output
stringlengths 250
1.34k
| instruction
stringlengths 38
151
|
---|---|
Paragraf: Olçüsüz sanat nasıl düşünülebilir ki? Sanat, insan kafasının ölçe biçe kurduğu bir düzendir. Olçüsüz düzen düşünülebilir mi hiç? Musikide, resimde, mimaride, edebiyatta yeniliklere hep düzensizlik olarak bakılır ve yenilik yanlılarına çatılır. Onların sanat anlayışları yerden yere vurulur. Sanata hiçbir getirisi olmadığı tartışılır durulur ama çok geçmeden bu düzensizlik, bir düzen hâlini alır ve kabuller dünyada da boy gösterir. Düzen, insan düşüncesinin geliştirdiği, zenginleştirdiği bir değerdir çünkü.Soru: Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? | sanat, düzen, insan kafası konularından bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Nesiller arasında yalnız giyiniş kuşanışta değil, düşünüş ve anlayışı bakımından da birtakım farklar olur. Yalnız eski elbiselerimiz zamanla bize tuhaf göründüğü hâlde eski fikirlerimiz, eski düşüncelerimiz gözümüzde çabucak tuhaflaşmaz. Terzilerin yeni moda elbiseleri üzerimize güzelce oturtmaları gibi fikir terzileri de olsa ve onlar da eski fikirleri, eski düşünceleri kafanızdan bir gömlek gibi çıkarıp giydirebilseler bütün düşünce farkları böylece çabucak ortadan kalkabilir. Gençler yeni düşünceleri altlarında eski düşünceler olmadığı için kafalarına kolaylıkla yerleştirirken yaşlılar eskimiş düşüncelerinin eskidiklerinin farkına varamadıklarından zaman zaman gençlerle anlaşmazlıklara düşerler.Soru: Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? | nesil, giyiniş, düşünüş bu sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Nesiller arasında yalnız giyiniş kuşanışta değil, düşünüş ve anlayışı bakımından da birtakım farklar olur. Yalnız eski elbiselerimiz zamanla bize tuhaf göründüğü hâlde eski fikirlerimiz, eski düşüncelerimiz gözümüzde çabucak tuhaflaşmaz. Terzilerin yeni moda elbiseleri üzerimize güzelce oturtmaları gibi fikir terzileri de olsa ve onlar da eski fikirleri, eski düşünceleri kafanızdan bir gömlek gibi çıkarıp giydirebilseler bütün düşünce farkları böylece çabucak ortadan kalkabilir. Gençler yeni düşünceleri altlarında eski düşünceler olmadığı için kafalarına kolaylıkla yerleştirirken yaşlılar eskimiş düşüncelerinin eskidiklerinin farkına varamadıklarından zaman zaman gençlerle anlaşmazlıklara düşerler.Soru: Bu parçada aşağıdakilerin hangisi üzerinde durulur? | düşünce, anlayış, nesil bu kelimelerden bir paragraf oluştur ve soruyu ekle |
Paragraf: Reklamcılık, günümüzde oldukça önemli bir sektör oluştur-maktadır. Birçok ürün bu reklamlar sayesinde tanın-makta ve satışa sunulmaktadır. Bu nedenledir ki reklamcılıkta önemli olan. seyircinin reklamla ilgilenmesini sağlayabilmektir. Bu yönüyle bakıldığında ülkemizde televizyon reklamcılığının başarılı olduğu bir gerçektir. Reklamlarda söylenenler, gösterilenler belleğimize yerleşmekte bizi reklamı yapılan ürüne yönlendirmektedir. Hepimiz reklamlarda verilen bilgilerin önemli bir kısmının gerçeği yansıtmadığını biliyoruz. Buna rağmen alışverişte, reklamı yapılan yiyecek ve giyecekleri tercih etmekten geri kalmıyoruz.Soru: Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? | Reklamcılık, ürün tanıtımı, satış : verilen kelimelerle bir paragraf sorusu hazırla |
Paragraf: Bu hayatta her şey zor olsa da hiçbir zaman imkânsız değildir. Aslına bakarsanız yazmak cesaret işidir. Birçoklarını bilirim ki değme yazarlardan daha başarılı olabileceklerini bildikleri hâlde dahi yazmaya cesaret edemezler. Bu kimseler hem kendilerine hem de diğer insanlara haksızlık ediyorlar. Belli bir birikime ulaşan insanların bildiklerini topluma aktarmaları, topluma yol göstermeleri, topluma karşı temel sorumluluklarındandır. Bu sorumluluklarını yerine getirmedikleri için de bu alandaki boşluğu başkaları doldurmaya kalkıyor ve ne yazık ki yazınımız her geçen gün daha da geriye gidiyor.Soru: Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir? | Yazmak, cesaret, sorumluluk bu kelimelerden bir paragraf oluştur ve soruyu ekle |
Paragraf: İnsan vücudu her şeyi ve kendi kendisini değiştirecek bir şeklinde yaratılmıştır. Spor, gıda rejimi ve ilaçlar vasıtasıyla insan vücudunu değiştirmek güzel. kuvvetli. canlı yapmak mümkündür. İlimlerin ve tekniklerin yaratıcısı olan zekâ sonsuz gelişmeye elverişlidir. --- Onları insanın bizzat kendi usulüne göre terbiye etmesi ve işlemesi lazımdır. Bir insanda vücut da zekâ da ortak gelişim göstermesi gereken unsurlardır.Soru: Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? | İnsan vücudu, gelişim, zekâ : verilen kelimelerle bir paragraf sorusu hazırla |
Paragraf: Dost ve dostluk dediğimiz şey. çoğunlukla karşımızdakiyle ruhlarımızın beraber olmasını sağlayan yakınlıklardır. Dostlukta ruhlar o kadar derinden uyuşmuş, kaynaşmıştır ki dostlar kendilerini birleştiren dikişi bile bulamaz olurlar zamanla. Onlar yıllarca birbirlerini görmeseler dahi karşılaştıkları zaman kaldıkları yerden devam etmesini bilirler.Soru: Bu metinde numaralanmış cümlelerden hangisi anlatımın akışını bozmaktadır? | dost, ruh, yakınlık, arkadaş : bu anahtar sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur |
Paragraf: Bir sanatçının kendini en güzel, en samimi ve doğru tanımladığı yer elbette eseridir. Okuyucu sanatçıyı eseriyle tanır. Onun kişiliğini, neler sevip sevmediğini, topluma ve insana bakışıını hep eserde yazılanlardan yola çıkarak çözer. Sanatçıyı görmesi ve onun yüzüne aşina olması gerekmez.Soru: Bu metin iki paragrafa bölünse ikinci paragraf, numaralanmış cümlelerden hangisi ile başlamalıdır? | sanatçı, eser, okur, kişilik : verilen kelimelerle bir paragraf sorusu hazırla |
Paragraf: Yenilenmeyi bilmeyen, tazeliğin sırrını yitirenlerin sürüngenleştiğini söyler Sezai Karakoç. Böyleleri ruhta kaybettiklerini kalabalıklarda ararlar. Ayinler, törenler, yortular, çılgınlıklar icat ederler, der. Bu insanların durumu aslında ruh tembelliği, biraz daha ileri gidersek ruh pintiliğidir. Pinti ruh, dünyayı karanlıklaştırmıştır kendine.Soru: Bu metnin anlatımında aşağıdakilerin hangisinden faydalanılmıştır? | yenilenme, tazelik, ruh, kalabalık bu kelimelerden yola çıkarak bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: Toplumun vicdanı, önderi, ışık tutanı... Aydın olmanın gereğidir bu. Aydın ile aydın olmayan arasındaki fark, aydınların daha rahat yaşaması değildir. Aydın olmayan bir demir tüccarı, aydın olan bir üniversite profesöründen daha varlıklıdır. Kimse aydına ne bir ödül verir ne bir makam. Kendisi için değil, kendi çıkarları için değil memleketin çıkarları için çalışır aydın. İçinde bulunduğu toplumun daha ileri seviyelere yükselmesi ve onun mutlu olması için kendi mutluluğunu hiçe sayar. Düşünür, çalışır, yorulur ama bunu hiç önemsemez toplumun refahını düşündükçe. İşte bunlardır aydını aydın yapan.Soru: Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı niteliğindedir? | aydın, toplum, önder, ışık : bu anahtar sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur |
Paragraf: Batı dünyasının romancıları veya şairleri üzerine yazılmış olan kitaplar saymakla bitmez. Bir Marcel Proust üzerine yazılmış incelemelerin adları bir kitabı doldura-cak kadar çoktur. Oysa bir Halit Ziya veya Ahmet Haşim için yazılmış kaç eser gösterebilirsiniz? Sanatçılarımız yeni kuşaklara. hakkında yazılmış eserler olmazsa tanıtılmayacaktır. Bu da dünle bugün arasında bağlantı kurulamaması demektir.Soru: Bu sözleri söyleyen kişinin asıl yakındığı durum aşağıdakilerden hangisidir? | Sanatçılarımız, yazılmış, eserler bu terimlerle bir paragraf sorusu hazırla |
Paragraf: Kendimizi tanıma yolundan geri dönemeyiz. Edebiyat şunu söylemesin. bunu söylemesin yok artık. Eski yeni ne hâlimiz varsa bileceğiz. Her yeni hikâye gerçek hâlimizi göstermekte biraz daha ileri gidecek. Gitmeyen hikâyeyi ulusumuz beslemediği için beğenmeyecektir.Soru: Bu parçada asıl anlatılmak isteneni karşılayan en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir? | Edebiyat, gerçek hâlimiz, hikâye bu anahtar sözcüklerle bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Sait Faik. kendisinden söz edilmesini, başkalarınca “övülmeyi pek sevmezdi. Utanırdı bundan. Kılık kıyafeti ve davranışlarıyla yazarçizer takımının aydınlarına hiç benzemezdi. Koltuğunun altında kitap taşımaz. okuduklarını anlatmaz. düşüncelerini iddialı iddialı savunmaya kalkmaz. kişiliğini ikide bir ileri sürmez, kendinden hiç söz etmezdi. Sait Faik ile tanışanlar. halktan herhangi biri sanırlardı onu.Soru: Bu parçada Sait Faik ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? | Sait Faik, yazar, utanırdı bu anahtar kelimeler ile bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Estetik sanatla, güzellikle ilgilenen bir felsefe dalıdır. Il. Estetik sözcüğü, Grekçe aisthesis sözünden gelir. Ii. Bu terimi ilk olarak 1750'de Alman bilgin Baumgart-ner ortaya atmıştır. IV. Estetik bilimi, güzelliğin oluşturulması ve değerlendirilmesiyle ilgilenir. duygu ve beğeninin yargılanması olarak da geçen duyusal-duygusal değerleri inceler. V. Baumgartner'dan önce estetiği bir telsete kolu olarak biçimlendiren önemli düşünürlerin başında Alman Kant gelmektedir.Soru: Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralanması için hangi cümleler yer değiştirmelidir? | Estetik, felsefe, duygu : bu kelimeleri kullanarak kapsamlı bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: “Ezber bilmek. bilmek değildir.” Montaigne baba, Batı düşünmesinin baş kaynaklarından biri olan bu sözü söy-leyeli beş yüz yıl oldu. Orta Çağ'ın eğitim-öğretim sisteminin karşı bir isyan bayrağıydı bu söz. Kara kitapların. yüzyıllarca tekrarlanan kalıplaşmış bilgilerin yenilenmesini. yaşayıp gelişmesini istiyordu Montaigne. Iyi kafa. dolu kafa değil işleyen bir kaftaydı onun için. Eğitim-öğretim bilgiç yetiştirmeyi bırakıp insan yetiştirmeliydi. İnsan ise onun için kendini ve dünyayı kavrayan, tek kelimeyle düşünebilen demekti. Bunun için kitabın işi: insanı belli bir düşüncenin kölesi. hamalı yapmak değil tam tersine özgürce düşündürmek olmalıydıSoru: Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Montaigne'nin eğitim ve öğretimle ilgili görüşlerinden biri olamaz? | Ezber, bilmek, eğitim : bu kelimeleri kullanarak kapsamlı bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Bu denemeleri yazarken hayatımın en mutlu zamanlarını geçirdiğimi söylemeliyim. Çoğunun gece yarısı ürünü olduğunu da... El ayak çekilir, herkes uykuya dalar ve ben odamda günlüklere, biyografilere. mektuplara. anılara gömülür, heyecanla kitaptan kitaba yolculuklar yapardım. Karşılaştığım her yeni ayrıntı heyecanımı artırırdı ve çoğu gece, sabah ezanlarını bulurdum. Ne güzel günlerdi! Asıl güzel olan bu okumalar ve yazmalar sırasında kendimi o büyük edebiyat ailesinin bir terdi gibi hissetmenin verdiği coşkuydu.Soru: Bu sözleri söyleyen yazarın eserini oluşturma sırasında hangi duygularından hangilerini yaşadığı söylenemez? | Yazma, mutlu, okumalar : bu ifadelerden bir paragraf sorusu oluştur |
Paragraf: “Ivır vizır'ın sözlüklerde “küçük, önemsiz şey” diye tanımlanması yok mu? Çileden çıkarır beni. Kelimeleri, hayatımıza şöyle ya da böyle karışmış varlıkları, olayları küçümsemeye önemsiz saymaya kimin hakkı var? Ben de derim ki ıvır zıvır. o küçük ve önemsiz dediğimiz şeyler hayatın ta kendisidir. Insanoğlu yeryüzünde yaşadığına dair bir işaret bırakırsa o da Ivır zıvırla olan ilişkisinde, onlara sinen anılarında gizlidir. Ivır zıvırı çe-kip alsalar hayatınızdan çırılçıplak kalıverirsiniz ortada. Uğraşacak. oyalanacak. günlük hayatınızı renklendirecek hiçbir şeyiniz kalmaz. İnsan olmaktan sıkılırsınız.Soru: Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? | Ivır, zıvır, hayat : verilen kelimelerle bir paragraf sorusu hazırla |
Paragraf: Bu yaşa değin en çok gerçekçi edebiyat ürünlerini. o yolda yazılmış hikâyeleri, romanları, hep o çığırı öven denemeleri. eleştirmeleri okudum. Bir hikâyede. bir romanda anlatılanların gerçekte olanlara benzemesi. çok kimseler gibi benim için de büyük bir suçtur. Peri masallarından. dev masallarından çocukluğumda bile pek hoşlanmadım. Olmayacak şeyler, benzerleri görülmeyecek hikâyeler arasında beğendiklerim yoktur, demeyeceğim. Ama onlarda da gerçeği aradım hepSoru: Bu parçadaki sözleri söyleyen kişi için hangi değerlendirmelerine değinilmiştir? | Gerçekçi, edebiyat, roman : bu ifadeler ile bir paragraf sorusu oluştur |
Paragraf: Konuşurken daha az kelime kullanırız. Kitaplarda kullanılan kelimelerin sayısı çok daha fazladır. Onlarda kullanılan kelimelerden bazıları eskidir de. Fakat kültür günlük konuşmaları dinleyerek değil, kitapları okuyarak elde edilir. Bundan dolayı kültürlü olmak, geniş bilgi edinmek isteyen bir insan, eski yeni demeden kitapların dilini öğrenmelidir. Bu zordur ama hayatta güzel, sağlam ve değerli olan hangi iş kolaydır? Kitapların dilini öğrenen, büyük denizlere açılan bir gemiye veya göklere yükselen bir uçağa binmiş gibi olur ve onlarla ömür boyu istediği yere gidebilir.Soru: Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine varılabilir? | Kitap, kültür, kelime konularından bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Eve salça yapılması için getirilen domates kasalarından birine el koyarak ilk kütüphaneme sahip oldum. İçine ancak beş altı kilo domates alabilen kasanın bir bölümü boştu. Bu domates kasasını doldurabilecek kadar kitap alıp işi bitirecektim. Ne bereketli kasaymış ki yıllardır kitap alırım bir türlü kasa dolmadı. Herhâlde dünyayı terk edip giderken de kasa dolmamış olacakSoru: Bu parçaya verilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir? | Kitap, kütüphane, domates bu anahtar sözcüklerle bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: İlkel insanın nasıl anlaştığını bilemiyoruz ama bazı iletişim yeteneklerini geliştirerek onun dile ulaştığını tahmin ediyoruz. Bazı dil bilimciler, insanların hayvan seslerini taklit ederek dili bulduklarını düşünüyorlar. Kesin bir şey diyemiyoruz ama bu tahminin doğru olması da söz konusudur. Kesin olarak bildiğimiz ayrıntılar da var. Örneğin, Taş Devri insanlarının tek heceli sözcüklerle konuştuğu. Bazı çağ ve coğrafyalarda bu, tek harfe kadar düşüyor. Bunu mağaralara çizilen harflerden anlıyoruz. Orta Asya'daki insanlar, mağaralara çizilen harflerin yanı sıra hayvan resimleri de çiziyorlardı. Böylece isimleri tespit çalışmışlardı. Anlaşılıyor ki dilin şimdiki gibi kullanılışı pek rahat olmamıştırSoru: Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde durulur? | İlkel insan, dil, iletişim bu kelimeleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz: |
Paragraf: Boşuna dememişler “Müzik ruhun gıdasıdır.” diye. Bırakın icra etmeyi ya da adamakıllı anlamayı, sadece herhangi bir müzik parçasını dinlemek bile psikolojimizi nasıl da değiştirir. Elinizdeki işe ya da yazıya konsantre olmak için klasik müzik eseri tercih edebilirsiniz ya da mutluluk düzeyinizi artırabilmek için hareketli bir şarkıyla kendi çapınızda dans edebilirsiniz. Bütün bunlar size iyi gelebilecek bedava ilaçlar. Biraz daha ileri gidip amatör ya da profesyonel olarak müzikle ilgilenmek istediklerinde müziğin o eşsiz etkisiyle tanışıyorsunuz.Soru: Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir? | Müzik, psikoloji, etki bu kelimelerden bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: İbni Haldun “Coğrafya kaderdir.” diyerek hayat tarzının zaman ve mekânla ilişkisini ortaya koymuştur. Eski Türk kültürünü başlangıçta avcılık ve hayvancılık, sonraları ise tarım ve hayvancılık oluşturduğu için Türk dilinin söz varlığını temelde bu hayat tarzına ait kelimeler şekillendirmiştir. Örneğin barınma ihtiyacı insanın en temel ihtiyaçlarından biridir. Bu nedenle dilde barınmaya ait kelimeler en baştan itibaren var olmuş ve arkeik kelime özelliği taşımıştır. Türklerin en eski barınaklarından birinin “alaçuk” olduğu, kelimenin eskiliğinden ve yaygınlığından anlaşılmaktadır. Yani “alaçuk” Türkçenin tarihi hafızalarından birini oluşturmaktadır denebilir.Soru: Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? | hayat, mekân, kelimeler, tarz konularından bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Her insan, bazı evrensel insan özellikleri bakımından başkalarına benzer. Buna karşılık, yine bazı bakımlarından herkesten ayrı bir insandır. Her insanın kendine özgü yetenekleri, eğilimleri vardır. Başka bir deyişle her insanın en çok isteyebileceği, başarılı olabileceği birkaç iş vardır. Başarılı insan, kendisine en çok uyan işlerde çalışma imkânını elde eden insandır. İnsanı başarıya ulaştırabilen yol eğilimlerinin, yeteneklerinin bir eseri olan çalışmak arzusundan geçen yoldur. İnsan kendisini dilediği gibi bulabildiği her yerde tam bir kendisi olabilen tümlüğüne kavuşturabilen bir varlıktır. İnsanın başarısı tümlüğünün bir ifadesidir. İnsan sevmediği, sevemediği işlerde bütünlüğünü gerçekleştiremez. Sevemediği için kendisini sıkan işinden ziyade özlemini duyduğu işleri düşünür. Tembel dediğimiz insan, her şeyden önce aradığı işi bulamayan insandır. Bizi kendimiz yapamayan hiç bir iş, bizim olamaz.Soru: Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? | insan, evrensel, yetenekleri, başarı bu kelimeleri kullanarak Türkçe paragraf sorusu sor |
Paragraf: 1969'da Mehmet Akif İnan, Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt ile birlikte edebiyat dergisini çıkarmaya karar verdiğimizde bizi bu girişime zorlayan etken aslında tekti: Ülkü olarak Batıcılığı seçmediğimizi. yalnızca yerli düşünceye ve bunun tüm değer yargılarına bağlı olduğunu söylemek. Bir ulusu olumlu ya olumsuz yönde oluşturan gücün, o ulusun edebiyatı olduğuna inanıyoruz. Osmanlı Devleti'nde ulusun canlı, atılımlı, verimli dönemleri edebiyatın da verimli olduğu dönemlerdir. Ulus duraklamaya başlamışsa edebiyatta da görülür bu duraklama. Yazarlar ulusun toplumsal çalkantı barometreleridir. Öyle de olmuştur tarihimizde. Yönetim mi yazarları etkiler, yazarlar mı yönetimi etkiler sorusu üzerinde durmayalım. İkisi de etkiler birbirini.Soru: Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? | Edebiyat, ulus, edebiyat dergisi bu kelimeleri kullanarak Türkçe paragraf sorusu sor |
Paragraf: “Tarih bir tekerrürden ibarettir.” sözü ne kadar cazibelidir ki insan, bunun tam tersinin doğru olduğunu bildiği hâlde bu sözün çekiciliğinden kurtulamaz. Gerçekten insanların, toplumların, sanatların başından geçenler hep birbirine benzeyen ya da benzetilen olaylardır. Ruh ve beden yapısı değişmedikçe insan, tarihi bir gerekirciliğin çözülmez halkaları içinde yaşayacaktır. Dünyaya çok yukarıdan bakınca insan eserleri arasındaki farklar azalır, renkler birbirine karışır ve bütün tarih tekdüze görülür. Gerçekte bir gün, diğer günün aynı değildir. Bir devrin, bir düşünüşün bir uygarlığın dirildiği veya hayatını aynen tekrarladığı görülmemiştir.Soru: Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine varılabılır? | Tarih, tekerrür, insan : bu ifadeler ile bir paragraf sorusu oluştur |
Paragraf: Şiir. her şair tarafından amacı ve üslubu açısından farklı değerlendirilir. Buna saygım var elbette. Ama bazı şair-ler vardır ki ben sadece bu toprağın sesi olacağım. der. Bunun için de sınırların ötesinden gelen rüzgârlardan kokular devşirmeye hiç yanaşmaz. Bunun doğru bir tutum olmadığını söylemeliyim. Bu. sanatın ne olduğunu anlayamamaktan kaynaklanan. sanat eserini sadece içinde yaşadığı topluma özgü bir insan ürünü sayan bir zihniyetin kabul edilemez bir görüşüdür.Soru: Düşüncenin akışına göre bu parça aşağıdaki yargılarla devam ettirilmelidir? | sanat, şair, topluma özgü : bu kelimeleri kullanarak bir paragraf yaz ve bir soru sor |
Paragraf: Hemen her fırsatta ortaya çıkıp kendini anlatan bir yazar; gündemde kalıyor. kitabının tanıtımını yapıyor hatta onun daha çok insana ulaşmasını sağlıyor ama bir yandan da eserini tüketiyor. Artık biz onun nasıl söylediğine değil. neler söylediğine bakmaya başlıyoruz. Oysa edebiyat. temelde bir yazarın ---- Tabii ki toptancı davranıp bu. hepten böyledir demeyeceğim. Elbette yazarların ortaya çıkması. söyleşilere katılması, sanatçılığını tanıtması doğaldır ve gereklidir. Sözünü ettiğim tüketme daha çok edebiyat dışı alanlarda ortaya çıkıyorSoru: Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? | yazar, edebiyat, tüketme : bu anahtar sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur |
Paragraf: Çünkü toplumun değer yargıları ve uygarlığı onunla ölçülür. Insana insanlık duygusu, tiyatroda aşılanır. Oturmayı, kalkmayı, dinlemeyi, anlamayı, inceliği. birbirimizi sevmeyi orada öğreniriz. Tiyatro bir şehrin ocak başıdır aslında. Orada en güzel masallar söylenir. en gerçek sözler duyulur. Toplumun kabulleri. sevip sevmediği her şeyi orada bulmak mümkündür. Diğer milletlerle olan iletişimini, benzer ya da ayrılan yönlerini tiyatroda görürüz. Daha ne olsun ki? Her şey ama her şey var tiyatroda.Soru: Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? | tiyatro, toplum, değer yargıları bu anahtar sözcüklerle bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Rodos Heykeli, 32 metre yüksekliğindedir ve tunçtan yapılmıştır. Bu heykel, birçok sanat eserine de kaynaklık etmiş, Fransız heykeltıraş Frederic Auguste Bartholdi New York'ta bulunan Özgürlük Heykeli'ni Rodos Heykeli'den esinlenerek yapmıştır. Yapılışından yok oluşuna kadar yalnızca elli altı yıl geçmesine rağmen Rodos Heykeli dünyanın yedi harikasından biri olmayı başarmıştır. Bunun en büyük sebebi, devasa bir heykel olmasıyla birlikte birlik ve beraberliğin simgesi olması idi. Yapımı on iki yıl sürmüş, MO 282 yılında tamamlanmış ve güneş tanrısı Helios'a ithaf edilmiştir.Soru: Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden anlamlı bir bütün oluşturulması için hangilerinin yer değiştirmesi gerekir? | Rodos Heykeli, sanat eseri, tarih bu kelimeleri kullanarak Türkçe paragraf sorusu sor |
Paragraf: I. Mimar Sinan da insanda saygı uyandıran ve bu gelişmeye katkı sağlayan şahsiyetlerden biridir. II. Onun eserlerinin en belirgin özelliği, eserin yapıldığı çevrenin de güzelliğiydi. III. Kimi adaleti, kimi düşünce dünyası, kimi kahramanlığı ile insanlığın gelişmesine katkıda bulunmuştur. IV. Sinan küçük çaplı, sanat yönü ağır olan eserlerinin etrafına büyük ağaçlar diktirerek eseri esrarlı bir güzellikle kaplarken büyük hacimli eserlerinin çevresine küçük ağaçlar diktirerek görüş ufkunu genişletirdi. V. İnsanlık tarihinde hayatıyla ve eserleriyle arkasında büyük izler bırakmış şahsiyetler vardır.Soru: Yukarıdaki cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralanışı aşağıdakilerden hangisidir? | Mimar Sinan, eserleri, güzellik bu kelimeleri kullanarak Türkçe paragraf sorusu sor |
Paragraf: Hayata yan çizmek, yalnızlık duygusuna yenilmek. böy-le bir yenilgiyi kabullenmek insanlığını yadsımak değil mi bir ölçüde? François Mauriac: Yazar. hiçbir zaman yalnızlığa boyun eğmeyen bir insandır. diyor. Her birimiz birer çöl taşıyoruz içimizde. Bu çölleri neyle doldurabili-riz insan seslerinden başka? Kim söylemiş bilemiyorum: galiba Exupery söylemiş. bazen bir çocuk bile koca bir çölü doldurur çığlıklarıyla onu çöllükten çıkarır diye. Bir çocuk çığlığına. bir yetişkin hele hele bir yazar sesine hangi çöl dayanabilir, direnebilir ki?Soru: Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? | yalnızlık, yenilgi, insanlık : bu kelimeleri kullanarak bir paragraf yaz ve bir soru sor |
Paragraf: Herkes hizmet edebilir insanlığın gelişmesine. Bir mo-daya uyan da uymayan da. Her yeni düşünce veya Ssa-nat akımını benimseyen herkes ilerici. eski sayılan bir anlayışı savunan kişi de gerici olmayabilir. Yani yeni ya da eski taraftarı olmak bir şey ifade etmez. Bu nedenle amaç: iyi, güzel. doğru olanı bulmak ve savunmak olma-lıdır. İyi ve güzel eskide de yenide de bulunur. Yeni ama kötü bir eseri savunmak nasıl yanlışsa eski ama güzel bir eseri karalamak da o derece yanlıştır.Soru: Bu parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakiler-den hangisidir? | hizmet, insanlık, iyi bu anahtar sözcüklerle bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Büyük bir gönül adamıydı Sabahattin Eyüboğlu. Ortak-laşa çalışmanın. imece bereketinin erdemine inanmış bir gönül adamı. Her türlü yozlaşmaya -halktan kop-maktı onun için yozlaşmak- kafa tuttu ömrü boyunca. Divan şairlerini, yapma dilleri ve özentileriyle bir tarafa itip Yunuslarla, Pir Sultanlarla Anadolu'nun gür ve içli sesine verdi kulağını ve gönlünü. “Gül'e karşı “yonca -yı, “bülbül'e karşı *serçe”yi tuttu. Şarkılara inat türküleri. halılara inat kilimleri benimsedi. Salonu atıp sokağı yeğ-ledi. Gözyaşını verip umuda memlekete yani gerçeğe sarıldı dört elle. Halk değerlerini, her çeşidinden halk sanatını çağdaş düşünce ve sanata mal etmeyi kendine dert edindi.Soru: Bu parçada Sabahattin Eyüboğlu'nun hangi özelliği üzerinde durulmaktadır? | gönül, yozlaşma, halk konularından bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Gerçek bir sanatçının ne çok tanımı yapılmıştır. Nasıl olması gerektiği üzerine de çok şey söylenmiştir. Ben-ce gerçek bir sanatçı: zamanın her anında güzelin. faydalının. doğrunun ve sevginin sabırlı araştırıcısı ve yorumcusu olmalıdır. Sanatçı, elde ettiği bulguları öz ve anlaşılır bir dille. sevecenlik içinde yaşadığı toplumun insanlarına sunabildiği ölçüde kişilik kazanır. Sanatçı, toplumu toplum yapan duygu ve duyarlılığı bir kutsal belge hâlinde gelecek çağlara taşıyan bir elçidir.Soru: Bu parçadan sanatçı kavramı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? | sanatçı, güzel, faydalı, doğru bu kelimelerden bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: Bilgi verecekseniz makaleyi, kendinizi tanımak. kendinizle hesaplaşmak istiyorsanız denemeyi, bir dünya yaratacak ve okuyanı da içine çekecekseniz öykü ya da romani; slogan atacak. bir görüşü ortaya koyacaksanız gazeteyi. fıkrayı kullanın: şiiri değil, Şiir. bağırmaz: elinde pankart ya da sopa taşımaz. Şair duygu adamıdır. davranış adamı değildir. Bireysel veya toplumsal trajedi-yi anlatırken bile şairin gözyaşları dışarı değil, içine akar.Soru: Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? | şair, duygu, davranış : bu kelimeleri kullanarak bir paragraf yaz ve bir soru sor |
Paragraf: Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cumhuriyet Dönemi'nin özellik-le Ikinci Kuşak şairlerinin en özgünü. nicelik ve nitelik bakımından en verimlisidir. Gerek kullandığı sözcükler, gerek seçtiği temalar ve Şiir kalıpları ile kendinden önceki şairlere benzemediği gibi çağdaşlarına da hiç benzemez. Her biri ötekinden ilginç ve güzel kitaplarıyla Türk edebiyatında gerek kapsamı, ön seziş yeteneği. hayal gücü ile hiçbir şiir geleneğine bağlı olmayan eserleri: gerek şiir dilinin özgünlüğü. hepsinin üstünde sözcüklere yüklediği düşünce ve duygu zenginliği ile erişilmez bir doruktur.Soru: Bu parçada Fazıl Hüsnü Dağlarca ile ilgili aşağıdaki-lerden hangisine değinilmemiştir? | Fazıl Hüsnü Dağlarca, şair, özgünlük konularından bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Hikâye. güzel yazılma kaygısından Ömer Seyfettin ile kurtuluyor. Bir subay olan Öner Seyfettin. iyi kurulmuş hikâyeleriyle bizde rahat okuma zevkini ilk tattıran sanatçı olmuştur. Güçlü bir gözlemden çok. basit de olsa birtakım düşüncelerden yola çıkan sanatçı. hikâyeye bir yandan güzel yazma kaygısından çok. konuyu işleyip değerlendirme yolunda bir nitelik kazandırırken öte yandan temiz ve sade bir dile bir çeşit edebiyatsız edebiyata doğru bir yön sağlıyordu. Hikâyeleri içinde aşırı bir Batı hayranlığına karşı ulusal değerleri tutan. kör inançlarla alay eden, çocukluk anılarıyla birlikte eski törelerimizi işleyen, mizah ve fanteziye yer veren hikâyeler büyük bir yer tutar.Soru: Bu parçada Ömer Seyfettin ile ilgili olarak aşağıdaki-lerden hangisine değinilmemiştir? | Ömer Seyfettin, hikâye, güzel yazma : bu kelimeleri kullanarak kapsamlı bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Namuslu bir dünya ve bu dünya içinde mutlu bir Türkiye yatıyordu gönlünde. Köylüsü kentlisi. yakını uzağı. dostları hele hele dostlarıyla birlikte el ele, ortaklaşa yeniden kurulup yaşatılacak mutlu. adaletli bir Türkiye umudu. Dostluktan başka yitirecek bir şeyi yoktu onun. Biliyordu çünkü işte ve düşünüşte beraberlik olmadı mı kolay kolay kurulamazdı. kurulsa da yürütülemezdi dostluk. Çıkar düşüncesinin girdiği hiçbir işe el atmadı. Isimsiz çalışmanın erdemine olan inancıyla sarıldı bütün ömrünce her işe ve ardında bıraktığı en büyük miras: yazıları, çevirileri. filmleri ve dünyayı haksızlıklardan kurtaracağı umudu oldu.Soru: Bu parçada tanıtılan kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? | Mutlu, dostluk, adaletli bu anahtar kelimeler ile bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Türklerde at yetiştirilirken yetiştirilecek olan tay. attan ayrılır: küçük yaştayken üzerine çocuk bindirmeye başlar: çevgan ve mızrak oyunlarında oynatılarak top ve mızrak korkusu yok edilir, arpa yemeye alıştırılır. Meydanda devamlı düz ve ters yönde koşturulur. sırasıyla duvardan atlamaya. su üzerinden atlamaya. yokuş-iniş koşularına, sonra taşlık yerlerde koşmaya alıştırılır. Zamana yayılacak biçimde hem yalnızlığa hem de çarşıya çıkarılmak suretiyle kalabalığa alıştırılır. En sonunda ürktüğü hayvanı atın yanında bekleterek atın üzerindeki til, deve gibi korkusunu yenmesi sağlanırSoru: Bu parçanın başına getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir? | At, yetiştirme, korku bu terimleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur |
Paragraf: Vantuz balığı, görünüm itibariyle küçük ve ince köpek balığını andırmaktadır. Akvaryum değil okyanus balığıdır. Kılavuz balığı olarak da bilinir. Kafasının üzerinde bulunan vantuzlardan dolayı bu isme sahiptir. Vantuzlar âdeta, çizgili ve tırtıklı bir görüntüyü andırır. Vantuz balıkları, kafa kısmında bulunan vantuzlar sayesinde köpek balıklarına. kaplumbağalara, memeli deniz canlılarına hatta gemilere dahi yapışarak çok uzun mesafe-lerde yolculuk edebilme özelliğine sahiplerdir. Zararsız ve aynı zamanda zehirsiz bir balıktır. Ancak yine de eti tüketilmez. Dolaşmayı seven bir balık türü olduğu için bütün denizlerde ve okyanuslarda görülebilir. Genel olarak tropikal bölgelerde görülmektedir. Koyu renkli-dir. Kendi üzerinde yer alan canlılar ile ve yapıştıkları alanda yer alan parazitleri. besin artıklarını tüketerek beslenir.Soru: Bu parçada vantuz balıklarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? | Vantuz, balık, deniz : bu kelimeleri kullanarak bir paragraf yaz ve bir soru sor |
Paragraf: 15. yüzyılın ikinci yarısında dünyanın en büyük ve güçlü devleti durumuna gelen Osmanlı Imparatorluğu. tarihindeki en geniş sınırlara 1592'de ulaşmıştı. |ll. Muratın devrine rastlayan bu büyük genişleme döneminde önem sırasına göre bizden sonra gelen öteki büyük devletler; İran. Hindistan, Çin, İspanya. Almanya. Fransa, İngiltere, Türkistan. Güney Hindistan. Venedik ve Rusya'dır. 20 milyon kilometrekareye varan Osmanlı topraklarında yaklaşık olarak 100 milyon insan yaşamaktadır. 13 milyon kadarı Türk olan bu büyük nüfusun resmi eğitimi ve dili Türkçedir. Devlet yöneticilerinin çoğu deha çapında kişilerdir. Çağının kültür. medeniyet ve sanatını Osmanlı İmparatorluğu temsil etmektedir.Soru: Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? | Osmanlı, devlet, kültür bu kelimelerden bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: İnsanın yaşadığı hayatı ve bu hayatın temel değerlerini sorgulaması gerektiğini ileri süren Sokrates'e göre sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değer bir hayat değildir. Mutluluk, bilgi ile elde edilen erdemlerle yaşanan bir ahlaki hayatla mümkün olabilir. Herkes iyiyi ister fakat temel sorun insanların iyi adı altında her istediğinin gerçekten iyi olup olmadığıdır. Öyleyse iyi, insanların onun öyle olup olmadığını düşünmelerinden veya istemeklerinden bağımsız bir varlığa sahip olmalıdır. İnsanın mutlu olmak için nasıl bir hayat sürmesi gerektiğini yani erdemli bir hayatın nasıl olması gerektiğini bilmesi gerekir. Öyleyse bilgi erdemdir. Ona göre her insan doğuştan bilgiye sahiptir. Önemli olan bu bilginin dışarı çıkmasıdır.Soru: Sokrates'in görüşleriyle ilgili olarak bu parçadan hangisi çıkarılamaz? | Sokrates, mutlu hayat, erdem bunlar ile bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: Bir yazarın sadece kitaplarını değil, basılmasını düşünmeden yazdığı her türlü ürünlerini, mektup ve günlüklerini okumak: yazar ve onun felsefesi, olay ve durumlara bakışı hakkında çok boyutlu fikir verir. Bu durumda okur, bence salt yazarın göstermek istediği yüzünü değil, ötesini de gördüğü hissine kapılır. Eğer yazarın sadece piyasada görülen ve çok satan kitapları okunursa onun gerçek dünyasına ulaşmak pek mümkün olmaz. Yazarın ölümünden sonra basılan onun kendi dünyasını ortaya çıkaran yazılardır yazarın gerçek düşünce dünyasını ortaya çıkaran. Yazarın basılmak amacı dışında yazdığı her türlü yazılarıdır okura onu anlatan. Özellikle böylesi bir okuma Nietzsche gibi çok tartışmaya neden olan bir filozofu anlamak için önemlidir. diye düşünüyorum.Soru: Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? | yazar, felsefe, boyutlu fikir bu anahtar kelimeler ile bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Insanoğlu hak, iyilik. güzellik sevgisini binbir türlü gös-terebilir. Bu sevgi gösterileri en ummadığımız bir za-manda, en ummadığımız yerde, en ummadığımız kişi-den gelirken nasıl olur da iyi, güzel. doğru işler yalnız benden çıkar, onları yalnız ben bilir, ben değerlendiririm deriz. Bu nedenledir ki düşünce ve edebiyat eserlerine, hayatın olay ve sorunlarına hep daha iyi insanlar olabilmek için onlardan nasıl faydalanabiliriz diye bakalım. Onlara beslediğimiz iyi niyet ölçüsünde kendimize iyi ni-yet göstereceğimizi bilelim. Kötü ve yanlış olan şeyleri ancak böyle bir kafa. hakkıyla temizler. İyiye ve doğruya bağlanan insan mutlak güzeli bulur.Soru: Bu parçada yazar, düşünce ve edebiyat eserlerinden faydalanma zorunluluğunu aşağıdaki gerekçelerden hangisine bağlamaktadır? | iyilik, güzellik, sevgi, düşünce konularından bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: John Locke, insan zihninde doğuştan gelen bilgilerin olmadığını söylemekle birlikte mutluluğa, iyiye yönelip acıdan kaçma duygularının doğuştan geldiğini söyler. Ahlak felsefesini herkesin kendi mutluluğuna koşması gerektiği ilkesine dayandırır. O, bilgilerin ancak yaşayıp görerek. deneyim sahibi olarak ve deneyler yoluyla elde edilebileceğini söyler.Soru: Bu parçadan John Locke'un düşünceleriyle ilgili olarak, yargılarından hangilerine ulaşılamaz? | John Locke, insan zihninde, bilgilerin, mutluluğa bu terimlerle bir paragraf sorusu hazırla |
Paragraf: “Devler gibi eserler bırakmak için karıncalar gibi çalışmak gerekir. Hiç öyle şey olur mu? Her büyük şairde onun dizeleri olduğunu hissettiren bir söyleyiş özelliği vardır. Daha önce hiç duymadığım bir dizesini okuyun bana hemen tanırım Necip Fazıl'ı. Nazım Hikmet'i. Yahya Kemali, Ahmet Haşim'i. Bu şairleri büyük şair yapan onların bu orijinalliğidir. Hiç kimseye benzememeleridir. Siz kalkmış bana büyük şairlerin benzer yanlarını soruyorsunuz. Onların benzer yanları, birbirine benzememeleridir.Soru: Numaralanmış parçalarda sırasıyla aşağıdakilerin hangileri üzerinde durulmuştur? | büyük eserler, çalışmak, şairler bu kelimeleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz: |
Paragraf: Yaban, Kiralık Konak. Ateşten Gömlek, Sinekli Bakkal neden unutulmazlar içinde sanıyorsunuz? Yazarları çok sağlam bir üsluba sahip oldukları için mi? Hayır tabii ki. Bu eserler, döneminin en önemli konularını bünyelerinde taşıdıkları. bu konuları sosyal hayatın içinden bize sundukları için önemli.Soru: Numaralanmış parçalarda sırasıyla aşağıdakilerin hangileri üzerinde durulmuştur? | eserler, neden unutulmazlar bu anahtar sözcüklerle bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Sanmam olacağını. Olsa da sanatçı denmez ki ona. Ama sanatının delisi olan, onun uğruna olmadık çilelere katlanan pek çoktur. Yazmayınca hayatının kör kuyuya döneceğini söyler bir yazar. Shakespeare'in. Dostoyevski'nin. Tarık Buğra'nın, Tanpınar'ın ve daha birçoklarının hayatı örnektir buna. Dağlarca bir mülakatında şöyle der: “Birisi bana dese ki kitaplarının hepsini yok edeceğiz. öleceksin ama bir kolun dışarıda kalacak. durmadan yazacaksın. Bunu seve seve kabullenirim.”Soru: Yazarlar ve şairler çileli kişiler midir? | sanat, sanatçı, çile : bu kelimeleri kullanarak bir paragraf yaz ve bir soru sor |
Paragraf: Bireylerin veya aynı amaç için birleşmiş toplulukların doğal, siyasi, sosyal veya ekonomik nedenlerle yer değiştirmesine göç denir. Ülkemizde doğal afetler nedeni ile yaşadıkları yerleri değiştirenler olmuştur ancak göç yaşanmasında geçim sıkıntısı ve işsizlik gibi ekonomik nedenler başta gelir. Eğitim ve sağlık gibi sosyal imkânları daha fazla yararlanmak için de göç yaşanır. Yurt dışında yaşayan Türk nüfusun baskı görmesi gibi siyasi nedenlerle ve nüfus mübadelesiyle yurt dışından ülkemize göç yaşanmıştır. İnsanların göç etmesine neden olan faktörler itici, gidilen yerin seçiminde belirleyici olan nedenler ise çekici faktörler olarak adlandırılır.Soru: Hangisi göç etme nedeni olamaz? | göç, neden, faktör : bu ifadelerden bir paragraf sorusu oluştur |
Paragraf: Her kültür, mensuplarının tarih içinde bağımsız bir varlık olarak yaşamını devam ettirmesini ister ve buna uğraşır. Her kültürün insanlara verdiği değer ve davranışların arkasında, başka kültürlerle ezilip yok olmamak, başkalaşmamak hedefi vardır. Yabancılaşma: özüne aykırı düşme, yaradılış sebebi ve işleviyle aykırı konuma gelme, kendi olmama durumudur. Kendi olmama yönündeki çözülmenin başladığı yerde de toplumsal yozlaşma ortaya çıkar. Bu nedenledir ki kültür, birleştirici bir rol üstlenirSoru: Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? | kültür, değer, yabancılaşma bu anahtar sözcüklerle bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Edebiyatın içine duyulan şeylerden çok düşünülen şeyler girer. Düşünülen şeyler ise birtakım kalıplara girmeye, bir dünya görüşüne bağlanmaya mecburdur. “Her şey söylenmiştir.” sözü çok aldatıcıdır. Her şey söylenmiştir ama aynı düşünce ile söylenmiş iki söz var mıdır? “Yaşamak ne güzel!” derken her asır hatta her nesil başka başka şeyler düşünmüştür. Eskiden şairler hayatı herhangi bir fikir veya his dolayısıyla güzel görürdü ve doğa bir ruh hâlinin aynası olarak değer kazanırdı. Şimdilerde ise doğa ve yaşama sevinci araç olmaktan çıkmıştır. amaç olmuştur şiirdeSoru: Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir? | Edebiyat, düşünülen şeyler, dünya görüşü bu sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: “Aksülamel” yerine “tepki” sözcüğü halk tarafından tutmuştur. Belki sözcüğün tam karşılığı değil ama halk “tepki"ye yeni bir anlam katmıştır. Buna karşılık “yapıt” sözcüğü, gençlerde “bina”yı akla getiriyor da “eser” anlamını getirmiyor. Türkçeye çok yerleşmiş olan “eseri bırakıp yerine “yapıt'ı yerleştirmeye çalışmak neden? Yeni türetilen sözcükler arasında “soru” ve “sorun” gibi cümle içinde kullanılırken kavram karışıklığı yaratanları da vardır. Bu tip sözcükler, anlamın belirsizliğine ve anlatımın bozukluğuna sebebiyet verecek kadar sıkıntı yaratmaktadır dilimizdeSoru: Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? | Halk, “tepki” sözcüğünü yeni anlama kattı bu kelimeleri kullanarak Türkçe paragraf sorusu sor |
Paragraf: Bir yazarın roman anlayışı, doğal olarak yazdığı her romanla biraz daha gelişir. Bunun olağan bir seyri vardır. Belki de üzerinde çalıştığım metin yaptı bunu. Roman sanatından ne beklediğimin cevabını Bin Hüzünlü Haz'da daha net gördüm: bunun nasıl olduğu bilmiyorum. Belki bende biriken bazı şeyler o romanı yazarken şekillenme imkânı buldu. Bin Hüzünlü Haz'da bu, benim için olağan seyrin dışı çıktı sanki. birdenbire bir sıçrama oldu. Bu değişimin romancı için anlamı şudur: kendi roman yolculuğu içinde hatrı sayılır bir mesafe kaydetmiştirSoru: Yukarıda numaralanmış cümlelerden anlamlı bir bütün oluşturulması için hangilerinin yerleri değiştirilmelidir? | Yazarın roman anlayışı gelişir bu kelimelerden bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: Cahit Sıtkı Tarancı, kendini yakışıklı bulmayan, çirkin olduğunu düşünen bir şairimiz. Babasına, özellikle de kız kardeşine yazdığı mektuplarda hep bu üzüntünün izleri vardır. Şiirlerindeki karamsar havada, bu ilk gençlik yıllarının ezikliğin etkisinin olmadığı söylenemez. Ahmet Haşim de çirkinliğinin acısını içinde hisseden bir şairimizdir. Onun da tıpkı Cahit Sıtkı gibi şiirlerinde karamsar bir hava görülmektedir. Ancak bu durum, her ikisinin de ruhunda şiirsel dalgalanmalara sebep olmuş, her ikisi de çok güzel şiirler yazmış ve okuyucuya şiir okuma lezzetini tattırmıştırSoru: Bu parçadan Cahit Sıtkı ve Ahmet Haşim ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? | Cahit Sıtkı ve Ahmet Haşim’in karamsar havası bu terimlerle bir paragraf sorusu hazırla |
Paragraf: Geleneksel büyük ailelerde yetişmiş her yazarın ilk 14. Öğrenci: ustası ninesidir. Hem büyülü yaşayışı ile hem de masal ile birbirine karışıvermeye pek yakın duran sözü ve anlatma yeteneği ile. Şu var ki büyükanneler yalnız sözel yanımızı beslemekle kalmaz. hayatın bütününe ait tavırlar ve alışkanlıklar da kazandırırlar. Biz farkında olmasak da o zamanlarda kişiliğimize sinmiş bu değerleri ömür boyu uzviyetimizin bir parçası gibi taşır dururuz. Büyük aile dağılıp ninelerle torunların bağı koptuğunda tavır ve değer yargılarının kanalları tıkandı. Kırk yıl önce çocuklar nineleriyle aynı dili konuşabiliyor ve onlarla yaşamaktan sıkılmıyorlardı. O hayatın içinden bir coşku üretmeyi. ihtiyarlarla yaşarken mutlu olmayı başarabilen çocuklardı onlarSoru: Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci paragraf kaç numaralı cümle ile başlamalıdır? | yazar, aile, nineleri bu kelimelerden bir paragraf oluştur ve soruyu ekle |
Paragraf: Var oluşunun bilincinde olan tek canlıdır insanoğlu. Beyin gücüyle duygu ve düşünce üretebilmesi, onun diğer canlılardan ayrılan en belirgin özelliğidir. İnsan bu yeteneği sayesinde madde ve enerjiyi kendi yararına kullanmış. en gelişmiş teknolojileri üretmeyi başarmıştır. Kendi rahatına düşkünlüğü insanoğlunun çalışma isteğini yok etmiş. onu tembelliğe sürüklemiştir. Ne var ki bu özellik insanoğlunun yalnız kalmasına da neden olmuştur. Korku, kaygı. üzüntü gibi duyguları öteki canlılara göre daha derinden yaşamasına zemin hazırlamıştırSoru: Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi anlatımın akışını bozmaktadır? | insan, canlı, düşünce : bu kelimeleri kullanarak bir paragraf yaz ve bir soru sor |
Paragraf: — Beni yazmaya özendiren. tüm yaşam. doğa. uzay. dağlar denizler, başta insan olmak üzere tüm canlılar. düşler. gerçekler vb. — Konu seçimi pek kolay olmuyor. Ama kültür alt yapım hazır olduğu için birçok konuyu zihin ve gönül süzgecimden geçirip. sentezleyerek yeni yeni yaratılar elde ediyorum. Bu sürede bazen. pek güvendiğim kültür alt yapım yetersiz kalabiliyor. O zaman da uzmanlara danışıyor. yazılı ve görsel kaynaklarını araştırmaya yöneliyorum. Rastlantı sonucu konu seçmiyorum kısacası. Araştırarak, soruşturarak. düşünce, duygu süzgeçlerimi kullanarak. belleğimin kapılarını yumruklayarak romanın planını yapıyorum. Sonra yazmaya girişiyorum.Soru: Bu diyalogda boş bırakılan yerlere sırasıyla getirilmelidir? | yazar, konu, seçimi bu kelimelerden yola çıkarak bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: Plasebo etkisi tıpta, etkisi olmayan bir ilacın “Bunu iç. iyileşeceksin.” denerek verildiğinde gerçekten de iyileştirici etki gösterebildiğini ifade eden bir kavram. Ingiliz doktor John Haygarth 1799 yılında, o dönemde satılan meşhur perkins çekicileri adlı aracı denemek için satın aldı. Bu pahalı metal çubukların vücuttan hastalıkları çektiği iddia ediliyordu. Çubukları deneyen Haygarth, etkisinden emin olmak için hastalar üzerinde aynı işlemi, bir de metal çubuklarla aynı görünüme sahip ahşaptan yapılma sahte perkins çubukları ile denedi. Sonuçta, romatizma hastası 5 kişiden 4'ünün ağrıları geçti. Harvard Üniversitesinden Profesör Dr. Ted Kaptchuk, bu durumu şöyle açıklıyor: “Plasebo etkisi, pozitif düşünceden fazlasıdır: bir tedavi ya da prosedürün işe yarayacağına inanmaktır. Beyin, vücut ve ikisinin birlikte nasıl çalıştıkları arasında güçlü bir bağlantı oluşturmakla ilgilidir.” Dr. Kaptchuk'un açıklamalarına göre plasebolar, bir hastalığı iyileştiremez ya da bir tümörün küçülmesini sağlayamaz, daha çok ağrı algısı gibi beyin tarafından modüle edilen semptomlar üzerinde çalışırlar. Plaseboların ağrı yönetimi, strese bağlı uykusuzluk, yorgunluk, mide bulantısı gibi durumlar için oldukça etkili oldukları görülmüştürSoru: Bu parçadan plasebo ile ilgili tam olarak aşağıdaki seçeneklerden hangisi söylenebilir? | plasebo, etki, ilaç, iyileştirme bu kelimeleri kullanarak Türkçe paragraf sorusu sor |
Paragraf: Metafizik roman demek; romanı belirsiz, gerçekte var olmayıp var gibi düşünülen bir temel üzerine kurmak demek değildir: insanın evrene bakışını, onun belli bir yer ve zamandan sonsuzluğa uzanışını tespit etmektir: acılarına evrensel bir anlam vermektir. Meseleye bu açıdan bakınca metafizik romanın gerçekten uzaklaşmak demek olmadığı da anlaşılır. Tersine gerçeğin tam içine girer metafizik roman. Çünkü insan yaratıldığı günden beri kendisi için sürekli bir sır kaynağı olan bu çeşitten bir ilişkiler dünyasında yaşamaktadır. Metafizik romanın ödevi ise insan ruhunun bu yanlarını didiklemektir.Soru: Bu parçaya göre metafizik roman;
Let me know if you want me to continue with the rest of the pages. | metafizik, roman, insan, evren bu kelimelerden yola çıkarak bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: Susmak. bağdaşmaz insanın onuruyla. İnsan. onu- runu bile çağ içinde sorumluluğunu kavrayınca anlar. Yazarlar, isteseler de istemeseler de kavganın için- dedirler aslında. Niçin açıkça söylemiyoruz sözümüzü de susuyoruz? Çağı gide gide daha iyi anlıyoruz Özgürlüğün sorumluluktan kopmaz mutlak bir yanı var. Insan bunu nasıl anlamaz? Hiçbir bağnazlık, hiçbir korku engel olamamalı sorumluluk duymamıza. Çünkü insanın var oluş nedeni ancak sorumlulukla anlaşılabilir. Yazdığım bir tek sözün bile sosyal içeriği var. Biz. söz- leri sakız gibi çiğneyen burjuva kökenli yazarlar değiliz. Biz. bu çağın acıları içinde büyüdük. Görevimiz yazmak acıları.Soru: Bu sözleri söyleyen yazar ile ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? | Susmak, insanın onuruyla, sorumluluk bu sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Bir milleti diğerlerinden farklı kılan onun kendine özgü özellikleri- dir. Bir Fransız. bir Çinli veya Ispanyol gibi değildir. Fizikçe benzemezliğinin yanında tamamen ayrı bir insan olarak oluşmuştur. Bir Finlinin tebessüm edeceği bir fıkraya bir Italyan kahkaha ile gülebilir. Her milletin eşyaya bakışı. hayatı yorumlayışı. zevkleri, duyu yanı farklı bir gelişme göstermiştir. Zaman her millete onun özelliklerine uygun düşen ayrı bir tarih. sanat. düşünce dünyası ve dil vermiştir. Daha doğrusu o milletin yetiştirdiği kabiliyetler, kendi milletlerine bunları vermektedir. Her büyük insan milletinin varlığına, kaynağını yine kendi milletinden devşirdiği eserleriyle katkıda bulunmuştur. Medeniyeti kuran, geliştiren işte bu katkılardır.Soru: Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? | Milletlerin özellikleri, tarih, sanat : bu ifadeler ile bir paragraf sorusu oluştur |
Paragraf: Insanı insan yapan duygulardan biridir acımak. Ama bu duygu. karşımızdaki kimsenin acısını kendimizdeymiş gibi hissedersek yaşanır. Bir üstünlükten gelen acıma duygusu gerçek bir acıma değildir. Çünkü bu acıma duygusu bir tür gururdan kaynaklanır. Edebi eserlerle haşır neşir olmayanlarda gerçek bir acıma duygusunun varlığından söz edilemez. Bu insanlarda karşısındakinin acılarını paylaşma gücü yoktur. Bu nedenle onların bağışlamalarında bile karşısındakine yukarıdan bakma sezilir. Karşısındakinin suçunu kötü gördüklerini sezdirme- mek ellerinden gelmez. Gerçek bir acıma duygusunda ise tamamen bağışlama söz konusudur. Karşısındakine gerçekten acıyan kişilerde, bağışladıkları kişinin olums- uz bütün özelliklerini ve işlediği suçu tamamen unutma ve bir daha bunu dile getirmeme gibi üstün bir yanları vardır.Soru: . Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme- mistir? | Acımak, insan duygusu : bu kelimeleri kullanarak bir paragraf yaz ve bir soru sor |
Paragraf: Insanı insan yapan duygulardan biridir acımak. Ama bu duygu. karşımızdaki kimsenin acısını kendimizdeymiş gibi hissedersek yaşanır. Bir üstünlükten gelen acıma duygusu gerçek bir acıma değildir. Çünkü bu acıma duygusu bir tür gururdan kaynaklanır. Edebi eserlerle haşır neşir olmayanlarda gerçek bir acıma duygusunun varlığından söz edilemez. Bu insanlarda karşısındakinin acılarını paylaşma gücü yoktur. Bu nedenle onların bağışlamalarında bile karşısındakine yukarıdan bakma sezilir. Karşısındakinin suçunu kötü gördüklerini sezdirme- mek ellerinden gelmez. Gerçek bir acıma duygusunda ise tamamen bağışlama söz konusudur. Karşısındakine gerçekten acıyan kişilerde, bağışladıkları kişinin olums- uz bütün özelliklerini ve işlediği suçu tamamen unutma ve bir daha bunu dile getirmeme gibi üstün bir yanları vardır.Soru: Bu parçada aşağıdakilerin hangisi üzerinde duru- lur? | Acıma duygusu, insan özellikleri konularından bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Belgrat'ı tanımak ve biraz da hissedebilmek için en az üç gün ayır-malısınız şehre. Daha uzun zaman geçirirseniz de sıkılmaz, tam tersi çok keyif alabilirsiniz. Knez Mihailova Caddesi'nin bir ucun-da Kalemegdan isimli bir park bulunuyor. Tuna ve Sava Nehirlerine tepeden bakar konumdaki park, sabah saatlerinde spor yapanlarla dolup taşıyor. Belgratlılar spora oldukça düşkünler; en iyi tenisçilerin ve basketbolcuların bu kentten çıkmasına şaşmamak gerek. Knez Mihailova'nın diğer bir ucuna doğru yürürken kentin ünlü Cumhuriyet Meydanı'nda bir atlı heykeli size hoş geldin diyor. Ulusal müze, tarih müzesi, opera binası bu meydanda sıralanıyor. Kentin kuzeydoğusuna doğru yolculuk yaparsanız daha ihtişamlı yapıları görmeniz de mümkün. Parlamento binası gibi resmi yapılar daha çok bu bölgede yoğunlaşmış durumda. Nikola Tesla'ya ithafen düzenlenmiş Elektrik Müzesi de Belgrat'ın ziyarete değer bir başka adresi tabii kiSoru: Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? | Belgrat şehri, Knez Mihailova Caddesi, Kalemegdan parkı : bu anahtar sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur |
Paragraf: Kitabın birinci baskısında daha çok, birbirine yaklaşan denemeler. yazıldıkları tarihlere bakılmaksızın bir araya getirilmiş, tarihleri de gösterilmemişti. Her birinin yazıldığı tarihlerde dış ve iç olaylar, değişik yerli ve yabancı yayınlar karşısında edebiyatımızın ayrık sanat kümelerine göre ne gibi değişiklikler geçirmiş olduğunu belirtmek üzere bu kez tarihlendirmeyi uygun buldum. Böylece hem değişik dönemlerdeki edebiyat sorunlarını hem de onlar karşısında bende uyaran düşünceleri zaman akışı içinde değerlendirme olanağını elde ettim. Hepsinden daha önemlisi ikinci baskıda eleştiriye kaçan kimi denemeleri çıkarmam oldu. Çünkü deneme, eleştiri gibi kesin yargılara varmaz. Sadece keyif almak için rahatça yazılmış izlenimini verir, İşte yıllar boyunca düşüncelerimi en iyi yansıttığına inandığım denemelerim bu kitapta yer alıyor. Ben bunların yaşayacağına inanıyorum yoksa yayımlamazdım.Soru: Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? | Kitabın birinci baskısında, denemeler, tarihlendirme bu sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Bisikletimin rotasını dik yokuştan aşağıya çeviriyorum. Şimdi Türk edebiyatının en çok iz bırakmış yazarlarından birinin, Reşat Nuri Güntekin'in, evine doğru gideceğim. Ahşap panjurları, zarif cumbaları ve önünde sıra sıra dizilmiş pembe ve beyaz zakkum ağaçlarıyla giriş cephesini de ormana doğru çevirmiş bu ev Sedir Adası'nın tam karşısında. Önündeki geniş terasta sıcak yaz gecelerinde kızı ile birlikte yıldızları seyreden yazarın evine baktığımda içerden dolup taşan misafirlerin konuşmalarını ve odasında tüm disipliniyle yazılarını yazmaya devam ederken daktilonun çıkardığı sesleri duyar gibi oluyorum.Soru: Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır? | Bisikletimin rotası, Reşat Nuri Güntekin'in evi bu kelimeler ile bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: Kapıdan girince karşı köşede duvara çivilenmiş büyükçe bir aynanın yer alıyordu. Duvarın iç tarafındaysa duvarın içinden ayrılmış, giysileri koymak için tasarlanmış bir bölme, dolap olarak kullanılyordu. Duvarda tahtadan yapılmış bir raf vardı. Çamaşır dolabı şeklinde tasarlanmış bölme ise bezden lastikli bir perdeyle örtülü dururdu. Cam kenarında boydan boya toprak ve kerpiçten, bugün köşe takımlarını andırır tarzda yapılmış bir sedir ve sedirin üzerinde güzel kanaviçe işlemeli beyaz yastıklar vardı.Soru: Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? | Eski ev, duvar, raf, sedir bu kelimelerden yola çıkarak bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: Kelaynakların yurdu olan Birecik, bir hazinedir. Parke taşlı, daraçık, eski sokaklarında bir köprü gibi uzanan ev çıkmalarının altından geçerken insan bugünden kopar, kendini Antik Çağ'da sanır. Zeugma gibi çok çekici, antik bir noktaya yakın olmasına rağmen turizmin gerektirdiği altyapıdan yoksun olan bu şehirde insan iki şeyi gerçekleştirirken duyguyu doruklarda yaşar: Fırat'ın karşısından eski kasabayı seyretmek, bir de kaleye çıkarak nehrin uzanıp gittiği ve her karışında uygarlıklar saklayan düzlüklere bakmak.Soru: Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır? | Birecik şehri, Zeugma, Fırat Nehri bu terimleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur |
Paragraf: 30 yıl önceki Hasan Ali'yi merak ettiğim için, Geçmiş Şimdi Gelecek'te yer alan öyküleri birkaç gün evvel ben de okudum. Bazen şaşırdım. bazen ah niye böyle yazmışım dedim. bazen de şimdi olsa bu kelimeyi kullanmazdım diye geçirdim içimden. Gülümse-diğim, afalladığım. kendime aferin verdiğim ya da şimdi derdin bu muydu yani, dediğim yerler de oldu. Fotoğraf albümünü diz-lerinin üstüne koyup çocukluk fotoğraflarına bakmak gibi bir şey-di bu benim için. Bakarken hem çok değişmişim diyorsun hem de yok, bakışlarım falan aynı, hiç değişmemişim diyorsun. Şunu da belirtmeliyim: Geçmiş Şimdi Gelecek'i yayımlarken öykülerde bir düzeltme yapmadım, herhangi bir cümle eklemedim, çıkarma-dım. kelime değiştirmedim. kimsenin gözünü boyamaya çalışma-dım; 30 yıl önce nasıl yayımlanmışlarsa virgülü virgülüne yine ay-nı şekilde yayımlandılar. Kapak arkasında da belirttiğim gibi, bu öyküler benim acemiliğin a'sındayken yazdığım öyküler. Hatalarıyla, sevaplarıyla benim öykülerim.Soru: Böyle düşünen yazar aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilemez? | yazar, geçmiş, öyküler : bu ifadeler ile bir paragraf sorusu oluştur |
Paragraf: Usta sanatçı, hep bildiği yoldan gitti, bildiğini yazdı. Bunu yapar-ken de metinlerinden ironiyi hiç eksik etmedi. Zaten büyük acı-la-rın ortasında kalan, kalemi sağlam yazarların, ironinin âlâsını yap-ma hakkı hep saklı. O. eserlerinde bu hakkı sonuna dek kullandı. Ironiyle beraber yürüyen mizah. onun perdeye değil de perde ge-risindekilere yoğunlaşma huyuyla birleşince ortaya. 20. yüzyıl in-sanının anlam veremediği kimi durumları bütün çıplaklığıyla an-latma becerisi çıktı. Sanatçı, bildiğimizin dışında bir efsaneydi ve efsane sürüyor: Daha önce yayımlanmamış öykülerini bir araya getiren Enayinin Portföyü'nde, her zamanki gibi kirli çamaşırları-nızı yine mizahla, ironiyle ve hayli dokunaklı biçimde ortalığa sa-çıyor.Soru: Bu parçada sözü edilen sanatçının aşağıdaki niteliklerden hangisine sahip olduğu söylenemez? | usta sanatçı, ironi : verilen kelimelerle bir paragraf sorusu hazırla |
Paragraf: İnsanların coğrafi dağılıma bağlı özelliklerinden en doğal olanı ve üzerinde en çok tartışılanı farklı deri renkleri. Bu konuda en yay-gın görüş. tropikal gün ışığına karşı koruma sağlaması için. Ekva-tor bölgesine yaklaştıkça cilt renklerinin koyulaşması. Ancak deri-nin rengiyle enlem arasındaki bu ilişki, çok sayıda istisnayla dolu ve bu ilişkinin işlevsel yorumu tartışma konusu. Ne var ki son yıl-larda çeşitli üniversitelerden antropologlar. deri renginin ve gü-neş ışığının nicel ölçümlerinden yola çıkarak bu karmaşık alana bir düzen getirmiş bulunuyorlar. Antropologlar cilt renklerine derin yansıtma özelliğine dayanan sayısal değerler veriyorlar. Gü-neş ışınlarının şiddetinin bir göstergesi olarak da enlem derece-lerini değil. yeryüzüne düşen morötesi ışın değerlerini alıyorlar.Soru: Bu parçada, hangi yargılara değinilmemiştir? | insan, deri rengi bu anahtar kelimeler ile bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Çocuklar için yazmanın en güzel tarafı, saf bir seyirci için yazmak-ta olduğumu bilmemdir. Çocuk seyirciler, olumlu ya da olumsuz tekmilerini hemen dışa vururlar. “Terbiyeli” davranmazlar. Beğen-miş gibi yapmazlar. Bu da yazara büyük bir meydan okumadır. Kalemine güvenip iyi yazarsan da hakkını teslim eder çocuklar Oyundaki düşselliği en az ikiyle çarpıp alırlar. Hayal güçleri sınır-sızdır. Oyuna, kurmacaya aç ve açıktırlar. Çocuk tiyatrosu, bu ne-denle deneme alanlarından biri değil. olmamalı da. O alan uzman-lık, bilgi ve birikim gerektiriyorSoru: Bu parçadan hareketle çocuklarla ilgili olarak hangi-lerinden hangisi söylenemez? | çocuk, yazar bu anahtar sözcüklerle bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Genç yazar. Yük romanı ile bildiği şeyi yapmaya devam ediyor. Yıne olumün kıyısında dolaşıyor. yıne kaybedenlerın hayatını anlatıyor. yıne Şarkılar. şiirler ve mektuplardan besleniyor, yıne tespitlerde bulunuyor yeri geldiğince. Hıkâyesini çok iyi kurgulayan tempolu bir roman Yük. Eksikleri de yok değil. Beklentiyı bunca yukseltiıp nefes nefese okuttuktan sonra daha ıyı ve akılda kalıcı bir finali hak ediyoruz. Yınelemeye ve kelime oyunlarına devam ediyor yok yere Ilk cumlede anladığımızı tekrarlıyor yer yer ama yaptığı. nakarat et-kisını yaratmaktan uzak. Yıne de okuyanı saracak, iyı ki okumuşum dediracak bir romanSoru: Yük romanıyla ilgili olarak, hangi yargılarından hangilerine ulaşılamaz? | Yük romanı, toplum dışı, son kurgusu, farklı türler bu kelimeleri kullanarak Türkçe paragraf sorusu sor |
Paragraf: Kitaplarımda yer alan dili bulana kadar yüzlerce şiir yazdım. Ama aradığım şiirin o olmadığını çok erken yaşta biliyordum. Bir gün bütün yazdıklarımı, bütün defterlerimi kesin bir kararla, kendime karşı neredeyse zalimce diyebileceğim bir tavırla yaktım. Şiirlerim yanarken kâğıtta yok olan harfleri görmek acıydı. kalbim o kadar ağrımıştı ki bazı dizeleri kurtarmak istedim fakat iç sesim beni dur-durdu: “Yapma. Onlar 'sen değiller, senden öncekiler benzerletini hatta çok daha iyilerini yazmışlardı, gelecek olan belki de daha gerçek bir şiirdir.”Soru: Şairin şiirlerini yakma düşüncesi aşağıdaki nedenlerden hangisinden kaynaklanmış olamaz? | Şairin şiirlerini yakma düşüncesi, özgün bakış açısı, şiir dilinin yetkinliği : verilen kelimelerle bir paragraf sorusu hazırla |
Paragraf: Çerçeve, bilindik bir romanın giriş-gelişme-sonuç yapısından biraz farklı bir biçimde kaleme alınmış: daha çok. bir hayat kesiti olarak tanımlayabileceğim bir roman. Roman; evliliği sona ermiş, iki çocuk annesi. orta yaşın eşiğinde bir yazarın. yaz mevsiminin kollarındaki Atina'daki birkaç günlük seyahatini anlatıyor. Adı kitabın tek bir yerinde geçen Faye, bir yaratıcı yazarlık kursu vermek üzere Atina'ya geliyor ve uçakta başlayan hikâyesi Atina'dan ayrılırken sona eriyor. Kısa seyahati boyunca çeşitli insanlarla yolu kesişen Faye, bu kişilerin her biriyle iç dünyalarının kapılarını aralayan sohbetler yapıyor. Neredeyse bir tiyatro metni zenginliğinde yazılmış ve okurken karşımda derhâl ete kemiğe bürünen bu sohbetler. birbirine organik biçimde ulanarak Faye'in ağzından hikâyelendiriliyor. Kalp kırıklıkları, sevginin arızalı hâlleri, yer yer travmatik aile deneyimleri. insan ruhunun olağan kederi ve varo-luşsal kaygıları konuşmaların omurgasını oluşturuyor. Anlatılanların her biri kendi baktığı yerden “gerçeklik” kavramını, insanın dünyayı algılama biçimlerini ve aslında kim olduğumuz meseleni sorguluyorSoru: Bu parçada Çerçeve romanı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? | Çerçeve romanı, giriş-gelişme-sonuç yapısı, hayat kesiti, tiyatro metni : bu ifadeler ile bir paragraf sorusu oluştur |
Paragraf: Ben yazmaya başlamadan önce her şeyi kuruyorum. kitaplarımın sonunu biliyorum çünkü bir derdin tetiklemesiyle yazdığım için onu ne şekilde anlatacağımı biliyorum aslında. Önce dert geliyor, sonra karakterler ve konu... Notlar almaya başlıyorum, olay kendi içinde bir süre gelişiyor, kökleniyor ve bir çerçeve oluşuyor. Hangi bölümde ne olacağına dair küçük haritalar çıkarıyorum. Masa-ya oturmadan önce ne yazacağımı biliyorum. Romanlarımı yaz-ma sürecinde kahramanlarıma içeriden bakmaya başladığımda duygudaşlığın daha egemen olmaya başladığını ve bazen önce-sinde o kahramana biçtiğim davranışın ya da söylemeyi planladığım sözlerin ona değil. bizzat bana ait olduğunu fark ediyorum: ozaman yani o kahraman gibi hissetmeye başladığımda değişik-likler yapıyorumSoru: Düşüncelerini bu sözlerle açıklayan biriyle ilgili olarak aşağı-dakilerden hangisi söylenemez? | Yazarın yazma süreci, kahramanları, duygudaşlık bu kelimeleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz: |
Paragraf: Öyküseverlerin yüreğinde iz bırakan Dünyanın Ortasında yazanın ilk öykü kitabı. Yazar, yaşanmış olaylardan yola çıkarak 1940'lı yıllarda Erzurum'undaki yaşamı, bireylerin yaşantıları ve iç dünyaları üzerinden incelikle işlemiş.Soru: Bu parçadan sözü edilen yazar ve öyküleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? | Yazar, 1940'lı yıllar, Erzurum, yaşamı bu anahtar kelimeler ile bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Eleştirmen: düşünce ve sanat hareketlerinin kaynaştığı. eleştiri nin bir meslek sayıldığı yerlerde yetişir. Bütün insanlardaki temel ahlak niteliklerinin yanında, sağlam bir felsefe temeline dayanan geniş bir sanat kültürü, derin bir seziş ve büyük bir çalışma gücü.Soru: Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? | Eleştirmen, sanat, düşünce, felsefe bu anahtar kelimeler ile bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Bu yazarın kahramanları kalabalık kentlerde kendi kabuklarına çekilmiş insanlardır. Bütün güzelliklerin ilk gençlik çağında tüketildiğini, yitirildiğini düşünen bu insanlar, artık anılara yelken açmaktan kendilerini alamamaktadır.Soru: Bu parçada sözü edilen yazarın kahramanları ile ilgili hangi yargılarına ulaşılamaz? | Yazar, kahramanları, kent, aile : bu kelimeleri kullanarak kapsamlı bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Öykücülüğümüzde dil bilinci yüksek yazarlardan biri Bilge Karasu'dur. Bilge Karasu, öykülerinde dili bir “araç” olarak görmez. Metinlerinde dilin olanaklarını zorlar. araştırır. Bunu edebiyatın doğal işlevi olarak görür.Soru: Bu parçadan sözü edilen yazarla ilgili olarak yukarıda verilenlerden hangileri çıkarılamaz? | Öykücülüğü, dil bilinci, yazar bu kelimelerden bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: Gezegenimizin geleceği için derin deniz madenciliği ile ilgili uluslararası çapta hemen çok ciddi önlemlerin alınması gerekiyor Çünkü deniz madenciliği, okyanustaki önemli karbon yutaklarını tahrip ederek küresel iklim adına olumsuz sonuçlar doğuracak.Soru: Aşağıdakilerden hangisi derin deniz madenciliğiyle ilgili alınacak önlemlerin gerekçeleri arasında yer almaz? | derin deniz madenciliği, çevre, iklim bu kelimelerden yola çıkarak bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: Kullanma kılavuzu, bir şeyin doğru yerinde ve bilinçli kullanılmasına yönelik temel bilgileri içeren kitapçıktır. Bu, üretilen her şeyi kapsar. Ne var ki kullanma kılavuzundaki bilgiler, genellikle teknik içerikli olduğundan aynı zamanda anlaşılması zor ifadeler de içerir. Bu zorluk, beraberinde anlam yetersizliğini getirir. Bu da tüketicinin satın aldığı ürüne istemeden de olsa zarar vermesine yol açacağından firmaların bu sorunu aşması gerekir.Soru: Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? | Kullanma kılavuzu, zorluk, anlam yetersizliği bu kelimeleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz: |
Paragraf: Oturup kendi ana dilim üzerinde çalışıyorum. Ona özen gösteriyorum. Bizde dil son derece kısır tartışmaların konusu olagelmiş. Farklı kesimler, kendi görüşlerine göre aynı anlama gelen Osmanlıca ve Türkçe kelimelerden birine sahip çıkıp diğerini elemekten yana bir tutum izliyorlar. Bana göre, her iki kelime de madem yaşamaya devam ediyor, etsin. İnsanlar gibi kelimelerin de bir ömrü var. Kelimeler eceliyle ölmeli. ölen kelimeler de hortlatılmamalı. Bu arada Türkçe-Osmanlıca sözlük okuyorum. Ayrıca annem diplomat olduğu için çok defa yurt dışına gidip geldim. O dönemlerde Türkçeye yabancılaştım. Bu da dilime merakımı artırdı. Emeğimi, paramı, zamanımı yabancı bir dil yerine kendi dilime sarf ettimSoru: Kendisinden bu şekilde söz eden yazarla ilgili olarak yukarıdakilerden hangileri söylenemez? | Dil, Osmanlıca, Türkçe, kelimeler bu kelimelerden bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: Türkiye'de artık neredeyse her kentin, her bölgenin bir kültür-sa-
nat festivali var. Bunların organizasyonunu sivil toplum kuruluş-
lan. belediyeler veya üniversiteler üstleniyor. Sosyalleşmeyi sağ-
lamak, bir kenti tanıtmak, bir ürünü pazarlamak, bir geleneğin
kaybolmasını engellemek gibi düşüncelerle yola çıkılsa da hep-
sinin çıkış noktası toplumsal duyarlılık ve sorumluluk. Festivaller.
sanatçıları yüreklendirip onların yeni projeler üretmesini de sağlı-
yor. Kentlerin kimliğini belirleyen, iç ve dış kaynaklı yatırım ile is-
tihdamı artıran en temel araçlardan biri artık. İstanbul. Ankara, İz-
mir, Antalya gibi büyük kentlerin adı düzenledikleri onlarca sanat
festivaliyle anılıyor. Festivaller düzenlenirken bu kentlerin bir dün-
ya kenti hâline gelmesi de gözetiliyor kuşkusuz. Oysa çok değil,
yetmiş yıl önce Beylerbeyi Sarayı'nda düzenlenen ve ilk festiva-
limiz olan Balkan Oyunları Festivali'nin hedefi dünya kenti olmak
değil, toplumsal etkileşimdi.Soru: Bu parçada festivallerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? | Kültür, sanat, festival, sorumluluk bu kelimelerden yola çıkarak bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: Günümüzde alışveriş merkezleri. atlıkarınca ve buz pateni pisti gi-
bi eğlence; panoramik asansör ve yürüyen merdiven gibi teknolo-
jik; kemer ve kubbeler gibi mimari ögelerin toplandığı yerlere ev-
rildi artık. Mağazalardan lokantalara. sinema salonlarından kuru
temizlemecilere, banka şubelerinden kitapçılara kadar ne ararsa-
nız var. Her gün binlerce insanın girip çıtığı bu mekânlarda hayat
bir düzen içinde akıyor. Giriş ve çıkış kapıları, inen ve çıkan mer-
divenleri güzel bir şekilde tasarlanmış. Bu yüzden bir semt paza-
rındaki curcuna yaşanmıyor pek. İklimlendirmesinden güvenlik
kontrolüne kadar her şeyin düzenlendiği yerler oralar. Satış gö-
revlilerinden güvenlik personeline kadar her çalışanın, müşterilere
ne şekilde davranacağı, onlarla nasıl diyalog karacağı bile bir dü-
zene bağlı. Bu merkezlerin, tüketicileri kendilerine çekme ve içe-
ride tutma çabası ise dikkat çekiyor. Oluşturulan karmaşık tüke-
tim sisteminin en etkili çalıştığı alanlar buralar. Kendilerine özgü
tasarımları, insanların alışveriş yapma güdüsünü kamçılıyor. Göz
boyayıcı tasarım, buraları tüketiciler için çekici kılıyor.Soru: Bu parçada alışveriş merkezleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? | Alışveriş, merkezler, eğlence, teknoloji : bu kelimeleri kullanarak bir paragraf yaz ve bir soru sor |
Paragraf: Teo Angelopoulos'un Kumpanya filmi, Yunanistan'ın önemli bir dönemini resmi anlatının dışına çıkarak anlatır. Filmi tam anlamıyla kavrayabilmek için Yunan mitolojisini ve tarihini bilmek gerekir. Ayrıca filmde hiçbir karakter ön plana çıkmaz. Tüm oyuncular kameraya dönerek kendi hikâyelerini anlatır. Yakın plan çekimleri neredeyse hiç yoktur. Bu, hikâyenin kişisel bir hikâye değil de bir halkın tanıklık ettiği toplumsal bir olay olduğunun altını çizmek için bilinçli bir şekilde yapılmıştır. İzleyici bir noktadan sonra taraf tutmasa bile resmi anlatıyı sorgularken bulur kendini. Ancak bu film, yönetmenin diğer filmi, Ağlayan Çayır kadar ilgi görmez. Ağlayan Çayır'ın çok fazla ilgi görmesinde yaşananların kişisel bir hikâyeye dönüşmesi, yoğun düşünsel içerik yerine Eleni ile Alexis'in yaşadıkları maceraların ele alınması, olayların okurun merakını kamçılayacak şekilde kronolojik bir biçimde sıralanması, seyircinin katılımcı değil; yalnızca izleyici olarak konumlandırılması etkili olmuştur.Soru: Bu parçadan Teo Angelopoulos'un Kumpanya adlı filmiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? | film, Yunanistan, mitoloji bu kelimelerden bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: Marjane Satrapi'nin son filmi Radyoaktif. çalışmalarıyla iki kez Nobel Ödülü alan Marie Curie'nin öyküsünü anlatıyor. Ancak film yönetmeninden hiç beklenmeyecek şekilde biyografi filmlerinin alışılmış hikâye kalıplarının izinden gidiyor. Böyle olunca filmde Satrapi'nin imzasını ve dilini hissetmek zor oluyor. Satrapi, ana öykünün açılımlarına ağırlık verirken birkaç yan öykü de açarak anlatımı zenginleştirmeyi tercih ediyor ancak bu tercihin filmde karmaşadan başka hiçbir sonuca ulaşamadığını söyleyebilirim. Film zaten ana hikâyesini yeterince derinlikli işleyememişken: örneğin karakterlerin gelişimleri, aralarındaki ilişki yeterince ortaya çıkarılamamışken hikâyenin zamanda ve örgüde yerli yersiz sıçramalar yapması, yapının bütününe zarar veriyor.Soru: Bu parçada sözü edilen filmle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? | Marjane Satrapi, film, Radyoaktif, biyografi : verilen kelimelerle bir paragraf sorusu hazırla |
Paragraf: Insanlık tarihinin en eski bilimlerinden biri olan matematik diğer bilim dalları gibi geçen zaman içinde büyük bir gelişme göstermiştir. Matematiğin nerede ve nasıl başladığı hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Yorum gerektiren arkeolojik bulguları değil de yorum gerektirmeyecek kadar açık yazılı belgeleri dikkate alırsak matematiğin MÖ 3.000-2.000 yılları arasında Mısır ve Mezopotamya'da başladığını söyleyebiliriz. Matematik sözcüğünü ilk kez MÖ 550'lerde, Pisagor Okulu üyeleri tarafından kullanılmıştır. Heredot'a göre ise matematik Mısır'da başlamıştır. Yazılı literatüre girmesi, MÖ 380'lerde Platon'la olmuştur. Kelime anlamı ise "öğrenilmesi gereken şey” yani “bilgi”dir. Bu tarihlerden önceki yıllarda, “matematik” kelimesi yerine, “yer ölçümü” anlamına gelen “geometri” ya da eski dillerde ona eş değer olan sözcükler kullanılmıştır.Soru: Bu parçadan “matematik” ile ilgili olarak hangi yargılara ulaşılamaz? | Matematik, bilim, tarih bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Bir coğrafyaya ruh veren, dildir. Bu ruha biçimi. eserleriyle sanatçılar kazandırır. Fazıl Hüsnü Dağlarca bütün hayatı boyunca bu ruhla yaşamış. yazmış bir şairdir. Kaşgarlı Mahmud'un 11. yy.da Arapçanın gölgesinde kaleme aldığı eseri dilin genişliğini, derinliğini, kaydını göstermesi açısından değerlidir. Ve o lügat, dilimizin çocukluğudur. Ancak kendi çocukluğumuzu severken başkalarının çocukluğuna da saygı ve sevgi içinde olmalıyız. Budur bize. dilin dile kardeşliğine yakışan. Dil; egemenlerin siyasi hırslarının, sömürge kurgularının, ezici planlarının, başka diller karşısındaki üstünlüğün, alçaklığın baskı aracı bir kırbaç değildir. Yeryüzünde hiçbir dilin birbirine üstünlüğü yoktur. Bir dili reddetmek bir insanı değil, insanlığı reddetmektir.Soru: Bu parçanın anlatımında hangi anlatım tekniklerinden hangileri yoktur? | dil, sanat, ruh bu terimleri kullanarak bir paragraf sorusu oluştur |
Paragraf: İspanya'nın kuzeyinde, tam Fransa sınırında bulunuyor San Sebastian. Atlas Okyanusu kıyısındaki şehir, Bask Bölgesi'nin en önemli yerleşimlerinden biri. Şehrin hem Bask hem Fransız kültürünün etkisini hissettiğiniz bir havası var. Nüfusu 186 bin olan küçük bir şehir aslında ama gastronomi ve kültür alanında çok ileri bir noktaya ulaşmış. Beni en çok etkileyen yanı da bu oldu. Ayrıca, 2016 yılında Avrupa Kültür Başkenti seçildi. Şehri son 80 yıldır çok bilinçli bir şekilde oya gibi işliyorlar. İlk defa 1939'da klasik müzik festivali düzenliyorlar. O yıldan bu yana her yıl ağustos ayında bu festival yapılmış. Her yıl temmuz ayında ise San Sebastian Caz Müzik Festivali düzenleniyor ve o da önemli bir caz festivali. Eğer eylülde bu şehri ziyaret ederseniz San Sebastian Film Festivali'ni izleyebilirsiniz.Soru: Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? | şehir, kültür, gastronomi bu kelimelerden yola çıkarak bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: Biraz unutkan veya dalgın biriyseniz şifrelerinizi hatırlamıyor veya anahtarlarınızı yanınıza almayı unutuyor olabilirsiniz. Bionym isimli bir firma tarafından bütün bu sıkıntılara son verecek yeni bir bileklik tasarlandı. Nymi adı verilen bileklik aslında parmak izi veya yüz tanıma programları gibi kişiye özgü fiziksel karakterlerin şifre olarak kullanılması esasına dayanıyor. Kullanan kişinin kalp ritmi verilerine ulaşan bu bileklik, yüklenecek özel bir uygulama sayesinde erişmek istediği cihazla bir çeşit kablosuz bağlantı -blue-tooth- kullanarak iletişime geçecek. Kalp ritmi sayesinde sahibi-ni tanıyan ve çevresindeki dijital uygulamalarda gerekli olan şifre işlemlerini otomatik olarak gerçekleştiren bu bilekliklerde. bileği bükmek veya sallamak gibi bazı vücut hareketleri de komut olarak kullanılabilecek.Soru: Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? | bileklik, şifre, teknoloji : bu ifadeler ile bir paragraf sorusu oluştur |
Paragraf: Roman kurmacadır ve romandaki gerçeklik de kurmaca bir gerçekliktir. Kurmaca gerçeklik, kurmaca eserin kendi içinde tutarlı ve gerçekçi olmasıdır. Roman hayatın gerçeklerini kendi içine gerçekliği haline getirerek sunar. Bütün realist ve natüralist romancılar gözlemledikleri kişi ve olayları mümkün olduğunca bir bir yansıtmamış, kişi ve olayları gerçeğe benzer olarak vermeye çalışmışlardır. Söz gelişi Stendhal'in Julien Sorel ve Flaubert'in Emma Bovary'si incelendiğinde onların nüfus kutüklerinde adları sanları yazılı. başlarından geçen olaylar belli olan, gerçekten yaşamış kişiler olduğu meydana çıkmıştır. Ama bunlar romana geçerken yaşayışlarında oldukları gibi mi Kızı! ile Kara ya, Madame Bovary'e geçmişlerdir?Soru: Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? | roman, kurmaca, gerçeklik bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Orta Doğu başta olmak üzere pek çok ülkede tarımı yapılan siyez, on bin yıllık uzun geçmişiyle, buğday türlerinin atası. Bugüne kadar korunan genetik yapısı, besin değeri, canlı ve cansız etmenlere karşı dayanıklılığı siyezi birçok ülkede araştırmanın odak noktası hâline getirdi. Ülkemizde ilk olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde tarımı yapıldığı tahmin edilen siyez, bugün düşük ve-verimli dağlık arazilerde yetiştirilerek o bölge insanının ihtiyacını karşılamaktadır. Siyez, morfolojik yapısı bakımından diğer buğday türlerinden farklıdır. Örneğin “kavuz” olarak adlandırılan en dış katmanının yapısı diğer buğday türlerine kıyasla daha dirençli olduğu için siyez, çevreden gelebilecek zararlara karşı daha dayanıklıdır. Siyezin ayırt edici bir diğer özelliği de düşük glisemik indeksidir. Karbonhidrat miktarı düşük olduğundan kandaki şeker oranı birden yükseltmez ve vücutta ani açlık hissinin oluşmasını engeller. Sert iklim koşullarına dayanıklı olmasına rağmen verim oranı günümüz buğdaylarından düşük olduğu için siyezin ticari açıdan geliştirilmesi gerekiyor. Islah edilmiş buğdayların ekim alanlarının artması, siyez ekim alanlarının azalmasına yol açıyor.Soru: Bu parçadan “siyez buğdayı"yla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? | Siyez, buğday, tarım, özellikleri : bu kelimeleri kullanarak bir paragraf yaz ve bir soru sor |
Paragraf: Kısa süreli bellek, isminden de anlaşılabileceği gibi, sınırlı birim miktardaki bilgiyi kısa bir süreyle tutabilen bir bellek türüdür. Bu konuda klasikleşmiş bir örneği biz de verelim. İlk ve belki de son kez arayacağınız bir telefon numarasına baktınız, aradınız ve sonra? Eğer özel bir çaba göstermezseniz numarayı bir daha hatırlamayacaksınız. Bu tür görevler tipik bir kısa süreli bellek etkinliğidir. Kısa süreli belleğin tutabildiği bilgi miktarının 5-9 birim aralığında olduğu bulunmuştur ve bu bilgi yaklaşık 30 saniye kadar tutulabilmiştir. Burada “birim” kelimesinin kullanıldığına dikkat ediniz. Bu tercih, kısa süreli belleğin daha etkin kapasiteyle kullanılması sağlayan kümeleme özelliğinden ileri gelmektedir.Soru: Bu parçadan hareketle “kısa süreli bellek” ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? | Kısa süreli bellek, bilgi, bellek türü : bu kelimeleri kullanarak bir paragraf yaz ve bir soru sor |
Paragraf: Yaz aylarında bazen sıcaklar yüzünden, bazen ertesi gün işe gitmeyecek olmanın verdiği rahatlıkla normal zamana göre geç yaşıyor. geç kalkıyoruz. Bunu da en çok çocuklar ve gençler yapıyor. Akşamları sürekli bilgisayar kullanan. telefonuyla meşgul olan veya televizyon seyreden çocuklar uyumakta zorluk çekiyor. Bir araştırma, beyindeki uyku merkezinin, bilgisayar veya televizyon- dan gelen ışığı “Gündüz daha bitmedi.” diye algılayarak uyku sinyalleri göndermediğini ortaya koydu. Son 5 yılda uyku problemi yaşayan çocuk sayısında görülen yüzde 26'lık artış, buna bağlıyor. Geç saatlere kadar ekran başında kalan çocukların biyolojik uyku saatleri altüst oluyor. Bu çocuklar, yetişkinliklerinde de uyku problemleri veya sürekli bir uyku yoksunluğu yaşıyor. Ekran başında harcanan zaman arttıkça uyku süresinin azaldığı, uykusuzluk ve depresyona bağlı şikayetlerin arttığı biliniyor. Öte yandan iyi ve yeterli uyku, beyni besliyor, güçlendiriyor. Yüksek notlar, erken yatmak ve yeterli uyumakla doğrudan bağlantılı. Erken yatıp yeteri kadar uyuyan çocuklar; öfkelerini, sevinçlerini, hüzünlerini dizginlemeyi bildiği gibi nerede, nasıl hareket edeceklerini de biliyor. Bu çocuklar, arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle neredeyse hiç çatışma yaşamıyor.Soru: Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? | Yaz aylarında, sıcaklar, çocuklar, uyku bunlar ile bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: Yaz aylarında bazen sıcaklar yüzünden, bazen ertesi gün işe gitmeyecek olmanın verdiği rahatlıkla normal zamana göre geç yaşıyor. geç kalkıyoruz. Bunu da en çok çocuklar ve gençler yapıyor. Akşamları sürekli bilgisayar kullanan. telefonuyla meşgul olan veya televizyon seyreden çocuklar uyumakta zorluk çekiyor. Bir araştırma, beyindeki uyku merkezinin, bilgisayar veya televizyon- dan gelen ışığı “Gündüz daha bitmedi.” diye algılayarak uyku sinyalleri göndermediğini ortaya koydu. Son 5 yılda uyku problemi yaşayan çocuk sayısında görülen yüzde 26'lık artış, buna bağlıyor. Geç saatlere kadar ekran başında kalan çocukların biyolojik uyku saatleri altüst oluyor. Bu çocuklar, yetişkinliklerinde de uyku problemleri veya sürekli bir uyku yoksunluğu yaşıyor. Ekran başında harcanan zaman arttıkça uyku süresinin azaldığı, uykusuzluk ve depresyona bağlı şikayetlerin arttığı biliniyor. Öte yandan iyi ve yeterli uyku, beyni besliyor, güçlendiriyor. Yüksek notlar, erken yatmak ve yeterli uyumakla doğrudan bağlantılı. Erken yatıp yeteri kadar uyuyan çocuklar; öfkelerini, sevinçlerini, hüzünlerini dizginlemeyi bildiği gibi nerede, nasıl hareket edeceklerini de biliyor. Bu çocuklar, arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle neredeyse hiç çatışma yaşamıyor.Soru: Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz? | Uyku, çocuklar, okul başarıları bu sözcükleri kullanarak bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Yaz aylarında bazen sıcaklar yüzünden, bazen ertesi gün işe gitmeyecek olmanın verdiği rahatlıkla normal zamana göre geç yaşıyor. geç kalkıyoruz. Bunu da en çok çocuklar ve gençler yapıyor. Akşamları sürekli bilgisayar kullanan. telefonuyla meşgul olan veya televizyon seyreden çocuklar uyumakta zorluk çekiyor. Bir araştırma, beyindeki uyku merkezinin, bilgisayar veya televizyon- dan gelen ışığı “Gündüz daha bitmedi.” diye algılayarak uyku sinyalleri göndermediğini ortaya koydu. Son 5 yılda uyku problemi yaşayan çocuk sayısında görülen yüzde 26'lık artış, buna bağlıyor. Geç saatlere kadar ekran başında kalan çocukların biyolojik uyku saatleri altüst oluyor. Bu çocuklar, yetişkinliklerinde de uyku problemleri veya sürekli bir uyku yoksunluğu yaşıyor. Ekran başında harcanan zaman arttıkça uyku süresinin azaldığı, uykusuzluk ve depresyona bağlı şikayetlerin arttığı biliniyor. Öte yandan iyi ve yeterli uyku, beyni besliyor, güçlendiriyor. Yüksek notlar, erken yatmak ve yeterli uyumakla doğrudan bağlantılı. Erken yatıp yeteri kadar uyuyan çocuklar; öfkelerini, sevinçlerini, hüzünlerini dizginlemeyi bildiği gibi nerede, nasıl hareket edeceklerini de biliyor. Bu çocuklar, arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle neredeyse hiç çatışma yaşamıyor.Soru: Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? | Uyku, çocuklar, yetişkinlik bu anahtar sözcüklerle bir paragraf sorusu yaz |
Paragraf: Hayatın en önemli gerçeği samimiliktir. Bu itibarla, hayat ile bağlı olan edebiyat, mutlaka samimi bir edebiyattır denebilir. Hayatı en gizli, en karışık yönleriyle anlatmayan, birey ve toplum olarak duygularımızı tıpkı hayatta olduğu gibi saf ve derin bir şekilde duyurmayan: üzüntülerimizi, felaketlerimizi, açık açık yansıtmayan bir edebiyat, hayat ile ilgisiz ve sahte bir edebiyattır.Soru: Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? | samimilik, edebiyat, hayat bu kelimeler ile bir paragraf sorusu sor |
Paragraf: Bir dönemi kapatıp bir başkasını açan devletlerin kültürel birikimleri çağlar boyu varlığını korumuştur. Asurlular bunlardan biriydi. Kurdukları devlet düzeni, arkadan gelenlerce de uygulandı. Mezopotamya'da kurulan bu devlette kral, tanrıların yeryüzündeki temsilcisiydi.Soru: Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabılır? | devlet, kültür, Asurlular bunlar ile bir paragraf sorusu sor |