aslında bal sevmediklerini belirtti. 28.10.2009
+
+
+
+ 619671
+ Cumhuriyet'in kuruluşunun 86. yılı kutlanıyor
+ EDİRNE'DE CUMHURİYET KONSERİ Kültür ve Turizm Bakanlığı Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu, Cumhuriyet'in kuruluşunun 86. yılı nedeniyle ''Cumhuriyet Konseri'' verdi. Edirne Halk Eğitim Merkezi Salonu'ndaki konseri Edirne Valisi Mustafa Büyük, Emniyet Müdürü Mehmet Yazıcı ile çok sayıda vatandaş izledi. Genel Sanat Yönetmenliğini Yıldıray Öztürk'ün yaptığı konserde, Cumhuriyet dönemi bestecilerinin eserleri seslendirildi. MERSİN'DE CUMHURİYET MARŞLARI Mersin Devlet Opera ve Balesi (MDOB), Cumhuriyetin 86. Kuruluş Yıl dönümü nedeniyle Cumhuriyet marşlarının seslendirildiği bir konser verdi. Büyükşehir Belediyesi ve Kongre Sarayı'ndaki konserde orkestra; MDOB Çocuk Korosu, Mersin Polifonik Korolar Derneği Yetişkinler Korosu ve Oda Korosu, Akdeniz Bölge Komutanlığı Bandosu ile Cumhuriyet Marşlarını seslendirdi. Üsteğmen Cenk Caner'in şef olarak sahne aldığı ve İstiklal Marşı ile başlayan konser, 10. Yıl Marşı'nın yorumlanmasıyla sona erdi. Konseri; Vali Hüseyin Aksoy ve eşi Hülya Aksoy, CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Karasabun ile çok sayıda vatandaş izledi. KIRIKKALE'DE CUMHURİYET YÜRÜYÜŞÜ Kırıkkale'de Cumhuriyetin kuruluşunun 86. yılı kutlamaları kapsamında Denek Dağı zirvesine ''Cumhuriyet yürüyüşü'' düzenlendi. Kırıkkale Valiliği, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve Kale Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü'nün organize ettiği etkinlikte Vali Hakan Yusuf Güner, Kırıkkale Üniversitesi öğrencileri, Kırıkkale İzci Grubu ve vatandaşlardan oluşan topluluk, otobüslerle Denek Dağı'na hareket etti. Burada kamp çadırlarının kurulmasının ardından, 30'ar kişilik gruplar halinde dağın zirvesine yürüyüş gerçekleştirildi. Üniversite öğrencilerinin marşlarla renk kattığı yürüyüşten sonra zirvede bir konuşma yapan Vali Güner, ''Cumhuriyet'in 86. yıl dönümünü bu yükseklikte kutlayarak, güzel kentimizin nice yıl dönümlere ulaşmasını diliyoruz'' dedi. Birlik, beraberlik, sevgi ve kardeşliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu belirten Güner, ''Buraya gelen insanların gönüllerinde besledikleri vatan ve millet sevgisi bu zirvede zirveye ulaşmıştır'' diye konuştu. Konuşmanın ardından, yürüyüşe katılanlar halay çekti. BEYOĞLU'NDA FENER ALAYI Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. yıl dönümü dolayısıyla Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliğince (USTKB) Beyoğlu'nda fener alayı düzenlendi. Birlik çatısı altındaki kuruluşların üyeleri, ellerindeki Türk bayrakları ve meşalelerle Taksim Meydanı'nda toplandı. Galatasaray Lisesi önüne kadar yürüyen grup adına açıklama yapan USTKB Dönem Sözcüsü İlhan Gülek, Cumhuriyet'in 86. kuruluş yıl dönümünü kutlayarak, ''Atatürkümüz aramızda yoksa ilkeleri var, en önemlisi biz varız. Bizler O'nun mirasçıları, evlatlarıyız'' dedi. Fener alayına katılanlar, açıklamanın ardından dağıldı. BEŞİKTAŞ'TA FENER ALAYI VE KONSER Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. yıl dönümü dolayısıyla Beşiktaş Belediyesince fener alayı ve ''Cumhuriyet Konseri'' düzenlendi. Ortaköy Hacı Mahmut Camisi Meydanı'nda, ellerinde Türk bayrakları ve meşalelerle toplanan vatandaşlar, kortej oluşturdu. Önünde, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal'ın yer aldığı kortej, ''Mustafa Kemal'in çocuklarıyız biz'' sloganları eşliğinde Barbaros Meydanı'na kadar yürüdü. CHP Gençlik Kolları üyelerinin de yer aldığı kortejin ilerleyişi sırasında Dereboyu Caddesi'nden Barbaros Meydanı'na kadar yol araç trafiğine kapatıldı.
+
+
+
+ 619466
+ Çek senet çetesi çökertildi
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Çek senet çetesi çökertildi İZMİR () İzmir polisinin yüksek faizle para verdikleri, baskı ve tehditle çek senet tahsilatı yaptıkları ileri sürülen çeteye yönelik düzenlediği operasyonda 15 kişi gözaltına alındı. Şube Müdürlüğü ekipleri, Bornova ilçesinde bir grubun, vatandaşlar üzerine baskı ve tehdit oluşturduğu, yüksek faizle para verip, çek senet tahsilatı yaptığı yönündeki ihbarı üzerine takip başlattı. Ekipler, bir süre devam eden takibin ardından bugün gerçekleştirdikleri operasyonda, şebeke yönetici ve üyesi oldukları iddiasıyla 15 kişiyi gözaltına aldı. Operasyonun devam ettiği, bazı kişilerin arandığı, zanlıların sorgulanmalarının ardından adliyeye gönderilecekleri öğrenildi. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 619214
+ Sınav ücretleri adayları zorluyor
+ NAZİF GÜRDOĞAN İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ Sınav ücretleri adayları zorluyor KONYA Türkiye'de ilköğretim çağında başlayan sınav maratonu psikolojik etkilerinin yanı sıra maddi olarak da öğrencileri olumsuz etkiliyor. İyi bir liseye yerleşebilmek, kaliteli bir üniversite eğitimi almak isteyenler, devlet memuru ve öğretmen adayları ile akademik kariyer yapmak isteyenler milyonlarca lira sınav ücreti ödüyor. Her sınav için alınan yüksek ücretler, özellikle bir işe yerleşmek ya da kariyer yapmak isteyenleri zor durumda bırakıyor. Tüketici dernekleri, ekonomik krizin yaşandığı bir dönemde devletin başta eğitimle ilgili sınavlar olmak üzere personel alımları dâhil tüm sınavların ücretsiz olması gerektiğini savunuyor. Türkiye'de ilköğretim çağında başlayan sınav ücretleri, iş hayatına atılıncaya kadar devam ediyor. Öğrenci Seçme Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)'nin 2010 sınav takvimi açıklandı. ÖSYM tarafından açıklanan, aralarında KPSS, KPDS, ÖSS, TUS, YGS ve ALES sınavlarının ücretleri adayları düşündürüyor. Ekonomik kriz nedeniyle özel sektörde iş bulmanın zorlaşması iş arayanları kamuya yönlendirdi. Üniversiteyi bitirdikten sonra memur olmak isteyen ya da kariyer planlaması yapanların merakla beklediği sınav ücretleri açıklandı. ÖSYM'nin açıkladığı sınav takvimine göre KPSS'ye girmek isteyen ortaöğretim, yüksek okul mezunları 35 TL, Tıpta Uzmanlık Sınavı(TUS)'na girecekler 60 TL, öğretmen adayları ile lisans mezunları ise 35 ile 95 TL arasında ücret ödeyecek. Tüketicileri Koruma Derneği Genel Başkanı Ali Er, devletin, kurumların personel alımlarında adaylardan yüksek miktarda para talep etmesini doğru bulmadıklarını söyledi. Kamu kurumlarının sınav ücretleri konusunda zaman zaman ölçüyü kaçırdığını ifade eden Ali Er, Halk Bankası'nın alacağı bin 250 kişilik personel için 50 TL talep ettiğine dikkat çekti. Yaklaşık 200 bin civarında adayın müracaat etmesine rağmen bankanın süreyi uzatmasının etik olmadığını sözlerine ekleyen Er, Türkiye'de anaokulundan itibaren para alınmaya başlandığının altını çizdi. Bunun, anayasanın sosyal devlet anlayışıyla uyuşmadığını kaydeden Er, "İşsizlik ve kriz döneminde yüksek sınav ücretleri talep etmesi vicdanları rahatsız eder. Sınava girecek kişi parayı görüntüde gönüllü veriyor gibi gözükse de bu zorunluluktan. Para vermeyen aday sınava giremiyor. Bu durumun düzeltilmesi lazım" dedi. Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya ise işsizliğin yoğun olduğu bir dönemden geçildiğini, devletin sınavlardan para almamasını istedi. Kriz döneminin şartlarının diğer dönemlerden farklı olduğunu sözlerine ekleyen Kaya, birçok kişinin cebinde evine ekmek götürecek parasının bulunmadığını ifade etti. Genel Başkan Nazım Kaya, sınava girecek adaylardan para talep etmenin kamu otoritesi ile bağdaşmadığını dile getirdi. Kaya, şunları söyledi: "Umut arayan insanların bunun karşılığında bedel ödesin istiyorlar. Bir kişinin üniversiteyi bitirinceye kadar harcadığı para ortada. Parası olan gelsin anlayışı çok yanlıştır. Burada eşitlik yok. Asgari ücretle çalışan insanların durumu da düşünülmeli. Sınav sistemi ücretsiz hale getirilmeli. Bu sınava girmeden insana iş verilmiyor." [ALTBİLGİ] 28.10.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 618422
+ Trendeki sır silahlar 'faili meçhul' kaldı
+ Özgür CEBE'nin haberi Bingöl'de iki yıl önce teröristlerin yük trenine düzenlediği mayınlı saldırıyla ortaya çıkan sır silahlarla ilgili soruşturma tamamlandı. Küçük bir orduyu donatacak sayıdaki uzun namlulu silahlar ve mühimmatla ilgili bugüne kadar herhangi bir bulgu elde edilemeyince dosya 'fail meçhul' rafına kaldırıldı. İran'dan yurda girip Malatya-Islahiye güzergâhından Suriye'ye giden yük trenine 25 Mayıs 2007 günü Bingöl'ün Genç ilçesi Suveren mevkisinde PKK'lı teröristlerce mayınlı saldırı düzenlenmiş ve vagon raylardan çıkarak devrilmişti. Vagonlardan ikisinde 762 adet Kannas marka uzun menzilli keskin nişancı suikast silahı, 54 adet Biksi ağır makinalı tüfek, 120 sandık içinde 120 mm'lik havan mermisi ve çok sayıda mühimmat ile ilgili geniş çaplı soruşturma başlatılmıştı. Genç Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturması kapsamında bizzat olay yerine gidilerek sayım yapıldıktan sonra adli emanete alınan silahların PKK'ya veya uluslararası bir terör örgütüne ait olabileceği ihtimali üzerine dosya Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmişti. PKK VE HİZBULLAH İHTİMALİ Ancak bugüne kadar herhangi bir bulgu elde edilemedi. MİT tarafından da incelenen belgelerde, silahların İran'ın başkenti Tahran'dan inşaat malzemesi diye vagonlara yüklenerek Suriye'nin başkenti Şam'a gönderildiği belirlendi. Firmaların isimlerinin de belirlenmesine karşın soruşturma sonuçsuz kaldı. İstihbarat ve diplomatik birimlerin temasları sonunda silahların Suriye'deki PKK'nın kolu olan PYD'ye veya Lübnan'daki Hizbullah'a veya Hamas'a aktarılacağı ihtimaline kesin gözüyle bakıldığı öğrenildi. Açıkça tespit edilmediği için dosya "faili meçhul evrak" arasına alındı. Sayı ve nitelik bakımından bulundurulması sakıncalı olan bazı mühimmatların ise evrak kaydı yapıldıktan sonra mahkeme kararıyla imha edilmesine karar verildi. Diğer silah ve mühimmat ise halen adli emanette tutuluyor. Sabah
+
+
+
+ 619699
+ Kök hücre çalışmasında önemli dönemeç
+ Bu buluş sayesinde, erkek sperm ve dişi yumurta hücrelerinin üretimi ile başlayan insan gelişiminin, şimdiye kadar sır olarak kalmış bir çok noktası aydınlatılabilecek. Bu sayede hastalıkların çocuğa geçiş süreci daha iyi anlaşılabilecek ve önleminin alınmasının farklı yolları bulunabilecek. 'nin Stanford Üniversitesinden Dr. Renee Riejo Pera, Nature dergisinde yayımlanan çalışmalarıyla ilgili yaptığı açıklamada, "tam kaynağına giderek, insanın normal ve anormal gelişiminin kökenlerine ulaşmaya çalışıyoruz" dedi. Yumurta ve sperm hücrelerinin üretilimin sağlayan germ hücrelerinin bunu nasıl yaptıklarının, bunun yapılması sırasında hangi genlerin ve yolların kullanıldığının bilinmediğini belirten Pera, yapıların farklı olmasından ötürü, bu gelişimi hayvan germ hücrelerinden anlamanın da mümkün olmadığını ifade etti. Çalışmaya katılan, Birleşik Krallık Kent Üniversitesinden Darren Griffin, "buluşun sağlayacağı olanaklar devasa boyutlarda. Genetik araştırmalardan, kirlilik dahil, çevre koşullarının hamileliğe etkisine kadar bir çok konu araştırılabilecek" dedi.
+
+
+
+ 619209
+ Erdoğan: "Gökten ne yağar ki yer kabul etmez"
+ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'ı ziyaret sebebinin arasında arabuluculuk yapmak olmadığını, ana amacın ticari ilişkileri geliştirmek olduğunu söyledi. Erdoğan, bu durumu "gökten ne yağar ki, yer kabul etmez" sözleriyle açıkladı. Erdoğan, Davos'taki tavrını "Batı'ya karşı olmak" gibi değerlendirmenin de yanlış olacağını belirterek, "Menfaatlerimizi bir tarafa atmamız mümkün değil" dedi. Erdoğan, ''İki yıl içinde 1'e neredeyse dış ticaret hacmi artan iki ülke durumundayız. Bunu da yeterli bulmadığımızı söyledik. 2011 sonu itibarıyla 20 milyar dolarlık bir hedef belirlemiştik. Sayın Rahimi (Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi) 'Niye 30 milyar olmasın' diye yeni bir hedef belirledi. Biz de kendilerine, 'Gökten ne yağar ki, yer kabul etmez' dedik. Eyvallah. Bu ziyaretimizin ana esprisi budur'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği'nde Türk ve yabancı gazetecilerin katılımıyla basın toplantısı düzenledi. anahtar" 'ın bölgede stratejik coğrafi konumu, ekonomik ve beşeri potansiyeli ile bölgesinde önemli bir ülke olduğunu belirten Erdoğan, ", yapacakları ve yapmayacakları ile barış ve istikrarın temini ve devamı bakımından her zaman anahtar bir konuma sahip olacaktır" dedi. Türkiye ve 'ın bölgenin en önemli dengeleri olduğunu ve barış için bölgede yapacakları çok şey olduğunu söyleyen Erdoğan, daha çok bardağın dolu tarafını görmek gerektiğini kaydetti. Erdoğan, "Enerjimizi, zekamızı, doğal zenginliklerimizi ve maddi kaynaklarımızı insanlığın huzuru ve sağlığı için harcadığımızda aslında aramızdaki husumetleri de gidermiş olacağız. 1638 yılında Kasrışirin Antlaşması ile attığımız dostluk sınırı, 2009 yılına değin değişmedi. Belki de dünyanın en uzun tarihli, değişmeyen sınırına sahibiz. Bu derin köklere sahip dostluğumuzun daha nice uzun yıllar devam etmesini arzu ediyoruz, bundan da kuşkum yok" dedi. ile arabuluculuk 'lı bir gazetecinin, ''Türkiye'den gelme sebebinizin, ile arasında ara buluculuk yapmak olduğuna inanılıyor. Çünkü buradan sonra 'ye ziyaretiniz olacak. ilişkileri konusunda yapılması gereken bir plan var mı?'' sorusu üzerine Erdoğan, '''a ziyaretimiz, herhangi bir ara buluculuk düşüncesiyle değil'' dedi. Türkiye- Başbakan Erdoğan, Türkiye- ilişkilerine ilişkin bir soruya, ''-Türkiye ilişkileri zaten malum ve hakkaniyet ölçüleri içinde her zaman münasebetlerimizi devam ettiririz. Ama hiç bir zaman Türkiye'nin siyasi iradesi üzerinde iradeyi kabul etmeyiz. Türkiye kendi siyasi iradesini kendisi belirler ve bu istikamette de adımını atar'' yanıtını verdi. Davos tavrı Bir gazetecinin, "Davos'ta bir tartışma söz konusu oldu, orayı terk ettiniz. 'in politikalarıyla ilgili bazı eleştirileriniz oldu. Acaba bu bir dönüş mü? Batı'dan ayrılıp bölgeye yönelmekle ilgili mi?" sorusuna, Erdoğan şu yanıtı verdi: "Oradaki (Davos'taki) olay spontane bir gelişmedir. Önceden planlanmış bir gelişme değildir. Bizim oradaki bu tavrımızı Batı'ya karşı olmak gibi, değerlendirme ayrı bir yanlıştır ve biz Batı'yla da Doğu'yla da ilişkilerini en iyi şekilde devam ettirmenin gayreti içerisinde olan bir ülkeyiz. Türkiye'nin bir yüzü Batı'ya bakıyor, bir yüzü Doğu'ya bakıyor. Biz, bir taraftan Batı'nın hem girişi, hem de Doğu'dan gelip Batı'ya giriş kapısıyız. Doğu'ya baktığımız zaman, bir taraftan Doğu'ya giriş ve Doğu'dan da Batı'ya girişinin ilk kapısıyız. Böyle bir durum var." Siyasi, askeri, ticari, kültürel her alanda Batı ile de Doğu ile de ilişkileri sürekli olarak geliştirmenin gayreti içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, "Bunlardan bir tanesi bizlerin sürecidir ve biz bu süreci içerisinde müzakereci bir ülke konumundayız. Bunun yanında 'nun üyesiyiz, birçok Batılı ülkelerle bir arada olan bir ülkeyiz... Ve yapımızın demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak zaten şekillenmesinin neler ifade ettiği zaten çok açık net ortadır. Ve biz bu vesileyle bundan sonraki süreci de aynı kararlılıkla aynı şekilde devam ettiriyoruz. Herhangi bir olay bizim bir yerden kopup, bir yere varmamız gibi tanımlanmamalı. Biz bugüne kadar süreci nasıl götürdüysek bundan sonra da aynı şekilde götürüceğiz" dedi. "Menfaatlerimizi de bir tarafa atmamız mümkün değil" diyen Başbakan, "Ülkemizin çıkarları, menfaatleri de her zaman her yerde her şeyin de önündedir. Çünkü insanımızın refah düzeyini yükseltmenin gayreti içerisinde olacağız" şeklinde konuştu. 'ın nükleer silahları Erdoğan, 'ın nükleer silahları konusunda da, ''Özellikle nükleer silahların yayılmasının engellenmesi konusunda daimi üyelerin ilk adımları atması gerektiğini söyledim, hepsinin huzurunda. Onlar bu adımları atacak ki, nükleer silahların dünyamızda yayılmasını engelleme çalışmaları ilgi, rağbet görsün. İnsani amaçlı olarak nükleer enerjiyi kullanmak her ülkenin en tabii, doğal hakkıdır. Bu 'ın da Türkiye'nin de hakkıdır'' ifadesini kullandı. Türkiye'de nükleer Erdoğan, "Nükleer konusunda Türkiye zaten şu anda bir adım atmıştır. Bildiğiniz gibi Federasyonu'yla görüşmelerimiz devam ediyor. Çok kısa bir süre içerisinde artık bu konuda da kararımızı vermemiz gerekiyor, karar aşamasındayız diyebilirim" diye konuştu. arasında arabuluculuk Bir gazetecinin, ve arasında Türkiye'nin ara buluculuk rolü konusunda bir soru sormak istiyorum. Gazze olayından önce Türkiye iyi bir rol üstlendi. Bu nereye kadar gider, ile arasında kalıcı bir barış olabilir mi?" sorusu üzerine, Erdoğan şunları söyledi: "Tabii, biz, görüşmelerinde Türkiye olarak biz bu işin içerisine atılmadık. 'nin ve 'in bizden böyle bir dolaylı da olsa bir arabuluculuk görevi talep etmeleri sebebiyle bu işin içine girdik. Ve bu raunt devam edebildi. Bunun raunt özel temsilcilerimizle götürüldü. 5. rauntta başbakanlar olarak Ankara'da bir araya geldik. Biz, hafta başı görüşmemizi yaptık ki artık şöyle bir cümlede bir sıkıntı vardı... Hafta sonu, 'cuma güne kadar bir ara verilsin' dendi. Maalesef, cuma günü görüşme gerçekleşmeden, cumartesi Gazze'de bombalar patladı. Gazze sürecini tekrar gündeme getirecek değilim. konudaki tavrımız belli, yaklaşım tavrımız aynıdır. Çünkü bugün hala Gazze'ye, Şarm El Şeyh... Toplantısından sonra oranın inşası, ihyası için toplanan paraların oraya harcanması süreci başlamamıştır. Altyapı, üst yapı, okullar, hastaneler çökmüştür. BM'nin binaları dahi okular içinde olmak üzere vurulmuştur. Fosfor bombaları kullanmıştır ve bu bir kitle imha silahıdır. Bin 500 insan, çocuk, yaşlı, kadın öldürülmüştür. bin insan yaralı kalmıştır ve bütün bunlara karşı biz insani olarak görevimizi yapmayacak mıyız? Bu noktadaki bir diğer bu noktadaki adım her ülkenin bu konuda duyarlı olması ve bu sürece katkıda bulunması gerekir. Türkiye durumdan vazife çıkarma gayreti içinde değildir. Eğer ve tekrar böyle bir görev isterlerse biz hazırız, yine çalışmalara katılırız, yeter ki bölgenin barışında bizim de katkımız, emeğimiz olsun."
+
+
+
+ 618576
+ Kuzey ülkeleri, kadın-erkek eşitsizliğini kapamaya yakın, Türkiye alt sıralarda
+ 10.17 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Kuzey ülkeleri, kadın-erkek eşitsizliğini kapamaya yakın, alt sıralarda Küresel Toplumsal Eşitsizliği Endeksi’nde Kuzey ülkeleri farklılığı kapamaya çok yaklaşırken, listenin alt sıralarında yer aldı. 134 ülkede yapılan araştırmaya göre, ve endeksin en üst sırasında yer aldı. tarafından yayımlanan endekse göre, İzlanda yüzde 82,8’lik skorla, yüzde 100 toplumsal cinsiyet eşitliğine en yakın seviyeye ulaştı. ülkeleri Lesoto ve ilk kez endeksin ilk 10 ülkesi arasında yer aldı. Listenin ilk 10’u arasına giren diğer ülkeler ise ve Türkiye ise yüzde 46,1’lik skorla Mali, Benin, Çad ve ile birlikte “toplumsal cinsiyet eşitliği bakımından en kötü durumda olan ülkeler” arasında yer aldı. Birçok ülkenin cinsiyet eşitliği doğrultusunda bazı gelişmeler gösterdiği, ancak hiçbir ülkenin, ekonomik fırsat ve katılımcılık, eğitim, siyasi güç ve sağlık alanlarında aradaki farklılığı tamamen kapatamadığı belirtildi. Forumun Kadın Liderler ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Programı Başkanı Sadiye Zahidi, araştırmanın açıklandığı basın toplantısında, 115 ülkenin yer aldığı yıl önceki endeksteki ülkelerin 99’unun gelişme gösterdiğini, ancak 16’sında durumun kötüye gittiğini söyledi. Zahidi, sağlıkla ilgili kaynaklara konusunda kadın-erkek arasındaki farklılığın yüzde 96 oranında kapandığı, eğitimde bunun yüzde 93 olduğunu belirtti. Bununla birlikte, ekonomik fırsat ve katılım alanında kadın-erkek arasındaki farklılığın yüzde 60 oranında kapandığını, siyasi güç açısından ise bunun sadece yüzde 17 olduğunu bildirdi. Küresel kadın meseleleriyle ilgili elçisi Melanne Verveer de, endeksin, toplumsal cinsiyet eşitliğinin bir ülkenin ekonomik refahına ve rekabetçiliğine göre değiştiğini gösterdiğini söyledi. Verveer, “Nüfusunun yarısı geride bırakılmış hiçbir ülkenin refaha kavuşamayacağı basit gerçeği gün gibi ortada” dedi. Verveer, kadınların hemen hemen her ülkede parlamentoda büyük ölçüde eksik temsil edildiğini söyledi. Ve .
+
+
+
+ 619679
+ Türkiye, İran'da doğalgaz çıkaracak
+ Türkiye, buradan çıkardığı gazın yüzde 50'sini pazarlayabilecek. Güney Pars Sahası'nın toplam gaz rezervi 14 trilyon metreküp olarak tahmin ediliyor. Türkiye bu bölgeden yılda 35 milyar metreküp gaz elde etmeyi planlıyor. TPAO ile İran kamu şirketlerinin ortaklığıyla kurulacak üçüncü bir şirket tarafından çıkarılacak gazın yarısı Türkiye'nin olacak. Türkiye'ye ulaşacak gaz, hem iç tüketimde kullanılacak, hem de Avrupa'ya ihraç edilecek. Görüşmelerde, sınırda toplam bin megavat kapasiteli iki elektrik santrali kurulması, Trabzon'un, İran'ın Bandar Abbas Limanı'na bağlanacağı bir taşıma ağı kurulması konusunda da anlaşmaya varıldı. İki ülkede karşılıklı banka kurulması konusunda da anlaşma sağlandı.
+
+
+
+ 619057
+ Beşiktaş'ta Ankaragücü maçı hazırlıkları
+ 13.57 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'ta maçı hazırlıkları ile oynayacağı maçının hazırlıklarını sürdürdü. Teknik direktör yönetiminde BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde basına kapalı gerçekleştirilen antrenmana sakatlıkları süren Delgado ve Rıdvan dışında tüm futbolcular katıldı. Siyah-beyazlı futbolcular, yaklaşık saat süren antrenmana kondisyon çalışmasıyla başladı. Daha sonra kanat ortalarıyla şut çalışması yapan futbolcular, taktik ağırlıklı çift kale maç oynadı. Siyah-beyazlılar, antrenmanı kuvvet ve çabukluk çalışmaları ile tamamladı. Siyah-beyazlılar, yarın basına kapalı yapacağı antrenmanla Ankaragücü maçının hazırlıklarını sürdürecek. .. ...
+
+
+
+ 618386
+ Karzai'nin kardeşi CIA'dan maaş alıyor
+ Gazetenin, önceki ve şimdiki Amerikalı yetkililere dayandırarak verdiği haberde, Afganistan'ın afyon ticaretinde rol oynadığı belirtilen Ahmed Veli Karzai'nin son yıldır CIA'dan maaş aldığı kaydedildi. Karzai'nin, Kandahar kenti ve çevresinde, CIA'in talimatı doğrultusunda operasyonlar düzenleyen Afgan milis gücüne asker alınmasına yardım etmek gibi hizmetler için bu maaşı aldığı belirtildi. Gazeteye demeç veren Ahmed Veli Karzai, ABD'li sivil ve askeri yetkililerle işbirliği yaptığını, ancak uyuşturucu ticaretiyle ilgisi olmadığını ve CIA'dan maaş almadığını söyledi. CIA ise haberi ne doğruladı, ne de yalanladı. New York Times, istihbarat örgütünün Karzai ile mali bağlarının ve onunla iş ilişkilerinin Obama yönetimi içinde derin anlaşmazlıklara neden olduğunu da yazdı. (aa)
+
+
+
+ 619097
+ Başbuğ'dan 'devlet memurusun'a dava!
+ Taraf gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı'ya Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un hakaret davası açtığı ortaya çıktı. Kütahyalı bir süre önce "Devlet adamı değilsin,devlet memurusun İlker Paşa..." başlıklı bir yazı yazmıştı. Başbuğ'un bu yazıdan sonra kendisine hakaret davası açtığını, bugünkü köşesinde duyuran Kütahyalı Haber7'ye yaptığı açıklamada, davayı "inanılmaz"olarak değerlendirdi. "BAŞBUĞ KENDİNİ DEVLETİN TEK SAHİBİ SANIYOR" Taraf yazarı Kütahyalı hakkında açılan dava için şunları söyledi: "İlker Başbuğ'a "Devlet memuru" olduğunu hatırlattım. Bunun üzerine bana dava açıldı. Gerekçe aynen bu. İnanılmaz bir şey. Bu bir hukuk skandalıdır. Türkiye'de öyle bir zihniyet var ki kendine "devlet memuru" denmesini hakaret sayıyor. Kendini "Devletin tek sahibi" sanıyor. Ülkeyi seçilmiş iktidarı tanımadan yönetmek istiyor.Bu durum bu zihniyeti göstergesi.Dursun Çiçek olayına,AK Partiyi devirme planlarına şaşırmamak lazım. Malzeme bu..." "PATAGONYA GENARİLİ MİSİN SEN?" Kütahyalı bugünkü yazısında "Ey Mehmet İlker Başbuğ...Sana soruyorum... Patagonya generali misin sen? Ordaki meslektaşların gibi olmak istiyorsan günler geçti cancağızım...Devlet memuru olmayı paşa paşa kabul edeceksin...Yada paşa paşa istifa edeceksin...Yada küçümsediğin Kasımpaşalı seni görevden alacak...Karar senin..." gibi ifadelerle adeta Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a meydan okuyor... 2009-10-28 15:40:42 Nankörlük yapiyorsunuz! Insan siyasi arena da muhalif olabilr, gayet dogal bir sürec. Ama sanki 5-6 yil öncesine kadar Türkiye'de huzur, refah, kalkinma, cözüme kavusmus issizlik sorunu, ulasim, egitim, saglik gibi tüm sorunlu alanlar yokmus ve AK Parti iktidari bu sorunlarin yumagi ve kaynagi olarak göstermeye calisiyorsunuz! Pes dogrusu... Dünya'da olup bitenlere bir göz atin, ekonomik dalgalanmalara bir bakiniz, bilmiyorsaniz arastirin, ögrenin sonra Iskembe-i kübra'dan atiniz... Murad Eyüboglu 2009-10-28 15:39:44 g.k. başkanı neden rahatsız olmuş anlamadım.devlet memurusun tabi kardeşim.ağlama duvarının önünde poz vermeye benzemez bu işler.neyseki ülkede kütahyalı gibi cesur insanlarda var cesur subaylarda... cafer kahraman 2009-10-28 15:38:42 bende diyorum devlet memurusun işte benide dava et kabullenemiyorsan istifa et remzi 2009-10-28 15:37:05 Devlet adına çalışan herkes devlet memurudur. damaroperasyonu 2009-10-28 15:35:40 Düşünebiliyo musunuz, "devlet memuru" sözünü hakaret saymış. zaman biz neyiz? Başbuğ bir delet adamı olmadığını bu tavrıyla kendisi kanıtlamıştır. Devlet adamlığının bir ağırlığı vardır. Malesef onu Başbuğ'da göremiyorum. Almambet Manas 2009-10-28 15:34:25 ya buna nasıl devleyt memuru dersiniz...devlet memuru 1000 tl maaş alıyor, rezillik çekiyor, devlet ne derse onu yapıyor, yapmazsa en ufak bi zararını devlet memurları kanunu m.13 çerçevesinde tazmin ediyor...başbuğ'un maaşı ne kadar, ne rezillik çekio, EĞİTİM ZAYİATLARININ HESABINI VERİYO MU? abdullatif 2009-10-28 15:32:28 İlker Başbuğ tipi bir devlet memurudur. Bu kadar basit. Almambet Manas 2009-10-28 15:32:25 trabzon sever 2009-10-28 15:31:23 bir oglum olsun ismini rasim ozan koyacagim. tek cümleyle müthis bir insan. basbug sevgili rasim ozana dava acti ama rasim ozan ayni yazinin cok daha kararlisini bir kere daha yazdi. türkiye senin gibi özü sözü bir mert yigit ahlak sahibi dürüst insanlara muhtac sevgili rasim ozan seni cok seviyoruz. ilker basbug devletin bir kurumunda calisan ve devlet tarafindan maasi ödenen bir devlet memurudur. basbug herhangi bir devlet memurundan veya herhangi bir TC vatandasindan üstün degildir esit vatandastir hurrian-med imperator 2009-10-28 15:31:12 Hükümet, isverenlerin önünü yasalari kolaylastirarak, gereken fizibiliteyi hazirlayarak ve brokrasiyi seffaflastirarak aciyor. Isi ve görevi budur, fabrika kurmak degil. Bankalari, SSK'nu, KIT'leri vb. bundan önceki yönetimler kumar masalarinda peskes cekerken, Isvicre, Lichtenstein gibi ülkelere ülkenin paralari calinip götürülürken nerdeydiniz? "Emekli sadakanizi" sadaka kadar veriliyordu maaslar cünkü; saatlerce kuyruklarda beklediginizi, hastanelere alinmadiginizi vs. vs. ne cabuk unutunuz? Murad Eyüboglu 2009-10-28 15:28:12 demokratik yollarla gelmiş hükümeti devirmek vatana ihanettir kağıt parçası dediği belge gerçek çıktı ya özür dilemeli ya da istifa etmeli begenilmeyen yazar da üslübü fevri olabilir ama daha hiç boş sallamadı bugüne kadar onlarca üstüne kapatılmaya çalışan gerçeği günyüzüne çıkardı onur özsipahi 2009-10-28 15:27:02 Sahii... neden hiç zam talebinde bulunmuyor.. çocuk yardımı yapacaklarmış ilker paşanın gözü aydın.. bende devlet memuruyum şu orduyu toplasada bi ara bir Miting yapsak..valla zamlar yetersiz..Tabi ordu onu dinler mi bilmiyorum.. alper bozkurt 2009-10-28 15:24:43 İnsanın bi saygısı olur.Gazetecisin ama bu kadar da olmaz.Anladığım kadarıyla kendine kariyer yapıyosun. muharrem güler 2009-10-28 15:20:37 byressam 2009-10-28 15:20:19 Bu adam bu tür çıkışlarla,artistliklerle gündemde kalmak isteyen birisi sadece.Tamam kabul etmek lazım Genel Kurmay Başkanımız bir devler memuru ama olaya kanmamak lazım,yani bu adamın penceresinden bakmamak lazım.Genel yayın yönetmeninin ve gazetesinde yazı yazan dtplilerin etkisinde birşeyler yapmaya çalışıyo.Öyle artist artist konuşmakla olmaz bu olaylar.Beğenmesende saygı çerçevesinde eleştirisini yapması lazımdı.Kişiye değil,makama saygı lazım.Dediğim gibi reklam kokan hareketler bunlar.Pabucumunyazarı hamza görkem 2009-10-28 15:19:11 sayın başbuğ niçin rahatsız olmuş anlamadım. mustafa koca 2009-10-28 15:17:23 Genelkurmaybaşkanı devlet memurudur. Bunda dava açılacak bir durum yok. Ayrıca devlet memuru demek bir hakaret değildir. Bence tüm devlet memurları İlker Paşaya dava açsın. Ayhan KANLI 2009-10-28 15:11:49 Ey Mehmet İlker Başbuğ...Sana soruyorum... Patagonya generali misin sen? Ordaki meslektaşların gibi olmak istiyorsan günler geçti cancağızım...Devlet memuru olmayı paşa paşa kabul edeceksin...Yada paşa paşa istifa edeceksin...Yada küçümsediğin Kasımpaşalı seni görevden alacak...Karar senin..." abi adam bizim içimizdekileri yazmış helal olsun,kalemine,yüreğine sağlık.. HERKES HADDİNİ BİLECEK kerem özcan 2009-10-28 15:08:51 laf söylemek kimsenin haddi değildir hele burdaki yorumcuların asla yazar olduğunu sanan kişi sanamı kaldı bunları sormak askere bile laf söylemek çok normal hale geldiya hep akpnin işleri bunlar yazıklar olsun doğudakilerin istediğide tam bu sayenizde olmaya başladı bravoo yağmurbulutu 2009-10-28 15:07:25 mertebeye gelmiş biri, devletin memuru değil devletin kölesi olmalı. kendini devletine milletine adamalı. siyaset değil askerlik yapmalı. (bu güne kadar tsk siyaset değil görevi olan askerliği yapsaydı pkk kalmazdı.) dev aynasından bakıp kendini milletten üstün görmemeli, kibirlenmemeli millete tuzak kuranların yanında değil karşısında durmalı. kütahyalı'yı ve diğer cesur insanları tebrik ediyorum. şükürler olsun ki cesur insanların sayısı hergeçen gün artıyor. Ali Saklı
+
+
+
+ 619302
+ İngiliz turiste yüksek tazminata itiraz
+ AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, ölen ve yaralanan İngiliz vatandaşlarının ailelerinin açtığı tazminat davasına bakan Aydın 1. İdare Mahkemesinin, ölen İngilizlerin ailesine, destekten yoksun kalmaktan 50 bin 880 lira tazminatın yasal faiziyle ödenmesini kararlaştırması ve yaralanan turistlere, iş gücü kayıpları, muhtemel ömürleri ve ülkelerindeki gelirleri göz önüne alınarak, 219 bin ile 704 bin lira arasında değişen tazminatların ödenmesi kararını vermesinin ardından, Aydın Valiliği karara itiraz etti. 23 Ekimde Danıştay Başkanlığı'na başvuran Aydın Valiliği, ''yürütmenin durdurulması'' istemiyle temyizen ilgili kararların bozulmasını talep etti. Valiliğin itirazında, öncelikle yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olan ve eksik incelemeye dayanan Aydın 1. İdare Mahkemesinin 17.10.2009 tarih ve değişik Esas ve Karar sayılı kararlarının temyizen incelenerek ''bozulmasına'', yargılama masraflarıyla vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği belirtildi. -OLAY- Kuşadası-Kadınlar Denizi Plajı hattında çalışan bir minibüse, 2005 yılının temmuz ayında bomba bırakılmış, cep telefonu düzeneği bulunan uzaktan kumandalı bombanın patlatılması sonucu minibüste bulunan 2'si yabancı uyruklu kişi ölmüş, 14 kişi yaralanmıştı. AA
+
+
+
+ 618332
+ Bir iletişim faciası!
+ Feyzi Hepşenkal ArayışBir iletişim faciası! 28 Ekim Çarşamba 2009 ANLI şanlı profesör olmak, aynı zamanda bir işi düzgün yapmak anlamına gelmiyor olmalı ki; Üniversitesi Hastaneler Başhekimi Prof. Dr. Muhammed Güven, yardımcısı Prof. Dr. Kudret Doğru ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Emine Alp düzenledikleri basın toplantısında “üniversitelerinde okuyan, 20 yaşlarında, isminin baş harfi ‘E’ olan bir öğrencide virüsüne rastlandığını” açıklayabiliyor. Keşke aynı üniversitenin İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Hamza Çakar’a sorsalardı: “Hocam, biz bu açıklamayı yaparken domuz gribine rastlanan öğrencinin adını açıklayalım mı, açıklamayalım mı, ne yapalım?” İletişimden zerre kadar anlayan biri, ancak “Sadece baş harfini açıklamayın da, ne yaparsanız yapın” derdi onlara! Hiç kuşkum yok. Bütün Emre’ler, Erol’lar, Eylem’ler, Erdoğan’lar, Emine’ler, Ezgi’ler, Evren’ler “büyük gözaltı” sendromunu yaşamaya... Ve Erciyes Üniversitesi’ndeki 30 bin öğrenci “E Toto” oynamaya başlamıştır çoktan! Dünyada korkunç bir çelişki yaşanıyor. İlaç sektörü ile silah sektörü, birincilik için yarışıyor. Güya biri insanları yaşatmak, öteki öldürmek için var ama dertleri aynı: Para... Ne kadar meselâ? En alta trilyon yazın, sonra çıkın üzerine, çıkabildiğiniz kadar. ’den örnekleyelim... bütçesinin yüzde 10’nunu; yani milyar lirayı “tartışmalı” domuz gribi aşısı için harcayacak. Genel hava şu ki, insanları çoğu bu aşıdan uzak duracak! zaman milyonlarca aşı elde kalacak. Gitti mi paralar boşa! Yok. “Boşa” lafı yanlış. Sözün doğrusu, birilerinin “kasasına” olacak! Bremen mızıkacıları! DOĞDUM, büyüdüm, bugüne geldim. Daha bir gün, şu “kardeş kent” hikâyesinin, masaldan öte anlam taşıdığına ilişkin bir olaya rast gelmedim. Sadece bizden birileri gider, bir yerlere. Yer, içer, gezer; sözüm ona “kardeş kent protokolü” imzalayıp, gerçekten bir “kâğıt parçası” ile döner! Ardından bir yerlerden birileri gelir, aynı turu izler. İşte son örnek: Kardeş Kent Derneği üyelerini ağırlayan İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Sırrı Aydoğan, 1993 yılından bu yana İzmir’in kardeş kenti olan Bremen ile çok yakın temaslarda bulunduklarını ve Bremen’in, İzmir’in en aktif kardeş kenti olduğunu söyledi. Aydoğan, her yıl düzenlenen programlarla bir araya geldiklerini, kendilerinin de en kısa zamanda Bremen’i ziyaret edeceklerini kaydetti.” Tamam işte. Aynen dediğim gibi! Bu arada... Bremen’den gelen dostlar, keşke yanlarında meşhur “mızıkacılarını” da getirselerdi! Tek karelik masal (222 yazı)
+
+
+
+ 618198
+ Devlet üç çocuğu nasıl ortada bıraktı?
+ Devlet üç çocuğu nasıl ortada bıraktı?YAŞAR ANTER Muğla DHA 28.10.2009Kimsesiz kalan kardeş, Nesibe, Mehmet (solda) ve Ali Rıza yurda yerleştirildi. Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’da anne babasız ortada kalan kardeş, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nden geri çevrildi. Çaresiz eve dönen kardeşlerden ikisinin, bazı kişilerce yasadışı şekildefarklı şehirlere götürüldüğünü öğrenen Muğla Valisi Altıparmak, çocuklara sahip çıktı ’nın ilçesinde anneleri tarafından terk edilen, babaları ölünce de ortada kalan 7, 11 ve 13 yaşlarındaki üç kardeşi Vali Ahmet Altıparmak kurtardı. Muğla Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne kabul edilmeyen kardeşlerin ikisinin yasadışı şekilde bazı kişilerce, farklı şehirlere götürüldüğünü öğrenen Vali Altıparmak, jandarmayla çocukları bulup yurda yerleştirdi. Anne Sergül Şahin (40), bir yıl önce yaşındaki kızı Songül’ü de yanına alarak evi terk etti. Eşini dönmeye ikna edemeyen çiftçi Yusuf Şahin (50), okula giden çocukları Nesibe (13), Ali Rıza (11) ve Mehmet’e (7) hem annelik hem babalık yaptı. Kalp hastası Şahin, 4.5 ay önce elektrik kontağından çıkan yangında evi ve eşyalarının yanması üzerine ikinci bir şok yaşadı. Çocuklarıyla ortada kalan Şahin, köylülerin desteğiyle yanan evinin yerine tek odalı bir ev yaptı. Çocuklarıyla duvarları sıvasız, elektriği ve suyu olmayan evde barınmaya çalışan Şahin de üç hafta önce geçirerek yaşamını yitirdi. Babalarını köylülerin yardımıyla toprağa veren üç çocuğa köylüler sahip çıktı. Durumu öğrenen Kaymakam Feridun Cemal Özdemir de çocukların Sosyal Hizmetler ve (SHÇEK) yurduna yerleştirilmelerini sağlamak için muhtara talimat verdi. Mustafa Koca gerekli evrakla çocukları geçen cuma Muğla Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne götürdü. Ancak burada, “Size bir ekip göndereceğiz. Aile durumunuz incelendikten sonra belki alabiliriz” yanıtıyla karşılaştı. Şoke olan muhtar çaresiz çocukları evlerine geri götürmek zorunda kaldı. Kuma diye aldılar, iddiası Çocukların durumunu öğrenen yedi kişilik bir grup, hiçbir resmi izin olmaksızın cumartesi günü üç kardeşten Mehmet’i alarak Ula ilçesine bağlı Çıtlık köyüne götürdü. Aynı gün bir başka kişinin de yine izinsiz olarak abla Nesibe’yi Denizli’ye kuma olarak götürdüğü öne sürüldü. Validen soruşturma Çocukların dramını öğrenen Vali Altıparmak “Çocukların böyle bir rezalete kurban gitmesine göz yumamayız. çocukları alıp bir yerlere götürenlerin canlarına okurum. Bu çocuklar devletin koruması altında olacak, yaşamlarını en iyi şekilde sürdürmeleri, en iyi eğitimi almaları için elimizden geleni yapacağız” diyerek tepki gösterdi. Altıparmak, çocukların geri alınması için jandarmaya talimat verdi. Jandarma tarafından önceki gün geri alınan Nesibe ve Mehmet ile diğer kardeşleri Ali Rıza, Muğla İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü Çocuk Esirgeme Kurumu Yurdu’na yerleştirildi. Çocukları, yasadışı şekilde götürdükleri iddiasıyla dört kişi hakkında da soruşturma başlatıldı.
+
+
+
+ 617986
+ Forbes listesinden kırmızı bültene 'Uzan''an hikaye
+ Süleyman Demirel, 10 Temmuz 2003'te yanına gelen Star TV Ankara Temsilcisi Hayrullah Mahmud'a off the record şartıyla şunları söylüyordu: "Kemal Bey benim kadim dostumdur. Kendisini severim. Kazandığı her şeyi tırnaklarıyla kazıyarak elde etti. Başlarına gelen hadise tamamıyla gasptır. Bunun başka bir açıklaması olamaz." Demirel'in bu sözleri aslında Uzan olgusunun Türkiye'yi de aşan boyutlara gelmesindeki nedenleri de açıklaması bakımından önemliydi. Hayrullah Mahmud bu görüşmeyi, dönemin Star Yayın Yönetmeni Can Ataklı'ya, da Hakan Uzan'a mail yoluyla ulaştırıyor. Aynı görüşmede, "Demirel'den son bir söz" denilerek şunlara da yer veriliyor: "Asker kendi üslubu içinde herkesi, her kurumu kullanmak ister. Kullanır! Ama hiçbir siyasi partiyi arkalamaz. Askeri arkasına alarak iktidara geleceğini düşünmek saflıktır!" Bugün köşe yazılarına konu olan bilgilere göre, yakın çevresinden birileri Uzan'a istisnasız her gün 'haftaya darbe olacak' türü haberler götürüyordu. Demirel de bu açıklamayı bunun üzerine yapmıştı muhtemelen. 2009 başında Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınıp tutuklanan Star'ın eski Ankara Temsilcisi Hayrullah Mahmud, başkentte canhıraş bir çaba içindeydi dönemde. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a gitmiş, bu görüşmeyi de sağ kolu Engin Saydam üzerinden Cem Uzan'a ulaştırmıştı. Baykal'ın, görüşmede Uzanlar için "Ya hapse girip Mandela gibi özgürlük savaşçısı olacaklar ya da yurt dışına kaçacaklar. Mutlaka bağlantılı oldukları bir ülke vardır." yorumunu yaptığı daha sonra ortaya çıkacak bilgisayar kayıtlarından anlaşılıyordu. Baykal'ın olayı Demirel'e göre 'gasp' olarak değil, daha gerçekçi bir düzlemde yorumladığı bugün daha net ortaya çıkıyor. İşte satırlar: "Baykal, Uzanların ÇEAŞ-Kepez'e el konulması ile başlayan süreçte yaptıkları en büyük hatanın geçmişteki ezberlerinden kaynaklandığını anlattı..." Uzanların geçmişteki ezberleri ile Baykal ne demek istemişti? 1965'ten bu yana Türk siyasetinde en önde bulunan, cumhurbaşkanlığı ve defalarca başbakanlık yaparak Türkiye'yi idare eden Süleyman Demirel'in 'Kemal Bey benim kadim dostumdur' demesiyle Baykal'ın 'geçmişteki ezberler' ifadesi arasında bir ilinti var mıydı? Buna sonra geleceğiz. Aslında Uzanlar'a bu tür uyarıları yapan birileri daha vardı. Siyasi Ekonomik Sosyal Araştırmalar ve Strateji Geliştirme Merkezi (SESAR) Başkanı, Ergenekon'da yargılanan İsmail Yıldız, ÇEAŞ ve Kepez Elektrik'e el konulmadan önce Hayrullah Mahmud, Can Ataklı ve Coşkun Çoroğlu'na, Uzan Grubu'na karşı başlayacak operasyon ile buna karşı yapılması gerekenleri anlatmıştı. Yıldız, önceki uyarılarının ne kadarının Cem Uzan'a ulaştırıldığından emin olmadığını vurgulayarak Uzanlara ikinci defa çok ciddi değerlendirmelerde bulunuyordu. Mahmud, 20 Temmuz 2008'de, bunları da mail yoluyla Saydam'a iletmişti: "1- Her şeyi olduğu gibi başa döndürecek bir mucize beklemeyiniz. Hiç değilse bu aşamadan sonra gerçekçi olunuz. 2- Uzan Grubu her şeyini, hatta hürriyetini kaybedebileceği gibi, onurunu ve malvarlığının çok önemli bir kısmını kurtarabilir. Bu tamamen size bağlı... 3- Uzan Grubu ile Genç Parti'nin kaderi aynılaştı. 4- Tutumunuzu ve stratejinizi aynen devam ettirmeniz hâlinde akıbetiniz yok olmaktır. Tayyip Erdoğan'ı tanımıyor ve ciddiye almıyorsunuz. Oysa çok tehlikeli bir adam. (...) Onu kavgaya kışkırttınız ve meseleyi şahsileştirmesini sağladınız. Bu bir ABD operasyonu olarak başladı, başlatıldı. Hükûmetin meseleyi içselleştirmesini sağladınız. 5- Size destek olması beklenebilecek unsurlar, sizi korumak yerine iki gücün birbiriyle çarpışarak birlikte yara almasını tercih ettiler."
+
+
+
+ 618159
+ Filistinli kendi suyundan mahrum
+ Bazı Filistin köylerinde günlük tüketiminin 20 litreye kadar düştüğüne dikkat çekilen raporda, Filistinlilerin kendilerine yetecek kadar bile ziraat yapamadıkları belirtilerek, hayvancılık yapanların da sürülerinin sayısını azaltmak mecburiyetinde bırakıldıklarına işaret edildi. Filistin İdaresi'ne en fazla mali yardımı yapan kurum olarak Avrupa Birliği'ne çağrı yapan UAÖ, İsrail'in bir an evvel ikna edilerek Filistinlilerin temiz suya erişim haklarının teminini istedi. İsrail hükümeti ise raporu "yanlı ve yanlış" buldu. Uluslararası Af Örgütü'nün dün yayımladığı "Sorunlu sular: Filistinlilerin suya adil ulaşım hakkı engelleniyor" isimli raporda İsrail sert şekilde eleştiriliyor. Rapora göre, İsrailliler kişi başına günde 300 litre su tüketirken, Filistinlilerde bu miktar günlük ortalama 70 litre olarak ortaya çıkıyor. Bu rakam Dünya Sağlık Örgütü'nün 100 litre tavsiyesinin altında bulunuyor. İsrail'i Filistinlilerin su altyapısını inşa etmesini engellemekle suçlayan UAÖ, ülkedeki ve işgal altındaki su kaynaklarının yüzde 80'inin de İsrail tarafından kullanıldığını tespit ediyor. Su kaynaklarının büyük bir kısmı ise işgal altındaki Batı Şeria'da bulunuyor. Rapora göre Batı Şeria'daki Filistinliler kendi sularının sadece küçük bir kısmını kullanabilirken, Batı Şeria'daki gayri kanuni Yahudi yerleşim birimleri sınırsız su sarf ediyor. Gazze'deki durumun daha da vahim olduğuna işaret edilen raporda, yeraltı kaynaklarının yüzde 90'ının kirlendiğini, ancak İsrail'in devam eden ablukası yüzünden su ve kanalizasyon altyapısının da tamir edilemediği kaydediliyor. Raporda su ve kanalizasyon sisteminin de İsrail'in Dökme Kurşun operasyonu sırasında tahrip edildiği özellikle belirtiliyor. Filistinlilerin günlük ihtiyaçları için asgari su bulmakta zorlandığına dikkat çekilen raporda İsrail ordusunun sarnıçları dahi tahrip ettiği ve su tankerlerine el koyduğu tespit ediliyor. Avrupalı avukatlar İsrailli askerlerin peşinde İsrail'i, Gazze saldırıları sırasında savaş suçu işlemekle suçlayan Goldstone Raporu'nun ardından bazı avukatlar da bu suçları işleyen İsrailli askerlerin peşine düştü. İsrail'de yayımlanan Haaretz gazetesine göre, İngiltere, Hollanda, İspanya, Belçika ve Norveç'ten avukatlar, Filistin'e destek veren sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte hareket ederek ocaktan beri Gazze'de Filistinlilerin ifadelerini topluyor. Bununla, Gazze saldırılarına karışmış üst düzey askerlerin, ziyaret ettikleri ülkelerde yasaların imkan tanıması halinde mahkemelerin önüne çıkarılması hedefleniyor. İngiltere'deki çalışmaları koordine eden avukat Daniel Makover, gazeteye yaptığı açıklamada, listede kaç askerin bulunduğunu söylemekten kaçındı; ancak bazı askerler hakkında suçlamaların "çok net" olduğunu belirtti. Makover, bazı isimlerin şimdiden sınırdaki görevlilerin izleme listesinde olduğunu da kaydetti. İsrail de yurtdışını ziyaret edecek görevlileri önceden uyarıyor. Dışişleri, ziyaret öncesi yurtdışında nasıl davranmaları gerektiğini yetkililere anlatıyor.
+
+
+
+ 618095
+ TRT'nin çıkışları birilerini rahatsız etti
+ NAZİF GÜRDOĞAN İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ TRT'nin çıkışları birilerini rahatsız etti İSTANBUL (A.A) TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Kurumun gelirlerini arttırmaya yönelik düzenlemelere ilişkin eleştirilerin haksız olduğunu belirterek, 'Kamu yayıncılarının parasını halk öder, bu ilave bir vergi değildir' dedi. Şahin, 'Haksız yere bir eleştiri yumağıdır gidiyor. Herhalde TRT'nin bu çıkışı birilerini rahatsız etse gerek' diye konuştu. TRT'nin kimseye rakip olmadığını ifade eden Şahin, kamu yayını yaptıklarını belirterek, düzenlemenin tamamen kendi istekleri doğrultusunda gerçekleştiğini söyledi. Şahin, Türkiye ile batı ülkeleri kıyaslandığında, kendilerinin çok düşük bir para aldıklarının görüleceğini ifade etti. İbrahim Şahin, göreve gelmeden önce yüzde 3.5 elektrik payı kesiliyorken, bunun yüzde 2'ye düştüğünü vurgulayarak, 'Yüzde brüttü, nete düştü. Brüt ile net arasında 125 trilyon lira gelir kaybı oldu” şeklinde konuştu. 28.10.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 617901
+ Lübnan'dan Rokete İsrail'den Bomba
+ : Lübnan'dan Rokete İsrail'den Bomba Yayına Giriş: 27.10.2009 23:57:07 Güncelleme: 27.10.2009 23:57:07 İsrail'in kuzeyine Lübnan'dan roket saldısı düzenlendi. İsrail ordusu bu saldırıya Lübnan'ın güneyini bombalayarak karşılık verdi. İsrail'in kuzeyindeki Yukarı Celile bölgesine Lübnan topraklarından roket saldırısı düzenlendi. Katyuşa roketiyle düzenlenen saldırıda ölen ya da yaralanan olmadı. Lübnanlı yetkililer, roketin Lübnan'ın güneyindeki Houla köyünden atıldığını açıkladı. Saldırıdan kısa bir süre İsrail'in misillemesi geldi. İsrail savaş uçakları roket saldırısının düzenlendiği bölgeyi bombaladı. İsrail topçusunun da savaş uçaklarına bombardıman sırasında destek verdiği bildiriliyor. Lübnan güvenlik güçleri, İsrail'in karşı saldırısında ölen ya da yaralanan olup olmadığı konusunda henüz bilgi bulunmadığını belirtti. Karşılıklı saldırıların ardından Lübnan'ın güneyinde bulunan Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü UNIFIL'e ait birlikler Houla köyüne ve bölgeye girişi kapattı.
+
+
+
+ 619000
+ İstanbul'da elektirik kesintisi
+ Boğaziçi Elektrik ve Dağıtım AŞ'den (BEDAŞ) yapılan açıklamaya göre, 30 Ekimde Eyüp'te 09.00-15.00 saatleri arasında Pirinçli Yolu, Eyüpoğlu Koleji, Kumşu, Ata Burgaz, Dumlupınar Su ve Yaşamkent civarına elektrik verilemeyecek. 31 Ekimde Gaziosmanpaşa'da 09.00-16.00 saatleri arasında Pazariçi Mahallesi, Gazi Muhtarpaşa Caddesi ve 1. Mineli Sokak, aynı tarihte Arnavutköy'de 08.00-15.00 saatleri arasında Yeniköy sahil ve civarı, Milten, Taşocaklarında elektrik kesintisi uygulanacak. Kasımda Arnavutköy'de 08.00-15.00 saatleri arasında Hacımaşlı, Köyiçi, Su Motoru mevkisi, Eski Şamlar Köyiçi, Kayabaşı Köyiçi, Kayabaşı Altınşehir yolu üzeri ve civarına, 10.00-11.00 saatleri arasında da Taşoluk Yayla Caddesi, 2008, 2009, 2010, 2011, 2067, 2068 sokaklar ve civarı elektrik alamayacak. AA
+
+
+
+ 618648
+ U2'nun biletleri yıl önceden satışa çıkıyor
+ 10.52 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, U2'nun biletleri yıl önceden satışa çıkıyorANKA Dünyanın en büyük grubu U2, hayranlarının yıllar süren bekleyişinden sonra 360° Tour kapsamında ’ye gelmeye hazırlanırken, konserin biletleri yaklaşık bir yıl öncesinde satışa çıkıyor. Live Nation tarafından Pozitif ve işbirliği ile, Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında, Eylül 2010 tarihinde, İstanbul ’nda gerçekleştirilecek konserin biletleri Kasım Pazartesi günü satışa sunuluyor. Müzikseverler "One", "With or Without You", "I Still Haven’t Found What I’m Looking For", "Mysterious Ways" gibi parçaları belleklere kazınan, satış rakamı 145 milyonu aşan albümleriyle müzik gündeminden hiç düşmeyen, 22 adet kazanarak rekor kıran gerçek rock efsanesi U2’yu canlı izleme fırsatını bulacaklar. Yılın en büyük etkinliği olacak U2 konserinin biletleri, satış kanallarından (www.biletix.com, Biletix 0212 556 98 00 ve Biletix satış noktaları) ve ’lerinden satışa sunulacak. "U2 360° Tour" İstanbul konserinin sahne tasarımına uygun olarak farklı kategoride satışa sunulan tribün ve saha içi biletlerinin fiyatı ise 50 TL ile 375 TL arasında değişiyor. Kasım tarihinden itibaren satın alınan biletler, 2010 Haziran’ından itibaren bilet sahiplerine posta yoluyla teslim edilecek. Geçen hafta düzenlenen basın toplantısına konuşmacı olarak katılan, U2’nun turnesini dünya çapında organize eden dünyanın en büyük etkinlik operatörlerinden Live Nation Orta ve ’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Dowdall, "2009’da başlayan ‘U2 360° Tour’ için bugüne kadar milyon bilet satıldı. Turnenin neredeyse her ayağında katılım rekorları kırılıyor ve biletler saatler içinde tükeniyor. Bu muazzam turne sponsorluğunda düzenlense de İstanbul ayağının gerçekleştirilmesinde İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın katkısı büyük önem taşıyor" şeklinde konuşmuştu. Konserin organizatörlerinden Pozitif Şirketi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Cem Yegül ise konseri özetle şu sözlerle değerlendirmişti: "Bugüne kadar lojistik koşulların sağlanamaması nedeniyle ülkemizde göremediğimiz U2’yu yedi-sekiz senelik yoğun bir çabanın sonucunda Türkiye’ye getiriyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Tarihin en büyük turuna İstanbul ve Türkiye’deki tüm U2 hayranlarının tanıklık edecekleri günü iple çekiyoruz." İstanbul Kültür Vakfı adına katılan Genel Müdürü Görgün Taner ise şunları ifade etmişti: "Türkiye’nin "U2 360° Tour" kapsamındaki 44 şehirden biri olması ve bu muhteşem organizasyonun İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti unvanını taşıyacağı 2010 yılında gerçekleştirilecek olması gerçekten çok önemli. 15 sene öncesinin İstanbul’unda izlemeyi hayal bile edemediğimiz konserlerin düzenlendiği 2000’li yılların gençleri çok şanslı." .
+
+
+
+ 618024
+ Bu AVM’ye bekâr giren evli çıkıyor
+ Bu ’ye bekâr giren evli çıkıyorEKONOMİ SERVİSİ 28.10.2009Kuyumcukent İşletmeleri Başkanı Kemal Merim ve Mor Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Filiz Özek proje hakkında bilgi verdi. Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’deki 2.5 milyar dolarlık evlilik pazarı iştah kabartırken, ’da kurulu Kuyumcukent, evlilik üzerine ihtisaslaşan ‘Bazaar Wedding Mall ’yi hayata geçirmeye hazırlanıyor Bazaar projesiyle yalnızca sektörüne değil, gelinlikten mobilyaya, beyaz eşyadan teknolojiye, çeyiz ürünlerinden balayı seyahatine uzanan geniş yelpazede hizmet vermeyi hedeflediklerini söyleyen Kuyumcukent İşletmeleri Başkanı Kemal Merim, proje ve çalışmalar hakkında bilgi verdi Yaklaşık 100 milyon dolarlık yatırımla inşaatı tamamlanan Bazaar’ın kiralama çalışmalarına başlandığını belirten Merim, bu alışveriş merkezinde evlilik konseptini hayata geçireceklerini kaydetti. ’deki tüm ’lerin birbirine benzemeye başladığını söyleyen Merim, “Farklı ne yapabiliriz diye yola çıktık. İçinde salonlarının da bulunacağı böyle bir evlilik konseptine sahip bir AVM üzerinde karar kıldık. Sözden balayına kadar her hizmeti sunacağız. Bu AVM’ye bekar gireni evli çıkaracağız” dedi.
+
+
+
+ 618929
+ Wolfsburg biletleri 75-650 TL!
+ Wolfsburg biletleri 75-650 TL! 28/10/09 12:39 Siyah-beyazlı kulüpten yapılan açıklamada, BJK İnönü Stadı'nda saat 21.45'te oynanacak maçın biletlerinin Biletix'ten satışa çıktığı bildirildi. Karşılaşmanın bilet fiyatları şöyle: VIP üst ve E: 650 TL VIP üst ve F: 400 TL VIP alt ve F: 250 TL VIP alt ve E: 320 TL VIP alt ve D: 400 TL Numaralı orta: 275 TL Numaralı kenar: 225 TL Kapalı üst: 225 TL Kapalı alt: 200 TL Yeni açık: 75 TL Eski açık: 75 TL Misafir takım seyircisi (Eski açık): 80 TL
+
+
+
+ 618717
+ CNN TÜRK haberle, haberciliğiyle konuşacak
+ CNN TÜRK, HABERTÜRK'ün, Zübeyir Aydar ile yapılan röportajı 'skandal yayın' olarak nitelendirmesiyle başlayan tartışmayı Mehmet Ali Birand, Yavuz Oğhan ve Rıdvan Akar'ın da katıldığı 'haber toplantısı'nda noktaladı: "CNN TÜRK haberle, haberciliğiyle konuşacak. Kıblemiz, Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi..."
+
+
+
+ 619291
+ Kars'ta 261 adet sikke ele geçirildi
+ Kars Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, İl Jandarma Komutanlığı'nca yapılan istihbarat çalışmalar sonucunda Selim ilçesi Sarıgün köyünde tarihi eser kaçakçılığı yapıldığının tespit edildiği belirtilerek, "Sarıkamış ve Selim ilçesinde eş zamanlı yapılan aramalarda şahıs yakalandı. Yakalanan şahısların üst, ev, işyeri ve eklentilerinde yapılan aramalar neticesinde; Bizans dönemine ait 261 adet bakır sikke, adet balta başı, adet de at koşum üzengisi ve çok miktarda küp parçası ele geçirildi." denildi. Açıklamada ayrıca, olay ile ilgili tahkikata başlanıldığı, soruşturmaya Selim Cumhuriyet Savcılığı'nca devam edildiği vurgulandı.
+
+
+
+ 618096
+ Biz uyarmıştık! Fındık stratejisi değişiyor!
+ NAZİF GÜRDOĞAN İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ Biz uyarmıştık! Fındık stratejisi değişiyor! ANKARA Hükümet tarafından temmuz ayında açıklanan ve üreticilerin tepkisine yol açan Fındık Stratejisinde değişikliğe gidildi. Değişiklikle, ilçede daha ruhsatlı fındık üretimine izin verilirken, 750 metrenin üzerindeki yüksekliklerde fındık üretimine devam edilebilecek. Bu değişikliğin ilk yapıldığı günlerde Yeni Şafak gazetesi olarak bunun imkansız olduğunu belirtmiştik ve yanlıştan dönüldü. Böylece ilk belirlemelere göre yaklaşık 43 bin hektar alandaki fındık bahçelerinin sökülmesi gerekmeyecek. Kararnamede yapılan değişiklikle 750 metrenin üzerinde bulunan ruhsatlandırılacak alanlarda fındık üretimine izin verildi.Buna göre, '1. ve 2. sınıf tarım arazileri ve yüzde 6'dan daha az eğimli 3. sınıf tarım arazileri dışındaki arazilerde' ruhsatlandırmak şartıyla fındık üretimi yapılabilecek. Düzce'nin Merkez ve Kaynaşlı, Sakarya'nın Ferizli ve Karapürçek, Gümüşhane'nin Kürtün ilçeleri de ruhsatlı fındık üretim alanlarına dahil edildi. Bu ilçelerde de '1. ve 2. sınıf tarım arazileri ve yüzde 6'dan daha az eğimli 3. sınıf tarım arazileri dışındaki arazilerde', ruhsatlandırmak şartıyla fındık üretimi yapılabilecek. 28.10.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 619236
+ ERDOĞAN'DAN 29 EKİM MESAJI
+ Karakter boyutu -Üye olmayan okurlarımızın yorumları "Misafir" kullanıcı adıyla yayınlanmaktadır. -Sayfamızda yer alan okur yorumları, kullanıcılarımızın kendi görüşleridir. Okur yorumlarından haberturk.com sorumlu tutulamaz. İzleyici Hattı: (0212) 313 77 11 (22 veya 33)
+
+
+
+ 618751
+ İrlanda'da domuz gribinden 10. ölüm
+ İrlanda'da domuz gribinden ölenlerin sayısı 10'a yükseldi. Sağlık Bakanlığı, bir hafta içinde iki kişinin daha H1N1 virüsü nedeniyle hayatını kaybettiğini bildirdi. Ülkede hastalıktan etkilenenlerin sayısının geçen hafta itibariyle iki misline çıktığına işaret eden uzmanlar, bebek bekleyen ve yeni doğum yapmış kadınların diğer kişilerden dört kat fazla risk altında olduğunu belirtiyor. İrlanda genelinde, öncelikli olarak risk gruplarını kapsayacak aşılama kampanyasına Kasımda başlanacak. AA
+
+
+
+ 618816
+ 'Beyin avcıları' bin Türk'ü takibe aldı
+ 'Beyin avcıları' bin Türk'ü takibe aldı 28 Ekim 2009 Çarşamba, 12:43 Dünyanın önde gelen insan kaynakları danışmanlık şirketi Heidrick&Struggles’in başkanı Stephan Langton, Türk yöneticilerle biraraya gelerek liderlik dönüşüm süreçlerini ve stratejilerini anlattı. Türkiye’de ‘beyin avcısı’ şirket olarak tanınan ve tüm dünyada geleceğin yönetici adaylarını takip eden Heidrick&Struggles’in başkanı Stephan Langton, amaçlarının dünya şirketlerinin daha iyi yönetilmesine yardımcı olmak olduğunu söylüyor. Stephen Langton, “Demografik değişim, küreselleşme ve sürdürülebilirlik konuları dünya liderlerinin desteğe ihtiyaç duydukları konulardan birkaçını oluşturuyor. Organizasyonların büyüyüp gelişebilmeleri sürekli değişime ayak uydurabilen korkusuz liderlerle mümkün”dedi. Tüm dünyada şirketlere CEO araştırma, yerleştirme gibi hizmetleri yürüten Heidrick Struggles’in, daha entegre bir yapıda hizmet verdiğini anlatan Langton, “Bu çerçevede yetenek kazanımı yetenek yönetimi, yapılandırma, organizasyon, üst yönetim etkinliği değerlendirmesi gibi tamamlayıcı çözümler de veriyoruz” dedi. Türkiye’de beyin avcısı olarak tanındıklarını ancak diğer alanlarda ön plana çıkmak istediklerini anlatan Heidrick&Struggles Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül Dicle ise “Müşterilerimize lider ekipler kurma ve ekipleri koruma konusunda destek vereceğiz. Yurt dışında görevli bin Türk yöneticiyi yakından takip ediyoruz. Bunların yüzde 11’i CEO, yüzde 57’si müdür yardımcısı. Biz onları performanslar��ndan terfilerine kadar yakından izliyoruz” diye konuştu. Beyin avcısı şirket Heidrick&Struggles’in Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül Dicle, Türk yöneticilerin son yıllarda sivrildiğine dikkat çekiyor ve “Son yıllarda Türkler ses getiriyor. Türk CEO’ların yurt dışında çalışmak için temel problemleri, olaylara lokal bakmaktı. Yakın pazarlardaki gelişmeleri izleyerek cesaret kazandılar. Yakın ülkelerde işe başlayarak seslerini duyurmaya başladılar” dedi. Hürriyet
+
+
+
+ 619468
+ Borsa günü kayıpla tamamladı
+ NAZİF GÜRDOĞAN İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ Borsa günü kayıpla tamamladı İSTANBUL İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal 100 Endeksi, günü 1493,62 puanlık kayıpla 48906,95 puandan tamamladı. Hisse senetleri ortalama 2,96 yüzde oranında değer kaybederken, işlem hacmi milyar 354 milyon 746 bin 114 TL seviyesinde gerçekleşti. Endeks, seans içinde en düşük 48683,39 puanı, en yüksek 50270,27 puanı test etti. 28.10.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 617874
+ Manisa'da şüpheli ölüm
+ İstanbul'dan Manisa'nın Salihli ilçesine gelen Yusuf D. (28) fenalaşınca Salihli Devlet Hastanesi'ne götürülmüş, dün akşam saatlerinde durumu ciddileşince özel donanımlı ambulansla Manisa Devlet Hastanesi'ne kaldırılmıştı. Yusuf D. özel giysili sağlık personeli tarafından getirildiği Manisa Devlet Hastanesi'nde hazırlanan özel odada gözlem altına alınmıştı. Kaldırıldığı Manisa Devlet Hastanesi'nde tedavi altında tutulan üniversite öğrencisi, bugün saat 20.30 sıralarında hayatını kaybetti. 27 Ekim 2009
+
+
+
+ 619274
+ 11. Haftanın Hakemleri Açıklandı
+ : 11. Haftanın Hakemleri Açıklandı Yayına Giriş: 28.10.2009 16:16:27 Güncelleme: 28.10.2009 16:16:27 Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu, Turkcell Süper Lig'de 11. hafta maçlarını yönetecek hakemleri açıkladı. 11. hafta maçlarında görevli hakemler şunlar: 31 Ekim Cumartesi 16.00 Antalyaspor-Bursaspor: Fırat Aydınus 20.00 Beşiktaş-Ankaragücü: Halis Özkahya Kasım Pazar 14.00 Denizlispor-İstanbul Büyükşehir Belediyespor: Selçuk Dereli 14.00 Gaziantepspor-Diyarbakırspor: Süleyman Abay 14.00 Gençlerbirliği-Manisaspor: Cüneyt Çakır 14.00 Kasımpaşa-Eskişehirspor: Kuddusi Müftüoğlu 16.00 Galatasaray-Sivasspor: Bülent Yıldırım 20.00 Kayserispor-Fenerbahçe: Tolga Özkalfa
+
+
+
+ 618896
+ General Motors Özbekistan'da gaza bastı
+ NAZİF GÜRDOĞAN İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ General Motors Özbekistan'da gaza bastı TAŞKENT (A.A) General Motors, Özbekistan'da yılın Ocak-Eylül aylarında 144 bin 622 adet araç üretti. Özbekistan Devlet İstatistik Komitesinden yapılan açıklamada, ülkenin Andican vilayetinde ki GM-Uzbekistan Özbek-Amerikan ortak otomobil fabrikasındaki araç üretimi yılın Ocak-Eylül aylarında yüzde artışla 144 bin 622 bulduğu belirtildi. Açıklamada, bu dönemde fabrikada üretilen araçların 63 bin 939'unu Nexia, 48 bin 598'ini Matiz, 16 bin 885'ini Damas, 816'sını Epica, 737'sini Captiva tipi modeller oluşturduğu belirtilirken, bu dönem içerisinde ilk defa 13 bin 647 adet Lacetti üretildiği kaydedildi. Ekim 2007'de, General Motors Corp., Özbek Oto Sanayi Birliği bünyesindeki araç fabrikasının yüzde 25 hissesini 66,7 milyon dolara satın alırken, bu çerçevede sermayesi 266,7 milyon dolar olan ortak fabrika kurma konusunda mutabakat sağlamıştı. 1996 yılında Güney Kore'nin Daewoo şirketi ile Özbek Auto Sanayi Birliği, eşit paylarla yıllık 200 bin adet araç üretme kapasiteli ve sermayesi 200 milyon dolarlık olan ve maliyeti 650 milyon dolar olan otomobil fabrikasını faaliyete açmış, Mayıs 2005'de ise Özbek tarafı Daewoo şirketine ait yüzde 50 hissenin tamamını 110 milyon dolara satın almıştı. Fabrikada, 2008 yılında yüzde 13,5 artışla 195 bin 38 araç üretilirken, bunun büyük bir kısmı başta Rusya olmak üzere Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerine ihraç edilmişti. 28.10.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 619309
+ Tüketici hangi AVM'leri tercih ediyor?
+ Alışveriş sektörü günümüzde birçok kitleye kadar ulaştı, kadından erkeğe yaşlıdan gence birçok yaş grubuna hitap eder hale geldi. Erkekler, alışveriş konusunda 'gerekmedikçe gitmem' derken, kadınlar ise alışverişi hayatının bir parçası olarak görüyor. Alışverişi keyifle özdeşleştirenlerin sayısı hiç de az değil.Hattaöyleki psikolojisini düzeltmekve kendisini şımartmak için alışverişe çıkanlar da var. Türkiye'de son dönemde hızlı artan AVM sayısı firmaları bualanda daha fazla tanıtım organizasyon faaliyetlerine yöneltiyor. Caddelerde, sokaklarda ve yol boyunca sıralı reklam bilbordlarında çok sayıda AVM'nin reklam afişlerini görmek mümkün. Peki tüketici bu konuda ne düşünüyor? İstanbul'un hatta Türkiye'nin en gözde alışveriş merkezlerinden 6'sınıEKOTRENT araştırdı.Ekotrent, alışveriş merkezleri; Ak Merkez Cevahir, Profilo, İstinye Park, Metro City ve Kanyon'un neden tercih edildiğini ortaya koydu. Tüm AVM'lerde alan kiralayan markaların birbirinden farkı yok gibi görünse de işin aslı hiç de öyle değil... EKOTRENT 2009-10-28 16:53:37 Bedenini sere serpe teşhir eden kadın hem tüketimi tahrik ediyor –ki liberal kapitalist sistemin can damarı burada atmaktadır– hem de bedenini ve bedeni üzerinden kişiliğini tüketiyor. Yüksek kültür ve medeniyette kemale ermenin örtüyle doğrudan ve yakın ilgisi var. İnsani kültür ve medeniyet tekamül ettikçe giyim kuşamdaki incelik ve estetik alanında zenginlik ve çeşitlilik de artar. Antropolojik olarak bu böyledir. İlkelliğe doğru düşüş baş gösterdikçe çıplaklık öne çıkar. Kadın reklam için kullanılmamalı ABDULLAH KULOGLU 2009-10-28 16:25:37 avm lerdeki magazalarımız can cekisiyor. cadde ustu magazalarımız herzaman işlek. bu haberler avm leri kurtarma cabası sadece. Fatih Korkmaz
+
+
+
+ 618763
+ Küresel tüketici güveni arttı
+ 16 Ekim'de tamamlanan 2009 Nielsen Global Tüketici Güven Endeksi verilerinden derlenen bilgiye göre, Türk tüketicisinin küresel ekonomik krizin geçtiğine dair güveni, geçen yıla göre altı puan arttı. Türkiye Tüketici Güven Endeksi, geçen yıl, 67 puandan 62'ye gerilemişti. Küresel endekse göre ise tüketiciler ekonomik krizin düşüşe geçtiğine ve krizdeki en kötünün bittiğine inanıyor. Geçen yıl 84 olan Dünya Tüketici Güven Endeksi ortalaması bu yıl 86 puana çıktı. 'de, tüketici güveni, 2007 yılından buyana ilk kez bu yıl artış gösterdi. En yüksek tüketici güven artışı 'da görüldü. 'ı Endonezya ve Norveç izliyor. Tüketici güveninin en az olduğu ülkeler ise ve Letonya olarak gösteriliyor. Küresel Tüketici Güven Endeksi sıralaması Küresel Tüketici Güven Endeksi listesinde, en üstteki 10 ülke Endonezya, Norveç, Vietnam, Filipinler, Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri, ile Danimarka ve Yeni Zelanda olarak sıralanıyor. En alttaki 10 grupta ise Tayvan, Çek Cumhuriyeti, Türkiye, İrlanda-Estonya, Romanya, Macaristan, Litvanya, Portekiz-Güney Kore ile Letonya- yer alıyor. Uluslararası piyasa araştırma şirketi Nielsen, bünyesinde barındırdığı entegre analizler,deneyim ve bilgiler, pazarlama verileri ve gelişmiş teknolojiler aracılığıyla, müşterilerinin bulundukları pazarı her açıdan görmelerini ve tüketicileri anlamalarını sağlamaya yönelik anketler düzenliyor.
+
+
+
+ 618220
+ Çocuğunuza 'öğrenilmiş çaresizlik' duygusunu yaşatmayın
+ Bunu defalarca denemiş ve her seferinde 5. santimetrede çarpıp düşmüş. En sonunda başı belaya girmeden, sağa sola çarpmadan ilerlemek için beş santimetreden fazla sıçramaması gerektiğini öğrenmiş. Pireyi camın dışarısına çıkarmışlar ama pire bir daha beş santimetreden fazla sıçramaz olmuş. Yani bilimsel tabiri ile "öğrenilmiş çaresizlik" geliştirmiş. Çocuklarımız da defalarca deneyip başarısız oldukları konularda belli bir zaman sonra öğrenilmiş çaresizlik geliştiriyor ve deneyip başarısız olmayı göze almaktansa hiç denememeyi tercih eder duruma geliyorlar. Çocuklarımızın öğrenilmiş çaresizlik duygusunu geliştirmemeleri için anne-babaya ve öğretmenlere büyük görev düşüyor. Öğretmenler sınıf içindeki dengeleri iyi ayarlamalı, sınıf içinde herkese bildiği düzeyde cevaplayabileceği sorular sormalıdır. Öğretmen öğrencisine hiçbir zaman onu köşeye sıkıştırmak için soru sormamalı. En kötü öğrenciye bile onun bileceği sorular sorduğunuzda çocuğu derse kazandırmış olursunuz. Anne-baba, çocuğuna "Ne kadar beceriksizsin!" derken bir daha düşünmeli, ona boyunu aşan başaramayacağı baştan belli olan görevler verirken bunu aklının süzgecinden bir kez daha geçirmelidir. Başarabileceği küçük adımlarla hareket edilirse sonundaki büyük işi de başaracaktır. Ancak çocuğa direkt olarak boyundan büyük hedefi gösterirseniz, başaramamaları sonucunda öğrenilmiş çaresizlik geliştirecektir. Her çocuğun zekâsının farklı yönleri daha güçlü olabilir. Bizim toplumumuzda genellikle sayısal zekâsı önde olan çocuklar zeki kabul edilirler. Sözel zekâsı ön planda olan ise kendini gösterme şansı bulamaz. Karnede ilk bakılan notların başında matematik gelir. Baba, matematiğe bakar ve kızına dönüp der ki; "Bu ne böyle... Matematiğin 3, fen ve teknoloji gelmiş." Çocuk mahcup bir ifade ile: "Ama baba baksana Türkçe, sosyal bilgiler vs. hepsi beş." Baba, "Bak bi de cevap veriyor." diyerek çocuğu azarlar. Çocuğu anlamayan baba, babalık vazifesini yaptığını düşünür. Belki çocuk büyük bir yazar olacaktı, belki çocuk sosyolog veya psikolog olacaktı ama babası sırf sayısal alanla ilgilendiği için çocuğunun bu yöndeki yeteneğini göremedi ve belki de çocuğun hayat bulacak yeteneklerinin körelmesine neden oldu. Dersleri zayıf olan çocuklarımızın notlarından çok çalışıp çalışmadığı ile ilgilenin. Onun umudunu, "Zaten senin bir şey olacağın yok." gibi sözlerle kırmayın. Çalıştığı zamanlar onu destekleyici ve cesaretlendirici sözler söyleyin. Gelecekten ve onu neden okutmak istediğiniz konusunda onunla konuşun. Bu konuşmalar tek taraflı vaaz verme şeklinde olmasın. Karşılıklı diyalog olursa zaman bir yerlere varabilirsiniz. Fatih Koleji Psikolojik Danışmanı
+
+
+
+ 619443
+ CHP'li Özer'den çöpteki Azerbaycan bayrağıyla ilgili soru önergesi verdi
+ 19.00 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'li Özer'den çöpteki bayrağıyla ilgili verdiIşıl ARSLAN/BURSA, 'da geçen 14 Ekim'de karşılaşması öncesi 'na girişlerde içeri sokulmayan bayraklarının çöp kutusuna atılması nedeniyle Bursa Valiliği tarafından amir ve polis hakkında yürütülen disiplin soruşturması sonucunda polis memurunun açığa alınması konusunu Bursa Milletvekili Abdullah Özer, gündemine taşıdı. Özer, İçişleri Bakanı 'ın yanıtlaması istemiyle maddelik yazılı soru önergesini TBMM Başkanlığı'na verdi. TBMM'ye verdiği yazılı soru önergesinde, “Bursa'da oynanan Türkiye- Ermenistan maçının ardından Azerbaycan bayraklarının çöplerde bulunması üzerine başlatılan soruşturmanın sonuçlandığı bilgisine ulaşılmıştır. Vali Şahabettin Harput, amir ve polis hakkında yürütülen disiplin soruşturması neticesinde polis memuruna işten el çektirildiğini açıklamıştır” diyerek başlayan CHP Milletvekili Abdullah Özer, şu soruları yöneltti: “Kardeş ve dost ülke Azerbaycan bayrağının 14.10.2009 tarihinde Bursa Atatürk Stadyumu'nda polis kontrol noktasında çöpe atılmasının tek sorumlusu görevden uzaklaştırılan polis memuru mudur? Bursa Valiliği'nin maç günü Azerbaycan bayraklarının toplanma şekli konusunda yazılı bir emri bulunmakta mıdır? İl Emniyet teşkilatının bağlı bulunduğu Vali Şahabettin Harput’un bu mefhum olayda hiçbir sorumluluğu bulunmamakta mıdır? Görevden uzaklaştırılan polis memurunun olay gününe kadar ki sicilinde emre itaatsizlik konusunda başka örnekler bulunmakta mıdır? Azerbaycan bayraklarının Bursa’da çöpe atılması konusunda bakanlığınız tarafından Vali Şahabettin Harput'u da kapsayacak şekilde geniş çaplı bir soruşturma açmayı düşünüyor musunuz? Sadece bir polis memurunun görevden uzaklaştırılmasıyla Azerbaycan bayraklarının çöp kutularına atılması olayı kapatılmış mı olacaktır?”
+
+
+
+ 618016
+ IBM, bankaların bilgilerinin toplandığı merkezi güçlendirdi
+ IBM, artan talepler doğrultusunda, İzmir'de, gelişmiş veri merkezi yeteneklerine ve işyeri kurtarma teknolojisine sahip yeni bir Olağanüstü Durum Merkezi açtı. Şirketlerin kritik bilgilerini korumak, olağanüstü durum halinde kurtarmak ve kesintisiz hizmet sunmak amacıyla tasarlanan yeni merkez, IBM'in 1995 yılından bu yana hizmet verdiği İzmir'deki mevcut Olağanüstü Durum Merkezi'nin yerini aldı. Yeni merkezin sahip olduğu teknolojiler, güvenilirlik ve yüksek performansın yanı sıra, enerji verimliliği de sağlıyor. Olağanüstü Durum Merkezi; IBM'in, "çevreci" yaklaşımla yenilemek ve optimize etmek hedefiyle dünya çapında yatırım yaptığı 13 merkez arasında yer alıyor. Merkez, şirketlerin, işlerini olağanüstü durumlar dahil her koşulda kesintisiz olarak yürütebilmesine imkan veren, kendileri için özel tasarlanmış iş sürekliliği ve esnekliği hizmetleri sunuyor. Merkez, şirketlere, sadece değerli verileri güvenle saklamalarını değil, aynı zamanda bir bilgiişlem aygıtı ve internet bağlantısı olan her yerden çalışmaya devam etmelerini sağlayacak teknolojiler sunuyor. Merkez, son teknolojiyle tasarlanmış 4.000 m2'lik alanıyla, IBM altyapısı olan veya olmayan sunucuların yanı sıra depolama teknolojilerini de barındırıyor. Yedek güç kaynağına sahip merkez, elektrik şebekesi desteği olmadan minimum 48 saat kesintisiz çalışabilme imkanı sunuyor. Depreme dayanıklılığı Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından onaylanan yeni merkez binası, Türk-Avusturya yapımı ve ödüllü mimari projesiyle dikkat çekiyor. Ticari sigorta şirketlerinden ve müşterilerinin risk yönetimi amaçlarına destek veren Factory Mutual Global onaylı yangın söndürme sistemine sahip binanın veri merkezi, dış patlamalara karşı korumalı hasır çelik duvarlardan oluşuyor. Merkezin hizmet verdiği müşterilerden Bankalararası Kart Merkezi'nin Teknoloji Hizmetleri Direktörü Ercüment Büyükşumnulu, "BKM, yüklendiği kritik misyon gereği Ulusal Switch Sistemi ve diğer hizmet sistemleriyle, 28 özel ve kamu bankasına 7x24 kesintisiz bilgiişlem hizmeti vermek amacıyla alternatif çözümler sunuyor. Kartlı ödeme sistemlerinin devamlılığı açısından, BKM'nin verdiği bilgiişlem hizmetlerinin devamlılığı da büyük önem taşıyor. Bu bağlamda, BKM olarak, 1995 yılından beri IBM Olağanüstü Durum Merkezi ile çalışıyoruz. Merkez, başta sunduğu altyapı olmak üzere, çalışma ortamı, güvenliği ve destek hizmetleriyle BKM'nin yüklendiği misyonu yerine getirmesi için ideal bir ortam sunuyor." dedi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan IBM Türk Genel Müdürü Michel Charouk ise, "IBM'in yeni Olağanüstü Durum Merkezi, müşterilerimizin artan iş gereksinimlerini karşılamak ve işlerini olağanüstü durumlar dahil her koşulda kesintisiz yürütebilmelerini sağlamak amacıyla tasarlandı. IBM, iş sürekliliği ve esnekliği hizmetleri alanında sahip olduğu 40 yılı aşkın deneyim ve dünya çapında 150'yi aşkın olağanüstü durum merkeziyle, bu alanda geniş bir sektör bilgisine sahip bulunuyor. İzmir'de bugün faaliyete geçmesinden büyük heyecan duyduğumuz yeni merkezimiz, sadece Türkiye için değil, Orta ve Doğu Avrupa bölgesi için de öncü bir rol oynuyor. Taşınmanın, tüm müşterilerimiz için avantajlı bir dönemin başlangıcı olacağını düşünüyoruz." dedi.
+
+
+
+ 619286
+ Yatılı bölge okulu yatakhanesinde yangın
+ Alınan bilgiye göre, öğrencilerin derste olduğu saatte yatakhanelerin bulunduğu bölümde çıkan yangına, okuldaki görevliler müdahale etmeye çalıştı. Okuldaki yangın söndürme tüplerinin çalışmaması nedeniyle müdahalenin yetersiz kaldığı yangında, alevler kısa sürede tüm yatakhaneyi sardı. Olay yerine kısa sürede gelen itfaiye ekipleri, yangını diğer yatakhanelere sıçramadan kontrol altına aldı. İncelemede, yangının elektrik kontağındaki arıza nedeniyle çıktığı belirlendi. Öğrencilerin derste olmasının büyük bir faciayı önlediğini belirten okul yöneticileri, çalışmayan yangın söndürme tüpleriyle ilgili de gerekli incelemenin yapılacağını ifade etti.
+
+
+
+ 618609
+ Kalsiyumlu ekmek kemik dostu
+ Halk Ekmek Fabrikası Genel Müdürü Ali İlkbahar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçtiğimiz Mayıs ayında üretimine başlanan ve Ankaralılar tarafından çok beğenilen kalsiyumlu ekmeğin üretimine, fabrikada çıkan yangın nedeniyle bir süre ara verildiğini hatırlattı. Yarından itibaren tüm Halk Ekmek büfelerinde satışına tekrar başlanacak olan kalsiyumlu ekmeğin, çocukların kemik gelişimine ve yetişkinlerde görülen kemik erimesi hastalığına karşı oldukça faydalı olduğunu bildiren İlkbahar, her üründe önceliklerinin, sağlığa katkıda bulunmak olduğuna işaret etti. ''Fındıklı ekmek'', ''Çeşnibahar ekmek'', ''Cabata ekmek'' gibi ürünlerle çeşit zenginliğine ulaştıklarını dile getiren İlkbahar, kalsiyumlu ekmeğin sevilerek tüketildiğini ve üretime ara verdikleri dönemde Ankaralılar tarafından ısrarla istendiğini ifade etti. Ankara Halk Ekmek Fabrikasının, en hijyen, en kaliteli ve en sağlıklı ekmeği ürettiğini belirten İlkbahar, üretim kalitesinde hem Türkiye'ye hem de dünyaya örnek olduklarını söyledi. Daha önce Hacettepe Üniversitesi ile ''Tıbbi ekmek'' üretimi konusunda işbirliği yaptıklarını, Ankara Üniversitesi ile ''Çeşnibahar ekmek'' çıkardıklarını anımsatan Ali İlkbahar, ''Bu kez de yine aynı üniversitenin katkısıyla, kemik sağlığı için kalsiyumlu ekmek çıkarmaya başladık. Yarından itibaren satışlara yeniden başlamayı planlıyoruz'' dedi. Ankara Halk Ekmek Fabrikası Genel Müdürü İlkbahar, 250 gramlık ekmeğin 40 kuruştan satılacağını bildirdi. İlk kurulduğu dönemlerde Halk Ekmek Fabrikası'nın 200 bin ekmek üretme kapasitesine sahip olduğunu anlatan İlkbahar, fabrikanın dünya standartlarında milyon ekmek ürettiğini söyledi. Halk ekmeğin fiyatının düşük olmasının, piyasadaki ekmek fiyatlarında dengeyi sağlayarak, ucuza ekmek yenmesini sağladığını ifade eden İlkbahar, bünyelerinde oluşturdukları Ar-Ge birimiyle üniversitelerde, öğretim görevlileriyle de çalıştıklarını kaydetti. ''250 GRAM EKMEKTE 600 MİLİGRAM KALSİYUM'' Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlker Durak da çocuk ve yaşlıların kemik sağlığı için kalsiyuma gereksinim duyduklarını söyledi. Bazı batılı ülkelerde de ''Kalsiyumlu ekmek'' üretimi yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Durak, üretimine katkı sağladıkları 250 gram ekmekte 600 miligram kalsiyum olduğunu bildirdi. Günlük kalsiyum gereksinimin yaşa, cinsiyete göre farklılık gösterdiğine işaret eden Prof. Dr Durak, ''Kalsiyum desteği kemik erimesi için önemlidir. Tek başına kalsiyum desteği yeterli olmayabilir. İleri derecede kalsiyum rahatsızlıkları için bin 200 miligram, daha hafif rahatsızlıklar için 300 miligram kalsiyuma vücut gereksinim duyar'' diye konuştu. Kalsiyumlu ekmekte, kalsiyum ve kemik yapısını destekleyici magnezyum, çinko gibi minerallerin yer aldığını vurgulayan Prof. Dr. Durak, ayrıca sebze-meyve özleri ile baharatın da bulunduğunu ifade etti. ''Yeni ürettiğimiz ekmeğe bazı vitaminler de katılmak suretiyle kemik sağlının korunması hedefleniyor'' diyen Durak, ekmeğin, besleyici özelliği yüksek yulaf ve arpa unundan imal edildiğini sözlerine ekledi.
+
+
+
+ 618709
+ 30 santimetre yüzünden cinayet
+ Alınan bilgiye göre, Oruç Reis Mahallesi 15. Sokak'ta işe gitmek için evinden çıkan Celal K. (29), evinin yanında oturan amcasının oğlu Fahri K. (29) ile karşılaştı. Aralarında arsa meselesi nedeniyle anlaşmazlık bulunduğu öğrenilen amca çocukları, tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Fahri K, pompalı tüfekle Celal K'ye ateş etti. Evli ve çocuk babası Celal K, olay yerinde hayatını kaybetti. Celal K'nin cesedi, Kahramanmaraş Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Kaçan zanlı, polis ekiplerince yakalandı. AA
+
+
+
+ 619354
+ Kayı liseli kuzenler facebook sayesinde bulundu
+ 17.04 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Kayı liseli kuzenler sayesinde bulundu ’da aynı lisede öğrenim gören ve kendilerinden gündür haber alınamayan kuzen iki kız polis tarafından bulundu. Alınan bilgiye göre, Toros Mahallesi’nde oturan Ş.A. (15) ile Sümer Mahallesi’nde oturan teyzesinin kızı D.A’dan (14) gündür haber alınamaması üzerine polis ekipleri araştırma başlattı. Kızların sosyal paylaşım sitesi ’taki hesapları ile MSN adreslerini inceleyen ekipler, arkadaşlarına ulaştılar. Polis ekiplere daha sonra tespit ettikleri merkez Yüreğir ilçesi Mahallesi’ndeki bir eve operasyon düzenledi. İki kuzen evde bulunurken, aynı evdeki 18 yaşından küçük Ş.S. ile kuzeni M.S. de ifadelerine başvurulmak üzere Çocuk Şubesine götürüldü. Kızların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenilirken, ifadelerinin alınmasının ardından kuzenlerle aynı evde bulunan çocukların ailelerine teslim edileceği bildirildi. Bu arada kayıp kuzenlerin anneleri, kızların bulunmasıyla rahat bir nefes aldıklarını belirterek, polis ekiplerine teşekkür etti Anneler yanından ayıramayacak. ...
+
+
+
+ 617994
+ 'Kuyumcukent'e bekâr giren, evli çıkacak'
+ Dün bir basın toplantısı düzenleyen Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Merim, Türkiye'nin, belki de dünyanın ilk evlilik temalı AVM'sini hayata geçireceklerini söyledi. Düğün alışverişlerinin özellikle İstanbul'da çok yorucu olduğunu belirten Merim, Kuyumcukent'te müşterilerin hiç yorulmadan aradıkları her şeyi rahatlıkla bulabileceğini anlattı. "Evlenmek isteyenler, sözden balayına kadar tüm ihtiyaçlarını buradan karşılayabilecek." diyen Kemal Merim, Türkiye'de evlilik alışverişlerinin yılda 2,5 milyar dolarlık pazar oluşturduğunu, bunun en az yüzde 10'unu almak istediklerini aktardı. Merkezde, büyük markalar kadar orta sınıf esnafa da uygun şartlarda yer vereceklerini bildirdi. Merim, AVM'nin 14 Şubat Sevgililer Günü'nde yaklaşık 80-100 kuyumcu dükkanı ile hizmete gireceğini açıkladı. Merkezde, çok sayıda gelinlik, damatlık, çeyizlik, abiye, ayakkabı ve iç giyim mağazası, ev tekstili, kozmetik, beyaz eşya, mobilya dükkanı, kafe, restoran, davetiye, nikâh şekeri firması, seyahat acentesi ve iki adet 300'er kişilik nikâh salonu bulunacak. Kemal Merim, düğün alışverişlerine Bulgaristan, Yunanistan, İran, Irak ve Suriye gibi komşu ülkelerden de müşteri çekmeyi hedeflediklerini kaydetti. AVM'nin konseptini planlayan Mor Danışmanlık'ın Yönetim Kurulu Başkanı Filiz Özek ise "Deyim yerindeyse Kuyumcukent'e bekar giren, evli çıkacak." dedi. Artık ihtisaslaşmış AVM'lere ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Özek, "Kuyumcukent'te turistlere yönelik yöresel ürünlerin satılacağı özel bir bölüm de bulunacak." diye konuştu.
+
+
+
+ 618955
+ Bursaspor'un "Unutulmaz Maçları"
+ : Bursaspor'un "Unutulmaz Maçları" Yeşil-beyazlı takım, İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında aldığı 6-0'lık galibiyetle ligde 10. kez farklı kazandı. Yayına Giriş: 28.10.2009 11:24:59 Güncelleme: 28.10.2009 11:24:59 Turkcell Süper Lig'in flaş takımı Bursaspor, geçen hafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi maçında aldığı 6-0'lık galibiyetle, 40 yılı aşkın süredir mücadele ettiği ligde 10. farklı galibiyetini kazandı. Lig tarihindeki ilk farklı galibiyetini 1976-77 sezonunda Adanaspor'u 6-1 yenerek alan yeşil-beyazlı takım, daha sonra 1980-81 sezonunda ise Beşiktaş'ı 5-0 yenerek önemli bir başarıya imza attı. Bursasporlular için "unutulmaz maçlar" arasına da giren 5-0'lık galibiyet sonrası yeşil-beyazlılar, uzun süre farklı galibiyetlere hasret kaldı. Yeşil-beyazlı takım, bu galibiyetten 15 yıl sonra 1995-96 sezonunda Ankaragücü'ne patladı. Yeşil-beyazlılar, Bursasporlu taraftarların ''kardeş takım'' olarak gördüğü sarı-lacivertli takım filelerini sezon tam "8 kez" havalandırarak, 8-0'lık skorla tarihindeki en farklı galibiyeti elde etmiş oldu. Bursaspor, bundan sonra farklı galibiyet göremezken, ve gollü galibiyetler yaşadı. 1997-98 sezonunda Vanspor'u 6-0, 1998-99 ve 2000-2001 sezonlarında Erzurumspor'u 6-1 ve 6-0'lık skorlarla yenmeyi başaran yeşil-beyazlı takım, 2001-2002 sezonunda da yine çok önemli bir galibiyete imza attı. Bursaspor, 2001-2002 sezonunda müzesinde UEFA Kupası ve Süper Kupa'yı bulunduran Galatasaray karşısında da sahadan 5-0'lık galibiyetle ayrıldı. İki sezon sonra 2003-2004'de Adanaspor karşısında bu kez 6-0'lık skorla farklı galibiyetini alan yeşil-beyazlı takım, son olarak da geçen hafta İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u aynı skorla yenmeyi başardı. Bursaspor, 2008-2009 sezonunda da Türkiye Kupası'nda Tokatspor'u 6-0 yenmişti. Bursaspor, ligde elde ettiği 10 farklı galibiyetin 4'ünü 6-0, ikisini 5-0, birini de 8-0 kazanırken, diğer üç maçta gol atıp kalesinde bir gol gördü.
+
+
+
+ 618158
+ G.Saray'da fatura herkese
+ G.Saray Başkanı Polat, Paris'e indiğinde SABAH'a konuştu: "Herkes Keita ve Arda'ya yükleniyor. Derbiyi takım halinde ve teknik heyetle birlikte kaybettik." Galatasaray Başkanı Adnan Polat, Paris'e iner inmez ayağının tozuyla SABAH'a konuştu. Dün akşam TSİ 18:00'e doğru gümrükten geçerken telefonla ulaştığımız Polat, Fenerbahçe yenilgisinin faturasının bir-iki kişiye yüklenemeceğini söyledi. Polat, "Fenerbahçe maçını kazanmayı hak etmedik. Keita ve Arda'nın ağır bir şekilde eleştirildiğini izliyorum. Bu sonuç bir-iki kişiye yüklenemez. Biz bu derbiyi takım halinde ve teknik heyetle birlikte kaybettik. Faturayı bir-iki kişiye kesmem" dedi. KAPTAN ARDA'DIR Galatasaray Başkanı, "Herkes Galatasaray'da bir sıkıntı olduğunu söylemeye çalışıyor. Maçtan sonra takım içi arkadaşlığın ne kadar üst düzeyde olduğu gördük. Bu yenilgi bizi hedeflerimizden saptırmaz. Kenetlenerek yolumuza devam edeceğiz. Zaten bu birlikteliğin sinyallerini çocuklar soyunma odasında, otobüste verdiler. bugünlerde Arda'yı yıpratmak isteyenler var. Ondan kaptanlığı almayı gündeme getirmem; düşünmem bile... Arda da, her oyuncum gibi çok kıymetli" ifadesini kullandı. Adnan Polat, Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki olaylar hakkında da "Galatasaray, hiçbir zaman bir kavganın peşinde olmaz. Soğukkanlı bir şekilde Türkiye Futbol Federasyonu'nun alacağı kararları bekleyeceğiz. Kararları gördükten sonra Galatasaray'ın menfaatleri doğrultusunda bir basın toplantısı yapacağım" açıklamasında bulundu. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba
+
+
+
+ 619641
+ Meteorolojiden uyarı
+ Yaşam Meteorolojiden uyarı AA Giriş Saati 28.10.2009 19:23 Güncelleme 28.10.2009 19:25 Doğu Karadeniz'deki bazı illerde yarın 08.00-21.00 saatleri arasında gök gürültülü kuvvetli sağanak beklendiği bildirildi. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıya göre, yarın 08.00-21.00 saatleri arasında Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa çevrelerinde gök gürültülü kuvvetli sağanak bekleniyor. Uyarıda, vatandaşların ve ilgililerin ani sel, su baskını ve yıldırım olaylarına karşı dikkatli olmaları da istendi.
+
+
+
+ 618369
+ Diam's'ın çarşaflı hali, Fransa'yı karıştırdı
+ Fransız rapçi Diam's İslam'a geçtiğinde "İlaçlar ruhumu iyileştinmeye yetmedi ben de Tanrı'ya yöneldim" açıklamasını yapmıştı. Geçen yıl Aziz adlı bir Müslüman ile evlendiğinde birçok eleştiri alan Diam's baştan aşağı çarşaf içinde görüntülenince Fransa karıştı. Başörtüsüne karşıtlığıyla gündemden düşmeyen Fransa'da böyle bir şeyin yaşanması birçok ismi de harekete geçirdi. Şehirden Sorumlu Bakan ve "Ne Hayat Kadını Ne De Bastırılmış" adlı kadın hakları derneğinin başkanı olan Tunus asıllı Fadela Amara, "Ben çarşafa ve peçeye tamamen karşıyım. Bunlar kadınları baskı altına alan şeyler. Diam's ise zor bir dönemden geçiyor. Ayrıca kendisi bana şu açıklamayı yaptı. Bu geçiş sürecinde, bu ruhani yolculuk boyunca bu bir nevi korunmayı sembolize ediyor. Dolayısıyla umarım Diam's bunu en kısa zamanda çıkarır. Şunu anlamanız gerekiyor, Müslüman kadın anlaşıyı, çarşaf giyen kadın demek değildir" açıklamasını yaptı. Amara, "O acı çeken bir kadın. Yakaladığı yüksek başarı ile başa çıkamadı. Akabinde de birçok şey gerçekleşti. Çok fazla para, çok fazla stres, bütün şov dünyası sonucunda böyle oldu" dedi. Gerçek adı élanie Georgiades olan 25 Temmuz 1980 Kıbrıs doğumlu şarkıcı 1984'te ailesiyle beraber Paris yakınındaki Essonne'ye gelmişti. 1998'de daha 18 yaşındayken Fransa'daki BMG Müzik Şirketi ile anlaşmıştı. Yapımcısının da yardımıyla 19 yaşına geldiğinde Universal Records ile masaya oturmuştu. 2003'teki Brut de Femme ile inanılmaz bir başarı yakalayan şarkıcı ilk 10 listelerini kasıp kavurmuştu. günden sonra birçok ödül kazanan şarkıcının büyük de bir hayran kitlesi oluşmuştu. (ntvmsnbc)
+
+
+
+ 619326
+ Yurt tuvaletinde intihar
+ 16.52 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Yurt tuvaletinde intihar ’de (AÜ) öğrencisi genç kız, kaldığı yurdun tuvaletinde boynuna geçirdiği fuları duvardaki boruya bağlayarak intihar etti. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, AÜ Eğitim Fakültesi Yabancı Dilleri Eğitimi Bölümü İngilizce Öğretmenliği Programı 1. sınıf öğrencisi G.K. (20), dersinin ardından dün AÜ Yunusemre Yerleşkesi’ndeki Yunusemre Öğrenci Yurdu’nun 4. blokundaki odasına gitti. G.K, blokun katındaki arkadaşlarıyla bir süre sohbet etti. Daha sonra yatsı namazını kılan G.K, geç saatlere kadar odasına gelmedi. G.K’nin sabah yatağında olmadığını fark eden arkadaşları şüphelendi. Kattaki tuvalete giden ve bir kapının kapalı olduğunu fark eden arkadaşları, kapının boşluğundan, fularıyla kendini asan G.K’nin cesedini gördüler. Daha sonra öğrenciler, durumu yurttaki güvenlik görevlilerine haber verdi. güvenlik görevlilerinin tuvaletin kapısı kırması sonucu dışarı çıkartıldı ve polisin incelemesinin ardından için Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hastanesi morguna gönderildi. Emniyet güçleri, G.K’nin odasındaki eğitim materyallerini ve notları incelemek üzere aldı. Öte yandan söz konusu yurttaki blok, güvenlik gerekçesiyle bir süre öğrencilerin girişine kapatıldı. ’in ilçesi nüfusuna kayıtlı G.K’nin geçen yıl Üniversitesindeki eğitimini bırakıp ’ye girdiği ve AÜ İngilizce Öğretmenliği Programını kazandığı, sınavda başarılı olduğundan hazırlık sınıfından muaf olarak direkt 1. sınıftan eğitimine başladığı öğrenildi. Anneler yanından ayıramayacak. ...
+
+
+
+ 619052
+ Çatı katında mühimmat bulundu
+ 13.56 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Çatı katında bulunduİSTANBUL, 'da bir evin çatı katında ele geçirildi. Mahallesi, 1134/1 Sokak, No 18'deki evin sahibi dün tamir için çatıya çıktı. Burada bir çanta gören ev sahibi çocuklarına, bunun kime ait olduğunu sordu. Bugün çatıya çıkan ev sahibinin çocukları açtıkları çantada tüfek, tüfek bombası, ve kalaşnikof şarjörü, 600 kaleşnikof mermisi buldu. Ev sahibinin haber vermesiyle gelen polis, inceleme ve soruşturmaya başladı. Anneler yanından ayıramayacak. ...
+
+
+
+ 619048
+ Gazete ilanlarıyla dolandırıcılık: gözaltı
+ Alınan bilgiye göre, İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, internet ve gazete ilanları yardımıyla gayrimenkullerini satmak isteyen kişilere kendilerini profesör, doktor veya kuyumcu olarak tanıtıp, sahte elmaslarla gayrimenkullerinin alınması olaylarına ilişkin çalışma başlattı. Bir gazeteye verilen ilanla 300 bin TL değerinde bir daireyi satmak isteyen satıcı konumundaki polislerle irtibata geçen Ahmet Özcan E, satıcı sandığı polislerle Bakırköy'deki bir kafede buluştu. Bu kişi, Ermeni asıllı profesör olduğunu, ancak baba mesleği olan kuyumculuğu yaptığını ve elinde bulunan çok değerli elmaslarla daireyi satın almak istediğini söyledi. Ahmet Özcan E, pazarlıkların ardından, satıcı rolündeki polislere daire bedelini kadife kılıf içerisinde elmas olduğunu iddia ettiği 99 parça parlak çam parçalarını vermek isterken suçüstü yakalandı. Bu kişinin verdiği bilgiler doğrultusunda suç ortağı olduğu belirlenen Fetullah Y. de gözaltına alındı. Şüphelilerin kişilerin üzerlerinde ve bulundukları adreslerde yapılan aramalarda, elmas olduğu iddia edilen 99 parça parlak cam parçası, kuru sıkı tabanca, altın oldukları öne sürülen kolye ile bayan boyun zinciri ele geçirildi. Aynı yöntemle 11 kişiyi milyon TL dolandırdıkları belirlenen bu kişilerin, kredi kartları borçlarını ödemek için bu yola başvurduklarını söyledikleri öğrenildi. Poliste işlemleri tamamlanan Ahmet Özcan E. ve Fetullah Y, Bakırköy Adliyesine sevk edildi. AA
+
+
+
+ 618444
+ Bakanlık "öpüşmeyin", Diyanet "öpüşün"
+ 09.47 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Bakanlık "öpüşmeyin", Diyanet "öpüşün"Domuz gribi korkusu, Kurban Bayramı öncesi 'öpüşme' polemiği yarattı. Hastalıktan korunmak için sık sık alınması gereken önlemleri dile getiren Bakan Akdağ, 'öpüşmeyin' diyor. Diğer yandan Diyanet İşleri Başkanı buna karşı çıkıyor. Sağlık Bakanı, Sağlık Bakanlığı, domuz gribinin yayılmasını önlemek için vatandaşları öpüşmemeleri ve sarılmamaları konusunda uyardı. Hatta Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın deyimiyle "uzaktan merhabalaşmak" gerekiyor. Bu sadece Sağlık Bakanlığı'nın değil, Dünya Sağlık Örgütü'nün de alınmasını istediği tedbirlerden. Ama Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'na göre "Bayramda büyüklerin elini öpmekle bir şey olmaz." Bardakoğlu, Kurban Bayramı öncesinde "korkmayın" dedi. .
+
+
+
+ 619581
+ Van'da kaza: 15 yaralı
+ Kaza, akşam saatlerinde Van-Hakkari karayolu üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Taceddin Kılıç yönetimindeki 65 LD 796 plakalı minibüs, Albayrak köyü yakınlarında şarampole yuvarlandı. Kazada, sürücü Taceddin Kılıç ile minibüste bulunan Şadiye, Sercan, Mayiser, Sebahat, Fadile, Yadife, Hicran, Muhteber ve Nurşen Kılıç, Engin ve Özgür Diker, Hayrettin Kaya, Zekiye ve Derya Yakup yaralandı. Yaralılar, bölgeden geçen araçlarla Başkale Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralılardan durumu ağır olan Muhteber Kılıç, Van'a sevk edildi.
+
+
+
+ 618801
+ FB Derneği'nden Cumhuriyet kutlaması
+ Birçok seçkin konuğun katılacağı davette, senaryosunu Turgut Özakman'ın yazdığı ''Dersimiz Atatürk'' isimli filmin yönetmeni Hamdi Alkan ve oyuncuları, filmin hikayesini anlatacak. Gecede ayrıca, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle İstanbul Boğazı'nda düzenlenecek havai fişek ve ışık gösterisi de topluca izlenecek. Fenerbahçe Kulübü, Özel Fenerbahçe Eğitim Kurumları'nın hazırladığı 29 Ekim töreni programıyla Cumhuriyet Bayramı'nı kutlayacak. Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri'nde yapılacak tören saat 10.30'da başlayacak.
+
+
+
+ 619316
+ Erdoğan'dan Cumhuriyet Bayramı mesajı
+ 16.38 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Erdoğan'dan Cumhuriyet Bayramı mesajıANKARA/DHA Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Basın Merkezi aracılığıyla yayımlattığı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajında, kardeşliğe ve cumhuriyetin değerlerine vurgu yapıyor. “ŞER VE NİFAK ODAKLARINA KARŞI TEK YÜREĞİZ” “Atatürk'ün 'en büyük eserim' dediği Cumhuriyet değerlerimiz etrafında her geçen gün daha güçlü bir şekilde kenetleniyoruz. Bizi tek millet olarak; tek devlet, tek bayrak, tek vatanda birleştiren yüksek değerlerimizi daha gür bir sesle yüceltiyoruz,” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, kardeşliğe, “her zaman olduğu gibi bu anlamlı günde de, kardeş kavgası çıkarmak için beyhude bir çaba içinde olan şer ve nifak odaklarına milletçe tek yürek olarak bir kez daha en güzel cevabı veriyoruz,” sözleriyle vurgu yapılıyor. Başbakan Erdoğan, açıklamasında, halk arasında duygu birliği korunduğu, kışkırtma ve tahrikler karşısında halk, birbirinden şüphe duymak yerine birbirine daha sıkı kenetlendiği sürece ‘şer ve nifak odaklarının’ asla amacına ulaşamayacağını kaydediyor ve “Ne mutlu bize ki etnik kökeni, inancı, yaşama biçimi ne olursa olsun her bir vatandaşımız devletine, milletine, bayrağına, vatanına ve cumhuriyet değerlerine sadakatle bağlıdır,” diyor. Cumhuriyetin en büyük başarısının, milletin bütün fertlerini vatandaşlık temelinde birleştirmesi olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, mesajında, şehit ve gazilere de şu sözlerle yer veriyor: “Milletçe barış ve kardeşliğin sesini daha da yükselttiğimiz bugünlerde asla unutmayacağımız aziz şehitlerimizin acılarını, kahraman gazilerimizin fedakârlıklarını da yüreğimizde hissediyoruz.” “LAİK VE DEMOKRATİK CUMHURİYET EBEDİYEN YAŞAYACAKTIR” Cumhuriyet Bayramı mesajında, ’nda kazanılan zafere de değinen Erdoğan, bu zaferi ‘eşsiz’ olarak niteliyor ve zafer üzerinde yükselen ’nin, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak ebediyen yaşayacağını belirtiyor. Başbakan Erdoğan, son yıllarda Türkiye’de, yakalanmış olan bir siyasi ve ekonomik istikrar olduğunu kaydediyor ve “Milletçe, bu güven ve istikrar ortamını koruyarak birlik ve bütünlüğümüze, barış ve kardeşliğimize sahip çıkacak, Cumhuriyetimizin temel değerlerini her türlü sosyal ve siyasi tartışmanın üzerinde tutmaya devam edeceğiz,” diyor.
+
+
+
+ 619376
+ Cumhurbaşkanı'nın bayram mesajı
+ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin tüm farklılıklarıyla, zenginlikleriyle, değerleriyle bir bütün olduğunu, herkesin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak eşit haklara sahip olduğunu belirterek, ''Türkiye, barış ve huzur ortamının pekişmesi için iyi niyetle ve sabırla gayret gösterirken, terörle mücadelesini de en güçlü ve kararlı bir şekilde devam ettirecektir'' dedi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Gül, Cumhuriyet Bayramı mesajına, ''Cumhuriyetimizin kuruluşunun 86. yıl dönümünü milletçe yürekten kutluyor ve bu önemli günde büyük bir gurur yaşıyoruz'' diye başladı. Cumhuriyetin Atatürk'ün önderliğinde milletin azim ve kararlılığıyla vücut bulmuş büyük bir eser olduğunu belirten Gül, bu eserin, büyük bir vizyonla daima ileriye bakan, özgüvenini sağlam tutan, heyecanla ve şevkle çalışan bir neslin bugünkü nesillere armağanı olduğunu kaydetti. Gül, Cumhuriyetin kuruluş felsefesinin temelinde muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma hedefi bulunduğunu ifade ederek, Türkiye'nin bu hedefi yakalama sürecinde, ekonomik-sosyal kalkınma ve halkın refahını sağlama hamlelerini, demokratik tutum ve davranışları her alanda hayata geçirme gayretleriyle birlikte yürütme kararlılığında olduğunu vurguladı. Türkiye'nin modernleşme sürecinin bu anlayışla devam ettirildiğinin altını çizen Gül,herkesin huzur içinde yaşadığı müreffeh, hür ve demokratik bir Türkiye'ye ulaşmak için büyük özveri gösterildiğini belirtti. ''ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ İÇİNDE YAŞAYAN TÜRKİYE DAHA GÜÇLÜ OLACAK'' Türkiye'nin, demokrasinin standartlarını yükselterek, sosyal ve kültürel farklılıklarını koruyup geliştirmeyi, birliğini, huzuru ve kardeşlik ortamını güçlendirmeyi, tüm vatandaşlarının ülke kalkınmasına katkıda bulunmalarını sağlamayı amaçladığını vurgulayan Gül, şöyle devam etti: ''Farklılıkların, zenginlik olarak görülmesi, demokrasimizi olduğu gibi, ülkemizin varlığını da güçlendirecektir. Ayrımcılığın olmadığı, barış ve kardeşlik içinde, özgürlük ve demokrasi içinde yaşayan bir Türkiye'nin, toplumun tüm kesimlerinin katkı ve çabalarıyla daha da güçleneceğine olan inancımı bu vesileyle vurgulamak istiyorum. Şunu bir kez daha ifade etmekte yarar görüyorum: Türkiye tüm farklılıklarıyla, zenginlikleriyle, değerleriyle bir bütündür. Bu ülkede yaşayan herkes, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak eşit haklara sahiptir. Herkes gelecek korkusu olmadan, insan gibi yaşama ve kendini geliştirme hakkına sahiptir. Türkiye, barış ve huzur ortamının pekişmesi için iyi niyetle ve sabırla gayret gösterirken, terörle mücadelesini de en güçlü ve kararlı bir şekilde devam ettirecektir. Siyaset üstü konuların günlük tartışmalara alet edilmemesinin, herkesin, iyi niyetli gayretleri istismar eden, provokatif ve ölçüsüz davranışlardan kaçınmasının önemini bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum. Türkiye artık enerjisini boşa harcamayacaktır. Halkının, vatandaşlarının mutluluğu ve refahı için, ülkenin topyekun kalkınması için harcayacaktır.'' ''TAKDİR EDİLEN BİR ÜLKEYİZ'' Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak bugün, gelişmiş demokrasisi, dinamik ekonomisi, güçlü ordusu ve diplomasisiyle, çevresine istikrar yayan bir ülke haline geldiğini belirterek, bölgesel ve uluslararası problemleri, diyalog, karşılıklı güven ve saygıyla çözme, iş birliğini geliştirme konusunda izlenen politikaların tüm dünyada takdir topladığını kaydetti. Gül, ''Bu başarılarımız, Cumhuriyetin 100. yılında koyduğumuz hedeflere ulaşacağımız inancını daha da güçlendirmektedir. Türkiye'nin geleceğinin parlak olduğuna yürekten inanıyorum'' dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, mesajını, ''Yurt içindeki ve dışındaki bütün vatandaşlarımızın, geleceğimizi emanet edeceğimiz sevgili çocuklarımızın ve gençlerimizin Cumhuriyet Bayramını kutluyorum. Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi saygı ve rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyorum. Bütün vatandaşlarımıza bu büyük bayram gününde selam ve sevgilerimi sunuyorum'' diye tamamladı.
+
+
+
+ 619603
+ Ankaragücü'nde Meye tarihe geçti
+ Ankaraspor'un küme düşürülmesinin ardından, özel transfer izniyle Ankaragücü'ne transfer olan Gabonlu golcü Roguy Meye, ilk maçında tarihe geçmeyi başardı. Ankaragücü formasını giydiği ilk maçta, topla ilk buluştuğu anda golle tanışan Meye, 24. saniyede attığı golle bu alanda tarihe geçti. Mücadeleye Karşıyaka başlarken, Ankaragücü topla ilk buluştuğu anda atağa kalktı. Sağ kanattan Metin Akan'ın yaptığı ortada topla buluşan Meye, meşin yuvarlağı düzelttikten sonra düzgün bir vuruşla ağlara gönderdi. 23 yaşındaki golcü böylelikle yeni takımında en hızlı gol atan futbolcu ünvanını ele geçirdi AA
+
+
+
+ 619345
+ Tuvalette rakı imalatı yaparken yakalandı
+ 17.01 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Tuvalette rakı imalatı yaparken yakalandıHüseyin TÜCCAR/BURSA, ’da İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından imalatı yapılan iki yere baskın düzenlendi. Merkez Nilüfer İlçesi Konutları’ndaki evinin tuvaletinde kaçak rakı üreten 40 yaşındaki N.A’nın içki şişelerini çöpten topladığı belirlendi. İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekipler Merkez Nilüfer ilçesi Göçmen Konutları’nda N.A. adlı kişinin evinde kaçak rakı ürettiği yönünde aldıkları ihbar üzerine harekete geçtiler. Mahkemeden alınan arama kararının ardından eve baskın düzenlendi. Jandarma ekiplerinin evdeki incelemelerinde imalatın, evin tuvaletinde boya varillerinin içinde yapıldığı tespit edildi. Sahte rakı imalatı yapan N.A. jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınırken, rakı yapımında kullanılan damıtma sistemi, litre rakı imalatında kullanılmak üzere stoklanmış ham madde, 10 litre saf alkol, adet alkol metre, 22 tane boş şişeye el konuldu. Bu arada, Gürsu İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri ise ’den getirdiği ve kaçak içkileri çocuklara sattığı bildirilen 37 yaşındaki S.G.'yi takibe aldı. Ekipler, bir süre takip ettikleri S.G.’nin çocuklara açıktan alkol ve sigara sattığını tespit etmesi üzerine işyerine baskın yaptı. Yapılan operasyonda ’ye kaçak olarak sokulan 26 adet litrelik çeşitli markalarda viski ele geçirildi. Gözaltına alınan S.G. çıkarıldığı mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Anneler yanından ayıramayacak. ...
+
+
+
+ 618843
+ Kurban kesimi için artık randevu alınacak
+ Düzenleme, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayınladığı 2009 yılı kurban hizmetlerine ilişkin tebliğ ile yürürlüğe girdi. 27 Kasım'da kutlanacak öncesinde il ve ilçelerde kurban hizmetleri komisyonları gerekli tedbirleri alacak. Komisyonlar kurban satılacak ve kesilecek yerleri tespit edecek. Bu mekanlar bayramdan 15 gün önce hazır hale getirilecek, Türkiye içinde hayvan trafiği de bu hazırlıklar tamamlanmadan başlamayacak. Yol kontrol ve denetimleri de bu dönemde artırılacak. Bu yolla hem kaçak hayvan trafiği önlenecek hem de hayvanlar bulaşıcı hastalıklar yönünden kontrol edilmiş olacak.
+
+
+
+ 619166
+ Saddam'ın bu kahveye borcu var!
+ Ekonomik kriz ortamından yakınan 16 yıllık kahvehaneci Bekir Kaya, amacının kimseyi rencide etmek olmadığını belirterek, "Kimsede para yok biliyorum. Ama benim de camdaki listenin haricinde bin TL daha alacağım var. Ben de ev geçindiriyorum." dedi. Kaya'nın dükkanın camına astığı listedeki ilginçlikler dikkati çekiyor. Köy yerlerinde lakap ve ünvanla çağrılan kişiler listede aynen yer alıyor. Topal Yusuf'tan Hacı Usta'ya, Saddam'dan Emekli Abi'ye kadar ilginç isimler yer alıyor. Bir an önce alacaklarını tahsil etme derdinde olan Kaya, Saddam'ı aydır görmediğini, Emekli Abi'yi ise hiç göremediğini ifade ediyor. İşletmesine çok sayıda işsiz, emekli ve maddi durumu iyi olmayan insanların gelerek çay kahve içtiğini ifade eden Kaya, veresiye defterinin kabarık olmasından şikayetçi. Evli ve çocuk babası Bekir Kaya, 16 yıldır kahvecilik yaptığını, fakat son senede işlerinin çok durgunlaştığını dile getiriyor. İşlerin durgunlaşmasını sigara yasağının gelmesine de bağlayan Kaya, kahvecilik mesleğinin bitme noktasına geldiğine değiniyor. Kaya, borçluların bir an önce içtiği çay ve kahvelerin parasını getirmesini istiyor.
+
+
+
+ 618878
+ İstanbul'da mühimmat bulundu
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN İstanbul'da mühimmat bulundu İlgili haberler İSTANBUL () Gaziosmanpaşa'da bir eve düzenlenen baskında adet Kaleşnikof silah ve el bombaları ile çok sayıda mermi ele geçirildi. Karadeniz Mahallesi'nde bir eve yapılan operasyonda ele geçirilen mühimmatların incelenmek üzere Kriminal Polis Laboratuvarı'na gönderildiği öğrenildi. Yapılacak incelemenin ardından silahların herhangi bir olayda kullanılıp kullanılmadığı tespit edilecek. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 619078
+ Karakol baskınında terörist grup parmağı
+ Yunan basını, kentin kuzeyindeki Agia Paraskevi semtinde meydana gelen olayda, semt karakolu önüne gelerek, AK-47 Kalaşnikov tipi olduğu sanılan otomatik silah ile ateş açan motosikletli kişilerin, yaşları 20 ila 25 arasında değişen birisi kadın polisi yaraladıklarını duyurduğu haberlerinde, saldırının daha önce de polis noktalarını hedef alan Devrimci Mücadele'yi akla getirdiği değerlendirmesinde bulundu. Terörle Mücadele ekiplerince karakol önünde yapılan incelemelerde, 90 kadar boş mermi kovanı bulunduğu belirtilen haberlerde, saldırganların kullandığı, çalıntı oldukları belirlenen motosikletlerin ise Halandri semti metro istasyonu yakınında terk edilmiş olarak bulunduğu kaydedildi. Örgüt son olarak Eylülde Atina borsa binası yakınlarına patlayıcı yerleştirmişti. Atina'da yayımlanan haftalık Pondiki gazetesine bildiri gönderen örgütün, borsanın önüne park edilmiş, sonradan çalıntı olduğu anlaşılan bir araca bomba yerleştirerek düzenlenen saldırıyı üstlendiği bildirilmişti. Saldırıda olay yerinden geçmekte olan, kimliği açıklanmayan bir kadın yaralanmış, borsa binasında ve çevrede ciddi maddi hasar meydana gelmişti. Atina'da 19 Martta Emniyet Genel Müdürlüğü (GADA) binası yakınında yine bomba yüklü araç kullanılarak yapılan saldırıdan da sorumlu olan ''Devrimci Mücadele'', Martta da Atina'nın Filothei semtindeki Citibank şubesine uzaktan kumandalı patlayıcı yerleştirmişti. Hiçbir üyesi yakalanamayan Devrimci Mücadele, bombalı saldırıların süreceği tehdidinde de bulunmuştu. Örgüt, ayrıca Şubatta Atina'da bir polis karakoluna düzenlenen silahlı saldırıyı üstlenmişti. Ocakta ise Çevik Kuvvet (MAT) ekibine silahlı saldırıda bulunarak bir polis memurunu ağır yaralayan örgüt, 23 Aralık 2008 tarihinde de bir Çevik Kuvvet (MAT) aracına ateş açmış, Paleo Faliro semtinde de bir petrol şirketine bomba yerleştirmişti. AA
+
+
+
+ 619504
+ Siirt'li hacılar dualarla uğurladı
+ Siirt'li hacılar dualarla uğurladı Siirt'ten kutsal topraklara gitmek üzere yola çıkan 86 kişilik ilk hacı kafilesi dualarla uğurlandı. M.ŞAKİR ÖZMAZI SİİRT Siirt Müftülüğü önünde düzenlenen hacı uğurlama törenine, Siirt Müftüsü Mahmut Gürlen, Müftü Yardımcısı M. Baki Bilgili, Bazı din görevlileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Müftü Mahmut Gürlen, bu yıl erken hacca gidilmesinin mukaddes mekânların rahat ziyaret edilmesi açısından önemli avantaj olduğunu söyledi. Müftü Gürlen, şunları kaydetti: "Milyonlarca hacı adayı ile birlikte olacaksınız. Türk hacıları giyim kuşam ve örnek davranışları ile Suudi yetkilileri tarafından takdir edilmektedirler. Mekke'de, Medine'de diğer Müslüman ülkelerin hacı adayları ile birlikte kaynaşacaksınız. Birçok kişi gitmek istediği halde çeşitli nedenlerden dolayı kutsal topraklara gidemiyor. Cenab-ı Allah sizleri sıhhat, afiyet içinde kazasız belasız Mekke-i Mükerreme'ye ulaştırsın. Hac yolculuğu zor ve meşakkatlidir. Oradaki görevlerinizi tamamladıktan sonra sağ-salim hac görevinizi yerine getirir, sevdiklerinizle kucaklaşırsınız" Törenin ardından Çarşı Camii İmam-Hatibi Nevzat Erdabakoğlu dua, Cumhuriyet Camii İmam-Hatibi Maksut Erden Şiir, Zamur Camii İmam-Hatibi Ramazan Toprak'ta ezan ve ilahi okudu. Siirt'ten Diyarbakır havaalanına giden 86 kişilik hacı kafilesi Medine'ye geçecek. Kafile hac ibadetini tamamladıktan sonra 17 Aralık'ta yurda dönecek. Öte yandan, Siirt ilimize 81 kişilik yeni ek hacı kontenjanı verildi. Yeni hac Kontenjan kesin kayıtları bugün başlıyor. Başvuruların şahsen yapılması gerektiği vurgulandı. 28.10.2009
+
+
+
+ 618528
+ 10:22 Pegasus Havayolları, Basel uçuşlarına başladı
+ 10.22 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Pegasus Havayolları, Basel uçuşlarına başladı Pegasus Havayolları, 26 Ekimden itibaren yurt dışı uçuş noktalarına İsviçre’nin Basel şehrini de ekledi. Pegasus’un Basel uçuşları, İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanından Almanya, Fransa ve İsviçre’ye hizmet veren Basel-Mulhouse Havaalanına, pazartesi, çarşamba, perşembe ve cuma günleri yapılıyor. 22 Kasım’dan itibaren pazar günleri de uçuş gerçekleştirilecek. Uçuşlar, Basel’e İstanbul’dan 41,99 İsviçre Frangından, Basel’den İstanbul’a 49,99 İsviçre Frangından başlayan fiyatlarla satılıyor. Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Airberlin ile Pegasus arasındaki ilişkiyi “topal” olarak tanımlarken, bunu, “Airberlin’in internet sitesinden Pegasus’un uçtuğu noktalara, Pegasus’un internet sitesinden de AirBerlin’in uçtuğu noktalara bilet satabilmek ancak, iki ayaklı uçuş için ayrı ayrı işlem yapmak” şeklinde açıkladı ve 2010’un yazında, SunExpress ve Lufthansa ile THY arasındaki yapının, Pegasus ile AirBerlin arasında olmasını umduklarını ifade etti. Şu anda günde 140 adet seferleri bulunduğunu ve taşınan yolcu sayısı açısından ikinci sırada olduklarını kaydeden Sabancı, “2009’un sonunda 5,5 milyon misafir taşımış olacağız” dedi. Sabancı, 2009 yılında markalarına yaptıkları 17,5 avro yatırımın, 11 milyon avrosunun yurt dışında yapıldığını kaydederek, reklam gelirlerinin milyon avronun biraz altında olduğunu belirtti. Kriz nedeniyle, önceden “business” sınıfında uçan yolcunun, “economy” sınıfında uçmayı tercih ettiğini anlatan Sabancı, doluluk oranlarının, geçen yıla kıyasla 10-12 puan arttığını, uçan kişi başına ortalama maliyetin 4,89 avro, dış hatlarda 10,89 avro söyledi. “BASEL’DEN SONRAKİ DURAK, PARİS OLSUN İSTİYORUZ” Sabancı, petrol fiyatlarının bu seviyede gitmesi durumunda şirketin 2010 yılı performansının, 2009’a göre kat daha iyi olacağını, bu yıl 17 milyon avro, 2010’da ise 40 milyon avro civarında kar beklediklerini kaydetti. Şu anda şirkete ait tane olmak üzere, toplam 24 tane uçak bulunduğunu dile getiren Sabancı, 2015 yılına kendilerine ait 41 adet uçak olacağını açıkladı. Sabancı, 2010’un üçüncü veya dördüncü çeyreğinde halka açılacaklarını bildiren Sabancı, dönemde havacılık sektörü çarpanlarının yükseleceğini tahmin ettiklerini ifade etti. Pegasus’un yüzde 25-30’luk kısmını halka açmayı düşündüklerini, bu civardaki açıklığın yabancı yatırımcının ilgisini çekebileceğini, bu payın yüzde 60’ının da yabancı yatırımcı olmasını istediklerini belirten Sabancı, buradan elde edilecek finansmanla uçak alacaklarını vurguladı. Ali Sabancı, Basel’den sonraki “durağın” Paris olmasını istediklerini söyledi. “MİSAFİRLER BİZLE UÇMASIN DİYE ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ” Acentelere yönelik olarak düzenlenen toplantıdaki konuşmasında ise Sabancı, Türkiye’de gerçek rekabetin, dinamik fiyatlamayla başladığı görüşünü dile getirerek, şöyle devam etti: “Önce iç hatlarda, sonra dış hatlarda... Hala dış hatlarda özel havayollarının her istediği yere uçamama sıkıntısı var. Çünkü deniyor ki; ’sizin büyük ağabeyiniz, yeteri kadar dolu değil’. Ben ne yapacağım, büyük ağabeyimin başarmasını mı bekleyeceğim? Büyük ağabeyim başarsın ki sonra ben başarayım. Ama şimdi ’eyvah’ diyorlar. Esasında bizden korkmaya kadar da gerek yok. Çünkü biz elimizden geleni yapıyoruz ki misafirler bizle uçmasın diye. Katı iptal kurallarımız var. Check-in, fazla bagaj kurallarımız katı. Fazla bagajdan masraf alıyoruz. Bizde su bile parayla yani. Buna rağmen misafirler, gittikçe bizi tercih ediyor. Niye? Çünkü güler yüzlü bir hizmet bulmaya çalışıyor.” Sabancı, 24 adet yeni uçak siparişleri bulunduğunu, ocak ayında gerçek sipariş rakamlarını açıklayacaklarını ve gerçek siparişin bu açıklanandan daha büyük olacağını belirtti. Türkiye’de son yılda sektör yüzde 19 büyürken, Pegasus’un her yıl yüzde 43 büyüdüğünü aktaran Sabancı, şirketin, 2009’un ilk ayında iç hatlarda yüzde 41, dış hatlarda yüzde 46 büyüdüğünü kaydetti. S
+
+
+
+ 618904
+ Avukatlar İmralı'ya gitti, 1000 kişi protesto etti
+ -- Çeşitli sivil toplum kuruluşlarına üye yaklaşık 1000 kişilik grup Öcalan'ın avukatlarını protesto ederek yürüyüş yaptı. Kenya'da 1999 yılında yakalandıktan sonra kapatıldığı İmralı Cezaevi'nde ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Öcalan'ın kız kardeşi Fatma Öcalan ve savunmasını üstlenen avukatları Meral Atasoy, Asya ve İbrahim Bilmez bu sabah haftalık görüşmeye gitmek üzere İstanbul'dan özel otomobille Gemlik İlçe Jandarma Bölük Komutanlığı'na geldi. İçinde dergi ve gazeteler bulunan poşet taşıyan avukatlar, jandarmadaki kimlik kontrolü ve üst aramasının ardından plakası sökülmüş beyaz renkli servis minibüsüyle saat 09.45'te İmralı'ya gitmek üzere Gemport Limanı'na gitti. Avukatlardan buradan adaya hareket etti.İmralı'da tek kişilik cezaevinde tutulan Abdullah Öcalan, haftada avukatları, hafta 15 günde bir de birinci dereceden akrabaları ile görüşebiliyor. Öcalan'a avukatları ile saat, yakınları ile de 30 dakika görüşme hakkı tanınıyor. Öcalan görevliler eşliğinde avukatları ile 'açık', aile bireyleri ile bir camın ardından telefonla görüşebiliyor. Gemlik'te protesto yürüyüşü Abdullah Öcalan'ın kız kardeşi Fatma Öcalan ve avukatının İmralı Adası'na gitmek için İlçe Jandarma Komutanlığı'nda işlemleri yapılırken, aynı saatlerde Gemlik İlçe merkezinde sivil toplum kuruluşları tarafından protesto yürüyüşü yapıldı. Sabahın erken saatlerinden itibaren yağmura rağmen ilçe stadyumu önünde toplanan grup, önde şehit aileleri ve gazilerin bulunduğu kortej oluşturarak Orhangazi Caddesi'nden ilçe merkezine doğru yürümeye başladı. Dün akşam yapılan protesto gösterisi ardından bu sabah polisin yerine kordona yönlendirdiği yaklaşık 1000 kişilik grup Çarşı Camii önünde toplandı. Ellerinde 'Vatan namusumuz, bayrak kefenimizdir', 'Bir sevdasın Türkiyem', 'Ankara'nın taştır yolu hükümetin şaştı yolu', 'Dağa çıkanı hayatta, dağa çıkaranı vatanda, dağdan indireni koltukta barındırmayız' yazılı pankart ve dövizler taşıyan grup adına Gemlik Giresunlular Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Adem Kaya açıklama yaptı. Kaya, son günlerde meydana gelen gelişmelerin devletin ve milletin bekası açısından tehlikeli hal almaya başladığını bildirerek, şöyle dedi: "Herkesin Anayasa önünde eşit sayıldığı ülkemizde farklı kültür ve kimlik arayışına girerek Türkiye ve Türk isminden rahatsız olanlar açılım adı altında binlerce yıllık bu beraberliği bozma ve bölmeye çanak tutmaktadır. Devletin bekasını korumak için şehit ve gazi olanların anneleri, babaları, kardeşleri olan bizler, mevcut olan duruma sessiz kalamayız. Başbakan, 'Demokratik açılım bir devlet projesidir' diyor. Terör elebaşı ise, yol haritasının takip edildiğini söylüyor. zaman sormak lazım, Devlet teröristbaşı ile işbirliği mi yapıyor? Teröristbaşı dağdan inen 'lıları ben getirdim. Hükümet 'yalan biz getirdik' diyor. Gelenler ise, 'Apo'nun emriyle elçi olarak geldik' diyor. Acaba millet hangisine inanıyor sormak lazım. Eğer bu yapılanlar devlet projesi ise bu projenin içerisinde yüce milletimiz yoktur. Eğer 'millet var' diyorsanız. Millete sorun, millet de varsa burada toplanan bizler yokuz."
+
+
+
+ 619588
+ Kardemir, Suriye için ray üretiyor
+ Suriye Demir Yolları Teknik Bölüm Yöneticisi Mühendis Yehya Al-Khatib, Kamu Uluslararası Yöneticisi Roula Anbar, Pazarlama Bölümü Müdürü Mühendis Mohammad Alnaji ve Sözleşme Departmanı Müdürü Huusein Mhawes fabrikada incelemelerde bulundu. Al-Khatib, ray ve profil haddehanesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'de ray üretilmesinin, hem kendileri için hem de komşu ülkeler tarafından büyük avantaj olduğunu söyledi. Suriye Demir Yolları olarak yıllık 48 bin ton raya ihtiyaçları bulunduğunu anlatan Al-Khatib, şöyle dedi: ''4-5 yıl sürecek yenileme projesi ve Hicaz Demir Yolları'nı iyileştirme çalışmalarına başladık. Bu nedenle ihtiyacımız olan rayı Türkiye'den almaya başladık. Bunun için KARDEMİR tarafından üretilecek 72 metre uzunluğunda 36 bin ton rayın ilk parti sevkiyatı ve üretimini incelemeye geldik. İnceleme ve gezilerimizde rayın nasıl üretildiği, hangi aşamalarında geçtiği detaylı olarak anlatıldı. İnşallah önümüzdeki hafta içerisinde ilk parti olan bin 200 ton ray, demir yolu ile Suriye'ye ulaşacak.'' KARDEMİR Genel Müdür Yardımcısı Metin Atlan da heyete, üretilen rayları ve üretim aşamasını gösterdiklerini ifade etti. AA
+
+
+
+ 619533
+ 19:21 Beşiktaş Cola Turka'da Engin Atsür şoku yaşanıyor
+ 19.21 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'da Engin Atsür şoku yaşanıyorİSTANBUL (A.A) Basketbolda Erkekler Kupası’nda dün ’nın WBC Raiffesen Wels takımını 100-81 mağlup ederek gruplara kalma başarısı gösteren ’da Engin Atsür şoku yaşanıyor. Dünkü mücadelede sağ elinden sakatlanan Engin’in tarak kemiğinde kırık tespit edildiği ve 4-6 hafta sahalardan uzak kalacağı açıklandı. Milli oyuncunun, ’nde yapılan kontrollerinde sağ el serçe parmağı ile bileği arasında bir kırık tespit edildi. Eli alçıya alınan ve bir süre alçıda kalacak olan Engin Atsür’ün daha sonra yapılacak kontrollerde durumu belli olacak. .. ...
+
+
+
+ 618060
+ DTP İstanbul'da germeye kararlı
+ FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ DTP İstanbul'da germeye kararlı Habur'da 34 PKK'lıya davullu zurnalı karşılama töreni yaptığı için eleştirelere konu olan DTP, gelişleri süresiz ertelenen Avrupa grubuna da Kazlıçeşme'de bir şölen hazırlamak için İstanbul Valiliği'ne başvurdu. İSTANBUL DTP'nin de aralarında bulunduğu 35 örgütün oluşturduğu Barış ve Demokratik Çözüm Platformu, gelişleri ertelenen Avrupa'daki PKK'lıların, geldikleri zaman miting yapmak için İstanbul Valiliği'ne başvurdu. Platform üyeleri Dursun Yıldız ile Yaman Yıldız, İstanbul Valiliği'ne dilekçe verdi. Dilekçede, Avrupa'dan gelmeleri beklenen PKK'lılar için Kazlıçeşme'de miting yapmak için izin istenirken, PKK'lıların geliş tarihi belli olmadığı için tarih kısmı boş bırakıldı. Çıkışta basın mensuplarına açıklama yapan Dursun Yıldız, ���Dilekçede ne talep ettiniz?” sorusuna, “Kazlıçeşme Meydanı'nı talep ettik. Orası trafiği engellemez, kimseyi rahatsız etmez. Esnaf ve halk rahatsız olmasın diye valiliğin izniyle Kazlıçeşme'de halklarımızın kardeşliğini, şiddet politikasının son bulmasını, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle şölen yapacağız” cevabını verdi. Hazırlıklarını daha önce yaptıklarını belirten Volkan Akyıldırım ise gelecek gruba hükümetin talimatıyla Almanya'daki büyükelçiliğin giriş izin belgesi vermediğini ve uçuşun önlendiğini söyledi. GELİŞİ ERTELEMEK ZORUNDA KALDIK Avrupa'dan geleceği konuşulan 15 PKK'lı Brüksel'de bir basın toplantısı düzenledi. Grubun sözcüsü İsmail Kem “Hükümet ve devlet yetkilileri, ilk grubu karşılama coşkusuna yanlış yaklaşmış ve Türkiye'ye gidişimizi engelleyici açıklamalar yapmıştır. İlgili merciiler de seyahat belgelerini bizlere vermemiştir. Biz de Türkiye'ye gidişimizi, istemediğimiz halde, erteleme kararı aldık” dedi. 28.10.2009 POLİTİKA
+
+
+
+ 618193
+ McDonald's İzlanda'dan çekiliyor
+ Firmanın İzlanda'daki bayilik verme hakkını elinde tutan Lyst Hr firması yöneticisi Magnus Ogmundsson, bu kararı kolay almadıklarını, ancak ekonomik durumun kötüleştiğini vurguladı. Restoranlara ürünleri Almanya'dan ithal ettiğini, İzlanda parasının değer kaybetmesiyle de bu durumun çok pahalıya geldiğini belirten Ogmundsson, kapatılacak restoranların daha ucuz İzlanda ürünleri satacak başka bir isim altında yeniden faaliyette bulunmasının planlandığını da sözlerine ekledi. İzlanda'da ilk McDonald's restoranı 1993 yılında açılmıştı. REYKJAVIK AA
+
+
+
+ 618644
+ Var Mısın Yok Musun'un finali Bruce Willis'le
+ Fashionable İstanbul defilelerini izlemek için top model eşi Emma Heming'le İstanbul'a gelen Hollywood yıldızı Bruce Willis, önceki akşam TV yarışması "Var mısın Yok musun?" un çekimlerine katıldı. ABD'li ünlü aktör, çekimler için geldiği stüdyoda sempatik tavırlarıyla dikkat çekti. Gazetecilere korumaları aracılığıyla haber gönderen Willis, flaşlı fotoğraf çekimi istemediğini iletti. Ünlü çift yayın boyunca yarışmacılarla tek tek konuşup, kutular hakkında fikirlerini aldı. Bu arada yarışmacılar Willis'e, Fenerbahçe futbol takımının atkısını armağan etti. Emma Heming, yarışma boyunca kutuları açtırırken eşi Bruce Willis'den yardım almayı da ihmal etmedi. İkili "Bir Dilek Tut" vakfı için yarıştı ve bundan çok mutlu olduklarını söyledi. 'OSMANLI TARİHİNİ İYİ BİLİYOR' Yarışmayı sunan Ilıcalı yayın hakkında şunları söyledi: "Yarışmada Emma Heming yarıştı. Ancak Bruce Willis'e özel sürprizler hazırladık. Kendisi bize caz söyledi. Türk ve Osmanlı tarihini çok iyi bildiğini gördüm. İstanbul'un manzarasına hayran kalmış. Film çekmeye uygun çok özel alanlar olduğunu söyledi. Kendisine 'Mavi Ay dizinizle büyüdük' dedim. Bu sözlerim kendisini çok mutlu etti." (Sabah)
+
+
+
+ 618108
+ Rusya altın çetesi için Türk polisinden yardım istedi
+ İBRAHİM KARAGÜL HAKAN ALBAYRAK Rusya altın çetesi için Türk polisinden yardım istedi Rusya, ülkeye kaçak altın sokarken yakaladığı 'Altın kraliçesi' Babosyuk'un mücevher çetesi için Türkiye'den yardım istedi DIŞ HABERLER Dünyaca ünlü mücevher mağaza zinciri Altın'a yönelik geçtiğimiz haftalarda başlatılan operasyonda Rus polisi Türkiye'den yardım istedi. Rusya'nın en büyük mücevher mağaza zincirlerinden biri olan “Altyn” adlı şirketin sahiplerinden 'Altın Kraliçesi' olarak anılan Antonina Babosyuk ve üst düzey yöneticilerinin gözaltına alınmasının ardından kaçak mücevherlerin İstanbul'dan götürülerek Kazakistan sınırından ülkeye sokulduğu saptandı. Rus istihbaratı FSB, Türk tarafından bu konuda işbirliği talebinde bulundu. FSB'den yapılan açıklamada “Altın” adlı şirketin İstanbul'da ofisinin bulunduğu, burada Kırgız kökenli elemanların turist vizesiyle çalıştığı, altınları farklı küçük üreticilerden alan bu kişilerin Rusya'ya kaçak yollardan soktukları belirtildi. 28.10.2009 DÜNYA
+
+
+
+ 618299
+ İbrahim Kahveci: para nerde?
+ İbrahim Kahveci 28 Ekim 2009 ÇarşambaO para nerde? Bugün 28 Ekim 2009. Bundan yaklaşık yıl ay önce 15 Eylül 2008'de Lehman batmıştı. Lehman'ın batışı önemliydi. Çünkü 2008 yılının ilk günlerinden beri finansal piyasalarda yaşanan çöküntü artık reel ekonomiye de sıçramış oluyordu. Krize karşı ilk müdahaleleri hatırlıyoruz. FED rutin toplantısına sadece üç gün kalmış olmasına karşın dayanamayıp erken toplantı ile hızla faizleri aşağıya çekmişti. Hatta sadece faiz indirimleri değil hızla likidite müdahaleleri ile piyasayı adeta paraya boğmuştu. Dün, yani 27 Ekim 2009 günü Merkez Bankası açıklıyor: "Likiditeyi artıracağız". Hafızamızı biraz geçmişe taşıyalım. Bir yıl öncesi FED likidite müdahalesi yaparken Türkiye'de "enflasyon canavarı hortlar" tezi işleniyordu. Yani hükümet adeta krize karşı eli kolu bağlı bir mahkûm haline getiriliyordu. Hükümet krize karşı harcamalarını kısan özel sektöre karşı kamu harcamalarını kısmak istemiyordu. Ve bu adım 29 büyük buhranının çözüm modelini oluşturan Keynesyen modelle uyumluydu. Ama bir yanlış vardı. Hükümet kamu yatırımları karşılığı ortaya çıkan parayı ya IMF gibi dış kuruluşlardan alacaktı veya içerden borçlanacaktı. IMF olmadı ve iç borçlanma arttı. İç borç artınca ortaya çıkan para özel sektör şirketleri yerine hantal kamuya aktı. Ve özel sektörde peş peşe iflaslar baş gösterdi. Ekonomi ya özel sektör ya kamu kesimi diye iki seçeneğe sıkıştırılmıştı. Oya Keynesyen model bunu söylemiyordu. Yani kamu harcamaları için yapılan borçlanmanın sadece bankaların sırtından olması gerekmiyordu. Hatta bugün Merkez Bankası'nın değindiği gibi likidite tıkanıklığı için de çok önemli olan daha aktif bir para politikası gerekiyordu. Yani krizin en şiddetli estiği 2008'in son çeyreğinde ilaç gibi gelecek olan likidite artışına (veya Merkez Bankası'nın yüzde 20-25'lerden borçlanma piyasasından kâğıt alımı gibi) gidilmedi. Şimdi bir bina düşünün. Temelini bir-iki kat taşıyabilecek şekilde tasarlıyorsunuz. Ama ardından işiniz binayı geliştirmek olduğu için dördüncü veya beşinci katları atmaya çalışıyorsunuz. Temelini oluşturmadığınız için binada yeni katlar oluşturmak ne kadar doğrudur? İşte bugün para politikasında bu durumun bir benzerini yaşıyoruz. Geçen yıl likidite problemini çözmesi gereken bir para politikası kararlılığını bugün okuyoruz. Ama bugün Serkan Biter'in hazırladığı bu sayfadaki haberi okumanızı tavsiye ederim. Bugün ABD'de bizim geçen yıl korku saldığımız likidite problemi tartışılıyor, ama bizdekinden çok farklı. Çünkü artık ABD, likiditenin faiz yükselişine etkilerini ve doların değer kazanmasını çözmek istiyor. Ve bu ortamda bizim para politikası uygulayıcıları likidite artışını nasıl sağlarız derken bankaların restine karşılık hazine kâğıdı alımları bile tartışılabiliyor. Yani binanın temeli geçen yıl iki-üç kat için atılmışken şimdi gökdelen hesabı yapılıyor. Hükümetin eli krizde adeta bağlı bırakılmışken şimdi enflasyon korkusu ile bir de döviz oyununa zemin hazırlandı. Açıkçası ben bu para politikasından çok korkuyorum. Dünyada enflasyon tartışmaları yaşanmazken bu ülkede hükümete sürekli enflasyon korkusu ile harcamaları kıs tavsiyesi izah edilemez. Bu sayede krizin "teğet geçme" teorisinden çıkıp "delip geçmesi"ne zemin hazırlandı. Şimdi ise yine kamu harcamalarına tuzak oluşturacak bir likidite tuzağı ile gelecek ipotek altına alınmaya çalışılıyor. Kısaca izah etmek gerekirse, ekonomi yönetimi bu krizde maalesef finansal kesimin arzuları ile ilgilenerek bankaların sağlamlığını argüman olarak kullandı. Oysa bunun karşılığında reel kesimin sorunlarını ve işsizliği çözecek ana noktalara inilemedi. Merkez Bankası neden döviz piyasasında daha aktif rol oynamadı? Neden 2004-2005 yılları benzeri likidite artırıcı döviz işlemlerine eğilmedi? Merkez Bankası'nın krizde sakladığı ve hükümeti adeta tutsak ettiği likidite sahi nerde?
+
+
+
+ 619502
+ Kültürler arası diyalog için Odunpazarı'ndalar
+ Kültürler arası diyalog için Odunpazarı'ndalar Eskişehir Özel Atayurt Okulları öncülüğünde yürütülen “Kültürlerarası Etkileşim ve Diyalog” projesi kapsamında Eskişehir'e gelen İtalyan, Yunan, Alman, Macar ve İspanyol öğretmen ve öğrenciler Odunpazarı Belediyesi Başkanı Burhan Sakallı'yı makamında ziyaret ettiler. ABDULLAH YEŞİLKAYA ESKİŞEHİR Başkan Sakallı ile Kültürlerarası Etkileşim ve Diyalog konusunda keyifli bir sohbet gerçekleştiren konuklar, Başkan Sakallı'dan Odunpazarı Belediyesi'nin gerek akademik, gerek sportif gerekse sosyal alanlarda gerçekleştirdiği Kültürel çalışmalar hakkında bilgi aldılar. Keyifli bir ortamda gerçekleşen ziyarette yaptığı konuşmada; Dünya Barışına ve kardeşliğine katkı sağlayan, karşılıklı bilgi, tecrübe ve iyi uygulama örneklerinin aktarımını kolaylaştıran ve en önemlisi öğrencilerin yabancı dil yeteneklerini geliştirmelerine ve farklı kültürleri anlamalarına olanak sağlayan böyle çalışmaların değerine dikkat çeken Başkan Sakallı, Kültürlerarası Etkileşim ve Diyalog projesine katkı sağlayan tüm öğretmen ve öğrencileri kutladığını ifade etti. 28.10.2009
+
+
+
+ 619230
+ İşte haftanın hakemleri!
+ İşte haftanın hakemleri! 28/10/09 16:07 Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu'ndan yapılan açıklamaya göre, 11. hafta maçlarında görevli hakemler şunlar: 31 Ekim Cumartesi 16.00 Antalyaspor-Bursaspor: Fırat Aydınus 20.00 Beşiktaş-Ankaragücü: Halis Özkahya Kasım Pazar: 14.00 Denizlispor-İstanbul Büyükşehir Belediyespor: Selçuk Dereli 14.00 Gaziantepspor-Diyarbakırspor: Süleyman Abay 14.00 Gençlerbirliği-Manisaspor: Cüneyt Çakır 14.00 Kasımpaşa-Eskişehirspor: Kuddusi Müftüoğlu 16.00 Galatasaray-Sivasspor: Bülent Yıldırım 20.00 Kayserispor-Fenerbahçe: Tolga Özkalfa
+
+
+
+ 618046
+ İngilizler'den Beşiktaş'a parmak izi eziyeti
+ SANLI SARIALİOĞLU OSMAN TANBURACI İHSAN ÖKSÜZ İngilizler'den Beşiktaş'a parmak izi eziyeti İngiltere Konsolosluğu, Beşiktaşlı futbolculara turist muamelesi yaptı. İngiltere Konsolosluğu'na şahsi başvuruda bulunan siyah-beyazlılardan parmak izi alındı. Mustafa Denizli ve Beşikttaşlı futbolcular yarım saat süren işlemlerin ardından merkezden ayrılırken, vatandaşlar kafileye büyük ilgi gösterdi. Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi Grubu'ndaki beşinci maçında 25 Kasım tarihinde deplasmanda karşılaşacağı Manchester United maçı öncesi dün siyah-beyazlı takımda forma giyen 15 futbolcu ve teknik ekip İngiltere Vizesi başvurusunda bulundu. Şişli'de bulunan İngiltere Vizesi başvuru merkezine şahsen gelen Beşiktaş teknik ekibi ve oyuncular parmak izlerini vererek vize başvurusunda bulundu. İngiltere'nin Türkiye'nin en büyük kulüplerinden biri olan Beşiktaş'ta oynayan futbolcular ve teknik heyete sıradan bir vatandaş muamelesi yapması, bizim Manchester United futbolcularına gösterdiğimiz ilginin yanında büyük bir küstahlık olarak değerlendirildi. NORMAL VATANDAŞ GİBİ İngiliz Konsolosluğu'nun Türkiye'nin en büyük kulüplerinden biri olan Beşiktaş'ın Türk futbolcuları ve teknik heyetine özel bir muamele göstermeyip, normal vatandaşlar gibi davranması büyük tepki çekerken, vize işlemleri için Şişli'deki vize başvurma merkezine gelen siyah-beyazlı takımı karşılarında görünce şaşıran vatandaşlar kafileye büyük ilgi gösterdi. Siyah-beyazlı kafile yaklaşık yarım saat süren işlemlerini hallettikten sonra merkezden ayrıldı. Daha önceden internet üzerinden randevu alıp dün merkeze giden siyah-beyazlılar, yaklaşık yarım saat süren parmak izi verme işleminden sonra merkezden ayrıldı. Ferrari: Kendi işimize bakalım Ferrari, lige kötü başlamalarına rağmen toparlandıklarını söyledi. İtalyan defans oyuncusu “Türkiye'de üç büyük takım var. Ancak F.Bahçe ile G.Saray arasındaki rekabet çok farklı” dedi. Sezona kötü başladıklarını ama şimdi toparlandıklarını belirten Ferrari, “F.Bahçe ile aramızda önemli puan farkı var ama lig uzun maraton. Rakiplerimizin ne yaptığını değil kalan maçlarımızı kazanmaya bakalım” dedi. Aksu'nun ilk adayı Baransel Ocak 2010'da yapılacak genel kurul öncesi başkan adayı Murat Aksu, yönetim kurulu aday listesine alacağı ilk ismi Ali Baransel olarak açıkladı. Aksu, "Kendisinin desteği ve birikimleri Beşiktaş için büyük kazanımlara dönüşecektir. Değerli tecrübesini Beşiktaş için değerlendirmek üzere birlikte yola çıktık" dedi. Aksu, oy kullanmak isteyen üyelerin Kasım'a kadar aidatlarını yatırmalarıda istedi. 28.10.2009 SPOR
+
+
+
+ 619604
+ Fener'li taraftar sitesinin yalanı VİDEO
+ Pazar günü oynanan olaylı Fenerbahçe-Galatarasay derbisinde sarı kırmızılı futbolcu Ketia'ya tribünlerden su bardağı fırlatılmıştı. İşte bu görüntüyle ilgili bugün Fenerbahçe ve Galatasaraylı taraftarlar arasında ilginç bir tartışma yaşandı... Fenerli taraftar sitesi: Bardağı Galatasarylılar fırlattı Gazete ve televizyonlarda bu çikin görüntüler eleştirilmiş, Fenerli taraftarların davranışları nedeniyle sarı lacivertli kulübe saha kapatma cezası verilmesi gündeme gelmişti. Bugün sarı laivertli taraftarlardan eleştirilerle ilgili oldukça ilginç bir iddia ortaya atıldı. Fenerbahçeli taraftarların sitesi Keita'ya su bardağını kendilerinin değil Galatasaraylı taraftarların fırlattığını iddia etti. Galatasaraylı oyuncu Keita'ın kafasına atılıp ona değmediği halde gözüne gelmiş gibi rol yaptığı belirtilen açıklamada, forum üyelerinin dikkatli çalışmaları sonucu görüntüler incelendiğinde Keita'nın olduğu yere atılan su bardağının misafir tribününden geldiğinin görüldüğü belirtildi. GALATASARAYLI'LARDAN ANINDA YANIT Sitenin iddiasına Galatasaraylı seyirciler anında cevap verdi. Galatasaraylılar mail zinciriyle yeni görüntüleri dağıttı. Ancak gerçeği yayıncı kuruluşun yakın çekim görüntüleri ortaya çıkardı. Lig TV'nin yakın çekimlerinden bardağın aslında Galatasaray tribününün hemen yanındaki Fenerbahçel tribününden geldiği anlaşıldı. Keita tribünlerden başına gelen bir madde nedeniyle uzun süre acı içinde yerde kıvranmış ardından pet pardağı maçın gözlemcisine sahayı enlemesine geçerek götürmüştü. Keita bu hareketi sonrasında sarı kart görmüştü... Ayrıca Lig TV'nin yakın çekimlerinde Galatasaraylı taraftarlara ayrılan bölümün çevresinin tek örgüyle çevrildiği, tribünün üstüne de ağ gerildiği gözleniyor. 2009-10-28 21:46:05 Bu durumda Fener'in attığı golden biri silinecek mi? Ya da Fener'in aldığı puandan biri FAK-FUK-FON aracılığıyla GS'nin hesabına mı yazılacak. çoban çeşmesi 2009-10-28 16:16:25 Keitaya su şişesini kimin attığı çok açık şişe gs tirübünlerinden geliyor. Bunun fiziğe aykırı bir yönü de yok, aykırı olan keitanın tiyatro yeteneği. Görüntüleri televizyondan izleyenler şişenin geldiği yeri açıkça görebilirler, kör değillerse tabi... ahmet can 2009-10-28 12:36:33 sizleri galatasaraylilar adına bursasporlu olarak kınıyoruz. Bu taraflı haberleri yapanları barındırmanızı istemiyoruz erkantürkoğlu 2009-10-28 12:33:23 senin fanatik fenerli olduğunu hepimiz biliyoruz boşuna 30 milyon gsli kulağını çınlatmasın adam gibi yorum yaz erkantürkoğlu 2009-10-28 11:56:20 yabancı madde atılmış ya sahaya.bir samiyene bir saraçoğluna bakın ondan sonra karşılaştırın.tır dolusu şişe ile en fazla bi çöp kutusu dolu şişe bir değil ama 1e kadar da az değil.o maç sonrası maç kapamayla kurtulduğunuza dua edin derim bi daha da davosa gelmem..... A.hamit 2009-10-28 11:48:52 bunu yenince övünüyormuş ta şöylemişte falan filan. ne kadar da küçük düşünüyorsunuz ya.siz bi kere bi yenin ondan sonra bakın kaç yıl konuşursunuz onu.hatta aldığınız kupaların bile önüne geçer muhabbet.sonrada sizlerin dediği "Büyük takımlar aldığı kupalarla, küçük takımlar ise büyük takımları yenmesiyle övünür.." lafına tam karşı olursunuz. A.hamit 2009-10-28 11:45:47 Görüntüyü izleyin Keitaya Değmiyor Bile. Aklı Sıra Ortalığı Karıştırmaya Çalışıyor. 2007 deki 6s nin Kendi Sahasındaki Fenerlileri Görsünde Delikanlılık Neymiş Öğrensin. Resmen Su şişesi Yağdırmışlardı. Ona Rağmen Çıkıp Bizim Futbolcular Böyle Çirkeflik Yapmadı. Erkan 2009-10-28 11:44:16 ben adanademirsproluyum ama siz apaacık fenerbahçeliisniz vicdanınızı elinize katın maçı izledim fenerbahçe değpil anti terör timi gibi ftbolu anarşizime ittiniz zaten bırakın bu haberede kargalar gülsün sert ve baskılı ve darbeli kırcı bir futbol oynadılar şimdide FATİH TEKİN 2009-10-28 11:42:23 bu iddia büyük bir ihtimalle fenerbahçelilerin iddiasıdır... keita nın sol gözüne cisim geliyor,köşe atışında tribünlerden sol göze nasıl isabet yapılabilir bunu newton bile açıklayamaz:) Halil İbrahim Damar 2009-10-28 11:21:16 Basın ve Federasyon hakemler bir takımı anca bu kadar kollayabilir. Sahaya yabancı madde atıldı diye Galatasaray maç ceza almıştı. Hemde ne hakemin kafası yarılmıştı ne kavga çıkmıştı. Fenerasyon lütfen maç ceza verdi onuda iptal etmek için basında uğraşlar başladı. Böyle çifte standartlar devam ederse ne ligin keyfi kalır ne rekabetin. Aziz Yıldırımdan çekinen bir federasyon istemiyoruz. orçun yanik 2009-10-28 10:57:18 bende değişik video,resim programlarıyla f7 tribünlerinden bıçak atılıyormuş gibi gösterebilirim.bu çok zor değil.maçta yaptıkları yetmiyormuş gibi bu işin alavere dalavaerisini yapıyor bu f7 liler... Büyük takımlar aldığı kupalarla, küçük takımlar ise büyük takımları yenmesiyle övünür.. Abdullah Öztürk 2009-10-28 10:46:53 galatasaray trübünlerine ağ gerili.bu video da ki görüntü montaj.maçı izledik.lig tv de ki görüntü de su bardağı keiatanın sol kulağının yanından teğet geçiyor.GS. trübünü ise keiatanın sağında kalıyor.su şisesi havada 90 derecelik bir dönüş yapıp geldiyse onu bilemem.fener trübünü ise keiatanın tam arkasında.fenerin iddiası fizik kurallarına aykırı. akseli ağa
+
+
+
+ 618489
+ 10:07 15 yaşındaki yeğenini erkeklere pazarlayan amcaya yıl hapis
+ 10.07 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 15 yaşındaki yeğenini erkeklere pazarlayan amcaya yıl hapis İsmail AKDUMAN/SAMSUN, 'da, 2004 yılında 15 yaşında olan yeğeni M.K.'yı, para karşılığı erkeklere pazarlamakla suçlanan Mehmet K., yıl hapis cezasına çarptırıldı. Suçlamaları kabul etmeyen Mehmet K., “Yeğenim kendisine A.G.'nin tecavüz ettiğini söyledi. Eve gitmesini söyledim. Korktuğu için gitmek istemedi. Ben de morali düzelsin diye onu yanıma alıp, gezdirdim. Sonra da evine bıraktım. İnsan öz yeğenini satar mı?” dedi. Tutuksuz sanıklar A.G. ile E.O. ise küçük yaştaki kız çocuğuyla r��zasıyla cinsel ilişkiye girdikleri için 5'er ay hapis cezasına çarptırıldı, bu ceza ertelendi. Samsun'da, 2004 yılında meydana gelen olayda, işsiz olan Mehmet K., olay tarihinde 15 yaşında olan öz yeğeni M.K.'yı kaçırıp bir eve götürdü. İddialara göre burada hafta yeğenini zorla alıkoyan Mehmet K., para karşılığı 12 kişi ile cinsel ilişkiye girmesi için M.K.'yı zorladı. 10 yıla kadar istemiyle hakkında dava açılan ve 2.5 ay cezaevinden kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye olan Mehmet K., Samsun 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün son kez hakim karşısına çıktı. Suçlamaları kabul etmeyen Mehmet K., “Yeğenim yanıma gelip, kendisine A.G.'nin tecavüz ettiğini söyledi. Eve gitmesini istedim. Ancak korktuğu için gitmek istemedi. Ben de morali düzelsin diye onu yanıma alıp, gezdirdim. Sonra da evine bıraktım. İnsan öz yeğenini satar mı? Ben onun amcasıyım. Suçsuzum, tahliyemi istiyorum” dedi. Daha önceki duruşmalarda dinlenen M.K. ise 'na olaydan sonra verdiği ifadesini değiştirerek, amcasının kendisini erkeklere satmadığını ileri sürdü. “Birlikte amcamın arkadaşlarının evine gidiyorduk. Amcam alkol almak için dışarıya çıkıyordu. Arkadaşları ona para veriyordu. Sonra da kişiler benimle cinsel ilişkiye giriyorlardı” diyerek sanıklardan şikayetçi olmadı. Duruşmaya M.K. ile ilişkiye girdikleri ve alıkoydukları belirtilen tutuksuz sanıklar A.G. (41), M.T. (42) ile emekli E.O. da (60) katıldı. sanık da M.K. ile cinsel ilişkiye girmediklerini belirterek beraatlerini istedi. Mahkeme, sanıklardan amca Mehmet K.'ya yeğenini para karşılığı erkeklere sattığı gerekçesiyle yıl, A.G. ve E.O.'ya küçük yaştaki kız çocuğuyla rızasıyla cinsel ilişkiye girdikleri için 5'er ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme iki sanığa verilen bu cezayı ertelerken, M.T.'nin beraatine karar verdi. .
+
+
+
+ 619189
+ 16:03 Türk baba, oğlunu öldürdü, eşi komşularına sığınarak kurtuldu
+ 16.03 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Türk baba, oğlunu öldürdü, eşi komşularına sığınarak kurtulduEngin AKGÜRBÜZ/ BOURGOIN JALIEU, 'nın Bourgoin Jalieu kentinde oturan Mustafa A., henüz belirlenemeyen nedenle ve 10 yaşındaki oğlunu öldürdü, eşi Sibel ise komşuları olan Türk aileye sığınarak canını zor kurtardı. İki cocuğun cesedi için Grenoble Hastanesi adli tıp merkezine götürülürken şok geçiren anne Sibel, tedavi altına alınmak üzere hastaneye kaldırıldı. Mustafa A. ilk sorgusu yapılmak üzere polis merkezine götürüldü. nedeninin henüz bilinmediği ve ailenin sorunsuz bir yaşam sürdüğü, Mustafa A.'nın işsiz olduğu ve ev geçiminin çalışan eşi Sibel tarafından sağlandığı belirtildi. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
+
+
+
+ 618748
+ Sosyal röntgende rötuş
+ “Temel çok iyi bir doktordur...” demiş Dursun. “Nereden biliyorsun?” demişler. Dursun’un cevabı ilginç: “Geçen yıl çok pahalı bir ameliyat olmam gerekiyordu, param yoktu, röntgende rötuş yaptı!” Türkiye, yüzyıllardır hayır ve şer kutuplarının savaşına sahne oluyor. Türkiye’de hayır ve şer hatları, sorunlar karşısında takındıkları tavırlarla belirginleşiyor. Şer hattında yer alanlar, ülke sorunlarını yok sayıyor, çözümden kaçıyor. Şer kutbuna göre ne Anayasa sorunu var, ne de demokratikleşme sorunu; bünyesinde ikide bir cunta üreten orduda da, kendisini TBMM’nin üstünde konumlayan yargıda da sorun yok. Jitem yok. Faili meçhul cinayetler işlenmemiş. Ergenekon Terör Örgütü yok. Darbelerle demokrasimiz hiç kesintiye uğratılmamış. Mevcut anayasayı bir askeri cunta yapmamış. Dindar kesim üzerinde hiçbir baskı yok, Kürt sorunu yok, Alevilerin hiçbir sorunu yok.. Şer hattında yürüyenler, sürekli sosyal röntgende rötuş yapıyorlar. Sorunları inkar ederek mevcut düzenin devamını savunuyorlar. Hayır kutbunda yer alanlarsa, milletimize sıkıntı veren sorunları tek tek tespit edip çözümü için çaba sarf ediyor. Sosyal röntgende rötuş yapmıyorlar yani. Yeni bir anayasayla demokratikleşmenin tamamlanmasını istiyor. .. Partiler kanunu ve seçim kanunu değişsin istiyorlar. Yere yönetimlerin yetkileri artırılsın, şehirler yerinden yönetilsin istiyorlar. Türkiye’de insanlar sosyal röntgende rötuş yapanlar ve yapmayanlar diye farklılaşıyorlar..
+
+
+
+ 618008
+ İş dünyası endişeli: Cuntacılar ekonomiye zarar veriyor
+ Hukukçular tarafından darbeye teşebbüs olarak nitelendirilen planın altındaki imzanın Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek'e ait olduğunun Adli Tıp Kurumu'nun raporuyla kesinleşmesi, tepkilerin de artmasına sebep oldu. Orijinali, bir muvazzaf subay tarafından Ergenekon soru��turmasını yürüten savcılara gönderilen planda, hükümet 'irticayı getirmekle' suçlanıyor ve antidemokratik yollarla devrilmesi öngörülüyordu. İnsanın kanını donduran komplo teorilerinin yer aldığı plan, masum insanlara suç ihdas edip, askeri mahkemelerde yargılamayı da amaçlıyordu. Planın gerçek olduğunun kesinleşmesi sadece hukukçular ve gazetecileri değil, iş dünyasını da tedirgin etti. Sanayici ve işadamları, 21. yüzyılın Türkiye'sinde böyle bir planın yapılmış olmasının kabul edilemez olduğunu anlatıyor. Sektör temsilcilerinin ortak görüşü ise planın hazırlanması emrini veren ve hazırlanmasına destek olan bütün kişilerin yargı önünde hesap vermesi. SONUNA KADAR GİDİLMELİ TÜSİAD üyesi Yıldırım Aktürk, 'bu tarz antidemokratik girişimleri önlemek için sonuna kadar gidilmesi gerektiğini' anlatıyor. Aktürk, "Demokrasi dışı yaklaşımların temizlenmesi son derece önemli. İncelemeler ise şeffaf olmalı. Bu kapsamda medyaya da büyük iş düşüyor. Sonuna kadar bu sürece destek verilmeli." ifadelerini kullanıyor. SORUMLULAR CEZASINI ÇEKMELİ MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan ise 'belgenin doğru olmamasını ümit ettiğini' söylüyor. Vardan, "Şayet belge ve içeriği doğruysa bu, çok vahim bir durum. Bağımsız yargı, bu süreci başından beri takip etmeli. Suç işlemiş olanlar ve ona yardımcı olanlar varsa bunlar yargı önüne çıkarılmalı. İşin peşi bırakılmamalı. Yargılama şeffaf olmalı. Ve bu kişiler cezalarını çekmelidir. Biz iş dünyası olarak artık bu tür girişimlerin bitmesini istiyoruz. Bu zihniyet, bütün Türkiye'ye zarar veriyor." diyor. TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Üzülmez ise iş dünyası olarak demokrasi dışı bir hareketi kesinlikle tasvip etmediklerini söylüyor. Üzülmez'in açıklamaları şöyle: "Siyasi istikrarsızlığa yönelik girişimler ülkeye zarar verir. Türkiye, bir hukuk devletidir. Ve bunun gereklerini yerine getirmelidir. Bu tarz yaklaşımların içerisinde yer almak Türkiye'yi hiçbir zaman ileriye götürmez."
+
+
+
+ 618736
+ Iğdır'da fuhuş operasyonu: 48 gözaltı
+ Alınan bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, kent merkezi ve jandarma bölgesinde bulunan bazı otellere operasyon düzenledi. Operasyonda, fuhuş yaptıkları iddia edilen 23'ü yabancı uyruklu 45 kadın ile fuhşa aracılık ettikleri öne sürülen kişi gözaltına alındı. Fuhşa aracılık suçundan yakalanan zanlı, sorgularının ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Yabancı uyruklu 23 kadının sınır dışı edilmesi için işlemlerin sürdürüldüğü, 22 kadının da haklarında yasal işlem yapıldıktan sonra serbest bırakıldığı belirtildi. AA
+
+
+
+ 619614
+ Erdoğan İran'dan ayrıldı
+ FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ Erdoğan İran'dan ayrıldı TAHRAN (A.A) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İran'daki temaslarını tamamlayarak Türkiye'ye hareket etti. İran Cumhurbaşkanı birinci yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi'nin resmi davetlisi olarak Tahran'da gelen Başbakan Erdoğan, buradaki iki günlük ziyaretini tamamlayarak yerel saat ile 21.30'da (TSİ 20:00) Türkiye'ye hareket etti. Erdoğan ile birlikte Tahran'a gelen kalabalık iş adamı ve siyasilerden oluşan heyet de aynı uçakla geri döndü. Başbakan ziyareti kapsamında Rahimi'nin yanı sıra Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki, Meclis Başkanı Ali Laricani, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Dini lider Ayetullah Ali Hamaney ve diğer yetkililerle bir araya geldi. Görüşmelerde iki ülke ilişkileri ile işbirliğinin geliştirilmesi öncelikli olarak ele alınırken, bölgesel ve uluslararası konularda da fikir teatisinde bulunuldu. Başbakan Erdoğan'a ziyareti süresince Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Devlet Bakanları Cevdet Yılmaz, Zafer Çağlayan ve Mehmet Aydın eşlik etti. 28.10.2009 POLİTİKA
+
+
+
+ 618092
+ İngiltere de kredi kartı için uyardı
+ NAZİF GÜRDOĞAN İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ İngiltere de kredi kartı için uyardı LONDRA İngiliz hükümeti, kredi kartı şirketlerinin kartlarla ilgili "bazı haksız uygulamalarını" ortadan kaldırmayı planlıyor. Hükümet, bankaları ve kredi kartı şirketlerini, "Tüketicileri ödeyemeyecekleri borçlara sokmamaları" konusunda uyardı. Küresel ekonomik krizden en çok etkilenen ülkelerden biri olan İngiltere'de hükümet, mevcut borçlanmalar üzerinden faiz oranlarının ve tüketicinin onayı olmadan kredi kartı kullanım limitlerinin artırılmasının durdurulmasını istedi. Hükümet, kartların minimum limit borçlarının değil, yüksek nakit çekimlerinin ve en pahalı borçların ödenmesinin öncelikli olmasını sağlayacak. İngiliz hükümeti ayrıca, borçlar üzerindeki faiz oranlarının artışını kısıtlamayı veya yasaklamayı da planlıyor. 28.10.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 619148
+ Öğrenci yurdunda yatsıdan sonra intihar etti
+ AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, AÜ Eğitim Fakültesi Yabancı Dilleri Eğitimi Bölümü İngilizce Öğretmenliği Programı 1. sınıf öğrencisi G.K. (20), dersinin ardından dün AÜ Yunusemre Yerleşkesi'ndeki Yunusemre Öğrenci Yurdu'nun 4. blokundaki odasına gitti. G.K, blokun katındaki arkadaşlarıyla bir süre sohbet etti. Daha sonra yatsı namazını kılan G.K, geç saatlere kadar odasına gelmedi. G.K'nin sabah yatağında olmadığını fark eden arkadaşları şüphelendi. Kattaki tuvalete giden ve bir kapının kapalı olduğunu fark eden arkadaşları, kapının boşluğundan, fularıyla kendini asan G.K'nin cesedini gördüler. Daha sonra öğrenciler, durumu yurttaki güvenlik görevlilerine haber verdi. Ceset, güvenlik görevlilerinin tuvaletin kapısı kırması sonucu dışarı çıkartıldı ve polisin incelemesinin ardından otopsi için Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morguna gönderildi. Emniyet güçleri, G.K'nin odasındaki eğitim materyallerini ve notları incelemek üzere aldı. Öte yandan söz konusu yurttaki blok, güvenlik gerekçesiyle bir süre öğrencilerin girişine kapatıldı. Mardin'in Nusaybin ilçesi nüfusuna kayıtlı G.K'nin geçen yıl Trakya Üniversitesindeki eğitimini bırakıp ÖSS'ye girdiği ve AÜ İngilizce Öğretmenliği Programını kazandığı, sınavda başarılı olduğundan hazırlık sınıfından muaf olarak direkt 1. sınıftan eğitimine başladığı öğrenildi. AA
+
+
+
+ 619141
+ Otomobil parketmenin en kötü 12 yolu (Video)
+ Video paylaşım sitesi 'un en çok izlenen videoları arasında hatalı park etme videoları ön sıralarda geliyor. Sizin için onların arasından "en başarısız" 12 videoyu seçtik... Tıklayın izleyin...
+
+
+
+ 619008
+ R. Betis'li 10 futbolcuda domuz gribi şüphesi
+ Milli futbolcu Mehmet Aurelio'nun da formasını giydiği Real Betis'in doktoru Tomas Calero, kulübün internet sitesindeki dünkü açıklamasında, takımdaki 10 futbolcuda domuz gribi belirtilerinin görüldüğünü bildirdi. Futbolculardan alınan kan örneklerinin, 48 saat içinde sonuçlanacağını belirten Calero, ''Belirtiler, domuz gribine işaret ediyor, ancak sonuçları beklemek zorundayız'' dedi. AA
+
+
+
+ 619203
+ Gül ve Erdoğan'a suç duyurusu
+ CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman tarafından basına dağıtılan suç duyurusu dilekçesinde, Hayrünnisa Gül, Emine Erdoğan ve diğer türbanlı bakan eşlerinin Türkiye'yi temsilen gittikleri yurtdışı gezilerde, 'kıyafet yasası'na uymadıkları belirtildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletilen suç duyurusu dilekçesinde şöyle denildi: "Türkiye Cumhuriyeti'ni temsilen gittiğiniz yurtdışı gezilerde, kamu görevinde bulunduğunuz için 'kıyafet yasasına' uymak mecburiyetindesiniz. Fakat iktidara geldiğinizden bu yana, çağdaş Türk kadını görünümünden çok uzak, tam tersi bir tutum sergileyerek tüm İslam ülkelerinden bile geride olduğumuz imajını verdiniz. Sizin giyim tarzınıza saygı duymakla birlikte Türk kadınını temsil etmediğinizi bir kez daha vurgulayarak artık Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyetinin laik, çağdaş Türk kadınları olarak cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyor ve suç duyurusunda bulunuyoruz." 28 Ekim 2009 ben her zaman bu konu hakkında yorumlar yapmıştım ve bu konudaki sıkıntımı bir TÜRK vatandaşı olarak dile getirmiştim. ve hatta Gül'ün zevcesinin kıyafeti ve türbanı bir kamu alanı olan Çankaya'da olmaması gerektiğini savunmuştum ve bunun da anayasaya aykırı olduğunu söylemiştim.nihayet duyarlı birileri bu konuya el atmış ve bu konu hakkında suç duyurusunda bulunmuşlar. emeklerine sağlık diyorum. bu bayanlar asla ve asla benim çağdaş TÜRK kadınımı temsil etme durumunda olamazlar.ben bu duruma şiddetle karşıyım. yurt dışı gezilerinde görülen bu rezaletin herkes farkında.ama hiç kimse cesaret edip de tek bir söz dahi söylemiyor.sanırım çoğu korku imparatorluğundan çekiniyor. (ALİ ATLIER)
+
+
+
+ 618435
+ "Mediacat Felis Ödülleri" sahiplerini buldu
+ MediaCat Dergisi'nce bu yıl dördüncüsü düzenlenen "MediaCat Felis Ödülleri" törenle sahiplerini buldu. Four Seasons Oteli'nde, "en iyi fikir ve stratejilerinin" ödüllendirildiği gecenin sunuculuğunu Osmantan Erkır ile Seray Sever yaptı. Gecede "En iyi televizyon kullanımı" dalında Bonus Card Tv Kullanımları" ile Cereyan Medya, "En iyi gazete kullanımı" dalında Cumhuriyet Gazetesi "Biz Susarsak... Kim Konuşacak?" reklamıyla Concept Reklam ajansı ödüle layık görüldü. Törende diğer kategorilerde ödül alanlar da şöyle: "En iyi dergi kullanımı": "Bir çıtırtı duyuyor musun?" Üniversal McCann "En iyi kullanımı": Bank Acil Kredi" Gram İstanbul "En iyi açık hava kullanımı": Vodefone Sessizlik Alanı" Youth Republic "En iyi instore kullanımı": Exotic "Exotic Stand" TBWA/ Fusion "En iyi radyo kullanımı": Kahvaltı Radyo Sponsorluğu" OMD ve Markom Leo Burnett "En iyi kullanımı": Unilever "Her Şeyi Bilen Kadın" Rabarba "En iyi kullanımı": The Bottling Group Yaşatır Seni" Rabarba -"En iyi yeni kullanımı": Efes Pilsen "Kesekağıdı Çantası" Lowe -"En iyi çoklu kullanımı": Akdeniz için Belediye Başkanları" Seyfi Solukal projesiyle Wanda Digital ve Grey İstanbul -"En iyi doğrudan pazarlama kullanımı": "5. Katta Bile Olsanız Cafe Crown Size Ulaşır" Youth Republic. Hedef kitle kategorileri "Gençlik": Kimberly Clark "Kıta ile Kotex Young Lansmanı" Mindshare "Genç yetişkinler": Unilever "Her Şeyi Bilen Kadın" Rabarba "Tüm Yetişkinler": Bonus Card İmaj Kampanyası" Cereyan Medya "Erkekler": İstanbul Golf Kulübü "Her Yerde Golf" TBWA İstanbul "Kadınlar": Pınar Süt Mamulleri "Pınar Çocuk" Rabarba "Özel Hedef Kitleler": için Belediye Başkanları" Seyfi Solukal projesiyle Wanda Digital ve Grey İstanbul "Kamu Yararı": BGD "BGD Sahibimi Arıyorum" Markom Leo Burnett. Törende, "Yılın Medya Ajansı Büyük Ödülü"ne Mindshare, "Yılın Medya Ajansı Birincilik Ödülü"ne Universal McCann, "Yılın Medya Ajansı Başarı Belgesi"ne de Cereyan Medya layık görüldü. Ana sponsorluğunu Fox, Ströer Kentvizyon ve Zaman Gazetesi'nin üstlendiği gecede, "Red Night" adlı grup da fosforlu kıyafetleriyle dans gösterisi sundu.
+
+
+
+ 619459
+ Kıbrıs'ta Mayın Patlaması: Ölü
+ : Kıbrıs'ta Mayın Patlaması: Ölü Yayına Giriş: 28.10.2009 16:31:54 Güncelleme: 28.10.2009 16:31:54 Kıbrıs'ta, Ara Bölgede, mayın temizliği sırasında meydana gelen patlamada Mozambikli Birleşmiş Milletler görevlisi hayatını kaybetti. Olay, Kıbrıs'ta yıldan bu yana yapılmakta olan mayın temizleme çalışmalarında ölümle sonuçlanan ilk kaza... Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs'taki Özel Temsilcisi, Lefkoşa'nın 10 kilometre güneyindeki bir mayın tarlasında yaşanan patlamanın, Kıbrıs'taki kara mayınları tehlikesinin trajik göstergesi olduğunu ifade etti. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Gelecek İçin Ortaklık Projesi çerçevesinde çalışan Kıbrıs'taki Mayın Hareketi Merkezi, 2004 yılından bu yana adada, milyon metrekareden fazla alandaki 14 bin mayını etkisiz hale getirdi.
+
+
+
+ 618599
+ Bodrum'da kaçak timsah paniği VİDEO
+ Kuşadası'na gitmek üzere Bodrum- Milas Karayolu'nda ilerleyen sürücü Süleyman Erkek, Güvercinlik köyü yakınlarında yol ortasında bir sürüngen olduğunu görerek aracını yol kenarına park etti. Heyecanla canlıyı inceleyen ve timsah olduğunu anlayınca şaşkına dönen Süleyman Erkek, jandarmaya ve bölgedeki arkadaşlarına olayı haber verdi. Sürücü ve arkadaşları, herhangi bir aracın ezmemesi için ellerinde tahta parçasıyla boyu metre dolayında olan timsahı ürküterek yol kenarındaki otluk alana yönlendirdiler. Bodrum ve Milas istikametinden gelen sürücülerde yol kenarında arazideki hareketliliği görerek ne olduğunu anlamaya çalışırken bir timsahla karşılaşınca şaşkınlıklarını gizleyemedi. Milas'ın Güllük Belediye Başkanı Aytunç Kayrakçı da timsahı görmeye gelenler arasında yer aldı. Muğla İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ve Tarım Müdürlüğü'ne de olay bildirildi. Otların arasında hareket eden ve zaman zaman duran timsahı yakalamaya çalıştıklarını belirten Ozan Can Aslan, "Yakalayamadık. Saldırıyor. Tahtayı tuttuğu zaman parçalıyor" dedi. Timsahın gözden kaybolup gitmemesi için takip eden Aslan ve Erkek, ellerindeki halatı kement yapıp yakalamaya çalışmalarına rağmen başarılı olamadılar. Timsahın saldırıya geçmesi üzerine de yetkilileri beklemeye karar verdiler. TRAFİK POLİSLERİ ŞAŞKINA DÖNDÜ Karayolu üzerinde bir timsah olduğu yönünde gelen ihbar üzerine trafik akışını kontrol etmek üzere bölgeye gelen trafik polisleri de timsahı görünce şaşkınlıklarını gizleyemedi. Görevli memurlar, birilerinin kendileriyle dalga geçtiğini düşündüklerini belirterek meslek hayatlarında ilk kez böyle ilginç bir olayla karşılaştıklarını söyledi. HAVUZDAN KAÇMIŞ Yetkililerin konuyu araştırması üzerine timsahın Güvercinlik köyü çıkışında Agora Restaurant'ın bahçesinde kendisi için hazırlanan küçük havuz şeklindeki yuvasından kaçtığı ortaya çıktı. İşletmeden 200 metre uzakta bulunan ve isminin "Nilo" olduğu öğrenilen timsah, elinde çuvalla olay yerine gelen restaurantın işletmecisi Ali Gümüş tarafından yakalanarak bakıldığı yere geri götürüldü. Timsahı iki yıldır besledi��ini söyleyen Ali Gümüş, şunları söyledi: "Havuzun kenarında boşluk bıraktık, buradan çıktı demek. Bugün turistler vardı bunu görmek istiyordu. Bende havuzun dibinde yatıyor sanıyordum. Geçen sene İzmir'de almıştım. Ağzından tutmazsanız tehlikeli. Saldırır bir yerinizi koparabilir." Öte yandan yaşanılan olayla ilgili jandarma güçleri ve Milas İlçe Tarım Müdürlüğü yetkilileri de bölgeye gelirken, timsah "Nilo" ile ilgili tutanak düzenlediler. ()
+
+
+
+ 618968
+ İhsanoğlu, Ermenistan'dan Azerbaycan işgalini sona erdirmesini istedi
+ Kasım ayında "Medeniyetler Diyaloğu: Azerbaycan'ın bakışı" adlı konferansa katılmak üzere Bakü'ye gideceğini kaydeden İKT Başkanı, "Azerbaycan İKT üyesi olarak Avrupa ve Asya arasında köprü görevi görüyor. Biz, Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarını işgale devam etmesini kınıyoruz. Yukarı Karabağ ihtilafında Azerbaycan'la dayanışma içindeyiz." dedi. Sorunun uluslararası hukukun öngördüğü toprak bütünlüğü ve egemenlik hakları çerçevesinde çözülmesi gerektiğini kaydeden İhsanoğlu, "Güç kullanarak bir başka ülkenin toprak bütünlüğüne müdahalede bulunulması kabul edilemez." değerlendirmesinde bulundu. İKT Genle Sekreteri, "Sorunun adil ve barışçıl bir yolla çözülmesini destekliyoruz. Ermenistan'ın işgal ettiği topraklardaki çalışmalarını da reddediyoruz." dedi. İhsanoğlu yerlerinden edilenlerin, barış ve güven içinde yurtlarına dönmelerinin de sağlanması gerektiğini kaydetti. Güney Kafkaslarda Azerbaycan ve Ermenistan arasında sorun, Sovyetler Birliği dağılmadan önce 1988 yılında başladı. 1992 yılına kadar süren çatışmalarda Ermenistan, Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal etti. 30 bin kişi hayatını kaybederken, milyon kişi de göçmen konumuna düştü. 1994 yılında ateşkes anlaşması imzalanmasına karşın, bugüne kadar Minsk Grubu çerçevesinde sürdürülen görüşmelerde henüz anlaşma sağlanamadı. Yukarı Karabağ dışında yedi bölgenin devrine sıcak bakan Erivan, Yukarı Karabağ'ın bağımsız bir statüye kavuşturulmasını istiyor.
+
+
+
+ 618579
+ Anel, TTNET’in ADSL modem ihalesini aldı
+ 10.19 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Anel, ’in modem ihalesini aldı Anel Elektronik Sistemleri Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin, A.Ş’nin açtığı kablosuz modem alım ihalesinin 6,5 milyon dolarlık kısmını kazandığı bildirildi. Anel Telekomünikasyon’un Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayımladığı yazıda, şirketin, TTNet’in açmış olduğu kablosuz ADSL modem alımı ihalesinin hariç milyon 570 bin dolarlık kısmını kazandığı ifade edildi. Konuya ilişkin sözleşmenin 26 Ekim 2009 tarihinde imzalandığı belirtildi. S
+
+
+
+ 619190
+ Islak imzayı taklit için makine bile var!
+ "Islak imza" Türkiye'nin gündemine damgasını vuran irticayla mücadele eylem planıyla tartışmasının odağında. Belge orijinal mi değil mi, hazırlayan Albay Çiçek mi değil mi? Tüm bu soruları aydınlığa kavuşturan üzerinde "ıslak imza" olan orijinal metin oldu. Ancak Albay Çiçek'in avukatının "ıslak imza da taklit edilebilir" savunması soru işaretlerine yol açtı. Peki, bu gerçekten mümkün mü? Bir görüşe göre mümkün, hatta makinesi bile var. (CNN TÜRK) -- İnternette bir sitede satılan bir makinenin her türlü imzayı taklit ettiği öne sürülüyor. önce Taraf gazetesinin ortaya çıkardığı İrticayla Mücadele Eylem Planı, Türkiye gündemini hala meşgul ediyor. Bu kez tartışmanın odağında "ıslak imza" var. Zira, ıslak imzalı orijinal metnin Adli Tıbba ulaşmasıyla belgenin Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı neredeyse kesinleşti. Ama Albay Çiçek'in avukatı, "Islak imza da taklit edilebilir" dedi ve tartışma alevlendi. Peki, ıslak imzanın taklidi mümkün mü? "Otomatik imza sistemi" denilen bir makinenin üreticilerine göre, bu sorunun cevabı evet. İnternetten satılan makineye taklit edilmek istenen imza yükleniyor; ardından makineye istenilen renkte mürekkep ve kağıt konulup çalıştırılıyor. Yüklenen örnek imza makinenin kalemiyle kağıda işleniyor. Peki, makineden çıkan örnek imzayı orijinalinden ayırt etmek mümkün mü? Grafologların inceleme yaparken dikkate aldığı birçok nokta var. Mürekkebin taze olup olmadığı, kağıdın yaşı, imza atılırken kağıda uygulanan baskı gibi. CNN TÜRK'e konuşan bir uzmana göre, tüm bu faktörler ışığında, makineyle taklit edilen imzanın incelemeyle anlaşılması mümkün olabilir. Belge ve tartışmalar İrticayla Mücadele Planı, Taraf gazetesinin 12 Haziran 2009 tarihli sayısıyla gündeme gelmişti. Belgede, AK Parti ve Fethullah Gülen cemaatini yıpratmak için yapılması gerekenler sıralanıyordu. 'AKP ve Gülen'i Bitirme Planı' başlıklı haberde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, bir şüphelinin ofisinde yapılan aramada ele geçirildiği iddia edilen bir belgeye istinaden, Harekat Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde ile Mücadele Eylem Planı' adı altında bir çalışma yapıldığı belirtiliyordu. Çalışmayı içeren belgenin altında 3. Bilgi Destek Şube Müdürü Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in paraf ve imzasının bulunduğu iddia edilmiş ve belgeye ait fotokopiler yer almıştı. Taraf gazetesinde yayımlanan haber üzerine Başkanlığı'nca soruşturma emri verilmiş ve aynı gün Askeri Savcılık tarafından olayla ilgili soruşturma başlatılmıştı. Albay Dursun Çiçek "örgüt üyeliği" suçlaması ile tutuklanmış ve Hasdal Askeri Cezaevi'ne konulmuştu. Kurmay Albay Dursun Çiçek tutuklanmasının ardından 24 saat geçmeden avukatlarının tutukluluğa yaptığı itiraz üzerine tahliye edilmişti. Belgenin sahte olduğunun anlaşılması üzerine, askeri savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti. Başkanlığı, doğruluğu ortaya konulamayan belgeyi üretenler, sızdıranlar ve yayımlayanlar hakkında gerekli soruşturmanın yapılması amacıyla dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesi kararlaştırmış ve "Sahte belge üretenler yargılansın" demişti. Konu, bir subayın savcılarına gönderdiği "orijinal belge" ve beraberindeki ihbar mektubuyla tekrar gündemde. Belgeyi gönderen subay, "Tartışmaların başladığı dönemde Albay Dursun Çiçek'in odasındaki belgelerin imha edildiğini, kendisinin sadece bu belgeyi kurtarabildiğini" yazmıştı.
+
+
+
+ 618577
+ Clinton: Pakistan ile ilişkilerde yeni bir sayfa açacağız
+ 10.18 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Clinton: ile ilişkilerde yeni bir sayfa açacağız Dışişleri Bakanı ile ilişkilerde yeni sayfa açılacağını bildirdi. Clinton, ilk kez geldiği Pakistan’ın başkenti İslambad’da temaslarına başlamadan önce yaptığı açıklamada, “Sayfayı çeviriyoruz” diye konuştu. ABD’nin Pakistan ile ilişkilerinde yanlış anlamalar geliştiğini kaydeden Clinton, aralarında ekonomik yardımın güçlendirilmesi ve demokratik kurumların geliştirilmesinin bulunduğu “halkın ihtiyaçları” konusundaki ilişkilere yeniden yoğunlaşmayı taahhüt etti. Pakistanlı yetkililerle görüşmelerinde ele alacağı konulardan birinin olcağını belirten Clinton, gün sürecek ziyareti sırasında birçok sivil yatırım anlaşması yapılacağının haberini de verdi. Ve .
+
+
+
+ 619696
+ Alman futboluna değer katan Türkler
+ ''Perşembe günü Türk oyuncular bayram yapacak'' başlığıyla verilen haberde, Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun yıl dönümü nedeniyle Türkiye'de perşembe günü Milli Bayram'ın kutlanacağı belirtildi. Sportbild dergisinin de Bundesliga'da tarih yazan Türk futbolcularını tanıtacağı ifade edildi. Bundesliga'da 1963 yılında Eintracht Braunschweig takımında forma giyen ilk Türk futbolcu Aykut Ünyazıcı'nın ligde oynayan yabancı futbolcudan biri olduğu ifade edilen haberde, 1976/1977 sezonunda FC Bayern Münih takımında oynayan Erhan Önel'in Bundesliga'da oynayan ilk Türk kökenli göçmen çocuğu olduğu kaydedildi. Erdal Keser'in de 1980/1981 sezonunda Borussia Dortmund forması giydiği belirtilen haberde, Keser'in Ruhr bölgesindeki bir kulüpte oynayan ilk Türk futbolcu olduğu ifade edildi. Haberde, Bundesliga'da VfL Bochum, Bayer Leverkusen, Hertha BSC Berlin ve VfB Stuttgart'ta oynayan Yıldıray Baştürk'ün ise 248 lig maçında yer alarak ligde en fazla forma giyen Türk oyuncu olduğu belirtildi. Borussia Dortmund takımında oynayan milli oyuncu Nuri Şahin'in, 2005 yılından kalan iki rekoru birden elinde bulundurduğu ifade edildi. Nuri'nin, 16 yaş ve 335 gün ile Bundesliga'da forma giyen tüm zamanların en genç futbolcusu olduğu belirtilirken, Nuri'nin ayrıca 17 yaş ve 81 gün ile Bundesliga'da gol atan en genç futbolcu olduğu kaydedildi. Haberde, Milli futbolcular Hamit ve Halil Altıntop kardeşlerin de Bundesliga'da forma giyen ilk Türk ikizler olduğu belirtildi. AA
+
+
+
+ 619173
+ Borçlu Portsmouth'a transfer yasağı
+ yönetimi, maddi kriz içindeki Portsmouth'a transfer yasağı getirdi. -- Son 18 ayda birçok as oyuncusunu satmasına rağmen borçtan kurtulamayan ve futbolcularına alacaklarını zamanında ödeyemeyen Portsmouth'a transfer yasağı getirildi. İngiliz medyası, borçlarını temizlemediği takdirde Portsmouth'un transfer yasağının kalkmayacağını belirtiyor ancak yönetimi bu iddiayı doğrulamadı. Portsmouth kulübün��n yüzde 90 hissesi bu başında önce Suudi Arabistanlı işadamı Ali Al-Faraj'a satılmıştı. 'de 10 haftada sadece bir galibiyet alan Portsmouth dört puanla son sırada bulunuyor.
+
+
+
+ 619321
+ 'Biz de neo faşizm kurbanıyız'
+ Rum radyosunun haberine göre, Hristofyas, Yunanistan'ın milli günü olan, İtalyanlara ''hayır'' dedikleri 28 Ekim 1940'ın yıl dönümü nedeniyle güney Lefkoşa'da Aya Yoanni Kilisesi'nde Başpiskopos 2. Hrisostomos'un yönettiği ayine katıldı. Ayinden sonra yaptığı açıklamada, ''Çok zor durumdayız, mücadele böylece sürüyor'' diyen Hristofyas, ''Helenlerin 1940-1945 kahramanlığından feyzalıyoruz'' dedi. ''Hedefimiz 'işgale' son vermek, Kıbrıs'ı yeniden birleştirmek, iki toplumlu iki bölgeli federasyon kurmak'' ifadesini kullanan Hristofyas, iki toplumlu, iki kesimli federasyonun kendi buluşları olmadığını, Makarios ve diğer Rum liderin bu konudaki taahhütlerine bağlı kalmaya devam ettiğini kaydetti. Hristofyas, ''Biz de çağdaş neo faşizmin ve maalesef sonuçlarını 35 yıldır temizlemeye ve iptal etmeye çalıştığımız felaketi getiren Helen veya Helen dilli, cuntaya ve EOKA B'ye böyle diyeyim, faşizmin kurbanıyız'' diye konuştu. Başpiskopos 2. Hrisostomos'un Kıbrıs sorununa ilişkin açıklamalarıyla ilgili bir soruya Hristofyas, ''Şimdi birbirimizle uğraşma zamanı değil'' karşılığını verdi. AA
+
+
+
+ 618006
+ [Haber Analiz] İhbar mektubu askerî savcılığı tartışmaya açtı
+ Askerî savcılık, Adli Tıp, TÜBİTAK, Jandarma ve Emniyet'in kriminal raporlarına rağmen belgenin fotokopi olması sebebiyle 'kovuşturmaya gerek olmadığına' karar vermişti. Savcılık ayrıca, belgenin Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda düzenlenmediğinin tespit edildiğini, planla ilgili olarak gerek elektronik ortamda, gerekse yazılı kayıtlarda herhangi bilgi, belge, emir veya emareye rastlanılmadığını savunmuştu. İhbar mektubunda, askerî savcılığın soruşturma safhasında yaptığı aramalar ve bilgisayarlardaki incelemelerle, planın askerî yazışma kurallarına uygun olmadığı yönündeki bilirkişi raporunun olayın üzerini kapatmak için yapıldığı aktarılıyor. Mektupta yer alan bilgilere göre, Dursun Çiçek'in evinde planın ortaya çıkmasından gün sonra göstermelik bir arama yapılıyor. Aramaya ciddiyet kazandırmak için ekipler saat evde bekliyor. Çiçek'in soruşturma safhasında ifadesinin altına attığı farklı imza bile kovuşturulmuyor. BİLGİSAYARLAR İNCELENMEDİ, SİLİNDİ! Sivil savcılığın soruşturma açması üzerine şubedeki bütün bilgisayarlar ile ana bilgisayar özel programlarla 35 kez geri getirilmeyecek şekilde siliniyor. Bu işlemler 19-20-21 Haziran'da gizli şekilde yapılıyor. Silme işleminin ardından bilgisayar ve hard diskleri sivil savcılığa gönderiliyor. Delil karartma anlamına gelen bu uygulamadan askerî savcılık bilgi sahibi miydi bilinmiyor. İhbar mektubu, bilgisayarları inceleme işleminde Genelkurmay MEBS Başkanlığı'nda görevli Üsteğmen Fatih Karacaer, Üsteğmen Berrin Şahin'in görev aldığı, ancak bu kişilerin inceleme adı altında bilgisayarları sildiğini kaydediyor. Ayrıca askerî savcılığın bilirkişi olarak Çiçek'in ev aramasına katılan askerî savcı yardımcısı Hakim Yüzbaşı Volkan Şahin'in eşi Berrin Şahin'i seçmesi yine soruşturmayı tartışmalı hale getiriyor. Hukukçular da soruşturma safhasında kanaat açıkladığı, fotokopi olduğunu öne sürerek delil arayışına girmediği gerekçesiyle askerî savcılığı eleştirmişti. İhbar mektubu, eleştirileri haklı çıkartan bilgileri ortaya koydu. Mektuba göre, planın 12 Haziran'da Taraf Gazetesi'nde yayınlanmasının ardından planın hazırlandığı Genelkurmay Harekat Başkanlığı Bilgi Destek Daire Başkanlığı'ndaki bilgi ve belge temizliğine bizzat Albay Çiçek tarafından başlandı. Temizlik çalışmalarına, İKK ve Güvenlik Dairesi Başkanı Tümgeneral Mutlu Arıkan ve beraberindeki bir binbaşı da şahit oldu. TEMİZLİĞİ DURSUN ÇİÇEK YAPTI Askerî savcılık, belgenin yayımlandığı gün soruşturma emri aldığını ve incelemelere başlandığını kaydetmişti. Ancak savcılık, Çiçek'i gözaltına almadı. Eylem planının hazırlandığı Çiçek'in görevli olduğu Bilgi Destek Daire Başkanlığı'nda arama yaptırmadı. Askerî savcılık Çiçek'le ilgili gözaltı ve arama kararı vermezken, Albay Çiçek bilgi ve belge temizliyordu. Destek şubesinde Çiçek'in emrinde görev yapan personelin ifadeleri alınırken, ihbar mektubunda ismi geçen tuğgeneral ve beraberindeki binbaşının veya üst rütbedekilerin ifadesi alınmadı. İhbar mektubunda, belgenin TSK'ya ait olmadığı, yazım teknikleri açısından sahte olduğunu ispatlamak için hazırlanan bilirkişi raporunun gerçek olmadığı da aktarılıyor. Askerî savcılık 16 Haziran'da bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, belgenin askerî yazışma kuralları açısından sahte olduğuna ilişkin rapor düzenlendiğini belirtmişti. İhbar mektubunda, yapılması gerekenler ise şöyle anlatılıyor: "Olayın öğrenildiği anda İKK ve Güvenlik Daire personeli idari tahkikat için çağrılır. Bilgi Destek Dairesi'ne gidilir. Daire personelinden hiç kimsenin içeriye girmesine müsaade edilemez. Daire personeli tek tek çağrılarak dairedeki tüm dolaplar aranır. İlgili ve ilgisiz tüm bilgisayarlara el konulur. Genelkurmay askerî savcıları eşzamanlı olarak şüphelilerin evlerine giderek arama ve el koyma işlemi yapar. Elde edilen deliller ışığında dava açılmasına veya açılmamasına karar verir."
+
+
+
+ 618389
+ Şampiyon Lakers galibiyetle başladı
+ şampiyonu Lakers, 2009-2010 sezonuna Los Angeles Clippers'ı 99-92 yenerek başladı. -- Lakers, 15. şampiyonluk bayrağını Staples Center'ın tavanına çekerek başladığı, şampiyonluk yüzüklerini takarak devam ettiği yeni sezonun açılış gecesini Clippers'ı yenerek noktaladı. Kobe Bryant 33 sayı, sekiz ribaunt, dört top çalmalık performansıyla Lakers'ı 99-92'lik galibiyete taşıdı. Andre Bynum 26 sayı, 13 ribaunt, Lamar Odom 16 sayı, 13 ribaunt, beş asist, iki blok ve iki top çalma, takımın yenisi Ron Artest 10 sayı, dört asistle Bryant'a destek verdi. numarada seçtiği Blake Griffin'den yoksun mücadele eden Clippers son çeyreğe sadece bir sayı geride girdi ama son 10 dakikada oyundan düştü. Lakers'a üst üste dokuzuncu kez kaybeden Clippers'ta Eric Gordon 21 sayı, Chris Kaman 18 sayı, 16 ribaunt üretti. Lakers'ın İspanyol yıldızı Pau Gasol 2009-2010 sezonunun açılış maçında forma giymedi.
+
+
+
+ 618837
+ Türkiye Kıbrıs'ta barışı zorlayacak
+ 12.51 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'ta barışı zorlayacakANKA ’nin, ’ta kapsamlı bir çözümün bulunmasına katkı amacıyla önümüzdeki aylarda takınacağı tutumu belirlemek amacıyla 40’a yakın büyükelçinin katılımıyla ’nda yapılan toplantıda barışın sağlanması için aktif bir politika izlenmesine karar verildi. Dışişleri Sözcüsü Burak Özügergin, "beyin fırtınası" şeklinde geçen toplantıda "Kıbrıs işini nasıl çözeriz?" sorusuna yanıt arandığını belirterek, toplantıdan "Biz barışı zorlayacağız" mesajının çıktığını da bildirdi. Sözcü Burak Özügergin, Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan olağan basın bilgilendirme toplantısında soruları yanıtlarken 23-24 Ekim günlerinde 30-40 büyükelçinin de katılımının gerçekleşecek Kıbrıs toplantısına ilişkin bilgi verdi. Kıbrıs sürecine ilişkin saptanan bazı sorulara bir "beyin fırtınası" formatıyla yanıt verildiğini kaydeden Özügergin, Kıbrıs ile ilgili, "ilkesel olarak mutabakata varılan hususlar, mutabakata varılabilecek gibi görünen hususlar ve daha zor görünen hususlar" olmak üzere, üç kategorideki konunun bulunduğunu kaydetti. Kıbrıs sorununun çözümü açısından önünde 5-6 ay bulunduğunu belirterek adada seçimlere girileceğini anımsatan Özügergin, Bakanlıktaki toplantının "AB sendromu" ile yapılmadığını vurgularken de "Bu Kıbrıs işini nasıl çözeriz? toplantısısı idi" dedi. Burak Özügergin, AB’den sorumlu Devlet Bakanı ve ’ın da katıldığı toplantıdan çıkan mesajın "Biz barışı zorlayacağız" olduğunu belirtti. Özügergin, önümüzdeki günlerde Kıbrıs konusunda "aktif" bir politikanın izlendiğinin görüleceğini de söyledi.(
+
+
+
+ 619256
+ İlham kaynağını açıkladı
+ Yaşam Haberi Dinle İlham kaynağını açıkladı GÜNAYDIN Giriş Saati 28.10.2009 13:45 Güncelleme 28.10.2009 13:45 Alacakaranlık serisinin yıldızı Robert Pattinson, filmdeki rolü için bir döneme damgasını vuran ünlü aktör James Dean'den ilham aldığını açıkladı. Canlandırdığı Edward Cullen rolüyle dikkat çeken Pattinson, "Filmde onun aksanını taklit etmeye çalıştım. Hep onun gibi bir sesim olsun isterdim" şeklinde konuştu. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba Yazarlar
+
+
+
+ 618359
+ ERGENEKON DAVASI
+ ERGENEKON DAVASI 28.10.2009 02:57İkinci ''Ergenekon'' davasında Mahkeme Heyeti, tutuklu sanık Yarbay Mustafa Dönmez'in talebi doğrultusunda, 12 Ocak 2009'da Ankara Zir Vadisi'nde polis tarafından çekilen kamera kayıtlarının Emniyet Genel Müdürlüğünden celp edilerek, orijinal olup olmadığı, kesinti ve ekleme yapılıp yapılmadığının tespiti konusunda bilirkişi listesinin gönderilmesi için TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi Başkanlığı'na yazı yazılmasına karar verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Mahkeme Heyeti üyelerinden hakim Sedat Sami Haşıloğlu, verilen 4.5 saatlik aranın ardından heyet tarafından alınan kararları açıkladı. Mahkeme Heyeti, tutuklu sanıklardan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın sevk edildiği sağlık kurumlarına müzekkere yazılarak, sanığın sağlık durumuyla ilgili yapılan yazışmaların gönderilmesini ve nihai sağlık durumunun bildirilmesini istedi. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na müzekkere yazılarak, tutuksuz sanıklardan emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile ilgili ifadesine başvurulan Tayfun Güler'e ait ifade tutanağının bir örneğinin istenmesine karar veren Mahkeme Heyeti, tutuklu sanık İbrahim Şahin'in avukatlarının talebi doğrultusunda Adli Tıp Kurumu'na müzekkere yazılarak, Şahin hakkında düzenlenmiş bir rapor olup olmadığının tespitini, varsa mahkemeye gönderilmesinin istenmesini kararlaştırdı. Mahkeme Heyeti, duruşmanın görüntü ve ses kayıtlarını talep eden sanıklara da bu kayıtların gerek iddia gerekse savunma taraflarına verilmeyip mahkeme tarafından muhafaza edildiğini açıkladı. MUSTAFA LEVENT GÖKTAŞ'IN TALEBİ Tutuklu Sanık Durmuş Ali Özoğlu'nun mahkeme huzurundaki söz ve davranışları ve bunları ikazlara rağmen sürdürmeye devam etmesi karşısında, bu sanığın gelecek oturumda duruşmalara katılmaktan men edilmesine karar veren Mahkeme Heyeti, tutuklu sanık Mustafa Levent Göktaş'ın talebi doğrultusunda, bu sanıktan elde edildiği iddia edilen 51 nolu DVD içinde bulunan TSK'ya ait bilgilerin ''TSK karargahlarından hileyle alınması, çalınması ya da başka bir yolla temin edilmesi'' nedeniyle bir soruşturma veya istihbarat olup olmadığının Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği'nden sorulmasını kararlaştırdı. Mahkeme Heyeti, tutuklu sanık Yarbay Mustafa Dönmez'in avukatı olmadığını beyan etmesi nedeniyle, suçlandığı konular dikkate alınarak İstanbul Baro Başkanlığı'ndan kendisine avukat tayin edilmesine hükmetti. Dönmez'in talebi doğrultusunda, 12 Ocak 2009'da Ankara Zir Vadisi'nde polis tarafından çekilen kamera kayıtlarının Emniyet Genel Müdürlüğü'nden celp edilerek, orijinal olup olmadığının, kesinti ve ekleme yapılıp yapılmadığının tespiti konusunda bilirkişi listesinin gönderilmesi için TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi Başkanlığı'na yazı yazılmasına karar verildi. Mahkeme Heyeti, Mustafa Dönmez'in dilekçesinde belirttiği talebiyle ilgili olarak, bu sanığın askeri mahkemede suça konu askeri eşyayla ilgili olan dava dosyasının istenmesine, bu dava dosyası incelendikten sonra söz konusu mühimmat üzerinde inceleme yapılması hususundaki taleplerinin değerlendirilmesine karar verdi. ADLİ TIP KURUMU'NA YAZI Sanık Hasan Ataman Yıldırım'ın 12 Ekim tarihli dilekçesindeki talebinin suç duyurusu içermesi nedeniyle gereğinin yapılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesini kararlaştıran Mahkeme Heyeti, bu sanığın dilekçesindeki fiziki iz ve parmak iziyle ilgili talebi kabul edilerek, Yıldırım'a ait şirkette el konulan CD'ler, flash bellek, hafıza kartı üzerinde fiziki iz ve parmak izi olup olmadığının araştırılması için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na yazı yazılmasına, iz bulunduğu takdirde bu sanığın parmak iziyle karşılaştırılmasına hükmetti. Tutuklu sanık Kemal Aydın'ın bu duruşmada sarf ettiği sözler dikkate alındığında gereğinin yapılması için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na müzekkere yazılmasını kararlaştıran Mahkeme Heyeti, kendisine avukat tayin edilmesini isteyen tutuklu sanık Fatma Cengiz'in iddianamedeki sevk maddesi dikkate alındığında, zorunlu müdafi tayininin gerekmediğini belirledi. Mahkeme Heyeti, bu sanığın dava sonucunda mahkum olması halinde müdafilik ücretinin yargılama gideri olarak kendisinden tahsil edileceğini de ifade ederek, bu konuda tekrar talepte bulunması halinde İstanbul Baro Başkanlığı'na yazı yazılmasını kararlaştırdı. Duruşma salonu ve eklentilerinde kablosuz internet bağlantısı olup olmadığının teknik görevlilerce araştırılmasını kararlaştıran Mahkeme Heyeti, bunun tespiti halinde kime ait olduğunun araştırılarak kablolu hale getirilmesine hükmetti. Hasdal Askeri Ceza ve Tutukevi Komutanlığı'na yazı yazılarak, bu ceza evinde tutuklu bulunan dosya sanıklarına iddianameler ve ek delil klasörleri dijital ortamda verildiğinden, bu sanıkların bilgisayar ortamından yararlandırılmalarının temin edilmesini kararlaştıran Mahkeme Heyeti, sanık avukatlarının duruşma salonunun bulunduğu binaya girmeden önce yapılan kontrollerle ilgili gerekli titizliğin gösterilmesi için ilgililere bildirimde bulunulmasına karar verdi. Mahkeme Heyeti, bir kısım sanıkların, teslim olan terör örgütü PKK üyelerinin Habur sınır kapısında kamuoyuna yansıyan olayla ilgili dava dosyasının getirtilmesi talebini ise davaya bir yenilik katmayacağı hükmüyle reddetti. KANADOĞLU İLE İLGİLİ ÖNCEKİ ARA KARARDAN DÖNÜLDÜ Daha önceki bir oturumda Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile ilgili tüm telefon kayıtlarının Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndan (TİB) istenmesine karar veren Mahkeme Heyeti, Kanadoğlu'nun avukatının bu duruşmadaki ''müvekkilinin bu davada sanık olmadığı ve böyle bir talepte bulunulmadığı'' yönündeki ifadesi ve sanık Mustafa Levent Göktaş'ın bu celsedeki beyanlarını dikkate alarak, TİB'e yazı yazılması yönündeki önceki ara karardan dönülerek, yazının gereği yapılmadan iadesinin istenmesine hükmetti. Mahkeme Heyeti, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı 30 Ekim Cuma günü saat 09.30'a erteledi. AA
+
+
+
+ 619231
+ Sarkozy'ye rakip geliyor
+ Sarkozy'ye rakip geliyor AA Giriş Saati 28.10.2009 15:52 Güncelleme 28.10.2009 15:53 Fransa'da eski Başbakan Dominique de Villepin, gelecek seçimlerde merkez sağda Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'ye rakip olacağı mesajını verdi. Fransız radyosuna konuşan Villepin, ''Alternatif güç olmak yolunda çalışmak istiyorum'' dedi. İşsizlik, göç politikası, kamu borçları ve gençlik politikası gibi konularda hükümete sert eleştirilerde bulunan Villepin, merkez sağda Sarkozy'ye mutlaka bir alternatif geliştirilmesini savundu. Siyasi gözlemciler, ''Villepin'in, Sarkozy'nin aleyhine açtığı davayı karşı saldırı platformu olarak kullanmak istediği ve davadan aklanması halinde eski popülaritesi oldukça düşen Sarkozy karşısında merkez sağda aday olmakta kararlı olduğu'' görüşünde birleşiyor. Dominique de Villepin ile ve dört zanlı hakkında, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy aleyhine son cumhurbaşkanlığı seçiminden önce ''siyasi komplo'' düzenledikleri suçlamasıyla açılan dava Paris mahkemesinde devam ediyor. Davadan kararın Ocak ayında çıkması bekleniyor. Fransa'da "Clearstream skandalı" ile anılan davayla ilgili olarak, "Villepin'in başbakanlık ve içişleri bakanlığı yaptığı dönemde, gizli servisi kullanarak, cumhurbaşkanı adaylığı yarışındaki rakibi Nicolas Sarkozy'yi yıpratmak istediği" iddia ediliyor. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba
+
+
+
+ 619196
+ Kıbrıs'ta ara bölgede patlama: ölü
+ 'ta ara bölgede temizliği sırasında bir patlama meydana geldi. Patlama sonucu Mayın Temizleme Hareketi üyesi Mozambikli Femisbeto Novele öldü. 'ta beş yıldan bu yana yapılan temizleme çalışmalarında ölümle sonuçlanan ilk kaza olan bugünkü patlama, Lefkoşa'nın 10 kilometre güneyinde, Yeri yakınlarındaki bir tarlasında meydana geldi. BM'den yapılan açıklamaya göre, BM Genel Sekreteri'nin Özel Temsilcisi Taye Brook Zerihoun, olaydan büyük üzüntü duyduklarını ve şoke olduklarını belirtti. Kazanın, 'taki kara mayınlarının yarattığı tehlikenin trajik göstergesi olduğunu ifade eden Zerihoun, Novele'nin ailesine başsağlığı diledi. 'taki Mayın Hareketi Merkezi, BM Kalkınma Programı Gelecek İçin Ortaklığın bir projesi çerçevesinde çalışıyor. Merkez 2004 yılından bu yana 'taki BM Barış Gücü'nün (UNFICYP) katkılarıyla 14 bin mayını etkisiz hale getirdi. Aynı dönemde, 6,5 milyon metre karelik alanda bulunan 57 tarlasının temizliği yapıldı.
+
+
+
+ 618279
+ Arda'nın kaptanlığına kimse laf söyleyemez
+ Özellikle karşılaşmadan önce Fenerbahçe'nin Brezilyalısı Christian ile yaşadığı gereksiz tartışmayla Arda'nın takım arkadaşlarını olumsuz etkilediğine inanan camianın önde gelen bazı isimleri, genç yıldızı sorumsuzlukla suçluyor. "Arda sorumluluğun altında eziliyor. Bu yüzden performansı çok düştü. Kaptanlık görevi Kewell'a verilsin." şeklindeki sert eleştirilere Başkan Adnan Polat sert cevap verdi. Polat, "Arda'nın kaptanlığına kimse laf söyleyemez." dedi. Arda Turan'a yönelik yapılan bu tür yakıştırmaların takıma olumsuz yansımasından çekinen Polat, "Ben başkan olduğum sürece Arda bu takımın kaptanı olarak kalacaktır. Onun kaptanlığının elinden alınması gibi bir saçmalık nereden çıktı bilemiyorum. Bu tür konuşmalar takıma zarar veriyor." diye konuştu. Fenerbahçe derbisinin ardından teknik heyet ve oyunculara sahip çıkan Başkan Polat, sözlerine şöyle devam etti: "Biz futbolcularımıza gereken cezayı veririz. Her şeyin farkındayız, tüm yaşananları gördük ve biliyoruz ama başka bir elin onlara dokunmasına izin vermeyiz. Bir maç kaybettik diye bütün futbolcularımızı kaybedecek değiliz. Birileri istiyor diye ben teknik kadromu, futbolcularımı ortaya yem atacak değilim." Başkan Polat, 90 dakika sonrası Emre Belözoğlu'nun Galatasaray tribünlerine karşı yaptığı yumruk hareketini de değerlendirdi: "Federasyon'un ve kurullarının neler yapacağını, kime hangi cezayı vereceğini ben de merak ediyorum. Mesela geçen sene bizden biri Fenerbahçe maçından sonra profesyonelliğe aykırı davrandı diye kırmızı kart gördü. Bakalım kavgalar, tokatlar ve maç sonrasında Galatasaray tribünlerine yapılan el kol hareketleri sebebiyle kimler hangi cezaları alacak?" Öte yandan Galatasaray, Ziraat Türkiye Kupası play-off'unda bugün İstanbul'da, Bank Asya Birinci Lig ekiplerinden Buca ile karşılaşacak. Aslan rakibini eleyerek, gruplara kalmayı hedefliyor. Baros: Emre'nin hareketi kasti değildi Fenerbahçe ile oynanan derbi maçta sakatlanan Galatasaraylı futbolcu Milan Baros, en yakın zamanda sahalara dönmek istediğini söyledi. Baros, futbolda bu tür sakatlıkların yaşanabileceğine dikkati çekti. Sakatlandığı pozisyonun, normal bir pozisyon olduğunu dile getiren Baros, "Emre'nin kasıtlı bir hareket yaptığını zannetmiyorum. Topla oynamaya çalıştı. Bu sadece benim şanssızlığım." diye konuştu. Tahmini olarak iki ay sonra antrenmanlara başlayabileceğini ifade eden Çek futbolcu, kesin dönüş zamanının ise daha sonra belli olacağını sözlerine ekledi. 'ARDA'YI RAHATSIZ EDİYORLAR' Arda Turan'ın Galatasaray'ın altyapısında ve genç milli takımda teknik direktörlüğünü yapan İstanbul B.Belediyespor'un hocası Abdullah Avcı, genç futbolcunun rahatsız edildiğini söyledi. Avcı, "Arda, Türk futbolunun önemli futbolcusudur. İnsanlar onu aldı, bir yerlere koydu. Ama aynı şekilde de rahatsız ediyorlar. Arda'nın nasıl bir insan olduğunu herkes biliyor. Galatasaraylısı, Fenerlisi, Beşiktaşlısı onu çok seviyor." dedi. Arda'nın üzerine gidilmesini doğru bulmayan Abdullah Avcı, "Olayın başlangıcına bakalım. Arkası dönük, geri geri giden hiçbir oyuncu bilerek bir hareket yapamaz. Cristian'ın Arda'yı itmesini gerektirecek bir şey yoktu." şeklinde konuştu.
+
+
+
+ 618551
+ Bağış: Türkiye, Avrupa ve Asya arasında enerji koridorudur
+ Başmüzakerecisi Egemen Bağış, Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de düzenlenen "AB-Türkiye İlişkileri" başlıklı seminerde bir konuşma yaptı. Türkiye'de son bir yılda gerçekleşen reformlara işaret eden Bağış, 1999 Helsinki Zirvesi'nin Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir yön verdiğini hatırlattı. Bağış, Türkiye'nin Nabucca boru hattı projesiyle AB'nin petrol krizine çözüm olacağını dikkat çekti. Ayrıca Türkiye'nin AB'nin terör, insan ve uyuşturucu kaçakçılıktaki mücadelesine katkıda bulunduğunu aktardı. Bağış, Türkiye için her iki ayağı sağlam ''Köprü'' metaforunu kullandı. Bağış, "Türkiye Batı ve Doğu, Hıristiyanlık ve Müslümanlık, Avrupa ve Asya arasında sadece bir köprü değil, enerji üreticileri ve kullanıcıları arasında da bir koridordur." dedi. Devlet Bakanı Bağış, Finlandiya eski Cumhurbaşkanı Matti Ahtisaari'nin AB Komisyonu Bağımsız Türkiye Komisyonu için yazdığı raporlarla Türkiye'yi desteklediğine de değindi. Bağış, "Ahtisaari'nin desteği iyi anlaşılmalı." ifadesini kullandı. Ayrıca ikili ticari ilişkilerin milyar euroya ulaştığını belirten Bağış, Finlandiya'nın Türkiye'nin AB üyeliğine desteğinin aralıksız sürdüğüne de işaret etti. Azınlıklara devlet tarafından kendi dillerinde yayın hizmeti verildiğine değinen Bağış, ''Kopenhag Kriteleri'nin tamamını hayata geçireceğiz.'' diyerek sözlerini bitirdi. Seminer Finlandiya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (FIIA) tarafında organize edildi.
+
+
+
+ 618439
+ Beşiktaş farklı galibiyetle turladı
+ Cola Turka, FIBA Avrupa Kupası'nda Avusturya'nın WBC Raiffeisen Wels takımını 100-81 mağlup ederek gruplara kaldı. Cola Turka, beş sayıdan fazla fark bulma amacıyla çıktığı maça tutuk başladı. İlk dakikalarda sayı üretmekte zorlanan ve üst üste hücumlardan boş dönen siyah-beyazlılar, daha sonra Baxter'in gayretiyle 5. dakikayı 11-5 önde geçti. Chatman'ın üç sayılık basketleriyle rahatlayan ve farkı artıran Cola Turka, daha sonra rakibe pota altında çok boşluk verdi, ancak hızlı hücumlardan bulduğu sayılarla ilk periyodu 26-15 önde tamamladı. İkinci periyoda tutuk başlayan Cola Turka, rakibinin üst üste hücumlardan sayı bulmasına engel olamazken, hücumda da varlık gösteremedi. Konuk ekip, 13. dakikada farkı beş sayıya (29-24) düşürdü. 15. dakika Chatman'ın basketiyle 33-24 'ın lehine geçilirken, savunmada daha iyi organize olan siyah-beyazlılar, üst üste buldukları basketlerle 17. dakikada farkı 13 sayıya (38-25) çıkardı. Hücumda etkili olan, ancak savunmada zaman zaman zaaf yaşayan Cola Turka, Chatman'ın iyi oyunuyla 19. dakikada farkı 17 sayıya (49-32) çıkardı ve devreyi 49-35 önde tamamladı. İkinci yarı rahat bir oyun sergileyen Cola Turka, 27. dakikada 23 sayı farkla ve ana kadarki en farklı skorla durumu 71-48 yaptı. Son bölümünde farklı skorun verdiği rahatlıkla zaman zaman sıkıntı yaşamasına rağmen, Chatman'ın iyi oyunuyla farkı korumasını bilen Cola Turka üçüncü periyodu 75-54 önde geçti. Son periyotta genç oyuncuları Arin ve Kerem'e aynı anda yer veren Cola Turka, rakibin 33. dakikada farkı 13 sayıya düşürmesine (82-69) engel olamadı. WBC Raiffeisen Wels takımının cesaretlenmesine neden olan siyah-beyazlılar, as oyuncularını yeniden devreye sokarak, yaşadığı kısa paniğin ardından kontrolü bir kez daha eline aldı. 35. dakika 85-72 Cola Turka'nın lehine geçildi. Siyah-beyazlılar, Chatman ve Cevher'in dış şutlarıyla yeniden farkı açarken, maçta 34 sayı bulan Chatman yıldızlaştı. Cola Turka, sayı fark gereken maçı 19 sayı farkla 100-81 kazanarak, FIBA Avrupa Kupası'nda gruplara kalmayı başardı. Beşiktaşlı taraftarlar, maç bittikten sonra "Yıldırım Demirören yeter" diye tezahürat yaparak, kulüp başkanına yönelik protestolarını sürdürdü. Salon: BJK Akatlar Arena Cola Turka: Muratcan 2, Chatman 34, Newley 11, Cevher 13, Baxter 20, Fletcher 9, Engin 6, Haluk 3, Adem 2, Arin, Kerem WBC Raiffeisen Wels: Moore 7, Meacham 17, Conley 24, Lamesic 4, Klette 6, Nelson 11, Fields 12, Veider, Csebits
+
+
+
+ 618082
+ İşte Yıldırım'ın kaçış fotoğrafı
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN İşte Yıldırım'ın kaçış fotoğrafı İlgili haberler Danıştay saldırısının kilit isimlerinden Osman Yıldırım'ın olay sonrasında terminalde çekilen görüntüleri ortaya çıktı. Verdiği ifadeler sonrasında Ankara'da görülen Danıştay saldırısı davasıyla, Silivri'de görülen Ergenekon davasının birleşmesini sağlayan Yıldırım'ın baskından sonra, Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminali'nde güvenlik kameraları tarafından çekilen görüntülerini NTV yayınladı. Görüntülerde, Yıldırım, saldırının ardından terminalde bilet satın alırken ve cep telefonu ile görüşme yaparken, kameralara yansıyor. Ergenekon sanığı Osman Yıldırım'a ait bu görüntülerin terminaldeki işyerlerinin güvenlik kameralarından elde edildiği öğrenildi. Öte yandan, Zir Vadisi'ndeki mühimmat kazılarına ilişkin video görüntülerini izleyen askeri mahkeme, Ergenekon sanığı Yarbay Mustafa Dönmez'in iddialarının aksine kazı yapılan alanın yakın zamanda kazılmadığı kanaatine vardı. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 618405
+ Doğuştan Haberci Efnan Video
+ Kanal7 muhabiri Esra Çelebioğlu ile Sabri Çelebioğlu'nun 1,5 yaşındaki kızları Efnan annesi ile birlikte haberden habere koşuyor. Türkiye'nin değişik yörelerindeki haberler için annesinin yanından ayrılmayan minik Efnan Annesi ile beraber aynı yorgunluğu yaşıyor. Geçtiğimiz gün Şanlıurfa'ya gelenKanal7 muhabiri Esra Çelebioğlu ve Kameraman Serdar Okay ile birlikte gelenEfnan aynı sıkıntılarıpaylaşıyor. İsot haberi için Şanlıurfa'ya gelen Esra Çelebioğluhenüz anne sütü vermek zorunda olduğu kızı ile beraber habere gittiğini dile getirerek "Şimdiye kadar ili Efnan ile gezdik.Bugün Şanlıurfa çok sıcak ama Anne sütü verdiğimden beraber gezdiriyorum. Haber olan heryere benimle birlikte geliyor." dedi. Esra Çelebioğlu haber anonsları için kamera karşısına geçerken küçük Efnançevredeki çocuklarlavakit geçirdi. Haber sunarken annesini hiç rahatsız etmeyen Efnan, zaman zaman toprakla oynayarak oyalandı. ()
+
+
+
+ 618058
+ Birliğe değil MHP'ye yatırım
+ FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ Birliğe değil MHP'ye yatırım TBMM (AA) AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, MHP'nin düzenlemeyi tasarladığı mitinglerin, milletin birliğine değil, MHP'nin geleceğine yatırım olarak tasarlanan mitingler olduğunu söyledi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıç, MHP'nin “Bin yıllık kardeşliği yaşa ve yaşat” adı altında düzenlemeyi planladığı mitingleri değerlendirdi. Kendilerinin, açılım sürecini, Türk toplumunu bir arada tutmaya yönelik, uzun soluklu milli birlik projesi olarak değerlendirdiklerini belirten Kılıç, CHP, MHP ve DTP'nin süreci siyasal istismar süreci olarak görmemesi gerektiğini ifade etti. 28.10.2009 POLİTİKA
+
+
+
+ 619100
+ Sağlık müdür yardımcısı domuz gribi oldu
+ Sivas Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Mehmet Erşan'da, domuz gribine yol açan ''H1N1'' virüsü tespit edildi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Dr. Erşan'ın, hastalık şüphesiyle gün önce alınan kan örneklerinin pozitif çıktığı bildirildi. İl Sağlık Müdürü Vakkas Özmercan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yardımcısında yapılan tahlillerin pozitif çıktığını, sonucun saat 11.30 itibariyle kesinleştiğini söyledi. Özmercan, Erşan'ın tedavisinin, evde küçük bebek olduğu için hastanede devam etmesine karar verildiğini belirtti. Özmercan, Erşan'ın Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi enfeksiyon hastalıkları bölümünde tedavisinin sürdüğünü kaydetti. Pratisyen hekim Erşan'ın, geçtiğimiz hafta içerisinde İl Sağlık Müdürü Özmercan ile birlikte Ankara'ya domuz gribi toplantısına gittiği öğrenildi. Dr. Erşan'ın ikiz çocukları olduğu, evde tedavi görmesinin, çocukları nedeniyle riskli olduğu kaydedildi. AA
+
+
+
+ 618243
+ Narenciyede umut havanın soğumasında
+ Narenciyede umut havanın soğumasındaTOLGA ALBAY İzmir AA 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’den sonra en önemli merkezi olan Ege Bölgesi’nde, bazı ürünlerin rekoltesinde yaklaşık yüzde 25 oranında gerileme bekleniyor. Pazara çıkmaya başlayan ürünlere, havaların sıcak gitmesi nedeniyle talebin yetersiz olduğunu belirten yetkililer, üzümün pazardan çekilmesini bekliyor. İlk kez rekolte tespiti yapıldı Bu yıl Ege Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği koordinatörlüğünde ilk kez yapılan rekolte tespit çalışması sonuçlarına göre, mandalina üretiminin yüzde 40’ının yapıldığı Ege’de bu yıl, geçen seneye göre yüzde 25 düşüşle 157 bin ton rekolte elde edilecek. Portakalda ise üretimin geçen yıla oranla yüzde 10 artışla 175 bin ton olması bekleniyor. Bölgede geçen seneyle aynı oranda üretimle 38 bin ton limon ve bin ton greyfurt üretilmesi hedefleniyor. Ege İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, narenciyede limonda yüzde 15’lik artışının yaşandığını, diğer ürünlerde de benzeri gelişme beklediklerini söyledi. Bölgenin ürünleri ihracatında önemli pay tutan mandalinada ise üretimin gerilediğini, en büyük pazarlardan ’ya ihracatta sıkıntılar yaşandığını dile getiren Türkmenoğlu, “Euro bölgesine yapılan ihracatta sorun yok. Ancak, kur nedeniyle bölgesine yani Rusya ve ’ya yapılan ihracatta sorunlar yaşanıyor. Sezon yeni başladı. Ancak ihracatçının kaygısı kur nedeniyle rekabetçi fiyatlar verememesi. Bu ortamda iç pazarın canlı olmasını umuyoruz. Ayrıca Euro bölgesine ihracatta daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor” dedi.
+
+
+
+ 618267
+ Yüzyılın Definesi vatanında
+ Elmalı sikkelerinin varlığından 1986 yılında düzenlenen uluslararası bir sempozyum sayesinde haberdar olunmuş ve hukuki girişim başlatılmıştı. ABD ve Avrupa ülkelerine kaçırılan bin 900 sikke değişik müzayedelerde açık artırmayla satışa çıkarıldı. ABD'deki sikkeler 1999'da Türkiye'ye getirildi. tarihten itibaren Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde muhafaza altına alınan sikkeleri Antalya Arkeoloji Müzesi talep etti. Çıkarıldığı topraklara geri dönen sikkeler için Antalya Müzesi'nde tören düzenlendi. Törenin ardından sikkeler ziyarete açıldı. Sikkeler hakkında bilgi veren Antalya Müzesi Müdür Vekili Mustafa Demirel, "Bu sikkeler MÖ 5. yüzyıla ait. Yunanlıların, Persleri yenmelerinin anısına bastırmış oldukları paralar var bunun içinde. Özellikleri ünik olmaları. Yani dünyada bu nitelikte başka bir grup sikke yok." dedi. KENAN BAŞ, ÖZKAN MAYDA ANTALYA
+
+
+
+ 618855
+ Bahçeli: "Kirli oyunlar soruşturulsun"
+ MHP lideri Devlet Bahçeli, ile mücadele eylem planı'yla ilgili olarak, "Demokrasi dışı kirli oyunlar soruşturulsun. TSK'nın karalanmasından kaçınılmalı" dedi. mücadele eylem planı tartışmalarına MHP lideri Bahçeli de, "Demokrasi dışı arayışlar kirli oyunlar acilen soruşturulmalı" sözleriyle katıldı. Devlet Bahçeli, bu süreçte adaletin hızlı işlemesi için hem Başbakan'ı hem de hükümeti göreve çağırdı. Partisinin Kızılcahamam'daki kampı sürerken yazılı açıklama yapan MHP Genel Başkanı, "Siyasetin alternatifi siyasettir" dedi ve AK Parti'nin belge ile ilgili soruşturmanın bir an önce sonuçlandırılması için gerekli tedbirleri almasını istedi. Bahçeli, "Konu, sıkıştığı yerde devreye sokulacak bir göz boyama aracı olmaktan çıkarılmalı" dedi. Bahçeli, soruşturmanın bir an önce sonuçlanması gerektiğini de belirtti, "Hangi seviyede kim olursa olsun sorumlulara hadleri bildirilmeli. Gerçek ortaya çıkmalı" dedi. MHP Genel Başkanı, bu süreçte ordunun yıpratılmaması gerektiğini vurguladı. Açıklamasında, "TSK'nın yürüttüğü vatan görevi sekteye uğratılmamalı. Karalamalardan kaçınılmalı" ifadesine yer verdi.
+
+
+
+ 617978
+ Cuntacılar ordudan ayıklansın
+ Gazeteciler, siyasetçiler, emekli askerî yargı mensupları, baro başkanları, sivil toplum örgütleri, Alevî dernekleri, sendikalar ve iş dünyası başta olmak üzere toplumun büyük kesimi skandal planın sorumlularının ortaya çıkarılmasını bekliyor. Genelkurmay'ın beş ay önce 'kâğıt par��ası' diyerek reddettiği belgenin doğruluğunun netleşmesi, köşe yazarları tarafından 'vahim' olarak yorumlandı. Radikal yazarı Oral Çalışlar, komplo belgesinin ordu içindeki yasa dışı yapılanmayı kanıtladığına dikkat çekerken, Hürriyet'ten Sedat Ergin, "Türk demokrasisi üzerine düşmüş bu lekenin bir an önce temizlenmesi elzemdir." çağrısında bulundu. Millete komplo belgesine en sert tepki ise hukukçulardan geldi. 'Eylem planı'nın Dursun Çiçek'in tek başına hazırladığı bir proje olmadığını belirten baro başkanları, girişimi 'darbeye teşebbüs' olarak değerlendiriyor. Belgeyi hazırlayan ve hazırlanmasına yardımcı olanların bu suçtan yargılanması gerektiğini belirtiyor. 'Kaos Planı'nda yer alan Alevî vatandaşlara yönelik kışkırtma senaryolarını değerlendiren Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız, Türkiye'de artık Alevî ve Sünnîleri karşı karşıya getirmek için provokasyonların tutmayacağını söyledi. Eylem planı dün siyasîlerin de gündemindeydi. Olayın üzerine cesaretle gidilmesini isteyen SHP Genel Başkanı Hüseyin Ergün, belgenin ordu içindeki cuntayı net bir şekilde açığa çıkardığına vurgu yaptı. AK Parti Grup Başkan Vekili Suat Kılıç ise belgenin gölgesinin demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti' nin üzerinden kaldırılmasının şart olduğunu kaydetti. İhbar mektubunda, Iğsız ve Taşdeler'in rolüne dikkat çekiliyor 'Kaos Planı'nın orijinal belgesini savcılara veren subayın ihbar mektubunda Orgeneral Hasan Iğsız ve dönemin Genelkurmay Harekât Dairesi Başkanı Korgeneral Nusret Taşdeler'in rolü dikkat çekiyor. Mektupta, Albay Dursun Çiçek'in imzasını taşıyan belgenin hazırlanması emrini Hasan Iğsız'ın verdiği iddia ediliyor. Nusret Taşdeler'in ise Eylül 2007'de askerin siyasete müdahale çabalarını içeren 'gizli' ibareli bir rapor hazırladığı belirtiliyor. Rapor-da, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığından başörtüsü meselesine, YAŞ kararlarından sivil anayasa çalışmalarına kadar pek çok konu ele alınıyor. Beşağaç'ın izi, cuntanın eylem planında İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın aslıyla birlikte savcılığa gönderilen EK-B kodlu belgede 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra alınan kararlar dikkat çekiyor. Bu belgenin ilginç bölümlerinden biri de DTP ile ilgili önlemleri içeren 9. maddede yer alıyor. İlgili maddenin 'ç' bendinde "Irak'ın kuzeyindeki desteği kesmek için bölge halkını terörle mücadele bağlamında 'rahatsız etmek' bu suretle de PKK'ya yardım ettikleri ve destek sağladıkları müddetçe bu rahatsızlığın devam edeceği mesajını vermek." ifadeleri yer alıyor. Bu planın Eylül 2007'de devreye sokulduğu ifade ediliyor. Aynı süreçte Doğu ve G.Doğu bölgelerinde yaşanan esrarengiz olaylar eylem planını doğrular nitelikte. 29 Eylül 2007'de bölgede uzun süredir yaşanmayan olaylardan biri gerçekleşti. Şırnak'ın Beşağaç köyünde silahlarla taranan minibüsteki 12 kişi öldü. Olay 1996 yılında Güçlükonak'ta 11 köylünün yakılarak öldürüldüğü eylemi hatırlattı. Güçlükonak katliamı, bugün JİTEM eylemleri kapsamında soruşturuluyor. Beşağaç katliamı da PKK eylemi olarak telaffuz edilse de resmî kayıtlarda hâlâ faili meçhul. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyayı Nisan 2009'da yeniden incelemeye aldı. 10 bin 483 faili meçhul dosya arasına alınan Beşağaç köyü katliamıyla ilgili dosyada faillerin tespit edilip yakalanmasına yönelik birtakım bulguların elde edilmesi üzerine, özel yetkili savcılık soruşturmayı derinleştirdi. Katliam pek çok yönüyle derin güçlere işaret eden karanlık bir eylem. Köy, 1990'lı yıllarda korucu olmayı kabul etmedikleri gerekçesiyle devlet tarafından boşaltılmış. Boşaltıldıktan sonra Jirki aşiretine bağlı korucular köye yerleşmiş. Geri dönenlerle daha önce köye yerleşen korucular arasında bir anlaşmazlık olduğu biliniyor. Katliamın arkasında pek çok soru işareti bulunuyor.
+
+
+
+ 618487
+ Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde yangın
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde yangın ANKARA Ankara'nın Altındağ ilçesi Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü arkasında bir pikap alev alev yandı. Arataki yangının çıkış sebebiyle ilgili herhangi bir bulguya rastlanmadı. Yangın itfaiye tarafından diğer araçlara sıçramadan kısa sürede söndürüldü. İskitler Samanyolu Caddesi üzerinde park halindeki 06 5283 plakalı pikap, sabah saat 05.00 sıralarında bir anda yanmaya başladı. Alevler kısa sürede pikabın tamamını sardı. Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne bağlı polisler 155'i arayarak yangını haber verdi. Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale edip, diğer araçlara sıçramadan söndürdü. Neden yandığı belli olmayan araç kullanılamaz hale geldi. Polis, kundaklama ihtimali üzerinde duruyor. Araç yangınıyla ilgili soruşturmanın devam ettiği bildirildi. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 619682
+ Galatasaray Bucaspor karşılaşmasından notlar
+ Hafta sonu ezeli rakibi Fenerbahçe'ye karşı aldığı yenilgiyle büyük moral bozukluğu yaşayan sarı-kırmızılı ekipte teknik direktör Rijkaard, bazı önemli oyuncularını Bucaspor maçının kadrosuna alma gereği duymadı. Hollandalı teknik adam, kaleyi bu sezon ilk kez Aykut'a teslim edip, sakatlıktan dönen Linderoth ile Emre Güngör'ü ilk 11'de sahaya sürerken, Baros'un sakatlığına rağmen Nonda'ya yedekler arasında yer verdi. Bucaspor karşılaşmasında Servet, Franco, Mustafa, Ayhan, Hakan ve Sabri ise maç kadrosuna dahi alınmadılar. Diğer yandan, Fenerbahçe maçında kırmızı kart gören Keita ile sakatlanan Baros, Bucaspor mücadelesinde takımdaki yerlerini alamadılar. -LİNDEROTH 83, EMRE GÜNGÖR 41 GÜN SONRA- Galatasaray'da üst üste yaşadıkları sakatlıklar nedeniyle takımdan uzun süre uzak kalan isimlerden Tobias Linderoth ve Emre Güngör, Bucaspor maçına ilk 11'de çıkma fırsatı buldular. Sarı-kırmızılı formayla son olarak Ağustos'ta yapılan UEFA Avrupa Ligi'ndeki Maccabi Netanya rövanş mücadelesinde yer alabilen Linderoth, 83 gün sonra ilk maçına çıkarken, 17 Eylül'de UEFA Avrupa Ligi'nde oynanan Panathinaikos karşılaşmasında sakatlanan Emre Güngör de 41 günlük bir aranın ardından formasına kavuştu. -TARAFTAR İLGİ GÖSTERMEDİ- Galatasaray taraftarları Bucaspor karşılaşmasına fazla ilgi göstermezlerken, Ali Sami Yen Stadı'nın tribünlerinde önemli boşluklar dikkati çekti. Fenerbahçe yenilgisi sonrası takıma tepkili oldukları gözlenen Galatasaray taraftarları bir süre, ''Bu forma kutsaldır, nasip olmaz herkese'' ve ''Tepkimiz sizlere, renklere değil'' tezahüratı yaptı. -BUCASPOR TARAFTARI YALNIZ BIRAKMADI- Bucaspor taraftarları, Ziraat Türkiye Kupası'nda gruplara kalma yolunda takımlarını İstanbul'da yalnız bırakmadılar. Ali Sami Yen Stadı'nda kendilerine ayrılar bölümde yerlerini alan yaklaşık 500 kişilik Bucaspor taraftar grubu, takımlarını desteklediler.
+
+
+
+ 618867
+ 31 Ekim ANAVATAN için son gün
+ DP'nin internet sitesinde yer alan duyuruya göre, Demokrat Parti'nin 6. Olağanüstü Büyük Kongresi 31 Ekim Cumartesi günü saat 11.00'de, Anavatan Partisi'nin 10. Olağan Büyük Kongresi de aynı gün saat 10.00'da Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda toplanacak. Kongrede, 20 Mayıs 1983 tarihinde kurulan Anavatan Partisi'nin DP ile birleşmesi amacıyla tüzel kişiliğinin sona ermesine karar alınması bekleniyor.
+
+
+
+ 619469
+ Başbakan Erdoğan İran'da
+ İBRAHİM KARAGÜL HAKAN ALBAYRAK Başbakan Erdoğan İran'da TAHRAN (A.A) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'İran'ın nükleer programını kendilerinden bizzat dinleme fırsatı buldum. Tabii bu alanda gerçekten yani ve hassas bir döneme girmiş bulunuyoruz' dedi. Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi, Cumurbaşkanlık'ta ortak basın toplantısı düzenlendi. Başbakan olarak İran'a üçüncü kez geldiğini anımsatan Erdoğan, İran'ın, Türkiye için dost ve kardeş ülke olduğunu söyledi. Her iki ülkenin ortak tarih ve medeniyetin mensupları olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, 'Tarihten bu yana gelen dayanışmamızı sürdürmenin gayreti içerisindeyiz' dedi. İran'da dün ve bugün yaptıkları görüşmelerin ve toplantıların verimli geçtiğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti: 'Gerek ulusal gerek bölgesel gerekse küresel anlamda birçok konuları ele alma fırsatı bulduk. Siyasi, ticari, ekonomik, kültür ve enerji gibi bir çok alanda aramızdaki ilişkileri nasıl geliştiririz? Bunları değerlendirme imkanı bulduk. İran'ın nükleer programını kendilerinden bizzat dinleme fırsatı buldum. Tabii bu alanda gerçekten yani ve hassas bir döneme girmiş bulunuyoruz. Ve İran'ın nükleer programına ilişkin meseleye Türkiye olarak diplomatik yollarla çözüm bulunmasından yana olduğumuzu bugüne kadar her platformda değerlendirdik. Ve bu çözümün uluslararası toplumun güvenlik kaygılarını dikkate alan aynı zamanda da İran'ın nükleer teknolojiden barışçıl amaçlarla yararlanama hakkını gözeten bir içerik taşımasını arzu ediyoruz. Türkiye bölgemizde ve dünyada ülke ayrımı yapmaksızın tüm nükleer silahların varlığını tüm insanlık adına büyük bir tehlike olarak görmektedir. Bu amaçla atılacak her türlü adımın en büyük destekçisi Türkiye olacaktır. Ve bizler bugüne kadar diplomatik sürece nasıl destek verdiysek bundan sonra da aynı şekilde diplomatik sürece destek vereceğimizi kardeşlerimize ifade ettim.' Rıza Rahimi, Türkiye ve İran'ın çok yönlü ilişkilerin geliştirilmesi yönünde ciddi birer irade ortaya koyduğunu belirterek, 'Biz, Türkiye'nin yardımıyla bölgesel işbirlikleri konusunda bölgede büyük işler gerçekleştirmek istiyoruz' dedi. Başbakan Erdoğan, İran Cumhurbaşkanlığı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi ile ortak basın toplantısı düzenledi. Rahimi, 'dost ve kardeş Türkiye'nin Başbakanı Sayın Erdoğan umarım İran'da güzel vakit geçirmiştir' diyerek başladığı konuşmasında, 'değerli kardeşimiz' dediği Başbakan Erdoğan'a, ikili görüşmeler ve bölgesel konulardaki yaklaşımından dolayı teşekkür etti. Türkiye'nin İran için her zaman 'saygı değer ve önemli bir komşu' olduğunu belirten Rahimi, Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde iki ülke arasındaki ilişkilerin çok daha fazla canlılık ve önem kazandığını vurguladı. 'Daha önceki ilişkilerimiz, özellikle iktisadi ilişkilerimiz sınırlı seviyedeydi. Başbakan Erdoğan'ın katkılarıyla bu rakamı önce 20, sonra 30 milyar dolara çıkarmayı umuyoruz' diyen Rahimi, iki ülke çalışmalarını yüksek noktaya getirmek için samimi atmosferde anlaşmalar yapıldığını söyledi. 'BUGÜNKÜ HEYET, DEVRİM SONRASI GELEN EN BÜYÜK TÜRK HEYETİ' Rahimi, Başbakan Erdoğan ve beraberindeki Türk heyetinin, İran'daki devrimden sonra ülkesine gelen en büyük Türk heyeti olduğuna dikkati çekerek, Türk heyetinde bulunan sanayici ve iş adamlarının, İranlı meslektaşlarıyla eskisinden daha büyük iş birlikleri kurmak için İran'a geldiklerini belirtti. Rahimi, şöyle konuştu: 'Bu seferde çok önemli kararlar alındı. İranlı ve Türk iş adamları arasında güzel anlaşmalar sağlandı. Türkiye ve İran sınırında toplam bin megavatlık elektrik santralleri kurulacak. Bir tarafta 4, diğer tarafta olmak üzere tane kurulacak. Maliyetleri ülkelere ait olacak. Türk toprakları üzerinden İran gazını Avrupa'ya iletme konusunu görüştük. Karşılıklı olarak Türkmenistan gazının İran üzerinden Türkiye'ye taşınmasını görüştük.' Görüşmelerde, Güney Pars sahası ve Hazar bölgesinde Türk yatırımcıların girişimlerde bulunması konusunun da gündeme geldiğini ifade eden Rahimi, nakliye alanında yararlı görüşmeler yapıldığını, Trabzon Limanı ile Benden Abbas Limanı arasında geniş bir mal taşıma ağının kurulması konusunun görüşüldüğünü kaydetti. İran tarafında Bender Abbas limanı ve civarından kara, deniz, hava ve demiryolu vasıtasıyla Trabzon'a bir hat kurmayı düşündüklerini belirten Rahimi, bu projenin iki ülke arasında gerçekleştirilebilecek en büyük proje olduğunu ifade etti. TÜRKİYE'DE İRAN BANKASI KURULACAK Rahimi, Türk ve İranlı sanayici ve iş adamları için hem Türk hem de İran topraklarında serbest sanayi bölgeleri kurmayı görüştüklerini de anlatarak, banka, gümrük ve sigorta konusunda anlaşmalar yapıldığını, bu konulardaki çalışmaların gerçekleştirilmesi için en fazla ay içerisinde İran'dan bir heyetin Türkiye'ye gelerek çalışmalara başlayacağını bildirdi. Başka bir İran heyetinin de Türkiye'de İran bankası, İran'da da Türk bankası kurulması için kısa zamanda Türkiye'ye hareket edeceğini söyleyen Rahimi, bankaların özellikle Türk ve İran parası üzerinden kredi vermek için açılacağını, milli paralar üzerinden döviz hesabı açtırılacağını vurguladı. Rahimi, 'Elbette bunlar vardığımız anlaşmalardan bazıları. Zaman içinde çok daha fazlasında mutabakata varacağımıza inanıyoruz. İki ülkenin çok yönlü ilişkilerin geliştirilmesi yönündeki iradesi ciddi bir iradedir. Biz, Türkiye'nin yardımıyla bölgesel işbirlikleri konusunda bölgede büyük işler gerçekleştirmek istiyoruz' diye konuştu. 28.10.2009 DÜNYA
+
+
+
+ 619478
+ Ölçüsüz davranışlardan herkes kaçınmalı
+ FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ Ölçüsüz davranışlardan herkes kaçınmalı ANKARA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, barış ve huzur ortamının pekişmesi için iyi niyetle ve sabırla gayret gösterilirken, terörle mücadelenin de en güçlü ve kararlı bir şekilde devam ettirileceğini belirtti. Gül, "Siyaset üstü konuların günlük tartışmalara alet edilmemesinin, herkesin, iyi niyetli gayretleri istismar eden, provokatif ve ölçüsüz davranışlardan kaçınmasının önemini bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum. Türkiye artık enerjisini boşa harcamayacaktır. Halkının, vatandaşlarının mutluluğu ve refahı için, ülkenin topyekun kalkınması için harcayacaktır." dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhuriyet'in kuruluşunun 86. yıl dönümü dolayısı ile mesaj yayımladı. Cumhuriyet'in, Atatürk'ün önderliğinde milletin, azim ve kararlılığıyla vücut bulan büyük bir eser olduğunu vurgulayan Gül, "Bu eser, büyük bir vizyonla daima ileriye bakan, özgüvenini sağlam tutan, heyecanla ve şevkle çalışan bir neslin bugünkü nesillere armağanıdır. Cumhuriyet'in kuruluş felsefesinin temelinde muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma hedefi bulunuyor. Türkiye bu hedefi yakalama sürecinde, ekonomik-sosyal kalkınma ve halkın refahını sağlama hamlelerini; demokratik tutum ve davranışları her alanda hayata geçirme gayretleriyle birlikte yürütme kararlılığındadır." ifadesini kullandı. Gül, Türkiye'deki modernleşme sürecinin bu anlayışla devam ettirildiğini, herkesin huzur içinde yaşadığı müreffeh, hür ve demokratik bir Türkiye'ye ulaşmak için büyük özveri gösterildiğini kaydetti. Türkiye'nin, demokrasinin standartlarını yükselterek, sosyal ve kültürel farklılıklarını koruyup geliştirmeyi, birliğini, huzuru ve kardeşlik ortamını güçlendirmeyi, tüm vatandaşlarının ülke kalkınmasına katkıda bulunmalarını sağlamayı amaçladığına dikkat çeken Gül, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Farklılıkların, zenginlik olarak görülmesi, demokrasimizi olduğu gibi, ülkemizin varlığını da güçlendirecektir. Ayrımcılığın olmadığı, barış ve kardeşlik içinde, özgürlük ve demokrasi içinde yaşayan bir Türkiye'nin, toplumun tüm kesimlerinin katkı ve çabalarıyla daha da güçleneceğine olan inancımı bu vesileyle vurgulamak istiyorum. Şunu bir kez daha ifade etmekte yarar görüyorum: Türkiye tüm farklılıklarıyla, zenginlikleriyle, değerleriyle bir bütündür. Bu ülkede yaşayan herkes, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak eşit haklara sahiptir. Herkes gelecek korkusu olmadan, insan gibi yaşama ve kendini geliştirme hakkına sahiptir." Türkiye'nin, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak; gelişmiş demokrasisi, dinamik ekonomisi, güçlü ordusu ve diplomasisiyle, çevresine istikrar yayan bir ülke haline geldiğine işaret eden Gül, şöyle devam etti: "Bölgesel ve uluslararası problemleri, diyalog, karşılıklı güven ve saygıyla çözme, işbirliğini geliştirme konusunda ülkemizin izlediği politikalar tüm dünyada takdir toplamaktadır. Bu başarılar Cumhuriyet'in 100. yılında koyulan hedeflere ulaşılacağı inancını daha da güçlendiriyor. Türkiye'nin geleceğinin parlak olduğuna yürekten inanıyorum. Bu duygularla, yurt içindeki ve dışındaki bütün vatandaşlarımızın, geleceğimizi emanet edeceğimiz sevgili çocuklarımızın ve gençlerimizin Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyorum. Cumhuriyet'imizin kurucusu Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi saygı ve rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyorum. Bütün vatandaşlarımıza bu büyük bayram gününde selam ve sevgilerimi sunuyorum." 28.10.2009 POLİTİKA
+
+
+
+ 618223
+ Adalet Bakanı Ergin: Yargı, tüm güç odaklarından bağımsız olmalı
+ Eğitim sürecini başarıyla tamamlayan 96 idari yargı ve 16 adli yargı hâkim adayı, Adalet Bakanlığı Gazi ek binasında yapılan kur'a çekiminin ardından mesleğe adım attı. Törende konuşan Ergin, hâkim adaylarının mesleklerini layıkıyla yapacaklarından şüphesi olmadığını dile getirdi. Adaletin toplumların ayakta durmasını sağlayan en önemli faktör olduğunu vurgulayarak, "İşte bunun için adalet mülkün temelidir. Devletin temelini oluşturan adalet talebine güncel mevzuatı hukukun üstünlüğü çerçevesinde yorumlayıp, uygulayarak sizler karşılık vereceksiniz." diye konuştu. Hâkimlik ve savcılık mesleğinin çok fazla titizlik gerektirdiğine işaret eden Ergin, adaylara, "Bu sebeple, meslek hayatınız boyunca vicdanlarınız doğal bir adalet terazisi olsun. İşte zaman ülkemiz ve insanımıza en iyi hizmeti yapmış olacaksınız." diye seslendi. Adalet Bakanı, "Demokratik bir hukuk devletinde insanlar, haklarının devlet tarafından dahi ihlal edilmeyeceğinden, herhangi bir ihlal girişiminde de yargının bu ihlal çabaları karşısında koruyucu ve önleyici bir mekanizma olacağından emin olmalı." ifadelerini kullandı. Yargı mensuplarının uymaları gereken kurallar yönünden uluslararası standartların belli olduğunu hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bağımsızlık, tarafsızlık, doğruluk ve tutarlılık, dürüstlük ve etkiye açık olmama, ehliyet ve liyakat çok önemli esaslardır. Bir hukuk devletinde yargı mensuplarından beklenen en önemli nitelik, bağımsız ve tarafsız olmalarıdır. Bağımsız bir yargıdan söz edebilmemiz için yargının yasamaya, yürütmeye, yargının içinden gelen etkilere, toplumun tüm güç odaklarına ve medyaya karşı, kişisel inanç ve kanaatlerine karşı bağımsız olmaları gerekmektedir. Bu nedenle tüm kişisel inanç, fikir ve yargılardan arınıp, mesleğin ifası sırasında sadece hukuka bağlı olmalısınız." Toplumsal barışın kurulup korunmasında yargıya önemli bir sorumluluk düştüğünün altını çizen Ergin, "Yargı ancak tarafsız olursa bu rolünü olumlu tarzda yerine getirir ve kendisine düşen sorumluluğun hakkını verebilir. Aksi takdirde tarafsızlığını sağlayamayan yargı bizatihi kendisi toplumsal barışın bozulmasında bir faktör haline gelebilir." uyarısında bulundu. Dönem birincisi Murat Duman da adaleti üstün bir değer olarak taşımayı ilke edindiklerini belirterek, yurdun her yanına dağılarak adalet dağıtacaklarını ifade etti. Konuşmaların ardından dereceye girenlere ödülleri verildi. Törene Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Sayıştay Başkanı Recai Akyel, Danıştay Başsavcısı Yılmaz Çimen, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu ile bazı yüksek yargı mensupları katıldı.
+
+
+
+ 619254
+ "Yatakta ne giyersin?"
+ Yaşam "Yatakta ne giyersin?" GÜNAYDIN Giriş Saati 28.10.2009 13:48 Güncelleme 28.10.2009 13:48 Hülya Avşar, programında ağırladığı Ivana Sert'e "Çok merak ediyorum, yatarken ne giyiyorsun? Orada da süslü müsün?" diye sordu. İkoncan'ın cevabı kısa ve netti: "Bir şort, bir tişört! Yatakta sadeliği seviyorum." Hülya Avşar, Ivana'ya, "Yaz boyunca Bodrum'dasın ve sürekli mayo değiştiriyorsun. Bunun için aylar öncesinden filan hazırlık yapıyor musun?" diye sordu. Sert de, "Eskiden değil ama bu yıl yaptım. Çünkü ben artık bir tasarımcıyım ve buna uygun olarak hazırlık yaptım" dedi. Avşar daha sonra Sert'ten hulahop çevirmisini istedi ama Ivana, "Spor yapan biriyim ve inan seni kırmak istemem ama şu an üzerimde abiye kıyafetler var" diyerek kabul etmedi. Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba Yazarlar
+
+
+
+ 618582
+ Var mısın, Yok musun'a katıldı
+ 10.20 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Var mısın, Yok musun'a katıldıÜnlü eşiyle birlikte ''a katıldı. Willis'le ilgili 'yemekleri beğenmedi, hüngür hüngür ağladı' iddiaları ise en çok 'nın işletmecisi Ali Ünal'ı kızdırdı. Ünal, iddialara yanıt verdiVar mısın Yok musun" yarışmasının cumartesi akşamı yayınlanacak finalinde, dünyaca ünlü aktör Bruce Willis'in eşi Emma Heming yarıştı "FASHIONABLE etkinliği kapsamında düzenlenen Missoni defilesinin onur konuğu olarak ülkemize gelen ve 28 yaşındaki top model eşiEmma Heming, 'nın sunduğu "?" yarışmasının çekimlerine katıldı. İstanbul Ayazağa'daki ATA Stüdyoları'nda yapılan çekimlerde Bir Dilek Tut Vakfı için yarışmacı koltuğuna oturan Heming, kutuları açtırırken sık sık eşinden yardım aldı. Eski yarışmacılar ile tek tek konuşup, kutular hakkında onların fikirlerini de alan çifte, ve 'ın atkıları hediye edildi. İki atkıyı da boynuna asan Bruce Willis, Acun Ilıcalı ile sohbeti sırasında İstanbul'un tarihi hakkında bildiklerini anlattı. sırasında ünlü çift bol bol öpüştü. Bruce Willis ve Emma Heming'in katıldığı "Var mısın Yok musun" cumartesi akşamı ekrana gelecek. 'ya gelmedi bile Bruce Willis'in eşiyle birlikte gittiği Reina adlı gece kulübünde yemekleri beğenmeyince sinir krizi geçirip hüngür hüngür ağladığı iddia edilmişti. Mekânın işletmecisi Ali Ünal, çıkan haberlerle ilgili konuştu. Ünlü aktörün Reina'ya gelmediğini söyleyen Ünal, "Bruce Willis, Reina'ya adımını bile atmadı. Mekana bile uğramamış bir adam yemekleri nasıl beğenmeyebilir" diye konuştu. .
+
+
+
+ 619479
+ Kasımpaşa: Erciyesspor:
+ SANLI SARIALİOĞLU OSMAN TANBURACI İHSAN ÖKSÜZ Kasımpaşa: Erciyesspor: İSTANBUL Turkcell Süper Lig ekiplerinden Kasımpaşa, Bank Asya takımlarından Kayseri Erciyesspor'u 4-1 mağlup ederek Ziraat Türkiye Kupası'nda gruplara kalmayı başardı. 12. dakikada Kasımpaşa öne geçti. Bu dakikada Ali Güneş'in sağdan yaptığı ortada kaleci Ali'den seken topu takip eden Gökhan Güleç, meşin yuvarlağı ağlarla buluşturdu. 1-0. 31. dakikada ev sahibi ekip farkı ikiye çıkardı. Bu dakikada Keller'in pasında topla buluşan Gökhan, düzgün bir vuruşla Ali'yi mağlup etti. 2-0. 34. dakikada konuk ekip farkı bire indirdi. Mehmet'in kullandığı serbest atışta ceza alanı içinde Halim'in kafayla tamamlamak istediği top ayağına çarptı ve kaleye doğru yöneldi. Meşin yuvarlak önce üst direğe sonrada kaleciye çarpıp ağlarla buluştu. 2-1. 80. dakikada Kasımpaşa tekrar farkı ikiye çıkardı. Bu dakikada sağ taraftan kullanılan köşe atışında savunmanın uzaklaştırmak istediği topu önünde bulan Moritz, plase bir vuruşla topu filelere gönderdi. 3-1. 89. dakikada ev sahibi ekibin 4. golü geldi. Bu dakikada Gökhan Güleç'in pasında cezaalanı içinde topla buluşan Moritz'in sert şutunda meşin yuvarlak üst direğe çarparak ağlarla buluştu. 4-1. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca Kasımpaşa, Kayseri Erciyesspor'u 4-1 mağlup ederek Ziraat Türkiye Kupası'nda gruplara kaldı. Stat: Recep Tayyip ErdoğanHakemler: Çağatay Şahan, Serhat Malkoç, Engin Erdem Kasımpaşa: Fırat Ali Güneş (Dk. 54 Murat ), De Souza Barış 5, Ergün 6, Keller 7, Yekta Sedat 6, Erhan (Dk. 70 Şahin ?), Gökhan 8, Cenk (Dk. 76 Moritz 6) Kayseri Erciyesspor: Ali 5, Kamil 5, Kemal 4, Oğuzhan (Dk. 60 Mangoung 3), Rıdvan (Dk. 68 Erhan 4), Selçuk 5, Altan (Dk. 76 Emre 4), Ümit 4, Mehmet 5, Aytek 4, Halim Goller: Dk. 12 ve 31 Gökhan, Dk. 80 ve 88 Moritz (Kasımpaşa), Dk. 34 Halim (Kayseri Erciyesspor) Sarı kart: Dk. 80 Keller (Kasımpaşa) 28.10.2009 SPOR
+
+
+
+ 619037
+ Avrupa Birliği'ne başkan aranıyor
+ Çek Anayasa Mahkemesinin Lizbon Anlaşması konusunda kararını zirve sonuna ertelemesi ve buna bağlı olarak AB karşıtlığıyla tanınan Çek Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus'un anlaşmayı imzalamaması AB Başkanlığı için bir isim üzerinde mutabakatı acil kılmazken, mevcut AB başkan adayları eski İngiliz Başbakanı Tony Blair ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker, liderlerden alacakları desteğe göre yol haritalarını belirleyecekler. ABD'nin, sonradan doğru çıkmayan kitle imha silahı ürettiği gerekçesiyle Irak'ı işgaline ülkesini ortak eden Blair'in AB başkanlığına atanması ihtimali, Avrupa kamuoyunda ciddi bir muhalefet doğuruyor. Blair karşıtları, İngiltere'nin ortak para avroya geçmemesi ve ortak vize bölgesi Schengen'in dışında kalmayı tercih etmesini öne çıkarıyor. Blair'in artıları arasında ise uluslararası siyasi ağırlığı, AB'nin güçlü bir üyesinden gelmesi ve birçok üye ülkece desteklenmesi, pratik zekası ve ikna kabiliyeti gösteriliyor. Blair'e tepki olarak adaylığını açıklayan 490 bin nüfuslu Lüksemburg'un Başbakanı Jean-Claude Juncker ise Blair karşıtlarının direnmesi halinde kendi ismi üzerinde uzlaşılacağını umuyor. Fransız Le Monde gazetesine yaptığı açıklamayla adaylığını duyuran Juncker, İngiltere'nin Brüksel'e mesafeli bakışını hatırlatarak, "Avrupa, başlıca endişesi ona hizmet etmek olan, erdemli uzlaşmayla birlik sağlamak için çabalayan ve içeride uyumu güvence altına almadan dışarıda onu temsil etmeye çalışmayan biri tarafından temsil edilmelidir" dedi. Juncker, Alman DPA ajansına yaptığı açıklamada ise "AB'nin dört büyük Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya'ya ilaveten İspanya ve Polonya'dan ibaret olmadığını" vurguladı. AB ülkelerinde 14 yılla en uzun süredir başbakanlık yapan Juncker, 16 üyeli Avro Bölgesi grubuna da başkanlık ediyor. Juncker, AB içinde derinleşmeye ve entegrasyona en fazla destek veren lider olarak tanınıyor. AB içinde Blair'in adaylığına küçük ülkeyle birlikte Polonya itiraz ederken, Juncker şimdilik Benelüks ülkelerinin (Hollanda ve Belçika) adayı olarak görünüyor. -AB DIŞİŞLERİ BAKANI- Tüm üye ülkelerin onayı gereken AB Başkanlığı için yine Lizbon Anlaşması'nda öngörülen AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi (AB Dışişleri Bakanı) koltuğunun da pazarlığa konu edilmesi kaçınılmaz görünüyor. Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair'in AB başkanlığına en yakın isim olarak öne çıktığı bir ortamda oldukça geniş yetkilerle donatılacak AB dışişleri bakanının büyük ölçüde Fransız-Alman eksenince belirlenmesi bekleniyor. Brüksel kaynakları, AB dış politikasında etkili olmayı hedefleyen Fransa ve Almanya'nın bu strateji kapsamında Avrupa Parlamentosu başkanlığının bir Polonyalı'ya ve AB Komisyonu başkanlığının yeniden İspanya destekli bir Portekizli'ye gitmesine yeşil ışık yaktıklarına ve Blair'in AB Başkanlığı adaylığına şimdiye dek itiraz etmediklerine dikkat çekiyor. Lizbon Anlaşması'nda, dış politikada tek seslilik için getirilen AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi, AB dışişleri bakanları toplantılarına başkanlık edecek. Aynı zamanda AB Komisyonu başkan yardımcılığı görevini üstlenecek olan Yüksek Temsilci, "AB'nin dış eylemlerinin eş güdümünü" sağlayacak. Yetki ve sorumlulukları henüz kesinleşmeyen Yüksek Temsilcinin yine Lizbon Anlaşması'nda öngörülen AB dışişleri teşkilatı (Avrupa Dış Eylem Servisi) için bütçe ve personel önerebilmesi, AB polis ve gözlemci misyonlarınI ve AB barış gücü operasyonlarını yönetmesi ve AB üyeleri arasında bilgi ve istihbarat paylaşımını hızlandırması bekleniyor. Dünyada "ekonomik dev, siyasi cüce" olarak tanınan AB'nin Lizbon Anlaşması'nın yürürlüğe girmesiyle birlikte dış, savunma ve güvenlik politikalarında tek ses olmayı başararak "uluslararası süper güç" konumuna terfisi hedefleniyor. AA
+
+
+
+ 617884
+ 94 yaşında hukuk diploması aldı
+ Urbino Üniversitesi'nin Rektörü Stefano Pivato, diploma töreninde yaptığı konuşmada, 94 yaşındaki Adriana Jannilli'nin diğer öğrenciler için mükemmel bir sebat örneği olduğunu belirterek, kadına karşı şiddet konusundaki bitirme tezi ve sınavlardaki harika notlarından ötürü Jannilli'ye en yüksek notları verdiklerini söyledi. Danışman olarak çalıştığı şirketten emekli olan ve doğu dilleri ile siyasal bilimler bölümlerinden de mezun olarak diploma alan Jannilli, hukuk alanında uzmanlaşmak üzere eğitimine yüksek lisans ile devam edeceğini belirtti. Rektör Pivato, çok canlı bir kişiliği olan ve olayları inanılmaz kavrama gücü bulunan Jannilli'nin, ortalama 20 yaşındaki diğer öğrencilerle uyum içinde olduğunun altını çizdi. AA
+
+
+
+ 619282
+ Öğrenciler, fakülte ortasındaki elektrik direğinin kaldırılmasını istiyor
+ Alanya İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Güngör, fakülte yerleşkesi içinde bulunan elektrik direğinin, öğrenci, personel ve fakülte binasında bulunan elektronik sistemler açısından tehlike oluşturduğunu söyledi. Direğin hem fakülte içinde çirkin bir görünüm oluşturduğunu hem de tehlike arz ettiğini dile getiren Güngör, sorunu resmi yazıyla ilgili kurum ve kuruluşlara bildirdiklerinin altını çizdi. Ankara, Antalya ve Alanya'daki yetkililere de ay önce yazı gönderdiklerini aktaran Güngör, şu ana kadar kendilerine olumlu ya da olumsuz herhangi bir cevap yazısı yollanmadığını belirtti. Direğin uygun bir yere ya da bağlantıların yeraltına alınmasını talep eden Güngör, yetkililerin kendilerini bilgilendirmelerini istiyor. Fakülte öğrencileri de boş zamanlarını geçirdikleri, spor ve yürüyüş yaptıkları alanda bulunan direk nedeniyle kış aylarında tedirgin olduklarını söyledi. Eylül 2005'te eğitim öğretime başlayan fakültedeki insan kaynakları yönetimi, uluslararası ticaret, işletme enformatiği, ekonomi ve finans bölümlerinde toplam 852 öğrenci öğretim görüyor.
+
+
+
+ 619336
+ ABD'da dayanıklı mal siparişleri yüzde arttı
+ Ticaret Bakanlığının açıkladığı verilere göre, ekonomistlerin beklentileri doğrultusunda dayanıklı mal siparişleri geçen ay yüzde artış gösterdi. Ulaşım dışarıda tutulduğunda ise dayanıklı mal siparişleri yüzde 0,9 arttı. Dayanıklı mal siparişlerindeki artışa karşın birçok ekonomist hükümetin teşvik programının kalkmasıyla talebin tekrar aşağıya inebileceği endişesini taşıyor. Dayanıklı mal siparişleri, Ağustos ayında yüzde 2,6 düşmüş, buna karşılık temmuzda yüzde 4,8 artmıştı. Eylül ayında makine ve aksamlarına olan siparişler yüzde 7,9 ile 2008 yılı mart ayından bu yana ki en keskin yükselişini kaydederek, genel olarak siparişlerdeki artışı da etkiledi. Geçen ay savunma sanayinde kullanılan uçakların siparişleri yüzde 12,5 artarken, ticari uçaklara olan talep yüzde 2,1 düştü. Otomobil ve otomobil parçaları siparişleri de yüzde 0,1 düşüş kaydetti. AA
+
+
+
+ 618779
+ Krizdeki kaleci gol yiyince sahayı terk etti
+ Söğütlü Beldesi'ndeki sentetik sahada oynanan maçın 1. dakikasında, Çarşıbaşı Belediyespor oyuncusu Eser'in kendi kalesine attığı golle Sögütlü Belediyespor 1-0 öne geçti. Ancak, Çarşıbaşı Belediyespor, 12. dakikada Ali Kemal, 25. ve 28. dakikada Gökhan'ın bulduğu gollerle Söğütlü Belediyespor karşısında 3-1 üstünlüğü yakaladı. İlk 28 dakikada kalesinde art arda goller gören Söğütlü Belediyespor'un kalecisi Kemal, sinirlenerek, yönetim aleyhine sözler sarf ettikten sonra sahayı terk etti. Hakem Mustafa Aydın, kendisinden izinsiz sahayı terk ettiği için kaleci Kemal'e kırmızı kart gösterdi. Yapılan oyuncu değişikliğiyle kaleye Atay geçerken, karşılaşma 3-1 sonuçlandı. Kaleci Kemal, bir sporcu olarak yaptığının yanlış olduğunu kabul ettiğini belirterek, "3.5 aydır yönetim para ödemiyor. Sögütlü Belediyesi'nin oyuncusu olmama rağmen, önceki gün evimin suyunu kestiler. Goller de gelince psikolojim bozuldu" dedi. Önceki sezon 3. Lig takımı Sürmenespor'da görev yaptığını belirten Kemal, şunları söyledi: "Federasyonun 30 yaş sınırı getirmesi nedeniyle, oradan ayrılmak durumunda kaldım. Oradaki miktarın altında bir rakama Sögütlü Belediyespor ile anlaştım. Ancak verilen sözler yerine getirilmiyor. Ben bu işten ekmeğimi kazanıyorum. Amatör kümede futbol oynayan binlerce sporcu, benim gibi yaş sınırı nedeniyle mağdur durumda. Kulüpler yaş sınırı nedeniyle 25-26 yaşından sonra oyuncuyu tutmak istemiyor. Biz başka ne iş yapabiliriz ki." Yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle hasta olan annesini hastaneye götüremediğini, taksitlerini bile ödemekte zorluk çektiğini anlatan Kemal, "Arkadaşlarım da aynı sıkıntıları yaşıyor. Birçok takımda aynı sorun var. Herkesin yapmak istediği şeyi yaptım. Çektim gittim. Kendimi yaktım ama bu sorunlar da dile getirilmeli" dedi. Kaleci Kemal, Futbol Federasyonu'nca, bu sezon uygulamaya konulan, TFF Lig'deki 30 yaş sınırının kaldırılması gerektiğini, bir çok futbolcunun bu uygulama nedeniyle mağdur olduğunu söyledi. Bu arada, Sögütlü Belediyespor'da yaşanan maddi sıkıntı nedeniyle bir süredir futbolculara ödeme yapılamadığı, kaynak bulunması halinde en kısa sürede ödemelerin gerçekleştirileceği belirtildi.
+
+
+
+ 619395
+ Genç milliler yenilmesine rağmen
+ Makedonya'nın Strumica kentinde düzenlenen elemelerde, Almanya ile FC Turnovo Stadı'nda karşılaşan milli takımın golünü, 2. dakikada Taşkın Çalış kaydetti. Rakip takımın golleri ise 4. dakikada Parker ve 65. dakikada Hahn'dan geldi. Grup maçlarını puanla ilk sırada tamamlayan Türkiye ile ikinci sırada bitiren Almanya, Elit Tur'a yükselmeye hak kazandı. Gruptaki diğer maçta da Finlandiya, Makedonya'yı 5-2 yendi. Yarı final eleme grubu olan Elit Tur'daki karşılaşmalar, Mart-31 Mayıs 2010 tarihlerinde yapılacak. AA
+
+
+
+ 618433
+ Zir Vadisi'ndeki polis kayıtlarıyla ilgili yazı yazılacak
+ İkinci "" davasında Mahkeme Heyeti, tutuklu sanık Yarbay Mustafa Dönmez'in talebi doğrultusunda, 12 Ocak 2009'da Ankara Zir Vadisi'nde polis tarafından çekilen kamera kayıtlarının Emniyet Genel Müdürlüğü'nden celp edilerek, orijinal olup olmadığı, kesinti ve ekleme yapılıp yapılmadığının tespiti konusunda bilirkişi listesinin gönderilmesi için Gebze Yerleşkesi Başkanlığı'na yazı yazılmasına karar verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Mahkeme Heyeti üyelerinden hakim Sedat Sami Haşıloğlu, verilen 4.5 saatlik aranın ardından heyet tarafından alınan kararları açıkladı. Mahkeme Heyeti, tutuklu sanıklardan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın sevk edildiği sağlık kurumlarına müzekkere yazılarak, sanığın sağlık durumuyla ilgili yapılan yazışmaların gönderilmesini ve nihai sağlık durumunun bildirilmesini istedi. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na müzekkere yazılarak, tutuksuz sanıklardan emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile ilgili ifadesine başvurulan Tayfun Güler'e ait ifade tutanağının bir örneğinin istenmesine karar veren Mahkeme Heyeti, tutuklu sanık İbrahim Şahin'in avukatlarının talebi doğrultusunda Adli Tıp Kurumu'na müzekkere yazılarak, Şahin hakkında düzenlenmiş bir rapor olup olmadığının tespitini, varsa mahkemeye gönderilmesinin istenmesini kararlaştırdı. Mahkeme Heyeti, duruşmanın görüntü ve ses kayıtlarını talep eden sanıklara da bu kayıtların gerek iddia gerekse savunma taraflarına verilmeyip mahkeme tarafından muhafaza edildiğini açıkladı. Mustafa Levent Göktaş'ın talebi Tutuklu Sanık Durmuş Ali Özoğlu'nun mahkeme huzurundaki söz ve davranışları ve bunları ikazlara rağmen sürdürmeye devam etmesi karşısında, bu sanığın gelecek oturumda duruşmalara katılmaktan men edilmesine karar veren Mahkeme Heyeti, tutuklu sanık Mustafa Levent Göktaş'ın talebi doğrultusunda, bu sanıktan elde edildiği iddia edilen 51 nolu DVD içinde bulunan TSK'ya ait bilgilerin "TSK karargahlarından hileyle alınması, çalınması ya da başka bir yolla temin edilmesi" nedeniyle bir soruşturma veya istihbarat olup olmadığının Başkanlığı Adli Müşavirliği'nden sorulmasını kararlaştırdı. Mahkeme Heyeti, tutuklu sanık Yarbay Mustafa Dönmez'in avukatı olmadığını beyan etmesi nedeniyle, suçlandığı konular dikkate alınarak İstanbul Baro Başkanlığı'ndan kendisine avukat tayin edilmesine hükmetti. Dönmez'in talebi doğrultusunda, 12 Ocak 2009'da Ankara Zir Vadisi'nde polis tarafından çekilen kamera kayıtlarının Emniyet Genel Müdürlüğü'nden celp edilerek, orijinal olup olmadığının, kesinti ve ekleme yapılıp yapılmadığının tespiti konusunda bilirkişi listesinin gönderilmesi için Gebze Yerleşkesi Başkanlığı'na yazı yazılmasına karar verildi. Mahkeme Heyeti, Mustafa Dönmez'in dilekçesinde belirttiği talebiyle ilgili olarak, bu sanığın askeri mahkemede suça konu askeri eşyayla ilgili olan dava dosyasının istenmesine, bu dava dosyası incelendikten sonra söz konusu mühimmat üzerinde inceleme yapılması hususundaki taleplerinin değerlendirilmesine karar verdi. Adli Tıp Kurumu'na yazı Sanık Hasan Ataman Yıldırım'ın 12 Ekim tarihli dilekçesindeki talebinin suç duyurusu içermesi nedeniyle gereğinin yapılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesini kararlaştıran Mahkeme Heyeti, bu sanığın dilekçesindeki fiziki iz ve parmak iziyle ilgili talebi kabul edilerek, Yıldırım'a ait şirkette el konulan CD'ler, flash bellek, hafıza kartı üzerinde fiziki iz ve parmak izi olup olmadığının araştırılması için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na yazı yazılmasına, iz bulunduğu takdirde bu sanığın parmak iziyle karşılaştırılmasına hükmetti. Tutuklu sanık Kemal Aydın'ın bu duruşmada sarf ettiği sözler dikkate alındığında gereğinin yapılması için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na müzekkere yazılmasını kararlaştıran Mahkeme Heyeti, kendisine avukat tayin edilmesini isteyen tutuklu sanık Fatma Cengiz'in iddianamedeki sevk maddesi dikkate alındığında, zorunlu müdafi tayininin gerekmediğini belirledi. Mahkeme Heyeti, bu sanığın dava sonucunda mahkum olması halinde müdafilik ücretinin yargılama gideri olarak kendisinden tahsil edileceğini de ifade ederek, bu konuda tekrar talepte bulunması halinde İstanbul Baro Başkanlığı'na yazı yazılmasını kararlaştırdı. Duruşma salonu ve eklentilerinde kablosuz bağlantısı olup olmadığının teknik görevlilerce araştırılmasını kararlaştıran Mahkeme Heyeti, bunun tespiti halinde kime ait olduğunun araştırılarak kablolu hale getirilmesine hükmetti. Hasdal Askeri Ceza ve Tutukevi Komutanlığı'na yazı yazılarak, bu ceza evinde tutuklu bulunan dosya sanıklarına iddianameler ve ek delil klasörleri dijital ortamda verildiğinden, bu sanıkların bilgisayar ortamından yararlandırılmalarının temin edilmesini kararlaştıran Mahkeme Heyeti, sanık avukatlarının duruşma salonunun bulunduğu binaya girmeden önce yapılan kontrollerle ilgili gerekli titizliğin gösterilmesi için ilgililere bildirimde bulunulmasına karar verdi. Mahkeme Heyeti, bir kısım sanıkların, teslim olan terör örgütü üyelerinin Habur sınır kapısında kamuoyuna yansıyan olayla ilgili dava dosyasının getirtilmesi talebini ise davaya bir yenilik katmayacağı hükmüyle reddetti. Kanadoğlu ile ilgili önceki ara karardan dönüldü Daha önceki bir oturumda Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile ilgili tüm telefon kayıtlarının Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndan (TİB) istenmesine karar veren Mahkeme Heyeti, Kanadoğlu'nun avukatının bu duruşmadaki "müvekkilinin bu davada sanık olmadığı ve böyle bir talepte bulunulmadığı" yönündeki ifadesi ve sanık Mustafa Levent Göktaş'ın bu celsedeki beyanlarını dikkate alarak, TİB'e yazı yazılması yönündeki önceki ara karardan dönülerek, yazının gereği yapılmadan iadesinin istenmesine hükmetti. Mahkeme Heyeti, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı 30 Ekim Cuma günü saat 09.30'a erteledi.
+
+
+
+ 619441
+ Türkiye Optimist-Laser Şampiyonası Bodrum'da başladı
+ 18.59 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Optimist-Laser Şampiyonası 'da başladıNilüfer KANDIRMIŞ BODRUM, Yelken Federasyonu ve Deniz Ticaret Odası (DTO) Şubesi tarafından, Eurobank ve Bodrum Belediyesi’nin sponsorluğunda düzenlenen Türkiye Optimist-Laser Şampiyonası Bodrum'da başladı. 23 ilden 47 kulüp ve yaklaşık 350 yelkencinin katılımıyla Kasım'a kadar sürecek şampiyona optimist, laser 4.7, laser standart ve laser radial kategorilerinde gerçekleşecek. Karaada önünden start alan optimistçiler ile Haremten Burnu'ndan start alan laserciler ilk gün Eruobank Tekfen Kupası için mücadele ettiler. Şampiyonada yarın Bodrum Belediyesi Cumhuriyet Kupası Yarışları yapılacak. .. ...
+
+
+
+ 618090
+ KOBİ'ler de holdingler gibi alırken kazanacak
+ NAZİF GÜRDOĞAN İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ KOBİ'ler de holdingler gibi alırken kazanacak Ortak satın alma platformu kuran İHKİB, 10 bin üyesine holdinglerin elde ettiği avantajları sağlamayı hedefliyor. Sisteme üye en küçük firmaların bile maliyetleri yüzde ile yüzde 75 arasında düşürebileceği açıklandı. ŞÜKRULLAH DOLU İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB), Ortak Satınalma Platformu (OSAB) kurarak üyelerine holdinglerin satınalmada elde ettiği avantajları sağlamayı hedefliyor. İTKİB OSAB adı verilen platform ile Vodafone, Shell, Pardus, Praktiker gibi 180 firmadan indirimli hizmet alınacak. Bu sayede 10 bin İTKİB üyesinin maliyet kalemi yüzde ile yüzde 75 arasında düşerken, 27 bin 650 lira aylık gideri olan bir firma, alınan indirimlerle bin 700 lira avantaj sağlanacak. Firmalardan alınan indirimlerle 10 bin İTKİB üyesi bir firmanın yıllık avantajı ise ortalama 56 bin 400 lira olabilecek. 10 BİN KİŞİ ADINA PAZARLIK İTKİB üyesi 300 firma ile anket yapıldığını, gider kalemlerini ve anlaşma yapılacak sektörleri belirleyerek projeye son şeklini verdiklerini belirten İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, şöyle devam etti: “Anket yoluyla kullandıkları ürünleri tespit ettik. leye çıkarak üyelerimize en iyi, en uygun fiyatı veren firmalarla anlaştık. Firmalar elektronik ortamı kullanarak sipariş geçebilecekler. Burada küçük ölçekli işletmeler için ciddi avantajlar getirdiğini söyleyebiliriz. -10 -20 kişinin çalıştığı firmalara, büyük firmaların alım fiyatlarını yakalaşabilecekleri bir ortam sunuyoruz. Burada amacımız, üyelerimizin satın alma gücünü birleştiriyoruz ve 10 bin kişi için pazarlık yapıyoruz.” Ağlamayı kestik iş ürettik Üyelerin birlikte hareket edebilme yeteneğini artırdıklarını vurgulayan Hikmet Tanrıverdi, “Bu sektörel alımlara kadar başka projelere de yol açacak” diyerek projenin sadece bir başlangıç olduğunu dile getirdi. Yıl sonuna kadar firma sayısını 700'e, gelecek yıl ise bine çıkarmayı hedeflediklerini anlatan Tanrıverdi, “Hep ağlayan pozisyondaydık. İlk defa üyelere fayda sağlayan bir proje geliştirdik” dedi. Tanrıverdi, enerji piyasasının serbestleşmesi halinde ortak enerji satınalmasına da gideceklerini kaydetti. 28.10.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 619595
+ Velilere domuz gribi aşısı mektubu
+ aşısının son testleri de tamamlandı; bütün sonuçlar olumlu çıktı. Aşılama Kasım Pazartesi günü sağlık personeliyle başlayacak. Sağlık Bakanı ve bakanlıktaki diğer bürokratlar, kamera karşısında aşılanacak. Öğrencilerin ne zaman aşılanacağı ise henüz belli değil. Ama okullar velilere şimdiden kağıt yolladı. aşısı için izin istedi. aşısı Türkiye'deki tüm sınavlarını başarıyla tamamladı. Aşılama Kasım Pazartesi günü sağlık personeliyle başlayacak. Hacı adaylarıyla devam edecek. Hacı adayları, havaalanı ya da bulundukları illerde belirlenen merkezlerde, sağlık personeli ise çalıştıkları kurumlarda aşılanacak. Sağlık Bakanı, müsteşarları ve bakanlıktaki diğer bürokratlar ise kamera karşısında aşılanacak. Görüntü ve fotoğraflar daha sonra basına dağıtılacak. Ve öğrenciler. Onlar için aşı takvimi henüz netleşmedi. Öğrenciler için aşı takvimi netleşmese de okullar şimdiden harekete geçti, nabız tutmaya başladı. "İsteğinize göre çocuğunuz domuz gribi aşısı olacaktır" yazılı izin kağıtları karar verip imzalaması için velilere ulaştırıldı. Okul idaresinden izin kağıtlarını alan velilerden biri de, Ankara'daki Yunus Emre İlköğretim Okulu'nda anasınıfına giden Baran Tekin'in annesi Sevim Tekin. Tekin, yazıyı hala imzalayıp okula teslim etmedi. Daha doğrusu edemedi. Çünkü birçok anne gibi da oğlu Baran'ı aşılatıp aşılatmamakta kararsız. Sevim Tekin, Sağlık Bakanı ve bürokratların aşılanmasını bekliyor. "Onları gördükten sonra belki çocuklarımı aşılatırım" diyor. yaşındaki Baran ise canının acımasından korktuğu için şimdiden aşı olmamakta kararlı..
+
+
+
+ 618187
+ EPDK'dan Petrol Ofisi'ne soruşturma
+ Bu çerçevede 15 gün içinde POAŞ'tan yazılı savunması alınacak. Savunma haklı bulunursa soruşturma sona erecek, kabul edilmezse 600 bin TL'den başlayan ceza kesilecek. Mahkemede de POAŞ aleyhinde sonuç çıkarsa hapis cezası ve lisans iptali söz konusu olacak. Hatay Emniyeti tarafından yapılan denetimlerde POAŞ'ın depolarındaki ulusal marker enjeksiyon cihazında 300 gramlık bir madde bulunmuş ve TÜBİTAK'a analize gönderilmişti. İncelemede sıvının ulusal markerin niteliğini bozucu bir madde olduğu tespit edilmişti. Petrol Ofisi CEO'su Melih Türker ise, "Bu madde aslında ulusal marker enjeksiyon sistemlerinin çeperlerine yapışmış bulunan ulusal markerin de tam olarak enjeksiyonunun sağlanması için sistemin yıkanmasında kullanılan isopropil alkol ya da motorin/benzin karışımıdır." açıklamasını yapmıştı. Kanun gereği rafinericiler ve dağıtıcıların yurtiçinde pazarlayacakları akaryakıta, rafineri çıkışında veya gümrük girişinde EPDK'nın belirleyeceği şart ve özellikte marker eklemesi zorunlu. ANKARA ZAMAN
+
+
+
+ 619487
+ Marmara Belediyeler Birliği Bursa'da toplandı
+ Marmara Belediyeler Birliği Bursa'da toplandı Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe arasında imzalanan protokolle, mahalli yönetimlere AB'ye uyum ve AB fonlarından faydalanmaları konusunda eğitim verilmesi hedefleniyor. Başmüzakereci Egemen Bağış, AB'ye giderken aslında özümüze döndüğümüzü belirterek, “osmanlı Devleti'nin kuruluşunda ve hüküm sürmesindeki 'İnsani yaşat ki devlet yücelsin' felsefesinin bugün AB'nin etrafında toplandığı en önemli değer olduğunu söyledi. YENİ ŞAFAK BURSA Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe arasında, mahalli idarelere AB fonlarından yararlanma konusunda eğitim verilmesi için protokol imzalandı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe'nin başkanlığını yaptığı Marmara Belediyeler Birliği'nin 2. olağan meclis toplantısı Bursa'da gerçekleştirildi. Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağışın'ın da katıldığı Almira Otel'de yapılan meclis toplantısının en önemli gündemi ise Marmara Belediyeler Birliği ile AB Genel Sekreterliği arasında imzalanan ve yerel yönetimlerin AB ile ilgili eğitilmesini hedef alan protokol oldu. Bakan Bağış ile Başkan Recep Altepe arasında imzalanan protokol ile yerel yönetimlerin AB fonlarından nasıl daha fazla faydalanabileceği konusunda bilgilendirilmesi ve belediyelerin AB standartlarına uyumuyla ilgili eğitimler verilmesi hedefleniyor. Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, meclis toplantısında yaptığı konuşmada, “Gelecek kentlerin olacaktır” diyerek, gelişmiş ülkelerde kalite anlayışının aşılıp yerinden yönetime önem verildiğini hatırlattı. Günümüzde nüfusun çoğunluğunun belediye yönetimleri altındaki bölgelerde toplandığının altını çizen Başkan Altepe, “Bizim de gayemiz yerel yönetimlerin uzman ve yetişmiş kadrolardan oluşmasını sağlamaktır. Bir şehrin değerleri ancak şehrin içinden çıkan insanlar tarafından bilinebilir. Mahalli idareciler, halkın içinden çıkan, halkıyla yüz yüze olan idarecilerdir. Yerel yönetim, kıt kaynakların şeffaf bir şekilde kullanılması gereken yönetim şeklidir. Biz de katılımcılığı gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu yüzden eski belediye başkanlarımıza meclisimizde kürsü açtık. Kentin turizmi, Uludağ'ı, sahili, kent içi ulaşımı, anıtsal yapılarıyla ilgili kararlar meclis bünyemizde tartışılıyor. Ayrıca meclisimizde sadece bugünü değil, yarının da konuşulduğu toplantılar yapıyoruz” dedi. “15 BİN BELEDİYE PERSONELİNE EĞİTİM VERİLDİ” Marmara Belediyeler Birliği'nin (MBB) faaliyetleri hakkında da bilgi veren Başkan Altepe, son bir yılda belediyecilik anlamında önemli çalışmalar yapıldığını kaydetti. Bu kapsamda 15 bin belediye çalışanının hizmeti içi eğitimlere tabi tutulduğunu belirten Altepe, “Bilgiyi paylaşmak önemli. Bu konuda her zaman birbirimize destek olmalıyız. Hedefimiz diğer belediye birlikleriyle işbirliği yapmak, Bursa, Kocaeli ve Trakya'da da alt birimleri oluşturarak, bu eğitimleri sürdürmek istiyoruz” dedi. Marmara Belediyeler Birliği'nin dış ilişkilerde de aktif olarak çalıştığına işaret eden Başkan Altepe, Kıbrıs, Filistin, Ürdün ve Lübnan'dan belediye başkanları başta teknik konular olmak üzere her konuda birlikte çalışmaya devam edeceğimizi gösteren iş birliği protokolüne imza attıklarını kaydetti. “AB İLE İLİŞKİLERİN ÜÇ BOYUTU VAR” Marmara Belediyeler Birliği'nin meclis toplantısında AB ilişkileri hakkında bilgi veren Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB ile ilişkilerin üç boyutu olduğunu belirterek, bunlardan ilkinin azım ve kararlılıkla yürütülen reformlar olduğunu vurguladı. Bakan Bağış, ilişkilerdeki ikinci boyutun siyasi engellere ve dirençlere rağmen kararlılıkla yürütülen müzakereler, üçüncüsünün ise iletişim olduğunu söyledi. AB'nin hayatın her alanında, sağlıktan işçi haklarından, kadın haklarına, çevre faslında hava kirliliğinden suyun temizliğine kadar her alanda standartları olan bir yapı olduğunu ifade eden Bakan Bağış, “Bugün herkesin bir şeylerle ilgili endişeleri var. Bazılarının şeriatla ilgili endişeleri var. Bazılarının darbe ile ilgili endişeleri var. Ama AB müktesebatında her şeyin standardı var. Bugün AB'nin kendisi de insanı yücelten bireyin hak ve hukukunu koruyan bir değerler birliğidir. Aslında AB'ye giderken bir yandan özümüze dönüyoruz. Çünkü Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda ve devamında da esas olan “İnsanı yücelt ki devlet yücelsin felsefesidir” diye konuştu. “ODAK NOKTA BİRLİKTE OLMAK” Marmara Belediyeler Birliği'nin kurulmasındaki odak noktanın da birlik ve beraberlik olgu olduğunu belirten Bakan Bağış, “AB'nin en büyük projesi barıştır. Bu hedefe ulaşmak için genel yönetim kadar yerel yönetimin de üzerine düşen görevler vardır. Türküyle kürdüyle, lazıyla çerkeziyle, alevisi sünnisiyle hep birlikte bu hedef doğrultusunda çalışmalıyız. AB'nin 27 ülkesinin başvuru süresi ile üyelik süreci arasında geçen mesafeye bakıldığında hepsinde demokratikleşme, insan haklarına değerin arttığını görüyoruz. Dün kendi aramızda dahi konuşamadığımız meseleleri bugün ülkemizde açık açık tartışabiliyoruz” dedi. “TÜRKİYE KENDİNE GÜVENİYOR” Bugün Türkiye'nin dünyanın 15. Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi haline geldiğinin altını çizen Bakan Bağış, “Ülkemiz bugün 151 ülkenin desteği ile BM Güvenlik Konseyi'ndeki yerini aldı. Çünkü biz artık kendimize güveniyoruz. Gücümüzün farkındayız. Biz bunun farkına vardıkça dostlarımız, müttefiklerimiz ve AB'nin diğer üyeleri de Türkiye'nin gücünün farkına varacaklar. Bundan sonra da el ele verip bu süreci hızlandıralım. Türkiye'de çetelerin dolaşmasını isteyenler tabi ki bu süreci engellemeye çalışacaklardır. Ama bizim azim ve kararlılığımız müzakere tarihini almak için bile 45 yıl beklememiz vazgeçmeyeceğimizin göstergesidir. Hangi engellemelerle karşılaşırsak karşılaşalım. Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda birlikte hareket ettiğimiz sürece kararlılığımızı göstermiş oluruz” şeklinde konuştu. Geçmişteki AB gelişme raporlarında işkencelerden, aydınların hapsedilmesinden söz edildiğini hatırlatan Bakan Bağış, çok değil daha 10 yıl önce belediye başkanının şiir okuduğu için hapse girdiği Türkiye'de bugün ise belediye başkanının başbakan olduğunu, başkanlık yaptığı İstanbul'un dünya kültür ise başkenti ilan edildiğini, yani Türkiye'de çok şey değiştiğini söyledi. Bu yıl yerel yönetimlerine yönelik olarak önemli altyapı projelerinin hazırlandığını vurgulayan Bakan Bağış, Çevre Bakanlığı'nın 17 değişik projeye fon ayırdığını, ayrıca sivil toplum diyalogu çerçevesinde kültür, sanat, tarım ve balıkçılık konularında ayrı projenin ortaya konulacağını ifade etti. Bakan Bağış, imzalanan protokol sayesinde AB Genel Sekreterliği'ndeki görevlilerin, yerel yöneticilere AB fonlarından nasıl daha iyi faydalanılabileceğini ve şehirler AB'nin standartlarına nasıl uyum sağlayacağı konusunda bilgiler vereceğini kaydetti. 28.10.2009
+
+
+
+ 618118
+ NEFES nefese rekora koşuyor
+ NEFES nefese rekora koşuyor Güneydoğu'da bir sınır karakolunda yaşananları anlatan Nefes filmi 10 günde 814 bin 139 kişi tarafından izlendi. Rekora koşan film izleyiciden alkış topluyor. İSTANBUL Levent Semerci'nin yönetmenliğini üstlendiği Güneydoğu'da bir sınır karakolunda teröristlerle mücadele eden 40 kişilik bir komando timinin öyküsünü konu alan “Nefes” filmi geçtiğimiz hafta sonu 'box office' listesinde yine en çok izlenen film oldu. Geçtiğimiz günlerde Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un da izleyip çok beğendiğini açıkladığı “Nefes” filmi, bu sezon vizyona giren yerli ve yabancı filmler arasında da rekora doğru koşuyor. Film, haftasonu toplam 259 bin 876 kişi tarafından izlendi. Böylece “Nefes”in 10 günde toplam gişesi 814 bin 139 kişiye ulaştı. 10 GÜNDE NEFES KESTİ “Nefes”in vizyona girdiği ilk günde toplam 822 bin 448 kişi sinemaya gitti. Nefes ilk haftasında 554 bin 263 kişi tarafından izlendi. Geçen hafta sinemaya gidenlerin yüzde 68'i “Nefes”i tercih etti. 23-24-25 ekim tarihlerinde “Nefes”i 259 bin 876 kişi izledi. Böylece “Nefes”, vizyona girdiği 10 günde toplamda 814 bin 139 kişi tarafından izlendi. 28.10.2009
+
+
+
+ 618199
+ Petrol, 79 doların altına indi
+ Varil fiyatı aralık ayı teslimi dün ise 12 sent artarak 78,80 dolar oldu. Londra Brent tipi petrolün varili de sentlik artışla 77,32 dolardan işlem gördü. Petrol fiyatı geçen hafta 82 dolara çıkarak yılın en yüksek seviyesini görmüştü.
+
+
+
+ 618164
+ Bu sefer Mısır ‘One minute’ dedi
+ Bu sefer ‘One minute’ dediPARİS AA 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Dışişleri Bakanı Bernard ’ın itirazı yüzünden, kasım ayında ’da yapılması öngörülen İçin Birlik bakanlar toplantısının ertelendiğini söyledi ’da düzenlenen AB dışişleri bakanları toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı ’in, Dışişleri Bakanı ile görüşmek istememesi nedeniyle toplantının ileri bir tarihe ertelendiğini bildirdi. Toplantının ertelenmesinden üzüntü duyduğunu ifade eden Fransız bakan, “Buna çözüm bulunmalı” dedi. 1995 yılında AB ve ülkeleri arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi için Süreci adıyla başlayan girişim, geçen yıl ’te düzenlenen zirve ile Akdeniz İçin Birlik adını almıştı. -İsrail anlaşmazlığı yüzünden söz konusu girişim, uzun süre ilerleme kaydedememişti.
+
+
+
+ 619616
+ İki ülkenin iradesi ciddi bir iradedir
+ FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ İki ülkenin iradesi ciddi bir iradedir İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Rahimi, "İki ülkenin, çok yönlü ilişkilerin geliştirilmesi yönündeki iradesi ciddi bir iradedir. Biz, Türkiye'nin yardımıyla bölgesel iş birlikleri konusunda bölgede büyük işler gerçekleştirmek istiyoruz' dedi. TAHRAN (A.A) İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi, Türkiye ve İran'ın çok yönlü ilişkilerin geliştirilmesi yönünde ciddi birer irade ortaya koyduğunu belirterek, 'Biz, Türkiye'nin yardımıyla bölgesel işbirlikleri konusunda bölgede büyük işler gerçekleştirmek istiyoruz' dedi. Başbakan Erdoğan, İran Cumhurbaşkanlığı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi ile ortak basın toplantısı düzenledi. Rahimi, 'dost ve kardeş Türkiye'nin Başbakanı Sayın Erdoğan umarım İran'da güzel vakit geçirmiştir' diyerek başladığı konuşmas��nda, 'değerli kardeşimiz' dediği Başbakan Erdoğan'a, ikili görüşmeler ve bölgesel konulardaki yaklaşımından dolayı teşekkür etti. Türkiye'nin İran için her zaman 'saygı değer ve önemli bir komşu' olduğunu belirten Rahimi, Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde iki ülke arasındaki ilişkilerin çok daha fazla canlılık ve önem kazandığını vurguladı. 'Daha önceki ilişkilerimiz, özellikle iktisadi ilişkilerimiz sınırlı seviyedeydi. Başbakan Erdoğan'ın katkılarıyla bu rakamı önce 20, sonra 30 milyar dolara çıkarmayı umuyoruz' diyen Rahimi, iki ülke çalışmalarını yüksek noktaya getirmek için samimi atmosferde anlaşmalar yapıldığını söyledi. 'BUGÜNKÜ HEYET, DEVRİM SONRASI GELEN EN BÜYÜK TÜRK HEYETİ' Rahimi, Başbakan Erdoğan ve beraberindeki Türk heyetinin, İran'daki devrimden sonra ülkesine gelen en büyük Türk heyeti olduğuna dikkati çekerek, Türk heyetinde bulunan sanayici ve iş adamlarının, İranlı meslektaşlarıyla eskisinden daha büyük iş birlikleri kurmak için İran'a geldiklerini belirtti. Rahimi, şöyle konuştu: 'Bu seferde çok önemli kararlar alındı. İranlı ve Türk iş adamları arasında güzel anlaşmalar sağlandı. Türkiye ve İran sınırında toplam bin megavatlık elektrik santralleri kurulacak. Bir tarafta 4, diğer tarafta olmak üzere tane kurulacak. Maliyetleri ülkelere ait olacak. Türk toprakları üzerinden İran gazını Avrupa'ya iletme konusunu görüştük. Karşılıklı olarak Türkmenistan gazının İran üzerinden Türkiye'ye taşınmasını görüştük.' Görüşmelerde, Güney Pars sahası ve Hazar bölgesinde Türk yatırımcıların girişimlerde bulunması konusunun da gündeme geldiğini ifade eden Rahimi, nakliye alanında yararlı görüşmeler yapıldığını, Trabzon Limanı ile Benden Abbas Limanı arasında geniş bir mal taşıma ağının kurulması konusunun görüşüldüğünü kaydetti. İran tarafında Bender Abbas limanı ve civarından kara, deniz, hava ve demiryolu vasıtasıyla Trabzon'a bir hat kurmayı düşündüklerini belirten Rahimi, bu projenin iki ülke arasında gerçekleştirilebilecek en büyük proje olduğunu ifade etti. TÜRKİYE'DE İRAN BANKASI KURULACAK Rahimi, Türk ve İranlı sanayici ve iş adamları için hem Türk hem de İran topraklarında serbest sanayi bölgeleri kurmayı görüştüklerini de anlatarak, banka, gümrük ve sigorta konusunda anlaşmalar yapıldığını, bu konulardaki çalışmaların gerçekleştirilmesi için en fazla ay içerisinde İran'dan bir heyetin Türkiye'ye gelerek çalışmalara başlayacağını bildirdi. Başka bir İran heyetinin de Türkiye'de İran bankası, İran'da da Türk bankası kurulması için kısa zamanda Türkiye'ye hareket edeceğini söyleyen Rahimi, bankaların özellikle Türk ve İran parası üzerinden kredi vermek için açılacağını, milli paralar üzerinden döviz hesabı açtırılacağını vurguladı. Rahimi, 'Elbette bunlar vardığımız anlaşmalardan bazıları. Zaman içinde çok daha fazlasında mutabakata varacağımıza inanıyoruz. İki ülkenin çok yönlü ilişkilerin geliştirilmesi yönündeki iradesi ciddi bir iradedir. Biz, Türkiye'nin yardımıyla bölgesel işbirlikleri konusunda bölgede büyük işler gerçekleştirmek istiyoruz' diye konuştu. 28.10.2009 POLİTİKA
+
+
+
+ 619620
+ Kıbrıs'ta ilerleme yapma zamanı
+ İBRAHİM KARAGÜL HAKAN ALBAYRAK Kıbrıs'ta ilerleme yapma zamanı Genel Sekreter Ban, "Şimdi Kıbrıs'ta liderlerin gerçek ilerleme yapma zamanı' dedi. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (A.A) BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Kıbrıs'ta liderlerin artık 'gerçek bir ilerleme yapmalarının zamanı' olduğunu söyledi. Genel Sekreter Ban, BM'de düzenlediği aylık basın toplantısında devam eden Kıbrıs müzakerelerini nasıl değerlendirdiği ve kişisel olarak müzakerelere daha fazla dahil olmayı düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine, uzun yıllardır devam eden Kıbrıs sorunun çözülmesi konusunda iyimser olduğunu belirtti. Kıbrıs'ta iki lider tarafından sürdürülen müzakerelerden cesaret aldığını ve özel Kıbrıs danışmanı Alexander Downer'ın iki taraf arasındaki bu sürece dahil olduğunu ve söz konusu diyaloğu kolaylaştırdığını belirten Ban, müzakerelerin devam etmesini umut ettiğini kaydetti. Liderlerin müzakerelerin ilk turunu bitirdiklerini ve ikinci tura birkaç hafta önce başladıklarını hatırlatan Ban, 'Şimdi iki liderin ilerlemek için daha ciddi bir şekilde gerekli uzlaşmayı ve esnekliği gösterme zamanıdır' diye konuştu. Müzakerelerin ilk turunun sonucunda iki liderin 'karşılıklı güven ve bağlılık temelinde iyi bir siyasi hava' yarattıklarını belirten Ban, 'Şimdi onların (iki liderin) gerçek bir ilerleme, esneklik gösterme ve uzlaşmaya varma zamanlarıdır' dedi. 28.10.2009 DÜNYA
+
+
+
+ 618202
+ Öğretmeni sınıfta bıçakladılar
+ Öğretmeni sınıfta bıçakladılarSEYİT ERÇİÇEK İstanbul DHA 28.10.2009Ramazan C., öğretmeni kendisinin bıçakladığını söyledi. Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’ta Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Eyüp Dağhan (35) bir öğrencinin iki ağabeyi tarafından sınıfta bıçaklandı Yaralanan Dağhan’a ameliyatla müdahale edilirken, gözaltına alınan saldırganlardan biri, kardeşlerini dövdüğü için öğretmeni bıçakladıklarını söyledi. Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni olan Eyüp Dağhan tarafından dövüldüğünü iddia eden 16 yaşındaki, 7. sınıf öğrencisi H.C., durumu ağabeyleri Ramazan C. ile İhsan C.’ye anlattı. Bunun üzerine iki ağabey kardeşleriyle birlikte dün okula gelerek sınıfa girdi. Önce sonra bıçak Ramazan C. ve İlhan C., sınıfta öğrencilerin gözü önünde Dağhan’ı önce darp etti, ardından da karın boşluğundan bıçakladı. Yaralı öğretmen olay yerine gelen ambulansla ’ne kaldırılarak ameliyata alındı. Eyüp Dağhan’ı bıçakladığı belirtilen Ramazan C. olaydan sonra gözaltına alınırken, olaya karışan büyük ağabey İhsan C. ile H.C. kaçtı. Polis Merkezi’nde ifadesi alınan Ramazan C.’nin, “Kardeşimi dövmüştü. Öğrenince çılgına döndüm. olayını ben yaptım” dediği öğrenildi. Polis kaçan iki kardeşi arıyor.
+
+
+
+ 619038
+ Fenerbahçe'den Saran'a sert tepki
+ Sarı-lacivertli kulüpten yapılan açıklamada, Sadettin Saran'ın sahibi bulunduğu Kas Management Ltd. isimli şirketin, Fenerbahçe Kulübü ile 20.11.2000 tarihinde imzalamış bulunduğu bir sözleşmeye dayalı olarak, 2007-2008 futbol sezonu öncesi Türkiye Kupası ve UEFA Şampiyonlar Ligi'nden kulübün elde etmiş olduğu gelirler üzerinde yaklaşık milyon dolar tutarında bir alacak iddiasıyla kulüp aleyhine hukuki bir süreç başlattığı vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi: ''Fenerbahçe Spor Kulübü başkan adayı olacak kadar büyük Fenerbahçe sevgisi olduğunu her vesile ile ifade eden Sayın Saran'ın başlatmış olduğu bu hukuksal girişimin, Galatasaray derbisinde elde edilen zaferin hemen ertesinde yapılmış olması basit bir rastlantı ile izah edilemeyecek kadar önemlidir. Sayın Saran'ın, kulübümüze yönetici olduğu sırada imzalanmış olan sözleşmenin karşılığı, Sayın Saran'a, kulübümüz tarafından misli misli ödenmiştir. Ancak Sayın Saran, sözleşme içeriğindeki bir düzenlemeden doğan hukuki yorum farkının, lehine yaratmış olduğu sonuçlardan istifade etme arzusu ile hareket ederek bu güne kadar elde etmiş olduğu ticari kazancına yeni kazançlar katma çabası içindedir. Bu girişimin, süreç boyunca kulübümüzü mali olarak sıkıntıya sokacağı, kulübümüzün bu mali tehdit altında yaşamak zorunda kalacağı tartışmasızdır. Sayın Saran tarafından başlatılan hukuki sürece karşı kulübümüz gerekli her türlü hukuksal savunmasını yapacaktır. Ancak bununla birlikte camiamızı kulübümüz aleyhine başlatılan bu girişimden haberdar etmek ve açıklamaları ile gerçek niyetleri bu denli zıt olan kişiler ile ilgili olarak camiamızı bilgilendirmeyi bir gereklilik olarak görüyoruz.'' AA
+
+
+
+ 619558
+ Kamyon hırsızları tutuklandı
+ Tarsus Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, Tarsus ve çevre illerde kamyon hırsızlığı yapan şahıslara yönelik operasyonel çalışmada kişi göz altına alındı. Yapılan araştırmada bu şahısların adet kamyon çaldığı tespit edildi. Mahkemeye sevk edilen E.S., M.Y., B.F. ve B.Ö. tutuklanırken, iki kişi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
+
+
+
+ 618121
+ Dansın harika çocuğu Türkiye'de
+ Dansın harika çocuğu Türkiye'de YASİN YILMAZ/İSTANBUL Dansıyla tüm dünyayı kendisine hayran bırakan, 11 yaşındaki Aidan Davis, reklam filminde oynamak için Türkiye'ye geldi. İngiltere'deki 'Briritan's Got Talent' yarışmasında sergilediği dans şovuyla herkesi büyüleyen ve bir anda dünyanın dört bir yanından binlerce hayrana sahip olan 11 yaşındaki Aidan Davis, bir reklam filmi için Londra'dan uçakla Atatürk Havalimanı'na geldi. Davis, havalimanında hayranları için küçük bir dans gösterisi sundu. 28.10.2009
+
+
+
+ 618166
+ Erdoğan: İran’ın da nükleer hakları var
+ Erdoğan: ’ın da hakları var 28.10.2009Ahmedinecad ve Erdoğan hem İsrail hem de nükleer konusunda anlaştılar. Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Ahmedinecad: Gayrimeşru bir devlet olan silaha sahipken diğer ülkeler barışçıl bir nükleer programdan bile mahrum bırakılıyor. Bu nasıl bir adalet anlayışı? Resmi bir ziyaret için ’da bulunan Başbakan dün görüştüğü İran Cumhurbaşkanı tarafından ’e karşı tutumu nedeniyle övgü dolu sözlerle karşılandı. İran devlet televizyonu IRIB’in bildirdiğine göre, Ahmedinecad görüşme sırasında Erdoğan’ın İsrail’e karşı tutumuyla ilgili memnuniyetini dile getirerek, “Siyonist rejime karşı açık tutumunuz dünyasında olumlu bir etki yarattı ve birçok ulusu mutlu etti” dedi. “Gayri meşru bir devlet silaha sahipken diğer ülkelerin barışçıl bir nükleer programdan bile mahrum bırakılması nasıl bir adalet anlayışıdır?” diyen Ahmedinecad, İsrail’in bütün devletler için tehdit oluşturduğunu söyledi. İran ile arasındaki işbirliğinin iki ülkeye, bölgeye ve bütün İslam dünyasına fayda sağlayacağını belirten Ahmedinecad, “Bölgesel ülkeler bağlarını güçlendirdikçe ve birbirleriyle yakınlaştıkça sorunlarından kurtulurlar ve kendileri hakkında planlar yapan kötü niyetlileri kısıtlarlar” dedi. İran Cumhurbaşkanı, “İran açısından, Türkiye’yle işbirliğinin sınırı yoktur” diye konuştu. İran’a ‘yaklaşım’ çağrısı IRIB, Başbakan Erdoğan’ın da, İran’ın nükleer haklara sahip olduğunu vurguladığını ve “Küresel nükleer çağrısı yapıp duranlar işe ilk önce kendi ülkelerinden başlamalılar” dediğini duyurdu. IRIB’e göre Erdoğan ayrıca, boru hattı projesine de değinerek, “Nabucco’nun, İran’ın mevcudiyetinin önemini er ya da geç anlayacağına inanıyorum” dediğini bildirdi. Erdoğan’ın Ahmedinecad’la görüşmesinden önce bir araya geldiği İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi de, Erdoğan’ın İsrail’e karşı tavrının, halkının haklarını savunmak adına değerli bir hareket” olduğunu söyledi. Rahimi İran-Türkiye ilişkileriyle ilgili olarak da, “Her iki ülkedeki koşullar altın bir fırsat yaratmıştır. Bu fırsatı kullanarak mevcut ilişkilerimizi pekiştirmeliyiz” dedi. Başbakan Erdoğan ve beraberindeki heyet Tahran Mehrabad Havaalanında Dışişleri Bakanı Mutteki (sağdan ikinci) tarafından karşılandı. da buradaki protokolde yerini aldı.
+
+
+
+ 618881
+ Erzincan'da el bombaları bulundu
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Erzincan'da el bombaları bulundu İlgili haberler ERZİNCAN Erzincan Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi ve Terörle Mücadele ekiplerine yapılan ihbar doğrultusunda bir baraj gölünde yapılan aramada el bombaları ve mermiler bulundu. Erzincan merkeze 15 kilometre uzaklıkta bulunan Çatalarmut köyü mevkiinde bulunan Göyne Barajı'nda, baraj gölü su seviyesinin düşmesi sonucunda göle atılmış el bombaları ortaya çıktı. Görgü şahitlerinin iletmesi sonucu bölgeye polis ekipleri geldi. Emniyet ekiplerinin yaptığı inceleme sonrasında durum Erzurum Özel Yetkili Savcılığı'na bildirildi. Savcı nezaretinde dün akşam saatlerinden itibaren emniyet ve jandarma görevlileri tarafından baraj gölünde araştırma başlatıldı. Yapılan ilk incelemelerde baraj gölünde 15 el bombası, bombaatar, aydınlatma fişekleri ve yaklaşık 300 kalaşnikof ile M16 mermileri bulundu. Baraj gölü ve çerçevesinde Elazığ Emniyet Müdürlüğü'nden getirilen kişilik dalgıç ekibi, mühimmat arama çalışmalarını sürdürüyor. El bombalarının seri numaralarının olduğu öğrenildi. Olayla ilgili olarak çok yönlü soruşturma devam ediyor. CN 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 618173
+ "Olasılıksız"ın Yazarı Geliyor
+ : "Olasılıksız"ın Yazarı Geliyor "Olasılıksız" ve "Empati" kitaplarının yazarı Adam Fawer, İTEF-İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali kapsamında İstanbullu kitap severlerle buluşacak. Yayına Giriş: 28.10.2009 02:27:45 Güncelleme: 28.10.2009 02:27:45 "Olasılıksız" ve "Empati" kitaplarının yazarı Adam Fawer, "İTEF-İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali" kapsamında İstanbullu kitap severlerle buluşacak. Alınan bilgiye göre, Kalem Ajans tarafından 31 Ekim-3 Kasım tarihleri arasında "şehir ve zaman" temasıyla düzenlenecek festivalde İstanbul'da birçok mekanda edebiyat etkinlikleri gerçekleştirilecek. 32 ülkeden 52'si yabancı 90 ünlü yazarın İstanbul'da edebiyat tutkunlarıyla bir araya geleceği festivalde, "Olasılıksız" ve "Empati" kitaplarının yazarı Adam Fawer, Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş kampüsünde okurlarıyla buluşacak. Türkiye'de 50'nin üzerinde baskı yapan "Olasılıksız" kitabının yazarı Fawer, Kasım'da edebiyat severlerle gerçekleştireceği söyleşinin ardından okurlara kitaplarını imzalayacak. Festival çerçevesinde okuyucuyla bir araya gelecek yazarlar arasında ayrıca, "Agatha ile İstanbul'da" kitabının yazarı Cristina Fernandez Cubas, "Avrupa'da" adlı 1200 sayfalık kitabıyla Avrupa tarihini edebiyat lezzetiyle dünyaya okutan Hollandalı yazar Geert Mak ve dünyanın en önemli feminist ve aktivist ismi olarak gösterilen Mısırlı yazar Nawal El Saadawi de bulunuyor.
+
+
+
+ 618313
+ Konya yönetiminde istifa depremi
+ Çakıcı, "Başkan Bahattin Karapınar'ın futbol şubesinde yapmak istediği değişiklikler ile Şube Sorumlusu Abbas Kılıç konusundaki olumsuz tavrı bardağı taşıran son damla oldu." şeklinde konuştu. Şirin Kabakçı Konya
+
+
+
+ 618952
+ Ressamın Fırçasından Osmanlı Hanedanı
+ : Ressamın Fırçasından Osmanlı Hanedanı Sanatçı Abdurrahman Kaplan, 36 Osmanlı padişahını yıllık çalışmayla tuvale aktardı. "Padişahların Zaferi"nde 20 metrekarelik soy ağacı da var. Yayına Giriş: 28.10.2009 11:35:09 Güncelleme: 28.10.2009 11:35:09 Hacettepe Üniversitesi Sanat Müzesinin ev sahipliği yaptığı "Padişahların Zaferi" isimli sergide, 623 yıl hüküm süren, çağ açıp çağ kapatan Osmanlı hanedanı, tuval üzerine akrilik portrelerle izlenime sunuluyor. Sanatçı Abdurrahman Kaplan, çalışmalarında minyatür sanatının renkçi yüzey estetiğini kullanırken, 36 büyük boy portrenin her birinin altında padişahların özgün tuğraları da bulunuyor. Geleneksel portre çalışmalarından farklı olarak, tuvallerin farklı dış formlarıyla da dikkat çektiği sergide, Osmanlı kültürünü simgeleyen çadır, cami, padişah kaftanı, surlar gibi ögeler de kullanılıyor. Sergi, 30 Kasıma değin Hacettepe Üniversitesi Sanat Müzesi'nde sanatseverlerle birlikte olacak. "Geleneksel Sultan Portreleri Değiller" Ressam Abdurrahman Kaplan, sergide 36 sultan portresini kendi imgelem ve hayal dünyasıyla bütünleyerek bir kompozisyon yarattığını söyledi. Sergi üzerinde 2006 yılından bu yana çalışma yürüttüğünü ifade eden Kaplan, "Aslında bunlar öyle yıl içerisinde ortaya çıkacak şeyler de değil. Fikir aşaması uzun süreden beri devam ediyordu" dedi. Çocukluk yıllarından bu yana tarihe ilgi duyduğunu anlatan sanatçı, "Çocukluğumdan beri kültürüyle, coğrafyasıyla, doğasıyla, insanımızla ilgili resim yapmak istiyordum. Bu yönde pek çok çalışmam oldu. Bu sergi de onlardan biri" sözleriyle çalışmasına ilişkin bilgi verdi. Sergide yer alan portreler 36 büyük boy çalışmadan oluşuyor. Portrelerin her biri kendine ve işlediği padişaha ilişkin nitelikler taşıyor. Sanatçı Kaplan, "Bunlar, geleneksel sultan portreleri de değiller. Bir yandan hayal dünyamla birleştirirken, diğer yandan da 'Osmanlı simgeleri' diye tabir edilen çadır formu, minyatür, kaftan formu gibi ögeleri de resmettim" diye konuştu. İlk Kez Ankara'da Padişahların özgün tuğraları da her bir yapıtta yer alıyor. Tuval üzerine akrilik çalışmaların büyük boyutlu olması nedeniyle eserler, Hacettepe Üniversitesi Sanat Müzesi gibi geniş bir mekanda sergilenebildi. Eserler arasında yer alan 20 metrekarelik soy ağacı da çok büyük bir çalışma olması nedeniyle duvara asılamadı ve yere konularak sergilenebildi. Sanatçı Kaplan, "iç mekan tuval ensalasyonları" olarak tanımladığı yapıtlarını ilk kez Ankara'da izlenime sunduğunu belirtti. Kaplan, sergiyi Türkiye'nin değişik yerlerine de taşımak istediğini ancak bunun için sponsor desteğine ve büyük mekanlara ihtiyaç duyulduğunu dile getirerek, en büyük arzularından birinin de sergisinin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilen cer atölyelerinde izlenime sunmak olduğunu söyledi. Osmanlı ve Türk tarihini bilmek isteyenlerin bu sergiyi beğeneceğini umduğunu ifade eden sanatçı, "Tarihiyle, kültürüyle, coğrafyasıyla ilgili farklı şeyler görmek isteyen herkesi bu sergiye çağırıyorum" sözleriyle de başkentlileri "Padişahların Zaferi" adlı sergisine davet etti.
+
+
+
+ 618505
+ Para, para, para!
+ Para, para, para! 28/10/09 09:50 Kaptanların konuyu açtığı Denizli, Demirören’i aradı... Başkan ise “En kısa sürede” dedi. KARTAL YİĞİT Kartal’ın futbolu değil ama tabelası güzelleşti. Ancak yeni bir sıkıntı ortaya çıktı. Beşiktaşlı futbolcular, sezon başından beri tam olarak ödenmeyen taksit ve maç başıların verilmemesi üzerine bir kez daha teknik direktör Mustafa Denizli’nin kapısını çaldı. Bundan ay önce oyuncuların sadece yüzde 10’luk alacaklarını ödeyen yönetimin geçtiğimiz Cuma günü söz vermesine rağmen alacakları dağıtmaması, takımiçinde huzursuzluk yarattı. İşte yaşanan gelişmeler... Özellikle yabancılar ödemelerin aksamasından dolayı tepkili. Ancak yabancılara göre çok az rakama imza atan yerliler daha da sıkıntılı. Bu nedenle oyuncular, kaptanlar İbrahim Üzülmez, İbrahim Toraman ve Serdar Özkan aracılığıyla sıkıntılarını dile getirdi. Kaptanlar dünMustafa Denizli’ye konuyu açtı. Kaptanların, takımın dert babası olan Mustafa Hoca’ya “Arkadaşlar geçen Cuma günü paralar��n dağıtılmasını bekliyorlardı ama olmadı. Bir hayal kırıklığı yaşandı. Sizden bir an önce bu sorunun çözülmesine yardım etmenizi bekliyoruz” dedikleri belirtildi. Denizli’nin de hemen Yıldırım Demirören’i aradığı ve takım içindeki rahatsızlığı anlattığı, başkanın ise tarih vermeden “En kısa süredece çözeceğiz” dediği ifade edildi. TEKNİK EKİP DE ALAMIYOR Öte yandan sadece futbolcuların değil teknik ekibin de aydır maaşlarını alamadığı öğrenildi. Ancak Mustafa Denizli ve yardımcılarının iyiye giden havayı bozmamak için seslerini çıkarmadıkları belirtildi.
+
+
+
+ 617970
+ MediaCat Felis Ödülleri sahiplerini buldu
+ Four Seasons Oteli'nde, ''en iyi medya fikir ve stratejilerinin'' ödüllendirildiği gecenin sunuculuğunu Osmantan Erkır ile Seray Sever yaptı. Gecede ''En iyi televizyon medya kullanımı'' dalında ''Garanti Bankası Bonus Card Tv Kullanımları'' ile Cereyan Medya, ''En iyi gazete medya kullanımı'' dalında Cumhuriyet Gazetesi ''Biz Susarsak... Kim Konuşacak?'' reklamıyla Concept Reklam ajansı ödüle layık görüldü. Törende diğer kategorilerde ödül alanlar da şöyle: ''En iyi dergi medya kullanımı'': Ülker ''Bir çıtırtı duyuyor musun?'' Üniversal McCann ''En iyi sinema medya kullanımı'': Fortis Bank ''Fortis Acil Kredi'' Gram İstanbul ''En iyi açık hava kullanımı'': Vodefone ''Vodafone Sessizlik Alanı'' Youth Republic ''En iyi instore medya kullanımı'': Exotic ''Exotic Stand'' TBWA/ Fusion ''En iyi radyo medya kullanımı'': McDonald's ''McDonald's Kahvaltı Radyo Sponsorluğu'' OMD ve Markom Leo Burnett ''En iyi internet medya kullanımı'': Unilever ''Her Şeyi Bilen Kadın'' Rabarba ''En iyi mobil medya kullanımı'': The Pepsi Bottling Group ''Pepsi Yaşatır Seni'' Rabarba -''En iyi yeni medya kullanımı'': Efes Pilsen ''Kesekağıdı Çantası'' Lowe -''En iyi çoklu medya kullanımı'': Greenpeace Akdeniz ''Güneş için Belediye Başkanları'' Seyfi Solukal projesiyle Wanda Digital ve Grey İstanbul -''En iyi doğrudan pazarlama medya kullanımı'': Ülker ''5. Katta Bile Olsanız Cafe Crown Size Ulaşır'' Youth Republic. HEDEF KİTLE KATEGORİLERİ ''Gençlik'': Kimberly Clark ''Kıta ile Kotex Young Lansmanı'' Mindshare ''Genç yetişkinler'': Unilever ''Her Şeyi Bilen Kadın'' Rabarba ''Tüm Yetişkinler'': Garanti Bankası ''Garanti Bankası Bonus Card İmaj Kampanyası'' Cereyan Medya ''Erkekler'': İstanbul Golf Kulübü ''Her Yerde Golf'' TBWA İstanbul ''Kadınlar'': Pınar Süt Mamulleri ''Pınar Çocuk'' Rabarba ''Özel Hedef Kitleler'': Greenpeace ''Güneş için Belediye Başkanları'' Seyfi Solukal projesiyle Wanda Digital ve Grey İstanbul ''Kamu Yararı'': BGD ''BGD Sahibimi Arıyorum'' Markom Leo Burnett. Törende, ''Yılın Medya Ajansı Büyük Ödülü''ne Mindshare, ''Yılın Medya Ajansı Birincilik Ödülü''ne Universal McCann, ''Yılın Medya Ajansı Başarı Belgesi''ne de Cereyan Medya layık görüldü. Ana sponsorluğunu Fox, Ströer Kentvizyon ve Zaman Gazetesi'nin üstlendiği gecede, ''Red Night'' adlı grup da fosforlu kıyafetleriyle dans gösterisi sundu.
+
+
+
+ 619503
+ Sarıçam'ın yatırım bütçesi belirlendi
+ Sarıçam'ın yatırım bütçesi belirlendi Adana Sarıçam Belediyesi'nin 2010 yılı bütçesi mecliste kabul edildi. KÜBRA TÜRKAN ADANA Belediye Meclisinin ekim ayı çalışmasının son günü kabul edilen bütçe 34 milyon Türk Lirası olarak belirlendi. Sarıçam Belediye Meclisi ekim ayı çalışmasını tamamladı. Belediye meclisinin ve ilgili komisyonlarının bir aylık çalışmasının ardından ekim ayının son çalışma günlerinde kabul edilen 2010 yılı bütçesinde en büyük pay yatırımlara ayrıldı. Buna göre, 34 milyon liralık bütçenin yaklaşık 20 milyon lirası yatırımlara ayrılmış vaziyette bütçenin oybirliği ile kabul edilmesinin akabinde meclise ve emeği geçenlere teşekkür eden Belediye Başkanı Ahmet ZENBİLCİ, hedeflerinin gelir ve gider dengesini sağlayarak ilçeye gerekli olan hizmetleri yerine getirmek olduğunu söyledi. Başta yol, park, temizlik, belediye hizmet binasının yapımı ve makine parkının güçlendirilmesi gibi alanlarda yatırımlara öncelik verilerek Sarıçam Belediyesi, bütçesinin önemli bir kısmını yatırımlara ayıracaktır diyerek sözlerini noktaladı. 28.10.2009
+
+
+
+ 619635
+ Ankaragücü turladı!
+ Ankaragücü turladı! 28/10/09 21:22 -ANKARAGÜCÜ: KARŞIYAKA: 2- Stat: 19 Mayıs Hakemler: Erbay Aldemir, Neşet Merdin, Volkan Akçit Ankaragücü: Senecky, Elyasa, Ediz, Koray, Broggi, Theo, Hürriyet, Murat, Ceyhun (Dk. 60 Mehmet), Meye, Metin (Dk. 38 Vassell) (Dk. 80 Emre) Karşıyaka: Necati, Ayhan, Saffet, Fuat, Serkan, Erçağ (Dk. 53 Köksal), Kıvanç, Aykut (Dk. 65 Mutlu), Taha, Emrah (Dk. 80 Tisdell), Okan Goller: Dk. ve 82 Meye, Dk. 22 Metin (Ankaragücü), Dk. 25 ve 66 Emrah (Karşıyaka) Sarı kartlar: Dk. 26 Elyasa, Dk. 30 Ceyhun, Dk. 49 Ediz, Dk. 87 Koray (Ankaragücü), Dk. 84 Serkan, Dk. 90 Fuat (Karşıyaka)
+
+
+
+ 618064
+ Mahkemeye gidiyor
+ FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ Mahkemeye gidiyor CHP lideri Baykal, TRT için alınacak yeni vergileri eleştirerek, bu vergilerin alınmaması için Danıştay'a gideceklerini söyledi. TBMM BÜROSU ANKARA CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, TRT için alınacak yeni vergileri eleştirerek, bu vergilerin alınmaması için Danıştay'a gideceklerini söyledi. Demokratik açılım çerçevesinde Kuzey Irak'ta gelen grupların yaptıklarını da eleştiren Baykal, bu grubun bir mutabakat çerçevesinde indiğini savundu. MAHKEMEDEN DÖNDÜRECEĞİZ CHP lideri Baykal, TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada gündemi değerlendirdi. Hükümetin TRT için yeni alacağı vergileri eleştiren Baykal, “Derhal bunu Danıştay'a götürüyoruz. Bunu da mahkemeden döndüreceğiz. CHP'liler aldıkları arabayla TRT'yi besleyecekler, sonra CHP'ye küfrettireceksin. Zten biz TRT'ye çıkmıyoruz” şeklinde konuştu. 28.10.2009 POLİTİKA
+
+
+
+ 618316
+ Yağmur zor durumda kaldı
+ Satış işinin uzamasını istemeyen Mümtaz ile Yağmur arasında tartışmalar olur. İşçiler, çalışmaya gidecekleri yerden kötü haber alırlar. İş başkalarına verilmiştir. ATV 20.00 KASABA
+
+
+
+ 618802
+ Diyarbakır'da blues fırtınası
+ Diyarbakır'da blues fırtınası 28.10.2009 12:36Muzaffer DURU-DİYARBAKIR/AHT Diyarbakır'da bu yıl 20'ncisi düzenlenen, Türkiye'nin ilk ve tek blues festivalinde, yetenekli blues müzisyeni olarak müzikseverlerin belleklerinde yer alan Shemekia Copeland, folk ve delta-bluesun önemli ismi Terry Evans, Diyarbakırlı hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı. Demirok Tesisleri'ndeki etkinlikte çok sayıda müziksever, blues fırtınası estiren, ateşli ve yetenekli bir blues müzisyeni olarak müzikseverlerin belleklerinde yer alan Shemekia Copeland, folk ve delta-bluesun önemli ismi Terry Evans, blues dünyasının çok yönlü sanatçısı ve hayranlarının ''Master Showman'' olarak taçlandırdığı Ray Schinnery'i dinleme şansını buldu. Festivalde önce Ray Schinnery sahne aldı. Ardından Terry Evans ile Shemekia Copeland blues müziğinin tınıları ile Diyarbakırlı müzikseverlere unutulmaz anlar yaşattı. Festival, Diyarbakır'ın ardından, Malatya, İstanbul, anakkale, Balıkesir, Bursa, Kocaeli, Edirne, Trabzon, Ankara, Eskişehir, Denizli ve İzmir'de gerçekleşecek konserlerle son bulacak.
+
+
+
+ 619086
+ Sağlık Müdür Yardımcısı'nda domuz gribi virüsü
+ Sivas Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Mehmet Erşan'da, domuz gribine yol açan "H1N1" virüsü tespit edildi. Dr. Erşan'ın, hastalık şüphesiyle gün önce alınan kan örneklerinin pozitif çıktığı bildirildi. İl Sağlık Müdürü Vakkas Özmercan, yardımcısında yapılan tahlillerin pozitif çıktığını, sonucun saat 11.30 itibariyle kesinleştiğini söyledi. Özmercan, Erşan'ın tedavisinin, evde küçük bebek olduğu için hastanede devam etmesine karar verildiğini belirtti. Özmercan, Erşan'ın Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi enfeksiyon hastalıkları bölümünde tedavisinin sürdüğünü kaydetti. Pratisyen hekim Erşan'ın, geçtiğimiz hafta içerisinde İl Sağlık Müdürü Özmercan ile birlikte Ankara'ya toplantısına gittiği öğrenildi. Dr. Erşan'ın ikiz çocukları olduğu, evde tedavi görmesinin, çocukları nedeniyle riskli olduğu kaydedildi.
+
+
+
+ 618994
+ G.Saray-Buca kapışması Kanaltürk ve Haber 7'de...
+ Türkiye kupası’nda gruplara kalma mücadelesinde Galatasaray, Bank Asya 1.Lig takımlarından Bucaspor ile Ali Sami Yen’de karşılaşıyor bu heyecan dolu mücadele Çarşamba saat 19.00’dan itibaren canlı yayınla Kanaltürk ekranlarından şifresiz olarak yayınlanacak.. Öye yandan Haber7.com da Kanaltürk üzerinden bu maçı videolu olarak canlı yayınlayacak... KANALTÜRK UYDU PARAMETRELERİ TÜRKSAT 3A UYDUSU Frekans: 10982 MHZ Sembol: 09600 FEC: 5/6 Polarizasyon: Yatay (Horizontal) 2009-10-28 15:31:44 Mor Menekşeli Takım ama Sarı Lacivert Var bu maçda bakalım ne yapacaklar. ilker YENİBERTİZ 2009-10-28 14:39:31 hayırdır haber7 kanal7 yi sattınız mı :) burkino 2009-10-28 14:29:04 Aziz Yıldırım bu senede alınmassa Türkiye Kupasından çekilecekmiş.Şu anda Fenerbahçe Müzesinde son Türkiye Kupasını korumak için profesyonel çalışmalar yapılıyormuş.Baya baya paslanmış.Allah yardım etsin.Fosiller kupayı inşallah bu sene alırsınız. Fatih Solmaz 2009-10-28 14:16:25 trt bu maçlarda sonra gruplarda ve çeyrek yarı ve final maçlarının hakkını aldı. elemelerin yayın hakkını başka kanallar almış olabilir ufuk kırımlı 2009-10-28 14:04:33 Hadi gs sansin az olsada yenme ihtimalin var :) GS'nin bu maci yenmesi halinde tarih yazacak. Nevsehirli50FB 2009-10-28 14:01:38 Burası lig değil hatırlatırım.Türkiye kupası.Burda 26 senelik acınız 27 olacak.bize bucaya yenilip elensek bile onlar yine sizi finalde yenerler.fenerin türkiye kupasında şansı sıfır. Fatih Solmaz 2009-10-28 13:31:40 bu kanalda telegol programını çok sevdim inşallah maçı iyi anlatan bir sunucu olur tabi buca en az atmamız lazım ersin başak 2009-10-28 13:25:23 türkiye kupası maçlarını trt almamışmıydı niye kanaltürk best 2009-10-28 13:02:12 eğer bucaspor akıllık edipde çubuklu sarı lacivert formayla çıkarsa gs yi yenerrrr hüseyin güner 2009-10-28 12:42:15 editör beyim maçı yayınlarmısınız? Malik Yıldırım 2009-10-28 12:33:10 haydi bir sarı lacivert faciası daha cimboma yakışır. muzaffer sağlık
+
+
+
+ 618296
+ Abdullah Muradoğlu: Şövalye tarikatleri..
+ Abdullah Muradoğlu 28 Ekim 2009 ÇarşambaŞövalye tarikatleri.. Bazı okurlarım Kudüs'teki “Haremüşşerif” bölgesine girmek isteyen “Tapınak Enstitüsü” çevresinde yer alan Yahudi fanatikler ile Haçlı seferleri sırasında kurulan “Tapınak Şövalyeleri” arasında bir bağlantı olup olmadığını soruyorlar. Dünkü yazımda bazı bilgiler vermiştim ama madem talep geldi bugünkü yazımı şövalye tarikatlarına ayırmamı da hoşgörün sevgili okurlar. Sıcağı sıcağına verilen bilgiler akılda kalıcı oluyor çünkü.. Hemen söyleyeyim Haçlı seferleri döneminde faaliyet gösteren “Tapınak (Templier) Şövalyeleri” bir askeri hıristiyan tarikati. Kudüs 1099'da Haçlıların eline geçtikten sonra şimdiki Filistin ve Lübnan bölgesinde üç ayrı askeri ve dini tarikat kuruldu. Bunlardan ilki “Templier” olarak bildiğimiz “Tapınak Şövalyeleri”dir. İkinci tarikat “Hastaneciler (Hospitalier)” yahut “Hayırseverler” olarak bilinen “Saint Jean Şövalyeleri”dir. Üçüncü tarikat ise daha çok Almanlardan müteşekkil “Töton Şövalyeleri”dir. Hıristiyan hacıları korumak ve onlara yardım için kurulmuş olan Hayırseverler ve Tapınakçılar, daha sonra askeri nitelik kazanarak birer şövalye tarikatlarına dönüştüler. Kudüs'teki Tapınakçıların merkezi Mescid-i Aksa'ydı. İlk başta bağışlarla faaliyet gösteren şövalyeler daha sonra Kudüs kralları ve diğer Haçlı kontluklarının himayesi altında toprakları ve kaleleri olan birer küçük devletlere dönüştüler. Mesela Hıristiyan bir bağışçının Tapınakçılara yaptığı bir bağış belgesinde “Kudüs'te kurulmuş şanlı Süleyman Tapınağı şövalyeliğine” ibaresi kullanılmıştır. Papalığın kanatları altına giren bu tarikatlar elde ettikleri imtiyazlar ve muafiyetler sonucunda Avrupa'daki kralları bile gölgede bırakacak kadar büyüdüler. Sadece Suriye ve Filistin'de değil başta İspanya, Fransa, İtalya ve İngiltere olmak üzere Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde kaleleri, manastırları ve üsleri olan bu tarikatlar kendi aralarında kıyasıya hükümranlık mücadelesi veriyorlardı. Haçlı seferleri tarihini incelediğinizde her taşın altından bu şövalyeler çıkar. Hiçbir kralın emrine girmeyen ve kağıt üstünde Vatikan'a bağlı olan şövalyeler sadece tarikatın üstatlarına karşı sorumluydular. Tapınakçıların da Saint Jean Şövalyeleri'nin başında da birer “büyük üstad” bulunuyordu ve yukarıdan aşağıya katı bir hiyerarşi sözkonusuydu. Selahaddin Eyyubi Kudüs'ü fethettiğinde şövalyeler büyük bir darbe aldı. Selahaddin iki gün boyunca Mescid-i Aksa'yı gül suyuyla yıkattıktan sonra muhteşem bir kalabalıkla birlikte Cuma namazını eda etmişti. Tapınakçılar da Saint Jean Şövalyeleri de Kudüs'ün fethinden sonra Kıbrıs'ı üs haline getirdiler. Tapınakçılar 1300 yılı başlarına kadar Avrupa'nın Doğu Akdeniz ile olan ticaretini neredeyse tekellerinde tuttular. Tefecilik, bankerlik ve rehin konusunda başvurulan tek güç Tapınakçılardı. Ceneviz ve Venedik şehir devletleri bile Tapınakçılar'la anlaşmadan Doğu Akdeniz'de iş yapamaz durumdaydılar. Tapınakçılar bu kadar güçlüydüler. Türklere Karşı! “Saint Jean Şövalyeleri” politik duruma ayak uydurmakta Tapınakçılar'dan daha akıllı çıktılar. 1200'li yılların sonuna doğru, artık Haçlı seferlerinin amacına ulaşamayacağını anladılar ve Doğu Akdeniz'den uzaklaştılar. Papa'nın sözünü dinlediler ve Avrupa krallarıyla uyum içinde oldular. Kıbrıs'tan çıkarak, Batı Akdeniz'de Bizans'a tabi olan Rodos Adası'nı işgal ettiler. Tuhaftır, Rodos'un işgali Latin Hıristiyan dünyasında Haçlıların bir zaferi olarak karşılanmış sevgili okurlar.. Merkezlerini 1309'da Rodos'a taşıyan Saint Jean'cılar (Rodos Şövalyeleri) “Türklere Karşı” bir Hıristiyan askeri güç olarak konuşlandılar. Rodos Şövalyeleri Akdeniz'de bir çıban başıydı Osmanlılar için.. Selahaddin Eyyubi gibi Osmanlılar da şövalyeleri Akdeniz'den söküp atmak niyetindeydiler. Rodos 1522'de Osmanlılar tarafından fethedilince şövalyeler bu kez Malta'ya yerleştiler ve biz artık onları “Malta Şövalyeleri” olarak tanıyoruz. Osmanlılar 1565'de Malta'yı kuşattılar ve bu kuşatma sırasında Turgut Reis şehit düştü. Malta Şövalyeleri daha sonra Malta üzerindeki egemenliklerini 1800'lerin başlarında İngilizlere devrettiler. Şövalyelerin merkezi de Roma'ya nakledildi. Saint Jean Şövalyeleri bir Avrupa karmasıdır. Avrupa'nın en soylu ailelerine mensup Katolik Hıristiyanların yönettiği monarşik bir tarikat olarak varlığını sürdürüyor. Tarikatin başında seçimle gelen “büyük üstad (Grand Maitre)” bulunuyor. Bazı Katolik devletler tarafından devlet olarak tanınan “Malta Aziz Saint Jean Şövalyeleri Egemen Tarikatı”nın merkezi Roma'dadır. Saint Jean'cıların Roma'daki sarayı Vatikan gibi bağımsız bir devletin toprağı sayılıyor. Bugün Malta Şövalyeleri'nin “Ordre souverain militaire hospitalier de Saint-Jean de Jérusalem, de Rhodes et de Malte” adıyla bir yardım teşkilatı görünümü altında, daha çok da Afrika'da faaliyet gösterdiğini hatırlatarak hikayeyi burada noktalayalım. Tapınakçıların sonu hüsran oldu.. Doğu Akdeniz'de Haçlı devletleri çöktükten sonra “Töton Şövalyeleri” merkezlerini önce Venedik'e, arkasından da Baltık Denizi kıyılarındaki Doğu Prusya'ya naklettiler. Tötonlar Prusya ve Litvanya'nın pagan halklarını hıristiyanlaştırma işine giriştiler. Tapınak Şövalyeleri ise Fransa Kralı “Güzel Philippei” tahta geçinceye güçlerini muhafaza ettiler. Philippei devlet içinde devlet olan, devasa bir bütçenin yanı sıra geniş topraklara sahip bulunan tarikatın yoldan çıktığına inanıyordu. “Komplo yuvası” olarak gördüğü tarikatı yok etmek isteyen Philippei, dönemin Papasını da zorla ikna ederek bir operasyon başlattı. Papa V. Clemens, 1312'de tarikatın bozulması sözkonusu olmayan kalıcı bir kararla ortadan kaldırıldığını açıkladı. Tapınakçıların mal varlıklarına el konuldu ve tarikatın üstadı Molay'lı Jacques 1314'de Paris'te yakılarak öldürüldü. Aslında Tarikata yönelik yargılamalar daha 1300 yılı başlarında başlamıştı.. Bu yargılamaların hikayesi uzundur ama kısaca ifade edersek, Tapınakçılar gizli ayinleri ve sapkın cinsel ilişkileri bulunan yoldan çıkmış bir mezhep olarak suçlandılar. Elbette bu 'resmi' suçlamalardır ve gerçeklerle ilgisi tartışılır.. Çünkü Tapınakçıların Hıristiyanlıktan çıktıkları ve gizliden gizliye müslüman adetlerine uydukları da ileri sürülmüştü. Bu tarikatın gizli olarak faaliyetine devam ettiği ve Masonluğun da tarikatın bir uzantısı olduğu rivayet edilir. Ancak konuya vakıf olan araştırmacılar bunu kabul etmemekle birlikte tarikatın örgütsel yapısının ve ritüellerinin masonluğa ilham verdiğini belirtirler. Çeşitli okumalarım sonucunda ben de bu kanıya vardım.
+
+
+
+ 618098
+ Azerilere gazda fiyat farkı ödenecek
+ NAZİF GÜRDOĞAN İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ Azerilere gazda fiyat farkı ödenecek Türkiye ile Ermenistan arasındaki yakınlaşma ve bayrak kriziyle gerilen Azerbaycan ilişkilerinde şimdi de doğalgaz pazarlığı yaşanıyor. Ankara, Azerbaycan doğalgazına yapılacak zam konusunu görüşmek üzere önümüzdeki hafta Azerbaycan'dan bir heyeti Türkiye'ye davet etti. Enerji Bakanı Taner Yıldız, "Azerilerden ucuz gaz falan aldığımız yok. Anlaşacağımız yeni fiyat üzerinden 2008 yılına kadar geriye dönük fark ödeyeceğiz" dedi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev son açıklamasında, Türkiye'ye sattıkları doğalgaz fiyatının az olduğunu belirterek, “Dünya fiyatının 3'te fiyatına satıyoruz. Şu anki durum mantık dışı. Normal fiyat bekliyoruz" demişti. 28.10.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 618737
+ Sağlık Bakanı Akdağ, Penguen'e kapak oldu
+ Haftalık mizah dergisi Penguen, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın domuz gribine önlem olarak "öpüşmemeyi" önermesini kapağına taşıdı.
+
+
+
+ 618284
+ Kürşat Bumin: Tepki yanlış değil, ancak
+ Kürşat Bumin 28 Ekim 2009 ÇarşambaTepki yanlış değil, ancak Başbakan Erdoğan, “İran ve nükleer silah” konusundaki açıklamalarına The Guardian'dan sonra El Cezire'dan Yusuf Şerif'e verdiği mülakatta da devam etmiş. Önümdeki haber, Başbakan'ın, bir başkasında nükleer silah varken İran'a yüklenilmesini “haksızlık ve adaletsizlik” olarak nitelediğini söylüyor. Başbakan, şöyle konuşmuş: “Ambargo kararını alanlarda nükleer silah var mı, yok mu? Şimdi sende nükleer silah olacak, sen de bir başkasında nükleer silah varsa ambargo uyguluyorum diyeceksin, Bu adil değil.” Başbakan'ın İran'ın nükleer silah elde etmek için çaba sarf ettiği yolundaki büyük tartışmayı “dedikodu”dan ibaret saymasını şimdilik bir kenara bırakıp, yukarıda alıntıladığım sözlerinden devam edelim: Başbakan'ın, nükleer silaha sahip devletlerin İran'ın bu silaha sahip olmaması için yaptıkları baskıyı “haksızlık ve adaletsizlik” olarak nitelemesi ilk bakışta –yani saf ve duru bir akıl yürütme sonucunda- çok yerinde bir tepki gibi görünüyor. Yalan değil doğrusu; sende var ise onda niçin olmasın? Bu meret madem ki kötüdür, halde sende niçin var? Başbakan'ın konuya ilişkin bu değerlendirmesinin bir benzeri ile bir “okur mektubu”nda karşılaştım. Bu ayın ortalarında Le Monde gazetesinin yayımladığı dört imzalı bir çağrıyı değerlendiren bir yazıya gelen “okur yorumları” içinde şu da vardı: “Biz Afrikalılar /ya da Arapların nükleer silaha sahip olma hakkımız yok. Ama Fransa ve bir avuç beyaz ülkenin bu hakkı var. Eğer bunun adı ırkçılık değilse ne? “Minör” halkların nükleer bombaya hakkı yok ama “majör” halklar insanlığın geri kalanının hayat ve ölümüne karar verme hakkına sahip” Aynı biçimde akıl yürütürseniz, Başbakan gibi bu “okur yorumu” da haklı bir itirazda bulunuyor, diyebilirsiniz. Ama ne yazık ki, devletler arası ilişkiler bu “saf ve duru” mantıkla, akıl yürütmeyle işlemiyor. Ayrıca isterseniz, yeri gelmişken, bu karşılaştırmaya ilişkin şu soruyu da soralım: Türkiye nükleer silah sahip ülkeler arasında yer alsaydı, Başbakan, benim bir “vatandaş”ın sade akıl yürütmesi sonucu olarak değerlendirdiğim bu açıklamayı aynı rahatlık-kolaylıkla yapar mıydı? Dönelim Le Monde'da yer alan “çağrı”ya. Çağrının altındaki dört imzadan özellikle ikisi çok dikkat çekici. Bunlar biri sağdan biri soldan olmak üzere iki eski başbakan. Yani sırasıyla Alain Juppe ve Michel Rocard. Çok dikkat çekici gerçekten; özellikle de Juppe gibi Fransa'yı ne yapıp edip nükleer güçler arasına sokmaya çalışmış siyasi bir cenahtan –”Gaulist” yani- gelen bir eski başbakanın dünyanın nükleer silahlardan arındırılmasını isteyebilmesi. Ayrıca yorumcuların haklı olarak hatırlattıkları gibi, bu iki eski başbakanın görevleri başındayken devletlerinin nükleer silah sahibi olmasından memnuniyetle söz eden açıklamaları varken. (Bu arada, siyasi hayatı boyunca Juppe'den farklı olarak nükleer silahlarla arası iyi olmayan Michel Rocard'ın babasının –Prof. Yves Rocard- Fransa'nın bu dünyadan silinesi silahı edinmesinde büyük katkısı olduğunu da unutmayalım.) Çağrıcılar, imzaladıkları kısa metinde önce nükleer silahların “soğuk savaş” döneminde oynadığı “caydırıcılık” rolüne hatırlatıyorlar. Sonra, bu silahların diğer ülkelerin de (Hindistan, İsrail, Pakistan) sahip olmalarıyla “bölgesel krizler”in çözümü amacıyla işe karışmaya başladıklarını söylüyorlar. Nükleer silah sahibi olmak isteyen yeni adayların da peş peşe gelmeye başlaması, artık, bütün tarafların katılımıyla eksiksiz bir nükleer silahsızlanma için gayret gösterilmesini zorunlu kılmaktadır. Çağrının Obama'nın Nisan'da Prag'da yaptığı ve özellikle nükleer silahsızlanma “ütopyasını” söz konusu ettiği konuşmasına atıf yaptığını söylemeyi de unutmayalım. Çağrı, belli ki, Fransa'da V.Cumhuriyet'in övünç kaynağı olan nükleer silahlarından vazgeçmesini de istiyor. Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin bu konuya hiç mi hiç sıcak bakmadığını, bu konuda “Gaulist dogma”ya sıkı sıkı bağlı olduğunu ilan ettiğini söylemeye gerek yok herhalde. Evet, Obama'nın -çağrının da atıfta bulunduğu- Nisan'da Prag'ta yaptığı yeni-farklı konuşma Bu konuşmanın neredeyse tamamı nükleer silahsızlanmaya ayrılmıştı. “Nükleer savaş tehlikesinin azaldığı, buna karşın nükleer bir atak tehlikesinin artığının” belirtildiği bu konuşma, alışık olmadığımız bir biçimde, bu silaha sahip her devlete silahsızlanma yolunda yapılan ciddi bir çağrıydı. Obama, XX. yüzyılın özgürlüğün savunulduğu bir yüzyıl olması gibi, XXI. yüzyılın da “korkular”dan arındırılmış bir yüzyıl olması gerektiğini söylüyordu. ABD'nin nükleer bir güç olarak – ve bu silahı bugüne kadar kullanmış tek güç olarak- bu süreçte moral bir sorumluluk yükleneceğini bildiriyordu. Bu çerçevede şu yol haritasını açıklıyordu: Nükleeer silah sahibi ülkeler silahsızlanmaya yönelirken, henüz elde etmeyenlere bu yol kapatılacaktı. New York ya da Moskova, İslamabad ya da Tokyo ve Tel-Aviv, Paris ya da Prag, bir nükleer silahın patladığı her büyük şehirde yüzbinlerce insan ölecekti Toparlayacak olursak: Başbakan'ın –ve “okur yorumu”nun- “Sende varken onun da olmasına niçin hiddetleniyorsun” tarzındaki tepkisi, söylediğim gibi, sade-saf- arı nitelikte bir akıl yürütmenin ürünü. Yani bir bakıma: “Eşitsizlik”e karşıysak, nükleer silah sahibi olmak söz konusu olunca da “eşitliği” savunmalıyız Ama dediğim gibi, ne yazık ki devletler arası işler böyle yürümüyor. Dolayısıyla en iyisi, İran'ı da nükleer silahlanma yarışında “eşit” kılmayı istemekten ziyade, Obama'nın Prag konuşmasıyla ateşlenen nükleer silahsızlanma “ütopyası”nın arkasına takılmaktır.
+
+
+
+ 618639
+ Kadınlar silahla doğa nöbeti tutuyor
+ Köyde nöbet tutan kadınlar, dağlarda doğal ortamda yaşayan çok sayıda yaban keçisi, ayı, domuz ve kuş türlerinin avlanmasını engellemek için uğraş veren erkeklere destek vermek için silahlanarak nöbet tutmaya başladı. Yasa dışı avlanmaya gelenleri fark eden kadınlar havaya ateş ederek köylüyü haberdar ediyor. Avlanmaya gelenlerin doğal yaşama zarar verdiğini ve katliam yaptığını iddia eden kadınlar, doğal ortamda yaşayan hayvanların öldürülmesine seyirci kalmayacaklarını kaydetti. Gece köye yakın bölgelerde nöbet tutan kadınlardan en yaşlı olanı Elif İğdir (78), nöbet tutmanın zor olduğunu, ancak hayvanların öldürülmesini istemedikleri için buna katlandıklarını belirti. ''DEVLETİN KÖKLÜ BİR ÇÖZÜM BULMASI GEREKİR'' İğdir Köyü Muhtarı Hıdır Ekici de AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun süreden beri yetkili kurumlara ve kaymakamlığa yazı yazarak bölgede avlanmanın önüne geçilmesini talep ettiklerini, devletin bölgede tedbir amaçlı hiç bir çalışmasının olmadığını savundu. Yaban keçilerinin sürekli olarak avlanması nedeniyle olaya kendi imkanlarıyla müdahale etmeye başladıklarını dile getiren Ekici, bir süreden beri nöbet uygulamasına başladıklarını vurgulayarak, kadınların da köye yakın bölgelerde nöbet tuttuğunu ifade etti. Çiftçilik yaptıklarını, sürekli tuttukları nöbetler nedeniyle işlerinin de aksadığını bildiren Ekici, şöyle konuştu: ''Kaymakamlığa, ilgili kurumlara defalarca yazı yazarak bölgede çok sayıda yaban keçisi, ayı ve domuzun doğal ortamlarda çoğaldığını ve koruma altına alınması gerektiğini ifade ettim. Buna rağmen şu ana kadar devletin hiçbir kurumundan bir destek alamadık. Sürekli olarak başka ilçelerden hatta başka kentlerden gelenlerin katliamlarına şahit oluyoruz. Çok sayıda yaban keçisini öldürdüler. Bölgede yaptığımız çalışmalarda çok sayıda yaban keçisi kafası bulduk. Bu katliamın sona ermesi için bir süredir nöbet uygulaması başlattık. Nöbetlere köyün kadınları da katılıyor. Kadınlar genellikle köye yakın bölgelerde nöbet tutuyor. Devletin ilgili kurumlarından bir destek alıncaya kadar doğanın korunması için biz çalışacağız.'' ''BÖLGENİN MİLLİ PARK OLMASINI İSTİYORUZ'' Bölgedeki yaban keçilerinin özel olarak yetiştirilmediğine dikkati çeken Ekici, devlet desteğiyle bazı bölgelerde üretim çiftlikleri kurulduğunu hatırlattı. Özel olarak üretilen dağ keçileri sayesinde çok sayıda insanın istihdam edildiğini ifade eden Ekici, şöyle konuştu: ''Devletin üretim çiftlikleri var. Buralarda dağ keçisi yetiştirmek için çok sayıda insan çalıştırılıyor. Ancak köyümüzde doğal ortamda hayvanlar kendiliğinden çoğalıyor. Bizler kış aylarında dağlara yem bırakıyoruz. Yazın da tuz ihtiyaçlarının giderilmesi için kayalara tuz bırakıyoruz. Bu bölgenin milli park olmasını istiyoruz.''
+
+
+
+ 618146
+ Arda&Cristian yırttı Bilica Disiplin'e gitti
+ Arda&Cristian yırttı Bilica Disiplin'e gitti Arda&Cristian yırttı Bilica Disiplin'e gitti ALİ ERDOĞAN 28.10.2009 Maç öncesi çıkan kavganın baş aktörleri Arda ve Cristian'da suç unsuru bulunmazken, Bilica 'Hakem raporu doğrultusunda' PFDK'ya sevk edildi Turkcell Süper Lig'de geçtiğimiz Pazar günü oynanan Fenerbahçe- Galatasaray derbisi öncesi, sahada yapılan ısınma hareketleri sırasında futbolcular arasında yaşanan kavgada, rakibine tokat attığı tespit edilen Fenerbahçe'nin Brezilyalı savunma oyuncusu Fabio Bilica, maçın hakemlerinin verdiği rapor doğrultusunda Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na sevk edildi. Isınmada çıkan kavganın baş aktörleri olan Arda ve Cristian'da ise herhangi bir suç unsuru bulunmadı. Fildişili oyuncu Keita, gördüğü kırmızı kart nedeniyle otomatikman PFDK'ya sevk edilirken, Fenerbahçe Kulübü sahaya atılan yabancı maddeler nedeniyle, Galatasaray Kulübü ise tribünlere verilen tahribat nedeniyle Disiplin Kurulu'na gönderildi. Arda&Cristian yırttı Bilica Disiplin'e gitti Yayın tarihi: 28 Ekim 2009 Çarşamba
+
+
+
+ 619647
+ Kanarya Avrupa'ya Galibiyetle Başladı
+ : Kanarya Avrupa'ya Galibiyetle Başladı Yayına Giriş: 28.10.2009 21:36:44 Güncelleme: 28.10.2009 21:36:44 Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımı, FIBA Avrupa Ligi (D) Grubu ilk maçında Polonya temsilcisi Lotos Gdynia'yı 75-67 yendi. İlk periyotta özellikle dış atışlarda başarılı olan Fenerbahçe, Taylor ve Powell'ın etkili oyunuyla ilk çeyreği 10 sayı farkla 23-13 önde kapadı. İkinci periyoda da iyi başlayan sarı-lacivertliler, dakikada 7-0'lık bir seri yakalayıp 12. dakikada skoru 30-13'e getirdi ve devreyi de 44-29 önde tamamladı. Karşılaşmanın 3. periyodunda da üstün oyununu sürdüren Fenerbahçe, 3. çeyreği 63-45 önde bitirdi. Sarı-lacivertliler, son periyotta savunmasını sertleştiren rakibi karşısında sayı üretmekte zorlandı ve bitime dakika kala farkın sayıya kadar (69-64) inmesine engel olamadı. Ancak son dakikalarda rakibin yaptığı taktik faulleri sayıya çeviren Fenerbahçe, maçtan 75-67 galip ayrıldı.
+
+
+
+ 619526
+ "Şanslıyız"
+ "Şanslıyız" Ertuğrul Sağlam Güngören maçı için, "Konsantrasyon eksikliğidir" dedi. 28/10/09 16:36 Ziraat Türkiye Kupası play-off maçında Güngören Belediyespor'u 1-0 yenerek tur atlayan Bursaspor'un teknik direktörü Ertuğrul Sağlam, kazandıkları için şanslı olduklarını söyledi. Sağlam, maç sonrası yaptığı açıklamada, karşılaşmanın, iyi konsantre olamamaları nedeniyle kendileri için stresli geçtiğini ifade ederek, ''Güngören Belediyespor son dakikalarda golü atsa, durum farklı olacaktı. Kazandığımız için çok şanslıyız'' dedi. Ertuğrul Sağlam, Güngören Belediyespor karşısında iyi oynayamamalarının nedenini, konsantrasyon eksikliğine bağlayarak, ''3-4 gün önce Turkcell Süper Lig'in iyi takımlarından birine gol atıyorsunuz, bugün 2. Lig takımlarından Güngören Belediyespor'a karşı ise pozisyon bulamıyorsunuz. Bunun nedeni, konsantrasyon eksikliğidir. Başka bir izahı olamaz. Turu geçtiğimiz için şanslıyız'' şeklinde konuştu. Güngören Belediyespor Teknik Direktörü Metin Altınay ise Bursaspor ile kendi takımının kıyaslanamayacağını ifade ederek, ''Ancak biz çok iyi oynadık. 3-4 gol pozisyonumuz vardı. Onları değerlendirebilsek, bugün Bursaspor'u yenebilirdik. Beceriksizlik de vardı'' ifadelerini kullandı.
+
+
+
+ 618992
+ Genç adamın korkunç ölümü kamerada
+ Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinde arkadaşını ziyarete giden bir kişi tadilat yapılan fırının ikinci katından düşerek hayatını kaybederken, olay anı güvenlik kameraları tarafından saniye saniye görüntülendi. Olay, dün akşam saatlerinde Atatürk Caddesi üzerindeki Temel Unlu Mamulleri adlı iş yerinin bulunduğu binada meydana geldi. 34 yaşındaki Ferhat Yavaş çay içmek için fırında çalışan Cemil Akbudak'ın (30) yanına geldi. İki arkadaş tadilat çalışmaları yapılan fırının ikinci katında sohbet ederken Ferhat Yavaş kırılan duvardan bir anda dengesini kaybederek aşağı düştü. Başını kaldırıma çarpan ve üzerine kırılan duvarın tuğlaları düşen Yavaş, olay yerinde hayatını kaybederken, düşme anı güvenlik kameraları tarafından saniye saniye görüntülendi. Yavaş'ın cesedi çağırılan ambulansla Afşin Devlet Hastanesi morguna kaldırılırken, kazanın ardından arkadaşları büyük üzüntü yaşadı. () 2009-10-28 14:08:58 şok oldum heran herşeyin yaşayabileceği ölümün herkesin ensesinde olduğunu gösterir dehşet etkisinden zor kurtulurum bize ölümün de hayırlısın nasip eyle allahım ve ölen kardeşimizin de inşallah günahlarına kefaret olur. mustafa deniz 2009-10-28 11:36:44 sağlam burçlardada olsanız olum sızı bulur buyuruluyor rabbım rahmet etsın ibrahimoruç 2009-10-28 08:21:38 Görüyorsunuz ya ölümün insanı nerede bulucağı hiç belli olmuyor RABBİM bütün müslümanları korusun ölümün dahi hayırlısını nasip eylesin.amin... ali gülseven 2009-10-28 03:27:13 oncelikle olen kardesiimize rabbimden rahmet ve mekaninin cennet olmasini ve geriye biraktiklarinada sabir dilerim.ve sunu eklemek istiuyorum.olayin yasandigi yerde her ne olduysa oldu ister kasit olsun ister kaza olsun her ne olursa olsun,orada bir can gidiyor.ilk mudahale sifir,ordan biri geciyor durmuyor da sifir,orada kazadan sonra renoult bir araba supheli bir sekilde ayriliyor oradan turk olupta durmamasi mumkun deil olaya yerinde. ve ambulance geliyor rahmetliyi alip gidiyor. yavuz kara 2009-10-28 03:17:23 Aman bilgi egitim dikkat denetim olursa bunlar yasanmaz. Seyyar Bastug 2009-10-28 00:32:39 bu video yu daha once baska bi haber sitesinde izledm. orada goruntu dakikalar once baslyor. yola dokulen molozlarin ve yoldan gecenlerin durup bakakalmalari orada bi calisma oldugunu gosteriyor. zaten adam daha dusmeden arkadasin dedigi gibi kayacak yer sarsiliyor ve ondan once balyoz sonra adam sonra yikintilar geliyor. cok aci insanin son aninin kameralara gecmesi. ozellikle kalan ailesine. allah rahmet etsin, kalanlarina sabirlar ihsan etsin ins! sukriye 2009-10-27 20:49:39 Bur tur dikkatsizlikler Turkiyemizde malesef cok gorunuyor. Insaatlar devlet tarafindan denetlenmiyor. Yazik. Cihan Ersoy 2009-10-27 20:32:02 bende şunu ekleyeyim adam düşmeden birkaç saniye önce ordaki ip görünümlü cisim oynamaya başlıyor.yukarda bir çalışma ile duvarını yıkıldığı kanaatindeyim.en doğrusunu ALLAH bilir.Rabbimiz rahmet eylesin... memin60 2009-10-27 20:27:07 Benim de dikkatimi çeken şey merhumun çok hızlı düşmesi oldu. Allah rahmet eylesin... istanbulin 2009-10-27 19:19:35 Videoya dikkatli bakin,adamda hic isci kiyafeti yok bende ziyarete gitmis kanisindayim.Her ne olursa olsun allah raahmet eylesin.. Tuna_TR 2009-10-27 18:55:15 ilk yorumu yapan arkadaşı tebrik ederim. gerçekten müthiş bir dikkat. olay şu balyozla çalışan bir işçi kazara aşağı düşüyor gerisini arkadaş izah etmiş zaten metin güler 2009-10-27 18:24:49 adam gitti ya ister işci olsun ister öyle olsun. mehmet KARADAĞ 2009-10-27 18:12:08 Cenabı Allah ölümünde hayırlısını versin, eceli ile yatakta ölmeyi nasip eylesin. Osman 2009-10-27 17:59:58 zero valla helal olsun hemen cozmussun olayi... izzet tekin 2009-10-27 17:48:23 ayrıca aşağıda düşmeden önce beton kırıntılarının olduğunuda göz ardı etmesinler...bu eleman orada duvarı kırıyor idi balyoz ile...belki çay molası verdi bilemeyiz ama orada bir çalışmanın söz konusu olduğu kesin... ahmet mete 2009-10-27 17:41:52 Görüntüyü dikkatle izleyince adamla aynı anda bir de balyoz düşüyor aşağıya..Adam bence kaçak çalışıyordu.Çünkü eğer balyoz yıkılan duvara dayalı duruyor olsaydı ağırlık merkezi aşağıda olduğundan dışarı düşmez katta kalırdı..Muhtemelen müteahhit SGK ile başını derde sokmamak için öyle birşey dedirtmiştir. Araştırmak lazım. khizero
+
+
+
+ 619629
+ Başkale YİBO'da yangın
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Başkale YİBO'da yangın VAN () Van'ın Başkale ilçesindeki Yatılı İlköğretim Bölge Okulu (YİBO) yatakhanesinde yangın çıktı. Edinilen bilgiye göre, öğrencilerin derste olduğu saatte yatakhanelerin bulunduğu bölümde çıkan yangına, okuldaki görevliler müdahale etmeye çalıştı. Olay yerine kısa sürede gelen itfaiye ekipleri, yangını diğer yatakhanelere sıçramadan kontrol altına alırken, yapılan incelemede yangının elektrik kontağındaki arıza nedeniyle çıktığı belirlendi. Öğrencilerin derste olmasının büyük bir faciayı önlediğini belirten okul idaresi, çalışmayan yangın söndürme tüpleriyle ilgili de gerekli incelemenin yapılacağını ifade etti. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 618637
+ Bursaspor, 10'uncu kez farklı kazandı
+ Lig tarihindeki ilk farklı galibiyetini 1976-77 sezonunda Adanaspor'u 6-1 yenerek alan yeşil-beyazlı takım, daha sonra 1980-81 sezonunda ise Beşiktaş'ı 5-0 yenerek önemli bir başarıya imza attı. Bursasporlular için ''unutulmaz maçlar'' arasına da giren 5-0'lık galibiyet sonrası yeşil-beyazlılar, uzun süre farklı galibiyetlere hasret kaldı. Yeşil-beyazlı takım, bu galibiyetten 15 yıl sonra 1995-96 sezonunda Ankaragücü'ne patladı. Yeşil-beyazlılar, Bursasporlu taraftarların ''kardeş takım'' olarak gördüğü sarı-lacivertli takım filelerini sezon tam ''8 kez'' havalandırarak, 8-0'lık skorla tarihindeki en farklı galibiyeti elde etmiş oldu. Bursaspor, bundan sonra farklı galibiyet göremezken, ve gollü galibiyetler yaşadı. 1997-98 sezonunda Vanspor'u 6-0, 1998-99 ve 2000-2001 sezonlarında Erzurumspor'u 6-1 ve 6-0'lık skorlarla yenmeyi başaran yeşil-beyazlı takım, 2001-2002 sezonunda da yine çok önemli bir galibiyete imza attı. Bursaspor, 2001-2002 sezonunda müzesinde UEFA Kupası ve Süper Kupa'yı bulunduran Galatasaray karşısında da sahadan 5-0'lık galibiyetle ayrıldı. İki sezon sonra 2003-2004'de Adanaspor karşısında bu kez 6-0'lık skorla farklı galibiyetini alan yeşil-beyazlı takım, son olarak da geçen hafta İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u aynı skorla yenmeyi başardı. Bursaspor, 2008-2009 sezonunda da Türkiye Kupası'nda Tokatspor'u 6-0 yenmişti. Bursaspor, ligde elde ettiği 10 farklı galibiyetin 4'ünü 6-0, ikisini 5-0, birini de 8-0 kazanırken, diğer üç maçta gol atıp kalesinde bir gol gördü. AA
+
+
+
+ 619605
+ Erdoğan ile Başbuğ törende buluşacak
+ Kamuoyunda "Demokrasiye müdahale planı", "Millete komplo planı", "Komplo belgesi" veya "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" olarak nitelenen belgenin gerçek olduğu geçen hafta ortaya çıkmıştı. Belgenin gerçek olduğunu ortaya çıkması sonrasında gözler Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ'a çevrilmişti. Başbakan Erdoğan, Pakistan'a giderken ve Pakistan'dan İran'a geçerken yaptığı açıklamalarda belgenin gerçek olmaması temennisinde bulunmuş ve kimsenin devleti bu duruma düşüremeyeceğini açıklamıştı. Genelkurmay Başkanlığı ise belgenin gerçek olduğunu ortaya çıkması sonrasıda, konuyla ilgili soruşturma başlatmıştı. Başbakan Erdoğan ile Orgeneral Başbuğ yarın Cumhuriyet Bayramı dolasıyla düzenlenecek dört programda bir araya gelecek. Erdoğan ile Başbuğ sabah ilk olarak Anıtkabir ziyaretinde bir araya gelecekler. Daha sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını kabul programında ve Cumhuriyet geçit töreni ve verilen resepsiyonda bir araya gelecek.
+
+
+
+ 617967
+ Faiz ve dolar korkuttu İMKB’ye satış geldi
+ Faiz ve korkuttu ’ye satış geldiSONGÜL HATISARU 28.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Faizdeki ve dolardaki yükseliş borsaya yansıdı. Gelişmekte olan piyasaların yarattığı satış baskısı da eklenince yüzde 1.62 gerileyerek 50.400 puana geriledi Faiz ve dövizde son iki gündür yaşanan yükseliş sonunda borsaya da yansıdı. Özellikle bankacılık hisselerine gelen satışlarla hızla gerileyen ’nda 100 Endeks’i günü yüzde 1.62’lik düşüşle 50.400 puandan kapattı. Yatırımcıların son iki gündür, bonodan çıkıp dövize yönelmesi borsada da karamsarlık yaratmış görünüyor. Piyasaların ’in olmayabileceği senaryosunu da fiyatlamaya başladığını söyleyen uzmanları, “50 bin seviyesi aşağı yönlü test edilebilir” dedi. Bankalara satış geldi Önceki gün Endeks’nde yaşanan düşüşün etkisiyle sabah borsaları ve İMKB güne düşerek başladı. Gün içinde ortalamada yüzde 1’lere varan düşüşler yaşayan Avrupa borsaları kapanışta bu eksilerini geri aldılar. Gelişmekte olan piyasalarda ise satış baskısı devam etti. yüzde 2.52 gerilerken borsasında da düşüş yüzde 1.84’ü buldu. Polanya borsası yüzde 1.84 değer kaybederken, Güney borsasında da yüzde 1.57’lik kayıp vardı. Doların euro karşısında 1.50 seviyesinden gelen tepki alımları ile hızla değer kazanmasının, gelişmekte olan piyasalarda bir miktar satış yarattığı dikkat çekti. İMKB’ de bundan nasibini alırken, yükselen faizlerin bankacılık bilançolarına olumsuz yansıyacağı tedirginliğinin borsada etkili olduğu gözlendi. Kur hareketlendi Faizde ise daha sakin bir seyir vardı, önceki gün yüzde 8.70 seviyesine kadar yükselen gösterge faiz bugün valörlü işlemlerde yüzde 8.60 seviyesine geriledi. Kurda ise dün sert bir hareket yaşandı, kuru yurtiçi piyasada alımların devam etmesi ve etkisiyle dün 1.50 seviyesine dayandı. Dolar kuru bugün valorlü işlemlerde 1.4960 seviyesine gerilese de gelişmiş ülke para birimlerinde de değer kaybı yaşandığına dikkat çekiliyor. Bir süredir 1.50 seviyesinin üstünde bulanan paritede, dün dolar lehine bir gelişme yaşanması kura destek oldu. Paritenin 1.4820 seviyesine kadar gerilemesinin etkisiyle yurtiçinde dolar yönünü yukarı doğru çevirdi. Euro dolar paritesi akşam saatlerinde 1.48 seviyesinin de altına geriledi. FItch’in sinyali etki yaratmadı Dün piyasalarda satış dalgası yaşanırken, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, ’nin döviz ve lira cinsinden uzun vadeli kredi notunu pozitif izlemeye aldığını açıkladı. Açıklamada, not değerlendirmesinin yüksek ihtimalle artırımla sonuçlanabileceği belirtildi. Açıklama bir heyacan yaratmazken uzmanlar bunu gecikmiş bir açıklama olmasına bağladılar. Hazine: Gerginlik yok Dün bir açıklama da Hazine’den geldi. Hazine açıklamasında faizdeki yükselişe baz yapılan ekim ayı Piyasa Yapıcılığı Danışma Kurulu Toplantı’sıyla ilgili olarak, “Toplantıda, son günlerde çeşitli basın organlarında yer aldığı şekilde herhangi bir gerginlik yaşanmamıştır ve piyasa faizlerini olumsuz yönde etkileyebilecek bir gelişme olmamıştır” denildi.
+
+
+
+ 619283
+ 11. hafta hakemleri açıklandı.
+ Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu (MHK) tarafından yapılan açıklamaşya göre lider Fenerbahçe'nin Kayserispor ile deplasmanda oynayacğı zorlu 90 dakikada Tolga Özkalfa düdük çalacak. Turkcell Süper Lig'in 11. haftasında oynanacak maçların programı, başlama saatleri ve bu maçlarda görev alacak hakemler şöyle; 31 Ekim Cumartesi 16.00 Antalyaspor-Bursaspor: Fırat Aydınus 20.00 Beşiktaş-Ankaragücü: Halis Özkahya Kasım Pazar: 14.00 Denizlispor-İstanbul Büyükşehir Belediyespor: Selçuk Dereli 14.00 Gaziantepspor-Diyarbakırspor: Süleyman Abay 14.00 Gençlerbirliği-Manisaspor: Cüneyt Çakır 14.00 Kasımpaşa-Eskişehirspor: Kuddusi Müftüoğlu 16.00 Galatasaray-Sivasspor: Bülent Yıldırım 20.00 Kayserispor-Fenerbahçe: Tolga Özkalfa
+
+
+
+ 619224
+ Ölüm nedeni domuz gribi değilmiş
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Ölüm nedeni domuz gribi değilmiş Manisa'daki genci ölüm nedeninin domuz gribi değil akciğer enfeksiyonu olduğu açıklandı ANKARA (A.A) Sağlık Bakanlığı, Manisa'da Pandemik (H1N1) gribi ön tanısı ile yoğun bakımda tedavisi devam ederken hayatını kaybeden hastadan alınan numunenin, Ulusal Referans Laboratuvarı'nda yapılan incelemesinin negatif bulunduğunu açıkladı. Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Manisa'da Pandemik (H1N1) gribi ön tanısı ile yoğun bakımda tedavisi sürdürülen bir hastanın hayatını kaybettiğinin dün gece duyurulduğu hatırlatılarak, 'Alınan numunenin Ulusal Referans Laboratuvarımızda incelemeleri sonuçlanmış olup negatif bulunmuştur' denildi. Açıklamada, şu hususlara da dikkat çekildi: '-H1N1 Pandemi sürecinin aynı zamanda bir sosyal ve toplumsal sorumluluk süreci olduğuna özen gösterilmesini, -Bakanlığımız tarafından resmi açıklama yapılmadığı sürece spekülatif bilgilere itibar edilmemesini, -Pozitif veya negatif vaka haberleri yapılırken bu vakaların Referans Laboratuvarlarımızca doğrulanmış sonuçlarının tarafımızca açıklanmış olmasına dikkat edilmesini, -Aşı uygulamaları ve takvimi ile ilgili resmi olarak açıklamadığımız tarih ve bilgilere itibar edilmemesini önemle istirham ediyoruz.' 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 619385
+ PKK protestosu sürüyor
+ İstanbul Küçükçekmece'de toplanan bir grup, terör örgütü üyelerinin teslim oluşu sırasında yaşanan görüntüleri protesto etti. Yurdun değişik yerlerinde de protesto gösterileri vardı. İstanbul Sefaköy Meydanı'nda toplanan grup, Türk bayrakları taşıyarak, terör örgütü aleyhinde sloganlar attı. Buradan yürüyüşe geçerek E-5 Karayolu'na çıkan grup, yolu bir süre trafiğe kapattı. Olay yerine gelen polisin uyarıları üzerine yolu kısa süre sonra yeniden ulaşıma açan grup, Küçükçekmece Meydanı'na doğru ilerledi. Meydana ulaştıktan sonra İstiklal Marşı okuyan ve terör örgütü aleyhinde slogan atmayı sürdüren grup, daha sonra dağıldı. Bu arada, grubun eylemi sırasında araçlarıyla yoldan geçen vatandaşlar, klakson çalarak destek verdi. Türkiye Kamu-Sen, Şehit Anneleri Derneği ve Türk Ocakları'na mensup bir grup, terör örgütü üyelerinin teslim oluşu sırasında yaşanan görüntüleri protesto etmek için Maltepe'de "Cumhuriyete sahip çık meydanı bölücülere bırakma" adı altında yürüyüş gerçekleştirdi. Küçükyalı Tren İstasyonu'nda toplanan grup, ellerinde Türk bayrakları, şehitlerin fotoğrafları ve posterleri ile dövizler taşıyarak, sloganlar eşliğinde Maltepe'ye doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş sırasında araçlardan ve yolda yürüyen vatandaşlar da gruptakilere destek verdi. Maltepe Meydanı'na ulaşan grup adına bir basın açıklaması yapan Şehit Anneleri Derneği Başkanı Pakize Akbaba, "Şehit verdiğimiz için üzülmüyoruz, devletin hakim ve savcılarının teröristlerin ayağına gitmesini kınıyoruz" dedi. Gruptakiler konuşmaların ardından dağıldı. Bursa Bursa'nın Gemlik ilçesi rhangazi Caddesi'den 'ne doğru, yağmur altında ellerindeki Türk bayrakları ve dövizlerle yürüyen gazi ve şehit yakınları, terör örgütü aleyhine sloganlar attı. Yürüyüş sırasında, çevredeki esnaf ve vatandaşlar da ellerindeki bayraklarla gruba destek verdi. Silifke Mersin'in Silifke ilçesinde, gazi ve şehit yakınları, Anıtı önünde ellerinde Türk Bayrakları ile toplandı. 'ın kuzeyinde 1997 yılındaki çatışmada gazi olan emekli Jandarma Teğmen Mustafa Kalın, yaptığı konuşmada, son günlerdeki açılım konusu ve terör örgütü mensuplarının dönüşü sırasında yaşananların kendilerini derinden yaraladığını söyledi. Son dönemdeki gelişmeleri şiddetle kınadıklarını ifade eden Kalın, şöyle devam etti: "Yaptığımız hizmet, feda ettiğimiz gençliğimiz ve döktüğümüz kanlar devletimize ve Türk milletine helal olsun. Ancak, özellikle son dönemde hainlere verilen ödünler, bizlere kurşun sıkanların davul zurna ile karşılanıp ağırlandıktan sonra serbest bırakılması ve buna benzer birçok çelişki bizleri derinden yaralamıştır." Samsun Samsun Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan Alperen Ocakları Samsun Temsilciliği üyeleri, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından basın açıklaması yaptı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Alperen Ocakları Samsun Temsilcisi Talha Coşkun Arslan, Cumhuriyetin 86. yıl dönümünü buruk bir sevinçle kutladıklarını, Türk Milleti'nin tek dil, tek bayrak, tek yürek, tek devlet etrafında asırlarca baki kalacağını söyledi. Protesto gösterinde çeşitli bölgelerin yöresel kıyafetlerini giymiş dernek üyeleri bulundu. Açıklamanın ardından terör örgütü aleyhine slogan atan katılımcılar daha sonra dağıldı.
+
+
+
+ 618476
+ Kabil'deki BM Misafirhanesine Saldırı
+ : Kabil'deki BM Misafirhanesine Saldırı Yayına Giriş: 28.10.2009 07:32:02 Güncelleme: 28.10.2009 09:09:25 Afganistan'ın başkenti Kabil'de, Taliban'ın Birleşmiş Milletler Misafirhanesi'ne düzenlediği saldırıda 10 kişi öldü. Taliban, Birleşmiş Milletler misafirhanesine düzenlenen saldırıyı üstlendi. Saldırının ardından, Taliban teröristleri ile askerler arasında çatışma çıktı. Çatışmalar sırasında teröristin de aralarında bulunduğu 10 kişinin öldüğü belirtildi. Hayatını kaybedenlerden altısının ise Birleşmiş Milletler görevlisi olduğu belirtildi. Olayda, Birleşmiş Milletler görevlisi de yaralandı. Saldırıyı üstlenen Taliban, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini sabote etmek amacıyla söz konusu eylemi düzenlediklerini açıkladı. Otele İntihar Saldırısı Bu arada, Kabil'deki bir otele de eş zamanlı bir saldırı düzenlendi. Üzerindeki bombalarla otelin lobisine giren intihar eylemcisinin patlayıcıları infilak ettirememesi büyük bir faciayı önledi.
+
+
+
+ 619167
+ Nano teknoloji domuz gribine karşı!
+ Domuz gribi 2009 yılının Nisan ayında Meksika’da ortaya çıktı ve tarihten bu yana hızla dünyamıza yayıldı. Geçtiğimiz aylarda ülkemizde de görülmeye başlayan H1N1 virüsü 24 Ekim tarihinde 29 yaşındakitalihsiz temizlik işçisinin ölümüyle ülkemize ilk can kaybını yaşatmış oldu. Yetkililerin havaların soğuması ve kış şartlarının hakim olmasıyla vakalarda artışın kaçınılmaz olduğunu bildirmesiyle beraber bir dizi önlemler alınmaya başlandı. Virüsten korunmanın enöncelikliyöntemi günlük yaşamve iş hayatımızda hijyene dikkat etmek. Evde ve iş yerinde bunu sağlamak kolay ancak toplum içine karışmak zorunda kaldığmıız alanlarda bu konu biraz sıkıntılı. Normal bir temizlik ürünün etkisi saatlerle sayılı. Bir kaç günden sonra yeniden hijyen gerekiyor. “Okullarda ve toplu taşım araçlarında adeta bir seferberlik halinde yürütülen hijyen çalışmaları gereken etkiyi sağlayabiliyor mu?” sorusu akıllarda. NANO TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ 10 GÜN ANTİMİKROBİYAL KORUMA SAĞLIYOR Nano teknoloji ile üretilen ürünler bu konuda normal yollarla üretilen rakiplerinden bir adım öne çıkıyor ve özellikle, hastane, toplu taşıma araçları, okul binaları ve alış veriş merkezlerinde sürekli hijyen alanında 10 güne kadar uzun süre koruma sağlayabiliyor. Türkiye'de bu alanda çalışma yapan firma ve kuruluş sayısı kısıtlı. Bu sayısı firmalardan Gelecek Nano şirketi, nano teknolojisi ile elde edilen uzun süreli antimikrobiyal etkiye sahip su bazlı yüzey dezenfeksiyon çözeltisinden oluşan ürününü Domuz gribine karşı etkiliçözüm sloganıyla pazarlıyor. Bu birortam fırsatçılığı mı yoksa firmanın ürünü gerçekten koruma sağlıyor mu diye merak ettik.Bacoban ürünün Türkiye Distirübitörü Mustafa Eryılmaz,uzun süreli etki gösteren yeni bir yüzey dezenfektanı olan Bacoban’ın yüzey dezenfeksiyonundaki etkinliğinin incelenmiş ve klinik deneyler sonucunda test edilmiş olduğunu belirterek, bizlere yurt dışındaki loboratuvarlardan alınmış etkili olduğu mikroplar listesini gösterdi. Eryılmaz, konuyla ilgili detaylar için şirketin web sitesi adresinin kullanılabileceğini ve orada raporların görülebileceğini belirtti. Ürünün disribütörü Mustafa Eryılmaz, "Yıllardın nano teknojisi ile üretilmiş ürünlerin ithalatını ve yurt içi araştırmalarını yapıyoruz. Kuş gribi ve domuz giribi ortaya çıktığı günlerde bu ürünü ithal etme çalışmamız sürüyordu" diyerk ürün hakkında, "Standart temizlik işlemleri ve kapalı- insansız alanda püskürtme yöntemiyle uygulanan Bacoban, 10 gün boyunca hiçbir bakterinin yaşamasına olanak vermiyor. Mevcut dezenfektanlar, mikroorganizmalara karşı kısa süre içerisinde ve etki süresi boyunca bakterisid ve fungusid etki gösteriyor fakat dezenfeksiyon çözeltisinin buharlaşması ile yüzey üzerinde tekrar (20dk.) mikro organizma üremesi gözlenmekte. Bacoban nano sünger tabaka hiçbir bakterinin yaşamasına izin vermiyor" açıklamasında bulundu. "Nano tekloji sayesinde üretilen Bacobanile nano sünger tabaka kaplanmış yüzey 10 gün etkisini sürdürür ve uygulanan yüzeyde oluşturulan antimikrobiyal nano-sünger tabaka sayesinde bakteri, virüs, mantar oluşumu tamamen engellenir" diyenEryılmaz, "Dezenfeksiyon çözeltisinin uygulanmasından sonra etkide düşüş olmaksızın 10 gün boyunca hiçbir mikroorganizma barınamaz" diyor. Bacoban’la bir defa dezenfekte edilen yüzeyin 10 gün boyunca etkili olduğunu vemevcut dezenfektanlarla her dk.’da bir dezenfekte edilmiş gibi durduğunu belirten Eryılmaz, teknolojinin insan sağlığını korumadaki önemine dikkat çekiyor.
+
+
+
+ 618070
+ Ninja öğretmen
+ ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Ninja öğretmen Mersin'de öğretmen M.S.O, sınıfı boşaltmasını istediği öğrencisi H.E, 'neden' diye sorunca çılgına döndü. Tartakladığı öğrencisinin göğsüne tekme atan öğretmen hakkında soruşturma başlatıldı. MERSİN (A.A) Mersin'de 7. sınıf öğrencisi, öğretmeninin göğüsüne tekme atarak darp ettiğini iddia ederek, hastaneye başvurdu. İlköğretim 7. sınıf öğrencisi M.S.O, Mersin Devlet Hastanesindeki sağlık kontrollerinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, ders arasında öğretmen H.E'nin yanına gelerek sınıfı boşaltmalarını istediğini söyledi. M.S.O, nedenini sorduğunda öğretmenin 'bana cevap verme' diyerek, kendisini tartaklamaya başladığını iddia etti. YERE DÜŞTÜM TEKMELEDİ Bu sırada göğsüne tekme atıldığını öne süren M.S.O, yere düştüğünü ve öğretmenin kendisine vurmaya devam ettiğini ileri sürdü. Anne Zeynep Yavuz da yaklaşık 10 yıl önce kızının kalp hastalığına yenik düştüğünü ve hayatını kaybettiğini belirterek, 'Oğlumu bu haliyle ilk gördüğümde, kızımı kaybettiğim günler aklıma geldi, kahroldum. Oğlum yaramazlık yapmış olsa bile, bağırmalarını, tokat atmalarını elbette ki anlayabilirim. Ama böylesine vahşiliğe izin veremem' dedi. Yavuz, karakola başvurarak şikayetçi olduğunu söyledi. Bu arada, okul yöneticileri, konuyla ilgili soruşturma başlatıldığını bildirdi. 28.10.2009 GÜNDEM
+
+
+
+ 619182
+ Keita'ya su bardağını kim fırlattı?
+ Gazete ve televizyonlarda bu çikin görüntüler eleştirilmiş, Fenerli taraftarların davranışları nedeniyle sarı lacivertli kulübe saha kapatma cezası verilmesi gündeme gelmişti. Bugün sarı laivertli taraftarlardan eleştirilerle ilgili oldukça ilginç bir iddia ortaya atıldı. Fenerbahçeli taraftarların sitesi antu.com Keita'ya su bardağını kendilerinin değil Galatasaraylı taraftarların fırlattığını iddia etti. Galatasaraylı oyuncu Keita'ın kafasına atılıp ona değmediği halde gözüne gelmiş gibi rol yaptığı belirtilen açıklamada, forum üyelerinin dikkatli çalışmaları sonucu görüntüler incelendiğinde Keita'nın olduğu yere atılan su bardağının misafir tribününden geldiğinin görüldüğü belirtildi. Antu.com yan hakeme atılan yabancı maddenin de sarı kırmızılı tirübünlerden geldiğini ispatlamak için çalıştıklarını de belirtti. Bu iddia ne kadar doğrudur bilinmez ama şimdi söz sırasının Galatasaraylı taraftarlarda olduğu kesin...
+
+
+
+ 617974
+ Keita, Roberto Carlos'u aradı
+ Derbide yumruk attığı Roberto Carlos'u dün telefonla arayan Keita özür diledi. G.Saray'ın Fildişili yıldızı, kırmızı kart gördüğü anı ve soyunma odasında yaşananları anlattı. F.Bahçe derbisinde Roberto Carlos'a attığı yumruk nedeniyle kırmızı kart gören Keita, SABAH'a özel açıklamalarda bulundu. Rijkaard'ın da onaylaması sonrasında G.Saray yönetiminin para cezası vermeye hazırlandığı yıldız oyuncu şöyle konuştu: "Carlos'a yaptığım hareket yanlıştı. Ancak maç öncesindeki tahrikler, kafamıza atılanlar bizi çileden çıkarttı. Carlos pozisyonda güreşir gibi faul yapmasına rağmen hakem oyunu durdurmadı. Hakemle gözgöze geldim ama düdüğünü çalmadı. Ben de bir an kendimi kaybettim. Yaptığım hareketi savunmuyorum ama hakemin düdüğü çalmayarak benim bu hareketimi hazırladı." ARDA'YA DESTEK Fildişili yıldız, devre arasında sarı kartı bulunduğundan dolayı Rijkaard'ın kendisini uyardığını ancak söz verdiği hocasını zor durumda bıraktığı için soyunma odasında da özür dilediğini söyledi. Tüm eleştirilere saygı duyduğunu belirten Keita sözlerini şöyle tamamladı: "Bu maçı biz futbolcular kaybettik. Kaptanımız Arda çok genç; ona destek verilmeli. Soyunma odasında ne kadar üzüldüğüne hepimiz şahidiz. Bütün suç onun omuzlarına yüklenmemeli. Hepimiz suçluyuz. Taraftarımıza söz veriyorum. Biz iyi bir takımız ve sezon sonunda şampiyon olacağız."Derbiden sonra Carlos'la karşılaşmadığını belirten Keita, dün Elano'dan Fenerbahçeli yıldızın telefon numarasını aldığını ve arayıp özür dilediğini belirtti. SABAH
+
+
+
+ 619589
+ Başbakan Erdoğan İran'dan ayrıldı
+ İran Cumhurbaşkanı birinci yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi'nin resmi davetlisi olarak Tahran'da gelen Başbakan Erdoğan, buradaki iki günlük ziyaretini tamamlayarak yerel saat ile 21.30'da (TSİ 20:00) Türkiye'ye hareket etti. Erdoğan ile birlikte Tahran'a gelen kalabalık iş adamı ve siyasilerden oluşan heyet de aynı uçakla geri döndü. Başbakan ziyareti kapsamında Rahimi'nin yanı sıra Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki, Meclis Başkanı Ali Laricani, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Dini lider Ayetullah Ali Hamaney ve diğer yetkililerle bir araya geldi. Görüşmelerde iki ülke ilişkileri ile işbirliğinin geliştirilmesi öncelikli olarak ele alınırken, bölgesel ve uluslararası konularda da fikir teatisinde bulunuldu. Başbakan Erdoğan'a ziyareti süresince Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Devlet Bakanları Cevdet Yılmaz, Zafer Çağlayan ve Mehmet Aydın eşlik etti. AA
+
\ No newline at end of file